Orman Bakanlığı Yayın No: 291 Müdürlük Yayın No ISSN:1301-9538 : 18 GAP BÖLGESİNDE FARKLI SULAMA KOŞULLARINDA TESİS EDİLECEK AĞAÇLANDIRMALARDA KULLANILABİLECEK TÜR SEÇİMİ (AKÇAKALE ÖRNEĞİ) Investigation of Some Species Established Under Different İrrigation Conditions İn Southeast Anatolia Region (Akçakale Region) (ODC: 232.1) Ferit TOPLU Hüseyin KARATAY TEKNİK BÜLTEN NO: 10 T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI GÜNEYDOĞU ANADOLU ORMANCILIK ARAŞTIRMA MÜDÜRLÜĞÜ SOUTHEASTERN ANATOLIA FORESTRY RESEARCH INSTITUTE ELAZIĞ-TÜRKİYE II İÇİNDEKİLER Sayfa İÇİNDEKİLER I ÖNSÖZ. III ÖZ IV ABSTRACT. V 1. GİRİŞ. 1 2. MATERYAL VE YÖNTEM. 2.1. Türler. 2.1.1 Populus nigra L. 2.1.2 Celtis australis L. 2.1.3 Cupressus sempervirens L. 2.1.4 Morus alba L. 2.1.5 Pinus brutia Ten. 2.1.6 Pinus halepensis Mill. 2.1.7. Pinus eldarica 2.1.8. Robinia pseudoacacia L. 2.1.9. Melia azaderach L. 2.1.10. Fraxinus angustifolia Vahl. 2.1.11. Catalpa bignonioides L. 2.1.12. Ailanthus altissima Desf. 2.1.13. Platanus orientalis L. 2.2. Deneme Alanı 2.3. Deneme Alanının Ekolojik Özellikleri 2.3.1. Toprak Özellikleri 2.3.2. Yersel ve Klimatik Bilgiler 2.4. Çap, Boy ve Tutma Başarısı Ölçüleri ve Tespitleri 2.5. Değerlendirme Yöntemleri 5 5 5 6 6 7 8 9 9 9 10 11 11 12 12 13 14 14 16 17 17 3. BULGULAR 3.1. Türlere Ait Çap Değerlerine İlişkin Sonuçlar 3.2. Türlere Ait Boy Değerlerine İlişkin Sonuçlar 18 18 18 III 3.3. Türlerin Tutma Başarılarına İlişkin Sonuçlar 3.4. Türlere Ait Verilerin Genel Olarak Değerlendirilmesi 20 20 4. TARTIŞMA VE SONUÇ 25 ÖZET 30 SUMMARY 31 KAYNAKÇA 33 IV No TABLO VE ŞEKİLLER DİZİNİ Sayfa Tablo 1. Türkiye’de Endüstriye Plantasyonlarda Kullanılan Türlerin Hacim Artımları 3 Tablo 2. Deneme Alanında Kullanılan Türler 14 Tablo 3. Deneme Alanının Toprak Özellikleri 15 Tablo 4. Deneme Alanına İlişkin Yersel ve İklimsel Bilgiler 16 Tablo 5. Deneme Alanında Çap Değerlerine Uygulanan Varyans Analizleri Sonuçları 18 Tablo 6. Türlerin Ortalama Çap, Boy ve Tutma Başarıları 19 Tablo 7. Deneme Alanında Boy Değerlerine Uygulanan Varyans Analizlerinin Sonuçları 20 Tablo 8. Deneme Alanında Yaşayan Fidan Sayısı Değerlerine Uygulanan Varyans Analizlerinin Sonuçları 20 Tablo 9. Deneme Alanında Farklı Sulama Uygulamasına Göre Türlerin Çap, Boy ve Yaşayan Fidan Sayısı Ortalamalarının Karşılaştırılması 21 Şekil 1. Üç Sulamalı Parsellerde Türlerin Yıllara Göre Çap Büyümeleri Şekil 2. Altı Sulamalı Parsellerde Türlerin Yıllara Göre Çap Büyümeleri 22 22 Şekil 3. Üç Sulamalı Parsellerde Türlerin Yıllara Göre Boy Büyümeleri 23 Şekil 4. Altı Sulamalı Parsellerde Türlerin Yıllara Göre Boy Büyümeleri 23 Şekil 5. Üç Sulamalı Parsellerde Türlerin Yıllara Göre Tutma Başarıları 24 Şekil 6. Altı Sulamalı Parsellerde Türlerin Yıllara Göre Tutma Başarıları 24 V VI ÖNSÖZ Bu çalışma, TARP projeleri kapsamında 1999-2003 yılları arasında 24.6903 numara ve ‘GAP Bölgesinde Farklı Sulama Koşullarında Tesis Edilecek Ağaçlandırmalarda Kullanılabilecek Tür Seçimi (Akçakale Örneği)’’ ismiyle Güneydoğu Anadolu Ormancılık Araştırma Müdürlüğünde yürütülmüştür. Araştırma çalışmaları sonucunda başarılı bulunarak plantasyon alanlarına sokulan yeni hızlı gelişen türler, yetiştiricilerine ekonomik yönden önemli kazançlar sağlaması, plantasyonlardaki tür zenginliğini arttırması, bölgenin odun hammaddesi gereksinimini kolaylıkla sağlamasının yanı sıra doğal ormanlarımız üzerindeki üretim baskısını da önemli ölçüde azaltmaktadır. Bu çalışmada, Güneydoğu Anadolu Bölgesine uyum sağlayabilen pratik ve teorik olarak uygun görülen türlerin bölgenin ekolojik koşullarına uyum yetenekleri ve büyümeleri incelenmiştir. Tür denemeleri de denen bu çalışma ile bölgeye uyum sağlayan hızlı gelişen türler, çeşitli karakterleri incelenerek belirlenmesi hedeflenmiştir. Buna bağlı olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi için başarılı olarak tespit edilen türlere ilişkin orijin denemelerinin kuruluşuna en kısa zamanda geçilmelidir. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde gerçekleştirilen bu çalışmada emeği geçen Şanlıurfa İl Çevre ve Orm. Müd. elemanlarına, deneme alanının bakım ve sulama işlemlerini yapan Botanik Mühendislik Orm. Tarımsal Gıda Tekstil İnş. San. Tic. Lim. Şirketi’ne, Birecik Orm. Fid. Müd.’ne, deneme alanının kuruluşunda, veri toplanmasında, değerlendirilmesinde ve sonuç raporunun yazımında emeği geçen, Güneydoğu Anadolu Ormancılık Araştırma Müdürlüğü elemanlarına ve Kavak ve Hızlı Gelişen Yabancı Tür Orm. Ağ. Arş. Müd. Uzmanı Dr. Barbaros Gürsel Özcan’a teşekkür eder, araştırma sonuçlarının ormancılık toplumuna ve diğer ilgililerine yararlı olmasını dileriz. Elazığ, 2006 Ferit TOPLU Hüseyin KARATAY VII VIII ÖZ Bu çalışmada, Güneydoğu Anadolu Bölgesine biyolojik uyumları teorik ve pratik olarak belirlenen ve ağaçlandırmalarda kullanılabilecek bazı yapraklı ve iğne yapraklı orman ağacı türlerinin adaptasyonları ve ilk büyüme performansları farklı sulama koşulları altında araştırılmıştır. Denemede kullanılan 13 türden önemli bir kısmı bölgenin olumsuz ekolojik koşullarına uyum sağlayamayarak elimine olmuşlardır. Sadece Kızılçam (Pinus brutia Ten.), Eldar Çamı (Pinus eldarica (Medw.), Halep Çamı (Pinus halepensis Mill.), Adi Servi (Cupressus sempervirens) ve Tesbih Ağacı (Melia azaderach) yaşayan fidan sayıları itibariyle değerlendirmeye konu olabilecek türler olarak tespit edilmişlerdir. Sulama işlemi ile büyüme (çap ve boy) ve tutma başarısı arasında anlamlı bir ilişki bulunamamasına karşın tür ile yaşayan fidan sayısı arasında % 95 olasılık düzeyinde önemli farklılık bulunmuştur. Sonuç olarak, deneme alanında yapraklı türler başarısız olmuştur. Başarılı görünen iğne yapraklı türler, Adi Servi ve Tesbih ağacı arasında çap ve boy büyümeleri göz önüne alındığında istatistiki yönden çok önemli farklılıklar tespit edilememiştir. Bundan sonraki aşamada yukarıda adı geçen türler kullanılarak bölgede orijin çalışmaları başlatılmalıdır. Anahtar kelimeler: Sulama, Tür denemesi, İğne Yapraklı Türler, Yapraklı Türler, Orijin IX X ABSTRACT In this study, adaptability and growth performances of some species in the experiment established under different irrigation conditions in Southeast Anatolia region were investigated. The great part of species were eliminated because of harsh ecologic conditions of region. Pinus brutia Ten., Pinus eldarica Medw., Pinus halepensis Mill., Cupressus sempervirens and Melia azaderach were included to the statistical analysis because of their adequate survived individuals. In trial site, there were no significant differences between the species as regard growth (diameter, height) and survival persentage and irrigation. But, significant differences were found between the species at 0.05 probability level regarding their survival. As a result, broadleaved species were found unsuccessful for the region. As a next step, we should start to establishment of provenance trials by using mentioned species above. Keywords: Irrigation, Species trial, conifer species, broad leaved species, provenances XI XII 1.GİRİŞ İnsanoğlu varoluşundan bu yana büyük ölçüde odun hammaddesinden yararlanmaktadır. Nüfusun artması ve yaşam standartlarının yükselmesiyle birlikte odun hammaddesine olan gereksinimin artmasına karşın orman kaynakları giderek azalmaktadır (Toplu, 1998). Global odun hammaddesi talebi 2000 yılında 4.2 milyar m3’e ulaşmıştır. Talebin 2020 yılında da 5.6 milyar m3’e ulaşması beklenmektedir (Birler, A. S. 2003). Apsey ve Reed (1996), yapacak odun talebinin yılda % 1.5 oranında artacağını varsayarak, 2010 yılında 400 milyon metreküp, 2020 yılında 600 milyon metreküplük odun arz açığının olacağını öne sürmüşlerdir. 