TÜRK‹YE & ROMANYA 11 Ağustos 2010 Saat: 21.15 Özel Maç Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı Euro 2012 öncesinde yeni umutlar Ülkemizin gözbebeği A Milli Takımımızın 469. sınavına hepiniz hoş geldiniz. Futbol ekolü olmayı hedefleyen Türkiye için hedefler asla bitmez. Mahmut Özgener Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı President Turkish Football Federation Şimdi önümüzde 2012 Avrupa Şampiyonası yer alıyor. Bu turnuvaya katılmanın yolu, grup eleme maçlarında en iyi sonucu almaktan geçiyor. Takımımızın bunu başaracağından en ufak bir şüphemiz yok. Yeni teknik direktörümüz Guus Hiddink’in liderliğinde Mayıs ayında gerçekleştirilen ABD kampı çok olumlu ve verimli geçti. Eylül ayında Kazakistan maçı ile başlayacağımız grup eleme maçları öncesinde Romanya ile oynayacağımız hazırlık maçı ciddi bir öneme sahip. Teknik kadromuz, böylece takımımızın son durumunu görme şansına sahip olacak. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda yaklaşık 2 yıl sonra oynayacağımız bu milli maça futbolseverlerin büyük ilgi göstereceğinden eminim. 1923’te ilk milli maçımızı oynadığımız Romanya’nın, teknik direktörümüz Hiddink’in de ay-yıldız altında ilk rakibi olması hoş bir tesadüf. Tarihimizde en çok milli maç oynadığımız Romanya Milli Takımı’nın yönetici, teknik adam ve futbolcularını ülkemizde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Fair Play olgusunun öne çıkacağına inandığım bu maça yeniden hoş geldiniz diyorum. New hopes ahead of Euro 2012 Welcome to the 469th international match of our beloved A National Team. Targets will never end for Turkey who want to establish a specific football school. help our coaching staff to see the latest condition of our squad. Now there’s EURO 2012 ahead of us. In order to reach the finals, we should have a successful qualifying campaign. We don’t have a slightest suspicion that our national team will achieve qualificiation to the final stage. The preparation camp in United States last May, led by our new head coach Guus Hiddink, was very fruitful and we had very positive indications after it. I am sure that football fans will have a huge interest in this match where will be played at Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadium who will host an international match after two years. On the eve of our opening match against Kazakhstan at EURO 2012 qualifying campaign this September, we’ll have a serious test with this evening’s Romania friendly. This game will It’s also a nice coincidence that our first ever opponents in 1923, Romania, will also be our first opponents under Hiddink era. We are very pleased to show Turkish hospitality to Romanian National Team’s directors, coaching staff and players. I would like to welcome you to this match which I believe that will be played in a spirit of fair play. Türkiye Romanya 5 3G yazıp 2222’ye ücretsiz gönderen ve 3G’ye ilk kez geçen müşterilerimiz, 1 ay boyunca kullanabilecekleri 100 MB’lık Cepten İnternet Paketi, 1 ay boyunca tüm Turkcell’lilerle görüşmelerinde kullanabilecekleri toplam 8 saat ücretsiz görüntülü görüşme süresi ve 1 günlük Turkcell Mobil TV Paketi kazanacaklardır. Kampanya, 31 Aralık 2010 tarihine kadar geçerlidir. Turkcell 3G’ye geçen müşterilerimiz Turkcell 3G kapsama alanında, 3G uyumlu cihazlarla, telefonlarının desteklediği 3G servislerini kullanabilirler. Turkcell 3G kapsama alanı ve 3G internet hızı, şebeke yoğunluğuna, kullanılan cihaza, bağlanılan siteye ve coğrafi koşullara göre değişebilir. 2010 Mart ayı BTK pazar verileri raporuna göre Turkcell, en fazla 3G abonesine sahip operatördür. Ayrıntılı bilgi www.turkcell.com.tr’de. Yeni döneme merhaba Sevgili futbolseverler, Türk Millî Takımı’nın Teknik Direktörü olarak ilk kez bu akşam Romanya özel maçında ekibimin başında sahaya çıkacağım. Benim ilk maçımın, aynı zamanda Türk Millî Takımı’nın 1923 yılında ilk karşılaşmayı oynadığı, tarihindeki ilk rakibi Romanya’ya rastlaması da ilginç bir tesadüf oldu. Guus Hiddink A Milli Takım Teknik Direktörü Turkey Head Coach Bu karşılaşmadan önce, Honduras maçında ve ABD kampında takımın son durumunu görme fırsatı buldum. Özellikle ABD kampının, oyuncularımın özelliklerini daha iyi öğrenmem bakımından son derece verimli geçtiğini söyleyebilirim. Burada Çek Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda gibi ciddi rakiplerle oynadıktan sonra, Güney Afrika’daki Dünya Kupası finallerine gitme hakkını elde eden ABD ile karşılaşarak kampımızı tamamladık. Hazırlık kampı sezonun sonuna denk gelmesine rağmen, oyuncularımız antrenman ve maçlarda ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı ve profesyonelce davrandı. ABD kampımıza, deneyimli futbolculara umut vaat eden gençleri ekleyerek 30’un üzerinde oyuncu çağırdık. Önemle altını çizmek isterim ki, herhangi bir nedenle bu kadronun içerisinde kendisine yer bulamayan oyuncular hayal kırıklığına uğramamalı. Bu durumdaki oyuncular, teknik ekibimizin onları takip ettiğinden ve performanslarını incelediğinden emin olabilir. Zira 2012 Avrupa Şampiyonası elemeleri için alternatifli ve rekabete açık bir kadromuz olmasını istiyoruz. Dünya Kupası’nda yarı final oynayan Almanya ile birlikte yer aldığımız eleme grubunda bizden büyük beklentilerin olduğunun bilincindeyiz ve buna cevap vermeye çalışacağız. Bir başka hedefimiz daha var; o da teknik yanı ağır basan, inisiyatif alan, rakibe oyununu kabul ettiren ve atak futbola yönelik Türk futbolunun karakterini temsil eden bir oyun stili yaratmak. Bizim emeklerimiz sizin desteğinizle birleşince bu süreç daha da kısa sürecektir. Tüm futbolseverlere zevkli ve eğlenceli bir karşılaşma dilerim. Welcome to the new era Dear football fans, My career as Turkey head coach begins with this evening’s friendly match against Romania. It’s an interesting coincidence that my first game in charge will be against a team who were the first ever opponents of Turkish national team in the history back in 1923. Before this game, I had the opportunity to see the condition of the team in the friendly against Honduras and USA tour. Especially, the tour in the USA last May was very fruitful because I had a chance to know more about the players in our squad. We faced serious opponents like Czech Republic and Northern Ireland, then completed our camp with a friendly against FIFA World Cup finalists USA. Although the camp was organized at the end of the season, our players were very ambitious to do their best and showed a good working attitude during our games as well as trainings. We had called up more than 30 players for our USA tour squad, combining established ones with some promising new names. I have to underline that the players who were left out of that trip for any reason, should not feel disappointed. Those players can rest assured our coaching staff will be monitoring and following them because we need a competitive squad for the upcoming EURO 2012 qualifiers. We’ll try to meet the high expectations for the qualifying round where we are placed with World Cup semi-finalists Germany. Furthermore, we have another target: Building up a style that represents Turkish football by promoting high technique, initiative, dominant and attacking-oriented play. Adding your big support to our efforts, this process will be even shorter. I wish all football fans a pleasant and entertaining match. Türkiye Romanya 7 ü c n ü Dörd n i r e l l a finde n i ş e p Avrupa Şampiyonası elemelerine ilk turnuvadan itibaren katılan Millî Takımımız, final vizesini ilk olarak 1996’da aldı. İngiltere’de düzenlenen finallerde gol atamayan ve puan alamayan takımımız, Euro 2000’de ise çeyrek final oynadı. Ay-yıldızlıların Avrupa Şampiyonası finallerindeki en büyük başarısı ise İsviçreAvusturya ortaklığında düzenlenen Euro 2008’de elde edildi. Millî Takımımız, yarı final oynadığı bu şampiyonada final şansını Almanya’dan yediği son dakika golüyle kaçırdı. Polonya ve Ukrayna’nın ortaklaşa düzenleyeceği 2012 Avrupa Şampiyonası’nın elemeleri önümüzdeki ay başlıyor. 2010 Dünya Kupası finallerini kaçıran Millî Takımımız, daha önce üç kez yer aldığı Avrupa Şampiyonası finallerine dördüncü kez katılmayı hedefliyor. UEFA’nın 1954 yılında kurulmasının ardından Türkiye’nin üyeliği 1962’de resmileşti fakat A Millî Takımımız 1960’ta düzenlenen ilk Avrupa Şampiyonası elemelerinden bu yana turnuvanın bir parçası olarak yer aldı. 1996’da ilk kez katıldığı turnuvada 2000 ve 2008’de oldukça başarılı sonuçlara imza atan Millî Takım, turnuvanın önemli ülkelerinden birisi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Fransız Futbol Federasyonu Genel Sekreteri Henri Delaunay’in 1927 yılında hayal ettiği Avrupa Şampiyonası, 1960 yılında hayata geçirilebildi. İlk turnuvalar günümüzün grup eleme sisteminde değildi. Eleme usulü yapılan ilk turnuvada Türkiye Türkiye Romanya 9 ilk turda Romanya’ya elendi. İç sahada alınan 2-0 mağlubiyet, deplasmanda alınan 3-0’lık mağlubiyete yetmedi ve Romanya bir üst tura çıktı. Yarı finalden itibaren Fransa’nın ev sahipliği yaptığı turnuvayı Yugoslavya’yı uzatmalarda 2-1 mağlup eden Sovyetler Birliği kazandı. 1964’te rakip bu sefer İtalya’ydı. Türkiye’de 1-0 kaybedilen maçın ardından İtalya’da alınan 6-0’lık mağlubiyet, turu İtalyanlara getirdi. Turnuvanın finallerine İspanya ev sahipliği yaptı. Dört sene önce Sovyetler Birliği ile karşılaşmayı reddeden Franco’nun İspanya’sı, bu kez finalde Sovyetler Birliği’ni 2-1 mağlup etti ve kendi evindeki turnuvayı kazanma başarısını gösterdi. 1968 yılında elemeler grup sistemiyle buluştu. Millî Takımımız, İspanya, İrlanda ve Çekoslovakya ile aynı gruptaydı. Elemeleri iç sahadaki İspanya, Çekoslovakya beraberlikleri ve İrlanda galibiyetiyle 10 Türkiye Romanya tamamlayan, bu takımlarla deplasmanda oynadığı maçları ise kaybeden Millî Takımımız, finallere katılma başarısını göstermedi. İtalya’da düzenlenen finallerde kupayı kaldıran takım ev sahibi Mavililer oldu. Yugoslavya ile karşılaşan İtalyanlar ilk maçın 1-1 bitmesinin ardından oynanan tekrar maçını 2-0 kazandı. 1972’de Belçika’nın düzenlediği finallere katılmak için Federal Almanya, Arnavutluk ve Polonya ile mücadele eden Millî Takımımız, Federal Almanya ile deplasmanda berabere kalmasına, Polonya’yı ve Arnavutluk’u iç sahada mağlup etmesine rağmen deplasmanda uğranan mağlubiyetler ve Almanya’ya kaybedilen iç saha maçı, gruptan çıkmamıza engel oldu. Turnuvayı grubumuzdan çıkan Federal Almanya, finalde Sovyetler Birliği’ni 3-0 mağlup ederek kazandı. 1976’da Yugoslavya’nın ev sahipliği yaptığı turnuvanın elemelerinde Türkiye’nin grubunda son finalist Sovyetler Birliği ile İrlanda ve İsviçre vardı. Sovyetler Birliği karşısında alınan 1-0’lık galibiyet, iç sahada İsviçre galibiyeti ve İrlanda beraberliği iyi skorlar olsa da deplasmanda uğranan iki mağlubiyet ve bir beraberlik Türkiye’yi turnuvadan uzak tuttu. Turnuvanın şampiyonluğunu, normal süresi 2-2 biten maçta Almanya’yı penaltılarla 5-3 mağlup eden Çekoslovakya elde etti. Antonin Panenka o ünlü penaltısını bu maçta kullanmıştı. 1980 Avrupa Şampiyonası’nın ev sahibi bir kez daha İtalya’ydı. Türkiye bir kez daha bir son finalistle aynı gruba düştü. Federal Almanya, Galler ve Malta ile mücadele eden Millî Takımımız, Malta’yı her iki maçta da mağlup etti, Galler karşısında bir galibiyet, bir mağlubiyet aldı, Federal Almanya ile ise iç sahada berabere kalıp, deplasmanda mağlup oldu. Ancak bu ortalama üstü performans bile Millilerimizin İtalya’daki turnuvaya gitmesine yetmedi. Turnuvanın şampiyonu, grubumuzdan çıkan Federal Almanya olurken, Almanlar finalde Belçika’yı mağlup ediyordu. 1984 Avrupa Şampiyonası’nı bir kez daha Fransa düzenledi. Arnavutluk, Kuzey İrlanda, son şampiyon Batı Almanya ve Avusturya ile aynı grupta mücadele eden ayyıldızlılar iç sahada üç galibiyet ve bir mağlubiyet alırken, sadece Arnavutluk deplasmanından 1 puan çıkartınca Fransa’ya gitme şansını kaçırdı. Bu gruptaki en iddialı sonucumuz Avusturya’yı 3-1 mağlup ettiğimiz karşılaşmaydı. 1984 Avrupa Şampiyonası’nı finalde İspanya’yı 2-0 mağlup eden Fransa kendi evinde kazandı. 