Lactobacillus acidophilus

advertisement
YOĞURDUN İNSAN SAĞLIĞINA
OLUMLU ETKİSİ

Hazırlayan: Veteriner Hekim Gökhan ŞİMŞEK
Tarihçe





Ekşitilmiş süt nevileri belki de sütten elde edilen ilk ürünlerdir.
Fermente süt ürünlerinin gelişimi ılıman ve sıcak iklimin hüküm sürdüğü ülkelerde
daha hızlı olmuştur.
Fermente sütü ürünlerinin tarihi binlerce yıl öncesine ulaşmasına karşın 1880
yıllarından beri fermente süt ürünleri mandıra gibi gittikçe gelişen mekanik sistemler
yardımıyla üretilmeye başlamıştır.
Yoğurdun keşfi konusunda rivayet çoktur. Olası gerçek ise; bir zamanlar Asya
steplerinde sürülerini besleyen atalarımız yaşamlarını devam ettirebilmek için
sürülerin sütünü tüketmek zorunda kalmışlar ve zamanla sütü işlemeyi
öğrenmişlerdir. Atalarımız yoğurdu ve kımızı göçtükleri her yere taşımışlardır.
Günümüzde “yoğurt” kelimesi tüm dünya lugatlarında Türkçe bir kelime olarak
bildirilmektedir.
Louis Pasteur (1822-90) sütün mayalanmasında bakterilerin rolünü tanımlamıştır
Tarihçe


M. Grigorof adında bir Bulgar doktor 19. asrın sonunda İsviçre-Cenevre’de
yaptığı araştırmalarda yoğurtta Lactobacillus mikrobunun varlığını
keşfetmiştir (Bu mikrop (Lactobacilus bulgaricus) insan kolon florası
bakterisi değildir).
Metchnikoff (1845-1916) doğduğu ülke olan Ukrayna’yı terk edip birçok ülkede
çalışmıştır. Fagositoz ve immunoloji konusundaki çalışmalarıyla 1908’de
Nobel ödülü almış, Pasteur Üniversitesinde direktör yardımcılığı yapmıştır.
Bugün immunoloji’nin babası olarak kabul edilmektedir. Metchnikoff
Kafkaslar’da, Balkanlar’da, Anadolu’da dağlık bölgelerde yaşayan insanların
uzun ömürlü olduğunu, buna karşılık sanayileşmiş şehir hayatı yaşayanların
ise kısa ömürlü olduğunu saptayarak kendine göre bir teori geliştirmiştir. Ona
göre köylüler bol miktarda yoğurt yedikleri için çok yaşamaktaydı. Yoğurdun
yaşamı uzatıcı etkisi olduğuna inanmaktaydı.
Tarihçe


Henneberg 1934’de yoğurdun besin değerini arttırmak için yoğurt
florasına Lactobacillus acidophilus ilave etmiştir (Reform Yoghurt).
1960’lı yıllarda yoğurt florasına Lactobacillus acidophilus ve
Lactobacillus bifidus ilave edilerek “Aco yoghurt” Acidophilus-Bifidus
Yoghurt/special yoğurt üretilmiştir.
Yoğurt düne kadar Türklerin yiyeceği iken bugün bütün dünyada
tüketilmektedir. Yoğurdun ilk yapılışı ile ilgili birçok hikaye bulunmakla
birlikte akla en uygun olanı Orta Asya steplerinde göçebe bir yaşam
süren hayvancılıkla uğraşan atalarımız tarafından keşfedilmiş
olmasıdır. Büyük olasılıkla süt doğal çevreden etkilenerek (sıcak,
mikrop bulaşı) kendiliğinden katılaşmıştır. Çünkü sütü pıhtılaştıran
bakteriler her yerde bulunmaktadır
Kimi atasözleri
Fonksiyonel Süt Ürünlerinin
Sınıflandırılması



Gastrointestinal bölge üzerine etkisi olan süt
ürünleri
Kardiyovasküler sağlığına etkili süt ürünleri
Osteoporoz ve diğer durumlara etkili süt
ürünleri
Fermente Süt Ürünleri Çeşitleri
(Ulusalararası Süt Ekonomisi Org. Göre)



