PowerPoint Sunusu

advertisement
Maddenin Tanecikli Yapısı
Manzaranın büyüsüne siz de kapıldınız mı? Inanılmayacak kadar
güzel, beyaz
bir çarşaf yeryüzünü örtüyor sanki. Karın yağdığını görmesek küçük
kar tanelerinin
bir araya gelerek bu bembeyaz örtüyü oluşturduğunu düşünebilir
miydik? Bunun
gibi etrafımızda bütün olarak gördüğümüz maddeler küçük
taneciklerden oluşmuş
olabilir mi?
 Doğada sürekli bir değişim gözlenmektedir. Buzun
erimesi, suyun
 buharlaşması veya ağacın kesilmesi, ormanın
yanması doğadaki değişimlere
 örnektir. Acaba bu değişimler sırasında maddelerin
yapısında neler oluyor? Bu ve
 benzeri sorular›n cevaplar›n› ünitemizde bulabiliriz.
Kalem, masa, meyve suyu gibi çevremizdeki tüm maddelere baktığımızda onları
boşluksuz ve bütünmüfl gibi algılarız. Maddelerin, algıladığımız gibi bütünsel
yapıda
olmayıp taneciklerden oluştuğu fikrini pekiştirelim. Tuğla, milyonlarca küçük kum
tanesinin bir araya gelmesinden meydana gelmiştir. Tuğlayı oluşturan kum taneleri
ise sayamayacağımız kadar çok sayıda daha küçük taneciklerden oluşmuş olabilir
mi? Pekiv kum taneleri nelerden oluşmuş olabilir ?
Okul binamıza uzaktan bir bakalım. Bütünmüş gibi görünmüyor mu? Aslında bu
okul binası binlerce tuğladan oluşmuştur. Peki tuğla bütünsel bir yapıda mıdır?
Okul binamız
Tuğlalar
Bina duvarı
Tuğla, milyonlarca küçük kum tanesinin bir
araya
gelmesinden meydana gelmiştir. Tuğlayı
oluşturan
kum taneleri ise sayamayacağımız kadar
çok sayıda daha küçük taneciklerden
oluşmuş olabilir mi? Peki, kum taneleri
nelerden oluflmufl olabilir?
Tuğla
Kum yığını
Kum tanesi
Tarih Boyunca Tanecik Fikrinde Değişmeler
Yaptığımız etkinliklerden maddelerin taneciklerden oluştuğu sonucuna
vardık. Sizce, tarihte tanecik fikrine nasıl ulaşılmıştır?
Milattan önceki yıllardan itibaren maddenin nelerden oluştuğu insanların
ilgisini çekmiş ve bu konu insanlarda merak uyandırmıştır. Filozoflar ve bilim
insanlar tarih boyunca çalışmalarıyla maddeyi nelerin oluşturduğuna
ulaşmaya çalışmışlardır.
Bakır ,Bakır Olalı Böyle Zulüm
Görmemişti!
 Milattan önce 500’lü yıllarda Eski Yunan’da bir yarışma
düzenlenmişti. Bakırı oluşturan en küçük taneciğe kim
ulaşabilirse ona ağırlığınca altın verilecekti. Ülkenin her
yerinden gelen insanlar büyük ödülü kazanmak için bir
araya gelmiş, canla başla çalışmışlardı. insanlar, toplanmış
bakır teli bölerek en küçük parçayı elde etmeye
çalışmışlardı. Gelen bölmüş, giden bölmüştü! O zamanın
şartlarına göre her türlü teknolojiyi kullanmışlardı. Bakır tel
öyle küçülmüştü ki neredeyse görünmez hâle gelmişti. ilginç
bir şey fark etmişlerdi. Ne kadar bölünürse bölünsün bakır
yine bakırdı. Acaba bu 6 bölme işlemi nereye kadar devam
edecekti?