1990 Yılından bu tarafa odun hammaddesine olan global talebin, sadece doğal ormanlardan karşılanması artık mümkün değildir. Bu gelişmeler sonucunda, başarılı ağaçlandırma yatırımlarının yaygınlaştırılması, gittikçe artan odun hammaddesi talebinin karşılanması için acil bir zaruret haline gelmektedir. Ülkemizde yapılmakta olan odun hammaddesi üretimi, odun hammaddesi taleplerimizi karşılayamamakta olup, 2010 yılında arz talep açığımızın 17.5 milyon m3 olacağı belirtilmektedir (Koçer, 1999). Dünyada yaşanan odun hammaddesi sıkıntısı nedeniyle, dış alım olanakları zor ve pahalı olacağından, bu açığımızı, yurt içi üretimle karşılamamız gerekmektedir. Odun hammaddesi açığının daha fazla artmadan karşılanabilmesi çarelerinden biri de idare süresi 20-30 yıl olan hızlı gelişen türlerle çalışmalara konu olan özellikle iğne yapraklı türlerle uygun ekolojik koşullarda endüstriyel plantasyonlar kurmaktır. Endüstriyel plantasyon, kısa idare süreli hızlı gelişen türlerle yapılan ve ticari olarak kâr amaçlı çalışmalar şeklinde kısaca tanımlanabilir. Türkiye’de hızlı gelişen tür olarak kabul edilen ve endüstriyel tür plantasyonlarında kullanılması önerilen bazı ağaç türlerinin hacım verimleri tablo 1’de verilmiştir. Ülkemizde 1990’lı yılların başından bu yana doğal ormanlarımızdan ortalama olarak yılda 7 milyon m3 yapacak ve 9 milyon m3 yakacak odunu olmak üzere yılda toplam 16 milyon m3 dolayında odun hammaddesi üretilmektedir. Ayrıca orman dışı alanlarda özel mülkiyet altındaki arazilerde kavakçılık yapılmasıyla aynı dönem içinde yılda 3.5 milyon m3 düzeyinde ek odun hammaddesi üretimi gerçekleştirilmiştir. Ülkemizde mevcut ağaç türleri ve bunların yer almış oldukları ekosistemler topoğrafik ve klimatik koşullardaki farklılıklara bağlı olarak önemli ölçüde genetik çeşitliliklere neden olmaktadırlar. Türkiye’de 11.000 civarında bitki türünün bulunması (Güner ve Ark., 2000) bunun doğal bir sonucudur. Orman ağaçlarındaki genetik varyasyondan yararlanılarak seleksiyon ve ıslah yoluyla yeni varyeteler, ekotipler ve klonlar geliştirilmektedir. Türlere göre uygulanan ıslah programlarının sonucunda odun üretiminde kalite ve kantite itibariyle önemli artışlar sağlanmaktadır. Araştırma sonuçlarının uygulamaya aktarılması, elde edilen genetik kazancı ekonomik kazanca dönüştürmektedir. Öte yandan 2010 yılından başlayarak GAP Bölgesinde yılda 16 milyon ton civarında tarımsal üretimin sağlanacağı tahmin edilmektedir. Üretilen bu ürünün hasadı, depolanması, işlenmesi, ambalajlanması ve taşınması gibi aşamalarda 1.5 milyon m3 odun hammaddesine gereksinme vardır. Buna karşın GAP Bölgesinde odun hammaddesi üretimi çok düşük olup tüm orman varlığımıza oranı koru ormanında % 0.2, baltalık ormanında ise % 6.3 kadar olup ayrıca bu bölgemiz ülkemizin diğer orman kaynaklarına oldukça uzaktır. Bu gereksinmeyi karşılamak için yurt dışından odun ithali ise ekonomik değildir. Bu nedenle GAP Bölgesinde odun hammaddesi ihtiyacını karşılayabilmenin en ekonomik yollarından biri uygun ağaç türleri ile endüstriyel plantasyonlar tesisidir. Bu kapsamda bölgenin tarıma uygun alanlarının en az % 3-5 inin endüstriyel plantasyonlar tesisine konu olması gerekmektedir. Bu gerçekleştiği takdirde, 47400 hektarlık alanın, içinde kavağın da bulunduğu endüstriyel plantasyon tesisine uygun yapraklı ve iğne yapraklı türlerle ağaçlandırılabileceği açıktır (Birler ve Koçer 1992). Bu bölgede endüstriyel plantasyonlara ilişkin ilk çalışmalar 1989 yılında “Türkiye Kavakçılığını Geliştirme” projesi ile başlamıştır. Bölge çiftçisi ilk kez kavak plantasyonları ile tanışmıştır. Önümüzdeki yıllarda bu tür çalışmaların bu bölgede yeni ve değişik diğer ağaç türleri kullanılarak genişletilmesi ve yoğunlaştırılması gerekmektedir. GAP projesi kapsamında inşa edilen sulama kanallarının da devreye girmesiyle yörede tarımsal ürünün artışının yanı sıra endüstriyel plantasyonların tesisi de gündeme gelecektir. 2 Tablo 1. Türkiye’de endüstriyel plantasyonlarda kullanılan türlerin hacım artımları Table 1. The Volume increments of species used in industrial plantations in Turkey Türler Yıllık ort. artım Source (m3/ha/yr) Pinus pinaster 6,3 - 24,6 Asan 1998, Tunçtaner 1998a, 2003b 7,6 - 23,2 Asan 1998, Tunçtaner 1998a, Tunçtaner et al 2003b 5,1 - 28,0 Atasoy 1998, Tunçtaner 1998a 3,7 - 8,8 Erkan 1998, Tunçtaner et al 1986, Tunçtaner 1998a Pinus brutia 3,7 - 15,4 Tunçtaner 1998a, Erkan 2002 Pinus pinea 3,9 - 8,2 Tunçtaner 1998a Cedrus libani 1,4 - 3,6 Erkan 1998, Tunçtaner and Tulukçu 1993 Cup. arizonica 2,7 - 15,3 Tunçtaner and Tulukçu 1993 4,2 - 33,5 Avcıoğlu and Acar 1984, Doğru 1988, Avcıoğlu et al 1994 35,0 - 50,4 Avcıoğlu et al 1994, Avcıoğlu and Gürses 1988 Pinus radiata Ps. menziessii Pinus nigra Eu .camaldulensi Eu. grandis Populus deltoides 13,8 - 45,6 Tunçtaner 2000, Tunçtaner 2002 P. x euramericana 10,0 - 40,7 Birler 1994, Tunçtaner et al 2003a Populus nigra 12,7 - 15,1 Tunçtaner et al 1998b Salix alba 26,0 - 30,0 Tunçtaner 1990/2 Alnus glutinosa 8,3 - 19,3 Üçler 1998, Batu and Kapucu 1995 Bu amaçla tesis edilecek endüstriyel plantasyonlarda sulamanın da uygulanarak elde edilecek odun hammaddesi üretimi gelecekte çok önemli boyutlara ulaşacak ve odun hammaddesi ihtiyacı bölge içinden 3 karşılanabilecek duruma gelecektir. Bu bölgede yapılacak endüstriyel plantasyonlar bütün bunlardan başka: Rüzgar erozyonunun azaltılması 12Toprak ve hava rutubetinin korunması Derin toprak katmanlarının kullanılması 34Toprakta organik madde birikiminin sağlanması 5Bölgenin rekreasyon değerinin artması 6Sebze ve meyve tarımı için destek materyalinin sağlanması Bölgenin yakacak odun gereksinmesinin sağlanması 78Hayvan yemi tedariki 9Agroforestry imkanı sağlanması 10Toprak ısısının düşürülmesi konularda önemli yararlar sağlayacaktır (Ledgard-Baker 1992, Uğurlu. 1998). Projede deneme alanının ekstrem iklim koşullarında (ŞanlıurfaAkçakale) bulunmasından dolayı bu ve benzeri alanlarda özellikle sulamaya geçen GAP bölgesinde farklı sulama derecelerinde yapılacak ağaçlandırma çalışmalarında başarılı olabilecek türlerin belirlenmesi önem arz etmektedir. Bu çalışma, sulama ile birlikte gerek tam alan plantasyonlarda ve gerekse tarla sınırları, kanal ve kanaletler boyunca yapılacak ağaçlandırma çalışmalarına tür seçimi konusunda yol gösterecektir. 2. MATERYAL VE YÖNTEM 2.1. Türler: Deneme alanında kullanılacak türlerin seçimini yaparken özellikle, bu bölgenin ekolojisine uyum sağlamış ve bu bölgede dağılış yapan türler düşünülmüştür. Bu bölgede dağılışı olmayan bazı türler de teorik çalışmalar ve literatür incelemesinden sonra deneme alanında kullanılmıştır. Deneme alanında kullanılan türlerin genel özellikleri aşağıda verilmiştir. 4 2.1.1. Populus nigra L. subsp. nigra cv. Pyramidalis (Avrupa Piramidal Karakavağı, Lombardy Kavağı) Karakavak Aigeiros seksiyonu içinde yer alır. Karakavak taksonunda dallar gövdeye paralel denecek şekilde çok dar bir açı yaparak uzadığı için sütun gibi bir dış görünüşe sahiptir. Adi Servi’ye benzediğinden ötürü de Anadolu’da buna “Servi Kavağı” adı verilmiştir. Bunun dışında Anadolu’da yerel olarak karakavak, acı kavak adı verilen varyeteleri de mevcuttur. Dünyadaki karakavak plantasyonları oldukça fazla ekonomik öneme haizdir. Gövde kabukları genç yaşlarda esmer, koyu renklidir ve boylu boyuna çatlaktır. Gövdenin toprağa yakın alt kısımları çıkıntılı ve oyuntulu olarak birden bire kalınlaşır ve nayloid bir şekil alır. Kurak iklimde iyi bir gelişme gösteremezler, rutubet isteği daha fazladır. Genellikle akarsu boylarında yayılış gösterir. Karakavak, sosyal ve ekonomik fonksiyonları itibariyle riparian (su basan, akarsu yatağı ekosistemi) ekosistemlerin çok önemli bir ağacıdır. Türkiye, yıllık karakavak odununun toplam kavak odunu üretimi içindeki % 50 payı ile Avrupa’da tek ülke konumundadır. Türkiye’de karakavak çoğunlukla yol, akarsu, tarla kenarlarında sıra plantasyonları şeklinde yayılış gösterir. Riparian ekosistemlerdeki varlığı ile taşkınları kontrol eder, su kalitesini arttırır. Doğal yayılışı sadece insan etkisinin görülemediği dağlık alanlardaki akarsu yataklarında görülür. Riparian alanlardaki yoğun tarımsal etkinlikler nedeniyle Belçika, Hollanda ve Almanya’da karakavağın doğal vejetasyonları nadir olarak görülür ve buna bağlı olarak da doğal gençleşme çok sınırlıdır. Ülkemizde sahil yöreleri dışında tüm Anadolu’da yayılış gösterir. Güney ve Orta Avrupa’ya iyi intibak etmiştir. Orta Asya’da dağınık yayılış gösterir. 2.1.2. Celtis australis L. (Adi Çitlenbik) 20-25 m. boyunda, yuvarlak tepeli bir ağaçtır. Gövdenin gri renkli ince ve düzgün bir kabuğu vardır. Çiçekleri erdişi veya bir cinslidir. Çekirdekli sulu meyvelere sahip olup olgunlaştığında etli kısmı tatlıdır ve yenir. Diri kısmı sarı, öz kısmı gri renkli olan odunu elastiki ve dayanıklıdır. Coğrafi yayılışı Güney Avrupa, Kuzey Afrika ve Batı Asya’dır. Ülkemizde Kuzey, Batı ve Güney Anadolu’da 50-700 (1000) m yükseltiler arasında görülür. Hiçbir zaman başlı başına orman veya bük kurmaz, dağınık olarak bulunur. Şehir ve kasabalarda cami ve 5 türbe avlularında, mezarlıklarda sıkça görülür. Meyvelerinin güvercinler tarafından sevilerek yenmesi nedeniyle, yukarıda sözü edilen yerlere güvercinler tarafından taşındığı düşünülebilir. 2.1.3. Cupressus sempervirens L. (Adi Servi) 20-30 m.’ye kadar boylanabilen, dalları gövdeye dik gelecek biçimde yaygın (horizontalis) olup, dış görünüşüyle “Sedirleri” anımsatan geniş piramidal veya dalları hemen hemen gövdeye paralel ve yukarıya doğru dik çıkmış (fastigiata), sütun şeklinde ağaçlardır. Genelde gövde dolgun değil, birdenbire incelir. Boyuna, ince şeritler halinde çatlaklı düzgün bir kabuğu vardır. Koyu yeşil renkleri pul yapraklar sürgünlere karşılıklı olarak, birbirlerini örtecek şekilde yerleşmiştir. Kısa sürgün uçlarında sarkık bir vaziyette küre ve yumurta biçimindeki kozalaklar 2.5-3 cm çapındadırlar. Çok sayıda (8-14) puldan oluşan, parlak kahverengindeki kozalak karakteristiktir. Akdeniz Servisinin sarı renkteki odununun öz kısmı daha koyudur. Çok sert ve dayanıklıdır, aynı zamanda güzel kokuludur. Halk arasında ünlü “güve girmez” Servi sandıkları bu türün odunundan yapılmıştır. İstekleri az ve özellikle hiçbir ağaç türünün yetişmediği fazla kireçli topraklarda gayet iyi gelişmektedir. 