Uluslararası İlişkiler

advertisement
Yıldırım TURAN
Saü
Dersin sonunda öğrencilerin aşağıdaki yeterlilikleri geliştirmeleri hedeflenmektedir:
Uluslararası İlişkiler Olgusunu
Dünya Politikasının Değişim Dinamikleri
Dünya Politikasının Büyük Tarihsel Dönemleri
Uluslararası İlişkiler Öncesi Dönem
Uluslararası İlişkiler Dönemi
Uluslararası İlişkiler Sonrası Dönem
Ülkesel Devletin Doğuşu ve Vestfalyan Devletler Sistemi
Ülkesel Devletten Ulus-Devlete
‘Uluslararası İiişkiler’in Dayandığı Temel Varsayımsal İlkeler
‘Ulus-Devlet’in Yayılışı ve ‘Uluslararası İlişkilerin Evrenselleşmesi
2
Dersin Haftalık İçeriği
* Uluslararası İlişkiler Olgusu
* Dünya Politikasının Değişim Dinamikleri ve Büyük Tarihsel Dönemler
* Uluslararası İlişkiler Öncesi Dönem: ‘Kopuk Çok-Merkezli Dünya'
* Uluslararası İlişkiler Dönemi: ‘Batı Merkezli Dünya‘
* Ülkesel Devletin Doğuşu ve Vestfalyan Devletler Sistemi
* Ülkesel Devletten Ulus-Devlete
* ‘Uluslararası İiişkiler’in Dayandığı Temel Varsayımsal İlkeler
* ‘Ulus-Devlet’in Yayılışı ve ‘Uluslararası İlişkilerin Evrenselleşmesi
Uluslararası ilişkiler Olgusu
Uluslararası İlişkiler Olgusu Nedir?
Var olan siyasal birimleri, bunlar arasındaki ilişkileri,
etkileşimleri ve ortaya çıkan yapıları, kısaca dünyada var
olan siyasal durumu ifade olgudur.
Tarihsel bir olgu olan ‘uluslararası ilişkiler’, dünya
politikasının Modern Çağ’daki görünümü olup,
modernleşmenin, modem düşüncelerin, modern yapı,
aktör ve ilişkilerin ürünüdür
Uluslararası ilişkiler Olgusu
Uluslararası İlişkiler Olgusu Nedir?
Uluslararası ilişkiler: Egemen-bağımsız ulus devletler
arasındaki her türden ilişkiyi ifade eder. Ama aynı
zamanda bu her türden ilişkinin siyasal sonuçlar
doğurduğundan hareketle aynı zamanda uluslararası
politika yerine de kullanılır.
Uluslararası Politika: Egemen-bağımsız ulus devletler
arasında ulusal çıkarlar etrafında gelişen güç
mücadelesi ve bu eksende ortaya çıkan dünya
ölçeğindeki siyasal durumu ifade eder.
Uluslararası ilişkiler Olgusu
Uluslararası İlişkiler Olgusu Nedir?
Dünya Politikası: Birden fazla anlamda kullanılabilir.
Kelime anlamı itibarıyla dünyada var olan genel siyasal
durumu, yani uluslararası aktörler arasındaki ilişkileri,
etkileşimleri ve bunlar sonucu doğan yapıları ifade eder.
Küresel Politika: Küreselleşme sonucu dünya
politikasının kazandığı yeni durumu ve görünümü ifade
etmek için kullanılır. Bu süreçte ortaya çıkan devlet
egemenliğinin dönüşümü, devlet-dışı aktörlerin
etkinliğinin artması, iç-dış ayrımının ortadan kalkması,
karşılıklı bağımlılık, insanlığın ve dünyanın ortak
sorunları gibi olgulara odaklanır.
Dünya Politikasının Değişim Dinamikleri ve Büyük Tarihsel Dönemler
Dünya politikasında tarihsel bir değişim yaşanması ve
bu çerçevede dünya politikasının farklı biçimler alması
aşağıdaki üç temel unsurun eş zamanlı değişimine
bağlıdır,
 Var olan siyasi aktörlerin niteliği
 Bu aktörler arasındaki ilişkinin biçimi ve yoğunluğu
 Mekânın kapsamı ve zaman-mekân ilişkisi’nin niteliği.
