kalça eklemi

advertisement
BÖLÜM 7
KALÇA EKLEMİ
7.1 Giriş
Kalça ekleminin başlıca görevi; yürüme, koşma ve merdiven çıkma gibi günlük aktiviteler
sırasında baş, kollar ve gövdenin ağırlığını desteklemektir. Gövde ve alt ekstremite arasında
yük iletime kabiliyeti, insan vücudunun normal fonksiyonu için yaşamsal önemdedir. Eklemin
top-soket yapısı, hareket sırasında doğal bir kararlılık sağlar. Kalça sakatlanması veya
hastalıkları oldukça yaygındır ve kalçanın dengesizliği, eklemin kıkırdak ve kemik dokusu
üzerindeki gerilme dağılımını değiştirir. Bu durum artrite neden olur ve yürüme, giyinme, araç
sürme ve yük taşıma gibi aktiviteler sırasında fonksiyon kaybına yol açar.
7.2 Anatomik Faktörler
Kalça eklemi; leğen kemiği asetabulumu (kalça çukuru), uyluk başı ve uyluk boynundan oluşur
ve asetabular labrum, eklem kapsülü ve birçok güçlü kas tarafından kontrol edilir ve korunur
(Şekil 7-1). Tüm bu yapıların birlikte çalışmasıyla kalça eklemi kararlı, esnek ve dayanıklı
yapıya sahip olur.
ŞEKİL 7-1 Kalça eklemi (önden görünüş): 1. Kalça iç atardamarı. 2.
Psoas büyük kası. 3. Kalça kası. 4. İliak kanat. 5. Gluteus medius kası. 6.
Gluteus minimus. 7. Büyük trokanter. 8.
7.2.1 Asetabulum
Asetabulum; top-soket yapıdaki kalça ekleminin çukur olan kısmıdır. Alt kısmındaki asetabular
yarık nedeniyle tam olarak küresel değildir ve bu yüzden at nalı şeklinde bir görüntüsü vardır
(Şekli 7-2). Asetabulumun yüzeyini örten eklem kıkırdağı, çevresel ve yana (dışa) doğru
kalınlaşır. Eklem teması asetabulumun at nalı şeklindeki hiyalin kıkırdak bölgesinin çevresinde
85
meydana gelir. Asetabular labrum; asetabulumun kenar kısmının etrafını saran fibrokartilajinöz
(lifli kıkırdak) dir ve asetabular yarığa bağlanarak uyluk başının aşağıya kaymasını önleyen
transvers asetabular bağ ile karışır.
ŞEKİL 7-2 Asetabulumun yandan görünüşü (şematik).
Merkez-kenar açısı (Wiberg açısı) ve anteversiyon açısı; asetabulumun, uyluk başını ne kadar
örttüğünü gösteren açılardır (Şekil 7-3). Merkez kenar açısı, yatak düzleme olan mesafeyi ifade
eder. Ortalama değeri yaklaşık 20° olan anteversiyon açısındaki patolojik artış, eklemin
kararlılığını azaltır ve uyluk başının ön taraftan çıkma ihtimalini arttırır. Yüksüz durumda
asetabulumun çapı, uyluk başı çapından daha küçüktür. Kalça eklemine yük uygulandığında
uyluk başı, asetabulumu visko-elastik olarak deforme eder.
ŞEKİL 7-3 A) Merkez kenar açısı (Wiberg açısı). B) Asetabular
anteversiyon açısı.
Asetabular labrum; kalça ekleminin düzgün çalışması için çok mnemlidir (Şekil 7-2). Labral
doku; esas olarak fibro-kıkırdaktan yapılmıştır. Labrum; aşırı hareketlerde uyluk başının
harekete dahil olmasında önemli rol oynar. Eklem kapsülü ile birlikte labrum, bükülme
sırasında yük taşıma görevi de yapar. Eklemin kararlılığında ve bütünlüğünü korumadaki rolü
nedeniyle labrumda meydana gelecek bir hasar, kalça ekleminin kararsızlığına ve aşırı hareket
yapmasına neden olabilir. Böyle bir kararsızlık; eklem kapsül dokusunu işlevsiz hale getirir ve
anormal yük dağılımına neden olur.