1988 Avrupa Şampiyonası’na Federal Almanya ev sahipliği yaptı. Yugoslavya, Kuzey İrlanda ve İngiltere ile aynı gruba düşen Millî Takımımız, bir eleme grubunu ilk kez galibiyetsiz tamamlıyordu. İngiltere’ye 8-0 kaybeden millîler, grupta 16 gol yedi ve sadece iki gol atabildi. Bu iki gol de son grup eleme maçında Yugoslavya karşısında gelmişti. Millî Takım’ın en kötü Avrupa Şampiyonası eleme performanslarından birisinde sadece iki iç saha beraberliği alınmıştı. Turnuvayı finalde Sovyetler Birliği’ni 2-0 mağlup eden Hollanda kazandı. 1992’de turnuvaya İsveç ev sahipliği yaptı. Türkiye’nin eleme grubunda ise İrlanda, Polonya ve İngiltere vardı. Millî Takımımız bir önceki eleme turunu bile aratan bir performans sergiledi. Bu kez grupta sadece 1 gol atan Millî Takım, elemeleri sıfır puanla tamamlıyordu. Bu performans, futbolumuzun dip noktasıydı ve çıkış oradan başladı. 1992 Avrupa Şampiyonası’nı İsveç’in komşusu Danimarka, finalde Almanya’yı 2-0 mağlup ederek kazanıyordu. Ve fİnallerdeyİz 1996 grup elemelerine Fatih Terim yönetiminde başlayan Millî Takım’ın grubunda Macaristan, İzlanda, İsviçre ve İsveç yer alıyordu. Gruba deplasmanda 2-2’lik Macaristan beraberliği ile başlayan Millî Takımımız, ikinci maçta Ali Sami Yen Stadı’nda İzlanda’yı 5-0 mağlup ederek niyetini belli ediyordu. Sonraki maçta rakip İsviçre’ydi ve stat yine Ali Sami Yen’di. Ancak Millîler eski günleri hatırlatan bir performansla sahadan 2-1 mağlup ayrıldı. 29 Mart 1995’te İsveç’i İstanbul’da ağırlayan Millî Takım, sahadan 2-1 galibiyetle ayrıldı ve bir kez daha moral kazandı. Bu maçı deplasmandaki 2-1’lik İsviçre zaferi takip etti. Herkes “Oluyor mu acaba?” derken, 6 Eylül’de Macaristan’ı İstanbul’da 2-0 deviren millîler, gruptaki son iki maçta İzlanda ve İsveç’ten beraberlik çıkarttı ve tarihinin ilk Avrupa Şampiyonası finallerine katılmaya hak kazandı. 1996 Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliğini İngiltere yapıyordu. Millî Takım, Hırvatistan, Portekiz ve Danimarka ile aynı gruba düştü. İlk maçtaki rakip, Avrupa’nın yükselen değeri Hırvatistan’dı. Ortada giden maçın son dakikalarında Goran Vlaoviç’in golü Hırvatlara 1-0’lık galibiyeti getirdi. Gol pozisyonu öncesi Vlaoviç’i düşürmeyen Alpay Özalan’a da Fair Play ödülünü… İkinci maçta rakip güçlü Portekiz’di. Fernando Couto’nun 66. dakikadaki golü millîlerimizi turnuva dışına itti. Grubun son maçında, son şampiyon Danimarka’ya 3-0 mağlup olan millîler gol atamadan ve puan alamadan yurda döndü. tek yenilgisiydi. Millîler Finlandiya’yı deplasmanda 2-0 geriye düşmelerine rağmen 4-2 mağlup edip, Berlin’de Almanya’yla berabere kalarak grubu ikinci sırada bitirdi ve play-off hakkı kazandı. Eleme maçındaki rakip İrlanda’ydı. Deplasmanda 1-1’lik beraberlik, iç sahada ise 0-0’lık sonuç millîlerimizi Hollanda ve Belçika ortaklığında düzenlenen Avrupa Şampiyonası’na taşıdı. Avrupa Şampiyonası grubundaki rakiplerimiz İtalya, İsveç ve Belçika’ydı. İlk maçta rakip güçlü İtalya’ydı ve 52’de Conte’nin golüyle geri düşen millîlerimiz, 62’de Okan Buruk’la skoru eşitledi. Bu Avrupa Şampiyonası tarihimizin ilk golüydü. Fakat 70’te biraz ağır bir hakem kararıyla Filippo Inzaghi penaltıdan İtalya’ya üç puanı getiren golü attı. İkinci maçta İsveç’le karşılaştık ve çok sıkıcı geçen maç 0-0 sona erdi. Bu da şampiyona tarihindeki ilk puanımız anlamına geliyordu. Son maçta ev sahibi Belçika’ya bir sürpriz yapmak için sahaya çıkan Millî Takım bunu başardı. Hakan Şükür’ün havada asılı kalarak attığı gol ve yine Şükür’ün 70. dakikadaki golü, Millî Takımımızın Avrupa Şampiyonaları tarihindeki ilk çeyrek finalini müjdeliyordu. Çeyrek finaldeki rakibimiz Portekiz’di. Alpay Özalan maçın henüz 26. dakikasında kırmızı kart gördü ve takımı 10 kişi bıraktı. 44’te ise Nuno Gomes’in golü geldi. Bu golün hemen ardından Arif Erdem penaltıdan yararlanamadı. Nuno Gomes ikinci yarıda bir gol daha bularak Portekiz’i yarı finale taşıdı. 2004 Avrupa Şampiyonası elemelerine Dünya Kupası üçüncülüğünün verdiği rahatlıkla gelen Milli Takım, İngiltere, Makedonya, Liechtenstein ve Slovakya ile aynı gruba düşmüştü. İyi performans sergileyen Millî Takım, İngiltere’ye karşı gol orucunu bozamayınca grubu ikinci sırada bitirdi ve eleme maçı oynamaya hakkı kazandı. Rakip Letonya’ydı. Riga’nın soğuğunda ve buz tutmuş zeminde Letonya 1-0 kazanmayı bildi. Dört gün sonra oynanacak rövanşta Millî Takımımızın tura yetecek bir skor elde edeceğinden herkes emindi. Nitekim İlhan Mansız ve Hakan Şükür’ün golleri dakika 65’te Millî Takımımızın Portekiz’e gideceğini gösteriyordu. Fakat art arda gelen iki Letonya golü skoru eşitledi ve Millîler iki katılımın 2000’de çeyrek fİnaldeyİz Bir sonraki turnuvaya Mustafa Denizli yönetiminde hazırlanan Millî Takımımızın grubunda son şampiyon Almanya, Kuzey İrlanda, Finlandiya ve Moldova vardı. Millî Takım, Kuzey İrlanda ve Almanya’yı mağlup ettikten sonra Finlandiya’ya yenilerek bir şok yaşadı. Fakat bu mağlubiyet grubun Türkiye Romanya 11 ardından 2004 turnuvasını boş geçti. 2004 Avrupa Şampiyonası’nı kazanan takım ise komşumuz Yunanistan Milli Takımı oldu. 2008 gururumuz 2006 Dünya Kupası’na katılamayan Millî Takımımız, 2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Malta, Norveç, Yunanistan, Macaristan ve Bosna-Hersek’le aynı gruba düştü. Millîlerimiz ilk üç saha maçını FIFA’dan alınan ceza nedeniyle tarafsız sahada ve seyircisiz oynadı. Gruba iyi başlayan takımımız, bu başlangıcı Yunanistan’ı deplasmanda 4-1 mağlup ederek taçlandırmasına rağmen bir dönem form kaybı yaşadı ve gruptan çıkma şansını zora soktu. Malta ve Moldova deplasmanlarında alınan beraberlikler, Bosna-Hersek ve Yunanistan mağlubiyetlerinin ardından millîler son iki grup maçında Norveç’i deplasmanda yenik duruma düştüğü maçta 2-1 mağlup etti, hemen ardından oynanan maçta ise Bosna-Hersek’i mağlup eden Millî Takım 2008 Avrupa Şampiyonası’na katılma hakkını kazandı. İsviçre ve Avusturya’nın düzenlediği 2008 Avrupa Şampiyonası’nda Fatih Terim yönetimindeki Millî Takım’ın grubunda İsviçre, Portekiz ve Çek 12 Türkiye Romanya Cumhuriyeti yer alıyordu. İlk grup maçında Portekiz’e 2-0 mağlup olan Millî Takım, ikinci maçtan en kötü bir beraberlik çıkartmak zorundaydı ve rakip ev sahibi İsviçre’ydi. Yoğun yağış altında başlayan maçta Hakan Yakın, İsviçre’yi öne geçirdi. İkinci yarı toparlanan Millî Takım, Semih Şentürk’ün kafa golüyle skoru eşitledi ve son dakikalarda Arda Turan’ın uzak mesafeli şutuyla çok önemli bir üç puan aldı. Son maçta rakip Çek Cumhuriyeti’ydi ve gruptan çıkmak için galibiyet gerekliydi. Futbol tarihinin en ilginç akşamlarından birisinde Türkiye, Stade de Geneve’de müthiş bir geri dönüşe imza attı. 2-0 mağlup duruma düşen Millî Takım, 75’te Arda Turan’la farkı bire indirdi. 88’de Petr Cech’in elinden kaçırdığı topta skoru Nihat Kahveci eşitledi. Nihat bu golden hemen sonra Hamit Altıntop’un ara pasıyla skoru 3-2’ye getirdi. Millî Takım bu golle tarihinde bir kez daha Avrupa Şampiyonası çeyrek finaline yükseliyordu. Son dakikalarda Volkan Demirel’in gördüğü kırmızı kart ise maça ayrı bir heyecan katmıştı. Çeyrek finaldeki rakip Hırvatistan’dı. İngiltere’yi eleme başarısı göstererek Avrupa Şampiyonası’na katılan Hırvatlarla oynanan maçın normal süresi 0-0 sona ererken uzatmaların son dakikası fırtına gibi geçti. Klasnic’in 119. dakikadaki golüne uzatmaların da uzatmasında Semih Şentürk ceza sahasının hemen içinden müthiş bir vuruşla cevap verdi ve maç penaltı atışlarına gitti. Penaltılarda Rüştü Reçber sahneye çıktı. Millîlerimiz tüm penaltıları filelerle buluşturdu ve 3-1’lik skorla tarihinde ilk kez yarı finale yükseldi. Yarı finalde karşımızda Almanya vardı. Son Dünya Kupası üçüncüsü Alman Millî Takımı karşısına sakatlar ve cezalı oyuncular nedeniyle çok eksik bir kadroyla çıkan ay-yıldızlılar, maça hızlı başladı. Uğur Boral’ın 23. dakikadaki golüne Schweinsteiger 26’da cevap verdi. 80’de Klose kafa golüyle Almanya’yı öne geçirdi ama Semih Şentürk 86’da skora dengeyi getirdi. Maçın son dakikalarında Philip Lahm’ın golü Almanya’yı finale taşırken Millî Takımımız son dakika golleriyle tur geçerken bir son dakika golüyle eleniyordu. Türkiye 2012’de Ukrayna ve Polonya’da düzenlenecek Avrupa Şampiyonası’nın elemelerinde son finalist Almanya, Belçika, Avusturya, Azerbaycan ve Kazakistan’la aynı gruba düştü. Takımımız, gruptaki ilk maçta 3 Eylül’de Kazakistan karşısına çıkacak. With the new Business Class Concept Culinary delights, great entertainment, a privileged service experience and much more… We take you to more than 160 cities all around the world. We are Turkish Airlines, we are globally yours. turkishairlines.com | +90 212 444 0 849 Sorumlu Yardımcı İdari Departman Hüseyin Coşkun Milli Takımlar Müdürü Oğuz Çetin Tan Kesler İdari Sorumlu 1963 yılında Sapanca’da doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi mezunu. Futbola Almanya’da başladı ve 19 yıl profesyonel futbol oynadı. Türkiye’de Sakaryaspor, Fenerbahçe, İstanbulspor ve Adanaspor formalarını giydi. 8 yıl oynayıp kaptanlığını yaptığı Fenerbahçe’de 2 Süper Lig, 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası şampiyonluğu yaşadı. A Millî Takım formasını 70 kez giyerken, 33 kez kaptanlık bandını taktı, 3 gol attı. 2000 yılında Fenerbahçe’de yardımcı antrenör olarak mesleğe adım attıktan sonra 2002’de takımın teknik direktörlüğüne getirildi. Sırasıyla Kayseri Erciyesspor, Gençlerbirliği ve Diyarbakırspor’da teknik direktörlük yaptı. 2006’da Millî Takım Antrenörü oldu. 2010’da ise A Millî Takım Sorumlu Yardımcısı görevine getirildi. Yurdaer Savaş Kılıçdere İdari Uzman Antrenör Mahmut Çalış Sorumlu Masör Engin İpekoğlu 1961 yılında İzmir’de doğdu. Futbola Avusturya’nın Prater SV kulübünde başladı. 1982 yılında Sakaryaspor’a transfer oldu. Daha sonra Beşiktaş ve Fenerbahçe’de forma giydi ve futbolu Çanakkale Dardanelspor’da bıraktı. Beşiktaş’ta 2, Fenerbahçe’de ise 1 lig şampiyonluğu yaşadı. A Millî Takım’ın kalesini 32 kez korudu. 2000 yılında Fenerbahçe’de futbol kariyerine son verdi. 2006’da Bursaspor’da önce antrenör, ardından da teknik direktör oldu. 2007’de Karşıyaka’nın Teknik Direktörlüğüne getirildi. 2008’in sonunda sezonun bitmesine 4 hafta kala işbaşı yaptığı Kocaelispor’u Süper Lig’e taşıdı. Daha sonra bir süre Sarkaryaspor’da görev aldı. Bu yıl içinde A Millî Takım Antrenörlüğüne getirildi. Mehmet Yavuz Yıldız İdari Uzman Sağlık Departmanı Cengiz Dinç Müdür Asım Baykan Müdür Yardımcısı Abdurrahman Evin Sorumlu Fizyoterapist Sinan Elmas Fizyoterapist Cenk Akkaya Masör Mustafa Yanık Aşçı Şengül Sangu Talak Beslenme Uzmanı Bilgi Sistemleri ve Analiz Bölümü Ömür Serdal Altunsöz Yönetmen Ali Fuat Şen Uzman Maç Ve Oyuncu İzleme Bölümü Zeki Önatlı Maç ve Oyuncu İzleme Sorumlusu Gökhan Keskin Maç Ve Oyuncu İzleme Sorumlusu Antrenör Fuat Usta 3 Temmuz 1972’de Samsun’da doğdu. Futbol kariyerinin büyük bir bölümünü Hollanda’da geçirdi. Fortuna Sittard, Cambuur, Sparta Rotterdam ve MVV Maastricht takımlarında forma giydi. Bir dönem Türkiye’ye gelerek Beşiktaş formasını da giydi. Hollanda’nın dışında Finlandiya’nın FC Jokerit, Japonya’nın Omiya Ardija ve Belçika’nın Fortuna Smeermaas takımlarında da oynadı. 2006-07 sezonunda Hollanda’nın Fortuna Sittard ekibinde profesyonel oyunculuk hayatını noktaladı. Aynı yıl bu takımda yardımcı antrenörlük yapmaya başladı ve 2010 yılında Millî Takım’ın yeni yapılanmasında Guus Hiddink’in yardımcı antrenörlüğüne getirildi. İletişim Departmanı Yiğiter Uluğ Müdür Türker Tozar Yönetmen Malzeme Departmanı Cengiz Çelik Sorumlu Cüneyt Çelik Malzemeci Ulaştırma Umut Akgöze Bilal Hakan Satır Ahmet Emin Keskin Bir dünya markası Nihat Kahveci Nihat Kahveci, 1979 yılında İstanbul’da gelir dünyaya. Her çocuk gibi topun peşinden koşturmaya meraklıdır. Futbola amatör küme takımlarından Esenler’de başlar. Ama yetenekleri amatör kümeyle sınırlandırılamayacak kadar fazladır Nihat’ın. Dolayısıyla kısa sürede keşfedilmesi de pek zor olmaz. Beşiktaş tarama ekibinden Rauf Başer’in dikkatini kolaylıkla çekince kendisini bir anda Beşiktaş’ın altyapısında bulur. Burada Hürser Tekinoktay tarafından adeta bir oya gibi işlenir yetenekleri. 