2.1.4. Morus alba L. (Akdut) 15 m. kadar boy yapabilen, kalın dallı, geniş tepeli bir ağaçtır. Yan tomurcuklar yumurta biçiminde, kızıl kestane rengindedir, çıplaktır; sürgünler parlak sarımsı-kahverenginde olup, gençken hafif tüylüdür veya çıplaktır; yapraklar geniş yumurtamsı şekilli, 6-18 cm uzunluğunda olup kısa sivri uçludur. Ayanın dip tarafı yuvarlak veya yürek şeklindedir; yaprak kenarının uç kısımları küt kaba dişli, çeşitli şekillerde topludur. Üst yüzü açık yeşil ve pürüzsüz, alt yüzü damarlar boyunca tüylüdür veya hemen hemen çıplaktır, yaprak sapı 1-2.5 cm uzunluğundadır; bir veya iki evcikli olan çiçekler dikkati çekmeyecek kadar küçüktür; meyvesi değişik büyüklüktedir, olgunlaşınca beyaz, beyaz-pembe renk alır, ve tatlıdır. Vatanı Çin’dir. Yaprakları ipek böceği için yem olarak kullanılır. Ülkemizde her yörede uzun yıllardan beri meyvesi ve yaprakları için yetiştirilmektedir. Sarı renkli, dayanıklı odunu araba tekerleği, tarım 6 aletleri, takunya ve müzik aletleri (özellikle bağlamanın gövdesi) yapımında kullanılır. Meyvelerinden “pekmez” yapılır. Bazı varyete ve bahçe formları park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Yol ağacı olarak değerlendirilmek istendiğinde erkek çiçek taşıyan fertler kullanılmalıdır, dişi fertler uygun değildir, yolları meyveleri ile kirletmekle kalmaz, altından geçen kimselerin üst ve başına dökülerek elbiselerini lekelemiş olurlar. Nitekim İzmir, Selçuk-Kuşadası cadde ve yollarına erkek ağaçlar dikilerek işin doğrusu yapılmıştır. Bazı önemli varyete ve kültivarları: - M. alba var. Tataricum Loud. – Geniş tepeli, küçük bir ağaçtır Yaprakları küçük (4-8 cm. uzunluğunda), sık loplu, meyvesi küçük (takriben 1 cm. uzunluğunda), koyu kırmızı veya bazen beyaz renklidir, dayanıklı bir ağaçtır. M. alba var. Multicaulis (Perrottet) Loud. – Çok gövdeli çalı veya çalı görünümünde ağaçtır. Yaprakları çok büyük (8-15 cm. uzunluğunda), kuvvetli sürgünler üzerinde 30 cm. boyunda olanlarına rastlanır. Donuk yeşil, yumurta biçiminde, uzun damla uçlu, dip tarafı sığ yüreksi; her iki yüzü de çıplak veya alt yüzünde damarlar boyunca seyrek tüylüdür, kenarları küt dişlidir, nadiren lopludur. Meyvesi büyük, siyah renkli ve tatlıdır. Vatanı Çin’dir. Fakat Avrupa ve Amerika’ya ipek böceği yetiştirmek amacı ile çok önceleri getirilerek kültüre alınmıştır. - M. alba cv. ‘Pendula’ – Park ve bahçeleri süsleyen, sarkık dallı küçük bir ağaçtır (Şekil 152). -M. alba cv. ‘Pyramidalis’ – Sürgünleri gövdeye yapışık paralel ve yukarıya doğru yönelmiş, servi kavak görünümünde bir ağaçtır. - M. alba cv. ‘Nana’ – Kompakt, bodur bir çalıdır. -M. alba cv. ‘Laciniata’ – Yaprakları orta damara kadar, parçalanmış, dar-uzun lopcuklara ayrılmıştır. (= ‘Skeletoniana’). 2.1.5. Pinus brutia Ten. (Kızılçam) Sahil kesimlerinde, 15-20 m. boyunda kalın dallı bir ağaç olup gövdeleri çok kere düzgün değildir. Ancak, rakım yükseldikçe, ağaçlarda gövdelerin düzgünleşmeye, boyların artmağa (20-25 m. boya ulaştığı) başladığı, tepelerin sivrileştiği ve dalların inceldiği görülür. 6-11 cm. kozalakları topaç biçimindedir, sapsız veya çok kısa saplıdır. Olgun kozalaklar parlak kırmızımtırak-kahverenginde ve birkaçı bir arada, toplu olarak bulunur. Odunu fazla kıymetli olmamakta beraber, travers olarak dış ülkelere satıldığı gibi, yerel 7 ihtiyaçlarda, özellikle ambalaj için çok kullanılmaktadır. Reçine üretimi bakımından önemi büyüktür. Genel coğrafi yayılış alanı Akdeniz ve Karadeniz kıyılarıdır. Fakat asıl geniş yayılışını Doğu Akdeniz ülkelerinde yapar. Filistin, Ürdün, Suriye, Irak, Lübnan, Kıbrıs, Türkiye, Yunanistan ve İtalya’da yayılır. En geniş yayılışını ülkemizde yapar. Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde çok geniş ormanlar kurar. Kızılçamın parkçılık bakımından kıymeti olan ve Kızılçam ormanlarında rastlanan, sık dallı ve yuvarlak tepeli var. Agrophiotti Pop.: piramidal tepeli var. Pyramidalis Selik, var. Densifolia Yalt._Boyd., var. Pendula Mere gibi varyeteleri vardır. 2.1.6. Pinus halepensis Mill. (Halep Çamı) Genellikle eğri gövdeli, gençlikte sivri, yaşlanınca dağınık tepeli, 10-15 m boyunda orman ağacıdır. Gövdenin gri renkteki kabuğu uzun zaman çatlaksız düz kalır. Taze sürgünler sarımsı veya yeşilimtrak esmer, gelişmiş olanlar açık kül rengindedir. Kozalak 8-12 cm arasında olup konik yapıdadır. Kozalağın çok uzun ve kalın sapı vardır. Sürgünlerde kozalak ucu aşağı bakar. Odunu fazla makbul olmayıp açık sarı renktedir. Odunundan ziyade reçinesinden yararlanılır. Halep çamı Akdeniz ülkelerinin sahil ağacıdır. Portekiz’den Doğu Akdeniz’e kadar doğal yayılış gösterir. Ülkemizde en çok Seyhan-Ceyhan nehirleri arasında Kadirli ve Karatepe dolaylarında doğal yayılış yapar. Ilıman iklim ağacı olup toprak isteği azdır. Tepelik, kumul alanlar başta olmak üzere her türlü toprakta yetişebilir. 2.1.7. Pinus eldarica Medw. (Eldar Çamı) Doğal yayılışını Azerbaycan, Afganistan, Güney Rusya ve İranda yapar. En güzel ormanları Azerbaycan’ın Eldar dağında bulunur. Bu nedenle Azerbaycan’da bu türe Eldar çamı denir. Genç yaşlarda hızlı büyüyen 20-25 metre boy yapabilen derin köklere sahip bir türdür. Düzgün gövde yapar. Işık ağacıdır. İyi drene edilmiş killi ve alkalin topraklarda da yetişebilir. Ayrıca kurak, rüzgarlı ve yarı kurak bölgelerde de yetişebilir (Gilman and Watson 1993). Noel ağacı olarak kullanıldığı gibi rüzgar perdelerinde de kullanılabilen bir türdür. Kurak bölgelerdeki park ve yol kenarı ağaçlandırmalarında sıklıkla kullanılır. 8 2.1.8. Robinia pseudo-accacia L. (Beyaz Çiçekli Yalancı Akasya) 15-20 m. boyunda, 2-60 (-90) cm. çapında geniş tepeli ağaçlardır. Gövde kabukları zig-zag, derin çatlaklı, gri-esmer renklidir. Genç sürgünler zeytuni-kahve renginde veya soluk kahve rengindedir, hafif zigzag ve köşelidir. Yaprak sapının iki tarafında kulakçıklardan değişmiş olan dikenler kuvvetli sürgünler üzerinde 1-1.5 cm. boyundadır; çiçek ve meyve taşıyan sürgünler üzerinde dikenler yok denecek kadar küçülmüşlerdir. Tüysü yapraklar 7-19 yaprakçıktan oluşmuştur. Çiçek kurulları 10-20 cm. uzunluğundadır, yaprakların koltuklarından aşağıya sarkarlar, güzel kokuludurlar. Meyve (bakla) 510 cm. uzunluğunda, yassıdır, açık kahve rengindedir, içerisinde 3-10 tane tohum bulunur.Öz odunu koyu, diri odunu açık sarı renkli, sert, çok dayanıklı, rutubetli topraklarda bile kolay kolay çürümeyen oduna sahiptir, ışık ağacıdır, hızlı büyür. En iyi gelişmeyi nehir kenarlarında, taban suyu yüksek dolma arazilerde yapar. Kuvvetli kök ve kütük sürgünü yapma özelliğine sahiptir. Genç sürgünleri ve kabuğunun çiftlik hayvanları için zehirli olduğu bilinir; yapraklarından mavi renkli boya elde edilir. Vatanı Kuzey Amerika’nın doğusudur. İyi bir toprak muhafaza bitkisi olduğu kadar süs bitkisidir. Çiçekleri arıcılıkta önemlidir, bal arılarının gıda deposudur. Bu ağaç türü 1601 yılında Jean Robin tarafından Fransa’ya getirilmiştir. Buradan tüm Avrupa’ya dağılmıştır. Bu yerlerde öncelikle demiryolları boyunca ve demiryolu istasyon çevrelerine dikilmişlerdir. Bugün Fransa, Yugoslavya’da hemen hemen naturalize olmuş gibidir. 20-25 m. boyunda ağaçlardır. Diri odun sarımsı, öz odun sarımsı-kahverengi ile kahverengi-mor renkte, koyu kahverengi ile koyu morumsu kahverengi şeritlidir. Dağınık traheli, çok dekoratiftir. Üst yüzeylerde kesme kaplama levha olarak, mobilya, lambri, parke, müzik aletleri, küçük gemi, fırça sapı yapımında, tornacılık, oymacılıkta kullanılır. Hindistan, Seylan ve Cava’da yayılış göstermektedir. 2.1.9. Melia azaderach L. (Tesbih Ağacı) 6-15 m. boyunda, küçük veya orta büyüklükte, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Koyu, kırmızımsı kahve renkli gövde kabuğu sonradan çatlaklıdır. Çiçekleri çok sayıda, gösterişli, kokulu ve leylak rengindedir. Yaprak koltuğundan çıkan çiçekleri salkım halindedir. İri 9 bir tesbih tanesi büyüklüğündeki meyveleri çekirdekli sulu meyve tipindedir. Olgunlaşınca kahverengi-sarı renkli, zehirli ve keksin kokulu olup, yapraklar döküldüğü zaman belirgin olarak göze çarparlar. Diri odun sarımsı-beyaz, öz odun koyu kırmızımsıkahverenklidir. El aletleri, dolap, eşya, nefesli müzik aletleri ve sigara kutuları yapımında kullanılır, Cilaya iyi gelir. Alanya’da Kestel köyünde çok yaygındır. Odunun yıllık halkaları geniştir ve çabuk çürümektedir. Muz ve diğer meyveler için kasa yapımında kullanılmaktadır. Endokarp çok sert olduğundan, tesbih ve süs eşyası olarak değerlendirilir. Ayrıca odunu eczacılıkta değerlendirilir (Watson and Dallwitz 1992). Vatanı Güney Asya, Himalaya’lar ve Çin’dir. İzmir ve İstanbul parklarında yol ağacı olarak yetiştirilir. 