Dünya Politikasının Değişim Dinamikleri ve Büyük Tarihsel Dönemler
Var olan siyasi aktörlerin niteliği
Örgütlü bir siyasal birimin olmadığı ilkel dönemler bir
yana, insanlığın tarihin farklı dönemlerinde birbirinden
çok farklı siyasal birimler kurduğunu belirtmeliyiz.
Bu açıdan kabileler, site-devletleri, hanedanlar,
imparatorluklar, krallıklar, feodal yapılar ve egemen
devletlerden söz edebiliriz.
Dünya Politikasının Değişim Dinamikleri ve Büyük Tarihsel Dönemler
Aktörler arası ilişkinin biçimi,
 Her siyasi birimin kendi kendine olduğu, ötekiyle temasının
bulunmadığı ‘izolasyon/ ilişkisizlik’ hali,
 Birimlerin üstün bir otoriteye boyun eğerek onun çatısı ve
yönetimi altında toplanmasıyla ortaya çıkan ‘hepemonik/dikey
ilişki’ hali
 Farklı birimlerin birbirinden bağımsız davranarak ötekilerle bu
çerçevede etkileşime girdiği ‘eşit/yatay ilişki’ hali
Aktörler arası ilişkinin yoğunluğu,
 İlişkilerin sonucu zayıf-yoğun, sürekli-kesintili etkileşimler
olmuştur.
Dünya Politikasının Değişim Dinamikleri ve Büyük Tarihsel Dönemler
Mekânın kapsamı ve zaman-mekân ilişkisi’nin niteliği.
‘Parçalı’ ya da ‘Bütüncül’ olmak üzere iki farklı dünya
mekânından söz edebiliriz.
 ‘Parçalı mekân’, dünyanın birbirinden habersiz ya da
kopuk coğrafi bölgelerden oluştuğu bir duruma karşılık
gelirken.
 ‘Bütüncül mekân’ insanların üzerinde yaşadığı tüm bölge
ve kıtaların tek bir bütün oluşturduğu, hatta yeryüzünün
tamamının gökyüzü ve yeraltıyla birlikte tek bir mekânsal
birime dönüştüğü bir dünya durumu anlatmaktadır.
Bu durum, ilişkilerin yoğunluk derecesini ve aktörlerin
birbirini etkileme kapasitesin belirleyecek bir ‘zaman-mekân
ilişkisi’ bağlamında değerlendirilebilir.
Dünya Politikasının Değişim Dinamikleri ve Büyük Tarihsel Dönemler
Bu temel değişim dinamikleri çerçevesinde dünya politikası;
 Modern öncesi (Uluslararası İlişkiler Öncesi)
 Modern (Uluslararası İlişkiler)
 Modern sonrası (Uluslararası İlişkiler Sonrası)
Dönem olacak şekilde, üç büyük döneme ayrılır.
Uluslararası İlişkiler Öncesi
Uluslararası İlişkiler Öncesi
Kapsadığı Dönem
Modern Öncesi (İlk ve Orta Çağlar)
Aktör Nitelikleri ve Temel
Siyasi Birimler
Kabile, hanedan, site, uygarlık ve/ya din temelli siyasi
birimler (site-devletler, imparatorluklar, feodal yapılar)
Aktörler arası ilişkinin
biçimi
İzolasyon/ilişkisizlikya da hegemonik/dikey ilişki
Mekanın durumu ve
zaman’la ilişkisi
Parçalı mekân ve zaman-mekân kopukluğu
Dünyanın Siyasal
Görünümü
Kopuk çok-merkezli dünya
Uluslararası İlişkiler
Uluslararası İlişkiler
Kapsadığı Dönem
Modern Çağ
Aktör Nitelikleri ve Temel
Siyasi Birimler
Ulusal ve ülkesel temelli egemen devletler (Ulusdevletler)
Aktörler arası ilişkinin
biçimi
Egemen eşitliğe dayalı yatay ilişki
Mekanın durumu ve
zaman’la ilişkisi
Bütüncül mekân ve zaman-mekân genişliği
Dünyanın Siyasal
Görünümü
Batı-merkezli dünya
Ülkesel Devletin Doğuşu ve Vestfalyan Devletler Sistemi
 Modern dünyanın temelleri 17. Yüzyılda Avrupa’da atılmıştır.