1997-1998 sezonuna gelindiğinde Beşiktaş, A takımda bir gençleştirme operasyonu yapmaktadır. Dönemin Teknik Direktörü John Benjamin Toshack gözünü Beşiktaş’ın özkaynak düzenine dikmiş, oradan A takıma çıkaracağı yetenekli oyuncular aramaktadır. Fuat Çapa’nın da tavsiyesiyle izlediği Nihat’ı A takım kadrosuna almakta tereddüt etmez. Genç oyuncu sürati, kuvveti ve oyun sezgisiyle aradan sıyrılıvermiştir çünkü. 1996-97 sezonunda PAF Ligi’nde attığı 11 gol de cabası. Ancak A takıma çıktığı sezon hemen oynama fırsatı bulamaz Nihat Kahveci. Mrmic’li, Recep’li, Tayfur’lu, Rahim’li, Alpay’lı, Yankov’lu, Oktay’lı, Şifo Mehmet’li, Amokachi’li, Ertuğrul’lu kadroda yer bulabilmek kolay değildir çünkü. 9 Kasım 1997 günü Nihat’ın futbol kariyerinin dönüm noktalarından birisi olur. O gün Bursa Atatürk Stadı’ndaki lig maçında ilk defa siyah-beyazlı formayı sırtına geçirir. Başlangıçta yedek kulübesinden izlediği maçın 72. dakikasında Yusuf Tokaç’ın yerine girer sahaya. O sırada henüz 18 yaşındadır. Beşiktaş maçı 2-1 kaybetse de Nihat gibi çok önemli bir yeteneği kazanmıştır. O sezonun ilk yarısında bir daha oynama fırsatı bulamasa da ikinci yarıda bulduğu şansları iyi değerlendirir Nihat. 11’i lig, 5’i kupa, biri de Cumhurbaşkanlığı Kupası olmak üzere 17 maçta A takımın formasını giyer. Ancak altyapıda golcü kimliğiyle öne çıkan genç oyuncu, A takımda sağ kanatta kullanılmaktadır ve ilk golünü 14 Şubat 1998 günü Avni Aker’de 3-1 kaybedilen Trabzonspor maçında kaydeder. O sezonun bitimine kadar 3 gol daha atar Nihat. Bu gollerin en fiyakalısı ise Galatasaray’la oynanan Cumhurbaşkanlığı Kupası maçında gelir. Ankara 19 Mayıs Stadı’ndaki maçın normal süresi 1-1 sona ermiş, oyuna 68. dakikada Yusuf Tokaç’ın yerine giren Nihat, uzatma bölümünde, 112. dakikada Galatasaray ağlarına yolladığı golle Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı Beşiktaş’a getirmiştir. Bu yaldızlı kapanış, ertesi sezon için Nihat’ın kadrodaki yerini garantilemesi anlamına gelir. Sezona yedek kulübesinden gelerek oyuna giren oyuncu olarak eleme grubu maçında ulaşır. Millî Takımımız o maçı 3-0 kazanırken, ikinci golümüz 78. dakikada Nihat’tan gelir. Millî Takımımız elemeleri geçip 2002 Dünya Kupası finallerine giderken, kadroda Nihat da vardır. Finallerdeki ilk deneyimini Kosta Rika maçının 78. dakikasında Yıldıray Baştürk’ün yerine oyuna girerek yaşar. Japonya maçında da kısa süre oynar. Yine de artık Avrupa takımlarının gözdesidir Nihat. 2001’de Real Madrid’in teklifini “O kadronun içinde oynama fırsatı bulamam” diyerek geri çeviren genç oyuncunun kaderine İspanya yazılmıştır. Beşiktaş’ta ona A takımda yer veren John Benjamin Toshack, Real Sociedad’ın başına geçinde öncelikle Nihat Kahveci’yi kadrosunda görmek ister. 2002’nin Ocak ayında 4 milyon euro karşılığında La Liga’nın yolunu tutan genç oyuncu için kariyerinde 2006’da sözleşmesi biten Nihat Kahveci, bonservis bedeli ödenmeden Villarreal’e transfer olur. Ancak artık sakatlıklar peşini bırakmayacak ve Nihat’ın 2009’a kadar geçen dönemi bir iniş-çıkış hikâyesine dönüşecektir. Yine de o ağır sakatlıklar sırasında “futbol hayatı bitti” diyenlere inat ayakta kalmayı başarır Nihat. Öyle ki, Millî Takımımızın 2008 Avrupa Şampiyonası eleme grubundaki maçlarında katkı vermekten geri durmaz. Elemelerin ilk maçında Malta’yı 2-0 yenen ay-yıldızlıların gollerinden birinin altında onun imzası vardır. Nihat’ın asıl farkı ise finallerde çıkar ortaya. Gruptaki üç maçta da ilk on birde yer alır ve o müthiş geri dönüşün yaşandığı Çek Cumhuriyeti maçında başrole çıkmayı başarır. Çeklerin 2-0 öne geçtiği maçta farkı bire indiren gol Arda Turan’dan gelmiştir. Nihat, 88. dakikada Çeklerin ünlü kalecisi Cech’in büyük hatasını affetmez ve Türkiye gibi Edirne’nin ötesine biraz yabancı bakan bir ülkeden çıkıp da futbol kariyerinin 8 yılını Avrupa’da geçiren bir oyuncudan bahsediyorsak, o oyuncuya saygı duymak gerekir. Üstelik o oyuncu bu 8 yılını sıradan bir ligde değil de son Avrupa ve Dünya Şampiyonu unvanlı İspanya’nın La Liga’sında geçirmiş ve attığı gollerle adından övgüyle söz ettirmişse, duyduğumuz saygının bir kat daha artmasını da doğal karşılamak lâzım. başlayan Nihat, giderek ilk on birin vazgeçilmezlerinden biri haline dönüşür ve sezonu da 8 golle tamamlar. Bu arada 1998 yılının 18 Şubat’ı da Nihat için ayrı bir anlam taşımaktadır. Ümit Millî Takımımız o gün Vefa Stadı’nda Romanya’ya 6-2 yenilir ancak Nihat Kahveci de o maçta ilk defa ay-yıldızlı formayla tanışma fırsatını bulur. İlk A millî maçına ise 7 Ekim 2000 günü çıkar. 2002 Dünya Kupası elemeleri çerçevesinde oynanan maçta Teknik Direktör Şenol Güneş tarafından ilk on birde yer verilen genç oyuncu, ilk A Millî Takım deneyiminde 90 dakika sahada kalır. Ay-yıldızlı forma altındaki ilk golüne ise 6 Ekim 2001 günü Moldova ile deplasmanda oynanan Dünya Kupası yepyeni bir sayfa açılmıştır artık. İlk sezon 11 La Liga, 4 Kral Kupası maçında oynama fırsatı bulur ve 2 gol atar. Nihat’ın kendisini tüm dünyaya tanıttığı sezon ise 20022003’tür. Real Sociedad, kendisinden hiç beklenmedik bir biçimde Real Madrid’le şampiyonluk yarışına girerken, forvet hattında Kovaçeviç’le müthiş bir ikili oluşturan Nihat 35 lig maçında 23 gole ulaşır. 2006 yılına kadar forma giydiği Real Sociedad’ın o dönemleri kalburüstü bir takım olarak geçirmesinde katkısı o kadar fazladır ki, 2004 yılında İspanya’da yılın futbolcusu seçilir. 2004-05 sezonunda şanssız bir sakatlık geçirerek uzun süre futboldan ayrı kalsa bile, Ronaldo ile birlikte La Liga’da en çok gol atan (50 üzeri) iki oyuncudan biri olma başarısını gösterir. skoru 2-2’ye getirir. Maçın uzatmaya gitmesine de izin vermez ve 90. dakikadaki golüyle Millî Takımımızı çeyrek finale taşır. Bu arada sakatlıklar La Liga kariyerinin sonuna geldiğini göstermektedir. İşte tam da o dönemde yuvasından bir davet alır. Beşiktaş, yetiştirip yıldız olmasına büyük katkı sağladığı Nihat’ı geri istemektedir. Bu daveti reddetmez Nihat ve 2009’da siyah-beyazlı renklere geri döner. Geçtiğimiz sezon Beşiktaş şanssız bir sezon geçirirken, Nihat da beklentilere yeterince karşılık veremez. Ancak bu sezonun başında eski günlerinden esintiler sunan bir Nihat var karşımızda. Yine süratli, yine kuvvetli, yine golcü bir Nihat… Böyle bir Nihat’a o kadar ihtiyacımız var ki… Türkiye Romanya 17 Gurur kaynağı bir stat B ugün modern Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nun tüm ihtişamıyla yükseldiği arazi, geçmişte “Papazın Çayırı” adıyla yıllar boyu futbol karşılaşmalarına ev sahipliği yapmıştı. 1908’in Temmuz’unda Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit tarafından yıllık 30 altın kira karşılığında Union Club’a kiralanan arazinin çevresi tahta perdeyle çevrildi ve bir de lokal inşa edildi. Bu faaliyet 3 bin altına mal olmuştu. Ancak futbola olan ilginin azlığı, kiranın karşılanamamasına neden oluyordu. Saha 1909’da 1 yıllığına Fenerbahçe Kulübü’ne kiralandı. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine İngilizler düşman konumuna geçince sahipsiz kalan Union Club’a, 1915’te Kara Kemal tarafından el konuldu ve ismi İttihat Spor Kulübü olarak değiştirildi. Basri Bay isimli bir kişinin işletmeciliğine bırakılan, yeni ismiyle İttihat Spor Sahası, İstanbul’un işgal devri ortalarına kadar tüm sportif faaliyetlerin yeri oldu. 1929’da saha Fenerbahçe tarafından kiralandı ve 18 Türkiye Romanya tekrar hizmete girdi. Aynı gün ismi Fenerbahçe Stadı olarak değiştirildi. 30 Eylül 1931’de yapılan inşaatla stadın dışarısıyla ilişkisi kesildi ve 13 Mayıs 1932’de törenle açılışı yapıldı. Fenerbahçe’nin Kuşdili’nde bulunan lokalinin yanması sonrasında, kiracısı olduğu stadı satın almaya karar vermesi, modern stadyumun temel taşlarını oluşturdu. Şükrü Saracoğlu ve Kemal Onan’ın gayretleriyle, 36 bin metrekarelik bu alan ve içinde bulunan bina, 27 Mayıs 1933’te Fenerbahçe Kulübü’nün malı oldu. İzleyen tarihlerde, 25’er metrelik iki kapalı tribün 50’şer metreye uzatıldı. Lokal olarak kullanılan binanın çatısı yenilendi. Büfe, soyunma odaları ve duşlar eklendi. Futbola İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra artan ilgi, İstanbul’a bir büyük stat daha yapılmasını gerektirdi. Bu bağlamda bugün Beşiktaş İnönü Stadyumu adındaki Mithatpaşa Stadı’nın yapımına başlandı. Aynı dönemde Fenerbahçe de kendi stadının büyütülmesi ihtiyacını hissetti. 6 Ağustos 1948’de temeli atılan inşaat 6 ay sürdü ve bitirilen tribünlerin açılışı Vali Lütfü Kırdar tarafından 13 Şubat 1949’da yapıldı. Yeni Fenerbahçe Stadı 25 bin kişi kapasiteli modern bir stattı ve aynı dönemde Türkiye’deki en yüksek kapasiteli stat olmuştu. İkinci büyük stat olan Mithatpaşa’nın kapasitesi ise 15 bin kişiydi. Ancak 1960’lı yıllarda yeniden yenilenerek kapasitesi 60 bin kişiye çıkartılmak istenen stadın inşaatı ciddi biçimde uzadı. Öyle ki, 1965’te başlanan inşaat ancak 1982 yılında tamamlanabilmişti. 19 Eylül 1982 tarihinde Altay maçıyla yeniden açılan stat 33 bin kişilikti. 1995 yılında UEFA’nın statların koltuklandırılmasını istemesi üzerine kapasite 28 bine düştü. Stadın kaderi, Aziz Yıldırım’ın 1998 yılında Fenerbahçe Başkanlığı’na seçilmesiyle değişti. İlk iş olarak stadın isminin Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu olarak değiştirilmesini sağlayan Yıldırım, “yeni açık” diye bilinen Kurbağalıdere tarafındaki tribünün yıkımıyla inşaatı başlattı. Bu tribünün yıkılmasından sonra yönetim, yapım için sponsor Bugünkü Türkiye-Romanya maçına sahne olacak Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı, hâlihazırda Türkiye’nin en modern futbol statlarından biri. Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe Başkanlığına seçilmesinin ardından tribünleri bölüm bölüm yıkılarak yeniden inşa edilen stadın üstü tamamen kapatıldı, kapasitesi 50 bin kişiye yükseltildi. Yeni haliyle müthiş bir akustiğe ve atmosfere sahip olan stat, locaları, koltukları ve altyapı hizmetleriyle gerçek anlamda Avrupai bir havaya büründü. arayışına girdi. Migros’la yapılan anlaşmaya göre tribün bu firma tarafından yaptırılacak, yapılacak binanın alt katında açılacak mağaza Migros tarafından işletilecek, ancak satışlardan belli bir pay da kulübe aktarılacaktı. 1999-2000 sezonunda başlayan tribün inşaatı, liglerin tatile girmesiyle hızlandı ve 2000-01 sezonunda Fenerbahçe’nin evinde oynadığı ilk maç olan İstanbulspor karşılaşmasına yetiştirildi. Stat kapasitesi bu maçta 30 bin kişiye yükselmişti. Aynı sezon içinde diğer tribünün de yıkılma işlemi başladı. Bu sefer sponsor olarak Telsim’le anlaşıldı. Buna göre, inşaat Mayıs ayına kadar bitirilecek, giriş ve birinci kattaki mağazaların kullanım hakkı 8 yıllığına Telsim’e verilecekti. Bu süre bitiminde ise Fenerbahçe Yönetimi bu binaya taşınacaktı. İnşaat hızlı bir şekilde tamamlanarak 6 Mayıs 2001’de Galatasaray’la oynanan lig maçına yetiştirildi. Bu karşılaşmada İstanbul seyirci ve hâsılat rekoru kırıldı. Yeni projeye göre stadın tamamının üstü kapatılacak, sütun yerine, tribünleri birleştiren yerlere 4 adet kule dikilecek ve çatı bu kuleler üzerine oturtulacaktı. Üstünün tamamen kapanması ve futbol sahasının etrafındaki koşu pistinin kaldırılması sayesinde akustik düzelecek ve inanılmaz bir atmosfer sağlanacaktı. 2002-2003 sezonunun ilk yarısında kale arkalarında tribünlerin üstü kapatıldı. Numaralı tribünün yıkımı ve yeniden inşa edilmesi ertelendi. 2005’te numaralı tribün süratle yıkılarak yerine 8-9 ay gibi kısa sürede yeni tribün inşaatı yapıldı. Bu yeni tribünün ismi “Fenerium” oldu. Bugün bütün bölümleriyle Fenerbahçe taraftarının yanı sıra milli maçlarımıza da hizmet veren Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu hem sarı-lacivertli kulübün hem de ülke futbolunun gurur kaynağı sayılıyor. Stat, 105’e 68 metrelik çim zemini, tamamı kapalı 50 bin 530 kişi kapasiteli tribünleri, 90 adet VIP locası, son derece modern soyunma odaları ve mükemmel dış aydınlatmasıyla gece maçlarında pırıl pırıl parlıyor. Maçın Hakemi Milorad Mazic Türkiye-Romanya maçının hakemi, 23 Mart 1973’te Vrbas’ta dünyaya geldi. Sırp hakem, 2009 yılında beri FIFA kokartını elinde bulunduruyor. Daha önce Romanya’nın kendi evinde İsrail’le oynadığı ve 2-0 mağlup olduğu maçı da yöneten Mazic, toplam 11 uluslararası karşılaşmada düdük çaldı. Uluslararası arenada en son 21 Temmuz 2010’daki Lech Poznan – Inter Bakü Şampiyonlar Ligi 2.