Türkiye - Yunanistan Özel Maç Başakşehir Fatih Terim Stadyumu 17 Kasım 2015 - Saat: 20.15 Emin adımlarla yeni hedeflere Değerli futbolseverler, Yıldırım Demirören Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Turkish Football Federation President EURO 2016’ya direkt katılma hakkı elde ederek hepimizi büyük bir sevince boğan Millî Takımımız, Fatih Terim yönetiminde yeni hedeflere emin adımlarla ilerliyor. Bu amaçla organize ettiğimiz dostluk maçlarından birinde dost ülke Yunanistan’ın millî takımını ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Kendine özgü futbol karakteri ve tutkulu futbol atmosferiyle ortak yanlarımız olduğuna inandığım Yunanistan ile işbirliğimizin gelişmesinde bu maçın önemli bir katkısı olacağına inanıyorum. Bir yandan teknik açıdan Millî Takım’ı turnuvaya hazırlarken, Millî Takım ruhunu zirveye taşımanın hazırlıklarına da başladık. Bu amaçla dünyada çok az örneği olan bir projeyi, Millî Takım Taraftar Kulübü’nü hayata geçiriyoruz. Her futbol taraftarının birinci kulübü Millî Takım’dır. Bu kulüpte tüm renkler kırmızı-beyazda erir, tüm tezahüratlar Millî Takım için tek bir melodiye dönüşür. Millî Takım Taraftar Kulübü bu birliğin yaratılmasını hızlandıracak, taraftar olmanın coşkusunu da ayrıcalığını da doyasıya yaşamanızı sağlayacak. Bu vesileyle, herkesi Millî Takım Taraftar Kulübü’ne üye olmaya davet ediyorum. Yunanistan ile oynanacak karşılaşmanın tüm izleyicilere dostça ve keyif dolu dakikalar yaşatmasını temenni ediyorum. Sevgi ve saygılarımla. Towards new targets with confident steps Dear fans; Our A National Team, that delighted us by qualifying to UEFA EURO 2016 Finals directly, is marching towards to the new targets under the management of Fatih Terim. We are glad to host our friends Greece in this friendly game. I believe this friendly will contribute the development of our cooperation with Greece, the country I believe we have a common characteristics with their unique football character and passionate football atmosphere. On the one hand; we are preparing our National Team to the tournament by technically, on the other we have also started the preparations of carrying national team soul to the top. With this aim; we have inaugurated National Team Fan Club that has very few examples all around the world. I believe that each football fan’s first team is National Team. In this club; all colours melt in red-white, all cheers turn into single melody for national team. National Team Fan Club will speed up the creation of this unity and will make sure that you’ll enjoy the enthusiasm and privilege of being a fan to the full. Hereby; I’m inviting everyone to be a member of National Team Fan Club. I wish the match against Greece will be joyful and provide friendly moments for all fans. With best regards, 5 Yeni bir süreç başlıyor Fatih Terim Türkiye Futbol Direktörü Turkish Football Director Uzun ve zorlu bir yolculuğu başarıyla geride bırakarak 2016 Avrupa Şampiyonası’na doğrudan katılma hakkını elde eden Millî Takımımız için yeni bir süreç başlıyor. Amacımız EURO 2016’ya en iyi şekilde hazırlanmak ve ülkemizi turnuvada en iyi şekilde temsil etmek. Bir başka hedefimiz ise 18. basamağa yükseldiğimiz FIFA sıralamasında Türkiye’yi daha üst sıralara taşımak. Bu nedenlerle şampiyona öncesi oynayacağımız hazırlık maçları büyük önem taşıyor. Komşumuz Yunanistan ile yapacağımız karşılaşma da bunlardan bir tanesi. Özel bir maç olmasına karşın bu mücadelede Türk Millî Takımı, her zaman olduğu gibi rakibini ciddiye alarak futbol oynayacak. Karşılaşmada düzenli olarak A Millî Takım’da yer alan oyuncularımızın son durumunu gözlemleme şansını bulurken, aramıza yeni katılan ve de çok fazla forma şansı bulamayan futbolcularımızı da değerlendirme fırsatımız olacak. Özellikle son dönemde oynadığımız maçlarda taraftarımız ile Millî Takımımız arasında yeniden güçlü bir gönül bağı oluştu. İstanbul’daki Yunanistan karşılaşmasında da bu tablonun devam etmesini ve tribünlerin dolu olmasını arzu ediyoruz. Tüm futbolseverleri bu maçta ay-yıldızlı ekibimizi coşkuyla desteklemeye davet ediyoruz. A new phase ahead of us There is a new period before our A National Team which has gained the right to qualify directly for the EURO 2016 finals after leaving a tough and a long journey behind with an important success. Our aim is to prepare for EURO 2016 and represent our country in the best way. We have now risen up to the 18th place in FIFA ranking, in this respect another important objective we are working very hard for is to climb higher in this ranking. These two friendlies are of a great importance for us in order to accomplish these objectives. One of them is the friendly game with our neighbour Greece and even if it is a friendly, Turkish National Team takes this match as seriously as it always does in every game. We will not only have the chance to observe the latest situation of our national players but also to use the opportunity to evaluate the ones who have joined the team recently and could not have the chance to wear the national jersey. More importantly, the bond of love between our team and supporters has grown stronger especially after our recent games. We hope that this inspiring atmosphere continues and our supporters fill the tribunes eagerly for our Greece friendly in Istanbul. We invite all football lovers to the stadium to come and support our National Team. 7 Komşuyla şeref turu EURO 2016 elemelerinde adeta küllerinden doğarak finallerin yolunu bulan Millî Takımımız, evindeki şeref turunu komşu Yunanistan’la oynayacağı özel maçla atacak. Fatih Terim ve öğrencileri, bugün Başakşehir Fatih Terim Stadı’nda hem büyük zaferi ay-yıldızlı futbolseverlerle kutlayacak hem de EURO 2016 için önemli bir provaya çıkacak. 8 Millî Takımımız en karanlık tünellerden çıkarak EURO 2016 finallerine katılma biletini cebine attı. Dile kolay; EURO 2008’den bu yana iki Dünya Kupası bir de Avrupa Şampiyonası finalleri kaçıran ay-yıldızlılar, adeta kâbus gibi başlayan EURO 2016 elemelerinde bir peri masalı yazdı. Çok uzakta değil; Konya’daki o unutulmaz zafer gününden yani Fransa vizesini aslanın midesinden çekip aldığımız 13 Ekim 2015’ten tamı tamına 1 yıl önce umutlar da hayaller de kapkaranlık bir kuyunun dibindeydi oysa. Deplasmandaki İzlanda ve içerideki Çek Cumhuriyeti yenilgileriyle şoka uğrayan Millî Takımımız, 13 Ekim 2014 günü Letonya deplasmanında rakibiyle 1-1 berabere kaldığında neredeyse bütün ülke havlu atmış görünüyordu. Öyle ya… Üçer maçlarını da kazanarak 9’ar puana ulaşan İzlanda ve Çek Cumhuriyeti’ni yakalamak imkânsızdı artık. Bizim gibi hayâl kırıklığı yaşayarak 3 puanda kalan Hollanda ile girişeceğimiz üçüncülük mücadelesini kazanmaksa bu moral bozukluğu ile çok zor görünüyordu. “En iyi üçüncülük” sayesinde Fransa’ya direkt gitmek ise en iyimserlerin bile aklından geçen bir fikir değildi. Ancak Türk Millî Takımı’nın da özellikle Fatih Terim’li dönemlerde böyle imkânsızlıkları alt etmek gibi bir alışkanlığı vardı. Nitekim herkesin ümitlerini yitirdiği o günlerde bile Fatih Terim’le öğrencileri Avrupa Şampiyonası’na katılma inançlarını sürdürdüklerini vurgularken, “Hayal satmıyoruz” diyebiliyordu. Sonrası mı? Adım adım büyüyen bir zaferin hikâyesi oldu… Dördüncü maçında Kazakistan’ı yendi ve ilk galibiyetini aldı Millî Takımımız. Ardından Hollanda’yı deplasmanda uzatma anlarında yediği golle elinden kaçırdı. Kazakistan deplasmanından galibiyetle döndükten sonra ilk maçına çıktığı Konya’da Letonya ile yine beklenmedik bir biçimde berabere kalsa da çok kısa sürede küllerinden doğmasını bildi ve Hollanda gibi bir devi 3-0’lık skorla yere seriverdi. Fransa’ya giden yolun taşları, sabır, azim, emek ve inançla birer birer döşeniyordu işte. Ekim ayının o son virajına girilirken Millî Takımımız grup üçüncülüğü için büyük bir avantaj elde etmiş, hatta Fransa’nın kapısını barajsız açacak en iyi üçüncülük anahtarını bile düşünür hale gelmişti. Grupta ilk iki sırayı garantileyen Çek Cumhuriyeti ve İzlanda ile oynanacak son iki maçta elde edilecek 4 puan, Hollanda ne yaparsa yapsın ay-yıldızlılara grup üçüncülüğünü getirecek; muhtemel 6 puan ise başka maçların girift skorlarına göre “en iyi üçüncülük” payesini de millîlerimizin boynuna bir çelenk gibi asıverecekti. Ekim ayının zorlu yolculuğundaki ilk durak Prag’dı… Millî Takımımız, o gün Çek Cumhuriyeti’ni Selçuk İnan ve Hakan Çalhanoğlu’nun golleriyle 2-0 yenerek son viraja büyük bir avantajla girdi. Artık İzlanda karşısında alınacak 1 puan bile bizi play-off’a taşıyacaktı. Ama önümüzde bir fırsat daha vardı. Kazakistan’ın Letonya’yı deplasmanda yenmesi durumunda, biz de İzlanda’yı mağlup edersek en iyi üçüncü olarak finallere direkt gidebilecektik. Nitekim 13 Ekim günü iki cephede de sonuçlar gönlümüze göre gelişti. Kazaklar, deplasmanda Letonya’yı 1-0 yenerken, Millî Takımımız da Konya’da Büyükşehir Torku Arena’da İzlanda’yı son dakikada Selçuk’un müthiş frikik golüyle mağlup ederek Fransa’nın kapılarını ardına kadar açmayı başardı. İşte Fatih Terim ve öğrencileri, bugün Başakşehir Fatih Terim Stadı’nda hem büyük zaferi ay-yıldızlı futbolseverlerle kutlayacak hem de EURO 2016 için Yunanistan’la önemli bir provaya çıkacak. 