Maddenin taneciklerden oluştuğu fikri milattan önce 400’lü yıllarda Yunanlı
filozof Democritus (Demokritos) tarafından ortaya atılmıştır. Democritus, bir
gün sahilde gezerken kumun uzaktan bakılınca bütünsel bir görünüme sahip
olduğunu, yakından
bakıldığında ise taneciklerden oluştuğunu gözlemlemişti. Bu gözlem, onu
bütün maddelerin taneciklerden oluşup oluşmadığı düşüncesine götürdü.
Ancak Democritus’un tanecikler hakkındaki düşünceleri belirli deneylere
değil, varsayımlara
dayanmaktaydı. Bu görüşe göre madde, gözle görülemeyen ve bölünemeyen
taneciklerden oluşmuştur.
Democritus bütün görebildiğimiz maddelerin bölünebileceğini, maddeleri
oluşturan taneciklerin ise görülemediği için bölünemeyeceğini ifade etmiştir.
Bundan dolayı bu taneciklere Yunancada bölünemez anlamına gelen “atomos”
adını vermiştir. Günümüzde bu taneciklere atom denilmektedir. Democritus’a
göre bütün maddeler aynı tip atomlardan meydana gelmiştir. Maddelerin
birbirinden farklı olmasını maddeyi oluşturan atomların farklı şekillerde bir
arada bulunmasından kaynaklandığını ileri sürmüştür.
Günümüzde kabul edilen bilimsel düşünceler önceleri hayal olarak görülmüş ve topluma
garip gelmişti. Oysa bu düşünceler, yapılan araştırmalar ve toplanan deliller sonucunda
ortaya atılmışltır. Ortaya atılan bu fikirler günümüzün bilimsel düşüncesinin gelişmesine
katkıda bulunmuştur. Atom hakkındaki ilk bilimsel çalışma 19. yüzyılın başlarında ingiliz
bilim insanı John Dalton (Con Dalton) tarafından yapılmıştır. Dalton’a göre altın, gümüş
gibi maddeler, atom adını verdiğimiz küreye benzer bölünemeyen taneciklerden
oluşmuştur. Atom kavramını açıklarken şekildeki tahta küreleri model olarak kullanmıştır.
J. Dalton atom kavramını şekildeki bu tahta kürelerle açıkladı.
Dalton, ayrıca maddelerin birbirinden farklı oluşunu, maddeleri oluşturan
tomların birbirinden farklı olduğunu söyleyerek açıklamıştır. Örneğin, altını
oluşturan taneciklerle gümüşü oluşturan tanecikler birbirinden farklıdır.
Dalton’un bu fikri günümüzde hâlâ geçerliliğini korumaktadır. Dalton’dan sonra
da atomla ilgili çalışmalar devam etmiştir. Marie Curié (Meri Küri) ve Becquerel
(Bekerel) bu konuya katkı sağlayan önemli çalışmalarda bulunmuşlardır..
Günümüzde atom hakkında daha detaylı bilgilere ulaşılmıştır. Atomun
bölünemez olduğu fikri yıkılmış ve atomların daha da küçük parçacıklardan
oluştuğu anlaşılmıştır. Günümüzde atomu oluşturan bu parçacıklar hakkında
bilgi sahibi olmamıza rağmen atom hakkında her şeyin bilindiği söylenemez
Atom konusunda bilimsel çalışmalar günümüz teknolojisi
kullanılarak devam etmektedir. Gelecek yıllarda yapılacak
araştırmalar ile atom konusunda yeni sürprizlerle karşılaşmak
mümkündür.
Marie Curié’nin Yaflam Öyküsü
(1867-1934)
Marie Sklodowska (Meri Sıklodovska), 1867 yılında Polonya’da, ailenin beşinci
çocuğu olarak dünyaya geldi. Marie’nin annesi okulda müdür, babası öğretmendi.
