D00001s50YILOZLy1973.pdf 19.02.2010 11:50:25 Page 1 (1, 2) HAZRET.İ AİşE'NİN HADİs TENKİDCİLİGİ Doç. Dr. Mehmed hlamın temel Kitabınııı layıcısı durumunda rının bizzat bütün Hz. Peygamberin İslamı anlamak, murakabe rehberliğinde imkanları ölçüsünde Kur'an-ı İslamPeygamberinin ki, daha Kerim'jn: giiriiyoruz. rın ictimai durumlarının Sahabey-i olduğu sırasında düzelttjğj, gamber Peygamberin arasında Asırlar boyu devam ve eksiksjz üzere, bu ana hedefin birbirlerinin islam alimlerjnde de, keyfiyet muhitjnde vakidir. gördüğümüz tamamiyle normaldir. sabah akşam bulunuyor, oluyor değjldi. Ayrıca, yaratılış ve imkanlar olan ilk ta- ilmi tenkidler, İslamı öğretme tamamladığı, Ama bu, sırf K ur'an İslam yanlış öğretilmesin İsla- edebilmektir. hizmetkarları eksjğini şahısla- edecek olan ve dolayısjyle takdim en parlak örnekleri olarak sayılabilir. Sahabe'njn araştırmak ça- yanlışını ve Pey- diyediL bu hal, ilk bakışta Çünkü bütün t(~reddüd Sahabe, Hz. her sözüne, her fiiline şahjd bakımından, lıepsindı~n aynı fik- r.i ve zihni seviyeyi istemeye de mahal yoktu. Bu yüzden onlarda, husfısiyle dini malfımat ı 33. i ve ve her sahada doğruyu ve bu emrin jfasında Hz. Peygamberi, hatasız hatta tekzibe dahi gittiklerj İlk tabaka emridjr2, eddim, derecede yanlış anlaşılmasın, uyandırabjlirse müslümanlar Kjram teşkil eder. Onlarııı bu yolda yaptığı İslam kültür tarihinin lışmaları hizmete, hir islami tenkid Zira, her çeşid haberde hiçbjr dahli yoktur. tek hedefi, tekrar mümkin tam manasiyl(~ Kerim'in Başta da işaret ettiğimjz bakayı ve bu mühim malumdur. "En güzel misal" olarak tavsif ettiği Asr-ı Saadette, ve onu kabul etmek Kur'an-ı miyyetj, başladığı katıldıkları her mertebeden olduğunu bu gayretlerin onun tamam- iyi anlaşılıp doğru takdjm edilmesi şartjyle ancak mümkin faaliyetinin sürdürülmüş geniş tefsiri, ve Şeriat yönünden Cil olan Sünnet ve Hadis ilmini öğrenme ve yayma çalışmala- Sahabenin, olacağı içindjr S. HATİBO(~UJ sahasında, Alıziib /2 ı. 2 19. Hucuriil/6. bazı farklı veya mütenakız anlayışların vücud bulmuş 60 ( olmasını tabii karşılamak ği ve yanlışlığı Hadis gerekir. Ne var ki, herbiri, diğerinde giderme lüzumunun ve Fıkıh kitabıarı dini şuuruna hu nevi ilmi yardımlaşma İşte bu islami ilim zihniyetiEin yeri, en büyük kültürünün sahadaki misalleriyle pek çok mümessili islami mız olacaktır. olan tenkidlerinden tcnkid anlayışını Önce kendilerinin ve Hadis Hicretten bazısını arasında onun kaydetmek şabında en müstesna bildirdiğine 8 sene evvel Niibüvvetin Onun geniş sfıretiyle müşahhaslaştırma kısa bir hayat. hikayclerini kitabıarının Bilhassa .doludur. İslam alim kadını olan Hz. AİŞE işgal etmekt.edir. mahsfılü Tahakat gördüğü eksikli- sahib bulunuyordu. ilmi imkanı- vcrelim: göre: (M. 611) Mekke'de .doğ- 4. senesinde muşlardır. Hierelten 2 veya 3 sene önce, Hz. Hat.iee'nin gamber ile nikahlandı. Bu sırada 6 veya 7 yaşlarında Hicri 2. senenin Şevval'inde düğünü oMu, 9 yaşlarında Evliliği 8.5 sene sürdü. 36/656'da, 43 yaşında Hz. Peygamberden ne'de, Hz. Muaviye'nin gecesi vefat müteakip, Hz. Pey- idi. (Kisan 624), Berlir dönüşü, Hz. Peygamberle idi'. Peygamberin vefatında Cemel harbine 18 yaşlarındaydı. işt.irak etti. sonra 47 senc daha yaşayarak, hilMet.i devrinde, 17 Ramazan 65 yaşında iken, Medi. 58 LU Temmuz 678 Salı etti. Medine valisi Mcrvan onun vefatını bu sırada vekili Hz. Ebfı Hureyre lJmre'de olduğu için, cenaze namazını, kıldırdı. Ilm ı Merkii Hz. Aişe, Arabiarm bası Hz. Ebfı Bekir'in İlim membaına neseb ve tarihleri evinde büyümüşdü. Bu öğrenme imkanlarını, çüde kullanan Daha sonra vahiy kaynağma en yakın kimse sayılahilirdi. olmadık bilgilere sahib oldu. Bilmediği soruyordu. üzerinde rnüt.ebahhir bir zat olan ba- Hz. Aişe'nin, Sünnet. kaynaklığı Bu hakımdan, ve a!,.Iamadığı herşeyi vefatlarından yapmış olması, kendisinden nasib Peygamberden yüksek zek£i ve ilim aşkiyle Peygamberin geçti. başkalarına en geniş öl- sonra bir yarım rivayet edilen hadislerin asır de bin- 3 Evlendiği zaman yaşının 18 civarında olması liizım geldiği hakkmda Ömer Rıza DOCRUL'un mütiilaa,. için lık. Asr-, SaaJel II, 1007 -1013; V, 14-25. HAZHET-İ AİşE'NİN lere ulaşmasını büyük miimkin kılmıştır. haBinde "Hz. Peygamberin Ashabı, herhangi etseler ve onu Aişe'ye sorsalar, muhakkak diyor'. de bulunmuş ilk bir meselede şübhe onda buna dair bir bilgi bulurlardı" mü- bulunuyor.' Hz. Aişe'den feyz alanlardan, Mekke'nin meşhur alimi Ata ibn (25-114/646-732) Ona olan hayranlığı pek derindir: "Aişe, diyor, Ebi Hebah'ın en fakihi, Kaynak1arımızda hayli en ileri gelen Ashiibını gördüm, Hz. Aişe'den feraiz soruyorlardı" şahedesinde insanlarııı de bulunduğu Kufe fakihi Mesrfık (ö. 62/682): "Hz. Mu. Hz. Aişe'den ilim alanlardan, Yine Halifelerin ona başvurmuştur. (ö. 50/670 ?), ki, çeşidli valiliklerde Ebu Musa'l-Eş'ari hammed'in 61 TENKİDCİLİ(;İ Aralarında Ashab, pek çok nıüşkilin müslümanlardandır: HADİs yekun en alimidir"'. diğer pek çok alimin bu kabilden beyan ve takdirleri tutmaktadır. Jlmi faaliyeti: Hz. Aişe sadece ve hatibdir. gi sahibidir. Devrinin hadis .nakilcisi Arab tarihi, Rivayet ettiği hadislerin ulaşan rivayetleri hakkiyle yerine Hz. Aişe'nin şuuruna ermiş bulunduğu gibi, kendisine göre değerlendirmekte yanlış veya eksik bulduklarını fakih derin bilve ravi- düzeItme vazi, getirmektedir. İslam ilmine işte onun bu çeşid rivayetIere rak'leri müfessirdir, Şiir ve Tıb sahalarında de, yüksek islami kültüriine leri kim olursa olsun, bunlardan [esini değil, aynı zamanda Ensab, yaptığı hizmetIerin yaptığı tcnkidleri, belki de en büyüğünü, yani Hadis ıstılahiyle: teşkil eder. Bunları if>lam alimlı~ri müstakil kitabıarda istid- toplamaya ça- lışmışlardır. Tenkidlerine tahsis Bu sahada Ebu Mansur en eski te'lif, 25 hadis eserler: Hatib Ahdu'l-Muhsin 1096), ismi "el-Kifiiye" birlikte edilmiş ibn Bağdadi'nin Muhammed olması muhtemel' muhaddis eş-ŞiM'nin bir diz'üdür. arkadaşlarından, (421-489/1030- Bunda, isnadlariyle bahsedilir8• kaydettiğinden 4 tbn Sa'd II, 375 (IIıi, 126); Ahvezi X, 380, r. 3970. 5 tbn Sa'd 6 Mustcdrek ll. y.; Mustcdrek IV, 14; Nubcla 7 Bk. teabe s. 93. 8 Fehrese 174; Aynu'ı-tsabe LV, ıı. IT, 130. Mukaddinıesi; Teralib II, 433. Haydariibiıd Saidiyye Kütüb. hanesinde bu eserin me\'ciıd olduğu bildirilmektedir, el-Fihrisu'I-MeşTI,h, r. Hadi. 360. 62 MEHMED S. HATiBOGLU İkinci ve en geniş eser, Mısırlı Şafii alim Bedru 'd. Din ez-Zerkeşi'ye (745-794/1344-1392) aiddir. Aslen Türk olan bu büyük alimin kitabı: ~~.)Li ~6....aJI~ :i.:..;~.6".;.\:..-1 lo ~I.ı:')I"ismini taşıyor. İstidrakler, ilgili şahıslara göre sıralanmışdır' . Üçüncüsü ise, Suyuli'nin (849-911 /1445-1505): "6~ !ll.;..(:..\ .j ~L..,.,.)l1:."':;" ~6....aJI~" ismiyle, yukarıdaki esere yaptığı telhistir. İstidrak1eri fıkıh bablarına göre (Salat, Cenaiz, Sıyam, Hac, Bey,' Nikah ..) sıralamış, Zerkeşinin eserine bazı çıkarma ve eklemelerde bulunmuşturlo. HZ. AişE'NİN iSTiDRAKLERİ Hz. Aişe'nin dini tenkidIeri başlıca iki sahada olmuştur: a) Hatalı rivayet edildiklerine kani olduğu hadisiere karşı, b) Kendi devri alimlerinin yanlış gördüğü fetvalarına karşı. Aşağıda her iki sınıfa aid birkaç misal vereceğiz: A. HADİs SAHASıNDA • Başta Muvatta", Buhari" ve Müslim13 olmak üzere, belli başlı bütün hadis kitabıarının küçük farklarla kaydettikleri bir hadis vardır:".L~ y~ .:..).1 <;1 ~ .al: Ölü, yakınlarının kendisine ağlaması y~zünden azaba uğratılır". Hz. Peygamber'in bu kelamı nezaman, nerede ve hangi manada iradettikleri ve ölünün azab çekmesinin sebebieri üzerinde herbiri bir hadise dayanan pek çok görüş ve te'viller ileri sürülmüştür. Hadisin zahiri manasını kabul edenler arsında Hz. Ömer ve oğlunun da bulunduğunu kendisine nak1ettikleri zaman Hz. Aişe keyfiyeti şu şekilde vuzuha kavuşturmuştur: "Siz, yalan söy. lemez, yalanla itham da edilmemiş iki zattan hadis rivayet ediyorsunuz, fakat 9 Eser, Said el-Efğanl'nin tahkikiyle, ilk defa olarak Dimeşk'te, 1358/1939'da, halinde basılmıştır, 10 Keşju'z-Zurııi.n 183 sahife 1181, 1384; Teratib II, 433-ı34. GAL S ll, 189, Süleymaniye nüshaları için bk. 708/124 (y. 355-357); 1029/6 (y. 66-73); 103012 (y, 5-8). Suyfıtl, işbu telhisinin sonunda: "Zerkeşi'nin kitabından istidrak sayılamıyacak olanlan çıkardım ve onun kaydetmediği şu ziyadelerde bulundum" diyerek iki hadis daha serdetmekte ise de, bunların ilki istidrak sayılamıyaeağı gibi (kş. Ahvezi V, 569-570), ikincisini de aslında Zerkeşi kaydetmiştir (Icabe 140), Suyüti'nin gözünden kaçmış olmalıdır, II i. 234, r. 37. 