2.1.10. Fraxinus angustifolia Vahl. (Dışbudak) Yetişme yerine göre 30-32 m.ye kadar boylanabilen bir ağaçtır. Gövde kabuğu boz-esmer renkli, derin çatlaklıdır. Erkek ve dişi çiçekler aynı ağaç üzerindedir. Uzun ve kısa sürgünleri vardır. Genç sürgünler parlak gri yada yeşilimsi çıplaktır. Gövdenin açık gri renkli kabuğu yaşlandıkça boz bir renk alır ve uzunlamasına derin çatlaklar oluşturur. Tam ışık alan veya parçalı gölgeli yerleri tercih eder. En iyi büyümesini derin, nemli, organik madde bakımından zengin kalkerli topraklarda yapar. Farklı pH derecelerine dayanıklıdır (Gilman ve Watson 1993). Parkların çevrelerinde ve yol kenarlarında kullanılabilir. Erkek bireyleri park ve kampus alanları için çok uygundur. Düzgün gövdeli bireyler elde etmek için düzenli budamalara ihtiyacı vardır. Odunu el aletleri, tenis raketi ve bilardo sopası yapımında ve mobilyacılıkta kullanılır. Kütük sürgünü verme özelliğine sahiptir. Kuvvetli kök sistemi kurarlar. Durgun sulardan hoşlanmazlar. Sulak yerlere dikim yapılırken özellikle nehir kenarları ve vadiler tercih edilmelidir. Ülkemizde en geniş yayılışı olan Dişbudak türüdür (Yaltırık ve Efe 1994, Kayacık 1966, Kayacık 1982). 2.1.11. Catalpa bignonioides L. (Katalpa) 10-15 metreye kadar boylanabilen, dağınık dallı, yayvan tepeli bir ağaçtır.Açık esmer renkteki kabuk derin çatlaklıdır. Ağaç lalesi de denilen bu tür, genelde her çeşit bitki hastalıklarının taşıyıcısı olarak bilinir ve bahçıvanlar tarafından pek sevilmez. Yürek-yumurta biçimindeki yapraklar 10-20 cm uzunluğunda , tam kenarlı, bazılarında 10 iki yan lobu vardır. 8-16 cm uzunluğunda yaprak sapına sahip olan yapraklar oğuşturulunca kötü koku verir. Bir dalın bir yerinden radyal doğrultuda 120 derecelik açılar ile çıkan uç yaprak bu ağacı ayırt etmenin en kolay yoludur. Bu tür, çiçeklerini Haziran-Temmuz aylarında açar. Meyvesi sonbaharda olgunlaşır. Kapsül 20-40 cm uzunluğunda 6-8 mm çapındadır. Doğal yayılışını Amerika Birleşik Devletlerinin Virginia eyaletinde yapar. Türkiye’de park ve bahçelerde sıkça görülür (Kayacık 1966). 2.1.12. Ailanthus altissima Desf. (Kokar Ağaç) 20-25 metreye kadar boylanabilen, geniş tepeli bir ağaçtır. Gövdenin açık renkli, düzgün, pürüzsüz bir kabuğu vardır. Yaprağın üst yüzü canlı yeşil, alt yüzlü açık gri yeşildir. Çiçekler terminal durumlu, mürekkep salkım vaziyetindedir. Karpeller serbesttir. Tohum uzun ve yassı olup meyvenin ortasında yer alır. Hızlı büyüyen kısa ömürlü bir ağaçtır. Ortalama ömrü 40-50 yıl kadardır. Gevşek ve derin topraklar ister. Fakat fakir topraklar üzerinde de yetişebilir. Çok kuvvetli kök ve kütük sürgünü yapar. Isı ve ışık isteği çok fazladır. Odunu güzel cila kabul eder. Doğal yayılışını yaptığı Çin’de yapı işlerinde ve mobilyacılıkta kullanılır. Doğal yayılışının dışında kuzey yarımkürenin ılıman bölgelerine de uyum sağlamıştır. Verimsiz yerlerin ağaçlandırılmasında, yol kenarlarında, toprak kaymalarının önlenmesinde, süs bitkisi ve yol, bulvar kenarı ağacı olarak kullanılmaktadır (Kayacık 1966). 2.1.13. Platanus orientalis L. (Doğu Çınarı) Kışın yaprağını döken boylu ağaçlardandır. Çok uzun yaşayan peyzaj ağacıdır. Çınar, orman bölgelerindeki dere içlerinde ve akarsu yataklarında doğal olarak yetişir. Ülkemizde yayılış gösteren türü Platanus orientalis L. dir (Doğu Çınarı). Boyu 20-30 metreye, gövde çevresi bazen 10 metreye ulaşabilir. Orta derecede veya hızlı büyüyen bir ağaç türüdür. Geniş bir taç ve kıvrık dallara sahiptir. Kabukları diğer çınar türlerinin tersine küçük parçacıklar halinde ve yavaş yavaş dökülür. 3-7 adet derin lopları olan iri yaprakları ve küremsi topluluklar oluşturan çiçekleri vardır. Çiçekler bir cinsli bir evcikli ve anemogamdır. Dere, nehir kenarlarını, vadi içlerini, taban suyu yüksek düzlükleri; toprak tipi olarak, kumlu, balçık ve killi toprakları tercih eder. Işık ağacıdır, gölgede büyüyemez. Kuvvetli rüzgarlara dayanıklı 11 olup deniz etkisine hassastır. Fazla derine gitmeyen, yüzeysel ve geniş bir kök sistemi oluştururlar. Hava kirliliği ve gaz zararlarına karşı dayanıklıdır. Güç yarılan dayanıklı olmayan oduna sahiptir. Marangozlukta kullanılamayan odunu kağıt hamuru için uygundur. Ülkemizde anıt ağaç karakterinde bir çok yerde bireyleri vardır (Yaltırık ve Efe 1994, Bean 1981, Polunin and Huxley 1987). 2.2 Deneme Alanı Şanlıurfa ili, Akçakale ilçesi, Bilece köyüne bağlı Bakacak Mezrası, Şanlıurfa Çevre ve Orman İl Müdürlüğü’ne bağlı ağaçlandırma sahası içerisinde tesis edilen deneme alanında, pratik ve teorik olarak bu bölgeye uyum sağlayabileceği belirlenen 13 tür kullanılmıştır (Tablo 2). Denemenin tesis edildiği alan, Şanlıurfa Tarımsal Araştırma Enstitüsünün Orman Bakanlığına devrettiği bir tarım alanıdır. Deneme alanında hızlı gelişen türler için uygulanan bakım işlemlerinin yanı sıra 2 farklı dozda sulama uygulanmıştır. Deneme alanı 18.02.1999 tarihinde tesis edilmiştir. Fidanlar Birecik ve Mardin orman fidanlıklarından temin edilmiştir. Tesis sırasında 1+0 yaşlı fidanlar 40 cm derinliğinde açılan çukurlara dikilmiştir. Kızılçam, Halep Çamı, Eldar Çamı ve Adi Servi türlerine ait fidanlar 1+0 yaşlı ve tüplü olarak dikilmişlerdir. Karakavak ise dikim tekniğine göre açılan 60 cm derinliğindeki çukurlara dikilmiştir. Deneme alanı rastlantı blokları deneme deseni kullanılarak 2 parça halinde tesis edilmiştir. Birinci parçada 13 tür 3 blokta 25 fidan içeren parseller ile temsil edilmiştir. Bu parçaya vejetasyon mevsimi içinde 3 kez sulama uygulanmıştır (Mayıs ayı başı, Temmuz ayı ortası ve Ağustos ayı sonu). Denemenin ikinci parçası ise aynı özellikler ile tesis edilmiş farklı olarak bu parçaya vejetasyon mevsimi içinde 6 defa sulama uygulanmıştır (Mayıs ayı başından başlayarak üçer haftalık periyodik aralıklarla). Tesis sırasında 3 m X 3 m aralık mesafe kullanılmıştır. Deneme alanı tesis edilmeden önce, çift soklu pullukla 60-70 cm derinlikte sürülmüş, ardından diskaro çekilmiştir. Deneme alanının tesisinden sonra her yıl Nisan ve Haziran aylarında özellikle sürüm ve bakım işlemleri tekniğine uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Deneme alanına ilişkin yersel bilgiler Tablo. 4’de verilmiştir. 12 Tablo 2. Deneme alanında kullanılan türler Table 2. The species used in trial site Tür Tür 1 Cupressus sempervirens L. 8 Morus alba L. 2 Pinus eldarica Medw. 9 Celtis australis L. 33 Pinus brutia Ten. 10 Fraxinus angustifolia Vahl. 4 Pinus halepensis Mill. 11 Populus nigra L. 5 Ailanthus altissima Desf. 12 Platanus orientalis L. 6 Robinia pseudoaccacia L. (yerli) 13 Catalpa bignonioides Walt. 7 Melia azaderach L. 2.3 Deneme Alanının Ekolojik Özellikleri 2.3.1 Toprak Özellikleri Vejetasyon mevsimi boyunca 3 sulamanın yapıldığı alandan alınan toprak örneklerinin analizi sonucunda, toprak tekstürü 0 – 30 cm derinliğinde killi balçık, 30 – 60, 60 – 90 ve 90 – 120 cm derinliğinde kil, toprak reaksiyonu çok hafif alkali – hafif alkali, tuzsuz, total kireç açısından 0-30, 30-60 cm derinliğinde çok kireçli ve 60-90, 90-120 cm derinlik kademelerinde ise marn karakterindedir. Üçlü sulamada profilinin aktif kireç bakımından ortalama değeri % 9.58 olup gerek total kireç ve gerekse aktif kireç yukarıdan aşağıya doğru artmaktadır. Bu profil, organik madde bakımından fakir-çok fakir, Azot, Potasyum ve Sodyumca uygun değerlerdedir. Vejetasyon mevsiminde 6 sulama yapılan profilde; toprak tekstürü 0-30, 30-60, 60-90 cm derinlik kademelerinde kil, 90-120 cm derinlik kademesinde ise kumlu-killi-balçık karakterindedir. Bu profilde, toprak reaksiyonu hafif alkali-çok hafif alkali, tuzsuz, total kireç açısından çok kireçli olarak yorumlanmıştır. Profilin aktif kireç bakımından ortalama değeri, % 6.96 olup organik maddece çok fakir, Azot, Potasyum ve Sodyum bakımından uygun değerlere sahiptir (Tablo 3). 