86
7.2.2 Uyluk başı
Uyluk başı; top-soket şeklindeki kalça ekleminin konveks olan kısmıdır ve üçte iki küre
görünümündedir. Uyluk başını örten eklem kıkırdağı; orta (iç) – merkez yüzeyde yani
ligamentum teresin bağlandığı fovea etrafındaki bölgede en kalındır ve çevre kısmında en
incedir. Kalınlıktaki bu değişkenlik nedeniyle uyluk başının farklı bölgelerindeki dayanım ve
rijitlik de değişkenlik gösterir. Daha önce de belirtildiği gibi kalça eklemindeki eklem kıkırdağı
visko-elastiktir. Bu durum, uygulanan yükün büyüklüğüne bağlı olarak uyluk başındaki yük
dağılımını etkiler. Düşük yüklerde yükü karşılayan alan, uyluk başının hilal şeklindeki
yüzeyinin etrafıdır. Ancak yük arttığında bu bölge, bu yüzeyin merkezine ve ön-arka uçlarına
doğru kayar.
7.2.3 Uyluk boyunu
Özellikle uyluk gövdesiyle olan açısal ilişkisi nedeniyle uyluk boyunu, kalça ekleminin düzgün
çalışması için önemli bir role sahiptir. Burada iki önemli açı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi
eğilme açısı da denilen uyluk boyunu-gövdesi arasındaki açıdır (Şekil 7-4A). İkincisi ise
burulma açısı denilen, uyluk başı ve boynundan geçen eksen ile uyluk kondillerini kesen eksen
arasındaki açıdır (Şekil 7-4B).
ŞEKİL 7-4 A) Uyluk boyunu-gövdesi arasındaki açı (eğilme açısı). B) Uyluk boyun ve kondil eksenleri arasındaki
açı (burulma açısı).
Eğilme açısı doğumda yaklaşık 140°-150° dir ve yetişkinliüe doğru fiderek azalarak ortalama
125°’ye düşer. Eğilme açısının 125°’nin üzerine çıkması durumunda koksa valga denilen ve
altına düşmesi durumunda koksa vara denilen bir durum ortaya çıkar (Şekil 7-4A). Bu anormal
açılar; asetabulum ile uyluk başı arasındaki hizayı kaydırır. Böylece kuvvet kolunu değiştirerek
kalça momentlerini ve üst gövdenin ekleme uyguladığı kuvvetlerin etkisini değiştirir.
87
Burulma açısı, alt ekstrimitenin içe doğru dönüklüğünü ifade eder ve yeni doğanlarda yaklaşık
40° iken, ilk iki yılda önemli ölçüde azalır. Burulma açısının 10° ile 20° arasında olması normal
kabul edilir. Anteversiyon denilen 12°’nin üzerindeki açılar; uyluk başının bir kısmının açıkta
kalması anlamına gelir ve yürüyüş sırasında bacağın içe doğru dönme eğilimi göstermesine yol
açar çünkü uyluk başını, asetabular çukurun içerisinde tutmaya çalışır. Bunun tersi olarak
12°’nin altındaki açılar; bacağın dışa doğru dönme eğilimi göstermesine yol açar (Şekil 7-4B).
Uyluk başı ve boynunun iç kısmı; orta (iç) ve yan (dış) trabeküler sistem içerisindeki süngerimsi
kemik dokusundan meydana gelir (Şekil 7-5). Uyluk başına etki eden kuvvetler ve gerilmeler,
orta (iç) trabekül sistemine paraleldir ki bu durum özellikle eklem tepki kuvvetini karşılamadaki
önemini gösterir. Yan (dış) trabekül sistemi ise; abdüktör kaslarının uyluk başında oluşturduğu
basma kuvvetine karşı koyar. Uyluk boynunun etrafını kaplayan ince kortikal kemik tabakası,
üst kısımdan aşağıya indikçe kalınlaşır.