Ön Eleme Turu müsabakasını yöneten 37 yaşındaki hakem, düdük çaldığı bu 11 maçta toplam 40 sarı kart gösterdi. Yardımcı Hakemler Igor Radojcic Nikola Tomicic Dördüncü Hakem Halis Özkahya Türkiye Romanya 19 Volkan Demirel Fenerbahçe (43 kez milli) Hakan Arıkan Beşiktaş A.Ş (4 kez milli) Onur Recep Kıvrak Trabzonspor A.Ş. (1 kez milli) Gökhan Gönül Fenerbahçe (17 kez milli) Sabri Sarıoğlu Galatasaray A.Ş. (32 kez milli) Gökhan Zan Galatasaray A.Ş. (33 kez milli) Servet Çetin Galatasaray A.Ş. (47 kez milli) İbrahim Kaş Getafe (7 kez milli) Hakan Balta Galatasaray A.Ş. İsmail Köybaşı Beşiktaş A.Ş. Mehmet Aurelio Real Betis Selçuk Şahin Fenerbahçe Emre Belözoğlu Fenerbahçe Nuri Şahin B.Dortmund Kazım Kazım Fenerbahçe Hamit Altıntop Bayern Münih (24 kez milli) (4 kez milli) (32 kez milli) (18 kez milli) (69 kez milli) (22 kez milli) (25 kez milli) (56 kez milli) Arda Turan Galatasaray A.Ş. Ozan İpek Bursaspor Mevlüt Erdinç Paris Saint Germain Halil Altıntop E.Frankfurt Tuncay Şanlı Stoke City Sercan Yıldırım Bursaspor Nihat Kahveci Beşiktaş A.Ş. (39 kez milli) (3 kez milli) (12 kez milli) (33 kez milli) (75 kez milli) (7 kez milli) (65 kez milli) ığı akalad y a d r a i yıll e 1980’l enerasyon v etiyle j b müthiş inamo reka gi D H a u he a Stea Georg a Kupası , n e y üny büyü inde D iyonası ğ i l r e d ön mp naller upa Şa ve Avr de çeyrek fi u, ol rin finalle manya futb rinin le Ro gören rda eski gün a l l son yı uzağında. a ’na oldukç nya Kupası , ü ler 2010 D yan Rumen a k, katılam osna-Herse B ve , Fransa Arnavutluk ele , s ad Belaru urg’la müc b 2 Lüksem ri Euro 201 e l ş k e ü edec eri dön or. g a d n y grubu a hazırlanı ay lli yaşam en fazla mi ın Takım ncusu 134 anu. yu o Munte ı olan l e n i r ttığ Do maçla e Hagi ise a lî h il g Gheor Romanya M e l 35 gol ın en golcü ımayı ş ı’n m nını ta a Takı v n u usu oyunc or. üy r sürdü a y n a m Ro i r e l n ü g i k s e r o y › r a 22 Türkiye Romanya T arihimizde A Millî Takım düzeyinde 22 maç yaptığımız Romanya Millî Takımı’yla 23. kez karşı karşıya geleceğiz. En çok karşılaştığımız ülke olan Romanya’yla Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynanacak karşılaşma öncesi rakibimizin futbol tarihine millî takımlar düzeyinde bakmak istedik. İlk resmi millî maçını 8 Haziran 1922’de oynayan Romanya, o karşılaşmada Yugoslavya’yı Belgrad’da 2-1 mağlup etmeyi başarmıştı. 1930, 1934, 1938 Dünya Kupaları’nın hepsine katılma başarısı gösteren dört takımdan birisi olan Romanya, bu başarının ardından uzun bir süre uluslararası turnuvalardan uzak kalmıştı. Romanya tarihinde 7 kez katıldığı Dünya Kupası’nda en büyük başarısına 1994’te ABD’de düzenlenen turnuvada çeyrek final oynayarak ulaştı. Romanya, UEFA Avrupa Şampiyonası’na ise 4 kez katılma başarısı gösterdi. Bir kez gruplardan çıktı ve çeyrek final oynadı. Romanya Millî Takımı, ilk üç Dünya Kupası’na katılsa da bu turnuvalarda pek bir varlık gösteremedi. Uruguay, Çekoslovakya ve Küba’ya elenerek üç turnuvaya da erken veda etti. Bu katılım başarısının ardından Romanya futbolu 1970’lere kadar büyük bir turnuva yüzü göremedi. 1970 Dünya Kupası’nın ölüm grubunda Brezilya, son şampiyon İngiltere ve Çekoslovakya ile eşleşen Romanya, Çekoslovakya’yı mağlup etmesine rağmen İngiltere ve Brezilya’ya kaybederek gruptan elendi. Romanya’nın bundan sonraki büyük turnuva başarısı 1984 Avrupa Şampiyonası’na katılmasıydı. Yine zorlu bir grup çeken Romanya’nın bu kez rakipleri İspanya, Federal Almanya ve Portekiz’di. Teknik direktör ise yakından tanıdığımız bir isim olan Mircea Lucescu. İlk maçta İspanya ile 1-1 berabere kalan Romanya, Federal Almanya’ya Völler'in golleriyle 2-1 mağlup oldu. Grubun kilit maçında son dakikalarda Portekizli Nene’nin golüne engel olamadılar ve elendiler. İtalya’da düzenlenen 1990 Dünya Kupası, Rumen futbolundaki gelişmenin ikinci büyük emaresiydi. İlki ise 1988-89 Şampiyon Kulüpler Kupası’nda final oynayan Steaua Bükreş’ti. Steaua o yıl Galatasaray’ı yarı finalde elemiş ve finalde Gullit, Van Basten, Rijkaard’lı Milan’a 4-0 kaybetmişti. Fakat o takımın yıldızlarından Hagi, Balint ve Dumitrescu Avrupa devlerinin radarına takılmıştı. 1990 Dünya Kupası’na sağlam bir takımla gelen Romanya, ilk maçında Sovyetler Birliği’ni Lacatuş’un golleriyle mağlup etmiş, ikinci maçta turnuvanın büyük sürprizi Kamerun’a Roger Milla’nın golleriyle mağlup olmuştu. Son maçta ise Arjantin’le berabere kalarak gruptan çıkma başarısı gösterdiler. İkinci turda rakipleri İrlanda’ydı ama berabere biten maçın sonunda penaltı atışlarında Timofte’nin kaçırdığı vuruş Rumenleri eve erken döndürüyordu. Romanya bir sonraki Dünya Kupası’nda tarihinin en başarılı performansını gösterdi. Hagi’nin yıldızlaştığı turnuvada Kolombiya ve ABD’yi deviren Romanya, İsviçre’ye mağlup olmasına rağmen grubu lider bitirdi. İkinci turda rakip Arjantin’di. Maradona’nın doping testinden uyuşturucu çıkması sonucu morali bozulan Arjantin’i Dumitrescu (2) ve Hagi’nin golleriyle 3-2 mağlup etmeyi başarıp tarihlerinde ilk kez çeyrek finale yükseldiler. Çeyrek finalde rakip İsveç’ti. Euro 92’nin ev sahibi, Brolin, Ravelli ve Kenneth Andersson’lu kadrosuyla büyük bir çıkış yakalamıştı. Normal süresi 1-1, uzatmaları 2-2 biten maç penaltılara kaldı. Ravelli kurtardığı penaltılarla İsveç’i yarı finale taşırken, Türkiye Romanya 23 Romanya’nın hayalleri bir kez daha suya düşüyordu. 1996 Avrupa Şampiyonası’na katılma başarısı gösteren Romanya, tarihinin en kötü turnuva performansına da imza attı. Grupta Fransa, Bulgaristan ve İspanya’ya kaybeden Rumenler, sadece 1 gol atarak, sıfır puanla turnuvaya veda etti. 1998 Dünya Kupası’nda ise Romanya bir önceki Dünya Kupası’na yakın bir performansa imza atmayı başardı. İlk maçta Kolombiya’yı mağlup eden Rumenler, İkinci maçta İngiltere’yi yenmeyi başardı. Son maçta ise Tunus’la 1-1 berabere kaldılar. İkinci turda rakip Hırvatistan’dı. Davor Suker’in ilk yarının uzatma dakikalarında attığı penaltı golü Hırvatları çeyrek finale taşırken Rumenler bir kez daha evlerine dönüyordu. Romanya, Gheorghe Hagi’nin son uluslararası turnuvasında, Euro 2000’de Portekiz, İngiltere ve Almanya ile aynı gruba düşmüştü. İlk maçta Almanya ile berabere kaldılar. İkinci maçta Portekiz’e son dakikada yedikleri golle mağlup oldular. Son maçta rakip İngiltere’ydi. Isınma sırasında sakatlanan David Seaman’ın yerine kaleye Nigel Martyn geçti. İlk yarı 2-1 İngiltere’nin üstünlüğüyle biterken Romanya’ya galibiyet gerekiyordu. İkinci yarı İngiliz kalesini abluka altına alan Romanya önce skoru eşitledi, ardından 89. dakikada galibiyete Ganea’nın penaltısıyla ulaştı. Çeyrek finalde rakip, final oynayacak İtalya’ydı. Hagi, 35. dakikada direkten dönen şutunun ardından başlayan İtalya kontratağını sert biçimde durdurunca kırmızı kartla oyundan atıldı, maçı İtalya 2-0 kazandı. Romanya’nın bir sonraki büyük turnuvası Euro 2008’di. Yine ölüm grubuna düşen Romanya’nın rakipleri Hollanda, İtalya ve Fransa’ydı. İlk maçta Fransa’yla 0-0 24 Türkiye Romanya berabere kaldılar. İkinci maçta İtalya ile 1-1 berabere kalırlarken Mutu son dakikalarda penaltı kaçırıyordu. Son grup maçında Romanya’nın Hollanda karşısında galibiyete ihtiyacı vardı ama 2-0 mağlup olarak turnuvaya veda ettiler. Romanya iç saha maçlarını Lia Manoliu Stadyumu’nda oynuyordu. Fakat stadyum şu an yıkıldı ve yeniden inşa ediliyor. Aralık 2010’da açılacak stadyum 2012 UEFA Europa League Finali’ne ev sahipliği yapacak. Romanya, Polonya ve Ukrayna’da düzenlenecek UEFA Euro 2012 grubunda Fransa, Bosna- Hersek, Belarus, Arnavutluk ve Lüksemburg’la mücadele etmeye hazırlanıyor. İlk grup maçında Arnavutluk’u konuk edecekler. Son olarak Romanya Milli Takımı’nın en fazla milli olan ve en çok gol atan oyuncularına bakabiliriz. Romanya Milli Takımı’nın en fazla milli olan oyuncusu 134 maçla Dorinel Munteanu, en golcü oyuncusu ise 35 golle Gheorghe Hagi. Romanya en farklı galibiyetini 1973’te Finlandiya karşısında 9-0’la alırken, en farklı mağlubiyetine 1948 yılında Macaristan karşısında aynı skorla uğramıştı. Teknik Direktör Razvan Lucescu Babasının oğlu Ülkemizin yakında tanıdığı Mircea Lucescu’nun oğlu olan Razvan Lucescu, ortalama bir futbol kariyerinin ardından teknik direktörlüğe adım attı. FC Brasov ve Rapid Bükreş’teki başarıları üzerine Romanya Millî Takımı’nın başına getirildi. Futbol kariyerini kaleci olarak tamamlayan Razvan Lucescu, hiç A Millî Takım forması giymemişti. Kariyerinin tek şampiyonluğunu 2003’te Rapid Bükreş’te kazandı. O sezon bir maçta oynayan Lucescu, aynı anda kulübün asbaşkanlığını da yürütüyordu. Teknik direktörlüğe FC Brasov’un başında kısa bir dönem görev alarak başladı. Daha sonra 2004-2005 sezonunda Rapid Bükreş’in başına geçti. Takımı ilk sezonunda ligi üçüncü sırada tamamladı. 2005-2006 sezonunda UEFA Kupası’nda ilerleyen Lucescu’nun takımı, Steaua Bükreş’e iki beraberlik sonucu elendi. Ayrıca Rapid’le iki kez Romanya Kupası kazanma başarısı gösterdi. Ardından FC Brasov’a döndü ve takımı İkinci Lig’den Birinci Lig’e çıkarma başarısı gösterdi. Bu başarının ardından ilk sezonunda ligi dokuzuncu sırada tamamladı. 29 Nisan 2009’dan bu yana Romanya Millî Takımı’nı çalıştıran Lucescu, Millî Takım’la 2 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldı. Sırbistan’a karşı Belgrad’da uğranan 5-0’lık mağlubiyet, son yılların en farklı mağlubiyetlerinden birisi. Türkiye Romanya 25 .)+%ß%,)4%ß3%2×3× TIEMPO T90 LASER III ELITE CTR360 MAESTRI ELITE YEPYENİ BİR ANLAM KATIYOR. MERCURIAL AYAĞIN İÇİN HAFİF, VAPOR SUPERFLY RAKİBİN İÇİNII AĞIR. THE LAST SEASON. THE LAST SONNONE SEZON, MAÇ. GAME. OF ITSON MATTERS. ALL THAT COUNTS IS NOW, HİÇBİRİNİN ÖNEMİ YOK. A NEW SEASON, A NEW CHANCE. ŞU AN ÖNEMLİ OLAN TEK ŞEY THE NEW NIKE ELITE SERIES YENİ BİR BAŞLANGIÇ. GIVES PERFORMANCE A NEW YENİ BİR ŞANS. MEANING. ENGINEERED TO BE LIGHT NIKE ON YOUR FEET,SERİSİ, NEVER YENİ ELITE ON YOUR OPPONENT. PERFORMANS KELİMESİNE Çavuşesku rejiminden AB üyeliğine 1944’te Kızıl Ordu tarafından işgal edilen, 1947’de Halk Cumhuriyeti’ne dönüşen, 1967’den itibaren Çavuşesku’nun dikta rejimi altına giren Romanya, 2007’dan bu yana Avrupa Birliği üyesi bir ülke ve kişi başına düşen gelir 11 bin doları aşmış durumda. 238.391 kilometrekarelik yüzölçümüyle AB’nin 7. büyük ülkesi olan Romanya, 22 milyonu aşan nüfusuyla da AB klasmanında 9. sırada yer alıyor. R omanya, Orta Avrupa’nın güney doğusunda, Balkan Yarımadası’nın kuzeyinde bulunan bir ülke. Ülke kuzeyde ve kuzeydoğuda Ukrayna, kuzeydoğuda Moldova, kuzeybatıda Macaristan, güneybatıda Sırbistan, güneyde Bulgaristan ile komşu. Ayrıca ülkenin doğuda Karadeniz’e kıyısı bulunuyor. Avrupa Birliği üyesi olan ülke, birlik ülkeleri içinde 7. büyük yüz ölçümü, 9. büyük nüfusa sahip. Ülkenin başkenti ve en büyük kenti konumundaki Bükreş, 2.2 milyon nüfusu ile Avrupa Birliği’nin en büyük 6. kenti unvanını taşıyor. Erdel bölgesinin büyük kentlerinden Sibiu ise 2007 Avrupa Kültür Başkenti seçilmişti. Tarİh Romanya, Avrupa’daki en eski insan fosillerinin keşfedildiği ülkedir. 2002 yılında Romanya’nın batısındaki bir mağarada keşfedilen bu fosillerin 42 bin yıl öncesine ait olduğu tahmin edilmektedir. Romanya topraklarında kurulan ilk devlet, Trakların kurduğu Daçya Krallığı’dır. Bu devlet 101-107 yılları arasında Roma İmparatoru Trajan’ın orduları tarafından işgal edilerek Roma İmparatorluğu’nun bir eyaleti haline gelir. Roma İmparatorluğu’nun çökmesinden sonra bu topraklar Gotlar, Hunlar, Avarlar ve Slavların istilasına uğrar. 9 ve 11. yüzyıllar arasında Romanya toprakları, Birinci Bulgar Devleti’nin bir parçası haline gelir. Bu dönemi Macar, Peçenek, Kuman ve Tatar istilaları izler. Rumenler ilk defa 14. yüzyılda kendilerine ait devletler kurmayı başarır. Bu devletler 1310 yılında I. Basarab tarafından kurulmuş Eflak Beyliği ve 1352 yılında Dragoş tarafından kurulmuş Boğdan Beyliğidir. Günümüzdeki Romanya’nın bir parçası olan Erdel ise 10 ve 16. yüzyıllar arasında Macaristan Krallığı’nın bir parçasıdır. 