romanya türk‹ye

advertisement
TÜRK‹YE & ROMANYA
11 Ağustos 2010
Saat: 21.15
Özel Maç
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı
Euro 2012
öncesinde yeni umutlar
Ülkemizin gözbebeği A Milli Takımımızın 469. sınavına hepiniz hoş geldiniz.
Futbol ekolü olmayı hedefleyen Türkiye
için hedefler asla bitmez.
Mahmut Özgener
Türkiye Futbol Federasyonu
Başkanı
President
Turkish Football Federation
Şimdi önümüzde 2012 Avrupa Şampiyonası yer alıyor. Bu turnuvaya katılmanın
yolu, grup eleme maçlarında en iyi sonucu almaktan geçiyor. Takımımızın bunu
başaracağından en ufak bir şüphemiz yok.
Yeni teknik direktörümüz Guus Hiddink’in
liderliğinde Mayıs ayında gerçekleştirilen
ABD kampı çok olumlu ve verimli geçti.
Eylül ayında Kazakistan maçı ile başlayacağımız grup eleme maçları öncesinde Romanya ile oynayacağımız hazırlık
maçı ciddi bir öneme sahip. Teknik kadromuz, böylece takımımızın son durumunu görme şansına sahip olacak.
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda yaklaşık 2 yıl sonra oynayacağımız bu milli maça futbolseverlerin büyük ilgi göstereceğinden eminim.
1923’te ilk milli maçımızı oynadığımız Romanya’nın, teknik direktörümüz
Hiddink’in de ay-yıldız altında ilk rakibi
olması hoş bir tesadüf.
Tarihimizde en çok milli maç oynadığımız Romanya Milli Takımı’nın yönetici,
teknik adam ve futbolcularını ülkemizde
ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Fair Play olgusunun öne çıkacağına inandığım bu maça yeniden hoş
geldiniz diyorum.
New hopes ahead of
Euro 2012
Welcome to the 469th international match of our beloved A National Team.
Targets will never end for Turkey who want
to establish a specific football school.
help our coaching staff to see the latest
condition of our squad.
Now there’s EURO 2012 ahead of us.
In order to reach the finals, we should
have a successful qualifying campaign.
We don’t have a slightest suspicion that
our national team will achieve qualificiation to the final stage. The preparation camp in United States last May, led
by our new head coach Guus Hiddink,
was very fruitful and we had very positive indications after it.
I am sure that football fans will have a
huge interest in this match where will be
played at Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
Stadium who will host an international
match after two years.
On the eve of our opening match
against Kazakhstan at EURO 2012
qualifying campaign this September,
we’ll have a serious test with this evening’s Romania friendly. This game will
It’s also a nice coincidence that our
first ever opponents in 1923, Romania,
will also be our first opponents under
Hiddink era.
We are very pleased to show Turkish
hospitality to Romanian National Team’s
directors, coaching staff and players. I
would like to welcome you to this match
which I believe that will be played in a
spirit of fair play.
Türkiye
Romanya
5
3G yazıp 2222’ye ücretsiz gönderen ve 3G’ye ilk kez geçen müşterilerimiz, 1 ay boyunca kullanabilecekleri 100 MB’lık Cepten İnternet Paketi, 1 ay boyunca tüm Turkcell’lilerle görüşmelerinde kullanabilecekleri toplam 8 saat ücretsiz görüntülü görüşme süresi ve
1 günlük Turkcell Mobil TV Paketi kazanacaklardır. Kampanya, 31 Aralık 2010 tarihine kadar geçerlidir. Turkcell 3G’ye geçen müşterilerimiz Turkcell 3G kapsama alanında, 3G uyumlu cihazlarla, telefonlarının desteklediği 3G servislerini kullanabilirler. Turkcell 3G
kapsama alanı ve 3G internet hızı, şebeke yoğunluğuna, kullanılan cihaza, bağlanılan siteye ve coğrafi koşullara göre değişebilir. 2010 Mart ayı BTK pazar verileri raporuna göre Turkcell, en fazla 3G abonesine sahip operatördür. Ayrıntılı bilgi www.turkcell.com.tr’de.
Yeni döneme merhaba
Sevgili futbolseverler,
Türk Millî Takımı’nın Teknik Direktörü
olarak ilk kez bu akşam Romanya özel
maçında ekibimin başında sahaya çıkacağım. Benim ilk maçımın, aynı zamanda Türk Millî Takımı’nın 1923 yılında ilk
karşılaşmayı oynadığı, tarihindeki ilk rakibi Romanya’ya rastlaması da ilginç bir
tesadüf oldu.
Guus Hiddink
A Milli Takım Teknik Direktörü
Turkey Head Coach
Bu karşılaşmadan önce, Honduras maçında ve ABD kampında takımın son durumunu görme fırsatı buldum. Özellikle
ABD kampının, oyuncularımın özelliklerini daha iyi öğrenmem bakımından
son derece verimli geçtiğini söyleyebilirim. Burada Çek Cumhuriyeti ve Kuzey
İrlanda gibi ciddi rakiplerle oynadıktan
sonra, Güney Afrika’daki Dünya Kupası
finallerine gitme hakkını elde eden ABD
ile karşılaşarak kampımızı tamamladık.
Hazırlık kampı sezonun sonuna denk
gelmesine rağmen, oyuncularımız antrenman ve maçlarda ellerinden gelenin
en iyisini yapmaya çalıştı ve profesyonelce davrandı.
ABD kampımıza, deneyimli futbolculara
umut vaat eden gençleri ekleyerek 30’un
üzerinde oyuncu çağırdık. Önemle altını
çizmek isterim ki, herhangi bir nedenle
bu kadronun içerisinde kendisine yer
bulamayan oyuncular hayal kırıklığına
uğramamalı. Bu durumdaki oyuncular,
teknik ekibimizin onları takip ettiğinden
ve performanslarını incelediğinden emin
olabilir. Zira 2012 Avrupa Şampiyonası
elemeleri için alternatifli ve rekabete
açık bir kadromuz olmasını istiyoruz.
Dünya Kupası’nda yarı final oynayan
Almanya ile birlikte yer aldığımız eleme
grubunda bizden büyük beklentilerin
olduğunun bilincindeyiz ve buna cevap
vermeye çalışacağız. Bir başka hedefimiz daha var; o da teknik yanı ağır basan, inisiyatif alan, rakibe oyununu kabul ettiren ve atak futbola yönelik Türk
futbolunun karakterini temsil eden bir
oyun stili yaratmak. Bizim emeklerimiz
sizin desteğinizle birleşince bu süreç
daha da kısa sürecektir.
Tüm futbolseverlere zevkli ve eğlenceli bir karşılaşma dilerim.
Welcome to the new era
Dear football fans,
My career as Turkey head coach begins
with this evening’s friendly match against
Romania. It’s an interesting coincidence
that my first game in charge will be
against a team who were the first ever
opponents of Turkish national team in
the history back in 1923.
Before this game, I had the opportunity
to see the condition of the team in the
friendly against Honduras and USA tour.
Especially, the tour in the USA last May
was very fruitful because I had a chance
to know more about the players in our
squad. We faced serious opponents like
Czech Republic and Northern Ireland,
then completed our camp with a friendly against FIFA World Cup finalists USA.
Although the camp was organized at the
end of the season, our players were very
ambitious to do their best and showed a
good working attitude during our games
as well as trainings.
We had called up more than 30 players for our USA tour squad, combining
established ones with some promising
new names. I have to underline that the
players who were left out of that trip for
any reason, should not feel disappointed. Those players can rest assured our
coaching staff will be monitoring and
following them because we need a competitive squad for the upcoming EURO
2012 qualifiers.
We’ll try to meet the high expectations
for the qualifying round where we are
placed with World Cup semi-finalists
Germany. Furthermore, we have another target: Building up a style that
represents Turkish football by promoting
high technique, initiative, dominant and
attacking-oriented play. Adding your big
support to our efforts, this process will
be even shorter.
I wish all football fans a pleasant and entertaining match.
Türkiye
Romanya
7
ü
c
n
ü
Dörd
n
i
r
e
l
l
a
finde
n
i
ş
e
p
Avrupa Şampiyonası
elemelerine ilk
turnuvadan itibaren
katılan Millî Takımımız,
final vizesini ilk olarak
1996’da aldı. İngiltere’de
düzenlenen finallerde
gol atamayan ve puan
alamayan takımımız, Euro
2000’de ise çeyrek final
oynadı. Ay-yıldızlıların
Avrupa Şampiyonası
finallerindeki en büyük
başarısı ise İsviçreAvusturya ortaklığında
düzenlenen Euro
2008’de elde edildi. Millî
Takımımız, yarı final
oynadığı bu şampiyonada
final şansını Almanya’dan
yediği son dakika golüyle
kaçırdı.
Polonya ve Ukrayna’nın ortaklaşa
düzenleyeceği 2012 Avrupa
Şampiyonası’nın elemeleri
önümüzdeki ay başlıyor. 2010
Dünya Kupası finallerini kaçıran
Millî Takımımız, daha önce üç
kez yer aldığı Avrupa Şampiyonası
finallerine dördüncü kez katılmayı
hedefliyor. UEFA’nın 1954 yılında
kurulmasının ardından Türkiye’nin
üyeliği 1962’de resmileşti fakat
A Millî Takımımız 1960’ta
düzenlenen ilk Avrupa Şampiyonası
elemelerinden bu yana turnuvanın
bir parçası olarak yer aldı. 1996’da
ilk kez katıldığı turnuvada 2000 ve
2008’de oldukça başarılı sonuçlara
imza atan Millî Takım, turnuvanın
önemli ülkelerinden birisi olma
yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Fransız Futbol Federasyonu Genel
Sekreteri Henri Delaunay’in
1927 yılında hayal ettiği
Avrupa Şampiyonası, 1960
yılında hayata geçirilebildi. İlk
turnuvalar günümüzün grup eleme
sisteminde değildi. Eleme usulü
yapılan ilk turnuvada Türkiye
Türkiye
Romanya
9
ilk turda Romanya’ya elendi. İç
sahada alınan 2-0 mağlubiyet,
deplasmanda alınan 3-0’lık
mağlubiyete yetmedi ve Romanya
bir üst tura çıktı. Yarı finalden
itibaren Fransa’nın ev sahipliği
yaptığı turnuvayı Yugoslavya’yı
uzatmalarda 2-1 mağlup eden
Sovyetler Birliği kazandı.
1964’te rakip bu sefer İtalya’ydı.
Türkiye’de 1-0 kaybedilen maçın
ardından İtalya’da alınan 6-0’lık
mağlubiyet, turu İtalyanlara getirdi.
Turnuvanın finallerine İspanya ev
sahipliği yaptı. Dört sene önce
Sovyetler Birliği ile karşılaşmayı
reddeden Franco’nun İspanya’sı,
bu kez finalde Sovyetler Birliği’ni
2-1 mağlup etti ve kendi evindeki
turnuvayı kazanma başarısını gösterdi.
1968 yılında elemeler grup
sistemiyle buluştu. Millî Takımımız,
İspanya, İrlanda ve Çekoslovakya
ile aynı gruptaydı. Elemeleri iç
sahadaki İspanya, Çekoslovakya
beraberlikleri ve İrlanda galibiyetiyle
10
Türkiye
Romanya
tamamlayan, bu takımlarla
deplasmanda oynadığı maçları ise
kaybeden Millî Takımımız, finallere
katılma başarısını göstermedi.
İtalya’da düzenlenen finallerde
kupayı kaldıran takım ev sahibi
Mavililer oldu. Yugoslavya ile
karşılaşan İtalyanlar ilk maçın 1-1
bitmesinin ardından oynanan tekrar
maçını 2-0 kazandı.
1972’de Belçika’nın düzenlediği
finallere katılmak için Federal
Almanya, Arnavutluk ve Polonya
ile mücadele eden Millî Takımımız,
Federal Almanya ile deplasmanda
berabere kalmasına, Polonya’yı ve
Arnavutluk’u iç sahada mağlup
etmesine rağmen deplasmanda
uğranan mağlubiyetler ve
Almanya’ya kaybedilen iç saha
maçı, gruptan çıkmamıza engel
oldu. Turnuvayı grubumuzdan çıkan
Federal Almanya, finalde Sovyetler
Birliği’ni 3-0 mağlup ederek kazandı.
1976’da Yugoslavya’nın ev sahipliği
yaptığı turnuvanın elemelerinde
Türkiye’nin grubunda son finalist
Sovyetler Birliği ile İrlanda ve
İsviçre vardı. Sovyetler Birliği
karşısında alınan 1-0’lık galibiyet,
iç sahada İsviçre galibiyeti ve
İrlanda beraberliği iyi skorlar
olsa da deplasmanda uğranan
iki mağlubiyet ve bir beraberlik
Türkiye’yi turnuvadan uzak tuttu.
Turnuvanın şampiyonluğunu,
normal süresi 2-2 biten maçta
Almanya’yı penaltılarla 5-3 mağlup
eden Çekoslovakya elde etti.
Antonin Panenka o ünlü penaltısını
bu maçta kullanmıştı.
1980 Avrupa Şampiyonası’nın
ev sahibi bir kez daha İtalya’ydı.
Türkiye bir kez daha bir son
finalistle aynı gruba düştü. Federal
Almanya, Galler ve Malta ile
mücadele eden Millî Takımımız,
Malta’yı her iki maçta da mağlup
etti, Galler karşısında bir galibiyet,
bir mağlubiyet aldı, Federal
Almanya ile ise iç sahada berabere
kalıp, deplasmanda mağlup
oldu. Ancak bu ortalama üstü
performans bile Millilerimizin
İtalya’daki turnuvaya gitmesine
yetmedi. Turnuvanın şampiyonu,
grubumuzdan çıkan Federal
Almanya olurken, Almanlar finalde
Belçika’yı mağlup ediyordu.
1984 Avrupa Şampiyonası’nı bir kez
daha Fransa düzenledi. Arnavutluk,
Kuzey İrlanda, son şampiyon
Batı Almanya ve Avusturya ile
aynı grupta mücadele eden ayyıldızlılar iç sahada üç galibiyet
ve bir mağlubiyet alırken, sadece
Arnavutluk deplasmanından 1
puan çıkartınca Fransa’ya gitme
şansını kaçırdı. Bu gruptaki en
iddialı sonucumuz Avusturya’yı 3-1
mağlup ettiğimiz karşılaşmaydı.
1984 Avrupa Şampiyonası’nı finalde
İspanya’yı 2-0 mağlup eden Fransa
kendi evinde kazandı.
1988 Avrupa Şampiyonası’na
Federal Almanya ev sahipliği yaptı.
Yugoslavya, Kuzey İrlanda ve
İngiltere ile aynı gruba düşen Millî
Takımımız, bir eleme grubunu ilk
kez galibiyetsiz tamamlıyordu.
İngiltere’ye 8-0 kaybeden millîler,
grupta 16 gol yedi ve sadece iki
gol atabildi. Bu iki gol de son
grup eleme maçında Yugoslavya
karşısında gelmişti. Millî Takım’ın
en kötü Avrupa Şampiyonası eleme
performanslarından birisinde sadece
iki iç saha beraberliği alınmıştı.
Turnuvayı finalde Sovyetler Birliği’ni
2-0 mağlup eden Hollanda kazandı.
1992’de turnuvaya İsveç ev
sahipliği yaptı. Türkiye’nin eleme
grubunda ise İrlanda, Polonya ve
İngiltere vardı. Millî Takımımız bir
önceki eleme turunu bile aratan bir
performans sergiledi. Bu kez grupta
sadece 1 gol atan Millî Takım,
elemeleri sıfır puanla tamamlıyordu.
Bu performans, futbolumuzun dip
noktasıydı ve çıkış oradan başladı.
1992 Avrupa Şampiyonası’nı
İsveç’in komşusu Danimarka,
finalde Almanya’yı 2-0 mağlup
ederek kazanıyordu.
Ve fİnallerdeyİz
1996 grup elemelerine Fatih Terim
yönetiminde başlayan Millî Takım’ın
grubunda Macaristan, İzlanda,
İsviçre ve İsveç yer alıyordu. Gruba
deplasmanda 2-2’lik Macaristan
beraberliği ile başlayan Millî
Takımımız, ikinci maçta Ali Sami
Yen Stadı’nda İzlanda’yı 5-0 mağlup
ederek niyetini belli ediyordu. Sonraki
maçta rakip İsviçre’ydi ve stat yine
Ali Sami Yen’di. Ancak Millîler eski
günleri hatırlatan bir performansla
sahadan 2-1 mağlup ayrıldı. 29 Mart
1995’te İsveç’i İstanbul’da ağırlayan
Millî Takım, sahadan 2-1 galibiyetle
ayrıldı ve bir kez daha moral kazandı.
Bu maçı deplasmandaki 2-1’lik İsviçre
zaferi takip etti. Herkes “Oluyor
mu acaba?” derken, 6 Eylül’de
Macaristan’ı İstanbul’da 2-0 deviren
millîler, gruptaki son iki maçta İzlanda
ve İsveç’ten beraberlik çıkarttı ve
tarihinin ilk Avrupa Şampiyonası
finallerine katılmaya hak kazandı.
1996 Avrupa Şampiyonası’na ev
sahipliğini İngiltere yapıyordu.
Millî Takım, Hırvatistan, Portekiz ve
Danimarka ile aynı gruba düştü. İlk
maçtaki rakip, Avrupa’nın yükselen
değeri Hırvatistan’dı. Ortada giden
maçın son dakikalarında Goran
Vlaoviç’in golü Hırvatlara 1-0’lık
galibiyeti getirdi. Gol pozisyonu
öncesi Vlaoviç’i düşürmeyen Alpay
Özalan’a da Fair Play ödülünü…
İkinci maçta rakip güçlü Portekiz’di.