ŞEKİL 7-5 Orta (iç) ve yan (dış) trabekül sisteminin şematik çizimi.
7.2.4 Kalça eklemini saran kaslar ve kalça kapsülü
Üç kapsül bağından oluşan kalça kapsülü, kalça eklemi için önemli bir dengeleyicidir. Kapsül
bağı, üç bağdan oluşur ve bunların ikisi öne, biri ise arkaya doğrudur (Şekil 7-6). Etkin
gerilmelerin oluştuğu ön-üst kısımda kapsül kalınlaşır ve arka-alt kısımda nispeten incelir ve
gevşekleşir. Kapsül bağları; uyluk boynunun etrafını saat yönünde sarar yani kalça ekleminin
uzaması ve içe dönmesi sırasında gerilir ve bükülmesi ve dışa dönmesi sırasında ise gevşer.
ŞEKİL 7-6 Kapsül bağlarının temel yapısı (şematik).
88
Kalça ekleminden geçen 27’den fazla kas-tendon biriminin dayanımı ve esnekliği, eklemin
uygun şekilde çalışması için hayati öneme sahiptir. Eklem kuvvetlerinin gerçekçi biçimde
hesaplanması için kalça ekleminin biyomekanik modeli, üç boyutlu ortamda agonist-antagonist
kas kuvvetlerini içermelidir ancak böyle üç boyutlu modelleme çok karmaşıktır (Şekil 7-7 A ve
B). Basitleştirme amacıyla bu kuvvetler vektörel olarak birleştirilebilir.
ŞEKİL 7-7 Kalça eklemine etki eden kas kuvvetlerinin A) sagital B) transvers düzlemde iki boyutlu şematik
gösterimi.
Dizden, ayak ve ayak bileğine kadar tüm kasların; kalça ekleminin çalışmasına etkisi
bulunmaktadır. Örneğin; dizdeki zayıf kuadriseps kasları ve kısa ayak bileği kası nedeniyle
uyluk başının ön kısmında bir kuvvet etkisi meydana gelir. Böylece uyluk başının ön kısmı,
asetabulum üzerine baskı yapar. Uyluk boynundan uyluk başına ve oradan da asetabuluma
kuvvetlerin etkin bir şekilde iletilmesi; bunların bir birlerine göre anatomik konumlarına
bağlıdır. Bu yapının üç boyutlu doğası gereği temas ve kuvvet iletimi, kişiden kişiye değişiklik
gösterebilir. Kuvvet iletimi aynı zamanda çeşitli aktivitelerden ve eklem hastalıklarından
etkilenebilir.
7.3 Kinematik
Kalça hareketi üç düzlemde de gerçekleşir: sagital (bükülme-uzama), frontal (abdüksiyonaddüksiyon) ve transvers (içe-dışa dönme) (Şekil 7-8). İnsanların günlük aktiviteler sırasındaki
hareketlerini anlamak için kalça ekleminin hareket aralığını anlamak önemlidir. En büyük
hareket sagital düzlemde olur ve 0°’den yaklaşık 140°’ye bükülme ve 0°-15° uzama aralığında
gerçekleşir. Abdüksiyon hareketi 0°-30° aralığında ve addüksiyon hareketi ise 0°-25°
aralığındadır. Kalça eklemi büküldüğünde dışa dönme 0°-90° aralığında ve içe dönme 0°-70°
aralığında oluşur. Kalça ekleminin uzama hareketi durumunda ise yumuşak dokuların
sınırlayıcı etkisinden dolayı daha az içe-dışa dönme gerçekleşir.
89
ŞEKİL 7-8 Kalça ekleminin hareketleri.
