M. Meclisi B:114 24 . 5 .1965 şünülmüştü. Giden yıl ihracatımız 411 milyon dolar olarak tahakkuk etmiştir. Programa göre artış 35 milyon dolardır. Demekki 1964 yılında bir miktar ithalâtımızın daralması ve bir mik­ tar da ihracatımızın artması sebebiyle dış ti­ caret açığımız 260 milyon dolardan 126 milyon dolara inmiştir. İçinde bulunduğumuz bu yıl programa göre 665 milyon dolar emtia ithal ede­ bileceğiz. Bu miktar giden yıl kotasına naza­ ran 25 milyon dolar ve bilfiil yaptığımız itha­ lâta nazaran 128 milyon dolar fazladır. Bu rakamların da ifadesinden anlaşılacağı üzere, 1965 yılı içinde ve iç piyasamızda ithal mallarının miktarı 128 milyon dolar artacaktır. Gerek tüketim ve gerekse yatırım maddelerini ariyan sanayi kollarının ihtiyaçları giden yıla nisbetle daha fazla karşılanmış olacaktır. Bu yıl için ihracatımızın 410 milyon dolar olacağı programımızda tasarlanmıştır. Bu duruma gö­ re 1965 yılı sonunda dış ticaret açığımızın 255 milyon dolar olması normaldir. Ancak it­ halâtı daralmaksızın ihracatı artıracak açığımızı azaltabilirsek huzurunuza başarı ile çıkma im­ kânına kuvaşacağız. Muhterem arkadaşlarım, İzmir Puarî bildiği­ niz gibi kotalardan beslenmektedir. Giden yıl İzmir Fuarına 10 milyon dolar tahsis edilmiş ve fakat bunun yedi milyon 463 bin doları kullanılabilmiştir. 1964 yılında İzmir Fuarına katı­ lan devletlerin sayısı 31 adeddir. Bu yıl da İzmir Fuarına tahsis edilen miktar 10 milyon dolardır. Aynı miktar realize edilebilirse giden yıla nisbetle üç milyon 537 bin dolar fazla it­ halât yapılmış olacaktır. Burada üzülerek be­ yan etmek istediğim bir husus var : izmir Fu­ arı tek taraflı işliyen bir fuardır. Yalnız itha­ lât yapıyor fakat ihracat yapamıyoruz. Burada yegâne teselli olduğumuz husus, fuara iştirak edecek devletlere tahsisler yapılırken, adı geçen devletlere bir yıl evvel yapmış oldukları ithalâ­ tın dikkate alınmasıdır. Bu konuya son verme­ den evvel birkaç noktaya daha temas etmek is­ terim. Dış ticaret dengesini tesis bakımından itha­ lâtı daraltmak yerine ihracatı artırmak çareleri üzerinde durmayı uygun görüyoruz. Çünkü, üretici ve tüketicinin yüksek bir tüketim potan­ siyeline ulaştırılması bu suretle mümkün olabi­ lir. Bugün dış ticaret rejimimize göre ihracı 0:2 memnu olan mallarımız hemen hiç yok gibidir. Bunlar asarı atikadan madudolan eşyalar, tif­ tik keçisi fındık fidanı, esrar tütün tohumu gibi mahdut mallara inhisar etmektedir. Memnu ihraç malorının yok denecek kadar az olması ya­ nında ihracatımızı tahdideden tedbirler de azdır. Tütün, kuru üzüm gibi mahsulerin sadece tescile tabidir. Hububat, un kepek, fındık yağlı tohumlar ve bâzı madenler de lisansa tabidir. 1965 yılının ilk üç ayında yapılan ihracatımız 1964 yılı ilk üç ayına nazaran 8 milyon lira faz­ la olduğu cihetle ümit vericidir. İzahatıma son vermeden evvel önemine binaen, zeytin yağı fındık, pamuk gibi ihraç maddelerimiz hakkında da bilgi arz etmek isterim : Bu yıl kabili ihraç zeytin yağı miktarımız 40 bin ton civarındadır. Amerikalılarla aramız­ daki zirai maddeler anlaşmasına nazaran ser­ best döviz sahasına dolar karşılığı 17 bin ton, ve anlaşmalı memleketlere de 850 ton zeytin yağı ihraç edebilmekteyiz. Ayrıca serbest döviz sahasına 17 bin tonun üzerinde ihraç yapabildiğimiz takdirde beher ton için Amerika'dan soya almak zorudayız. Zeytin yağı ihracatımızı tahdideden bu anlaşma margarin sanayiinin hammaddesini teşkil eden soya yağının Türk parası karşılığında ithal edi­ lebilme avantajından doğmuştur. Gerçekten anlaşmanın yapıldığı tarihte mem­ leketimizde yemeklik yağ sıkıntısı mevcuttu. Bu ihtiyaç margarin sanayiinin kurulması ile gide­ rilmiştir. Bugün bu sanayiin hammaddesi mem­ leketimizde ayçiçeği yağı, pamuk yağı olarak istihsal edilmektedir. Diğer taraftan Vekâletimizin noktai nazarı­ na göre, 1964, 1965 yağ senesinin bize tahmil ettiği mükellefiyetlerin kalkmış olması icabeder. Fakat dost Amerika ile farklı görüşlere sahip bulunuyoruz. Tek taraflı olarak mukaveleyi ihlâl etmenin doğru olmıyacağı kanaati ile me­ sele Dışişleri Bakanlığı. Maliye Bakanlığı ve Bakanlığımız arasında yeniden tetkike tabi tu­ tulmuş ve varılan sonuç Amerika'ya bir muhtı­ ra ile sunulmuştur. Zeytin yağı fiyatlarının lâyık olduğu seviye­ ye ulaştırılması, eldeki stokların azaltılması için bir şeyler yapmak zorunda olduğumuz mu­ hakkaktır. — 446 —