Fernando Couto’nun 66. dakikadaki
golü millîlerimizi turnuva dışına
itti. Grubun son maçında, son
şampiyon Danimarka’ya 3-0 mağlup
olan millîler gol atamadan ve puan
alamadan yurda döndü.
tek yenilgisiydi. Millîler Finlandiya’yı
deplasmanda 2-0 geriye düşmelerine
rağmen 4-2 mağlup edip, Berlin’de
Almanya’yla berabere kalarak grubu
ikinci sırada bitirdi ve play-off hakkı
kazandı. Eleme maçındaki rakip
İrlanda’ydı. Deplasmanda 1-1’lik
beraberlik, iç sahada ise 0-0’lık sonuç
millîlerimizi Hollanda ve Belçika
ortaklığında düzenlenen Avrupa
Şampiyonası’na taşıdı.
Avrupa Şampiyonası grubundaki
rakiplerimiz İtalya, İsveç ve
Belçika’ydı. İlk maçta rakip güçlü
İtalya’ydı ve 52’de Conte’nin golüyle
geri düşen millîlerimiz, 62’de Okan
Buruk’la skoru eşitledi. Bu Avrupa
Şampiyonası tarihimizin ilk golüydü.
Fakat 70’te biraz ağır bir hakem
kararıyla Filippo Inzaghi penaltıdan
İtalya’ya üç puanı getiren golü attı.
İkinci maçta İsveç’le karşılaştık
ve çok sıkıcı geçen maç 0-0 sona
erdi. Bu da şampiyona tarihindeki
ilk puanımız anlamına geliyordu.
Son maçta ev sahibi Belçika’ya bir
sürpriz yapmak için sahaya çıkan
Millî Takım bunu başardı. Hakan
Şükür’ün havada asılı kalarak attığı
gol ve yine Şükür’ün 70. dakikadaki
golü, Millî Takımımızın Avrupa
Şampiyonaları tarihindeki ilk çeyrek
finalini müjdeliyordu. Çeyrek
finaldeki rakibimiz Portekiz’di.
Alpay Özalan maçın henüz 26.
dakikasında kırmızı kart gördü
ve takımı 10 kişi bıraktı. 44’te ise
Nuno Gomes’in golü geldi. Bu
golün hemen ardından Arif Erdem
penaltıdan yararlanamadı. Nuno
Gomes ikinci yarıda bir gol daha
bularak Portekiz’i yarı finale taşıdı.
2004 Avrupa Şampiyonası
elemelerine Dünya Kupası
üçüncülüğünün verdiği rahatlıkla
gelen Milli Takım, İngiltere,
Makedonya, Liechtenstein ve
Slovakya ile aynı gruba düşmüştü.
İyi performans sergileyen Millî
Takım, İngiltere’ye karşı gol orucunu
bozamayınca grubu ikinci sırada
bitirdi ve eleme maçı oynamaya
hakkı kazandı. Rakip Letonya’ydı.
Riga’nın soğuğunda ve buz tutmuş
zeminde Letonya 1-0 kazanmayı
bildi. Dört gün sonra oynanacak
rövanşta Millî Takımımızın tura
yetecek bir skor elde edeceğinden
herkes emindi. Nitekim İlhan
Mansız ve Hakan Şükür’ün golleri
dakika 65’te Millî Takımımızın
Portekiz’e gideceğini gösteriyordu.
Fakat art arda gelen iki Letonya golü
skoru eşitledi ve Millîler iki katılımın
2000’de çeyrek fİnaldeyİz
Bir sonraki turnuvaya Mustafa
Denizli yönetiminde hazırlanan Millî
Takımımızın grubunda son şampiyon
Almanya, Kuzey İrlanda, Finlandiya
ve Moldova vardı. Millî Takım, Kuzey
İrlanda ve Almanya’yı mağlup ettikten
sonra Finlandiya’ya yenilerek bir şok
yaşadı. Fakat bu mağlubiyet grubun
Türkiye
Romanya
11
ardından 2004 turnuvasını boş
geçti. 2004 Avrupa Şampiyonası’nı
kazanan takım ise komşumuz
Yunanistan Milli Takımı oldu.
2008 gururumuz
2006 Dünya Kupası’na katılamayan
Millî Takımımız, 2008 Avrupa
Şampiyonası elemelerinde Malta,
Norveç, Yunanistan, Macaristan ve
Bosna-Hersek’le aynı gruba düştü.
Millîlerimiz ilk üç saha maçını
FIFA’dan alınan ceza nedeniyle
tarafsız sahada ve seyircisiz oynadı.
Gruba iyi başlayan takımımız, bu
başlangıcı Yunanistan’ı deplasmanda
4-1 mağlup ederek taçlandırmasına
rağmen bir dönem form kaybı yaşadı
ve gruptan çıkma şansını zora soktu.
Malta ve Moldova deplasmanlarında
alınan beraberlikler, Bosna-Hersek
ve Yunanistan mağlubiyetlerinin
ardından millîler son iki grup
maçında Norveç’i deplasmanda yenik
duruma düştüğü maçta 2-1 mağlup
etti, hemen ardından oynanan maçta
ise Bosna-Hersek’i mağlup eden Millî
Takım 2008 Avrupa Şampiyonası’na
katılma hakkını kazandı.
İsviçre ve Avusturya’nın düzenlediği
2008 Avrupa Şampiyonası’nda Fatih
Terim yönetimindeki Millî Takım’ın
grubunda İsviçre, Portekiz ve Çek
12
Türkiye
Romanya
Cumhuriyeti yer alıyordu. İlk grup
maçında Portekiz’e 2-0 mağlup olan
Millî Takım, ikinci maçtan en kötü
bir beraberlik çıkartmak zorundaydı
ve rakip ev sahibi İsviçre’ydi. Yoğun
yağış altında başlayan maçta Hakan
Yakın, İsviçre’yi öne geçirdi. İkinci
yarı toparlanan Millî Takım, Semih
Şentürk’ün kafa golüyle skoru eşitledi
ve son dakikalarda Arda Turan’ın
uzak mesafeli şutuyla çok önemli bir
üç puan aldı. Son maçta rakip Çek
Cumhuriyeti’ydi ve gruptan çıkmak
için galibiyet gerekliydi. Futbol
tarihinin en ilginç akşamlarından
birisinde Türkiye, Stade de Geneve’de
müthiş bir geri dönüşe imza attı. 2-0
mağlup duruma düşen Millî Takım,
75’te Arda Turan’la farkı bire indirdi.
88’de Petr Cech’in elinden kaçırdığı
topta skoru Nihat Kahveci eşitledi.
Nihat bu golden hemen sonra Hamit
Altıntop’un ara pasıyla skoru 3-2’ye
getirdi. Millî Takım bu golle tarihinde
bir kez daha Avrupa Şampiyonası
çeyrek finaline yükseliyordu. Son
dakikalarda Volkan Demirel’in
gördüğü kırmızı kart ise maça ayrı bir
heyecan katmıştı.
Çeyrek finaldeki rakip Hırvatistan’dı.
İngiltere’yi eleme başarısı göstererek
Avrupa Şampiyonası’na katılan
Hırvatlarla oynanan maçın normal
süresi 0-0 sona ererken uzatmaların
son dakikası fırtına gibi geçti.
Klasnic’in 119. dakikadaki golüne
uzatmaların da uzatmasında Semih
Şentürk ceza sahasının hemen
içinden müthiş bir vuruşla cevap
verdi ve maç penaltı atışlarına gitti.
Penaltılarda Rüştü Reçber sahneye
çıktı. Millîlerimiz tüm penaltıları
filelerle buluşturdu ve 3-1’lik skorla
tarihinde ilk kez yarı finale yükseldi.
Yarı finalde karşımızda Almanya
vardı. Son Dünya Kupası üçüncüsü
Alman Millî Takımı karşısına sakatlar
ve cezalı oyuncular nedeniyle çok
eksik bir kadroyla çıkan ay-yıldızlılar,
maça hızlı başladı. Uğur Boral’ın 23.
dakikadaki golüne Schweinsteiger
26’da cevap verdi. 80’de Klose kafa
golüyle Almanya’yı öne geçirdi ama
Semih Şentürk 86’da skora dengeyi
getirdi. Maçın son dakikalarında
Philip Lahm’ın golü Almanya’yı
finale taşırken Millî Takımımız son
dakika golleriyle tur geçerken bir son
dakika golüyle eleniyordu.
Türkiye 2012’de Ukrayna ve
Polonya’da düzenlenecek Avrupa
Şampiyonası’nın elemelerinde son
finalist Almanya, Belçika, Avusturya,
Azerbaycan ve Kazakistan’la aynı
gruba düştü. Takımımız, gruptaki
ilk maçta 3 Eylül’de Kazakistan
karşısına çıkacak.
With the new Business Class Concept
Culinary delights, great entertainment, a privileged service
experience and much more… We take you to more than
160 cities all around the world. We are Turkish Airlines,
we are globally yours.
turkishairlines.com | +90 212 444 0 849
Sorumlu Yardımcı
İdari Departman
Hüseyin Coşkun
Milli Takımlar Müdürü
Oğuz Çetin
Tan Kesler
İdari Sorumlu
1963 yılında Sapanca’da doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi mezunu. Futbola
Almanya’da başladı ve 19 yıl profesyonel futbol
oynadı. Türkiye’de Sakaryaspor, Fenerbahçe, İstanbulspor ve Adanaspor formalarını giydi. 8 yıl oynayıp kaptanlığını yaptığı Fenerbahçe’de 2 Süper Lig, 1 Cumhurbaşkanlığı
Kupası, 2 Başbakanlık Kupası şampiyonluğu yaşadı. A Millî Takım formasını 70 kez giyerken, 33 kez kaptanlık bandını taktı, 3 gol attı. 2000 yılında
Fenerbahçe’de yardımcı antrenör olarak mesleğe adım attıktan sonra 2002’de
takımın teknik direktörlüğüne getirildi. Sırasıyla Kayseri Erciyesspor, Gençlerbirliği ve Diyarbakırspor’da teknik direktörlük yaptı. 2006’da Millî Takım Antrenörü oldu. 2010’da ise A Millî Takım Sorumlu Yardımcısı görevine getirildi.
Yurdaer Savaş Kılıçdere
İdari Uzman
Antrenör
Mahmut Çalış
Sorumlu Masör
Engin İpekoğlu
1961 yılında İzmir’de doğdu. Futbola Avusturya’nın
Prater SV kulübünde başladı. 1982 yılında
Sakaryaspor’a transfer oldu. Daha sonra Beşiktaş ve Fenerbahçe’de forma giydi ve futbolu Çanakkale Dardanelspor’da bıraktı. Beşiktaş’ta 2,
Fenerbahçe’de ise 1 lig şampiyonluğu yaşadı. A Millî Takım’ın kalesini
32 kez korudu. 2000 yılında Fenerbahçe’de futbol kariyerine son verdi.
2006’da Bursaspor’da önce antrenör, ardından da teknik direktör oldu.
2007’de Karşıyaka’nın Teknik Direktörlüğüne getirildi. 2008’in sonunda
sezonun bitmesine 4 hafta kala işbaşı yaptığı Kocaelispor’u Süper Lig’e
taşıdı. Daha sonra bir süre Sarkaryaspor’da görev aldı. Bu yıl içinde A Millî
Takım Antrenörlüğüne getirildi.
Mehmet Yavuz Yıldız
İdari Uzman
Sağlık Departmanı
Cengiz Dinç
Müdür
Asım Baykan
Müdür Yardımcısı
Abdurrahman Evin
Sorumlu Fizyoterapist
Sinan Elmas
Fizyoterapist
Cenk Akkaya
Masör
Mustafa Yanık
Aşçı
Şengül Sangu Talak
Beslenme Uzmanı
Bilgi Sistemleri ve Analiz Bölümü
Ömür Serdal Altunsöz
Yönetmen
Ali Fuat Şen
Uzman
Maç Ve Oyuncu İzleme Bölümü
Zeki Önatlı
Maç ve Oyuncu İzleme Sorumlusu
Gökhan Keskin
Maç Ve Oyuncu İzleme Sorumlusu
Antrenör
Fuat Usta
3 Temmuz 1972’de Samsun’da doğdu. Futbol kariyerinin büyük bir bölümünü Hollanda’da geçirdi. Fortuna Sittard, Cambuur, Sparta Rotterdam ve
MVV Maastricht takımlarında forma giydi. Bir dönem Türkiye’ye gelerek Beşiktaş formasını da giydi.
Hollanda’nın dışında Finlandiya’nın FC Jokerit, Japonya’nın Omiya Ardija ve
Belçika’nın Fortuna Smeermaas takımlarında da oynadı. 2006-07 sezonunda
Hollanda’nın Fortuna Sittard ekibinde profesyonel oyunculuk hayatını noktaladı. Aynı yıl bu takımda yardımcı antrenörlük yapmaya başladı ve 2010
yılında Millî Takım’ın yeni yapılanmasında Guus Hiddink’in yardımcı antrenörlüğüne getirildi.
İletişim Departmanı
Yiğiter Uluğ
Müdür
Türker Tozar
Yönetmen
Malzeme Departmanı
Cengiz Çelik
Sorumlu
Cüneyt Çelik
Malzemeci
Ulaştırma
Umut Akgöze
Bilal Hakan Satır
Ahmet Emin Keskin
Bir
dünya
markası
Nihat Kahveci
Nihat Kahveci, 1979 yılında İstanbul’da
gelir dünyaya. Her çocuk gibi topun
peşinden koşturmaya meraklıdır. Futbola
amatör küme takımlarından Esenler’de
başlar. Ama yetenekleri amatör kümeyle
sınırlandırılamayacak kadar fazladır Nihat’ın.
Dolayısıyla kısa sürede keşfedilmesi de pek
zor olmaz. Beşiktaş tarama ekibinden Rauf
Başer’in dikkatini kolaylıkla çekince kendisini
bir anda Beşiktaş’ın altyapısında bulur. Burada
Hürser Tekinoktay tarafından adeta bir oya
gibi işlenir yetenekleri. 1997-1998 sezonuna
gelindiğinde Beşiktaş, A takımda bir gençleştirme
operasyonu yapmaktadır. Dönemin Teknik Direktörü
John Benjamin Toshack gözünü Beşiktaş’ın özkaynak
düzenine dikmiş, oradan A takıma çıkaracağı yetenekli
oyuncular aramaktadır. Fuat Çapa’nın da tavsiyesiyle
izlediği Nihat’ı A takım kadrosuna almakta tereddüt
etmez. Genç oyuncu sürati, kuvveti ve oyun sezgisiyle
aradan sıyrılıvermiştir çünkü. 1996-97 sezonunda PAF
Ligi’nde attığı 11 gol de cabası.
Ancak A takıma çıktığı sezon hemen oynama fırsatı bulamaz
Nihat Kahveci. Mrmic’li, Recep’li, Tayfur’lu, Rahim’li, Alpay’lı,
Yankov’lu, Oktay’lı, Şifo Mehmet’li, Amokachi’li, Ertuğrul’lu kadroda
yer bulabilmek kolay değildir çünkü.
9 Kasım 1997 günü Nihat’ın futbol kariyerinin dönüm noktalarından birisi
olur. O gün Bursa Atatürk Stadı’ndaki lig maçında ilk defa siyah-beyazlı formayı
sırtına geçirir. Başlangıçta yedek kulübesinden izlediği maçın 72. dakikasında
Yusuf Tokaç’ın yerine girer sahaya. O sırada henüz 18 yaşındadır. Beşiktaş maçı
2-1 kaybetse de Nihat gibi çok önemli bir yeteneği kazanmıştır. O sezonun ilk
yarısında bir daha oynama fırsatı bulamasa da ikinci yarıda bulduğu şansları iyi
değerlendirir Nihat. 11’i lig, 5’i kupa,
biri de Cumhurbaşkanlığı Kupası
olmak üzere 17 maçta A takımın
formasını giyer. Ancak altyapıda
golcü kimliğiyle öne çıkan genç
oyuncu, A takımda sağ kanatta
kullanılmaktadır ve ilk golünü 14
Şubat 1998 günü Avni Aker’de 3-1
kaybedilen Trabzonspor maçında
kaydeder. O sezonun bitimine kadar
3 gol daha atar Nihat. Bu gollerin
en fiyakalısı ise Galatasaray’la
oynanan Cumhurbaşkanlığı Kupası
maçında gelir. Ankara 19 Mayıs
Stadı’ndaki maçın normal süresi
1-1 sona ermiş, oyuna 68. dakikada
Yusuf Tokaç’ın yerine giren Nihat,
uzatma bölümünde, 112. dakikada
Galatasaray ağlarına yolladığı golle
Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı Beşiktaş’a
getirmiştir. Bu yaldızlı kapanış,
ertesi sezon için Nihat’ın kadrodaki
yerini garantilemesi anlamına
gelir. Sezona yedek kulübesinden
gelerek oyuna giren oyuncu olarak
eleme grubu maçında ulaşır. Millî
Takımımız o maçı 3-0 kazanırken,
ikinci golümüz 78. dakikada
Nihat’tan gelir.