 Kendi içinde birtakım değişiklikler geçirmişse de, 20. Yüzyıl
sonuna değin özünü korumuş olan bu yapının adına
Vestfalyan devletler sistemi denmiştir.
 Bu sistemin doğmasını
mümkün kılansa, 1648’te
Otuz Yıl Savaşları sonunda
yapılan ve en önemlileri
Osnabrück ve Münster
Anlaşmaları olan bir dizi
anlaşmadan
oluşan
Vestfalya Barışı’dır
Ülkesel Devletin Doğuşu ve Vestfalyan Devletler Sistemi
Vestfalya Banşı’yla ‘modem siyaset’ anlayışına dayalı bir
‘devlet’ yapısı ve bu devletler arasında, herhangi bir
üstün otoritenin olmadığı anarşik bir ortamda, çıkar ve
güce dayalı bir ilişki biçimi ortaya çıkmıştır.
O nedenle her şeyden önce, ‘modern devlet’ yapısı
doğmasaydı ‘uluslararası ilişkiler’ doğmazdı, diyebiliriz.
Bir başka deyişle, ‘uluslararası ilişkiler’ olgusu ancak
Vestfalya Anlaşmalarının bir ürünü olan egemen ülkesel
devletin doğmasıyla mümkün olmuştur
Ülkesel Devletin Doğuşu ve Vestfalyan Devletler Sistemi
Vestfalya
sonrası
artık
hiçbir
devlet/yönetici
egemenliğim ülke içi veya ülke dışı bir başka otoriteyle
paylaşmak istemeyecektir.
Örneğin, Kilise artık bu uluslararası siyasal alanın dışına
itilecek, siyaset laikleşecek, devlet Avrupa sisteminin
meşru ve temel aktörü olacaktır.
Egemenlik alanlarının kesin çizgilerle bölündüğü ülkeler
ve bu ülkelere hükmeden merkezileşmiş otoriteler
olarak “egemen, bağımsız, ülkesel devletler” yani
“modern devletler” doğmuştur.
Dönemin Önemli Siyasal Düşünürleri
Dönemin önemli siyasal düşünürlerinin eserlerine
baktığımızda da, 16. Yüzyıl başından itibaren siyaset ve
egemenliğin temellerine ilişkin öncekinden tamamen
farklı düşünceler ortaya konulduğu görülmektedir.
Dönemin Önemli Siyasal Düşünürleri
İtalyan devlet adamı ve düşünür
Machiavelli, 1513’te yazmış olduğu
Prens adlı eserinde, hükümdarın başka
hiçbir gücün (örneğin Kilise veya başka
bir kral) vesayeti altına girmeden,
ülkesinin ve halkının (yani devletin)
çıkarlarını her ne pahasına olursa olsun
koruması gerektiğine, bunun için
hükümdarın ahlakın normlarından uzak
durarak, gerektiğinde tilki gibi kurnaz,
gerektiğinde aslan gibi cesur hareket
etmesi gerektiğine işaret etmiştir.
Dönemin Önemli Siyasal Düşünürleri
İngiliz filozof Thomas Hobbes ise, Jean
Bodin’in kavramsallaştırdığı ve yasayla
ilişkilendirdiği egemenlik kavramının
meşruluk
temellerini
yeniden
tanımlayarak, onu sosyal sözleşmeye
dayalı, ama yöneticinin mutlak ve
kısıtlanmamış gücüyle ilişkilendirmiş ve
mutlakıyetçi
devlet
anlayışına
uyarlamıştır
Ülkesel Devletten Ulus-Devlete
Modern devletin ve modern
dünyanın
tam
olarak
kurulabilmesi ve tekâmül
etmesi için egemenliğin bir
dönüşüm daha yaşamasını,
bunun için de 1789’u, yani
Fransız Devrimi’ni beklemek
gerekiyordu.