13 Tablo 3. Deneme alanının toprak özellikleri Table 3. Soil properties of trial site Profil ve Derinlik Kum Kil Toz Toz + Kil Toprak Türü 3 sulama / 0 - 30 24,50 32,45 42,95 75,40 Killi balçık 3 sulama / 30-60 26,29 47,41 26,30 73,71 kil 3 sulama / 60-90 24,46 53,63 21,99 75,52 kil 3 sulama / 90-120 14,09 49,95 35,96 85,91 kil 6 sulama / 0 - 30 16,39 44,70 38,91 83,61 kil 6 sulama / 30-60 16,41 53,20 30,39 53,59 kil 6 sulama / 60-90 14,11 57,57 28,32 85,80 kil 6 sulama / 90-120 56,82 21,29 21,89 43,18 kumlu-killi-balçık Profil / Derinlik Tuz Mmho s/cm pH Total Aktif Org. Kireç Kireç Madde Azot K2O 3 sul. /0-30 0,426 7,31 25,60 4,58 1,018 0,149 362,34 23,241 3 sul./30-60 0,678 7,26 30,28 8,79 0,573 0,101 281,75 47,638 3 sul./60-90 0,739 7,37 42,23 11,76 0,318 0,096 157,49 61,687 3 sul./90-120 0,516 7,42 53,74 13,24 0,319 0,056 103,22 56,208 6 sul. / 0-30 0,294 7,36 20,61 5,32 0,445 0,108 405,51 20,054 6 sul. /30-60 0,491 7,37 22,13 7,55 0,254 0,098 243,08 52,668 6 sul. /60-90 0,379 7,44 24,47 7,18 0,191 0,109 223,54 108,22 6 sul. /90-120 0,293 6,79 26,97 7,80 0,316 0,112 213,63 127,83 14 Na 2.3.2 Yersel ve İklimsel Bilgiler Bölge kontinental (kara) iklim özelliği gösterir. Yazları çok kurak ve sıcak, kışları bol yağışlı, nispeten ılıman geçmektedir. Deneme alanının tesis edildiği bölge matematik konum itibariyle Ekvatora daha yakındır. Deniz etkisinden uzak bir bölgede bulunmaktadır. Bu nedenle kontinental iklim özelliği ağır basmaktadır. Bu özellik sıcaklık ve yağış bakımından kendisini göstermektedir. Atmosfer yeteri derecede nemli olmadığından ve karalar daha çabuk ısınıp daha çabuk soğuduğundan günlük ve yıllık sıcaklık farkları şiddetlidir. Bölgemizde kaydedilen en yüksek sıcaklık Akçakale’de 45.2O C (Temmuz) olarak ölçülmüştür. Şanlıurfa'da en soğuk sıcaklık 8O C (Şubat) ölçülmüştür. Akçakale’de yıllık ortalama yağış 330 mm olarak tespit edilmiştir. Vejetasyon içi mevsimde (Mayıs-HaziranTemmuz-Ağustos-Eylül) tespit edilen yağış ise 36.1 mm gibi çok düşük bir rakam olarak ölçülmüştür. Bunun yanında bu yağışın 29.7 mm’si Mayıs ayında düşmektedir. Bu durumda Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında düşen toplam yağış miktarı sıfıra yakın bir rakam olmaktadır. Ayrıca, yıllık ortalama sıcaklık 18.1OC, mutlak maksimum sıcaklık ise 45.2OC gibi yüksek rakamlar tespit edilmiştir (Tablo. 4) (Anon. 1974). Tablo 4. Deneme alanına ilişkin yersel ve iklimsel bilgiler Table 4. Geographic and climatic informations of trial site Bölge İl GDA Ş.Urfa Yıllık En Ort Yüksek Sıcaklık Sıcaklık 46.5oC (2000 18,1oC Tem.) İlçe Köy Yükseklik Enlem Boylam Akçakale Salihler En düşük Sıcaklık -12,0oC (2004 Şubat) 375 m 36o 42' 38o 51' Ort. Mayısnisbi Yıllık Ort. Eylül Ort. karlı nem Yağış Yağışı gün 54% 15 330 mm 36,1 1 2.4 Çap, Boy, Tutma Başarısı Ölçüleri ve Tespitleri Boy ve çap ölçüleri ağaçların tümünde gerçekleştirilmiştir. Boy ölçüleri her yıl boy ölçme lataları yardımıyla cm, çaplar ise ağaçlar proje çalışmaları süresince (4 yıl) 130 cm yüksekliğe gelemeyeceği düşünülerek toprak seviyesinin 10 cm yukarısından dijital çap ölçerler ile mm hassasiyetinde ölçülmüştür. Yaşama yüzdesine ilişkin veriler tüm deneme alanında türlerin temsil ettiği parseller esas alınarak ve hayatta bulunan tüm fidanların sayılmasıyla elde edilmiştir. 2.5 Değerlendirme Yöntemleri Deneme alanında bulunan türlere ait ağaçların toprak seviyesinden 10 cm yüksekliğindeki çapları milimetre hassasiyetinde, boyları ise santimetre hassasiyetinde ölçülmüştür. Türlere ait ortalama çap ve boy değerleri varyans analizine tabi tutulmuş ve türler arasında istatistik yönden önemli farklılıklar çıkması halinde ise Duncan testi uygulanarak türlerin % 99 olasılık düzeyinde oluşturdukları sınıflar saptanmıştır. Türlerin tutma başarıları için yapılan değerlendirmelerde, analizlerden önce yaşayan fidan sayısı yüzdelerinin arc.sin. dönüşüm değerleri kullanılmıştır. Bunun yanında farklı sulamaların boy, çap büyümeleri ve tutma başarısına etkileri de araştırılmıştır. 3. BULGULAR Güneydoğu Anadolu Bölgesi Akçakale ilçesi, Salihler köyü civarında Suriye sınırına yakın bir yerde tesis edilmiş bulunan deneme alanında türlerin büyüme performansları (çap, boy) ve tutma başarıları ayrı ayrı değerlendirilmiştir. 3.1. Türlere Ait Çap Değerlerine İlişkin Sonuçlar Deneme alanında 5. yıl sonunda yapılan çap ölçülerine uygulanan varyans analizi sonucunda türler arasında önemli bir farklılık oluşmamıştır (F=2.329 ns) (Tablo 5). Bununla beraber sıralama yapacak olursak deneme alanında sulama sayısının 3 olduğu parçada en fazla çap artımını Kızılçam 25.7 mm lik değerle yapmış, Eldar çamı, Tesbih ağacı, Halep çamı ve Adi Servi sırasıyla 25.5, 22.3, 21.4 ve 17.1 mm lik değerlerle sıralamayı izlemişlerdir (Tablo 6). Sulama sayısının 6 olduğu parçada ise en fazla çap artımını Eldar çamı 16 27.5 mm’lik değerle yapmış, Kızılçam, Halep çamı, Adi servi ve Tesbih ağacı 20.7, 19.0, 14.6 ve 13.7 mm lik çap değerleriyle bu türü izlemişlerdir. Genel ortalama değer itibariyle de en fazla çap artımının 26.5 mm ile Eldar çamı tarafından yapıldığı görülmektedir. Tablo.5 Deneme alanında çap değerlerine uygulanan varyans analizlerinin sonuçları Table.5 Results of variance analysis for diameter values in trial site. . Varyasyon Kay. Tekerrür Faktör A Hata Genel Ser.der. 2 9 17 28 Kareler top. 7.741 573.768 662.567 1244.076 Kareler ort. 3.871 63.752 38.975 44.431 F 0.099 1.636 3.2. Türlere Ait Boy Değerlerine İlişkin Sonuçlar Deneme alanında 5. yıl sonunda boy ölçülerine uygulanan varyans analizi sonucunda türler arasında önemli farklılıklar bulunamamıştır (F=2.077 ns) (Tablo 7). Boy artımları bakımından türler arasında sıralama yaparsak, 3 sulamalı parçada en fazla boy artımını Tesbih ağacı 104.5 cm ile yapmıştır. Ancak, burada Tesbih türünün fazla boylu görünmesi yanıltıcıdır. Çünkü, çıplak köklü olarak dikilen bu tür, ilk dikildiğinde diğer türlere göre daha fazla boy (ortalama 50 cm.) ve çapa sahiplerdi. Bu türü sırasıyla Eldar Çamı, Halep Çamı, Kızılçam ve Adi Servi 101.6, 95.6, 84,6 ve 72.6 lık değerlerle izlemişlerdir (tablo 6). Sulamanın 6 kez yapıldığı parçada ise en fazla boy artımını Eldar çamı 113.9 cm ile yapmış, bu türü sırasıyla Halep çamı, Kızılçam, Adi Servi ve Tesbih Ağacı 86.2, 79.6, 77.2 ve 66.7 cm’lik değerlerle izlemişlerdir. Genel ortalama aldığımızda ise boy artımı açısından en başarılı türün 107.8 cm lik değerle Eldar Çamı olduğu görülür. 3.3. Türlerin Tutma Başarılarına İlişkin Sonuçlar Tutma başarısı bakımından türler arasında % 95 seviyede önemli farklılık bulunmuştur (F = 4.993*) (Tablo 8). Farklı sulama dikkate alınarak uygulanan Duncan testinde sırasıyla Eldar Çamı, Kızılçam, Halep Çamı ve Adi Servi birinci grubu oluşturmuş, Tesbih Ağacı ise 17 bu grubun gerisinde tek başına yer almıştır. Bunun yanında iki farklı sulama dozları arasında ise önemli bir farklılığın oluşmadığı tespit edilmiştir (F = 0.004 ns). Tablo. 6 Türlerin ortalama çap , boy ve tutma başarısı değerleri Table 6 Mean diameter, height and survival values of species Ü Tür Kızılçam Eldar çamı Tesbih ağacı Halep çamı Adi Servi A Tür Eldar çamı Kızılçam Halep çamı Adi Servi Tesbih ağacı Tür Eldar çamı Kızılçam Halep çamı Tesbih ağacı Adi Servi Ç S U L Çap Tür Boy 25,7 25,5 22,3 21,4 17,1 L Tesbih ağacı Eldar çamı Halep çamı Kızılçam Adi Servi T I S 104,5 101,6 95,6 84,6 72,6 U L Çap Tür Boy 27,5 20,7 19,0 14,6 13,7 Çap 26,5 23,2 20,2 18,0 15,9 Eldar çamı 113,9 Halep çamı 86,2 Kızılçam 79,6 Adi Servi 77,2 Tesbih ağacı 66,7 G E N Tür A 107,8 90,9 85,6 82,1 74,9 A Tür Eldar çamı Halep çamı Kızılçam Tesbih ağacı Adi Servi A M A Tür Eldar çamı Kızılçam Halep çamı Adi Servi Tesbih ağacı E L Boy Eldar çamı Halep çamı Tesbih ağacı Kızılçam Adi Servi M Tür Eldar çamı Halep çamı Kızılçam Adi Servi Tesbih ağacı L I Tutma başarısı (%) 77 47 36 35 20 L I Tutma başarısı (%) 79 56 48 43 11 Tutma başarısı (%) 78,0 47,5 46,0 31,5 23,5 Tablo.7 Deneme alanında boy değerlerine uygulanan varyans analizlerinin sonuçları Table.7 Results of Variance analysis for height values in trial site Varyasyon Kay. Tekerrür Faktör A Hata Genel Ser.der. 2 9 17 28 Kareler top. 63,389 6321,806 6927,331 13312,526 18 Kareler ort. F 31,694 0,078 702,423 1,724 407,490 475,447 Tablo. 8 Deneme alanında yaşayan fidan sayısı değerlerine uygulanan varyans analizlerinin sonuçları Table. 8 Results of Variance analysis for survival values in trial site Varyasyon Kay. Tekerrür Faktör A Hata Genel Ser.der. 2 9 17 28 Kareler top. 7,359 23,076 15,188 45,623 Kareler ort. 3,679 2,564 0,893 1,629 F . 4,118 2,870 . 3.4. Türlere Ait Verilerin Genel Olarak Değerlendirilmesi Bunun dışında üç ve altı sulamalı parsellerde örneklenen türlere ilişkin çap, boy ve yaşayan fidan sayıları verileri müşterek analize tabi tutulduğunda 5. yıl sonunda çap ve boy ölçülerine uygulanan varyans analizleri sonucunda türler arasında önemli istatistik farklılıklar oluşmamıştır. Fakat tutma başarıları yönünden türler arasında % 95 seviyede anlamlı bir farklılık bulunmuştur (F = 2.870*) (Tablo 9). Deneme alanında tür bazında yapılan genel ortalama değerler (Tablo 5- genel kısım) göz önüne alınarak sadece değerlendirmeye alınan ilk 5 tür içerisinde; Çap gelişimi bakımından genel ortalama olarak ilk sırada Eldar çamı (26,5 mm) yer almıştır. Bunu Kızılçam (23,2 mm), Halep Çamı (20,2 mm) ve daha sonra Tesbih Ağacı ile son sırada Adi Servi yer almıştır. Boy bakımından, yine çap gelişiminde olduğu gibi Eldar Çamı 107,8 cm ile ilk sırada yer almıştır. Daha sonra sırayla Halep Çamı (90,9 cm), Tesbih Ağacı (85,6 cm), Kızılçam (82,1) yer almıştır. Çap bakımından olduğu gibi Adi Servi de 74,9 cm. boylanma ile son sırada yer almıştır. Yaşama yüzdesi bakımından da çap ve boy bakımından ilk sırada Eldar çamı (%78) yer almıştır. Daha sonraki sıralamada Halep çamı (%47,5), Kızılçam (46,0), Adi servi (%31,5) ve son sırada Tesbih ağacı (23,5) yer almıştır. Genel olarak yapılan değerlendirmede Eldar Çamı en iyi gelişmeyi sağlamıştır. Daha sonra Halep Çamı ve Kızılçam, çap, boy ve yaşama yüzdesi bakımından yakın değerlerde gelişme göstermişlerdir. Tesbih Ağacı ve Adi Servi çap ve boy bakımından karşılaştırılırsa, Tesbih Ağacı daha iyi bir gelişme sağlamış ancak yaşama yüzdesi bakımından Adi Servi daha başarılı bir performans ortaya koymuştur. 