12 II, 80-81. 13 II, 638- 644. ırA7.RET-i AişE'!'"iN HADİs kulak hata yapabilir ... , Hz. Peygamber mişdi, yakınları baş tarafına ağlayıp duruyor bu hususta halbuki Kur'anın Bu Yahudinin günahları, miş rehberliği İmam Muhammed'in aynı kanaatte "Hz. Aişe'nin Kitab'daki üzerine: arasında, günahını hayatta Bunlar .... Size çekmez"". iken işlediği gibi, münker bir şeyi vasiyet et- şu şekilde Kitab nin oğlunmu? kötülük Keza İmam açıklıyor: ve Sünnetin Şafii (150-204/699- . ddaletiyle "'Kimse kimsenin şey verilecektir"'ı" (80- göre, İmam-ı A'zam Ebu Hanife görüşündedirl6• rivayeti, Sünnetten cinayetten sebebIeri bildirdiğine oluşunu rür, kim zerre kadar 20. Bunun buyurmuşlardır Kimse kimsenin matem tutulması deliller şu ayetlerdir: ye ancak yaptığı cak'" ağlaşıyorlardı. geç- gösterilmektedir". 150/699-767) Hz. Aişe'nin 820) mezarı yakınından azab çekmekte, yeter: azab çekmesinin veya arkasından olması bir Yahudinin oturmuş o kabrinde 63 TENKİnciLİcİ sahih gorunuyor. günahını çekmez"'17, "'Kişi- "'Kim zerre kadar iyilik yaparsa yaparsa onu görür""., delile gelince: Hz. Peygamber onu gö- "'Herkes yaptığını bir adama: bula- Şu yanındaki se- diye sordu. O zat: evet, deyince: Bak, dedi, ne o senin işleyeceğin mes'fıldür, ne de sen onunkinden. Cenab-ı Hak gibi bildiriyor Böylece Hz. Peygamber ki, nasıl bir kimse kendi yaptığını, hine veya aleyhine yazdıramazsa, tıbkı başkasının öylece herkes de, işlediği cinayetten le- bizzat mcs'uldür ... " 21. Hz. Aişe'yi müslüman destekleyen mevtaya hadisler arasında, Zerkeşi Hz. Peygamberin ağlamış olduğunu mani olmadığını bildiren rivayetleri göstermekte, biyle, Peygamber onlarııı azabına masının muhal Aleyhissclam'ın, olduğunu 22 söylemektedir (ö. 794/1392), bazı ve ağlayanlara sebeb olacak bir şey yap- • .. 14 35. Filtır 118. 15 Rk. Ayn, LV, 86.,; AskalUn, III, 97; Kastalitin, II, 383..; 16 Muvatta-Şe)'bcini 113, r. 320. 17 6. En'am/164; 17. İsra/lS; :~S. Fatır/I8; 18 53. Necm 139. i9 99. Zilz:il 17-8. 20 20. Tahil 115. 21 Beyhak, IV, 73. 22 Icabe 112-113. da alemlere rahmet olması hase- 39. Zumerf7; 53. Neem/38. Mi::n~ıım 64 Hemen bütün cemiyetlerde yerleri veya şahısları yoruz. Bundan, bir müslüman mizdeyken, mahmız ve devirlerde, sayımız bunun uğursıızluk herİn misal göstererek tarafından lerin aynı şekilde arasında Annesi'nin • Birkaç Sahabe J: bir tarafından kabul arasında, nokta, ve münevver Aşağıda 7\'1ü'ınin- olduğunu ve attadır" göreceğiz: "iJ..:J\ edilir: ". bu sayılanlarda olurdu" ancak Hz. Aişe'- Şöyle ki: şekilde rivayet fevkalade böyle söylüyor Hz. Aişe'nin Dayandıklan kadında diye birşey obaydı, Bahis konusu hadis, ileriki asırlarda etmeyenler da oluyor hallediyor varıp, Ebu Hurey. etmekte sinirlenmiş "Bu söz, Peygamberin devri adamlarının zu teşkil etmiştir. varılır. zamanlar iki zat, Hz. Aişe'nin huzuruna verirler' •. Hz. Aişe bunu duyunca Peygam- her müslüman verildiği için, gerçeğin tesbiti, yukarıdaki min ederek şöyle demiştir: bazılarının, vücud buluyordu. nasıl evde, olmuştur. Benu Amir kabilesinden re'nin Hz. Peygamberden izalesinde devam ettirenlere, şu mealde hir hadis rivayet Uğursuzluk mümkün azaldı, yeni evinin neta- Mesela Şevval ayında (iki bayram irşadlarından meseleyi Bu ibare: "Şayed uğursuzluk Cahiliyye geçtik, sayımız karşı çıkan odur". ka'\'Tanamadığı şeklinde de aynı kaynaklarda nın tavzihiyle biz bir önceki evi- taşındığı inancmı dahi fikri ihtilaflar böyle if.r<JI.J ;;1)\ .J ).ıJI getireeeği Im yoldaki Hz. Peygamberin biliMesela çaresini istemiştir. görenlerdendir. arası) evlenmenin müsliimaıılar bulunarak", değildir. arta kalan Lu çeşidden iddiii ve tatbikatın Hz. Aişe en büyük hizmeti tatbikatlIlı haric kalacak fazla idi, ötekine şikayette meli çıktığını ileri sürmüş, şeyleri, bazı günleri, mevcud bulunuuğunu gelmiş ve; "Ya Resulallah, fazla, mahrnız şeklinde devrinden birtakım vakıasının Arab cemiyetide Hz. Peygambere Cahiliyye HATİBOGLU uğursm: addetme tabiatiyle azaldı" s. olduğunu ve Kur'an haber üzerine ye- kendi sözü değildir, olduklarını hikaye sadece, etmişlerdir". dahi pekçok ihtilaf ve te'villere Ebu Hureyre'ye müteveeeih mesela İbnu 'l-Cevzi, adı geçen hadisin Kastallani imadlar ve İbn bakıınından Hacer sağlam, 23 EbU Diivuc1, II, 345. 