Streptococcus lactis, Streptococcus cremoris, Streptococcus
diacetylactis gibi süt asidi bakterileri tarafından fermantasyona
uğratılarak yapılır.
Özel bakteri kültürleri kullanılmak suretiyle elde edilen ürünler. Yoğurt
Streptococcus thermophilus ve L. bulgaricus kültürlerinden elde
edilirken Acidophilus sütü, L. Acidophilus la yapılan üründen elde
edilir ( biyoyoğurt).
Kefir – Kımız gibi karışıl ( asit-alkolik) fermentasyonla elde edilen
fermente süt ürünleri. Fermentasyonu sağlayan mikroorganizmalar
Saccharomyces kefir, Betabacterium caucasicum, çeşitli
Laktobasiller ve Streptokoklardır.
Yoğurdun Yapısı
Yoğurdun bileşimi ( Schulz ve Voss 1956)









Su
% 86
Kuru madde % 13.9
Protein
% 4.8
Yağ
% 3.75
Karbonhitratlar % 4,5
Minerallar % 0,85
Yağsız kuru madde % 10.15
Asitlik derecesi( SH) % 50
PH
% 4.5
Yoğurdun bileşimi


Avrupa’da süt sığırcılığının gelişmesiyle günde 1520 kg süt veren ırklar, bugün 30-60 kg süt vermeye
başlamış bu durum beraberinde sütteki yağ ve
protein oranlarını değiştirmiştir.
Laktasyon periyodu boyunca değişiklikler göz
önüne alınmazsa, protein miktarının % 2,8-3,2
civarında olduğu görülmektedir. 1 kg sütten
elde edilen 1 kg yoğurttaki protein miktarı en
az % 2,8 olarak kabul edilmiş, böylece Kodeks
Alimentarius’da veya Avrupa Birliği (AB)
standartlarında protein oranının en az % 2,8 olması
zorunlu kılınmıştır
Yoğurdun bileşimi
Dünyada ve Türkiye’de Yoğurt Tüketimi




Türkiye de yıllık 25-35 kg
(Hindistan & İran’ın Türkiye’ye yakın)
Bankledeş 2-3 kg
Fransa 33 kg
Avrupa ortalaması 20 kg
Yoğurdun sağlığa etkileri



Yoğurt ile sütün bileşimi arasında fermentasyon sonucu bazı değişiklikler
oluşmaktadır. Temel farklılık ise laktoz yoğunluğundadır. Fermantasyon
ile sütteki laktozun % 20’si parçalanarak yoğurtta laktik aside
dönüşmektedir. Bu nedenle yoğurttaki laktoz miktarı süte kıyasla daha
düşüktür. Fermantasyon, sıvı şekildeki sü tün raf ömrünü uzatmakta ve
düşük pH oluşturarak mikroorganizmaların üremesini engellemektedir.
Laktik asit üretiminin artması ile pH: 3,7-4,3’e çıkar. Yoğurt, kefir, peynir
fermente süt ürünüdür. Fermente sütlerin, sıvı süt ile besin içeriği aynıdır.
Protein, kalsiyum, fosfor, riboflavin yönünden zengindir. Fermentasyon
yoluyla laktoz, glukoz ve galaktoza parçalanır.
Düşük pH, “hem” olmayan demirin emilimini kolaylaştırır. Laktobasillus
bulgaricus’un barsak mukozasını koruyucu işlevi vardır.
Laktobasillus bulgaricus doğal bağışıklamada etkili ve antiviral özelliğe
sahip sitokinlerden interferon-α ve β üretimini uyararak hücresel
bağışıklığı arttırır
Probiyotik özellikleri

