Ekonomik Kriz İşçi Çıkartmayı Geçerli Kılar Mı? Otuz veya daha fazla

advertisement
Ekonomik Kriz İşçi Çıkartmayı Geçerli Kılar Mı?
Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş
sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin
veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmeyi etkileyen ancak işyeri dışından kaynaklanan geçerli nedenler başlığıyla, kanun gerekçesinde
aşağıdaki örneklere yer verilmiştir.
• Sürüm ve satış imkânlarında daralma,
• Siparişlerde azalma,
• Enerji sıkıntısı,
• Ekonomik kriz,
• Genel durgunluk,
• Dış pazar kaybı,
• Hammadde sıkıntısı.
Yukarıda belirtilen işyerinden veya dışından kaynaklanan sebepler, işyerinin iktisadi amacına ulaşması
amacıyla doğrudan ilgilidir. İşletmenin varlığını sürdürmesi, rekabet edebilirliğini geliştirmesi, işgücü
maliyetlerinin düşürülmesi, verimliliğin ve kârlılığın düşmesinin önlenmesi veya artırılması gibi
tedbirlerin uygulanması, işyeri yönetiminin alacağı kararların bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Sürüm ve satış imkânlarında daralma
Sürüm ve satış imkânlarında daralma fesih için geçerli nedeni kabul edilse de işletmenin satışlarında,
cirosunda geçici bir azalma, işyerinde faaliyetlerin hafifi düşüşler gibi geçici ekonomik zorluklar
geçerli nedenle fesih sayılmaz.
Ekonomik kriz
Feshin geçerliliği için, feshin işletmesel karara dayanması, bu kararın bir istihdam fazlası doğurması,
kararın tutarlı bir şekilde keyfi olmayan bir şekilde ve ölçülü bir biçimde uygulanması ve feshin son
çare olarak uygulanması gerekmektedir. Ekonomik kriz, işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden
kaynaklı fesih yollardan biridir. Ekonomik kriz kaynaklı fesih halleriyle ilgili Yargıtay vermiş pek çok
kararı bulunmaktadır.
Yargıtay’a göre “Ekonomik krizden dolayı iş hacminde daralma, satışlarda ve üretim de düşüşler
nedeni ile işçi çıkarılması kararı bağlı işveren kararıdır. Bağlı işveren kararında iş görme ediminde
ifayı engelleyen, bir başka anlatımla istihdamı engelleyen ekonomik nedenler araştırılmalı, işletmesel
karar ile istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediği, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp
uygulamadığı, işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı ve işletmesel karar sonucu feshin
kaçınılmaz olup olmadığı somut olarak açıklığa kavuşturulmalıdır.
Ekonomideki durgunluk ve kriz dönemlerinde, ekonomik daralmaya bağlı olarak işten çıkarmanın
gerçekleşmesi halinde öncelikle genel ekonomik kriz var ise tüm sektörler baz alınarak, işletmenin
faaliyet gösterdiği sektörde kriz var ise sadece faaliyet alanı için sektörel denetim, daha sonra ise
işletmenin iç denetiminin yapılması gerekir.
İşverenin faaliyet alanı gösterdiği sektörde kriz olup olmadığı, işverenin bu krizden etkilenip
etkilenmediği, etkilenmiş ise istihdam azaltılmasını gerektirip gerektirmediği, işverenin aldığı
işletmesel kararı tutarlı olarak uygulayıp uygulamadığı, özellikle yeni personel alımı yapılıp
yapılmadığı, alman personelin iş sözleşmeleri feshedilen işçiler yerine alınıp alınmadığı, aynı
özellikleri taşıyıp taşımadığı, feshin kaçınılmaz olup olmadığı, fesih dışındaki önlemlerle daralmanın
giderilip giderilmeyeceği, işten çıkarılan işçilerin seçiminde göz önünde bulundurulduğu belirtilen
performansın araştırılması bakımından işyerinde performansı davacı işçiden daha düşük olan işçi
bulunup bulunmadığı, bu durumdaki işçinin çalıştırılmaya devam edilip edilmediği” hususlarının
araştırılması gerekmektedir.
Buna göre;
• Ekonomik krizin varlığı,
• Ekonomik krizinin ölçeği
• Sadece ekonomik krizin varlığının yeterli olmadığı, ekonomik krizin işletmeyi nasıl ve hangi ölçüde
etkilediği,
• İşletmesel kararlarda aranan diğer kriterlere tabi olacağı vurgulanmaktadır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 30.06.2008 Tarihli, Esas No:2007/41054 ve Karar No:2008/18053
Sayılı kararında özetle, “Davalı işverenin ekonomik zorluklar yaşadığı sabittir. Salt vergi yükünün
artışı ve zarar etme, işten işçi çıkarılması için yeterli değildir. Davalı işveren bölge sayısını ve kadro
sayısını azaltırken, aynı bölgelerde aynı faaliyetine devam etmiştir.Yapılacak işte bir azalma
olmamıştır. Aksine daha önce 71 işçi ile yürütülen işin, 58 kişi ile yapılması kararı
alınmıştır. Davacının yaptığı iş, diğer kalan işçilere dağıtıldığı için, çalışan işçilerin iş sürelerinde artış
meydana gelmiştir. Böyle bir uygulamada istihdam fazlalığından, feshin kaçınılmaz olduğundan söz
edilemez. Feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından, davanın kabulü yerine yazılı şekilde
reddi hatalı bulunmuştur.” Hükmü verilmek suretiyle salt vergi yükünün artışı ve zarar etmenin fesih
için geçerli neden oluşturmayacağını belirtmiştir.
25.12.2013
İbrahim IŞIKLI
Dünya Gazetesi
Download