Slayt 1 - Sorhocam

advertisement
BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi, 24-30/11/2008 Antalya
Pestisitlerin Çevreye Zehirliliği
ve Etiket Üzerindeki Uyarılar
Doç. Dr. Enver Durmuşoğlu
Ege Üniversitesi
Ziraat Fakültesi
Bitki Koruma Bölümü
35100 Bornova-İzmir
[email protected]
505 950 23 47
Kazalar, Hatalar ve Sonuçları
Daha Detaylı Araştırmalar
Kazalar, pestisitlerin hem insanlara hem de çevre üzerinde ciddi
tehlikelere neden olabileceğini göstermiştir.
Pestisitlerin %95’inden fazlası hedefe gitmiyor.
Pestisitler çevrede önemli kirleticilerdir.
1950’li yıllarda ruhsat için arı, kuş ve balıklar için laboratuar
denemeleri isteniyordu.
1980’li yıllarda kısa ve uzun süreli toksikolojik çalışmalar yanında
çok sayıda arazi çalışmaları isteniyordu.
İlerleyen dönemlerde ise belirlenmesi ve ölçülmesi son derece
güç ve karmaşık olan ekotoksikolojik çalışmalar istenilmiştir.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Pestisitlerin Çevreye Etkisi
EPPO 1993 - çevresel risk değerlendirme
cansız çevrenin bulaşması - canlı organizmalara etkisi
Organizma üzerindeki etkili ve etkisiz dozlar (LC ve NOEC)
Bulaşma potansiyeli (toprak su ve havadaki davranışları)
Doza bağlı riskler (risk analizleri)
Sucul risk indikatörleri (Aquatic Risk Indicators = ARI)
Karasal risk indikatörleri (Terrestrial Risk Indicators = TERI)
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Pestisitlerin Çevredeki Davranışı



Pestisitler, Karasal (terrestrial) ve sucul (aquatic)
ekosistemlere bulaşabilir.
Çeşitli koşullarında bazı fizikokimyasal özellikleri,
Toprakta, yeraltı ve yüzey sularındaki davranışı
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Pestisitlerin Topraktaki Davranışı








Pestisitler doğrudan toprağa uygulanabilir veya bir şekilde
toprağa bulaşabilir.
Bitki üzerine püskürtülenlerin %50’si toprağa ulaşıyor.
Toprak yüzeyinde hidroliz veya fotoliz sonucu ayrışıyor.
Topraktaki partiküller tarafından tutulabiliyor.
Toprak içinde parçalanarak metobolitlerine ayrışabiliyor.
Yağmur sularıyla sürüklenip alt katmanlara sızabiliyor.
Toprak mikroflorası ve toprak solucanı gibi toprakta yaşayan
organizmalara ulaşabiliyor.
Bu nedenle toprağa atılan veya toprağa bulaşan pestisitlerin
topraktaki davranışını bilmek çok önemlidir.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Toprakta yarılanma ömrü (DT50)
DT50, topraktaki aktif madde miktarının %50’sinin degredasyona
uğraması için geçmesi gereken süre olarak tarif edilir.
Bir pestisitin topraktaki yarılanma ömrü ne kadar uzun olursa, o
oranda toprakta yaşayan canlılara olumsuz etkisi devam
edecek ve o oranda yeraltı sularına bulaşma riski yüksek
olacaktır.
Toprakta çok kalıcı (DT50>365 gün), kalıcı (DT50: 100-365 gün),
orta derecede kalıcı (DT50: 30-100 gün) ve kalıcı olmayan
(DT50<30 gün) olarak dört gruba ayrılmaktadır.
Pek çok Avrupa ülkesinde bir pestisite, DT90 (toprakta aktif
maddenin %90’nının parçalanması için germesi gereken
süre) süresinin en fazla 100 gün olması durumunda kullanım
izni verildiği bilinmektedir.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Toprakta tutunma katsayısı (Koc)
Pestisitlerin topraktaki tutulma katsayıları (Kd), organik madde
içeriği ve pH’sı birbirinden farklı 3-4 değişik toprakta, tutunan
miktarın salınan miktara oranlanmasıyla tespit edilmektedir.
Bu değer ve toprakta bulunan organik madde miktarı (OC)
dikkate alınarak pestisitlerin toprakta tutunma katsayıları
(Koc) aşağıdaki formül yardımıyla hesaplanır.
Kdx100
Koc 
%OC
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Toprakta tutunma katsayısı (Koc)
Pestisit topraktaki organik partiküllere sıkıca tutunuyorsa yeraltı
sularına bulaşma riski düşük olacaktır.
Koc değeri küçüldükçe pestisitin topraktaki hareketliliği yüksek
olmaktadır.