Lactobacillus acidophilus ve Bifidobacterium
bifidum’dan üretilen en popüler süt ürünü
biyo-yogurttur. Probiyotik özelligi olan
yogurtların probiyotik özelligini gösterebilmesi
için düzenli olarak tüketilmesi gerekmektedir.
Yüz gram bio-yogurtta tüketilmesi gereken
mikroorganizma miktarı 10’6 kob/mL-1 olarak
bulunmustur (Rybka ve Kailasapathy, 1995).
LACTOBACILLUS ACIDOPHILUS İLE
YAPILAN SÜT ÜRÜNLERİ

1) Acidophilus’lu Süt (Reform Yoğurt)
Sadece Lactobacillus acidophilus saf kültürü ile üretilebilen bir
süt ürünüdür. İlk kez 1920 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde
üretilmiştir. Acidophilus’lu süt uzun yıllar gastrointestinal
rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmıştır. İkinci Dünya
Savaşı’nda antibiyotiklerin kullanıma girmesiyle ortaya çıkan
antibiyotiğe bağlı diyarelerin tedavisinde de Acidophilus’lu süt
kullanılmıştır. Bu ürünün 1 gramında 10-100 milyon canlı bakteri
bulunur. Acidophilus’lu sütün tadı beğenilmediği için üretimi ve
tüketimi zaman içinde azalmıştır. Henneberg 1934 yılında
normal yoğurt florasına Lactobacillus acidophilus ilave ederek
yoğurt üretmiş, fakat halk bu yoğurdun değerini anlamadığı için
maalesef tutunamamıştır
LACTOBACILLUS ACIDOPHILUS İLE
YAPILAN SÜT ÜRÜNLERİ

2) Bioyoğurt
Asidophilus’lu sütün tadı beğenilmediği için
yeni arayışlara girişilmiştir. Bioyoğurt L.
acidophilus + Streptococcus thermophilus +
Lactococcus supsb. lactis’in kombine
fermantasyonu ile elde edilen süt ürünüdür.
Süte ısıtılmadan önce şeker, kültürle beraber
aroma maddeleri (limon, çilek vs) ilave edilir.
Tadı beğeni kazanmıştır
LACTOBACILLUS ACIDOPHILUS İLE
YAPILAN SÜT ÜRÜNLERİ

3) Acidophilus Yoğurdu Amerika,
Avusturalya, Almanya’da üretilmektedir.
Lactobacillus delbrueckii subsp. bulgaricus +
Streptococcus thermophilus yoğurt kültürüne
ilave olarak Lactobacillus acidophilus kültürü
kullanılır. Tüketime hazır ürünün 1 ml’sinde
20-50 milyon Lactobacillus acidophilus
bulunur
LACTOBACILLUS ACIDOPHILUS İLE
YAPILAN SÜT ÜRÜNLERİ


4) Aco Yoğurt Lactobacillus acidophilus’un gelişimi
için özel besin maddeleri ilave edilmiş süte, normal
yoğurt kültürü ile %0,25 liyofilize barsak orijinli
Lactobacillus acidophilus kültürü katılarak, 42 ºC’de
inkübasyona tabi tutularak elde edilen yoğurttur.
Tüketime hazır bu ürünün 1 ml’sinde 30 milyon
civarında Lactobacillus acidophilus bulunur.
5) Acidophilus bifidus Yoğurt Mayalanma
derecesine (42 ºC) kadar indirilmiş süte yoğurt
kültürü (L. bulgaricus, S. thermophilus ve
Lactobacillus acidophilus + Bifidobacterium bifidum
kültürleri) katılarakelde edilen yoğurttu
BİFİDOBACTERİ’LERLE YAPILAN
SüT ÜRÜNLER
Bifidus Yoğurt
Almanya, Japonya, Amerika dahil bir çok ülkede üretilmektedir.
Süte yoğurt kültürü yanısıra Bifidobacterium bifidum ve
Bifidobacterium longum kültürü ilave edilir ve 42 ºC’de
inkübasyonda tutularak yoğurt elde edilir.