9 Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim Abdullah Ercan Antrenör Ömer Alper Boğuşlu Kaleci Antrenörü Levent Şahin Fiziksel Performans Antrenörü 10 17 Kasım’da kritik zaferler Millî Takımımız, 17 Kasım günlerinde çıktığı 6 maçta sadece 1 galibiyet alırken, 2 maçtan beraberlik, 3 maçtan da yenilgiyle ayrıldı. Bu müsabakalarda attığı 3 gole karşılık kalesinde 10 gol gören millîlerimiz için yine de 17 Kasım anlamlı bir tarih. Tek galibiyetini Fatih Terim yönetimindeki çok önemli maçta Norveç’i deplasmanda 2-1 yenerek elde eden ve EURO 2008 finallerinin kapısını aralayan Millî Takımımız, 17 Kasım 1999’da ise İrlanda Cumhuriyeti ile Bursa’da golsüz berabere kalarak 2000 Avrupa Şampiyonası finallerinin biletini cebine koymuştu. Millî Takımımız, Yunanistan’ı ağırlayacağı 17 Kasım gününde, bugüne kadar 6 maça çıktı. Ay-yıldızlılar bu maçlarda 1 kez kazanırken, 2 kez berabere aldı, 3 maçı da kaybetti. 17 Kasım günlerinde oynadığı 6 maçta 3 gol atabilen millîlerimiz, kalesinde ise 10 gol gördü. Ancak hemen belirtelim, 17 Kasım’ın tek galibiyeti, futbol tarihimizde çok önemli bir yer tutuyor. O gün Norveç’i deplasmanda 2-1 yenen Millî Takımımız, EURO 2008 finalleri için dev bir adım atmıştı. Bir başka 17 Kasım maçı ise 1999’da İrlanda Cumhuriyeti ile oynanmış ve 0-0’lık beraberlik bize EURO 2000 finallerinin kapısını açmıştı. Ay-yıldızlılar, 17 Kasım’daki ilk maçını 1976’da 78 Dünya Kupası elemeleri çerçevesinde deplasmanda Demokratik Almanya ile oynadı. 2. dakikada Peter Kotte’den yediği penaltı golüne 31. dakikada kaptan Cemil Turan’ın penaltı golüyle karşılık veren millîlerimiz, o dönem için başarılı sayılan 1-1’lik beraberliği sağladı. Hemen belirtelim, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim de teknik direktörlüğünü Doğan Andaç’ın yaptığı Millî Takımımızın on birinde yerini almıştı. 1982’deki ikinci 17 Kasım maçımız ise bir hezimetle sonuçlandı. Coşkun Özarı’nın teknik direktörlüğünü yaptığı Millî Takımımız, 1984 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Avusturya’ya Viyana’da 9. dakikada Polster, 34. dakikada Pezzey, 36. dakikada penaltıdan Prohaska ve 52. dakikada da Schachner’den yediği gollerle 4-0 yenildi. 17 Kasım 1999 ise “İçimizdeki İrlandalılar” sözünün tarihe geçtiği gün oldu. Mustafa Denizli yönetimindeki Millî Takımımız, EURO 2000’in baraj maçında Dublin’de İrlanda ile 1-1 berabere kaldıktan sonra 17 Kasım 1999’da Bursa’da oynanan rövanşı 0-0 tamamlayarak final biletini almış, öncesinde yoğun eleştirilere uğrayan Denizli de maçın ardından “İçimizdeki İrlandalılar” tâbirini kullanmıştı. 17 Kasım 2004 ise tarihimize ağır bir yenilgi olarak geçti. 12 Teknik Direktörlüğünü Ersun Yanal’ın yaptığı Millî Takımımız, 2006 Dünya Kupası elemelerinde Ukrayna’ya 3-0 yenildi. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’ndaki maçta Ukrayna’ya farklı galibiyeti getiren golleri 8. dakikada Oleg Gusev ile 17 ve 89. dakikalarda Andriy Shevchenko kaydetmişti. Millî Takımımızın 17 Kasım’daki tek galibiyeti ise 2007 yılında geldi. Evindeki Yunanistan yenilgisiyle EURO 2008 finallerine katılma şansını zora sokan ay-yıldızlılar için deplasmandaki Norveç maçı bir “olmak ya da olmamak” meselesine dönmüştü. Fatih Terim yönetimindeki millîlerimiz, mutlaka galip ayrılması gereken bu mücadeleyi, 12. dakikada Erik Hagen’den yediği golle geriye düşse de 31. dakikada Emre Belözoğlu ve 59. dakikada Nihat Kahveci’nin golleriyle 2-1 kazanarak müthiş bir geri dönüşe imza Millî Takımımızın 17 Kasım Maçları atmıştı. Millîlerimiz son 17 Kasım maçını ise Tarih Maç Skor Statü Hollanda ile oynadı. 2010 yılında 17 Kasım 1976 D. Almanya-Türkiye 1-1 Dünya Kupası Eleme Amsterdam Arena’daki bu özel maçta 17 Kasım 1982 Avusturya-Türkiye 4-0 Avrupa Şampiyonası Eleme teknik direktörlüğünü Guus Hiddink’in 17 Kasım 1999 Türkiye-İrlanda Cum. 0-0 Avrupa Şampiyonası Baraj yaptığı Millî Takımımız, dönemin dünya 17 Kasım 2004 Türkiye-Ukrayna 0-3 Dünya Kupası Eleme ikincisi Hollanda’ya 52. dakikada 17 Kasım 2007 Norveç-Türkiye 1-2 Avrupa Şampiyonası Eleme Klaas-Jan Huntelaar’dan yediği golle 17 Kasım 2010 Hollanda-Türkiye 1-0 Özel Maç 1-0 yenildi. Başakşehir Fatih Terim Stadyumu Anlamlı buluşma Fatih Terim yönetiminde EURO 2016 finallerine katılma hakkını elde eden Millî Takımımız, iç sahadaki ilk maçını da Türkiye Futbol Direktörü’nün adını taşıyan statta oynayacak. 2014 yılının 26 Temmuz günü açılan 17 bin 300 kişi kapasiteli modern stat, bir Millî Takım maçına ilk kez ev sahipliği yapacak. 14 Temeli 2012 yılında atılan İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü’ne ait modern stadyum, 16 ay gibi kısa sürede tamamlanarak o dönemde Başbakan olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 26 Temmuz 2014 tarihinde görkemli bir törenle açıldı. Recep Tayyip Erdoğan’ın da forma giyip gösteri maçına çıktığı ve goller attığı açılış töreninde bir de sürpriz yapıldı ve stada Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in isminin verildiği açıklandı. 178 milyon liralık mâliyetle inşa edilen 17 bin 300 seyirci kapasiteli, tribünlerinin tamamı kapalı statta İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü, iç saha maçlarını oynuyor. Stat ayrıca son iki sezonda kendi stadyumu inşa aşamasında olan Beşiktaş’a da zaman zaman ev sahipliği yapıyor. Başakşehir Fatih Terim Stadyumu, sadece futbol maçlarının oynandığı bir alan olmanın ötesinde, İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü’nün de merkezi olarak hizmet görüyor. Kulübün yönetim merkezinin yanı sıra, oyuncuların konaklama ve antrenman merkezi de 160 bin metrekare alan üzerine kurulu modern tesislerde bulunuyor. UEFA ve FIFA standartlarındaki Başakşehir Stadyumu, 34 yatak odalı kamp tesisine sahip. Kamp tesisleri, 6200 metrekarelik alandan oluşuyor. Bu bölümde tüm teknik kadro ve takım konaklayabiliyor. Yeme içme alanları ve dinlenme salonları, TV ve oyun odaları, soyunma odaları, hamam, sauna ve kondisyon salonu, teknik heyet ve yönetim ofisleri de bu bölümde yer alıyor. Stadın hemen yanında üç adet nizami antrenman sahası var. Stadyum inşa edilirken, ulaşım kolaylıkları da ihmâl edilmemiş. 350 araçlık kapalı otoparkın yanı sıra 1300 araçlık açık otopark da stadyuma gelen futbolseverlere hizmet ediyor. Tesisin bir bölümünde 31 adet 150’şer metrekarelik sosyal ticaret alanları yer alıyor. Bu bölüm, kulübün kiralayacağı dükkanlardan gelir elde etmesini sağlamak amacıyla düzenlenmiş. Soyunma odaları bölümünde, UEFA, FIFA ve TFF delegeleri için üç adet oda bulunuyor. Sporcular için dört adet, hakemler için de 2 adet soyunma odası hizmete sunulmuş durumda. Stadyumda ayrıca sporcu sağlık merkezi, doping kontrol merkezi, doktor odası, her tribün için acil sağlık odaları, büfe ve yeme içme alanları, genel ihtiyaç ve ibadet alanları da son derece modern ve temiz bir tarzda hizmete açılmış. Başakşehir Fatih Terim Stadyumu’nda medyanın görevini eksiksiz yapabilmesi için de ince planlamalarla 3 adet TV stüdyosu, flaş röportaj alanı, karma röportaj alanı, saha içi basın çalışma alanları düzenlenmiş. Simultane çeviri yapılabilen 170 kişi kapasiteli basın merkezi de stadyumu ayrıcalıklı bir konuma oturtuyor. Resmi ve özel güvenlik alanları ile gözaltı odaları da stadın bölümleri arasında yer alıyor. Hakem Paolo Valeri 16 Mayıs 1978 Roma doğumlu İtalyan hakem, 1 Ocak 2011’den bu yana FIFA kokartı taşıyor. İtalya’nın en üst ligi Serie A’daki ilk maçına 2007-2008 sezonunda çıkan Valeri, o sezon 4 müsabakada düdük çaldı. 2008-2009 sezonunda 7, 2009-10 sezonunda ise Serie A’da 14 maçta düdük çalan İtalyan hakem, FIFA kokartı taktığı 2011-2012 sezonunda ise kendi liginde 18 maça çıkarken, Şampiyonlar Ligi’nde de iki maç yönetti. 2012-13 sezonunda Serie A’da 15, Şampiyonlar Ligi’nde 1, UEFA Avrupa Ligi’nde 2 maça çıkan Paolo Valeri, davet üzerine Romanya Ligi’nde de bir maç yönetti. 2013-14 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde maç alamayan İtalyan hakem, Serie A’da 17, UEFA Avrupa Ligi’nde de 1 maçta düdük çaldı. 2014-15 sezonunda Serie A’da 18, UEFA Avrupa Ligi’nde 2 maçta düdük çalan Valeri, bu sezon ise kendi liginde 6, Şampiyonlar Ligi’nde 1, UEFA Avrupa Ligi’nde de 2 maça çıktı. Bugüne kadar hiçbir kulüp takımımızın maçında görev almayan İtalyan hakem, millî takımlar düzeyinde de ilk defa Türkiye’nin maçına çıkacak. Yardımcı Hakemler Gianluca Cariolato Alessandro Giallatini Dördüncü Hakem Tolga Özkalfa 15 Yunanistan Futbolu Apoletli hayal kırıklığı EURO 2004’te bütün dünyayı şaşkına çevirerek Avrupa şampiyonluğu apoletini omuzlarına takan Yunanistan Millî Takımı, bugün büyük bir krizin içinde. EURO 2016 elemelerine seri başı olarak giren Komşu, grup sonuncusu olarak bir ilki başardı! Faroe Adaları’na iki maçta da yenilirken, tek galibiyetlerini son maçlarında Macaristan karşısında alabilmeleri ve elemelerdeki 10 maça üç farklı teknik adam yönetiminde çıkmaları, yaşadıkları krizin boyutlarını gözler önüne seriyor. 