Klinik hedef, hastanın fonksiyonel hareketlerini geri kazandırmaktır. Hastanın fiziksel
aktiviteleri yapabilme kabiliyetini değerlendirmekteki göstergelerden biri günlük
aktivitelerdeki hareket aralığını belirlemektir. Günlük aktiviteler (ayakkabı bağlamak,
sandalyeye oturmak veya kalkmak, yerden bir nesne almak ve merdiven çıkmak gibi) sırasında
üç düzlemdeki hareket aralığı elektro-açıölçer gibi çeşitli yöntemlerle ölçülebilir. Böyle bir
çalışma sonucu elde edilen değerler Tablo 7-1’de gösterilmiştir. Hareket aralığı ölçme
çalışmaları dikkatlice değerlendirilmelidir çünkü deneğin yaşına, hareketin hızına ve
sandalyenin veya merdivenin yüksekliği gibi test koşullarına bağlı olarak farklı ölçümler elde
edilebilir.
TABLO 7-1 Günlük aktiviteler sırasında üç düzlemdeki maksimum kalça hareketi değerleri.
Aktivite
Hareket
Kaydedilen
Düzlemi Değer (derece)
Sagital
124
Ayak yerdeyken
19
ayakkabı bağlamak Frontal
Transvers
15
Sagital
110
Ayak kalça
Frontal
23
hizasında ayakkabı
Transvers
33
bağlamak
104
Sandalyeye oturmak Sagital
Frontal
20
ve kalkmak
Transvers
17
Sagital
117
Yerden nesne
Frontal
21
almak için
Transvers
18
eğilmek
Sagital
122
Çömelmek
Frontal
28
Transvers
26
Sagital
67
Merdiven çıkmak
Frontal
16
Transvers
18
Sagital
36
Merdiven inmek
7.3.1 Yürüyüş sırasında hareket aralığı
Yürüyüş sırasında kalça ekleminin hareket aralığını belirlemek için yapılan deneysel
çalışmalarda maksimum bükülmenin, salınım safhasının sonunda gerçekleştiği görülmüştür.
90
Bunun nedeni, topuk vurma safhası için bağların öne doğru hareket etmesidir. Duruş safhasının
başlangıcında vücut öne doğru hareket ederken eklem uzama hareketi yapar. Maksimum
uzamaya, topuk kalkarken ulaşılır. Salınım fazı sırasında eklem tekrar bükülmeye başlar ve
topuk basmasından önce tekrar maksimum (35°-40°) bükülmeye ulaşır. Şekil 7-9A; yürüyüş
çevrimi sırasında sagital düzlemde kalça eklem hareketinin değişimini ve diz ve ayak bileği
eklemleri ile karşılaştırmasını göstermektedir.
ŞEKİL 7-9 Yürüyüş çevrimi sırasında A) sagital düzlemde, B) frontal ve transvers düzlemde kalça eklemi hareket
aralığı
Yürüyüş çevrimi sırasında frontal (abdüksiyon-addüksiyon) ve transvers (içe-dışa dönme)
düzlemlerdeki hareket aralığı Şekil 7-9B’de gösterilmiştir. Salınım safhasında abdüksiyon
meydana gelir ve ayakucunun kalkma safhasından sonra maksimum değere ulaşır. Topuk
basma safhasında kalça eklemi addüksiyon hareketine döner ve bu hareket, duruş safhasının
sonuna kadar sürer. Kalça eklemi, salınım safhası boyunca dışa doğru döner ve topuk basma
safhasından hemen önce içe doğru döner. Eklem, duruş safhasının sonuna kadar içe doğru
dönme hareketini sürdürür ve bundan sonra tekrar dışa doğru döner. Ortalama hareket aralığı
frontal düzlemde 12° ve transvers düzlemde 13° dir.
7.3.2 Hareket aralığına yaşlanmanın etkisi
İnsanlar yaşlandıkça alt ekstremite eklemlerinin hareket aralıklarının daha az kısmını kullanır.
Yaşlı ve genç erkek denekler üzerinde yapılan bir çalışmada yaşlıların daha kısa adım attıkları,
kalça bükülme ve uzama aralığının azaldığı görülmüştür. Yaşlanmayla birlikte eklem
kinetiklerinde görülen bu değişimlerin en önemli nedenleri; motor kontrollerindeki değişimler,
motor birimlerinin azalması ve hızlı seğiren kas lifi miktarının azalmasıdır. Yaşlanan kaslar
aynı süre zarfında daha genç kaslara göre daha az kuvvet üretirler.
