Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu ve Belirsizliğe

advertisement
Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe
Tahammülsüzlükle İlişkisi
Dr. Sinem Sevil DEĞİRMENCİ
Prof.Dr.Gökay AKSARAY
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD
Giriş
•
Ayrılma anksiyetesi, kişinin bağlanma figüründen ayrılması
ya da ayrılmasının söz konusu olduğu durumlarda yoğun kaygı
duyması ile karakterize bir bozukluktur.
• DSM IV’ de ayrılma anksiyetesi bozukluğu (AAB) tanısı yaşla
sınırlandırılmış ve yetişkinler için tanımlanmamıştır.
• Ancak yapılan çalışmalar çocuklukta gözlenen ayrılma
anksiyetesi belirtilerinin bazı yönleri değişikliğe uğramış olsa
bile yetişkinlerde de tanımlanabileceğini göstermiştir.
• DSM 5 ile birlikte yaş ölçütü kaldırılarak yetişkinlerde AAB
tanımlamıştır.
Giriş
• Yetişkin AAB ile ilgili yapılan epidemiyolojik çalışmalar, bu
bozukluğun çocukluk döneminde başlayan AAB’nun
yetişkinliğe uzanım gösteren bir formu olabileceği gibi, ilk kez
yetişkin dönemde de başlayabileceğini belirtmektedir.
• İlk kez yetişkin dönemde başlayan Yetişkin AAB olan
bireylerde, yeni gelişen stresörlerin bu sürecin başlamasında
etkili olduğu düşünülmektedir.
Giriş
• Gebelik dönemi barındırdığı zorluklarla birlikte ruhsal
hastalıkların gelişimi için yatkınlaştırıcı bir rol oynamaktadır.
• Özellikle gebeliğin ilk ve üçüncü trimesterinde anksiyete
düzeyinin yüksek olduğu, ikinci trimesterin nispeten daha
korunaklı bir dönem olduğu belirtilmektedir.
Giriş
• Gebelikte ayrılma anksiyetesi bozukluğu gelişimi ve seyri ile
ilgili kesin veriler olmamakla birlikte, kendi içinde
barındırdığı zorluklar düşünüldüğünde, gebelerin özellikle de
ilk gebelik dönemindeki annelerin yetişkin AAB gelişimi için
riskli bir grup olduğu düşünülmektedir.
Giriş
• Belirsizliğe tahammülsüzlük, belirsiz olay ve durumlar
karşısında olumsuz yorumlamaya, duygusal ve davranışsal
açıdan olumsuz cevap vermeye olan yatkınlık olarak
tanımlanır.
• Ayrılma anksiyetesi etiyolojisini bilişsel kuramlar dahilinde ele
alan çalışmacılar, AAB olan çocukların bilgi işleme
süreçlerinde yanlılık olduğunu ve belirsiz olayları AAB
olmayan çocuklara göre daha tehlikeli yorumlama eğiliminde
olduklarını belirtmişlerdir.
Giriş
•
Bu
çalışmada
gebelerde
ayrılma
anksiyetesinin,
sosyodemografik
değişkenlerle
ve
belirsizliğe
tahammülsüzlükle ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem
•
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı polikliniklerine,
Haziran 2015 ile Mayıs 2016 tarihleri arasında başvuran, 18
yaşından büyük, rastgele seçilen ve çalışmaya dahil edilme
kriterlerini karşılayan 310 kişi çalışma kapsamında
değerlendirilmiştir.
• 13 kişiye ait ölçeklerde eksiklik olduğundan son olarak
çalışma 297 kişi ile tamamlanmıştır.
Gereç ve Yöntem
• Çalışmaya alınan 297 kişi Yetişkin Ayrılıma Anksiyetesi
Anketi kesme puanı kullanılarak ‘yetişkin ayrılma anksiyetesi
olanlar’ (n=167) ve ‘yetişkin ayrılma anksiyetesi olmayanlar’
(n=130) olacak şekilde 2 gruba ayrılmıştır.
• Çalışmaya alınan tüm kişilere çalışmanın amacı açıklanmış ve
onayları alınmıştır.
Gereç ve Yöntem
Çalışmaya dahil edilme ölçütleri şu şekildedir:
• 18 yaşından büyük olmak.
• 2.Gebe olmak.
• 3. Yazılı olarak olur vermiş olmak.
Gereç ve Yöntem
Dışlama ölçütleri şu şekildedir:
• Okuma yazma bilmemek.
• Daha önce psikiyatrik başvurusunun olması.
• Daha önce ruhsal yakınmaları sebebiyle tedavi almış olmak.
Gereç ve Yöntem
• Veri toplanması aşamasında kişilerin sosyodemografik
özelliklerini belirlemek amacı ile sosyodemografik veri formu
uygulanmıştır.
• Yetişkinlerde ayrılma anksiyetesini değerlendirmek amacı ile
Yetişkin Ayrılık Anksiyetesi Anketi (YAA),
• Belirsizliğe tahammülsüzlüğü değerlendirmek için Belirsizliğe
Tahammülsüzlük Ölçeği (BTÖ-12) uygulanmıştır.
• İki grup sosyodemografik özellikler açısından karşılaştırılmış,
BTÖ-12 toplam puanı ve alt ölçek puanları arasında farklılığa
ve korelasyona bakılmıştır.
Gereç ve Yöntem
• Verilerin normal dağılıma uygunluğunun araştırılmasında
Shapiro Wilk testinden yararlanılmıştır.
• Korelasyon için Spearman korelasyon analizi uygulanmıştır.
