ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK HİZMETLER ANABİLİM DALI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK PROGRAMI PSİKOLOJİK DANIŞMANLARIN ÇOKKÜLTÜRLÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA YETERLİK ALGILARININ İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Kenan DEMİREL ANKARA Ocak, 2016 ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİMDE PSİKOLOJİK HİZMETLER ANABİLİM DALI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK PROGRAMI PSİKOLOJİK DANIŞMANLARIN ÇOKKÜLTÜRLÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA YETERLİK ALGILARININ İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Kenan DEMİREL Danışman: Prof. Dr. Binnur YEŞİLYAPRAK ANKARA Ocak, 2016 TEŞEKKÜR Bu araştırmanın konusunun belirlenmesinden araştırmanın bitimine kadar değerli ilgisiyle düşüncelerimi besleyen, alandaki birikimleri, yapıcı eleştirileri ve yönlendirici önerileriyle araştırmanın bu düzeye gelmesinde desteğini her zaman yanımda hissettiğim değerli hocam ve tez danışmanım Sayın Prof. Dr. Binnur YEŞİLYAPRAK’a, içten saygılarımı sunar, teşekkürü bir borç bilirim. Tez jürimde yer alarak tezimi sabırla okuyan, yapıcı ve destekleyici önerilerde bulunarak tez raporunun olgunlaşmasını sağlayan sevgili hocalarım Yrd. Doç. Dr. Sevgi SEZER ve Doç. Dr. İbrahim KEKLİK’e teşekkür ediyorum. Bu çalışmanın gerçekleştirilmesindeki katkılarından dolayı Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Programının değerli öğretim üyeleri ve araştırma görevlileri ile görüşlerine başvurduğum tüm uzmanlara teşekkür ederim. Araştırmanın veri toplama aşamasından araştırmanın bitimine kadar bana yardım eden ve hep yanımda olduklarını hissettiren Nurgül UÇAR, Çiğdem AKIN ARIKAN, İbrahim AĞ, Muharrem KOÇ, Nimet ÇETİN, Ferhat KARDAŞ ve Tuğçe ŞİMŞEK’e yardımlarından dolayı çok teşekkür ederim. Bütün hayatım boyunca hep yanımda olan, manevi desteklerinden güç aldığım tüm aileme ne kadar teşekkür edersem edeyim yeterli olmayacağının farkındayım. Son olarak, okuduğum her satırı beni derinden etkileyen ve belki de bu konuyu çalışmamdan tutun da hayata bakışımı şekillendiren bütün yazarlara dünyaya kazandırdıkları eserler için insanlık adına teşekkür etmeyi bir borç olarak görüyorum. “Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar? Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar? Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar. Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar” Charles Bukowski iv ÖZET PSİKOLOJİK DANIŞMANLARIN ÇOKKÜLTÜRLÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA YETERLİK ALGILARININ İNCELENMESİ Demirel, Kenan Yüksek Lisans, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Programı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak Şubat, 2016, xiii + 115 sayfa Bu araştırmanın temel amacı, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının çeşitli değişkenlere göre incelenmesidir. Bu kapsamda; “Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları cinsiyet, etnik köken, dini inanış, öğrenim düzeyi ve mesleki kıdemlerine göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir?”, “Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlilik algıları ile etnikmerkezcilik düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?” ve “Cinsiyet, etnik köken, dini inanış, öğrenim düzeyi, mesleki kıdem ve etnikmerkezcilik değişkenleri psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını yordamakta mıdır?” sorularına cevap aranmıştır. Araştırma grubunu, Türkiye’de çalışan ve çalışma kapsamında ulaşılabilen 300 psikolojik danışmandan oluşmuştur. Çalışmada etnik köken, dini inanış gibi değişkenler incelendiği için farklı şehirlerden veri toplanması tercih edilmiştir. Araştırmada, katılımcıların çokkültürlü psikolojik yeterlik algılarını belirlemek amacıyla Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği ve etnikmerkezcilik düzeylerini belirlemek amacıyla Etnikmerkezcilik Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma grubunu oluşturan psikolojik danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği puanlarının cinsiyet ve öğrenim düzeylerine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini incelemek için bağımsız gruplar için t-testi, etnik köken, dini inanç ve mesleki kıdemlerine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediği incelemek için ise, ikiden fazla gruplar için tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılarak analiz edilmiştir. v Analizin sonucunda, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının cinsiyetlerine, öğrenim düzeylerine ve mesleki kıdemlerine göre anlamlı bir farklılık göstermediği, etnik kökenlerine ve dini inançlarına göre anlamlı bir şekilde farklılaştığı görülmüştür. Katılımcıların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeğinden aldıkları puanlar ile Etnikmerkezcilik Ölçeğinden aldıkları puanlar arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla Pearson Korelasyon Katsayıları hesaplanmıştır. Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları ile etnikmerkezcilik düzeyleri arasında orta düzeyde, negatif ve anlamlı bir ilişki olduğu ortaya konmuştur. Son olarak; cinsiyet, etnik köken, dini inanç, öğrenim düzeyi, mesleki kıdem ve etnikmerkezcilik değişkenlerinin, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını yordama derecesini belirlemek amacıyla Aşamalı Çoklu Regresyon (stepwise) analizi yapılmıştır. Analizin sonucunda; etnikmerkezcilik, etnik köken ve dini inanç değişkenlerinin birlikte çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını anlamlı düzeyde yordadıkları görülmüştür. Cinsiyetin, öğrenim düzeyinin ve mesleki kıdemin ise psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını anlamlı düzeyde yordamadıkları tespit edilmiştir. Yapılan araştırmanın sonucunda elde edilen bulgular ilgili alanyazın ışığında tartışılmış, alan uygulayıcılarına ve araştırmacılara yönelik önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Sözcükler: Çokkültürlülük, Çokkültürlü Psikolojik Danışma, Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algıları vi ABSTRACT INVESTIGATION OF COUNSELORS’ PERCEIVED MULTICULTURAL COUNSELING SELF EFFICACY Demirel, Kenan Master of Education, Department of Psychology in Education Supervisor: Prof. Dr. Binnur YEŞİLYAPRAK January, 2016, xiii + 115 Pages The main purpose of this research was to investigate counselors’ perceived multicultural counseling self efficacy in terms of different variables. In this context, the questions to be answered as follows: ‘Does the counselors’ perceived multicultural counseling self efficacy differ in accordance with gender, ethnicity, religion, level of education and Professional seniority ?’, Does the counselors’ perceived multicultural counseling self efficacy show a significant correlation with their ethnocentrism levels?’ and ‘Do gender, ethnicity, religion, level of education, Professional seniority and ethnocentrism variables significantly predict counselors’ perceived multicultural counseling self efficacy?’ This study was carried out with 300 counselors who were volunteered to partake in the study. It was preferred to gather data from different cities as variables such as ethnicity and religion were examined. In order to determine counselors’ perceived multicultural counseling self efficacy, Multicultural Counseling Competencies Scale and to assess the level of ethnocentrism, ethnocentrism scale was used. Independent samples t-test was used to figure out whether counselors’ perceived multicultural counseling self efficacy differ significantly in terms of gender and level of education. One-way analysis of variance for more than two groups was used so as to analyze if counselors’ perceived multicultural vii counseling self efficacy shows a significant difference based on ethnicity, religion and Professional seniority. Results revealed that there was no significant difference between counselors’ perceived multi cultural counseling self efficacy and gender, level of education and professional seniority. However, there was a significant difference between counselors’ perceived multi cultural counseling self efficacy and ethnicity and religion. Pearson Correlation Coefficient was calculated to examine the relation between the scores obtained from the multicultural counseling competencies scale and ethnocentrism scale. Results showed a moderate, negative and significant correlation between counselors’ perceived multicultural counseling self efficacy and levels of ethnocentrism. Finally, The stepwise regression analysis was used to examine whether the gender, ethnicity, religion, level of education, Professional seniority and ethnocentrism predict the counselors’ perceived multicultural counseling self efficacy. According to the findings, ethnocentrism, ethnicity and religion variables, together, did significantly predict counselors’ perceived multicultural counseling self efficacy. On the other hand, gender, level of education and Professional seniority did not predict the counselors’ perceived multicultural counseling self efficacy significantly. The findings of the study were discussed in consideration of related literature and recommendations were made for the researchers and practitioners in the field. Key Words: Multiculturalism, Multicultural Counseling, Self Perception Of Multicultural Counseling, Perceived Multicultural Counseling Self Efficacy. viii İÇİNDEKİLER Sayfa No ONAY .......................................................................................................................... ii TEZ BİLDİRİMİ ......................................................................................................... iii TEŞEKKÜR ................................................................................................................ iii ÖZET............................................................................................................................ v ABSTRACTI ............................................................................................................. vii BÖLÜM I ..................................................................................................................... 1 GİRİŞ ........................................................................................................................... 1 1.1.Problem Durumu ................................................................................................ 1 1.2. Amaç.................................................................................................................. 6 1.3. Önem ................................................................................................................ 7 1.4. Sınırlılıklar ........................................................................................................ 8 1.5. Sayıltılar ............................................................................................................ 9 1.6. Tanımlar ............................................................................................................ 9 BÖLÜM II.................................................................................................................. 11 KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ...................................... 11 2.1. Kültür ve Psikolojik Danışma ......................................................................... 11 2.2. Çokkültürlü Psikolojik DanışmaYaklaşımının Tarihçesi ................................ 17 2.3. Çokkültürlü Psikolojik Danışma ..................................................................... 20 2.4. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri .................................................. 21 2.4.1. Kendi Değerleri, Varsayılarımları ve Önyargılarının Farkında Olmak .... 24 2.4.2. Farklı Kültüre Mensup Danışanların Dünya Görüşünü Anlamak ............ 25 2.4.3. Kendi Farklı Müdahale Yöntem ve Teknikleri Uygulamak ..................... 26 2.5. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterliliklerin Geliştirilmesi ....................... 28 2.6. Okul Psikolojik Danışma Sürecinde Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yaklaşımı ................................................................................................................ 30 2.7. Etnikmerkezcilik.............................................................................................. 33 2.8. İlgili Araştırmalar ............................................................................................ 34 2.8.1. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleriyle İlgili Yurtdışında Yapılan Araştırmalar ......................................................................................... 34 2.8.1.1 Çokkültürlü Psikolojik Danışma Eğitimi ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri ............................................................. 35 ix 2.8.1.2. Irk, Etnisite, Etnikmerkezcilik ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma .................................................................................................. 39 2.8.1.3. Süpervizyon ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri .............................................................................................. 41 2.8.1.4. Cinsiyet, Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri .............................................................. 42 2.8.1.5. Dini İnanç ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri .............................................................................................. 44 2.8.1.6. Mesleki Kıdem ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri .............................................................................................. 46 2.8.1.7. Sosyal İstenirlik ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri .............................................................................................. 46 2.8.2. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleriyle İlgili Yurtiçinde Yapılan Araştırmalar ........................................................................................................ 47 BÖLÜM III ................................................................................................................ 53 YÖNTEM ................................................................................................................... 53 3.1. Araştırmanın Modeli ....................................................................................... 53 3.1.1. Betimsel Tarama Modeli .......................................................................... 54 3.1.2. İlişkisel Tarama Modeli ............................................................................ 54 3.2. Araştırma Grubu .............................................................................................. 55 3.3. Veri Toplama Araçları ..................................................................................... 57 3.3.1. Demografik Bilgi Formu .......................................................................... 58 3.3.2. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği ............................... 58 3.3.1. Etnikmerkezcilik Ölçeği ........................................................................... 59 3.4. Verilerin Toplanması ....................................................................................... 60 3.5. Verilerin Analizi .............................................................................................. 61 3.5.1. Verilerin Analize Hazırlanması ve Varsayımların İncelenmesi ......................................................................................................... 61 3.5.2. Araştırmada Kullanılan Veri Analizi Teknikleri ...................................... 63 x BÖLÜM IV ................................................................................................................ 65 BULGULAR .............................................................................................................. 65 4.1. Araştırma Değişkenlerine İlişkin Betimsel İstatistiklere Yönelik Bulgular ................................................................................................................. 65 4.2. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Cinsiyete Göre Bağımsız Gruplar İçin T-Testi Analizi Bulguları ......................... 66 4.3. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Etnik Kökene Göre ANOVA Analizi Bulguları ..................................................... 66 4.4. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Dini İnanca Göre ANOVA Analizi Bulguları ........................................................ 68 4.5. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Öğrenim Düzeyine Göre Bağımsız Gruplar İçin T-Testi Analizi Bulguları ................................................................................................................ 70 4.6. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Mesleki Kıdeme Göre ANOVA Analizi Bulguları ............................................... 71 4.7. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algıları İle Etnikmerkezcilik Düzeyi Arasındaki İlişkiye İlişkin Pearson Korelasyon Analizi Bulguları ............ 73 4.8. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Yordanmasına İlişkin Regresyon Analizi Bulguları .............................................. 74 BÖLÜM V ................................................................................................................. 77 TARTIŞMA VE YORUM ......................................................................................... 77 5.1. Psikolojik Danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algıları İle Cinsiyetleri Arasındaki İlişkinin Yorumlanması ................................ 77 5.2. Psikolojik Danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algıları İle Etnik Kökenleri Arasındaki İlişkinin Yorumlanması ....................................................................................................... 79 5.3. Psikolojik Danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algıları İle Dini İnançları Arasındaki İlişkinin Yorumlanması ....................................................................................................... 82 5.4. Psikolojik Danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algıları İle Öğrenim Düzeyleri Arasındaki xi İlişkinin Yorumlanması ......................................................................................... 84 5.5. Psikolojik Danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algıları İle Mesleki Kıdemleri Arasındaki İlişkinin Yorumlanması ....................................................................................................... 85 5.6. Psikolojik Danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algıları İle Etnikmerkezcilik Düzeyleri Arasındaki İlişkinin Yorumlanması ........................................................................................ 86 BÖLÜM VI ................................................................................................................ 90 SONUÇ VE ÖNERİLER ........................................................................................... 90 6.1. Sonuçlar ........................................................................................................... 90 6.2. Öneriler ............................................................................................................ 91 KAYNAKÇA ............................................................................................................. 94 EKLER ..................................................................................................................... 110 xii ÇİZELGELER LİSTESİ Sayfa No Çizelge 1. Araştırma Grubunun Demografik Özellikleri.. ......................................... 56 Çizelge 2. Değişkenlere İlişkin Betimsel İstatistikler ............................................... 65 Çizelge 3. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Cinsiyete Göre Bağımsız Gruplar T-Testi Sonuçları ................................ 66 Çizelge 4. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Etnik Kökene Göre Betimsel İstatistikleri ............................ 67 Çizelge 5. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Etnik Kökene Göre ANOVA Sonuçları ............................................................................... 67 Çizelge 6. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Dini İnançlara Göre Betimsel İstatistikleri .............................................. 68 Çizelge 7. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Dini İnançlara Göre ANOVA Sonuçları ............................................................................. 69 Çizelge 8. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Öğrenim Düzeyine Göre Bağımsız Gruplar T-Testi Sonuçları ........................................... 70 Çizelge 9. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Mesleki Kıdeme Göre Betimsel İstatistikleri ............................................ 71 Çizelge 10. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Mesleki Kıdeme Göre ANOVA Sonuçları ....................................................................... 72 Çizelge 11. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algısı İle Etnikmerkezcilik Arasındaki Korelasyon Değerleri ............................... 73 Çizelge 12. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algılarının Yordanan Değişken Olarak Ele Alındığı Aşamalı Çoklu Regresyon Analizi Sonuçları ................................................................... 74 xiii BÖLÜM I GİRİŞ Bu bölümde, araştırmanın problem ve alt problemleri, araştırmanın amacı ve önemi, ilgili kavramların tanımları ve araştırmayla ilgili sayıltılara yer verilmiştir. 1.1. Problem Durumu 20. yüzyılın başında sanayi devriminin neden olduğu değişim ve dönüşüm; teknolojide, ulaşımda, kitle iletişiminde, toplumsal yaşamda ve ekonomide belirgin şekilde gözlenmeye başlanmıştır. Ayrıca modernizm tarafından kutsanan her şeyi sorgulayan ve parçalanmışlık, bölünmüşlük, farklılık ve özgünlüğü yücelten postmodernizm ile birlikte akla dayanan toplum tasarımının krize girdiği, dünyanın rasyonel kurallarca yönlendirilmediği, toplumun ve olayların denetim altına alınamayacağı, ilerleme ve mutlak doğru ve evrensel kural ve yasaların geçersiz olduğu, meta anlatıların ortadan kalktığı, bilginin nesnel olmadığı ve kendi başına bir değer teşkil etmediği anlayışı hakim olmaya başlamıştır (Karaduman, 2010). Bunlara ek olarak 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından yayınlanan “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” ve düşünce özgürlüğünün giderek önem kazanması, tekçi politikalar üzerine kurulu olan ulus devletlerin sorgulanmaya başlanması gibi olaylar toplumda değişim ve dönüşüme neden olmuştur. Bu değişimlerle beraber 21. yüzyılın başında, bilginin sınırsız dolaşımı ve ülkeler arasındaki sınırların anlamını giderek yitirmesi, küreselleşme denen süreci başlatmıştır. Bu süreç, ortak bir yaşam kültürü gerçeğini ve farklı kültürlerin temasını da beraberinde getirmiştir. Bu ikili durum; yani bir yandan ortak evrensel bir kültür gelişirken, bir yandan da farklı kültürlerin, bu benzeşme karşısında kendi varlığını sürdürme, yaşama, yok olmama çabası önem kazanmıştır. Böylelikle kültürel farklılıkların korunması ve kültürel farklılıklara duyarlı bir ortak yaşam ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Ancak böyle bir ortak yaşam 1 2 kurmak farklı nedenlere dayalı güçlükler taşımakta ve çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Alt gruplar baskın grup tarafından dışlanabilmekte, nefret söylemlerine ya da suçlarına maruz kalabilmektedir. Tüm güçlüklere karşın, barış içerisinde yaşama umuduyla, bu yoldaki çabaların sürmesi kaçınılmazdır. Parekh’in (2002) de belirttiği gibi 20. yüzyılın son kırk yılı; yerli halklar, ulusal azınlıklar, etnokültürel uluslar, eski ve yeni göçmenler, feministler, eşcinsel erkek ve kadınlar ile yeşiller gibi farklı grupların başını çektiği pek çok düşünsel ve politik akımın ortaya çıkmasına tanık olmuştur. Bu gruplar toplumun geniş kesimindeki baskın kültürden farklı olan, onaylanmayan ve çeşitli ölçülerde bastırılmaya çalışılan adetleri, yaşam biçimlerini, hayat görüşlerini ve tarzlarını temsil etmektedir ve toplumun kendilerini kabul etmesini, saygı duymasını ve hatta farklılıklarının toplum tarafından onaylanmasını istemektedirler. Bu grupların bir kısmı geniş toplumun kendilerine, diğerlerine davrandığı gibi davranıp ayrımcılık yapmamasını ya da bir başka şekilde zarar vermemesini talep etmektedirler. Tüm bu durumlar kültürel çeşitliliğin bastırılması veya yok sayılması yerine toplumların kültürel çeşitlilik ile beraber yaşamanın yollarını bulmalarını zorunlu kılmıştır. Çayır (2013), Türkiye’de her ne kadar kültürler arası ayrımcılığın olmadığı idda edilse de medyadan gösterdiği bazı örneklerle ayrımcılık ve nefret suçlarının işlendiğini belirtmektedir. Türkiye’de bu tarz haberlerle sıklıkla karşılaşmamıza rağmen bu tarz durumlar, Türkiye’deki hâkim ‘hoşgörü’ söylemi temelli “Bizde ayrımcılık yoktur” iddiasıyla ayrımcılık, nefret söylemi ya da nefret suçu olarak kabul edilmemektedir. Ancak modernleşme toplumlarda ayrımcılık ve eşitlik konularını da beraberinde gündeme getirmektedir. Çayır’a (2013) göre, Türkiye son yıllarda böyle bir süreçten geçmektedir. Hızla kentleşen, eğitimli nüfusu artan, ekonomik olarak gelişen, kısaca modernleşen Türkiye’de de farklı kesimler ayrımcılığa uğradıklarını dile getirmekte ve eşitlik talep etmektedirler. Somut olarak bakılacak olunursa; örneğin, Aleviler, çocuklarının zorunlu din dersinden muaf tutulmasını istemektedirler. Kürtler, Çerkesler anadillerinde eğitim talep etmektedirler. Türkiye’de kadına karşı şiddet ve ayrımcılık sorunu olduğunun örnekleri her gün yazılı-görsel basında görülmektedir. Yine engellilerin eğitime ve kamusal hayata katılımının önünde birçok sorun bulunmaktadır. Engellilerle ilgili önyargılar onların iş yaşamına katılımını da etkilemektedir. Başörtülü kadınlar iş 3 yaşamında ve siyasal alanda uğradıkları ayrımcılığı sıklıkla dile getirmektedirler. Cinsel yönelimleri ya da cinsiyet kimlikleri nedeniyle LGBTİ bireylerin ise neredeyse bütün toplumsal kesimler tarafından ayrımcı tutum ve davranışlara maruz kaldıkları görülmektedir. İnsanların, ait oldukları kültürün inançları, normları ve değerleri ile varoldukları ya da sınırlandıkları düşünüldüğünde; toplumda gruplar arası yaşanan bu olayların toplumun her bir üyesinin diğerlerine karşı sınırlarının giderek kalınlaştığını ve bir kültürel hapsoluşla (culturally encapsulated) sonuçlandığını göstermektedir (Ljungberg, 2006). Psikolojik danışmanın da toplumun bir üyesi olduğu ve deneyimlerinin önemli ölçüde içinde bulunduğu toplumsal yapı içinde şekillendiği düşünüldüğünde; psikolojik danışmanın diğer kültürel yapılara uzaklığının danışanıyla empati kurma düzeyini ve terapötik becerileri kullanmasını etkileyebileceği söylenebilir (Sinclair ve Monk, 2005). Corey (2008) psikolojik danışmanların danışma sürecine kendi kültürel miraslarını da beraber getirdiklerini ve bu nedenle psikolojik danışmanların kendi kültürel miraslarının ve bu durumun danışma sürecine olan etkisinin farkında olmaları gerektiğini dile getirmektedir. Sue, Arredondo ve Mcdavis’e (1992) göre, kişiler danışma sürecinde tarihsel ve güncel ırkçılık, baskı ve ayrımcılık deneyimlerinden etkilenen bir dünya görüşüyle bulunurlar. Bilinçli ya da bilinçsiz, bu yaşantılar tutumlarımızı ve kendimiz ya da diğerleri hakkındaki inançlarımızı etkilemektedir (Arredondo, 1999). Psikolojik danışma sürecinde ırkçılıkla ilgili yapılan araştırmalar, her ne kadar ırkçılığın artık bitmiş ya da azalmış olduğu savunulsa da ırkçılığın hala var olduğunu ve psikiyatrların, psikologların ya da psikolojik danışmanların danışanlarıyla kurdukları ilişkilerine olumsuz etkide bulunduğunu göstermektedir. Özellikle psikiyatrların siyahi hastalara yanlış ya da olduğundan çok daha ağır tanılar koydukları yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur (Loring ve Powell, 1988; akt: Good, 2012). Geleneksel psikolojik danışma kuramları etnikmerkezci, tekkültürlü ve doğaları gereği ırk ve etnik azınlıklara, kadınlara, eşcinsellere ve diğer kültürel gruplara karşı önyargılıdırlar (Sue ve diğerleri, 1992). Wohl’a (1989; akt: Das, 1995) göre, geleneksel psikolojik danışma kuramları orta sınıf Avrupa-Amerikan kültürünün ürünüdür ve bu kuramların teknikleri en çok ortaya çıktıkları kültürün 4 değer ve varsayımlarını paylaşan danışanlara yardımda işe yaramaktadır. Bu yüzden bu kuramların azınlık altkültürlerden, alt sosyoekonomik sınıftan ya da batılı (Avrupa-Amerikan) olmayan kültürlerden gelen danışanlarla çalışmada yeteri kadar iyi olmadıklarını belirtmiştir. Tüm bu nedenlerden dolayı sosyolojik bir kavram olan çokkültürlülük, 1970’li yıllar itibarı ile psikolojik danışma alanında yer edinmeye başlamıştır. Amerikan Psikologlar Derneği (Amerikan Psychological Assosocation, APA) tarafından tanımlanan ve içinde cinsiyet, yaş, engellilik, toplumsal sınıf, din, dil, ırk, cinsel yönelim, etnik kimlik gibi kültürel farklılıkları içeren ve bu farklılıkların farkedilmesine dayanan geniş bir yelpaze olarak tanımlanan çokkültürlülük kavramına Henderson Metzger, Nadkarni ve Erickson Cornish (2010) göç, beden ölçüleri (size), cinsiyet kimliği, çok ırklı kimlik, imtiyazlı grupları da eklemişlerdir. Kleinman (1988) çokkültürlülüğün katkılarını şu şekilde açıklamıştır: psikolojik danışmaya önemli a) Kültürün insanların davranışını nasıl şekillendirdiğini, b) kültürel normların, değerlerin ve beklentilerin; danışanların çözmek için danışmaya başvurdukları problemlere etkilerini, c) herbir kültürün kişilerin yaşadıkları problemleri çözmede yardımcı olabilecek ne gibi kurum ve mekanizmalar geliştirdiğini, d) çokkültürlü bir toplumda belirli problemlerin nasıl ortaya çıktığını ve e) bu problemlerin nasıl ele alındığını açıklığa kavuşturmaktır. Çokkültürlülüğün psikolojik danışmaya etkisiyle beraber, “psikolojik danışma alanında çokkültürlülük”, “çokkültürlü psikolojik danışma” ya da “kültüre duyarlı psikolojik danışma” olarak ifade edilen yeni bir yaklaşım ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşım, psikolojik danışma alanında psikanalitik, hümanistik ve bilişsel-davranışçı kuramlardan sonra “dördüncü güç” olarak tanımlanmaktadır (Pedersen, 1991). Türkiye’de önemi yeni yeni anlaşılmaya başlanan bir alan olan çokkültürlü psikolojik danışma, psikolojik sorunların ifade edilmesi ve ele alınmasında rolü olan sosyokültürel etmenleri tanımlamaya çalışır (Axelson, 1994). Vontress’e (1988) göre, çokkültürlü psikolojik danışma, sosyelleşme süreçleri farklı kültürel, altkültürel, ırk/etnik ya da sosyoekonomik bağlama dayanan danışan ve danışmanın bulunduğu danışma sürecidir. Pedersen (1998) ise çokkültürlü psikolojik danışmayı, sosyal ortamlarını farklı algılayan iki ya da daha fazla insanın yardım ilişksinde biraraya gelmeleri olarak tanımlamaktadır. 