TENÛHÎ, Ali b. Muhammed Arap kabileleri gibi Tenûhîler Sýffîn’de (37/ 657) Muâviye b. Ebû Süfyân ve Mercirâhit’te (64/684) Kelbîler’le beraber I. Mervân’ýn safýnda yer aldýlar; Emevî yönetiminin önemli askerî unsurunu teþkil eden cündün Kýnnesrîn ve Halep kolunu oluþturdular. Evs, Hazrec, Ezd, Teym, Kinde ve Kinâne kabileleriyle birlikte Tenûhîler de Emevîler’in Ýfrîkýye valisi Ukbe b. Nâfi‘ tarafýndan 50 (670) yýlýnda ordugâh þehri olarak kurulan Kayrevan’a yerleþtirildi. Emevîler döneminde kabileler arasýndaki tartýþmalara katýlmamakla birlikte Tenûhîler, gücünü Kuzey Arabistan menþeli kabilelerden alarak hilâfete gelen son Emevî hükümdarý II. Mervân’ýn Kayslýlar’dan müteþekkil ordusuyla Kýnnesrîn ve Hunâsýra bölgesinden geçiþi sýrasýnda ona saldýrdýlar ve son askerî kuvvetlerini daðýttýlar (127/745). Abbâsîler’in iktidara geçmesi Suriye’de iskân edilmiþ pek çok Arap kabilesi gibi Tenûhîler için de düþüþü temsil etti. Ya‘kubî’nin aktardýðý rivayete göre Abbâsî Halifesi Mehdî-Billâh’ýn Suriye seferi sýrasýnda (165/781-82) Kýnnesrîn veya Halep civarýnda yaklaþýk 5000 süvariden oluþan Tenûhîler kendisini hediyeler ve süslü elbiselerle karþýladýlar; fakat onlarýn hýristiyan olduðunu öðrenen halife kendilerini Ýslâm’ý kabul etmeye zorladý (Ya‘kubî, II, 398-399; krþ. Ýbnü’l-Adîm, I, 46; Ýbnü’l-Ýbrî, s. 12). Abbâsîler’in merkezî yönetiminin zayýfladýðý dönemlerde bölgelerde vuku bulan isyanlardan biri de Yûsuf b. Ýbrâhim et-Tenûhî liderliðinde Tenûhîler’in Kýnnesrîn’de çýkardýðý isyandýr (249/863); Abbâsî kumandaný Ebü’s-Sâc bu isyaný bastýrdý (Ya‘kubî, II, 497). Gerek Beyrut, Sayda ve Trablus gibi Akdeniz þehirlerine yapýlan Bizans saldýrýlarýný, gerekse hilâfet merkezinin Suriye’den Irak’a nakledilmesinin ardýndan merkezî idarenin zayýflamasýyla ortaya çýkan iç isyanlarý önlemek amacýyla Abbâsîler tarafýndan bölgeye yerleþtirilen Arap kabileleri arasýnda Tenûhîler de vardý. Bunlar, bölgenin IX. yüzyýlýn sonlarýnda Tolunoðullarý’nýn hâkimiyetine geçmesiyle yayýlma imkâný bulan Ýsmâilî-Karmatî hareketine katýldýlar. V. (XI.) yüzyýlýn baþlarýnda Dürzîliðin kurucusu Hamza b. Ali’nin daveti üzerine Dürzîliðe giren Lübnanlý Tenûhîler bu mezhebin dört önemli grubundan birini oluþturdu. Daha sonraki dönemlerde bölgede Haçlýlar’a, Frenkler’e ve Moðollar’a karþý yapýlan savaþlara katýldýlar. Memlükler adýna bölgeyi yöneten Tenûhîler (Buhturlar), 1516’da bölgenin Osmanlý hâkimiyetine geçmesiyle bu görevi Osmanlýlar adýna