16 Yunan futbol tarihini yazmak demek aslında 2004 yılını milat kabul eden bir ülkenin enkaz altındaki futbol hikâyelerini hatırlamak demek. Çünkü Yunanistan’da futbol ve tarih kelimeleri en fazla 2004 Haziran’ından sonra daha anlamlı olarak bir araya geliyor. O gün Yunan tarihinin gelmiş geçmiş ve belki de gelecek en büyük futbol hikâyesi yazıldı. Her Yunan futbol tarihini yazma girişimi için bu gerçek vazgeçilmez önemde. Aslında birçok başka ulus gibi Yunanlılar da futbolu, ilk defa kendilerinin oynadığı ve bulduğu bir spor olarak tanımlıyor. Milattan önce 2000 yıllarında ‘Episkiros’ adından bir ayak oyunu keşfeder Yunanlılar. ‘Faininda’ da derler aynı oyuna. Genelde erkeklerin oynadığı bir oyundur ama kadınlara da kapalı değildir. Episkiros’un en büyük özelliği çıplak oynanan bir oyun olmasıdır. Hangi cins oynarsa oynasın bu kural değişmez. Bugün Yunanistan Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde o dönemi simgeleyen heykeller bulunmaktadır. Hatta topu ayağıyla kontrol etmiş ve muhtemelen futbol eğitimi veren bir adam heykeli dahi vardır. Nitekim Avrupa Şampiyonu olmuş olan Yunanistan takımı da aynı simgeyi kullanmaktadır. Episkiros daha sonra Romalılar tarafından da benimsenmiş ve adı ‘Harpastum’ olarak değiştirilmiştir. Bugünün modern futboluna en yakın antik futbolun Yunanistan’da oynandığı söylenir. Aslında hentbolun ve futbolun bu kökten geldiği ve Harpaston ya da Harpastum’un bu oyunun ilk hali olduğu iddia edilir. Antik futbol öyküsünü bir kenara bırakırsak, Yunanistan’da futbolun, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, yüzyıl başında yeşermeye başladığını görürüz. 1926’da kurulur Yunan Futbol Federasyonu. Zaten 19. yüzyılın sonundan itibaren futbol oynanmaktadır Atina ve Selanik sokaklarında. 1927’de FIFA üyesi olur Yunanistan. 1954’te ise UEFA’nın kurucu federasyonlarından biridir. Küçük bir ülke olmasına rağmen tarihinden gelen sportif kimliği Yunanistan’ı tüm spor dallarında iddialı olmaya zorlar. Ama futbolda başarıya giden yol uzun ve engebelidir. Önce lig mücadelesine odaklanır Yunanlılar. AEK, Olympiakos, Panathinaikos her sene zorlu şampiyonluk mücadelesi verirler. Bu takımlardan AEK’nın tarihi, Türkiye için de önem taşır. Çünkü AEK takımı İstanbul’da kurulmuş, mübadele yıllarında ise Atina’ya gitmiştir. Dünya futbolunda uzun bir süre, gücünden ziyade organizasyon yetenekleriyle öne çıkmıştır Yunan futbolu. 1973 ve 1987’de Avrupa Kupa Galipleri Kupası finali, 1983’te Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finali ve son olarak da 1994’te Şampiyonlar Ligi finali Atina’da oynanmıştır. Yine de 2004’e kadar azımsanmaması gereken başarıları da vardır Yunanistan’ın. 1960 ve 1980’de Avrupa Şampiyonası’na giderler. 1994’te ise tarihlerinde ilk kez Dünya Kupası’na katılmışlardır. Bunlar dışında Şampiyonlar Ligi gediklisi takımları vardır ve futbol arenasında her zaman yer almıştır Yunanistan... 2004’ün sürpriz şampiyonu 2004 yılından önce herhangi biri çıkıp, Yunanistan’ın bir gün Avrupa Şampiyonu olacağını söyleseydi, ona futbolla basketbolu karıştırdığını söylerdik. Türkiye’nin Dünya Kupası’ndaki üçüncülüğünden bile daha büyük bir sürprizdi Yunanistan Millî Takımı’nın EURO 2004 şampiyonluğu. Ama tüm beklenmedik başarılarda olduğu gibi, altını kazıdığınızda bu başarıda da akla uygun gelen bir inanç ve başarı öyküsü yakalamak mümkün. Her şey Otto Rehhagel’in Yunanistan’ın başına geçmesiyle başladı. Öyle bir dönemde geldi ki Rehhagel Yunan futbolunun başına, birçok imkânı ve potansiyeli de elinde buldu. Her şeyden önce dünya futbolu artık Yunanistan gibi takımları da ümitli yapmaya yeten bir niteliği haiz hale gelmişti. Öyle ki çok koşan, iyi mücadele eden ve akıllı oynayan her takım başarı şansı yakalamaya başlamıştı. Bununla da kalmıyordu. Kulüpler bazında Yunan futbolu Avrupa’da önemli bir çıkış yakalamıştı. Özellikle üç büyük kulüp olan AEK, Olympiakos ve Panathinaikos önemli başarılara imza atıyordu. İşte bu ortamda yakalanan takım anlayışı ve sinerji getirdi EURO 2004’ü Yunanistan’a. Turnuvanın en iyi futbolunu oynamadılar asla. Ama en işlevsel ve en akıllı oynayan takım oldukları da kesindi. Şampiyonluğa uzanan yolda devrilen Fransa, Çek Cumhuriyeti ve Portekiz hep aynı formüle kurban gitti. Ve Yunanistan Avrupa şampiyonu oldu. Olmakla kalmadı ekol/idol oldu. Makullüğün, tevazuun, haddini bilen bir başarının idolü. 2006’da hayal kırıklığı Ne var ki, sürprizler çok uzun sürmez ve ortak özellikleri kalıcı olmayı başaramamalarıdır. Tıpkı geçmişteki Hırvatistan ve Bulgaristan örneklerinde olduğu gibi Yunanistan’ın çıkışı da bir sonraki büyük turnuvaya yani 2006 Dünya Kupası’na yansıyamadı. Yunan Millî Takımı, 2006 Almanya elemelerinde Ukrayna, Türkiye, Danimarka, Arnavutluk, Gürcistan ve Kazakistan’ın da bulunduğu 2. Grup’ta yer aldı. Başlangıç, Yunanistan için bir şoktu. Rehhagel’in öğrencileri, Tiran’da Arnavutluk’a 2-1 yenilmekten kurtulamamıştı. Ardından evlerinde Millî Takımımızla 0-0, Kiev’de de Ukrayna ile 1-1 berabere kaldılar. Son Avrupa şampiyonu, Dünya Kupası elemelerindeki ilk üç maçından sadece 2 puan çıkartabilmişti. Galibiyetle tanışmaları için grubun en zayıf takımı olan Kazakistan’la 17 oynayacakları maçı beklemek zorunda kaldılar. 3-1’lik Kazakistan galibiyetinin ardından içeride Danimarka ve Arnavutluk, deplasmanda da Gürcistan’la bir 3 puan serisi yakaladılar. Ta ki İstanbul’daki Türkiye maçına kadar. 0-0 biten bu karşılaşmanın ardından Pire’de Ukrayna’ya yenilmeleri şanslarını iyice azalttı. Kazakistan’ı deplasmanda güç bela 2-1 yendikten sonra Kopenhag’da Danimarka’ya mağlup olunca işleri bitti. Kapanışı 1-0’lık Gürcistan galibiyetiyle yaptılar ama Ukrayna, Türkiye ve Danimarka’nın ardından kalarak ancak dördüncü olabilmişlerdi. Sadece Yunanistan Dünya Kupası finallerine katılamamakla kalmamış, Otto Rehhagel’in ülkesinde boy gösterme ümitleri de suya düşmüştü. Ve bir devrin sonu 18 Fakat bundan sonrasında artık her büyük turnuvaya katılmayı alışkanlık haline getiren bir Yunanistan vardı. Evet, belki EURO 2004’teki gibi bir mucize bir daha yaşanmayacaktı belki ama Yunanistan öyle ya da böyle üst üste dört büyük turnuvaya gitmiş ve Avrupa’da Almanya, İspanya, Fransa, Portekiz, Hollanda ve İtalya ile birlikte bunu başaran yedi takımdan biri olarak kıta içerisinde hatırı sayılır bir prestij kazanmıştı. Dahası, söz konusu dört turnuvada Yunanistan fena sayılmayacak işler de yapmıştı. EURO 2012’de çeyrek final oynayan “Komşu”, 2014 Dünya Kupası’nda da ikinci tura çıkmış, çeyrek finaliyse Kosta Rika’ya penaltılarla teslim olarak kaçırmıştı. EURO 2016 elemeleri öncesinde Yunan Millî Takımı adına böylesine olumlu bir tablo zaten mevcuttu. Kuralar çekildiğindeyse işleri bir kat daha kolaylaşmış gibiydi zira eleme grubundaki rakipleri Romanya, Macaristan, Kuzey İrlanda, Finlandiya ve Faroe Adaları olmuştu. Söz konusu takımlardan Finlandiya ve Faroe Adaları’nın tarihinde büyük bir turnuvaya katılmışlığı zaten yoktu. Macaristan ile Kuzey İrlanda ise en son 1986 Dünya Kupası’nda boy göstermişlerdi. Bu dört takıma göre yakın dönemde daha başarılı olan Romanya bile en son EURO 2008’e katılabilmişti. Böylesine elverişli bir ortamda, üstelik ilk ikiye giren takımlar doğrudan Fransa’ya gidiyorken, Yunanistan’ın Fransa’da yer almayacağını düşünen de neredeyse yoktu. Ne var ki Yunanistan elemelere tatsız bir başlangıç yapıyor ve ilk maçında kendi sahasında Romanya’ya tek golle boyun eğiyordu. Yine de bu mağlubiyetin üzerinde çok durulmadı; çoğu Yunanlı böyle bir durumda bile en kötü ihtimalle ikinci olacaklarını düşünmekteydi. Keza ardından Finlandiya deplasmanında alınan 1-1’lik beraberlik de yolun sonu olarak görülmemişti. Gelgelelim Yunanistan üçüncü maçında evinde Kuzey İrlanda’ya 2-0 mağlup olunca vaziyetin çok kötü bir noktaya doğru gittiği yavaş yavaş fark edilmeye başlandı. 14 Kasım 2014’te Pire’de Faroe Adaları’na 1-0 kaybedilmesiyse belki de Yunan futbol tarihinin dip noktası olarak kayıtlara geçiyordu. Takım grupta son sıraya çakılıp kalmıştı. 2014 Dünya Kupası sonrasında göreve gelen teknik direktör Claudio Ranieri ile bu mağlubiyet sonrasında yollar ayrılacaktı. Fakat Ranieri’nin yerine gelen Sergio Markarian da kötü gidişin önüne geçemeyecekti. 