Biogard Yoğurt
İlk kez 1968’de Almanya’da üretilen bir süt ürünüdür. İnsanlardan
elde edilen Bifidobacterium bifidum, Lactobacillus
acidophilus yanı sıra Streptococcus thermophilus bakterileri
kullanılır. Bu bakterileri içeren kültürle elde edilen yoğurdun
tüketime hazır şeklinde 1 ml’de 10-100 milyon L. acidophilus, 110 milyon Bifidobacterium bifidum bulunur. Bu üründe oluşan
laktik asidin %85-95’i L (+)’dir. Bifidobacteriler ile
üretilen birçok süt ürünü mevcuttur. Bifidobakteriler genellikle
diğer laktik asit (süt asidi) bakterileri ile birlikte kullanılmaktadır

Bifidobakterlerin Karaciğer Üzerine Etkisi

Karaciğer Rahatsızlıklarına Etkisi: Probiyotik bakterilerden
bifidobakterium türlerinin karaciğer hastalığına karşı olumlu
etkide bulunmaktadır. Karaciğerin fonksiyonlarından biri sindirim
sistemindeki amonyak, fenol, indol ve aktif aminler gibi zehirli
maddeleri idrara karışmadan önce parçalayıp ayrıştırmak.
Karaciğer rahatsızlandığında bu işlevini yapamaz ve bu ürünler
sirkülasyona girerek beyin için zararlı olabilecek düzeylere
ulaşırlar. Karaciğer görevini yapmadığı takdirde, bu maddelerin
vücuda alımını önlemek gerekmektedir. Bağırsaklarda zararlı
bakteri sayısı arttıkça, zehirli madde miktarı da artar.
Bifidobakteriler, bu bakteriler üzerinde antagonistik etkiye sahip
olduğundan karaciğerin yükünü hafifletir. Kronik hepatitli ve
karaciğer rahatsızlığı olan kişilerin diyetlerinde bifidus süt yer
aldığında, kandaki amonyak, fenol gibi maddelerin azaldığı ve
dışkıdaki bifidobakteri sayısının arttığı belirtilmektedir. Bunun
neticesinde hastalarda iştah ve kilo artışı tespit edilmiş.
Bifidobakterlerin Karaciğer Üzerine Etkisi





Böbrek Hastalığı Üzerine Etkisi: Bifidobakterilerin böbrek
rahatsızlıklarını iyileştirme ve kandaki amonyak düzeyini
azaltma nedenleri şunlardır;
Bifidobakteriler tarafından amonyağın azot kaynağı olarak
kullanılması,
Amonyak ve amin üreten bakterilerin gelişiminin önlenmesi,
Bifidobakteriler tarafından üretilen organik asitlerle bağırsak
pH’sının düşmesi ve amonyağın absorbe edilemeyen NH+4
forma dönüşmesi ve böylece kandaki amonyak düzeyinin
azalması,
Bifidobakterilerin alifatik aminler, hidrojen sülfit veya nitratları
oluşturmamasıdır.
Bağışıklık Sistemine Etkisi

Yapılan arastırmaların sonucu olarak yogurt
tüketiminin sitokin üretimini, fagositik
aktiviteyi ve antikor üretimini arttırdıgı
kanıtlanmıstır. Bunların haricinde yogurdun;
kanserin, gastrointestinal bozuklukların ve
alerjik semptomların azaltılması amacıyla da
kullanılabilecegi öne sürülmüstür (Meydani ve Ha,
2000; Isolauri vd., 2002).
Laktoz İntoleransa Etkisi

Yapılan araştırmalar yoğurt içerisindeki laktozun,
esdeger miktardaki sütten daha tolere edilebilir
düzeyde ve formda olduğunu göstermiştir (Gallagher
vd., 1974; Kolars vd., 1984; McDonagh vd., 1987; Dewit vd., 1988;
Marteau vd., 1990a; Rosado vd., 1992).