Ma‘noðullarý’na devretmek zorun- da kaldýlar (Hitti, s. 486, 545, 678, 685; Ronart, s. 518-519). Günümüzde Beyrut’un Þâriuttenûhiyyîn semtinde oturan Tenûhîler bölgenin diðer Dürzî nüfusu gibi Seyyid Cemâleddin Abdullah et-Tenûhî’nin (ö. 884/1479) Abeyh’teki mezarýný hac amacýyla ziyaret etmektedir. Ünlü âmâ filozof ve þair Ebü’l-Alâ el-Maarrî, Kadî Ali b. Muhammed et-Tenûhî, edip, þair ve kadý Ebû Ali et-Tenûhî ve Ali b. Muhassin et-Tenûhî bu kabile grubuna mensup önemli þahsiyetlerdendir. BÝBLÝYOGRAFYA : Müsned, III, 441; Nasr b. Müzâhim, Vaš£atü Øýffîn (nþr. Abdüsselâm M. Hârûn), Kahire 1401/ 1981, s. 355; Ebû Ubeyd Kasým b. Sellâm, el-Emvâl (nþr. Muhammed Ýmâre), Kahire 1987, s. 101; Belâzürî, Fütûh (Fayda), s. 206-207, 235; Ya‘kubî, TârîÅ, II, 398-399, 497; Taberî, TârîÅ (Ebü’lFazl), I, 609-610, 612-613; II, 42, 67; III, 378, 388-389; IV, 50-52, 567; V, 44, 541-542; Mes‘ûdî, Mürûcü’×-×eheb (Abdülhamîd), II, 90-91, 106107, 388; III, 264; Ebü’l-Ferec el-Ýsfahânî, el-E³ånî (nþr. Abdülemîr Ali Mühennâ – Semîr Câbir), Beyrut 1986, II, 138; XIII, 86-91; Ýbn Hazm, Cemhere, s. 453, 461; Bekrî, Mu£cem, II, 578; III, 847, 1049; Sem‘ânî, el-Ensâb, III, 90-95; Ýbn Asâkir, TârîÅu Dýmaþš (Amrî), V, 15; Yâkut, Mu£cemü’lbüldân, II, 80, 135, 206, 330 vd., 507; Ýbnü’lAdîm, Zübdetü’l-¼aleb (nþr. Süheyl Zekkâr), Dýmaþk 1418/1997, I, 46, 63; Ýbnü’l-Ýbrî, TârîÅu’zzamân (trc. Ýshak Ermele), Beyrut 1986, s. 12; Ebü’l-Fidâ Ýbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-nihâye, Beyrut 1981, IV, 247; VII, 256; Kalkaþendî, Nihâyetü’l-ereb, Beyrut 1405/1984, s. 178; Philip K. Hitti, History of Syria, New York 1951, s. 486, 545, 678, 685; Ronart, CEAC, s. 518-519; Cevâd Ali, el-Mufa½½al, III, 166-169, ayrýca bk. Ýndeks; I. Shahýd, Byzantium and the Arabs in the Fourth Century, Washington 1984, s. 366-372, 427432, 435-442, 455; a.mlf., “Tanukh”, EI 2 (Ýng.), X, 190-192; Casim Avcý, Ýslâm-Bizans Ýliþkileri, Ýstanbul 2003, s. 24; H. Kindermann, “Tenûh”, ÝA, XII, 162-165. ÿElnure Azizova – TENÛHÎ, Ali b. Muhammed ( 2= &אX&&2>8 ) — Ebü’l-Kåsým el-Kådî Alî b. Muhammed b. Ebi’l-Fehm Dâvûd b. Ýbrâhîm et-Tenûhî el-Kebîr el-Antâkî (ö. 342/953) ˜ Kadý, edip ve þair. ™ 278 (892) yýlýnda Antakya’da doðdu. Edebiyatçýlýðýyla tanýnan oðlu Ebû Ali Muhassin ve torunu Ali b. Muhassin’den ayýrt edilmesi için Tenûhî el-Kebîr olarak da anýlýr. Eðitimine Antakya’da baþladý; Kur’ân-ý Kerîm’i ve çok sayýda þiiri ezberledi, bu sýrada yirmiye yakýn þiir yazdý. 