Millî Takımımız elemeleri geçip 2002
Dünya Kupası finallerine giderken,
kadroda Nihat da vardır. Finallerdeki
ilk deneyimini Kosta Rika maçının 78.
dakikasında Yıldıray Baştürk’ün yerine
oyuna girerek yaşar. Japonya maçında
da kısa süre oynar. Yine de artık Avrupa
takımlarının gözdesidir Nihat. 2001’de
Real Madrid’in teklifini “O kadronun
içinde oynama fırsatı bulamam”
diyerek geri çeviren genç oyuncunun
kaderine İspanya yazılmıştır.
Beşiktaş’ta ona A takımda yer
veren John Benjamin Toshack, Real
Sociedad’ın başına geçinde öncelikle
Nihat Kahveci’yi kadrosunda görmek
ister. 2002’nin Ocak ayında 4 milyon
euro karşılığında La Liga’nın yolunu
tutan genç oyuncu için kariyerinde
2006’da sözleşmesi biten Nihat
Kahveci, bonservis bedeli ödenmeden
Villarreal’e transfer olur. Ancak artık
sakatlıklar peşini bırakmayacak ve
Nihat’ın 2009’a kadar geçen dönemi
bir iniş-çıkış hikâyesine dönüşecektir.
Yine de o ağır sakatlıklar sırasında
“futbol hayatı bitti” diyenlere inat
ayakta kalmayı başarır Nihat. Öyle
ki, Millî Takımımızın 2008 Avrupa
Şampiyonası eleme grubundaki
maçlarında katkı vermekten geri
durmaz. Elemelerin ilk maçında
Malta’yı 2-0 yenen ay-yıldızlıların
gollerinden birinin altında onun
imzası vardır. Nihat’ın asıl farkı ise
finallerde çıkar ortaya. Gruptaki üç
maçta da ilk on birde yer alır ve
o müthiş geri dönüşün yaşandığı
Çek Cumhuriyeti maçında başrole
çıkmayı başarır. Çeklerin 2-0 öne
geçtiği maçta farkı bire indiren gol
Arda Turan’dan gelmiştir. Nihat,
88. dakikada Çeklerin ünlü kalecisi
Cech’in büyük hatasını affetmez ve
Türkiye gibi Edirne’nin ötesine biraz yabancı bakan bir ülkeden çıkıp da futbol kariyerinin
8 yılını Avrupa’da geçiren bir oyuncudan bahsediyorsak, o oyuncuya saygı duymak gerekir.
Üstelik o oyuncu bu 8 yılını sıradan bir ligde değil de son Avrupa ve Dünya Şampiyonu
unvanlı İspanya’nın La Liga’sında geçirmiş ve attığı gollerle adından övgüyle söz ettirmişse,
duyduğumuz saygının bir kat daha artmasını da doğal karşılamak lâzım.
başlayan Nihat, giderek ilk on birin
vazgeçilmezlerinden biri haline
dönüşür ve sezonu da 8 golle
tamamlar.
Bu arada 1998 yılının 18 Şubat’ı
da Nihat için ayrı bir anlam
taşımaktadır. Ümit Millî Takımımız
o gün Vefa Stadı’nda Romanya’ya
6-2 yenilir ancak Nihat Kahveci de
o maçta ilk defa ay-yıldızlı formayla
tanışma fırsatını bulur.
İlk A millî maçına ise 7 Ekim 2000
günü çıkar. 2002 Dünya Kupası
elemeleri çerçevesinde oynanan
maçta Teknik Direktör Şenol Güneş
tarafından ilk on birde yer verilen
genç oyuncu, ilk A Millî Takım
deneyiminde 90 dakika sahada kalır.
Ay-yıldızlı forma altındaki ilk golüne
ise 6 Ekim 2001 günü Moldova ile
deplasmanda oynanan Dünya Kupası
yepyeni bir sayfa açılmıştır artık.
İlk sezon 11 La Liga, 4 Kral Kupası
maçında oynama fırsatı bulur ve
2 gol atar. Nihat’ın kendisini tüm
dünyaya tanıttığı sezon ise 20022003’tür. Real Sociedad, kendisinden
hiç beklenmedik bir biçimde Real
Madrid’le şampiyonluk yarışına
girerken, forvet hattında Kovaçeviç’le
müthiş bir ikili oluşturan Nihat 35 lig
maçında 23 gole ulaşır. 2006 yılına
kadar forma giydiği Real Sociedad’ın
o dönemleri kalburüstü bir takım
olarak geçirmesinde katkısı o kadar
fazladır ki, 2004 yılında İspanya’da
yılın futbolcusu seçilir. 2004-05
sezonunda şanssız bir sakatlık
geçirerek uzun süre futboldan ayrı
kalsa bile, Ronaldo ile birlikte La
Liga’da en çok gol atan (50 üzeri)
iki oyuncudan biri olma başarısını
gösterir.
skoru 2-2’ye getirir. Maçın uzatmaya
gitmesine de izin vermez ve 90.
dakikadaki golüyle Millî Takımımızı
çeyrek finale taşır.
Bu arada sakatlıklar La Liga
kariyerinin sonuna geldiğini
göstermektedir. İşte tam da o
dönemde yuvasından bir davet alır.
Beşiktaş, yetiştirip yıldız olmasına
büyük katkı sağladığı Nihat’ı geri
istemektedir. Bu daveti reddetmez
Nihat ve 2009’da siyah-beyazlı
renklere geri döner. Geçtiğimiz
sezon Beşiktaş şanssız bir sezon
geçirirken, Nihat da beklentilere
yeterince karşılık veremez.
Ancak bu sezonun başında eski
günlerinden esintiler sunan bir
Nihat var karşımızda. Yine süratli,
yine kuvvetli, yine golcü bir
Nihat… Böyle bir Nihat’a o kadar
ihtiyacımız var ki…
Türkiye
Romanya
17
Gurur
kaynağı
bir stat
B
ugün modern Fenerbahçe
Şükrü Saracoğlu
Stadyumu’nun tüm
ihtişamıyla yükseldiği arazi,
geçmişte “Papazın Çayırı” adıyla
yıllar boyu futbol karşılaşmalarına
ev sahipliği yapmıştı.
1908’in Temmuz’unda Osmanlı
Sultanı II. Abdülhamit tarafından
yıllık 30 altın kira karşılığında
Union Club’a kiralanan arazinin
çevresi tahta perdeyle çevrildi
ve bir de lokal inşa edildi. Bu
faaliyet 3 bin altına mal olmuştu.
Ancak futbola olan ilginin azlığı,
kiranın karşılanamamasına
neden oluyordu. Saha 1909’da 1
yıllığına Fenerbahçe Kulübü’ne
kiralandı. Dünya Savaşı’nın patlak
vermesi üzerine İngilizler düşman
konumuna geçince sahipsiz kalan
Union Club’a, 1915’te Kara Kemal
tarafından el konuldu ve ismi İttihat
Spor Kulübü olarak değiştirildi. Basri
Bay isimli bir kişinin işletmeciliğine
bırakılan, yeni ismiyle İttihat
Spor Sahası, İstanbul’un işgal
devri ortalarına kadar tüm sportif
faaliyetlerin yeri oldu. 1929’da saha
Fenerbahçe tarafından kiralandı ve
18
Türkiye
Romanya
tekrar hizmete girdi. Aynı gün ismi
Fenerbahçe Stadı olarak değiştirildi.
30 Eylül 1931’de yapılan inşaatla
stadın dışarısıyla ilişkisi kesildi ve
13 Mayıs 1932’de törenle açılışı
yapıldı. Fenerbahçe’nin Kuşdili’nde
bulunan lokalinin yanması
sonrasında, kiracısı olduğu stadı
satın almaya karar vermesi, modern
stadyumun temel taşlarını oluşturdu.
Şükrü Saracoğlu ve Kemal Onan’ın
gayretleriyle, 36 bin metrekarelik
bu alan ve içinde bulunan bina,
27 Mayıs 1933’te Fenerbahçe
Kulübü’nün malı oldu. İzleyen
tarihlerde, 25’er metrelik iki kapalı
tribün 50’şer metreye uzatıldı. Lokal
olarak kullanılan binanın çatısı
yenilendi. Büfe, soyunma odaları
ve duşlar eklendi. Futbola İkinci
Dünya Savaşı’ndan sonra artan
ilgi, İstanbul’a bir büyük stat daha
yapılmasını gerektirdi. Bu bağlamda
bugün Beşiktaş İnönü Stadyumu
adındaki Mithatpaşa Stadı’nın
yapımına başlandı.
Aynı dönemde Fenerbahçe de kendi
stadının büyütülmesi ihtiyacını
hissetti. 6 Ağustos 1948’de temeli
atılan inşaat 6 ay sürdü ve bitirilen
tribünlerin açılışı Vali Lütfü Kırdar
tarafından 13 Şubat 1949’da yapıldı.
Yeni Fenerbahçe Stadı 25 bin kişi
kapasiteli modern bir stattı ve aynı
dönemde Türkiye’deki en yüksek
kapasiteli stat olmuştu. İkinci büyük
stat olan Mithatpaşa’nın kapasitesi
ise 15 bin kişiydi.
Ancak 1960’lı yıllarda yeniden
yenilenerek kapasitesi 60 bin
kişiye çıkartılmak istenen stadın
inşaatı ciddi biçimde uzadı. Öyle
ki, 1965’te başlanan inşaat ancak
1982 yılında tamamlanabilmişti. 19
Eylül 1982 tarihinde Altay maçıyla
yeniden açılan stat 33 bin kişilikti.
1995 yılında UEFA’nın statların
koltuklandırılmasını istemesi
üzerine kapasite 28 bine düştü.
Stadın kaderi, Aziz Yıldırım’ın 1998
yılında Fenerbahçe Başkanlığı’na
seçilmesiyle değişti. İlk iş olarak
stadın isminin Fenerbahçe Şükrü
Saracoğlu olarak değiştirilmesini
sağlayan Yıldırım, “yeni açık” diye
bilinen Kurbağalıdere tarafındaki
tribünün yıkımıyla inşaatı başlattı.
Bu tribünün yıkılmasından sonra
yönetim, yapım için sponsor
Bugünkü Türkiye-Romanya
maçına sahne olacak
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
Stadı, hâlihazırda Türkiye’nin
en modern futbol statlarından
biri. Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe
Başkanlığına seçilmesinin
ardından tribünleri bölüm
bölüm yıkılarak yeniden inşa
edilen stadın üstü tamamen
kapatıldı, kapasitesi 50 bin kişiye
yükseltildi. Yeni haliyle müthiş bir
akustiğe ve atmosfere sahip olan
stat, locaları, koltukları ve altyapı
hizmetleriyle gerçek anlamda
Avrupai bir havaya büründü.
arayışına girdi. Migros’la yapılan
anlaşmaya göre tribün bu firma
tarafından yaptırılacak, yapılacak
binanın alt katında açılacak mağaza
Migros tarafından işletilecek, ancak
satışlardan belli bir pay da kulübe
aktarılacaktı. 1999-2000 sezonunda
başlayan tribün inşaatı, liglerin tatile
girmesiyle hızlandı ve 2000-01
sezonunda Fenerbahçe’nin evinde
oynadığı ilk maç olan İstanbulspor
karşılaşmasına yetiştirildi. Stat
kapasitesi bu maçta 30 bin kişiye
yükselmişti.
Aynı sezon içinde diğer tribünün
de yıkılma işlemi başladı. Bu sefer
sponsor olarak Telsim’le anlaşıldı.
Buna göre, inşaat Mayıs ayına kadar
bitirilecek, giriş ve birinci kattaki
mağazaların kullanım hakkı 8
yıllığına Telsim’e verilecekti. Bu süre
bitiminde ise Fenerbahçe Yönetimi
bu binaya taşınacaktı. İnşaat hızlı
bir şekilde tamamlanarak 6 Mayıs
2001’de Galatasaray’la oynanan lig
maçına yetiştirildi. Bu karşılaşmada
İstanbul seyirci ve hâsılat rekoru
kırıldı.
Yeni projeye göre stadın tamamının
üstü kapatılacak, sütun yerine,
tribünleri birleştiren yerlere 4
adet kule dikilecek ve çatı bu
kuleler üzerine oturtulacaktı.
Üstünün tamamen kapanması ve
futbol sahasının etrafındaki koşu
pistinin kaldırılması sayesinde
akustik düzelecek ve inanılmaz
bir atmosfer sağlanacaktı.
2002-2003 sezonunun ilk yarısında
kale arkalarında tribünlerin üstü
kapatıldı. Numaralı tribünün yıkımı
ve yeniden inşa edilmesi ertelendi.
2005’te numaralı tribün süratle
yıkılarak yerine 8-9 ay gibi kısa
sürede yeni tribün inşaatı yapıldı.
Bu yeni tribünün ismi “Fenerium”
oldu. Bugün bütün bölümleriyle
Fenerbahçe taraftarının yanı sıra
milli maçlarımıza da hizmet veren
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
Stadyumu hem sarı-lacivertli
kulübün hem de ülke futbolunun
gurur kaynağı sayılıyor.
Stat, 105’e 68 metrelik çim
zemini, tamamı kapalı 50 bin 530
kişi kapasiteli tribünleri, 90 adet
VIP locası, son derece modern
soyunma odaları ve mükemmel dış
aydınlatmasıyla gece maçlarında
pırıl pırıl parlıyor.
Maçın Hakemi
Milorad Mazic
Türkiye-Romanya maçının hakemi,
23 Mart 1973’te Vrbas’ta dünyaya
geldi. Sırp hakem, 2009 yılında beri
FIFA kokartını elinde bulunduruyor.
Daha önce Romanya’nın kendi
evinde İsrail’le oynadığı ve 2-0
mağlup olduğu maçı da
yöneten Mazic, toplam 11
uluslararası karşılaşmada
düdük çaldı. Uluslararası
arenada en son 21 Temmuz
2010’daki Lech Poznan –
Inter Bakü Şampiyonlar
Ligi 2.Ön Eleme Turu
müsabakasını yöneten 37
yaşındaki hakem, düdük
çaldığı bu 11 maçta
toplam 40 sarı kart
gösterdi.
Yardımcı Hakemler
Igor Radojcic
Nikola Tomicic
Dördüncü Hakem
Halis Özkahya
Türkiye
Romanya
19
Volkan Demirel Fenerbahçe (43 kez milli)
Hakan Arıkan Beşiktaş A.Ş (4 kez milli)
Onur Recep Kıvrak Trabzonspor A.Ş. (1 kez milli)
Gökhan Gönül Fenerbahçe (17 kez milli)
Sabri Sarıoğlu Galatasaray A.Ş. (32 kez milli)
Gökhan Zan Galatasaray A.Ş. (33 kez milli)
Servet Çetin Galatasaray A.Ş. (47 kez milli)
İbrahim Kaş Getafe (7 kez milli)
Hakan Balta Galatasaray A.Ş. İsmail Köybaşı Beşiktaş A.Ş. Mehmet Aurelio Real Betis Selçuk Şahin Fenerbahçe Emre Belözoğlu Fenerbahçe Nuri Şahin B.Dortmund Kazım Kazım Fenerbahçe Hamit Altıntop Bayern Münih (24 kez milli)
(4 kez milli)
(32 kez milli)
(18 kez milli)
(69 kez milli)
(22 kez milli)
(25 kez milli)
(56 kez milli)
Arda Turan Galatasaray A.Ş. Ozan İpek Bursaspor Mevlüt Erdinç Paris Saint Germain Halil Altıntop E.Frankfurt Tuncay Şanlı Stoke City Sercan Yıldırım Bursaspor Nihat Kahveci Beşiktaş A.Ş. (39 kez milli)
(3 kez milli)
(12 kez milli)
(33 kez milli)
(75 kez milli)
(7 kez milli)
(65 kez milli)
ığı
akalad
y
a
d
r
a
i yıll
e
1980’l enerasyon v etiyle
j
b
müthiş inamo reka gi
D
H
a
u
he a
Stea
Georg a Kupası
,
n
e
y
üny
büyü
inde D iyonası
ğ
i
l
r
e
d
ön
mp
naller
upa Şa
ve Avr de çeyrek fi u,
ol
rin
finalle manya futb rinin
le
Ro
gören rda eski gün
a
l
l
son yı uzağında.
a
’na
oldukç nya Kupası ,
ü
ler
2010 D yan Rumen
a
k,
katılam osna-Herse
B
ve
,
Fransa Arnavutluk ele
,
s
ad
Belaru urg’la müc
b
2
Lüksem ri Euro 201
e
l
ş
k
e
ü
edec
eri dön or.
g
a
d
n
y
grubu a hazırlanı
ay
lli
yaşam en fazla mi
ın
Takım ncusu 134
anu.
yu
o
Munte ı
olan
l
e
n
i
r
ttığ
Do
maçla e Hagi ise a lî
h
il
g
Gheor Romanya M
e
l
35 gol ın en golcü ımayı
ş
ı’n
m
nını ta
a
Takı
v
n
u
usu
oyunc or.
üy
r
sürdü
a
y
n
a
m
Ro
i
r
e
l
n
ü
g
i
k
s
e
r
o
y
›
r
a
22
Türkiye
Romanya
T
arihimizde A Millî Takım
düzeyinde 22 maç
yaptığımız Romanya Millî
Takımı’yla 23. kez karşı karşıya
geleceğiz. En çok karşılaştığımız
ülke olan Romanya’yla Fenerbahçe
Şükrü Saracoğlu Stadı’nda
oynanacak karşılaşma öncesi
rakibimizin futbol tarihine millî
takımlar düzeyinde bakmak istedik.