Pestisitler Koc değerleri dikkate alınarak toprakta hareketsiz
(>4000 ml/g), az hareketli (500-4000 ml/g), orta hareketli
(75-500 ml/g) hareketli (15-75 ml/g) ve çok hareketli (<15
ml/g) olarak beşe ayrılmaktadır.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Pestisitlerin Sudaki Davranışı
Yeraltı ve yüzey sularına bulaşan pestisitler hem sucul ortamda
yaşayan organizmaları etkilemekte hem de pestisitlerin hiç
uygulanmadıkları alanlara sürüklenerek risk teşkil etmelerine
neden olmaktadır.
Bu nedenle pestisitlerin sudaki davranışlarıyla ilgili detaylı
denemeler de onların ruhsatlandırılmasında istenmektedir.
Bu denemelerden bir kısmı laboratuarda yapılmakta bir kısmı ise
arazi koşullarında gerçekleştirilmektedir.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Yeraltı suyuna bulaşma skoru (GUS index)
Pestisitlerin yeraltı sularına bulaşmaları, onların toprakta
yarılanma ömürlerine ve tutunma katsayılarına bağlı olarak
değişmektedir.
Pestisitlerin topraktan yıkanıp yeraltı suyuna bulaşma
potansiyelleri GUS (Grunwater Ubiquity Score) indeksi adı
verilen basit bir formülle belirlenebilmektedir.
GUS=log 10 (DT50) x (4-log 10 [Koc]).
Pestisitler GUS skorlarına göre yeraltı sularına bulaşma
potansiyeli açısından; yüksek (>2,8), orta (2,8-1,8) ve düşük
(<1,8) olarak üç gruba ayrılmaktadır.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Yüzey sularına bulaşma riski (PEC)
Pestisitlerin yüzey sularına bulaşması ya sürüklenme ya da
doğrudan dökülmeleri yoluyla olmaktadır.
Pestisitlerin kanalizasyon, akarsu veya göllere dökülmesi son
derece ard niyetli bir yaklaşımdır.
Ancak drift (sürüklenme) her zaman karşımıza çıkmaktadır.
Pestisitlerin sürüklenme miktarı ve uzaklığı,
ilacın özelliğine, uygulanma şekline ve hava koşullarına göre
değişir.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Yüzey sularına bulaşma riski (PEC)
Pestisitlerin sürüklenerek yüzey sularına bulaşma riskleri
(PECsw) ve drenaj gibi durumlar sonunda sedimentlere
bulaşması riskleri (PECsed) değişik modellere
hesaplanmaktadır
(Predicted Environmental Cocentrations=PEC).
AB’de yapılan risk analizleri sonucunda bir pestisitin yer altı
sularındaki konsantrasyonunun 0,1 µg/l’nin altında olması
gerektiği ortaya konmuştur.
Yüzey sularına bulaşan pestisitler sucul ortamda yaşayan
organizmalara etkili olacağı için, o pestisitin ilgili organizma
üzerindeki LC50 değeri PECsw değerine bölünerek TER
(Toksisite/Maruz Kalma Oranı) değeri elde edilir.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Pestisitlerin Havadaki Davranışı
Pestisitlerin bir kısmı uygulama sırasında bir kısmı da
buharlaşarak havaya karışmakta, hava hareketleri ile
sürüklenmekte ve genelde yağışlar yoluyla toprağa veya
yüzey sularına bulaşmaktadır.
Bu nedenle pestisitlerin havadaki davranışıyla ilgili denemelerde
buharlaşma, havada hidroliz ve fotoliz gibi parametreler
incelenmektedir.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Pestisitlerin Çevrede Yaşayan
Organizmalara Etkisi
Toprağa, suya ve havaya bulaşan pestisitlerin çevrede yaşayan
organizmalara etkilerini belirlemek amacıyla
hem karasal
hem de sucul
ortamlarda yaşayan organizmalara etkileri değerlendirilmektedir.
Pestisitlerin karasal ortamda yaşayan organizmalara etkisi,
hem toprak içinde yaşayan çeşitli organizmaları
hem de agroekosistemde bulunan faydalı organizmalar ile
doğal düşmanları temsil edecek şekilde seçilen canlılar üzerinde
gerçekleştirilmektedir.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Toprak solucanlarına etkisi
Solucanlar agroekosistemlerin çok önemli bir parçasıdır.
Eisenia foetida veya Tubifex tubifex üzerinde öncelikle
laboratuvar denemeleri ile LC50 çalışmaları yürütülür.
Değişik konsantrasyonlardaki pestisit karıştırılmış kuru toprağa
bırakılan toprak solucanları 14 gün süreyle gözlenir ve LC50
(mg/kg kuru toprak) değeri belirlenir.
Riski değerlendirmek için maruz kalabilecekleri miktar önemlidir.
Bu nedenle uygulama dozundan PEC değeri hesaplanır.