306’da (918) Baðdat’a gidip Ebü’l-Hasan el-Kerhî gibi dönemin önemli âlimlerinden ders aldý ve Hanefî fýkhýnda uzmanlaþtý. Baðdat’ta Ha- san b. Ahmed el-Kirmânî, Ahmed b. Habîb el-Halebî, Muhammed b. Hýsn el-Âlûsî gibi âlimlerden hadis dinledi; bu sýrada yirmi binden fazla hadis ezberlediði söylenir (Süyûtî, II, 187). Tenûhî fýkýh, kelâm, mantýk, hendese, ilm-i hey’et, ilm-i nücûm, dil ve edebiyat alanlarýnda söz sahibi oldu. Nahiv sahasýnda derinleþmiþ olduðu yönündeki görüþün “ilm-i nücûm” terkibinin bazý kaynaklarda yanlýþlýkla “ilm-i nahiv” þeklinde yazýlmasý veya yanlýþ okunmasýndan kaynaklandýðý sanýlmaktadýr (Dîvânü’l-ÆåŠî, neþredenin giriþi, s. 39). Basra, Ahvaz, Hûzistan ve Tüster gibi yerlerde kadýlýk yapan Tenûhî bir ara görevinden alýndýysa da kendisi için methiye yazdýðý Seyfüddevle’den ricada bulunmasý üzerine tekrar kadýlýða getirildi. Cündiþâpûr, Humus gibi þehirlerdeki kadýlýklarýndan sonra Basra’da vefat etti. Tenûhî’nin etkili bir þahsiyet olmasýnda bilhassa fýkýh ve hadis alanýndaki derin bilgisinin yaný sýra þairliðinin ve önemli bölgelerde kadýlýk yapmasýnýn da büyük payý vardýr. Özellikle kendisini “Reyhânetü’n-nüdemâ” sýfatýyla anarak öven Büveyhî Veziri Mühellebî tarafýndan himaye görmüþ, döneminin âlim ve edebiyatçýlarý arasýnda vezire en yakýn kiþi olmuþtur. Tenûhî pek çok þiir ve kaside yazmýþ, teþbih sanatý konusundaki maharetiyle temayüz etmiþtir. Döneminde yaþayan þairlerin aksine þiirlerindeki pastoral tasvirleri medihte bir vasýta þeklinde kullanmak yerine ana tema olarak daha çok tabiat tasvirini öne çýkarmýþtýr. Eserleri. Kaynaklarda Tenûhî’ye ait pek çok eser zikredilmekteyse de bunlar günümüze ulaþmamýþtýr. Ýbn Taðrîberdî’nin ona nisbet ettiði el-Ferec ba£de’þ-þidde kendisine deðil oðlu Ebû Ali et-Tenûhî’ye aittir. 1. Dîvân. Kaynaklarda ona izâfe edilen divan bugün mevcut olmayýp bu dönemdeki bazý þiirleri çeþitli kaynaklara parçalar halinde intikal etmiþtir. Hilâl Nâcî söz konusu þiirleri bir araya getirmiþ, hayatý ve eserleri hakkýnda bilgi verdiði bir giriþle birlikte “Dîvânü’l-Kadî et-Tenûpî el-Kebîr” adlý makalesinde yayýmlamýþtýr (bk. bibl.). Daha sonra Nûrî Hammûdî el-Kaysî ile birlikte tesbit ettikleri þiirleri el-Müstedrek £alâ ½unnâ£i’d-devâvîn adlý çalýþmalarý içinde “el-Müstedrek .alâ Dîvâni’t-Tenûpî” baþlýðýyla neþretmiþlerdir (Beyrut 1994, s. 307-312). Bundan baþka Yemen’i ve Tenûh’u öven 600 beyitlik bir kasidesinin bulunduðu ifade edilmekteyse de (Ömer Ferruh, II, 448) bu kasidenin Di‘bil el-Huzâî’ye ait olmasý ihtimaline dikkat çekilmektedir. Tenûhî’nin ezberlediði belirtilen bu 469 TENÛHÎ, Ali b. Muhammed kaside muhtemelen ona yanlýþlýkla nisbet edilmiþtir (Yâkut, XIV, 175). 