Mevzuat - Lebib Yalkın

advertisement
Kurumsal
Müşteri İlişkileri
İK
Bize Ulaşın
Beni Hatırla
Şifremi Unuttum
Deneme Kullanımı
Yayınlarımız
Eğitimlerimiz
Abone Olun
Mevzua
Çeşitli Bilgiler > MEVZUATTAKİ SON DEĞİŞİKLİKLER > 2015 Mevzuattaki Son Değişiklikler >
ANAYASA
2015 Haziran > AYMK Bireysel Başvuru No:2013/2339 >
MAHKEMESİ
BİREYSEL BAŞVURU KARARI
Başvuru No.: 2013/2339
Karar Tarihi: 7.5.2015
R.G. Tarihi: 25.6.2015
R.G. No. : 29397
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
I.BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, çalıştığı kamu bankasının, engelli olması nedeniyle kendisini terfi ettirmediğini
ve yükselme sınavı hakkında bilgi edinme başvurusunda bulunması nedeniyle il dışına tayin
edildiğini, tayinler nedeniyle emekli olmak zorunda kaldığını, söz konusu uygulamalar
nedeniyle açtığı tazminat davasının bozma dışı kalan hususlar açısından kesinleştiğini ve
aleyhine sonuçlandığını belirterek, eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüş, tazminat
talebinde bulunmuştur.
II.BAŞVURU SÜRECİ
www.lebibyalkin.com
Sayfa 1/13
2.Başvuru 8/4/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön
incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3.İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 29/12/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesi
Bölüm tarafından yapılmak üzere dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4.Bölüm Başkanı tarafından 20/2/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas
incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5.Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 25/3/2015 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki
kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş
sunulmayacağı bildirilmiştir.
III.OLAY VE OLGULAR
A.Olaylar
6.Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7.Başvurucu, bir kamu bankasının merkez teşkilatında engelli kadrosunda yönetmen
yardımcısı olarak çalışmakta iken, 26/9/2004 tarihinde yönetmenlik sınavına katılmış, sınavın
yazılı aşamasında başarılı olmuş, ancak mülakat sınavında 59,70 puan alarak başarısız
sayılmıştır.
8.Başvurucu, mülakatta ayrımcılık yapılarak elendiğini ileri sürdüğü bu sınava ilişkin bilgi
edinme hakkı çerçevesinde bilgi ve belge talep etmiştir.
www.lebibyalkin.com
Sayfa 2/13
9.Başvurucu 17/3/2005 tarihinde Eskişehir şubesine yönetmen yardımcısı olarak atanmış,
itiraz etmesi üzerine görev yeri Ankara Dikmen şubesi olarak değiştirilmiştir.
10.Başvurucu daha sonra 10/3/2008 tarihinde Kütahya ili Domaniç şubesine aynı unvanla
atanmış, başvurucunun 2/7/2008 tarihi itibarıyla emekliye ayrılacağını bildirmesi üzerine
atama işleminden vazgeçilmiştir.
11.Başvurucu, emeklilikten vazgeçtiğini bildirmesi üzerine, 12/6/2008 tarihinde Kütahya iline
aynı unvanla atanmıştır.
12.Başvurucu 17/6/2008 ve 21/11/2008 tarihli dilekçeleriyle sağlık nedenlerini ve engelli
olduğu hususunu da belirterek merkez teşkilatında bir göreve atanmayı talep etmiş, istemi
reddedilmiştir.
13.Başvurucu 15/1/2009 tarihinde emekli olmuştur.
14.Başvurucu 24/11/2009 tarihinde açtığı davada; engelli olması nedeniyle eşitlik ilkesine
aykırı bir şekilde yönetmenlik sınavı mülakatında elendiğini, sonraki yükselme sınavlarına
çağrılmayarak görevde yükselmesinin engellendiğini, isteği dışında farklı şubelere atamasının
yapıldığını, bu uygulamalar sonucunda sağlığının iyice kötüye gittiğini, tayin baskısı altında
bırakıldığını ileri sürerek yer değiştirme tazminatı, yolda geçen süre için izin ücreti, yıllık izin
ücreti, fazla çalışma ücreti, Kütahya ilinde konaklama bedeli, yönetmen ve bölüm müdürü
unvanının verilmemesinden kaynaklı tazminat, 65 yaşına kadar çalışma karşılığı tazminat,
ayrımcılık, kötü niyet ve ihbar tazminatları ile maddi ve manevi tazminata karar verilmesini
talep etmiştir.