7.4 Kinetik
Kinetik çalışmaları; basit aktiviteler sırasında kalça eklemine etki eden kuvvetleri gösterir.
Kalça ekleminin biyomekanik analizi; ya bir veya iki ayak üzerinde dururken basit bir statik
durum için ekleme etki eden kuvvetleri ya da dinamik hareketler (yürüme, koşma, merdiven
çıkma vb.) sırasında ekleme etki eden kuvvetleri inceleyebilir. Bu biyomekanik analizlerin
temel amaçları şunlardır:
91
1. Ekleme etki eden kuvvetleri üreten faktörlerin anlaşılması,
2. Ekleme ve etrafındaki yumuşak dokulara zarar verebilecek aktivitelerin daha iyi
anlaşılması,
3. Çeşitli aktiviteler sırasında sağlıklı ve hasta eklemlerin fonksiyonun karşılaştırılması,
4. Kalça problemleri veya total eklem protezi olan hastalar için teşhis ve tedavi belirlemek,
5. En uygun performans için kalça eklemi yapısının anlaşılması.
Kalça ekleminin kapsamlı dinamik bir modeli; aktiviteler sırasında üretilen gerçek eklem
kuvvetlerinin anlaşılmasını sağlar ancak ekleme etki eden iç kuvvetlerin ve gerçek anatomik
parametrelerin ölçülmesinin karmaşıklığı nedeniyle oldukça zordur. Örneğin kapsamlı bir
modelde kasların hareket doğrultuları; Şekil 7-7’de tanımlandığı gibi sagital, frontal ve
transvers düzlemdeki dönme eksenlerine bağlı olarak gösterilmelidir. Ayrıca böyle bir model;
eklem hareketi sırasında meydana gelen dinamik değişimleri de dikkate almalıdır.
7.4.1 Eklem kuvvetlerinin dolaylı ölçülmesi
Yerçekiminin ürettiği dış kuvvetlerin en basit modelleri bile eklem hakkında fonksiyonel ve
klinik olarak önemli bilgiler vermektedir. Tek ayak üzerinde duran bir hastanın kalça eklemine
ait basitleştirilmiş bir serbest cisim diyagramı, eklem kuvvetlerinin dolaylı olarak ölçülmesini
sağlayabilir. Bu yöntem ayakta durma sırasında ana dengeleyici olan abdüktör kas grubunun
etkisini içermese bile eklem kuvvetlerinin nispeten iyi bir tahminini verebilir. İki ayak üzerinde
dururken oluşan eklem kuvvetini hesaplamak çok daha kolaydır ve tek ayak üzerinde durmaya
göre daha doğru sonuçlar verir çünkü bu konumda kalça eklemi kendiliğinden kararlı
durumdadır ve kas sisteminin etkisi daha basittir.
İki ayak üzerinde durma sırasında yer çekiminin doğrultusu, kasığın arka-orta kısmından geçer
böylece kasların etkisi olmadan yalnızca eklem kapsülü ve kapsül bağları yardımıyla vücudun
dengesi sağlanır. Kalça eklemi etrafında moment üreten kas aktivitesi olmadığından, eklem
tepki kuvvetinin hesaplanması basitleşir: iki ayak üzerinde dururken her bir kalça eklemine
gelen tepki kuvveti, gövde ağırlığının yarısı olur. Her bir alt ekstremite vücut ağırlığının altıda
biridir yani her bir kalça eklemindeki tepki kuvveti vücut ağırlığının üçte biri olur. Kalça eklemi
etrafındaki kaslar yalpalanmayı önlemek ve vücudun dik durmasını sağlamak için gerildiğinde
bu kuvvet değişir ve dolaylı olarak ölçülmesi zorlaşır çünkü kuvvet, kas aktivitesiyle orantılı
olarak artmaz.