2015’e Macaristan deplasmanında alınan golsüz beraberlikle başlayan Yunanistan’ın en azından kâğıt üzerinde devam eden şansıysa 13 Haziran’da Faroe Adaları’na bu kez deplasmanda 2-1 mağlup olunmasıyla hepten yitip gitti. Ayrıca Faroe Adaları bu defa da Markarian’ın görevine son verilmesine neden olmuştu. Yola Kostas Çanas ile devam eden Yunanistan, sadece son maçında, Macaristan’ı 4-3 yenebildi ki bu müstesna galibiyet de grup sonunculuğundan kurtulmalarına yetmedi ve elemeler tarihinde ilk kez kuraya seri başı olarak giren bir takım, o grubu son sırada tamamlamış oldu. Yunanistan şimdi bizim de yakından tanıdığımız Alman teknik direktör Michael Skibbe yönetiminde 2018 Dünya Kupası elemlerine hazırlanıyor. Yunanistan Millî Takımı Kadrosu Adı Player Name Doğum Tarihi Date of Birth Kulübü Club Millilik ve Gol App&Goal Kaleci / Goalkeeper Orestis Karnezis Stefanos Kapino Markos Vellidis 11.07.1985 18.03.1994 04.04.1987 Udinese Calcio Olympiakos FC PAS Giannina FC 33/0 3/0 1/0 26.11.1987 14.06.1991 26.08.1981 09.06.1988 27.06.1984 05.02.1981 10.06.1985 23.02.1992 16.09.1988 28.09.1993 PAOK FC AS Roma Hellas Verona FC Borussia Dortmund Watford FC Hapoel Tel Aviv FC AS Roma Bayer Leverkusen Olympiakos FC PAOK FC 13/0 21/0 24/0 61/2 31/1 56/0 78/7 18/4 8/0 2/0 13.02.1985 13.06.1989 15.02.1991 03.04.1990 06.05.1991 26.10.1993 PAOK FC SL Benfica Genoa CFC Panathinaikos FC SK Rapid Wien PAOK FC 54/1 18/1 12/1 33/3 1/0 2/0 12.03.1988 24.12.1988 24.02.1992 25.01.1990 13.03.1987 16.10.1992 SL Benfica PAOK FC Panathinaikos FC Asteras Tripolis FC AEK Athens FC Olympiakos FC 44/9 12/0 8/1 0/0 3/1 16/0 Savunma / Defender Georgios Tzavellas Konstantinos Manolas Evangelos Moras Sokratis Papastathopoulos Jose Holebas Loukas Vyntra Vassileios Torosidis Kyriakos Papadopoulos Dimitrios Siovas Stelios Kitsiou Orta Saha / Midfielder Alexandros Tziolis Andreas Samaris Panagiotis Tachtsidis Sotiris Ninis Athanasios Petsos Dimitrios Pelkas Forvet / Forward 20 Konstantinos Mitroglou Stefanos Athanasiadis Nikolaos Karelis Apostolos Giannou Christos Aravidis Konstantinos Fortounis NOT: Oyuncuların millîlik ve gol sayılarına Katar maçı dahil edilmemiştir. İsmail Köybaşı (Beşiktaş) Emre Taşdemir (Bursaspor) Arda Turan (Barcelona) Olcay Şahan (Beşiktaş) Atınç Nukan (RB Leipzig) Hayrullah Mert Akyüz (Adanaspor) Emre Çolak (Galatasaray) Serdar Aziz (Bursaspor) Volkan Babacan (Medipol Başakşehir) Okay Yokuşlu (Trabzonspor) Oğuzhan Özyakup (Beşiktaş) Yunus Mallı (Mainz 05) Mehmet Topal (Fenerbahçe) Cenk Tosun (Beşiktaş) Fehmi Mert Günok (Bursaspor) Ozan Tufan (Fenerbahçe) Alper Potuk (Fenerbahçe) Ahmet Yılmaz Çalık (Gençlerbirliği) Şener Özbayraklı (Fenerbahçe) 22 Hayrullah Mert Akyüz (02.10.1993 - Aksaray) Volkan Babacan (11.08.1988 - Antalya, 10 maç) Fehmi Mert Günok (01.03.1989 - Karabük, 6 maç) Gökhan Gönül (04.01.1985 - Samsun, 51 maç, 1 gol) Şener Özbayraklı (23.01.1990 - Artvin, 5 maç) Serdar Aziz (23.10.1990 - Bursa, 8 maç, 1 gol) Gökhan Gönül (Fenerbahçe) Ahmet Yılmaz Çalık (26.02.1994 - Ankara) Atınç Nukan (20.07.1993 - İstanbul) İsmail Köybaşı (10.07.1989 - Hatay, 13 maç) Emre Taşdemir (08.08.1995 - Ankara, 2 maç) Hakan Çalhanoğlu (08.02.1994 - Almanya, 13 maç, 4 gol) Olcay Şahan (26.05.1987 - Almanya, 19 maç, 2 gol) Hakan Çalhanoğlu (Bayer 04 Leverkusen) Emre Çolak (20.05.1991 - İstanbul, 1 maç) Oğuzhan Özyakup (23.09.1992 - Hollanda, 13 maç, 1 gol) Mehmet Topal (03.03.1986 - Malatya, 52 maç) Ozan Tufan (23.03.1995 - Bursa, 17 maç, 1 gol) Okay Yokuşlu (09.03.1994 - İzmir) Yasin Öztekin (Galatasaray) Arda Turan (30.01.1987 - İstanbul, 85 maç, 15 gol) Yasin Öztekin (19.03.1987 - Almanya, 1 maç) Alper Potuk (08.04.1991 - Afyon, 11 maç) Yunus Mallı (24.02.1992 - Almanya) Cenk Tosun (07.06.1991 - Almanya, 3 maç) 23 Türkiye-Yunanistan Maçları Komşuya fark attık Yunanistan’la ilki 23 Nisan 1948’de, sonuncusu 17 Ekim 2007’de olmak üzere 9 maç yaptık. Bu maçların 6’sını kazandık, 2’sinden beraberlikle ayrıldık, sadece son maçı kaybettik. Yunanistan ağlarına gönderdiğimiz 15 gole karşılık kalemizde 6 gol gördük. Atina’da 23 Nisan kutlaması Yunanistan’la ilk maçımızı, bir bayram günü, 23 Nisan 1948 tarihinde Atina’da oynadık ve 3-1 kazanmayı başardık. ll. Dünya Savaşı’nın hercümercinde futbolun askıya alınmasının ardından Millî Takımımız tam 12 yıllık bir hasreti bitirerek Atina’da Yunanistan karşısına çıkmış ve 23 Nisan’ı çifte bayrama çevirmişti. Kırmızı-Beyaz dergisi adına Atina’daki maça giden Ömer Besim, müsabakayı özetle şöyle aktarmıştı: “Vatanımız 23 Nisan Bayramı’nı kutlarken, futbolcularımız Atina’da Türk futbol tarihine parlak bir zafer daha ilâve etti. Otobüsle stada gelinceye kadar teşyi edildik. Panathinaikos Stadı, fevkalade bir gün yaşıyor. Tel örgülerle çevrilmiş olan saha tıka basa dolu. Bizim çocuklar sahada görünür görünmez, sahayı müthiş bir alkış tufanı kapladı. 25. millî maçımızı oynarken, bu takımda bir tek millî oyuncumuz vardı: Kaleci Cihat. Bu hâl, millî formayı ilk defa giyen futbolcularımıza karşı onun ne kadar serinletici tavır takınması lâzım geldiğini belli ediyor. Oyunun ilk vuruşunu biz yaptık. Murat ve Bülent bilhassa sağdan yürütülmek istenilen Yunan hücumlarını uzun vuruşlarla geri çeviriyorlar. Bu uzun toplardan biri K. Fikret’i buldu. O sahalarımızda gördüğümüz oyun. Top iki ayağının arasında. Doğrulmaya uğraşıyor. Sağ iç yerinde ve 18’in üstünde. Yunan kalesini sarmış muhacimlerimize şöyle bir bakıyor. Pas mı verecek? Hayır. Kaleye doğru yarım döndü, bir sol şut. Sağ direğe çarpan top çoktan kale ağlarını buldu (D. 9). Dakika 20. Lefter, evet bu kıvrak delikanlı o kadar ani bir şut çekti. Yunanlı kaleci de kaşla göz arasında dışarı attı. Bu kaleci Yunan Millî Takımı’nı daha açık farkla yenilmekten kurtardı zaten. Yavaşladık, yavaşladık ama... İşte ikinci Türk golü: Ahmet, aldığı topu Şükrü’ye kadar uzattı. Bir ara pası. Top kale önünde, Lefter de orada. İşte kaleci ile karşı karşıya kaldı. Yunanistan Türkiye-Yunanistan A Millî Maçları 24 Tarih Maç Skor Organizasyon 23.04.1948 28.11.1948 15.05.1949 21.09.1988 29.03.1989 08.09.2004 04.06.2005 24.03.2007 17.10.2007 Yunanistan-Türkiye Türkiye-Yunanistan Yunanistan-Türkiye Türkiye-Yunanistan Yunanistan-Türkiye Yunanistan-Türkiye Türkiye-Yunanistan Yunanistan-Türkiye Türkiye-Yunanistan 1-3 2-1 1-2 3-1 0-1 0-0 0-0 1-4 0-1 Özel Maç Özel Maç Akdeniz Kupası Özel Maç Özel Maç 2006 Dünya Kupası Eleme Grubu 2006 Dünya Kupası Eleme Grubu EURO 2008 Eleme Grubu EURO 2008 Eleme Grubu İstanbul’da bir çok misalini gördüğümüz minare olmasın sakın? Hayır, topu o kadar emin kullandı ki, kaleci ha ayaklarına kapandı, kapanacak derken top ok gibi köşeyi buldu. Ah bu maç İstanbul’da olsaydı, bu ikinci golden sonra stat inlemez miydi? (D. 29). Hücum, hücum... Dalgalar halinde Yunan kalesine iniyoruz. Yunanlılar, ilk devre sonlarına geldikleri halde yırtınıyorlar, çırpınıyorlar. Fakat Dattilo’nun 45 dakika hitamını bildiren düdüğü. Çocuklar ikinci devreye başka türlü başladılar. Selahaddin ayağından sakatlandığı için sağ hafa Naci geçti. Bu kırmızı saçlı çocuk neler yapmadı ki? Yunanlılar sağdan vazgeçip soldan inmek istedikçe bu minyon fakat sağlam yapılı çocuk öylelerini akim bıraktı ki. Olmadı mı? Soldan bir Yunan akını. Çengel var ama. Yapışınca topu almadan bırakmıyor. İşte Türk futbolu. Seri, yerlerini bulan paslarla Yunan kalesini sarıyorlar. Derken… Ani bir Yunan akını, kornere çıkarıyoruz. Bir daha... Yunan santrforu Vikelidis sola doğru kaydı. Ani bir şut. Cihat’ın plonjonu nafile. Top kalemize girdi. 2-1 tehlikeli bir vaziyettir. Allah etmesin. Stat çığlık ve alkıştan inliyor. Fakat... Beş dakika sonra iş rengini verdi. Halit ta aut çizgisine kadar aktı. Bir orta... Top Lefter’de. Güzel bir görüş. Şükrü müsait vaziyette. Top Şükrü’de. Bomba gibi bir burun şutu. Top Yunan kalesinde… 3-1.” 1-3 Türkiye 23 Nisan 1948 - Özel Maç Stat Atina, Panathinaikos Hakem G. Dattilo (İtalya) Yunanistan Delavinias - Gulios, Muratis - Menardis, Stofilidis, Mavros Cavaros (Papantoniou dk. 46), Ksenos, Vikelidis, Mavropoulos (Vasos dk. 80), Apostopulos Türkiye Cihat Arman (Fenerbahçe) - Murat Alyüz (Fenerbahçe), Vedii Tosuncuk (Beşiktaş) - Selahaddin Torkal (Fenerbahçe) “Naci Özkaya (Galatasaray)”, Bülent Eken (Galatasaray), Hüseyin Saygun (Vefa) - Fikret Kırcan (Fenerbahçe), Erol Keskin (Fenerbahçe), Ahmet Erol (Fenerbahçe) “Halit Deringör (Fenerbahçe)”, Lefter Küçükandonyadis (Fenerbahçe), Şükrü Gülesin (Beşiktaş) Goller Fikret Kırcan (dk. 9), Lefter Küçükandonyadis (dk. 29), Vikelidis (dk. 70), Şükrü Gülesin (dk. 74) 25 Reha Eken’in kafası çalışıyor! Millî Takımımız, 7 ay sonra bu kez İstanbul İnönü Stadı’nda oynanan rövanş maçını da 2-1 kazandı. Maça ay-yıldızlıların vuruşuyla başlandı. Oyun hâkimiyetini ilk dakikalarda lehine çeviren Millî Takımımız üçüncü dakikada sağdan bir korner kazandı. Şükrü’nün sağdan çektiği korneri Yunan müdafileri kurtardı, fakat Musa’nın tekrar kalenin içine doğru kepçelediği topu yakalayan Reha nefis bir kafa vuruşuyla Yunan kalesine yollayarak Millî Takımımızı 1-0 galip vaziyete geçirdi. 9. dakikada Yunanlıların aleyhine soldan yapılan korneri yine Şükrü ortaladı, fakat Yunan müdafileri kurtardılar. 10. dakikada, Yunan kalecisi hatalı bir çıkış yaptı, fakat Reha ani bir dönüş ve sıkı bir şutla topu boş kalenin kenarından auta atarak kaçırdı. 11. dakikada, yine Reha, Yunan kalecisi ile karşı karşıya kaldığı bir anda Yunan kalecisi, Reha’nın ayaklarına yattı ve topu bloke etti. 13. dakikada Şükrü muhakkak bir gol fırsatını kaçırdı. 