Laik düzende Müslümanca yaşamak

advertisement
On5yirmi5.com
Laik düzende Müslümanca yaşamak
"Laik-seküler düzenlerde yaşayan Müslümanların din ve kültürlerini korumaları
oldukça zordur. Bu düzenlerde ibadet ve fazilet açık, ayıplar ve günahlar gizli değildir,
hatta aksine ikincisi açıktır, engellenemez, medya ve benzeri iletişim ve etki
araçlarında reklamları bile yapılır. "
Yayın Tarihi : 3 Temmuz 2016 Pazar (oluşturma : 11/4/2017)
Prof. Dr.Hayrettin Karaman Yenişafak gazetesindeki yazısında " Laik düzende Müslümanların temel
görevinin düzeni değiştirmek olduğunu, ancak bunun ha deyince olamayacağını onun için sivil
gurupların kendi aralarındaki ilişki örnekliğiyle gönül kazanmaları" gerektiğini söylüyor.
Birlik ve beraberlik konusunda kaleme aldığım geçenki yazımı şöyle bitirmiştim:
Peki böyle bir ülkede (düzende) dinin Müslümanlara yüklediği "İslamlaştırma" vazifesi nasıl ifa
edilecek?
Evet İslam mensuplarına, her durumda Müslümanca yaşama ve İslam'ı yayma (tebliğ, davet, eğitim)
vazifesi veriyor.
Müslümanca yaşamak ve dârulislamda (İslam yurdunda) gelecek nesillerin de böyle yaşamaları için
gerekli tedbirleri almak için en uygun düzen islâmî (şeriata dayalı) düzendir. Bu düzenin uygulandığı
ülkede Müslüman olmayanlar ve Müslüman olup da uygulamada kusurları bulunanlar da yaşarlar,
ancak kusurlar gizli, ibadetler ve güzel ahlak uygulaması açık olduğu için bu durum İslâmlaşmaya
zarar vermez. Azınlıkta olan gayr-i Müslimlerin İslam'a uymayan hayatları ve uygulamaları da pek
örnek alınmaz.
İslâmî düzen ifadesini de biraz açalım:
Bu düzen Kitab'a ve Sünnet'e dayanır, ama bu kaynaklarda düzenlenmiş değildir. Düzenleme işini
mütefekkirler ve müctehidler yapacaklardır. Hem inanç hem de amel (uygulama, düzenleme)
alanlarında Ehl-i sünnet içinde dahi önemli yorum ve ictihad farkları vardır. Bu düzende devlet
başkanının da müctehid olması esastır, ancak yönetimi danışma yapmadan kendi içtihadına ve
düşüncesine göre yürütemez. Din ve dünya ilimlerinde ihtisas yapmış güzel ahlak sahibi geniş bir
danışma kurulu şarttır. Bu kurulun ittifakla veya çoğunlukla aldıkları kararlar, yaptıkları tespitler ile
islâmî düzen oluşur, ümera ulemaya, halk da ümeraya itaat ederler; ancak yeni durumlar, ihtiyaçlar,
maslahat ve zaruretler düzenin, içtihada dayanan hüküm ve kararlarının devamlı gözden
geçirilmesini gerekli kılar.
Ortada birçok islâmî grup var ve aralarında da -bazen birbirini tekfir edecek kadar- derin ihtilaflar,
farkı anlayışlar mevcut. İşte bunlardan birinin diğerlerine galip gelerek iktidar olması halinde
gerçekleşecek düzenin ideal islâmî düzen olması mümkün değildir. Böyle bir düzende de farklı görüş
ve anlayış sahiplerinin Müslümanca yaşamaları önünde aşılamaz engeller bulunur.
Laik-seküler düzenlerde yaşayan Müslümanların din ve kültürlerini korumaları oldukça zordur. Bu
düzenlerde ibadet ve fazilet açık, ayıplar ve günahlar gizli değildir, hatta aksine ikincisi açıktır,
engellenemez, medya ve benzeri iletişim ve etki araçlarında reklamları bile yapılır. Okullarda İslam'a
göre din ve ahlak öğretim ve eğitimi genel olarak yapılamaz. Okul, sokak, medya, san'at… İslam
insanı yetiştirmeye ve bu insanı korumaya ayarlı değildir…
Bu takdirde Müslümanlar vazifelerini nasıl yerine getirecekler?
Şüphe yok ki, birinci vazife düzeni değiştirmektir. Ama bu da ha deyince olmuyor. Hayalperestliği,
sonu kayıplarla biten maceraları bir yana bırakırsak -ki, bırakmayanlar daima olacaktır- geriye uzun
ve ince bir yolu izlemek kalıyor. Bu uzun ve ince yol izlenirken mevcut düzende neyi nasıl yapmak
gerekiyor?
Bu çetin sorunun tek çözüm formülü bir köşe yazısında ve bir kişi tarafından verilemez. Ama bunu
dert edinen herkesin düşünmesi, düşündüklerini bir araya gelerek müzakere etmeleri, ortak bilgi ve
akıl ile elde edilen sonuçları da adım adım uygulamaları gerekiyor.
yazının devamını okumak için....
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Laik düzende Müslümanca yaşamak
Download