İki ayakta durma konumundan tek ayakta durma konumuna geçerken gövdenin yerçekimi
doğrultusu üç düzlemde de kayar. Bu durum kalça eklemi etrafında momentler üretir ve kas
kuvvetleri ile dengelenir böylece eklem tepki kuvveti artar. Momentlerin ve tepki kuvvetinin
büyüklüğü; gövde, baş, üst ekstremiteler ve diğer ayağın konumuna bağlıdır. Şekil 7-10;
gövdenin farklı konumuyla frontal düzlemde yerçekimi doğrultusunun nasıl kaydığını ve leğen
kemiğinin eğilmesini göstermektedir. Yerçekimi doğrultusunun ve buna bağlı olarak yerçekimi
kuvvetinin kuvvet kolu uzunluğunun kayması, kalça eklemindeki momentlerin büyüklüğünü ve
eklem tepki kuvvetini etkiler. Eklem tepki kuvvetinde en büyük değişimler; gövde, kalça
92
eklemine doğru eğildiğinde meydana gelir çünkü yerçekimi kuvvet kolu ve eklem tepki kuvveti,
yük doğrultusu daha dikey konumdayken minimum olur (Şekil 7-10).
ŞEKİL 7-10 Üst gövdenin farklı konumları için leğen kemiği ve alt gövdenin yerçekimi doğrultusunun frontal
düzlemdeki değişimi.
7.4.2 Doğrudan ölçüm: cerrahi implant kullanılması
Biyomekanik modeller, iç kuvvetlerin dolaylı olarak tahmin edilmesini sağlasa da telemetrik
protezlerden alınan gerçek zamanlı sinyaller; yürüyüş, merdiven çıkma gibi günlük aktiviteler
sırasında alt veya üst uylukta meydana gelen içi kuvvetlerin doğrudan ölçülmesini sağlar. Böyle
implantlar; kalça implantlarına bağlanarak veya kırık sabitlemede kemiğe bağlanan levhalara
doğrudan takılarak yük ölçümünde kullanılır. Bu ölçüm yapabilen kalça implantları daha sonra
kemik çimentosu ile uyluğa sabitlenir ve böylece doğrudan ölçümler elde edilir (Şekil 7-11).
ŞEKİL 7-11 Doğrudan ölçüm yapan ekipman bağlı kalça eklem implantı.
Doğrudan ölçümler, iç kuvvetlerin daha gerçekçi tahmin edilmesini sağlar ve biyomekanik
modellerin doğrulanmasında kullanılabilir. Elde edilen verilerin doğruluğu, hangi eklem
mekaniklerinin ve hangi dokuların hesaba katıldığına bağlıdır. Hem doğrudan hem de dolaylı
yöntemlerle elde edilen verilerin birleştirilmesiyle daha kapsamlı ve doğru kuvvet ölçümü
yapılabilir. Yürüyüş sırasında yükün değişimi her iki yöntemde de benzerdir ancak maksimum
kuvvetin büyüklüğü farklılık gösterir. Eklem yükünün dışarıdan ölçülmesiyle elde edilen
değerler, vücut içerisinde ekipman kullanılarak yapılan ölçümlerden daha büyük değerler verir.
Bunun birçok nedeni vardır: uygulanan metot, kullanılan ekipman, kalça ekleminin normal
veya implant takılı olması, yürüyüş hızı ve deneğin yaşı vb. gibi.
93
7.4.3 Aktiviteler sırasında eklem tepki kuvveti
Yürüyüş sırasında oluşan maksimum kalça kuvveti vücut ağırlığının 1.8 ila 4.3 katı arasında
değişir ve maksimum basınç topuk-basma sırasında ve duruş safhasının başında meydana gelir.