2. Kitâbü’lÆavâfî (Kahire 1975). Tenûhî’nin aruz ve fýkýhla ilgili iki eser daha yazdýðý kaydedilmektedir (a.g.e., XIV, 163,165). BÝBLÝYOGRAFYA : Dîvânü’l-ÆåŠî et-TenûÅî el-Kebîr (nþr. Hilâl Nâcî, el-Mevrid, XIII/1 içinde), Baðdad 1404/1984, neþredenin giriþi, s. 31-74; el-Müstedrek £alâ Dîvâni’t-TenûÅî (nþr. Hilâl Nâcî, el-Müstedrek £alâ ½unnâ£i’d-devâvîn içinde), Beyrut 1994, II, 307312; Mes‘ûdî, Mürûcü’×-×eheb (Abdülhamîd), IV, 229; Ebû Ali et-Tenûhî, Niþvârü’l-mu¼âŠara (nþr. Abbûd eþ-Þâlecî), Kahire 1391-93/1971-73, II, 140-141; VII, 203; Seâlibî, Yetîmetü’d-dehr (nþr. Ali M. Abdüllatîf), Kahire 1352/1934, II, 336-337, 342, 346; III, 118, 170-175; Hatîb, TârîÅu Ba³dâd, XII, 77-79; Yâkut, Mu£cemü’l-üdebâß, XIV, 162-191; Ýbn Hallikân, Vefeyât, III, 366, 368; Ýbn Taðrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, III, 310; Ýbn Kutluboða, Tâcü’t-terâcim fî men ½annefe mine’l-¥anefiyye (nþr. Ýbrâhim Sâlih), Beyrut 1412/1992, s. 45; Süyûtî, Bu³yetü’l-vu£ât, II, 187; Ýbnü’l-Ýmâd, Þe×erât, II, 364; Ömer Ferruh, TârîÅu’l-edeb, II, 446-448; Ýsâm Muhammed Þebârû, el-Æa²âß ve’lšuŠât fi’l-Ýslâm: el-£A½rü’l-£Abbâsî, Beyrut 1983, s. 285-294; Hilâl Nâcî – Ýsâm M. eþ-Þantî, el-Mu£cemü’þ-þâmil li’t-türâ¦i’l-£Arabiyyi’l-ma¹bû£: elMüstedrek I, Kahire 1417/1996, s. 86; Hilâl Nâcî, “et-Tenûpî el-Kadî”, Mv.AU, IV, 661-667. ÿSoner Gündüzöz – TENÛHÎ, Ali b. Muhassin ( 2= &א9X &&א2>8 ) — Ebü’l-Kåsým Alî b. el-Muhassin b. Alî et-Tenûhî es-Sag¢r (ö. 447/1055) ˜ Kadý, edip ve hadisçi. ™ 15 Þâban 355 (6 Aðustos 966) tarihinde Basra’da doðdu. Tenûhî es-Sagýr diye de bilinir. Kadý olan babasý Ebû Ali Muhassin, Ýmâmiyye’nin önde gelen fakih ve þairlerinden, Tenûhî el-Kebîr olarak da anýlan ve çeþitli yerlerde kadýlýk yapan dedesi Ali b. Muhammed devrin önde gelen âlimlerindendir. Ali b. Muhassin baþta babasý olmak üzere Abdullah b. Ýbrâhim ez-Zeynebî, Ali b. Muhammed b. Saîd er-Rezzâz, Ali b. Muhammed Keysân ve Ebû Abdullah Hüseyin b. Muhammed el-Askerî gibi hocalardan ders aldý. Daha sonra Baðdat’a giderek dönemin en seçkin âlimlerinden Alemülhüdâ Þerîf el-Murtazâ’dan faydalandý, onun yakýnlarý ve dostlarý arasýna girdi. Büyük þair ve edip Ebü’l-Alâ el-Maarrî ile dostluk kurup kendisinden yararlandý