19 Tablo 9. Deneme alanında farklı sulama uygulamasına göre türlerin çap, boy ve yaşayan fidan sayısı ortalamalarının karşılaştırılması Table 9. Comparison of the mean diameter, height and survival of the species in trial site according to different irrigations Türler Çap (mm) F = 1,636 ns 1-CSE-3 2-PEL-3 3-PBR-3 4-PHA-3 5-MAZ-3 6-CSE-6 7-PEL-6 8-PBR-6 9-PHA-6 10-MAZ-6 (7) 27,5 (8) 25,7 (2) 25,5 (5) 22.3 (4) 21,4 (3) 20,7 (9) 19.0 (1) 17,1 (6) 14,6 (10) 13,7 Boy (cm) Tutma başarısı (%) F = 1.724 ns F = 2.870* (3) 4.385 (7) 113,0 (8) 4,371 (5) 104,5 (2) 101,6 (6) 3,664 (4) 95,6 (1) 3,463 (9) 86,2 (2) 3,392 (3) 84,6 (7) 3,370 (8) 79,6 (9) 3,016 (6) 75,8 (5) 2,651 (1) 72,6 (4) 2,054 (10) 66,7 (10) 1,483 CSE-3= 3 sulamalı parselde C.sempervirens, PEL-3= 3 sulamalı parselde P.eldarica, PBR3=3 sulamalı parselde P.brutia, PHA-3=3 sulamalı parselde P.halepensis, MAZ-3=3 sulamalı parselde M.azaderach, CSE-6=6 sulamalı parselde C.sempervirens…………… Ayrıca, Deneme alanının kuruluşunu izleyen 2000, 20001, 2002 ve 2003 yıllarında yapılan çap, boy ve tutma başarısı ölçü ve tespitleri yıllara ve sulama farklılıklarına göre sütun grafikleri halinde gösterilmiştir (Şekil. 1, 2, 3, 4, 5, 6) Deneme alanında kullanılan türlere ait fidanlarda 1999-2003 yılları arasında yapılan gözlemlerde herhangi bir böcek veya mantar zararlısına rastlanmamıştır. 20 2000 Melia azaderach Pinus halepensis Pinus brutia Pinus eldarica 2001 Cupressus sempervirens mm 30 25 20 15 10 5 0 2002 2003 30 25 20 15 10 5 0 2000 2001 2002 Melia azaderach Pinus halepensis Pinus brutia Pinus eldarica 2003 Cupressus sempervirens mm Şekil.1. Üç sulamalı parsellerde türlerin yıllara göre çap büyümeleri Figure 1. Diameter growths of the species in 3 times irrigated parcels by the years Şekil 2. Altı sulamalı parsellerde türlerin yıllara göre çap büyümeleri Figure 2. Diameter growths of the species in 6 times irrigated parcels by the years 21 120 100 cm 80 60 40 c m 20 0 Cupressus Pinus eldarica sempervirens Pinus brutia Pinus halepensis Melia azaderach Şekil 3. Üç sulamalı parsellerde türlerin yıllara göre boy büyümeleri ~ I~ I 2000 Melia azaderach Pinus brutia Pinus halepensis 2001 Pinus eldarica 120 100 80 60 40 20 0 Cupressus sempervirens cm Figure 3. Height growths of the species in 3 times irrgated parcels by the years 2002 2003 Şekil 4. Altı sulamalı parsellerde türlerin yıllara göre boy büyümeleri Figure 4. Height growth of the species in 6 times irrigated parcels by th years 22 2000 Melia azaderach Pinus halepensis Pinus brutia Pinus eldarica 2001 Cupressus sempervirens % 100 80 60 40 20 0 2002 2003 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 2000 2001 2002 Melia azaderach Pinus halepensis Pinus brutia Pinus eldarica 2003 Cupressus sempervirens % Şekil 5. Üç sulamalı parsellerde türlerin yıllara göre tutma başarıları Figure 5. The survivals of the species in 3 times irrigated parcels by the years Şekil 6. Altı sulamalı parsellerde türlerin yıllara göre tutma başarıları Figure 6. The survivals of the species in 6 times irrigated parcels by the years 4. TARTIŞMA VE SONUÇ Gelecek yıllarda Şanlıurfa-Akçakale Bölgesi ve benzer iklim koşullarına sahip alanlarda yapılacak ağaçlandırmalarda kullanılabilecek türleri belirlemek amacıyla başlatılan bu çalışmada, bölgeye uyum sağlayabileceği teorik ve pratik çalışmalar sonucunda kabul edilen veya bölgede doğal yayılış yapan iğne yapraklı ve 23 yapraklı türlerden 13 tanesi (Kızılçam, Halep Çamı, Eldar Çamı, Adi Servi, Ak Dut, Dışbudak, Tesbih Ağacı, Beyaz Çiçekli Yalancı Akasya, Katalpa, Karakavak, Çitlenbik, Aylantus ve Çınar) seçilerek deneme kuruluşuna dahil edilmiştir. Deneme alanı, bölgenin sıcaklık ve yağış özellikleri göz önüne alınarak 3 ve 6 sulamanın yapıldığı iki bölüm halinde tesis edilmiştir. Denemenin kuruluşundan sonra ilk yıllarda 9 tür (Ak Dut, Karakavak, Beyaz Çiçekli Yalancı Akasya, Dışbudak, Çitlenbik, Katalpa, Aylantus, Çınar) bölgenin çok sıcak geçen yaz aylarına (mutlak maksimum sıcaklık 46.2OC, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları sıcaklık ortalaması 28.9OC) ve kuraklığına (Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları toplam yağış miktarı 6.1 mm) dayanamayarak elimine olmuşlardır. Bu türler altı sulamanın gerçekleştirildiği parsellerde dahi hayatiyetlerini sürdürememişlerdir. Deneme alanında kalan 5 tür esas alınarak yapılan istatistik değerlendirmeler sonucunda 3 ve 6 sulamanın türlerin tutma başarılarına (F = 0.004 ns) ve çap-boy (F = 3.126 ns, F = 7.117 ns) büyümelerine etkilerinin olmadığı belirlenmiştir. Deneme alanından elde edilen verilere uygulanan istatistik değerlendirmelere göre, genel olarak Eldar Çamı’nın gerek istatistik yönden önemli düzeyde farklılığın oluşmadığı çap ve boy büyümesinde ilk sıralarda, gerekse istatistiki anlamda % 95 düzeyde önemli farklılığın oluştuğu tutma başarısı yönünden ilk grupta yer alarak başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Yılda 3 ve 6 sulama arasında fark çıkmamasının en önemli nedeni her sulamada fidanlara verilen su miktarının (5 lt.) yetersiz olmasıdır. Toprak özellikle yaz döneminde oldukça kuru ve çatlaklı olmakta, topraktaki nem açığı yüksek düzeye çıkmaktadır. Bunun üzerine fidan diplerine verilen suyun tamamı fidan tarafından kullanılamamakta, toprağın da ağır olmasının etkisi ile fidan köklerine ulaşamadan bir kısım buharlaşmakta diğer bir kısmı toprak suya doygun hale gelmediğinden toprağın her yönünde sızmaktadır. Bir diğer sorun da bu gibi kurak alanlarda toprakta oluşan derin çatlak ve boşluklardan suyun hızla bitki kök sisteminden daha derinlere inmesi ve farklı kanallardan uzaklaşması ile yapılan sulamaların tam olarak işlevini görememesine neden olmasıdır. Keza, bu gibi kurak alanlarda sulamaların günün çok erken veya geç saatleri veya gece yapılma imkanının zor uygulanması nedeniyle gündüz saatlerinde yapılması da bitkinin sudan daha fazla faydalanmasına olumsuz etki etmiştir. 24 Deneme alanında yapılan gözlem ve uygulamalar dikkate alınarak, her sulamada fidan başına verilen su miktarının artırılması ile birlikte farklı sulamaların 2003 yılından sonraki yıllarda da bir süre daha uygulanması ve sulamaların da günün sıcak saatleri dışında yapılması ile farklı sulamalar arasında fark olup olmaması yönünde daha sağlıklı sonuçların elde edilebileceği kanaatine varılmıştır. Aynı sahanın yanında yine Fidan ve Güldaş (2006 yılı, proje yayım aşamasında) tarafından yapılan bir çalışmada, 1999 yılında 1 yaşlı fidanlarla kurulan “Gap Yöresinde Sulanabilir Koşullarda Bazı Silvo-Pastoral Sistemlerin Uygulanması İmkanları” adlı projede 4 tür (Eldar Çamı, Adi Servi, Yalancı Akasya ve Karakavak türleri ile 7 yem bitkisi türlerinin silvo-pastoral kullanım imkanları araştırılmıştır. Projede ilk iki yıl vejetasyon döneminde fidan başına 60 litre su tankerlerle verilmiş ve sulamadan sonra fidan çevresindeki taze otlar fidan kök çevresine serilerek üzeri toprakla kapatılmış ve bir nevi malçlama yapılmıştır. Bu sayede toprak çok daha uzun süre nemini kaybetmemiştir. 3. yıldan itibaren otların ekimini müteakiben de salma sulamaya geçilerek toprak ve fidanlar tamamen suya doyurulmuştur. Salma sulamaya geçilince fidan boylarında ve çaplarında hızlı bir gelişme gözlenmiştir (En boylu olarak Eldar Çamı 2004 yılı sonunda 3,9 m., çapı 3,8 cm. düzeyine ulaşmıştır). Projede kullanılan 4 türden en iyi gelişmeyi sırayla Eldar Çamı, Adi Servi ve Akasya yapmış, Karakavak ise ilk yılda suyun yetersiz olmasından dolayı tamamen kurumuştur. Akasya’larda kuruma olduğu halde sonradan salma sulamaya geçilince dipten tekrar sürgün vererek yaşama yüzdesi % 30 civarında kalabilmiştir.. Bu çalışmada kullanılan türlerin sıralaması da farklı sulama koşullarında yapılacak ağaçlandırmalarda tür seçimi proje çalışmamıza paralel sonuçlar elde edilmiştir. Karakavak ilk yılda elenmiş, Akasya da düşük yaşama yüzdesinden dolayı elenmiştir. Silvo-pastoral proje çalışmasında, yağışın yıl içerisindeki dağılımının heterojen olması (Haziran – Eylül aylarında neredeyse hiç yağış düşmemektedir) nedeniyle daha fazla suya ihtiyaç gösteren yapraklı türler için yılda 6 sulamanın yeterli olmadığı belirtilmektedir. Silvo-pastoral modellerde kurak dönemde 15 günde bir, geri kalan vejetasyon başlangıç ve sonuna doğru, 20 günde bir sulamanın uygun olduğu vurgulanmaktadır (Fidan vd, 2006). Ancak, fazla suyun da toprakta tuzlanma ve drenaj problemlerini de beraberinde getireceği unutulmamalıdır. Bu nedenle sulama yapılacaksa sulama alanının 25 gerçek bitki su ihtiyacının ve toprağın yapısının dikkate alınarak suyun ölçülü ve planlı bir şekilde etkin kullanılmasına özen gösterilmelidir. Araştırma projesi yakın çevresinde daha önceki yıllarda yapılan çalışmaları inceleyecek olursak, Şanlıurfa-Gölpınar ve GaziantepDülükbaba ağaçlandırma sahalarında sırasıyla 21 ve 15 tür kullanılarak tesis edilen tür denemelerinde 13. yıl sonunda elde edilen sonuçlara göre, Şanlıurfa-Gölpınar ve benzer özelliklere sahip yöreler için Kızılçam, Halepçamı ve Eldar Çamı’nın önerildiği bildirilmektedir (Aslan 1991). Gaziantep-Dülükbaba ve benzeri ekolojik özellikler gösteren yöreler için de tür olarak sırasıyla Halepçamı, Kızılçam, Fıstık Çamı ve Eldar Çamı şeklinde bir tercih sırasının yapılabileceği belirtilmektedir (Aslan 1991). Yine Aslan ve ark. (2005), Aslan (2001), Şanlıurfa Gölpınar ve Gaziantep Düllükbaba deneme alanlarında yapılan ağaçlandırma çalışmasının 25 yıllık sonuçlarını da değerlendirmiştir. 