Ülkesel Devletten Ulus-Devlete
Fransız Devrimi, egemenliği artık kendisine ihtiyaç
duyulmayan, özgür insanların hak ve hukuklarını korumayan,
aksine emeklerini çalan bir asalak gibi görülen kraldan alıp
bu ulusa veren, yani ulusal egemenlik denilen biçime
dönüştüren bir işlev gördü. Böylece artık ‘ulusçuluk’ doğmuş
ve modern devletlerin kurucu ideolojisi olarak sınırları belli
toprak parçası içinde yaşayan insan topluluğunu ‘ulus’a ve
üzerinde yaşanan toprağı uğrunda ölünecek ‘vatan’a
dönüştürmüş, egemenliği de kesin bir biçimde bu ulusa mal
etmiştir. Böylece devlet de, artık ‘ulus-devlet’ olmuştur.
Uluslararası İlişkilerin Dayandığı Temel Varsayımsal İlkeler
Ulus-devlet olgusunun pekişmesiyle birlikte artık model
aktör ve bunlar arasındaki ilişki biçimi bütün
unsurlarıyla ortaya çıkmış oldu. Bundan sonra dünya bu
Avrupa merkezli uluslararası ilişkilerin varsayımsal
ilkelerine göre şekillenecektir. Söz konusu ilkeler bir
yandan Vestfalyan devletçi düşüncelere, öte yandan da
ulusçuluk ideolojisinin toplumsal varsayımlarına
dayanacaktır
Uluslararası İlişkilerin Dayandığı Temel Varsayımsal İlkeler
Devletçi ve ulusçu anlayışlar çerçevesinde, dünya politikasının
uluslararası ilişkilere dönüşmesini sağlayan, temel ilkeler;
 Her toplum ulus olmalıdır.
 Her ulusun bir devleti, her devletin de bir ulusu olmalıdır.
 Her devlet egemen olduğu ülkelerin ve ulusların dışarıda tek
yasal temsilcisi ve çıkarlarının tek koruyucusu olacaktır.
 Tüm dünya bu kurguya uyan aktörlerden meydana gelecek ve bu
çerçevede bir birine benzeyen bu devletler, benzer davranış
kalıplarıyla birbiriyle mütekabiliyete! dayalı, yatay ilişkiler kuracaktır.
 Böylece dünya politikası, aynen modernizmin öngörüsüne uygun
olarak yerleri, rolleri, işlevleri belli olan aktörlerin, birbirleriyle,
belirlenen güç ve kurallara göre kuracakları ilişki sonucu saat gibi
işleyen düzenli ve istikrarlı bir sisteme dayanacaktır.
‘Ulus-Devlet’in Yayılışı ve ‘Uluslararası İlişkiler’in Evrenselleşmesi
Avrupa’da ortaya çıkan ulus-devlet modeli ve bunlar arasındaki
ilişki biçimi, Avrupalı devletlerin sömürgecilik ve emperyalizm
yoluyla Avrupa dışı toprakları ele geçirmesine paralel olarak tüm
dünyaya yayılmış, taklit edilmiş ya da dayatılmıştır.
Bu yayılmanın Avrupalı devletlerin dünyaya yayılmasının bir
sonucu olduğuna hiç kuşku yoktur. Modernleşmiş kapitalist
Avrupalı devletlerin daha da güçlenme adına kendi aralarındaki
rekabetlerini sömürgeler üzerinden yürütmeleri bu hızlı yayılmanın en önemli nedenidir.
Bu sayede o güne değin dünyanın nüfuz edilmeyen bölgeleri hızla
Avrupa merkezli dünya politikasının (uluslararası ilişkilerin) birer
parçası haline gelmiştir.