Pestisitlerin LC50 değeri, PEC değerine bölünerek toprak
solucanlarına ne derecede riskli oldukları hesaplanabilir.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Toprak solucanlarına etkisi
Hesaplamadan elde edilen değer >100 ise pestisitin toprak
solucanlarına riski düşük kabul edilir.
Değer <10 ise AB’de pestisite ruhsat verilmez.
Ancak değer >10-100 ise ikinci aşama çalışmaları istenir.
Pestisitler, toprak solucanları üzerindeki akut LC50 değerleri
dikkate alınarak düşük zehirli (>1000 mg/kg), orta derecede
zehirli (10-1000 mg/kg) ve yüksek derecede zehirli (<10
mg/kg) olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Toprak fauna ve florasına etkisi
Toprakta yaşayan çeşitli bakteriler, actinomycetler, funguslar,
algler ve virüsler toprak mikroflorasını oluşturmaktadır.
Tekhücreliler, nematodlar, salyangoz ve sümüklü böcekler,
örümcekler ve böcekler gibi çeşitli canlılar da toprak
faunasını oluşturmaktadır.
Toprak fauna ve florasında bulunan canlılar üzerinde de
pestisitlerin etkilerini ortaya koyacak çalışmalar şimdilik
ruhsatlandırmada zorunlu olmasa da arzu edilen çalışmalar
arasındadır.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Kuşlara etkisi
Pestisitlerin kuşlara etkisi Bıldırcın, Coturnix japanica veya
Colinus virginianus; ve Yabanördeği, Anas platyrhynchos
üzerinde yürütülen akut LD50 çalışmalarıyla ortaya
konmaktadır.
Akut LD50 değerleri dikkate alınarak pestisitler kuşlara düşük
zehirli (>2000 mg/kg), orta derecede zehirli (100-2000
mg/kg) ve çok zehirli (<100 mg/kg) olmak üzere üç gruba
ayrılmaktadır.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Doğal düşmanlara etkisi
Pestisitlerin doğal düşmanlara etkilerinin belirlenmesi için
standart metotlar kullanılarak laboratuar ve arazi çalışmaları
gerçekleştirilmektedir.
Agroekosistemdeki doğal düşmanlar, zararlıları baskı altında
tutan en önemli unsurlar arasında yer almaktadır.
Zararlıları kontrol edebilmek amacıyla kullanılan pestisitler, doğal
düşmanları da dolaylı ve doğrudan etkilemektedirler.
Bu nedenle özellikle Entegre Zararlı Yönetiminde pestisit seçimi
açısından pestisitlerin doğal düşmanlara etkisinin olmaması
veya çok düşük olması istenmektedir.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Doğal düşmanlara etkisi
Doğal düşmanlar çok çeşitli olduğundan biyolojik savaş
açısından önemli olan doğal düşmanlar baz alınır.
“Uluslararası Biyolojik Mücadele Organizasyonu (IOBC)”nun
“Pestisitler ve Faydalı Organizmalar Çalışma Grubu”
Bir çok ilacın bir çok doğal düşmana etkisini araştırmış ve
standart deneme yöntemleri geliştirmişlerdir.
Genellikle bir parazitoid (Aphidius rhopalosiphi) ve bir predatör
(Typhlodromus pyri) üzerinde önce laboratuvar denemeleri
yürütülür. Bazı durumlarda Orius, Chrysoperla ve Coccinella
spp. üzerinde de ilave denemeler istenir.
Bu çalışmalardan risk oluşturmayan pestisitler için başka
çalışma istenmez ancak orta ve yüksek riskli ilaçlar için
doğal koşullarda çalışmalar yürütülmesi istenir.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Balarılarına etkisi
Bitkilerin özellikle çiçeklenme döneminde yapılan ilaçlamalar,
ilaçların arıların yaşadığı alanlara sürüklenmesi veya ilaçla
bulaşık polen ve nektarların kovana taşınması nedeniyle
arılar için ciddi tehdit oluşturmaktadır.
Pestisitlerin Balarısı ve tozlayıcı böceklere etkisi doğadaki bitki
çeşitliliğin devamı açısından da çok önemli bir konudur.
Bu nedenle özellikle Balarısına zehirli pestisitlerin kullanımına
sınırlamalar getirilmiş ve genel olarak insektisitlerin
çiçeklenme döneminde kullanılmaması için pestisit
etiketlerinde gerekli ibarelerin eklenilmesi zorunlu hale
getirilmiştir.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Balarılarına etkisi
Pestisitlerin Balarısı (Apis mellifera)’na etkisi LD50 çalışmaları ile
belirlenmektedir. Laboratuvar denemelerinden elde edilen
LD50 değerleri dikkate alınarak pestisitler arılara düşük
zehirli (>1000 mg/kg), orta derecede zehirli (10-1000 mg/kg)
ve çok zehirli (<10 mg/kg) olmak üzere üç gruba
ayrılmaktadır.