İlk resmi millî maçını 8 Haziran
1922’de oynayan Romanya,
o karşılaşmada Yugoslavya’yı
Belgrad’da 2-1 mağlup etmeyi
başarmıştı. 1930, 1934, 1938
Dünya Kupaları’nın hepsine katılma
başarısı gösteren dört takımdan
birisi olan Romanya, bu başarının
ardından uzun bir süre uluslararası
turnuvalardan uzak kalmıştı.
Romanya tarihinde 7 kez katıldığı
Dünya Kupası’nda en büyük
başarısına 1994’te ABD’de
düzenlenen turnuvada çeyrek final
oynayarak ulaştı.
Romanya, UEFA Avrupa
Şampiyonası’na ise 4 kez katılma
başarısı gösterdi. Bir kez gruplardan
çıktı ve çeyrek final oynadı.
Romanya Millî Takımı, ilk üç Dünya
Kupası’na katılsa da bu turnuvalarda
pek bir varlık gösteremedi. Uruguay,
Çekoslovakya ve Küba’ya elenerek
üç turnuvaya da erken veda etti.
Bu katılım başarısının ardından
Romanya futbolu 1970’lere kadar
büyük bir turnuva yüzü göremedi.
1970 Dünya Kupası’nın ölüm
grubunda Brezilya, son şampiyon
İngiltere ve Çekoslovakya ile
eşleşen Romanya, Çekoslovakya’yı
mağlup etmesine rağmen İngiltere
ve Brezilya’ya kaybederek gruptan
elendi.
Romanya’nın bundan sonraki
büyük turnuva başarısı 1984 Avrupa
Şampiyonası’na katılmasıydı. Yine
zorlu bir grup çeken Romanya’nın
bu kez rakipleri İspanya, Federal
Almanya ve Portekiz’di. Teknik
direktör ise yakından tanıdığımız
bir isim olan Mircea Lucescu. İlk
maçta İspanya ile 1-1 berabere
kalan Romanya, Federal Almanya’ya
Völler'in golleriyle 2-1 mağlup
oldu. Grubun kilit maçında son
dakikalarda Portekizli Nene’nin
golüne engel olamadılar ve
elendiler.
İtalya’da düzenlenen 1990 Dünya
Kupası, Rumen futbolundaki
gelişmenin ikinci büyük emaresiydi.
İlki ise 1988-89 Şampiyon Kulüpler
Kupası’nda final oynayan Steaua
Bükreş’ti. Steaua o yıl Galatasaray’ı
yarı finalde elemiş ve finalde Gullit,
Van Basten, Rijkaard’lı Milan’a
4-0 kaybetmişti. Fakat o takımın
yıldızlarından Hagi, Balint ve
Dumitrescu Avrupa devlerinin
radarına takılmıştı. 1990 Dünya
Kupası’na sağlam bir takımla
gelen Romanya, ilk maçında
Sovyetler Birliği’ni Lacatuş’un
golleriyle mağlup etmiş, ikinci
maçta turnuvanın büyük sürprizi
Kamerun’a Roger Milla’nın
golleriyle mağlup olmuştu. Son
maçta ise Arjantin’le berabere
kalarak gruptan çıkma başarısı
gösterdiler.
İkinci turda rakipleri İrlanda’ydı
ama berabere biten maçın sonunda
penaltı atışlarında Timofte’nin
kaçırdığı vuruş Rumenleri eve erken
döndürüyordu.
Romanya bir sonraki Dünya
Kupası’nda tarihinin en başarılı
performansını gösterdi. Hagi’nin
yıldızlaştığı turnuvada Kolombiya
ve ABD’yi deviren Romanya,
İsviçre’ye mağlup olmasına rağmen
grubu lider bitirdi. İkinci turda
rakip Arjantin’di. Maradona’nın
doping testinden uyuşturucu
çıkması sonucu morali bozulan
Arjantin’i Dumitrescu (2) ve
Hagi’nin golleriyle 3-2 mağlup
etmeyi başarıp tarihlerinde ilk kez
çeyrek finale yükseldiler. Çeyrek
finalde rakip İsveç’ti. Euro 92’nin ev
sahibi, Brolin, Ravelli ve Kenneth
Andersson’lu kadrosuyla büyük bir
çıkış yakalamıştı. Normal süresi 1-1,
uzatmaları 2-2 biten maç penaltılara
kaldı. Ravelli kurtardığı penaltılarla
İsveç’i yarı finale taşırken,
Türkiye
Romanya
23
Romanya’nın hayalleri bir kez daha
suya düşüyordu.
1996 Avrupa Şampiyonası’na katılma
başarısı gösteren Romanya, tarihinin
en kötü turnuva performansına da
imza attı. Grupta Fransa, Bulgaristan
ve İspanya’ya kaybeden Rumenler,
sadece 1 gol atarak, sıfır puanla
turnuvaya veda etti.
1998 Dünya Kupası’nda ise Romanya
bir önceki Dünya Kupası’na yakın bir
performansa imza atmayı başardı.
İlk maçta Kolombiya’yı mağlup eden
Rumenler, İkinci maçta İngiltere’yi
yenmeyi başardı. Son maçta ise
Tunus’la 1-1 berabere kaldılar.
İkinci turda rakip Hırvatistan’dı.
Davor Suker’in ilk yarının uzatma
dakikalarında attığı penaltı golü
Hırvatları çeyrek finale taşırken
Rumenler bir kez daha evlerine
dönüyordu.
Romanya, Gheorghe Hagi’nin son
uluslararası turnuvasında, Euro
2000’de Portekiz, İngiltere ve
Almanya ile aynı gruba düşmüştü.
İlk maçta Almanya ile berabere
kaldılar. İkinci maçta Portekiz’e
son dakikada yedikleri golle
mağlup oldular. Son maçta rakip
İngiltere’ydi. Isınma sırasında
sakatlanan David Seaman’ın yerine
kaleye Nigel Martyn geçti. İlk yarı
2-1 İngiltere’nin üstünlüğüyle
biterken Romanya’ya galibiyet
gerekiyordu. İkinci yarı İngiliz
kalesini abluka altına alan Romanya
önce skoru eşitledi, ardından 89.
dakikada galibiyete Ganea’nın
penaltısıyla ulaştı.
Çeyrek finalde rakip, final
oynayacak İtalya’ydı. Hagi,
35. dakikada direkten dönen
şutunun ardından başlayan
İtalya kontratağını sert biçimde
durdurunca kırmızı kartla oyundan
atıldı, maçı İtalya 2-0 kazandı.
Romanya’nın bir sonraki büyük
turnuvası Euro 2008’di. Yine ölüm
grubuna düşen Romanya’nın
rakipleri Hollanda, İtalya ve
Fransa’ydı. İlk maçta Fransa’yla 0-0
24
Türkiye
Romanya
berabere kaldılar. İkinci maçta İtalya
ile 1-1 berabere kalırlarken Mutu
son dakikalarda penaltı kaçırıyordu.
Son grup maçında Romanya’nın
Hollanda karşısında galibiyete
ihtiyacı vardı ama 2-0 mağlup
olarak turnuvaya veda ettiler.
Romanya iç saha maçlarını Lia
Manoliu Stadyumu’nda oynuyordu.
Fakat stadyum şu an yıkıldı ve
yeniden inşa ediliyor. Aralık 2010’da
açılacak stadyum 2012 UEFA
Europa League Finali’ne ev sahipliği
yapacak.
Romanya, Polonya ve Ukrayna’da
düzenlenecek UEFA Euro
2012 grubunda Fransa, Bosna-
Hersek, Belarus, Arnavutluk ve
Lüksemburg’la mücadele etmeye
hazırlanıyor. İlk grup maçında
Arnavutluk’u konuk edecekler.
Son olarak Romanya Milli
Takımı’nın en fazla milli olan
ve en çok gol atan oyuncularına
bakabiliriz. Romanya Milli
Takımı’nın en fazla milli olan
oyuncusu 134 maçla Dorinel
Munteanu, en golcü oyuncusu ise
35 golle Gheorghe Hagi. Romanya
en farklı galibiyetini 1973’te
Finlandiya karşısında 9-0’la alırken,
en farklı mağlubiyetine 1948 yılında
Macaristan karşısında aynı skorla
uğramıştı.
Teknik
Direktör
Razvan Lucescu
Babasının oğlu
Ülkemizin yakında tanıdığı Mircea Lucescu’nun oğlu olan Razvan
Lucescu, ortalama bir futbol kariyerinin ardından teknik direktörlüğe
adım attı. FC Brasov ve Rapid Bükreş’teki başarıları üzerine Romanya
Millî Takımı’nın başına getirildi.
Futbol kariyerini kaleci olarak tamamlayan Razvan Lucescu, hiç
A Millî Takım forması giymemişti. Kariyerinin tek şampiyonluğunu
2003’te Rapid Bükreş’te kazandı. O sezon bir maçta oynayan Lucescu,
aynı anda kulübün asbaşkanlığını da yürütüyordu.
Teknik direktörlüğe FC Brasov’un başında kısa bir dönem görev
alarak başladı. Daha sonra 2004-2005 sezonunda Rapid Bükreş’in
başına geçti. Takımı ilk sezonunda ligi üçüncü sırada tamamladı.
2005-2006 sezonunda UEFA Kupası’nda ilerleyen Lucescu’nun
takımı, Steaua Bükreş’e iki beraberlik sonucu elendi. Ayrıca Rapid’le
iki kez Romanya Kupası kazanma başarısı gösterdi.
Ardından FC Brasov’a döndü ve takımı İkinci Lig’den Birinci Lig’e
çıkarma başarısı gösterdi. Bu başarının ardından ilk sezonunda ligi
dokuzuncu sırada tamamladı.
29 Nisan 2009’dan bu yana Romanya Millî Takımı’nı çalıştıran
Lucescu, Millî Takım’la 2 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldı.
Sırbistan’a karşı Belgrad’da uğranan 5-0’lık mağlubiyet, son yılların en
farklı mağlubiyetlerinden birisi.
Türkiye
Romanya
25
.)+%ß%,)4%ß3%2×3×
TIEMPO
T90
LASER III ELITE
CTR360
MAESTRI ELITE
YEPYENİ BİR ANLAM KATIYOR.
MERCURIAL
AYAĞIN İÇİN HAFİF,
VAPOR
SUPERFLY
RAKİBİN
İÇİNII AĞIR.
THE LAST SEASON. THE LAST
SONNONE
SEZON,
MAÇ.
GAME.
OF ITSON
MATTERS.
ALL
THAT COUNTS
IS NOW,
HİÇBİRİNİN
ÖNEMİ
YOK.
A
NEW
SEASON,
A
NEW
CHANCE.
ŞU AN ÖNEMLİ OLAN TEK ŞEY
THE NEW NIKE ELITE SERIES
YENİ
BİR
BAŞLANGIÇ.
GIVES PERFORMANCE A NEW
YENİ BİR ŞANS.
MEANING. ENGINEERED
TO BE
LIGHT NIKE
ON YOUR
FEET,SERİSİ,
NEVER
YENİ
ELITE
ON
YOUR
OPPONENT.
PERFORMANS KELİMESİNE
Çavuşesku
rejiminden AB üyeliğine
1944’te Kızıl Ordu tarafından işgal edilen, 1947’de Halk Cumhuriyeti’ne dönüşen, 1967’den itibaren
Çavuşesku’nun dikta rejimi altına giren Romanya, 2007’dan bu yana Avrupa Birliği üyesi bir ülke ve
kişi başına düşen gelir 11 bin doları aşmış durumda. 238.391 kilometrekarelik yüzölçümüyle AB’nin
7. büyük ülkesi olan Romanya, 22 milyonu aşan nüfusuyla da AB klasmanında 9. sırada yer alıyor.
R
omanya, Orta Avrupa’nın
güney doğusunda, Balkan
Yarımadası’nın kuzeyinde
bulunan bir ülke. Ülke kuzeyde
ve kuzeydoğuda Ukrayna,
kuzeydoğuda Moldova, kuzeybatıda
Macaristan, güneybatıda Sırbistan,
güneyde Bulgaristan ile komşu.
Ayrıca ülkenin doğuda Karadeniz’e
kıyısı bulunuyor.
Avrupa Birliği üyesi olan ülke,
birlik ülkeleri içinde 7. büyük yüz
ölçümü, 9. büyük nüfusa sahip.
Ülkenin başkenti ve en büyük kenti
konumundaki Bükreş, 2.2 milyon
nüfusu ile Avrupa Birliği’nin en
büyük 6. kenti unvanını taşıyor.
Erdel bölgesinin büyük kentlerinden
Sibiu ise 2007 Avrupa Kültür
Başkenti seçilmişti.
Tarİh
Romanya, Avrupa’daki en eski insan
fosillerinin keşfedildiği ülkedir. 2002
yılında Romanya’nın batısındaki bir
mağarada keşfedilen bu fosillerin 42
bin yıl öncesine ait olduğu tahmin
edilmektedir. Romanya topraklarında
kurulan ilk devlet, Trakların kurduğu
Daçya Krallığı’dır. Bu devlet 101-107
yılları arasında Roma İmparatoru
Trajan’ın orduları tarafından işgal
edilerek Roma İmparatorluğu’nun
bir eyaleti haline gelir. Roma
İmparatorluğu’nun çökmesinden
sonra bu topraklar Gotlar, Hunlar,
Avarlar ve Slavların istilasına uğrar.
9 ve 11. yüzyıllar arasında Romanya
toprakları, Birinci Bulgar Devleti’nin
bir parçası haline gelir. Bu dönemi
Macar, Peçenek, Kuman ve Tatar
istilaları izler.
Rumenler ilk defa 14. yüzyılda
kendilerine ait devletler kurmayı
başarır. Bu devletler 1310 yılında
I. Basarab tarafından kurulmuş
Eflak Beyliği ve 1352 yılında
Dragoş tarafından kurulmuş
Boğdan Beyliğidir. Günümüzdeki
Romanya’nın bir parçası olan
Erdel ise 10 ve 16. yüzyıllar
arasında Macaristan Krallığı’nın bir
parçasıdır. 15. ve 16. yüzyıllarda
bu üç ülke de Osmanlı Devleti’nin
egemenliğine girer. Osmanlı
döneminde Eflak ve Boğdan tampon
devletler olur. Osmanlılara vergi
verir, savaşlarda asker yardımı
yaparlar. Beyliklerin voyvodaları
Rumen soyluları arasından Osmanlı
padişahı tarafından tayin edilir.
Ayrıca bu beylikler İstanbul’un
yiyecek ihtiyacını karşılamakta
önemli bir rol oynarlar. Ancak
Osmanlılar, Romanya’yı hiç bir
zaman tamamıyla ilhak etmez.
Bükreş ve Yaş gibi büyük Romanya
şehirlerinde sık sık Osmanlı
vatandaşlarına rastlandıysa da
oranları azdır. Bu şehirler hiç bir
zaman Sofya, Belgrad, Selanik
veya Üsküp gibi Osmanlı karakteri
kazanmaz. 18. yüzyıla kadar
Eflak ve Boğdan’ın voyvodaları
Rumenlerin arasından seçilir.
18. yüzyılda ise bu sistemden
vazgeçilerek, voyvodalar Fenerli
Rumlar arasından atanmaya
başlanır. Bu durum 1826 yılında
Yunanistan’ın bağımsızlığını
kazanmasına kadar devam eder.
Osmanlılar 1806-1812 Osmanlı-Rus
Savaşı’nı kaybedince, 1821 yılında
Rusya’yla Bükreş Antlaşması’nı
imzalayarak Besarabya’yı Rusya’ya
bırakmak zorunda kalır. Besarabya,
Boğdan’ın Prut nehrinin doğusunda
kalan kısmıdır. Bu anlaşma Boğdan’ı
ikiye bölmüş olur. 93 Harbi’nde
Osmanlıların Ruslar karşısında
aldıkları yenilgiden sonra 1878
yılında yapılan Berlin Antlaşması’yla
Eflak ve Boğdan, Osmanlı
Devleti’nden bağımsızlıklarını
kazanır ve Romanya adı altında
birleşir. Ancak Rusya 1821 yılında
ele geçirdiği Besarabya’yı geri
vermez. Bu bölge daha sonra
SSCB’nin Moldova Sovyet Sosyalist
Cumhuriyeti haline gelir.
1881 yılında Romanya Krallığı
ilân edilir. Alman Hohenzollern
Hanedanından Prens Karl Eitel
Friedrich Zephyrinus Ludwig,
Romanya Kralı olarak I. Carol adını
alır. Romanya I. Dünya Savaşı’na
İtilaf Devletleri’nin yanında katılır
ve kârlı çıkar. Ancak II. Dünya
Savaşı’nda Almanya’nın yanında yer
alarak Faşizme yönelir. 1944 yılında
Kızıl Ordu Romanya’yı işgal eder.
1947 yılında komünist Romanya
Halk Cumhuriyeti ilân edilir. 1967
yılında Nikolay Çavuşesku iktidarı
ele geçirir ve Romanya’nın devlet
başkanı olur. 1989 yılında Romanya
Devrimi’yle Çavuşesku iktidarı son
bulur. Çavuşesku ve karısı alelacele
düzmece bir mahkemede yargılanıp
hemen kurşuna dizilir. Böylece
Romanya Batı tipi demokrasiye
geçer. 2004 yılında NATO’ya, 1
Ocak 2007 tarihinde de Avrupa
Birliği’ne katılır.