25. yıl değerlendirmelerinde de benzer sonuçlar alınmıştır. Kızılçam, Halepçamı, Eldar Çamı, Fıstık Çamı, Karaçam ve Adi Servi tür ve bunların bazı orijinlerinin ağaçlandırma alanlarında kullanılması önerilmiştir. Bu bölgede yapılan diğer bir çalışmada (Işık ve Ark. 2002), Mardin-Kızıltepe orman fidanlığı içinde tesis edilmiş bulunan Kızılçam orijin denemesinin 10 yıllık sonuçları alınmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, en fazla boy (5.6 m), çap (84 mm) ve hacim (20.5 dm3) büyümesini Gülnar-Pembecik orijini yapmıştır. Bu çalışmada, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde var olan odun hammaddesi açığının yakın gelecekte daha da artmasının beklendiği, bölgede yapılacak Kızılçam ağaçlandırmaları için uygun tohum kaynağının belirlenmesinde bu denemenin önemli bir yeri olduğu, ancak Kızılçam’ın bu bölge için egzotik bir tür olarak kabul edilmesinin gerekli olduğu, bu nedenle GAP Bölgesi Kızılçam ağaçlandırmaları için tohum kaynağının belirlenmesinde temkinli davranılmasının gerektiği, Kızılçam ağaçlandırmaları için orijin seçiminde kesin kararın denemeler 25-30 yaşlarına geldiğinde verilmesinin önemli olduğu ifade edilmektedir. Bunların yanında bu bölgede, resmi dairelerin arazilerinde ve yörenin bazı köylerinde sulamanın da desteğiyle başarılı Kızılçam ve Halep çamı ağaçlandırmaları mevcuttur. Ayrıca bu bölgede bulunan Diyarbakır-Dicle Üniversitesi kampüs alanı ve Malatya-Pütürge 26 ağaçlandırma alanlarında Eldar Çamı’nın sağlıklı, hızlı büyüme yapan başarılı plantasyonları da görülmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde endüstriyel ağaç türleriyle yapılacak blok, yol kenarı, tarla kenarı ve kanal kenarı ağaçlandırmalar bu bölgenin sosyo-ekonomik ve peyzaj görüntüsünü oldukça değiştirecektir. Özellikle bu bölgede yapılacak sıra plantasyonlar rüzgar erozyonunu önleyerek, toprak ve hava rutubetini arttırarak, toprakta organik madde birikimini sağlayarak, tarımsal ürünler için destek materyali sağlayarak, kırsal yörede yakacak odun ihtiyacını sağlayarak ve son olarak silvo pastoral çalışmalara konu olarak ve en önemlisi işgücü istihdamını önemli ölçüde arttırarak bölgenin zenginliklerinin artmasına neden olacaktır (Birler ve Koçar 1992). Sonuç olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Akçakale ve civarı ekolojik koşullarına sahip yörelerde yapılacak ağaçlandırma çalışmalarında iğne yapraklı türlerin daha fazla şansa sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bundan sonraki aşamalarda deneme alanımızdan çıkan sonuç ışığında özellikle Eldar Çamı, Kızılçam ve Halep Çamı türlerini esas alarak orijin seleksiyonu çalışmaları başlatılmalıdır. Bu konuda daha önceki yıllarda başlatılan Kızılçam orijin denemesi çalışmalarının gelecek yıllarda alınacak 25-30 yıllık sonuçları da bize önemli ipuçları verecektir. Eldar Çamı da, ülkemizin doğal ağaç türlerinden olmaması ve ağaçlandırmalarda da yaşlı meşcere alanlarının henüz olmaması, bölgede türün yaygın kullanılmasında temkinli davranılması gerektiğini düşündürmektedir. Bu türü, ağaçlandırmalarda yaygın olarak kullanmadan önce, en az 25-30 yaşlarına kadar gelmiş meşcerelerinin gelişim ve sağlık durumları göz önüne alınmalıdır. Çalışmanın yürütüldüğü Akçakale ve benzer iklim koşullarına sahip özellikle kurak alanlarda yapılacak ağaçlandırmalarda ilk yıllarda belirlenen performanslarına göre başarılı olan türlerin ıslah edilmiş materyalleri ile ve hızlı gelişen diğer ağaç türlerin de değerlendirmeye alınarak özellikle sulamaların yapıldığı tarla kenarlarında yapılacak ağaçlandırma çalışmalarının başarı şansı daha da yüksek olacaktır. 27 ÖZET Bu çalışmada, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Akçakale yöresinde tesis edilmiş bir deneme alanındaki 13 iğne yapraklı ve yapraklı türün adaptasyon yetenekleri ve büyümeleri farklı sulama koşulları altında araştırılmıştır. Deneme alanının tesisini izleyen ilk yıllarda Tesbih Ağacı (Melia azaderacha) dışındaki yapraklı türler bölgenin çok sınırlayıcı ekolojik koşulları nedeniyle elimine olmuşlardır. Tutma başarısı kriter olarak alındığında başarılı olarak görünen 5 tür Kızılçam (Pinus brutia Ten.), Halep çamı (Pinus halepensis Mill), Eldar çamı (Pinus eldarica M.), Adi servi (Cupressus sempervirens L.) ve Tesbih ağacı (Melia azaderach L.) ile deneme alanına ilişkin çalışmalar sürdürülmüştür. Üç sulamalı ve altı sulamalı bölümler arasında farklılıkların oluşup oluşmadığını anlamak için uygulanan varyans analizleri sonucunda, farklı sulama dozlarının türlerin büyümeleri (çap, boy) ve tutma başarılarına istatistiki anlamda önemli düzeyde etkilemediği belirlenmiştir ( sırasıyla F = 3,126 ns, F = 7,117 ns ve F = 0,004 ns). Deneme alanında 5. yıl sonunda yapılan çap ölçülerine uygulanan varyans analizi sonucunda türler arasında önemli bir farklılık oluşmamıştır (F=2.329 ns). Bununla beraber sıralama yapacak olursak deneme alanında sulama sayısının 3 olduğu parçada en fazla çap artımını Kızılçam 25.7 mm lik değerle yapmıştır. Sulama sayısının 6 olduğu parçada ise en fazla çap artımını Eldar çamı 27.5 mm lik değerle yapmıştır. Deneme alanında 5. yıl sonunda boy ölçülerine uygulanan varyans analizi sonucunda türler arasında önemli farklılıklar bulunamamıştır (F=2.077 ns). Boy artımları bakımından türler arasında sıralama yaparsak, 3 sulamalı parçada en fazla boy artımını Tesbih ağacı 104.5 cm ile yapmıştır. Sulamanın 6 kez yapıldığı parçada ise en fazla boy artımını Eldar çamı 113.9 cm ile yapmıştır. Bunun dışında üç ve altı sulamalı parsellerde örneklenen türlere ilişkin veriler müşterek analize tabi tutulduğunda 5. yıl sonunda çap ve boy ölçülerine uygulanan varyans analizleri sonucunda türler arasında önemli istatistik farklılıklar oluşmamıştır. Fakat tutma başarıları yönünden türler arasında % 95 seviyede anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Ayrıca, deneme alanında kullanılan türlere ait fidanlarda 19992003 yılları arasında yapılan gözlemlerde herhangi bir böcek veya mantar zararlısına rastlanmamıştır. 28 29 SUMMARY In this study named ‘’The determination of species can be used in afforestation in Southeast of Anatolia’’, adaptability and growth (diameter and height) performances of some conifers and brodleaved species at the species trial established in Southeast Anatolia were investigated under different irrigation regimes. In the experimental site 13 species composed of conifer and broadleaved species were used . In the early stage of study, all the broadleaved species were eliminated because of harsh ecologic conditions of the region. If we take into consideration the survival as a criteria, Turkish red pine (Pinus brutia T.), Aleppo pine (Pinus halepensis Mill.), Eldar pine (Pinus eldarica), Common cypress (Cupressus sempervirens L.) and Bead tree (Melia azaderach L.) were included to the evaluation because of their success. All the evaluations were made at the end of fifth year of trial site. In order to determine the differences in terms of growth (diameter, height) and survival, under different irrigation regimes, variance analysis were made. There were no significant differences between two irrigation regimes (F values respectively, F = 3,126ns, F = 7,117 ns and F = 0,004 ns). As a result of applied variance analysis, in the trial site, there were no significant differences among the species as regard mean diameter values (F = 2,329 ns). But, if we rank the species according to their diameter performance in the parts of three times irrigated and six times irrigated , the species of Turkish red pine (25.7 mm) and Eldar pine (27.5 mm) were the best performers. As a result of applied variance analysis, In the trial site, there were no significant differences among the species as regard mean height values (F = 2,077 ns). But, if we rank the species according to their height performance in the parts of three times irrigated and six times irrigated , the species of Bead tree (104,5cm) and Eldar pine (113,9 cm) were the best performers. Apart from this, as a result of combined variance analysis applied to three and six times irrigated parts of trial, there were no significant differences among the species as regard diameter and hieght measurements (F = 1,636 ns, F = 1.724 ns). But significant difference was found among the species at 0,05 probability level on the basis of survival (F = 2,870*). Furthermore, during the observation made between the years of 1999-2003, there were no insect and disease damage in the experiment. 