C Senatosu B

advertisement
C Senatosu
B:
zaman da talep karşısında, aczimizle karşı karşı­
ya olacağız. Çünkü ne biyolojik bakımdan elde
edilmiş evsafı iyi bir meyva, her hangi bir şey,
ne de standart bir malımız olacaktır. Evet
Müşterek Pazar diyecek, 10 bin ton, Ş0 bin ton
filân şeyden isterim. Elma. Hayır. Elma Tür­
kiye'de 150 bin ton çıkar. Fakat ihraç vasfını
haiz değildir.
Memlekette üzülerek gördüğüm bir şey var.
Biraz evvel bir arkadaşımın buyurduğu gibi bi­
zim bünyemizde, içtimai seviyemizde hakikaten
sınıfsız ki, kastettiğimiz sınıf malûm, sınıfsız
bir kütle maalesef bugün bizzat Devlet eliyle
sınıflandırılmaktadır. Sınıf karşısında, muhak­
kak ki, tez ve antitez gibi 2 nci bir sınıf yarata­
caktır. Ne hazindir ki, Devlet, Hükümet kendi
politikasını kendini tahribetmek için kendi eliy­
le hazırlamaktadır. Evet, bugün Türkiye'de, biz
lüzum olmadığı halde, sınıf yaratmaktayız. Bu
bir zihniyettir. Sınıf ne yapar? İşte asıl tehlike­
li mevzu burada. Bugün memleketimizde ken­
dilerine iş bulamadığımız için dış memleketlere
giden on binlerin üstünde işçi kütlesi vardır. Ya­
şadığı hayat seviyesini, acaba yarın memlekete
dönünce aynını Çalışma Bakanlığı temin edebi­
lecek mi? Veya muhterem plâncı arkadaşlarımız,
memlekette bu seviyeyi temin edebilecekler mi?
Her halde giden geri gelmiyeeek diye bir kaide
yoktur. Kendi toprağına, kendi vatanına bir gün
dönecektir. Fakat, yaşadğı hayat seviyesini Tür­
kiye'de maalesef bulamıyacak. Binaenaleyh, gön­
lüm ister ki, kendisini çok takdir ettiğim, ken­
disini bu işe veren genç Bakan arkadaşım - genç
derken; yani bize nazaran genç mânasında söy­
lüyorum - hakikaten, bu işe kendini vermiş Ba­
kanlık erkânı, izin versinler biraz da bizim gö­
rüşümüz ve bizim endişelerimiz içinde hâdiseleri
tetkik etmek ve ilerde doğmasında endişe ettiği­
miz bu sınıf mücadelesinde, yalnız daimî fabri­
ka işçilerinin dışında, toplu iş yerlerinin dışın­
da, memleket için çok mühim olan diğer işçi,
hattâ fikir işçilerine doğru dönüp, sınıfı yarat­
mamaya, gayret etsinler. Bulunduğum ınıııtakada bâzı göçler vardır. Bunlar ziraat işçileri­
dir. Bunlara ırgat denir, tutma denir, devamlı
olursa yanaşma denir. Bunlarla hemen hemen,
alâkadar olunmuyor, kanaatindeyim. Göç. baş­
lar. Aydın ovasına yalnız Denizli'nin Acıpayam
mmtakasmdan 25, 30 bin kişi gelir. Bunlar nasıl
gelir? Ücretleri nedir? Nasıl mukavele yaparlar?
8 2 1964
O :3
Kimse bilmez. Kendilerine göre, Nuh Nebî'den
kalma birtakım usuller, birtakım ücretlerle ha­
kikaten acıklı bir hayat seviyesi içindedirler.
izin verin, memlekette işçi namını- verdiği­
miz kişi yalnız sanayide çalışan, fabrikada çalı­
şan kişiler değildir. Bugün fikir işçileri, mese­
lâ istanbul'da bir avukat çalışamadığı zaman,
kendi müessesesinin yardım sandığından, ancak
kendisi muayyen şeraitini ikmal etmişse üçyüz
lira gibi bir para alır. Hangi kıstas, hangi nor­
mal ölçü içinde işçi dâvası ele alınmıştır? özür
diliyerek arz edeyim. Biz bir dâva ve program
içinde değil, ama bir gayret içindeyiz. Bu gay­
ret, memleketin bünyesindeki, Atatürk'ün de
tavsif ettiği gibi; imtiyazsız, sınıfsız bir milleti
sınıflandırmak gayretinden, özür dilerim, ileri
gitmemektedir. Bununla, ne bugünkü Bakanı,
ne teşkilâtını kasdediyorum. Hayır. Bu muayyen
bir devrede doğmuş, ve lüzumsuz gayretlerle de
başka istikametlerde, birtakım neticelere doğru
kendiliğinden gitmektedir. Yokuş aşağı...
BAŞKAN — Sayın Sarıgölllü, vaktiniz dol­
muştur. Bağlamanızı rica ediyorum.
OSMAN SAtM SARIGÖLLÜ (Devamla) —
Müsaade ederseniz rahatça bağlıyayım efendim.
Görüyorsunuz ki, vakit doldu. Binaenaleyh mev­
zu şu: Bu bir topa benzer, eğer yokuş aşağı bı­
rakırsanız topun patlıyacağmı da görseniz yeti­
şemezsiniz. Fakat top bir dikene çarparsa pat­
lar. Efendim, inşallah bu temennilerimizi nazarı
dikkate alırlar.
Hepinizi rahatsız ettiğim için, vaktinizi aldı­
ğım için özür dilerim. Saygılarımla. (Alkışlar)
BAŞKAN — Devlet Hava Meydanları işlet­
mesi Genel Müdürlüğü 1964 yılı Bütçesinin açık
oylanmasına 124 sayın üye katılmış. 101 kabul,
22 ret, 1 çekinser oy çıkmıştır. Bütçe 113 oyla
kabul edilmiştir.
Buyurun Sayın Sakıp Önal.
SAKİP ÖNAL (Adana) — Sayın Başkan, sa­
yın senatörler, işçi Sigortalan ve Çalışma Ba­
kanlığı mevzuunda, meslekî sahada, doktor ola­
rak, bu kurulların içerisinde bir müddet bulun­
muş bir arkadaşınız olarak bâzı noktalara do­
kunmak istiyorum. Hâlâ kuruluş halinde olan,
Çalışma Bakanlığı ve bilhassa İşçi Sigortalan
bir sürü noksanlıklarla doludur. Bilhassa işçi
sağlığını en ön plânda tutması lâzımgelen Çalış­
ma Bakanlığının, her vilâyette, tahmin ederim
Download