Marie daha genç yaşta üstün zekâsı ile dikkatleri üzerine çekmişti. Bu dönemde
Polonya’da, Avrupa’nın diğer şehirlerinin aksine kadınların üniversitede
okumalarına izin verilmediği için Marie üniversiteye gidemiyordu. Marie ve
arkadaşları “Seyyar Üniversite” olarak adlandırılan yasal olmayan bir gece okuluna
gitmeye başladı
. Marie bu üniversitede fizik ve kimyadaki en son gelişmeler hakkında bilgi
sahibi oldu. Bu arada boş zamanlarında edebiyat, sosyoloji, fizik, kimya ve
ilgisini çeken her türlü konuyla ilgili kitaplar okuyordu. Yirmili yaşlara
geldiğinde bilim insanı olmaya karar verdi. Marie, 1891’de Paris’te Sorbonne
(Sorbon) Üniversitesi’nde fizik okumaya başladı. Mezun olduktan sonra
fizik ve matematik dalında iki ayrı lisansüstü alışma yaptı. Marie,
araştırmalarıyla genç yaşta dikkatleri çeken Pierre Curié (PiyerKüri) ile
evlendi. Marie ve Pierre Curié yaptıkları çalışmalar sonucu yeni maddeler
keşfettiler ve bu maddeleri oluşturan atomların özelliklerini buldular.
Bunun sonucunda Curié’ler, 1903’te fizik alanında Nobel ödülünü Becquerel
ile paylaştılar. Marie Curié Sorbonne Üniversitesi’ne profesör oldu. 1911’ de
başka bir madde elde ettiği için ikinci kez Nobel ödülü aldı.
Marie Curié
Canlı Hücresi ile Atom Arasındaki İlişki
Doğada bütün maddelerin taneciklerden oluştuğunu öğrendik. Peki, bütünsel
yapıda gördüğümüz canlılarda durum nasıldır? Bildiğimiz gibi canlıların en küçük
birimi hücredir. “1. Ünite”de soğan zarını mikroskopta incelemiştik. Soğan
zarının hücrelerden oluştuğunu, hücrelerin ise hücre zarı, sitoplazma, ve
çekirdekten meydana geldiğini öğrenmiştik. Hücreyi görebileceğimiz kadar
büyütebilseydik, büyük ve karmaşık yapılarla karşılaşırdık
. Karmaşık yapılar hayatımız için önem taşıyan, büyüyüp
gelişmemizi sağlayan proteinler, karbonhidratlar ve yağlardır.
Bir hücrede çok sayıda bulunan bu karmaşık yapılardan bir
tanesini büyütebilme imkânımız olsaydı, onların çok sayıda
atomlardan oluştuğunu görürdük.
Demirden yapılmış bir maddenin çok küçük bir kısmı bile çok sayıda
demir atomu
içerir. Bu demir atomlarının hepsi birbiriyle aynı büyüklük ve şekildedir.
Çok sayıda aynı çeşit atomların bir araya gelerek oluşturduğu maddelere
element
denir. Elementlerdeki atomlar tek çeşittir ve elementler saf maddelerdir.
Şekilde de görüldüğü gibi çok sayıda demir atomu bir araya geldiğinde demir elementini
oluşturur.
Demir elementi ise hayatımızda raylar, okul bahçemizin parmaklığı, inşaat demirleri
olarak karşımıza çıkmaktadır. Demir elementinden yapılmış malzemeler farklı alanlarda
kullan›lsa bile hepsi demir atomlarından oluşur. Peki demir parmaklığı oluşturan
tanecikler ile bakır cezveyi oluşturan tanecikler arasında fark var mıdır? Yapacağımız
etkinlikle bu maddelerin benzerlik ve farklılıklarını bulmaya çalışalım.
Farklı elementler farklı atomlardan oluşur. Örneğin, demir parmaklığı
oluşturan atomlar cezveyi oluşturan atomlardan farklıdır.
Yukarıdaki şekillerde görüldüğü gibi cezveyi oluşturan bütün atomlar
birbiriyle aynı iken, demir parmaklığı oluşturan atomlardan farklıdır. Aynı
çeşit atomlar baz› elementleri oluştururken kümeler hâlinde bulunurlar. Baz›
elementleri oluşturan atomların kümeler
hâlinde bulunması gibi doğada da buna benzer durumlarla karşılaşırız.
Örneğin, fotoğraflarda da görüldüğü gibi kiraz, fındık, kestane ikişerli ya da
üçerli gruplar hâlinde bulunmaktadır.
Download