Pestisitlerin uygulama dozları (g/ha) LD50 değerine (µg/arı)
bölünerek risk indekslerinin bulunmasıyla balarılarına ne
derecede riskli oldukları hesaplanabilir.
Bu hesaplamadan elde edilen değer <50 ise pestisitin Balarısına
riski düşük kabul edilir. Başka deneme istenmez.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Pestisitlerin Sucul Ortamda
Yaşayan Organizmalara Etkisi
Pestisitlerin yüzey sularında yaşayan organizmalara etkilerini
belirlemek için hem durgun hem de akarsuları simule eden
kontrollü ortamlarda sucul otlar ile alglerden çeşitli balık
türlerine ve balık besini olan organizmalara kadar çeşitli
canlılara zehirlilikleri araştırılmaktadır.
Burada amaç olası riskleri belirlemek ve varsa bunu azaltmak
için alınması gerekli önlemleri ortaya koymaktır.
Örneğin suda yaşayan canlılara zehirli olan bir aktif maddenin su
kaynaklarına bulaştırılmaması gerektiğinin ilaç etiketinde
belirtilmesi zorunludur.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Balıklara etkisi
Pestisitlerin balıklara etkisi Lepomis macrochrius ve
Oncorhynchus mykiss gibi türler üzerinde yürütülen akut
LC50 çalışmalarıyla ortaya konmaktadır.
Akut LC50 değerleri dikkate alınarak pestisitler balıklara düşük
zehirli (>100 mg/l), orta derecede zehirli (0,1-100 mg/l) ve
çok zehirli (<0,1 mg/l) olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır.
Akut zehirliliği düşük olanlar dışındakiler için 21 günlük kronik
toksisite testleri istenir. Bu aşamada, balıklara her hangi bir
olumsuz etkinin görülmediği doz yani NOEC (No Observed
Effect Consentration) değerleri araştırılır.
NOEC değeri >10 mg/l olanlar balıklar için düşük riskli, 0,01-10
mg/l olanlar orta derecede riskli ve <0,01 olanlar ise yüksek
riskli kabul edilir.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Su pirelerine etkisi
Sucul ortamlarda pestisitlerin sadece balıklara değil aynı
zamanda onların besinleri olan canlılara da etkisinin
bilinmesi gerekmektedir.
Bu amaçla pestisitlerin su pirelerine etkisi Daphnia manga
üzerinde yürütülen akut EC50 çalışmalarıyla ortaya
konmaktadır.
Akut EC50 değerleri dikkate alınarak pestisitler su pirelerine
düşük zehirli (>100 mg/l), orta derecede zehirli (0,1-100
mg/l) ve çok zehirli (<0,1 mg/l) olmak üzere üç gruba
ayrılmaktadır.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Alglere etkisi
Sucul ortamlarda bulunan bir diğer canlı alglerdir.
Bu nedenle pestisitlerin alglere etkisi Selenastrum cinsine bağlı
türler üzerinde yürütülen akut EC50 çalışmalarıyla ortaya
konmaktadır.
Akut EC50 değerleri dikkate alınarak pestisitler alglere düşük
zehirli (>10 mg/l), orta derecede zehirli (0,01-10 mg/l) ve çok
zehirli (<0,01 mg/l) olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Pestisitlerin Biyoakümülasyonu
Pestisitlerin
sedimentlerde
ve
o
ortamda
yaşayan
organizmalarda birikimi onların uzun süreli riskleri ve besin
halkasına dahil olarak sıcakkanlılara kadar ulaşması
açısından önemlidir.
Bu
nedenle
pestisitlerin
biokonsantrasyon
faktörleri
(Bioconcentration Factor = BCF) ve bioakümülasyon
potansiyelleri baz alınarak değerlendirmeler yapılmaktadır.
BCF değeri <100 olan pestisitler bioakümülasyon potansiyeli
düşük, 5000-100 olanlar endişe verici ve >5000 olanlar ise
potansiyeli yüksek olanlar olarak gruplandırılmaktadır.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Pestisitlerin Biyoakümülasyonu
Bioakümülasyon potansiyeli ise Log P (Oktanol-su partisyon
katsayısı) ve/veya BCF değerine göre belirlenmektedir.
Buna göre Log P değeri <3 ve/veya BCF değeri <100 ise
pestisitin bioakümülasyon potansiyeli düşük olarak; Log P
değeri >3 ve/veya BCF değeri 100-1000 ise pestisitin
bioakümülasyon potansiyeli orta olarak; BCF değeri >1000
ise pestisitin bioakümülasyon potansiyeli yüksek olarak
sınıflandırılır.
Doç.Dr. Enver Durmuşoğlu 24-30 Kasım 2008 Antalya BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi
Download