Coğrafya
238.391 kilometrekarelik bir alana
yayılan Romanya, Avrupa’nın en
geniş yüz ölçümüne sahip 12,
dünyanın ise 82. ülkesidir. Ülke
toprakları dünyanın binde 16’sını
oluşturur. Bulgaristan ve Sırbistan
ile olan sınırının büyük kısmı Tuna
Nehri ile çizilen Romanya’nın,
Tuna’nın bir kolu olan Prut Nehri ile
de Ukrayna’nın güneyi ile olan sınırı
ve Moldova’nın tamamı ile sınırı
çizilir. Tuna Nehri’nin Karadeniz’e
döküldüğü deltanın büyük kısmı
Romanya’dan geçmekle beraber
ülkenin güneyi, güneybatısı, batısı
ve kuzeydoğusu bu nehir ve kolları
ile çevrilidir.
Ayrıca Tuna Nehri’nin kolu olan
Tisza, Romanya’nın Ukrayna ile
olan sınırının bir kısmını çizip
Macaristan topraklarına girmektedir.
Kısacası Tuna Nehri ülke toprakları
için paha biçilemez bir öneme
sahiptir.
Ülke toprakları güney ve doğuda
kalan yerler hariç Avrupa’nın en
Bunları
Deniz seviyesinden en yüksek
noktasının 2 bin 544 metrelik
Moldoveanu tepesi olduğunu,
Ortalama hayat süresinin
erkeklerde 66.36’da kalırken,
kadınlarda 74.19’u bulduğunu,
Okur yazar oranının yüzde 97.3’e ulaştığını,
Dış ticaretteki en büyük ortağının İtalya olduğunu,
Demiryollarının 11 bin 385, karayollarının 153 bin 359 kilometreyi
bulduğunu, havaalanı sayısının 62’ye çıktığını
?
biliyor musunuz
Türkiye
Romanya
27
Avrupa Birliği’nin en büyük şehirleri
listesinde sıralamaya girmiştir. Bu
kentler Yaş, Kaloşvar, Temeşvar,
Köstence ve Craiova’dır. Ülkenin
ayrıca nüfusu 200 bini geçen
beş, 100 bini geçen 13 kenti
bulunmaktadır.
Ekonomİ ve turİzm
dağlık alanlarından biridir. Dağlar,
ülkenin kuzeyi ile batısı arasında
bir yay çizerek uzanır. En önemli
dağlar Karpat Dağları olmakla
birlikte, ülkede yüksekliği 2 bin
metreyi geçen kırktan fazla dağ
bulunmaktadır.
Nüfus
2010 nüfus sayımı sonuçlarına
göre ülke nüfusu 22 milyon 181
bin 287 kişidir. Bu nüfusun yüzde
91’ini Rumenler oluşturur. Macarlar
yüzde 6.7 ile nüfus içinde ikinci
büyük ırktır. Bugün ülkede 250 bin
civarında Roman yaşamaktadır. Geri
kalan nüfus içerisinde en önemlileri,
Ukraynalılar, Almanlar, Lipovanlar,
Türkler, Tatarlar, Sırplar, Slovaklar,
Bulgarlar, Çerkezler, Hırvatlar,
Yunanlar, Ruslar, İbraniler, Çekler,
Lehler ve İtalyanlardır.
Romanya laik bir devlettir ve resmi
bir dini yoktur. 2002 sayımlarına
göre ülkenin yüzde 86.7’si
Ortodoks’tur. Bunu yüzde 4.7 ile
Katoliklik, yüzde 3.7 ile Protestanlık
ve yüzde 1.5 ile Pentekostallık
izler. İslam, Romanya’da tarihi
bir din olmasına rağmen sadece
Dobruca’da yaşayan yaklaşık 70 bin
Türk ve Tatar arasında yaygındır.
Bükreş, Romanya’nın başkenti ve en
büyük şehridir. Nüfusu 1.9 milyon
kişidir. Bu nüfusa metropolitan
alan da eklenince sayı 2.2 milyona
çıkmaktadır.
Romanya’nın en büyük beş kenti,
şehir içindeki nüfuslarına göre
28
Türkiye
Romanya
Romanya, Avrupa kıtasında en
fazla petrole sahip ülkelerden bir
tanesidir. Sömürgesi olmayan, fakat
kendi topraklarında petrolü bulunan
pek az ülke vardır. Romanya 5 adet
açık kullanılan petrol havzasına
sahiptir. Bu havzalar Alplerin
güneyinde, Bükreş’in kuzeyinde
Tirgovişto, Buzau, Proieşti, Braşov
ilçelerinde mevcuttur.
Romanya’nın doğal ve tarihi
güzellikleri her yıl ülkeye
milyonlarca turist çekmekte ve bu
turistler de ülke ekonomisine büyük
katkı sağlamaktadır. 2006 yılında
gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde
4.8’i ve toplam kârın yüzde 5.8’i
turizmle elde edilmiştir.
özellikle Sırp ve Ukrayna kültürlerinden, sonraki dönemlerde Türk
ve Müslüman kültüründen, 1990’lı
yıllara kadar da tekrar Slav kültüründen etkilenmiştir. Ülke kültürü son
yıllarda özellikle Avrupa Birliği’ne
üyelik sürecinde Batı kültüründen
oldukça etkilenmiştir. Ülkenin çeşitli
yerlerinde Rumen kültürüne bağlı
değişik alt kültürler bulunmaktadır.
Ülkenin kuzeybatısında Macar kültürü, güneye doğru Bulgar kültürü,
güney batıda ise Sırp kültürü ülke
kültürünü oldukça etkilemiştir.
Romanya’yı
tanıyalım
Resmi Adı
Romanya
Ticaret, turizmi takiben gelişmiş
ikinci büyük sektördür. Turizm,
ülkenin en dinamik ve hızlı
büyüyen sektörüdür. Dünya Gezi ve
Turizm Konseyi’ne göre Romanya
turizm alanında en hızlı büyüyen
dördüncü ülkedir. Sektörün 20072016 yılları arasında yıllık yüzde
8 büyümesi beklenmektedir. 2002
yılında ülkeye 4.8 milyon turist
gelmiş, bu sayı 2004’te 6.6 milyon
olmuştur. Kayıtlara göre 2006’da
ülkeye 20 milyonun üzerinde
uluslararası turist gelerek en az bir
gün geçirmiştir. Turizm 2005 yılında
ülke ekonomisine yaklaşık 400
milyon euro gelir getirmiştir.
Bağımsızlık Günü
9 Mayıs 1877
Kültür
Nüfus
22 milyon 181 bin 287
Romanya’nın, Orta ve Doğu Avrupa
arasında bir geçiş noktasında bulunması kültürüne de yansımıştır. Ülkede hem Balkan hem Avrupa hem
de komşu ülkelerin kültürlerinin bir
karmaşası vardır. Romanya kültürü,
erken dönemlerde Slav kavimlerden,
Başkent
Bükreş
Dil
Rumence
Yönetim
Yarı Başkanlık Sistemi
Cumhurbaşkanı
Traian Basescu
Başbakan
Emil Boc
Yüzölçümü
238 bin 391 kilometrekare
Kişi Başına Gelir
11 bin 500 $
Para Birimi
Ley
Romanya Milli Takımı Kadrosu
Adı / Player Name
Doğum Tarihi / Date of birth
Kulübü / Club
Millilik ve Gol / App&Goal
Kaleci / Goalkeeper
Bogdan Ionut Lobont
Costel Fane Pantilimon
Mircea Alexandru Bornescu
18.01.1978
01.02.1987
03.05.1980
AS Roma
FC Timişoara
FC Rapid Bükreş
76/0
6/0
-/-
Savunma / Defender
Ovidiu Liviu Dananae
Cristian Călin Panin
Gabriel Sebastian Tamaş
George Daniel Galamaz
Cristian Eugen Chivu
Vasile Maftei
Răzvan Dincă Rat
Mihai Mircea Neşu
26.08.1985
09.06.1978
09.11.1983
05.04.1981
26.10.1980
01.01.1981
26.05.1981
19.02.1983
FC U Craiova
FC CFR 1907 Cluj
West Bromwich Albion
CS Unirea Urziceni
FC Inter
CS Unirea Urziceni
FC Shakhtar Donetsk
FC Utrecht
3/0
2/0
46/3
2/0
71/3
10/1
65/1
8/0
Orta Saha / Midfielder
Răzvan Cociş
Bănel Nicolita
Matei Mirel Radoi
Mihai Radut
George Florescu
Gabriel Mureşan
Ciprian Ioan Deac
Cristian Tanase
19.02.1983
07.01.1985
22.03.1981
18.03.1990
21.05.1984
13.02.1982
16.02.1986
18.02.1987
Al Nassr Riyadh
FC Steaua Bükreş
Al-Hilal Saudi Club
FC Steaua Bükreş
FC Alania Vladikavkaz
FC CFR 1907 Cluj
FC CFR 1907 Cluj
FC Steaua Bükreş
35/2
29/1
63/2
2/0
2/1
2/0
4/0
7/1
Forvet / Forward
Daniel George Niculea
Bogdan Sorin Stancu
06.10.1982
28.06.1987
AS Monaco
FC Steaua Bükreş
31/8
-/-
‹ lk R akip l e
Son Randevu
Romanya’nın, Türk
futbolu için anlamı çok
farklı. Millî Takımımızın
tarihteki ilk rakibi de bugüne dek
en çok karşılaştıkları takım da
onlar. 26 Ekim 1923 günü, yani
Cumhuriyetin ilânından üç gün
önce İstanbul’da oynanan ve 2-2
biten maçla başlayan rekabette tam
22 maç geride kaldı. Rumenlerin
bu maçlarda 12’ye 3 galibiyet,
46’ya 21 de gol üstünlüğü
bulunuyor.
Ömer ALTAY
32
Türkiye
Romanya
M
illî Takımımızın bugün
karşı karşıya geleceği
Romanya, Türk futbolu için
oldukça anlamlı bir rakip. Birincisi,
Romanya’nın, Millî Takımımızın
tarihinde ilk maçını oynadığı
rakip olması. İkincisi ise Millî
Takımımızın bugüne dek en çok
maç yaptığı ekip olması.
Evet, ilk uluslararası temasını 26
Ekim 1923 günü İstanbul’daki
Taksim Stadı’nda gerçekleştiren ayyıldızlı takımımızın karşısında o gün
Romanya Millî Takımı bulunuyordu.
Aynı takımla bugüne dek tam 22
kez karşı karşıya geldik ve Romanya,
en fazla A millî maç yaptığımız
rakip olarak kayıtlara geçti.
Ancak 22 Romanya maçımızda çok
da başarılı olduğumuzu söylemek
mümkün değil. 14’ü özel, 4’ü Dünya
Kupası elemeleri, 2’şer tanesi de
Avrupa Şampiyonası elemeleri ve
Balkan Kupası maçları olmak üzere
rakip olduğumuz Rumenleri sadece
3 kez mağlup edebildik. 7 maç
berabere biterken, Rumenler 12 kez
sahadan üstünlükle ayrıldı. Attığımız
21 gole karşılık kalemizde 46 gol
gördük. 3 galibiyetimizin 2’sini resmi,
1’ini de özel maçlarda elde ettik.
Gelelim Romanya ile oynadığımız
22 maçın detaylarına…Takvimlerin
gösterdiği 26 Ekim 1923 tarihi, Türk
futbolu adına dönüm noktalarından
birisiydi. Çünkü Millî Takımımız
o gün ilk millî maçına çıkıyordu.
Ankara’da Cumhuriyetin ilânına daha
3 gün vardı ama İstanbul’da şimdiden
bir bayram havası yaşanıyordu.
Öğleden sonra saatler tam 3’ü 25
geçerken tarihi Taksim Stadyumu’nda
Çekoslovak hakem Cratky düdüğü
ağzına götürdü ve A Millî Futbol
Takımımızın, bazen sevinçlerin
doruğuna tırmandığı, bazen
hüzünlere, gözyaşlarına bulandığı
nice 90 dakikalarla yüklü büyük
yolculuğu resmen başlamış oldu.
İlk Millî Takımımızın kalesinde
Nedim var, en geride iki bekimiz
kaptan Hasan Kamil Sporel ve Cafer
Çağatay... Önlerinde İsmet Uluğ,
Nihat Bekdik. Yamaçlarında Baron
Feyzi, Emin ile Alaeddin Baydar... For
hattımız ateş gibi… Zeki Rıza Sporel,
Sabih Arca ve Bedri Gürsoy...
Rakip Rumenler de hafife
alınmayacak, okkalı bir rakip.
Nitekim 25’te Ganze’yle ilk golü
kalemizde görüyoruz. 7 dakika
sonra, bir ceza vuruşunda meşin
yuvarlağın arkasına geçen Zeki
Rıza Sporel müthiş bir şutla
Taksim Stadı’na doluşan futbol
düşkünlerimizi havalara zıplatıyor:
Gooolll... Haftayma 1-1 giriyoruz.
İkinci haftaymın başlarında
geliştirdiğimiz bir hücumda Zeki
Rıza, millilerimizi öne geçiren yeni
bir gol daha atıyor ve İstanbul’un
göbeği Taksim’de sevinç fırtınaları
estiriyor. Bu sevincimiz ancak bir
çeyrek saat kadar sürüyor. Triç I’in
vuruşunda bu kez golü kalemizde
görüyoruz. Bu, müsabakanın da son
golü oluyor ve tarihi başlangıçta
sayı tabelasında şu sonuç okunuyor:
Türkiye: 2 - Romanya: 2.
Deplasmanda kazandık
Bu maçın Romanya’daki rövanşı
için aradan yaklaşık 1.5 yıl geçmesi
gerekti. 1 Mayıs 1925’teki maçın
adresi bu kez Bükreş’teki Şehir Stadı
oldu. Millî Takımımız ilk maçtan bu
yana aradan geçen sürece 7 maç
daha sığdırmıştı. Ay-yıldızlıların
tarihindeki 9. sınavı, kayıtlara 5.
galibiyet olarak geçecekti. Üstelik
kaptanımız Zeki Rıza Sporel bu
maça sakat sakat çıkmıştı. 62’de
Zeki Rıza’nın golüne Romanya 10
dakika sonra Brauchler’le cevap
veriyor, galibiyet golümüz ise 85.
dakikada Leblebi Mehmet’ten
geliyordu. İngiliz hakem Rolton’un
beş dakika sonra öttürdüğü
bitiş düdüğü, Balkanlar’daki ilk
deplasman galibiyetimizi resmen
tescil ediyordu.
Ağlatan maç
Rumenlerle teması sevmiş
olmalıydık ki, Millî Takımımız 12.
maçına da aynı rakip karşısında
çıktı. Ancak bu defa hüzünle
tanışma zamanıydı. İngiliz Allen’in
yönettiği, takım kap­tanlığımızı
Nihat’ın yaptığı bu maçta Millî
Takımımız 3-1 gibi ağır bir netice ile
mağlup oldu. 54, 59 ve 63. dakika­
larda yediğimiz 3 gole ancak 71.
da­kikada Muhlis’in tek sayısıyla
karşılık verebilmiştik. 80. dakikada
kazandığımız bir penaltıyı ise
Nihat auta atmıştı. Bu hadise maçı
izleyen binlerce vatandaşı ağlatıyor,
kadroda yer almayan ve seyirciler
arasında bulunan Zeki, Alaeddin
ve Kadri de kendilerini saha­
da görmek istediklerini haykıran
halkın feryatları arasında gözyaşları
döküyordu. Dönemin spor
yazarlarından Rüştü Dağlaroğlu’nun
kaleminden bu maçla ilgili gazete
sayfalarına dökülen satırlarda ise şu
ifadeler yer alıyordu:
“Takımın teşkili, Taksim Stadı’nı
dehşete boğmuştur. Bütün halk ve
iş­ten anlayanlar bu duruma bir mana
ve­rememişler, kulüpçülük uğrunda
milli şe­refle bu derece alay edilmeye,
bu cürete karşı donakalmışlardı.
3-1 mağlup olduğumuz maçın
tamamlanmasından sonra statta
bir galeyan havası esiyor, yüzlerce
vatandaş, en ağır hakaretler savura
savura, etrafta bu cinayetin sebeplerini
arıyorlardı. Bir facianın vu­kuuna
ramak kalmıştı. Bereket versin ki
ihtiyatlı davranılmış ve müsebbipler
Taksim Kışlası’nın karanlık
mahzenlerine kaçırılmışlardı. Adeta
kasten hazırlanmış bu mağ­lubiyet
memlekette o derece ağır bir hava
yarattı ki kalemimiz bunu tasvir­den
acizdir.”
Gol gazetesinin kapağında ise
“Gençlik sizindir, ağlıyoruz!”
başlıklı yazı, siyah çerçeve içinde
yayınlanıyordu.
Yİne mağlubİyet
1928’in 15 Mayıs’ında rakibimiz
yine Rumenlerdi. Temeşvar’daki maç
hiç de beklediğimiz gibi geçmiyor
ve takımımız sahadan 4-2’lik
yenilgiyle ayrılıyordu. Aslında bu
maçın amacı 1928 Amsterdam
Olimpiyatları’na hazırlıktı. Millî
Futbol Takımımız, ana kafileden
ayrı olarak hazırlanıp Olimpiyatlara
katılmıştı. Sporcularımız bu
yüzden iki ayrı kafile halinde
Olimpiyatlarda boy gösterirken,
Şeref Bey futbolcularımızın başında
uzun hazırlık kampını yürütmüştü.
Futbol takımımız Prag’da, diğer
sporcularımız da Budapeşte’de
kampa alınmıştı. Tüm iyi niyetli
planlamalara karşın Çekoslovakya
kampı futbolcularımıza yarardan öte
zarar yüklemişti. Futbolcularımızı
burada şehir şehir, kasaba kasaba
dolaştırıp bir dolu maç yaptırdılar.