ve ondan rivayetlerde bulundu. Tenûhî ailede gelenek halini alan kadýlýk mesleðine intisap ederek Medâin, Azerbaycan, Beredân ve Karmîsîn gibi yerlerde bu görevi yürüttü. Zehebî, Mu‘tezilî ve Þiî tema- 470 yüllü olmasýndan dolayý Tenûhî’yi eleþtiren Ebü’l-Fazl Ýbn Hayrûn ve Þücâ‘ ez-Zühelî’nin rivayetlerini naklettikten sonra Büveyhîler döneminde yaþayýp devlet hizmetinde bulunan bir kimsenin bunlardan kolay kolay kurtulamayacaðýný belirterek Tenûhî’yi savunur (A£lâmü’n-nübelâß, XVII, 650). Hatîb el-Baðdâdî de onu þehâdeti makbul ve hadis konusunda güvenilir bir kimse diye nitelendirir (TârîÅu Ba³dâd, XII, 77-79). Tenûhî 2 Muharrem 447 gecesi (3 Nisan 1055) Baðdat’ta vefat etti. Cenazesinde bulunduðunu belirten Hatîb el-Baðdâdî, Derbüttel semtindeki evinde defnedildiðini söyler. Resmî görevleri yanýnda eser telifiyle ve öðretimle meþgul olan Tenûhî’nin özellikle Baðdat’ta olduðu dönemde çok sayýda öðrenci yetiþtirdiði ve bunlarýn kendisinden hadis rivayet ettiði bilinmektedir. Öðrencileri arasýnda oðlu Ebü’lHasan Muhammed et-Tenûhî, Hatîb elBaðdâdî, Þeyhüttâife Ebû Ca‘fer et-Tûsî, Übey en-Nersî, Hasan b. Muhammed elBâkarhî, Hüseyin b. Muhammed ez-Zeynebî, Ebû Þücâ‘ Behrâm b. Behrâm ve Ebü’l-Kasým b. Husayn sayýlabilir. Eserleri. Ahmed b. Hanbel’in Kitâbü’lEþribe’sinin râvisi olan Tenûhî’nin iki eseri bilinmektedir. 1. el-Fevâßidü’l-£avâli’lmüßerreÅa mine’½-½ý¼â¼ ve’l-³arâßib. Kütüb-i Sitte’de yer alan sahih hadislerle tek bir râvisi bulunduðu için garîb olarak deðerlendirilmesine raðmen sahih kabul edilen on dokuzu hadis olmak üzere âlî isnadlý yirmi beþ rivayetin ele alýnýp incelendiði bir eserdir. Kitabýn Muhammed b. Ali es-Sûrî tarafýndan tahrîc edilen beþinci cüzünü Ömer Abdüsselâm Tedmürî yayýmlamýþtýr (Trablusþam 1406/1985). 2. Le¹âßifü’l-aÅbâr ve te×kiretü üli’l-eb½âr. Ýlki Hz. Peygamber’e, diðerleri Arap edip, þair ve ileri gelenlerine ait zarif ve ibret verici yüz haberi içeren bir eserdir (nþr. Ali Hüseyin Bevvâb, Riyad 1413/1993). Tenûhî’nin Hz. Ali ile Hasan ve Hüseyin’i öven þiirlerinin, ayrýca hocasý Þerîf el-Murtazâ’nýn hayatý ve özellikleriyle ilgili bir telifinin bulunduðu belirtilmektedir. BÝBLÝYOGRAFYA : Hatîb, TârîÅu Ba³dâd, XII, 77-79, 115; Yâkut, Mu£cemü’l-üdebâß, XIV, 110-124; Ýbn Hallikân, Vefeyât, IV, 162; Zehebî, A£lâmü’n-nübelâß, XVII, 650-651; a.mlf., el-£Ýber, III, 214; Abdullah Efendi el-Ýsfahânî, Riyâ²ü’l-£ulemâß ve ¼iyâ²ü’l-fu²alâß (nþr. Ahmed el-Hüseynî), Kum 1401, IV,184; Hasan