Fermente bir süt ürünü olan yoğurtta laktoz, starter
kültürlerin etkisiyle glukoz ve galaktoz
monosakkaritlerine, daha sonra da bu sekerlerin
metabolize edilmesiyle laktik asit
dönüştürülmektedir. Yoğurt, laktoz intolerant bireyler
tarafından genellikle herhangi bir problem
olmaksızın tüketilebilmektedir
Kilo Kontrolüne Etkisi

Çocuklar, gençler (Carruth ve Skinner, 2001;
Novotny vd., 2003; Skinner vd., 2003) ve yetişkinler
(Davies vd., 2000) üzerinde yapılan gözlemsel
çalışmalar kanıtlamıştır ki; tüketilen süt ürünü ve
kalsiyum miktarı ile vücut agırlıgı ve vücutta oluşan
yağ arasında ters orantı vardır. Skinner yaptığı
araştırmalarda özellikle de 8 yasına kadar kalsiyum
ihtiyacını süt, peynir ve yoğurt gibi kalsiyumca
zengin gıdalardan karşılayan çocukların
vücutlarındaki yağ oranının daha düşük düzeylerde
olduğu belirlemiştir (Skinner vd., 2003).
Antikanserojenik Etki


Yogurt basta olmak üzere fermente süt ürünleri tüketiminin,
gögüs kanseri riskini azalttıgını destekleyici birçok
epidemiyolojik veri öne sürülmektedir. Rao vd. (1986) ’nın
yaptıkları çalısmalar yogurdun, glucuronidated estrojenlerin
bakteriyal hidrolizini önleyerek intestinal mikrofloranın metabolik
aktivitesinde degisikliklere yol açtıgını ve böylece serbest
estrojen absorbsiyonunu azalttıgını göstermistir.
Sonuçta estrone, estradiol-17 ve estriol’un enterohepatic
sirkülasyonuna etki edilerek kadınlarda plazma estrojen
konsantrasyonu indirgendigi ve gögüs kanser riskinin azaldıgı
belirlenmistir.

Chauncey vd., (1999) diabet mellitus ve vajinal candidal
infeksiyon gibi kronik problemleri olan kadınlarda koruyucu ajan
olarak yogurdun kullanılmasını degerlendirmek amacıyla bir
çalısma yapmıstır. Çalısmada, vajinal pH degerleri 6.0 (normal
degerler 4.0-4.5 olmalıdır) olan kadınlar 2 gruba ayrılmıs ve
gruplardan birine yogurt tüketmeleri önerilmistir. Gruplar daha
sonra kendi aralarında karsılastırılmıstır. Sonuç olarak yogurt
tüketen gruptaki kadınların vajinal pH degerlerinin 4.0’ e kadar
düstügü diger grupta ise herhangi bir degisimin gerçeklesmedigi
gözlemlenmistir. Çalısmanın sonucu olarak; aktif organizmaları
içeren yogurdun tüketilmesinin, vajinal pH’ yı düsürerek diabet
mellitusu olan kadınlarda candidal infeksiyonu azalttıgı öne
sürülmüstür.
. Yoğurt, süt ve peynir iyi bir kalsiyum kaynağı
olarak kalsiyumun kanser riskini azalttığı yapılan
çalışmalarla ortaya konulmuştur. Yüksek oranda
kalsiyum alımının kolon kanserine karşı koruyucu
bir etki oluşturduğu saptanmıştır

Hiperkolesterolemik Etki

Laktobasiller serbest safra asidi salgılama özellikleri
sayesinde bagırsak sistemindeki bakteri varlıgını
ayarlamaktadırlar (Sandine, 1979). Safra asitleri yagda
çözüne vitaminler ve suda çözünmeyen lipidler ile
polimoleküler bilesenlerin sindirimine yardımcı olmakta
ve glisinle taurinin konjuge olarak geri dönüsümünü
saglamaktadır (Sandine, 1979).

bir çalışmada Enterococcus faecium içeren yoğurdun
günlük 200 ml alımının kanda kolesterol azalmasına
neden olduğu saptanmıştır [17]. Benzer çalışmada 160
tane orta yaşlı erkek ve kadının bulunduğu toplulukta E.
faecium içeren yoğurt 12 hafta boyunca günlük 200 ml
olarak tüketilmiştir. Sonuç olarak kısmen kolesterolün
yükseldiği görülmüştür [18]. Yapılan bir çalışmada 4
haftalık inülin takviyesiyle trigliserit seviyesinin alt sınıra
ulaştığı görülmüştür [19]. Diğer bir çalışmada ise
fermente süte düşük oranda prebiyotik (2.75 g) ilavesiyle
bifidobakteri sayısının arttığı ve kolesterol seviyesinin
düştüğü tespit edilmiştir