Bulgaristan maçının ardından
Romanya hazırlık karşılaşması
da Prag kampından önce araya
sıkıştırılmıştı. İdeal bir kadroyla
çıkmadığımız bu maçta Rumenlere
mağlup olmaktan kurtulamıyorduk.
30 yıllık ara
Rumenlerle 6 yıla 4 maç sığdıran
Millî Takımımız, beşinci randevu için
tam 30 yıl bekledi. Araya II. Dünya
Savaşı’nın da girmesiyle oluşan
bu uzun bekleyişin ardından Millî
Takımımız 2 Kasım 1958 tarihinde
71. sınavına Romanya karşısında
çıktı. Bu maçın diğerlerinden farkı
Avrupa Şampiyonası elemelerine
dâhil olmasıydı. Bükreş’in 23
Ağustos Stadı’nda oynanan
karşılaşmanın büyük bölümü denk
kuvvetlerin mücadelesi şeklinde
geçse de Rumenler ikinci yarıda
buldukları gollerle 3-0’lık farka
ulaştı. Millîlerimiz Can Bartu ve
Lefter Küçükandonyadis’in ürettiği
pozisyonlarla gole yaklaşmış
ancak sonuç alamamış, Romanya
ise Oaida ve Iyolevski ile 2-0 öne
geçmeyi başarmıştı. 83. dakikada
Turgay Şeren sakatlanınca kaleye
Can Bartu geçiyor, Rumenler 85.
dakikada Ahmet Berman’ın kendi
kalemize gönderdiği topla maçı 3-0
kazanıyordu.
Rövanşta yendİk ama…
Bu maçın rövanşı 26 Nisan 1959
günü İstanbul İnönü Stadı’nda
oynandı. Bükreş’teki 3-0’lık
yenilginin altından kalkmak zor
görünüyordu ama ay-yıldızlı
oyuncularımız aynı görüşte
değildi. Henüz 13. dakikada
kazandığımız penaltıyı Lefter, kaleci
Popa’ya rağmen ustaca bir vuruşla
ağlara yolluyor ve ümitlerimizi
artırıyordu. Kalecimiz Özcan
Arkoç’un başarılı kurtarışları ilk
yarıyı 1-0 önde tamamlamamızı
sağlamıştı. 54. dakikada Lefter
güzel bir gol daha kaydediyor ve
durumu 2-0 yapıyordu. Sonrasında
oyuncularımızın çabası başka
gol getirmiyor ve takımımız 1 gol
farkıyla elenmekten kurtulamıyordu.
Değİşİm sancısı
Bu iki zorunlu maç bize Rumenlerle
dostluğumuzu yeniden hatırlatmış
gibiydi. Temaslar yeniden sıklaşıyor,
Millî Takımımız tarihindeki 78.
maçı yine Rumenlerle oynuyordu.
Özel maçın adresi bu defa Başkent
Ankara’ydı. 19 Mayıs Stadı’ndaki
karşılaşma, Dünya Kupası
elemelerinde Oslo’da Norveç’le
oynayacağımız maça yönelik bir
provaydı. Ay-yıldızlı kadro bu maçta
ciddi bir değişim geçiriyor, ancak
bu değişim sancıları da yakından
hissediliyordu. Özellikle kondisyon
zaafı son bölümde baş gösteriyor,
Rumenler 72. dakikada Gridea’nın
golüyle maçı 1-0 kazanıyordu.
34
Türkiye
Romanya
En ağır yenİlgİ
Ankara’daki 1-0’lık yenilginin rövanşı
niteliğindeki özel maç 8 Ekim
1961 günü Bükreş’in 23 Ağustos
Stadı’nda sahne aldı. Rumenlerin
baştan sona üstün oynadığı
müsabakada kalecimiz Necmi
Mutlu belki de futbol kariyerinin en
başarılı performanslarından birisini
sergiliyor, ancak yine de 4-0’lık
farkı önleyemiyordu. “Acaba Necmi
olmasaydı maç kaç kaç biterdi?”
sorusunun sıkça akla geldiği 90
dakikada Rumenler, Seredai’nin
üç, Constantin’in bir golüyle farka
gidiyordu.
Sarstık ama yıkamadık
Rumenlerle 9. maçımızı 9 Ekim
1963 günü Ankara 19 Mayıs
Stadı’nda oynadık. Rumenlerin
Datcu ve Nunweiller gibi daha
sonra Fenerbahçe formasını giyecek
oyuncuların da forma giydiği
kadrosu karşısında Millî Takımımız
özellikle 50. maçına çıkan Lefter’in
müthiş performansıyla üstün bir
futbol ortaya koyuyor ancak gol
atmayı bir türlü başaramıyordu.
Bu maçın özetini Halit Kıvanç’ın
kaleminden okuyalım:
“Bu bir gösteri maçı ya da maçta
bir gösteri değildi. Bu, bir Türk
futbolcusunun altın madalyayı hak
edişinin canlı tablosuydu. Ve Lefter,
ay-yıldızlı formayı 50. defa şerefle
taşıdığını, çıkardığı mükemmel oyun,
gösterdiği klas futbolla ispat etti.
10. dakikada Uğur ile paslaşarak
üst üste iki akın yarattı. Bir dakika
geçmeden bir daha Uğur’a ustaca
uzattı topu. Ve yine bir dakika sonra
Metin’in nefis kafa pasını fevkalade
bir bomba şutla kaleye gönderdi.
Topun az farkla dışarı gitmesi
gerçekten talihsizlikti. 15. dakikadan
sonra yıldız futbolcunun mükemmel
kafa paslarını seyre başladık. 25.
dakika dolarken, tribünler ayağa
kalktı. Lefter soldan kapmış, nefis
bir çalımla rakibini ekarte etmiş,
kaleciyle karşılaşmıştı. Topa sertçe
vurdu, ama Rumen kalecisi de
kaleci idi. Kurtardı bu sıkı şutu…
Topu köşeye atsaydı, kalecinin
kapayamadığı köşeye… Maçtan
sonra Lefter, ‘Evet’ diyecekti. ‘Topu
köşeye atmama imkân olabilseydi
çok iyi olurdu. Ama o kadar
heyecanlıydım ki…’ Takımımız,
hele forvetimiz maalesef pek iyi
oyun tutturamamıştı. Fakat Lefter,
yine de forvetin, hatta takımın en
iyilerindendi.”
Gücümüz yetmedİ
Yıllardan 1965, Mayıs’ın 2’si. Yine
Bükreş’te, yine 23 Eylül Stadı’ndayız.
Rumenlerle Dünya Kupası eleme
maçının ilk ayağını oynuyoruz. Bir
avuç Türk, yabancı bir sahada Millî
Takımımızın garip müdafaa oyununu
ve yediği golleri üzüntü ile seyrediyor.
Daha ilk dakikada Georgescu kafa
ile Yılmaz’ın koruduğu kaleye topu
bırakıyor. İkinci devre takımımız bir
kış güneşi gibi sahadan kaybolunca
Mateianu ve Crainceanu’dan iki gol
daha yiyoruz. Skor 3-0. Bu maçın
yorumunu yapan Necmi Tanyolaç
özetle şunları yazıyor: “Her şey 10
dakika içinde bitti bizim için… Pekâlâ
aynı oyunu başa baş götürüyor,
Rumenlere karşı kendi sahalarında
beraberliği kovalıyorduk. Hem de
henüz 45. saniyede yediğimiz gole
rağmen ve paniğe uğramadan. Ve 18
dakikalık fırtına bütün ümitlerimizi
bitiriverdi. Oyunun başından beri
sakin sakin yoluna devam eden bizim
tekne, sallanmaya başlamıştı. Artık
saha her tarafı ile rakiplerimizindi. Ve
biz fırtınayı haber veren akınlara karşı
koyacak güçte değildik. Rumenler
fizik üstünlükleri ile maçı kendi
yönlerine çevirip bir anda farka
gittiler.”
Nİhayet galİbİyet
1965 yılının ikinci Romanya maçını
23 Ekim günü Ankara 19 Mayıs
Stadı’nda oynadık. Bu maç, Bükreş’te
kaybettiğimiz 3-0’ın rövanşıydı. Millî
Takımımız, 9 Ekim günü Dünya
Kupası elemelerinde Çekoslovakya
ile karşılaşmış ve 6-0’lık bir bozguna
uğramıştı. Doğrusu Romanya
maçından ümitli olanların sayısı çok
da fazla değildi. Ancak ay-yıldızlı on
birimiz için 23 Ekim 1965 farklı bir
gün olacaktı. Takımımız çok canlı ve
şuurlu bir oyunla Çek bozgununu
unutturdu… Her şey kaptan Şeref’in
13. dakikada Yaşar’dan alıp Fevzi’ye
verdiği topla başladı. O top gitti,
gitti, Fevzi’ye gelen güzel bir pas
oldu. Santrforumuz topu biraz sürdü
ve öne çıkan kalecinin üzerinden
aşırtarak golü attı. Bu gol, Rumen
takımının kalesine altı yıldır attığımız
ilk gol olarak kayıtlara geçiyordu.
İkinci yarının ikinci dakikası henüz
dolmuştu ki, soldan kazandığımız
tacı Yaşar, Nedim’e uzattı. Nedim
aldı, hızla daldı ve rakiplerini
geçtikten sonra çok sert bir şut
çıkardı: 2-0. 55’te Georgescu’nun
golü ise maçın skorunu 2-1 olarak
belirledi.
10 yıl sonra berabere
Romanya ile 12. maçımızı tam
10 yıl aradan sonra oynadık.
19 Mart 1975 günü İnönü Stadı’nda
oynanan özel maç 1-1 beraberlikle
sonuçlandı. Avrupa Şampiyonası
grup elemelerinde Rusya ile iki
hafta sonra oynanacak puan
maçının provasıydı bu karşılaşma.
Millîlerimiz aradığı gole 3. dakikada
kavuştu. Büyük ustalık ve cinlikle
sahada dolaşan Raşit, soldan
enfes bir top gönderdi Cemil’e…
Anghelini ile karşı karşıyaydı Cemil
ve sanki eski günlerin, pembe
günlerin Cemil’iydi. Yürüdü topla.
Anghelini bırakmadı. Aniden döndü
Cemil, şaşırdı Anghelini. Top bir an
için ardındaki üç adamın ayağına
kadar gidip geldi. Cemil, ilk anda
kaybettiği topa kalecinin solundan
gollük bir sevinç şutu gönderdi: 1-0.
Tribünlerdeki sevinç gümbürtüsünün
ömrü dört dakika sürdü. 7. dakikada
ceza alanının sağından bir faul atışı
yapan Rumenler, sağ direkte Yasin’i
avladı. Yasin’in tutamadığı topu Ziya
Türkiye
Romanya
35
kafayla çıkardı, Iordanescu vurdu
kafayla… Zekeriya çizgi üzerinde
ayak koydu. Karambole giden meşin
yuvarlağı son defa şutlayan adam
Lucescu idi ve şanslıydı: 1-1.
Sonrasında pozisyon çok, gol
yoktu ve 90 dakika 1-1’lik skorla
neticeleniyordu.
Bükreş’te gol düellosu
12 Ekim 1975’te oynanan Romanya
maçı ise İrlanda karşılaşmasının
provasıydı. Bükreş’teki maça son
derece tempolu bir giriş yaptık.
13. dakika dolarken Gökmen,
Cemil’den aldığı topa sol açık
yerinden enfes bir vuruşla Rumen
kalecisini avlayıverdi: 1-0.
23. dakikada ceza yayının az
gerisinde bir faul atışı kazandı
Rumenler. Baraja rağmen
Dimitru’nun şutu Yasin’e kadar gitti
ve kalecimizin ellerinden döndü.
Yetişen Iordanescu dokunuverdi: 1-1.
80. dakikada Necati nefis bir pasla
Cemil’i atağa kaldırdı. Cemil iki rakip
oyuncu arasından fırlıyor ve üzerine
çektiği kaleciyi atlatarak boş kaleye
plaselediği topla takımımızı galibiyete
götüren golü atıyordu: 2-1. Maçın
bitimi çoktan geldiği halde Polonyalı
hakem kesilen oyunu dikkate alarak
müsabakayı sürdürüyordu. 93.
dakikada Rumenlerin attığı faul
tekrarlanınca, Dinu kafayla beraberlik
golünü kaydetti: 2-2.
Balkan Kupası’nda hezİmet
23 Mart 1977’de bu defa Balkan
Kupası’nda karşı karşıya geldik
Rumenlerle. 23. dakikada
Iordanescu’nun başlattığı atağı
Fatih ve Erol uzaklaştıramayınca,
Georgescu önüne düşen meşin
yuvarlağı sert bir şutla filelere yolladı:
1-0. 39. dakikada Cemil’in korner
atışında Necmi’nin üst direkte
patlayan kafa şutu şanssızlığımızdı.
İkinci yarıya her şeye rağmen bir
beraberlik umudu ile başladık. Ancak
hesaplarımız tutmadı ve Rumenlerin
36
Türkiye
Romanya
golleri peş peşe gelmeye başladı..
63’te Dumitru frikik atışında pas
verecekmiş gibi yapıp topu kaleye
gönderdi. Şenol önce tuttuğu
topu sonra bırakınca, ikinci gol
de ağlarımızı buldu… 76’da Vigu,
25 metreden şutladı, Şenol topu
ellerinden kaçırınca skor 3-0’a ulaştı.
83’te Dumitru sola uzun bir top açtı,
Iordanescu, Erol ile birlikte fırladı,
ceza alanına girdi ve çaprazdan
vurarak skoru belirledi: 4-0.
Elİmİzden kaçırdık
Yine bir Balkan Kupası maçı. Bu
kez tarih 22 Mart 1978. Yer, İstanbul
İnönü Stadı. Aşırı sağanak nedeniyle
zemin adeta göle dönmüş durumda.
Ama oyuncularımız sahada inanılmaz
bir mücadele veriyor. Maçın başında
üst üste gol tehlikelerini savuşturan
ay-yıldızlılar, gol için rakip kaleye
yükleniyor. 14. dakikada Volkan’dan
başlayan atağımız Rumen defansını
karıştırıyor. Önder topu çamurdan
söküp Cemil’i görüyor. Cemil’in
şutu Satmereanu’nun sırtına çarpıp
havalanıyor… Sedat nefis bir
vole çakıyor ve top ağların yırtık
bir yerinden geçip gidiyor: 1-0...
Dakikalar ilerliyor ve artık “maçı
kazandık” diyoruz. Ancak 80.
dakikada Coşkun’un kafasından
seken topu, ünlü golcü Georgescu
ileri çıkan Rasim’in üstünden
aşırtıp o yağmurda herkese soğuk
duş yaptırıyor: 1-1. 81’de Cemil’in
kaleciyi de geçen şutu kale çizgisi
üzerinde su birikintisine takılıyor ve
bir galibiyet kaçıyor.
Yİne beraberlİk
Aradan neredeyse 5 yıllık bir süre
geçtikten sonra Rumenlerle özel
maçta karşı karşıya geldik. 29 Ocak
1983 günü Ali Sami Yen Stadı’nda
oynanan özel maç 1-1 sona erdi.
Oyunun ilk beş dakikasından sonra
Rumenler maça ağırlıklarını koyar
gibi oldu. 10. dakikaya girildiği sırada
da takımımız yenik duruma düştü.
Takriben kalemize 20 metre mesafede
kazanılan frikik atışını ustaca kullanan
Gabor, Eser’in sağından topu ağlara
göndermekte güçlük çekmeyince
durum 1-0 oldu. Beraberlik için
bastırmaya başlayan takımımız aradığı
golü 33. dakikada buldu. Selçuk
hareketlendiği sırada Cros sol ayağını
futbolcumuzun önüne doğru uzatınca
Bulgar hakem penaltı noktasına
doğru koştu. Atışı yapan Selçuk da
hafif bir vuruşla beraberliği sağlayan
golü attı. İkinci yarıda daha cesur bir
futbol oynayan ay-yıldızlılar Hakan ve
Bilal’le iki fırsatı harcayınca maç da
1-1 sona erdi.
Üç gollü mağlubİyet
40 gün önce Ali Sami Yen Stadı’nda
oynanan dostluk maçının iade-i
ziyareti Tirgu Mureş’te gerçekleşti.
Takvimlerin 9 Mart 1983’ü işaret ettiği
gün, Rumenlere 3-1 yenilmekten
kurtulamadık. Adı dostluk maçı olan
karşılaşmada dostluk geri planda
kalmış, sertlik ön plana çıkmıştı. Daha
7. dakikada Iordau sert bir şut çıkardı,
Eser’den dönen topu Balaci ağlarımıza
yolladı: 1-0. 19. dakikada Iordau’yu
makasa alana Bilal ve Fatih’in yol
açtığı penaltıyı Balaci bir kez daha
filelerimize gönderdi: 2-0. Ancak
iki farklı geriye düşüş takımımızı
kamçılamıştı. 36. dakikada Eren’in
düşürülüşüyle kazanılan faul atışını
Fatih Terim kullanıyor, boşta kalan
Raşit Çetiner de tek golümüzü Rumen
ağlarına yolluyordu: 2-1. İkinci yarıda
sertlik dozajı iyice artıyor, Camataru
ile direkten dönen Rumenler, 67’de
Selçuk’un kırmızı kart görmesiyle
rahatlıyor ve 87’de Bölöni’nin golü
skoru 3-1 olarak belirliyordu.