5 Sonuç olarak, insan kültürel bir varlıktır ve dolayısıyla kültür kişinin hayatını her yönüyle etkiler. Kültür kişinin sosyal ve psikolojik gerçekliğe bakışını şekillendirir. Kişinin algılarına, beklentilerine yön verir ve kişinin kendilik ve öteki kavramlarını yapılandırır (Brislin, 1993). Kültür kişi için neyin problem teşkil ettiğini ve problemin nasıl giderilebileceğini belirler (Marsella, 1985). Psikolojik danışman farkında olsa da olmasa da kültür bütün psikolojik danışma süreçlerini etkileyen bir etmendir (Wohl, 1989; akt: Das, 1995). Hem danışan hem de psikolojik danışman danışma sürecinde kültürel özellikleri ile varolurlar ve bu özellikler psikolojik danışma sürecinde kritik bir önem taşımaktadır (Kağnıcı, 2013). Bu anlamda psikolojik danışmanların bilişsel, duygusal ve davranışsal düzeyde kendinden kültürel açıdan farklı danışanlara nasıl yaklaştığı ve yaklaşımını etkileyen bazı faktörlerin olup olmadığını belirlemek önem taşımaktadır. Uluslararası alanyazın incelendiğinde, yurtdışında çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerini inceleyen birçok araştırma bulunmaktadır. Örneğin; Neville, Heppner, Thompson, Brooks ve Baker, (1996) çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili bir ders alan psikolojik danışman adaylarının algılanan çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinin anlamlı bir şekilde arttığını ve bir yıllık takipten sonra bile bu artışın devam ettiğini bildirmişlerdir. Vinson ve Neimeyer (2003) çalışmalarında olumlu ırksal kimlik gelişimi gösteren psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinin de yüksek düzeyde olduğunu ortaya koymuşlardır. Fong ve Borders (1985), psikolojik danışmanlık yüksek lisans öğrencileriyle yaptıkları çalışmada; toplumsal cinsiyet rolleri ve psikolojik danışmanların cinsiyetlerinin psikolojik danışma becerilerine olan etkilerini incelemişlerdir. Araştırmanın sonucuna göre; psikolojik danışmanların cinsiyetlerinin psikolojik danışma becerilerine etkisinin olmadığı ancak toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin tutumların psikolojik danışma becerilerini anlamlı bir şekilde etkilediği ortaya konmuştur. Bu konuda yapılan araştırmalar, genel olarak psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinin bazı değişkenlere göre farklılaştığını, örneğin psikolojik danışmanların cinsiyetlerinin, ırksal/etnik kökenlerinin, dini inançlarının, mesleki kıdemlerinin, aldıkları eğitimin, süpervizyon hizmetinin gibi faktörlerin çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinde anlamlı fark yaratabildiğini ortaya koymuştur (Constantin, 2001; 6 Robinson, 1997; Sodowsky, Kuo-Jackson, Richardson ve Corey, 1998; Guzman, Calfa, Kerne ve McCarthy, 2013; Chao ve Nath, 2011; Guzman, Calfa, Kerne ve McCarthy, 2013). Türkiye’de ise, konunun önemini vurgulayan makaleler literatürde yakın yıllarda yer almaya başlamıştır. Bu çalışmalarda, çokkültürlü psikolojik danışma yaklaşımının Türkiye’deki mevcut rehberlik ve psikolojik danışman eğitimindeki yeri ve bağlamı değerlendirilmiştir (Bektaş, 2006; Karaırmak, 2008; Kağnıcı, 2011). Lüleci (2014) ise, yaptığı çalışmada psikolojik danışmanların çokkültürlü tutumlarını incelemiştir. Ancak Türkiye’deki literatüre bakıldığında, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerini inceleyen ampirik bir çalışmanın bulunmadığı görülmüştür. Bu gerekçe ile bu çalışmada Türkiye’de çalışan psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları cinsiyet, etnik köken, din, öğrenim düzeyi, mesleki kıdem ve etnikmerkezcilik düzeylerine göre incelenecektir. 1.2. Amaç Bu araştırmanın amacı, Türkiye’de görev yapan psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının cinsiyet, etnik köken, dini inanış, öğrenim düzeyi, mesleki kıdem ve etnikmerkezcilik düzeylerine göre farklılık gösterip göstermediğini incelemektir. Bu genel amaç çerçevesinde aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır: 1. Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlilik algıları; a) cinsiyetlerine göre b) etnik kökenlerine göre c) dini inanışlarına göre d) öğrenim düzeylerine göre e) mesleki kıdemlerine göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir? 2. Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlilik algıları ile etnikmerkezcilik düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? 7 3. Cinsiyet, etnik köken, dini inanç, öğrenim düzeyi, mesleki kıdem ve etnikmerkezcilik değişkenleri psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını yordamakta mıdır? 1.3. Önem Psikolojik danışma sürecini inceleyen araştırmacılar, bu süreçte kültürel değişkenlerin önemini sıklıkla vurgulamışlardır. Good’a (2012) göre ırk, kültür ve cinsiyet karşı aktarım süreçlerinde, psikolojik danışmandan danışana doğru olan yansımada önemli rol oynamaktadır. Corey (2008) de, psikolojik danışmanların kendi kültürel geçmişlerini psikolojik danışma sürecine taşıdıklarını, bu nedenle kendi kültürel özelliklerinin psikolojik danışma sürecine olası etkilerinin farkında olmaları gerektiğini ve aynı zamanda danışanın kültürel geçmişini göz ardı etmemeleri gerektiğini vurgulamaktadır. Amerika’da yapılan bir araştırmada Loring ve Powell (1988; akt: Good, 2012) kısa bir klinik tablo kaleme alarak psikiyatrlardan DSM tanıları koymalarını istemişlerdir. Bazı örneklerde danışanların ırkı ve cinsiyeti belirtilmemiştir. Bazı örneklerde ise Afrika kökenli Amerikalı, erkek ya da kadın olduğu belirtilmiştir. Klinik tablo hep aynı olduğu halde, tanısal değerlendirmelerde dikkat çekici farklılıklar görülmüştür. Özellikle, hasta siyah bir erkekse daha ağır tanılar konmuş ve paranoya saptama oranı artmıştır. Ele alınan vakalar beyaz hastalarınkiyle aynı olduğunda bile, şiddeti, kuşkulu ve tehlikeli olmayı daha çok siyah hastalara atfettikleri görülmüştür. Bu durum Pedersen’in (1991) psikanalitik, hümanistik ve bilişsel-davranışçı kuramlardan sonra “dördüncü güç” olarak tanımladığı çokkültürlü psikolojik danışmanın önemini ortaya koymaktadır. Birçok etnik ve dini grubun birarada yaşadığı bir ülke olan Türkiye’ye, ayrıca ekonomik, politik, sosyal, savaşlar ve bilimsel gelişmeler gibi etkenlerden dolayı son yıllarda çok sayıda göç yaşanmaktadır. Özellikle son dönemlerde komşu ülkelerdeki savaş, işsizlik vb. nedenlerle Türkiye’de giderek artan bir göçmen ya da mülteci nüfusunun olduğu görülmektedir. Göç, sadece insanların coğrafya değiştirmesiyle sınırlı olmayıp kültürlerin de coğrafya değiştirdiği bir durumdur. Türkiye’de birçok farklı dini ve etnik gruptan insanların yaşadığı göz 8 önünde bulundurulduğunda göçlerin farklı kültürlerin karşılaşmasına neden olabileceği sonucuna varılabilir. Bu karşılaşma her zaman sorunsuz olamamaktadır. Çünkü göçler, göç edilen coğrafyaya beraberinde bazı değişimler getirmektedir. Bu değişimin olumsuz etkileri, insanlar arasındaki ilişkiye de yansıyabilmektedir ve bu yansıma çoğu zaman kültürlere genellenmektedir. Bütün bu nedenlerden dolayı farklı kültürlerle bir arada yaşama gerçeği giderek çokkültürlü psikolojik danışmaya daha çok dikkat çekilmesini gerektirecektir. Ayrıca etnik, dini, dil ve diğer bir çok farklılığı barındıran Türkiye'de, danışanlara bu yaklaşım temel alınarak yardım hizmetinin sunulması oldukça önemlidir. Ancak çokkültürlü psikolojik danışma alanı Türkiye'de henüz yeteri kadar bilinmemektedir ve bu alanla ilgili yapılmış çalışmalar sınırlı sayıdadır. Bundan dolayı böyle bir çalışmanın yapılması oldukça önemli görülmüştür. Bu çalışmanın, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerine dikkat çekme ve bu yeterliklerin kazandırılması konusunda yapılacak çalışmalara uyarıcı bir işlevi olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca bu konuda bir dersin gerekli olup olmadığına ilişkin Psikolojik Danışma ve Rehberlik programı geliştiricilerine bir fikir vermesi açısından önemlidir. 1.4. Sınırlılıklar Araştırmanın sınırlılıkları şu şekildedir: Bu araştırma, rehberlik ve psikolojik danışma alanından mezun olmuş, bu alanda görev yapan, ulaşılabilen ve araştırmaya katılım için gönüllü olan 300 psikolojik danışman ile sınırlıdır. Veriler katılımcıların nicel ölçme araçlarına verdikleri yanıtlar ile sınırlıdır. Ele alınan bazı değişkenlere ilişkin temsil açısından yeterli veriye ulaşılamaması bu çalışmanın başka bir sınırlılığıdır. 9 1.5. Sayıltılar Araştırmanın sayıltıları şu şekildedir: Araştırma grubunu oluşturan psikolojik danışmanların, farklı kültürel özelliklere mensup danışanlar ile danışma yaptıkları, Veri toplama araçlarına verilen cevapların doğru ve samimi olduğu varsayılmaktadır. 1.6. Tanımlar Araştırmada yer alan temel kavramlara yönelik tanımlar şu şekildedir: Kültür: Kültür, belli bir zaman ve mekanda bir grup insan tarafından paylaşılan yaşama biçimi özellikleridir. Bu ortak yaşam biçimi; inanç ve değerleri, alışkanlıkları, örf ve normları, dil, din, tarih, coğrafya, akrabalık gibi kavramları içermektedir (Uhlmann, Schuette, Yashar, 2011). Çokkültürlü Psikolojik Danışma: Psikolojik danışma sürecinde kültür (cinsiyet, yaş, engellilik, toplumsal sınıf, din, dil, ırk, cinsel yönelim, etnik kimlik, göç, beden ölçüleri (size), cinsiyet kimliği, çok ırklı kimlik, imtiyazlı gruplar) olarak birbirinden farklı danışman ve danışan arasında kurulan ve danışmanın bu alanda yeterli düzeyde bilgi, beceri ve farkındalık düzeyine sahip olduğu profesyonel ilişkidir (Sue, 2006). Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri: Sue ve diğerleri (1992) tarafından tanımlanan çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ise şu şekildedir: 1) kendi değerleri, varsayımları ve önyargılarının farkında olmak, 2) farklı kültürlere mensup danışanların dünya görüşlerini anlamak ve 3) çokkültürlü psikolojik danışma yaklaşımına uygun farklı müdahale yöntemleri ve tekniklerini uygulamak. Etnik Köken: Kişinin ulusal kökeni, dini bağı veya diğer sosyal ya da coğrafi olarak tanımlanan gurubu (Carter, 1995; akt: Heppner, Wampold ve Kivlighan, 2008). ‘Etnik köken’ ile ‘ırk’ kavramları zaman zaman karıştırlmakta ve birbirlerinin yerlerine kullanılmaktadır. Bu iki kavramı birbirinden ayırmak oldukça güç olsa da ırk, fenotip olarak birbirinden açıkça farklı insan gruplarını 10 tanımlamak için kullanılır; beyaz ırk, siyah ırk gibi. Dilleri, kültürleri, tarihleri vb. ortak insanları anlatmak için de etnik köken, etnisite sözcükleri kullanılmaktadır. Örneğin Türk, Kürt ya da Ermeni olmak kişinin etnik kimliğiyle ilgili bir durumken; beyaz ırktan olmaları ise ırk kimlikleriyle ilgili bir durumdur. Etnikmerkezcilik: Bireyin kendi kültürünü diğer kültürlerden üstün tutması ve başka kültürleri kendi kültürünün değerleriyle yargılamasıdır (Jandt, 1995). BÖLÜM II KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR Bu bölümde çalışmanın kuramsal arka planına ilişkin kavramlara, görüşlere ve ilgili araştırmalara yer verilmiştir. Sırasıyla kültür ve psikolojik danışma, çokkültürlü psikolojik danışma yaklaşımının tarihçesi, çokkültürlü psikolojik danışma, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri, okul psikolojik danışma sürecinde çokkültürlü psikolojik danışma yaklaşımı ve etnikmerkezciliğe yönelik kuramsal tartışmalar ve ilgili araştırmalar yer almaktadır. 2.1. Kültür ve Psikolojik Danışma “Kültür, belirli bir toplumun, üyelerinin doğada bulabileceklerinden daha fazla doyum sağlayabilmeleri için, başardığı tüm maddi ve davranışsal düzenlemelerin örüntüsüdür; toplumun üyesi olarak insanın geliştirdiği tüm bilgi, inanç, sanat, ahlâk, adet, yetenek ve alışkanlıklarla toplumsal kuralları kapsar.” (Kağıtçıbaşı, 1985, sy. 262). Garcea’nın (2005, sy. 55) belirttiği gibi; kültür kan gibidir: Vücudun her yerindedir ancak aynı zamanda görünmezdir. Sosyal varlıklar olarak insanları hayatta tutar fakat genellikle bu durum unutulur. Yaşamı şekillendirmesine rağmen insanlar bunun farkında değildir. Hem kültür hem kan küçük hücrelerden oluşurlar ve ancak doğru analitik yöntemlerle tanınabilirler. Kişi doğduğu andan itibaren, grubunun üyeleriyle paylaştığı kültürü geliştirmeye başlar. Kültür hayatın tüm aşamalarındaki davranışları etkiler ve belirler. İnsanlar çeşitli kültürel gruplara aittirler ve dolayısıyla değer sistemlerini kendilerini özdeşleştirdikleri çeşitli kültürel örüntülere dayandırarak oluştururlar. Kişilerin paylaştıkları kültür/kültürler, kişisel ve mesleki hayatları boyunca varoluşlarıyla içiçedir ve öyle de kalacaktır. 11 12 Kağıtçıbaşı (2000), bireyin içinde yaşadığı kültürü göz önünde bulundurmadan insan davranışının anlamlandırılamayacağını belirtmektedir. Çünkü kültür kişinin evrendeki varoluşudur ve dolayısıyla özne olarak “ben”in “öteki”yle kurduğu ilişkinin de belirleyicisidir. Garcea (2005) diğer tüm insanlar gibi sosyal varlıklar olan psikolojik danışmanların, çalıştıkları alan itibarı ile çokkültürlü bir danışan profiliyle karşılaştıklarını ve dolayısıyla bu kapsam dışında ele alınamayacığını belirtmiştir. Psikolojik danışmanların kendi kültürlerinin profesyonel performanslarını ve yeterliklerini etkilediğini ifade etmektedir. Yine psikolojik danışmanların sahip oldukları kültürlerin, “ötekiler”ini yani kendilerine yabancı olanları ve kendi kültürlerinden farklı bir kültüre sahip herkesi algılamalarını filtrelediğini ve sınırladığını dile getirmektedir. Eğer “öteki” bizim kültürümüzden farklı bir kültüre mensupsa, sıklıkla bilinçdışı olarak, hemen farklılıkları algıladığımızı ve bu farklılıklara yine bilinçdışı olarak tepkide bulunduğumuzu belirtmektedir. Böyle bir dinamiğin ise psikolojik danışmanların iletişim süreçlerinin bir parçası olduğunu ve danışanla kurulan ilişkiyi etkilediğini ifade etmektedir. Yapılan birçok araştırmanın sonuçları etnik açıdan azınlıkta olan danışanların psikolojik danışma servislerini kullanmadıklarını ya da danışma sürecinde kültürel farklılıklara yeteri kadar odaklanılmadığı için sunulan yardımdan memnun kalmadıklarını göstermektedir. Bundan dolayı da azınlık kültürlerden gelen danışanların psikolojik danışma süreci olgunlaşmadan danışma sürecini terk ettikleri görülmüştür. Bu nedenle araştırmacılar çokkültürlü psikolojik danışma yeterliği olan danışmanların önemini sıklıkla vurgulamaktadırlar (Bimrose ve Bayne, 1995). Buna karşılık araştırmacılar danışanların kültürel farkındalığa sahip psikolojik danışmanlara daha iyi cevaplar verdiklerini ve dolayısıyla danışma sürecinin daha iyi ilerlediğini ortaya koymuşlardır (Pomales, Claiborn ve LaFromboise, 1986; Thompson, Worthington ve Atkinson, 1994). Pomales ve diğerlerinin (1986) yaptıkları çalışmada siyahi danışanlardan beyaz danışmanlara puan vermeleri istendiğinde kültürel duyarlılığa sahip psikolojik danışmanların, kültürel konulardan “bihaber” danışmanlardan daha fazla puan aldıkları görülmüştür. Bu gibi araştırmalar özellikle Amerika gibi çokkültürlü bir toplumda, kültüre duyarlı bir psikolojik danışma yaklaşımı ortaya koyma ihtiyacı 13 doğurmuştur. Hoebel (1956; akt: Atkins, 2004), antropologların uzun zamandır yaptıkları çalışmalarla, kültürün algılar, tutumlar, inançlar ve genellikle de davranışlar üzerinde ne kadar önemli bir güç olduğunu ortaya koyduklarını belirtmiştir. Bir disiplin olarak psikoloji ise bu gücün farkındalığını henüz yeni keşfetmiştir (Harley, Jolivette ve McCormickevTice, 2002). Bu farkındalıkla ortaya çıkan yaklaşımlardan biri de çokkültürlü psikolojik danışmadır. Böylelikle ruh sağlığı eğitim programlarına çokkültürlülük eklenmiştir ve çok kısa zamanda bu programların önemli bir bileşeni haline gelmiştir (Atkinson ve İsrael, 2003). Eğitim programlarındaki çokkültürlülüğün amacı, ruh sağlığı çalışanlarının çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik düzeylerini arttırmaktır. 1970’li yılların başından beri araştırmacılar, çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinin geliştirilmesinde çeşitli unsurların kritik bir öneme sahip olduklarını ortaya koymuşlardır. Bu alanla ilgili literatüre bakıldığında, kişilik ve demografik değişkenler gibi bireysel özelliklerin yanı sıraeğitim ve profesyonel deneyimlerin de çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleriyle ilgili olduğu saptanmıştır. Yapılan bazı araştırmalar, ruh sağlığı çalışanlarının özellikle eğitim ve profesyonel deneyimler ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları arasında pozitif bir ilişkinin olduğunu ortaya koymuştur. Bu araştırmalardaki eğitim ve profesyonel deneyim şu başlıkları kapsamaktadır: a) çokkültürlü eğitim programı, b) çokkültürlülük ile ilgili konuları araştırma deneyimleri, c) azınlık kültürlerden gelen danışanlarla danışma yapmak, d) çokkültürlülükle ilgili konularda süpervizyon almak, e) farklı ırklardan olan süpervizörlerden süpervizyon almak (Octtavi, Pope-Davis ve Dings, 1994; Pope-Davis, Reynolds, Dings ve Nielson, 1995; Sodowsky, Kuo-Jackson, Richardson ve Corey, 1998). Çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleriyle ilgili diğer bir etmen olan bireysel özelliklere ilişkin yapılan bir çalışmada Pope-Davis ve diğerleri (1995), etnik azınlıktan olan psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının Avrupalı Amerikan psikolojik danışmanlardan daha yüksek olduğunu ortaya koymuşlardır. Yapılan başka araştırmalar ırk/etnik kimlik gelişimi ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları arasında anlamlı pozitif bir ilişkinin olduğunu göstermiştir (Neville ve diğerleri, 1996; Ottavi ve diğerleri, 1994; Richardson ve Molinaro, 1996). 14 Bazı çokkültürlü psikolojik danışma ve feminist kuramcıları danışma sürecinde çokkültürlülükle ilgili konuların görmezden gelinmesinin danışma sürecinin niteliğine zarar verdiğini belirtmişlerdir. Araştırmacılar, geleneksel psikoloji modellerinin beyaz, erkek, orta sınıf, heteroseksüel ya da engeli olmayan kişilere yönelik olduklarını ve bunun dışında kalanları temsil etmediklerini ifade etmektedirler (Daniluk, Stein ve Bockus, 1995; Sue ve diğerleri, 1992). Sue (1990), psikoloji ile ilgili yapılan araştırmaların büyük bir bölümünün Amerika’da yapıldığını, fakat yapılan bu araştırmaların dünya nüfusunun ancak %5’ini temsil ettiğini belirtmektedir.Bu yüzden, bu araştırmaların sonucunda geliştirilen kuramların evrensel olmadıklarını, hatta kültürel olarak farklı gruplar için zararlı bile olabileceklerini dile getirmektedir. Psikopatoloji alanındaki çalışmalarda da kültürün belirleyici etkisine dikkat çekilmektedir. Örneğin; Hofstede (1983; akt: Atkins, 2004), depresyon tanısının kültürler arası farklılıklar gösterdiğini belirtmektedir. Özellikle kollektivist ve bireyci toplumlarda despresyonda olan bireylerin suçluluk ifadelerinin farklılaştığını ifade etmektedir. Bireyci kültürlerde kişiler kendilerini özerk olarak tanımlarken kollektivist toplumlarda kişiler kendilerini, üyeleri oldukları gruplar üzerinde tanımlarlar. Dolayısıyla kollektivist toplumlarda bireylerin değil toplumun faydası gözetilir. Bireyci kültürlerde depresyonda olan kişilerin kendilerini suçlama eğilimleri daha yüksekken, kollektivist kültürlerde depresyonda olan kişiler daha çok ait oldukları grubun bireylerini nasıl hayal kırıklığına uğrattıklarına odaklanmaktadırlar (Hofstede, 1983). Sadece tanı kriterlerinde bireyci, beyaz ve Avrupa merkezli önyargılar söz konusu değildir; ruh sağlığı çalışanları da, tanı koyarken önyargılı davranabilmektedirler. Lorring ve Powell (1988; akt: Good, 2012) yaptıkları çalışmada, klinisyenlerin tanı koyarken danışanların cinsiyetleri ve ırklarından etkilendiklerini ortaya koymuşlardır. Danışma sürecinde kadın danışanlara yönelik önyargıyı ortaya koyan bir başka çalışmada, psikoterapistlerin sağlıklı bir erkeğe ve cinsiyeti belirtilmemiş sağlıklı bir yetişkine göre kadınları daha uysal, daha az maceracı, daha kolay etkilenir, daha az rekabetçi, daha duygusal ve daha az hedefi olan kişiler olarak puanlamışlardır (Broverman, Broverman, Clarkson, Rosenkrantz ve Vogel, 1970; akt: Atkins, 2004). Yine psikoloji alanında cinsiyet ve toplumsal cinsiyetle ilgili yapılan başka çalışmalar kadınlara karşı bir 15 önyargının varlığını ortaya koymuştur. Araştırmacılar psikolojik danışman ve danışan ilişkisinde, danışanların cinsiyet rollerinden farklı bir davranış sergilediklerinde (Robertson ve Fitzgeral, 1990), evlilikleri ya da mesleki bir durumla ilgili problem yaşadıklarında (Betz, 1989) önyargının daha belirgin bir şekilde ortaya çıktığını belirtmişlerdir. Bazı araştırmacılar, geleneksel psikolojik danışma kuramlarının farklı kültürel gruplarla çalışmada geçerliklerinin olup olmadığını, geçerlikleri olsa bile ne kadar fayda sağlandığını tartışmaktadırlar. Bu tartışmalardan biri psikanalitik kurama yöneliktir. Espin ve Gawelek (1992; akt: Atkins, 2004), psikanalitik kuramcıların sosyo kültürel bağlamın anneyi nasıl etkileyebileceğini ve bu bağlamda çocuğun gelişiminde anne kadar etkili olabilecek diğer etmenleri göz ardı ettiklerini ifade etmektedirler. Bazı feminist araştırmacılar, Freud’un kadınlar için kullandığı “penis hasedi” kavramını eleştirmektedirler. Bu kavramın kadınlar için aşağılayıcı bir kavram olduğu ve kadınların haset ettikleri şeyin erkek penisi değil, toplumda geleneksel olarak erkeğe verilmiş güç olduğunu belirtmektedirler (Enns, McNeilly, Corkery ve Gilbert, 1995). Psikanaliz temelli olan nesne ilişkileri kuramı ise batılı ataerkil aile yapısı normları temel alınarak oluşturulmuştur. (Espin ve Gawelek, 1992). Yapılan araştırmalarda anaerkil ya da anne çocuk ilişkisinde farklı örüntülere sahip ailelerde bu kuramın işlerliği tartışılmaktadır. Anaerkil ya da eşcinsel ailelerin psikanalitik kuram açısından nasıl kavramsallaştırılabileceği önemli bir soru olarak görülmektedir (Espin ve Gawelek, 1992). Mcdougall (2002), beyaz Avrupalı kültüründen olmayan danışanlara,birey merkezli danışma yaklaşımında kullanılan bazı tekniklerin yararlı olamayabileceğini belirtmektedir. Danışanın danışma sürecinden beklentilerine göre rehberlik hizmetlerinin de verilebileceği hatta yeri geldiğinde danışmanların tavsiyede bulunmak ve öneriler vermek gibi alternatif tepkiler de kullanabilmelerini önermektedir. Birey merkezli danışma yaklaşımında danışanın kendini açması ve içgörü sahibi olması oldukça önemlidir. Ancak Sue ve Sue (1990) bu tekniklerin bazı kültürlerde (Asyalı ya da düşük gelirli danışanlar) işlemeyebileciğini ifade etmektedirler. Bazı araştırmacılar ise, birey merkezli danışma yaklaşımı danışanların deneyimlerini kabul edip saygılı görünse de, danışan sosyal bağlamda değerlendirilmediğinde danışanın aleyhine de 16 olabileceğini belirtmektedirler. Danışanın hikayesini kabul etmek ve ona tepkide bulunmak statükoyu da kabullenmek anlamına gelebilir. Birçok danışanın, baskının kurbanları olabilecekleri göz önünde bulundurulduğunda, danışanın hikayesini kabullenmek, danışana yardım etmeye yetmeyeceği araştırmacılar tarafından ifade edilmektedir (Espin ve Gawelek, 1992; Lerman, 1992). Lerman’a (1992) göre, birey merkezli yaklaşımın bir diğer varsayımı olan insanın içsel bir kontrole sahip olması, ayrımcılığa uğrayan danışanların sorunlarına cevap veremeyecektir. Bilişsel ve akılcı duygusal davranış terapi yaklaşımları ise bireye odaklanmaktadır. Bu yaklaşımlara göre sağlıklı insan bağımsız ve özerk olandır. Oysa Sue, Ivey ve Pederson (1996), çoğu ruh sağlığı çalışanlarının dünyadaki kültürlerin ve toplumların çoğunluğunda daha çok kollektif bir kimliğin olduğunu anlamakta başarısız olduklarını, danışanı psikososyal bir varlık olarak ele almadıklarını ifade etmektedirler. Belirtilen çalışmalar, psikolojik danışmanlardan ve kuramsal yaklaşımlardan kaynaklı farklı kültürel gruplara yönelik bilgi ve farkındalığın eksikliğinin, danışanların yaşadıkları sorunların kavramsallaştırılmasında ve yardım hizmetinin sunulmasında nasıl hataya düşülebileceğini ortaya koymaktadır. Danışma sürecinde çokkültürlü yeterlik eksikliği; a) psikolojik danışmanın, danışanın yaşadığı soruna yaptığı empati düzeyinde azalmaya (Ridley, Mendoza ve Kanitz, 1994; Wrenn, 1985), b) tanı koyma ve tedavide hataların artmasına (Caplan, 1995; akt. Atkins, 2004), c) etnik azınlıktan gelen danışanların psikolojik danışma servislerini kullanmamalarına ve bu danışanlarla yapılan danışma süreçlerinin erken sonlanmasına neden olabilmektedir (Ridley ve diğerleri, 1994; Sue, 2001). Araştırmacılar Avrupa merkezli kültürel değerlere dayanan geleneksel psikolojik danışma kuramlarının farklı kültürel gruplara uygunsuz olmakla beraber aynı zamanda bu gruplar üzerinde potansiyel bir baskı mekanizması gibi işlediğini ortaya koymuşlardır (Katz, 1985; Sue ve Sue, 1990; Sue, 2001). Bundan dolayı geleneksel yaklaşımlar, danışanın içinde bulunduğu sosyo kültürel bağlamı göz önünde bulundurmadığı için danışana yarar sağlamaktansa zarar verebileceği giderek daha çok dile getirilen bir görüştür. Bu nedenle psikoloji ve psikolojik danışmanlık alanlarında kültürel farklılıklara 17 duyarlı bir yaklaşım olan çokkültürlü psikolojik danışma yaklaşımı ortaya çıkmıştır. 2.2. Çokkültürlü Psikolojik DanışmaYaklaşımının Tarihçesi Son yarım yüzyılda, ülkeler arası göçler tüm dünyada olduğu gibi Amerika’da da hızlı bir nüfus değişimi yaratmıştır. Sue’ya (1989) göre bu hızlı değişim, Amerika’da etnik ve ırksal azınlık grupların giderek nüfusun çoğunluğu haline gelmesine yol açmaktadır. Geleneksel psikolojik danışmanlık yaklaşımlarının farklı kültürel gruplarla çalışmada etkisiz olduğunun tespit edilmesi ile belirtilen büyüyen çeşitlilik ve değişim, psikoloji ve psikolojik danışma alanında psikolojik danışmanların karşısına bir zorluk olarak çıkmıştır (Sue ve diğerleri, 1992). Sue ve Sue’ya (2003) göre ırksal ve etnik azınlıklardan gelen danışanların danışma servislerini kullanmama ya da danışma sürecini erken bırakma eğilimlerinin olmasına rağmen, ayrımcılık ve kültürlenme gibi ek stres kaynakları nedeniyle ruhsal bozukluk için daha büyük risk altındadırlar. Amerika’da azınlık kültürlerden gelen danışanların %50’si ilk oturumdan sonra danışma sürecine devam etmezken çoğunluk kültüründen (beyaz ve Avrupa kökenliler) gelen danışanların devam etmeme oranları %30’un altındadır (Sue ve Sue, 2003). Kanada’da ise ruh sağlığı hizmetinden yararlanan danışanların çeşitliliği arttıkça bu hizmeti veren ruh sağlığı çalışanları, danışanların ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilmek adına neler yapabileceklerini araştırmaya başlamışlardır. Son yıllarda kültürel açıdan duyarlı hizmet sunma fikri ön plana çıkmıştır. Bu fikir ile psikolojik danışma ve psikoloji alanında, kültürel farklılıkları önemli bir odak noktası olarak ele alan çokkültürlü psikolojik danışma yaklaşımı eğitim müfredatına girmiştir (Arthur ve Januszkowski, 2001). Çokkültürlü psikolojik danışmanlık ve yeterlikleriyle ilgili ilk bilimsel tartışmalar 1973’te yapılan Vail konferansına dayanmaktadır. Bu konferansta farklı kültürel alt yapılardan gelen danışanlara daha etik bir yardım hizmetinin sunulması gerektiği, psikolojik danışmanların bu hizmeti sağlamaları için yeterli olmaları gerektiği ve dolayısıyla uygun bir çokkültürlü eğitimin lisans 18 programlarına yerleştirilmesi gerektiği mesajları verilmiştir (Korman, 1974; akt: Kassan, 2009). Bu konferanstan birkaç yıl sonra Sue ve Sue (1977) tarafından bir makale yayımlanmıştır. Bu makalede etkili kültürlerarası psikolojik danışmanlığın önündeki potansiyel bariyerler incelenmeye çalışılmıştır. Yazarlar, danışanların danışma sürecinde verdikleri kültürel mesajların psikolojik danışmanlar tarafından anlaşılmadığı takdirde danışanla kurulan iletişimde sorunların oluşabileceğini belirtmişlerdir. Yine bu makalede yazarlar geleneksel psikolojik danışma kuramlarından kaynaklı azınlık kültürlerden gelen danışanlarla çıkabilecek çatışmaları tartışmışlardır. Bu makale yayınlandıktan sonra büyük destek bulmuş ve danışma sürecinde çokkültürlülükle ilgili çalışmaların yapılmasına büyük bir katkıda bulunmuştur. 1980’li yılların başında bu yaklaşımın çerçevesi oluşturulmaya ve ruh sağlığı alanında çalışanların nasıl yetkinlik kazanabilecekleri tanımlanmaya çalışılmıştır. Böylelikle bu alan giderek tanınmaya ve önem kazanmaya başlamıştır. Sue ve diğerleri (1982), ruh sağlığı çalışanları için danışma sürecinde kültürel yeterlikle ilgili çığır açan bir makale yayımlamışlardır. Yazarlar bu makalede danışma sürecinde ruh sağlığı çalışanlarının sahip olmaları gereken üç yeterlik alanı tanımlamışlardır: farkındalık, bilgi ve beceri. Daha sonra geliştirilen modeller, eğitim kılavuzları ve ölçme araçları bu çalışma temel alınarak geliştirilmişlerdir. Sonraki çalışmalar çoğunlukla psikoloji, psikiyatri ve psikolojik danışmanlık eğitim programlarına yerleştirilebilecek çokkültürlü psikolojik danışma yaklaşımı çerçevesi üzerine yapılmıştır. Böylece 1980’li yılların sonuna doğru çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili yapılan araştırmaların odağı kültürel olarak yetkin psikolojik danışmanların yetiştirilmesi için eğitim programlarının (Ponterotto ve Casas, 1987) ve süpervizyon uygulamalarının incelenmesine kaymıştır (Cook ve Helms, 1988). Ruh sağlığı çalışanları için yeterliklerin tanımlandığı (Sue ve diğerleri, 1982) makaleden on yıl sonra, Sue ve diğerleri (1992) tarafından eğitim ve pratikte çokkültürlü psikolojik danışma yaklaşımını uygulamak için psikolojik danışmanlık mesleğine bir çağrı yayınlanmıştır. Bu makalede yazarlar, psikolojik danışma alanında neden çokkültürlü bir bakış açısının gerektiği ile ilgili gerekçeler sunmuşlardır. 19 Aynı dönemde, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerini ölçen ölçme araçlarının geliştirilmesi için de çalışmalar yapılmaktaydı. Diğer bir ifade ile, bu dönemde yapılan çalışmalar, ruh sağlığı alanında çalışanların eğitim, uygulama ve süpervizyon konularında çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ile ilgili ölçme araçlarının geliştirilmesi ağırlıklıydı (D'Andrea, Daniels ve Heck, 1991; LaFromboise, Coleman ve Hernandez, 1991). İlk yıllarda daha çok ırk ve etnik azınlıkların ihtiyaçları ile ortaya çıkan ancak daha sonraki yıllarda LGBTİ, yaşlı (Ponterotto, 2008) ve engelli bireyler (Abe-Kim ve Takeuchi, 1996; Ponterotto, 2008), HIV hastaları, çocuklar ve aileler, okul ortamında çocuklar (Reynolds, 1999; akt: Kassan, 2009), göç, beden ölçüleri (size), cinsiyet kimliği, çok ırklı kimlik, imtiyazlı gruplar (Henderson Metzger, Nadkarni ve Erickson Cornish, 2010) gibi farklı gruplara yönelik danışma yeterlikleriyle ilgili daha geniş bir danışan profilini kapsayacak araştırmalar yapılmıştır. Ayrıca Psikolojik Danışma ve İlgili Eğitim Programları Akreditasyon Kurulu (Council for Accreditation of Counseling and Related Educational Programs, CACREP) ve Amerikan Psikologlar Derneği (American Psychological Association, APA) tarafından psikolojik danışma programlarında çokkültürlülüğü ele alan en az bir dersin yer alması zorunlu kılınmıştır (Utsey, Gernat ve Bolden, 2003; akt: Chae, Foley ve Chae, 2006). Türkiye’deki alanyazın incelendiğinde ise çokkültürlü psikolojik danışmaya ilişkin çalışmaların oldukça sınırlı olduğu söylenebilir. Bu alanda gerçekleştirilen ilk çalışma, Koç (2003) tarafından yapılan çokkültürlü psikolojik danışmaya ilişkin kuramsal bir derleme çalışmasıdır. Bektaş (2006) ve Karaırmak (2008) ise yaptıkları çalışmalarda çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinin Türkiye’deki mevcut rehberlik ve psikolojik danışman eğitimindeki yeri ve bağlamını değerlendirmişlerdir. Daha sonra Kağnıcı (2011), kültüre duyarlı psikolojik danışma dersinin, öğrencilerin çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri üzerindeki etkisini değerlendirmiş, yaşantısal öğretim etkinliklerinin çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinin geliştirilmesindeki etkisini incelemiştir. Kağnıcı (2013) yaptığı bir diğer çalışmada ise çokkültürlü psikolojik danışma eğitiminin nasıl olması gerektiği, rehberlik ve psikolojik danışmanlık eğitiminde çokkültürlü psikolojik danışma kazandırılabileceğine ilişkin çeşitli öneriler sunmuştur. yeterliklerinin nasıl 20 2.3. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Çokkültürlü psikolojik danışma alanında ilk çalışan araştırmacılar, bazı önemli konuları vurgulayıp bu konulara dikkat çekilmesini sağlamışlardır. Vurgulanan noktalar şu şekildedir: a) Geleneksel psikolojik danışmanlık ve psikoterapi, farklı kültürel gruplarla çalışmada ırkın, kültürün ve etnisitenin önemini yeteri kadar dikkate almadığı için başarısızlıkla sonuçlandığını; b) kültürel olarak farklı grupların tarihleri, yaşam deneyimleri, yaşam tarzları ve dünya görüşleri hakkında çok az bilgi bulunduğunu; c) normalliğin–anormalliğin özellikleriyle ilgili tanımlar ve ya da yargıların “iyi psikolojik danışmanlık” çoğunlukla Avrupa-Amerikan kültürünün normlarına dayandığını; d) sosyopolitik güçlerin, danışanın hayatına olan etkisiyle çalışmakta gerekli olan bilgi ve beceriler, psikolojik danışman uzmanlık rolleri arasında nadiren tanımlandığını; e) ruh sağlığı çalışanlarının kültürel farkındalıklarının ve becerilerinin geliştirilebilmesi için psikolojik danışman ve psikologların eğitim programlarının değiştirilmeleri gerektiğini belirtmişlerdir (Ponterotto ve Casas, 1990; Sue ve Sue, 1990). Tüm bu nedenlerle ortaya çıkmış olan çokkültürlü psikolojik danışma, “sosyal ortamlarını farklı algılayan iki ya da daha fazla insanın yardım ilişkisinde bir araya gelmeleri” olarak tanımlanmaktadır (Pedersen, 1998). Vontress’e (1988) göre ise çokkültürlü psikolojik danışma, “sosyelleşme süreçleri farklı kültürel, altkültürel, ırk/etnik ya da sosyoekonomik bağlama dayanan danışan ve danışmanın bulunduğu danışma sürecidir.” Pedersen’in (1991) psikanalitik, hümanistik ve bilişsel-davranışçı kuramlardan sonra “dördüncü güç” olarak tanımladığı çokkültürlü psikolojik danışma; Psikolojik danışma sürecinde kültür (cinsiyet, yaş, engellilik, toplumsal sınıf, din, dil, ırk, cinsel yönelim, etnik kimlik, göç, beden ölçüleri (size), cinsiyet kimliği, çok ırklı kimlik, imtiyazlı gruplar) olarak birbirinden farklı danışman ve danışan arasında kurulan ve danışmanın bu alanda yeterli düzeyde bilgi, beceri ve farkındalık düzeyine sahip olduğu profesyonel ilişkidir (Sue, 2006). 