önemli bir dönüm noktasının batılılar tarafından şeker kamışından şeker eldesinin farkedilmesi olmuştur. Bu, aynı zamanda esir ticaretinin başlamasının da nedeni olmuştur. Koloniyel Avrupa’lı ülkeler 16. yüz yıldan itibaren yaklaşık 20 milyon Afrikalı esiri Güney Amerika bölgesine götürerek şeker kamışından şeker üretiminde kullanmışlardır. Böylece batılılar pahalı ve muteber olan şekeri daha ucuz temin etmeye başladılar. Daha sonraki yıllarda şekerin pancardan da üretilmesi ile Avrupa’da çeşitli tatlı ve şekerli ürünler mutfaklarda daha çok yer almaya başladı ve pastacılık aşcılığa paralel bir sanat ve meslek haline geldi. Yemekleri bir tatlı ile sonlandırmak birçok ülke mutfağında gelenekselleşti. katkıda bulunması ile şeker mutfakların da vazgeçilmezi oldu. Konsantre şekerin gıdaların bozulmasını engellediğinin anlaşılması sonrasında da meyvelerin reçel ve marmelat yapılarak uzun süre saklanılmasına başlanıldı. 18. yüzyılda Fransa’da başlayan bu uygulama bir gıda koruma yöntemi olarak hızla diğer ülkelere de yayıldı. Sonuç olarak, şeker ve şekerli maddelerin yaşantımızda önemli bir yeri olduğunu ve bunların hayatın “tadı ve tuzu” olduğunu kabul etmeliyiz. Peki, yazının başında vurguladığım “şeker bir zehirdir “görüşünü nereye koyacağız? Aslında sorun, içinde bulunduğumuz yaşam koşullarında insanların önemli bir kısmının az hareketli bir yaşam sürdürmesi ve alınan kalorilerin harcanamamasıdır. Hareketsizlik ve aşırı kilolu olmanın getirdiği sağlık sorunları için sadece şekeri suçlamak doğru bir yaklaşım değildir. Kilo sorunu olmayan bazı insanların dengeli beslenme gayesi ile şekeri sıfırlamaya yöneldiğini görüyoruz. Temel gıdası şeker olan beyin insanları şekerli gıdalara yönlendirmeye devam edecektir. Şeker yemeyerek insanların kendilerini böyle bir strese açmaları ne kadar doğru acaba? Pastacılık ve şekerleme sektörünün şekere karşı bunca propogandaya rağmen küçülmediğini hatta, tam tersine çeşitlenerek büyüdüğünü görüyoruz. Şekerle didişmek yerine içinde şekerli ürünlere de yer veren dengeli beslenme ve hareketli bir yaşam benimsemek daha doğru değil mi? Unutmayalım ki aynı zamanda enerji veren ama besin değeri olmadığı iddia edilen şeker sütlü, meyveli ve çikolatalı ürünler halinde hem lezzetli ve hem de besleyici birçok gıdanın sevilerek tüketilmesine katkıda bulunur. PATISSERIE BY FOODINLIFE AĞUSTOS-EYLÜL 2016 125 İnsanların şekerli ürünlere ilgisi, şefleri şekeri yemeklerde de kullanmaya yönlendirdi. Aşcılar yemeklerin ve sosların lezzetini artırma veya dengelemede şekeri yoğun olarak kullanmaya başladılar. Unlu gıdalarda gevrekliği sağlaması, proteinli gıdalarda yemeğin lezzetine ve kıvamına *DOKUMAN.indd 125 31/08/2016 16:33