15.Ankara 19. İş Mahkemesi, 30/3/2012 tarihli ve E.2009/1621, K.2012/237 sayılı kararıyla,
davacının yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ayrımcılık tazminatı ve manevi tazminat
istemlerinin kısmen kabulüne, diğer istemlerin reddine hükmetmiştir.
16.Tarafların temyiz istemi üzerine karar, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 24/1/2013 tarihli ve
E.2012/10838, K.2013/822 sayılı ilamıyla bozulmuştur. İlam gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Davacı, işverenin yerini değiştirmesi nedeniyle manevi tazminat ve ayrımcılık tazminatı
www.lebibyalkin.com
Sayfa 3/13
talebinde bulunmuş, Mahkemece davacının Ankara'da çalışmakta iken Eskişehir'e atamasının
yapıldığı, atamanın norm kadro çalışmaları kapsamında yapıldığına dair delil bulunmadığı,
nakil hakkının iyiniyet ve eşitlik ilkelerine aykırı kullanıldığı gerekçesiyle talebin kısmen
kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda davacı, işverenin yerini değiştirmesi nedeniyle manevi tazminat ve ayrımcılık
tazminatı talebinde bulunmuş ise de, dava konusu olayda manevi tazminatın koşulları
oluşmamıştır. Bu olay nedeniyle davacı ile davalı arasında, cismani bütünlüğe veya kişiliğe
yapılan bir saldırı söz konusu değildir. Dosya içeriğine göre, davacı 17/3/2005'te Ankara'dan
Eskişehir Şubesine atanmış, itirazı üzerine ataması durdurularak Ankara Şubesinde
görevlendirilmiştir. Dava tarihi ise 24/11/2009 olup, atamanın üzerinden dört yılı aşkın bir
süre geçmiştir. Somut olayda ispat yükü davacıya ait olup, davacı atama nedeniyle zarar
gördüğü iddiasını da ispatlayamamıştır. Buna göre manevi tazminat talebinin reddine karar
verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı
gerektirir."
17.Anılan ilam 19/3/2013 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, başvurucu manevi tazminat
dışında kalan kısımlar için 8/4/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda
bulunmuştur.
18.Davalı tarafından 22/4/2013 tarihinde, bozma kararında değerlendirildiği anlaşılan
ayrımcılık tazminatı hakkındaki sonucun sehven yazılmadığı ileri sürülerek maddi hatanın
düzeltilmesi dilekçesi verilmiştir.
19.Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 31/10/2013 tarihli ve E.2013/19144, K.2013/22885 sayılı
ilamıyla, davalının temyiz itirazları yönünden manevi tazminat ve ayrımcılık tazminatı
açısından değerlendirme yapıldığı ve bozmadan önceki takrir raporları ile dosya içeriği tekrar
incelendiğinde ayrımcılık tazminatının da açıkça reddine karar verildiğinin anlaşıldığı
belirtilerek, kararın yazımında düşülen maddi hata sebebiyle yukarıda belirtilen Yargıtay ilamı
kaldırılmış ve İlk Derece Mahkemesi kararının ayrımcılık tazminatı ile manevi tazminata ilişkin
kısımları bozulmuştur. İlam gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun gerektirici sebeplere ve
özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının ise
aşağıdaki bent dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Davacı, işverenin yerini değiştirmesi sebebiyle manevi tazminat ve ayrımcılık tazminatı
talebinde bulunmuş, mahkemece davacının Ankara'da çalışmakta iken Eskişehir'e atamasının
www.lebibyalkin.com
Sayfa 4/13
yapıldığı, atamanın norm kadro çalışmaları kapsamında yapıldığına dair delil bulunmadığı,
nakil hakkının iyiniyet ve eşitlik ilkelerine aykırı kullanıldığı gerekçesiyle talebin kısmen
kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda davacı, işverenin yerini değiştirmesi sebebiyle manevi tazminat ve ayrımcılık
tazminatı talebinde bulunmuş ise de dava konusu olayda ayrımcılık ve manevi tazminat
isteklerinin şartları oluşmamıştır. Bu olay sebebiyle davacı ile davalı arasında, cismani
bütünlüğe veya kişiliğe yapılan bir saldırı söz konusu değildir. Dosya içeriğine göre, davacı
17/3/2005'te Ankara'dan Eskişehir Şubesine atanmış, itirazı üzerine ataması durdurularak
Ankara Şubesinde görevlendirilmiştir. Dava tarihi ise 24/11/2009 olup, atamanın üzerinden
dört yılı aşkın bir süre geçmiştir. Somut olayda ispat yükü davacıya ait olup, davacı atama
sebebiyle zarar gördüğü iddiasını da ispatlayamamıştır. Şartları oluşmayan ayrımcılık
tazminatı ile manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde
hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir."