Bu kalça kuvvetleri, ön-üst asetabuluma etki eden yer tepki kuvvetiyle ilgilidir. Yapılan bir
çalışmada iki hasta üzerinde çeşitli aktiviteler sırasında kalça ekleminde meydana gelen yük ve
moment değerleri ölçülmüştür. Birinci hastada ölçülen maksimum kuvvetler: koşma için vücut
ağırlığının 3.6 katı, yürüyüş için 2.8 katı, merdiven inme için 3.1 katı, merdiven çıkma için 2.8
katıdır. Eğilme-bükülme momenti 4.7-7.6 kat vücut ağırlığı/cm2 ve varus-valgus momenti 8.59.8 kat vücut ağırlığı/cm2 olarak ölçülmüştür. İkinci hasta için bütün bu kuvvet ve moment
değerleri, %45-%70 daha az ölçülmüştür. Bunun nedeni birinci hastanın diz bölgesinde yetersiz
kas sistemine sahip olmasıdır.
Yürüyüş dışında merdiven inme veya çıkma gibi diğer aktiviteler sırasında meydana gelen
yükler, ekipmanlı kalça implantı ile ölçüldüğünde vücut ağırlığının 2.6-5.5 katı arasında elde
edilmiştir. Elde edilen en yüksek yük ve buna bağlı kalça temas kuvveti; merdiven çıkma ve
alçak sandalyeden kalkma sırasında, kalça 100°’den daha fazla büküldüğünde ölçülmüştür.
Bunların dışında hızlı koşma ve kayak yapma gibi aktivitelerde elde edilen kuvvetler, vücut
ağırlığının sekiz katına kadar çıkmaktadır.
7.4.4 Kalça kinetiğine cinsiyetin etkisi
Erkeklerde duruş safhası sırasında leğen kemiğini dengelemek için abdüktör kasları
gerildiğinde iki maksimum kuvvet üretilir. Bir maksimum kuvvet, topuk basmadan hemen
sonra vücut ağırlığının yaklaşık dört katıdır ve diğer maksimum kuvvet ise ayakucunun
kalkmasından hemen önce vücut ağırlığının yaklaşık yedi katıdır. Ayak düz basarken tepki
kuvveti, vücudun ağırlık merkezinin hızla yavaşlamasından dolayı yaklaşık vücut ağırlığına
düşer. Salınım fazında eklem tepki kuvveti, uzatıcı kasların gerilmesinden etkilenir ve
büyüklüğü nispeten düşük kalır (yaklaşık vücut ağırlığı).
Kadınlarda, kuvvet değişimi aynıdır fakat büyüklüğü daha azdır ve duruş safhasının sonunda
vücut ağırlığının yalnızca dört katına ulaşır. Kadınlarda eklem tepki kuvvetinin daha düşük
olmasının nedeni birkaç faktöre bağlıdır: daha geniş leğen kemiği, uyluk boyunu-gövdesi
arasındaki eğim açısı farkı, ayakkabı farkı ve yürüyüş modelindeki genel farklılıklardır.
7.4.5 İmplantlar
Abdüktör kas kuvveti kuvvet kolu ile yerçekimi kuvvet kolu oranı; uyluk başındaki eklem tepki
kuvvetinin büyüklüğünü etkileyen önemli bir faktördür. Bu oran, klça eklem protezlerinde de
çok önemlidir. Eklem tepki kuvvetleri birkaç şekilde azaltılabilir: (1) protez tasarımında hareket
merkezini değiştirerek, (2) ameliyat ile abdüktör kası kuvvet kolunu hafifçe değiştirerek. Kalça
ekleminin merkezini değiştirerek abdüksiyon kuvveti %40’tan fazla azaltılabilir böylece
abdüktör momenti neredeyse %50 azalır.
94
Kuvvet kolu uzunluğunun etkiyle ilgili olarak örneğin kısa abdüktör kas kuvveti kolu (koksa
valga daki gibi), oranı azaltır ve eklem tepki kuvvetini yükseltir. Total kalça ameliyatında
büyük trokanteri yana doğru hareket ettirmek, eklem tepki kuvvetini düşürür ve kas kuvvet
kolunu uzatarak kuvvet kolu oranını yükseltir. Kap protezini, asetebulumun daha derinine
yerleştirmek, yerçekimi kuvvet kolunu azaltarak oranı arttırabilir böylece eklem tepki kuvveti
azalır.
95
Download