21 Çokkültürlü psikolojik danışma: a) Belli bir kültürel bağlamda ortaya çıkmış bütün yardım kuram ve modellerini kabul eden, b) özellikle iki veya daha fazla farklı kültürel altyapılardan gelen kişilerin (danışan(lar)-danışman) yardım ilişkisinde bulunması anlamına gelen, c) 'kültür' tanımını karşılayan herhangi bir danışmanlık kombinasyonu içeren, d) batılı ve batılı olmayan yaklaşımları yardım ilişkisinde kullanan, e) yardım hizmeti veren uzmanın kültürel olarak uygun farkındalık, bilgi ve becerilere sahip olduğu meta-teorik bir yaklaşımdır (Sue ve diğerleri, 1998). Pedersen’e (1991) göre ise; çokkültürlü psikolojik danışma diğer geleneksel psikolojik danışma yaklaşımları gibi bir kuram değil, daha çok psikolojik danışma alanının geneliyle ilgili bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımın temel ilkelerinden biri hem kültüre özgü hem de genel özelliklerin tanınması ve kabul edilmesidir. Çokkültürlü bakış açısı hem grup içi (within-group) hem de gruplar arası (between-groups) farklılıkları anlamaya çalışır ve bunları kabul eder. Triandis’e (1994) göre grup içi farklılıklar gruplar arası farklılıklardan daha fazla olabilmektedir. 2.4. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri, psikolojik danışmanların kültürel olarak farklı grupların sosyo-politik gerçekleri hakkında bir farkındalık geliştirmelerini gerektirir (Sue ve Sue, 1990). Hem tarihsel hem de günümüz ırkçılığı ve baskıcılığı psikolojik danışmanların ve danışanların dünya görüşlerini etkilemektedir (Atkinson, Morton, ve Sue, 1993; Sabnani, Ponterotto, ve Borodovsky, 1991). Çokkültürlü konularda bilgisi olmayan psikolojik danışmanlar ırk, etnik yapı, sosyoekonomik durum ve siyasi geçmişte meydana gelen bütün toplumsal engellerin varlığına rağmen tüm danışanlarına “eşit gibi” davranabilmektedirler. Psikolojik danışmanların farkındalık, bilgi, beceri ve eğitim eksiklikleri, kültür kavramının kendileri, toplum ve danışma süreçleri üzerindeki etkilerini görmezden gelmelerine neden olmaktadır (Fukuyama, 1990). 22 Kültürel konular göz ardı edildiğinde, psikolojik danışmanlık statükoyu korumak (Sue ve Sue, 1990) ve olumsuz ırksal ve etnik tutumları sürdürmek için kullanılan baskıcı bir güç haline gelebilir (Sue, 1990). Bu nedenle psikolojik danışmanların tüm danışanlara uygun ve danışanın yararına olan bir hizmet sunabilmeleri için bazı yeterliklere sahip olmaları gerekmektedir. Çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri, psikolojik danışmanların gelişimi ve etkili psikolojik danışma hizmeti için psikoloji ve psikolojik danışmanlık alanında temel bir öneme sahiptir (Mollen, Ridley ve Hill,, 2003). Bu nedenle birçok kurum ve araştırmacı bu yeterliklerin kapsamını tanımlamaya çalışmışlardır. APA Eğitim Öğretim Komitesinin 1980 yılında psikolojik danışmanların sahip olmaları gereken çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerini 11 başlıkta çerçevelendirmiştir (Pope-Davis ve Ottavi, 1994). Bu başlıklar şu şekildedir: Kültürel yeterliğe sahip psikolojik danışmanlar; 1. Kendi kültürel konuları ile ilgili farkındalık ve duyarlılığa sahiptirler. 2. Kendi değerlerinin, önyargılarının ve bunların azınlık kültürlerden gelen danışanları nasıl etkilediğinin farkındadırlar. 3. Amerika Birleşik Devletlerinde azınlıkların tedavisiyle ilgili sosyo politik sistemin işleyişi hakkında bilgiye sahiptirler. 4. Psikolojik danışman ve danışan arasında ırk ve inançtan kaynaklı farklılıklar hakkında rahat hisseder. 5. Azınlık danışanları üyesi oldukları ırk ya da kültürden olan birine sevk edebilir koşullar hakkında duyarlıdır. 6. Çalıştıkları özel grup hakkında bilgi ve tecrübeye sahip olmalıdır. 7. Psikolojik danışma ve psikoterapinin genel özellikleri hakkında açık ve net bilgi ve beceriye sahip olmalıdırlar. 8. Sözel ve sözel olmayan geniş bir tepki yelpazesine sahip olmaları gerekir. 9. Sözel ve sözel olmayan mesajları doğru ve uygun bir şekilde iletirler ve alırlar (APA Education and Training Committee of Division 17, 1980; akt: Pope-Davis ve Ottavi, 1994). 23 Sue ve diğerleri (1982) bu listeye iki yeterlik başlığı daha eklemişlerdir: 1. Ruh sağlığı merkezlerinde var olan kurumsal engellerin farkındadırlar. 2. Uygun danışma becerilerine sahiptirler. Araştırmacılar bu çerçeveyi, danışma uygulamalarında, araştırmalarda ve eğitimde bütün psikolojik danışmanlar için bir gereklilik olduğu konusunda destek sunmuşlardır (Casas, Ponterotto ve Gutierrez, 1986; Sue ve diğerleri, 1992). ACA (2005) ise, psikolojik danışmanların çokkültürlü bir bakış açısına sahip olmaları gerektiğini vurgulamış ve etik kodlarında şu başlıklara yer vermiştir: 1. Kişisel Değerler: Psikolojik danışmanlar; kendi değer, tutum, inanç ve davranışlarının farkındadırlar. Danışma amaçlarıyla ilgili olmayan değerlerini danışana empoze etmekten kaçınır ve danışanlarının farklılıklarına saygı duyarlar. 2.Yeterlik Sınırları: Psikolojik danışmanlar aldıkları eğitimler, süpervizyon, profesyonel deneyimleri doğrultusunda hizmet verirler. Farklı gruplardan danışanlar ile çalışabilmek için bilgi edinir, kişisel farkındalık sağlar, duyarlılık ve beceri geliştirirler. 3. Kültürel Duyarlılık: Psikolojik danışmanlar, danışanların problemlerinin tanımlarken kültürel etmenlerin etkisinin farkındadır. 4. Kültürel Açıdan Farklı Popülasyonlar: Psikolojik danışmanlar ölçme ve değerlendirme aracı seçerken danışanın kültürel özelliklerine uyup uymadığı konusunda dikkatli davranır. 5.Çokkültürlü Konular/Değerlendirmede Çeşitlilik: Psikolojik danışmanlar, yaş, cinsiyet, etnik köken, kültür, engellilik, dil, din, inanç, cinsel yönelim, sosyo-ekonomik durum gibi değişkenlerin, test sonuçlarına ve değerlendirmeye etkisinin farkındadır. 6. Çokkültürlü Konular/Süpervizyonda Çeşitlilik: Danışman süpervizörler süpervizyon ilişkisinde çokkültürlülüğün etkisinin farkındadır. 7. Eğitim Programlarına Çokkültürlü Konuları Eklemek: Psikolojik danışman eğitmenleri, psikolojik danışmanların gelişmesini sağlamak için, çokkültürlülük ve çeşitlilik ile ilgili materyalleri tüm atölye, eğitimlerine eklerler. 24 8. Öğretim Elemanı Çeşitliliği: Psikolojik danışman eğitmenleri, kültürel çeşitliliğe açık bir fakülte ortamı yaratmak için sürekli bir çaba gösterirler. 9. Öğrenci Çeşitliliği: Psikolojik danışman eğitmenleri, kültürel açıdan çeşitli öğrenciler toplamak ve tutmak için sürekli bir çaba gösterirler. 10. Çokkültürlü Yeterlik: Psikolojik danışman eğitmenleri, tüm eğitim ve süpervizyon uygulamalarına çokkültürlü materyalleri eklerler. Öğrencilerinin çokkültürlü psikolojik danışma becerileri için gereken farkındalık, bilgi ve becerileri kazanmaları için aktif eğitim verirler. Farklı kültürel perspektifleri gösteren vaka analizleri, rol oynama, tartışma soruları ve diğer sınıf aktivilerini kullanırlar. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (2010) ise, psikolojik danışmanların danışma sürecinde kültürel etmenlere duyarlı olmaları gerektiğini vurgulamak için; meslek etiği kitapçığında; “Psikolojik danışma süreci içerisinde, psikolojik danışman, danışanın kültürel bütünlüğüne saygı göstererek onun iyiliği ve huzuru için çalışmaktan sorumludur.” ifadesi bulunmaktadır. Böylelikle psikolojik danışma sürecinde psikolojik danışmanların farklı kültürel altyapılardan gelen danışanlara karşı duyarlı olmaları gerektiği vurgulanmaktadır. Sue ve diğerleri (1992) tarafından tanımlanan çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ise şu şekildedir: 1) kendi değerleri, varsayımları ve önyargılarının farkında olmak, 2) farklı kültürlere mensup danışanların dünya görüşlerini anlamak ve 3) farklı müdahale yöntemleri ve tekniklerini uygulamak. Her alt alan ise kendi içerisinde inanç ve tutumlar, bilgi ve beceri boyutlarına ayrılır. Bu çerçevede 3x3 yeterlikler matrisi ortaya çıkar. Buna göre Sue ve diğerleri (1992) tarafından tanımlanan ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma ve Gelişim Derneği (Association for Multicultural Counseling & Development, 2012), tarafından kabul edilen psikolojik danışmanlar için çokkültürlü özellikler şu şekildedir (akt: Bektaş, 2006): 2.4.1. Kendi Değerleri, Varsayılarımları ve Önyargılarının Farkında Olmak Psikolojik danışman, kendi değer varsayım ve kültürünün farkındadır. Değer, varsayım ve kültürünün psikolojik danışma sürecine yansımaları olduğunu anlar. 25 İnanç ve Tutumlar a) Kendi kültürünün farkında olma, kültürel geçmişine duyarlı olmak, farklılıklara değer vermek ve saygı göstermek. b) Kendi kültürel yaşantılarının, geçmişinin, tutumlarının ve değerlerinin psikolojik danışma sürecine etkilerinin farkında olmak. c) Kendi yeterliklerini ve sınırlarını fark edebilmek. d) Danışanla yaşayabilecekleri farklılıklar konusunda rahat hissetmek. Bilgi a) Kendi kültürel geçmişini ve kültürel geçmişinin kişisel ve profesyonel anlamda normal/anormallik tanımına ve psikolojik danışma sürecine etkilerini bilmek. b) Irkçılığın, önyargıcılığın, ayrımcılığın ve baskının kendisini ve psikolojik danışma sürecini nasıl etkilediğini bilmek. c) İletişim stillerini ve kendi iletişim stilinin psikolojik danışma sürecine etkisini bilmek. Beceriler a) Farklı kültürel ortamlarda etkili olabilmek ve kendini geliştirmek için eğitim ve konsültasyon olanaklarını araştırma; yeterliği konusunda sınırlı olduğunda eğitim veya konsültasyon yardımı alma veya danışanı yeterliği olan başka bir danışmana yönlendirmek. b) Kendini kültürel bir varlık olarak görmek. 2.4.2. Farklı Kültüre Mensup Danışanların Dünya Görüşünü Anlamak Psikoljik danışmanın, kendinden farklı bir dünyayı anlayabilmesi, danışanın farklı bakış açısını değerli görmesi ve kabul edebilmesini ifade eder. 26 İnanç ve Tutumlar a) Danışanları psikolojik danışma sürecinde etkileyebilecek farklı kültürlere karşı olumsuz duygularının farkında olmak, kendi inançları ve tutumlarını farklı kültürlere mensup danışanlarla önyargısız bir tutum için karşılaştırmak için istekli olmak. b) Farklı etnik kökene sahip kişilere karşı kalıpyargılarının farkında olmak. Bilgi a) Çalıştığı grup ya da kültür hakkında spesifik bilgiye sahip olmak; farklı kültürlere mensup danışanın yaşam deneyimlerinin, kültürel mirasının ve geçmişinin farkında olmak. b) Irkın, kültürün, etnik kökenin kişilik oluşumunu, mesleki tercihleri, psikolojik bozuklukları, yardım arama davranışını ve psikolojik danışma yaklaşımlarının danışana uygunluğunu nasıl etkileyebileceğini anlamak. Beceriler a) Farklı etnik gruplarda ruh sağlığı ve ruhsal bozukluklar hakkında yapılan araştırmaları takip etmek, çeşitli eğitimsel deneyimlerle farkındalığını, bilgisini, kültürlerarası becerilerini geliştirmek. b) Psikolojik danışma süreci dışında da farklı kültürel ortamlarda aktif olarak yer almak. 2.4.3. Farklı Müdahale Yöntem ve Teknikleri Uygulamak Psikolojik danışmanlar, danışanlarının kültürüne duyarlı ve uygun müdahale yöntem ve teknikler kullanmalıdır. İnanç ve Tutumlar a) Danışanların dini veya tinsel değer ve inançlarına saygı duymak. b) Danışanların yerel yardım uygulamalarını ve içsel yardım sunma ağlarına saygı duymak. 27 c) Farklı dilleri psikolojik danışma sürecini engelleyici bir etmen olarak düşünmemek. Bilgi a) Psikolojik danışma ve terapinin genel özelliklerinin farklı kültürlerin değerleriyle çatışabileceğini bilmek. b) Farklı kültürlere mensup danışanların sağlık hizmetlerini kullanmada karşılaşabilecekleri engellerin farkında olmak. c) Değerlendirme ölçeklerinin ve puanlamasının yanlı olabileceğini bilmek ve sonuçları danışanın kültürel veya dil özelliklerini akılda bulundurarak yorumlamak. d) Farklı kültürlere mensup danışanların aile yapılarını, hiyerarşilerini, değer ve inançlarını, toplumun özelliklerini ve toplumdaki, ailedeki destek kaynaklarını bilmek. Beceriler a) Çeşitli sözel ve sözel olmayan yardım tepkilerini kullanabilmek, uygun şekilde sözel ve sözel olmayan mesajları almak ve iletebilmek. b) Gerektiğinde geleneksel şifa verici kişilerden veya dini ve tinsel liderlerden ve farklı kültüre mensup danışanlarla çalışan uygulayıcılardan kolsültasyon yardımı almak. c) Dil problemi yaşandığında dış kaynaklardan yardım almak. d) Test teknikleri ve değerlendirme konusunda eğitim almak, kültürel sınırlılıklarının farkında olmak. e) Önyargılı, yanlı ve ayrımcı uygulamaları engellemek için çalışmak. f) Amaç belirleme, kanuni haklar, psikolojik danışmanın yönelimleri gibi konularda danışanı bilgilendirme sorumluluğunu almak. Sue ve diğerleri (1992) tarafından önerilen bu çerçeve özetlenecek olursa; çokkültürlü psikolojik danışma yeterliğine sahip psikolojik danışmanlar: a) Kendi kültürel konularında farkındalık ve duyarlılık geliştirirler ve kendi değerlerinin ve 28 önyargılarının kültürel olarak farklı danışanlarla kurulan ilişkiyi nasıl etkileyebileceğinin farkındadırlar. b) Kendinden kültürel olarak farklı danışanlarla çalışırken sözel ve sözel olmayan tepki repertuarını genişletebilmek için farklı kültürel gruplara yönelik bilgi edinmeye çalışırlar. c) Sosyopolitik sistemin azınlık gruplar üzerindeki etkisini anlamaya çalışırlar ve kültürel olrak farklı danışanlara ayrımcılık uygulayan kurumsal engelleri ortadan kaldırmaya çalışırlar. d) Çeşitli kültürel grupların farklı yaşam deneyimlerini anlar, farklılıktan kaynaklı iletişim engellerini tanımlar ve kültürel olarak uygun beceriler kullanır. 2.5. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterliliklerin Geliştirilmesi Çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinin geliştirilmesi ihtiyacının karşılanması için, bu alanla ilgili çalışan araştırmacılar ve kurumlar, çokkültürlülüğün psikoloji ve psikolojik danışma eğitimine yerleştirilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Bu eğitimle yapılmak istenen ise şu şekildedir: Psikolojik danışmanların; kendi kültürel varsayımlarının, değerlerinin ve önyargılarının farkına varmaları; diğer dünya görüşleri hakkında bilgi sahibi olmaları; ve kültürler arası iletişim becerilerini geliştirmeleri şeklindedir (Sue ve diğerleri, 1982). McRae ve Johnson (1991) çokkültürlü eğitim için, kendilik, bilgi, ilişki ve performans boyutlarını içeren çok yönlü bir yaklaşım önermişlerdir. Yine Parker, Vahey ve Geary (1986), çokkültürlü eğitime bilişsel, duyuşsal ve davranışsal prosedürleri bir araya getiren çok yönlü bir yaklaşım ortaya koymuşlardır. Yapılan araştırmalar çokkültürlü psikolojik danışma eğitimi ya da süpervizyonu alan psikolojik danışmanların ve danışman adaylarının çokkültürlü yeterliklerinin arttığını göstermiştir (D'Andrea, Daniels ve Heck, 1991). Yapılan bir çalışma çokkültürlü bir vaka için süpervizyon alan, çokkültürlü konuları ele alan atölyeler ve eğitimlere katılan doktora eğitimi alan psikolojik danışmaların bunları yapmayanlara göre çokkültürlü bilgi ve becerilerinin anlamlı bir şekilde yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Bununla beraber, çokkültürlü konularda sadece süpervizyon almak ile çokkültürlü farkındalık arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur (Pope-Davis, Reynolds, Dings ve Ottavi, 1994). 29 Çayır (2013), Türkiye’de ayrımcılık konusunda gerek sosyal bilim literatüründe, gerekse hukuksal alanda derin bir boşluğun olduğunu belirtmektedir. Bunun sebeplerinden biri olarak, Türk modernleşmesinin birlikberaberlik ideolojisi altında homojen bir nüfus yaratma idealinin olduğunu ifade etmektedir. Bu ideal sonucu, dili Türkçe’den, dini İslam’dan farklı grupların yaşadığı sorunların kamusal alanda konuşulması yakın zamanlara kadar pek mümkün olmamıştır. Okullarda okutulan resmî tarih anlayışı da tarihte ve günümüzde yaşanan ayrımcılık uygulamalarının üstünü örter niteliktedir. Bunun gibi nedenlerden dolayı Türkiye’de kültürel çeşitliliğe ve farklılıklara yönelik yapılan araştırmalar sınırlı sayıdadır. Psikolojik danışma alanında ise çokkültürlülük, hak savunuculuk gibi konularda yapılmış çalışmaların sayısı neredeyse yok denecek kadar azdır. Keklik (2010) bunun başlıca nedenlerinden biri olarak bu konuların siyasetin alanıyla örtüşüyor olmasını göstermektedir. Ancak buna rağmen yapılmış bazı araştırmalar bulunmaktadır. Bu araştırmaların bazıları şu şekildedir: Kağnıcı (2011) tarafından yapılan bir araştırmada “çokkültürlü psikolojik danışma” adlı bir dersin rehberlik ve psikolojik danışmanlık programı öğrencileri üzerindeki etkisini bakılmıştır. Bu ders, seçmeli bir ders olarak 2010-2011 bahar döneminde verilmiştir. Derse 10’unu erkek, 20’si kadın olmak üzere 30 öğrenci katılmıştır. Dersin ilk iki haftasında “Kültür Kavramı”, üçüncü ve dördüncü haftalarında “Türkiye'de Kültürel Çeşitlilik”, beşinci haftada “Kültürel Temas”, altı ve yedinci haftalarda “Kültür ve Psikolojik Danışma”, sekizinci haftadan ondördüncü haftaya kadar ise “Çokkültürlü Psikolojik Danışma Eğitimi” konuları ele alınmıştır. Dersin sonunda yapılan değerlendirmelere göre “Çokkültürlü Psikolojik Danışma Dersi”nin bu dersi alan öğrencilerin çokkültürlü farkındalık ve bilgi kazanmalarına katkıda bulunduğu görülmüştür. Türkiye’de çokkültürlü psikolojik danışma eğitimi ile ilgili yapılan bir diğer araştırma ise Aydın (2014) tarafından yapılmıştır. Bu araştırma için, bir kültüre duyarlı psikolojik danışma eğitim programı hazırlanmış ve 2013-2014 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans programı son sınıf öğrencilerinden seçilmiş bir grup öğrenciye uygulanmıştır. Araştırmaya katılım için gönüllü olan 40 öğrenci arasından, ön-test puanları açısından benzer 14 katılımcıdan oluşan bir deney 30 grubu ve yine 14 katılımcıdan oluşan bir kontrol grubu oluşturulmuştur. Deney grubuna; farkındalık, bilgi ve beceri yeterlik alanları ile ilgili çalışmaları kapsayan 12 oturumluk "Kültüre Duyarlı Psikolojik Danışma Eğitim Programı" uygulanmış buna karşılık kontrol grubuna ise herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır. Kültürlerarası Duyarlılık Ölçeği, kültüre duyarlı psikolojik danışma eğitim programının uygulamasının başladığı ve sona erdiği hafta içerisinde sırasıyla öntest ve son-test olarak, programın sona ermesinden üç ay sonra ise izleme testi olarak deney ve kontrol gruplarındaki katılımcılara uygulanmıştır. Araştırma sonucu elde edilen bulgular, kültüre duyarlı psikolojik danışma eğitim programının, deney grubundaki katılımcıların kültürel duyarlılık düzeylerinde kontrol grubundaki katılımcılara kıyasla anlamlı bir artışı ortaya çıkardığını ve bu artışın eğitim programının sona ermesinden üç ay sonraki izleme ölçümünde kalıcı olduğunu göstermektedir (Aydın, 2014). 2.6. Okul Psikolojik Danışmanlığı Sürecinde Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yaklaşımı Okullarda giderek artan kültürel çeşitlilik beraberinde çeşitli sorunlar getirmiştir. Lee’ye (1995b) göre, okul psikolojik danışmanlarının karşılaştıkları en zorlu konulardan biri, kültürel açıdan farklı öğrencilerin gelişim ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Okul psikolojik danışmanlarının kültürel olarak farklı öğrencilerle çalışırken etkili olabilmeleri için, ailenin ve kültürün rolünü anlamaları gerekmektedir (Borodovsky ve Ponterotto, 1994). Okul psikolojik danışmanları, kültürün ve ailenin rolünü anlasalar bile, etnik azınlık öğrencilerinin ihtiyaçlarını karşılamak ve sürece ailenin katılımını sağlamakta kaynak yetersizliği bulunmaktadır. Okul psikolojik danışmanları sınırlı kaynaklarla ve azalan ebeveyn desteği ile mücadele ederlerken, azınlık öğrencileri kültürel çatışma, dil engelleri, tehcir, kuşak çatışması, ırksal gerilim, ekonomik mücadele, şiddet ve ayrımcılıkla mücadele etmektedirler (Atkinson ve Juntunen, 1994). Sue ve diğerleri (1992) tarafından önerilen çokkültürlü danışmanlık yeterlikleri, psikolojik danışmanların çok kültürlü yeterliklerinin değerlendirilmesi için bir temel sağlar. Amerikan Okul Danışmanları Derneği (ASCA) (1988), 31 kültürel çeşitliliğe anlayış ve saygı yoluyla öğrencilerin gelişimini desteklemek için “çokkültürlü psikolojik danışma” konulu bir bildiri yayınlamıştır. ASCA (1988), bu bildiride psikolojik danışmanlara, kültürel olarak farklı öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik okulun ve toplumun duyarlılığını arttırmak için çalışma çağrısında bulunmuştur. Yine bu bildiride, psikolojik danışmanların, kültürel olarak farklı öğrencilerin gelişimlerini desteklemek adına, psikolojik danışma servislerini kullanmaları için teşvik etmeleri gerektiği belirtilmiştir. Lee’ye (1995a) göre, okul psikolojik danışmanlarının kültürel olarak duyarlı olmaya başlamaları, çocukluk ve ergenlik dönemi sürecinde kendi etnik kimliklerinin oluşmasına katkıda bulunan faktörleri inceleyerek başlar. Araştırmacı, okul psikolojik danışmanlarının kişiliklerini şekillendirmede rol oynayan kültürel miras ve etnik gelenekleri anlamaları gerektiğini belirtmektedir. Kendi psikososyal gelişimlerini inceledikten sonra psikolojik danışmanlar, çocukluk ve ergenlik yaşantılarının farklı kültürel altyapılardan gelen gençlerin kişisel tutum ve inançlarına olan etkilerini anlamaya çalışmalıdırlar. Kültürel duyarlılığa sahip bir psikolojik danışman kendi kültürel miraslarını, değerleri ve önyargıları gibi kişisel konuların yardım ilişkisine olan etkisini araştırmalıdır. Kültürel duyarlılığa sahip bir psikolojik danışman, kültürünün kendisi üzerindeki etkisinin farkında olduğu için kültürel farklılıklara karşı duyarlıdır. Kültürel duyarlılığa sahip bir psikolojik danışman olabilmek için, bir okul psikolojik danışmanının bir bilgi tabanının olması gerekmektedir. Bir bilgi tabanının geliştirilmesi demek; psikolojik danışmanların kültürel olarak farklı öğrencilerin geçmişlerini ve kültürün gelişimlerine olan etkisini kapsayan gerekli bilgilerin kaydedilmesi anlamına gelmektedir (Lee, 1995a). Buna ek olarak, psikolojik danışmanlar, kültürel açıdan farklı grupların tarihleri, gelenekleri ve değerleri hakkında spesifik bilgilere sahip olmalıdırlar. Lee’ye (1995a) göre, kültürel duyarlılığa sahip bir psikolojik danışman, yoksulluğun ve ırkçılığın öğrencilerin gelişimleri üzerindeki etkisi hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Kültürel duyarlılığa sahip bir psikolojik danışman kültürel çeşitlilik konularıyla ilgili farkındalık ve bilgi sahibi olmalı ve farklı kökenden gelen öğrencilerin kültürel değerleri ile tutarlı danışmanlık stratejileri kullanması gerekmektedir (Lee, 1995a). Kültürel duyarlılığa sahip bir psikolojik danışman bireysel ve grupla psikolojik danışma süreçlerinde kültürel olarak farklı 32 danışanlarla sağaltıcı bir ilişki kurabilmelidir. Bunlara ek olarak psikolojik danışman, kültürel farklılıklar çatışma ya da yanlış anlama kaynağı haline geldiğinde kullandığı teorik yaklaşımları değiştirebilmelidir. Kültürel duyarlılığa sahip bir psikolojik danışman kültürel olarak farklı öğrencilerle çalışırken kültüre özgü durumları, öğrencilerin benlik kavramını geliştirmek, kişilerarası ilişkilere teşvik etme ve karar verme yeteneğini geliştirmek için kullanabilmelidir. Son olarak, kültürel duyarlılığa sahip bir psikolojik danışman, ölçme ve değerlendirme araçlarından elde ettiği verileri yorumlarken kültüre özgü dinamikleri dikkate alma yeteneğine sahip olmalıdır. Amerikan Okul Danışmanları Derneği (1990)'a göre, çağdaş okul psikolojik danışmanlarının temel rolleri danışmanlık, müşavirlik ve koordinatörlüktür. Bu faaliyetlerin temel odak noktası ise öğrencilerin kendilerini anlama, kişilerarası ilişkilerini geliştirme ve kültürel açıdan farklı öğrencilerin karar verme becerilerini kolaylaştırmak olmalıdır. Psikolojik danışmanlar kültürel olarak farklı öğrencilerle çalışırken, öğrencilerin gelişimlerini kolaylaştırmak için danışma, müşavirlik ve koordinasyon hizmetlerinde çokkültürlü yeterliklerini geliştirmelidirler. Kültüre duyarlı psikolojik danışmanlar, psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri sayesinde, kültürel çeşitliliğe saygı duymayı öğrenebilirler ve çeşitli etnik kökenlerden gelen öğrencilerin sağlıklı benlik kavramları geliştirmelerine yardımcı olabilirler (Lee, 1995b). Okul psikolojik danışmanları, hizmet verdikleri öğrenci grubuna bireysel psikolojik danışmanın mı yoksa grupla psikolojik danışmanın mı daha yararlı olacağını değerlendirmelidirler. Bazı durumlarda bireysel danışmanlık, kültürel açıdan farklı öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak için en iyi yol olmayabilir. Daha toplulukçu (kollektivist) kültürlerden gelen etnik gruplara, grupla psikolojik danışma hizmeti daha uygun olabilir. Dauphinais, LaFromboise, ve Rowe’a (1980) göre, Hintli Amerikan öğrencilere, grupla psikolojik danışma hizmeti daha faydalı olmaktadır. Birçok Arap Amerikan, toplulukçu değerlere sahiptirler ve ortak çıkar ve ilgi göz önünde bulundurulduğunda grupla psikolojik danışma hizmeti daha uygun olduğu görülmektedir (Jackson, 1995). Yagi ve Oh’a (1995) göre, Koreli Amerikan öğrencilerle çalışırken grupla psikolojik danışma hizmeti daha etkili olabilir çünkü, bu yöntemle öğrencilerin yabancılaşma duyguları azaltılabilir ve yeni kültüre uyum sağlamalarında yardımcı olunabilir. 33 Bu görüşlerde vurgulandığı gibi; çokkültürlü psikolojik danışma yaklaşımı, okul psikolojik danışmanları açısından da kritik bir öneme sahiptir. Bir diğer ifade ile, okul psikolojik danışmanları farklı kültürel özelliklere sahip öğrencilere etkili hizmet sunabilmek için bu alandaki yeterliklere sahip olmalıdır. 2.7. Etnikmerkezcilik Bu çalışmanın bir değişkeni olan etnikmerkezcilik (ethnocentrism), farklı kültürel, etnik, dinsel ve bölgesel altyapılara sahip bireyler arasındaki iletişimi engelleyen unsurlardan biri olarak kabul edilir (Neuliep ve McCroskey, 1997). Etnikmerkezcilik, “bireyin kendi kültürünü diğer kültürlerden üstün tutması ve başka kültürleri kendi kültürünün değerleriyle yargılamasıdır” (Jandt, 1995). Etnikmerkezci birey, kendini, üyesi olduğu grubu ve kültürü evrenin merkezine yerleştirir ve diğerlerinin yerini buna göre belirler. Grup-dışı olanlardan, kendine en çok benzeyenleri en yakına, diğerlerini aralarındaki farklılığın derecesine göre daha uzağa yerleştirir (Kartarı, 2003). Diğer bir ifadeyle, etnikmerkezciliğin temelinde, bireyin kendi değerlerinin, kültürünün, tarihinin yalnızca diğerlerinde farklı olduğu değil; aynı zamanda diğerlerinden ‘üstün’ olduğu düşüncesi vardır (Lewis, 1982). Bennett (1993) ‘etnikmerkezcilik’ ve ‘etnikgörecelik’ kavramlarını altı aşamalı bir gelişim modeliyle açıklamaktadır. Her iki kavram üç farklı aşamadan oluşmaktadır. Etnikmerkezcilik inkar, savunma ve küçümseme aşamalarından; ‘etnikgörecelik’ ise kabul, uyum ve bütünleşme aşamalarından oluşur. İnkar aşamasındaki kişiler genellikle kültürel farklılıkları anlamakta güçlük yaşarlar. Kendilerinden kültürel olarak farklı kişileri tehdit olarak algılarlar ve bu nedenle insanları zenci, hain gibi kategorileştirebilmektedirler. Savunma aşamasındaki bireyler, belirli kültürel farklılıkları kabul ederken, genellikle onlara karşı savunmalar geliştirirler. Yani başkalarını olumsuz kalıp ifadelerle kötüleyip, kendilerini ise olumlu kalıp ifadelerle tanımlayan ve mevcut dünya görüşlerini değiştirmemek için direnen kişilerdir. Küçümseme aşaması ise, etnikmerkezciliğin son aşamasıdır. Bu aşamadaki kişiler giyim tarzları gibi yüzeysel farklılıkları tanır ve kabullenirler ancak kendi kültürel değerlerinin evrensel olduğuna inandıkları için bu farklılıkları küçümserler. 34 Bireyler kültürel farklılıklara değer vermeye başladıklarında kendilerini kabul aşamasında bulurlar. Bu evredeki kişiler, farklı kültürlerdeki davranış ve düşünce biçimlerini beğenmeseler bile bunların varlığına saygı duyarlar. Etnikgöreceliğin ikinci aşaması olan uyum, bireyin kendi kültürel bağlamı dışında düşünmeye veya davranmaya ihtiyaç duyduğu durumlarda meydana gelir. Kişi çoğunlukla farklı kültürlerle etkileşim kurmak durumunda kaldığında uyum ihtiyacı hisseder. Bu aşama, bilişsel çerçeve değiştirme, yani başkalarının bakış açılarını benimseme anlamına gelmektedir. Bireyler bütünleşme aşamasına ulaştıklarında kendi kültürel bakış açılarını diğerlerininki ile sentezleyebilirler. Böylelikle kişi, tek bir doğru ya da yanlışın olmadığının farkına varır. Psikolojik danışmanların etnikmerkezcilik düzeylerinin, çokkültürlü psikolojik danışma yeterliği geliştirmeleri önünde bir engel ya da kolaylaştırıcı olduğu düşünüldüğünden bu çalışmada bu kavrama da yer verilmiştir. 2.8. İlgili Araştırmalar Bu bölümde psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ilgili yurtdışında ve yurtiçinde yapılmış çalışmalara yer verilmiştir. 2.8.1. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleriyle İlgili Yurtdışında Yapılan Araştırmalar Psikolojik danışma sürecinde kültürel konuların etkisi, 1940’lı yılların sonuna doğru başlasa da, daha sistematik araştırmalar 1960’lı yıllarda başlamıştır. İlk dönemlerde yapılan araştırmalar çoğunluka psikolojik danışmanların mensup oldukları ırka ilişkin danışan tercihlerine yönelik yapılmıştır (Ridley ve diğerleri, 1997). Danışma sürecinde ırk ve etnik azınlıklara yönelik daha belirgin ve dikkat çekici çalışmalar 1970’li yıllarda literatürde yer almıştır. 1990’lı yılların başında ise çokkültürlü yeterlikler psikolojik danışma alanında yeni yeni ortaya çıkmaya başlamıştır. Böylece 2000’li yıllarla birlikte literatürde, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ile, psikolojik danışmanların yaş, cinsiyet, ırk, etnik köken, 35 ulusal köken, din, cinsel yönelim, engellilik, dil ve sosyoekonomik düzey gibi etkenlerin danışanların yaşamlarını ve psikolojik danışma sürecini nasıl etkilediğine yönelik bilgi sahibi olmaları ve bunları danışma sürecine olumlu katkı yapacak şekilde yansıtmaları tartışmaya açılmış ve bu konu, alanda giderek kendine daha fazla yer bulmaya başlamıştır. Atkinson ve Israel (2003) tarafından Psych INFO (Psikolojik BİLGİ) veri tabanında yapılan araştırma sonucuna göre; Sue ve diğerleri (1982) tarafından yapılan ve bu alanın temeli sayılan yayından sonraki 8 yıllık süreçte, çokkültürlü yeterliklerle ilgili ortalama olarak yıllık sadece bir makale yayınlanmıştır. 1991 yılında bu sayı beşe ve 1998’de ise 33'e yükselmiştir. 2001 yılında çokkültürlü yeterliklere yönelik bir tarama yapıldığında, bir yıl içerisinde 40 tane yayının yapıldığı görülmüştür. Bu durum çokkültürlülük hareketinin, psikolojik danışma alanında ana güçler arasına girmesi anlamına gelmektedir (Miloti, 2007). Çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleriyle ilgili yapılan araştırmaların büyük bir bölümü, yeterlikleri ölçen ve değerlendiren araçların geliştirilmesine yöneliktir (Sue ve diğerleri, 1992). Bazı araştırmalar ise çokkültürlü yeterliklerin yordayıcı değişkenlerine yönelik yapılmıştır. Çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleriyle ilgili en çok araştırılan değişkenler; akademik eğitim, ırksal kimlik, etnik köken ve süpervizyon değişkenleridir. Bu konudaki araştırmaların artıp dikkat çekmesi ile birlikte , bu yeterliklerin kazandırılmasına yönelik eğitim konusu da ele alınan bir husus olmuştur. 2.8.1.1. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Eğitimi ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Psikolojik Danışma alanında verilen örgün eğitim ve algılanan çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri arasındaki ilişki birçok çalışmanın konusu olmuştur. Yapılan bütün araştırmaların sonuçlarına göre; çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerine yönelik eğitim ile algılanan ve gözlemci tarafından bildirilen yeterlikler arasında anlamlı bir pozitif ilişkinin olduğu görülmüştür (Constantine, 2001, 2002; D’Andrea ve diğerleri, 1991; Neville ve diğerleri, 1996; Roysircar, Hubbell ve Gard, 2003; Ottavi, Pope-Davis, ve Dings, 1994; PopeDavis, Reynolds, Dings ve Ottavi, 1994; 1995; Sodowsky ve diğerleri, 1994, 1998; Smith, Constantine, Dunn, Dinehart ve Montoya, 2006). D'Andrea ve 36 diğerleri (1991) yaptıkları araştırmada; çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili çeşitli eğitimlere katılan psikolojik danışman adaylarının çokkültürlü farkındalık, bilgi ve becerilerinin anlamlı bir şekilde arttığını ortaya koymuşlardır. Pope-Davis, Reynolds, Dings ve Nielsen (1995), çokkültürlü psikolojik danışma eğitiminin çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerine olan etkisini incelemişlerdir. Araştırmanın çalışma grubu, 244 kadın, 100 erkek psikolojik danışmanlık ve klinik psikoloji alanındaki yüksek lisans öğrencilerinden oluşmuştur. Araştırmanın sonuçlarına göre; çokkültürlü psikolojik danışma eğitimi ile psikolojik danışmanlık öğrencilerinin çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmazken, klinik psikoloji öğrencilerinin çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ile anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Neville ve diğerleri (1996) çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili bir ders alan psikolojik danışman adaylarının algılanan çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinin anlamlı bir şekilde arttığını ve bir yıllık takipten sonra bile bu artışın devam ettiğini bildirmişlerdir. Sodowsky ve diğerleri (1998), çokkültürlü eğitim (örneğin; dersler, araştırmalar, atölye ve azınlık danışan sayısı) ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri arasında anlamlı bir ilişki bulmuşlardır. Psikolojik danışma alanında yapılan çalışmalar; eğitim programının felsefesi, müfredat, araştırma ve klinik olanakları gibi bileşenlerin çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinin geliştirilmesinde önemli etkenler olduğunu göstermektedir (Ruelas, 2003). Çokkültürlü müfredatla ilgili; çeşitlilik konularına odaklanan çoklu eğitim yaşantıları (örneğin; eğitim kursları, psiko-eğitimsel atölye ve seminerler, araştırma projelerine katılım) ve çokkültürlü eğitimle ilgili sınıf içi öğrenme, deneyimsel eğitim ve uygulamalar algılanan çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerini arttırdığını göstermektedir (Allison, Echemedia, Crawford, ve Robinson, 1996; Constantine ve Yeh, 2001; Liu, Sheu ve Williams, 2004; Sodowsky ve diğerleri, 1998). Bazı çalışmalar, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ile kültürel olarak farklı bireylerle yaşantı ya da danışanlarla çalışma deneyimi arasındaki ilişkiye işaret etmektedir (Allison ve diğerleri, 1996; Neville ve diğerleri, 1996; Ottavi ve diğerleri, 1994; Salzman, 2000; Sodowsky ve diğerleri, 1998; HolcombMcCoy, 2005; Robinson ve Bradley, 1997). Bu yüzden çokkültürlülük ile ilgili 37 dersler öğrencilere farklı kültürel altyapılardan bireylerle yaşantı imkanı sunmalıdır (Burnett, Hamel, ve Long, 2004). Diaz-Lazaro ve Cohen (2001) çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ile ilgili bir ders alan öğrencilerle bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada dersten önce ve ders süresince kültürler arası temas ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri incelenmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre; kültürler arası teması vurgulayan danışmanlık dersi boyunca, farklı kültürlerle sağlanan temasın, algılanan çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinde bir farklılık yarattığı, dersten önce ve ders süresince sağlanan kültürler arası temasın ise, algılanan çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinde anlamlı bir pozitif değişim sağladığı görülmüştür. Bu çalışmalar, psikolojik danışma derslerinde farklı kültürlerle temas kurmaya teşvik etmenin önemini göstermektedir. Yukarıda belirtilen çalışmalardan, farklı kültürlerle temas ile ilgili elde edilen bulguların aksine; Ladany, Inman, Constantine, ve Hofheiz’in (1997) yaptıkları çalışmada, kültürel olarak farklı danışanlarla danışma deneyimi ile psikolojik danışmanların vaka kavramsallaştırmaları arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Bunun yerine psikolojik danışmanların farklı kültürlerden gelen danışanları için aldıkları süpervizyon deneyimleri ile farklı kültürlerden danışanlar için uygun stratejiler tanımlama becerilerileri arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Yani psikolojik danışmanlar farklı kültürlerden danışanlarla çalışsalar bile, süpervizyon ya da danışma desteği almadan, bu deneyimler tek başına çokkültürlü psikolojik danışma becerisi geliştirmelerinde yeterli olmayabilir. Constantin (2001) psikolojik danışmanların farklı kültürel altyapılardan gelen danışanlarla çalışma ile ilgili yeterlik algılarıyla, aldıkları eğitimleri incelemiştir. Araştırmacı bu araştırmada, aynı zamanda psikolojik danışmanların kuramsal yönelimleri, bilişsel ve duyuşsal empati düzeylerinin çokkültürlü vaka kavramsallaştırmalarını yordayıp yordamadığını incelemiştir. Araştırmanın sonucuna göre, önceden alınmış çokkültürlülükle ilgili ders sayısı ile, azınlık kültürlerden gelen danışanların etiyolojilerini (nedenbilim) ve tedavi konularını kavramsallaştırma becerileri arasında pozitif anlamlı bir ilişkinin olduğu saptanmıştır. Yani alınan eğitim, psikolojik danışmanların farklı kültürlerden gelen danışanların mevcut sorunlarını kavramsallaştırmalarında yardımcı olabilir 38 ve bu kavramsallaştırmalar psikolojik danışmanların kültürel olarak farklı gruplarla çalışma becerilerine katkıda bulunabilir. Sonuçlar, aynı zamanda kuramsal yönelim olarak eklektik çalışan psikolojik danışmanların, psikodinamik ya da bilişsel-davranışçı gibi bir kuramsal yönelim kullanan psikolojik danışmanlardan, vakaların etiyolojik kavramsallaştırma becerilerinin anlamlı bir şekilde yüksek olduğunu göstermiştir. Bu sonuç, farklı psikolojik danışma yaklaşımlarından bakış açıları ve tekniklerin kullanılmasındaki esnekliğin, kültürel olarak farklı danışanlarla çalışmada psikolojik danışmanlara faydalı olabileceğini göstermektedir. Psikolojik danışmanların vaka kavramsallaştırmalarında, bilişsel ve duyuşsal empati düzeyleri ile birlikte, tedavi ve etiyolojide anlamlı bir katkı sağladıkları görülmüştür. Robinson (1997), 106 okul psikolojik danışmanıyla yaptığı araştırmada; çokkültürlü eğitim ve atölyelere katılan okul psikolojik danışmanlarının, katılmayanlara göre çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının anlamlı bir şekilde daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Sodowsky, Kuo-Jackson, Richardson ve Corey, (1998) yaptıkları çalışmada psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili aldıkları akademik eğitimin yeterlik düzeylerini pozitif anlamda etkilediğini belirtmişlerdir. Grothaus (2004), çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili derslere, eğitimlere ya da kurslara katılım ile çokkültürlü farkındalık ve bilgi arasında anlamlı bir ilişkinin olduğunu ortaya koymuştur. Ancak Dodson (2013), Virginia’da Amerikan Okul Psikolojik Danışmanları Derneğine (ASCA) üye 510 okul psikolojik danışmanıyla yaptığı çalışmada, bu iki değişken arasında bir ilişki bulamamıştır. Bu nedenle Holcomb-McCoy’a (2005) göre; çokkültürlü farkındalık, bilgi ve beceri bir derste öğretilemez. Psikolojik danışman eğitiminin bütününe yayılmalıdır. Boysen ve Vogel (2008) psikolojik danışman adaylarının çokkültürlü yeterliklerini üç grup oluşturarak incelemişlerdir: ilk grup, eğitim hayatları boyunca çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili ders almamış psikolojik danışman adaylarından; ikinci grup, çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili bir dersi henüz tamamlamış psikolojik danışman adaylarından (ders dönemi bittikten hemen sonra ölçümler yapılmıştır); üçüncü grup ise, bir dönem önce çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili bir ders tamamlamış psikolojik danışman 39 adaylarından oluşmaktadır. Araştırmanın sonuçları şu şekildedir: bir dönem önce çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili bir ders tamamlamış psikolojik danışman adaylarının (üçüncü grup) yeterlikleri en yüksek puanı almış; bu gruptan sonra ise, çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili bir dersi henüz tamamlamış psikolojik danışman adayları (ikinci grup), yeterlik konusunda en az puan alan grup ise, eğitim hayatları boyunca çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili ders almamış psikolojik danışman adayları olmuştur. Bu sonuçlar göstermektedir ki: psikolojik danışman adaylarına farklı kültürlerden danışanlarla daha etkili çalışabilmeleri için gerekli olan çokkültürlü bir bakış açısı kazandırmada, psikolojik danışma ve rehberlik eğitimine kültürel çeşitlililiği konu alan derslerin ve uygulamaların eklenmesi önemlidir. 2.8.1.2. Irk, Etnisite, Etnikmerkezcilik ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma Irk, etnisite ve dilsel benzerliğin yada farklılığın psikolojik danışma sürecine olan etkisini inceleyebilmek için araştırmacılar, danışanların ruh sağlığı servislerini kullanma ve psikolojik danışma sürecini erken bırakma farklılıklarına odaklanmışlardır. Yapılan çalışmalar, kültürel olarak farklı gruplardan danışanların kendileriyle aynı ırk ya da etnik kökenden olan psikolojik danışmanlarla eşleştikleri zaman, psikolojik danışma servislerini daha çok kullandıklarını ve süreci çok daha az terk ettiklerini ortaya koymuştur (Cimbolic, 1973; Gibbs, 1975; Heffernon ve Bruehl, 1971; Proctor ve Rosen, 1981). Psikolojik danışmanlar, kültürel olarak farklı danışanlarla aynı dili konuştuklarında ise danışanların danışma hizmetlerinden faydalanma oranlarının daha da arttığı görülmüştür (Flaskerud, 1991; Sue, Fujino, Hu, Takeuchi ve Zane, 1991). Yapılan çalışmalarda etnik/ırksal kimliğin çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerini etkilediği görülmüştür. Amerika’da bu alanla ilgili yapılan ilk araştırmalar, etnik azınlık mensubu psikolojik danışmanların algılanan çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik puanlarının, etnik kökenleri Avrupa-Amerikan olan psikolojik danışmanlardan anlamlı bir şekilde yüksek olduğunu göstermektedir (Ponterotto ve diğerleri, 1994; Pope-Davis ve diğerleri, 1995; Pope-Davis ve Ottavi, 1994; Sodowsky ve diğerleri, 1998; Guzman, Calfa, Kerne ve McCarthy, 2013). 40 Ivers (2012), psikolojik danışma yüksek lisans ve doktora öğrencilerinden oluşan 141 kişi ile yaptığı çalışmada; ırk/etnik kökenleri Latin Amerikan olan öğrencilerin çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının Afrikalı Amerikan ve Avrupa kökenli (Beyaz) Amerikan öğrencilerden anlamlı bir şekilde yüksek olduğunu, Afrikalı Amerikan öğrenciler ile Avrupalı Amerikan öğrenciler arasında da bir farkın olmadığını ortaya koymuştur. Benzer bir çalışma yapan Merrill-Washington (2008), yaptığı çalışmada çokkültürlü farkındalık ve bilgi ile etnik köken arasında anlamlı bir ilişkinin olduğunu vurgulamıştır. Ancak ırksal/etnik azınlık mensubu psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının daha yüksek olduğunu ortaya koyan yukarıda söz edilen araştırmaların aksine, Ruelas (2003) tarafından yapılan bir çalışmada psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma becerilerinin etnik kökenlerine göre değişmediği ortaya konmuştur. Bu çalışmada araştırmacı, ırk ya da etnik kökenden ziyade, bu alanla ilgili eğitim deneyimleriyle çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri arasında anlamlı bir ilişkinin olduğunu belirtmiştir. Robinson (1997), 106 okul psikolojik danışmanıyla yaptığı araştırmada benzer bir sonuca ulaşmıştır. Araştırmanın sonucuna göre katılımcıların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları ile etnik kökenleri arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Dodson (2013), Virginia’da Amerikan Okul Psikolojik Danışmanları Derneğine (ASCA) üye 510 okul psikolojik danışmanıyla yaptığı çalışmada; ırk olarak beyaz kökenli olan psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının, ırk olarak siyah kökenli olan psikolojik danışmanlardan anlamlı bir şekilde yüksek olduğu sonucuna varmıştır. Irk ya da etnik köken ile ilgili yapılan araştırmaların sonuçları, görüldüğü üzere çelişkilidir. Bu nedenle, araştırmalar psikolojik danışmanların ırk ya da etnik kökenlerine göre çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerini inceleme yerine, ırk/etnik kimlik gelişimine göre çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerini incelemeye kaymıştır. Helms’e (1995) göre; psikolojik danışmanların/psikoterapistlerin çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerini etkileyen önemli faktörlerden biri de etnik/ırksal kimlik gelişimleridir. Middleton, Ergüner-Tekinalp, Williams, Stadler ve Dow’a (2011) göre etnik/ırksal kimlik kuramı, insanların ırk/etnisite ile ilgili aldıkları mesajları nasıl yorumladıklarını 41 anlamamıza yardım eder. Bu kuram, sosyal varlıklar olarak insanların kendilerini nasıl gördüklerini ve kendilerinden farklı ırk ve etnik gruplara nasıl yaklaştıklarını anlamamızı sağlar. Bu teori ve araştırmalar doğrudan olmasa da dolaylı olarak etnikmerkezcilikle de ilgilidir. Öyle ki bireyi etkileyen doğrudan etnik/ırk kökeninin ne olduğu değil, yaşadığı kültürde ona atfedilen değerdir. Örneğin beyaz ırk kimlik gelişimi modelleri (Helms, 1990; Ponterotto, 1988), beyaz ırktan olan bireylerin, baskın ırka mensup olarak nasıl bir kimlik geliştirdiklerini anlamamızı sağlayan bir araç işlevi görürler (Middleton ve diğerleri, 2011). Alanyazın tarandığında, çokkültürlü psikolojik danışma alanında etnikmerkezcilik ile ilgili doğrudan bir çalışmaya rastlanılamamıştır. Etnisiteyle ilgili çalışmalar daha çok etnik kimlik gelişimi ile ilgilidir. Kişinin kendi etnik kimliğine yönelik farkındalık kazanması çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri geliştirmesiyle doğrudan ilgilidir. Sodowsky, Kuo-Jackson ve Loya (1997), kişinin kimliğinin parçaları olan kültür, ırk ve etnik bileşenleri incelemesi ve anlamaya çalışmasının, çokkültürlü psikolojik danışma ilişkisinin bir parçası olduğunu ifade etmektedirler. Amerika’da yapılmış çalışmalarda (Ottavi, Pope-Davis ve Dings, 1994; Neville ve diğerleri, 1996; Vinson ve Neimeyer, 2003; Constantine, Warren ve Miville, 2005) psikolojik danışmanların ırk/etnik kimlik gelişimleri ile çokkkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu ortaya konmuştur. Vinson ve Neimeyer (2003) çalışmalarında olumlu ırksal kimlik gelişimi gösteren psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinin de yüksek düzeyde olduğunu ortaya koymuşlardır. Middleton ve diğerlerinin (2011) APA ve ACA üyesi olan 412 klinik psikolog ve psikolojik danışmanla yaptıkları çalışmada; hem psikologların hem de psikolojik danışmanların ırksal kimlik gelişimleri ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri arasında pozitif anlamlı bir ilişki bulunmuştur. 2.8.1.3. Süpervizyon ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Yaptığı danışma oturumlarını bir süpervizyonun denetiminde gözden geçiren danışmanlar kuşkusuz ki kültürel açıdan farklı danışanlarına yönelik olası yanlı tutumlarını daha kolay fark etme fırsatına sahip olabilirler. Bu konuda, 42 Ladany ve diğerlerinin (1997) deneysel bir ortamda yaptıkları çalışmada; psikolojik danışmanların etnik kimlik gelişimlerinin değil, aldıkları süpervizyon eğitimlerinin psikolojik danışmanların farklı kültürel altyapılardan gelen danışanların vaka kavramsallaştırmalarını doğru bir şekilde yapmalarında etkili olduğunu ortaya koymuşlardır. Robinson (1997), 106 okul psikolojik danışmanıyla yaptığı araştırmada; farklı kültürel altyapılardan gelen danışanlar için süpervizyon hizmeti alan okul psikolojik danışmanlarının almayanlara göre çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının anlamlı bir şekilde daha yüksek olduğu sonucuna varmıştır. Constantine (2001) de yaptığı araştırmada benzer bir sonuç elde etmiştir. Araştırmanın sonucu şu şekildedir: Farklı kültürel altyapılardan gelen danışanlar için süpervizyon hizmeti alan psikolojik danışmanlarının almayanlara göre çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları anlamlı bir şekilde daha yüksektir. Vereen, Hill, and McNeal (2008) 198 psikolojik danışman adayıyla yaptıkları çalışmada ise, çokkültürlü konularda süpervizyon alan, eğitim programlarında çokkültürlülükle ilgili ders alan ve beyaz olmayan danışanlara danışmanlık hizmeti sağlayan adayların algılanan çokkültürlü danışmanlık yeterliklerinin daha yüksek olduğu sonucuna varmışlardır. 2.8.1.4. Cinsiyet, Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Amerikan Psikolojik Danışmanlık Derneği (ACA, 2005), toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin konuların danışma sürecine olan etkisinin önemine vurgu yapmasına rağmen bu konu ile ilgili yapılan çalışma sayısı oldukça azdır. Reid (2002), 1995 ve 2000 yılları arasında PsycINFO’da yayınlanmış, çokkültürlülük ve kültürel çeşitlilikle ilgili yayınlarda toplumsal cinsiyet rollerinin tartışıldığı yayınların oranının %18’in altında olduğunu belirtmektedir. Psikiyatri alanında toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin inançların, psikolojik tanı, tedavi ve danışmanlık süreçlerini etkilediği görülmüştür (Belitsky ve diğerleri, 1996). Toplumsal cinsiyet rolleri aynı zamanda psikolojik danışmanların kendi kalıpyargılarıyla ilgilidir (Chao ve Nath, 2011). Kabacoff, Marwit ve Orlofsky’nin (1985) yaptıkları çalışmada, toplumsal cinsiyet rolleri konusunda daha az eşitlikçi 43 olan psikolojik danışmanlar, daha eşitlikçi psikolojik danışmanlara göre anlamlı bir şekilde daha fazla kalıpyargılarda bulundukları ortaya konmuştur. Fong ve Borders (1985), 34 kadın ve 13 erkek psikolojik danışmanlık yüksek lisans öğrencileriyle yaptıkları çalışmada; toplumsal cinsiyet rolleri ve psikolojik danışmanların cinsiyetlerinin psikolojik danışma becerilerine olan etkilerini incelemişlerdir. Araştırmanın sonucuna göre; psikolojik danışmanların cinsiyetlerinin psikolojik danışma becerilerine etkisinin olmadığı ancak toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin tutumların psikolojik danışma becerilerini anlamlı bir şekilde etkilediği ortaya konmuştur. Chao ve Nath (2011), üniversitelerde psikolojik danışman olarak çalışan 313 kişiyle yaptıkları çalışmada, olumlu etnik kimlik gelişimi ve sağlıklı cinsiyet rollerini benimseyenlerin çokkültürlülükle ilgili daha fazla eğitimlere katıldıklarını ve dolayısıyla daha fazla çokkültürlü yeterliğe sahip olduklarını ortaya koymuşlardır. Middleton ve diğerlerinin (2005) psikolojik danışmanlar, danışman psikologlar ve klinik psikologlarla yaptıkları çalışmada ise, kadınların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının erkeklerinkinden anlamlı bir şekilde yüksek olduğu; psikolojik danışmanların, danışman psikologların ve klinik psikologların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları arasında ise anlamlı bir farkın olmadığını ortaya koymuşlardır. Middleton ve diğerlerinin (2011) APA ve ACA üyesi olan 412 klinik psikolog ve psikolojik danışmanla yaptıkları çalışmada; kadın klinik psikologların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının, erkeklerinkinden anlamlı bir şekilde yüksek olduğu bildirilmiştir. Dodson (2013), Virginia’da Amerikan Okul Psikolojik Danışmanları Derneğine (ASCA) üye 510 okul psikolojik danışmanıyla yaptığı çalışmada; cinsiyetle çokkültürlü farkındalık ve bilgi arasında anlamlı bir ilişki bulamamıştır. Robinson (1997), 106 okul psikolojik danışmanıyla yaptığı araştırmada benzer bir sonuca ulaşmıştır. Araştırmanın sonucuna göre katılımcıların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları ile cinsiyetleri arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. 44 Psikolojik danışmanların cinsiyetleri ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmaların sonuçları da tıpkı etnik köken gibi çelişkilidir. Bazı araştırmacılar, cinsiyet ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri arasında anlamlı bir ilişki olmadığını savunurken (PopeDavis ve diğerleri, 1995) bazı araştırmacılar ise cinsiyetin çokkültürlü psikolojik danışma alanında önemli bir değişken olduğunu vurgulamışlardır (Hansen ve Gaman, 1996; Chao, 2005). Bu araştırmacılara göre, cinsiyet ve etnisite kültürel çeşitliliğin iki temel bileşenidir ve bu yüzden bu iki bileşene yönelik araştırmalar devam etmelidir. 2.8.1.5. Dini İnanç ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Çokkültürlü psikolojik danışma yaklaşımının önemli bir boyutu da din, inanç ve maneviyattır. Ancak çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ile ilişkisine yönelik araştırmalar sınırlı sayıdadır. Çokkültürlü psikolojik danışma yaklaşımının kuramcıları, dini inanç ve maneviyatı, ırksal/etnik ve kültürel kimliğin önemli bir parçası olarak görmektedirler ve benlik duygusu ve dünya görüşünü şekillendiren bir kavram olarak ele almaktadırlar (Cross, 1995; Smart ve Smart, 1992). Buna rağmen mevcut araştırmalar, psikolojik danışma eğitiminde dini inaç konularını ele almada bir eksikliğin olduğunu ifade etmektedir (Berkel, Constantine ve Olson, 2007; Kelly, 1994; Plante, 2007). Walker, Gorsuch ve Tan’a (2004) göre, psikolojik danışma eğitiminde dini inanç konularının vurgulanmaması ve öğrencilere bu konularla nasıl çalışabileceklerinin öğretilmemesi psikolojik danışma süreçlerine olumsuz olarak yansıyacaktır. Myers ve Willard (2003), danışanların dini inanç düzeyleri ne olursa olsun psikolojik danışmanların kendi dini inançlarını danışanlarına empoze etmemeleri gerektiğini vurgulamaktadırlar. Araştırmacılar dini inanç konularının psikolojik danışman eğitiminde ele alınmaması durumunda çeşitli olumsuz sonuçların ortaya çıkabileceğini belirtmektedirler (Berkel, Constantine ve Olson, 2007; Curtis ve Davis, 1999). Curtis ve Davis (1999), eğer öğrenciler kendi önyargılarını keşfetme fırsatı yakalayamazlarsa ve danışma sürecinde kendilerini açmayı nasıl kontrol edebileceklerini öğrenemezlerse, danışanlarına kendi dini inaçlarını empoze etmeye çalışabileceklerini belirtmektedirler. Buna ek olarak araştırmacılar, nasıl ki psikolojik danışmanların, danışanlarının kültürel normları ve değerleri hakkında 45 bilgi toplamaları önemliyse, danışanların dini ve manevi inançları hakkında da bilgi sahibi olmalarının önemli olduğunu vurgulamaktadırlar. Berkel, Konstantin ve Olson (2007), psikolojik danışmanlık eğitiminde dini inanç konularını ele almamak, buna karşın, danışma sürecinde bu konuları ele almanın psikolojik danışmanlar için güvensiz bir ortam yaratabileceğini belirtmektedirler. Hage, Hopson, Siegel, Payton ve DeFanti (2006) psikolojik danışmanlık öğrencilerinin, danışma sürecinde dini inanç ile ilgili karşılaşabilecekleri konularla çalışabilmeleri için, özfarkındalık ve beceri geliştirmelerine imkan sunacak bir eğitim programının oluşturulması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Curtis ve Davis (1999), psikolojik danışmanlık eğitiminin öğrencilere, mesleğe başlamadan dini inaçla ilgili kendi kişisel bakış açılarını inceleme fırsatı vermesi gerektiğini belirtmektedirler. Aynı zamanda, öğrencilere dini inançla ilgili kişisel keşif alanının yaratılmasının, onların kendi dinsel önyargıları hakkında farkındalık kazanmalarını sağlayacağını ifade etmektedirler. Araştırmacılar, aynı zamanda psikolojik danışmanların herhangi bir dine inanmayan danışanlar için olumlu bir bakış açısı geliştirmeleri gerektiğini vurgulamaktadırlar. Çünkü ateist ve agnostik kişilere yönelik yaygın bir çok kalıplaşmış yanlış bilginin olduğunu belirtmektedirler. Jenks (2001) yaptığı bir çalışmada, araştırmaya katılan kişilere ateistler hakkındaki ifadeleri puanlamalarını istediğinde; katılımcılar tarafından ateistler; psikolojik danışmaya daha çok ihtiyacı olan, aileleri fazla müsamahakar olan, siyasi görüş olarak daha çok liberal olan, daha çok uyuşturucu bağımlılığına meyilli olan ve genelde ekonomik olarak alt sınıftan olan kişiler olarak algılandıklarını ortaya koymuştur. Furnham, Meader ve McClelland'ın (1998) yaptıkları çalışmada; katılımcılardan, hastalıklarından dolayı böbrek bekleyen insanlardan oluşan bir öncelik sıralaması yapmaları istemişlerdir. Araştırmanın sonucuna göre, kendini ateist ve agnostik olarak tanımlayanlara, kendini Hristiyan olarak tanımlayanlara göre daha düşük öncelik verildiği görülmüştür. Bu araştırmalar göstermektedir ki; psikolojik danışmanların, ateizm ve özellikle de dünyadaki semavi dinler (İslamiyet, Hristiyanlık, Yahudilik vb.) hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Psikolojik danışmanlar danışma süreçlerinden önce danışanların inançlarına aşina olmalıdırlar (Miller ve Thorensen, 1999). Psikolojik danışmanlar inançları konusunda danışanları 46 tarafından eğitilmeyi bekleyemezler, bu konularda önceden çeşitli araştırmalar yapmalıdırlar. 2.8.1.6. Mesleki Kıdem ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Alnyazın tarandığında, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ile mesleki kıdem ve yaş arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmaların sınırlı olduğu görülmüştür. Yapılan araştırmalar şu şekildedir: Guzman, Calfa, Kerne ve McCarthy (2013), 227 okul psikolojik danışmanıyla bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmanın bir amacı, okul psikolojik danışmanların danışma deneyimleri ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını incelemektir. Bu kapsamda, araştırmacılar katılımcıları görev yaptıkları sürelere göre üç gruba (Grup 1 = 0-10 yıl, Grup 2 = 11-20 yıl, Grup 3 = 21-30 yıl) ayırmışlardır ve gruplar arası farka bakmışlardır. Araştırmanın sonucuna göre; katılımcıların mesleki kıdemleri ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Dodson (2013), Virginia’da Amerikan Okul Psikolojik Danışmanları Derneğine (ASCA) üye 510 okul psikolojik danışmanıyla yaptığı çalışmada; mesleki kıdem ile çokkültürlü farkındalık ve bilgi arasında anlamlı bir ilişki bulamamıştır. Holcomb-McCoy ve Myers (1999), yaptıkları araştırmada; psikolojik danışmanların mesleki kıdemleri ve yaşları ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı sonucuna varmışlardır. Bu araştırmaların aksine Robinson (1997), 106 okul psikolojik danışmanıyla yaptığı araştırmada; psikolojik danışmanların yaşları ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları arasında anlamlı bir ilişkinin olduğunu ortaya koymuştur. 2.8.1.7. Sosyal İstenirlik ve Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Sosyal istenirlik, bireyin herhangi bir ölçme aracının maddelerini yanıtlarken, kendisiyle ilgili gerçekçi bilgiler vermek yerine, kendini sosyal ve normatif anlamda olumlu biçimde sunması eğilimidir (Ellingson, Smith ve 47 Sackett, 2001; akt: Akın, 2010). Sosyal istenirlik, araştırma bulgularını etkilelediği düşünülen en önemli kavramlardan biridir (Nederhof, 1985). Constantine ve Ladany (2000), çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını ölçen ölçme araçlarının çoğunun, sosyal istenirlikle anlamlı bir pozitif ilişki gösterdiklerini ifade etmişlerdir. Katılımcıların çoğunlukla beklenen davranışları sergiledikleri yönünde ölçek maddelerini işaretlediklerini ve bu yüzden bu ölçme araçlarının gerçek performansı ölçmediğini dile getirmişlerdir. Algılanan çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ile sosyal istenirlik arasındaki ilişki inceleyen araştırmacılar, bu iki değişken arasında anlamlı bir ilişkinin olduğunu ortaya koymuşlardır (Sodowsky ve diğerleri, 1998; Worthington ve diğerleri, 2000; Constantine ve Ladany, 2000). Yani sosyal istenirlik düzeyleri yüksek olan psikolojik danışmanların, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları da anlamlı bir şekilde yüksek olduğu görülmüştür. Bu sonuç tartışmaya açık bir noktaya dikkat çekmektedir: elde edilen bu bulgu; araştırmalarda çok kültürlü psikolojik danışma yeterlikleri yüksek çıkan danışmanların gerçekten bu özelliklerinin yüksek olduğunu mu yoksa sosyal istenirlik yönünde cevap verdiklerini mi ifade etmektedir? Ölçeklerde bu durumun ne derece dikkate alındığı incelenmeli ve sonuçlara ihtiyatlı yaklaşılmalıdır. 2.8.2. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleriyle İlgili Türkiye’de Yapılan Araştırmalar Türkiye’deki alanyazın değerlendirildiğinde ise; çokkültürlü psikolojik danışma ve yeterliklere ilişkin yapılmış çalışmaların çok sınırlı olduğu söylenebilir. Bu alana ilişkin çalışmalar, 2000’li yılların başında başlamıştır. Yapılan ilk çalışmalardan biri, Koç (2003) tarafından yapılan çokkültürlü psikolojik danışmaya ilişkin kuramsal bir derleme çalışmasıdır. Bu çalışmada kültüre duyarlı danışmanlığın (çokkültürlü psikolojik danışma) önerdiği çözümler, yaklaşımın kuramsal çerçevesi ve dayandığı temel felsefe, ilkeleri, amacı ve özellikleri, danışan-danışman ilişkisi, uygulamaya ilişkin müdahale yöntemleri ile yaklaşımın üstün ve sınırlı yanları ele alınmıştır. Araştırmacıya göre, kültüre duyarlı danışman için; insanlar arasındaki din, dil ve ırksal köken farklılıklarının çok fazla anlamı olmadığı gibi, bu durum bir ürüne iliştirilmiş etiketler gibi de anlamsızdır. Ayrıca ülkemizin ve diğer toplumların bugünki ve gelecekteki nüfus 48 gerçekleri “doğum oranları ve nüfus hareketleri” ile inanç sistemleri ve kültürel yapılarında meydana gelen değişimler; kültüre duyarlı danışmanlığın, öncelikle kültürel farklılıkları bulunan danışanlar ve bunların yardım süreci üzerine olan etkileri üzerine odaklanması gerektiğini belirtmektedir. Yapılan diğer bir çalışma ise; Bektaş (2006) tarafından “Kültüre Duyarlı Psikolojik Danışma Yeterlikleri ve Psikolojik Danışman Eğitimindeki Yeri” adlı makaledir. Bu çalışmada araştırmacı, çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerini ve çokkültürlü psikolojik danışmanın, Türkiye’deki mevcut “Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık” programlarının eğitimindeki yerini incelemiştir. Araştırmacı Türkiye’nin kültürel çeşitlilik açısından oldukça zengin olduğunu ve bu yüzden psikolojik danışmanların farklı kültürlerden danışanlarla karşılaştıklarında yetersizlik duygusu yaşamamaları için çeşitli önerilerde bulunmuştur. Bu öneriler özetle şu şekildedir: 1) Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans ve yüksek lisans programlarına kültüre duyarlı psikolojik danışma (çokkültürlü psikolojik danışma) ile ilgili zorunlu bir ders dahil edilmelidir; 2) Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık eğitimi boyunca, psikolojik danışman adaylarının gerek teorik gerekse uygulamalı alan derslerinde kültüre duyarlı bakış açıları kazanmalarına yönelik çaba sarf edilmelidir; 3) Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık eğitimcilerinin psikolojik danşman adaylarına kültüre duyarlı psikolojik danışma yeterliklerinin kazandırılması adına çeşitli kongre ve sempozyumlarda bir araya gelerek çalışmalar yürütmelidirler; 4) Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği bünyesinde, psikolojik danışmanlara bu alanla ilgili yeterliklerin kazandırılması için çeşitli çalışmalar yürütülmelidir; 5) Türkiye’deki yabancı uyruklu öğrencilerle çalışma ihtimalleri yüksek olan üniversite psikolojik danışma merkezlerinde görev alan psikolojik danışmanlara, bu yeterliklerin kazandırılması için eğitim çalışmaları düzenlenmelidir. Erdur Baker (2007) tarafından yapılan kuramsal bir derleme çalışması olan “Psikolojik Danışma ve Kültürel Faktörler” adlı makalede, psikolojik danışmanlık alanının dayandığı kuramsal temeller, psikolojik danışma uygulamaları, danışan ve psikolojik danışman arasındaki terapötik ilişki konuları, “Kültürel ve Kültürlerarası Psikoloji” alanındaki gelişmelerin ışığında gözden geçirilerek ülkemizdeki uygulamalar için bazı öneriler sunulmuştur. Araştırmacı tarafından yapılan öneriler şu şekildedir: 1) Psikolojik danışma ile ilgili kuramsal 49 yaklaşımların Türkiye kültürüne uygunluğu incelenmelidir ve kültürümüze uygun modellerin geliştirilmesinin faydalı olacağı belirtilmektedir; 2) psikolojik danışma uygulamalarında ülkemizde yaşayan baskın ve alt grup kültürlerin sözel ya da sözsüz iletişim biçimleri incelenmeli ve psikolojik danışma modelleri ile harmanlanarak danışma sürecine yansıtılması gerektiği belirtilmektedir. Kültürümüze özgün normlar, alışkanlıklar, kullanılan sembol ve metaforlar, ödül/cezalar ve danışanın kişilik yapısı ve gösterdiği semptomlar kültürel bağlam çerçevesinde tanımlanıp anlamlandırılarak, sorun tanılama ve sağaltım sürecine gidilmesi önerilmektedir; 3) psikolojik danışma ve rehberlik lisans ve yüksek lisans programları öğrencilerine, eğitimleri sırasında kendi inanç ve değer sistemlerini sınayıp, bunların psikolojik danışma sürecine nasıl yansıyacağı, kendi inanç sistemleri ve dünya görüşleri ile danışanın dünya görüşleri ve değer yargıları arasındaki farklılıklar ile nasıl başa çıkıp çalışacakları konusunda gerekli bilgi ve becerilerin kazandırılmasının önemli olduğu belirtilmektedir. Psikolojik danışma ve rehberlik öğrencilerinin danışanların beklentilerinin, yaşam deneyimlerinin ve kendilerini anlatmada etkili olabilecek kültürel farklılıkların farkında olacak ve bu farklılıkları kültürel zenginliğimiz olarak kabul edecek şekilde yetiştirilmeleri için, lisans ve yüksek lisans programlarında gerekli düzenlemelerin yapılması önerilmektedir. Çokkültürlü psikolojik danışma alanı ile ilgili yapılan başka bir çalışma ise Karaırmak (2008) tarafından yazılan “Çokkültürlülük, Kültürel Duyarlılık ve Psikolojik Danışma” adlı yine derleme bir makaledir. Bu çalışmada araştırmacı, yapılandırmacı yaklaşımın etkisiyle ortaya çıktığı düşünülen psikolojik danışmada çokkültürlü anlayışı ayrıntılı olarak incelemiştir. Ayrıca bu yaklaşımın Türkiye’deki psikolojik danışma uygulamalarına etkilerini ve Türkiye kültürüne uygunluğunu tartışmıştır. Araştırmacı Türkiye’de kültürel olarak birçok farklı grubun olduğunu bu nedenle psikolojik danışmanların kültürel olarak kendilerinden farklı danışanlarla karşılaşma olasılıklarının yüksek olduğunu belirtmektedir. Bu gerekçe ile çokkültürlü psikolojik danışma anlayışının psikolojik danışma uygulamalarını etkileyebileceği ve iyileştirebileceği ifade edilmektedir. Yukarıda söz edilen derleme niteliğindeki kuramsal çalışmaların dışında ampirik olarak yapılan birkaç çalışma da söz konusudur. Bunlardan biri; Kağnıcı 50 (2011) tarafından yapılan bir araştırmada “çokkültürlü psikolojik danışma” adlı bir dersin rehberlik ve psikolojik danışmanlık programı öğrencileri üzerindeki etkisine bakılmıştır. Bu ders, seçmeli olarak 2010-2011 bahar döneminde verilmiştir. Derse 10’u erkek, 20’si kadın olmak üzere 30 öğrenci katılmıştır. Dersin ilk iki haftasında “Kültür Kavramı”, üçüncü ve dördüncü haftalarında “Türkiye'de Kültürel Çeşitlilik”, beşinci haftada “Kültürel Temas”, altı ve yedinci haftalarda “Kültür ve Psikolojik Danışma”, sekizinci haftadan ondördüncü haftaya kadar ise “Çokkültürlü Psikolojik Danışma Eğitimi” konuları ele alınmıştır. Dersin sonunda yapılan değerlendirmelere göre “Çokkültürlü Psikolojik Danışma Dersi”nin bu dersi alan öğrencilerin çokkültürlü farkındalık ve bilgi kazanmalarına katkıda bulunduğu görülmüştür. Bu çalışmaya katılan öğrencilerin 21 tanesiyle mezuniyetlerinden onbeş ay sonra yeniden irtibata geçilmiş ve bir online anket yoluyla ders çıktılarının devamlılığı incelenmeye çalışılmıştır (Kağnıcı, 2014). İrtibata geçilen 21 öğrenciden 17’si araştırmaya katılmayı kabul etmiştir. Bu çalışmada, nitel araştırma deseni kullanılmış ve veriler içerik analizi ile incelenmiştir. Yapılan bu izleme çalışmasıyla, on beş ay sonra bile dersin kazanımlarının devam ettiği ve psikolojik danışmanların yeni sosyal ve çalışma ortamlarının zorlukları ile başa çıkma konusunda başarılı oldukları ortaya konmuştur (Kağnıcı, 2014). Kağnıcı’nın (2013) bu alanla ilgili yaptığı bir diğer çalışma ise; ” Çok Kültürlü Psikolojik Danışma Eğitiminin Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Lisans Programlarına Yerleştirilmesi” adlı çalışmadır. Araştırmacı bu çalışmada çokkültürlü psikolojik danışma eğitiminin nasıl verilmesi gerektiği konusunda değerlendirmelerde bulunmuş, rehberlik ve psikolojik danışma eğitiminde çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinin nasıl kazandırılabileceğine ilişkin çeşitli öneriler sunmuştur. Türkiye’de çokkültürlü psikolojik danışma eğitimi ile ilgili bir diğer araştırma ise Aydın (2014) tarafından yapılmıştır. Bu araştırma için, bir kültüre duyarlı psikolojik danışma eğitim programı hazırlanmış ve 2013-2014 eğitimöğretim yılı bahar döneminde, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans programı son sınıf öğrencilerinden seçilmiş bir grup öğrenciye uygulanmıştır. Araştırmaya katılım için gönüllü olan 40 öğrenci arasından, ön-test puanları açısından benzer 14 katılımcıdan oluşan bir deney 51 grubu ve yine 14 katılımcıdan oluşan bir kontrol grubu oluşturulmuştur. Deney grubuna; farkındalık, bilgi ve beceri yeterlik alanları ile ilgili çalışmaları kapsayan 12 oturumluk "Kültüre Duyarlı Psikolojik Danışma Eğitim Programı" uygulanmış buna karşılık kontrol grubuna ise herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır. Kültürlerarası Duyarlılık Ölçeği, kültüre duyarlı psikolojik danışma eğitim programının uygulamasının başladığı ve sona erdiği hafta içerisinde sırasıyla öntest ve son-test olarak, programın sona ermesinden üç ay sonra ise izleme testi olarak deney ve kontrol gruplarındaki katılımcılara uygulanmıştır. Araştırma sonucu elde edilen bulgular, kültüre duyarlı psikolojik danışma eğitim programının, deney grubundaki katılımcıların kültürel duyarlılık düzeylerinde, kontrol grubundaki katılımcılara kıyasla, anlamlı bir artışı ortaya çıkardığını ve bu artışın eğitim programının sona ermesinden üç ay sonraki izleme ölçümünde kalıcı olduğunu göstermektedir (Aydın, 2014). Yapılan bir diğer çalışma ise, Özer’in (2014) yüksek lisans tez çalışması kapsamında psikolojik danışmaların çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerini ölçmek amacıyla “Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği”ni geliştirme çalışmasıdır. Bu çalışma kapsamında araştırmacı, psikolojik danışmaların çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerine ilişkin algılarını ölçmek amacıyla 26 maddelik 5’li likert tipi bir ölçek geliştirmiştir. Daha sonra bu tez çalışması, Özer ve İlhan (2015) tarafından “Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeğinin Geliştirilmesi” başlığıyla makaleye çevirilip yayınlanmıştır. Bu araştırmada sözü edilen ölçek, veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Alanyazın tarandığında rastlanılan diğer bir çalışma ise Lüleci (2014), “Psikolojik Danışmanlar İçin Çokkültürlü Tutum Ölçeğinin Geliştirilmesi ve Uygulanması” başlıklı yüksek lisans tez çalışmasıdır. Bu araştırma, iki aşamadan oluşmaktadır. Araştırmanın ilk aşamasında, psikolojik danışmanlar için çokkültürlü bir tutum ölçeği geliştirilmesine ilişkin geçerlik ve güvenirlik çalışmalarını kapsamaktadır. Bu aşamada, geçerli ve güvenilir bir 15 maddelik 5’li likert tutum ölçeği geliştirilmiştir. Araştırmanın ikinci aşamasında ise; “Psikolojik Danışmanlar İçin Çokkültürlü Tutum Ölçeği” 258 psikolojik danışmana uygulanmış ve puanlar bazı değişkenlere göre incelenmiştir. 71 katılımcı 15-35 puan aralığında düşük ölçek puanı, 81 katılımcı 35-55 puan aralığında orta düzeyde ölçek puanı alırken, 106 katılımcı 55-75 puan aralığında 52 yüksek ölçek puanı almışlardır. 21 katılımcı 70 ve üzeri puan almış, bunlardan dördü 75 puanla tam puan almışlardır. Sonuç olarak; 152 psikolojik danışmanın olumsuz çokkültürlü tutuma sahip oldukları görülmüştür. Ayrıca araştırmada; kadın psikolojik danışmanların erkeklere göre anlamlı düzeyde daha olumlu çokkültürlü tutum gösterdikleri; ancak çokkültürlü tutumun, meslek yılı ya da mezun olunan üniversiteye göre farklılaşmadığı sonucuna varılmıştır (Lüleci, 2014). Çok kültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ile ilgili araştırmaların incelenmesi, bu konunun alanda giderek artan bir ilgi ile ele alındığını, ancak ülkemizde araştırmaların yeterli sayı ve niteliğe ulaşmadığını göstermektedir. Bu alanda programlara yansıyacak düzenlemelerin yapılabilmesi için yeterli durum saptama çalışmalarına gereksinim olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın bu açıdan literetüre katkı yapması beklenmektedir. BÖLÜM III YÖNTEM Bu bölümde, araştırmanın modeli, çalışma grubu, veri toplama teknikleri ile verilerin analizine ilişkin bilgilere yer verilmiştir. 3.1. Araştırmanın Modeli Bu araştırma Türkiye’de görev yapan psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının cinsiyet, etnik köken, dini inanış, öğrenim düzeyi, mesleki kıdem ve etnikmerkezcilik düzeylerine göre farklılık gösterip göstermediğini ve cinsiyet, etnik köken, dini inanış, öğrenim düzeyi, mesleki kıdem ve etnikmerkezcilik değişkenlerinin psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını yordayıp yordamadığını incelemeyi amaçlayan nicel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Nicel araştırma, sayısal bilgilerle sistematik, objektif ve formal bir yöntemle dünya hakkında bilgi elde etmeyi amaçlayan bir araştırma sürecidir. Nicel araştırma, doğasında bir niyeti, amacı açıklama ve yordamanın yanı sıra bir deneyimin sonuçlarını kontrol etmeyle ilgili değişkenler arasındaki ilişkiler hakkındaki sorulara cevap aramayı amaçlar (Leedy ve Ormrod, 2005: Akt. Embrey, 2011: 64). Nicel araştırmada temel olarak deneysel, yarı deneysel ve deneysel olmayan olmak üzere üç farklı desen kullanılmaktadır (Karasar, 2012). Bu araştırmada, deneysel olmayan desenlerden tarama modelleri kullanılmıştır. Tarama modelleri geçmişte ya da halen var olan bir durumu, var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımlarıdır. Araştırmaya konu olan olay, birey ya da nesne, kendi koşulları içerisinde ve olduğu gibi tanımlanmaya çalışılır. Onları herhangi bir şekilde değiştirme ve etkileme çabası gösterilmez. İlişkisel tarama modeli iki veya daha fazla değişken arasındaki birlikte değişimin varlığını ve/veya derecesini belirlemeyi amaçlayan araştırma modelidir. Tarama yoluyla bulunan ilişkiler gerçek bir neden-sonuç ilişkisi olarak yorumlanamaz (Karasar, 2012). 53 54 Bu araştırmanın, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının çeşitli değişkenlere göre incelendiği boyutunda betimsel tarama modelinden yararlanılmıştır. Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını yordayan değişkenlerin incelenmesi boyutunda ise ilişkisel tarama modelinden yararlanılmıştır. 3.1.1. Betimsel Tarama Modeli Betimsel model, bir konudaki hâlihazırda var olan durumunun araştırılmasıdır. Bu yöntemle olayların, objelerin, varlıkların, kurumların, grupların ve çeşitli alanların ne olduğu betimlenmeye, açıklanmaya çalışılır. Survey yöntemi olarak da adlandırılan bu yöntem; grupla ilgili, enlemesine bir çalışma yöntemidir. Bu tür araştırmalar belirli bir zaman kesiti içinde, çok sayıda obje ya da denek üzerinde yapılmaktadır. Böylelikle onları iyi anlayabilme, gruplayabilme olanağı sağlanır ve aralarındaki ilişkiler saptanmaya çalışılır (Kaptan, 1998 ). Başka bir ifadeyle; belli bir zaman kesiti içinde çok sayıda denek veya objeden elde edilen verilerin analizi ile araştırma problemine veya problemlerine cevap arandığında betimsel model kullanılır (Arseven, 2001:104). Bu araştırma Türkiye’de görev yapan psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının cinsiyet, etnik köken, dini inanış, öğrenim düzeyi, mesleki kıdem ve etnikmerkezcilik düzeylerine göre farklılık gösterip göstermediğini ortaya koyabilmek için betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Büyüköztürk, Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel’e (2010) göre, betimsel araştırmalar, özellikle eğitim araştırmalarında oldukça yaygın olarak kullanılmasına rağmen, araştırmacılar için çoğu zaman yeterli değildir. Çünkü araştırmacılar, durumları ya da olayları betimlemenin ötesinde bir şeyler ararlar. Olgular, araştırmaya ilişkin değişkenler ve arasındaki ilişkiler daha ayrıntılı incelenmeyi gerektirir. Bu durumda iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi inceleyen ilişkisel araştırmalara (Powell, 2008) ihtiyaç duyulur. Bu araştırmanın diğer iki alt amacında ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. 3.1.2. İlişkisel Tarama Modeli İlişkisel tarama modeli iki ve daha çok sayıda değişken arasında birlikte değişimin varlığını ve/veya derecesini belirlemeyi amaçlamaktadır. Genel olarak 55 araştırmacı, doğal olarak ortaya çıkan olgular arasında var olabilecek ilişkileri bulmak ve hiçbir şekilde bu olguları değiştirmeye çalışmadan araştırmayı yürütmeyi amaçlar (Büyüköztürk ve diğerleri, 2010). Bu araştırmanın ikinci ve üçüncü alt amaçları olan “Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlilik algıları ile etnikmerkezcilik düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?” ve “Cinsiyet, etnik köken, dini inanış, öğrenim düzeyi, mesleki kıdem ve etnikmerkezcilik değişkenlerinin psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını yordamakta mıdır?” sorularına cevap bulabilmek için ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. 3.2. Araştırma Grubu Çalışmanın araştırma grubunu, Türkiye’de çalışan ve çalışma kapsamında ulaşılabilen 300 psikolojik danışmandan oluşmuştur. Çalışmada etnik köken, dini inanış gibi değişkenler incelendiği için farklı şehirlerden veri toplanması tercih edilmiştir. Bu kapsamda veri toplamak için Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (Türk PDR DER), Psikolojik Danışmanlar Derneği (PD-DER) ve çeşitli Rehberlik ve Araştırma Merkezleriyle (RAM) irtibata geçilip, bu kurumların üyelerine mail yoluyla ulaşılmıştır. Üyelere önceden hazırlanmış veri toplama araçlarının internet formu, mail yoluyla gönderilmiştir. Ayrıca hazırlanan bu internet formu Facebook gibi sosyal ağlarda kurulmuş psikolojik danışma ve rehberlik gruplarında paylaşılmıştır. Böylelikle bu gruplara üye olan psikolojik danışmanların bu formu doldurmaları amaçlanmıştır. Sonuç olarak; internet formuna toplamda 232 kişi geri dönütte bulunmuştur. Geri kalan 75 kişi ise Ankara ve İstanbul’da danışmanlardır. düzenlenen Kendileriyle bizzat iki sempozyuma irtibata geçilip katılan formu psikolojik doldurmaları sağlanmıştır. Katılımcılardan alınan ölçeklerden hatalı ve eksik olanlar çıkarılmış ve toplam katılımcı sayısı (N=300) elde edilmiştir. Nicel verilerin elde edildiği 300 katılımcının demografik özellikleri Çizelge 1’de verilmiştir. 56 Çizelge 1 Araştırma Grubunun Demografik Özellikleri __________________________________________________________________ Değişken Frekans (f) Yüzde (%) Cinsiyet Kadın 180 60 Erkek 120 40 Toplam 300 100 2 0.7 Etnik Köken Arap Çerkes 2 0.7 Ermeni 1 0.3 72 24 Laz 3 1 Nusayri 3 1 192 64 8 2.7 Diğer 17 5.6 Toplam 300 100 Alevi 35 11.7 Ateist 23 7.7 Deist 29 9.6 Sünni 207 69 Diğer 6 2 300 100 0-5 Yıl 197 65.7 6-10 Yıl 39 13 11-15 Yıl 29 9.7 16-20 Yıl 16 5.4 21-25 Yıl 17 5.6 25 Yıl ve Üstü 2 0.7 300 100 Kürt Türk Türkmen Dini İnanç Toplam Mesleki Kıdem Toplam 57 Öğrenim Düzeyi Lisans 240 80 Yüksek Lisans 54 17.9 Doktora 6 2.1 Toplam 300 100 Çizelge 1’de görüldüğü gibi; toplam 300 psikolojik danışmandan veri toplanmıştır. Çalışmanın araştırma grubunda, 180 kadın (%59.9) ve 120 erkek (%40.1) katılımcı bulunmaktadır. Etnik köken açısından, katılımcılardan 2’si (%0.7) kendilerini Arap, 2’si (%0.7) Çerkes, 1’i (%0.3) Ermeni, 72’si (%24) Kürt, 3’ü (%1) Laz, 3’ü (%1) Nusayri, 192’sı (%64) Türk, 8’i (%2.7) Türkmen ve 17’si (%5.6) ise kendilerini bu etnik kökenlerin dışında olarak tanımlamışlardır. Katılımcıların 35’i (%11.7) kendilerini dini inanç açısından Alevi, 23’ü (%7.7) Ateist, 29’u (%9.6) Deist, 207’si (%69) Sünni ve 6’sı (%2) ise kendilerini bu dini inançların dışında olarak tanımlamışlardır. Katılımcıların mesleki kıdem durumları incelendiğinde, çoğunluğun meslekteki çalışma yılı olarak 0-5 yıl (%65.7) seçeneğini işaretledikleri görülmektedir. Yine katılımcıların diploma dereceleri incelendiğinde çoğunluğun (%80) lisans seçeneğini işaretledikleri görülmektedir. Araştırmada bazı değişkenlere ilişkin yeterli sayıda veri toplanamamıştır. Bu nedenle etnik köken değişkenine ilişkin Türk ve Kürt olma dışındaki seçenekler “Diğer” olarak birleştirilmiştir. Aynı işlem, dini inanç, öğrenim düzeyi ve mesleki kıdem değişkenlerinde de yapılmıştır. Dini inanç; Alevi, Sünni ve diğer, öğrenim düzeyi; lisans ve lisansüstü, mesleki kıdem; 0-5 yıl, 6-10 yıl, 11-15 yıl ve 16 ve üstü yıl olacak şekilde bir düzenlemeye gidilmiştir. Bu durum araştırmanın bir sınırlılığı olarak belirtilmiştir. 3.3. Veri Toplama Araçları Araştırmada katılımcıların kişisel bilgilerini almak için “Demografik Bilgi Formu”, katılımcıların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını ölçmek 58 için, Özer (2014) tarafından geliştirilen “Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği” ve katılımcıların etnikmerkezcilik düzeylerini belirlemek için, Üstün (2011) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Etnikmerkezcilik Ölçeği” kullanılmıştır. Bu ölçme araçlarına ilişkin ayrıntılı bilgi aşağıda verilmiştir. 3.3.1. Demografik Bilgi Formu Demografik bilgi formunun geliştirilebilmesi için öncelikle ilgili alanyazın taranmış; psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerini etkileyen faktörler belirlenmiştir. Alanyazında cinsiyet, etnik köken, öğrenim düzeyi, etnikmerkezcilik ve çokkültürlü psikolojik danışma eğitimi almış olmanın psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleriyle ilişkili olduğu görülmüştür. Böylelikle çalışmanın amacına uygun olduğu düşünülen 12 soru hazırlanmıştır. Katılımcılara sorulacak bu sorular hazırlandıktan sonra, soruların anlaşılır olup olmadığını belirlemek için bir ön uygulama yapılmıştır. Taslak form Ankara Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Lisans Programından 30, Yüksek Lisans Programından ise 10 kişiye uygulanmıştır. Gelen dönütlere göre formdan 2 soru çıkarılmış ve kalan sorulara son hali verilmiştir. Formda katılımcılara; etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim ve dini inanç gibi bilgiler sorulmuştur. Ayrıca bunlara ek olarak katılımcılara görev yaptıkları şehir, mesleki kıdemleri, en son aldıkları diploma dereceleri, çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili bir ders, kurs, seminer, vb. herhangi bir eğitim alıp almadıkları, ve çalıştıkları kurumda bir ayda ortalama kaç danışanla düzenli psikolojik danışma oturumu gerçekleştirdikleri sorulmuştur. 3.3.2. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği psikolojik danışmaların çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerine ilişkin algılarını ölçmek amacıyla Özer (2014) tarafından geliştirilmiş 26 maddelik 5’li likert tipi bir ölçektir. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği’nin (ÇPDYÖ) 62 maddelik deneme formu 332 psikolojik danışmana uygulanmış, yapılan açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri sonucunda toplam varyansın % 50.86’sını açıklayan 26 madde, üç faktörlü bir ölçme aracı elde edilmiştir. Ölçme 59 aracının psikometrik özellikleri değerlendirildiğinde maddelerin faktör yüklerinin uygun olduğu, güvenilirlik katsayısının yeterli olduğu (Cronbach Alfa: .88) ve doğrulayıcı faktör analizindeki uyum indekslerinin (χ^2/sd: 2.51; RMSEA: .07; NFI: .92; NNFI: .95; CFI: .95; IFI: .95; GFI: .85; AGFI: .83; SRMR: .06) iyi uyuma işaret ettiği gözlenmiştir. Yapılan geçerlik ve güvenilirlik analizleri sonrasında ÇPDYÖ son formu oluşturulmuştur. Bu formda yer alan 3., 5., 6., 9., 11., 14., 18., 21., 22., 23. ve 26. maddeler beceri, 2., 4., 7., 10., 12., 15., 17. 19. ve 24. maddeler farkındalık; 1., 8., 13., 16., 20. ve 25. numaralı maddeler bilgi faktörü altında yer almaktadır. ÇPDYÖ maddelerinin değerlendirilmesi beşli likert tipine göre tasarlanmıştır. “Beni tamamen tanımlıyor” cevabı için 5, “beni oldukça tanımlıyor” cevabı için 4, “beni orta düzeyde tanımlıyor” cevabı için 3, “beni biraz tanımlıyor” cevabı için 2 ve “beni hiç tanımlamıyor” cevabı için 1 puan verilerek ölçeğin puanlanması yapılmaktadır. ÇPDYÖ’de dokuz madde (2., 4., 7., 10., 12., 15., 17. 19. ve 24. maddeler) tersten puanlanmaktadır. Bu kapsamda farkındalık faktöründeki maddeler (ters maddeler) puanlanırken ‘beni tamamen tanımlıyor’ cevabı için 1, ‘beni oldukça tanımlıyor’ cevabı için 2, ‘beni orta düzeyde tanımlıyor’ cevabı için 3, ‘beni biraz tanımlıyor’ cevabı için 4 ve ‘beni hiç tanımlamıyor’ cevabı için 5 puan verilmesi gerekmektedir. Ölçekten alınabilecek puan aralığı 26-130 aralığında değişmektedir. Ölçekten alınan yüksek puan algılanan çokkültürlü psikolojik danışma yeterliliğinin yüksek seviyede olduğunu, düşük puan ise, algılanan çokkültürlü psikolojik danışma yeterliğinin düşük seviyede olduğunu göstermektedir (Özer, 2014). Ölçeğin bu özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, yapılan araştırmaya uygun olduğu görülmüştür. 3.3.3. Etnikmerkezcilik Ölçeği Psikolojik danışmanların etnikmerkezcilik düzeylerini ölçmek için Neuliep ve McCroskey (1997) tarafından geliştirilen ve Üstün (2011) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Etnikmerkezcilik Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçeğin orjinali 22 maddelik 5’li likert tipi bir ölçektir. Ölçeğin orjinal formunda yer alan 4, 7, 9, 12, 15 ve 19. maddeler ters çevrilerek puanlanmaktadır. Orijinal ölçeğin güvenirlik tarafından Türkçe’ye çalışmasında Cronbach Alfa katsayısı .92 olarak bulunmuştur. “Etnikmerkezcilik Ölçeği” Üstün (2011) uyarlanmıştır. Ölçeğin dilsel eşdeğerliğini belirlemek amacıyla, bir grup 60 katlımcıya (N=33) 3 hafta arayla İngilizce ve Türkçe uygulamalar yapılmıştır. Yapılan uygulamalardan sonra ölçeğin İngilizce ve Türkçe formlarının eşdeğer olduğu belirlenmiştir. Etnikmerkezcilik Ölçeğinin orijinal formunun tek faktörlü olması nedeniyle ölçeğin Türkçe formu için doğrulayıcı faktor analizi yapılmıştır. Faktör analizi için gerekli koşulların sağlandığı tespit edildikten sonra doğrulayıcı faktör analizi uygulanmıştır. 10. ve 19. maddeler, faktör yük değerlerinin alt sınır olarak kabul edilen .30’un altında kalması sebebiyle ölçekten çıkarılmıştır (Üstün, 2011). Etnikmerkezcilik Ölçeğinin güvenirlik çalışmasında, iç tutarlılığı test etmek icin Cronbach Alfa katsayısı; ölçekteki maddelerin ölçeğin bütünüyle ilişkisini test etmek icin madde toplam puan korelasyonu hesaplanmıştır. Faktör analizi sonucu ölçekten çıkarılan 10. ve 19. madde hesaplamaya dahil edilmemiştir. ölçeğin Türkçe formunun Cronbach Alfa katsayısı .82’dir. Bu değer, ölçeğin iç tutarlılığının yüksek olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak Etnikmerkezcilik Ölçeğinin Türkçe’ye uyarlanması amacıyla sırasıyla dil eşdeğerliği, geçerlik ve güvenirlik calışmaları yapılmıştır. Geçerlik çalışması kapsamında yapılan faktör analizi sonucunda 10. ve 19. maddelerin faktör yüklerinin .30’un altında olması nedeniyle bu maddeler ölçekten çıkarılmıştır. Geriye kalan 20 madde dil eşdeğerliği, geçerlik ve güvenirlik çalışmaları sırasında kabul edilebilir değerler gösterdikleri için ölçekte aynen yer almıştır (Üstün, 2011). Ölçeğin bu özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, yapılan araştırmaya uygun olduğu görülmüştür. 3.4. Verilerin Toplanması Araştırma için gerekli verilerin toplanması aşamasında önce, kullanılması planlanan veri toplama araçlarını geliştiren ya da kültürümüze uyarlayan araştırmacılarla elektronik posta aracılığıyla iletişime geçilmiştir. Ölçeklerin kullanılmasına ilişkin izinler ve ayrıca ölçeğin genel özellikleri, puanlanması ve psikometrik çalışmalarına ilişkin bilgiler araştırmacılardan temin edilmiştir. Bunun yanısıra araştırma için gerekli veriler toplanmadan önce, Ankara Üniversitesi Etik Kuruldan gerekli izinler alınmıştır. İzinler ekte sunulmuş. İzinler alındıktan sonra veri toplama araçlarını uygulamak amacıyla; Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (Türk PDR DER), Psikolojik Danışmanlar 61 Derneği (PD-DER) ve çeşitli Rehberlik ve Araştırma Merkezleriyle (RAM) irtibata geçilip, çalışma ile ilgili bilgi verilmiş ve bu kurumların üyelerinden mail yoluyla veri toplamak için izin istenmiştir. Gerekli izinler alındıktan sonra, üyelere önceden hazırlanmış veri toplama araçlarının internet formu, mail yoluyla gönderilmiştir. Ayrıca hazırlanan bu internet formu, sosyal ağlarda kurulmuş psikolojik danışma ve rehberlik gruplarında paylaşılmıştır. Böylelikle bu gurplara üye olan psikolojik danışmanların bu formu doldurmaları amaçlanmıştır. Bunun yanısıra psikolojik danışmanların katıldığı iki ayrı sempozyuma gidilerek sempozyum katılımcılarının veri toplama araçlarını doldurmaları sağlanmıştır. Böylelikle veri toplama süreci tamamlanmıştır. 3.5. Verilerin Analizi Bu bölümde öncelikle verilerin analize hazırlanması ve analizler için gerekli varsayımların karşılanıp karşılanmadığının değerlendirilmesi süreci ile ilgili bilgi verilmiştir. Daha sonra araştırmada kullanılan veri analizi teknikleri ile ilgili açıklamalarda bulunulmuştur. 3.5.1. Verilerin Analize Hazırlanması ve Varsayımların İncelenmesi Araştırma sürecinde elde edilen veriler analiz edilmeden önce, veri setinde kayıp değerlerin olup olmadığı incelenmiştir. Veri toplama araçlarının herhangi birindeki maddelerin önemli bir kısmını cevapsız bırakan 4 katılımcının verileri analiz dışı bırakılmıştır. Böylece başlangıçta 319 olan katılımcı sayısı 315'e düşmüştür. Daha sonra araştırmada yer alan tüm değişkenler için tek yönlü uç değer analizi yapılarak aşırı ya da alışılagelmişin dışında değerlere sahip olan katılımcıların olup olmadığı değerlendirilmiştir. Bunun için dağılımlardaki tüm puanlar standart Z puanlarına dönüştürülmüştür (Çokluk, Şekercioğlu ve Büyüköztürk, 2012). + 3.29'dan büyük, - 3.29'dan küçük Z değerine sahip (Tabachnick ve Fidell, 2007) 4 katılımcının verileri analiz dışında bırakılmıştır. Ayrıca değişkenlerin kutu-çizgi grafikleri aracılığı ile de aşırı puanları değerlendirilmeye çalışılmıştır (Büyüköztürk, 2013; Çokluk ve diğerleri, 2012). Değerlendirme sonucunda grafikler aracılığıyla gözlemlenen 3 uç değer daha analiz dışı bırakılmıştır. 62 Araştırmada kullanılan analiz çeşitlerinden biri çoklu doğrusal regresyon analizidir. Bu analiz; yordanan değişkenin, kendisiyle ilişkili olan iki ya da daha çok yordayıcı değişkene dayalı olarak alabileceği değerlerin tahmin edilmesine yönelik bir analiz çeşididir. Çoklu doğrusal regresyon analizinin bir türü olan aşamalı (stepwise) regresyon analizinde; regresyon eşitliğine veya modeline yalnızca, yordanan değişken üzerinde anlamlı etkiye sahip olan yordayıcı değişkenler alınmakta, diğerleri ise eşitlik dışında bırakılmaktadır. Böylelikle sadece yordanan değişkendeki varyansa en büyük katkıyı getirecek yordayıcı değişkenlerle regresyon modeli açıklanmaya çalışılmaktadır (Büyüköztürk, 2013). Çoklu doğrusal regresyon analizi yapılabilmesi için bazı varsayımların karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle analize başlamadan önce bu ön koşulların karşılanıp karşılanmadığı incelenmiştir. Bunlardan biri, değişkenler arası olağan dışı kombinasyonları yansıtan çok yönlü uç değerlerin olup olmadığının incelenmesidir (Çokluk ve diğerleri, 2012). Araştırmada bu uç değerler, Mahalanobis uzaklık değerleri incelenerek tespit edilmiş (Tabachnick ve Fidell, 2007) ve 8 kişiye ait veriler analizden çıkartılarak, kalan işlemler 300 katılımcı üzerinden yürütülmüştür. Kritik ki-kare değeri α = .001 olarak kabul edilmiştir. Karşılanması gereken ön koşullardan biri diğeri ise; değişkenlerin tek değişkenli normallik dağılımına sahip olup olmadıklarının incelenmesidir. Bu amaçla bütün değişkenler için, hem normal dağılım eğrisinin yer aldığı histogramlar hem de normal Q-Q grafikleri incelenmiştir. Dağılımların normale yakın olduğu ve Q-Q grafiklerindeki noktaların 45 derecelik doğruya yakın bir konumda olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca dağılımların çarpıklık - basıklık katsayıları ve aritmetik ortalama, ortanca, mod gibi betimsel istatistikleri değerlendirilmiştir (Büyüköztürk, 2013; Çokluk ve diğerleri, 2012). İncelemeler sonucunda bütün değişkenlerin dağılımları için çarpıklık katsayıları (ÇK) ve basıklık katsayılarının (BK) kabul edilebilir (±1) sınırlar içerisinde yer aldığı ve dağılımların ortalama, ortanca (medyan) ve tepe değerlerinin (mod) birbirine oldukça yakın olduğu görülmüştür. Bu durum dağılımların normalden aşırı sapma göstermediğini ve tek yönlü normallik varsayımının karşılandığını doğrulamaktadır. Değişkenlerin dağılımına ilişkin betimsel istatistikler Çizelge 2'de sunulmuştur. Regresyon analizinde yordanan ve yordayan değişkenlerin en az aralık 63 ölçeğinde ölçülen sürekli değişken olmaları ve normal dağılım göstermeleri gerekmektedir. Ancak bazı araştırmalarda kategorili yordayıcı değişkenlerin de yordayan değişken üzerindeki etkileri incelenmek istenebilir. Bu durumda sınıflama ölçeğindeki değişken, düzeylerinden biri dışta tutularak düzey sayısının bir eksiği kadar üretilen ve "dummy" değişken olarak adlandırılan yeni yapay/temsili değişkenlere dönüştürülerek analize dahil edilebilir. Bu durumda dönüştürülen bu tür bir değişken için analiz sonuçları, dışta tutulan kategoriye göre yorumlanır. Bir sınıflamalı değişkene ait ikiden fazla dummy değişken oluşturulursa, bu yeni değişkenlerden birinin yordanan değişken üzerinde anlamlı bir yordama gücüne sahip olması, ilgili yordayan değişkenin bağımlı değişken üzerinde anlamlı bir yordama gücüne sahip olduğu şeklinde yorumlanabilir (Büyüköztürk, 2013). Bu araştırmanın üçüncü alt amacı olan; “Cinsiyet, etnik köken, dini inanç, öğrenim düzeyi, mesleki kıdem ve etnikmerkezcilik değişkenleri psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını yordamakta mıdır?” sorusuna cevap alabilmek için yapılan çoklu regresyon analizinde, cinsiyet, etnik köken, dini inanç, öğrenim düzeyi ve mesleki kıdem değişkenleri dummy değişkenlere dönüştürülmüştür. 3.5.2. Araştırmada Kullanılan Veri Analizi Teknikleri Araştırma sürecinde elde edilen veriler, bilgisayar ortamında SPSS 20 (Statistical Package for Social Sciences) paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz sürecinde öncelikle veri toplama araçlarından elde edilen puanlara ilişkin betimsel istatistikler incelenmiştir. Araştırmanın birinci alt probleminde, psikolojik danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeğinden aldıkları puanların cinsiyete ve öğrenim düzeylerine göre farklılık gösterip göstermediğini incelemek için; ikili gruplarda bağımsız gruplar için t-testi, etnik köken, dini inanış ve mesleki kıdemlerine göre farklılık gösterip göstermediğini incelemek için ise ikiden fazla gruplar için tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Araştırmanın ikinci alt probleminde ise, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları ile etnikmerkezcilik düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla Pearson korelasyon katsayıları hesaplanmıştır. 64 Son olarak araştırmanın üçüncü alt problemi olan cinsiyet, etnik köken, dini inanış, öğrenim düzeyi, mesleki kıdem ve etnikmerkezcilik değişkenlerinin psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını yordama derecesini belirlemek amacıyla aşamalı regresyon (stepwise) analizleri yapılmıştır. Ayrıca, araştırmada yapılan tüm analizlerde anlamlılık düzeyi .05 kabul edilmiştir. BÖLÜM IV BULGULAR Bu bölümde, araştırma kapsamında kullanılan ölçeklerin uygulanması ile elde edilen verilerin istatistiksel sonuçları verilmektedir. Veri toplama araçları ile elde edilen verilerin, SPSS 20 paket programıyla yapılan analizlerinden elde edilen bulgular aşağıda verilmiştir. 