20.Ankara 19. İş Mahkemesi, 11/12/2013 tarihli ve E.2013/388, K.2013/1142 sayılı kararıyla
bozmaya uyarak ayrımcılık tazminatı ile manevi tazminata ilişkin istemleri reddetmiş, bozma
konusu yapılmayan alacakların ise önceki hüküm gibi kabulüne hükmetmiştir.
21.Anılan karar, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 20/5/2014 tarihli ve E.2014/13622,
K.2014/13459 sayılı ilamıyla onanmıştır.
B.İlgili Hukuk
22.22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun "Eşit davranma ilkesi" başlıklı 5. maddesi
şöyledir:
"İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep
ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz.
...
www.lebibyalkin.com
Sayfa 5/13
İş ilişkisinde veya sona ermesinde yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı davranıldığında işçi,
dört aya kadar ücreti tutarındaki uygun bir tazminattan başka yoksun bırakıldığı haklarını da
talep edebilir. 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesi hükümleri saklıdır.
20 nci madde hükümleri saklı kalmak üzere işverenin yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı
davrandığını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak, işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir
biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını
ispat etmekle yükümlü olur."
IV.İNCELEME VE GEREKÇE
23.Mahkemenin 7/5/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 8/4/2013 tarih
ve 2013/2339 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A.Başvurucunun İddiaları
24.Başvurucu, çalıştığı kamu bankasının, engelli olması nedeniyle kendisini terfi ettirmediğini
ve yükselme sınavı hakkında bilgi edinme başvurusunda bulunması nedeniyle il dışına tayin
edildiğini, tayinler nedeniyle emekli olmak zorunda kaldığını, söz konusu uygulamalar
nedeniyle açtığı tazminat davasının bozma dışı kalan hususlar açısından kesinleştiğini ve
aleyhine sonuçlandığını belirterek, eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B.Değerlendirme
25.Anayasa Mahkemesi, başvurucunun ihlal iddialarına ilişkin nitelendirmesi ile bağlı olmayıp
hukuki nitelendirmeyi kendisi yapar. Başvurucunun, engelli olması nedeniyle terfi ettirilmediği
ve yükselme sınavı hakkında bilgi edinme başvurusunda bulunması nedeniyle il dışına tayin
edildiği, tayinler nedeniyle emekli olmak zorunda kaldığı iddiaları eşitlik ilkesinin ihlali iddiası
altında değerlendirilmiş, başvurucunun, açtığı tazminat davasının aleyhine sonuçlandığı
iddiaları yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığına yönelik olup, bu kapsamda
değerlendirilmiştir.
1. Eşitlik İlkesinin İhlal Edildiği İddiası
www.lebibyalkin.com
Sayfa 6/13
26.Başvurucu, engelli olması nedeniyle terfi ettirilmediğini ve yükselme sınavı hakkında bilgi
edinme başvurusunda bulunması nedeniyle il dışına tayin edildiğini, tayinler nedeniyle emekli
olmak zorunda kaldığını belirterek, eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
27.Anayasa'nın "Kanun önünde eşitlik" kenar başlıklı 10. maddesi şöyledir:
"Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
...
Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler
için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
...
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun
olarak hareket etmek zorundadırlar."
28.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) "Ayrımcılık yasağı" kenar başlıklı 14.
maddesi şöyledir:
"Bu Sözleşme'de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din,
siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet,
doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin
sağlanmalıdır."
29.Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
www.lebibyalkin.com
Sayfa 7/13
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği
iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir."