• Normal
dağılıma
uygunluk
gösteren
grupların
karşılaştırılmasında grup sayısı iki olan durumlar için,
Bağımsız örneklem t testi, normal dağılım göstermeyen
grupların karşılaştırılmasında Mann-Whitney U testi, grup
sayısı üç ve üzerinde olan durumlar için Kruskal-Wallis H testi
kullanılmıştır.
Gereç ve Yöntem
• Yaş değişkenine ait düzeltme yapılması için kovaryans analizi
kullanılmıştır.
• Analizlerin uygulanmasında IBM SPSS Statistics 21.0
programından yararlanılmıştır. İstatistiksel önemlilik için
p<0.05 değeri kriter kabul edilmiştir.
Bulgular
Ayrılma
anksiyetesi
olanlar
(n=167)
Ort ± SS
Ayrılma
anksiyetesi
olmayanlar
(n=130)
Ort ± SS
26,76 ± 5,15
22,26 ± 9,17
n (%)
28,96 ± 4,85
21,53 ± 8,77
n (%)
Eğitim Durumu
Okumayazma/ İlköğretim
59 (%35,3)
40 (%30,8)
Lise
Yüksekokul
67 (%40,1)
41 (%24,6)
48 (%36,9)
42 (%32,3)
Medeni Durum
Evli / Birlikte yaşıyor
Bekar
Boşanmış/Dul/Ayrı yaşıyor
164 (%98,2)
1 (%0,6)
2 (%1,2)
125(%96,2)
2 (%1,5)
3 (%2,3)
İş Durumu
Çalışmıyor
Çalışıyor
123 (%73,7)
44 (%26,3)
94 (%72,3)
36 (%27,7)
Gebelik sayısı
İlk gebelik
Sonraki gebelik
69 ( %57,5)
98 (%55,4)
51 (%42,5)
79 (%44,6)
Yaş
Gebelik Haftası
Düşük ile sonuçlanan
gebelik
Var
Yok
52 (%31,1)
115 (%68,9)
40(%30,8)
90 (%69,2)
Vefat eden çocuk
Var
Yok
5 (%3)
162 (%97)
6 (%4,6)
124 (%95,4)
P
˂ 0.01**
0.44
x²
p
2,223
0.329
1,206
0.637
0,067
0.795
0,13
0,716
0,005
0.946
0,539
0.543
Bulgular
Şekil 4.1 YAA anketi puanlarının trimesterlere göre karşılaştırılması
Bulgular
Tablo 4.2 Ayrılma anksiyetesi olan ve olmayan grupların belirsizliğe tahamülsüzlük ölçeği puanlarının karşılaştırılması
BTÖ-12 ileriye yönelik
Ayrılma
anksiyetesi
olanlar
(n=167)
Ayrılma
anksiyetesi
olmayanlar
(n=130)
Ort ± SS
Ort ±SS
23,94 ± 5,34
20,29 ± 6,64
u a =14,82
˂0,01**
16,41 ± 5,25
13,24 ± 5,01
u a =14,42
˂0,01**
Ort ± SS
Ort ± SS
40,37±9,17
33,53±10,31
p
kaygı
BTÖ-12
engelliyici
kaygı
BTÖ-12 toplam
a
p
t b = -6,41
Mann whitney u testi,b t test, YAA: Yetişkin ayrılma anksiyetesi anketi,
BTÖ-12: Belirsizliğe tahammülsüzlük ölçeği kısa form
˂0,01**
Bulgular
• BTÖ-12 ölçeği toplam puanı ve alt ölçek puanları yaş
değişkeni düzeltilerek kovaryans analizi (ANCOVA)
yapıldığında da ayrılma anksiyetesi olan grupta istatistiksel
olarak anlamlı düzeyde yüksekti.
Bulgular
Tablo 4.3 YAA anket puanları ile BTÖ-12 alt ölçek ve toplam puanları
arasındaki korelasyon analizi sonuçları
YAA ölçek puanı
*p˂0.05
BTÖ-12
İleriye yönelik
kaygı
BTÖ-12
Engelleyici kaygı
BTÖ-12
Toplam puan
r = 0,290**
r = 0,302**
r = 0,329**
**p˂0.01
Kısıtlılıklar
• Çalışmamızda ayrılma anksiyetesi belirtilerini ölçmek için
YAA anketi kullanılmıştır.
• YAA anketi, ayrılma anksiyetesini saptamak ve belirtilerin
şiddetini ölçmek amacıyla toplum örneklemli çalışmalarda
sıkça kullanılmaktadır ancak özbildirime dayalı bir anket
olması yorumlamayı sınırlamaktadır.
Kısıtlılıklar
• Çalışmamızın örneklemi hastanemizin kadın hastalıkları
ve doğum kliniğine başvuran gebeler tarafından
oluşmaktadır.
• Hastanemiz üçüncü basamak sağlık hizmeti veren bir
kurum olduğundan, çalışmaya dahil edilen gebeler
içerisinde ek medikal sorunları olan ve ileri takip
gerektiren gebeler bulunuyor olabilir.
• Bu yönüyle çalışmaya dahil edilen gebeler, genel
populasyonu temsil etmemektedir, bu durum çalışmanın
gücünü kısıtlamaktadır.
Sonuç
• Gebelik döneminin bir çok anksiyete bozukluğunun gelişmesi
için riskli bir dönem olduğu gibi, yetişkin başlangıçlı AAB
gelişimi için de riskli bir dönem olabilir.
• Gebelikte ayrılma anksiyetesinin anne-bebek sağlığına etkileri
konusunda uzun erimli takip çalışmalarına gereksinim olduğu
kanısındayız.
• Ayrılma anksiyetesi bozukluğunun tedavisinde, belirsizliğe
tahammülsüzlüğü de kapsayacak şekilde bilişsel davranışçı
tedaviler etkili olabilir.
• Teşekkürler
Download