C. Senatosu B : 67 şartlarını sonunda kaybeder, ve bugün T. G. Emekli Sandığı Kanununun uygulaması aşağı yukarı bu duruma gelmiştir. Eğer, bütün tek­ lifler, tasarı olarak hükümetlerden gelmiş olsa belki bu dengeyi kurmak, bu dengeyi bozmamak mümkün olabilir. Ama, çok kere parlömanterler tarafından geliyor ve hükümetlere rağmen, müesseselere rağmen çıkar ve sayılar da üçü beşi bırakıp da yüzleri asarsa o takdirde ka­ nunun bünyesi günün şartlarına ve başlangıç­ taki kurulan düzene cevap veremez bir duruma gelir. Bugün, T. C. Emekli Sandığı Kanununun du­ rumu budur. Bu kanun sosyal güvenlik yönün­ den de bugünün şartlarını karşılamaz durum­ dadır. 1961 Anayasası Türkiye Cumhuriyeti Devletinin niteliklerini sayarken, sosyal davlet olarak nitelemiş ve içerisinde bâzı maddelerini de, vatandaşın, hizmetlilerin, çalışanların sosyal güvenliğinden bahsetmiştir. Arkadaşlarım, modern bir memlekette, mo­ dern Batı memleketlerinde 30 yıl hizmet eden bir insan, bir görevli 30 yıl sonunda emekli ol­ duğu vakit maaşının % 50 sine, onun hayat standardı % 50 ye düşürülmez. Hizmet ettiği süre içerisinde, gerek kendisine yapılan sigorta ve buna benzer kesintiler, gerek Devletin onun adına vermiş olduğu kesintiler yüksek tutulur. Ama mutlaka 30 sene hizmet eden bir insan, emekli olduğu zaman maaşının yarısına düşü­ rülmez. Türkiye'de, bilhassa aktif görevlerde hizmet eden insanlar için, askerî hizmet olsun, sivil hizmet olsun 50 - 55 yaşından sonra aktivite, bilhassa küçük kademelerde çalışan insanlar için azalır. Bünyemiz böyledir, Batıda da böy­ ledir. Yaş sebebiyle insanların fizyolojik hali budur. Küçük kademelerde çalışan insanın, 60 yaşında bir daktilo memuru olamaz. 60 yaşında bir küçük şef veya onun yardımcısı olamaz. Bü­ yük kademelerde bile çok kere olmadığını gö­ rüyoruz. Yaşlandıkça insanların rahatlıkla emekliliklerimi talebedebiîmelerinin şartı, o emekli statüsüne girdiği vakit o andaki düşe­ ninin bozulmamış olmasıdır. 30 sene hizmet et­ miş bir insan 50 - 55 yaşma gelmiş, üniversite­ de çocukları var, lisede çocukları var, o kişi ki eğer emekli olduğu vakit maaşının % 50 sine düşecektir, ayrılmasına imkân yoktur. Halbuki, nüfusu artan bir toplum bünyesine sahibiz. Ta­ 12 . 10 . 1968 \ | I I | | | | i | | | j | i ı \ | i I | | \ i | | ı ; \ | I O:1 ze kan aşağıdan mütemadiyen gelmektedir. Eği­ tim bütün köylere, her tarafa yayılmaktadır ve 2ö sene sonra, 30 sene sonra bir gelecekte Türk bünyesi daha da canlı bir duruma gelme ihtiyacmdadır. Böyle toplumlarda genç yaşta 55 - 60 ından sonra başka hizmetlerde, serbest sektörlerde çalışma imkânı vermemizde de milletlerin çalışmalarını kolaylaştırmaları lâzımdır. Bunun için T. G. Emekli Sandığı Kanununun ilgili maddelerinde bahsedilen 30 sene hizmetin karşılığı % 50, bugünün sosyal güvenlik ihtiyaçlarını karşılıyamaz, yanlıştır. Bunun mutlaka askerlerde olduğu gibi % 70 e çıkarılması şarttır. Ama, bu çıkarmayı yaparken sandığı iflâs ettirelim, böyle şey olamaz arkadaşlar. Sandık bugünkü statüsünde hangi hesaplarla o noktaya gelmişse, mütaakıp elemelerini % 70 İması halinde bile ona göre yapar. Ama Devlet, sosyal devlet kendi genel bütçesinden bunun tedbirlerini alır ve bu yardımı yapar. Sayın Hükümet erkânının yakın günlerde, önümüzdeki Mart ayından itibaren Emekli Sandığı Kanununun bu noktadaki bünyesinin değiştirileceğini ve emekli keseneklerinin de as­ kerlerde olduğu gibi 30 sene hizmetin karşılığı % 70 ve her sene bir fazlası olarak yapacağı haberini büyük bir memnuniyetle büyük bir huzur içerisinde sosyal güvenliğin, sosyal devletin iyi bir tatbikatı olarak sevinçle karşılamış bulunuyorum, bunu arz etmek isterim. ikincisi arkadaşlarım, Emekli Sandığı Kanununun hukuk devleti anlayışına göre maddeleri ihtiva etmesi hususuna temas etmek istiyorum. Bizim ötedenberi, ta Osmanlılardan gelen bir zihniyetimiz de bir zamanaşımı, kanunlanmızda zamanaşımı meselesi vardır. Bir şey çıkarılır, şu süre içerisinde bu kanunun şu hükmünden istifade edenler, müracaat edenler hakkı kazanırlar, etmiyenler kazanamazlar. Kanunlar filvaki kanunu bilmemekte, kanun hükümleri arasındadır, mazeret sayıl- maz diye husus da vardır. Ama, her çıkan Resmî Gazetede yayınlandığı halde, bizim gibi bir memlekette halkının % 50 sine yakını okuma yazma bilmiyen bir memlekette her çıkan ka­ nunu, en ufak teferruatına kadar, bütün va­ tandaşların bilmesi mümkün değildir. Bir ka­ nun, T.O. Emekli Sandığı Kanunu yeniden tedvin edilmesi halinde, böyle büyük bir kanu­ nun yeniden çıkarıldığını duyan her ilgili kişi — 116 —