24 Ayni VI, 601. 25 Muvaua 972; Buhari lll, 217; VI, 124; VII, 31; Muslim 17 47-8; AlıveziVlIl, Ebu Diivuc1l1, 342-345; Nesai VI, 220.... ; Ayni. Vı' 599-602; iX, 380; X, 213; Askalôni IX, 108; X, 189; Kas/al/uni 26 llJusrıcd Vi, 246 ... V, 70. mev- bu reddiyesini ILO-IL4; VI, 39; HAZRET-İ başka Sahabeden zihniyetiyle ve çocuklarınızdan olan kadınlardan belirttikten yokken, gelebileceğini, kafir (683-756/1284-1355), belki düşmanlık yoksa hükmün .... * 27 mealin- ve fitne kaynağı hepsine teşrnil edilemiyeceğini " ... Bu, hiçbir iilimin söyleyeceği Yağnıurun gören Cenab-ı Hak yamayan Meseleyi Kur'an katılıyorlar: size düşman. olanlar bulunabilir sonra şöyle demektedir: kadına görüşüne es-SUBKİ uğursuzluğun, ğildir. Kim böyle derse cahilin tekidir. yan kimseyi ediliyor olmasıdır. Ali İbn Abdi'l-Kafi muvacehesinde, 65 TE:\'KiDCİLiGİ edeııler ise, Hz. Aişe'nin Şafii alimlerinden *Eşlerinizden HADis de aynı şekilde rivayet mütalaa deki ayet J,iŞE';-.-iN kimseye yağmasını herhangi ıR, şey de- yıldızlara bir kötülüğü, bağla- hiçbir dahli ne demez!"". * Buraya kadar kaydettiğiırıiz istidraklerinde mış hadisleri nasıl yerlerine koyuyor muasırlarınca verilmiş zına dair birkaç olduğunu bazı dini fetvalardan Hadis ve fıkıh usul kitabıarında verilmiş malumata hadisler ve bunlarda dayanmış derecesine başlangıçta onları görüşünün Şimdi de, düzeltiş tar- se, ihtilaf noktalarında hareketle, mezkur Bu telakkinin, derlerneye yazmanııştır, Sünnetten yerine ayrı bir edindikleri fetvaların Hadisciler bir merfU çevresinde, Nitekim Medi- sonra) meşhur İbn Şi- başladıkları zaman, Salih, zira, daha sonra pişman ola- saymıyordu30• dair İbn Teymiyye'nin (661-728 i kaydedelim: kavilleri, Ülemanın fetvalara başladığı kabul edilebilir. hadis Şeriatteki şu ifadesini "Sahabenin mezlerse, nakledilen Salih ibn Keysan ile (ö. 140/757'den (ö. 124 1712)hirlikde Sahabe 1263-1328) gördüklerini Hz. Peygamberden olmuştur. yerleşmeye aksine, Sahabe kavillerini cağı üzere, Sahabeden Sahabenin, çıkarıldığı neli alim, muhaddis hab Zuhri yanlış SAHASıNDA olabileceklerinden Hicrl II. asrın başlarında Zuhri'nin yanlış anlaşıl- misal vereceğiz. B. FETV.ALAR önem Hz. Aişe'nin, görmüş bulunuyoruz. şayed intişar ekserisine eder de, kendi devirlerinde göre bunlar Hücceı'dir. Allah ve Resfılüne başvurulur. Eğer ihtilaf IX, 30 ıbn Sa'd II, 388-9 (lIn, 135). 108. etmişler- Onların ihtilaflı oldukları 27 64. Tegalııın IB. 28 Alimİmİzin İşaret ettiği hadis İçin bk. MM VI, 239, str. 29. 29 Xıırk,;ni IV, 217; Askalani inkar ed il- 66 ~fEH~ıED S. HATİBOGLU kavlin hüccet olmadığı üzerinde Ülemanın ittifakı vardır. Bir Sahabi bir kavilde bulunmuş, başkaları bunun hilarmı bildirmemiş, fakat bu kavil intişar da bulmamış ise, mesele ihtilaflıdır. Ekseri alimler onu hüeeet sayar, Ebfı Hanife, Malik... gibi"" . • Bir bakıma fevkalade bir kıymet ifade eden Sahabe görüşlerinin, bazan dini tatbikatta ne türlü hatalara sevkedebilmiş olduğuna dair hayli misal vardır. Bazı kaynaklarda Ebfı Hureyre'nin fetvası olarak geçen aşağıdaki hadis bunlardan birisidir: Meselenin cereyan tarzını Buhari" ve Muslim'den" hulasaten kaydedelim: Yedi meşhurfakihten Tabii Ebfı Bekr ibn Abdirrahman (ö. 93/712?), bir va'zmda Ebfı Hureyre'nin: -Kim eünüb halde sabah ederse, o gün oruç tutmasın- dediğini duymuştur. Bu hükmü, babası, yine Tabiilerden, Abdurrahman ibnu'l-Haris'e (ö. 43/663) naklediyor. Abdurrahman'ın buna gönlü yatmamıştır. Birlikte kalkıp Hz. Aişe ile Hz. Ummu Selerne'ye (ö. 60/680?) giderler": Her iki Ummu'l-Mu'minin, Peygamberin fiiliyatını delil göstererek, Ebfı Hureyre'nin görüşünü nakzetmişlerdir. Bu neticeyi alan baba-oğul, kalkıp Mervan'ın (2-65/624-684) yanına çıkarlar. Mervan bu sırada Medine valisidir" ve Abdurrahman'a, Peygamberin hanımlarından aldıkları cevabı gidip Ebfı Hu. reyre'nin yüzüne çarpmasını söyler. Fakat Abdurrahman bu muameleyi hoş karşılamaz. Bir zaman sonra, bir vesileyle, Ebfı Hureyre'ye durumu anlatma fırsatı bulur. Karşılık olarak Ebu Hureyre, va'zmda bahsettiği hükmü, Pey. gamberden bizzat duymuş olmadığını, kendisine Fadl ibn Abbas'ın (ö. 18/639) 31 FetiİL'u 1, 408. 