es-Sadr, Teßsîsü’þ-Þî£a fî £ulûmi’l-Ýslâm, Beyrut 1401/1981, s. 107-108; A£yânü’þ-Þî£a, VIII, 333; Ziriklî, el-A£lâm (Fethullah), IV, 323; Þehîdî Sâlihî, “Tenûpî Sagýr”, DMT, V, 121-122. ÿMustafa Öz – TENÛHÎ, Ebû Ali ( 2= &א2>8&=/ ) — Ebû Alî el-Muhassin b. Alî b. Muhammed el-Kådî et-Tenûhî (ö. 384/994) ˜ Kadý, edip ve þair. ™ 327 (939) yýlýnda Basra’da tanýnmýþ bir ailenin çocuðu olarak dünyaya geldi. Tenûhî el-Kebîr olarak anýlan babasý Ali b. Muhammed ve Tenûhî es-Sagýr diye tanýnan oðlu Ali b. Muhassin de meþhur birer âlim, þair ve kadý idi. Tahsiline Basra’daki âlimlerden ders alarak baþladý. Burada Ebû Bekir es-Sûlî, Ebü’l-Abbas el-Esrem ve Hüseyin b. Muhammed el-Fesevî gibi âlimlerin öðrencisi oldu. Ardýndan gittiði Baðdat’ta ilim adamlarý, edip ve þairlerle görüþüp onlarýn meclislerine katýldý. Gulâmu Sa‘leb, Ebü’l-Ferec el-Ýsfahânî ve Hâtimî gibi önde gelen âlimlerden ders okudu. Ýsfahânî’den el-E³ånî adlý eserini okutmak üzere icâzet aldý. Vezir Mühellebî tarafýndan Baðdat kadýlýðýna tayin edilen Tenûhî (349/960) daha sonra Ahvaz, Askerimükrem, Harran, Cezîre-i Ýbn Ömer, Kûfe ve Musul gibi yerlerde kadýlýk yaptý. Kendisi Ahvaz’da iken (354/965) þair Ebü’t-Tayyib el-Mütenebbî ile görüþtüðünü söylemektedir (el-Ferec, neþredenin giriþi, I, 37-38). Baðdat’ta vezirlik makamýnda deðiþiklik olunca kadýlýktan azledildi (359/970) ve servetine el konuldu. Üç yýldan fazla bir süre devlet görevinden uzak kaldý; bu süre zarfýnda daha çok Baðdat’ta bulundu ve Mýsýr’a seyahat yaptý. Tenûhî eski görevine tekrar getirildiyse de Büveyhîler’den Adudüddevle’nin katýnda gözden düþtü (370/981), hatta Ýmam Þâfiî ve taraftarlarýný kötülemediði için hapse atýldý. Hayatýnýn son yýllarýný yalnýzlýk ve yoksulluk içinde geçirdi; 25 Muharrem 384’te (11 Mart 994) Baðdat’ta vefat etti. Zeki, okumaya düþkün, hâfýzasý güçlü ve güvenilir bir kiþi olan Tenûhî baþta hadis olmak üzere Arap dili ve edebiyatý, fýkýh, kelâm, mantýk, hendese, aruz alanlarýnda geniþ bilgiye sahipti ve Ýmâmiyye mezhebine mensup bir âlimdi. Ailenin diðer tanýnmýþ þahsiyetleri gibi o da Mu‘tezile düþüncesine meyletmiþ olup eserlerinde bunun izleri görülmektedir. Tenûhî’nin yirmi bin hadis ezberlediði söylenmekte, teliflerinin dýþýnda aruz ve fýkýh alanlarýnda da eserler yazdýðý kaydedilmektedir. Teliflerindeki pek çok malzemeyi bazan þifahî olarak doðrudan Ýsfahânî’den, bazan onun râvilerinden, bazan da el-E³ånî’den almýþtýr. Baþta Mütenebbî olmak üzere