30.30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi
birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir."
31.Başvurucunun, Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve Sözleşme'nin 14.
maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine yönelik iddialarının, anılan
maddelerdeki ifadeler dikkate alındığında, soyut olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp,
mutlaka Anayasa ve Sözleşme kapsamında yer alan diğer temel hak ve özgürlüklerle
bağlantılı olarak ele alınması gerekir. Bir başka ifadeyle ayrımcılık yasağının ihlal edilip
edilmediğinin tartışılabilmesi için, ihlal iddiasının, kişinin hangi temel hak ve özgürlüğü
konusunda ayrımcılığa maruz kaldığı sorularına cevap verebilmesi gerekmektedir (Onurhan
Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 33).
32.Başvuru konusu olayda, engelli olarak kamu bankasında çalışan başvurucu tarafından,
müdür olmayı hedeflemişken çalıştığı bankanın ayrımcılık yapması sonucu görevde
yükselemediği ve emekli olmak zorunda kaldığı, emekli olmasına neden olan uygulamaların
Anayasa'nın 10. maddesinde güvence altına alınan eşitlik ilkesini ihlal ettiği ileri sürülmekte
ise de başvuru dilekçesinin içeriğinden, söz konusu ayrımcılığın hangi temel hak ve
özgürlüğün kullanımına yönelik olarak gerçekleştiğinin belirtilmediği ve eşitlik ilkesinin ihlali
iddiasının Anayasa ve Sözleşme kapsamındaki hak ve hürriyetlerden herhangi biri ile
bağlantısının kurulmadığı anlaşılmaktadır.
33.Her ne kadar somut olayda, başvurucunun şikayet ettiği hususlar sonucu emekli olmak
zorunda kalmasının çalışma hakkı yönünden ele alınabileceği düşünülebilirse de yukarıda yer
verilen Anayasa ve Kanun hükümlerine göre, Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel
başvurunun esasının incelenebilmesi için, kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen
hakkın Anayasa'da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Sözleşmenin ve Türkiye'nin
taraf olduğu ek protokollerinin kapsamına da girmesi gerekmektedir. Bir başka ifadeyle,
Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren
başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (Onurhan Solmaz, B.
www.lebibyalkin.com
Sayfa 8/13
No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18). Bireyin dilediği alanda çalışma özgürlüğü ve çalışma hakkı
Anayasa'nın 48. ve 49. maddelerinde güvence altına alınmış olmakla birlikte Sözleşme'de
düzenlenen haklardan değildir.
34.Sonuç itibarıyla, başvurucunun Anayasa'nın 10. maddesine dayanan ihlal iddiasının
konusu, Anayasa'da güvence altına alınmış ve Sözleşme kapsamında olan temel hak ve
özgürlüklerin ortak koruma alanı dışında kalmaktadır. Bu olgulara göre ortada ortak koruma
kapsamında bir hak bulunmadığından eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarının incelenmesi
mümkün değildir.
35.Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, konu bakımından Anayasa'da güvence
altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden, Sözleşme ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu
protokoller kapsamındaki herhangi biri ile bağdaşır nitelikte olmadığı anlaşıldığından
başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin "konu bakımından
yetkisizlik" nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
2.Yargılamanın Sonucu İtibarıyla Adil Olmadığı İddiası
36.Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"... Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."
37.6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı
fıkrası şöyledir:
"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve
yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması
gerekir."
38.Anılan hükümler uyarınca bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek
için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı,
devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup, bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya
çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Temel hak ve
özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi,
www.lebibyalkin.com
Sayfa 9/13
bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (İsmail
Buğra İşlek, B.No: 2013/1177, 26/3/2013, § 16).
39.Bu nedenle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece
mahkemelerince düzeltilmemesi halinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir kanun yoludur.
Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda
bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca,
başvurucunun Anayasa Mahkemesi önüne getirdiği şikayetini öncelikle ve süresinde yetkili
idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve
kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması ve aynı zamanda bu süreçte dava ve
başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve
Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 17).