15. ve 16. yüzyıllarda bu üç ülke de Osmanlı Devleti’nin egemenliğine girer. Osmanlı döneminde Eflak ve Boğdan tampon devletler olur. Osmanlılara vergi verir, savaşlarda asker yardımı yaparlar. Beyliklerin voyvodaları Rumen soyluları arasından Osmanlı padişahı tarafından tayin edilir. Ayrıca bu beylikler İstanbul’un yiyecek ihtiyacını karşılamakta önemli bir rol oynarlar. Ancak Osmanlılar, Romanya’yı hiç bir zaman tamamıyla ilhak etmez. Bükreş ve Yaş gibi büyük Romanya şehirlerinde sık sık Osmanlı vatandaşlarına rastlandıysa da oranları azdır. Bu şehirler hiç bir zaman Sofya, Belgrad, Selanik veya Üsküp gibi Osmanlı karakteri kazanmaz. 18. yüzyıla kadar Eflak ve Boğdan’ın voyvodaları Rumenlerin arasından seçilir. 18. yüzyılda ise bu sistemden vazgeçilerek, voyvodalar Fenerli Rumlar arasından atanmaya başlanır. Bu durum 1826 yılında Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasına kadar devam eder. Osmanlılar 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı’nı kaybedince, 1821 yılında Rusya’yla Bükreş Antlaşması’nı imzalayarak Besarabya’yı Rusya’ya bırakmak zorunda kalır. Besarabya, Boğdan’ın Prut nehrinin doğusunda kalan kısmıdır. Bu anlaşma Boğdan’ı ikiye bölmüş olur. 93 Harbi’nde Osmanlıların Ruslar karşısında aldıkları yenilgiden sonra 1878 yılında yapılan Berlin Antlaşması’yla Eflak ve Boğdan, Osmanlı Devleti’nden bağımsızlıklarını kazanır ve Romanya adı altında birleşir. Ancak Rusya 1821 yılında ele geçirdiği Besarabya’yı geri vermez. Bu bölge daha sonra SSCB’nin Moldova Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti haline gelir. 1881 yılında Romanya Krallığı ilân edilir. Alman Hohenzollern Hanedanından Prens Karl Eitel Friedrich Zephyrinus Ludwig, Romanya Kralı olarak I. Carol adını alır. Romanya I. Dünya Savaşı’na İtilaf Devletleri’nin yanında katılır ve kârlı çıkar. Ancak II. Dünya Savaşı’nda Almanya’nın yanında yer alarak Faşizme yönelir. 1944 yılında Kızıl Ordu Romanya’yı işgal eder. 1947 yılında komünist Romanya Halk Cumhuriyeti ilân edilir. 1967 yılında Nikolay Çavuşesku iktidarı ele geçirir ve Romanya’nın devlet başkanı olur. 1989 yılında Romanya Devrimi’yle Çavuşesku iktidarı son bulur. Çavuşesku ve karısı alelacele düzmece bir mahkemede yargılanıp hemen kurşuna dizilir. Böylece Romanya Batı tipi demokrasiye geçer. 2004 yılında NATO’ya, 1 Ocak 2007 tarihinde de Avrupa Birliği’ne katılır. Coğrafya 238.391 kilometrekarelik bir alana yayılan Romanya, Avrupa’nın en geniş yüz ölçümüne sahip 12, dünyanın ise 82. ülkesidir. Ülke toprakları dünyanın binde 16’sını oluşturur. Bulgaristan ve Sırbistan ile olan sınırının büyük kısmı Tuna Nehri ile çizilen Romanya’nın, Tuna’nın bir kolu olan Prut Nehri ile de Ukrayna’nın güneyi ile olan sınırı ve Moldova’nın tamamı ile sınırı çizilir. Tuna Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü deltanın büyük kısmı Romanya’dan geçmekle beraber ülkenin güneyi, güneybatısı, batısı ve kuzeydoğusu bu nehir ve kolları ile çevrilidir. Ayrıca Tuna Nehri’nin kolu olan Tisza, Romanya’nın Ukrayna ile olan sınırının bir kısmını çizip Macaristan topraklarına girmektedir. Kısacası Tuna Nehri ülke toprakları için paha biçilemez bir öneme sahiptir. Ülke toprakları güney ve doğuda kalan yerler hariç Avrupa’nın en Bunları Deniz seviyesinden en yüksek noktasının 2 bin 544 metrelik Moldoveanu tepesi olduğunu, Ortalama hayat süresinin erkeklerde 66.36’da kalırken, kadınlarda 74.19’u bulduğunu, Okur yazar oranının yüzde 97.3’e ulaştığını, Dış ticaretteki en büyük ortağının İtalya olduğunu, Demiryollarının 11 bin 385, karayollarının 153 bin 359 kilometreyi bulduğunu, havaalanı sayısının 62’ye çıktığını ? biliyor musunuz Türkiye Romanya 27 Avrupa Birliği’nin en büyük şehirleri listesinde sıralamaya girmiştir. Bu kentler Yaş, Kaloşvar, Temeşvar, Köstence ve Craiova’dır. Ülkenin ayrıca nüfusu 200 bini geçen beş, 100 bini geçen 13 kenti bulunmaktadır. Ekonomİ ve turİzm dağlık alanlarından biridir. Dağlar, ülkenin kuzeyi ile batısı arasında bir yay çizerek uzanır. En önemli dağlar Karpat Dağları olmakla birlikte, ülkede yüksekliği 2 bin metreyi geçen kırktan fazla dağ bulunmaktadır. Nüfus 2010 nüfus sayımı sonuçlarına göre ülke nüfusu 22 milyon 181 bin 287 kişidir. Bu nüfusun yüzde 91’ini Rumenler oluşturur. Macarlar yüzde 6.7 ile nüfus içinde ikinci büyük ırktır. Bugün ülkede 250 bin civarında Roman yaşamaktadır. Geri kalan nüfus içerisinde en önemlileri, Ukraynalılar, Almanlar, Lipovanlar, Türkler, Tatarlar, Sırplar, Slovaklar, Bulgarlar, Çerkezler, Hırvatlar, Yunanlar, Ruslar, İbraniler, Çekler, Lehler ve İtalyanlardır. Romanya laik bir devlettir ve resmi bir dini yoktur. 2002 sayımlarına göre ülkenin yüzde 86.7’si Ortodoks’tur. Bunu yüzde 4.7 ile Katoliklik, yüzde 3.7 ile Protestanlık ve yüzde 1.5 ile Pentekostallık izler. İslam, Romanya’da tarihi bir din olmasına rağmen sadece Dobruca’da yaşayan yaklaşık 70 bin Türk ve Tatar arasında yaygındır. Bükreş, Romanya’nın başkenti ve en büyük şehridir. Nüfusu 1.9 milyon kişidir. Bu nüfusa metropolitan alan da eklenince sayı 2.2 milyona çıkmaktadır. Romanya’nın en büyük beş kenti, şehir içindeki nüfuslarına göre 28 Türkiye Romanya Romanya, Avrupa kıtasında en fazla petrole sahip ülkelerden bir tanesidir. Sömürgesi olmayan, fakat kendi topraklarında petrolü bulunan pek az ülke vardır. Romanya 5 adet açık kullanılan petrol havzasına sahiptir. Bu havzalar Alplerin güneyinde, Bükreş’in kuzeyinde Tirgovişto, Buzau, Proieşti, Braşov ilçelerinde mevcuttur. Romanya’nın doğal ve tarihi güzellikleri her yıl ülkeye milyonlarca turist çekmekte ve bu turistler de ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. 2006 yılında gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 4.8’i ve toplam kârın yüzde 5.8’i turizmle elde edilmiştir. özellikle Sırp ve Ukrayna kültürlerinden, sonraki dönemlerde Türk ve Müslüman kültüründen, 1990’lı yıllara kadar da tekrar Slav kültüründen etkilenmiştir. Ülke kültürü son yıllarda özellikle Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde Batı kültüründen oldukça etkilenmiştir. Ülkenin çeşitli yerlerinde Rumen kültürüne bağlı değişik alt kültürler bulunmaktadır. Ülkenin kuzeybatısında Macar kültürü, güneye doğru Bulgar kültürü, güney batıda ise Sırp kültürü ülke kültürünü oldukça etkilemiştir. Romanya’yı tanıyalım Resmi Adı Romanya Ticaret, turizmi takiben gelişmiş ikinci büyük sektördür. Turizm, ülkenin en dinamik ve hızlı büyüyen sektörüdür. Dünya Gezi ve Turizm Konseyi’ne göre Romanya turizm alanında en hızlı büyüyen dördüncü ülkedir. Sektörün 20072016 yılları arasında yıllık yüzde 8 büyümesi beklenmektedir. 2002 yılında ülkeye 4.8 milyon turist gelmiş, bu sayı 2004’te 6.6 milyon olmuştur. Kayıtlara göre 2006’da ülkeye 20 milyonun üzerinde uluslararası turist gelerek en az bir gün geçirmiştir. Turizm 2005 yılında ülke ekonomisine yaklaşık 400 milyon euro gelir getirmiştir. Bağımsızlık Günü 9 Mayıs 1877 Kültür Nüfus 22 milyon 181 bin 287 Romanya’nın, Orta ve Doğu Avrupa arasında bir geçiş noktasında bulunması kültürüne de yansımıştır. Ülkede hem Balkan hem Avrupa hem de komşu ülkelerin kültürlerinin bir karmaşası vardır. Romanya kültürü, erken dönemlerde Slav kavimlerden, Başkent Bükreş Dil Rumence Yönetim Yarı Başkanlık Sistemi Cumhurbaşkanı Traian Basescu Başbakan Emil Boc Yüzölçümü 238 bin 391 kilometrekare Kişi Başına Gelir 11 bin 500 $ Para Birimi Ley Romanya Milli Takımı Kadrosu Adı / Player Name Doğum Tarihi / Date of birth Kulübü / Club Millilik ve Gol / App&Goal Kaleci / Goalkeeper Bogdan Ionut Lobont Costel Fane Pantilimon Mircea Alexandru Bornescu 18.01.1978 01.02.1987 03.05.1980 AS Roma FC Timişoara FC Rapid Bükreş 76/0 6/0 -/- Savunma / Defender Ovidiu Liviu Dananae Cristian Călin Panin Gabriel Sebastian Tamaş George Daniel Galamaz Cristian Eugen Chivu Vasile Maftei Răzvan Dincă Rat Mihai Mircea Neşu 26.08.1985 09.06.1978 09.11.1983 05.04.1981 26.10.1980 01.01.1981 26.05.1981 19.02.1983 FC U Craiova FC CFR 1907 Cluj West Bromwich Albion CS Unirea Urziceni FC Inter CS Unirea Urziceni FC Shakhtar Donetsk FC Utrecht 3/0 2/0 46/3 2/0 71/3 10/1 65/1 8/0 Orta Saha / Midfielder Răzvan Cociş Bănel Nicolita Matei Mirel Radoi Mihai Radut George Florescu Gabriel Mureşan Ciprian Ioan Deac Cristian Tanase 19.02.1983 07.01.1985 22.03.1981 18.03.1990 21.05.1984 13.02.1982 16.02.1986 18.02.1987 Al Nassr Riyadh FC Steaua Bükreş Al-Hilal Saudi Club FC Steaua Bükreş FC Alania Vladikavkaz FC CFR 1907 Cluj FC CFR 1907 Cluj FC Steaua Bükreş 35/2 29/1 63/2 2/0 2/1 2/0 4/0 7/1 Forvet / Forward Daniel George Niculea Bogdan Sorin Stancu 06.10.1982 28.06.1987 AS Monaco FC Steaua Bükreş 31/8 -/- ‹ lk R akip l e Son Randevu Romanya’nın, Türk futbolu için anlamı çok farklı. Millî Takımımızın tarihteki ilk rakibi de bugüne dek en çok karşılaştıkları takım da onlar. 26 Ekim 1923 günü, yani Cumhuriyetin ilânından üç gün önce İstanbul’da oynanan ve 2-2 biten maçla başlayan rekabette tam 22 maç geride kaldı. Rumenlerin bu maçlarda 12’ye 3 galibiyet, 46’ya 21 de gol üstünlüğü bulunuyor. Ömer ALTAY 32 Türkiye Romanya M illî Takımımızın bugün karşı karşıya geleceği Romanya, Türk futbolu için oldukça anlamlı bir rakip. Birincisi, Romanya’nın, Millî Takımımızın tarihinde ilk maçını oynadığı rakip olması. İkincisi ise Millî Takımımızın bugüne dek en çok maç yaptığı ekip olması. Evet, ilk uluslararası temasını 26 Ekim 1923 günü İstanbul’daki Taksim Stadı’nda gerçekleştiren ayyıldızlı takımımızın karşısında o gün Romanya Millî Takımı bulunuyordu. Aynı takımla bugüne dek tam 22 kez karşı karşıya geldik ve Romanya, en fazla A millî maç yaptığımız rakip olarak kayıtlara geçti. Ancak 22 Romanya maçımızda çok da başarılı olduğumuzu söylemek mümkün değil. 14’ü özel, 4’ü Dünya Kupası elemeleri, 2’şer tanesi de Avrupa Şampiyonası elemeleri ve Balkan Kupası maçları olmak üzere rakip olduğumuz Rumenleri sadece 3 kez mağlup edebildik. 7 maç berabere biterken, Rumenler 12 kez sahadan üstünlükle ayrıldı. Attığımız 21 gole karşılık kalemizde 46 gol gördük. 3 galibiyetimizin 2’sini resmi, 1’ini de özel maçlarda elde ettik. Gelelim Romanya ile oynadığımız 22 maçın detaylarına…Takvimlerin gösterdiği 26 Ekim 1923 tarihi, Türk futbolu adına dönüm noktalarından birisiydi. Çünkü Millî Takımımız o gün ilk millî maçına çıkıyordu. Ankara’da Cumhuriyetin ilânına daha 3 gün vardı ama İstanbul’da şimdiden bir bayram havası yaşanıyordu. Öğleden sonra saatler tam 3’ü 25 geçerken tarihi Taksim Stadyumu’nda Çekoslovak hakem Cratky düdüğü ağzına götürdü ve A Millî Futbol Takımımızın, bazen sevinçlerin doruğuna tırmandığı, bazen hüzünlere, gözyaşlarına bulandığı nice 90 dakikalarla yüklü büyük yolculuğu resmen başlamış oldu. İlk Millî Takımımızın kalesinde Nedim var, en geride iki bekimiz kaptan Hasan Kamil Sporel ve Cafer Çağatay... Önlerinde İsmet Uluğ, Nihat Bekdik. Yamaçlarında Baron Feyzi, Emin ile Alaeddin Baydar... For hattımız ateş gibi… Zeki Rıza Sporel, Sabih Arca ve Bedri Gürsoy... Rakip Rumenler de hafife alınmayacak, okkalı bir rakip. Nitekim 25’te Ganze’yle ilk golü kalemizde görüyoruz. 7 dakika sonra, bir ceza vuruşunda meşin yuvarlağın arkasına geçen Zeki Rıza Sporel müthiş bir şutla Taksim Stadı’na doluşan futbol düşkünlerimizi havalara zıplatıyor: Gooolll... Haftayma 1-1 giriyoruz. İkinci haftaymın başlarında geliştirdiğimiz bir hücumda Zeki Rıza, millilerimizi öne geçiren yeni bir gol daha atıyor ve İstanbul’un göbeği Taksim’de sevinç fırtınaları estiriyor. Bu sevincimiz ancak bir çeyrek saat kadar sürüyor. Triç I’in vuruşunda bu kez golü kalemizde görüyoruz. Bu, müsabakanın da son golü oluyor ve tarihi başlangıçta sayı tabelasında şu sonuç okunuyor: Türkiye: 2 - Romanya: 2. Deplasmanda kazandık Bu maçın Romanya’daki rövanşı için aradan yaklaşık 1.5 yıl geçmesi gerekti. 1 Mayıs 1925’teki maçın adresi bu kez Bükreş’teki Şehir Stadı oldu. Millî Takımımız ilk maçtan bu yana aradan geçen sürece 7 maç daha sığdırmıştı. Ay-yıldızlıların tarihindeki 9. sınavı, kayıtlara 5. galibiyet olarak geçecekti. Üstelik kaptanımız Zeki Rıza Sporel bu maça sakat sakat çıkmıştı. 