4.1. Araştırma Değişkenlerine İlişkin Betimsel İstatistiklere Yönelik Bulgular Araştırma verilerinin analizinden önce, değişkenlere yönelik betimsel istatistikler incelenmiştir. Araştırmada ele alınan değişkenlerinin ölçülmesinde 5’li likert tipi Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği ve Etnikmerkezcilik Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada yer alan sürekli değişkenlere yönelik betimsel istatistikler Çizelge 2’de sunulmuştur. Çizelge 2 Değişkenlere İlişkin Betimsel İstatistikler (N=300) En Yüksek Değer X̅ Çarpıklık Basıklık Değişkenler En Düşük Değer Çokkültürlü 75 125 100.65 12.69 -.103 -.603 20 74 34.54 10.14 .898 .843 SS Psik. Dan. Etnikmerkezcilik Çizelge 2’de görüldüğü gibi katılımcıların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği’nden aldıkları puanların ortalaması (X̅) 100.65’tir. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği’ne ait en düşük puan 75, en yüksek puan ise 125’tir. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği’ne ait standart sapma (SS) değeri 12.69’dur. Katılımcıların Etnikmerkezcilik Ölçeği’nden aldıkları puanların ortalaması ise (X̅) 34.54’tür. Etnikmerkezcilik Ölçeği’ne ait en düşük puan 20, en yüksek 65 66 puan ise 74’tür. Etnikmerkezcilik Ölçeği’ne ait standart sapma (SS) değeri ise 10.14’tür. 4.2. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Cinsiyete Göre Bağımsız Gruplar İçin T-Testi Analizi Bulguları Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ölçeği puanlarının cinsiyete göre farklılık gösterip göstermediğini incelemek amacıyla yapılan bağımsız gruplar için t-testi sonuçları Çizelge 3’de gösterilmiştir. Çizelge 3 Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Cinsiyete Göre Bağımsız Gruplar T-Testi Sonuçları N X̅ S sd t Kadın 180 99.85 12.33 298 1.33 Erkek 120 101.85 13.16 Cinsiyet p .18 Psikolojik danışmanların cinsiyetlerine göre çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları puanları incelendiğinde, erkek psikolojik danışmanlar ile kadın psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları puanları anlamlı bir farklılık göstermemektedir, t(298)=1.33, p>.05. Bu bulgu, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algısının cinsiyete göre farklılık göstermediği şeklinde yorumlanabilir. 4.3. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Etnik Kökene Göre ANOVA Analizi Bulguları Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının etnik kökene göre betimsel istatistikleri Çizelge 4’te; çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ölçeği puanlarının etnik kökene göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla yapılan ANOVA sonuçları ise Çizel 5’te verilmiştir. 67 Çizelge 4 Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Etnik Kökene Göre Betimsel İstatistikleri N X̅ SS Türk 192 98.82 11.99 Kürt 72 104.56 13.55 Diğer 36 102.55 12.78 Etnik Köken Çizelge 4’te görüldüğü üzere katılımcıların 192’si kendilerini etnik köken açısından Türk, 72’si Kürt ve 36’sı ise Diğer olarak tanımlamıştır. Kendini Türk olarak tanımlayan katılımcıların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği’nden aldıkları puanlarının ortalaması (X̅) 98.82, Kürt olarak tanımlayanların 104.56 ve Diğer olarak tanımlayanların ise 102.55’tir. Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının etnik kökene göre anlamlı düzeyde farklılaşıp farklılaşmadığı tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ile test edilmiştir. Tek yönlü ANOVA testi öncesinde grupların homojen dağılıp dağılmadığı Levene’s Homojenlik Testi ile kontrol edilmiştir. Analiz sonuçları, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ölçeğinden aldıkları puanlar için grupların homojen bir şekilde dağıldığını göstermiştir (p>.05). Homojenlik varsayımının karşılanmasının ardından yapılan tek yönlü ANOVA ile, anlamlı farklılıkların hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek için yapılan Tukey çoklu karşılaştırma testi sonuçları Çizelge 5’te sunulmuştur. Çizelge 5 Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Etnik Kökene Göre ANOVA Sonuçları Varyansın Kareler Kaynağı Toplamı Gruplararası 1874.077 2 937.038 Gruplariçi 46273.870 297 155.804 Toplam 48147.947 299 Türk = T, Kürt = K **p<.01 sd Kareler F p Ortalaması Anlamlı Fark 6.014 .003** K-T 68 Çizelge 5’te sunulan analiz sonuçları incelendiğinde, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları etnik kökenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermektedir, F(2, 297)=6.01, p<.01. Başka bir ifadeyle, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları, etnik kökenlerine bağlı olarak anlamlı bir şekilde değişmektedir. Anlamlı farkların hangi gruplar arasında olduğunu incelemek amacıyla yapılan Tukey çoklu karşılaştırma testi sonuçlarına bakıldığında, etnik köken bakımından kendini Kürt olarak tanımlayan psikolojik danışmanların (X̅=104.56) çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının, hem kendilerini Türk olarak tanımlayan psikolojik danışmanlardan (X̅=98.82) hem de diğer olarak tanımlayan psikolojik danışmanlardan (X̅=102.55) daha yüksek olduğu görülmüştür. Yine, kendilerini diğer olarak tanımlayan psikolojik danışmanların (X̅=102.55) çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının, kendilerini Türk olarak tanımlayan psikolojik danışmanlardan (X̅=98.82) yüksek olduğu görülmüştür. Ancak sadece etnik köken bakımından kendini Kürt olarak tanımlayan psikolojik danışmanlar ile kendilerini Türk olarak tanımlayan psikolojik danışmanlar arasında anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir. 4.4. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Dini İnanca Göre ANOVA Analizi Bulguları Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri dini inançlarına göre betimsel istatistikler Çizelge 6’da, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ölçeği puanlarının dini inanca göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla yapılan ANOVA sonuçları ise Çizelge 7’de verilmiştir. Çizelge 6 Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Dini İnaçlara Göre Betimsel İstatistikleri N X̅ SS Sünni 207 99.14 12.19 Alevi 35 107.91 13.29 Diğer 58 101.63 12.64 Dini İnanç 69 Çizelge 6’da görüldüğü üzere katılımcıların 207’si kendilerini dini inanç açısından Sünni, 35’i Alevi ve 58’i ise Diğer olarak tanımlamıştır. Kendini Sünni olarak tanımlayan katılımcıların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği’nden aldıkları puanlarının (X̅) ortalaması 99.14, Alevi olarak tanımlayanların 107.91 ve Diğer olarak tanımlayanların ise 101.63’tür. Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının dini inanca göre anlamlı düzeyde farklılaşıp farklılaşmadığı tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ile test edilmiştir. Tek yönlü ANOVA testi öncesinde grupların homojen dağılıp dağılmadığı Levene’s Homojenlik Testi ile kontrol edilmiştir. Analiz sonuçları, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ölçeğinden aldıkları puanlar için grupların homojen bir şekilde dağıldığını göstermiştir (p>.05). Homojenlik varsayımının karşılanmasının ardından yapılan tek yönlü ANOVA ile, anlamlı farklılıkların hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek için yapılan Tukey çoklu karşılaştırma testi sonuçları Çizelge 7’de sunulmuştur. Çizelge 7 Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Dini İnançlara Göre ANOVA Sonuçları Varyansın Kareler Kaynağı Toplamı Gruplararası 2369.450 2 1184.725 Gruplariçi 45778.497 297 154.136 Toplam 48147.947 299 sd Kareler F Ortalaması p Anlamlı Fark 7.686 .001** A-S, A-D Alevi=A, Diğer= D, Sünni=S **p<.01 Çizelge 7’de sunulan analiz sonuçları incelendiğinde, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları dini inançlarına göre anlamlı bir farklılık göstermektedir, F(2, 297)= 7.69, p<.01. Başka bir ifadeyle, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları, dini inançlarının farklılaşmasına bağlı olarak anlamlı bir şekilde değişmektedir. Anlamlı farkların hangi gruplar arasında olduğunu incelemek amacıyla yapılan Tukey çoklu karşılaştırma testi sonuçlarına bakıldığında, dini inanç 70 bakımından kendini Alevi olarak tanımlayan psikolojik danışmanların (X̅=107.91) çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının, hem kendilerini Sünni olarak tanımlayan psikolojik danışmanlardan (X̅=99.14) hem de diğer olarak tanımlayan psikolojik danışmanlardan (X̅=101.63) daha yüksek olduğu görülmüştür. Yine, kendilerini diğer olarak tanımlayan psikolojik danışmanların (X̅=101.63) çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının, kendilerini Sünni olarak tanımlayan psikolojik danışmanlardan (X̅=99.14) yüksek olduğu görülmüştür. Ancak sadece dini inanç bakımından kendini Alevi olarak tanımlayan psikolojik danışmanların, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının hem kendilerini Sünni hem de diğer olarak tanımlayan psikolojik danışmanlardan anlamlı bir şekilde yüksek olduğu görülmüştür. 4.5. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Öğrenim Düzeyine Göre Bağımsız Gruplar İçin T-Testi Analizi Bulguları Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ölçeği puanlarının öğrenim düzeyine göre farklılık gösterip göstermediğini incelemek amacıyla yapılan bağımsız gruplar için t-testi sonuçları Çizelge 8’de gösterilmiştir. Çizelge 8. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Öğrenim Düzeylerine Göre Bağımsız Gruplar T-Testi Sonuçları Öğrenim Düzeyi Lisans N 240 Lisansüstü 60 X̅ 100.81 100.01 S 12.39 sd t p 298 .02 .98 13.89 Psikolojik danışmanların öğrenim düzeylerine göre çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları puanları incelendiğinde, lisans mezunu psikolojik danışmanlar ile lisansüstü bir programdan mezun olan psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları puanları anlamlı bir farklılık göstermemektedir, t(298)=.02, p>.05. Bu bulgu, çokkültürlü psikolojik danışma 71 yeterlik algısı ile öğrenim düzeyi arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı şeklinde yorumlanabilir. 4.6. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Mesleki Kıdeme Göre ANOVA Analizi Bulguları Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinin mesleki kıdemlerine göre betimsel istatistikleri Çizelge 9’da, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ölçeği puanlarının mesleki kıdemlerine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla yapılan ANOVA sonuçları ise Çizelge 10’da verilmiştir. Çizelge 9 Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Mesleki Kıdeme Göre Betimsel İstatistikleri N X̅ SS 0-5 Yıl 197 99.95 12.09 6-10 Yıl 39 101.03 13.93 Mesleki Kıdem 11-15 Yıl 29 100.41 15.23 16 ve Üstü Yıl 35 104.37 12.18 Çizelge 9’da görüldüğü üzere; katılımcıların 197’si mesleki kıdemlerini 05 yıl, 39’u 6-10 yıl, 29’u 11-15 yıl ve 35’i ise 16 ve üstü yıl olarak belirtmiştir. mesleki kıdemlerini 0-5 yıl olarak belirten katılımcıların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği’nden aldıkları puanlarının ortalaması (X̅) 99.95, 6-10 yıl olarak belirtenlerin 101.03, 11-15 yıl olarak belirtenlerin 100.41 ve 16 ve üstü yıl olarak belirtenlerin 104.37’dir. Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının mesleki kıdeme göre anlamlı düzeyde farklılaşıp farklılaşmadığı tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ile test edilmiştir. Tek yönlü ANOVA testi öncesinde grupların homojen dağılıp dağılmadığı Levene’s Homojenlik Testi ile 72 kontrol edilmiştir. Analiz sonuçları, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ölçeğinden aldıkları puanlar için grupların homojen bir şekilde dağıldığını göstermiştir (p>.05). Homojenlik varsayımının karşılanmasının ardından yapılan tek yönlü ANOVA ile, anlamlı farklılıkların hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek için yapılan Tukey çoklu karşılaştırma testi sonuçları Çizelge 10’da sunulmuştur. Çizelge 10 Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Mesleki Kıdeme Göre ANOVA Sonuçları Varyansın Kareler Kaynağı Toplamı Gruplararası 587,178 Gruplariçi Toplam sd Kareler F p Ortalaması 2 195,726 47560,769 296 160,678 48147,947 299 Anlamlı Fark 1.218 .30 - Çizelge 10’da sunulan analiz sonuçları incelendiğinde, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları mesleki kıdemlerine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir, F(2, 296)= 1.218, p>.05. Başka bir ifadeyle, psikolojik danışmanların mesleki kıdemleri, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını anlamlı bir şekilde değiştirecek bir faktör değildir. Ancak grupların ortalama puanlarına (X̅) bakıldığında mesleki kıdemleri 0-5 yıl arasında olanların 99.95, 6-10 yıl arasında olanların 101.03, 11-15 yıl arasında olanların 100.41 ve 16 ve üstü yıl olanların ise 104.37 olduğu görülmektedir. Bu sonuçlara göre çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ölçeğinden en yüksek puanı mesleki kıdemleri en yüksek (16 ve üstü yıl) olan gruptaki psikolojik danışmanlar alırken, en düşük puanı ise mesleki kıdemleri en düşük (0-5 yıl) olan gruptaki psikolojik danışmanların aldığı görülmektedir. Ancak gruplar arasında fark olmasına rağmen bu fark anlamlı değildir. 73 4.7. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algıları İle Etnikmerkezcilik Düzeyi Arasındaki İlişkiye İlişkin Pearson Korelasyon Analizi Bulguları Araştırmanın 2. alt amacı olan “Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlilik algıları ile etnikmerkezcilik düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?” sorusuna cevap bulabilmek için iki değişken arasındaki ilişkiye bakılmıştır. İki değişken arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla pearson korelasyon sonuçları Çizelge 11’de verilmiştir. Çizelge 11 Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algısı İle Etnikmerkezcilik Arasındaki Korelasyon Değerleri (N=300) Çokkültürlü Psik. Etnikmerkezcilik Dan. Yeterlik Alg. Çokkültürlü Psik. Dan. Yeterlik Alg. 1 Etnikmerkezcilik -.446** -.446 ** 1 p<.01** Çizelge 11’e bakıldığında psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları ile etnikmerkezcilik düzeyleri arasında orta düzeyde, negatif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir, r= -0.446, p<.01. Buna göre psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları arttıkça etnikmerkezcilik düzeyleri azaldığı ya da psikolojik danışmanların etnikmerkezcilik düzeyleri azaldıkça çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının olumlu olarak arttığı söylenebilir. Determinasyon katsayısı (r²=0.20) dikkate alındığında çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algısındaki toplam varyansın (değişkenliğin) %20’sinin etnikmerkezcilik düzeyinden kaynaklandığı söylenebilir. Ancak teorik olarak açıklanan varyans diğer değişken için de yorumlanabilir. Bir başka anlatımla böyle bir analiz neden-sonuç bağlamında bir yorumlama olanağı vermez, sadece değişkenlerin birlikte hangi düzeyde ve yönde değiştikleri konusunda fikir verir. 74 4.8. Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Puanlarının Yordanmasına İlişkin Regresyon Analizi Bulguları Cinsiyet, etnik köken, dini inanış, öğrenim düzeyi, mesleki kıdem ve etnikmerkezcilik değişkenlerinin psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını yordama düzeyini belirlemek amacıyla yapılan aşamalı çoklu doğrusal regresyon analizi sonuçları Çizelge 12'de sunulmuştur. Aşamalı regresyon analizinde regresyon denklemine ya da modeline öncelikle yordanan değişken ile en yüksek korelasyonu veren yordayıcı değişken alınmaktadır. Daha sonra yordanan değişkenin varyansına birinciyle birlikte en büyük katkıyı verecek olan ikinci yordayıcı değişken analize alınmaktadır. İşlem bu şekilde sürdürülmektedir ve yordanan değişken üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmayan yordayıcı değişkenler analiz dışında bırakılmaktadır (Büyüköztürk, 2013). Çizelge 12 Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algılarının Yordanan Değişken Olarak Ele Alındığı Aşamalı Çoklu Regresyon Analizi Sonuçları Model Yordayıcı 1 Sabit Etnkmrk 2 3 Sabit Β SH ʙ β 49.71 8 5.952 8.353 -.595 .069 -.446 -8.610 50.864 5.864 t R² ΔR² F .446 .199 .119 74.137*** .459 .210 .011 .486 .236 .026 30.486** 8.552 Etnkmrk -.573 .070 -.430 Kürt 3.153 1.549 Sabit 51.271 5.861 Etnkmrk -.562 .069 -.421 8.174 Kürt 2.417 1.544 .081 1.566 Alevi 6.432 2.034 .163 3.162 *** p < .001, ** p < .01, * p < .05 R .106 8.229 2.036 39.532* 8.748 75 Cinsiyet (p = .968), öğrenim düzeyi (p = .495), mesleki kıdem (p = .725, p= .406, p = .218) değişkenleri psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını anlamlı düzeyde yordamadığı için (p > .05), bu değişkenler aşamalı regresyon analizine girmemiştir. Çizelge 11'de görüldüğü gibi yalnızca etnikmerkezcilik, etnik köken ve dini inanç değişkenleri aşamalı regresyon analizi sürecinde işlem görmüştür. Analiz üç aşamada tamamlanmıştır. Analize birinci aşamada etnikmerkezcilik değişkeni girmiştir. Etnikmerkezcilik değişkeninin çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını anlamlı düzeyde (p = .000) yordadığı ve tek başına çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarındaki varyansın yaklaşık % 20'sini açıkladığı görülmektedir, (R = .446, R² = .199, F (1, 298) = 74.137). Etnikmerkezcilik değişkeninin standardize edilmiş regresyon katsayısı (β) -.446 olarak bulunmuştur. İkinci aşamada analize etnik köken değişkeni girmiştir. etnikmerkezcilik değişkeni, etnik köken değişkeni ile birlikte çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarındaki toplam varyansın yaklaşık % 21'ini açıklamaktadır, (R = .459, R² = .210, F (2, 297) = 39.532, p = .000). Bu aşamada etnik köken değişkeninin standardize edilmiş regresyon katsayısı .106 olarak bulunmuştur. Regresyon katsayılarının karelerindeki değişim (ΔR2) dikkate alındığı zaman ise etnik köken değişkeninin toplam varyansa %1.1 oranında katkıda bulunduğu görülmektedir, (F (1, 297) = 4.145, p = .043). Aşamalı regresyon analizinin üçüncü ve son aşamasında sürece dini inanç değişkeni eklenmiştir. Analiz sonuçlarına göre; etnikmerkezcilik, etnik köken ve dini inanç değişkenleri psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının anlamlı birer yordayıcısıdır ve bu üç değişken birlikte çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarındaki toplam varyansın yaklaşık % 24'ünü açıklamaktadır, (R = .486, R² = .236, F(3, 296) = 30.486, p = .000). Bu aşamada ise dini inanç değişkeninin standardize edilmiş regresyon katsayısı .163 olarak bulunmuştur. Dini inanç değişkeninin toplam varyansa %2.6 oranında katkıda bulunduğu görülmektedir, (ΔR2 = .026, F (1, 296) = 9.998, p = .002). Analizin son aşamasındaki standardize edilmiş regresyon katsayıları (β) incelendiği zaman; yordayıcı değişkenlerin psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları üzerindeki göreli önem sırasının; etnikmerkezcilik, dini inanç ve etnik köken şeklinde olduğu bulunmuştur. 76 Değişkenlerin β değerleri sırasıyla -.446, .106 ve .163'tür. Regresyon katsayılarının anlamlılığına ilişkin t testi sonuçları incelendiği zaman ise; etnikmerkezcilik değişkeninin .000, dini inanç değişkeninin dummy değişken olarak kodlanan Alevilik boyutu .002, etnik kökenin dummy değişken olarak kodlanan Kürt olma boyutu değişkeninin ise .043 düzeyinde çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının anlamlı yordayıcıları olduğu görülmektedir. Sonuç olarak; çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algısının psikolojik danışmanların etnikmerkezcilik düzeyleri tarafından negatif yönde yordandığı tespit edilmiştir. Yani psikolojik danışmanların etnikmerkezcilik düzeyleri azaldıkça, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının artacağı söylenebilir. Yine dummy değişken olarak kodlanan Alevi olmak (dini inanç) ve Kürt olmak (etnik köken) psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını pozitif yönde yordadığı söylenebilir. Bulgular, kendilerini dini inanç yönünden ‘Alevi’, etnik köken olarak ‘Kürt’ şeklinde tanımlayan ve etnikmerkezcilik puanı düşük olan psikolojik danışmanların, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri açısından kendilerini en yüksek algılayan gruplar olduğunu göstermektedir. Buna karşılık; kendilerini dini inanç yönünden ‘Sünni’, etnik köken olarak ‘Türk’ şeklinde tanımlayan ve etnikmerkezcilik puanı yüksek olan psikolojik danışmanların, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri açısından kendilerini en düşük algılayan gruplar olduğunu ortaya koymaktadır. BÖLÜM V TARTIŞMA VE YORUM Bu bölümde yapılan analizler sonucunda elde edilen bulgular yorumlanmış ve ilgili alanyazınla ilişkilendirilerek tartışılmıştır. 5.1. Psikolojik Danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algılarının Cinsiyet Açısından Yorumlanması Araştırmada, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının cinsiyetlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Araştırmanın bulgularına göre; psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları cinsiyetlerine göre farklılaşmamaktadır. Aynı zamanda cinsiyet değişkeni psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını anlamlı düzeyde yordamamaktadır. Uluslararası alanyazın değerlendirildiğinde, psikolojik danışmanların cinsiyetlerinin çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarına olan etkisine yönelik araştırma bulguları farklılık göstermektedir. Bazı araştırma sonuçları, kadın psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının erkek psikolojik danışmanlardan anlamlı bir şekilde yüksek olduğunu göstermektedir (Middleton ve diğerleri, 2005; Spanierman Poteat, Wang ve Oh, 2008; Middleton ve diğerleri, 2011). Türkiye’de ise Lüleci (2014) tarafından yapılan bir araştırmada; kadın psikolojik danışmanların erkeklere göre anlamlı düzeyde daha olumlu çokkültürlü tutum gösterdikleri sonucuna varılmıştır. Bu bulguların, kadınların baskıya uğramış bir grup olarak kendi yaşantılarından dolayı toplumdaki sistematik baskının daha çok farkında oldukları varsayımını desteklediği ifade edilmektedir (Carter, Helms ve Juby, 2004). Hays, Chang ve Dean’a (2004) göre ise, kadınlar cinsiyetçi baskılara uğradıkları için erkeklere göre çokkültürlülük konularında daha hassaslardır. Bu nedenle 77 78 kadınların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları erkeklerden daha yüksek olduğu ifade edilmektedir. Ancak cinsiyet ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algısı arasında bir ilişkinin olmadığını ortaya koyan araştırmalar da bulunmaktadır (Robinson, 1997; Dodson, 2013; Mindrup, Spray ve Lamberghini-West, 2011; Barden ve Greene, 2015). Bu bulgular ile yapılan bu araştırmadan elde edilen bulgular birbirini desteklemektedir. Bunun birkaç nedeni olabilir: İlk neden kadınların uğradıkları cinsiyetçi baskının farkında olmamaları olabilir. Çünkü özellikle araştırmanın yapıldığı ülke olarak Türkiye’de, kadınlara ve erkeklere yüklenen bazı toplumsal cinsiyet rolleri bulunmaktadır. Bu rolleri içselleştirmek kadının uğradığı baskıyı normalleştirebilir ve kadınlar bu nedenle uğradıkları baskının, ayrımcılığın ve eşitsizliğin farkında olmayabilirler. Bu çalışmada elde edilen bulgunun ikinci bir nedeni ise yine toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili olarak kadınların farklı kültürel gruplarla temas etmelerinin erkeklere göre daha sınırlı olması olabilir. Bohan (1997, akt. Clarke ve Braun, 2012), toplumsal cinsiyeti, belirli bir sosyokültürel tarihsel döneme özgü, içsel psikolojik ya da biyolojik süreçlerden ziyade, ortak bir kültürel bilgi ve dil kullanımının sonucu olan toplumsal bir yapı olarak tanımlar. Ona göre toplumsal cinsiyet, bireylerin bünyesinde varolan biyolojik temele veya kişiliklerine bağlı kalıcı, değişmez bir özellik değildir. Erkeklik ve kadınlık kategorilerinin “dişi” ve “erkek” bedenleri arasındaki biyolojik farktan doğal olarak kaynaklandığı reddedilir; bu kategoriler, toplumun ürettiği toplumsal üretimler olarak nitelendirilir. Yani toplumsal cinsiyet neye sahip olduğunuz ya da ne olduğunuzdan ziyade, ne yaptığınızdır. Rasyonellik, bireycilik ve saldırganlık üzerine kurulu olan geleneksel erkeklik inşası; duygusallık, ilişkisellik ve itaatkarlık üzerine kurulu olan geleneksel kadınlık algısı, toplumsal cinsiyete bağlı iş bölümü gibi birçok konuda erkeklere ayrıcalık sağlayacak şekilde yapılanmıştır (Clarke ve Braun, 2012). Bu nedenle bazı araştırmacılar psikolojik danışmanların toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin tutumlarının psikolojik danışma sürecini etkilediğini ifade etmişlerdir (Kabacoff, Marwit ve Orlofsky, 1985; Fong ve Borders, 1985; Belitsky ve diğerleri, 1996; Chao ve Nath, 2011). Bu araştırmacıların yaptıkları araştırmalarda elde ettikleri bulgulara göre; psikolojik danışmanların toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin 79 tutumları psikolojik danışma becerilerini anlamlı bir şekilde etkilemektedir. Örneğin, Kabacoff, Marwit ve Orlofsky’nin (1985) yaptıkları çalışmada, toplumsal cisiyet rolleri konusunda daha az eşitlikçi olan psikolojik danışmanların, daha çok eşitlikçi psikolojik danışmanlara göre anlamlı bir şekilde daha fazla kalıpyargılarda bulunduklarını ortaya koymuşlardır. Görüldüğü gibi cinsiyetle ilgili yapılan araştırma bulguları tutarsızdır. Ancak Hansen ve Gaman (1996), cinsiyetin çokkültürlü psikolojik danışma alanında önemli bir değişken olduğunu vurgulamışlardır. Bu araştırmacılara göre, cinsiyet ve etnisite kültürel çeşitliliğin iki temel bileşenidir ve bu yüzden bu iki bileşene yönelik araştırmalar devam etmelidir. 5.2. Psikolojik Danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algılarının Etnik Köken Açısından Yorumlanması Araştırmada, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının etnik kökenleri açısından farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Araştırmanın bulgularına göre; Kürt psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları Türk psikolojik danışmanlarınkinden anlamlı bir şekilde yüksekken; Kürt psikolojik danışmanlar ile diğerleri arasında ve Türk psikolojik danışmanlar ve diğerleri arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmüştür. Aynı zamanda etnik köken değişkeni psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını anlamlı düzeyde yordamaktadır. Uluslararası alanyazında bu bulguları destekleyen araştırma sonuçları bulunmaktadır. Amerika’da bu alanla ilgili yapılan bazı araştırmalar, etnik azınlık mensubu psikolojik danışmanların algılanan çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik puanlarının, etnik kökenleri Avrupa-Amerikan olan psikolojik danışmanlardan anlamlı bir şekilde yüksek olduğunu göstermektedir (Ponterotto ve diğerleri, 1994; Pope-Davis ve diğerleri, 1995; Pope-Davis ve Ottavi, 1994; Sodowsky ve diğerleri, 1998; Guzman, Calfa, Kerne ve McCarthy, 2013). Ivers (2012), tarafından yapılan araştırmanın bulgularına göre; ırk/etnik kökenleri Latin olan psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma 80 yeterlik algılarının Afrikalı Amerikan ve Avrupalı Amerikan öğrencilerden anlamlı bir şekilde yüksek olduğunu, Afrikalı Amerikan öğrenciler ile Avrupalı Amerikan öğrenciler arasında da bir farkın olmadığını ortaya koymuştur. Benzer bir çalışma yapan Merrill-Washington (2008), yaptığı çalışmada çokkültürlü farkındalık ve bilgi ile etnik köken arasında anlamlı bir ilişkinin olduğunu vurgulamıştır. Bu araştırmanın bulgularının da desteklediği gibi etnik köken olarak azınlık olan bir grubun çoğunluk olan gruptan daha yüksek bir çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algısına sahip olmaları beklendik bir bulgudur. Bu bulgunun beklendik olmasının çeşitli nedenleri olabilir. Şen (2014) tarafından yapılan araştırmaya göre Türkiye’de yaşayan Kürtlerin ayrımcılığa uğradıklarına yönelik algıları Türklere göre anlamlı bir şekilde yüksektir. Yine Aktay ve Kızılkaya’nın (2014) yaptıkları çalışmada, Türkiye’de yaşayan ve kendilerini birincil düzeyde Kürt olarak tanımlayanların %70’i gibi yüksek bir oranı Türkiye’de ayrımcılığa en fazla kendilerinin maruz kaldıklarını ifade etmektedirler. Bu çalışma ile elde edilen bulgulardan yola çıkılarak bazı sorular sorulabilir: İlk soru, Kürtler ayrımcılığa uğruyorlarsa, Kürtlere yönelik bu ayrımcı tutum psikolojik danışma sürecine de yansımakta mıdır? Bu soruya yönelik Türkiye’de henüz bir çalışma yapılmadığı için daha çok yurtdışında yapılan çalışmalardan yola çıkılarak bazı yorumlar yapılabilir. Örneğin Amerika’da yapılan çalışmalar siyahilere yönelik ayrımcı ve önyargılı tutumların danışma süreçlerine de yansıdığını göstermektedir. Özellikle psikiyatrların siyahi hastalara yanlış ya da olduğundan çok daha ağır tanılar koydukları yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur (Loring ve Powell, 1988; akt: Good, 2012). Dolayısıyla benzer bir durumun ülkemizde de yaşanma olasılığı bulunmaktadır. Ancak böyle bir durumun olup olmadığı henüz araştırmalarla ortaya konmuş değildir. İkinci bir soru ise; Kürtler kendilerinin ayrımcılığa uğradıklarını belirtirken nasıl oluyor da Kürt psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri yüksek çıkmaktadır? Ayrımcılığa ya da baskıya maruz kalma beraberinde farklılıklara yönelik duyarlılığı da getirebilmektedir. İkinci bir neden ise; Sue ve diğerlerine (1992) göre farklı kültürlerle temas etmek çokkültürlü psikolojik danışma yeterliğini olumlu yönde etkilemektedir. Ivers (2012) 81 psikolojik danışmanların gündelik yaşamlarında farklı kültürlerle temasın çokkültürlü psikolojik danışma yeterliğini arttırdığını ifade etmektedir. Azınlık grubun üyesi olan bir psikolojik danışmanın çoğunluğa mensup olan bir psikolojik danışmana göre, farklı kültürlerle temas olasılığı daha yüksektir. Örneğin Türkiye’de yaşayan bir Kürt’ün (azınlık) bir Türk (çoğunluk) ile temas etme olasılığı bir Türk’ün bir Kürt ile temas etme olasılığından daha yüksektir. Bu nedenle azınlık grupların çoğunluk gruba kıyasla farklı kültürlerle temas düzeyleri daha yüksek olduğu söylenebilir. Bu durum Kürt psikolojik danışmanların kendilerini Türk psikolojik danışmanlardan daha yeterli görmelerinin diğer bir nedeni olabilir. Üçüncü neden olarak da; azınlık olan grupların ya da dezavantajlı olan grupların, çoğunluk ya da görece daha güçlü olan grupların yaşam biçimlerini, dillerini, kültürlerini gibi şeyleri öğrenmeleri durumunda kalmaları olabilir. Yani Türkiye’de yaşayan bir Kürt, Türkçe öğrenmek zorundayken. Türkiye’de yaşayan bir Türk, Kürtçe öğrenmek zorunda kalmamaktadır. Dolayısıyla etnik olarak azınlıkta olma, çoğunluk olmaktan daha fazla kültür hakkında bilgi edinmeyi de beraberinde getirmektedir. Böyle bir durumda Kürtlerin yeterlik algılarının Türklerden daha yüksek olması beklendik bir bulgu olarak görülebilir. Ancak bu bulguların aksine Dodson (2013), Virginia’da Amerikan Okul Psikolojik Danışmanları Derneğine (ASCA) üye 510 okul psikolojik danışmanıyla yaptığı çalışmada; ırk olarak beyaz kökenli olan psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının, ırk olarak siyah kökenli olan psikolojik danışmanlardan anlamlı bir şekilde yüksek olduğu sonucuna varmıştır. Bu bulgu yukarda belirtilen bulgulara tamamen zıt olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algısı ile ırk ya da etnik köken arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığını ortaya koyan araştırmalar da bulunmaktadır (Robinson, 1997; Ruelas, 2003). Görüldüğü gibi ırk ve etnisite ile ilgili yapılan araştırmaların sonuçları çelişkilidir. Ancak bu çelişkeye rağmen ırk ve etnisiteye ilişkin araştırmaların daha yaygınlıkla yapılması gerektiği, bu araştırmanın bulguları yönünde olduğu söylenebilir. 