32 Hemmam'ın (ö. 101/718) Sahife'sinde 32 rakamh hadis. Meselii Mıısned'in VI. cildinin 99, 184, 203,245,266. sahifelerinde Ebu Hureyre'nin sözü olarak geçmekte, 216. sahifesinde ise Hz. nakledilmektedir. Peygamberden 33 II, 232-3. 34 S. 779-781. 35 Vak'anın başlangıcı, bir ri,'ayette şöyledir: "Tiibii Ya'lii ibn Ukbe birgün oruç tutmaya niyyetlenip yatar. Sabahleyin eünüb uyanınca, ne yaraeah'Inı sormak üzere EbuHureyre'ye gider. Bu Sahabi ona orueunu bozmasını söyler. Ya'la pek mutmain değildir. Mervan'a başvurur. Orada Abdurrahman ibnu'l-Haris vardır ... Tahav. II, 103. 36 Onun ilk tayini 41-49/661-669 43/661-663 arasında tarihlerinde olduğuna göre, bahse menu eereyan etmiş olması gerekir. Mdisen;n 41- HAZRET-İ AİşE'NİJ'( HADİs 67 TENKİOCİLİGİ rivayet ettiğini söyler ve Peygamber hammlarının bu mevzuda kendisinden daha salahiyetli olduklarını kabul ederek fetvasından döner37• Bu hadisin tatbiki sadedinde Tahavi (229-321/844-933), EbU Hureyre'nin hadisini kabul eden kimselerin, ona göre amel ettiklerini, diğerlerinin de ona uymadıklarını söylemekte" ve Ebu Yusuf ve Muhammed'in bu ikincilerden olduğuna işaret etmektedir39• Şayed yukarıda isimleri geçen Tabii alimlerinin, kendi islami anlayışlarına ters düşen bir hükmün aslını tahkik himmetleri olmasaydı, belki de bütün müslümanlar, mezkur durumlarda oruçlarını, Ebu Hureyre'nin va'zına kurban etmiş olacaklardı! • Hac veya Umre için ihrama girmiş bir kimseye yasak olan bazı fiiller vardır: güzel koku sürünrnek, dikişli elbise giyrnek, avlanmak gibi. Bir de, ister Cenab-ı Hakkın rızası için olsun, ister keffaret için, Mekke'ye kesilmek üzere kurbanlık gönderme sünneti vardır ki, buna hed y denir. Hedy'i gönderen kimse kendi memleketinde kalır. İşte böyle birisinin durumu, Hicri ı. asrın ilk yarısı sonlarında, Basra ilahiyatçılarmı meşgul eden meselelerden birisi olmuştur. Bu noktada İbn Abbas'ın şu fetvasına sahibiz: ''.ş.ıtll ~ .;~ (:.J.I Je- i.r:.L. ~ i';> 4.•.•.\S .••••1 ..:ro: Kim bir Hedy gönderirsc, ona, Hacca gitmiş kimseye haram olan şeyler, Hedy kurban edilinceye kadar, haram 0Iur"40. İbn Abbas, bin altıyüz küsur hadis rivayet etmiş alim Sahabilerdendir. "Tercumanu'l-Kur'an" lakabiyle meşhurdur. Peygamberin vefatlarında 13 yaşında olduğu, Hz. Peygamber'den bizzat 10 kadar hadis işittiği, Cemcl, Sıffin ve Nehruvan harblerine H. Ali tarafında katıldığı, şehadetine kadar onun Basra valiliğini yaptığı, Emevilcr zamanında siyasi hayattan çekildiği, 68/687 de Tiiif'dc vefat ettiği mervidir41. Peygamberin sağlığında doğmuş olduğu bildirilen Medineli büyük Tabiilerden Rebla ibn Abdiilah ibni'l-Hudeyr (ö. 93/712)42, Basra'da, 36--40/ 37 Fetvasından döndüğü bildirilenler arasında Ata ibn Ebi Rebah (25-114/646-732) Ebii Hureyre'nin damadı Said ibnu'I.Museyyib (15-94? /636-713) bulunmaktadır, ve Beyhaki LV, 215. Bu hadis için aynea bk. tıibar 136-138; Beyhaki IV, 213-215; Tahavi II, 102-107. 38 II, 103. :19 II, 107. 40 MM V, 58, str. i i (Muvaııa I, 340-1; Buhari II, 183; VI, 239; Muslim 41 Bk. Tehzib V, 276-279, r. 474. 42 Bu zat için bk. ıbn Sa'd V, 27 (V, 17); Buhari.Tarih 257. 959 .... ). Ilı, 281; tsıiab r. 761; Tehzw III, 68 ~IEHMED S. HATİBOGLU 656-661 seneleri arasında Hz. Ali'n.in valiliğini yapmış olan İbn Abbas'ı, Basra Mescidinin mimberinde "i~ ..r.-=-o: ihramh halde" görmüştür ..Rebia, müteakıben Abdullah ibnu'z-Zubeyr'e (ö. 73/692) mülaki oluyor ve bu meseleyi kendisine açıyor. Abdullah'ın cevabı şudur: "Ka'benin Rabbine yemin ederim ki bu bid'at'tir"43. Basra'da, Ziyad ibn Ebihi'nin 45-53/665-673 senelerindeki valiliği sırasında, İbn Abbas'ın fetvasına göre amel edenler bulunduğu, hatta bizzat Ziyad'ın bunlar arasında olduğu anlaşılıyor. Ortada fıkhi bir ihtilaf vardır, fakatçözüm imkanları da vardır. Ziyad, meseleyi bir mektubla Hz. Aişe'den soruyor. Alınan cevaba göre iş, İbn Abbas'ın dediği gibi değildir. Zira Ilieri 9. senede, Hz. Peygamber Hacca bizzat gitmeyip, kendi yerineHz. Ebfı Bekir'i göndermiş, tabii Hedyini de birlikte, fakat bununla beraber, günlük yaşayısında hiçbir değişiklik olmamışdır. Kaynaklarımız, İbn Abbas'ın bu görüşte yalnız olmadığını, İbn Ömer, Kays ibn Sa'd gibi Sahabilerin, Nehai, Ata, İbn