15. dakikada Muzaffer’in ortasını Reha kaleye yolladı, fakat Yunan kalecisi topu kurtardı. 18. dakikada Yunan sol açığı, Naci’nin ıskasından yakaladığı mükemmel bir fırsatı auta atarak kaçırdı. Nihayet 19. dakikada İsfendiyar’ın sağdan sürerek ortaladığı topu Reha, Yunan kalecisinin bariz çıkış hatasından istifade ederek ustaca bir kafa vuruşuyla ikinci defa Yunan kalesine sokarak Millî Takımımızı 2-0 galip vaziyete geçirdi. 44. dakikada maçın bidayetinden beri Naci’nin marke Türkiye hususunda ihmâl ettiği Yunan solaçığı Filaktos, santrforundan aldığı eşapelik enfes bir pası sürerek 18 pas çizgisi içinden çektiği sıkı bir şutla Cihat’ın plonjonuna rağmen zaviyeden takımına ilk ve son golü kazandırdı ve devre de böylece 2-1 Millî Takımımızın lehine kapanmış oldu. İkinci devreye her iki takım da değişik kadrolarla iştirak etti. Bizim takımdan sağ iç mevkiine Galip getirilerek Gündüz çıkarılmıştı. Yunanlılar da ilk devrede fena bir oyun çıkaran kalecilerini değiştirmişlerdi. Santrhaf Bülent de Cihat ile beraber Türk Millî Takımı’nın kalesini korumak hususunda büyük bir gayret ve fedakârlık ile çalışıyordu. Arada Yunanlıların baskısından kurtulan Millî Takımımızın hücum hattının solaçığı Şükrü seri inişlerle üç orta muhacimine gollük fırsatlar hazırladı ise de yakından marke olmakta devam eden üç orta muhacimimiz bu pozisyonlardan bir türlü istifade edip başka bir gol çıkaramadı. Ve maç da böylece ilk devresi gibi 2-1 Millî Takımımızın galibiyeti ile bitti. 2-1 Yunanistan 28 Kasım 1948 - Özel Maç Stat İstanbul, İnönü Hakemler G. Dattilo (İtalya), Samih Duransoy, Şekip Akduman (Türkiye) Türkiye Cihat Arman (Fenerbahçe) - Naci Özkaya (Galatasaray), Vedii Tosuncuk (Beşiktaş) - Musa Sezer (Galatasaray), Bülent Eken (Galatasaray), Hüseyin Saygun (Beşiktaş) - İsfendiyar Açıksöz (Galatasaray), Gündüz Kılıç (Galatasaray) “Galip Haktanır (Vefa)” “Selahaddin Torkal (Fenerbahçe)”, Reha Eken (Galatasaray), Muzaffer Tokaç (Galatasaray), Şükrü Gülesin (Beşiktaş) Yunanistan Delavinias (Pentzaropoulos dk. 46) - Poroskas, Muratis - Minodos, Stofilidis (Muratidis dk. 46), Nikolopulos - Skodilidis, Ksenos, Tsolyos, Mavropoulos, Filaktos Goller Reha Eken (dk. 3 ve 19), Filaktos (dk. 43) 26 Komşuda Türk halayı Millî Takımımız, yaklaşık 1 yıl aradan sonra 15 Mayıs 1949 günü bir kez daha gittiği Atina’dan yine zaferle döndü. Ay-yıldızlılar, Yunanistan’la oynadıkları üçüncü maçı da kazanmayı başarmıştı… 4. dakika: Tehlikeli bir Yunan hücumu. Fakat forvetlerinin ofsayta düşmesi, tehlikeyi bertaraf ediyor. 7. dakika: Yunan solaçığı Naci’yi de geçti, kaleye ilerliyor. Santrhaf Bülent yetişerek topu uzaklaştırdı. 16. dakika: Bülent Esel sıkı bir şut çekiyor. Top epey üstten dışarı gitti. 21. dakika: Yunanlılar soldan kalemizi tehdit ediyor. Solaçığın tehlikeli kafa vuruşu direği sıyırarak auta gitti. 22. dakika: İsfendiyar kısa bir sürüşten sonra topu ortaladı. Fakat Muratis çeldi. 23. dakika: Bu sefer de Şükrü iniyor. Bülent’e aktardığı pas, çok yerinde. Yine Yunan müdafii kurtarıyor. 27. dakika: Şükrü’nün Muzaffer’e vermek istediği topu, Yunan beki kurtardı. 28. dakika: Santrhaf Bülent iki güzel kurtarış yaptı. 30. dakika: Oyun sert ve heyecansız geçiyor. Gündüz’ün İsfendiyar’a verdiği pası İsfendiyar içeri geçirdi. Fakat Muzaffer topu Yunan bekine kaptırdı. 33. dakika: İlk müessir akınımız! İsfendiyar’ın ortasını Gündüz sıkı bir şutla kale direğinin içine vurdurarak soktu; 1-0 galibiz. 34. dakika: Yunan santrforunun frikik atışını Cihat güzel kurtardı. 37. dakika: İsfendiyar’ın akını kornerle kesildi. Korneri Şükrü fevkalade çekiyor. Bülent Esel sıkı bir kafa vuruşu ile topu ağlara gönderdi; ikinci golümüz. Devre bu suretle Yunanistan 2-0 lehimize bitiyor. İkinci devreye çıktıkları zaman bizimkiler takımlarında değişiklik yapmamışlar, buna mukabil Yunanlılar iki oyuncu değiştirmişlerdi. Yunan forvet hattı bu devre şu tertipte oynuyordu: Vasilyadis, Ksenos, Maropulos, Hatzistavridis, Filaktos. 48. dakika: Yunanlıların solaçıklarına Türk müdafaasının yaptığı faulü Cihat mükemmel bir şekilde kurtardı. 49. dakika: Meiros’un ortasını Mavropoulos, Ksenos’a verdi. Bu oyuncu da sıkı bir vuruşla takımının golünü yaptı. Türkiye: 2 - Yunanistan: 1. İlerleyen dakikalar başka gol getirmedi, Millî Takımımız kaptanı ve kalecisi Cihat Arman’ın yerinde kurtarışlarıyla Yunanistan’a beraberlik fırsatı tanımayarak sahadan 2-1’lik galibiyetle ayrıldı. 1-2 Türkiye 15 Mayıs 1949 - Akdeniz Kupası Stat Atina, Panathinaikos Hakem Mohammed el Said (Mısır) Yunanistan Pencarapulos - Stofilidis, Muratis - Minardis, Muratidis, Meiros Skordilis (Vasiliadis), Ksenos, Petsanos (Hatzistavridis), Mavropulos, Filaktos Türkiye Cihat Arman (Fenerbahçe) - Naci Özkaya (Galatasaray), Ahmet Erol (Fenerbahçe) Musa Sezer (Galatasaray), Bülent Eken (Galatasaray), Hüseyin Saygun (Beşiktaş) İsfendiyar Açıksöz (Galatasaray), Gündüz Kılıç (Galatasaray), Bülent Esel (Beşiktaş), Muzaffer Tokaç (Galatasaray), Şükrü Gülesin (Beşiktaş) Goller Gündüz Kılıç (dk. 33), Bülent Esel (dk. 37), Ksenos (dk. 49) 28 40 yıl sonra gelenek bozulmadı Komşumuz Yunanistan’la Davos merkezli estirilen meltem rüzgârları futbola da sirayet ediyor ve 40 yıl sonra dostluk çerçevesinde millî temasa geçiliyordu. Seul 88 Olimpiyatları’nda Naim Süleymanoğlu’nun rekorları paramparça ederek altın madalyayı aldığı o coşkulu günlerde sahnelendi maç. İnönü’de seyircimizin de desteğiyle karşılaşmaya fırtına gibi girdik. Henüz 46. saniyede Rıdvan'ın sağdan ortaladığı topu Tanju boş kale yerine dışarı atmasa, o gol de belki Naim gibi ağlatacaktı. Yine de çok beklemedik. Dakikalar 9’u gösterirken Rıdvan sol koridordan ustaca süzüldü, ceza alanına girdiğinde Mavridis’in topa uzanan ayağı Rıdvan’ı yere, Alman hakemi kirece götürdü. Bu penaltıyı Tanju gole çevirirken, 40 yıldır kapalı kalan bir kapıyı da açıyordu. Golle birlikte, Yunanlı futbolcuların diz titremeleri geçmiş, kıpırtılar başlamıştı. Bu da oyunu uzun bir süre orta alana yıktı. 31. dakikada ise Alman hakem Föckler bir penaltıyı da rakibimize armağan etti. Anastopulos sağdan girdi, Recep topa ayak uzattı, Anastopulos düşünce karar penaltı oldu. Topa Anastopulos geldi, şutunu Fatih tam köşeden çeldi. Kaçan penaltı Yunanistan’ı daha bir Türkiye 3-1 kamçılamıştı. 40. dakikada Skartados uzaktan sert vurdu, Fatih göğsüne gelen topu sektirince Anastopulos yetişip şutladı. Al sana 1-1. Hüznümüz fazla sürmedi. Golden iki dakika sonra Rıdvan, yine soldan akıllıca kaçtı, kale önüne ortaladığı topa dokunmak şerefi Oğuz'a kaldı: 2-1. İkinci yarının açılmasıyla birlikte Tanju’nun talihsizliklerini izlemeye başladık. O, ligimizin gol makinesi, en gerekli olduğu anda tutukluk yapmıştı. Oysa 53. dakikada Savaş’ın ortasına o kafayı ligde vurduğu gibi vursa, aynı dakika içinde kaleciyle karşı karşıya kaldığı anda topu rakibin suratına nişanlamasa, konuklarımıza onu “İşte golcümüz” diye takdim edecektik. Artık Yunanistan, golü daha bir ciddi düşünür olmuş, o ilk şoku atlatmıştı. Onlar atakları planlı yapıp kalemizi bunaltıyor ama son pozisyonu bulamıyorlardı. Biz ise kontratakla gol bekler olmuştuk. Amacına ulaşan yine biz olduk. Tanju ve Metin’in oyundan çıkmasıyla hız kazanan takımımız 68. dakikada farkı getiren golü yakaladı. Semih, enfes hareketlerle söktüğü topu verkaçla taşıdı, Rıdvan dokundu ve 3-1. Bu, maçın skorunu da belirleyen gol olmuştu. Yunanistan 21 Eylül 1988 - Özel Maç Stat İstanbul, İnönü Hakemler Werner Föckler, Nevner, Berg (Federal Almanya) Türkiye Fatih Uraz (Samsunspor) - Recep Çetin (Beşiktaş), Cüneyt Tanman (Galatasaray), Mücahit Yalçıntaş (Konyaspor), Semih Yuvakuran (Galatasaray) - Oğuz Çetin (Fenerbahçe) “İsmail Demiriz (Galatasaray dk. 75)”, Ünal Karaman (Malatyaspor),Metin Yıldız (Galatasaray) “Hasan Vezir (Rizespor dk. 65)” Rıdvan Dilmen (Fenerbahçe), Tanju Çolak (Galatasaray) “Zeki Önatlı (Beşiktaş dk. 58)”, Erdal Keser (Sarıyer) “Savaş Koç (Galatasaray dk. 44”) Türkiye Sarganiz (Talikriadis dk. 46) - Haciatanasio, Manolas, Mavridis, Çalukidis - Skartados (Mihas dk. 76), Mitropoulos (Tsiolis dk. 74), Noplias, Kolomitrousis - Anastopulos, Saravakos Goller Tanju Çolak (dk. 9 penaltıdan), Anastopulos (dk. 40), Oğuz Çetin (dk. 42), Rıdvan Dilmen (dk. 68) 30 Rıdvan aldı götürdü! Millî Takımımız, Yunanistan’la oynadığı beşinci maçı da kazanarak Komşuyla rekabetinde beşte beş yapmayı başardı. Atina’daki mücadeleye ay-yıldızlılar fırtına gibi girdi ve ilk dakikalardan itibaren rakip kaleyi abluka altına aldı. 2. dakikada Rıdvan Dilmen geriden gelen uzun bir pasla ceza alanı içine girdi. Top kaleciden döndü. 5. dakikada Tanju Çolak, Yunan savunmasının arasına girdi. Vuracağı sırada Recep Çetin’e uzattı. Onun ortası dışarı gitti. 10. dakikada Uğur Tütüneker’in ceza alanı dışından sert şutu üstten autu boyladı. 32. dakikada Rıdvan Dilmen sağdan topu sürdü. Rakip defansın arkasına sarktı. Ortaladı. Tanju Çolak iki adımdan vuramadı. 35. dakikada Erdal Keser, sol tarafta Ünal Karaman’ın pasıyla buluştu. Ancak ortası çok zayıftı. 