Koroner kalp hastalığı batı toplumlarında görülen
ölümlerin en önemli sebeplerinden biridir. Her ne kadar
belli başlı sanayileşmiş ülkelerde (ABD, Avustralya ve
İngiltere) geçtiğimiz 15 yılda daha iyi sağlık taraması ve
ilaç uygulamasıyla koroner kalp hastalık oranının
azalmasa da Doğu Avrupa’da bu oran ciddi oranda artış
göstermektedir. Probiyotik, prebiyotik ve sinbiyotikler
lipit metabolizmasıyla ilişkili olarak kan kolesterolüne
etkide bulunarak koroner kalp hastalığının önlenmesinde
yardımcı olmaktadır. Yapılan bir çalışmada panelistler
tarafından 750 ml oranında pastörize ve pastörize
edilmemiş yoğurt tüketilmiş olup 12 haftadan sonra
panelistlerin kolesterol seviyelerinde azalma saptanmıştır
Süt ve Süt Ürünlerinin Fonksiyonel Gıda
Olarak Önemi


Süt ve süt ürünleri halkımızın beslenmesinde oldukça önemli bir yer
tutmaktadır. Bu durumun avantajı kullanılarak süt ve süt ürünlerinin
fonksiyonel özelliklerinin arttırılması ile halkımızın özellikle genç
nüfusumuzun ihtiyaç duyduğu besin öğelerinin alınması mümkün
olabilmektedir.
Süt ve süt ürünlerinin fonksiyonel özelliklerin arttırılması hem ticari
açıdan hem de halkımızın beslenmesi açısından önemli bir yere
sahip olacaktır.
Zehirlenmelere Karsı Yoğurdun Etkisi

Süt proteinleri, demir ve bakır gibi maddelerle
kompleks oluşturarak bu maddelerin kana geçmesini
önleme ve böylece bu maddelerden ileri gelebilecek
zehirlenmeleri önlemek seklinde bir etkiye sahiptir.
Sütün yapısında bulunan kazein; gümüş, civa, bakır,
çinko, demir, kursun ve alüminyum gibi ağır
metallerin suda çözünen tuzlarını bağlayarak
çökeltmekte ve bu tip metallerle temas edenlere
yogurt ve süt tüketimi tavsiye edilmektedir (Yaygın,
1981).
DİYET ACIDOPHILUS BIFIDUS YOĞURDU VE DİYET YOĞURDUN
KALİTE NİTELİKLERİNİN İNCELENMESİ

Bu araştırmada, yağ oranı % 1’in altına düşürülmüş sütten; normal yoğurt
bakterileri (Streptococcus thermophilus ve Lactobacillus delbrueckii
subsp. bulgaricus) kullanılarak diyet yoğurt ve yoğurt bakterilerinin yanı
sıra Lactobacillus acidophilus ve Bifidobakterileri içeren freeze dried DVS
bakteri kültürü kullanılarak diyet Asidofilus bifudus yoğurdu üretilmiş, bu
ürünlerin kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal özellikleri karşılaştırmalı
olarak incelenmiştir. Genel olarak diyet yoğurt ile diyet Asidofilus bifidus
yoğurdunun ağızda hissedilen kıvam dışındaki duyusal özellikleriyle,
kimyasal ve mikrobiyolojik özellikleri yönünden birbirine benzer ürünler
oldukları tespit edilmiştir. Sonuç olarak bu ürünlerin, normal yoğurt ve
yoğurt benzeri ürünlere göre yağ oranlarının düşük olması yanında diyet
Asidofilus bifidus yoğurdunda kullanılan kültürün dietetik ve terapötik
etkisinden dolayı daha sağlıklı olabilecekleri kanısına varılmıştır.
.