30 31 KAYNAKÇA ANONYMOUS, 1974: Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Ortalama ve Ekstrem Kıymetler Meteoroloji Bülteni. Başbakanlık Basımevi. Ankara APSEY, M; REED, L. 1996: World timber resources Outlook: current perceptions for policy and practice. Commowealth Forestry Review, Vol: 75, No:2 pp. 155-159 ASAN, Ü. 1998: Endüstriyel Plantasyonlar ve Türkiyede’ki Uygulamalar. Workshop, Hızlı Gelişen Türlerle Yapılan Ağaçlandırma Çalışmalarının Değerlendirilmesi ve Yapılacak Çalışmalar, Orman Bakanlığı Yayın No: 083, Ankara. ASLAN, S. 1991: Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde İyi Gelişim Gösteren Bazı İğne Yapraklı Ağaç Türlerinin Seçimi. İç Anadolu Ormancılık Araştırma Enstitüsü Yayınları, Teknik Bülten Serisi. No. 216 Ankara/Türkiye ASLAN, S., GÖKDEMİR, Ş. 2005: “GAP Bölgesi Ağaçlandırmalarında Kullanılabilecek Bazı İğne Yapraklı Tür ve Orijinler”. Makale. http://sura.cevreorman.gov.tr/gelen_teblig/ 18.10.2005, Ankara. ATASOY, H. 1998: Hızlı Gelişen Türlerle İlgili Olarak Doğu Karadeniz Bölgesinde Yapılan Çalışmalar. Workshop, Hızlı Gelişen Türlerle Yapılan Ağaçlandırma Çalışmalarının Değerlendirilmesi ve Yapılacak Çalışmalar, Orman Bakanlığı Yayın No: 083, Ankara. AVCIOĞLU, E., ACAR, O. 1984: Eucalyptus camaldulensis Dehn. Orijin Mukayese Araştırmalar, Kavak ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü, Teknik Bülten No: 20, İzmit. AVCIOĞLU, E., GÜRSES M. K. 1988: Eucalyptus grandis Orijin Denemesi, Kavak ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü, Teknik Bülten No: 142, İzmit. AVCIOĞLU, E., GÜRSES M. K., GÜLBABA A. G., GENÇ A., ÖZKURT M., ÖZKURT, A. 1994: Türkiye’de Okaliptüslerin Yetişebileceği Bölgelerde Tür ve Orijin Seçimi Üzerine Araştırmalar, Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü, Teknik Bülten No: 1, Tarsus. 32 BATU, F. ve KAPUCU, F. 1995: Doğu Karadeniz Bölgesi Kızılağaç Meşcerelerinde Bonitet Endeks ve Hasılat tablosunun Düzenlenmesi, I. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, Trabzon BEAN. W. 1981: Trees and Shrubs Hardy in Great Britain. Vol 1 - 4 and Supplement. Murray.1981 BİRLER, A. S., KOÇAR, S. 1992: Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) Bölgesinde Kavak Yetiştiriciliğinin Optimizasyonu ve Sosyo-Ekonomik Önemi. Kavak Ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü . Çeşitli Yayınlar Serisi No.1. İzmit. BİRLER, A. S. 1994: A Study of Yields From ‘’I-214’’ Poplar Plantations, Kavak ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü, Çeşitli Yayınlar Serisi No: 5, İzmit. BİRLER, A. S. 2003: Türkiye’de Ağaçlandırma Yatırımlarının Önemi ve Teşvikler. International Report. Establishment of Industrial Plantations in Turkey. Izmit. Poplar and Fast Growing Forest Trees Research Institute. 10-11.August. 2003 DOĞRU, M. 1988: Türkiye’de Klonal Okaliptus Ağaçlandırmaları İmkanları ve Bu Çalışmalara Ait Ön Ekonomik Değerlendirmeler (Rapor), Ankara. ERKAN, N. 1998: Elazığ Yöresindeki Sedir ve Karaçam Ağaçlandırmalarında Büyüme Analizleri. Güneydoğu Anadolu Ormancılık Araştırma Enstitüsü, Teknik Bülten No:3, Elazığ. ERKAN, N., UZUN, E., BAŞ, M. N. 2002. Odun Üretim Amaçlı Kızılçam (Pinus brutia Ten.) Ağaçlandırmalarında Ekonomik Analizler. Teknik Bülten No: 17, Antalya. FİDAN, C., GÜLDAŞ, N. 2006: Gap Yöresinde Sulanabilir Koşullarda Bazı Silvo-Pastoral Sistemlerin Uygulanması İmkanları (Akçakale Örneği). GDA Ormancılık Araştırma Müd. Teknik Bülten (Yayım Aşamasında), Elazığ. GİLMAN, E. F., WATSON. D. G. 1993: Fact Sheet. ST-264. Environmental Horticulture Department. Florida Cooperative Extension Service. Institute Food and Agricultural Science. University of Florida. GÜNER, A., ÖZHATAY, N., EKİM, T., BAŞER, K. H. C. 2000 : Flora of Turkey and East Aegean Islands. Vol. 11, Supplement II at the University Press, Edinburgh. 33 IŞIK, F, KESKİN, S, CENGİZ, Y, GENÇ, A, DOĞAN, B., TOSUN, S., ÖZPAY, Z., UĞURLU, S., ÖRTEL, E., DAĞDAŞ, S., KARATAY, H., YOLDAĞ, İ. 2002: Kızılçam Orijin Denemelerinin 10 yıllık sonuçları. Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü. Teknik Bülten No. 14 Antalya/TÜRKİYE KAYACIK, H., 1966: Orman ve Park Ağaçlarının Özel Sistematiği. Cilt III. Angiospermae. İ.Ü. Yayın No.1189. Orman Fakültesi Yayın No. 106 Kutulmuş Matbaası. İstanbul KAYACIK, H. 1982: Orman ve Park Ağaçlarının Özel Sistematiği, Angiospermae (Kapalı Tohumlular), 3.cilt, 4. Baskı, İ.Ü.Orman Fakültesi Yayını, İ.Ü. Yayın No:3013, O.F. Yayınları No:321, İstanbul. GÜRAN M. Salon Sera ve Park bahçe Süs Bitkileri. İçmeler Belediyesi Kültür Yayınları. KOÇER, S. 1999: Ülkemizde Kavakçılığın Geliştirilmesinde Yeni Finansman Olanakları. Kavak Ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü Teknik Bülten No: 190, İzmit. LEDGARD-BAKER 1992: Tree Shelter Trialsfor İrrgated Pastures. Frı Contract Report. FWE 92/11. New Zealand Milne.P 1985. Shelterbelts in Canterburry. Why? What Sort? How Many? and Where. FRI Leaflet 5. Christchurch. New Zealand. POLUNİN, O. AND HUXLEY, A. 1987: Flowers of The Mediterranean. Hogarth Press. ISBN 0-7012-0784-1 RADCLİFFE,J.E. 1985: Shelterbelts İncreases Dryland Pastures Growth in Canterburry. Proceedings of The NZ Grassland Association. TOPLU, F. 1998: GAP Bölgesinde Endüstriyel Plantasyonlara Uygun Hızlı Gelişen Ağaç Türleri İle İlgili Çalışmaların Dünü, Bugünü ve Yarını. Hızlı Gelişen Türlerle Yapılan Ağaçlandırma Çalışmalarının Değerlendirilmesi ve Yapılacak Çalışmalar, Orman Bakanlığı Yayın No: 083, s. 347-353, Ankara. TUNÇTANER, K., TULUKÇU, M., TOPLU, F. 1986: Gemlik Yarımadasında Yerli ve Yabancı Karaçam (Pinus nigra arnold.) Orijinlerinin Büyüme Yönünden Karşılaştırılmaları. Kavak ve Hızlı Gelişen Tür Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü, Teknik Bülten No: 19, İzmit. 34 TUNÇTANER, K. 1990/2: Çeşitli Söğüt Klonlarının Genetik Varyasyonları ve Türkiye’nin Değişik Yörelerine Adaptasyonları Üzerine Araştırmalar, Kavak ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü, Teknik Bülten No: 150, İzmit. TUNÇTANER K ve TULUKÇU M. 1993: Ege Bölgesinde Kızılçam (Pinus brutia Ten) ve Bazı Yabancı Türlerin Büyüme Performansları. Uluslararası Kızılçam Sempozyumu, Marmaris TUNÇTANER, K. 1998a: Yabancı Tür İthal Çalışmaları ve Endüstriyel Plantasyonlar İçin Tür Seçimi. Workshop, Hızlı Gelişen Türlerle Yapılan Ağaçlandırma Çalışmalarının Değerlendirilmesi ve Yapılacak Çalışmalar, Orman Bakanlığı Yayın No: 083, Ankara. TUNÇTANER, K. 1998b: Conservation of Genetic Resources of Black Poplar (Populus nigra L.) in Turkey, The Proceedings of International Symposium on In-situ Conservation of Plant Genetic Diversity, Antalya. TUNÇTANER, K. 2000: Sustainable Development Of Poplar Genetic Resources in Turkey. 21 st Session of International Poplar Commission (IPC 2000), Portland-Oregon. USDA General Technical Report NC-215, p.181. TUNÇTANER, K. 2002: Growth Trends and Morpho-Genetic Characteristics of Eastern Cottonwood (Populus deltoides Bartr.) Crossings. Biotechnology and Biotechnological Equipment, 16/2002/1 TUNÇTANER, K., AS, N., ÖZDEN Ö. 2003a: Bazı Kavak Klonlarının Büyüme Performansları, Odunlarının Bazı Teknolojik Özellikleri ve Kağıt Üretimine Uygunlukları Üzerine Araştırmalar, Kavak ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü, İzmit. TUNÇTANER, K., ÖZEL, B., ERTEKİN, M. 2003b: Bartın Yöresi Pinus radiata, P. pinaster ve P. Taeda Plantasyonlarında Büyüme Analizleri (Yayınlanmamış). UĞURLU, S. 1998: GAP Yöresinde Rüzgar Perdeleri Tesisi için Kullanılabilecek Türlerin Tespiti. Güneydoğu Anadolu Ormancılık Araştırma Müdürlüğü. Teknik Bülten No. 5 Elazığ ÜÇLER, A. Ö. 1998: Doğu Karadeniz Bölgesinin Hızlı Gelişen Türler Bakımından Potansiyeli ve Gelecekteki Uygulamalar İçin Bazı Öneriler, Workshop, Hızlı Gelişen Türlerle Yapılan 35 Ağaçlandırma Çalışmalarının Değerlendirilmesi ve Yapılacak Çalışmalar, Orman Bakanlığı Yayın No. 083, Ankara. Watson, L. and Dallwitz, M. J. (1992 onwards): ‘The Families of Flowering Plants: Descriptions, Illustrations, Identification, and Information Retrieval.’ Version: 19th August 1999. YALTIRIK, F., EFE, A. 1994: Dendroloji, GymnospermaeAngiospermae İ.Ü. Yayın No. 3836, Orman Fakültesi Yayın No. 431. İstanbul. 36