sıradan bir işçinin siyasal tercihi

advertisement
SIRADAN BİR İŞÇİNİN SİYASAL TERCİHİ Aydınlık Gazetesi, 6 Ocak 2015 Yıldırım Koç Sıradan bir işçi, kapitalizmin ürünüdür. Kapitalist ilişkiler onu bireyci, bencil, çıkarcı, hesapçı yapar. Onun için, “gemisini kurtaran kaptan”dır. İş bulabildiği, karnını doyurabildiği, çocuklarına bakabildiği, ihtiyaçlarının önemli bölümünü karşılayabildiği sürece, ona dokunmayan yılan bin yaşayabilir. KOLAY, BEDELSİZ, UCUZ ÇÖZÜM ARAYIŞI Bizim halkımızın aptal olduğunu sanmak kadar büyük aymazlık olamaz. Bizim halkımız, çarıklı erkanıharptir; uyanıktır; kısa vadeli çıkarlarını çok iyi bilir. Ayrıca vefasızdır; sendikacılar arasında çok yaygın deyişle, “işçiyi kırk yıl sırtınızda taşırsınız, beş dakika nefes almak için sırtınızdan indirseniz, size şarlar.” Siz vatanın elden gittiğinden yakınırsınız. İşçinin kapitalist düzen içinde nasıl sömürüldüğünü anlatmaya çalışırsınız. Yaklaşan tehlikeleri anlatırsınız. Yılan ona dokununcaya kadar kılını kıpırdatmaz. Tersine sizinle dalga geçer. Siz canınızı dişinize takmışsınızdır; o bunu anlamaz. “Sana rahat batıyor!” der. “Belanı mı arıyorsun, otur oturduğun yerde, elindeki imkanlardan yararlan!” der. “Kendine faydası olmayanın başkasına faydası olur mu hiç!” diye söylenir. “Bu memleketi kurtarmak sana mı kaldı!” der. Karşısına çıkan sorunları en kolay ve ucuz yoldan çözebileceğine inandığı düzen‐içi siyasi hareketlere veya partilere yönelir. Bir cemaate kapılanarak, etnik kimliğinin sağladığı ilişkileri kullanarak veya iktidardaki partiye yanaşarak günlük sıkıntılarından kurtulmaya çalışır. Bu ilişkilerle kendisine veya çocuğuna iş bulur, kızının tayinini halleder, üniversitedeki çocuğuna yurt ayarlar; kışlık kömürünü, mutfağının bazı ihtiyaçlarını karşılar. Bu ufak ama onun için önemli sorunları, düzen karşıtı, mücadelenin keyfi ve onurundan başka çıkar sağlamayan bir siyasi örgüt çözebilir mi? Hayır. Düzen partisi tüp gaz verir; siz ancak biber gazı önerebilirsiniz. Düzen partisi iş, para, kömür, gıda maddesi dağıtır; siz ondan para istersiniz. O zaman bu işçi kitlesiyle nasıl bağ kurulur? İşçi sınıfının emperyalizme ve kapitalizme karşı mücadeleye hazırlanması nasıl sağlanır? YILAN ARTIK DOKUNUYOR Kapitalizm ve emperyalizm yılan gibidir. Eninde sonunda işçi sınıfına dokunmaya başlar; işçinin oturduğu minder bir biçimde tutuşur. Yılanın işçiye dokunduğu günlerdeyiz. Yılanla mücadele ederseniz, işçinin desteğini alırsınız. Yılan, taşeron işçilerine saldırıyor. Taşeron işçilerinin, yürürlükteki mevzuata göre çok önemli hakları var. Bu hakları onlara öğretirseniz; onlara güvenilir, cesur ve bilgili avukatlar sağlarsanız; ayda 900 liralık işe girebilmek için AKP’ye üye olanların, hakları olan 70‐80 bin lira toplu parayı almalarını sağlarsanız, düzen partilerinin yapamadığını yapmış olursunuz. Yılan, ekonomik kriz nedeniyle işten çıkarılan, birikmiş ücretini ve kıdem tazminatını alamayan işçilere saldırıyor. Yılan, iş kazaları ve onbinlerce işçinin yakalandığının farkında bile olmadığı meslek hastalıklarıyla saldırıyor. Yılan, sendikal haklarını kullanan işçileri işten atarak saldırıyor. Sıradan bir işçinin, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyemeyeceği günleri yaşamaya başlıyoruz. İşçinin sorunlarının düzen‐içi partilerce değil, düzen‐karşıtı partilerce çözülebileceği günler yaklaşıyor. İşçinin haklarını ve sorunlarını gerektiği gibi öğrenen, bu sorunların çözümünde ciddi, sabırlı, uzun vadeli çalışmayı göze alanların işçi sınıfına önderlik edebileceği koşullar olgunlaşıyor. Günümüzün görevi, işçi sınıfı içinde ciddi ekonomik‐demokratik ve siyasi çalışmadır. 
Download