62’de Zeki Rıza’nın golüne Romanya 10 dakika sonra Brauchler’le cevap veriyor, galibiyet golümüz ise 85. dakikada Leblebi Mehmet’ten geliyordu. İngiliz hakem Rolton’un beş dakika sonra öttürdüğü bitiş düdüğü, Balkanlar’daki ilk deplasman galibiyetimizi resmen tescil ediyordu. Ağlatan maç Rumenlerle teması sevmiş olmalıydık ki, Millî Takımımız 12. maçına da aynı rakip karşısında çıktı. Ancak bu defa hüzünle tanışma zamanıydı. İngiliz Allen’in yönettiği, takım kap­tanlığımızı Nihat’ın yaptığı bu maçta Millî Takımımız 3-1 gibi ağır bir netice ile mağlup oldu. 54, 59 ve 63. dakika­ larda yediğimiz 3 gole ancak 71. da­kikada Muhlis’in tek sayısıyla karşılık verebilmiştik. 80. dakikada kazandığımız bir penaltıyı ise Nihat auta atmıştı. Bu hadise maçı izleyen binlerce vatandaşı ağlatıyor, kadroda yer almayan ve seyirciler arasında bulunan Zeki, Alaeddin ve Kadri de kendilerini saha­ da görmek istediklerini haykıran halkın feryatları arasında gözyaşları döküyordu. Dönemin spor yazarlarından Rüştü Dağlaroğlu’nun kaleminden bu maçla ilgili gazete sayfalarına dökülen satırlarda ise şu ifadeler yer alıyordu: “Takımın teşkili, Taksim Stadı’nı dehşete boğmuştur. Bütün halk ve iş­ten anlayanlar bu duruma bir mana ve­rememişler, kulüpçülük uğrunda milli şe­refle bu derece alay edilmeye, bu cürete karşı donakalmışlardı. 3-1 mağlup olduğumuz maçın tamamlanmasından sonra statta bir galeyan havası esiyor, yüzlerce vatandaş, en ağır hakaretler savura savura, etrafta bu cinayetin sebeplerini arıyorlardı. Bir facianın vu­kuuna ramak kalmıştı. Bereket versin ki ihtiyatlı davranılmış ve müsebbipler Taksim Kışlası’nın karanlık mahzenlerine kaçırılmışlardı. Adeta kasten hazırlanmış bu mağ­lubiyet memlekette o derece ağır bir hava yarattı ki kalemimiz bunu tasvir­den acizdir.” Gol gazetesinin kapağında ise “Gençlik sizindir, ağlıyoruz!” başlıklı yazı, siyah çerçeve içinde yayınlanıyordu. Yİne mağlubİyet 1928’in 15 Mayıs’ında rakibimiz yine Rumenlerdi. Temeşvar’daki maç hiç de beklediğimiz gibi geçmiyor ve takımımız sahadan 4-2’lik yenilgiyle ayrılıyordu. Aslında bu maçın amacı 1928 Amsterdam Olimpiyatları’na hazırlıktı. Millî Futbol Takımımız, ana kafileden ayrı olarak hazırlanıp Olimpiyatlara katılmıştı. Sporcularımız bu yüzden iki ayrı kafile halinde Olimpiyatlarda boy gösterirken, Şeref Bey futbolcularımızın başında uzun hazırlık kampını yürütmüştü. Futbol takımımız Prag’da, diğer sporcularımız da Budapeşte’de kampa alınmıştı. Tüm iyi niyetli planlamalara karşın Çekoslovakya kampı futbolcularımıza yarardan öte zarar yüklemişti. Futbolcularımızı burada şehir şehir, kasaba kasaba dolaştırıp bir dolu maç yaptırdılar. Bulgaristan maçının ardından Romanya hazırlık karşılaşması da Prag kampından önce araya sıkıştırılmıştı. İdeal bir kadroyla çıkmadığımız bu maçta Rumenlere mağlup olmaktan kurtulamıyorduk. 30 yıllık ara Rumenlerle 6 yıla 4 maç sığdıran Millî Takımımız, beşinci randevu için tam 30 yıl bekledi. Araya II. Dünya Savaşı’nın da girmesiyle oluşan bu uzun bekleyişin ardından Millî Takımımız 2 Kasım 1958 tarihinde 71. sınavına Romanya karşısında çıktı. Bu maçın diğerlerinden farkı Avrupa Şampiyonası elemelerine dâhil olmasıydı. Bükreş’in 23 Ağustos Stadı’nda oynanan karşılaşmanın büyük bölümü denk kuvvetlerin mücadelesi şeklinde geçse de Rumenler ikinci yarıda buldukları gollerle 3-0’lık farka ulaştı. Millîlerimiz Can Bartu ve Lefter Küçükandonyadis’in ürettiği pozisyonlarla gole yaklaşmış ancak sonuç alamamış, Romanya ise Oaida ve Iyolevski ile 2-0 öne geçmeyi başarmıştı. 83. dakikada Turgay Şeren sakatlanınca kaleye Can Bartu geçiyor, Rumenler 85. dakikada Ahmet Berman’ın kendi kalemize gönderdiği topla maçı 3-0 kazanıyordu. Rövanşta yendİk ama… Bu maçın rövanşı 26 Nisan 1959 günü İstanbul İnönü Stadı’nda oynandı. Bükreş’teki 3-0’lık yenilginin altından kalkmak zor görünüyordu ama ay-yıldızlı oyuncularımız aynı görüşte değildi. Henüz 13. dakikada kazandığımız penaltıyı Lefter, kaleci Popa’ya rağmen ustaca bir vuruşla ağlara yolluyor ve ümitlerimizi artırıyordu. Kalecimiz Özcan Arkoç’un başarılı kurtarışları ilk yarıyı 1-0 önde tamamlamamızı sağlamıştı. 54. dakikada Lefter güzel bir gol daha kaydediyor ve durumu 2-0 yapıyordu. Sonrasında oyuncularımızın çabası başka gol getirmiyor ve takımımız 1 gol farkıyla elenmekten kurtulamıyordu. Değİşİm sancısı Bu iki zorunlu maç bize Rumenlerle dostluğumuzu yeniden hatırlatmış gibiydi. Temaslar yeniden sıklaşıyor, Millî Takımımız tarihindeki 78. maçı yine Rumenlerle oynuyordu. Özel maçın adresi bu defa Başkent Ankara’ydı. 19 Mayıs Stadı’ndaki karşılaşma, Dünya Kupası elemelerinde Oslo’da Norveç’le oynayacağımız maça yönelik bir provaydı. Ay-yıldızlı kadro bu maçta ciddi bir değişim geçiriyor, ancak bu değişim sancıları da yakından hissediliyordu. Özellikle kondisyon zaafı son bölümde baş gösteriyor, Rumenler 72. dakikada Gridea’nın golüyle maçı 1-0 kazanıyordu. 34 Türkiye Romanya En ağır yenİlgİ Ankara’daki 1-0’lık yenilginin rövanşı niteliğindeki özel maç 8 Ekim 1961 günü Bükreş’in 23 Ağustos Stadı’nda sahne aldı. Rumenlerin baştan sona üstün oynadığı müsabakada kalecimiz Necmi Mutlu belki de futbol kariyerinin en başarılı performanslarından birisini sergiliyor, ancak yine de 4-0’lık farkı önleyemiyordu. “Acaba Necmi olmasaydı maç kaç kaç biterdi?” sorusunun sıkça akla geldiği 90 dakikada Rumenler, Seredai’nin üç, Constantin’in bir golüyle farka gidiyordu. Sarstık ama yıkamadık Rumenlerle 9. maçımızı 9 Ekim 1963 günü Ankara 19 Mayıs Stadı’nda oynadık. Rumenlerin Datcu ve Nunweiller gibi daha sonra Fenerbahçe formasını giyecek oyuncuların da forma giydiği kadrosu karşısında Millî Takımımız özellikle 50. maçına çıkan Lefter’in müthiş performansıyla üstün bir futbol ortaya koyuyor ancak gol atmayı bir türlü başaramıyordu. Bu maçın özetini Halit Kıvanç’ın kaleminden okuyalım: “Bu bir gösteri maçı ya da maçta bir gösteri değildi. Bu, bir Türk futbolcusunun altın madalyayı hak edişinin canlı tablosuydu. Ve Lefter, ay-yıldızlı formayı 50. defa şerefle taşıdığını, çıkardığı mükemmel oyun, gösterdiği klas futbolla ispat etti. 10. dakikada Uğur ile paslaşarak üst üste iki akın yarattı. Bir dakika geçmeden bir daha Uğur’a ustaca uzattı topu. Ve yine bir dakika sonra Metin’in nefis kafa pasını fevkalade bir bomba şutla kaleye gönderdi. Topun az farkla dışarı gitmesi gerçekten talihsizlikti. 15. dakikadan sonra yıldız futbolcunun mükemmel kafa paslarını seyre başladık. 25. dakika dolarken, tribünler ayağa kalktı. Lefter soldan kapmış, nefis bir çalımla rakibini ekarte etmiş, kaleciyle karşılaşmıştı. Topa sertçe vurdu, ama Rumen kalecisi de kaleci idi. Kurtardı bu sıkı şutu… Topu köşeye atsaydı, kalecinin kapayamadığı köşeye… Maçtan sonra Lefter, ‘Evet’ diyecekti. ‘Topu köşeye atmama imkân olabilseydi çok iyi olurdu. Ama o kadar heyecanlıydım ki…’ Takımımız, hele forvetimiz maalesef pek iyi oyun tutturamamıştı. Fakat Lefter, yine de forvetin, hatta takımın en iyilerindendi.” Gücümüz yetmedİ Yıllardan 1965, Mayıs’ın 2’si. Yine Bükreş’te, yine 23 Eylül Stadı’ndayız. Rumenlerle Dünya Kupası eleme maçının ilk ayağını oynuyoruz. Bir avuç Türk, yabancı bir sahada Millî Takımımızın garip müdafaa oyununu ve yediği golleri üzüntü ile seyrediyor. Daha ilk dakikada Georgescu kafa ile Yılmaz’ın koruduğu kaleye topu bırakıyor. İkinci devre takımımız bir kış güneşi gibi sahadan kaybolunca Mateianu ve Crainceanu’dan iki gol daha yiyoruz. Skor 3-0. Bu maçın yorumunu yapan Necmi Tanyolaç özetle şunları yazıyor: “Her şey 10 dakika içinde bitti bizim için… Pekâlâ aynı oyunu başa baş götürüyor, Rumenlere karşı kendi sahalarında beraberliği kovalıyorduk. Hem de henüz 45. saniyede yediğimiz gole rağmen ve paniğe uğramadan. Ve 18 dakikalık fırtına bütün ümitlerimizi bitiriverdi. Oyunun başından beri sakin sakin yoluna devam eden bizim tekne, sallanmaya başlamıştı. Artık saha her tarafı ile rakiplerimizindi. Ve biz fırtınayı haber veren akınlara karşı koyacak güçte değildik. Rumenler fizik üstünlükleri ile maçı kendi yönlerine çevirip bir anda farka gittiler.” Nİhayet galİbİyet 1965 yılının ikinci Romanya maçını 23 Ekim günü Ankara 19 Mayıs Stadı’nda oynadık. Bu maç, Bükreş’te kaybettiğimiz 3-0’ın rövanşıydı. Millî Takımımız, 9 Ekim günü Dünya Kupası elemelerinde Çekoslovakya ile karşılaşmış ve 6-0’lık bir bozguna uğramıştı. Doğrusu Romanya maçından ümitli olanların sayısı çok da fazla değildi. Ancak ay-yıldızlı on birimiz için 23 Ekim 1965 farklı bir gün olacaktı. Takımımız çok canlı ve şuurlu bir oyunla Çek bozgununu unutturdu… Her şey kaptan Şeref’in 13. dakikada Yaşar’dan alıp Fevzi’ye verdiği topla başladı. O top gitti, gitti, Fevzi’ye gelen güzel bir pas oldu. Santrforumuz topu biraz sürdü ve öne çıkan kalecinin üzerinden aşırtarak golü attı. Bu gol, Rumen takımının kalesine altı yıldır attığımız ilk gol olarak kayıtlara geçiyordu. İkinci yarının ikinci dakikası henüz dolmuştu ki, soldan kazandığımız tacı Yaşar, Nedim’e uzattı. Nedim aldı, hızla daldı ve rakiplerini geçtikten sonra çok sert bir şut çıkardı: 2-0. 55’te Georgescu’nun golü ise maçın skorunu 2-1 olarak belirledi. 10 yıl sonra berabere Romanya ile 12. maçımızı tam 10 yıl aradan sonra oynadık. 19 Mart 1975 günü İnönü Stadı’nda oynanan özel maç 1-1 beraberlikle sonuçlandı. Avrupa Şampiyonası grup elemelerinde Rusya ile iki hafta sonra oynanacak puan maçının provasıydı bu karşılaşma. Millîlerimiz aradığı gole 3. dakikada kavuştu. Büyük ustalık ve cinlikle sahada dolaşan Raşit, soldan enfes bir top gönderdi Cemil’e… Anghelini ile karşı karşıyaydı Cemil ve sanki eski günlerin, pembe günlerin Cemil’iydi. Yürüdü topla. Anghelini bırakmadı. Aniden döndü Cemil, şaşırdı Anghelini. Top bir an için ardındaki üç adamın ayağına kadar gidip geldi. Cemil, ilk anda kaybettiği topa kalecinin solundan gollük bir sevinç şutu gönderdi: 1-0. Tribünlerdeki sevinç gümbürtüsünün ömrü dört dakika sürdü. 7. dakikada ceza alanının sağından bir faul atışı yapan Rumenler, sağ direkte Yasin’i avladı. Yasin’in tutamadığı topu Ziya Türkiye Romanya 35 kafayla çıkardı, Iordanescu vurdu kafayla… Zekeriya çizgi üzerinde ayak koydu. Karambole giden meşin yuvarlağı son defa şutlayan adam Lucescu idi ve şanslıydı: 1-1. Sonrasında pozisyon çok, gol yoktu ve 90 dakika 1-1’lik skorla neticeleniyordu. Bükreş’te gol düellosu 12 Ekim 1975’te oynanan Romanya maçı ise İrlanda karşılaşmasının provasıydı. Bükreş’teki maça son derece tempolu bir giriş yaptık. 13. dakika dolarken Gökmen, Cemil’den aldığı topa sol açık yerinden enfes bir vuruşla Rumen kalecisini avlayıverdi: 1-0. 23. dakikada ceza yayının az gerisinde bir faul atışı kazandı Rumenler. Baraja rağmen Dimitru’nun şutu Yasin’e kadar gitti ve kalecimizin ellerinden döndü. Yetişen Iordanescu dokunuverdi: 1-1. 80. dakikada Necati nefis bir pasla Cemil’i atağa kaldırdı. Cemil iki rakip oyuncu arasından fırlıyor ve üzerine çektiği kaleciyi atlatarak boş kaleye plaselediği topla takımımızı galibiyete götüren golü atıyordu: 2-1. Maçın bitimi çoktan geldiği halde Polonyalı hakem kesilen oyunu dikkate alarak müsabakayı sürdürüyordu. 93. dakikada Rumenlerin attığı faul tekrarlanınca, Dinu kafayla beraberlik golünü kaydetti: 2-2. Balkan Kupası’nda hezİmet 23 Mart 1977’de bu defa Balkan Kupası’nda karşı karşıya geldik Rumenlerle. 23. dakikada Iordanescu’nun başlattığı atağı Fatih ve Erol uzaklaştıramayınca, Georgescu önüne düşen meşin yuvarlağı sert bir şutla filelere yolladı: 1-0. 39. dakikada Cemil’in korner atışında Necmi’nin üst direkte patlayan kafa şutu şanssızlığımızdı. İkinci yarıya her şeye rağmen bir beraberlik umudu ile başladık. Ancak hesaplarımız tutmadı ve Rumenlerin 36 Türkiye Romanya golleri peş peşe gelmeye başladı.. 63’te Dumitru frikik atışında pas verecekmiş gibi yapıp topu kaleye gönderdi. Şenol önce tuttuğu topu sonra bırakınca, ikinci gol de ağlarımızı buldu… 76’da Vigu, 25 metreden şutladı, Şenol topu ellerinden kaçırınca skor 3-0’a ulaştı. 83’te Dumitru sola uzun bir top açtı, Iordanescu, Erol ile birlikte fırladı, ceza alanına girdi ve çaprazdan vurarak skoru belirledi: 4-0. Elİmİzden kaçırdık Yine bir Balkan Kupası maçı. Bu kez tarih 22 Mart 1978. Yer, İstanbul İnönü Stadı. Aşırı sağanak nedeniyle zemin adeta göle dönmüş durumda. Ama oyuncularımız sahada inanılmaz bir mücadele veriyor. Maçın başında üst üste gol tehlikelerini savuşturan ay-yıldızlılar, gol için rakip kaleye yükleniyor. 