Dünya başımıza yıkıldı
Meksika 86 Dünya Kupası
elemelerinde peş peşe Finlandiya
ve İngiltere şoklarıyla sarsılıp
güven bunalımına giren Millî
Takımımız, 3 Nisan 1985 günü
Bükreş’te moral arıyordu. Ancak ilk
yarıda yenilen goller işimizi erken
bitirdi. Rumenlerin 20. dakikada
2-0. Yavaş yavaş oyun disiplininden
uzaklaşmaya başladık. Nitekim 72.
dakikada sağdan Iovan ortaladı, Ali
Çoban ters vurdu ve skor 3-0 oldu…
89. dakikada Belodedici ceza alanı
içerisinde Tanju’yu düşürünce penaltı
kazandık. Tanju’nun penaltı golü
sadece bir teselliydi: 3-1.
Son anda yakaladık
kazandığı serbest atışı, o dönemde
genç bir oyuncu olan Gheorghe
Hagi kullandı ve frikikteki ustalığını
gösterdi: 1-0.
25. dakika Arif için unutulması güç
bir andı. Kalesinde biten bir Rumen
atağından sonra, kaleci atışı ile oyunu
başlatacağı yerde, topu arkasını
dönüp giden Kemal’e uzatan Arif’in
büyük hatasını Camataru affetmedi.
Kalemize defansımız kadar yakın
olan Camataru için topu ağlara
göndermek hiç de zor olmadı: 2-0.
Aynı Camataru 42. dakikada attığı
golle skoru 3-0’a getiriyordu. İkinci
yarıda hiç değilse bir gol için bastırdık
ama gole yaklaşan yine Rumenler
oldu. 82’de Hagi’nin düşürülmesiyle
kazanılan penaltıyı Balaci kullandı
ancak Arif gole izin vermedi ve maç
da 3-0 yenilgimizle sona erdi.
Evde de yokuz
Bu maçın rövanşı 13 Kasım 1985
günü İzmir Atatürk Stadı’nda
oynandı, ama attığımız tek gol
dışında sonuç pek de fazla
değişmedi. Romanya karşısında ilk
dakikalardan itibaren maçın rengi
belli olmuştu. 15. dakikada Hagi
soldan ceza atışı kullandı. Okan’ın
zor tokatladığı topa Ünal müdahale
edemedi. Kale içine doldurulan top
savunmamızı geçti, direğe değince
Iorgulescu’ya dokunmak kaldı:
1-0. 27. dakikada Redniç sağdan
aut çizgisine kadar indi, yaptığı
ortayı Coras kalemize göndermekte
zorlanmadı: 2-0. 52. dakikada
Romanya ceza alanı dışında bir
frikik kazandı… Hagi yuvarladı,
Böloni müthiş vurdu… Top Okan’ın
sağından ağlara takıldı: 3-0. 78.
dakikada Selçuk korneri Erdoğan’a
pas olarak kullandı… Erdoğan
kaldırdı, kale sahasında Metin Tekin
kafayı vurdu: 3-1.
Üçe abone olduk
Rumenlerle oynadığı son üç maçı
üçer gol yiyerek kaybeden Millî
Takımımız, üç gollü bir yenilgiye
de 4 Mart 1987’de Ankara 19 Mayıs
Stadı’ndaki özel maçta uğradı. İlk
yarıda daha dengeli, daha dirençli
bir futbol oynayan takımımız, 44.
dakikada yediği golle sarsıldı. Soldan
Lacatus bir korner atışı kullandı.
Defansımızda bir anlık duraklama
oldu. Belodedici geriden geldi, vurdu
ve topu filelere bıraktı. İkinci yarının
ilk dakikalarında yine oyundaydık.
Yine mücadele ediyor, pozisyon ve
gol arıyor, şut atıyorduk… Beraberliği
beklediğimiz bir anda, 62. dakikada
Bölöni 30 metreden çok sert vurdu:
10 yıllık bir aradan sonra Romanya
ile 21. maçımızı 15 Şubat 1995 günü
İzmir Atatürk Stadı’nda oynadık.
Rumenler bu maça Hagi, Petrescu,
Belodedici, Lupescu, Popescu,
Raducioiu, Dumitrescu ve Moldovan
gibi uluslararası çaptaki oyuncularını
getirmemişti. Ancak alternatif
kadroları da ateş gibi çıktı. İlk 45
dakika golsüz geçiliyor, Rumenler
63. dakikada Sabau ile golü
buluyordu. Vladoiu’nun savunma
boşluğuna kafa ile bıraktığı topla
buluşan Sabau’nun çok sert vuruşuna
kalecimiz Engin’in yapacak pek bir
şeyi yoktu. 74. dakikada Alpay’a
faul yapan Lacatus, daha önce de
sarı kartı olduğu için kırmızı kartla
oyun dışı kalınca Millî Takımımızın
beraberlik umutları artıyordu. 75’te
30 metre mesafeden kazandığımız
serbest atışta topun arkasına geçen
Hami’nin bazukası yan direkten geri
geliyor, 88’de ise Hami’nin kullandığı
köşe atışına çok iyi yükselen Saffet
Sancaklı skoru dengeliyordu: 1-1.
Yenİlgİyle bİtİrdİk
Romanya ile son maçımızı 22
Ağustos 2007 günü Bükreş’in
Lia Manoliu Stadı’nda oynadık.
Takımımızın 6 oyuncu değiştirdiği
maçı Rumenler 2-0 kazandı. Golleri
ise 62. dakikada Dica, 70. dakikada
da Mutu kaydetti. Aslında maça
iyi başlayan ve Arda ile direkten
dönen taraf Türkiye’ydi. Ancak orta
sahadan kaynaklanan savunma
sıkıntılarımız oyunu tutmamızı
engelledi ve son randevudan 2-0
yenik ayrılmak durumunda kaldık.
Türkiye
Romanya
37
Türkiye-Romanya A Millî Maçları
Tarih
26.10.1923
01.05.1925
07.05.1926
15.04.1928
02.11.1958
26.04.1959
14.05.1961
08.10.1961
09.10.1963
02.05.1965
23.10.1965
19.03.1975
12.10.1975
23.03.1977
22.03.1978
29.01.1983
09.03.1983
03.04.1985
13.11.1985
04.03.1987
15.02.1995
22.08.2007
Maç
Türkiye-Romanya
Romanya-Türkiye
Türkiye-Romanya
Romanya-Türkiye
Romanya-Türkiye
Türkiye-Romanya
Türkiye-Romanya
Romanya-Türkiye
Türkiye-Romanya
Romanya-Türkiye
Türkiye-Romanya
Türkiye-Romanya
Romanya-Türkiye
Romanya-Türkiye
Türkiye-Romanya
Türkiye -Romanya
Romanya-Türkiye
Romanya-Türkiye
Türkiye-Romanya
Türkiye-Romanya
Türkiye-Romanya
Romanya-Türkiye
1 Mayıs 1925, Özel Maç
Türkiye 2 - 2 Romanya
Romanya 1 - 2 Türkiye
Stat
Hakemler
A. Cratky (Çekoslovakya)
Türkiye
Nedim Kaleci (Altınordu)-Hasan Kamil Sporel
(Fenerbahçe, Kaptan), Cafer Çağatay (Fenerbahçe)İsmet Uluğ (Fenerbahçe), Nihat Bekdik (Galatasaray),
Feyzi Baron (Altınordu) “İbrahim Kelle dk. 32
(Altınordu)”-Emin (Altınordu), Alaeddin Baydar
(Fenerbahçe), Zeki Rıza Sporel (Fenerbahçe), Sabih
Arca (Fenerbahçe), Bedri Gürsoy (Fenerbahçe)
Romanya
Pavlini-Vetasyano (Kaptan), Protopopescu-Triç II, Florian,
Teklo-Norican, Triç I, Ganze, Klein, Dobiç
Goller
Ganze (dk. 25), Zeki Rıza Sporel (dk. 32 ve 50),
Triç I (dk. 67)
Türkiye
Organizasyon
Özel Maç
Özel Maç
Özel Maç
Özel Maç
Avrupa Şampiyonası grup eleme
Avrupa Şampiyonası grup eleme
Özel Maç
Özel Maç
Özel Maç
Dünya Kupası grup eleme
Dünya Kupası grup eleme
Özel Maç
Özel Maç
Balkan Kupası
Balkan Kupası
Özel Maç
Özel Maç
Dünya Kupası grup eleme
Dünya Kupası grup eleme
Özel Maç
Özel Maç
Özel Maç
26 Ekim 1923, Özel Maç
İstanbul, Taksim Stadı 38
Skor
2-2
1-2
1-3
4-2
3-0
2-0
0-1
4-0
0-0
3-0
2-1
1-1
2-2
4-0
1-1
1-1
3-1
3-0
1-3
1-3
1-1
2-0
Romanya
Stat
Bükreş, Şehir Stadı Hakemler
A. Rolton (İngiltere)
Romanya
Storoescu-Popoviçi, Deleanu, Geller, Toth, Cseh, Kohler,
Brauchler, Chifor, Bonciacot, Cipcigan
Türkiye
Hamit Akbay (Muhafızgücü)-Kadri Göktulga
(Fenerbahçe), Ali Gençay (Galatasaray)-Kemal Rıfat
Kalpakçıoğlu (Galatasaray), Hamit Arslan (Altay), Sadi
Çoban (Hilal) “Mithat Ertuğ (Galatasaray)”-Mehmet
Leblebi (Galatasaray), Alaeddin Baydar (Fenerbahçe),
Zeki Rıza Sporel (Fenerbahçe, Kaptan), Sabih Arca
(Fenerbahçe), Bedri Gürsoy (Fenerbahçe)
Goller
Zeki Rıza Sporel (dk. 62), Brauchler (dk. 72), Mehmet
Leblebi (dk. 85)
7 Mayıs 1926, Özel Maç
15 Nisan 1928, Özel Maç
Türkiye 1 - 3 Romanya
Romanya 4 - 2 Türkiye
Stat
İstanbul, Taksim Stadı Hakemler
W. H. Allen (İngiltere)
Türkiye
Ulvi Yenal (Galatasaray) “Hüsamettin Böke (Vefa)”Mehmet Nazif Gerçin (Galatasaray), Hayri Ragıp
Candemir (Vefa)-Kemal Rıfat Kalpakçıoğlu (Galatasaray),
Nihat Bekdik (Galatasaray, Kaptan), Vahyi Oktay
(Karşıyaka)-Mehmet Leblebi (Galatasaray), Zeki Günel
(Beykoz), Sabih Arca (Fenerbahçe), Muhlis Peykoğlu
(Galatasaray), Bedri Gürsoy (Fenerbahçe)
Romanya
Ritter-A. Steiner, Hoksary-R. Steiner, Vogl, Cseh-Tanzer,
Tesler, Wetser, Matek, Semler
Goller
Semler (dk. 54 ve 63), Matek (dk. 59),
Muhlis Peykoğlu (dk. 71)
2 Kasım 1958, Avrupa Şampiyonası eleme maçı
Romanya 3 - 0 Türkiye
Stat
Bükreş, 23 Ağustos Stadı Hakemler
G. Dienst, Andres, Kunzle (İsviçre)
Romanya
Toma-Papa, Macri-Virile, Consar, Nunweiller-Oaida,
Contantin, Iyolevski, Eftimie, Tataru,
Türkiye
Turgay Şeren (Galatasaray, Kaptan)-İsmail Kurt
(Galatasaray), Basri Dirimlili (Fenerbahçe)-Mustafa Ertan
(Muhafızgücü), Naci Erdem (Fenerbahçe), Ahmet Berman
(Beşiktaş)-Hilmi Kiremitçi (Vefa), Can Bartu (Fenerbahçe),
Metin Oktay (Galatasaray), Kadri Aytaç (Karagümrük),
Lefter Küçükandonyadis (Fenerbahçe)
Goller
Oaida (dk. 63), Iyolevski (dk. 83), Ahmet Berman (dk. 85
kendi kalesine)
Not: 83. dakikada ikinci golden sonra sakatlanan
Turgay Şeren’in yerine kaleye Can Bartu geçmiştir.
Stat
Temeşvar, Temeşvar Stadı Hakemler
M. Slawick (Fransa)
Romanya
Kiss-A. Steiner, Hoksary-Tesler, Vogl, R. Steiner-Tanzer,
Sepi, Wetzer, Guga, Barbu
Türkiye
Ulvi Yenal (Galatasaray)-Kadri Göktulga (Fenerbahçe),
Burhan Atak (Galatasaray)-Cevat Seyit (Fenerbahçe),
Nihat Bekdik (Galatasaray, Kaptan), İsmet Uluğ
(Fenerbahçe)-Mehmet Leblebi (Galatasaray), Alaeddin
Baydar (Fenerbahçe), Kemal Faruki (Galatasaray), Lâtif
Yalınlı (Galatasaray), Muslih Peykoğlu (Galatasaray)
Goller
Kemal Faruki (dk. 18), Wetzer (dk. 40), İsmet Uluğ (dk. 55
kendi kalesine), Sepi (dk. 68), Burhan Atak
(dk.74 penaltıdan), Barbu (dk.83)
26 Nisan 1959, Avrupa Şampiyonası eleme maçı
Türkiye 2 - 0 Romanya
Stat
İstanbul, İnönü Stadı Hakemler
Nadelkovski, Ivanovski, Mihailov (Yugoslavya)
Türkiye
Özcan Arkoç (Fenerbahçe)-İsmail Kurt (Galatasaray),
Basri Dirimlili (Fenerbahçe)-Mustafa Ertan (Muhafızgücü),
Naci Erdem (Fenerbahçe), Ahmet Berman (Beşiktaş)Hilmi Kiremitçi (Vefa), Can Bartu (Fenerbahçe),
Suat Mamat (Galatasaray), Lefter Küçükandonyadis
(Fenerbahçe, Kaptan), Kadri Aytaç (Karagümrük)
Romanya
Popa-Zavoda, Karikas-Nunweiller, Jeney, AlexandrescuAngel Vasile, Alexandru, Oaida, Soame, Toma
Goller
Lefter Küçükandonyadis
(dk. 13 penaltıdan ve 54)
Türkiye
Romanya
39
14 Mayıs 1961, Özel maç
Türkiye 0 - 1 Romanya
Stat
Ankara, 19 Mayıs Stadı Hakemler
8 Ekim 1961, Özel maç
Romanya 4 - 0 Türkiye
Stat
Bükreş, 23 Ağustos Stadı Hakemler
Dimitar Rumencev, Stean Kostantin,
Atanas Tavrer (Bulgaristan)
Righi, Zaberdela, Dragostiri (Çekoslovakya)
Türkiye
Voinescu-Greavu, Ivan (Macri)-Jenei, Nunweiller III,
Nunweiller IV-Pircalab, Constantin, Ene, Seredai, Tataru
(Hasoti dk. 64)
Turgay Şeren (Galatasaray, Kaptan)-Ahmet Berman
(Galatasaray), İsmail Kurt (Fenerbahçe)-Suat Mamat
(Galatasaray), Naci Erdem (Fenerbahçe) “Ahmet Açıkgöz
(Feriköy)”, Mustafa Yürür (Galatasaray)-Hilmi Kiremitçi
(Fenerbahçe) “Tarık Kutver (Karagümrük)”, Şeref Has
(Fenerbahçe), Aydın Yelken (Karagümrük), Mustafa Ertan
(Beşiktaş), Zeynel Soyuer (Gençlerbirliği)
Romanya
Voynescu-Greavu, Macri-Ene, Matroc, Bone-Haşoti
(Oaida), Constantin, Gridea, Seradai, Taturu
Gol
Gridea (dk. 72)
9 Ekim 1963, Özel maç
Türkiye 0 - 0 Romanya
Stat
Ankara, 19 Mayıs Stadı Hakemler
Romanya
Türkiye
Necmi Mutlu (Beşiktaş)-Ahmet Berman (Galatasaray), Basri
Dirimlili (Fenerbahçe)-İsmet Yurtsü (Feriköy), Osman Göktan
(Fenerbahçe) “Süreyya Özkefe (Beşiktaş)”, Mustafa Yürür
(Galatasaray)-Hilmi Kiremitçi (Fenerbahçe) “Bahri Altıntabak
(Galatasaray)”, Naci Erdem (Fenerbahçe, Kaptan), Ogün
Altıparmak (Karşıyaka), Can Bartu (Fenerbahçe) “Kadri Aytaç
(Fenerbahçe)”, Lefter Küçükandonyadis (Fenerbahçe)
Goller
Seredai (dk. 21, 55 ve 75), Constantin (dk. 76)
2 Mayıs 1965, Dünya Kupası eleme maçı
Romanya 3 - 0 Türkiye
Stat
Bükreş, 23 Ağustos Stadı Hakemler
Jan Rogas, Kontratos, Kuçomihal
(Yunanistan Federasyonu)
Schiller, Haberfellner, Babuçek (Avusturya)
Türkiye
Haldu-Popa, Greau-Gegely, Halmegeanu, DancoePircalap, Mateianu, Ionescu, Georgescu, Crainiceanu
Turgay Şeren (Galatasaray, Kaptan)-Candemir Berkman
(Galatasaray), Yalçın Saner (İstanbulspor) “Süreyya
Özkefe (Beşiktaş)”-Suat Mamat (Beşiktaş), Sebahattin
Kuruoğlu (Beşiktaş), Şeref Has (Fenerbahçe)-Tarık
Kutver (Galatasaray), Birol Pekel (Fenerbahçe), Metin
Oktay (Galatasaray) “Nedim Doğan (Fenerbahçe)”,
Lefter Küçükandonyadis (Fenerbahçe) “Şenol Birol
(Fenerbahçe)”, Uğur Köken (Galatasaray)
Romanya
Datcu-Popa, Ivan-Petru, I. Nunweiller, Kotska-Constantin,
Dridea (Manolika dk. 82), Tirkovniko (L. Nunweiller dk.