Çocukluk ve ergenlik dönemi boyunca yüksek
yoğunlukta kalsiyum içeren süt ve süt kaynaklı
gıda ürünleri önemli birer kalsiyum kaynağı olup
bu sayede ilerde görülebilecek kemik
hastalıklarının önüne geçilebilecektir


Yapılan çalışmalar gıda alerjilerinin önlenmesinde
probiyotiklerin kullanılmasına yöneliktir.
Propionibacterium spp. ve Lactobacillus acidophilus
içeren karışım sayesinde gıda alerji belirtilerinin ortadan
kaybolduğu görülmüştür [25]. Panelistlere yoğurt
verildiği bir araştırmada kan serumundaki
immunoglobulin E konsantrasyonun azaldığı ve
panelistler arasında az sıklıkta alerji görüldüğü tespit
edilmiştir
Yapılan klinik çalışmalar sonucu gıda alerjileriyle
mücadelede en etkili sonucun Bifidobacterium Bb-12 ve
Lactobacillus GG suşlarıyla alındığı tespit edilmiştir.
.

Fermente süt ürünlerinde bulunan kalsiyum ve bazı mineral
maddelerin daha iyi absorbe edildiği ve çoğu ürünün folik asit,
niasin, biotin, pantotenik asit, B6 ve B12 gibi B grubu vitaminleri
bakımından sütle kıyaslandığında daha zengindir.

Probiyotik fermente süt ürünlerinin besin değeri ile ilgili yapılan
çalışmalarda laktobasillerin kullanıldığı ürünlerin daha düşük
laktoz ve daha yüksek serbest amino asit düzeylerine sahip
olduğu saptanmış. Ayrıca, laktik asit, propiyonik asit ve bütirik
asit miktarında da artış olduğu gözlenmiş. Probiyotik bakterilerin
folik asit, niasin, biotin, pantotenik asit, B1, B6, ve B12 ile K
vitaminlerini sentezledikleri saptanmış.
Yoğurt Starter Kültür Metabolitlerinin
İnhibisyon EtkisiBelma ASLIM, Yavuz BEYATLI KadirHALKMAN