‘Ulus-Devlet’in Yayılışı ve ‘Uluslararası İlişidler’in Evrenselleşmesi
20. Yüzyıl sonuna gelindiğinde, tüm dünyanın modern devletlere
bölünmesinde tek bir istisna kalmıştı: Sovyet toprakları 1991’de
demir perde kalkınca kapıda bekleyen ulusçuluk burada da
tarihsel işlevini gördü ve buradaki halkları da kendi ulusdevletlerine kavuşturmak için ayaklandırdı. Böylece 20. Yüzyıl
sonunda tüm dünya istisnasız ulus-devletlere bölünmüş oldu.
Uluslararası İlişkiler Sonrası
Uluslararası İlişkiler Sonrası
Kapsadığı Dönem
Postmodern Çağ
Aktör Nitelikleri ve Temel
Siyasi Birimler
Ulusaltı, ulusal, ulusüstü siyasal birimler (Bireyler,
gruplar, devletler, şirketler, uluslararası örgütler vs.)
Aktörler arası ilişkinin
biçimi
Karşılıklı bağımlılığa dayalı çok- yönlü ilişki
Mekanın durumu ve
zaman’la ilişkisi
İç içe geçmiş bütüncül mekân ve zaman-mekân
sıkışması
Dünyanın Siyasal
Görünümü
Bitişik (ve iç içe geçmiş) çok- merkezli dünya
 Uluslararası İlişkiler Olgusu
 Dünya Politikasının Değişim Dinamikleri
ve Büyük Tarihsel Dönemler
 Uluslararası İlişkiler Öncesi Dönem
 Uluslararası İlişkiler Dönemi
 Uluslararası İlişkiler Sonrası Dönem
 Ülkesel Devletin Doğuşu ve Vestfalyan
Devletler Sistemi
 Ülkesel Devletten Ulus-Devlete
 ‘Uluslararası İlişkiler’in Dayandığı Temel
Varsayımsal İlkeler
 ‘Ulus-Devlet’in Yayılışı ve ‘Uluslararası
İlişkilerin Evrenselleşmesi
-Bu derste olmaması gerekenler
27
1. Uluslararası ilişkiler öncesi dönemde nasıl bir dünya politikası vardı?
2. Dünya politikasında değişime yol açan dinamikler nelerdir?
3. Uluslararası ilişkiler niçin dünya politikasının modern çağa özgü halidir?
4. Vestfalya Barışı neden uluslararası ilişkiler için bir başlangıç kabul edilmektedir?
5. Fransız Devrimi’nin uluslararası ilişkiler açısından önemi nedir?
6. Uluslararası ilişkilerin dayandığı varsayımlar nelerdir?
7. Vestfalyan devletler sistemi nasıl evrenselleşmiştir?
8. Vestfalyan devletler sisteminin evrenselleşmesinin sonuçları neler olmuştur?
9. Egemenliğin dönüşümünün dünya politikasının değişimindeki rolünü tartışınız.
10. Uluslararası İlişkiler çağında, dünya politikasının Batı merkezli olduğu iddiasını
tartışınız.
Ek Okuma Önerileri
Hedley Bull ve Adam VVatson (eds.) The Expansion of International Soa'ety, Oxford:
Clarfendon, 1984
Barry Buzan ve Richard Little, International Systems in World History: Remaking the
Study of International Relations, Oxford: Oxford University Press, 2000
William H. Mcneill, Dünya Tarihi, Çev. Alaeddin Şenel, Ankara: imge Kitabevi, 2007
Giofarnco Poggi, Devlet, Doğası, Gelişimi ve Geleceği, Çev. A. Babacan, İstanbul: Bilgi
Üniversitesi Yayınları, 2007
Charles Tilly, Zor, Serrhaye ve Avrupa Devletlerinin Oluşumu, Çev. K. Emiroğlu, Ankara:
imge Kitabevi, 2011
Adam Watson, The Evolution of International Society, London: Routledge, 1992
Kaynakça
Şaban Kardaş, Ali Balcı, (Editörler), Uluslararası İlişkilere Giriş, Küre Yayınları,
İstanbul, 2014
Ders Bitti…
Download