40.Başvurucu, açmış olduğu davanın manevi tazminat dışında kalan kısımlar yönünden
kesinleştiğini belirterek, yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığını ileri sürmüşse de
yapılan incelemede, davalı tarafından, bozma kararında maddi hata bulunduğu belirtilerek
maddi hatanın düzeltilmesi dilekçesi verildiği, istemin kabul edilerek anılan Yargıtay ilamının
kaldırıldığı ve İlk Derece Mahkemesi kararının ayrımcılık tazminatı ile manevi tazminata ilişkin
kısımları yönünden bozulduğu, Ankara 19. İş Mahkemesinin bozmaya uyarak ayrımcılık
tazminatı ile manevi tazminata ilişkin istemleri reddedip, diğer istemler yönünden yeniden
hüküm kurduğu, dolayısıyla yargılamanın başvuru tarihinde kesinleşmiş olmadığı ve devam
ettiği anlaşılmıştır.
41.6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, ihlale neden olduğu
ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru
yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması, başka bir deyişle
bireysel başvuru yapıldığı tarihte başvuru koşullarının tamamının sağlanmış olması gerekir.
Bununla birlikte bir başvuru yolu yoksa ya da olan başvuru yolları etkili değilse Mahkeme
somut olayın koşullarını dikkate alarak bir başvurunun incelenmesine karar verebilir. Başvuru
konusu olay dikkate alındığında başvuru yollarının tüketilmesi kuralına istisna tanınmasını
gerektiren bir durumun olmadığı görülmektedir.
42.Açıklanan nedenlerle, yargısal başvuru yollarının tamamı tüketilmeden bireysel başvuru
yapıldığı anlaşıldığından, başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden
incelenmeksizin "başvuru yollarının tüketilmemiş olması" nedeniyle kabul edilemez olduğuna
karar verilmesi gerekir.
V.HÜKÜM
www.lebibyalkin.com
Sayfa 10/13
Açıklanan gerekçelerle;
A.Başvurucunun,
1.Eşitlik ilkesinin ihlal edildiği yönündeki iddiasının "konu bakımından yetkisizlik",
2.Yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığı yönündeki iddiasının "başvuru yollarının
tüketilmemesi",
nedenleriyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B.Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
7/5/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.
----------o----------
Lütfen yorumları görebilmek için javascript özelliğini aktifleştirin.
Kurumsal
Vizyon, Misyon, Kurumsal Değerler
Lebib Yalkın Kimdir?
Gizlilik Şartları
Yasal Uyarı
Sık Sorulan Sorular
Mevbank Destek
Mevzuat Destek
Basılı Yayın Sevk Takibi
Kontrol Tabloları
Tamamlayıcı Belgeler
Insan Kaynakları
Bize Ulaşın
Eğitimlerimiz
©
2014
Lebib
Yalkın
Yayımları
ve
Basım
İşleri
A.Ş.
Tüm
hakları
saklıdır.
Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi
www.lebibyalkin.com
Sayfa 11/13
Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi
Devamı >
Hukuk
Yargıtay Kararları
Danıştay Kararları
T.C. Külliyatı
Anayasa Mahkemesi Kararları
Devamı >
Vergi
Vergi Usul Mevzuatı
Kurumlar Vergisi Mevzuatı
Gelir Vergisi Mevzuatı
Katma Değer Vergisi Mevzuatı
Devamı >
Sosyal Güvenlik
İş Hukuku Mevzuatı
Sendikalar ve Toplu Sözleşme Mevzuatı
Sosyal Sigortalar Mevzuatı
Yüksek Mahkemeler Mevzuatı
Devamı >
Ticaret ve Finans
Ticaret Mevzuatı
Teşvik Mevzuatı
Muhasebe ve Raporlama Standartları Mevzuatı
Sermaye Piyasası Mevzuatı
Devamı >
Dış Ticaret ve Gümrük
İhracat Mevzuatı
İthalat Mevzuatı
Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği
Gümrük Giriş Tarife Cetveli
Devamı >
Yönetim Sistemleri
İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı
Çevre Mevzuatı
Gıda Mevzuatı
Enerji Mevzuatı
Devamı >
www.lebibyalkin.com
Sayfa 12/13
Sektörel
Gayrimenkul Mevzuatı
İmar Mevzuatı
İhale Mevzuatı
Turizm Mevzuatı
Devamı >
www.lebibyalkin.com
Sayfa 13/13
Download