Bu araştırmada, laktik asit bakterilerinin oluşturduğu bazı metabolik ürünlerin
ayrı ayrı ve kombine halde patojen ve kontaminant mikroorganizmalar üzerinde
etkileri belirlenmiştir. Bu çalışmaiçin 5 adet Lactobacillus bulgaricus ve 5 adet
de Streptococcus thermophilus suşu kullanılmıştır.
Suşların oluşturduğu metabolik ürünlerin (laktik asit, hidrojen peroksit,
asetaldehit, diasetil) bazı test bakterileri üzerindeki (Staphylococcus aureus,
Escherichia coli) inhibisyon etkileri tespit edilmiştir.
Ayrıca suşların rastgele kombinasyonları oluşturularak metabolik ürünleri ve
test bakterilerine inhibisyon etkileri belirlenmiştir. Suşların oluşturduğu
metabolik ürünler esas alınarak, bu değerlere yakın konsantrasyonlarda laktik
asit, hidrojen peroksit, asetaldehit ve diasetil örnekleri hazırlanmış, inhibisyon
etkileri S. aures’un ve E. coli’nin 2 farklı suşunda ayrı ayrı denenmiştir.
Bu deneme sonucu, hidrojen peroksit, asetaldehit, diasetil gibi metabolitlerin
inhibisyon etkisi belirlenemezken, laktik asitin 5-20 mg/ml konsantrasyonlarda
test bakterileri üzerinde inhibisyon etkisi olduğu saptanmıştır.
BAZI PROBiYOTiK BAKTERiLERiNİN SÜT ÜRÜNLERİNDE OLUŞTURDUĞU KONJUGE LİNOLEİK ASİDİN
SAĞLIK YÖNÜNDEN ÖNEMİ
Reyhan İRKİN, Ufuk VAPUR ERE 2007
Konjuge linoleik asit (KLA) rumen mikroorganizmalar› taraf›ndan
sentezlenen bir yağ asitidir. Probiyotik özellikler taşıyan rumen
mikroorganizmalarının bazıları özellikle yoğurt üretiminde ve küçük
ölçekli deneme amaçlı olarak son yıllarda peynir, tereyağ gibi süt
ürünlerinin üretiminde ticari starter kültür olarak da kullanılmaktadırlar.
Bu mikroorganizmalar ürünlerin olgunlaşma evresinde serbest linoleik
asid daha sonraki aşmada ise linoleik asitten, konjuge linoleik asit (KLA)
sentez edebilme yeteneğindedirler. KLA sentezleyebilen bakterilerin en
önemlileri; Lactobacillus, Propionibacterium, Bifidobacterium ve
Enterococcus’un suşlarıdır. KLA izomerlerinin, antikanserojen,
antiatherojenik, antidiyabetik, bağışıklık sistemini güçlendirici, vucutta
yağ, kas ve mineral madde kompozisyonunu düzenleyici olduğu
belirlenmiştir. Süt ve ürünlerinde KLA miktarının değişim göstermesinde
kullanılan starter kültür bakterilerinin yanısıra pek çok faktör etkili
olabilmektedir. Bunlardan bazıları; substrat konsantrasyonu, inkübasyon
periyodu, kültür pH değeri ve bakteri şuşları, ayrıca süt hayvanının cinsi,
yaşı, mevsimsel değişimler, üründeki yağ oranı ve katkı maddeleridir. Bu
çalışmada, KLA oluşumunu etkileyen faktörler, KLA sentezleyebilen bazı
bakteriler, fermente süt ürünlerinde KLA meydana gelmesi ile ilgili
yapılmış bazı çalışmalar incelenmiştir. Süt ürünlerinin üretiminde yüksek
oranda KLA oluşturma yeteneğindeki laktik asit bakterilerinin ticari
starter kültürler olarak seçilmesi ile süt ürünlerinin besin değerinin
yükseltilebilmesi mümkün olacaktır.
Yoğurt ile Beslemenin Ratlarda Serum
Biyokimyasal Parametreleri Üzerine Etkisi
Ratlarda, 3 ay süre ile diyetlerine yoğurt ilavesinin, serum total
kolesterol trigliserit, total protein, albümin, glukoz değerleri üzerine
olan etkileri araştırıldı. Ratlar 2 farklı diyet uygulamasına 3 ay
maruz bırakıldı.
1)Ticari rat yemi ve su ile beslenen kontrol grubu
2) Ticari rat yemi ve yoğurt ile beslenen deneme grubu.
Yoğurt ile beslenen grupta serum trigliserit ve total protein değerleri
istatistiksel anlamda azaldı. Buna karşın total kolesterol, glukoz,
albümin, değerleri yoğurt ile beslemeden etkilenmedi
KAYNAKLAR







BAZI PROBiYOTiK BAKTERiLERiNİN SÜT ÜRÜNLERİNDE OLUŞTURDUĞU KONJUGE LİNOLEİK ASİDİN SAĞLIK YÖNÜNDEN
ÖNEMİ Reyhan İRKİN, Ufuk VAPUR ERE 2007
SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİNİN FONKSİYONEL ÖZELLİKLERİ A.Kemal SEÇKİN1* Emrah BALADURA 2011
Yoğurt Starter Kültür Metabolitlerinin İnhibisyon EtkisiBelma ASLIM, Yavuz BEYATLI KadirHALKMAN
Yoğurt ile Beslemenin Ratlarda Serum Biyokimyasal Parametreleri Üzerine Etkisi
DİYET ACIDOPHILUS BIFIDUS YOĞURDU VE DİYET YOĞURDUN KALİTE NİTELİKLERİNİN İNCELENMESİ Oğuz Gürsoy, Semra
Kayaardı 99
Yoğurdun Tarihi Ali ÖZDEN Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Ankara
Bebek beslenmesi Hazırlayanlar Prof. Dr. Gülden Köksal Dr. Dyt. Hülya Gökmen Özel Hacettepe Üniversitesi-Sağlık Bilimleri Fakültesi
Beslenme ve Diyetetik Bölümü 2008
Download