60), Haydu, Krinicau
Romanya
Türkiye
Yılmaz Urul (İstanbulspor)-Şükrü Birand (Fenerbahçe),
Numan Okumuş (Altay)-Mustafa Yürür (Galatasaray),
Naci Erdem (Galatasaray), Şeref Has (Fenerbahçe)-Yılmaz
Gökdel (Galatasaray), Ayhan Elmastaşoğlu (Galatasaray),
Metin Oktay (Galatasaray, Kaptan), Nevzat Güzelırmak
(Göztepe), Yaşar Mumcuoğlu (PTT)
Goller
Georgescu (dk. 1), Mateianu (dk. 73 penaltıdan),
Crainiceanu (dk. 74)
Türkiye
Romanya
41
23 Ekim 1965, Dünya Kupası eleme maçı
Türkiye 2 - 1 Romanya
Stat
Ankara, 19 Mayıs Stadı Hakemler
Ramiz Pregio, Jorji Godari, Agim Lika
(Arnavutluk Federasyonu)
Türkiye
Nihat Akbay (Beykoz)-Şükrü Birand (Fenerbahçe), Tuncay
Becedek (İzmirspor), Onursal Uraz (Hacettepe), Fehmi
Sağınoğlu (Beşiktaş)-Sebahattin Kuruoğlu (Göztepe), Şeref
Has (Fenerbahçe, Kaptan)-Ogün Altıparmak (Fenerbahçe),
Nedim Doğan (Fenerbahçe), Fevzi Zemzem (Göztepe),
Yaşar Mumcuoğlu (Fenerbahçe)
Romanya
Andrei-Popa, Greau-Vasile, Motroc, Donceo-Pircalap,
Dimitriu, Ionescu, Georgescu, Codreanu
Goller
Fevzi Zemzem (dk. 13), Nedim Doğan (dk. 48),
Georgescu (dk. 55)
12 Ekim1975, Özel maç
Romanya 2 - 2 Türkiye
Stat
Bükreş, 23 Ağustos Stadı Hakemler
Marian Huston, Dobroslav, Edvard Norek (Polonya)
Romanya
Moraru-Angelini, Sandu, Satmeranu, Hainal-Dinu,
Dimitru, Georgesci-Pazekas, Dobrin, Iordanescu
Türkiye
Yasin Özdenak (Galatasaray, Kaptan)-Sebahattin Erboğa
(Fenerbahçe), Fatih Terim (Galatasaray), İsmail Arca
(Eskişehirspor), Alpaslan Eratlı (Fenerbahçe)-Engin Verel
(Fenerbahçe), Mehmet Özgül (Galatasaray) (Mehmet
Türkkan (Fuji Mehmet) (Göztepe)), Necati Özçağlayan
(Trabzonspor)-Ali Kemal Denizci (Trabzonspor), Gökmen
Özdenak (Galatasaray), Cemil Turan (Fenerbahçe)
Goller
Gökmen Özdenak (dk. 13), Iordanescu (dk. 23), Cemil
Turan (dk. 80), Dinu (dk. 90)
42
Türkiye
Romanya
19 Mart 1975, Özel maç
Türkiye 1 - 1 Romanya
Stat
İstanbul, İnönü Stadı Hakemler
Werner Spiegel, Karl Staynebrayher, Yohan Svoboda
(Avusturya)
Türkiye
Yasin Özdenak (Galatasaray) “Sabri Dino (Beşiktaş)”-Alpaslan
Eratlı (Fenerbahçe), İsmail Arca (Eskişehirspor), Ziya Şengül
(Fenerbahçe, Kaptan) “Tuncay Temeller (Galatasaray)” Zekeriya
Alp (Beşiktaş)-Yenal Kaçıra (Eskişehirspor), Raşit Karasu (Adana
Demirspor)-Ali Kemal Denizci (Trabzonspor), Cemil Turan
(Fenerbahçe), Mehmet Oğuz (Galatasaray) “Sinan Alayoğlu
(Beşiktaş)” “Çetin Erdoğan (Boluspor)”, Metin Kurt (Galatasaray)
Romanya
Necula-Cheran, Sames, Anghelini, Dimitru-Sandu, Dinu,
Iordanescu-Troi (Crisan), Kun, Lucescu (Greguscu)
Goller
Cemil Turan (dk. 3), Lucescu (dk. 7)
23 Mart 1977, Balkan Kupası
Romanya 4 - 0 Türkiye
Stat
Bükreş, Steaua Stadı Hakemler
Panayoti Koliropolis, Stefanos Ramos, Nikos Ekis
(Yunanistan)
Romanya
Iordache-Cheran, Sames, Satmareanu, Vigu-Boloni,
Lordanescu, Dimitru-Troi, Dudu Georgescu, Zamfir
Türkiye
Şenol Güneş (Trabzonspor)-Turgay Semercioğlu
(Trabzonspor), Erol Togay (Altay), Fatih Terim (Galatasaray),
Alpaslan Eratlı (Fenerbahçe)-Necati Özçağlayan
(Trabzonspor), Kemal Batmaz (Bursaspor) “Sedat Özden
(Bursaspor)”, İsa Ertürk (Adanaspor) “Bekir Barçın
(Trabzonspor)”-Ali Kemal Denizci (Trabzonspor), Necmi
Perekli (Trabzonspor), Cemil Turan (Fenerbahçe, Kaptan)
Goller
Georgescu (dk.23), Dimitru (dk.63), Vigu (dk.76),
Iordanescu (dk.83)
22 Mart 1978, Balkan Kupası
Türkiye 1 - 1 Romanya
Stat
İstanbul, İnönü Stadı Hakemler
Toma Monoylovski (Yugoslavya)
Türkiye
Rasim Kara (Beşiktaş)-Turgay Semercioğlu (Trabzonspor)
“Ali Çoban (Beşiktaş)”, Coşkun Demirbakan
(Fenerbahçe), Necati Özçağlayan (Trabzonspor), Erdoğan
Arıca (Galatasaray)”-Engin Verel (Fenerbahçe), Sedat
Özden (Bursaspor) Volkan Yayım (Zonguldakspor)-Ali
Kemal Denizci (Trabzonspor), Cemil Turan (Fenerbahçe,
Kaptan), Önder Mustafaoğlu (Fenerbahçe)
Romanya
Raducanu-Cheran, Satmaroanu, Stefnescu, Vigu-Romila,
Boloni, Bobrin-Balaci, Georgescu, Zamfir (Hajnal)
Goller
Sedat Özden (dk. 14), Georgescu (dk. 80)
9 Mart 1983, Özel maç
Romanya 3 - 1 Türkiye
Stat
Tirgu Mureş, Şehir Stadı Hakemler
Stumpf, Azente, Nesu (Demokratik Almanya)
Romanya
29 Ocak 1983, Özel maç
Türkiye 1 - 1 Romanya
Stat
İstanbul, Ali Sami Yen Stadı
Hakemler
N. Tachtadjiev (Bulgaristan)
Türkiye
Eser Özaltındere (Galatasaray)-Erdoğan Arıca (Fenerbahçe),
Fatih Terim (Galatasaray, Kaptan), Bilal Yaşar (Ankaragücü),
Hakan Kutucuoğlu (Altay)-Rıza Çalımbay (Beşiktaş), Arif
Kocabıyık (Fenerbahçe) “Şenol Çorlu (Sakaryaspor)”,
Hüseyin Çakıroğlu (Gaziantepspor), Eren Talu (Adana
Demirspor) “Metin Tekin (Beşiktaş)”-Hasan Şengün
(Samsunspor), Selçuk Yula (Fenerbahçe)
Romanya
Mararu-Redniç, Andone, Vorgulescu, Munteanu-Augustin,
Boloni, Klein-Iodache (Balin), Gabor, Coraş (Nica)
Goller
Gabor (dk. 10), Selçuk Yula (dk. 33 penaltıdan)
3 Nisan 1985, Dünya Kupası eleme maçı
Romanya 3 - 0 Türkiye
Stat
Craiova, Santral Stadı Hakemler
Ben Yizak (İsrail)
Romanya
Moraru (Lung)-Redniç, Andone, Iorgulescu, Ungeranu
(Munteanu)-Boloni, Balaci, Klein-Salint (Ticleanu), Jorgeu
(Gabor), Camataru (Coraş)
Lung-Negrila, Jorgelescu, Stefanescu, Ungureanu-Redniç,
Mateu (Lacatus), Irilescu, Hagi-Coras (Balaci), Camataru
Türkiye
Arif Peçenek (Ankaragücü)-Müjdat Yetkiner (Fenerbahçe),
Kemal Serdar (Trabzonspor), Abdülkerim Durmaz
(Fenerbahçe), Semih Yuvakuran (Galatasaray)-Metin
Tekin (Beşiktaş), Yusuf Altıntaş (Galatasaray), Hüseyin
Çakıroğlu (Fenerbahçe), Şenol Ustaömer (Trabzonspor)
“Hasan Şengün (Trabzonspor)”-Rıdvan Dilmen (Sarıyer),
Selçuk Yula (Fenerbahçe, Kaptan) “İskender Günen
(Trabzonspor)”
Eser Özaltındere (Galatasaray)-Erdoğan Arıca
(Fenerbahçe), Bilal Yaşar (Ankaragücü), Fatih Terim
(Galatasaray, Kaptan), Hakan Kutucuoğlu (Altay)-Metin
Tekin (Beşiktaş), Raşit Çetiner (Galatasaray), Hüseyin
Çakıroğlu (Gazintepspor), Eren Talu (Adana Demirspor)Hasan Şengün (Samsunspor), Selçuk Yula (Fenerbahçe)
Goller
Balaci (dk. 7 ve 19 penaltıdan), Raşit Çetiner (dk. 36),
Boloni (dk. 87)
Türkiye
Goller
Hagi (dk. 20), Camataru (dk. 25 ve 42)
Türkiye
Romanya
43
13 Kasım 1985, Dünya Kupası eleme maçı
Türkiye 1 - 3 Romanya
Stat
İzmir, Atatürk Stadı Hakemler
4 Mart 1987, Özel maç
Türkiye 1 - 3 Romanya
Stat
Ankara, 19 Mayıs Stadı
Hakemler
Wolker Roth, Wilfried Heitmann, Werner Föckler
(Federal Almanya)
Duşan Çoliç, Zolravka Çokiç, Stevan Radoviç (Yugoslavya)
Türkiye
Şenol Güneş (Trabzonspor, Kaptan)-Turgay Semercioğlu
(Trabzonspor) “Müjdat Yetkiner (Fenerbahçe)”, Ali Çoban (Sarıyer),
Yusuf Altıntaş (Galatasaray), Semih Yuvakuran (Galatasaray)İsmail Demiriz (Galatasaray), Erhan Önal (Galatasaray) “Hasan
Vezir (Trabzonspor)” Savaş Demiral (Samsunspor), İskender
Günen (Trabzonspor)-Tanju Çolak (Samsunspor), Kayhan Kaynak
(Fenerbahçe) “Rıdvan Dilmen (Sarıyer)”
Okan Gedikali (Gençlerbirliği)-İsmail Demiriz (Galatasaray),
Müjdat Yetkiner (Fenerbahçe), Yusuf Altıntaş (Galatasaray),
Erdoğan Arıca (Fenerbahçe, Kaptan)-Metin Tekin (Beşiktaş),
Rıza Çalımbay (Beşiktaş), Ünal Karaman (Gaziantepspor)Şenol Çorlu (Fenerbahçe) “İsmail Kartal (Fenerbahçe)”,
Tanju Çolak (Samsunspor), Selçuk Yula (Fenerbahçe)
Romanya
Lung-Iovan, Stefanescu, Iorgulescu, Barbulescu-Redniç,
Boloni, Klein-Coras, Piturca (Cametoru), Hagi
Goller
Iorgulescu (dk. 15), Coras (dk. 27), Boloni (dk. 52),
Metin Tekin (dk. 78)
15 Şubat 1995, Özel maç
Türkiye 1 - 1 Romanya
Stat
İzmir, Atatürk Stadı Hakemler
Miçko Mitev, Yordan Yordanov, Valentin Bojkov (Bulgaristan)
Türkiye
Engin İpekoğlu (Fenerbahçe) “Şanver Göymen (Altay)”Recep Çetin (Beşiktaş), Bülent Korkmaz (Galatasaray), Alpay
Özalan (Beşiktaş), Abdullah Ercan (Trabzonspor) “Saffet Akyüz
(İstanbulspor)”-Suat Kaya (Galatasaray), Oğuz Çetin (Fenerbahçe,
Kaptan) “Emre Aşık (Fenerbahçe)”, Tolunay Kafkas (Trabzonspor)Arif Erdem (Galatasaray) “Saffet Sancaklı (Galatasaray)”, Hakan
Şükür (Galatasaray) “Hami Mandıralı (Trabzonspor)”, Aykut
Kocaman (Fenerbahçe) “Mutlu Topçu (Beşiktaş)”
Romanya
Preda-Mihali, Papura, Matei-Galca, Niculescu (Stinga), Sabau
(Zegrean), Panduru (Dobos), Tilvan-Lacatus, Vadoiu (Craioveanu)
Goller
Sabau (dk. 63), Saffet Sancaklı (dk. 88)
Kırmızı Kart
Lacatus (dk. 74)
44
Türkiye
Romanya
Türkiye
Romanya
Lung (Moraru)-Iovan, Bumbescu (Barbulescu),
Belodedici, Ungureanu-Stacia, Bölöni, Klein-Lacatus,
Camataru (Piturca), Hagi (Mateut)
Goller
Belodici (dk. 44), Ali Çoban (dk. 72 kendi kalesine),
Bölöni (dk. 62), Tanju Çolak (dk. 89 penaltıdan)
22 Ağustos 2007, Özel maç
Romanya 2 - 0 Türkiye
Stat
Romanya, Lia Manoliu Stadı, Bükreş Hakemler
Markus Merk, Matthias Anklam, Holger Henschel
(Almanya)
Romanya
Lobont- Marin, Goian, Chivu (Kaptan) (Niculescu),
Razvan Raj-Petre (Nicolita), Radoi (Munteanu), Dica
(Cristea), Codrea (Lazar)-Mutu, Marica
Türkiye
Serdar Kulbilge (Fenerbahçe)-Sabri Sarıoğlu (Galatasaray)
“Gökdeniz Karadeniz (Trabzonspor dk. 81)”, Gökhan Zan
(Beşiktaş), İbrahim Toraman (Beşiktaş), İbrahim Üzülmez (Beşiktaş)
“Volkan Yaman (Galatasaray dk. 66)”-Mehmet Topuz (Kayserispor)
“Hüseyin Çimşir (Trabzonspor dk. 72)”, Hamit Altıntop (Bayern
Münih), Emre Belözoğlu (Newcastle United, Kaptan) “Nihat
Kahveci (Villarreal dk. 41)”, Arda Turan (Galatasaray) “Tümer
Metin (Fenerbahçe dk. 46)”-Tuncay Şanlı (Middlesbrough),
Gökhan Ünal (Kayserispor) “Halil Altıntop (Schalke 04 dk. 72)”
Goller
Dica (dk.62), Mutu (dk. 70)
03 Eylül 20
10
Kaz
akistan-Türk
iye
Belçika-Alm
anya
A Grubu
Türkiye
Almanya
Belçika
08 Ekim 2010
Almanya-Türkiye
Avusturya-Azerbaycan
Kazakistan-Belçika
010
07 EylülBe2lçika
Türkiyecan
-Azerbay
a
y
n
a
lm
A
n
-Kazakista
Avusturya
12 Ekim
2010
Azerba
ycan-T
ürkiye
Belçika
-Avustu
rya
Kazaki
stan-Al
manya
Avusturya
Azerbaycan
Kazakistan
03 Haziran 2
011
Belç
ika-Türkiye
Avusturya-A
lmanya
Kazakistan-A
zerbaycan
1
06 Eylül 20iy1e
rk
Avusturya-Tü
azakistan
Azerbaycan-K
46
Türkiye
Romanya
25 Mart 2011
Avusturya-Belçika
Almanya-Kazakis
tan
011
2
n
a
r
i
z
a
7H
lmanya
an-A
Azerbayc
7 Ekim 2
011
Türkiy
e-Alman
ya
Azerbay
can-Avu
sturya
BelçikaKazakista
n
011
2
t
r
a
M
29
a
Avustury
Türkiyean
zerbayc
A
a
ik
lç
Be
2 Eylül 2
011
Türkiye
-Kazakis
tan
Azerbay
can-Belç
ika
Almanya
-Avustur
ya
11 Ekim 201n1
ca
Türkiye-Azerbay
ka
Almanya-Belçi
sturya
Kazakistan-Avu
Coca-Cola Akademi Ligi, 14, 15 ve 16 ya gruplarndaki
yetenekli gençleri "iyi birey, iyi vatanda, iyi futbolcu"
prensibiyle yetitirerek, gençlerin sadece teknik,
taktik veya fiziksel anlamda de¤il; duygusal, zihinsel
ve kültürel açlardan da gelimelerine yardmc oluyor.
Gelece¤in futbolcularn sahaya hazrlarken, Türk
futboluna da yatrm yapyor.
48
Türkiye
Romanya
Download