82 5.3. Psikolojik Danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algılarının Dini İnanç Açısından Yorumlanması Araştırmada, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları, dini inançlarına göre farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Araştırmanın bulgularına göre; dini inançları Alevilik olan psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları, dini inançları Sünni ve ‘diğer’ olanlardan anlamlı bir şekilde yüksektir. Dini inancı Sünni olan psikolojik danışmanlar ile ‘diğer’ olanlar arasında ise anlamlı bir farkın olmadığı görülmüştür. Aynı zamanda dini inanç değişkeni psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını anlamlı düzeyde yordamaktadır. Bazı araştırmacılar dini değerlerin kişilerin ruh sağlığına, toplumsal cinsiyet rollerine, cinsiyet ve cinsel kimliğe, farklı dini gruplara ve etnik farklılıklara bakışlarını etkileyebileceğini ve belirleyebileceğini ifade etmektedirler (Peek, Lowe ve Williams, 1991; McClelland, 1998; Duriez ve Hutsebaut, 2000; Jenks, 2001; Wilkinson, 2004). Bir psikolojik danışmanın sahip olduğu dini değerler, danışanla kurulan terapötik ilişkiyi ve koşulsuz saygıyı etkileyebilir (Laythe, Finkel, Bringle ve Kirkpatrick, 2002). Dini inanç düzeyleri yüksek psikolojik danışmanlar kültürel çeşitliliğe karşı açık ve saygılı bir bakış açısı edinmede çeşitli zorluklarla karşılaşabilirler (Balkin, Schlosser ve Levitt, 2009). Bu nedenle uluslararası alanyazına bakıldığında psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları ile psikolojik danışmanların sahip oldukları dini inançla ilişkisine değil, sahip oldukları dini inanç düzeyi ile ilişkisine bakılmıştır. Bu araştırmaların sonuçlarına göre, yüksek bir dini inanç düzeyine sahip olmak, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerini olumsuz yönde etkilemektedir. (Peek, Lowe ve Williams, 1991; Danzinger ve Welfel, 2000; Balkin, Schlosser ve Levitt, 2009). Ancak Türkiye, Avrupa ve Amerika’dan bölgesel etmenlerden kaynaklı bazı farklılıklara sahiptir. Özellikle içinde bulunduğumuz Ortadoğu coğrafyasında yaşanan dini savaşlar, beraberinde farklı dini toplumların birbirlerine karşı çeşitli önyargı, kalıpyargı, nefret söylemi gibi tutumlar geliştirmelerine neden olabilir. Aktay ve Kızılkaya’nın (2014) Türkiye’de yaptıkları bir anket çalışmasında “Türkiye’de orta ve uzun vadede Alevi-Sünni eksenli bir iç çatışma ihtimali var mıdır?” sorusuna katılımcıların %5.9’u kesinlikle katılıyorum, 83 %13.1’i katılıyorum, %27.9’u kısmen katılıyorum, %39.6’sı katılmıyorum, %13.5’i ise kesinlikle katılmıyorum cevabını vermiştir. Bu soruya verilen cevaplara bakıldığında toplumda din eksenli bir gerilimin olduğu görülmektedir. Bu noktada psikolojik danışmanların toplumdaki bu tutumu danışma sürecine yansıtıp yansıtmadıkları önemli bir durumdur. Psikolojik danışmanların farklı dini inançlar karşısında çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerinin ilk iki boyutu olan “Kendi Değerleri, Varsayılarımları ve Önyargılarının Farkında Olmak” ve “Farklı Kültüre Mensup Danışanların Dünya Görüşünü Anlamak” konularında yeterli olmaları oldukça önemlidir. Bu noktada psikolojik danışmanların mensup oldukları dini inanca göre çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının farklılaşıp farklılaşmadığına bakmak önem arz etmektedir. Yani ülkemizde çoğunluğun mensup olduğu dini inanca mensup psikolojik danışmanlar ile dini inanç açısından azınlık olan gruplara mensup psikolojik danışmanlar arasında yeterlik açısından bir fark olup olmadığını belirlemek önemlidir. Bu araştırmanın bulgularına göre kendilerini Alevi olarak tanımlayan psikolojik danışmanların yeterlik algılarının hem kendilerini Sünni olarak tanımlayan psikolojik danışmanlardan hem de ‘diğer’ olarak tanımlayan psikolojik danışmanlardan anlamlı bir şekilde yüksek olduğu görülmüştür. Bu sonucun tıpkı etnik kökende olduğu gibi iki nedeni olabilir. Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre, araştırmaya katılanlar arasında kendilerini birincil düzeyde Alevi olarak tanımlayan kişilerin %47.5’i Türkiye’de en fazla kendilerinin ayrımcılığa uğradıklarını ifade etmişlerdir (Aktay ve Kızılkaya, 2014). Ayrımcılığa ya da baskıya maruz kalma beraberinde farklılıklara yönelik duyarlılığı da getirebilmektedir. İkinci bir neden ise azınlık olan grupların çoğunluk ya da güçsüz olan grupların görece daha güçlü olan grupların yaşam biçimlerini, dillerini, dinlerini, kültürlerini gibi şeyleri öğrenmeleri durumunda kalmaları olabilir. Örneğin ülkemizde ilk ve orta eğitimde zorunlu din dersi bulunmaktadır ve bu ders çoğunlukla İslam dininin Sünni mezhebi temel alınarak işlenmektedir. Yine televizyonda yayınlanan dini programların neredeyse tamamı İslamiyet’in Sünni mezhebine ilişkin olduğu görülmektedir. Bu gibi nedenlerle, dini inanç açısından azınlıkta olan grupların çoğunluğun mensup olduğu dine ilişkin bilgi sahibi olmaları ve kendilerini farklı kültürlerle çalışma konusunda daha fazla yeterli hissetmelerinin beklendik bir durum olduğu söylenebilir. Araştırmaların sonuçlarına göre kendinden farklı olanlarla temas etmenin 84 yeterlik algısını arttırdığı bilinmektedir. Alevilerin Sünnilerle temas etme olasılığının, Sünnilerin Alevilerle temas etme olasılığından daha yüksek olduğu söylenebileceği için; Alevilerin kendilerini daha yeterli olarak algılamalarının bir nedeni de bu durum olabilir. 5.4. Psikolojik Danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algılarının Öğrenim Düzeyleri Açısından Yorumlanması Araştırmada, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının incelenmiştir. öğrenim Araştırmanın düzeylerine bulgularına göre farklılaşıp farklılaşmadığı göre; psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları öğrenim düzeylerine göre anlamlı bir şekilde farklılaşmamaktadır. Başka bir ifade ile; lisans mezunu psikolojik danışmanlar ile lisansüstü bir programdan mezun olan psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları arasında anlamlı bir farklılık yoktur. Aynı zamanda öğrenim düzeyi değişkeni, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını anlamlı düzeyde yordamamaktadır. Öğrenim düzeyinin çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algısında bir fark yaratmamasının nedenlerinden biri psikolojik danışma ve rehberlik eğitiminde çokkültürlülük ile ilgili konulara yer verilmemesi gösterilebilir. Alanyazın tarandığında; çokkültürlü psikolojik danışma yeterliklerine yönelik eğitim ile algılanan ve gözlemci tarafından bildirilen yeterlikler arasında anlamlı bir pozitif ilişkinin olduğu görülmüştür (Constantine, 2001, 2002; D’Andrea ve diğerleri, 1991; Neville ve diğerleri, 1996; Roysircar, Hubbell ve Gard, 2003; Ottavi, Pope-Davis, ve Dings, 1994; Pope-Davis, Reynolds, Dings ve Ottavi, 1994; 1995; Sodowsky ve diğerleri, 1994, 1998; Smith, Constantine, Dunn, Dinehart ve Montoya, 2006). Ancak Türkiye’de çokkültürlü psikolojik danışma yaklaşımı henüz yeni tanınmaya başladığından psikolojik danışma ve rehberlik lisans ve lisansüstü eğitim programlarında henüz yeteri kadar bu yaklaşıma yer verilmemektedir. Sadece birkaç üniversitede (Ege Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi) seçmeli ders olarak bu yaklaşımın bazı boyutları ele alınmaktadır. Eğer lisansüstü eğitim 85 programlarında bu yaklaşıma yer verilseydi öğrenim düzeyi psikolojik danışmanların yeterlik algılarında fark yaratan bir etken oabilirdi. Ancak öğrenim düzeyinin iki boyutunda da bu yaklaşıma yönelik bir dersin olmaması, psikolojik danışmanların yeterlik algılarında anlamlı bir farkın çıkmamasının nedeni olabilir. Bu bulgu en azından lisansüstü eğitim programlarında, danışma sürecinde kültürel konuların nasıl ele alınması gerektiğine yönelik bir dersin gerekliliğini vurgulaması açısından önemlidir. 5.5. Psikolojik Danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algılarının Mesleki Kıdemleri Açısından Yorumlanması Araştırmada, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının incelenmiştir. mesleki Araştırmanın kıdemlerine bulgularına göre göre; farklılaşıp mesleki farklılaşmadığı kıdem psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarında anlamlı bir fark yaratmamaktadır. Bir başka ifade ile, psikolojik danışmanların mesleki kıdemlerine göre çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları anlamlı bir şekilde farklılaşmamaktadır. Aynı zamanda mesleki kıdem değişkeni, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını yordamamaktadır. Yurtiçi ve yurtdışı alanyazın tarandığında, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri ile mesleki kıdem arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmaların sınırlı olduğu görülmüştür. Yapılan araştırmaların büyük çoğunluğunun sonuçlarına göre psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri mesleki kıdemlerine göre anlamlı bir şekilde farklılaşmamaktadır (Holcomb-McCoy ve Myers, 1999; Guzman, Calfa, Kerne ve McCarthy, 2013; Dodson, 2013; Lüleci, 2014). İlgili literatür taranırken sadece Robinson (1997) tarafından yapılan bir araştırmada psikolojik danışmanların yaşları ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu ortaya konmuştur. Mesleki kıdemin, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını anlamlı düzeyde yordamaması ya da farklılaştırmamasının nedeni psikolojik danışmanların atandıktan sonra kişisel gelişimlerine katkıda bulunacak etkinliklere, eğitimlere, projelere gibi faaliyet alanlarına yeteri kadar 86 katılmamalarından kaynaklı olabilir. Bunun yanı sıra, ülkemizde psikolojik danışmanlar için süpervizyon alma ile ilgili bir zorunluluğun bulunmaması ve süpervizyon alma ile ilgili bazı zorlayıcı koşullardan dolayı alanda çalışan psikolojik danışmanların neredeyse tamamı bu hizmetten yararlanmamaktadır. Yapılan araştırmalar farklı kültürel altyapılardan gelen danışanlar için süpervizyon hizmeti alan psikolojik danışmanların almayanlara göre çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının anlamlı bir şekilde daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu nedenlerden dolayı; psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları, meslekte geçirdikleri yılların sayısıyla değil, o yılları nasıl geçirdikleri ile ilişkili olduğu söylenebilir. 5.6. Psikolojik Danışmanların Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlik Algıları İle Etnikmerkezcilik Düzeyleri Arasındaki İlişkinin Yorumlanması Araştırmada, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları ile etnikmerkezcilik düzeyleri arasında bir ilişkinin olup olmadığı incelenmiştir. Araştırmanın bulgularına göre; psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları ile etnikmerkezcilik düzeyleri arasında orta düzeyde, negatif ve anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Buna göre psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları arttıkça etnikmerkezcilik düzeylerinin azaldığı ya da psikolojik danışmanların etnikmerkezcilik düzeyleri azaldıkça çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının olumlu olarak arttığı söylenebilir. Aynı zamanda etnikmerkezcilik değişkeni, psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını anlamlı düzeyde en fazla yordayan değişkendir. Alanyazın tarandığında, çokkültürlü psikolojik danışma alanında etnikmerkezcilik ile ilgili bir çalışmaya rastlanılamamıştır. Etnisiteyle ilgili çalışmalar daha çok etnik kimlik gelişimi ile ilgili araştırmalardır. Bu araştırmaların sonuçlarına göre olumlu ırksal/etnik kimlik gelişimi ile çokkültürlü psikolojik danışma yeterlikleri arasında anlamlı bir ilişki vardır (Ottavi, PopeDavis ve Dings, 1994; Neville ve diğerleri, 1996; Vinson ve Neimeyer, 2003; Constantine, Warren ve Miville, 2005; Middleton ve diğerleri, 2011). Atkinson, Morten ve Sue (1983) tarafından geliştirilen beş aşamalı 87 “Azınlık Kimlik Gelişimi Modeli”ne göre kişilerin etnik ya da ırksal kimlik gelişimleri kendilerinden farklı gruplara yönelik davranışlarını, düşüncelerini ve tutumlarını etkilemektedir. Bu aşamalar şu şekildedir: İlk aşama ‘Uyum (conformity)’ aşamasıdır. Bu aşamada kişi kendi etnik kimliğini kabul etmeyip çoğunluğun kültürünü benimser. Kendi grubunu küçümser ve farklı gruplara mensup bireylere yönelik ayrımcı bir tavrı vardır. Kendini mesup olarak algıladığı baskın gruptan ise memnuniyet duyar. İkinci aşama ‘uyumsuzluk (Dissonance)’ aşaması olup, kişi bu aşamada baskın toplumun azınlık gruba yönelik mesajlarını öğrenmeye başlar ve bu mesajların doğru olmayabileceğini farkeder. Bu aşamada kişinin hangi kültüre ait olduğu ya da neye inanması gerektiği noktasında kafası karışıktır. Kendi benliğine ilişkin küçümseme ile takdir etme arasında bir çatışma yaşar. Bu aşamada kişi hala kendini baskın gruba ait hisseder ve gruba ilişkin memnuniyet ile grubu küçümseme arasında çatışma yaşar. Üçüncü aşama ise ‘Direnç ve Uyanma (Resistance and İmmersion)’ aşamasıdır. Bu aşamada kişi daha önce baskın gruptan gelen mesajları bir kenara bırakıp kendi etnik kökenine yönelik bilgi edinme sürecine girer ve kendi azınlık kimliğinden memnuniyet duymaya başlar. Baskın gruba yönelik ise küçümseyicidir. Böylelikle kişide diğer azınlıklara duyulan empati ile kültür merkezli duygular arasındaki çatışma yaşanmaya başlanır. Dördüncü aşama ‘İçe Bakış (İntrospection)’ aşamasıdır. Bu aşama da kişi kültürler tarafından kendine dayatılanlardan bir ahlak sistemi geliştirmeye başlar. Ancak kişi bu aşamada etnikmerkezci bir tutuma sahiptir ve baskın grubu küçümsemesinden dolayı kaygı yaşamaya başlar. Beşinci ve son aşama ise ‘İfade Etme ve Farkındalık (Synergistic Articulation and Awereness)’ aşamasıdır. Bu aşamada kişi kendini kabul eder ve kendisine dayatılan herşeyi sorgular, olduğu gibi kabullenmez. Bu aşamanın sonunda kişi olumlu bir etnik köken kimliği edinir (Bowman ve Sharon, 1993). Görüldüğü üzere kişinin etnik kimlik gelişimi etnikmerkezcilik düzeyini de etkilemektedir. Kişi üçüncü aşamadan sonra kendi kimliğine dair memnuniyet duymaya başlasa da etnikmerkezcilik düzeyi ve diğer kimliklere yönelik olumsuz tutumu devam etmektedir. Yetişkinlerin bilişsel gelişimlerini inceleyen Perry (1970, 1981; akt. Schommer ve Hutler, 2002) bireylerin doğru-yanlış (ak-kara) gibi daha basit düşünüş tarzından nasıl daha kapsayıcı, çeşitliliği hesaba katan bir karmaşıklığa doğru düşünmeye yol aldıklarını incelemiştir. Araştırmacı epistemolojik içerikli 88 sorulara verilen cevaplara göre yetişkin bireylerde zihinsel gelişim bağlamında dört aşama olduğunu tespit etmiştir. Bu aşamalar şu şekildedir: 1. Temel İkilemcilik (Dualism): Bu aşamada bilgi mutlak kabul edilir. Birey her şeyi siyah ve beyaz olarak değerlendirir. Bir şey ya doğrudur ya da yanlıştır anlayışı hâkimdir. Mutlak doğru ise ancak otoritelerce bilinebilir. Bilginin kaynağı otoritedir ve ondan sapmak yanlıştır. Bu pozisyonla bağdaşmayan öğeler yaşamak ve gözlemlemek kişiyi bu pozisyondayken değişim ve ilerleme kat etmesine ve bir sonraki aşamaya geçişinde temel kaynak teşkil eder. Başka bir ifade ile, kişi her şeyi mutlak algılayışına uymayan yaşantılar biriktirir. Örneğin, daha önce Arap insanlara karşı önyargısı olmuşken, sınıfında bulunan Lübnanlı bir öğrenciyi tanımak suretiyle bu algılayışının eksikliğinin farkında olur. Böylelikle öğrenci eski şemalarını sorgular duruma gelir ve ak ile kara arasında başka renkler olduğunun farkına varmakla bir sonraki aşamaya geçer. 2. Çoğulculuk (Multiplicity): Kişi, bu aşamada bilgi açısından, herkesin kendisine göre mutlak doğrular kabul ettiğini fark eder. Ancak henüz her bir bakış açısını yeteri kadar değerlendirecek durumda değildir. 3. Görelilik (Relativism): Bilgi açısından, doğruların farklılık taşıdığının değerlendirildiği bu aşamada, ileri sürülen fikirlerden hangisinin daha doğru olduğuna yönelik kıyaslamalar yapılır. Birey, bu fikirlerden her birinin yere ve duruma göre doğruluk değeri taşıyabileceğini fark eder. Diğer bir ifade ile, insan bilgisi bağlamsaldır, yani durum ve koşullara göre değişir. Bilginin doğruluk ve ya yanlışlığı söz konusu değildir. Bu aşamada artık birey kendi düşünce ve değer yargılarına dışardan objektif bir bakışla inceleyecek bir durumdadır. 4. Görelilikte Kalıcılık (Commitment to Relativism): Bilgi açısından, bazı fikirlerin doğruluk değerinin diğerlerine göre belirli yönleriyle daha üstün nitelikler taşıyabileceğinin fark edildiği aşamadır. Birey bilgide doğruluktan çok niteliksel üstünlüğü dikkate alır. Kişi bir fikri ele alırken iddiaları ve kendilerini destekleyen kanıtları ve diğer koşulları dikkatlice ele alarak değerlendirir. Bu aşamadaki kişi hayatına dair geliştirdiği amaçlar doğrultusunda bu çoğulcu dünyada kendince seçimler yaptığının farkındadır. Aynı zamanda bu seçimlerin başkalarınınkilere kıyasla daha iyi ya da kötü olmaktansa sadece kendisine uygun olup olmadığını dikkate alır. Bu modele göre yetişkin birey zihinsel işleyiş açısından bu dört kategori 89 üzerinden algısal ve akılsal veriler üreterek olup biteni anlamlandırmaya çalışır. Fakat her yetişkin bireyden en üst düzeydeki zihinsel gelişimi beklemek her zaman mümkün değildir. Bu durumda bireylerin farklı anlayış ve algılamalara sahip olmalarını da doğal karşılamak gerekir. Bireyin zihinsel biçimlenmesinin bu kategorilere göre dünyayı anlamlandırma anlayışına doğal olarak içinde yetiştiği çevre etki eder. Çevrenin bireye aktardığı anlayış ise içinde değer, tutum, kalıpyargı ve önyargı taşır. Bu nedenle kişinin farklılıkları değerlendirirken kendi doğrularının mutlak doğrular olmadığını farketmesi önemlidir. Aynı zamanda kendi doğrularını merkeze alıp, farklılıklara yönelik değerlendirmelerin sorunlu bir yaklaşım olduğunu ve ayrımcılık üretebileceğini anlaması önem taşımaktadır. Psikolojik danışmanları da bu bağlam dışında ele alamayız. Farklı kültürel gruplarla çalışmaları kaçınılmaz olan psikolojik danışmanların toplumun kendileri üzerindeki etkisini, farklılıklara ilişkin tutum ve ön yargılarının farkında olmaları oldukça önemlidir. Pedersen (1995) günümüz psikolojik danışma uygulamalarında ayrımcılığın, psikolojik danışmanların kültürel hapsoluşlarından kaynaklandığını belirtmektedir. Bu durumu da gizli ya da kasıtsız ırkçılık olarak tanımlamaktadır. Kültüre bağlı (culture-bound) psikolojik danışmanların hem kültürel çeşitlilik hakkında bilgileri yoktur hem de ırkçı uygulamalara en yatkın kişilerdir. Bu nedenle psikolojik danışmanlar için çokkültürlü farkındalık, bilgi ve beceri gerekliliğini vurgulamaktadır. Etnikmerkezcilik ile kültürel hapsoluş anlamsal açıdan birbirine benzemektedir. Etnikmerkezcilik düzeyi yüksek olan kişinin, tıpkı kültürel olarak hapsolmuş kişi gibi kültürel çeşitlilik hakkında bilgisi yoktur. Hatta kültürel çeşitliliği bir zenginlik olarak değil, “tuhaf”, “anormal”, ya da kendisi için bir “tehdit” olarak algılayabilir. Oysa Yaşar Kemal’in (2009) de dediği gibi; “Dünyamız, ne büyük mutluluktur ki, on binlerce çiçekli bir kültür bahçesidir. Her kültürün bir rengi, bir kokusu vardır. Dünyamızın bir çiçeğinin koparılması, dünyamızdan bir rengin, bir kokunun yok olmasıdır.” BÖLÜM VI SONUÇ VE ÖNERİLER Bu bölümünde, araştırmadan elde edilen bulgulara dayalı olarak ulaşılabilecek genel sonuçlara yer verilmiş ve bu sonuçlara dayalı olarak önerilerde bulunulmuştur. 6.1. Sonuçlar Araştırmanın birinci alt amacına ilişkin ulaşılan sonuçlar incelendiğinde; a) Araştırmaya katılan psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının cinsiyetlerine göre anlamlı bir farklılık göstermediği, b) Kürt psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının Türk olanlardan anlamlı bir şekilde yüksek olduğu; ancak kendini etnik köken açısından diğer olarak işaretleyenlerle anlamlı bir farklılığın olmadığı; yine Türk psikolojik danışmanlarla kendini etnik köken açısından diğer olarak işaretleyenlerin yeterlik algıları arasında da anlamlı bir farklılığın olmadığı, c) Dini inanç bakımından kendini Alevi olarak tanımlayan psikolojik danışmanların, çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının hem kendilerini Sünni hem de diğer olarak tanımlayan psikolojik danışmanlardan anlamlı bir şekilde yüksek olduğu; kendini Sünni olarak tanımlayanlarla diğer olarak tanımlayanlar arasında ise anlamlı bir farklılığın olmadığı, d) Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının öğrenim düzeylerine göre anlamlı bir farklılık göstermediği, e) Psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının mesleki kıdemlerine göre anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı görülmüştür. Araştırmanın ikinci alt amacına ilişkin bulgular incelendiğinde ise; 90 91 psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları ile etnikmerkezcilik düzeyleri arasında orta düzeyde, negatif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Yani psikolojik danışmanların etnikmerkezcilik düzeyleri azaldıkça çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algıları artmaktadır. Araştırmanın üçüncü ve son alt amacından elde edilen bulgulara bakıldığında ise; etnikmerkezcilik, etnik kökenin dummy değişken olarak kodlanan Kürt olma boyutu ve yine dummy değişken olarak kodlanan Alevi olma (dini inanç) boyutlarının birlikte psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını anlamlı düzeyde yordadığı görülmüştür. Söz konusu değişkenlerin birlikte çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarındaki toplam varyansın yaklaşık %24'ünü açıkladıkları tespit edilmiştir. Değişkenlerin çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını yordamadaki göreli önem sıralarına bakıldığında ise; en güçlü yordayıcının etnikmerkezcilik düzeyi olduğu bulunmuştur. Etnikmerkezciliği, sırasıyla dummy değişken olarak kodlanan Alevi olma boyutu ve etnik kökenin dummy değişken olarak kodlanan Kürt olma boyutunun takip ettiği görülmüştür. Cinsiyetin, öğrenim düzeyinin ve mesleki kıdemin ise psikolojik danışmanların çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarını anlamlı düzeyde yordamadıkları tespit edilmiştir. 6.2. Öneriler Araştırmada varılan sonuçlara dayalı olarak uygulamacılar, ve diğer araştırmacılar için şu önerilerde bulunulabilir: Araştırma bulgularına dayalı olarak alan araştırmacılara yönelik şu önerilerde bulunulabilir: 1. Bu araştırmada psikolojik danışmanların yeterlik algıları incelendiği için, psikolojik danışmanların farklı kültürel gruplara yönelik önyargı, kalıpyargı, homofobi, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık, cinsiyetçilik ve ırkçılık gibi olumsuz tutumlarının olup olmadığı incelenememiştir. Bu nedenle araştırmacıların bu konularla ilgili yapacakları nitel çalışmalar alana önemli katkılar sağlayabilir. 2. Araştırmada kullanılan Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeğinin psikolojik danışmanların algılarını ölçmesi nedeniyle, katılımcıların sosyal istenirlik kaygıları araştırmanın sonuçlarını 92 etkilemiş olabilir. Dolayısıyla psikolojik danışmanların yeterliklerini ölçen bir ölçeğin geliştirilmesi, alana önemli bir katkı yapabilir. 3. İlgili alanyazında kadın psikolojik danışmanların yeterlik algılarının erkeklerden anlamlı bir şekilde yüksek olduğunu ortaya koyan araştırmalar bulunmaktadır. Bu araştırmada ise, erkekler ile kadınların yeterlik algılarının farklılaşmadığı ortaya konmuştur. Bu nedenle farklı çalışma grupları ile yeni araştırmalar yapılabilir. 4. Bu araştırmada, etnik kökenleri Türk ve Kürt olan psikolojik danışmanların dışında, Türkiye’de yaşayan farklı etnik gruplardan istatistiki analiz yapılacak yeterlikte veri toplanamaması nedeniyle, bu gruplar “Diğer” olarak birleştirilmiştir. Benzer bir işlem, Sünnilik ve Alevilik inançlarının dışında, farklı inanç gruplarına mensup psikolojik danışmanlara ulaşılamaması nedeniyle dini inanç değişkenine de uygulanmıştır. Bu nedenle araştırma, örneklem hatası daha az olacak, daha büyük bir örneklem grubu ile tekrar edilebilir. Araştırma bulgularına dayalı olarak psikolojik danışmanlara ve program uygulayıcılarına yönelik şu önerilerde bulunulabilir: 1. Bu araştırmada elde edilen bulgulardan biri, etnikmerkezciliğin çokkültürlü psikolojik danışma yeterlik algılarının en büyük yordayıcısı olmasıdır. Bu bulgudan hareketle psikolojik danışmanların etnik kimliklerine olan aidiyet düzeylerini sorgulamaları önemli olabilir. Düşük düzeydeki bir etnikmerkezcilik, farklılıklara ve değişime açık olmayı beraberinde getirebilir. Psikolojik danışmanlar için temel prensiplerden olan “koşulsuz kabul” etmeyi de olumlu yönde etkileyebilir. Çünkü diğer kültürlere etnikmerkezci bir şekilde yaklaşmak danışanı koşulsuz kabul etmeyi engelleyebilir. 2. Araştırmanın bir diğer önemli bulgusuna göre; araştırma grubunun en büyük iki grubu olan Sünnilerin ve Türklerin, en düşük yeterlik algısına sahip oldukları görülmektedir. Bu iki grup psikolojik danışmanların çoğunluğunu oluşturmaktadır. Dolayısıyla Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık program uygulayıcılarının bu iki grubun yeterliklerini geliştirmelerine katkıda bulunmaları önemlidir. Bu nedenle program uygulayıcıları, psikolojik danışman adaylarının 93 kendilerinin birer kültürel varlık olduklarını ve kültürün üzerlerindeki etkisini farketmelerini sağlamak için çeşitli çalışmalar yapabilirler. Öğrencilere farklı bakış açıları kazandırarak problem çözme becerilerine katkı sağlayacak; eleştirel düşünme ve işbirlikli çalışma olanakları yaratacak; kendini özgürce ifade edebilecek ve empati geliştirerek farklılıklara saygı duymayı sağlayacak; kalıp yargılar oluşturma ve cinsiyetçilik, homofobi, etnikmerkezcilik, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık, nefret suçları ve ırkçılık gibi olumsuz tutumları ortadan kaldırarak, bir arada yaşayabilmeyi sağlayacak çokkültürlü eğitim uygulamalarına yer verebilirler ve bunun gerekliliğini YÖK gibi ilgili kurumlara önerebilirler. Program uygulayıcıları, derslerde farklı kültürel perspektifleri gösteren vaka analizleri, rol oynama, tartışma soruları ve diğer sınıf aktivilerini kullanabilirler. Aynı zamanda toplumdaki kültürel konuları ya da kültürel problemleri ele alan filmleri izleme, derslere farklı kültürlerden kişileri davet ederek kültürel temas sağlama gibi yöntemler de öğrencilere önemli katkılar sağlayabilir. 94 KAYNAKÇA Abe-Kim, J. ve Takeuchi, D. T. (1996). Cultural competence and quality of care: Issues for mental health service delivery in managed care. Clinical Psychology: Science and Practice, 3, 273-295. Akın, A. (2010). İki Boyutlu Sosyal İstenirlik Ölçeğinin Geliştirilmesi ve Psikometrik Özelliklerinin Araştırılması. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi. 30(3), 771-784 Aktay, Y. ve Kızılkaya, A. (2014). Hepimiz Ötekiyiz. 1. Baskı. İstanbul. Tezkire Yayıncılık. Allison, K., Echemedia, R., Crawford, I. ve Robinson, W. (1996). Predicting cultural competence: Implications for practice and training. Professional Psychology: Research and Practice, 27, 386-393. American Counseling Association. (2005). American Counsseling Association Code Of Ethics. Amerika, American Counseling Association. American School Counselor Association (1988). Poshion statement: Cross/multicultural counseling. Alexandria, VA: Author. American School Counselor Association (1990). Role statement: The school counselor. Alexandria, VA: Author. APA (2002). Guidelines on multicultural education, training, research, practice, and organizational change for psychologists. American Psychological Association. Arredondo, P. (1999). Multicultural counseling competencies as tools to address oppression and racism. Journal of Counseling and Development, 77, 102109. Arredondo, P., Toporek, R., Brown, S., Sanchez, J., Locke, D. C., Sanchez, J., ve Stadler, H. (1996). Operationalization of the multicultural counseling competencies. Journal of Multicultural Counseling and Development 24 (1), 42-78. Arseven, A.D., (2001). Alan araştırma yöntemi. 2. Baskı. Ankara. Gündüz Eğitim ve Yayıncılık. Atkins, S. L. (2004). A Qualitative Study into the Development of Multicultural Awareness of White Counsellors. Doktora Tezi. McGill University, Montreal. 95 Atkinson, D. R. ve Israel, T. (2003). The future of multicultural counseling comptence. (D. B. Pope-Davis, H. L. K. Coleman, W. M. Liu ve R. L. Toporek (Ed.), Handbook of multicultural competencies in counseling and psychology (sy. 591-606). Thousand Oaks: Sage. Atkinson, D. R. ve Juntunen, C. L. (1994). School counselors and school psychologists as school-home-community liaisons in ethnically diverse schools. Multicultural counseling in schools: A practical handbook. (P. Pedersen ve J. C Carey (Ed.). Needham Heights, MA: Allyn and Bacon. Arthur , N. ve Januszkowski, T. (2001). Multicultural competencies of Canadian counsellors. Canadian Journal o f Counselling, 35(1), 36-48. Axelson, J. A. (1994). Counseling and development in a multicultural society. Monterey, CA: Brooks/Cole. Aydın, B. (2014). Kültüre Duyarlı Psikolojik Danışma Eğitiminin Psikolojik Danışman Adaylarının Kültürel Duyarlılık Düzeyleri Üzerindeki Etkisi. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Karadeniz Teknik Üniversitesi. Balkin, R. S., Schlosser, L. Z. ve Levitt, D.H. (2009). Religious Identity and Cultural Diversity: Exploring the Relationships Between Religious Identity, Sexism, Honnophobia, and Multicultural Competence. Journal of Counseling & Development. 87, 420-427. Barden, S. M. ve Greene, J. H. (2015). An Investigation of Multicultural Counseling Competence and Multicultural Counseling Self-Efficacy for Counselors-in-Training. Int J Adv Counselling. 37:41–53 Bektaş, Y. (2006). Kültüre Duyarlı Psikolojik Danışma Yeterlikleri ve Psikolojik Danışma Eğitimindeki Yeri. Ege Eğitim Dergisi. 1 (7): 43-59. Belitsky, C. A., Toner, B. B., Ali, A., Yu, B., Osborne, S. L. ve deRooy, E. (1996). Sex-role attitudes and clinical appraisal in psychiatry residents. Canadian Journal of Psychiatry. 41, 503-508 Bemana, S. (2011). Religious orientation and mental health in Iranian people. Australian Journal of Basic and Applied Sciences. 5(11), 1962-1966. Bennett, M. J. (1993). Toward ethnorelativism: A developmental model of intercultural sensitivity. R. M. Paige (Ed.), Education for the intercultural experience. sy. 21-71. Yarmouth, ME: Intercultural Press. Berkel, L., Constantine, M. ve Olson, E. (2007). Supervisor multicultural competence: Addressing religious and spiritual issues with counseling 96 students in supervision. The Clinical Supervisor. 26(1/2). Betz, N. E. (1989). Implications of the null environment hypothesis for women's career development and for counseling psychology. The Counseling Psychologist. 17, 136-144. Bimrose, J. ve Bayne, R. (1995). A multicultural framework in counsellor training: A preliminary evaluation. British Journal of Guidance & Counselling. 23(2). Borodovsky, L. G. ve Ponterotto, J. G. (1994). A famUy-based approach to multicultural career development. Multicultural counseling in schools: A practical handbook. (P. Pedersen ve J. C. Carey (Ed.). Needham Heights, MA: Allyn and Bacon. Boysen, G. A. ve Vogel, D. L. (2008). The Relationship Between Level of Training, Implicit Bias, and Multicultural Competency Among Counselor Trainees. Training and Education in Professional Psychology. 2(2), 103–110. Bowman ve Sharon L. (1993). Career İntervention Strategies For Minorities. Development Quarterly. Cilt 42, Sayı 1. Büyüköztürk, Ş. (2013). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı. (Genişletilmiş 18. Baskı). Pegem Akademi Yayıncılık, Ankara. Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş. ve Demirel, F., (2014). Bilimsel Araştırma Yöntemleri (16. Basım). Pegem Akademi Yayıncılık, Ankara. Brown, U. M. (1995). Black/White interracial young adults: Quest for a racial identity. American Journal of Orthopsychiatry. 65(1). 125-130. Burnett, J. A., Hamel, D. ve Leong, L. L. (2004). Service learning in graduate counselor education: Developing multicultural counseling competency. Journal of Multicultural Counseling and Development, 32, 180-191. Carter, R., Helms, J. ve Juby, H. (2004). The relationship between racism and white racial identity for white Americans: A profile analysis. Journal of Counseling & Development. 32(1), 2–17. Casas, J. M., Ponterotto, J. G. ve Gutierrez, J. M. (1986). An Ethical İndictment of Counseling Research and Training: The Cros-Cultural Perspective. Journal of Counseling and Development. 64, 347-349. Chae, M., Foley, P.F. ve Chae, S.Y. (2006). Multicultural competence and 97 training: An ethical responsibility. Counseling and Clinical Psychology Journal. 3(2), 71-80. Chao, R. C.-L. (2005). Counselors’ multicultural competencies from gender and ethnicity perspectives. (Doktora Tezi). University of Missouri-Columbia. Chao, R. C. L. ve Nath, S. R. (2011). The Role of Ethnic Identity, Gender Roles, and Multicultural Training in College Counselors’ Multicultural Counseling Competence: A Mediation Model. Journal of College Counseling.14, 50-64. Cimbolic, P. T. (1973). Group effects on black clients’ perceptions of counselors. Journal of College Student Personnel. 