Sirin gibi Tabii alimlerinin de aynı görüşte olduklarını bildirmektedir44. Bu durum karşısında Hz. Aişe'nin tavzihinin belirttiği kıymeti İmam Zuhri (50-125/670-742) şöyle kaydediyor: "Bu mevzuda halkın körlüğünü gideren ve onlara Sünneti açıkhyan ilk kimse Hz. Aişe'dir. Halka Aişe'nin kavli ulaşınca, onunla amcl edip, İbn Abbas'ın fetvasını terkettiler"4s. Bu fetvayı terkedenler arasında Hanefi İmamları.6 ve İmam Malik de47 bulunmaktadır. * İslam fıkıh mezhebIerinin fer'i meselelerde birbirlerinden bazı farklılıklar göstermesinin en mühim sebebierinden birisini, muhakkak ki, hadisleri gerçek hüviyetleriyle aksettirmekte ravilerin herzaman başarılı olamaması teşkil eder. Bu durumun dini tatbikatta tcvlid ettiği karışıklığın müşahhas misalIeri pek çoktur. Mevzuumuzu ilgilendiren bir tanesini burada kaydedeceğiz. 43 Tahtivi II, 267; Aska/ani III, 354. 44 Tahtivi II, 264-268; Aska/ani III, 354-355; Ayni IV, 717-718. 45 Beyhaki 46 Tahtivi 47 M"vatıa V, 234. II, 267; I, 341-2. HAZltET-İ • AİşE'NİN İkindi namazıarından cağını bildiren HADİs sonra, güneş batıncaya hadisler erbabının malumudur. inkar sadedinde: "Biz ( bu noktada) riz" dediği ve Hz. Aişe'den mervidir' 9. İslam ibadet ravisi Abdullah tarihi ulaştığı zaman, Hz. Aişe'yi Hz. Peygamberi bakımından ibnu'I-Haris ibn Bu Haşimi zat, Medine'de, tarihi Aişe'den izahatın bir kıymet daha iyi bili- aynısını arzedı'n verdiği rivayetimizin ~evfcl'dir. Hicretten Babası ile Basra'ya onu başa geçirdiler. 64-65/683-685 yapmış, Bu arada Zeyd ibn Sabit'in kendisine aşağıda nakledeceğimiz olduğu da söylenir. sene valiliğini kadar, namaz kılmmaya- Bunun aksini bildirı~nlerine de, hatta Hz. Aişe'den mervi olarak, sıkça rastlanır". (ö. 50/670 ?), bu çe~idden ters rivayetler 69 TENKİDCİLİGİ II sene önce doğmuştur. Sahiibeılen göçtü. Yezid vefat edinI'e, Basralılar senelerinde, daha sonra Haceilc'dan burada, kaçarak ibnu'z-Zuheyr'in Uman'a bir gitmiş, Ricri 79 veya 84'te (M. 698, 70;{) orada vefat etmiştir50• işbu İbnu'I-Haris "Muaviye şöyle anlatıyor: (Medine 'yi ziyaretinde, birgün) den) ayrıldı. Bir kısım cemaat ise, ikindiden yorlardı. (Odasına) girdi, ben de yanında ona divanda yer açtı, yanına oturttu maz ne ola? Hz. Peygamber'in lınmasım da emretmiş - Muaviye ğildir. - ona daha üzerine gibi, kı- dedi: emrettiğin bu namaz ne namazıdır? görrnediğim gibi, kılınmasını emretmiş Hz. Aişe, bu namazı Hz. Peygamberin, bana bildirmiştir,. sonra hadiseyi Muaviye, için gönderdi. diklerini naklettim. Muaviye olduğu bu na- de de- eevaben: Ummu'l-Mu'minın Bunun ve sordu: Halkın kılmakta halka kılmalarını de iken, kılmış olduğunu sormamız devam edi- idim, İbn Abbas çıkageldi. dedi. (Az sonra) İbnu 'z-Zubeyr geldi, selam verip onu kıldığını İbnu'z-Zubeyr İbnu'l-Haris sonra namaz kılmaya (Meseid- böyle bir namaz kıldığını görmediğim şöyle İbnu 'z-Zubeyr, Hz. Peygamberin kıldırmıştı, değildir. İbn Abbas cevaben: Bu namazı İbuu'z-Zubeyr'- in fetvası üzerine (kılıyorlar), oturdu. ikindiyi şöyle naklediyor: benimle Hz. Aişe'nin kendi evin- dedi. birlikte yanına Bana: İbnu'z-Zubeyr bir zatı Hz. Aişe'ye girdim, İbnu'z-Zuheyr'in iyi beHeyememiş, 48 Mesel•• Musrıed VI, 50, 109, 1l3, 134, 159, 176. 49 el-Feıhu'r-Rabbtirıi II, 293-294. SO lbrı Sa' d V, 24-26 (V, 15-16); lsıiab r. 1500: Tehzib V, 181. meseleyi söyle- dedi ve işin aslını 70 ~IEnMED S. HATİnoGLV anlattı: Gerçekten de bir defasında Peygamber aleyhi:;selam Hz. Aişe'nin evinde, ikindiden sonra, iki rek'at namaz kılmıştır. Fakat bu iki rek'at, ikindinın değil, mübrem bir meşguliyet dolaymyle vaktinde edasına imkan bulamadıkları öğle naınazının son sünnetidir. "51 • Sahabe devriııin ihtilaflı kelam meselelerinden biriı'ini, Hz. Peygamberin, Mi'rae'da Rabbini görüp görmediği hususu teşkil eder . • Hz. Aişe ve İbn !