39. dakikada Millî Takım’ın golü geldi. Ünal Karaman sağda hareketlenen Oğuz Çetin’i gördü. Oğuz, Haciathanasio’ya rağmen süratlendi. Penaltı noktası üzerinde Rıdvan Dilmen’i gördü. Rıdvan, kendisine doğru koşan Kalitakis’e rağmen topu içeri plaseledi: 1-0. Bu gol, Olimpiyat Stadı’nda Yunanlılara bir soğuk duş etkisi yaptı. 44. dakikada Ciandakis’in kornerinde Millî Takım’ın defansını aşan topa Kalincakis ve Çalukidis birlikte atak yaptı. Bu arada Engin İpekoğlu pozisyonu önlerken sakatlandı ve devre 1-0 Millî Takım’ın galibiyeti ile kapandı. İkinci yarıda da Millî Takım rakip sahada oldukça etkiliydi. Ancak ilk tehlikeli atak Yunanistan Millî Takımı’ndan geldi. 61. dakikada Saravakos, sağdan ceza alanı içine girdi. B. Gökhan (Keskin) yatarak müdahale etti. Top bu arada eline çarptı. Ancak hakem Yogiç devam dedi. 75. dakikada Rıdvan Dilmen, Yunan savunması önünde bir kez daha tehlike üretti. Topu Tanju Çolak’a uzattı. Ancak Tanju ağır kaldı ve top kornere gitti. 79. dakikada Çalukidis iki adımdan topu dışarı attı. İlerleyen dakikalarda başka gol olmadı ve hakem Yogiç’in bitiş düdüğü ile Millî Takım sahadan 1-0 galip ayrıldı. Millî Takım Teknik Direktörü Tınaz Tırpan, maç sonrası yapılan basın toplantısında alınan galibiyetin sevindirici olduğunu söylüyordu. Tırpan, Yunanistan karşısında ortaya koyduğumuz mükemmel futbola vurgu yaptıktan başka şu yorumda bulunmuştu: “İyi oynadık. Bu maçta Demokratik Almanya maçının provasını yaptık. Oyuncularım gerçekten güzel bir mücadele sergiledi. Bu arada eksiklerimizi de gördük. Buraya, Atina’ya dostluk için geldik. Böylesine anlamlı bir maçta Yunan futbolseverlerine güzel bir oyun izletmekten dolayı mutluluk duyuyorum.” Yunanistan 0-1 Türkiye 29 Mart 1989 - Özel Maç Stat Atina, Olimpik Hakemler Yogiç, Maçiç, Babaroviç (Yugoslavya) Yunanistan Ikonomopulos - Hacıathanasio, Apostolakis, Mavridis, Çalukidis - Kalincakis, Banovas (Tenceris), Nioplias (Yorgokopulos), Ciandakis (Karbakis) - Samaras, Saravakos Türkiye Engin İpekoğlu (Sakaryaspor) - Cüneyt Tanman (Galatasaray), Gökhan Keskin (Beşiktaş), Gökhan Gedikali (Gençlerbirliği) - Recep Çetin (Beşiktaş), Ünal Karaman (Malatyaspor) “Turhan Sofuoğlu (Fenerbahçe)”, Uğur Tütüneker (Galatasaray), Oğuz Çetin (Fenerbahçe) “Mustafa Yücedağ (Sarıyer)”, Erdal Keser (Sarıyer) - Rıdvan Dilmen (Fenerbahçe), Tanju Çolak (Galatasaray) “Hasan Vezir (Fenerbahçe)” Gol Rıdvan Dilmen (dk. 39) 32 Yunanistan’la ilk beraberlik A Millî Takımımız, 2006 Dünya Kupası Grup Elemeleri ikinci maçında, Avrupa Şampiyonu Yunanistan önünde mükemmel futbolunun karşılığında tek puan alabildi. Pire, Georgios Karaiskakis Stadı’nda rakibine kök söktüren millîlerimiz, ne yazık ki maç boyunca aradığı golü bulamadı ve Yunanistan’la tarihinde ilk defa berabere kaldı. 4. dakikada Nihat soldan süratle ceza alanına yöneldi. Yaptığı ortaya Fatih Tekke kale önünde ayak koyamayınca, bir pozisyondan yararlanamadık. 11. dakikada Zagorakis’in pasında topla buluşan Charisteas ceza alanına girdi. Kaleye yöneldiği sırada Deniz araya girdi ve tehlikeyi önledi. 16. dakikada Zagorakis orta alanda kaptığı topu, Giannakopoulas’a gönderdi. Kaleci Rüştü’nün üzerine geldiğini gören bu futbolcu, Rüştü’nün yanından topu kaleye gönderdi. Filelere gitmekte olan topu Servet son anda kornere atarak mutlak bir golü önledi. 22. dakikada Nihat soldan girdi, plasesini kaleci başarıyla kornere çeldi. 25. dakikada Fatih ile ver-kaç yapan Nihat, Yunanistan ceza alanına girdi. Bu futbolcunun şutunda kaleci Nikopolidis topu yumruklarıyla kornere çelerek tehlikeyi geçiştirdi. 36. dakikada Türkiye ceza sahası ön çizgisinde Giannakopoulos, topu Karagouinis’in önüne bıraktı. Bu futbolcunun sert şutunda top kaleci Rüştü’de kaldı. 37. dakikada Nihat’ın Yunanistan ceza alanına gönderdiği topu Fatih kafayla Deniz’e indirdi. Bu futbolcunun sert şutunda defansa çarpan top üst direkten döndü. Dönen topa Fatih istediği gibi vuramayınca Türkiye’yi mutlak bir golden etti. İlk 45 dakika golsüz kapandı. İkinci yarıda da temposu ve seyir zevki yüksek bir maç izlendi. 62. dakikada Giannakapoulos’un sağ taraftan kullandığı serbest vuruşta ceza alanında Zagorakis’ten önce araya giren Deniz tehlikeyi önledi. 74. dakikada Zagorakis’in serbest atıştan ceza alanına gönderdiği topa direk dibinde Vryzas dokunamayınca takımını bir golden etti. 75. dakikada Serkan’ın ceza alanına ortaladığı topa uzak direkte Deniz kafayı vurdu. Top, kaleci Nikopolidis’in ellerinde kaldı. 77. dakikada Yunan forvetleri Rüştü’yü neredeyse döverek yerle bir etti ve topu filemize gönderdi. Frisk maçın en doğru kararını verip bu pozisyonu gol olarak geçerli saymadı. 81. dakikada Gökdeniz, Yunanistan ceza alanında topu önünde buldu. Basinas’tan sıyrıldı. Kaleyi çaprazdan gören pozisyonda kaleciyle karşı karşıya kalan bu futbolcu topa kötü vurunca, kaleye paralel giden meşin yuvarlağı defans uzaklaştırarak tehlikeyi önledi. 90. dakikada Serhat sol taraftan çalımlarla ceza alanına girdi. Bomboş durumdaki arkadaşına pas vermek yerine şutu tercih edince, pozisyonu harcadı. Kaçırdığımız bu golden sonra karşılaşma 0-0 sona erdi. Yunanistan 0-0 Türkiye 8 Eylül 2004 - Dünya Kupası Eleme Grubu Maçı Stat Pire, Georgios Karaiskakis Hakemler Anders Frisk, Kenneth Petersson, Peter Ekström (İsveç) Yunanistan Antonios Nikopolidis - Giorgos Seitaridis, Michalis Kapsis, Angelos Basinas, Takis Fyssas (Dimitrios Papadopoulos dk. 79) - Kostas Katsouranis, Giorgos Karagouinis, Theo Zagorakis, Sterlios Giannakopoulos (Vassilis Tsiartas dk. 79) - Zissis Vryzas, Angelos Charisteas Türkiye Rüştü Reçber (Fenerbahçe) - Ümit Özat (Fenerbahçe), Servet Çetin (Fenerbahçe), İbrahim Toraman (Beşiktaş), Deniz Barış (Fenerbahçe) - Okan Buruk (Beşiktaş) “Hüseyin Çimşir (Trabzonspor dk. 72)”, Serkan Balcı (Fenerbahçe), Gökdeniz Karadeniz (Trabzonspor), Emre Belözoğlu (Inter) Nihat Kahveci (Real Sociedad) “Serhat Akın (Fenerbahçe dk. 89)”, Fatih Tekke (Trabzonspor) “Hamit Altıntop (Schalke 04 dk. 88)” 33 Duvarı yıkamadık 2006 Almanya Dünya Kupası grup elemelerinde en kritik maçlardan birini İnönü Stadı’nda Yunanistan’la yaptık. Dünya üçüncüsü Türkiye karşısına, Avrupa Şampiyonu titriyle çıkan komşu, güçlü savunma dokusuyla kalesini kapatarak golsüz sona eren maçta istediğini aldı. 7. dakikada Gökdeniz’in pasında ceza alanının sağ çaprazında topla buluşan Emre’nin sert şutunda top kaleci Nikopolidis’ten döndü. Dönen topu önünde bulan Emre’nin ikinci şutunda meşin yuvarlak yan ağlarda kaldı. 10. dakikada soldan ceza alanına giren Ümit’in çaprazdan şutunda Seitaridis’in ayağına çarpan top kornere çıktı. 37. dakikada Kapsis’in sağdan kullandığı uzun taç atışında ceza alanı içinde Charisteas kafayla topu altı pas içine gönderdi. Bu bölgede Giannakopoulos’tan önce davranan Rüştü, meşin yuvarlağı yumruklayarak ceza alanı dışına attı. İlk 45 dakika başkaca kayda değer pozisyon olmadan golsüz tamamlandı. İkinci yarıda Yunanistan savunma kilidini açmak için çok çalıştık. Mükemmel kapanan Yunanlılar da zaman zaman kalemizde tehlikeli ataklar geliştirdi. 50. dakikada Ümit’in soldan ortasında, ceza alanı içinde müsait durumda bulunan Fatih’in kafa şutunda top kaleci Nikopolidis’te kaldı. 54. dakikada ani gelişen Yunanistan atağında Charisteas’ın pasıyla ceza alanına giren Ginnakopoulos’un sert şutunda top üst direkten döndü. Dönen topa Charisteas’ın yaptığı vuruşta, savunma tehlikeyi uzaklaştırdı. 56. dakikada Karagounis’in yaklaşık 25 metreden sert şutunda kaleci Rüştü son anda uzanarak topu kornere çeldi. 69. dakikada Hamit’in sağdan ortasında topla ceza alanı içinde buluşan Tuncay’ın şutunda, meşin yuvarlak yan direği sıyırarak auta çıktı. 70. dakikada Ümit’in soldan ortasında, ceza alanı içinde Goumas, Fatih’ten önce topa kafayla dokunarak büyük bir gol tehlikesini önledi. 72. dakikada Hamit’in sağdan ortasında, Tuncay’ın ceza alanı içinden kafa vuruşunda top az farkla üstten auta gitti. 78. dakikada Yunanistan yine ani bir atak geliştirdi. Vryzas’ın pasında ceza alanının sağ kanadında topla buluşan Lakis’in öne çıkan kaleci Rüştü’nün üzerinden aşırttığı meşin yuvarlağı İbrahim Toraman kafayla ceza alanı dışına atarak tehlikeyi önledi. 