14. dakikada Volkan’dan başlayan atağımız Rumen defansını karıştırıyor. Önder topu çamurdan söküp Cemil’i görüyor. Cemil’in şutu Satmereanu’nun sırtına çarpıp havalanıyor… Sedat nefis bir vole çakıyor ve top ağların yırtık bir yerinden geçip gidiyor: 1-0... Dakikalar ilerliyor ve artık “maçı kazandık” diyoruz. Ancak 80. dakikada Coşkun’un kafasından seken topu, ünlü golcü Georgescu ileri çıkan Rasim’in üstünden aşırtıp o yağmurda herkese soğuk duş yaptırıyor: 1-1. 81’de Cemil’in kaleciyi de geçen şutu kale çizgisi üzerinde su birikintisine takılıyor ve bir galibiyet kaçıyor. Yİne beraberlİk Aradan neredeyse 5 yıllık bir süre geçtikten sonra Rumenlerle özel maçta karşı karşıya geldik. 29 Ocak 1983 günü Ali Sami Yen Stadı’nda oynanan özel maç 1-1 sona erdi. Oyunun ilk beş dakikasından sonra Rumenler maça ağırlıklarını koyar gibi oldu. 10. dakikaya girildiği sırada da takımımız yenik duruma düştü. Takriben kalemize 20 metre mesafede kazanılan frikik atışını ustaca kullanan Gabor, Eser’in sağından topu ağlara göndermekte güçlük çekmeyince durum 1-0 oldu. Beraberlik için bastırmaya başlayan takımımız aradığı golü 33. dakikada buldu. Selçuk hareketlendiği sırada Cros sol ayağını futbolcumuzun önüne doğru uzatınca Bulgar hakem penaltı noktasına doğru koştu. Atışı yapan Selçuk da hafif bir vuruşla beraberliği sağlayan golü attı. İkinci yarıda daha cesur bir futbol oynayan ay-yıldızlılar Hakan ve Bilal’le iki fırsatı harcayınca maç da 1-1 sona erdi. Üç gollü mağlubİyet 40 gün önce Ali Sami Yen Stadı’nda oynanan dostluk maçının iade-i ziyareti Tirgu Mureş’te gerçekleşti. Takvimlerin 9 Mart 1983’ü işaret ettiği gün, Rumenlere 3-1 yenilmekten kurtulamadık. Adı dostluk maçı olan karşılaşmada dostluk geri planda kalmış, sertlik ön plana çıkmıştı. Daha 7. dakikada Iordau sert bir şut çıkardı, Eser’den dönen topu Balaci ağlarımıza yolladı: 1-0. 19. dakikada Iordau’yu makasa alana Bilal ve Fatih’in yol açtığı penaltıyı Balaci bir kez daha filelerimize gönderdi: 2-0. Ancak iki farklı geriye düşüş takımımızı kamçılamıştı. 36. dakikada Eren’in düşürülüşüyle kazanılan faul atışını Fatih Terim kullanıyor, boşta kalan Raşit Çetiner de tek golümüzü Rumen ağlarına yolluyordu: 2-1. İkinci yarıda sertlik dozajı iyice artıyor, Camataru ile direkten dönen Rumenler, 67’de Selçuk’un kırmızı kart görmesiyle rahatlıyor ve 87’de Bölöni’nin golü skoru 3-1 olarak belirliyordu. Dünya başımıza yıkıldı Meksika 86 Dünya Kupası elemelerinde peş peşe Finlandiya ve İngiltere şoklarıyla sarsılıp güven bunalımına giren Millî Takımımız, 3 Nisan 1985 günü Bükreş’te moral arıyordu. Ancak ilk yarıda yenilen goller işimizi erken bitirdi. Rumenlerin 20. dakikada 2-0. Yavaş yavaş oyun disiplininden uzaklaşmaya başladık. Nitekim 72. dakikada sağdan Iovan ortaladı, Ali Çoban ters vurdu ve skor 3-0 oldu… 89. dakikada Belodedici ceza alanı içerisinde Tanju’yu düşürünce penaltı kazandık. Tanju’nun penaltı golü sadece bir teselliydi: 3-1. Son anda yakaladık kazandığı serbest atışı, o dönemde genç bir oyuncu olan Gheorghe Hagi kullandı ve frikikteki ustalığını gösterdi: 1-0. 25. dakika Arif için unutulması güç bir andı. Kalesinde biten bir Rumen atağından sonra, kaleci atışı ile oyunu başlatacağı yerde, topu arkasını dönüp giden Kemal’e uzatan Arif’in büyük hatasını Camataru affetmedi. Kalemize defansımız kadar yakın olan Camataru için topu ağlara göndermek hiç de zor olmadı: 2-0. Aynı Camataru 42. dakikada attığı golle skoru 3-0’a getiriyordu. İkinci yarıda hiç değilse bir gol için bastırdık ama gole yaklaşan yine Rumenler oldu. 82’de Hagi’nin düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı Balaci kullandı ancak Arif gole izin vermedi ve maç da 3-0 yenilgimizle sona erdi. Evde de yokuz Bu maçın rövanşı 13 Kasım 1985 günü İzmir Atatürk Stadı’nda oynandı, ama attığımız tek gol dışında sonuç pek de fazla değişmedi. Romanya karşısında ilk dakikalardan itibaren maçın rengi belli olmuştu. 15. dakikada Hagi soldan ceza atışı kullandı. Okan’ın zor tokatladığı topa Ünal müdahale edemedi. Kale içine doldurulan top savunmamızı geçti, direğe değince Iorgulescu’ya dokunmak kaldı: 1-0. 27. dakikada Redniç sağdan aut çizgisine kadar indi, yaptığı ortayı Coras kalemize göndermekte zorlanmadı: 2-0. 52. dakikada Romanya ceza alanı dışında bir frikik kazandı… Hagi yuvarladı, Böloni müthiş vurdu… Top Okan’ın sağından ağlara takıldı: 3-0. 78. dakikada Selçuk korneri Erdoğan’a pas olarak kullandı… Erdoğan kaldırdı, kale sahasında Metin Tekin kafayı vurdu: 3-1. Üçe abone olduk Rumenlerle oynadığı son üç maçı üçer gol yiyerek kaybeden Millî Takımımız, üç gollü bir yenilgiye de 4 Mart 1987’de Ankara 19 Mayıs Stadı’ndaki özel maçta uğradı. İlk yarıda daha dengeli, daha dirençli bir futbol oynayan takımımız, 44. dakikada yediği golle sarsıldı. Soldan Lacatus bir korner atışı kullandı. Defansımızda bir anlık duraklama oldu. Belodedici geriden geldi, vurdu ve topu filelere bıraktı. İkinci yarının ilk dakikalarında yine oyundaydık. Yine mücadele ediyor, pozisyon ve gol arıyor, şut atıyorduk… Beraberliği beklediğimiz bir anda, 62. dakikada Bölöni 30 metreden çok sert vurdu: 10 yıllık bir aradan sonra Romanya ile 21. maçımızı 15 Şubat 1995 günü İzmir Atatürk Stadı’nda oynadık. Rumenler bu maça Hagi, Petrescu, Belodedici, Lupescu, Popescu, Raducioiu, Dumitrescu ve Moldovan gibi uluslararası çaptaki oyuncularını getirmemişti. Ancak alternatif kadroları da ateş gibi çıktı. İlk 45 dakika golsüz geçiliyor, Rumenler 63. dakikada Sabau ile golü buluyordu. Vladoiu’nun savunma boşluğuna kafa ile bıraktığı topla buluşan Sabau’nun çok sert vuruşuna kalecimiz Engin’in yapacak pek bir şeyi yoktu. 74. dakikada Alpay’a faul yapan Lacatus, daha önce de sarı kartı olduğu için kırmızı kartla oyun dışı kalınca Millî Takımımızın beraberlik umutları artıyordu. 75’te 30 metre mesafeden kazandığımız serbest atışta topun arkasına geçen Hami’nin bazukası yan direkten geri geliyor, 88’de ise Hami’nin kullandığı köşe atışına çok iyi yükselen Saffet Sancaklı skoru dengeliyordu: 1-1. Yenİlgİyle bİtİrdİk Romanya ile son maçımızı 22 Ağustos 2007 günü Bükreş’in Lia Manoliu Stadı’nda oynadık. Takımımızın 6 oyuncu değiştirdiği maçı Rumenler 2-0 kazandı. Golleri ise 62. dakikada Dica, 70. dakikada da Mutu kaydetti. Aslında maça iyi başlayan ve Arda ile direkten dönen taraf Türkiye’ydi. Ancak orta sahadan kaynaklanan savunma sıkıntılarımız oyunu tutmamızı engelledi ve son randevudan 2-0 yenik ayrılmak durumunda kaldık. Türkiye Romanya 37 Türkiye-Romanya A Millî Maçları Tarih 26.10.1923 01.05.1925 07.05.1926 15.04.1928 02.11.1958 26.04.1959 14.05.1961 08.10.1961 09.10.1963 02.05.1965 23.10.1965 19.03.1975 12.10.1975 23.03.1977 22.03.1978 29.01.1983 09.03.1983 03.04.1985 13.11.1985 04.03.1987 15.02.1995 22.08.2007 Maç Türkiye-Romanya Romanya-Türkiye Türkiye-Romanya Romanya-Türkiye Romanya-Türkiye Türkiye-Romanya Türkiye-Romanya Romanya-Türkiye Türkiye-Romanya Romanya-Türkiye Türkiye-Romanya Türkiye-Romanya Romanya-Türkiye Romanya-Türkiye Türkiye-Romanya Türkiye -Romanya Romanya-Türkiye Romanya-Türkiye Türkiye-Romanya Türkiye-Romanya Türkiye-Romanya Romanya-Türkiye 1 Mayıs 1925, Özel Maç Türkiye 2 - 2 Romanya Romanya 1 - 2 Türkiye Stat Hakemler A. Cratky (Çekoslovakya) Türkiye Nedim Kaleci (Altınordu)-Hasan Kamil Sporel (Fenerbahçe, Kaptan), Cafer Çağatay (Fenerbahçe)İsmet Uluğ (Fenerbahçe), Nihat Bekdik (Galatasaray), Feyzi Baron (Altınordu) “İbrahim Kelle dk. 32 (Altınordu)”-Emin (Altınordu), Alaeddin Baydar (Fenerbahçe), Zeki Rıza Sporel (Fenerbahçe), Sabih Arca (Fenerbahçe), Bedri Gürsoy (Fenerbahçe) Romanya Pavlini-Vetasyano (Kaptan), Protopopescu-Triç II, Florian, Teklo-Norican, Triç I, Ganze, Klein, Dobiç Goller Ganze (dk. 25), Zeki Rıza Sporel (dk. 32 ve 50), Triç I (dk. 67) Türkiye Organizasyon Özel Maç Özel Maç Özel Maç Özel Maç Avrupa Şampiyonası grup eleme Avrupa Şampiyonası grup eleme Özel Maç Özel Maç Özel Maç Dünya Kupası grup eleme Dünya Kupası grup eleme Özel Maç Özel Maç Balkan Kupası Balkan Kupası Özel Maç Özel Maç Dünya Kupası grup eleme Dünya Kupası grup eleme Özel Maç Özel Maç Özel Maç 26 Ekim 1923, Özel Maç İstanbul, Taksim Stadı 38 Skor 2-2 1-2 1-3 4-2 3-0 2-0 0-1 4-0 0-0 3-0 2-1 1-1 2-2 4-0 1-1 1-1 3-1 3-0 1-3 1-3 1-1 2-0 Romanya Stat Bükreş, Şehir Stadı Hakemler A. Rolton (İngiltere) Romanya Storoescu-Popoviçi, Deleanu, Geller, Toth, Cseh, Kohler, Brauchler, Chifor, Bonciacot, Cipcigan Türkiye Hamit Akbay (Muhafızgücü)-Kadri Göktulga (Fenerbahçe), Ali Gençay (Galatasaray)-Kemal Rıfat Kalpakçıoğlu (Galatasaray), Hamit Arslan (Altay), Sadi Çoban (Hilal) “Mithat Ertuğ (Galatasaray)”-Mehmet Leblebi (Galatasaray), Alaeddin Baydar (Fenerbahçe), Zeki Rıza Sporel (Fenerbahçe, Kaptan), Sabih Arca (Fenerbahçe), Bedri Gürsoy (Fenerbahçe) Goller Zeki Rıza Sporel (dk. 62), Brauchler (dk. 72), Mehmet Leblebi (dk. 85) 7 Mayıs 1926, Özel Maç 15 Nisan 1928, Özel Maç Türkiye 1 - 3 Romanya Romanya 4 - 2 Türkiye Stat İstanbul, Taksim Stadı Hakemler W. H. Allen (İngiltere) Türkiye Ulvi Yenal (Galatasaray) “Hüsamettin Böke (Vefa)”Mehmet Nazif Gerçin (Galatasaray), Hayri Ragıp Candemir (Vefa)-Kemal Rıfat Kalpakçıoğlu (Galatasaray), Nihat Bekdik (Galatasaray, Kaptan), Vahyi Oktay (Karşıyaka)-Mehmet Leblebi (Galatasaray), Zeki Günel (Beykoz), Sabih Arca (Fenerbahçe), Muhlis Peykoğlu (Galatasaray), Bedri Gürsoy (Fenerbahçe) Romanya Ritter-A. Steiner, Hoksary-R. Steiner, Vogl, Cseh-Tanzer, Tesler, Wetser, Matek, Semler Goller Semler (dk. 54 ve 63), Matek (dk. 59), Muhlis Peykoğlu (dk. 71) 2 Kasım 1958, Avrupa Şampiyonası eleme maçı Romanya 3 - 0 Türkiye Stat Bükreş, 23 Ağustos Stadı Hakemler G. Dienst, Andres, Kunzle (İsviçre) Romanya Toma-Papa, Macri-Virile, Consar, Nunweiller-Oaida, Contantin, Iyolevski, Eftimie, Tataru, Türkiye Turgay Şeren (Galatasaray, Kaptan)-İsmail Kurt (Galatasaray), Basri Dirimlili (Fenerbahçe)-Mustafa Ertan (Muhafızgücü), Naci Erdem (Fenerbahçe), Ahmet Berman (Beşiktaş)-Hilmi Kiremitçi (Vefa), Can Bartu (Fenerbahçe), Metin Oktay (Galatasaray), Kadri Aytaç (Karagümrük), Lefter Küçükandonyadis (Fenerbahçe) Goller Oaida (dk. 63), Iyolevski (dk. 83), Ahmet Berman (dk. 85 kendi kalesine) Not: 83. dakikada ikinci golden sonra sakatlanan Turgay Şeren’in yerine kaleye Can Bartu geçmiştir. Stat Temeşvar, Temeşvar Stadı Hakemler M. Slawick (Fransa) Romanya Kiss-A. Steiner, Hoksary-Tesler, Vogl, R. Steiner-Tanzer, Sepi, Wetzer, Guga, Barbu Türkiye Ulvi Yenal (Galatasaray)-Kadri Göktulga (Fenerbahçe), Burhan Atak (Galatasaray)-Cevat Seyit (Fenerbahçe), Nihat Bekdik (Galatasaray, Kaptan), İsmet Uluğ (Fenerbahçe)-Mehmet Leblebi (Galatasaray), Alaeddin Baydar (Fenerbahçe), Kemal Faruki (Galatasaray), Lâtif Yalınlı (Galatasaray), Muslih Peykoğlu (Galatasaray) Goller Kemal Faruki (dk. 18), Wetzer (dk. 40), İsmet Uluğ (dk. 55 kendi kalesine), Sepi (dk. 68), Burhan Atak (dk.74 penaltıdan), Barbu (dk.83) 26 Nisan 1959, Avrupa Şampiyonası eleme maçı Türkiye 2 - 0 Romanya Stat İstanbul, İnönü Stadı Hakemler Nadelkovski, Ivanovski, Mihailov (Yugoslavya) Türkiye Özcan Arkoç (Fenerbahçe)-İsmail Kurt (Galatasaray), Basri Dirimlili (Fenerbahçe)-Mustafa Ertan (Muhafızgücü), Naci Erdem (Fenerbahçe), Ahmet Berman (Beşiktaş)Hilmi Kiremitçi (Vefa), Can Bartu (Fenerbahçe), Suat Mamat (Galatasaray), Lefter Küçükandonyadis (Fenerbahçe, Kaptan), Kadri Aytaç (Karagümrük) Romanya Popa-Zavoda, Karikas-Nunweiller, Jeney, AlexandrescuAngel Vasile, Alexandru, Oaida, Soame, Toma Goller Lefter Küçükandonyadis (dk. 13 penaltıdan ve 54) Türkiye Romanya 39 14 Mayıs 1961, Özel maç Türkiye 0 - 1 Romanya Stat Ankara, 19 Mayıs Stadı Hakemler 8 Ekim 1961, Özel maç Romanya 4 - 0 Türkiye Stat Bükreş, 23 Ağustos Stadı Hakemler Dimitar Rumencev, Stean Kostantin, Atanas Tavrer (Bulgaristan) Righi, Zaberdela, Dragostiri (Çekoslovakya) Türkiye Voinescu-Greavu, Ivan (Macri)-Jenei, Nunweiller III, Nunweiller IV-Pircalab, Constantin, Ene, Seredai, Tataru (Hasoti dk. 64) Turgay Şeren (Galatasaray, Kaptan)-Ahmet Berman (Galatasaray), İsmail Kurt (Fenerbahçe)-Suat Mamat (Galatasaray), Naci Erdem (Fenerbahçe) “Ahmet Açıkgöz (Feriköy)”, Mustafa Yürür (Galatasaray)-Hilmi Kiremitçi (Fenerbahçe) “Tarık Kutver (Karagümrük)”, Şeref Has (Fenerbahçe), Aydın Yelken (Karagümrük), Mustafa Ertan (Beşiktaş), Zeynel Soyuer (Gençlerbirliği) Romanya Voynescu-Greavu, Macri-Ene, Matroc, Bone-Haşoti (Oaida), Constantin, Gridea, Seradai, Taturu Gol Gridea (dk. 72) 9 Ekim 1963, Özel maç Türkiye 0 - 0 Romanya Stat Ankara, 19 Mayıs Stadı Hakemler Romanya Türkiye Necmi Mutlu (Beşiktaş)-Ahmet Berman (Galatasaray), Basri Dirimlili (Fenerbahçe)-İsmet Yurtsü (Feriköy), Osman Göktan (Fenerbahçe) “Süreyya Özkefe (Beşiktaş)”, Mustafa Yürür (Galatasaray)-Hilmi Kiremitçi (Fenerbahçe) “Bahri Altıntabak (Galatasaray)”, Naci Erdem (Fenerbahçe, Kaptan), Ogün Altıparmak (Karşıyaka), Can Bartu (Fenerbahçe) “Kadri Aytaç (Fenerbahçe)”, Lefter Küçükandonyadis (Fenerbahçe) Goller Seredai (dk. 21, 55 ve 75), Constantin (dk. 76) 2 Mayıs 1965, Dünya Kupası eleme maçı Romanya 3 - 0 Türkiye Stat Bükreş, 23 Ağustos Stadı Hakemler Jan Rogas, Kontratos, Kuçomihal (Yunanistan Federasyonu) Schiller, Haberfellner, Babuçek (Avusturya) Türkiye Haldu-Popa, Greau-Gegely, Halmegeanu, DancoePircalap, Mateianu, Ionescu, Georgescu, Crainiceanu Turgay Şeren (Galatasaray, Kaptan)-Candemir Berkman (Galatasaray), Yalçın Saner (İstanbulspor) “Süreyya Özkefe (Beşiktaş)”-Suat Mamat (Beşiktaş), Sebahattin Kuruoğlu (Beşiktaş), Şeref Has (Fenerbahçe)-Tarık Kutver (Galatasaray), Birol Pekel (Fenerbahçe), Metin Oktay (Galatasaray) “Nedim Doğan (Fenerbahçe)”, Lefter Küçükandonyadis (Fenerbahçe) “Şenol Birol (Fenerbahçe)”, Uğur Köken (Galatasaray) Romanya Datcu-Popa, Ivan-Petru, I. Nunweiller, Kotska-Constantin, Dridea (Manolika dk. 82), Tirkovniko (L. Nunweiller dk. 60), Haydu, Krinicau Romanya Türkiye Yılmaz Urul (İstanbulspor)-Şükrü Birand (Fenerbahçe), Numan Okumuş (Altay)-Mustafa Yürür (Galatasaray), Naci Erdem (Galatasaray), Şeref Has (Fenerbahçe)-Yılmaz Gökdel (Galatasaray), Ayhan Elmastaşoğlu (Galatasaray), Metin Oktay (Galatasaray, Kaptan), Nevzat Güzelırmak (Göztepe), Yaşar Mumcuoğlu (PTT) Goller Georgescu (dk. 1), Mateianu (dk. 73 penaltıdan), Crainiceanu (dk. 74) Türkiye Romanya 41 23 Ekim 1965, Dünya Kupası eleme maçı Türkiye 2 - 1 Romanya Stat Ankara, 19 Mayıs Stadı Hakemler Ramiz Pregio, Jorji Godari, Agim Lika (Arnavutluk Federasyonu) Türkiye Nihat Akbay (Beykoz)-Şükrü Birand (Fenerbahçe), Tuncay Becedek (İzmirspor), Onursal Uraz (Hacettepe), Fehmi Sağınoğlu (Beşiktaş)-Sebahattin Kuruoğlu (Göztepe), Şeref Has (Fenerbahçe, Kaptan)-Ogün Altıparmak (Fenerbahçe), Nedim Doğan (Fenerbahçe), Fevzi Zemzem (Göztepe), Yaşar Mumcuoğlu (Fenerbahçe) Romanya Andrei-Popa, Greau-Vasile, Motroc, Donceo-Pircalap, Dimitriu, Ionescu, Georgescu, Codreanu Goller Fevzi Zemzem (dk. 13), Nedim Doğan (dk. 48), Georgescu (dk. 55) 12 Ekim1975, Özel maç Romanya 2 - 2 Türkiye Stat Bükreş, 23 Ağustos Stadı Hakemler Marian Huston, Dobroslav, Edvard Norek (Polonya) Romanya Moraru-Angelini, Sandu, Satmeranu, Hainal-Dinu, Dimitru, Georgesci-Pazekas, Dobrin, Iordanescu Türkiye Yasin Özdenak (Galatasaray, Kaptan)-Sebahattin Erboğa (Fenerbahçe), Fatih Terim (Galatasaray), İsmail Arca (Eskişehirspor), Alpaslan Eratlı (Fenerbahçe)-Engin Verel (Fenerbahçe), Mehmet Özgül (Galatasaray) (Mehmet Türkkan (Fuji Mehmet) (Göztepe)), Necati Özçağlayan (Trabzonspor)-Ali Kemal Denizci (Trabzonspor), Gökmen Özdenak (Galatasaray), Cemil Turan (Fenerbahçe) Goller Gökmen Özdenak (dk. 13), Iordanescu (dk. 23), Cemil Turan (dk. 80), Dinu (dk. 90) 42 Türkiye Romanya 19 Mart 1975, Özel maç Türkiye 1 - 1 Romanya Stat İstanbul, İnönü Stadı Hakemler Werner Spiegel, Karl Staynebrayher, Yohan Svoboda (Avusturya) Türkiye Yasin Özdenak (Galatasaray) “Sabri Dino (Beşiktaş)”-Alpaslan Eratlı (Fenerbahçe), İsmail Arca (Eskişehirspor), Ziya Şengül (Fenerbahçe, Kaptan) “Tuncay Temeller (Galatasaray)” Zekeriya Alp (Beşiktaş)-Yenal Kaçıra (Eskişehirspor), Raşit Karasu (Adana Demirspor)-Ali Kemal Denizci (Trabzonspor), Cemil Turan (Fenerbahçe), Mehmet Oğuz (Galatasaray) “Sinan Alayoğlu (Beşiktaş)” “Çetin Erdoğan (Boluspor)”, Metin Kurt (Galatasaray) Romanya Necula-Cheran, Sames, Anghelini, Dimitru-Sandu, Dinu, Iordanescu-Troi (Crisan), Kun, Lucescu (Greguscu) Goller Cemil Turan (dk. 3), Lucescu (dk. 7) 23 Mart 1977, Balkan Kupası Romanya 4 - 0 Türkiye Stat Bükreş, Steaua Stadı Hakemler Panayoti Koliropolis, Stefanos Ramos, Nikos Ekis (Yunanistan) Romanya Iordache-Cheran, Sames, Satmareanu, Vigu-Boloni, Lordanescu, Dimitru-Troi, Dudu Georgescu, Zamfir Türkiye Şenol Güneş (Trabzonspor)-Turgay Semercioğlu (Trabzonspor), Erol Togay (Altay), Fatih Terim (Galatasaray), Alpaslan Eratlı (Fenerbahçe)-Necati Özçağlayan (Trabzonspor), Kemal Batmaz (Bursaspor) “Sedat Özden (Bursaspor)”, İsa Ertürk (Adanaspor) “Bekir Barçın (Trabzonspor)”-Ali Kemal Denizci (Trabzonspor), Necmi Perekli (Trabzonspor), Cemil Turan (Fenerbahçe, Kaptan) Goller Georgescu (dk.23), Dimitru (dk.63), Vigu (dk.76), Iordanescu (dk.83) 22 Mart 1978, Balkan Kupası Türkiye 1 - 1 Romanya Stat İstanbul, İnönü Stadı Hakemler Toma Monoylovski (Yugoslavya) Türkiye Rasim Kara (Beşiktaş)-Turgay Semercioğlu (Trabzonspor) “Ali Çoban (Beşiktaş)”, Coşkun Demirbakan (Fenerbahçe), Necati Özçağlayan (Trabzonspor), Erdoğan Arıca (Galatasaray)”-Engin Verel (Fenerbahçe), Sedat Özden (Bursaspor) Volkan Yayım (Zonguldakspor)-Ali Kemal Denizci (Trabzonspor), Cemil Turan (Fenerbahçe, Kaptan), Önder Mustafaoğlu (Fenerbahçe) Romanya Raducanu-Cheran, Satmaroanu, Stefnescu, Vigu-Romila, Boloni, Bobrin-Balaci, Georgescu, Zamfir (Hajnal) Goller Sedat Özden (dk. 14), Georgescu (dk. 80) 9 Mart 1983, Özel maç Romanya 3 - 1 Türkiye Stat Tirgu Mureş, Şehir Stadı Hakemler Stumpf, Azente, Nesu (Demokratik Almanya) Romanya 29 Ocak 1983, Özel maç Türkiye 1 - 1 Romanya Stat İstanbul, Ali Sami Yen Stadı Hakemler N. Tachtadjiev (Bulgaristan) Türkiye Eser Özaltındere (Galatasaray)-Erdoğan Arıca (Fenerbahçe), Fatih Terim (Galatasaray, Kaptan), Bilal Yaşar (Ankaragücü), Hakan Kutucuoğlu (Altay)-Rıza Çalımbay (Beşiktaş), Arif Kocabıyık (Fenerbahçe) “Şenol Çorlu (Sakaryaspor)”, Hüseyin Çakıroğlu (Gaziantepspor), Eren Talu (Adana Demirspor) “Metin Tekin (Beşiktaş)”-Hasan Şengün (Samsunspor), Selçuk Yula (Fenerbahçe) Romanya Mararu-Redniç, Andone, Vorgulescu, Munteanu-Augustin, Boloni, Klein-Iodache (Balin), Gabor, Coraş (Nica) Goller Gabor (dk. 10), Selçuk Yula (dk. 33 penaltıdan) 3 Nisan 1985, Dünya Kupası eleme maçı Romanya 3 - 0 Türkiye Stat Craiova, Santral Stadı Hakemler Ben Yizak (İsrail) Romanya Moraru (Lung)-Redniç, Andone, Iorgulescu, Ungeranu (Munteanu)-Boloni, Balaci, Klein-Salint (Ticleanu), Jorgeu (Gabor), Camataru (Coraş) Lung-Negrila, Jorgelescu, Stefanescu, Ungureanu-Redniç, Mateu (Lacatus), Irilescu, Hagi-Coras (Balaci), Camataru Türkiye Arif Peçenek (Ankaragücü)-Müjdat Yetkiner (Fenerbahçe), Kemal Serdar (Trabzonspor), Abdülkerim Durmaz (Fenerbahçe), Semih Yuvakuran (Galatasaray)-Metin Tekin (Beşiktaş), Yusuf Altıntaş (Galatasaray), Hüseyin Çakıroğlu (Fenerbahçe), Şenol Ustaömer (Trabzonspor) “Hasan Şengün (Trabzonspor)”-Rıdvan Dilmen (Sarıyer), Selçuk Yula (Fenerbahçe, Kaptan) “İskender Günen (Trabzonspor)” Eser Özaltındere (Galatasaray)-Erdoğan Arıca (Fenerbahçe), Bilal Yaşar (Ankaragücü), Fatih Terim (Galatasaray, Kaptan), Hakan Kutucuoğlu (Altay)-Metin Tekin (Beşiktaş), Raşit Çetiner (Galatasaray), Hüseyin Çakıroğlu (Gazintepspor), Eren Talu (Adana Demirspor)Hasan Şengün (Samsunspor), Selçuk Yula (Fenerbahçe) Goller Balaci (dk. 7 ve 19 penaltıdan), Raşit Çetiner (dk. 36), Boloni (dk. 87) Türkiye Goller Hagi (dk. 20), Camataru (dk. 25 ve 42) Türkiye Romanya 43 13 Kasım 1985, Dünya Kupası eleme maçı Türkiye 1 - 3 Romanya Stat İzmir, Atatürk Stadı Hakemler 4 Mart 1987, Özel maç Türkiye 1 - 3 Romanya Stat Ankara, 19 Mayıs Stadı Hakemler Wolker Roth, Wilfried Heitmann, Werner Föckler (Federal Almanya) Duşan Çoliç, Zolravka Çokiç, Stevan Radoviç (Yugoslavya) Türkiye Şenol Güneş (Trabzonspor, Kaptan)-Turgay Semercioğlu (Trabzonspor) “Müjdat Yetkiner (Fenerbahçe)”, Ali Çoban (Sarıyer), Yusuf Altıntaş (Galatasaray), Semih Yuvakuran (Galatasaray)İsmail Demiriz (Galatasaray), Erhan Önal (Galatasaray) “Hasan Vezir (Trabzonspor)” Savaş Demiral (Samsunspor), İskender Günen (Trabzonspor)-Tanju Çolak (Samsunspor), Kayhan Kaynak (Fenerbahçe) “Rıdvan Dilmen (Sarıyer)” Okan Gedikali (Gençlerbirliği)-İsmail Demiriz (Galatasaray), Müjdat Yetkiner (Fenerbahçe), Yusuf Altıntaş (Galatasaray), Erdoğan Arıca (Fenerbahçe, Kaptan)-Metin Tekin (Beşiktaş), Rıza Çalımbay (Beşiktaş), Ünal Karaman (Gaziantepspor)Şenol Çorlu (Fenerbahçe) “İsmail Kartal (Fenerbahçe)”, Tanju Çolak (Samsunspor), Selçuk Yula (Fenerbahçe) Romanya Lung-Iovan, Stefanescu, Iorgulescu, Barbulescu-Redniç, Boloni, Klein-Coras, Piturca (Cametoru), Hagi Goller Iorgulescu (dk. 15), Coras (dk. 27), Boloni (dk. 52), Metin Tekin (dk. 78) 15 Şubat 1995, Özel maç Türkiye 1 - 1 Romanya Stat İzmir, Atatürk Stadı Hakemler Miçko Mitev, Yordan Yordanov, Valentin Bojkov (Bulgaristan) Türkiye Engin İpekoğlu (Fenerbahçe) “Şanver Göymen (Altay)”Recep Çetin (Beşiktaş), Bülent Korkmaz (Galatasaray), Alpay Özalan (Beşiktaş), Abdullah Ercan (Trabzonspor) “Saffet Akyüz (İstanbulspor)”-Suat Kaya (Galatasaray), Oğuz Çetin (Fenerbahçe, Kaptan) “Emre Aşık (Fenerbahçe)”, Tolunay Kafkas (Trabzonspor)Arif Erdem (Galatasaray) “Saffet Sancaklı (Galatasaray)”, Hakan Şükür (Galatasaray) “Hami Mandıralı (Trabzonspor)”, Aykut Kocaman (Fenerbahçe) “Mutlu Topçu (Beşiktaş)” Romanya Preda-Mihali, Papura, Matei-Galca, Niculescu (Stinga), Sabau (Zegrean), Panduru (Dobos), Tilvan-Lacatus, Vadoiu (Craioveanu) Goller Sabau (dk. 63), Saffet Sancaklı (dk. 88) Kırmızı Kart Lacatus (dk. 74) 44 Türkiye Romanya Türkiye Romanya Lung (Moraru)-Iovan, Bumbescu (Barbulescu), Belodedici, Ungureanu-Stacia, Bölöni, Klein-Lacatus, Camataru (Piturca), Hagi (Mateut) Goller Belodici (dk. 44), Ali Çoban (dk. 72 kendi kalesine), Bölöni (dk. 62), Tanju Çolak (dk. 89 penaltıdan) 22 Ağustos 2007, Özel maç Romanya 2 - 0 Türkiye Stat Romanya, Lia Manoliu Stadı, Bükreş Hakemler Markus Merk, Matthias Anklam, Holger Henschel (Almanya) Romanya Lobont- Marin, Goian, Chivu (Kaptan) (Niculescu), Razvan Raj-Petre (Nicolita), Radoi (Munteanu), Dica (Cristea), Codrea (Lazar)-Mutu, Marica Türkiye Serdar Kulbilge (Fenerbahçe)-Sabri Sarıoğlu (Galatasaray) “Gökdeniz Karadeniz (Trabzonspor dk. 81)”, Gökhan Zan (Beşiktaş), İbrahim Toraman (Beşiktaş), İbrahim Üzülmez (Beşiktaş) “Volkan Yaman (Galatasaray dk. 66)”-Mehmet Topuz (Kayserispor) “Hüseyin Çimşir (Trabzonspor dk. 72)”, Hamit Altıntop (Bayern Münih), Emre Belözoğlu (Newcastle United, Kaptan) “Nihat Kahveci (Villarreal dk. 41)”, Arda Turan (Galatasaray) “Tümer Metin (Fenerbahçe dk. 46)”-Tuncay Şanlı (Middlesbrough), Gökhan Ünal (Kayserispor) “Halil Altıntop (Schalke 04 dk. 72)” Goller Dica (dk.62), Mutu (dk. 70) 03 Eylül 20 10 Kaz akistan-Türk iye Belçika-Alm anya A Grubu Türkiye Almanya Belçika 08 Ekim 2010 Almanya-Türkiye Avusturya-Azerbaycan Kazakistan-Belçika 010 07 EylülBe2lçika Türkiyecan -Azerbay a y n a lm A n -Kazakista Avusturya 12 Ekim 2010 Azerba ycan-T ürkiye Belçika -Avustu rya Kazaki stan-Al manya Avusturya Azerbaycan Kazakistan 03 Haziran 2 011 Belç ika-Türkiye Avusturya-A lmanya Kazakistan-A zerbaycan 1 06 Eylül 20iy1e rk Avusturya-Tü azakistan Azerbaycan-K 46 Türkiye Romanya 25 Mart 2011 Avusturya-Belçika Almanya-Kazakis tan 011 2 n a r i z a 7H lmanya an-A Azerbayc 7 Ekim 2 011 Türkiy e-Alman ya Azerbay can-Avu sturya BelçikaKazakista n 011 2 t r a M 29 a Avustury Türkiyean zerbayc A a ik lç Be 2 Eylül 2 011 Türkiye -Kazakis tan Azerbay can-Belç ika Almanya -Avustur ya 11 Ekim 201n1 ca Türkiye-Azerbay ka Almanya-Belçi sturya Kazakistan-Avu Coca-Cola Akademi Ligi, 14, 15 ve 16 ya gruplarndaki yetenekli gençleri "iyi birey, iyi vatanda, iyi futbolcu" prensibiyle yetitirerek, gençlerin sadece teknik, taktik veya fiziksel anlamda de¤il; duygusal, zihinsel ve kültürel açlardan da gelimelerine yardmc oluyor. Gelece¤in futbolcularn sahaya hazrlarken, Türk futboluna da yatrm yapyor. 48 Türkiye Romanya