\fes'ud (ii. 32/652) menfi kanaattedir. Bnna mukabil İbn Abbas" ve Kibar-ı TabiIlıldan Drve, Ka'bu'I.Ahbar, Hasan, Zuhri... gibi alimlerin giirüşü müsbet istikamettedir. Bu sonuncular kendi aralarında da ihtilafa düşmüş, kimisi bizzat gözleriyle gördü derken, diğerleri bunu kalb gözüne yorumlamıştır~.l. İşte, Hz. Aişe'nin talebelerinden olan Mesruk (ö. 62/682), bu ihtilaflı meseleyi, onu Peygambere ilk soran kimse olan" Mü'minlerin alim Annesine açıyor. Hz. Aişe, ayetlerle delillendirdiği cevabına şöyle başlamıştır: "Söylediğin şeyden saçlarım diken diken oldu. Sana şu üç şeyi kim söylerse, yalaıı söylemiştir: Kim Muhammed Aleyhisselam Rabbini gördü, derse ... " 55. Bu mesele müteakib asırlarda da ilahiyatçı çevreleri meşgul etmekte devam edecektir. Müsbet görüşü paylaşan büyük muhaddislerden İbn Huzeyme (223-311 /838-923), "Sahih "inde, Hz. Aişe'yi şu şekilde zayıflatmak istemektedir: "Hz. Aişe'nin nefyi bir ilme (hadise) dayanıyor değildir. Aişe, Hz. Peygamberden, Rahhini görmediğine dair birşey nakletmemektedir. Kendisi bu hükme, sadece ayeti te'vil ederek varmıştır". Keza Nevevi de (631-676/1233-1278), İbn Huzeyme'ye ittihaen şu görüşte bulunuyor: "Aişe, rü'yetin vukuunu merfii bir hadisle nefyetmemişdir. Şayed böyle bir hadisi olsaydı zikrederdi. Ancak ayetten i~tinhatına dayanmaktadır. Kendisine başka Sahahiler 'muhaliftir. Bir Sahabi bir kavilde bulunur. Ötekiler ona muhalifkalırsa, bu kavil bir hüccet sayılmaz. Ayetteki "idrak" kelimesinden mutad, ihata demektir. Bu da rü'yete mani değildir". 51 Musned VI, 183-184. 52 Ahvez. IX, 168, r. 33:13; Musıedrek Il, 316, 469. 53 Askalanı VIII, 429-431. 54 ı'Huslim 159, r. 287. 55 Buhar. VI, 50; Muslim 159; Ayrı. iX, 174-176; Askalanı VIII, 429.; Kas/alları. VII, 343 HAZRET-İ Bu görüşleri mi.ıhaddisin ,\İ~E';'iİ;\' nakleden düştüğü gaflete parmak büyük basmakta bilhassa tarihçi 71 'fENKİoC:İLİcİ (773-852/1372-1449), İbn Hacer Muslim'de meveud olduğunu", şekilde hatırlatmaktadır". Bu meseleye, HADİs her iki büyük ve onlarınyok dediği hadi~in Mu~lim'in şarihi Nevevi'ye, ve muhad(li~imiz, İmam Zehebi'nin 748/1274-1347) şu kat'! ifadesiyle son verelim: "Hz. Peygamberin layı gözleriyle gördüğüne lümanın, dininde kibar bir (673- Allah Tea- dair bize eeli bir nas gelmiş değildir. Bu mesele Müs- sükilda geçiştiremiyeeeği meselelerdendir .. ."". * İslam ilimIerinin her dalında nin yaptığı tavzihlcrin yazımızı Siyasi çıkarların Kerim ayetlerinden yaptırtmak uydurulabilmiş gaye~iyle, devirler boyunca, olmasının de, mahdut ölçüde de oba, istifadeye Bu çeşid gayretIerden tarafından nasıl başarısızlığa ortaya çıkmaktadır. Mekke'de bitirelim . avukatlığını sayısız denecek derecede hadis vakıadır. da, Hz. Aişc'- karar mercii olduğunu görüyorı~z. Bu ~'e~idi~tidraklı,rin- den de misal vererek • olduğu gibi, Tefsir sahasında yanı sıra, kalkışılmış olduğu bir birisi olarak görünen bir teşebbüsün uğratılmış olduğu husilsu Kur'an-ı aşağıdaki Hz. Aişe rivayetten Yilsuf ibn Mahek (ö. 103/721?) anlatı- vefat etmiş tabiilerdeıı yor: "Mervan Hicaz valisi idi, Muaviye ve 56-57 arasındadır). edilmesinden Hutbeye bahsediyordu. Ebil Bekir'in yince Mervan onun yakalanması nin evine girdi. Yakalamaya Bu adam o kimsedir tini indirmiştir", mızda Kur'an Vak'anın muvaffak kahramanı VIII, II, 58 46. Ahkilf 429. UR. II 7 59 Bk. 24. NUr IU-16. 60 Buhari VI, 42. birşeyler söyle- Bunun üzerine Mervan: öf be, ....• aye- -Ana babasına: bunları duyan Aişe şöyle cevap verbildiren olan Abdurrahman, Müşriklcr rin en şeci ve keskin okçularındandır. 56 Aska/ani sonra bey'at ayet" dışında, bizim hakkı- şey inzal etmemiştir"60. göre, Bedir ve Uhud harblcrine 57 NubeM olamadılar. ardında benim ma'silmiyetimi hiçbir (Medine valiliği 4.1-49 oğlu Abdurrahman ki Allah onun hakkında: olarak etmişti emrini verdi. O da kaçıp (kız kardeşi) Hz. Aişe- dedi. Perdenin di: Cenalı-ı Hak, tayin çıktı, Yezid'e, babası Muaviyeden kaynakların tarafında iştirak verdiği bilgilere etmiş, Kureyşlile- Mübareze için ortaya çıktığında karşısına ~IEH~IED 72 S. IlATİBOGL LT habası Hz. Ebil Bekir'in dikilmek istediği, fakat Hz. Peygamber na mani olunduğu mezkilrdur. (6/628'de) Hudeybiye'de tarafınılan müslüman bu- oldu. Ce61 mel'de Hz. Ajşe ilc bjrlikte jdj. Mekke'de 53 (veya 55) senesinde vefat etmjştjr Kayııaklarımızın feveriln ettjren verdiğj tamamlayıcı husus, M~rvan'ın, işi, Ebil Bekjr ve Ömer'jn S ün il bilgilere Yezid'e göre", biat edjlmesinj Abdurrahman'ı tekljf ederken, bu e t'i olarak takdim etmjş olmasıdır. Abdurrah- man haklı olarak buna karşı çıkmış ve "Çocukları jçin biat almak onların değil, HirakI'in, Kayser'jn, içerlcyen