83. dakikada Serkan’ın sağdan ortasında ceza alanı içinde gelişine vurmak yerine, topu kontrol etmek isteyen Fatih, kötü bir vuruş yapınca takımı bir golden etti. 90. dakikada Serkan’ın ceza alanı dışından sert şutunda top kaleci Nikopolidis’te kaldı ve maç golsüz beraberlikle sonuçlandı. Türkiye 0-0 Yunanistan 4 Haziran 2005 - Dünya Kupası Eleme Grubu Maçı Stat İstanbul, Beşiktaş İnönü Hakemler Markus Merk, Christian Schraer, Jan-Hendrik Salver ; 4.Hakem: Michael Weiner (Almanya) Türkiye Rüştü Reçber (Fenerbahçe) - Tolga Seyhan (Trabzonspor), İbrahim Toraman (Beşiktaş), Hüseyin Çimşir (Trabzonspor), Ümit Özat (Fenerbahçe) - Hamit Altıntop (Schalke 04), Koray Avcı (Beşiktaş) “Tuncay Şanlı (Fenerbahçe dk. 46”), Yıldıray Baştürk (Hertha Berlin), Emre Belözoğlu (Inter) “(Serkan Balcı (Fenerbahçe dk. 78)” Gökdeniz Karadeniz (Trabzonspor) “Necati Ateş (Galatasaray dk. 60)”, Fatih Tekke (Trabzonspor) Yunanistan Antonios Nikopolidis - Giourkas Seitaridis, Ioannis Goumas, Michalis Kapsis, Takis Fyssas Konstantinos Katsouranis, Angelos Basinas, Giorgos Karagouinis, Stelios Giannakopoulos (Vassilis Lakis dk. 66) Angelos Charisteas, Zissis Vryzas Kırmızı Kart Yıldıray Baştürk (dk. 88) 34 İşte bu Türklerin ayak sesleri Tarih 24 Mart 2007. Saatler 23.20’yi gösterirken, Atina’nın ünlü Georgios Karaiskakis Stadı’nın skorboardunda 4-1’lik skor asılı duruyor. Bu skor, Türk Millî Takımı’nın son Avrupa Şampiyonu Yunanistan’ı binlerce ateşli taraftarının önünde hezimete uğrattığının teyidi. Yunanlılar şaşkın ve üzgün. Aslında kelimenin tam anlamıyla şoktalar. Bizimkiler ise sahada doyasıya bir bayram sevinci yaşıyor. Kolay değil çünkü Karaiskakis’in skorboarduna 4-1’lik galibiyeti asmak. Üstelik kadrodaki onca eksiğe rağmen. Ve Yunanistan gibi “savunma destanları” yazarak Avrupa Şampiyonu apoletini omuzlarına takmış bir takım karşısında daha 4. dakikada 1-0 yenik duruma düşmüşken. Şimdi hikâyenin en başına dönelim ve 4-1’lik zaferi ilk satırından itibaren okumaya başlayalım. Henüz 4. dakikada ceza sahamıza gönderilen topu savunmamız uzaklaştıramıyor ve Kyrgiakos sağ çaprazdan sert bir vuruşla Yunanistan’ı 1-0 öne geçiriyor. Artık işimiz çok daha zor. Çünkü Yunanistan’ın oyun karakteri “atılan golün üzerine yatmak” üzerine kurulu. Ve bu taktik Komşu’yu çok değil, üç yıl önce Avrupa Şampiyonluğu’na taşımıştı. Lâkin Millî Takımımız sanki o şok golü yememiş bir havayla oynuyor. Tribünlerin protestosu adeta bir doping etkisi yapıyor oyuncularımıza. 26. dakikada Tümer’in kullandığı serbest vuruşta kaleci Nikopolidis topu yumrukla ceza alanı dışına gönderiyor. Sabri’nin tekrar ceza alanına iade ettiği meşin yuvarlakla buluşan Tuncay, plase bir vuruşla skoru 1-1’e getiriyor. Şimdi şoke olma sırası Yunanlılarda. İlk yarı 1-1 bitiyor. İkinci yarıda çok daha güvenli, çok daha istekli bir Millî Takım var sahada. 55. dakikada Hakan Şükür-Gökhan Ünal arasındaki pas alışverişinde top son olarak Gökhan’ın önünde kalıyor. Maça kasığındaki ağrılarla çıkan ve birkaç dakikadır kulübeye “beni çıkarın” işareti yapan Gökhan Ünal, ceza yayının gerisinden mükemmel bir plaseyle Nikopolidis’i çaresiz bırakıyor: 2-1. Yunan takımı 2-1 yenik duruma düştükten sonra panik içinde hücum etmeye çalışıyor. 69. dakikada Samaras’ın soldan ceza alanına ortaladığı topa Krygiakos vuruyor, Volkan’ın auta gideceğini düşündüğü top kalemizin yan direğinden dönüyor ve savunma oyuncularımız tehlikeyi savuşturuyor. Dedik ya Yunan takımı panik içinde yükleniyor diye. Bu arada savunma güvenliklerini de unutmuş durumdalar. İşte geliştirdikleri bu atağın ardından Tümer cezayı kesmekte gecikmiyor. 70. dakikada orta alandan aldığı topla ilerliyor ve ceza sahasına girmeden yaklaşık 25 metreden şutunu atıyor. Kaleci Nikopolidis yalpalayarak gelen topa dokunamıyor bile: 3-1. 80. dakikada Yunanistan’ın kullandığı kornere Amanitidis vuruyor, direkten dönen topu Kyriakos üstten auta atıyor. Sanki her direkten dönen topu golle cezalandırmaya yeminliyiz. Bir dakika önce oyuna giren Gökdeniz, 81. dakikada topla ilk kez buluşuyor ve taç çizgisi kenarında aldığı topla rakiplerini çalımlayıp ceza sahasına girerek Nikopolidis’in kalesine dördüncü golümüzü bırakıyor. Yunanistan 1-4 Türkiye 24 Mart 2007 – Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu Maçı Stat Pire, Georgios Karaiskakis Hakemler Wolfgang Stark, Carsten Kadach, Sonke Glindemann (Almanya) Yunanistan Nikopolidis - Seitaridis, Dellas, Kyrgiakos, Fyssas (Torosidis dk.55) - Karagounis, Basinas, Katsouranis Charisteas (Gekas dk.63), Samaras, Giannakopoulos (Amanatidis dk.72) Türkiye Volkan Demirel (Fenerbahçe) - Hamit Altıntop (Schalke 04), Gökhan Zan (Beşiktaş), Servet Çetin (Sivasspor), İbrahim Üzülmez (Beşiktaş) “Volkan Yaman (Antalyaspor dk. 17)” - Sabri Sarıoğlu (Galatasaray), Mehmet Aurelio (Fenerbahçe), Tümer Metin (Fenerbahçe) “Gökdeniz Karadeniz (Trabzonspor dk. 80)”, Tuncay Şanlı (Fenerbahçe) - Gökhan Ünal (Kayserispor) “Hüseyin Çimşir (Trabzonspor dk. 55)”, Hakan Şükür (Galatasaray) Goller Kyrgiakos (dk.4), Tuncay Şanlı (dk.26), Gökhan Ünal (dk.55), Tümer Metin (dk.70), Gökdeniz Karadeniz (dk.81) 36 Korkutan yenilgi EURO 2008 yolunda Moldova’dan beraberlikle dönen Millî Takımımız, beraberliğe bile razı olmayacağı maçta Yunanistan’a İstanbul’da 1-0 yenilirken, Komşu karşısında tarihindeki ilk mağlubiyetini aldı. Komşunun hedefi bu maçtan galibiyetle ayrılarak EURO 2008 biletini şimdiden cebine koymak, bir yandan da Atina’daki 4-1’lik acı yenilginin rövanşını almaktı. Maça baskılı başlayan millîlerimiz, beşli savunmayla ve liberolu bir oyun sistemiyle sahaya çıkan Yunanistan’ı ilk 10 dakikada oldukça zorluyordu. Yunanlılar ilk bölümdeki baskıyı atlattıktan sonra kenar hücumcularıyla defansımızın kanatlarına uzun toplar atmaya ve üst üste tehlikeler oluşturmaya başlamıştı. Tehlikeli kontrataklarda savunmamız açık veriyor, Volkan’ın yerinde kurtarışları Millî Takımımızı ayakta tutuyordu. Geriden uzun kullandığımız toplar Yunan savunmasının ortasındaki üç uzun oyuncunun kafalarından geri dönüyor ve ilk yarı da golsüz sona eriyordu. İkinci yarıya başlarken Ümit Karan kenara alınmış, Tümer Metin sahaya sürülmüştü. Gökdeniz, süratinden yararlanılmak üzere Gökhan Ünal’ın yanında görev yapıyordu. Ancak yine oyun kuramıyor, yine geriden yüksek toplarla Yunan savunmasının üzerine gidiyor ve bir kez daha duvara çarpıp geri dönüyorduk. Üstelik Türkiye 0-1 dönen toplarda Yunanlılar ciddi gol pozisyonlarına giriyordu. 60. dakika yaklaşılırken Otto Rehhagel, Gekas ve Charisteas’ı oyundan alarak Samaras ve Liberopoulos ile hücum gücünü tazeliyordu. Bizde ise Gökdeniz ve Emre çıkmış, Hakan ve Arda oyuna girmişti. Gol bekliyorduk ama gole yakın olan taraf bizim çocuklar değil Yunanistan gibi duruyordu. 79. dakikada da korktuğumuz başımıza geliyordu. Samaras’ın pasında savunmamız “ofsayt” gerekçesiyle duraklıyor, arkaya sarkan Amanatidis için golü atmak zor olmuyordu. Evet, yediğimiz gol ofsayttı ama Norveç’in deplasmandaki 2-0’lık Bosna-Hersek galibiyeti, beraberlikle yenilgi arasındaki farkı ortadan kaldırıyordu. 87. dakikada Arda’nın direkten dönen topunda şanssızlık yaşıyor ve maçı 1-0 kaybediyorduk. Bu bizim tarihimiz boyunca Yunanistan’a ilk kez yenildiğimiz anlamına geliyordu. Komşu, bitime iki maç kala EURO 2008 finallerine vize almayı başarıyor, biz ise umutlarımızı tamamen Oslo’da elde edeceğimiz galibiyete bağlamak zorunda kalıyorduk. Neyse ki zor günlerde ayağa kalkmayı iyi bilen Millî Takımımız hem Norveç’i hem de Bosna-Hersek’i yenerek EURO 2008 finallerine gidecek, gitmekle de kalmayıp yarı final oynayarak tarihi bir başarı elde edecekti. Yunanistan 17 Ekim 2007 - Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu Maçı Stat İstanbul, Ali Sami Yen Hakemler Manuel Mejuto González, Juan Carlos Yuste Jiménez, Antonio Artero Gallardo (İspanya) Türkiye Volkan Demirel (Fenerbahçe) - Hamit Altıntop (Bayern Münih), Gökhan Zan (Beşiktaş), Servet Çetin (Galatasaray), İbrahim Üzülmez (Beşiktaş) Gökdeniz Karadeniz (Trabzonspor) “Hakan Şükür (Galatasaray dk. 64)”, Mehmet Aurelio (Fenerbahçe), Emre Belözoğlu (Newcastle United) “Arda Turan (Galatasaray dk. 71)”, Tuncay Şanlı (Middlesbrough) - Gökhan Ünal (Kayserispor), Ümit Karan (Galatasaray) “Tümer Metin (Fenerbahçe dk. 46)” Yunanistan Chalkias - Seitaridis, Antzas, Dellas, Kyrgiakos, Torosidis - Charisteas (Samaras dk.59), Basinas, Karagounis, Amanatidis - Gekas (Liberopoulos dk.56) Gol Amanatidis (dk. 79) 37 Yunanistan’ı Tanıyalım Tarihi Akropolis’in eteklerinde Atina şehrinin eski mahalleleri Yönetim Biçimi Cumhuriyet Başkenti Atina Resmî Dili Yunanca Nüfusu 10.775.643 kişi Yüzölçümü 131.940 kilometrekare Kişi Başına Gelir 25.900 $ Para Birimi Euro Tarih kadar eski bir ülke Hem kuzeybatıda Edirne’den hem de batıda Ege denizinden komşumuz Yunanistan’ın tarihi milattan önce 1500’e kadar uzanıyor. 1458 ile 1829 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu topraklarında aynı kaderi paylaştığımız Yunanistan, 1829’dan bu yana ise bağımsız bir ülke. Son dönemde büyük bir ekonomik kriz yaşayan ve batma noktasına gelen ülke, Syrzia önderliğinde kendisine yeni bir çıkış arıyor. 38 Yunanistan’ın kökenleri M.Ö. 1500 yılına kadar uzanıyor. Zaten Yunanlıların tarihi Yunanistan toprakları ile sınırlı kalmıyor hiçbir zaman. Yunanistan, M.