14, 296–302. Clarke, V. ve Braun, V. (2012). Toplumsal cinsiyet. D. Fox, I. Prilleltensky ve S. Austin (Ed.). Eleştirel Psikoloji. (sy. 306-329). İstanbul: Ayrıntı. Collins, S. ve Arthur, N. (2005). Enhancing the therapeutic alliance in cultureinfused counselling. Culture-infussed counselling: Celebrating the Canadian mosaic. (N. Arthur ve S. Collins (Ed.), (sy. 103-150). Calgary: Counselling Concepts. Constantine, M. G. (2001). Multiculturally-focused counseling supervision: Its relationship to trainees' multicultural counseling self-efficacy. The Clinical Supervisor. 20, 87-98. Constantine, M. G. (2002). Predictors of satisfaction with counseling: Racial and ethnic minority clients’ attitudes toward counseling and ratings of their therapists’ general and multicultural competence. Journal o f Counseling Psychology. 49(2), 255-263. Constantine, M. G. ve Ladany, N. (2000). Self-report multicultural competence scales and their relation to social desirability and multicultural case conceptualisation. Journal of Counseling Psychology. 47, 155-164. Constantine, M. G., Warren, A. ve Miville, M. (2005). White racial identity dyadic interactions in supervision: Implications for supervisees' multicultural counseling competence. Journal of Counseling Psychology, 52, 490-496. Constantine M. G. ve Yeh, C. J. (2001). Multicultural training self-construals, and multicultural competence of school counselors. Professional School Counseling. 4, 202-207. Cook, D. A. ve Hehns, J. E. (1988). Visible racial/etimic group supervisees' 98 satisfaction with cross-cultural supervision as predicted by relationship characteristics. Journal of Counselmg Psychology. 35. 268-274, Corey, G. (2008). Psikolojik Danışma Kuram ve Uygulamaları (T. Ergene, Çeviren). Ankara: Mentis Yayıncılık. Cross, W. (1995). The Thomas and Cross models of psychological nigrescence: A literature review. Journal of Black Psychology. 4. 13-31. Creswell, J. W. (2008). Research Design: Qualitative, Quantitative, and Mixed Approaches. (s: 208-228). Thousand Oaks, CA: Sage Publication. Curtis, R. ve Davis, K. (1999). Spirituality and multimodal therapy: A practical approach to incorporating spirituality in counseling. Counseling and Values, 43(3), 199- 209. Çayır, K. (2012). Gruplararası İlişkiler Bağlamında Ayrımcılık. K. Çayır ve M. A. Ceyhan (Derleyenler). Ayrımcılık Çok Boyutlu Yaklaşımlar. Sy. 5-16. İstanbul. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları. Çokluk, Ö., Şekercioğlu, G. ve Büyüköztürk, Ş. (2012). Sosyal Bilimler İçin Çok Değişkenli İstatistik SPSS ve LISREL Uygulamaları. (2. Baskı). Ankara: Pegem Akademi. D’Andrea, M., Daniels, J. ve Heck, R. (1991). Evaluating the impact of multicultural competency training. Journal of Counseling and Development. 70, 143-150. Daniluk, J.C., Stein, M. ve Bockus, D. (1995). The ethics of inclusion: Gender as a critical component of counselor training. Counselor Education and Supervision, 34, 294-307. Danzinger, P. R. ve Welfel, E. R. (2000). Age, gender and health bias in counselors: An empirical analysis. Journal of Mental Health Counseling. 22, 135-149. Das, A. K. (1995). Rethinking Muiticultural Counseling: implications for Counselor Education. Journal of Counseling & Development. 74, 45-74 Dauphinais, P., LaFromboise, T. ve Rowe, W. (1980). Perceived problems and sources of help for American Indian students. Counselor Education and Supervision. 20. 37-44. Davis, D. N. (2014). Complexity overlooked: Enhancing cultural competency in the white lesbian counseling trainee through education and supervision. Journal of Lesbian Studies, 18 (2), 192-201. 99 Diaz-Lazaro, C. M. ve Cohen, B. B. (2001). Cross-cultural contact in counseling training. Journal of Multicultural Counseling and Development. 29(1), 4157. Dodson, F. K. (2013). Exploring the Multicultural Competence of School Counselors. The Journal for Counselor Preparation and Supervision. 5(2) Duriez, B. ve Hutsebaut, D. (2000). The relation between religion and racism: The role of post-critical beliefs. Mental Health, Religion and Culture. 3, 85- 101. Embrey, S.L.( 2011). Skill versus will: an ınvestigation of a relationship between motivation to read, oral reading fluency, and demographics for third-grade elementary students. Unpublished Doctoral Dissertation. Walden University. Enns, C. Z., McNeilly, C. L., Corkery, J. M. ve Gilbert, M.S. (1995). The debate about delayed memories of child sexual abuse: A feminist perspective. The Counseling Psychologist. 23, 181-279. Erdur-Baker, Ö. (2007). Psikolojik danışma ve kültürel faktörler. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 3(27), 109-122. Flaskerud, J. H. (1991). Effects of Asian client-therapist language, ethnicity and gender match on utilization and outcome of therapy. Community Mental Health Journal. 27, 31–42. Fong, M. L. ve Borders, L. D. (1985). Effect of sex role orientation and gender on counseling skills training. Journal of Counseling Psychology. 32, 104–110. Fukuyama, M. A. (1990). Taking a universal appraoch to multicultural counseling. Counselor Education and Supervision. 30. 6-17. Furnham, A., Meader, N. ve McClelland, A. (1998). Factors affecting nonmedical participants' allocation of scarce medical resources. Journal of Social Behavior & Personality. 13(4), 735-746. Garcea, E. A. A. (2005). Culture as a starting point and framework for guidance and counseling – Basic concepts and perspectives. M. Launikari ve S. Puukari (Ed.). Multicultural Guidance and Counselling. (sy. 55-73). Finland: CIMO. Gibbs, J. T. (1975). Use of mental health services by Black students at a predominately White university: A three-year study. American Journal of Orthopsychiatry, 45, 430–445. 100 Good, B. J. (2012). Kültürlerarası Araştırmaların Psikoterapi Uygulamaları Açısından Önemi. K. Sayar (Ed.). Kültür ve Ruh Sağlığı. (sy. 33-55). İstanbul: Metis Graham, S., Furr, S., Flowers, C. ve Burke, M. (2001). Religion and spirituality in coping with stress. Counseling and Values. 46(1), 2. Grothaus, T. J. P. (2004). An exploration of the relationship between school counselors’ moral development, multicultural counseling competence, and their participation in clinical supervision (Doktora Tezi). ProQuest Dissertation and Theses database. Guzman, M. R., Calfa, N. A., Kerne, V. V. H., McCarthy, C. (2013). Examination of Multicultural Counseling Competencies in School Counselors. Journal of School Counseling. 11(7), 1-27. Hage, S., Hopson, A., Siegel, M., Payton, G. ve DeFanti, E. (2006). Multicultural training in spirituality: An interdisciplinary review. Counseling and Values, 50(3), 217- 234. Harley, D. A., Jolivette, K., McCormick, K. ve Tice, K. (2002). Race, class, and gender: A constellation of positionalities with implications for counseling. The Journal of Multicultural Counseling and Development. 30, 216- 238. Hays, D., Chang, C. ve Dean, J. (2004). White counselors’ conceptualization of privilege and oppression: Implications for counselor training. Counselor Education & Supervision. 43(4), 242–257. Heffernon, A. ve Bruehl, D. (1971). Some effects of race of inexperienced lay counselors on Black junior high school students. Journal of School Psychology. 9, 35–37. Helms, J. E. (1995). An update of Helms’s White and people of color racial identity models. In J. Ponterotto, M. Casas, L. Suzuki, ve C. Alexander (Ed.), Handbook of multicultural counseling (sy: 181–198). Thousand Oaks, CA: Sage. Henderson Metzger, L. L., Nadkarni, L. I. ve Erickson Cornish, J. A. (2010). An Overview Of Multicultural Counseling Competencies. Handbook of Multicultural Counseling Competencies (sy: 1-21). Canada: e-book. Heppner, P., Wampold, B. ve Kivlighan, D. (2008). Psikolojik Danışmada Araştırma Yöntemleri (D. M. Siyez, Çeviri Editörü). Ankara: Mentis Yayıncılık. 101 Holcomb-McCoy, C. C. (2005). Investigating school counselors’ perceived multicultural competence. Professional School Counseling. 8, 414-423. Ivers, N. N. (2012). The Effect of Ethnicity on Multicultural Competence. Journal Of Professional Counseling: Practice, Theory, And Research. 39(2), sy 4052. Jackson, M. L. (1995). Counsehng youtii of Arab ancestty. Joumal of Educational Diversity and Innovation. 2. 19-25. Jandt, Fred E. (1995). Intercultural Communication: An Introduction. California: Sage Publications. Kabacoff, R. I., Marwit, S. J. ve Orlofsky, J. L. (1985). Correlates of sex role stereotyping among mental health professionals. Professional Psychology: Research and Practice, 16, 98–105. Kağıtçıbaşı, Ç. (1985). İnsan ve İnsanlar, Sosyal Psikolojiye Giriş. İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım. Kağnıcı, D. Y. (2011). Psikolojik danışman adaylarının çokkültürlü farkındalık ve bilgi kazanımında yaşantısal öğretimin katkısı. 11. Ulusal Psikolojik Danışma ve Rehberlik Kongresinde sunuldu. İzmir. Kağnıcı, Y. (2013). Çok Kültürlü Psikolojik Danışma Eğitiminin Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Lisans Programlarına Yerleştirilmesi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi. 5 (40), 222-231. Kağnıcı, Y. (2014). Reflections of a Multicultural Counseling Course: A Qualitative Study with Counseling Students and Counselors. Educational Sciences: Theory & Practice. 14(1), 53-62. Kaptan, S. (1998). Bilimsel araştırma yöntemleri ve istatistik yöntemleri. Ankara. Bilim Yayınları. Karaduman, Sibel. (2010). Modernizm’den Potmodernizm’e Kimliğin Yapısal Dönüşümü. Journal of Yaşar University, 17 (5), ss. 2886-2899. Karaırmak, Ö. (2008). Çok Kültürlülük, Kültürel Duyarlılık ve Psikolojik Danışma. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi. 3 (29), 115129. Karasar, N. (2012). Bilimsel Araştırma Yöntemi. (23. Baskı). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Kartarı, A. (2003). Farklılıklarla Yaşamak: Kültürlerarası İletişim. 2. bs. Ankara: Ürün Yayınları. 102 Kassan, A. (2009). Multicultural Counselling Competencies with Adolescents: A Qualitative Examination of Client Experiences. (Doktora Tezi). McGill University, Montreal. Katz, J. (1985). The sociopolitical nature of counseling. The Counseling Psychologist. 13. 615-624. Kelly, E. W., J. (1994). The role of religion and spirituality in counselor education: A national survey. Counselor Education and Supervision. 33, 227-237. Kemal, Y. (2009). Binbir Çiçekli Bahçe. 1. Baskı. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. Kleinman, A. (1988). Rethinking Psychiatry. New York: Free Press. Koç, Z. (2003). Kültüre duyarlı psikolojik danışma yaklaşımı: Kuramsal bir açıklama. Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Dergisi, 11, 1-17. Kymlicka, W. (1998). Çokkültürlü Yurttaşlık. (çev. A.Yılmaz). İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Ladany, N., Inman, A. G., Constantine, M. G. ve Hofheiz, E. W. (1997). Supervisee multicultural case conceptualization ability and self- reported multicultural competence as function of supervisee racial identity and supervision hours. Journal of Counseling and Psychology. 44, 284-293. LaFromboise, T. D., Coleman. H. L. K. ve Hernandez, A. (1991). Development and factor structure of the Cross-Cultural Counseling Inventory- Revised. Professional Psychology: Research and Practice. 22, 380388. Laythe, B., Finkel, D. G., Bringle, R. G. ve Kirkpatrick, L. A. (2002). Religious fundamentalism as a predictor of prejudice: A twocomponent model. Journal for the Scientific Study of Religion, 41, 623-635. Lee, C. C. (1995). Multicultural literacy: Imperatives for culturally responsive school counsehng. C. C. Lee (Ed.), Counselmg for Diversty: A Guide for School Counselors and Related Professionals (sy. 191-198). Needham Heights, MA: AUyn and Bacon. Lee, C. C. (1995). School counseling and cultural diversity: A framework for effective practice. C. C. Lee (Ed.), Counseling for Diversty: A Guide for School Counselors and Related Professionals (sy. 3-14). Needham 103 Heights, MA: Allyn and Bacon. Lewis, A. N. (2006). Three-factor model of multicultural counseling for consumers with disabilities. Journal of Vocational Rehabilitation. 24(3), 151-159. Liu, W. M., Sheu, H. B. ve Williams, K. (2004). Multicultural counseling competency in research: Examining the relationship among multicultural competencies, research raining and self-efficacy, and the multicultural environment. Cultural Diversity and Ethnic Minority Psychology. 10(4), 324-339. Lüleci, S. (2014). Psikolojik danışmanlar için çokkültürlü tutum ölçeğinin geliştirilmesi ve uygulanması. Yüksek Lisans Tezi. Uludağ Üniversitesi. MacDougall, C. (2002). Rogers’s person-centered approach: Consideration for use in multicultural counseling. Journal of humanistic Psychology. 43(2), 48-65. Marsella, A. J. (1985). Culture, self, and mental disorder. A. J. Marsella, G. DeVos, ve F. L. K. Hsu (Ed.), Culture. sy. 281-307. New York: Tavistock. McRae, M. B. ve Johnson, S. D. (1991). Toward training for competence in multicultural counselor education. Journal of Counseling and Development. 70, 131-135. Middleton, R. A., Ergüner-Tekinalp, B., Williams, N. F., Stadler, H. A. ve Dow, J. E. (2011). Racial Identity Development and Multicultural Counseling Competencies of White Mental Health Practitioners. International Journal of Psychology and Psychological Therapy. 11(2), 201-218 Middleton, R. A., Stadler, H. A., Simpson, C., Guo, Y. J., Brown, M. J., Crow, G., Schuck, K., Alemu, Y. ve Lazarte, A. A. (2005). Mental Health Practitioners: The Relationship Between White Racial Identity Attitudes and Self-Reported Multicultural Counseling Competencies. Journel Of Counseling and Development. Vol. 83, 444-456. Miller, W. ve Thoresen, C. (2003). Spirituality, religion, and health. American Psychologist. 58(1), 24-35. Mindrup, R. M., Spray, B. J. ve Lamberghini-West, A. (2011). White Privilege and Multicultural Counseling Competence: The Influence of Field of Study, Sex, and Racial/Ethnic Exposure. Journal of Ethnic & Cultural 104 Diversity in Social Work. 20, 20–38, Mollen, D., Ridley, C. R. ve Hill, C. L. (2003). Models of multicultural counseling competence: A critical evaluation. D. B. Pope-Davis, H. L. K. Coleman, W. M. Liu ve R. L. Toporek (Ed.), Handbook of multicultural competencies in counseling and psychology. Sy. 21-37. Thousand Oaks: Sage. Myers, J. E. ve Willard, K. (2003). Integrating spirituality into counselor preparation: A developmental wellness approach. Counseling and Values, 47, 142-155. Neuliep, James W. , James C. McCroskey. 1997. The Development of a U.S. and Generalized Ethnocentrism Scale. Communication Research Reports. c. 14. s. 4: 385-398. Neville, H. A., Heppner, M. J., Louie, M. J., Thompson, C. E., Brooks, I. ve Baker, C. E. (1996). The impact of multicultural training on White racial identity attitudes and therapy competencies. Professional Psychology: Research and Practice. 27, 83-89. Ottavi, T. M., Pope-Davis, D. B. ve Dings, J. G. (1994). Relationship between white racial identity attitudes and self-reported multicultural counseling competencies. Journal of Counseling Psychology. 41(2). 149-154. Özer, Ö. (2014). Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeğinin Geliştirilmesi (Yüksek Lisans Tezi). Parekh, B. (2002). Çok Kültürlülüğü Yeniden Düşünmek. (B. Tanrıseven, Çev.). Ankara: Phoenix Yayınevi. Parker, W. M., Valley, M. M. ve Geary, C. A. (1986). Acquiring cultural knowledge for counselors in trahiing: A multifaceted approach. Counselor Education & Supervision. 26(1). 61-71. Pedersen, P. B. (1978). Four dimensions of cross-cultural skill in counselor training. Personnel and Guidance Journal, 56(8), 480-484. Pedersen, P. B. (1991). Muhiculturalism as a generic approach to counseling. Journalof Counseling & Development. 70(1), 6-12. Peek, C. W., Lowe, G. D. ve Williams, L. S. (1991). Gender and God's word: Another look at religious fundamentalism and Sexism. Social Forces, 69, 1205-1221. Plante, T. (2007). Integrating spirituality and psychotherapy: Ethical issues and 105 principles to consider. Journal of Clinical Psychology. 63(9), 891-902. Pomales, J., Claiborn, C. D. ve LaFromboise, T. D. (1986). Effects of Black students' racial identity on perceptions of White counselors varying in cultural sensitivity. Journal of Counseling Psychology. 33(1). 57-61. Ponterotto, J. G. (1988). Racial consciousness development among White counselor trainees: A stage model. Journal Counseling and Development. 16(4). 146-156, of Multicultural Ponterotto, J. G. (2008). Theoretical and emprical advances in multicultural counseling and psychology. S. D. Brown ve R. W. Lent (Ed). Handbook of counseling psychology (4. baskı, sy.121-140). New Jersey: John Wiley & Sons, Inc. Ponterotto, J. G. ve Casas, J. M. (1987). In research of multicultural competence within counselor education programs. Journal of Counseling and Development. 65. 430-434. Pope‐Davis, D. B. ve Ottavi, T. M. (1994). Examining the association between self‐reported multicultural counseling competencies and demographic variables among counselors. Journal of Counseling and Development, 72(6), 651-654. Pope-Davis, D. B., Reynolds, A. L., Dings J. G. ve Nielson, D. (1995). Examining multicultural counseling competencies of graduate students in psychology. Professional Psychology: Research & Practice. 26(3). 322-329. Pope-Davis, D. B., Reynolds, A. L., Dings J. G. ve Ottavi, T. M. (1994). Multicultural competencies of doctoral interns at universlly counseling centers: An exploratory investigation. Professional Psychology: Research & Practice. 25(4). 466-470. Powell, L.E. (2008). The relationship between reading comprehension and oral reading fluency in third grade students. Doctoral Dissertation. Southern Carolina State University. Proctor, E. K. ve Rosen, A. (1981). Expectations and preferences for counselor race and their relation to intermediate treatment outcomes. Journal of Counseling Psychology. 28, 40–46. Reid, P. T. (2002). Multicultural psychology: Bringing together gender and ethnicity. Cultural Diversity and Ethnic Minority Psychology, 8, 103–114. Richardson, T. Q. ve Molinaro, K. L. (1996). White counselor self-awareness: A 106 prerequisite for developing multicultural competence. Journal of Counseling and Development. 74, 238-242. Ridley, C. R., Mendoza, D. W. ve Kanitz, B. E. (1994). Multicultural training: Reexamination, operationalization, and integration. The Counseling Psychologist, 22, 227-298. Robertson, J. ve Fitzgerald, L.F. (1990). The (mis)treatment of men: Effects of client gender role and life style on diagnosis and attribution of pathology. Journal of Counseling Psychology. 37, 3-9. Robinson, G. B. (1997). The Relationship Among School Counselors’ Selfperceptions Of Multicultural Counseling Competencies And Ethnic Identity Development. Doktora Tezi. Texas Tech University. Robinson, B. ve Bradley, L.J. (1997). Multicultural training for undergraduates: Developing knowledge and awareness. Counseling and Development. 25, 281-289. Journal of Multicultural Roysircar, G., Hubbell, R. ve Gard, G. (2003). Multicultural research on counselor and competencies in client variables. counseling H. L. K. Coleman, W. Handbook o f multicultural and psychology (D. B. Pope-Davis, M. Liu ve R. L. Toporek (Ed.). sy. 247-266. Thousand Oaks: Sage. Ruelas, S. (2003). Objectively measured multicultural counseling competencies. D. B. Pope-Davis, H. L. K. Coleman, W. M. Liu ve R. L. Toporek (Ed), Handbook of multicultural competencies in counseling and psychology. Sy. 283-300. Thousand Oaks: Sage. Sabnani, H. B., Ponterotto, J. G. ve Borodovsky, L. G. (1991). White racial identity development and cross-cultural training. The Counseling Psychologist. 19, 76-102. Salzman, M. (2000). Promoting multicultural competence: A cross-cultural mentorship project. Journal of Multicultural Counseling and Development. 28(2), 119-124. Sinclair, S. L. ve Monk, G. (2005). Discursive empathy: A new foundation for therapeutic practice. British Journal of Guidance and Counselling. 33(3), 333-349. Smart, J. F. ve Smart, D. W. (1992). Cultural issues in the rehabilitation of Hispanics. Journal of Rehabilitation. 58, 29–37. 107 Smith, T. B., Constantine, M. G., Dunn, T. W., Dinehart, J. M. ve Montoya, J. A. (2006). Multicultural education in the mental health professions: A metaanalytic review. Journal of Counseling Psychology, 53, 132–145 Sodowsky, G. R., Kuo-Jackson, P. Y. ve Loya, G. J. (1997). Outcome of training in the philosophy of assessment: Multicultural counseling competencies. D. B. Pope-Davis ve H. L. K. Coleman (Ed.). Muhicultural Counseling Competencies: Assessment. Education and Training, and Supervision. Thousand Oaks, CA: Sage Publications. Sodowsky, G. R., Kuo-Jackson, P. Y., Richardson, M. F. ve Corey, A. T. (1998). Correlates of self-reported multicultural competencies: Therapist multicultural social desirability, race, social inadequacy, and locus of control, racial ideology, and multicultural training. Journal of Counseling Psychology, 45, 256-264. Sodowsky, G. R., Taffe, R. C., Gutkin, T. B. ve Wise, S. L. (1994). Development of the Multicultural Counseling Inventory: A self-report measure of multicultural competencies. Journal of Counseling Psychology. 41, 137148. Spanierman, L. B., Poteat, V. P., Wang, Y-F. ve Oh, E. (2008). Psychosocial costs of racism to white counselors: Predicting various dimensions of multicultural counseling competence. Journal of Counseling Psychology, 55, 75-88. Sue, S. (1999). Science, ethnicity, and bias: Where have we gone wrong? American Psychologist, 54, 1070-1077. Sue, D. (2006). Multicultural social work practice. Somerset, NJ: Wiley & Sons Sue, D. W. (1989). Racial/cultural identity development among Asian-Americans: Counseling/therapy implications. AAPA Journal. 13(1). 80-86. Sue, D. W. (2001). Multidimensional facets of cultural competence. The Counseling Psychologist. 2 (6), 790-821. Sue, D. W., Arredondo, P., ve McDavis, R. J. (1992). Multicultrual counseling competencies and standards: A call to the profession. Journal of Counseling and Development, 70, 477-486. Sue, D. W., Ivey, A. E. ve Pedersen, P. B. (1996). A theory of multicultural counseling and therapy. Pacific Grove: Brooks/Cole. Sue, D. W., ve Sue, S. (1971). Counseling Chinese-Americans. Personnel and 108 Guidance Journal, 50 (8), 637-644. Sue, D. W., ve Sue, D. (1977). Barriers to effective cross-cultural counseling. Journal of Counseling Psychology, 24 (5), 420-429. Sue, D. W. ve Sue, D. (1990). Counseling the Culturally Different: Theory and Practice (2. baskı). New York: John Wiley & Son. Sue, D. W., Bernier, J,, Durran, A., Feinberg, L., Pedersen, P., Smith, E., ve Vasquez-Nuttal, E. (1982). Position paper: Cross-cultural counseling competencies. The Counseling Psychologist, 70, 45-52. Sue, D. W., ve Torino, G. C. (2005). Racial-cultural competence: Awareness, knowledge, and skills. In Carter, R. T. (Ed.), Handbook of racial- cultural psychology and counseling: Training and practice, (Second edition). John Wiley and Sons. Sue, S., Fujino, D. C., Hu, L., Takeuchi, D. T. ve Zane, N. W. S. (1991). Community mental health services for ethnic minority groups: A test of the cultural responsiveness hypothesis. Journal of Consulting and Clinical Psychology. 59, 533–540. Şen, E. (2014). Etnik Gruplarda Sosyal Kimlik ve Algılanan Ayrımcılık: Türk ve Kürt Etnik Grupları Üzerine Bir Çalışma. Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi. Tabachnick, B. G. ve Fidell L. S. (2007). Using Multivariate Statistics. Boston, MA: Pearson. Thompson, C.E., Worthington, R. Ve Atkinson, D.R. (1994). Counselor content orientation, counselor race, and Black women's cultural mistrust and selfdisclosures. Journal of Counseling Psychology. 41(2). 155-161. Toporek, R. L., ve Reza, J. V. (2001). Context as a critical dimension of multicultural counseling: Articulating personal, professional, and institutional competence. Journal of Multicultural Counseling and Development, 29(1), 13-30. Türk PDR Derneği (2007). Psikolojik danışma ve Rehberlik Alanında Çalışanlar İçin Etik Kurallar. 7. Baskı, Ankara. Uhlmann, W., Schuette, J.L. ve Yashar, B. (2011). A guide to genetic counseling. Kindle Versiyonu. John Wiley and Sons. www.amazon.com Üstün, E. (2011). Öğretmen Adaylarının Kültürlerarası Duyarlılık Etnikmerkezcilik Düzeylerini Etkileyen Etmenler (Yüksek Lisans Tezi). ve 109 Vereen, L. G., Hill, N. R. ve McNeal, D. T. (2008). Perceptions of multicultural counseling competency: Integration of the curricular and the practical. Journal of Mental Health Counseling. 30, 226-236. Vinson, T. S. ve Neimeyer, G. J. (2003). The relationship between racial identity development and multicultural counseling competency: A second look. Journal of Multicultural Counseling and Development, 31, 262–277. Vontress, C. E. (1988). An existential approach to cross-cultural counseling. Journal of Multicultural Counseling and Development. 16, 73-83. Walker, D., Gorsuch, R. ve Tan, S. (2004). Therapists’ integration of religion and spirituality in counseling: A meta-analysis. Counseling and Values. 49, 6979 Wilkinson, W. W. (2004). Religiosity, authoritarianism, and homophobia: A multidimensional approach. International Journal for the Psychology of Religion. 14, 55-67. Wrenn, C. G. (1985). The culturally encapsulated counselor revisited. P. Pederson (Ed.). Handbook of Cross-cultural Counseling and Therapy. sy. 323-329. Westport, CT: Greenwood Press. 110 EKLER Ek 1 Demografik Bilgi Formu 1. Cinsiyetiniz: Erkek Kadın 2. Cinsel yöneliminiz: Heteroseksüel (Karşı cinse duygusal, cinsel ilgi duyan kadın ya da erkek) Lezbiyen (Kendi cinsine cinsel, duygusal ilgi duyan kadın) Gey (Kendi cinsine cinsel, duygusal ilgi duyan erkek) Biseksüel (Duygusal, cinsel açıdan hem karşı cinse hem de kendi cinsine ilgi duyan kadın ya da erkek) Diğer (lütfen belirtiniz): 3. Kendinizi etnik köken bakımından nasıl tanımlarsınız? Arap Çerkez Ermeni Kürt Laz Nusayri Türk Türkmen Diğer (lütfen belirtiniz) 4. Kendinizi dini inanç bakımından nasıl tanımlarsınız? Sünni Alevi Kimliğimde İslam yazıyor ama Ateistim (Allah’a inanmıyorum) Kimliğimde İslam yazıyor ama Deistim (Allah’a inanıyorum ancak dine inanmıyorum) Diğer (lütfen belirtiniz) 5. Şuan görev yaptığınız şehir: 6. En son aldığınız diploma derecesi: Lisans Yüksek Lisans (Master) 7. Mesleki kıdeminiz (Yıl olarak): 0-5 Yıl 6-10 Yıl 15 Yıl 16-20 21-25 Yıl ve üstü Doktora 1126 111 8. Çalıştığınız kurumda bir ayda ortalama kaç danışanla düzenli psikolojik danışma oturumu gerçekleştirmektesiniz? 9. Çokkültürlü psikolojik danışma ile ilgili bir ders, kurs, seminer, vb. herhangi bir eğitim aldınız mı? Evet Hayır 10. Eğer aldıysanız; bu eğitimin içeriği, hangi kurumdan aldığınız ve süresi hakkında bilgi veriniz. 112 Ek 2 Çokkültürlü Psikolojik Danışma Yeterlikleri Ölçeği Değerli Katılımcı, 1 Farklı kültüre mensup danışanlarımın dini inanışları hakkında bilgi sahibiyim. 2 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken konuşulan farklı şiveleri danışma surecinde engel olarak görürüm. 3 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken gerektiğinde danışanın yerel yardım kaynaklarından destek alırım (din adamı, akraba, komşu gibi). 4 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken danışanların bazı davranışlarını yadırgadığımı fark ediyorum. 5 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken sözsüz iletişimlerini uygun ve doğru bir şekilde anlayabilirim. 6 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken, iletişim stilimin psikolojik danışma sürecine etkilerinin farkındayım. 7 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken huzursuz hissederim. 8 Farklı kültüre mensup danışanlarımın inanç, değer ve gelenekleri hakkında bilgi sahibiyim. 9 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken farklı danışma süreçleri tasarlarım. 10 Bir psikolojik danışman olarak; farklı kültürlerin toplumdaki birliği bozacağına inanırım. 11 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken sözel iletişimlerini uygun ve doğru şekilde anlayabilirim. Beni tamamen tanımlıyor 5 4 3 2 Beni hiç tanımlamıyor 1 Aşağıdaki ölçek içerisinde kullanılan farklı kültür kavramı sizin mensup olduğunuz kültürden farklı olan durumları nitelemek amacı ile kullanılmıştır. Çalışma kapsamında kültür; içinde yaş, cinsiyet, sosyoekonomik düzey, dil, ırk, etnik köken, dini inanç, cinsel yönelim gibi kavramları içeren bir kavram olarak değerlendirilmiştir. İfadeleri değerlendirirken kültür kavramını bu anlamı ile dikkate almanız beklenmektedir. Lütfen aşağıdaki ifadelerin sizi ne kadar tanımladığını derecelendiriniz. 113 12 Bir psikolojik danışman olarak psikolojik danışman ile danışan arasındaki kültürel farkların danışma sürecine olumsuz etki yapacağını düşünürüm. 13 Farklı kültüre mensup danışanlarımın kişilik gelişim süreçleri hakkında bilgi sahibiyim. 14 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken kullandığım ölçme araçlarının kültürel sınırlılıklarına dikkat ederim. 15 Bir psikolojik danışman olarak, kültürel geçmişimin psikolojik süreçler hakkındaki düşüncelerimi etkilediğini fark ediyorum. 16 Farklı kültüre mensup danışanlarımın aile yapıları ve hiyerarşileri hakkında bilgi sahibiyim. 17 Bir psikolojik danışman olarak; danışanlarımın kendi kültürüme yakın bireyler olmasını tercih ederim. 18 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken danışanlarımın düşünce ve davranışlarındaki kültür etkisini anlayabilirim. 19 Bir psikolojik danışman olarak, mensup olduğum kültürün danışana olan bakış açımı etkilediğini fark ediyorum. 20 Farklı kültüre mensup danışanlarımın iletişim stilleri hakkında bilgi sahibiyim. 21 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken kültürel farklılıklardan kaynaklanabilecek yanlış anlamaları fark edebilirim. 22 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken gerektiğinde o kültüre mensup bir başka meslektaşımdan konsültasyon/süpervizyon alırım. 23 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken sözel olmayan ifadelerimi uygun ve doğru şekilde iletebilirim. 24 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken onlara yardımcı olamayacağımı düşünürüm. 25 Farklı kültüre mensup danışanlarımın mensup oldukları kültürler hakkında bilgi sahibiyim. 26 Farklı kültüre mensup danışanlarımla çalışırken sözel ifadelerimi uygun ve doğru şekilde iletebilirim. 114 Ek 3 1 Diğer birçok kültür benim kültürümle kıyaslandığında geri kalmıştır. 2 Benim kültürüm diğer kültürlere örnek olmalıdır. 3 5 Diğer kültürlerin insanları benim kültür ortamıma gelince tuhaf davranırlar. Diğer kültürlerdeki yaşam biçimleri de benim kültürümdekiler kadar meşrudur (geçerlidir). Diğer kültürler benim kültürüme daha çok benzemeye çalışmalıdır. 6 Diğer kültürlerin değerleri ve gelenekleriyle ilgilenmiyorum. 7 Benim kültürümdeki insanlar başka kültürlerdeki insanlardan pek çok şey öğrenebilir. Diğer kültürlerdeki pek çok insan kendileri için neyin iyi olduğunu bilmiyorlar. 4 8 9 Diğer kültürlerin değerlerine ve geleneklerine saygı duyarım. 10 Pek çok insan benim kültürümdeki insanlar gibi yaşasaydı, daha mutlu olurdu. Farklı kültürlerden pek çok arkadaşım var. 11 14 Benim kültürümdeki insanlar neredeyse dünyadaki en iyi yaşam biçimine sahiptir. Diğer kültürlerdeki yaşam biçimleri benim kültürümdekiler kadar meşru (geçerli) değildir. Diğer kültürlerin değerlerine ve geleneklerine karşı çok ilgiliyim. 15 Benden farklı olan insanları da kendi değerlerimle yargılarım. 16 Kendime benzeyen insanları erdemli olarak görürüm. 17 Benden farklı insanlarla işbirliği yapmam. 18 Benden farklı olan insanlara güvenmem. 19 Diğer kültürlerden insanlarla etkileşim kurmaktan hoşlanmam. 20 Diğer kültürlerin değerlerine ve geleneklerine karşı çok az saygım var. 12 13 Tamamen Katılıyorum Katılıyorum Kararsızım Katılmıyorum Aşağıdaki ifadeleri hızlıca okuyunuz ve ilk izleniminize göre cevap veriniz. Cevaplarınızı 1 ile 5 arasında, düşüncenizi en iyi tanımlayan numara ile gösteriniz. Bu ölçekte “doğru” veya “yanlış” cevaplar olmadığını unutmayınız ve mümkün olduğu kadar içten cevaplar vermeye özen gösteriniz. Teşekkürler Hiç Katılmıyorum Etnikmerkezcilik Ölçeği 115 Ek 4