Mervan'ıp, değilmi;jn?" sındadır. sünnetidir" habaııın Buhari'njn mel'iln oğlu değilmisjn.?" naklettiği Abdurrahman'ı Ayetjn bu tutumundan sebeb-j nüzfılünü Zeecae kendj hükmünü şöyle açıklar: edjlmeye Buraya kadar benzerlerinden ket noktası en layık arzettiğj bakımındn bağlayan "Aişe'njn reddiyesi jsnad bakımından verdiğimjz üzere, ve düşüneelerinj şahsında istidraklerinden Hz. Ajşe'njn Bu iki kaynaktan de katarak, tesbiti, son derece ehemmjyeti İslamın hajzdjr. bulıınduğun~ Bu kitabiyat koyacaklara söylemeye 61 Viik,di 257; Musıed",k yardımiyle lüzum bulan İslam ilminjn devirler hal-j hazır durumu o jstikbalj bo- ve istjkbalj bütünü kurmaya jle or- tabiatjyle İslam kültürünü Hz. Ajşe zih- herzamankinden daha muhtac varmıdır? lll, 473 -477; lsıiiib r. 1394; Usdu'ı-Giibe II, 399-101, r. 5153; Tehzib VI, 146-147, r. 298.... 62 Bir evvelkilerden ayrı olarak lık. A.yni IX, 145-147; Askaliini liini VII, 325; Taberi-Ter,;r hare- aldığı İslami kültürüne İslam Kjtabiyatının ise, devrimizjn bjlmem ve pek çok. yaptığı tenkjdlerde pek çok meselede İslami eemiye- en güzel ifadesini manzaranın ortaya en sahilı, olmuştur. taya çıkarılması ilk şartını yerjne getjrmedikçe, njyetiyle (ö. 852/1449) olancır". misalolarak imkan düşünülemez. İbn Abbas rivayeti- sonra İbn Hacer bir ilim ve fazilet meş'alesi Hz. Ajşe'njn yunca ken- demektedir. kaydettjkten K ur' an ve Sünnet'tir. tjni aydınlatan ara- jçin Muaviye'njn fakat onun bunu geri çevirdjğj de mervidjr. "batıı" de anlaşılacağı kendj müşahede şekliI!.de eevab verdiği ve çevirebjlmek Abdurrahman'a (24.1-311/855-923): Mevzu jle ilgilj rjvayetlerj kabfıl fena halde .... ayeti nazil olan adam netjeeye müneer olduğu verilen malilmat djsine 100000 Dirhem göndenliği, ne" demiştir. Bu müdaheleye "Sen hakkında ~eklinde hiicum etmesi üzerine, onun da: "Asıl sen, Hz. Peygam- ber'in lanetledjğj hadjsenjn, Kisra'nın Abdurrahman'a: X XVI, i 9; Ş(,~kcini V, 19-20; Zcidu'l-Mcsir III, 30.1-306; lsiihe VIII, 407-408; Kas/ulVII, 380-381. 63 Mezkiır ,ıyelin niizüıü sırasında İbn Alılıas'ın 1-2 yaşında olması gerekir! AİşE':-;İN HAZRET-I HAOİs :\-lakiilede Zikredilen Kur'an-ı Kerim. Ahvezı: l'uhfetu'I-Ahvezi Süleyman Saadet: Vmdetu'l-Kari Aynı: Mım 1967. Nedvi, Ö. R. Doğrııl tercemesi, İstanbul (Buht1ri şerhi), I-ll, htanbul es-Sunenu'l-Kubrcı, Beyhaki: el-Camiu's-8ahih, Buhari: 1-8, 1928. 1308/1890 -? yazmaları, bk. Noı: 10). Haydaralıad, B44-1355 11925-1936. 1315/1898. İstanbul, Haydarabad, 1~1, B61-B84/1942-l964. es-Sunen, 1--2, Mısır, 1952. Davud: İbn Felırese: 1-10, et-Tarihu'l-Kebır, Buhari-Tarih: Fet ı-ıo, Şerhi), Suyuti (Süleymaniyedeki Aynu'l-İsabe: Ebu KAYNAKLAR Fethu'l-Bari (Buhiiri şiJrhi), 1-13, Mısır, 1319-1329/1901-1911. AskaIanı: Asr-ı (Tirmizi 73 TENKİociLİel Hayr, 196:t Mısır, ii v a, ıbn Teymiyye (1-5) Mısır, 1326-1329/1908.1911. (N/usrıed'in fıkıh E 1-Fe tlı u'r- H ab b ani: biiblarına göre tertibii nüshası) Saiiti, 1-16... Mısır. El-Fihrıısu'l-Meşruh, İbn Sa'd: İ ca b e; Zerkeşi, Diıneşk, lstiab: ıbn Abdi'l-Rerr, İtibar: Hazimi, Keşfu'z-Zunun, (Buht1ri şerhi), 1-10, Mısır, 1307/]889. Filiid Abdulbiiki Hakim, Ltiden, 1941-1943. 1936-1969. neşri. 1-4 Haydarabad, 1334-1342/19]:1-1923. imam Miilik, M. Fuad Abdulbiiki neşn. Muvatta-Şeybani: Şevkani: 1-7, Ahmed ibn Hanbel, 1-6, Mısır. Musned: Mustedrek: Sahife: baskıları. 1319/1901. Kiitib Çelebi, 1-2, İstanbul, M u s] iın: M. Nubela: ve Leiden 1-4, Mısır. Haydariibiid, MM: el-mu'cemu'l-Mufehres, N esai: Beyrut 1939. Jrşadu's-Sari Kastalliini: Muvatta: 1388/1968. Haydariibiid, Kitiibu't-Tabakiiti'l-Kebir, es-Sunen, Abdulliitif 1-8, Mısır, Siyeru Aliimi'n-Nubela, Fethu'l-Kadir, neşri, Mısır, 1967. 1930. Zehebi, 1-3..., Mısır. 1-:1, Mısır. Hemmam ilm Muneblıih'in Sahifesi, İlahiyat Fak. Yayını, 1967. 74 Taberi-Tcfsir: Tahiivi; 1-30, Mısır, 1957. Şerhu Meani'l-.Asıir, 1-4, Mısır, 1387-.1388/1967-1968. Tc h zib: Tehzibu't- Tehzib, lbn Hacer, 1-12, Haydarııbad, 1909. Teratib: et-Teratibıı'l-ldıiriyye, Usdu'l-Gabe: Vakidi: Kitiibıı'l-Meğıizi, Zadu'l-Mesir: Zurkani: İbnu'l-Esir, 1-2. 1-5, Mısır, 1280/1863. 1-3, 1966. lbnıı'l-Cevzi, (Muvatta Kettani, şerhi), 1..9, Diıncşk, 1968. 1-4, Mısır, 1310/1893. 1325-1327 11907-