Ö. 7. yüzyılda şu anda Türkiye, Libya, İtalya ve Kıbrıs’ın bulunduğu yerlerde koloni halindeydi. Büyük İskender zamanında Grekler Anadolu’ya, Mısır’a, İsrail’e ve Mezopotamya’ya hükmediyordu. Bizans İmparatorluğu döneminde de durum değişmedi. Fakat 15. yüzyıldan bağımsızlıklarını ilân ettikleri 1829’a kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği altında yaşadılar. Helen öncesi çağlar, yetersiz bilgi nedeniyle, Yunan tarihinde karanlık dönem olarak geçer. Bu dönemde Hellas’ta büyük göçler yaşandı. Zamanın en önemli medeniyetleri Teselya ve Boiotia’dır. Yunanlılara en zengin mirası Girit’te gelişen Minos medeniyeti bırakır. Bu dönemde kozmopolit bir din anlayışı, bir şehir toplumu, denizcilik, ticaret sanatı ve monarşi konusunda önemli mesafeler kat edilir. Minos krallığı 1450-1400’e doğru Hint-Avrupa ırkından olan Helenler tarafından yıkılır. Mykenai medeniyeti; Schliemann’ın kazıları ve Homeros’un şiirleri sayesinde gayet yakından bilinir. Aka medeniyetine bu isim verilmiştir. Seramikte, resimli süslerde, lüks ve küçük ince eşyada ünlü olan Akalar, özellikle Truva ile savaşlarıyla tarihe geçmişlerdir. Girit kültüründen etkilenen Akalar, Ege adalarına, Girit’e, Doğu Akdeniz’e ve Anadolu’ya yayılmıştır. M.Ö. 13. yüzyılda yaşanan göçler, tarihe “Ege Göçleri” olarak geçmiştir. M.Ö. 1100 civarı bu medeniyet de yıkılır. Büyük şehirler yağmalanır ve bölge, tarihçilerin deyimiyle karanlık döneme girer. Bu dönemde popülasyon azalır ve okuryazarlık seviyesi düşer. Tarihçiler bu yıkılmadan, diğer bir Yunan dalgası olan Dorları sorumlu tutmuştur. Yunan Ortaçağı’ndan sonra M.Ö. 7 ve 6. yüzyıllar Arkaik diye adlandırır. Bu çağda Yunanistan’da en önemli şehir Atina’dır. M.Ö. 594-593 yılları arasında hükümetin başına Solon geçer. Solon’dan sonraki dönemde Peisistratos, Atina’ya en parlak çağlarından birini yaşatır. Bu dönemde üretimde ve sanayide işçi ihtiyacı ortaya çıkmış, Trakya ve Rusya gibi yabancı ülkelerden para ile satın alınan birçok köle ve esir Yunanistan’a getirilmiştir. Tarihçiler Antik Yunan’ı, Batı uygarlık kültürünün temellerinin atıldığı dönem olarak görür. Yunan kültürünün Roma İmparatorluğu üstünde çok büyük bir etkisi var. Antik Yunan uygarlığı dil, politika, eğitim sistemi, felsefe, resim ve heykelde etkili atılımlar yapar. Rönesans’ta da Antik Yunan uygarlığının kalıntıları vardır. Helenistik dönem; Büyük İskender’in ölümüyle Roma İmparatorluğu’nun fetihleri arasındaki dönemdir. Roma döneminin başlaması Helenistik kültür ve toplumun devamlılığını yıkamamıştır. Helen medeniyeti, Büyük İskender’in kumandanları ve bazı Yunanlı serüvenciler tarafından kurdukları devletlerde ortaya çıkmış ve bazı barbar ülkeleri de etkilemiştir. 3. yüzyılın sonunda Batı Yunanistan, İkinci Pön Savaşı sırasında Roma hâkimiyetine girmiştir. 395’ten sonra Yunanistan, Doğu Roma İmparatorluğu’na katılır. 476’da Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Yunanistan, Bizans İmparatorluğu’nun kültür alanında ayrıcalıklı bir konumdadır. II. Theodosius, Yunanlı karısı Eudoksia’nın etkisiyle İstanbul’da bir Yunan üniversitesi kurar. 630’a doğru Herakleois (Basileus) unvanını kabul eder ve Yunancayı resmî yönetim ve ordu diline sokar. Hıristiyan kilisesi de bu dili kullanarak yayılmasına yardım etmiştir. Osmanlıların Balkanlar’daki ve Yunanistan’daki fetihleri 14. yüzyılın sonu, 15. yüzyılın başlarına denk düşer. Atina’nın en görkemli tarihi eseri Akropolis 1453 yılında İstanbul’un alınmasının ardından, Osmanlılar Atina’yı 1458’de ele geçirir ve Yunanistan uzun bir süre Osmanlı egemenliği altında kalır. Doğum tarihi 1829 1829 yılı bugünkü Yunanistan’ın doğuş tarihidir. Ayaklanmanın ardından Yunanistan bağımsızlığını ilân eder. 1832 yılında da Osmanlı tarafından tanınır. Yunanistan, 1832 yılında ülkeyi bir krallık haline getiren Bavyeralı prens Othon’un yönetimine girer. Othon 1862’de devrilir. Yeni Kral I. George olur. George, anayasal monarşi için en iyi seçimdir. Nitekim demokratik anayasa 1864 yılında kabul edilir. Kralın gücü azaltılır. 1909 Ağustos’unda bir askeri hükümet darbesi sonunda, Venizelos Başbakan olur ve 20 yıl boyunca Yunan politikasına yön veren isim olarak öne çıkar. 25 Mart 1924’te Cumhuriyet referandumla onaylanır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali altına giren Yunanistan, 1950’lere kadar siyasi ve toplumsal sorunlar yaşar ve bir iç savaş geçirir. 1952’de Yunanistan artık bir NATO üyesidir. 1955’te Karamanlis başa geçer. 1956 yılında seçimi kazanır, ama 1958 yılında istifa eder. Artık askerî diktatörlük vardır başta. 1974’te 39 Yunanisan, adalarının yanı sıra Ege ve Adriatik kıyılarıyla da bir turizm mekanı olduğu kabul edilen Olimpos Dağı’dır (2 bin 917 m). Bunu 2 bin 457 metre ile Parnassos Dağı izler. Alçak bölümler bitki örtüsü bakımından fakir olup, tek mevsimlik bitkiler yetişir. Ülkenin orta ve güney kısımlarında Akdeniz ikliminin karakteristik bitki örtüsü makiler egemendir. Dağlık bölgelerde ise ormanlar yer alır. Ormanlar ya da korular ülkenin yaklaşık yüzde 50’sini kaplar. Nüfus cuntanın devrilmesinin ardından yeniden Başbakan olan Karamanlis monarşinin yıkılmasına da vesile olur. Yeni anayasa 19 Temmuz 1975’te parlamentoda kabul edilir. 1981 yılındaki seçimlerde, Yunanistan’da ilk kez sosyalist bir hükümet başa gelir. PASOK, Andreas Papandreau başkanlığında 300 koltuktan 172’sini kazanır. Bu dönemde Avrupa Topluluğu’na üye olan Yunanistan, daha sonra 1992’de AB üyesi haline gelir. 1996 yılında hastalığından ötürü Papandreau istifa eder ve yerine Costas Simitis gelir. 1996 ve 2000 yıllarında yapılan seçimleri kazanan Simitis 2004 yılında emekli olur ve 2004 seçimlerinde PASOK, Yeni Demokrasi’ye (New Democracy) yenilir. Kostas Karamanlis yeni Başbakandır. 12 Mart 2005 tarihinde Karolos Papoulias Yunanistan’ın yeni Cumhurbaşkanı olur. Ancak son yıllarda giderek artan ve artık yönetilemez hale gelen dış borçlar, Yunanistan’ı köşeye sıkıştırır. Maaşlar bile ödenemez hale gelir, işsizlik zirveye çıkar ve ekonomi batma noktasına dayanır. Komşu, şimdi Aleksis Çipras önderliğinde Radikal Sol Koalisyon Syrzia ile bu krizden çıkış yollarını arıyor. Coğrafya ve iklim 40 Balkan Yarımadası üzerine kurulu olan Yunanistan, doğuda Türkiye, kuzeyde Bulgaristan ve Makedonya Cumhuriyeti, kuzeybatıda ise Arnavutluk ile komşudur. Batısında İyon Denizi, güneyinde Akdeniz, doğusunda ise Ege Denizi ile çevrili olan Yunanistan, yaklaşık 3000 ada ve kayalığa sahiptir. Bu adalardan 227’sinde yerleşim olup, sadece 78’inde 100 kişiden fazla insan yaşamaktadır. Yunanistan’da hâkim iklim büyük ölçüde Akdeniz iklimidir. Yazları sıcaklık ortalaması 26-28 derecedir. Kışlar çok sert geçmez, ancak yüksek kesimler kış boyunca kar alır. Yüzey şekilleri ise fazla yüksek olmayan dağlardan oluşan oldukça engebeli arazilerdir. Ülkenin en yüksek noktası Eski Yunan Mitolojisi’nde tanrıların evi 2015 verilerine göre Yunanistan’ın nüfusu 10 milyon 775 bin 643 kişidir. İstatistiklerde Yunan nüfusunun giderek yaşlanmakta olduğu göze çarpmaktadır. Nüfusun üçte bire yakını Başkent Atina’da yaşar. İkinci büyük şehir, 1 milyona yaklaşan nüfusuyla Selanik’tir. Patras, Kandiye ve Volos da 100 binin üzerindeki nüfuslarıyla Yunanistan’ın büyük şehirleri arasında yer alır. Halkın yüzde 93’ünü etnik Yunanlar oluşturur. Yunanlar büyük bir çoğunlukla Ortodoks’tur. Nüfusun çoğunluğu Türkiye’den 1924 ve 1955 mübadeleleri neticesinde göçen Rum nüfustan oluşur. 1924 öncesi Yunan Krallığı’nın nüfusu 2 milyonun altındaydı ve bu nüfusun çoğunluğunu Yunanlaşmış Arnavutlar yani Arvanitler oluşturuyordu. Buna 1.5 milyon civarında Anadolu Rum’u eklendi. Anadolu’dan göçen Rumlar daha çok Batı Trakya ve Tesalya’ya yerleştiler ve yüksek çocuk sayısı ile eski Arvanit/Yunan nüfusunu geride bıraktılar. Başlıca azınlıkları Makedonlar, Tosk Arnavutları, Ulahlar, Pontuslu Rumlar, Arvanitika Arnavutları ve Müslüman azınlıkları Türkler, Pomaklar, Araplar, Farslar, Afrikalılardır. Yunanistan’da en çok konuşulan dil, resmî dil olan Yunancadır. Yunanca, çeşitli ağızlarıyla konuşulur. Bunun yanında, Türkçe, Arnavutça, Ladino, Megleno-Rumence, Bulgarca, Makedonca, Ulahça da ülkede konuşulan dillerdendir. Yunanistan’ın doğal kaynakları linyit, maden cevheri, boksit, çinko, nikel, magnezyum, mermer, tuzdur. İhraç ettikleri ürünlerin başlıcaları yiyecek ve içecek, petrol ürünleri ve kimyasal ürünler; ithal ettikleri ise makineler, yakıt ve kimyasal maddelerdir. Yunanistan’ın en büyük ekonomik ortağı Almanya’dır. Ülke gayrisafi millî hasılasının yüzde 15’ini turizmden sağlar. Deniz taşımacılığında ve zeytinyağı üretiminde dünyanın önde gelenleri arasında yer alan Yunanistan’da ortalama yaşam süresi ise 78.4 yıldır. Özel Maç Yunanistan Türkiye Stat Başakşehir Fatih Terim Hakem: Paolo Valeri Yardımcı Hakemler: Gianluca Cariolato, Alessandro Giallatini Dördüncü Hakem: Tolga Özkalfa İlk Onbir ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ................................................................ ................................................................ ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... Oyuncu değişiklikleri 42 İlk Onbir Oyuncu değişiklikleri ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... ............................................................... Teknik Direktör: Fatih Terim Teknik Direktör: Michael Skibbe Goller: Goller: Sarı Kart: Sarı Kart: Kırmızı Kart: Kırmızı Kart: