tc gazi üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü kamu yönetimi ana bilim

advertisement
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
KAMU YÖNETİMİ ANA BİLİM DALI
YÖNETİM BİLİMLERİ BİLİM DALI
KAMUOYU DENETİMİ: TÜRKİYE’DE KAMU YÖNETİMİ EĞİTİMİNİN
KAMUOYU DENETİMİNE ETKİSİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan
Burak POLAT
Tez Danışmanı
Doç. Dr. Nail ÖZTAŞ
Ankara-2009
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
KAMU YÖNETİMİ ANA BİLİM DALI
YÖNETİM BİLİMLERİ BİLİM DALI
KAMUOYU DENETİMİ: TÜRKİYE’DE KAMU YÖNETİMİ EĞİTİMİNİN
KAMUOYU DENETİMİNE ETKİSİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan
Burak POLAT
Tez Danışmanı
Doç. Dr. Nail ÖZTAŞ
Ankara-2009
ONAY
Burak POLAT tarafından hazırlanan ‘‘Kamuoyu Denetimi:Türkiye’de
Kamu Yönetimi Eğitiminin Kamuoyu Denetimine Etkisi’’ başlıklı bu çalışma,
03.11.2009 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile başarılı
bulunarak jürimiz tarafından Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Yönetim Bilimleri
Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.
Prof. Dr. Mehmet KÜÇÜKKURT (Başkan)
Doç. Dr. Şenol DURGUN
Doç. Dr. Nail ÖZTAŞ (Danışman)
i
ÖNSÖZ
‘‘Kamuoyu Denetimi: Türkiye’de Kamu Yönetimi Eğitiminin Kamuoyu
Denetimine Etkisi’’ başlıklı bu çalışma uzun ve yoğun bir dönem sonrasında
hazırlanmıştır. Çalışmada belirli bir konu veya konuda toplumun tümü ya da
belli bir grubu tarafından benimsenen ortak kanaatlerin toplamından oluşan
kamuoyu kavramı ve bunun unsurları, oluşma şartları ve çeşitleri üzerinde
durulmuştur.
Yönetimlerde
önceden
planlanan
amaçlara
erişilip
erişilmediğinin tespiti için yapılan denetim kavramı ve bunun sebepleri, türleri
üzerinde durulmuştur. Kamuoyu denetiminin siyasal sistemlerdeki görüntüsü
ve 1982 Anayasasından sonra Türkiye’deki yasal mevzuatlardaki yeri
üzerinde durulduktan sonra kamu yönetimi eğitimin kamuoyu denetimine
katılma konusunda bir etkisinin olup olmadığının tespit edilmesi amacıyla
uygulanan anket sonuçlarının genel bir değerlendirmesi yapılmıştır.
Bu çalışmanın hazırlanmasında değerli yardımlarını esirgemeyen ve
bana katlanan Tez Danışmanım Sayın Doç. Dr. Nail ÖZTAŞ’a en derin
şükranlarımı sunarım. Yüksek lisans eğitimim boyunca tarafıma her türlü
kolaylığı
sağlayan,
başta
yöneticilerim
olmak
üzere
tüm
mesai
arkadaşlarıma, desteklerini her zaman yanımda hissettiğim isimlerini
saymakla
bitiremeyeceğim
canım
arkadaşlarıma,
maddi
ve
manevi
desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen anneanneme, babaanneme, dedeme,
dayıma, amcama ve diğer akrabalarıma da teşekkürü bir borç bilirim.
Son
olarak
öğrenim
hayatımın
her
aşamasında
beni
sürekli
destekleyen, attığım her adımda sonsuz inanç ve sevgileriyle varlıklarını hep
yanımda hissettiğim canım annem FATMA POLAT’a, sevgili ağabeyim Murat
POLAT’a ve eşi Ayşe POLAT’a ne kadar teşekkür etsem de yetersiz
kalacağını bilmeme rağmen teşekkür eder, bu çalışmayı yaşamının sonuna
kadar üzerimde emeği olan ve tez yazımım sırasında bana ve sevdiklerine
erken veda eden sevgili babam Muharrem POLAT’a ve hemen ardından
kaybettiğim yeğenim Melek POLAT’a ve tezimin bitmesini çok isteyen ama
bittiğini göremeyen canım teyzem Saime YOL’a ithaf ederim.
Ankara 2009
ii
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ........................................................................................................... i
İÇİNDEKİLER ................................................................................................ ii
KISALTMALAR ............................................................................................. v
TABLOLAR DİZİNİ....................................................................................... vi
GİRİŞ ............................................................................................................. 1
BİRİNCİ BÖLÜM
KAMUOYU, DENETİM, KAMUOYU DENETİMİ VE SİYASAL SİSTEMLER
1.1.KAMUOYU KAVRAMI................................................................ 6
1.1.1. KAMU UNSURU.............................................................. 7
1.1.2. OY UNSURU................................................................... 9
1.2. KAMUOYUNUN OLUŞUMU VE OLUŞMA
ŞARTLARI............................................................................... 10
1.3. KAMUOYU ÇEŞİTLERİ .......................................................... 14
1.3.1. Ulusal veya Bölgesel Kamuoyu .................................... 14
1.3.2. Uluslararası ya da Dünya Kamuoyu ............................. 15
1.4. DENETİM KAVRAMI............................................................... 16
1.5. DENETİMİN SEBEPLERİ ....................................................... 17
1.6. DENETİM TÜRLERİ ............................................................... 19
1.7. KAMUOYU DENETİMİ............................................................ 24
1.8. SİYASAL SİSTEMLER VE KAMUOYU................................... 26
1.8.1. Demokratik Sistemlerde Kamuoyu ............................... 26
1.8.2. Totaliter Sistemlerde Kamuoyu..................................... 28
1.8.3. Az Gelişmiş Ülke Sistemlerinde Kamuoyu.................... 30
iii
İKİNCİ BÖLÜM
1982 ANAYASASI SONRASI TÜRKİYE’DE KAMUOYU DENETİMİ
2.1. YASAL ALT YAPISI ................................................................ 31
2.1.1. 1982 Anayasası............................................................ 31
2.1.2. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Kanunu ......................................................................... 34
2.1.3. 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ....................... 36
2.1.4. 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına
Dair Kanun.................................................................... 41
2.1.5. 5272 Sayılı Belediye Kanunu........................................ 44
2.1.6. 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ............................... 47
2.2. ÜLKE VATANDAŞLARININ HAK ARAMA BİLİNCİ ................ 48
2.3. KAMU YARARINI AMAÇ EDİNMİŞ MEDYA........................... 50
2.4. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI ............................................. 52
2.5. EĞİTİM VE KAMUOYU DENETİMİ......................................... 54
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
KAMU YÖNETİMİ BİRİNCİ VE DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİ
ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA: EĞİTİM VE KAMUOYU DENETİMİ
3.1. ARAŞTIRMAYLA İLGİLİ GENEL BİLGİLER ........................... 57
3.2. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI, AMACI VE ÖNEMİ .................... 58
3.3. ARAŞTIRMANIN VARSAYIMLARI ......................................... 59
3.4. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE UYGULANMASI................... 61
3.5. ARAŞTIRMANIN VERİ VE BULGULARI ................................ 62
iv
3.6. ARAŞTIRMA BULGULARININ GENEL
DEĞERLENDİRİLMESİ......................................................... 107
SONUÇ ...................................................................................................... 115
KAYNAKÇA .............................................................................................. 125
EKLER....................................................................................................... 129
ÖZET ......................................................................................................... 142
ABSTRACT ............................................................................................... 144
v
KISALTMALAR
a.g.e.
: Adı Geçen Eser
a.g.m.
: Adı Geçen Makale
A.Ş.
: Anonim Şirket
A.Ü. SBF. BYYO : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın ve
Yayın Yüksek Okulu
bs.
: Baskı
çev.
: Çeviren
İİBF
: İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
md.
: Madde
P
: Anlamlılık Düzeyi
s.
: Sayfa
SD
: Serbestlik Derecesi
SPSS
: Statistical Packages For The Social Sciences
STK
: Sivil Toplum Kuruluşu
T.C.
: Türkiye Cumhuriyeti
TL
: Türk Lirası
TODAİE
: Türkiye Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü
v.b.
: ve Benzeri
X
: Ki-Kare
vi
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 1: Ankete Katılan Kadın ve Erkek Sayısı......................................... 62
Tablo 2: Ankete Katılanların Sınıfı............................................................. 62
Tablo 3: Fakülteye Başlamadan Önce En Uzun Süre Nerede
Yaşanıldığı .................................................................................. 63
Tablo 4: Ankete Katılanların Bitirdikleri Lise Türü...................................... 63
Tablo 5: Ankete Katılanların Annelerinin Son Mezun Olduğu Okul ........... 64
Tablo 6: Ankete Katılanların Babalarının Son Mezun Olduğu Okul........... 64
Tablo 7: Ankete Katılanların Annelerinin İşi .............................................. 65
Tablo 8: Ankete Katılanların Babalarının İşi .............................................. 66
Tablo 9: Ankete Katılanların Ailelerinin Aylık Toplam Geliri ...................... 67
Tablo 10: Hukuk Sistemimizin Kamuoyu Denetimine Verdiği Önem ........... 68
Tablo 11: Kamu Kaynağının Denetiminin Sağlanması Amacıyla
Kamuoyunun Zamanında Bilgilendirilmesi Nasıl Bir Haktır ......... 69
Tablo 12: Bugüne Kadar Herhangi Bir Kamu Kurum ve Kuruluşundan
Bilgi İsteme Talebinde Bulunup Bulunulmadığı ........................... 71
Tablo 13: Hangi Yolla Bilgi İsteme Talebinde Bulunulduğu......................... 72
Tablo 14: Hangi Konularda Bilgi İsteminde Bulunulduğu ............................ 73
Tablo 15: Bugüne Kadar Herhangi Bir Dilekçe Verilip Verilmediği .............. 74
Tablo 16: Dilekçe Verme Hakkının Hangi Kaynaktan Öğrenildiği................ 75
Tablo 17: Belediye Faaliyet Raporu İncelenip İncelenmediği...................... 76
Tablo 18: Ülke Siyaseti Konusundaki Görüşlerini Oluştururken
Yararlanılan Kaynaklar (Tüm Öğrenciler) .................................... 78
Tablo 19: Ülke Siyaseti Konusundaki Görüşlerini Oluştururken
Yararlanılan Kaynaklar (Birinci Sınıf Öğrencileri) ........................ 79
Tablo 20: Ülke Siyaseti Konusundaki Görüşlerini Oluştururken
Yararlanılan Kaynaklar (Dördüncü Sınıf Öğrencileri)................... 80
Tablo 21: Zorunlu Din Dersi Eğitimi Konusundaki Görüşlerini
Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Tüm Öğrenciler)............... 81
Tablo 22: Zorunlu Din Dersi Eğitimi Konusundaki Görüşlerini
Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Birinci Sınıf
Öğrencileri).................................................................................. 82
vii
Tablo 23: Zorunlu Din Dersi Eğitimi Konusundaki Görüşlerini
Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Dördüncü Sınıf
Öğrencileri).................................................................................. 83
Tablo 24: Yerel Hizmetler Konusunda Çevre Sakinlerini Etkilemede ve
Yönlendirmede En Etkili Araçlar (Tüm Öğrenciler) ..................... 84
Tablo 25: Yerel Hizmetler Konusunda Çevre Sakinlerini Etkilemede ve
Yönlendirmede En Etkili Araçlar (Birinci Sınıf Öğrencileri) .......... 85
Tablo 26: Yerel Hizmetler Konusunda Çevre Sakinlerini Etkilemede ve
Yönlendirmede En Etkili Araçlar (Dördüncü Sınıf Öğrencileri) .... 86
Tablo 27: Ülkemizde Hak Arama Mekanizmaları Halk Tarafından
Bilinmekte ve Kullanılmaktadır .................................................... 87
Tablo 28: Ülkemizde Hak Arama Mekanizmaları Eğitimli Kesim
Tarafından Bilinmekte ve Kullanılmaktadır .................................. 88
Tablo 29: Kamu Yönetimi Bölümünde Aldığım Eğitim Hak Arama
Mekanizmalarını Öğrenmemi Sağladı ......................................... 89
Tablo 30: Üniversite Öncesi Aldığım Eğitim Sonucu Hak Arama
Mekanizmalarını Öğrenmiştim..................................................... 91
Tablo 31: Hak Arama Mekanizmalarını Aile/Akraba Çevremden
Öğrendim .................................................................................... 92
Tablo 32: Hak Arama Mekanizmalarını Arkadaş Çevremden Öğrendim..... 93
Tablo 33: Ülkemizdeki Hak Arama Mekanizmalarını İyi Bildiğimi
Düşünmekteyim........................................................................... 95
Tablo 34: Ülkemizdeki Hak Arama Mekanizmalarını Bugüne Kadar
Gerektiğinde Kullandım ............................................................... 96
Tablo 35: Ülkemizdeki Hak Arama Mekanizmalarını Gerektiğinde
Kullanabileceğimi Düşünüyorum ................................................. 97
Tablo 36: Siyasi Partilerin Faaliyetlerinin/Politikalarının Hak Arama
Konusundaki Bilgiye Katkısı ........................................................ 99
Tablo 37: Türkiye’de Kamuoyunun Oluşmasında Sivil Toplum
Kuruluşlarının Etkisi .................................................................. 100
Tablo 38: Herhangi Bir Sivil Toplum Kuruluşuna/Gönüllü Kuruluşa
Üyelik ........................................................................................ 101
Tablo 39: Hangi Tür Sivil Toplum Kuruluşuna/Gönüllü Kuruluşa Üyelik.... 102
Tablo 40: Sivil Toplum Kuruluşuna/Gönüllü Kuruluşa Üyeliğin
Düşünülmesi ............................................................................. 103
Tablo 41: Hangi Tür Sivil Toplum Kuruluşu/Gönüllü Kuruluşa Üyeliğin
Düşünülmesi ............................................................................. 104
viii
Tablo 42: Kamuoyunun Oluşmasında Sivil Toplum Kuruluşlarının Etkisi .. 105
Tablo 43: Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne Katılma................................... 106
1
GİRİŞ
Günümüzde,
kamuoyunun
devlet
fonksiyonlarının
ifasında
ve
denetiminde aldığı rol büyük önem arz etmektedir. Siyasal, sosyal, ekonomik,
kültürel gelişmeler, toplumu yönetilen taraf olmaktan yöneten ve denetleyen
taraf olmaya yöneltmektedir. Birçok olay bireysel olarak ele alındığında
toplum bazında destek görmediğinden unutulup gitmektedir. Olaylar
hakkında kamuoyu iyi bilgilendirilip, yönlendirilir ve organize edilirse yönetim
ve denetim alanında önemli fonksiyonlar görecektir. İdarenin iş ve
eylemlerinden etkilenen vatandaşların söz konusu iş ve eylemlerin
denetiminde söz sahibi olmaları gerekmektedir. Bugün kamu yönetimin
denetlenmesinde istenen sonuçlara ulaşılması açısından kamuoyunun
denetim işlevine katılımı çok önemlidir.
Siyasal karar alma sürecini etkileyen faktörlerden olan kamuoyu
siyaset bilimi açısından da önemlidir. Toplumların siyasal sistemine
bakılmaksızın yönetimi ellerinde bulunduranlar yaptıkları iş ve eylemleri
konusunda yönetilenlerin düşünce ve kanaatlerini bilmek isterler. Bu düşünce
ve kanaatler demokratik toplumlarda çok bir ağırlığa sahipken, otoriter
toplumlarda daha az bir ağırlığa sahiptir.1
Kamuoyu, herhangi bir olay, konu veya sorun hakkında toplumun
yahut belli grupların ortak düşünce ve tutumlarını ifade eder.2 Bireylerin
karşılaştıkları sosyal çevrelerin (aile, okul, arkadaş grubu, iş ve meslek
grupları), yüz yüze yapılan temaslar ve kanaat önderlerinin ve kitle iletişim
araçlarının kamuoyunun oluşmasında etkileri vardır. Oluşan bu kamuoyu
ulusal kamuoyu olabileceği gibi uluslar arası bir kamuoyu da olabilir.
Kamuoyu, tepkilerini ve beğenilerini göstermek için çeşitli araçlar
kullanmaktadır.
1
2
Basın
ve
seçimler
kamuoyunun
kullandığı en
Münci Kapani, Politika Bilimine Giriş, 13. bs., Ankara, Bilgi Yayınevi, Ekim 2001, s. 146
Davut Dursun, Siyaset Bilimi, 2.bs., İstanbul, Beta Basım Dağıtım A.Ş., Ekim 2004, s. 299
etkili
2
araçlardandır. Bunların yanında siyasi partileri, baskı gruplarını, anketleri,
anomik gösteri3 topluluklarını, halk meclislerini ve bürokrasiyi de sayabiliriz.
Kamuoyu, bir konu ile ilgilenen grupların kanaatlerini ifade etme,
tartışma ve karşılıklı etkileşme süreçlerinin ürünü olduğuna göre, bu
kanaatlerin özgürce ifade edilmelerini ve tartışılmasını sağlayacak hukuki ve
siyasal ortamın varlığı bu davranış için bir önkoşuldur. Anayasa ve diğer
yasalar hukuki ortamın oluşmasını, siyasal organın kararları ve uygulamaları
da siyasal ortamın oluşmasını sağlar. Anayasa, herhangi bir devletin
mahiyetini, yani asli organlarını: bu organların, kuruluş, teşkilâtlanış ve işleyiş
tarzlarını, birbirleriyle olan yetki ve sorumluluk ilişkilerini, devletin üstün
otoritesi altında bulunan insanların temel hak ve özgürlükleriyle ilgili hukuk,
ilke, kural ve kurumların neler olduğunu belirleyip gösteren temel belgedir.
Başka söyleyişle, herhangi bir devletin siyasî teşkilâtını ilgilendiren ve temel
organlarının kuruluş, görev ve faaliyetlerini, bu organlar ile insanlar
arasındaki ilişkileri düzenleyen kural ve ilkelerin bütünüdür. Kanun ise
yasama organı tarafından, belirli şekillere uyularak düzenlenen ve yürürlüğe
girmesinden itibaren toplum için uyulması gerekli ve zorunlu olan genel,
soyut ve devamlı kurallardır.
Türkiye’de de kamuoyu denetimini etkin kılabilmek için birtakım
yasama faaliyetleri yapılmaktadır. 1982 Anayasası düşünce ve kanaat
özgürlüğünü ve bunların ifadesine, duyurulmasına ve oluşturulmasına hizmet
eden araçların da bu fonksiyonunu güvence altına almış olduğunu
haberleşme hürriyeti, düşünce ve kanaat hürriyeti, düşünceyi açıklama ve
yayma hürriyeti, basın hürriyeti, basın araçlarının korunması ve toplantı ve
gösteri yürüyüşü düzenleme başlıklı maddeleriyle söyler. Kamuoyu denetimi
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile hukuk sistemimizde
3
Anomik gösterileri, kitlelerin bir olay ya da çözülemeyen bir sorun karşısında beklenilmeyen bir
anda ve beklenilmeyen bir biçimde, eyleme geçerek isteklerini dile getirmeleri, elde etmeye
çalışmalarıdır. Genelde düzensiz ve organizasyonsuz hareketlerle gündeme gelen bu nevi eylem
topluluklarına sıkça rastlanmaktadır. Ali Yasin Karanfiloğlu, ‘‘Yerel Yönetimlerin Denetimine
İlişkin Genel Esaslar ve Denetleme Şekilleri’’, Çağdaş Yerel Yönetimler, cilt 9, sayı 2, Nisan
2000, s. 73
3
yerini alan önemli kavramlardan bir tanesidir. 5018 sayılı kanunda kamuoyu,
denetim fonksiyonunun içinde yer almıştır. Yapılan faaliyetlerin kamuoyunun
bilgisine sunulması ve kamuoyunun bu faaliyetlere ulaşmasını sağlayacak
düzenlemeler yapılması kamuoyu denetimi açısından son derece önemlidir.
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununun 24 Nisan 2004’de yürürlüğe
girmesiyle, Türkiye’de açıklık, şeffaflık ve demokratik yönetim konularında
önemli adımlar atılmıştır. Bu kanun yönetilenlerden bilgileri gizleyen
anlayıştan, yönetilenlerle bilgileri paylaşan, onları katılımcı olarak gören ve
faaliyetlerini
herkesin
göz
önünde
gerçekleştiren
anlayışa
geçmeyi
amaçlamaktadır. 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanuna
istinaden Türk vatandaşları ve Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle
veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında ilgili makamlara yazı ile
başvurma hakkına sahiptirler.
Türkiye’de yerel yönetimler kanunlarında değişiklik yapılmadan önce
yerel yönetim sistemiyle ilgili olarak süreç içinde birçok değişiklik talebi,
tasarı, rapor ve çalışmalar gündeme gelmiştir. Önemli değişikliklerle 2004 ve
2005 yıllarında somut adımlar atılmıştır. Yerel halkın temel ve ortak
ihtiyaçlarını karşılamak üzere varolan yerel yönetimler üzerindeki en önemli
denetim araçlarından birisi de kamuoyu denetimidir. Seçimle işbaşına gelen
karar organlarının denetiminde kendini oy olarak gösteren ve yasal yaptırımı
bulunmayan bu denetim, kamuoyunun elindeki önemli bir koz olarak
değerlendirilir.
Çünkü
seçimler
siyasi
sorumluluğun
test
edildiği
ve
değerlendirildiği araçlar olmaktadır.
Ülke vatandaşlarının hak arama bilincinde olması ve ortaya çıkan
toplumsal veya kendileriyle ilgili karşılaştıkları sorunlarda sessiz kalmamaları
sonucunda kamuoyu denetimi konusunda önemli bir sonuç ortaya çıkacaktır.
Vatandaşların yönetimin olumlu kararlarını ve girişimlerini desteklemesi,
kamu yararına uygun düşmeyen karar ve uygulamalarına karşı itiraz etme
bilincine sahip olması gerekmektedir. Ayrıca yönetilenler ve sivil toplum
kuruluşları idarenin faaliyetlerine katıldıkları ve bunları gözetim altında
tuttukları sürece, idare faaliyetlerinde dikkatli olacaktır ve yönetilenlerin
4
sorunlarını görmezden gelemeyecektir ve yönetilenlerin haklarına karşı daha
duyarlı olacaktır.
Vatandaşlarının kamuoyu denetiminde aktif olarak rol oynaması aynı
zamanda aldıkları eğitimle de bağlantılıdır. Vatandaşları ortaya çıkan
sorunlar karşısında nasıl davranacaklarına, haklarını nasıl koruyacaklarına,
seslerini nasıl duyurabileceklerine etki eden faktörlerden biri de aldıkları
eğitimdir. Vatandaşlar aldıkları eğitim neticesinde kamuoyu denetimi
araçlarının
farkında
olurlar,
imkanları
dahilinde
oldukları
araçları
karşılaştıkları sorun ve konularda davranışlarına aktarırlar. Bizde bu
çalışmada Kamu Yönetimi bölümünde okuyan öğrencilerin kamuoyu denetimi
araçlarının farkın olup olmadıklarının, bunları anlamlı bulup bulmadıklarının
ve davranışlarına aktarıp aktarmadıklarının tespit edilmesi amacıyla bir anket
hazırladık ve kamu yönetimi eğitiminin başlarında olan birinci sınıf öğrencileri
ile kamu yönetimi eğitiminin sonuna gelen dördüncü sınıf öğrencilerine
uyguladık. Bu iki sınıfı seçmemizin nedeni ise Kamu Yönetimi eğitimi
almamış öğrenciler ile kamu yönetimi eğitimi almış öğrencilerin ne ölçüde
kamuoyu denetimi araçlarının farkında olduklarının, anlamlı bulduklarının ve
davranışlarına aktardıklarının tespit edilmesidir. Kamuoyu denetiminde Kamu
Yönetimi eğitiminin etkisini ölçmemizin nedeni ise bu bölümde okutulan
derslerin devlet ve yönetim yapısıyla oldukça fazla ilgili olmasıdır. İdare
hukuku, anayasa hukuku, yönetim bilimleri, siyaset bilimi ve çevre ve hukuk
gibi dersler kamuoyu denetiminde rol alınması açısından etkili olacaktır.
Bütün bunlardan hareketle bu çalışma üç bölümden oluşacaktır. Birinci
bölümde kamuoyu kavramından bahsedilerek bu kavramın unsurlarının ne
olduğu anlatılmaya çalışılacak ve kamuoyunun oluşma şartları ve kamuoyu
çeşitleri üzerinde durulacaktır. Denetim ve denetimin sebepleri ile denetim
türleri üzerinde durulacaktır. Kamuoyu denetimi kavramına değinilecek ve
siyasal sistemlerde kamuoyu denetiminin etkinliği üzerinde durulacaktır. İkinci
bölümde 1982 Anayasasından sonra Türkiye’deki kamuoyu denetimini
yönlendiren etmenlerin kamuoyu denetimine ne tür katkı sağladığı üzerinde
durulacaktır. Üçüncü bölümde ise üniversite eğitiminin kamuoyu denetimi
5
konusunda bilinçlenmeye yol açtığı, bu bilinçlenmenin konusu ve alanı gereği
İİBF’de ve özellikle kamu yönetimi bölümünde daha fazla olduğu ve kamu
yönetimi bölümü birinci sınıf öğrencilerinin dördüncü sınıf öğrencilerine göre
kamuoyu denetimi konusunda daha az bilinçli ve farkında oldukları ve
kamuoyu denetimine daha az katıldıkları varsayımlarından yola çıkılarak
oluşturulan anket uygulaması üzerinde durulacaktır. Elde edilen sonuçlar
SPSS programı kullanılarak değerlendirilmiş, Ki-Kare testi uygulanmış,
bulgular
tablolaştırılarak
analiz
edilmiş
ve
tüm
bunların
genel
bir
değerlendirmesi yapılmıştır. Üniversite eğitiminin özellikle de Kamu Yönetimi
eğitiminin kamuoyu denetimi konusunda bir etkisinin olup olmadığının
gösterilmesi amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Kamu Yönetimi bölümü birinci
ve dördüncü sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarının farkında olup
olmadıklarının, bunları anlamlı bulup bulmadıklarının ve davranışlarına
aktarıp aktarmadıklarının tespit edilmesi ve birinci sınıf öğrencilerinin
üniversiteye geldikleri zamandan dördüncü sınıfa gelinceye kadar aldıkları
eğitim sonunda kamuoyu denetiminde daha fazla bilinçlenmiş olup
olmadıklarının gösterilmesi açısından bu çalışma önemli olacaktır.
6
BİRİNCİ BÖLÜM
KAMUOYU, DENETİM, KAMUOYU DENETİMİ VE SİYASAL
SİSTEMLER
1.1.
KAMUOYU KAVRAMI
Eskiden ‘‘umumî efkâr’’, ‘‘halk efkârı’’ veya ‘‘efkârı umumiye’’ denilen
kamuoyu, en genel anlatımla ‘‘Belirli bir konu veya olay hakkında toplumun
büyük bir kesimi veya belli gruplar tarafından benimsenen ortak kanaat,
görüş, tavır ve inançların toplamıdır.’’ Ortada tartışmalı bir sorun, konu veya
olay vardır ve bunlarla ilgilenen kişilere hakim olan ortak kanaat ve eğilimler
kamuoyu olarak tanımlanabilir.4 Ortada bir ‘‘kamu’’ ve onunda bir ‘‘oyu’’
varmış gibi bir durum ortaya çıkartma ihtimali olduğu için ‘‘kamuoyu’’ kavramı
biraz yanıltıcı olabilmektedir. Toplumun tümüne hakim olan bir düşünce,
kanaat yoktur. Toplumun tümüne hakim olan düşünce birliği sosyolojik
gerçeklerle de örtüşmemektedir. Kamuoyu, ‘‘Belirli bir zamanda, belli bir
tartışmalı sorun karşısında, bu sorunla ilgilenen kişiler grubuna veya
gruplarına hâkim olan kanaattir.’’5 Bir başka tanıma göre kamuoyu, ‘‘Kamu
yaşantısı ile ilgili olan tartışmalı bir sorun karşısında, bu sorunla ilgilenen
kişiler grubunun veya gruplarının taşıdıkları kanaatlerin anlatımlarıdır.’’ Bu
anlatımlar
çoğunluğun
kanaatlerinden
oluşabileceği
gibi
azınlığında
kanaatlerini kapsayacak şekilde birlikte meydana gelebilirler.6
Dar anlamda kamuoyu, ‘‘Basın, radyo, televizyon gibi kitle haberleşme
araçlarıyla yahut konuşarak veya fısıltı ile açıklanan ve çok defa bazı sosyal
4
5
6
Davut Dursun, a.g.e, s. 299
Münci Kapani, a.g.e., s.146, 147
Duygu Sezer, Kamuoyu ve Dış Politika, Ankara, Sevinç Matbaası, 1972, s. 5
7
grupların (sendika, dernek vb.) seslerini duyuran kişilerin, siyasal otoritelere
(hükümete, parlâmentoya vb.) izhar ettikleri fikirlerin bir ortalamasıdır.’’7
Başka bir tanıma göre kamuoyu, herhangi bir sorunun ortaya
çıkmasıyla
bu
etkinleşmesidir.
soruna
ilgi
duyan
çoğunluğa
hakim
olan
kanaatin
8
Başka bir tanıma göre kamuoyu, genel öneme sahip bir konuda
insanların tercihlerinin toplamıdır. Buradaki konu toplumu ilgilendiren bir
olayla ilgilidir. Kamu bu konudan haberi olan ve etkilenen insanlardır.9
Kamuoyu, ortaya çıkan sorunlar karşısında kanaatler topluluğu olarak
ortaya çıkmaktadır. Sorunlar hakkında aynı düşünen kişiler kendiliğinden ya
da kitle iletişim araçlarıyla bir araya gelmekte ve bir düşünce topluluğu
oluşturmaktadır. Sorunlar hakkında aynı düşünenler bir grup olabileceği gibi
aynı toplum içerisinde birçok grupta kamuoyunu oluşturabilir.
Kamuoyu kavramı kendisinin oluşmasına yardımcı olan ‘‘kamu’’ ve
‘‘oy’’ unsurlarından oluşmaktadır. Bu kavramın daha iyi anlaşılması için
unsurlarının incelenmesinde fayda olacaktır.
1.1.1. KAMU UNSURU
‘‘Kamu’’ unsuru, ortaya çıkmış bir sorun karşısında kişilerin fikir ve
kanaat sahibi olduğu grup veya grupları ifade etmektedir. Bu anlam
çerçevesinde
‘‘kamu’’
unsuru
‘‘grup’’
karşılığı
olarak
kullanılmaktadır.10 Childs’da kamu ve grup sözcüklerinin eşanlamlı olarak
kullanılabileceği görüşündedir. Ona göre de toplumda aynı anda pek çok
kamu mevcut olabilir. Childs’a göre kamular iki veya daha fazla kişinin bir
7
8
9
10
Bülent Dâver, Siyaset Bilimine Giriş, 5. bs., Ankara, Siyasal Kitabevi, 1993, s. 251
Ömer Demir, Mustafa Acar, Sosyal Bilimler Sözlüğü, 6. bs., Adres Yayınları, Mart 2005, s. 226
Bernard Hennessy, Public Opinion, California, Brooks/Cole Publishing Company, 1985, s. 13
Münci Kapani, a.g.e., s. 146
8
araya gelmesiyle oluşturdukları gruplardır. Ona göre kamu ve grup
kavramları birbirileri yerine kullanılabilir.11
Grup anlamında ele alınan kamu unsurunda ortaya çıkan bilinç doğal
olarak toplum içindeki üyelerde kendiliğinden bir bütünleşme olarak ortaya
çıkmamaktadır. Bu bilincin ve bütünleşmenin oluşabilmesi için bu kitlenin
bazı mesajları alması ve bunlar ışığında bilgilenmesi gerekmektedir.
Bireylerin çıkarlarını ilgilendiren bilgileri edindikten sonra, etkilendikleri
konuda aynen kendileri gibi etkilenmiş başkalarını da bulabilmeleri ve söz
konusu grubu oluşturmaları gerekmektedir. Bu grubu oluşturmadan önce kitle
iletişim araçları yardımıyla diğer bireylerin varlığından haberdar olmaları
gerekmektedir. Kamu için, bir iletişim aracından gönderilen mesajların
yaratacağı etki gücü ve süreci de bağlayıcı olmaktadır.12
‘‘Kamu’’ unsuru grup anlamından başka iki anlam daha içermektedir.
Bunlardan birisi, ‘‘alenilik, açıklık’’ anlamında kullanılan yapılacak işlerin
halktan gizlenmeyerek halkın önünde yapılması gerektiğini içeren bir
anlamdır. Diğer anlamı ise, belli bir zaman içinde her zaman karar verme
durumunda bulunan bir topluluktur.13
Ortaya çıkan sorunlar hakkında aynı düşünen bir çok kişinin olması
mümkündür. Aynı sorunda aynı düşünen kişilerin bir araya gelmesiyle grup
veya gruplar oluşmaktadır. Diğerlerinden farklı düşünenlerin bir araya
gelmesiyle oluşan grup da toplumda bir kamuyu meydana getirecektir. Aynı
sorun hakkında bir araya gelen kişilerin oluşturduğu grupta artık ortak bir
bilinç vardır. Bu bilinç sayesinde bir bütün oluşturacaklardır. Ama kişilerin bir
araya gelip grup oluşturmalarında ve ortak bir bilince sahip olup
bütünleşmeleri
11
12
13
kendiliğinden
olmamaktadır.
Bütünleşmenin
ortaya
Harwood L. Childs, An Introduction to Public Opinion, (New York: Wiley and Sons, 1940), s.
41-42’ den naklen Arsev Bektaş, Kamuoyu, İletişim ve Demokrasi, 1. bs., İstanbul, Bağlam
Yayıncılık, Mayıs 1996, s. 46
Ali Murat Vural, Yerel Basın ve Kamuoyu, Eskişehir, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları No:
1141, 1999, s. 59-60
Nermin Abadan Unat, Kamuoyu Ders Notları 1973-1974, Ankara, A.Ü. SBF. BYYO Yayınları,
1987, s. 24
9
çıkmasında ise birbirinden haberi olmayan kişileri buluşturan kitle iletişim
araçlarının önemi büyüktür.
1.1.2. OY UNSURU
Kamuoyu kavramındaki ‘‘oy’’ unsuru, tartışmalı bir konuda ifade edilen
görüş tarzları, kanaatler karşılığında kullanılmaktadır.14
Oy unsuru, ‘‘Rasyonel, kesin, pozitif bilgiye dayanan bir fikirden ziyade
az çok belirli bir eğilim, bir görüş, daha doğrusu bir ‘kanaat’tir.’’15
Diğer bir deyişle oy, ‘‘Duygu ve izlenimden daha kuvvetli, kanıtlanması
daha kolay fakat tam olarak kanıtlanabilen ya da pozitif olan bilgiden daha az
geçerli ve kuvvetli kanaatlerdir.’’16
Kanaatin içeriğinin sözlü biçimde dile getirilmesi durumunda kanaat
diye bir şeyden bahsedebiliriz. Bireylerin olaylar karşısındaki tepkileri sözlü
ya da sözlü olmayan bir biçimde gerçekleşir. Bu, bir yüz ekşitilmesi, bir tavır
veya duygusal bir ifadelendirme olabilir. Ancak, bu tepki kelimelere dökülebilir
olmak zorundadır, örneğin bir anlaşma ve onayda olduğu gibi. Bu durumda
bir kanaatin ortaya çıktığını söyleyebiliriz.17
Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde ‘‘oy’’ sözcüğünün karşılığı iki
anlamda geçmektedir. Birinci anlamda oy; bir toplantıya katılanların, bir
konuyla ilgili birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey anlamında; diğer
karşılığı ise, bu tercihi belirten işaret, söz veya yazı anlamına gelmektedir.18
14
15
16
17
18
Nermin Abadan Unat, Kamuoyu Ders Notları 1973-1974, s.24
Münci Kapani, a.g.e., s.147
Kimball Young, ‘Comments on the Nature of Public and Public Opinion,’ Public Opinion and
Propaganda, Daniel Katz, et al. (Der.) (New York: The Dyden Pres, 1954), s.62’den naklen
Duygu Sezer, a.g.e., s. 5
Floyd H.Allport, ‘Toward a Science of Public Opinion, Public Opinion Quarterly, 1 (1937), s.
34’den naklen Arsev Bektaş, a.g.e, s. 53
Okul Sözlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Milliyet Tesisleri Baskısı, 1997
10
Yani oy unsuru bir görüş, bir kanaat, bir düşünce yansıtmaktadır. Kamuoyu
kavramındaki oy kısmı da anlamını buradan almaktadır.
1.2. KAMUOYUNUN OLUŞUMU VE OLUŞMA ŞARTLARI
Kamuoyunun oluşmasında birçok etken rol oynamaktadır. Bu etkenler
bazı kaynaklarda tek tek sayılmakla birlikte bazı kaynaklarda sınıflandırmalar
yoluyla anlatılmaya çalışılmıştır. Bizde konunun daha iyi anlaşılması için bu
etkenleri belli sınıfların altında değerlendirerek anlatmaya çalışacağız.
Nermin Abadan’a göre ‘‘Kamuoyunun belirlenmesine imkan veren
çeşitli vasıtalar üç başlık altında toplanabilir.’’19
A- Şahsi Vasıtalar
1- Yüz yüze temaslar
2- Kanaatlerin teşekkül etmesine müessir liderler
3- Siyasi liderler’den ibarettir
B- Kollektif Vasıtalar
1- Teşkilatlı grup tartışmaları
2- Tazyik grupları kısımlarından terekküp eder
C- Teknik Vasıtalar
1- Basın
2- Radyo
3- Televizyon
4- Film
5- Kitap
6- Afiş, sergi
19
Nermin Abadan, Halk Efkârı Mefhumu ve Tesir Sahaları, Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi Yayınları No: 50-32, 1956, s. 32
11
Childs’a göre kamuoyunun nasıl oluştuğunu bulmak kişisel fikirlerin
nasıl oluştuğunu bulmaktır. Kamu her zaman bir gruptur, bireyler
topluluğudur, organik bir varlık değildir. Kamuoyu da kamuyu oluşturan
bireylerin düşüncelerinin toplamıdır. Düşüncelerin oluşmasında üç temel
unsur vardır. İnsan, insanın çevresi ve bu ikisi arasındaki ilişkidir. Bu üç temel
unsur birbirleri için vazgeçilmezdir.20
Bireysel
kanaatlerin
toplamından
oluşan
kamuoyunu
oluşturan
etkenler psikolojik (sübjektif) olabilir, sosyal çevreyle ilgili olabilir, yüz yüze
yapılan temaslar ve kanaat önderleriyle ilgili olabilir, kitle haberleşme
araçlarıyla ilgili olabilir.21
Bireylerin
özdeşleştirmeleri,
dış
dünyayı
karşılaştıkları
algılamaları,
olaylara
kendilerini
gösterdikleri
onlarla
davranışlar,
uyuşmazlıklar karşısındaki tavırları ve sahip oldukları önyargılar onların
düşünme biçimleri üzerinde söz sahibidir. Bireylerin aileden gelen genetik
yapısı, sahip oldukları içgüdüler, bilinçaltında gizledikleri, geçmişteki
gözlemleri ve yetiştirilme tarzları gibi sübjektif faktörler onların kişilik
yapılarında ve karşılaştıkları olaylardaki tavırlarında kendilerini gösterirler.22
Bireylerin karşılaştıkları ilk sosyal çevre ailedir. Ailede belli bir bilgi
birikimine ve deneyimine sahip olan anne ve baba, aile içinde diğer bireylerin
yaşam içindeki olaylar karşısındaki davranışlarını, düşüncelerini etkileyebilir
ve kendi düşünceleri doğrultusunda değişmeleri yönünde çaba sarf
edebilirler.23
Bireylerin karşılaştıkları diğer bir sosyal çevre ise okuldur. Okul
dönemindeki bireylerin günlerinin çoğu zamanı okulda geçmektedir. Bireyler
okullarda karşılaştıkları kişiler ile karşılıklı bir etkileşim içine girerler ve
ortamdaki
20
21
22
23
düşüncelerden
etkilenebilirler.
Bireylerin
çevrelerinden
Harwood L. Childs, Public Opinion: Nature, Formation, and Role, New York, D. Van
Nontrand Company, 1965, s. 110
Münci Kapani, a.g.e., s.148
Davut Dursun, a.g.e., s.301
Ali Öztekin, Siyaset Bilimine Giriş, 4. bs., Siyasal Kitabevi, Ekim 2003, s. 104
12
etkilenmelerinin en açık olduğu yetişme dönemlerinde, yaşadıkları ailelerinde
ve okudukları okullarda öğrendikleri bilgilerin, düşüncelerin ve değer
yargılarının çoğu zaman devamlı ve kalıcı oldukları görülmektedir. Ancak
zaman içinde sonradan bunların değişebildiği, daha da öteye giderek
bunların reddedildiği gerçeği göz ardı edilmemelidir.24
Bireylerin karşılaştıkları diğer bir sosyal çevre arkadaş gruplarıdır.
Bireyler çevresindeki arkadaş çevresiyle olan samimiyet derecesine göre fikir
alışverişinde bulunurlar ve birbirlerini etkilerler. Bireyler katıldıkları arkadaş
gruplarında varolan davranış kurallarını, kalıplarını, değerlerini özümseyerek
sosyalleşme eğilimine girerler.25
Bireylerin karşılaştıkları diğer bir sosyal çevre iş ve meslek gruplarıdır.
Bireyler çalıştıkları iş ortamındaki ve üyesi oldukları meslek gruplarındaki
fikirlerden etkilenirler.
Kamuoyunun oluşmasını sağlayan etkenlerden bir tanesi de
artık
günümüzde etkisini çok fazla göstermese de yüz yüze yapılan temaslar ve
kanaat önderlerinin rolüdür. Genellikle küçük yerleşim yerlerinde yüz yüze
yapılan iletişimler kamuoyunun oluşmasında önemli bir yere sahipti. Kanaat
önderleri radyo, gazete, televizyon gibi kitle iletişim araçlarından edindikleri
bilgiyi, daha önceden bu konu hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmayan
bireylere aktarmakta ve onların bu yönde düşünmelerini sağlamaktaydı. Bu
durum daha çok köy ve kasaba kahvelerinde haberleri izleyen ve gazeteleri
takip eden okur yazar kesim tarafından yüz yüze iletişim kullanılarak yerine
getirilmekteydi.26
Ancak
günümüzde
ulaşım
olanaklarının
iyileşmesi,
teknolojinin gelişmesiyle beraber radyonun, televizyonun olmadığı yerleşim
yerlerinin çok az olduğunu düşündüğümüzde kamuoyunun oluşmasında bu
etkenin rolünün az olduğunu söyleyebiliriz.
24
25
26
Münci Kapani, a.g.e., s.149
Mustafa Mutlu, Vietnam’ dan Körfez’ e Savaşlarda Kamuoyu Oluşumu, 1.bs., Okumuş Adam
Yayınları, Mart 2003, s. 39
Nermin Abadan, Halk Efkârı Mefhumu ve Tesir Sahaları, s. 34
13
Günümüzde kamuoyunun oluşmasında en etkili etkenlerden birisinin
de hiç şüphesiz kitle iletişim araçları (gazete, dergi, televizyon, radyo, broşür,
kitap ve sinema) olduğu genellikle kabul görmektedir. Özellikle teknolojinin
gelişmesiyle
birlikte
görsel
ve
işitsel
medya
araçlarının
bireylerin
kanaatlerinin oluşmasında önemi artmıştır. Kitle iletişim araçları kamuoyu
oluşmasında tek etkili faktör değildir. Kitle iletişim araçlarına sahip olanlar
diğer faktörleri ve toplumun sahip olduğu değer yargılarını da göz önünde
bulundurmak zorundadırlar. Böyle olduğu zaman kamuoyunun oluşmasında
etkin bir kitle iletişim araçlarından söz edebiliriz.27
Toplumda
serbest,
başkalarının
etkisi
altında
kalmadan
bir
kamuoyunun oluşabilmesi için asgari aşağıdaki koşulların bulunması
gerekmektedir:28
a)
Kamuoyunun oluşabilmesinin ilk koşulu, toplumun tümünü ya
da küçük bir kesimini ilgilendiren bir sorunun meydana gelmesidir. Ortada bir
sorun vardır ve bu sorun etrafında bireylerin karşılıklı çıkarları yer almaktadır.
b)
Kamuoyunun oluşabilmesinin ikinci koşulu, ülkedeki siyasi
iktidar tarafından kısıtlanmamış, yasaklanmamış, kitle iletişim araçlarının
varolmasıdır. Yani radyonun, televizyonun, basının sansürsüz ve objektif
olarak serbestçe yayın ve haberleşme yapabilmesi, insanlara da her türlü
bireysel, örgütsel ve toplumsal haberleşme özgürlüğünün sağlanmasıdır.
Aksi takdirde oluşacak kamuoyu başkalarının istekleri doğrultusunda
oluşacak bir kamuoyu olacaktır.
c)
Kamuoyunun oluşabilmesinin bir başka koşulu da, meydana
gelen sorunla ilgili olayları tarafsız bir şekilde topluma aktaracak örgütlerin
bulunmasıdır. (Meslek odaları STK’lar vb. )
d)
Kamuoyunun oluşabilmesinin bir başka koşulu da, meydana
gelen sorun karşısında hükümet, siyasi iktidar, parlâmento, bakanlık gibi
kamu otoritelerinden oluşan bir direnme noktasının bulunmasıdır. Direnme
27
28
Davut Dursun, a.g.e., s. 302
Ali Öztekin, a.g.e., s. 105-106
14
noktaları genellikle hükümet, siyasi iktidar, parlâmento, bakanlık gibi kamu
otoriteleridir. Direnme noktaları olmadan kamuoyu oluşmaz.
1.3. KAMUOYU ÇEŞİTLERİ
Kamuoyunun ortaya çıkmasına neden olan sorunlar veya olaylar belli
bir ulusa ya da bölgeye ait olabileceği gibi diğer ulusları da etkileyebilecek
şekilde olabilir. Bu açıdan oluşan kamuoyunu ulusal veya bölgesel ya da
uluslar arası veya dünya kamuoyu olarak ele alabiliriz.
1.3.1. Ulusal veya Bölgesel Kamuoyu
Ortaya çıkan bir sorun veya olay karşısında ülkenin bir bölgesinde
veya tümünde bu sorun ya da olayla ilgilenenlerde oluşan ortak kanaata
bölgesel ya da ulusal kamuoyu denir. Örneğin, İstanbul’a yapılacak birkaç
tane boğaz köprüsüyle ilgili olarak Ankara’daki vatandaşların konuyla ilgili
eğilimleri
bulunmayabilir.
Bu
konuyla
ilgili
olarak
İstanbul’daki
tüm
vatandaşların doğrudan ilgisi de olmayabilir. Bu konuda öncelikle köprü
yapımından doğrudan ve dolaylı olarak etkilenecek vatandaşların düşünceleri
ve eğilimleri önemlidir. İşte bu köprü yapımından dolayı etkilenecek
İstanbullularda oluşacak kamuoyu bölgesel kamuoyudur. Türkiye’nin bir
başka ülke ile olan sorunlarının çözüme kavuşturulması için gerektiğinde
savaşa girmesi ülkede yaşayan tüm vatandaşları ilgilendirdiği için bu konuda
oluşacak kamuoyu da ulusal kamuoyudur.29 Ulusal ya da uluslar arası
kamuoyu bölgesel kamuoyunu içine alır. Yani ulusal ya da uluslararası
kamuoyunu oluşturan kitle bölgesel kamuoyunu oluşturan kitleyi de
kapsamaktadır. Bölgesel kamuoyunun bunlardan farkı, daha dar bir alanda,
bölgesel konuların bölge halkını doğrudan etkilemeleri sonucu ortaya
29
Ali Öztekin, a.g.e., s. 106-107
15
çıkmasıdır.30
Kitle iletişim araçlarının gelişmesinden ve yaygınlaşmasından önce
oluşan ulusal düzeyde bir kamuoyu, ancak siyasal ve eğitim alanlarında
gelişmiş toplumlar için söz konusu olabiliyordu. Radyo ve televizyon başta
olmak üzere yazılı basınında yaygın hale gelmesi ve sayı olarak artması
diğer toplumlarda da kamuoyunun oluşmasına yardımcı olacak zeminin
hazırlanmasını sağlamıştır.31
1.3.2. Uluslar arası ya da Dünya Kamuoyu
Ortaya çıkan sorunun ülkeler arası olması neticesinde dünyada
insanlardan konuyla ilgilenenlerin kanaatlerinin bütününe uluslararası ya da
dünya kamuoyu denir. Kitle iletişim araçlarının uluslararası bir boyut
kazanmasıyla siyasal, toplumsal ve insancıl konularda dünya insanları daha
fazla ilgilenmektedirler ve dünya kamuoyu oluşturabilmektedirler. Ülkelerdeki
siyasi iktidarlar üzerinde şartlara göre uluslararası kamuoyunun etkili olduğu
görülebilmektedir. Örneğin, İsrail’in işgal altındaki topraklarda Filistinlilere
yaptığı insanlık dışı baskılar karşısında dünya kamuoyunun desteğiyle bu
baskılar azaltılmıştır.32 Bir hükümet tarafından dünya halklarını ilgilendiren bir
alanda bunlar tarafından kabul edilmeyen bir davranış gösterilmesi halinde
tüm insanlık buna karşı duracak ya da en azından içerinden gelen bir
hareketle
bu
konudaki
düşüncelerini
bu
hükümete
kabul
ettirmeye
çalışacaktır. Bu durumda bu hükümette sanki bir birey gibi ahlak veya hukuk
kurallarına karşı gelmiş gibi bir duruma düşecek ve toplum tarafından kendi
kurallarına uymaya zorlanacak ya da cezalandırılacaktır.33
30
31
32
33
Ali Murat Vural, ‘‘Yerel Kamuoyunun Kitle İletişim Aracı Olarak Yerel Basın’’, Yeni Türkiye
Dergisi, cilt 2, sayı 12, 1996, s. 1061
Mehmet Gönlübol, Uluslararası Politika İlkeler-Kavramlar-Kurumlar, 5.bs., Ankara, Siyasal
Kitabevi, 2000, s. 237
Nermin Abadan Unat, Siyaset Sosyolojisi, Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Yayınları, 1982, s. 14, 15
Mehmet Gönlübol, a.g.e, s. 229
16
1.4. DENETİM KAVRAMI
Denetim; ‘‘Gerçekleşmiş sonuçları, önceden belirlenen amaçlar,
kriterler ve standartlara göre tarafsız olarak analiz etmek ve ölçmek suretiyle
kanıtlara dayanarak değerlendirmek, gelecekteki hataların önlenmesine
yardımcı olmak, kişi ve kuruluşların gelişmesine, mali yönetim ve kontrol
sistemlerinin geçerli, güvenilir ve tutarlı hale gelmesine, verimlilik, tutumluluk
ve etkinliğin sağlanmasına rehberlik etmek ve elde edilen sonuç ve bulguları
ilgilere duyurmak için uygulanan sistemli, planlı ve programlı bir süreçtir.’’34
Genel olarak denetim, ‘‘Bir kurum veya kuruluşun ya da belirli bir plan,
program, veya projenin yapısı, işleyişi ve çıktılarının önceden belirlenmiş
standartlara uygunluk derecesinin araştırma, gözlemleme, sorgulama gibi
yöntemlerle tespit edilmesi ve elde edilen bulguların objektif ve sistematik bir
biçimde değerlendirilerek ilgili taraf veya taraflara iletilmesi süreci olarak
tanımlanabilir. Denetim kavramı, günlük dilde çoğu zaman teftiş, kontrol,
revizyon gibi benzer deyimlerle aynı anlamda kullanılmakta ise de denetim,
bunların ötesinde amaç ve yöntemleri içeren ve genellikle bunların
sonuçlarından da yararlanan, çeşitli hata ve yolsuzlukları ve bunların
sorumlularını ortaya çıkarmanın yanı sıra, denetlenen birimlerde hata ve
yolsuzluk riskini en aza indirgeyecek, mal ve hizmet üretiminde daha etkin,
verimli ve tutumlu yöntemlerin uygulanmasını sağlayacak alternatifleri
geliştirerek daha iyi bir yönetim için yol göstermeyi, önderlik yapmayı
amaçlayan bir eylemdir.’’35
William H. Newman’a göre denetim, ‘‘Çeşitli ölçütler koyma yoluyla
çalışma sonuçlarının imkanlar ölçüsünde planlara uygun olmasını sağlamak,
34
35
Necip Polat, ‘‘Saydamlık, Hesap Verme Sorumluluğu ve Denetimin Etkinliği’’, Sayıştay Dergisi,
Sayı 49, Nisan-Haziran 2003, s.74
H.Ömer Köse, ‘‘Denetim ve Demokrasi’’, Sayıştay Dergisi, Sayı 33, Nisan-Haziran, 1999, s. 63
17
elde edilen sonuçları ölçütlerle karşılaştırarak uygulamaların plandan ayrıldığı
noktalarda düzenleme önlemlerini almaktır.’’36
Yönetim bilimciler genellikle denetimi, ‘‘Planlanan amaçlara erişilip
erişilmediğinin tespiti, erişilmemiş ise bunun nedenlerinin araştırılması ve
değerlendirilmesi ve bunlar için yapılan iş ve işlemlerin tümü’’ şeklinde
tanımlamaktadırlar.37 ‘‘Bu tanımı unsurlarına ayıracak olursak:’’38
1- Kabul edilen plânın, verilen direktiflerin veya belirli şekilde konulan
ilkelerin varlığı denetim için ilk şarttır.
2- Kabul edilen plâna, verilen direktife ve konulan ilkelere uygun ve
etken bir yönetim faaliyeti denetim için gerekli ikinci şarttır.
3- Kabul edilen plâna, verilen direktife ve konulan ilkelere uygun ve
etken bir yönetim faaliyetinin bulunup bulunmadığını denetleyecek bir
kimsenin ve organın varlığı denetimin üçüncü şartını meydana getirir.
1.5. DENETİMİN SEBEPLERİ
Örgütlerin yapısının ve hizmet alanlarının genişlemesinin doğal
sonucu olarak örgütlerde çalışanların sayısı artmış ve bunların belirlenen
plana uygun çalışıp çalışmadığının denetlenmesi önem kazanmıştır.
Örgütlerde
iyi
bir
denetim
mekanizması
işlemediği
takdirde
örgüt
çalışanlarından yeterince verim almak mümkün değildir. Yolsuzlukların önüne
geçebilmek, paradan, zamandan tasarruf sağlayabilmek ve hizmetlerin
verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak için denetim mekanizmasından
36
37
38
William H. Newman; İşletmelerde ve Kamu Yönetiminde Sevk ve İdare, çev. Kenan Sürgit,
Ankara, TODAİE Yayınları No. 186, 1979, s. 6
Mehmet Yazıcı, Örgütlenme İlkeleri, İstanbul, 2. bs., Çeltik Matbaası. 1978, s. 89
Nuri Tortop, Eyüp Günay İsbir, Burhan Aykaç, Yönetim Bilimleri, Ankara, 3. bs., Yargı
Yayınevi, 1999, s. 160, 161, 162
18
önemli fonksiyonlar beklenmektedir. Denetimin iyi işlediği örgütlerde yapılan
işlem ve eylemler kanunlara uygun olarak yapılmaktadır.39
Yönetim bilimi açısından denetim çeşitli sebeplerle yapılır:40
- Devlet idarelerinin sadece yaptıkları işle orantılı olarak genişleme
eğilimlerine imkan sağlamaktır.
- Ortaya çıkan sorun karşısında oluşan kamuoyunun düşüncelerine
bürokrasi mensuplarınca önem verilmesini sağlamaktır.
- Örgütlerde
çalışanların
yaptıkları
işlerde
mevzuata
uygun
çalışmasını ve şahsi düşüncelerinden arınmasını sağlamaktır.
- Yönetenlerin
yönetilenlerin
haklarına
saygı
duymalarını
ve
bulundukları makamları sadece örgüt çıkarı için kullanmalarını sağlamaktır.
- Bürokratların devlet yönetimiyle ilgili alınacak kararlarda kendilerinin
düşünceleri dışındaki düşüncelere de yer verilmesini sağlamak ve tek
başlarına söz sahibi olmalarını önlemektir.
Görüldüğü gibi Yönetim Bilimi açısından denetleme, bürokratların
görevlerini icra ederken yetkilerini sadece kamu yararı yönünde kullanmaları
yanında bunların yasama organınca hazırlanan hukuki düzenlemelerin tespit
ettiği amaçlara ne kadar ulaşılıp ulaşılmadığının değişik denetim türleriyle
belirlenmesidir.41
Günümüzde
örgütlerdeki
yapısal
ve
hizmetsel
genişlemeler
beraberinde çalışanların sayısını çoğalmasına yol açmış ve etkin denetim
ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Özellikle savurganlığın önlenmesi, yolsuzlukların
ortadan kaldırılabilmesi ve kamu hizmetlerinde verimin arttırılabilmesi için
denetime önemli işlevler düşmektedir. İyi işleyen bir denetim mekanizması,
39
40
41
Ulvi Saran, ‘‘Denetimin Yeri, Önemi ve Türk Kamu Yönetiminde Denetim Hizmetlerinin
Geliştirilmesi’’, Yeni Türkiye Dergisi, cilt 3, sayı 14, 1997, s. 962, 965
William F. Larsen; Amme İdaresi Seçme Yazılar, çev. Gülgün Avcıoğlu, Ankara, Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1959, s. 275
Nuri Tortop, Eyüp Günay İsbir, Burhan Aykaç, a.g.e., s.157
19
kamu hizmetlerinin daha çabuk, etkin ve verimli olarak görülmesini
sağlayacak ve toplumun kalkınmasında önemli fonksiyonlar görecektir. 42
1.6. DENETİM TÜRLERİ
Denetim, günümüzde modern yönetim anlayışının bir sonucudur ve
yönetimin olduğu her yerde vardır. Dolayısıyla kamu yönetimi örgütünün de
içinde denetim mekanizmaları ve denetim amacına yönelik kurumlar
barındırması gereklidir ve bu işin doğası gereğidir.
Kamu yönetiminin denetlenmesinde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır.
Denetleme türlerini inceleyeceğimiz bu bölümde genel kabul gördüğünü
düşündüğümüz bir sınıflandırmayı ele alıp inceleyeceğiz. Bu denetim türleri
siyasi denetim, idari denetim, yargı denetimi, baskı grupları ve kamuoyudur.
Siyasi denetim, kamu yönetimleri üzerinde uygulanan en önemli
denetim türlerinden birisidir. Siyasi denetim, siyasi organlarca yani yasama
organı ve hükümet tarafından yapılan denetimdir. Demokratik sistemlerde
yasama organı ve hükümet halkın verdikleri oylarla oluşmaktadır ve kamu
yönetimine kullanmaları için yetkiler vermişlerdir. Kamu yönetiminde
ulaşılacak amaçlar ve uygulanacak programlar yasama organının yasalarıyla
ve hükümetin kararlarıyla belirlenirler. Siyasi organlar verdikleri yetkiyi geri
alma, yeniden düzenleme ve usulüne göre kullanılıp kullanılmadığını
denetleme hakkını elinde tutar.43
Yasama organı yönetimi denetlerken birçok araç kullanır. Yasaların
hazırlık aşamasında, yürürlükten kaldırılmasında, kurum ve kuruluşların
ödenekleri dağıtılırken bütçe görüşmelerinde ve benzer diğer konulardaki
görüşmelerde idari organları denetleme yetkisini elinde bulundurur. Bakanlar
kendi yetkileri içindeki ve onların emrinde çalışanların işlem ve eylemlerinden
42
43
Ulvi Saran, a.g.m., s.962
Bilal Eryılmaz, Kamu Yönetimi, İstanbul, Erkam Matbaası, 2001, s. 302, 303
20
dolayı meclis karşısında siyasi olarak sorumludurlar. Anayasanın ilgili
maddelerinde belirtildiği üzere yasama organı; soru, gensoru, genel
görüşme, meclis soruşturması, meclis araştırması gibi yollarla hükümeti
dolayısıyla
yönetimi
denetleme
imkanına
sahiptir.
Bakanlar
ceza
sorumluluklarından dolayı meclis tarafından Yüce Divana sevk edilebilirler.
Meclis genel kurulunda görüşülecek konuların uzmanlık gerektirmesinden
dolayı yasama organı içinden ihtisas ve araştırma komisyonları oluşturulur.
Bu komisyonların raporları ön denetim açısından önemlidir ve Meclis Genel
Kurulunca görüşülerek karara bağlanır. Halkın yönetimden olan beklentilerine
karşılık verecek olan dilekçe komisyonları ve parlamenterlere gelen talepler
aracılığıyla da yönetimin kurallara uygun hareket edip etmediği denetlenebilir.
Sayıştay ve benzeri kuruluşların yürütmenin mali işlemlerini denetleyip,
yasama organına bilgi vermesi yasama organının denetim faaliyeti içinde
değerlendirilebilir.44
İdari denetim; hiyerarşik denetim, idari vesayet ve idari teftiş olarak üç
şekilde kendini gösterir.
Hiyerarşik denetim aynı kamu tüzel kişiliğinde denetim olmasına
karşın idari vesayet, bir kamu tüzel kişisinin kendisi dışında başka bir kamu
tüzel kişisi üzerindeki denetimdir. Her kamu tüzel kişiliğinin kendi bünyesi
içinde bir hiyerarşik yapı olmasından dolayı hiyerarşik denetimde doğal
olarak o yapı içerisinde var olmaktadır. Hiyerarşik denetim merkezden
yönetim sisteminin kurum ve kuruluşlarında uygulanabildiği gibi yerinden
yönetim kuruluşlarında da uygulama alanı bulmaktadır. İdari vesayet, devletin
tüzel kişiliğini yerinden yönetim kuruluşları üzerinde hissettirdiği bir denetim
biçimidir. Böylece Devlet, yerinden yönetim kuruluşlarını dışarıdan denetim
altında tutmaktadır.45
44
45
H. Ömer Köse, a.g.m., s.67, 68
Hamza Eroğlu, İdare Hukuku Genel Esaslar, İdari Teşkilât ve İdarenin Denetlenmesi,
Ankara, 5. bs., Turhan Kitabevi Yayınları, 1985, s.334
21
İdari teftiş, ‘‘Her kademedeki memurların, daha üst kademedeki yetkili
otorite adına denetlenmesidir. İdari teftiş ile hiyerarşik denetim arasında bir
benzerlik olduğu düşünülse bile esasında bu iki denetim türü arasında
farklılıklar vardır. Şöyle ki, idari teftiş, müfettişler tarafından yapılır ve teftiş
kurulu mensuplarının yürütme yetkileri yoktur. Halbuki hiyerarşik denetimi
yapan amirlerin, yürütme yetkileri vardır. Esasen idari teftiş müfettişler
tarafından ve yürütmeye yetkili otorite adına yapıldığı için kurmay hizmet
niteliğindedir.’’46
Yönetim Bilimi açısından denetim ve teftiş kavramları teknik olarak
aynı anlama gelmemektedirler. Teftiş olarak anılan denetim türü idarenin
faaliyetlerini yaparken yürürlükte bulunan mevzuata uygun hareket edip
etmediğinin soruşturmalar yoluyla araştırılmasıdır. Denetim ise, yönetimin
gelişmesine katkısı olacak ve ona yol gösterecek faaliyetleri içeren bir
mekanizmadır.47
Yargı
denetimi,
kamu
yönetiminin
denetlenmesinde
kullanılan
yöntemlerden birisidir. Hukuk devletinin bir göstergesi olarak, idare eylem ve
işlemlerinde yargı denetimine tabidir. Yargı denetimi sayesinde yönetilenler
idareye karşı korunmaktadır. Eğer bir ülkede yönetimin yargı tarafından
denetimi isteniyorsa öncelikle hukuk devleti düşüncesinin yerleştirilmesi ve
kişi hak ve hürriyetlerinin geliştirilmesi sağlanmalıdır.48
Yönetimin yargısal denetiminde ‘‘İdari Yargı’’ sistemi ve ‘‘Yargı Birliği’’
sistemi olmak üzere dünyada iki sistem vardır. ‘‘Yargı Birliği’’ sistemi AngloAmerikan ülkelerinde (Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Danimarka,
Norveç) uygulanan, ‘‘İdari Yargı’’ sistemi Kara Avrupası ülkelerinde (Fransa,
Almanya, İsveç, Belçika, İtalya, Avusturya) ve ülkemizde de uygulanan
sistemdir. ‘‘Yargı Birliği’’ sisteminde yönetenler ile yönetilenler aynı hukuk
sistemine tabidirler ve aralarındaki anlaşmazlıklar adalet mahkemeleri
46
47
48
Nuri Tortop, Eyüp Günay İsbir, Burhan Aykaç, a.g.e., s. 17
Nuri Tortop, Eyüp Günay İsbir, Burhan Aykaç, a.g.e., s. 159
Bilal Eryılmaz, a.g.e., s. 316
22
tarafından çözümlenir.49 ‘‘İdari Yargı’’ sisteminde, idarenin eylem ve işlemleri
karşısında zarara uğrayan vatandaşlar mağduriyetlerinin giderilmesi için
kurulmuş idari yargı organlarına başvururlar. Buradaki davalar doğrudan idari
mahkemelerde görülür, sivil mahkemelerde görülmezler. Ülkemizdeki idari
yargı sistemi Anayasa’dan kaynaklanır ve kendini Danıştay örgütlenmesi
biçiminde gösterir. Danıştay’ın hem yargısal hem de idari görevleri vardır.
Bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri
Danıştay’ın altında görev yapar. İdare mahkemeleri, idari yargıda genel
görevli mahkemedir.50
Yargı denetiminde vatandaşlar haklılıklarını ortaya koyabilmek için
teknik hukuk bilgisine sahip avukatlara ihtiyaç duymaktadır. Gerek danışmak
olsun gerekse vekalet vermek olsun vatandaşa maddi bir külfet yükleyecektir.
Yargı denetiminde işlemler karışıktır, teknik bir bilgi ister yargılama aşaması
yavaştır. Bunlar gibi nedenlerle kamu yönetiminin denetlenmesinde yargı
denetimi sınırlı bir etkiye sahiptir.51
Kamu yönetiminin denetlenmesi türlerinden bir başkası da baskı
grupları ve kamuoyudur. Baskı grupları kamu yönetimi üzerinde etkili olmaya
çalışmaktadırlar. Çünkü yasama organının kanun yaparken her şeyi önceden
öngörmesi mümkün değildir. Bunun için yasama organı kamu yönetimine
takdir yetkisi, düzenleme ve siyaset yapma gücü vermiştir. Bu nedenle baskı
grupları kamu yönetimini etkilemeye çalışmaktadırlar.52
‘‘Özgür ve özerk basın yayın kuruluşlarının bulunması, örgütlenme
özgürlüğünün
tam
olarak
sağlanmış
olması,
yönetsel
yöntemlerin
kamuoyunca bilinmesi ve bilgi edinme hakkının yurttaşlara tanınmış olması
49
50
51
52
H. Ömer Köse, a.g.m., s.71
Bilal Eryılmaz, a.g.e., s. 317
Bilal Eryılmaz, ‘‘Kamu Bürokrasisinin Denetlenmesinde Yeni Gelişmeler’’, Türk İdare Dergisi,
Sayı 402, 1994, s. 85
Ira Sharkansky, Public Administration, Markham Publishing Company, Chicago, 1970, s.
182’den naklen Bilal Eryılmaz, a.g.e., s. 318
23
durumunda kamu kurum ve kuruluşlarının yaptığı eylem ve işlemlerin
kamuoyunca denetlenmesi kolaylaşacaktır.’’53
Baskı
grupları
doğrudan
yönetimi
etkilemeye
çalıştıkları
gibi,
kamuoyunu hedef alarak dolaylı olarak yönetimi etkilemeye çalışırlar. Baskı
grupları kamuoyunu değişik yöntemlerle etkiler. Bunların başında basın-yayın
yoluyla yapılan propaganda gelmektedir. Gazete, radyo, televizyon vb.
propaganda araçları olarak kullanılmaktadır. Belli bir konuda kamuoyu
oluşturmak için basın-yayın araçlarının belli bir çevrenin etkisi altına girdiği
görülebilir. Basın-yayın araçları sayesinde birçok hükümet son bulmaktadır
ve yerine yenileri kurulmaktadır.54
Baskı grupları, kamuoyu ile ilgili olarak kuruluşlar arasında bir köprü
görevi gören halkla ilişkiler uzmanlarından da yararlanırlar. Söz konusu kişiler
çeşitli çıkar gruplarının isteklerini yönetime ulaştırmakta ve yönetimin yaptığı
hizmetleri çeşitli enformasyon araçları ile kamuoyuna duyurmaktadırlar.
Kamuoyu, yönetimin işleyişi ile ilgilenir, yolsuzluklara karşı tepki gösterir ve
meslek grupları halinde örgütlenme olanağı bulursa, yönetim üzerinde
yolsuzlukları önleyici doğrultuda bir denetim sağlayabilir. Kamuoyunun
gücünün, öneminin ve etkisinin yönetim tarafından bilinmesi ve kabul
edilmesi yasalara aykırı davranışları kısıtlar, böylece diğer denetleme
yollarına duyulan gereksinme azalır.55
53
54
55
Turgay Ergun, Kamu Yönetimi: Kuram/Siyasa/Uygulama, 1. bs., Ankara, TODAİE Yayınları
No: 332, 2004, s. 116
Bilal Eryılmaz, a.g.m., s. 86
Nuri Tortop, ‘‘Yönetimin Denetlenmesi ve Denetleme Biçimleri’’, Amme İdaresi Dergisi, cilt 7,
sayı 1, 1974, s. 49
24
1.7. KAMUOYU DENETİMİ
Kamuoyu, ‘‘Sözel olarak anlatılmış durumlar ve sorunlara insanların
tepkileri; genel önemi olan bir konu üzerinde, insanların önemli bir
bölümünün yaptığı seçimlerin(tercihlerin) bileşimi’’ olarak tanımlanabilir.56
Kamuoyunun oluşması için belirli koşulların gerçekleşmesi gerekir. Ortaya
çıkan sorun veya olay kişilerin davranışlarında etkide bulunmalıdır. Yani o
sorun veya konunun birileri tarafından açıklanması kamuoyunun oluşması
için yeterli değildir. O sorun veya olay kamuoyunu oluşturacak gruba
yakından etki etmelidir. Bu sorun veya konu anlaşılabilir olmalıdır Bu sorun
veya konu hakkında birçok kimsenin rahatsız olması gerekmektedir. Bu
sorun veya konuya karşı yapılan tepkiler olumlu olduğu gibi olumsuzda
olmalıdır. Yani bu konuda kanaatlerin kutuplaşması gerekmektedir.57
Kamuoyunu oluşmasında birçok etken vardır. Kişilerin karşılaştıkları ilk
sosyal çevre olan aile, daha sonra bulundukları okul yaşamları, arkadaş
çevresi, meslek kuruluşları, üye oldukları sendikalar ve siyasi partiler
kamuoyunun
oluşmasında
etkilidir.
Ayrıca
kamuoyunun
oluşmasında
ideolojinin, nüfusun, dinin, dilin, hukuki ve siyasi ortamın ve kitle iletişim
araçlarının etkili olduğu da görülmektedir. 58
İdareciler, yönetimi altında bulundurduğu kişilerin düşüncelerine ve
davranışlarına karşı duyarlı olmalıdırlar ve onlardan gelecek tepkileri göz
önünde bulundurmalıdırlar. Ülkemizde ve dünyada yönetilenlerin çoğu
hükümetlerin yapısını ve davranışını etkilemektedirler.59
Yönetilenler, idarenin eylem ve işlemleriyle yakından ilgilendiği, ortaya
çıkan yolsuzluklara karşı güçlü ve sağ duyulu bir tepki gösterdiği zaman,
idarenin yolsuzluklarında önleyici bir denetim faktörü olarak ortaya çıkarlar.
56
57
58
59
Lucian Warner, ‘The Reliability Of Public Opinion Surveys’, The Public Opinion Quarterly, C.
III., Published by The University Of Chicago Pres, USA, 1939, s. 377’den naklen Ali Murat
Vural, a.g.e., s. 46
Nermin Abadan Unat, Kamuoyu Ders Notları, s. 30
Mustafa Mutlu, a.g.e. s. 38
Mehmet Gönlübol, a.g.e., s.226
25
Yönetenler,
kamuoyunun
taleplerini
her
zaman
değerlendirmek
zorundadırlar. Kamuoyunun taleplerini yönetenlere ileten araçlardan bir
tanesi basındır. Basın kamuoyunun taleplerini idareye iletirken, idarenin
aldığı kararları da kamuoyuna duyurur. Yani basın, halkın idareyi
denetlemesinde önemli bir fonksiyona sahiptir. Ancak basının etkin bir
fonksiyona sahip olması sadece özgürlükçü ve demokratik rejimlerde söz
konusu olur.60
Etkin ve hareketli bir kamuoyunun varlığı için bireylerin toplumla
kendini bütünleşmiş görmeleri, soyut durumları ölçebilme ihtimaline sahip
olmaları, yaşadıkları ortamdan korkmamaları, haber alma ve bilgi edinme
imkanlarının olmaları ve toplumu ilgilendiren konularda bazı siyasal
prensiplere sahip olmaları gereklidir. Bu şartları taşıyan toplumlarda
kamuoyları toplumu ilgilendiren olaylarda tartışma ortamı yaratacak ve farklı
düşüncelerin ortaya çıkmasını sağlayarak bütünleştirici, eleştirici ve itici bir
görev alacaktır.61
Siyasi partiler, dernekler, sendikalar, basın ve benzeri araçlarda
kendisini
ifade
edebilen
kamuoyunun,
idarenin
eylem
ve
işlemleri
karşısındaki tepkileri idare tarafından göz önünde bulundurulduğu zaman
yönetim ile yönetenler arasında bir uyum oluşabilir. Son zamanlarda halkla
ilişkilerin önem kazanması, teknolojinin gelişmesi ve halk arasındaki iletişimin
kolaylaşması gibi etkenler, yönetenler ile yönetilenler arasındaki etkileşimi ve
dolayısıyla kamuoyu denetimini etkili hale getirmiştir.62
Yönetimi denetlemede kamuoyu bilinçli ve duyarlı olduğu sürece etkili
bir araç fonksiyonu görecektir. Bilinçli ve duyarlı bir kamuoyunun olması,
diğer denetleme yollarına daha az başvurulmasının bir nedeni olabilir. Güçlü
bir kamuoyunun varlığının önemli etkiler meydana getireceğinin yönetim
60
61
62
Hamza Eroğlu, a.g.e., s.346, 347
Nermin Abadan Unat, Kamuoyu Ders Notları, s.115, 116
H. Ömer Köse, a.g.m., s. 73
26
tarafından bilinmesi ve benimsenmesi, yönetenlerin yasalara uygun şekilde
davranmasını sağlar ve diğer denetleme yollarına başvurma sayısı azalır.63
Demokrasilerde kamuoyu ve medya yan yana gelerek hükümetlerin
vatandaşlarına karşı sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerinin denetimi
konusunda bir denetim fonksiyonu görürler. Medya toplum içerisinde olan
olayları izler, bunlar hakkında izleyicilerini ya da okuyucularını bilgilendirir ve
ortaya çıkacak kamuoyunun oluşmasına katkıda bulunur. Daha sonra da
medya sayesinde kamuoyunun talepleri duyurulur. Medya bu taleplerin
karşılanması için çeşitli politikaların hayata geçirilmesine yardım eder.
Medyanın
kamuoyu
oluşturma
ve
kamuoyunun
taleplerini
yansıtma
64
gücünden iktidarı elinde bulunduranlar etkilenirler.
1.8. SİYASAL SİSTEMLER VE KAMUOYU
Kamuoyunun biçimlenmesi ve etkinliği içinde yer aldığı siyasal
sistemin özelliğine göre büyük farklılıklar gösterir. Kamuoyu ile siyasal
sistemler arasındaki ilişkiyi inceleyebilmek için siyasal rejimleri; demokratik
rejimler, totaliter rejimler ve az gelişmiş ülke rejimleri olmak üzere üçe
ayırabiliriz.65
1.8.1. Demokratik Sistemlerde Kamuoyu
Kamuoyu, ortaya çıkan bir durum karşısında halkın kanaatlerini, görüş
ve düşüncelerini anlatan bir kavramdır. Demokrasi ise halkın görüş ve
düşüncelerini herhangi bir baskı altında olmadan söyleyebildikleri siyasal
sistemle ilgili bir kavramdır. Dolayısıyla halk, kamuoyu ve demokrasi
63
64
65
Nuri Tortop, Eyüp Günay İsbir, Burhan Aykaç, a.g.e., s. 189
Necdet Atabek, Erdal Dağtaş, Kamuoyu ve İletişim, Eskişehir, T.C. Anadolu Üniversitesi Eğitim
Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı Yayın No: 139, 1998, s. 228
Necdet Atabek, Erdal Dağtaş, a.g.e., s. 192
27
kavramının ortaya çıkmasında önemli bir yere sahiptir. Demokrasi varolduğu
sürece kamuoyunun kanaatleri, görüşleri ve düşünceleri özgür bir ortamda
oluşacaktır ve güvence altında olacaktır.66
Kamuoyu sadece demokratik özellikler taşıyan bir ortamda özgürce,
serbestçe ve güdümlü olmaksızın oluşabilecektir. Demokratik rejimlerde
kamuoyu yukarıdan yönlendirilmemektedir. Bunun için böyle oluşan bir
kamuoyunun siyaset üzerindeki etkisi veya bir siyasal güç olarak işlev
görmesi ile serbestçe oluşmamış bir kamuoyunun etkisi ve rolü aynı
olmayacaktır. Demokrasi sadece seçimlerin özgürce yapılması değildir, aynı
zamanda özgür ve serbest bir şekilde oluşacak kamuoyu rejiminin de
tanınmasıdır. Bu kamuoyunun serbest bir şekilde oluşabilmesi içinde halka
düşünce, ifade, basın-yayın, örgütlenme, siyasal faaliyette bulunma gibi bazı
özgürlükler
tanınmalı
ve
demokrasi
içinde
bunlara
işlerlik
kazandırılmalıdır.67 Tüm bu özgürlükler tanındığı ve buna paralel olarak
olaylar karşısında halkın çeşitli görüşleri, karşıt fikirleri, değişik yorumları
açıkça ortaya çıktığı ve tartışıldığı hür bir ortam olan demokrasilerde
kamuoyunun kayıtsız ve baskısız oluşabileceği beklenebilir.68
Demokratik rejimin sağlayacağı baskısız, özgür ve serbest bir ortam
için halk, kendi istek ve düşünceleri doğrultusunda kamu sorunları hakkında
bilgi sahibi olmak isteyecektir, bunlarla ilgilenecektir, siyasi faaliyetlerde
bulunarak alınacak kararlarlı etkilemek ve denetlemek çabası içinde
olacaktır.69
Halka sınırsız bir şekilde tüm özgürlüklerin ve serbestliklerin tanındığı
çok özgür toplumsal ve siyasal sistemleri bulabilmek her zaman mümkün
olamayabilir. Çünkü dünyadaki tüm siyasal sistemlerin az ya da çok belli bir
resmi ideolojisi vardır. Bu resmi ideolojiye ters gelen ya da gerçekleşmesi
66
67
68
69
Cengiz Anık, “Siyasi Rejimler ve Kamuoyu”, Selçuk İletişim Dergisi, cilt 1, sayı 1, 1999, s.81
Davut Dursun, a.g.e., s.303-304
Necdet Atabek, Erdal Dağtaş, a.g.e., s.192
Duygu Sezer, a.g.e., s.50
28
mümkün olmayan düşüncelerin, görüşlerin gerek yasal olarak kısıtlamalarla
gerekse ekonomik engel ya da yaptırımlarla yayılması ve bu düşünceler
etrafında örgütlenilmesi engellenmeye çalışılır.70
1.8.2. Totaliter Sistemlerde Kamuoyu
Kamuoyu,
totaliter
sistemlerde
istenilen
ve
beklenilen
şekilde
oluşturulur ve amaçlara ulaşmada, idealleri gerçekleştirmede ondan en fazla
yararlanılır.
Totaliter
sistemlerde
kamuoyu
bu
sistemin
en
büyük
destekçilerinden biridir. Oysa ki demokratik sistemlerde kamuoyu sistemin
denetim ve denge unsudur. Totaliter sistemde merkezi iktidar, belirli
konularda bir kanaat oluşturarak ikna yöntemleri gibi çeşitli araçlar vasıtasıyla
halk-yönetim bütünleşmesini sağlamaya çalışmaktadır. Merkezi iktidarın
dayattığı düşünceler meşru olarak kabul edilmekte ve kamuoyu bu yönde
biçimlendirilmeye çalışılmaktadır.71
Totaliter
sistemlerde
kamuoyu
serbestçe
oluşmaz.
Çünkü
düşüncelerin, kanaatlerin açıklanması, tartışılması ve eleştirilmesi yasaktır.
Ancak iktidarı elinde bulunduranların halkı kendi istedikleri gibi düşünmeye
zorlamaları neticesinde oluşan bir kamuoyu vardır. Bu kamuoyu da merkezi
iktidar tarafından empoze edilen düşünceler doğrultusunda yönlendirilecektir.
Totaliter sistemlerde kitle iletişim araçlarında tek söz sahibi devlettir. Kitle
iletişim araçlarında bireylerin girişim özgürlükleri yoktur, bu alan tamamen
devletin tekelindedir. Toplumdaki eğitim ve iş hayatı alanında iktidarın
denetim ve gözetimi söz konusu olduğu için kamuoyunun oluşmasında
önceden planlanan süreç işlemektedir.72
Totaliter sistemde sistemin benimsediği görüşlerin mantığına ters
düşen görüşlerin yayılması mümkün değildir. Bir görüş veya düşünce
yayılacak ya da benimsetilecekse bu görüş ya da düşünce kesinlikle resmi
70
71
72
Ali Öztekin, a.g.e., s.110
Cengiz Anık, a.g.m., s. 80
Davut Dursun, a.g.e., s.304
29
ideolojinin ilkeleri çerçevesinde değerlendirilen bir görüş ya da düşünce
olmalıdır. Buna imkan sağlayan en büyük araçlardan birisi de siyasi iktidarın
tekelinde bulunan kitle iletişim araçlarıyla yaptığı propagandadır. Zaten okul
yaşamı ve iş hayatında aynı düşünceler doğrultusunda yönlendirilmeye
başlandıkları için düşüncelerin değiştirilmesi ve benimsetilmesi diye bir sorun
ortaya çıkmayacaktır. Demokratik sistemlerde olduğu gibi düşünce, basın,
örgütlenme özgürlüğü ile oluşan serbest kamuoyunun aksine totaliter
sistemlerde devlet tekelinde bulunan kitle iletişim araçlarıyla oluşturulan
‘‘güdümlü’’ bir kamuoyu olacaktır.73
Demokrasi rejimi ile sosyalist rejim kamuoyu açısından kuramsal
olarak karşılaştırıldığında birbirleri ile ilişkili temel iki fark belirmektedir:74
1- Batı demokrasilerinde kamuoyu kimse tarafından yön verilmeden
kendiliğinden ortaya çıkan bir durum görünümünde iken, sosyalist rejimlerde
kamuoyu yönetici kadro tarafından yön verilerek ortaya çıkan bir durum
görünümündedir.
2- Dolayısıyla, siyasal yönetici kadro ile halk kanaatleri arasında ilişki
ve
etkileşmenin
farklı
yönlerde
işleyeceği
öngörülmektedir.
Batı
demokrasilerinde halkın kendi isteğiyle seçilip halkı temsil eden yönetici
kadro halkı için her şeyin doğrusunu bilecek, bilinçli bir halkın isteklerini
yerine getirecek ve halktan gelecek düşünceler çerçevesinde faaliyet
gösterecektir; bir anlamda, halk tarafından yönetilen isteklerin ve kanaatlerin
gerçekleşmesi yönetici kadronun varlık nedeni olacaktır. Sosyalist toplumda
ise
yönetici
kadro
halkın
yani
işçi
sınıfının
çıkarlarını
nasıl
gerçekleştirileceğini ve korunacağını en doğru şekilde bilen bir kesim
olacaktır. Bu kesim sınıf bilincine sahiptir ve sınıf bilincine sahip olmayan
halkın yani işçi sınıfının bilinçlendirilmesi, eğitilmesi ve kanaatlerinin
biçimlendirilmesi yönünde faaliyet gösterecektir.
73
74
Münci Kapani, a.g.e., s.153, 154
Duygu Sezer, a.g.e., s.51-52
30
1.8.3. Az Gelişmiş Ülke Sistemlerinde Kamuoyu
Az gelişmiş ülkeler değişik siyasal sistemlere sahiptir ve bu ülkelerde
tam olarak kamuoyunun oluşması zordur. Bu ülkelerin siyasal sistemleri Batı
tipi çok partili sistemlerden Marksist modele kadar uzanan bir sistem içinde
değişiklik gösterebilirler. Bir gün teokratik bir sistem varken diğer gün
Marksist bir devlet sistemine sahip olma ihtimalleri vardır. Siyasal sistemleri
ne olursa olsun, az gelişmiş ülkelerde kamuoyunun oluşmasında etkili bazı
temel noktalar vardır. Az gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlar bir bütün olma
bilincine sahip değildirler. Kendilerini devletin bir üyesi olarak görmezler.
Nüfusunun çoğunluğu kırsal kesimlerde küçük gruplar halinde yaşadığı için,
kendileri dışındaki olaylardan haberdar değildirler. Kendi içlerinde kendi
ihtiyaçlarını giderecek şekilde dışa kapalı olarak yaşarlar. Kendi sorunları
dışındaki sorunlarla ilgilenmedikleri için, ülke, dünya sorunlarında da bilgi
sahibi değildirler. Dolayısıyla bunlara ilgide duymazlar. Diğer bir nokta,
ülkelerin toplumsal ve ekonomik yapıları örgütlenme ve uzmanlaşmaya
imkan vermedikleri için yaşayanlar arasında bir sınıflaşma dolayısıyla sınıflar
arası fikir ayrılıkları ortaya çıkmaz. Baskı ve çıkar gruplarının kamuoyunun
oluşmasındaki etki rolü bu ülkelerde görülmeyecektir. Diğer bir nokta, az
gelişmiş ülkelerdeki eğitim seviyesinin çok düşük olmasıdır. Televizyon,
radyo gibi kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmamasının yanında eğitim
seviyesinin düşüklüğü de eklenince kamuoyunun oluşması söz konusu
olmayacaktır.75
75
Ali Öztekin, a.g.e., s.112
31
İKİNCİ BÖLÜM
1982 ANAYASASI SONRASI TÜRKİYE’DE KAMUOYU
DENETİMİ
2.1. YASAL ALT YAPISI
Düşünce ve ifade özgürlükleri kamuoyunun oluşması açısından çok
önemlidir. Hak ve özgürlüklerin bir anlam ifade edebilmesi için gerek
anayasada gerekse yasalarda teminat altına alınması gerekmektedir. Halkın
yönetimin faaliyetleri konusunda bilgilenmesi, yönetime katılması, yönetimin
eylem ve işlemlerini denetlenmesi açısından mevcut düzenlemeler yanında
son zamanlarda hukuk sistemimizde yeni düzenlemeler getirilmiştir. Halkın
bu düzenlemelerin farkında olması ve hukuki düzenlemelerde getirilen hakları
kullanma iradesi, en az bu düzenlemeler kadar önemlidir.76
2.1.1. 1982 Anayasası77
Kamuoyunun oluşmasıyla ilgili olarak 1982 Anayasası’nın ‘‘Temel
Haklar ve Ödevler’’ başlıklı ikinci kısmı “Kişinin Hakları ve Ödevleri” başlıklı
ikinci bölümünde birçok maddenin olduğunu görüyoruz.
1982 Anayasası’nın ‘‘Haberleşme hürriyeti’’ başlıklı 22’nci maddesinde
(Değişik: 3.10.2001-4709/7 md.) “Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir.
Haberleşmenin gizliliği esastır” hükmü yer alır.
1982 Anayasası’nın ‘‘Düşünce ve kanaat hürriyeti’’ başlıklı 25’inci
maddesinde “Herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve
76
77
Murat Altun, Erdal Kuluçlu, a.g.m., s.27
7.11.1982 Tarihli 2709 Sayılı 1982 Anayasası madde 22, 25, 26, 28, 30, 31, 33, 34
32
amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz;
düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz” hükmü yer alır.
1982 Anayasası’nın ‘‘Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti’’ başlıklı
26’ncı maddesinde “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya
başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına
sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya
fikir almak veya vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü radyo,
televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine
bağlanmasına engel değildir.” hükmü yer alır.
1982 Anayasası’nın ‘‘Basın hürriyeti’’ başlıklı 28’inci maddesinde
“Basın hürdür, sansür edilemez. Basınevi kurmak izin alma ve mali teminat
yatırma şartına bağlanamaz.” hükmü yer alır.
1982 Anayasası’nın ‘‘Basın araçlarının korunması’’ başlıklı 30’uncu
maddesinde (Değişik: 7.5.2004-5170/4 md.) “Kanuna uygun şekilde basın
araçları, suç aletleri olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya
işletilmekten alıkonulamaz.” hükmü yer alır.
1982 Anayasası’nın ‘‘Dernek kurma hürriyeti’’ başlıklı 33’ününcü
maddesinde
(Değişik:
23.07.1995-4121/2
md;3.10.2001-4709/12
md.)
“Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da
üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.” hükmü yer alır.
1982 Anayasası’nın ‘‘Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı’’
başlıklı 34’üncü maddesinde (Değişik: 3.10.2001-4709/13 md.) “Herkes
önceden izin alınmadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme
hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda
gösterilir.” hükmü yer alır.
Sayılan bu maddeler 1982 Anayasası’nda kamuoyunun oluşmasını
güvence altına alan hak ve hürriyetlerdir
1982 Anayasası’nın ‘‘Kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle
haberleşme araçlarından yararlanma hakkı’’ başlıklı 31’inci maddesinde
33
“Kişiler ve siyasî partiler, kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle
haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu
yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir.(Değişik: 3.10.20014709/11 md.) Kanun, milli güvenlik, kamu düzeni, genel ahlâk ve sağlığın
korunması sebepleri dışında, halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve
kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici
kayıtlar koyamaz.” hükmü yer alır.
Buradan da anlaşılacağı üzere 1982 Anayasası kamuoyunun serbest
bir şekilde oluşmasını istisnalar dışında kabul etmiştir ve haberleşme
hürriyetiyle, düşünce ve kanaat hürriyetiyle, düşünceyi açıklama ve yayma
hürriyetiyle, basın hürriyetiyle, dernek kurma hürriyetiyle ilgili gerekli
düzenlemeleri yapmıştır. Türkiye’de yaşayan kişilerin tümü bu anayasal
düzenlemelerden haberdar değildir. Bu anayasal düzenlemelerden haberdar
olan kişilerin bir bölümü de bunları aldıkları üniversite eğitimi neticesinde
öğrenmişlerdir. Üniversite öğrenimlerine başlamadan önce sadece kavram
olarak karşılaştıkları konular hakkında üniversite eğitimlerinde ayrıntılı bir
bilgiye ulaşmaktadırlar. Konu olarak İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinin ilgi
alanına giren kamu yönetimi bölümlerinde anayasa bir ders olarak
okutulmakta ve öğrenciler anayasa hakkında bilgilendirilmektedirler. Bu
eğitimden geçen kişiler ortaya çıkan sorunlar karşısında haberleşme
hürriyetlerini olduğunu bilmektedirler ve bunu kullanma bilincine sahip
olacaklardır. Ayrıca düşünce ve kanaatlerini özgürce açıklama ve toplantı ve
gösteri yürüyüşlerine katılma bilincine de sahip olacaklardır.
Bu kişiler
anayasadan kaynaklanan bu hak ve hürriyetlerini kullanarak sorunlar
hakkında serbest şekilde bir kamuoyu oluşturacaklardır ve sorunların
çözümünde etkili olacaklardır. Türkiye’de kanunlarda bu kişilerin haber
almalarını, düşünce ve kanaatlerini açıklamayı ve kamuoyunun serbestçe
oluşmasını engelleyici maddeler koymamaktadır.
34
2.1.2. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu
Kamuoyu denetimi 5018 sayılı Kanunla Hukuk sistemimizde yerini
alan önemli kavramlardan bir tanesidir. Kanunun 7’nci maddesinde kamu
kaynaklarının elde edilmesi ve kullanılmasında denetimin sağlanması
amacıyla kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiği belirtilerek kamuoyu ve
denetim kavramları yan yana kullanılmıştır. Daha önceki yasal düzenlemeler
de genellikle pasif yönüyle ele alınan kamuoyuna sadece duyma fonksiyonu
yüklenmiştir. 5018 sayılı kanunda kamuoyu, denetim fonksiyonunun içinde
yer almıştır. Olaylar ve sorunlar karşısında kamuoyu denetimini önemli hale
getiren 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu üzerinde oldukça
fazla durulması gereken bir düzenlemedir.78
5018 Sayılı kanunun 1’inci maddesine göre Kanunun amacı;79
‘‘Kalkınma planları ve programlarda yer alan politika ve hedefler
doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde
edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak
üzere, kamu malî yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin
hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm malî işlemlerin muhasebeleştirilmesini,
raporlanmasını ve malî kontrolü düzenlemektir.’’
5018
Sayılı
kanunun
üçüncü
bölümünün
Kamu
Kaynağının
Kullanılmasının Genel Esasları altında ‘‘Mali Saydamlık’’ başlıklı 7’nci
maddesi;80
‘‘Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında
denetimin sağlanması amacıyla kamuoyu zamanında bilgilendirilir. Bu
amaçla;
a) Görev, yetki ve sorumlulukların açık olarak tanımlanması,
78
79
80
Murat Altun, Erdal Kuluçlu, a.g.m., s. 32
10.12.2003 Tarihli 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Madde 1
10.12.2003 Tarihli 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Madde 7
35
b) Hükümet politikaları, kalkınma planları, yıllık programlar, stratejik
planlar
ile
bütçelerin
hazırlanması,
yetkili
organlarda
görüşülmesi,
uygulanması ve uygulama sonuçları ile raporların kamuoyuna açık ve
ulaşılabilir olması,
c) Genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri tarafından sağlanan
teşvik ve desteklemelerin bir yılı geçmemek üzere belirli dönemler itibarıyla
kamuoyuna açıklanması,
d) Kamu hesaplarının standart bir muhasebe sistemi ve genel kabul
görmüş muhasebe prensiplerine uygun bir muhasebe düzenine göre
oluşturulması,
Zorunludur.
Malî saydamlığın sağlanması için gerekli düzenlemelerin yapılması ve
önlemlerin alınmasından kamu idareleri sorumlu olup, bu hususlar Maliye
Bakanlığınca izlenir.’’ şeklindedir.
5018 Sayılı kanunun Altıncı Bölümünün ‘‘Faaliyet ve Raporları ve
Kesin Hesap Kısmının Faaliyet Raporları’’ başlıklı 41’inci maddesinin ikinci ve
üçüncü fıkrası şöyledir;81
‘‘Harcama yetkilisi*, birim faaliyet raporunu üst yöneticiye verir. Üst
yönetici, birim faaliyet raporlarını esas alarak, idaresinin faaliyet sonuçlarını
gösteren idare faaliyet raporunu hazırlar. İdare faaliyet raporu, Sayıştaya
verilir ve üst yönetici tarafından kamuoyuna açıklanır. Merkezî yönetim
kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumları, idari faaliyet
raporlarının bir örneğini Maliye Bakanlığına, mahallî idareler ise İçişleri
Bakanlığına gönderir.
İçişleri Bakanlığı, mahallî idare faaliyet raporları üzerine değerlendirme
81
10.12.2003 Tarihli 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Madde 41 ikinci ve
üçüncü fıkra
*Bütçeyle ödenek tahsis edilen her bir harcama biriminin en üst yöneticisi harcama yetkilisidir.
Üst yöneticiler ve bütçeyle ödenek tahsis edilen harcama yetkilileri tarafından idari
sorumlulukları çerçevesinde her yıl faaliyet raporları düzenlenir. 10.12.2003 Tarihli 5018 Sayılı
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Madde 31
36
raporu hazırlar, Sayıştaya gönderir ve kamuoyuna açıklar. Bu Raporun bir
örneği de Maliye Bakanlığına gönderilir.’’
Kanun koyucunun denetiminde rol alacak faaliyetlerin kamuoyunun
bilgisine sunulması ve kamuoyunun bu faaliyetlere ulaşmasını sağlayacak
düzenlemeler
yapması
kamuoyu
denetimi
açısından
son
derece
önemlidir. Kamuoyu hükümet politikalarının, kalkınma planlarının, yıllık
programların, bütçelerin uygulanma sonuçlarından haberdar olduğu ve onlara
kolay ulaşabildiği takdirde onlar karşısında denetim fonksiyonu olarak görev
alabilecektir. İdarenin faaliyetlerinin kamuoyunun bilgisine açık olması
halinde bu faaliyetler yapılırken kamu yararına uygun hareket edilip
edilmediğinin araştırılması kolaylaşacaktır. Kamuoyu idarenin faaliyetleri
hakkında gerek bilgi isteyerek gerekse isteklerde veya şikayetlerde bulunarak
yapılan faaliyetlerin hukuka ve kamu yararına uygun yapılması konusunda
etkili olurlar. İdare faaliyetlerini gerçekleştirirken kullandığı kaynaklar
hakkında kamuoyunu bilgilendirerek kamuoyunda oluşacak şüphelerin önüne
geçmiş olacaktır. Burada asıl önemli konulardan bir tanesi de kişilerin bu
konular hakkında ilgili olmasıdır. Üniversite eğitimi almış kişiler bu konular
hakkında daha duyarlı ve bilinçli olacaktırlar. Özellikle devlet ve yönetim
yapısıyla ilgili derslerin ağırlıklı olması nedeniyle kamu yönetimi bölümünde
alınan eğitim neticesinde kişiler, ülke kaynaklarının nasıl kullanıldığı, yapılan
faaliyetlerin hukuka uygun olup olmadığı, faaliyetler yapılırken kamu yararının
gözetilip
gözetilmediği
konularının
öneminin
farkında
olacaktırlar
ve
davranışlarında buna göre hareket edeceklerdir. Bu kişiler farkına vardıkları
sorunların çözümü için gerekli mücadeleyi vereceklerdir ve sorunların
çözümünde etkili oldukları gibi idarenin faaliyetlerinde bir denetim faktörü
olarak da ortaya çıkacaklardır.
2.1.3. 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu
Kamu
yönetiminin
daha
etkin
kılınabilmesi
için
bünyesinde
bulundurduğu kişi, grup ve örgütlerle sağlıklı bir etkileşim kurulmalıdır. Bu
sağlıklı etkileşimin birinci koşulu, kamu yönetiminin yaptığı işlem ve
37
eylemlerin sonuçlarını çevresine doğru aktarabilecek mekanizmaları kurması,
ikinci koşulu, kamu yönetiminin yaptıkları hizmetler sonucu çevrenin
taleplerini göz önüne alarak faaliyetlerini geliştirmesidir. Medyanın, sivil
toplum örgütlerinin ve bireylerin alınacak kararları demokratik yollardan
etkileyebilmeleri için kamu yönetiminde şeffaf bir yönetim anlayışının
oluşturulması gerekir. Şeffaflık kavramı, açıklık, iletişim ve hesap verebilirlik
kavramlarıyla da desteklendiğinde kamu yönetimi toplumun gözünde daha
değerli hale gelecektir.82
4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu 09.10.2003 tarihinde kabul
edilmiş ve 24 Nisan 2004 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. ‘‘Bilgi
edinme insanlar için bir hak olduğu gibi, bilgi vermeye yetkili olanlar
kuruluşlar içinde bir ödev ve yükümlülüktür.’’83
4982 Sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre Kanunun amacı;84
‘‘Demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve
açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına
ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.’’
Birinci madde yönetimin denetlenmesinde85 kişilerin bilgi edinmeleri ve
bu
bilgilere
kolayca
ulaşabilmelerini
sağlayacak
düzenlemeleri
göstermektedir.
4982 Sayılı Kanunun 1’inci maddesine göre Kanunun kapsamı şu
şekilde tanımlanmıştır;86 ‘‘Bu Kanun; kamu kurum ve kuruluşları ile kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinde uygulanır.
82
83
84
85
86
Aslı Yağmurlu, “Bilgi Edinme Kanunu ve Halkla İlişkiler”, Amme İdaresi Dergisi, cilt 40, sayı
4, Aralık 2007, s.63, 64
Nuri Tortop, “İletişim ve Bilgi Edinme Hakkının Önemi”, Amme İdaresi Dergisi, cilt 37, sayı 1,
Mart 2004, s. 29
09.10.2003 Tarihli 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Madde 1
Türk kamu yönetiminin bu denetime ihtiyacı olduğu saptaması, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma
Örgütüne bağlı Uluslararası Şeffaflık Örgütünün (Transparency International) 2006 tarihli
araştırmasında 133 ülke içinde 60. sırada olması gerçeği ile teyit ediliyor. Ülkelerin kamu
kaynaklarının kullanımı, siyaset ve ticarette şeffaflığını ve yolsuzluk derecelerini ölçmeyi
amaçlayan örgüt, Türkiye’yi 10 üzerinden 3.8 puan vererek konunun önemli bir sorun alanı
olduğunun altını çiziyor. http://www.transparency.org/policy-research/surveys-indices/cpi/2006.
22.02.2007’ den naklen Aslı Yağmurlu, a.g.m., s.70
09.10.2003 Tarihli 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Madde 2
38
1.11.1984 tarihli ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair
Kanun hükümleri saklıdır.’’
4982 Sayılı Kanunun 4’üncü maddesi “Herkes bilgi edinme hakkına
sahiptir. Türkiye'de ikamet eden yabancılar ile Türkiye'de faaliyette bulunan
yabancı tüzel kişiler, isteyecekleri bilgi kendileriyle veya faaliyet alanlarıyla
ilgili
olmak
kaydıyla
hükümlerinden
ve
karşılıklılık
yararlanırlar.
ilkesi
Türkiye'nin
çerçevesinde,
taraf
olduğu
bu
Kanun
uluslararası
sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükleri saklıdır.” hükmüyle bilgi edinme
hakkını, 5’inci maddesi, “Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar
dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak
ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere,
gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler. Bu Kanun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri
uygulanmaz.” hükmüyle de kurum ve kuruluşların bilgi verme yükümlülüğü
düzenlenmektedir.87
Yargı denetimi dışında kalan idarî işlemlerden kişinin çalışma hayatını
ve mesleki onurunu etkileyecek nitelikte olanlar (madde 15), açıklanması
hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî
güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla Devlet sırrı olan gizlilik
dereceli bilgi veya belgeler (madde 16), açıklanması ya da zamanından önce
açıklanması hâlinde, ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verecek veya haksız
rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi veya belgeler (madde 17), sivil ve
askerî istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler
( Ancak, bu bilgi ve belgeler kişilerin çalışma hayatını ve meslek onurunu
etkileyecek nitelikte ise, istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler bilgi edinme hakkı
kapsamı içindedir.) (madde 18), kurum ve kuruluşların yetkili birimlerince
yürütülen idarî soruşturmalarla ilgili olup, açıklanması veya zamanından önce
açıklanması hâlinde;
87
09.10.2003 Tarihli 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Madde 4, 5
39
a) Kişilerin özel hayatına açıkça haksız müdahale sonucunu
doğuracak,
b) Kişilerin veya soruşturmayı yürüten görevlilerin hayatını ya da
güvenliğini tehlikeye sokacak,
c) Soruşturmanın güvenliğini tehlikeye düşürecek,
d) Gizli kalması gereken bilgi kaynağının açığa çıkmasına neden
olacak veya soruşturma ile ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynaklarının temin
edilmesini güçleştirecek,
Bilgi veya belgeler (madde 19), açıklanması veya zamanından önce
açıklanması hâlinde;
a) Suç işlenmesine yol açacak,
b) Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî
yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek,
c) Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek,
d) Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl
edecek,
Nitelikteki bilgi veya belgeler (madde 20), kişinin izin verdiği hâller
saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması hâlinde
kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, meslekî
ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler
(Kamu yararının gerektirdiği hâllerde, kişisel bilgi veya belgeler, kurum ve
kuruluşlar tarafından, ilgili kişiye en az yedi gün önceden haber verilerek
yazılı rızası alınmak koşuluyla açıklanabilir.) (madde 21), haberleşmenin
gizliliği esasını ihlâl edecek bilgi veya belgeler (madde 22), kanunlarda ticarî
sır olarak nitelenen bilgi veya belgeler ile, kurum ve kuruluşlar tarafından
gerçek veya tüzel kişilerden gizli kalması kaydıyla sağlanan ticarî ve malî
bilgiler (madde 23), kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve
sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler
hakkındaki bilgi veya belgeler (Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen
40
kurum çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır.) (madde 25), kurum ve
kuruluşların faaliyetlerini yürütmek üzere, elde ettikleri görüş, bilgi notu, teklif
ve tavsiye niteliğindeki bilgi veya belgeler (Bilimsel, kültürel, istatistik, teknik,
tıbbî, malî, hukukî ve benzeri uzmanlık alanlarında yasal olarak görüş verme
yükümlülüğü bulunan kişi, birim ya da kurumların görüşleri, kurum ve
kuruluşların alacakları kararlara esas teşkil etmesi kaydıyla bilgi edinme
istemlerine açıktır.) (madde26), tavsiye ve mütalaa talepleri (madde 27), bilgi
edinme hakkı kanunu kapsamı dışındadır.
4982 Sayılı Kanunun 11’inci maddesine göre bilgi ve belgeye erişim
süreleri;88
‘‘Kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye
erişimi on beş iş günü içinde sağlarlar. Ancak istenen bilgi veya belgenin,
başvurulan kurum ve kuruluş içindeki başka bir birimden sağlanması;
başvuru ile ilgili olarak bir başka kurum ve kuruluşun görüşünün alınmasının
gerekmesi veya başvuru içeriğinin birden fazla kurum ve kuruluşu
ilgilendirmesi durumlarında bilgi veya belgeye erişim otuz iş günü içinde
sağlanır. Bu durumda, sürenin uzatılması ve bunun gerekçesi başvuru
sahibine yazılı olarak ve on beş iş günlük sürenin bitiminden önce bildirilir.
10 uncu maddede89 belirtilen bilgi veya belgelere erişim için gereken
maliyet tutarının idare tarafından başvuru sahibine bildirilmesiyle on beş iş
88
89
09.10.2003 Tarihli 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Madde 11
Kurum ve kuruluşlar, başvuru sahibine istenen belgenin onaylı bir kopyasını verirler.
Bilgi veya belgenin niteliği gereği kopyasının verilmesinin mümkün olmadığı veya kopya
çıkarılmasının aslına zarar vereceği hâllerde, kurum ve kuruluşlar ilgilinin;
a) Yazılı veya basılı belgeler için, söz konusu belgenin aslını incelemesi ve not alabilmesini,
b) Ses kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları dinleyebilmesini,
c) Görüntü kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları izleyebilmesini,
Sağlarlar.
Bilgi veya belgenin yukarıda belirtilenlerden farklı bir şekilde elde edilmesi mümkün ise, belgeye
zarar vermemek koşuluyla bu olanak sağlanır.
Başvurunun yapıldığı kurum ve kuruluş, erişimine olanak sağladığı bilgi veya belgeler için
başvuru sahibinden erişimin gerektirdiği maliyet tutarı kadar bir ücreti bütçeye gelir kaydedilmek
üzere tahsil edebilir.
41
günlük süre kesilir. Başvuru sahibi on beş iş günü içinde ücreti ödemezse
talebinden vazgeçmiş sayılır.’’ şeklindedir.
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’yla yönetim ve yönetilenler arasında bir
iletişim ağı kurulmuştur. Yönetilenler kanun kapsamında kalmak şartıyla
yönetimden bilgi ve belge istemektedirler ve yönetimde yasal süreler
içerisinde bu bilgi ve belgeleri temin etmektedir. Bu vesileyle yönetim
yaptıkları faaliyetleri yönetilenlere aktarma fırsatı bulmaktadır. Ayrıca
yönetilenlerin taleplerini bu şekilde alan yönetim bunları değerlendirerek
yapacakları faaliyetlerde bunlara uygun hareket edecektir. Burada asıl önemli
olan yönetimi bu yönde hareket etmeye iten bir kamuoyunun olmasıdır.
Demokratik ve şeffaf bir yönetim anlayışı içerisinde hareket edilmek
isteniyorsa yönetimin denetlenmesinde etkili olacak bilgi ve belgelere kişilerin
ulaşımı kolay olmalıdır. Bu durumu kolaylaştırmanın yanında bu şekilde
yönetimin denetlenmesine katkı sağlama bilincinde bir kamuoyunun da
varlığı gereklidir. Böyle bir kamuoyunun oluşmasında üniversitelerde özellikle
kamu yönetimi bölümünde okutulan hukukla yönetimle ilgili derslerin etkisi
olmaktadır. Bu eğitimi alan kişiler bilgi edinme haklarının olduğunun
farkındadırlar ve bu haklarını nasıl kullanacaklarını bilmektedirler.
2.1.4. 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun
Dilekçe hakkı Anayasa’nın 74’üncü maddesi ile ana çerçevesi
belirlenen bir düzenlemedir. Söz konusu maddeye göre, (Değişik: 3.10.20014709/26 md.) ‘‘Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla
Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve
şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı
ile başvurma hakkına sahiptir. Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu,
42
gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir. Bu hakkın kullanılma
biçimi kanunla düzenlenir.’’ hükmüyle dilekçe hakkı düzenlenmektedir.90
3071 Sayılı Kanunun 1’inci ve 2’nci maddesine göre kanunun amacı
ve kapsamı şöyledir.91
‘‘Bu Kanunun amacı, Türk vatandaşlarının ve Türkiye’de ikamet eden
yabancıların kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında,
Türkiye Büyük Millet Meclisine ve yetkili makamlara yazı ile başvurma
haklarının kullanılma biçimini düzenlemektir.’’
‘‘Bu Kanun, Türk vatandaşları ve Türkiye’de ikamet eden yabancılar
tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi ile idari makamlara yapılan dilek ve
şikayetler hakkındaki başvuruları kapsar.’’
3071 Sayılı Kanunun 3’üncü maddesi ‘‘Türk vatandaşları kendileriyle
veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, Türkiye Büyük Millet
Meclisine ve yetkili makamlara yazı ile başvurma hakkına sahiptirler. (EK:
2/1/2003 – 4778/25 md.) Türkiye’de ikamet eden yabancılar karşılıklılık esası
gözetilmek
ve
dilekçelerinin
Türkçe
yazılması
kaydıyla
bu
haktan
yararlanabilirler.’’ hükmüyle dilekçe hakkını düzenlemektedir.92
3071 Sayılı Kanunun 7’nci maddesi, (Değişik: 2/1/2003 – 4778/27
md.) ‘‘Türk vatandaşlarının ve Türkiye’de ikamet eden yabancıların kendileri
ve kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri konusunda yetkili makamlara yaptıkları
başvuruların sonucu veya yapılmakta olan işlemin safahatı hakkında dilekçe
sahiplerine en geç otuz gün içinde gerekçeli olarak cevap verilir. İşlem
safahatının duyurulması halinde alınan sonuç ayrıca bildirilir.’’ hükmüyle
dilekçenin incelenmesi ve sonucunun bildirilmesini, 8’inci maddesi ise,
(Değişik: 2/1/2003 – 4778/28 md.) ‘‘Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilen
dilekçelerin, Dilekçe Komisyonunda incelenmesi ve karara bağlanması altmış
90
91
92
7.11.1982 Tarihli 2709 Sayılı 1982 Anayasası Madde 74
1.11.1984 Tarihli 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun Madde 1, 2
1.11.1984 Tarihli 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun Madde 3
43
gün içinde sonuçlandırılır. İlgili kamu kurum ve kuruluşları Türkiye Büyük
Millet Meclisi Dilekçe Komisyonunca gönderilen dilekçeleri otuz gün içinde
cevaplandırılır. İnceleme ve karara bağlamanın esas ve usulleri Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde gösterilir.’’ hükmüyle de Türkiye Büyük
Millet Meclisine yapılan başvuruların incelenmesini düzenlemektedir.93
Anayasayla
ve
yasayla
dilekçe
hakkının
düzenlenmesiyle
vatandaşlara kendileriyle veya kamuyla ilgili konularda yetkili mercilere
başvurma imkanı sağlanmıştır. Yönetimin yaptıkları eylem ve işlemlerden
etkilenen vatandaşlar bu eylem ve işler hakkındaki istek ve şikayetlerini
yönetime iletmektedir. Yönetimde bu istek ve şikayetleri yasal süre içerisinde
cevaplandırmak zorundadır. Yönetimin yaptığı eylem ve işlemlerden olumsuz
etkilenen vatandaşlar bu durum karşısında sessiz kalmamaktadırlar ve
haklarını aramak için yönetime başvurmaktadırlar. Yapılan incelemeler
neticesinde vatandaşın aleyhine bir durum tespit edilmesi halinde bu
durumun düzeltilmesi için gerekli çalışmalar yapılacaktır. Ayrıca yönetim
vatandaşlar tarafından yapılan istekleri göz ardı etmeyerek bunları daha
sonra yapacakları eylem ve işlemlerde göz önünde bulunduracaktır. Dilekçe
verme hakkının uygulama alanı bulabilmesi için vatandaşların kendileriyle
veya toplumla ilgili konularda dilek ve şikayette bulunma bilincine sahip
olması gerekmektedir. Bu bilincin yoğun olduğu gruplardan biri de üniversite
eğitimi almış kesimdir. Bu kesim ülke yönetimiyle ilgili konularda daha
ilgilidirler ve ortaya çıkan sorunlarda daha duyarlıdırlar. Bu sorunlar
hakkındaki görüş, düşünce, istek ve şikayetlerini yönetimlere ileterek gerekli
çalışmaların yapılmasını beklemektedirler.
93
1.11.1984 Tarihli 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun Madde 7, 8
44
2.1.5. 5272 Sayılı Belediye Kanunu
Yerel halkın; yönetimin her aşamasına katılması, yönetilen aktif bir
topluluk olması, yönetimin sorumluluğunu paylaşması ve onu denetlemesi
için demokratik bir ortam içinde sağlıklı bir halkla ilişkiler düzeni kurulmalı,
duyarlı bir kamuoyu oluşturulmalı ve etkin bir halk denetimi sağlanmalıdır.
Belediyeler bulundukları yerdeki halkın ihtiyaçlarını karşılamak için ortaya
çıkmış bir yerel yönetim birimi olduğu için halkın isteklerini karşılayacak,
hizmet
aksaklıkları
karşısında
halkın
sorularına
maruz
kalacak
ve
hizmetlerinin amaca uygun ve gereği gibi yerine getirilip getirilmediği halkın
denetimine tabi olacaktır.94
Halkın, yerel hizmetlerin planlanmasına, yürütülmesine ve denetimine
katılması gerekmektedir. Halk ve yerel yönetimler arasında karşılıklı bir
iletişim ve bilgi alış verişi kurulduğu takdirde hizmetlerde verimlilik ve etkinlik
artacaktır. Yerel demokrasinin geliştirilmesi için belediyelerin yaptıkları
faaliyetlerden
gerekmektedir.
halkı
bilgilendirmesi
ve
onlara
karşı
şeffaf
olması
95
5272 Sayılı Belediye Kanunu yaygın bir katılım öngörmektedir.
Kanunun 20’inci maddesine göre, ‘‘Belediye meclisi, kendisi tarafından
belirlenecek bir aylık tatil hariç her ayın ilk haftası, meclis tarafından önceden
belirlenen günde, mutat toplantı yerinde toplanır. Meclis toplantıları açıktır.’’
Kanunun 23’üncü maddesine göre ‘‘Kesinleşen meclis kararlarının özetleri
yedi gün içinde uygun araçlarla halka duyurulur.’’ Kanunun 24’üncü
maddesine göre, ‘‘Belediye meclisi, her dönem başı toplantısında, üyeleri
arasından seçilecek en az üç en fazla beş kişiden oluşan ihtisas komisyonları
kurabilir. Mahalle muhtarları ve ildeki kamu kuruluşlarının amirleri ile ildeki
kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, üniversiteler, sendikalar ve
94
95
Mehmet Ulvi Saran, “Belediye Hizmetlerinde Halkı Bilgilendirme ve Halk Denetiminin
Sağlanması”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, cilt 5, sayı 4, Temmuz 1996, s.17, 20, 21
Yücel Ertekin, “Yerel Yönetimlerde Halkla İlişkiler Sorunu”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi,
cilt 4, sayı 5, Eylül 1995, s.4
45
gündemdeki konularla ilgili sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, oy hakkı
olmaksızın kendi görev ve faaliyet alanlarına giren konuların görüşüldüğü
ihtisas komisyonu toplantılarına katılabilir ve görüş bildirebilir.’’ Kanunun
55’inci maddesine göre, ‘‘Belediyelerde iç ve dış denetim yapılır. Denetim, iş
ve işlemlerin hukuka uygunluk, malî ve performans denetimini kapsar.
İç ve dış denetim 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu
hükümlerine göre yapılır. Denetime ilişkin sonuçlar kamuoyuna açıklanır ve
meclisin bilgisine sunulur.’’ Kanunun 56’ncı maddesine göre, ‘‘Belediye
başkanı, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 41’inci maddesinin96
dördüncü fıkrasında belirtilen biçimde; stratejik plân ve performans
hedeflerine göre yürütülen faaliyetleri, belirlenmiş performans ölçütlerine göre
hedef ve gerçekleşme durumu ile meydana gelen sapmaların nedenlerini ve
belediye borçlarının durumunu açıklayan faaliyet raporunu hazırlar. Faaliyet
raporunda, bağlı kuruluş ve işletmeler ile belediye ortaklıklarına ilişkin söz
konusu bilgi ve değerlendirmelere de yer verilir. Faaliyet raporu mart ayı
toplantısında belediye başkanı tarafından meclise sunulur. Raporun bir
örneği İçişleri Bakanlığına gönderilir ve kamuoyuna da açıklanır.’’ Kanunun
76’ncı maddesine göre, ‘‘Kent konseyi, kent yaşamında; kent vizyonunun ve
hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması,
sürdürülebilir
96
kalkınma,
çevreye
duyarlılık,
sosyal
yardımlaşma
ve
Merkezî yönetim kapsamındaki idarelerin ve sosyal güvenlik kurumlarının bir malî yıldaki
faaliyet sonuçları, Maliye Bakanlığınca hazırlanacak Genel Faaliyet Raporunda gösterilir. İdare
faaliyet raporları da dikkate alınarak hazırlanacak bu Raporda;
a) Bütçe gelir ve gider hedefleri ve gerçekleşmeleri ile meydana gelen sapmaların nedenleri,
b) Kamu borç yönetimi raporu kapsamında borç stokundaki gelişmeler ve borçlanmaya ilişkin
diğer bilgiler,
c) Yıl sonundaki varlık ve yükümlülüklerin durumunu gösterir cetvel ile bunlara ilişkin bilgiler,
d) Ödenek aktarmaları ve diğer ödenek işlemlerini gösteren cetvel,
e) Bütçenin uygulamasına ilişkin olarak Maliye Bakanlığı tarafından yapılan faaliyetler,
f) İdarelerin stratejik planlama ve performans programları uyarınca yürüttükleri faaliyetler ile
belirlenmiş performans kriterlerine göre hedef ve gerçekleşme durumları hakkında genel
değerlendirmeler,
g) Mahallî idarelerin malî yapılarına ilişkin değerlendirmeler,
h) Bütçeden yardım alan dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllerin
faaliyetlerine ilişkin değerlendirmeler, Yer alır
46
dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden
yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışır. Belediyeler, kamu kurumu
niteliğindeki
meslek
kuruluşlarının,
sendikaların,
noterlerin,
varsa
üniversitelerin, ilgili sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin, kamu kurum ve
kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileri ile diğer ilgililerin
katılımıyla oluşan kent konseyinin faaliyetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi
konusunda yardım ve destek sağlar. Kent konseyinde oluşturulan görüşler
belediye meclisinin ilk toplantısında gündeme alınarak değerlendirilir.’’ 97
Belediye
karar
organı
olan
meclislerin
her
ay
toplanması
uygulamasıyla yerel hizmetlerin katılımcı ve şeffaf bir anlayışla yürütülmesi
ve meclis denetiminin daha etkin şekilde yapılması amaçlanmaktadır. Meclis
kararlarının halka duyurulması yoluyla kamuoyu denetiminin etkinleştirilmesi
ve
halkın
sayesinde
yönetime
kararlar
katılması
belediye
özendirilmektedir.
meclisinde
İhtisas
görüşülmeden
komisyonları
önce
burada
olgunlaştırılır. Denetim faaliyet raporlarının kamuoyuna açıklanmasıyla
hizmetten faydalananların Belediyelerin faaliyet ve denetim raporları
hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanır. Kent konseyi kararlarının belediye
meclisinin ilk toplantısında değerlendirileceğinin öngörülmesi de belediye
yönetimine katılmanın başka bir yönüdür.98
Türkiye’de
belediye
sınırları
içerisinde
yaşayan
vatandaşlar
kendileriyle veya toplumla ilgili olan belediye meclisi kararlarına veya
belediyenin denetimine ilişkin sonuçlara itiraz edebilirler. Vatandaşlar alınan
kararların veya yapılan faaliyetlerin kamu yararına olmasını istemektedirler.
Vatandaşlar gerek ihtisas komisyonları gerekse kent konseyleri aracılığıyla
belediyelerde alınacak ve uygulamaya konulacak kararlarda söz söyleme
hakkına
sahip
bulunmaktadırlar.
5272
Sayılı
Belediye
Kanunundaki
düzenlemelerle vatandaşların yönetime katılmasının önü açılmış olmasına
97
98
7.12.2004 Tarihli 5272 Sayılı Belediye Kanunu Madde 20, 23, 24, 55, 56, 76
Ahmet Nohutçu, Asım Balcı, Bilgi Çağında Türk Kamu Yönetiminin
Yapılandırılması-I, İstanbul, 1. bs., Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., 2005, S.84, 85
Yeniden
47
rağmen bunların hayata geçirilebilmesi için vatandaşların hak arama bilincine
sahip olması gerekmektedir. Gerekli konularda bilgi ve belgeler istenilerek ya
da talep ve şikayetlerde bulunularak belediyelerin yaptığı faaliyetler gözetim
ve denetim altında tutulmalıdır.
2.1.6. 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu
5302
Sayılı
uygulamalarının
Kanunda
kamuoyuna
İl
Özel
İdarelerinin
duyurulmasını
öngören
kararlarının
ve
düzenlemeler
mevcuttur.
Kanunun 12’nci maddesine göre, ‘‘İl genel meclisi, il genel meclisince
belirlenecek bir aylık tatil hariç her ayın ilk haftası meclis tarafından önceden
belirlenen günde mutat toplantı yerinde toplanır. İl genel meclisinin
toplantıları açıktır.’’ Kanunun 15’inci maddesine göre, ‘‘Kesinleşen il genel
meclisi karar özetleri toplantıyı izleyen en geç yedi gün içinde çeşitli yollarla
halka duyurulur.’’ Kanunun 16’ncı maddesine göre, ‘‘Kaymakamlar ve ildeki
kamu kuruluşlarının amirleri ve ildeki kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları, üniversite ve sendikalar ile gündemdeki konularla ilgili köy ve
mahalle muhtarları ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, oy hakkı
olmaksızın kendi görev ve faaliyet alanlarına giren konuların görüşüldüğü
ihtisas komisyonu toplantılarına katılabilir ve görüş bildirebilir. Komisyon
raporları alenîdir, çeşitli yollarla halka duyurulur ve isteyenlere il genel meclisi
tarafından belirlenecek bedel karşılığında verilir.’’ Kanunun 38’inci maddesine
göre, ‘‘İl özel idarelerinde iç ve dış denetim yapılır. Denetim, iş ve işlemlerin
hukuka uygunluk, malî ve performans denetimini kapsar. İç ve dış denetim
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine göre yapılır .
Denetime ilişkin sonuçlar kamuoyuna açıklanır ve meclisin bilgisine sunulur.’’
Kanunun 39’uncu maddesine göre, ‘‘Vali, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol
Kanununun 41’inci maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen biçimde;
stratejik plân ve performans hedeflerine göre yürütülen faaliyetleri,
48
belirlenmiş performans ölçütlerine göre hedef ve gerçekleşme durumu ile
meydana gelen sapmaların nedenlerini açıklayan faaliyet raporunu hazırlar.
Faaliyet raporu mart ayı toplantısında vali veya genel sekreter tarafından
meclise sunulur. Raporun bir örneği İçişleri Bakanlığına gönderilir ve
kamuoyuna da açıklanır.’’ 99
İl genel meclis toplantılarının her ay yapılmasıyla meclis denetimi ve
yönetime katılım arttırılmıştır. İl genel meclisi kararlarının halka duyurulması
yoluyla kamuoyu denetiminin etkinleştirilmesi ve halkın yönetime katılması
özendirilmektedir. İhtisas komisyonları sayesinde kararlar il genel meclisinde
görüşülmeden önce burada olgunlaştırılır. Denetim ve faaliyet raporlarının
kamuoyuna açıklanmasıyla hizmetten faydalananların İl Özel İdarelerinin
faaliyet ve denetim raporları hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanır.
Vatandaşlar kanunun sağladığı imkanlarla il özel idarelerinin faaliyetlerinden
haberdar olmaktadır. Vatandaşlar İl Özel İdareleri tarafından yapılan ve
kendilerinin veya toplumun yararına olmayan konularda bilgi sahibi
olacaktırlar. Bu konulara ilgi duyan vatandaşlar İl Özel İdarelerinden gerek
bilgi veya belgeler isteyerek gerekse İl Özel İdarelerine dilek veya şikayetler
ileterek
yönetimin
sağlayacaktır.
faaliyetlerini
Türkiye’de
hak
gerçekleştirirken
arama
bilincine
dikkatli
sahip
olmasını
vatandaşlarla
vatandaşların yönetime katılımı sağlanacak ve yönetimin etkin bir denetimi
sağlanacaktır.
2.2. ÜLKE VATANDAŞLARININ HAK ARAMA BİLİNCİ
Ülke vatandaşlarının haklarını bilmesi ve bu konuda duyarlı olmaları
kamuoyunun denetim alanında yürütme erkinin yönlendirilmesi için gereklidir.
Bu bilme ve duyarlılık, sorgulama ve hak arama eylemlerini beslediği takdirde
daha anlamlı olacaktır. Aksi takdirde bu bilme ve duyarlılık kendi başlarına
99
22.2.2005 Tarihli 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu Madde 12, 15, 16, 38, 39
49
çok şey ifade etmeyecektir. Etkin devletin önemli ayaklarından bir tanesi de
bireylerin temel hak ve özgürlükler konusunda bilinçli olmasıdır. Bunun
yanında etkin devlette vatandaşların hak ve özgürlüklerini koruyacak,
mutluluğu ve refahını sağlayacak çoğulcu siyasal ve hukuksal ortamın
oluşmasını sağlamalıdır.100
1982 Anayasanın ‘‘Hak arama hürriyeti’’ başlıklı 36’ncı maddesinde
(Ek:
3.10.2001-4709/14
md.)
‘‘Herkes,
meşrû
vasıta
ve
yollardan
faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia
ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve
yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.’’ denilmektedir.101 Anayasa
bu
maddesiyle
Türkiye’deki
vatandaşlarının
haklarını
yargı
önünde
aramalarına da imkan sağlamıştır. Türkiye’de vatandaşlar hak arama
bilincine sahip oldukları takdirde yönetimden bilgiler isteyerek, dilekçeler
yoluyla dilek, talep ve şikayetlerini yönetime ileterek veya toplantı ve gösteri
yürüyüşü düzenleyerek seslerini duyurabilmektedirler. Türkiye’de vatandaşlar
haberleşme hürriyeti, düşünce ve kanaat hürriyeti, düşünceyi açıklama ve
yayma
hürriyeti
gibi
anayasal
düzenlemelerin
yanında
yönetimde
saydamlığın, şeffaflığın sağlandığı, yönetimle ilgili bilgi ve belgeye ulaşım
kurallarının belirlendiği, yönetimle ilgili dilek ve şikayetlerin nasıl iletileceğinin
düzenlendiği yasal düzenlemelerle donatılmıştır. Türkiye’de vatandaşlar
karşılaştıkları sorunlar ya da olaylar karşısında gerek kendilerinin gerekse
toplumun yararlarını gözetmek için sahip oldukları hakları kullanma
özgürlüğüne sahiptir. Yönetimin kamu kaynaklarını kullanırken daha dikkatli
olmasını sağlamak, yaptığı eylem ve işlemelerde vatandaşlarının zararına
hareket
etmesini
engellemek,
yaptıkları
zararların
tazmin
edilmesini
sağlamak, yaptığı faaliyetlerde kamu yararını ön planda tutulmasını
sağlamak gibi nedenlerle vatandaşlar hak arama bilincine sahip olmalı ve
bunu eylemlerinde göstermelidirler. Türkiye’de eğitim seviyesi yükseldikçe
100
101
Nevzat Saygılıoğlu, Selçuk Arı, Etkin Devlet Kurumsal Bir Tasarı ve Politika Önerisi,
İstanbul, 1. bs., Sabancı Üniversitesi Yayınları, Şubat 2003, s. 103-104
7.11.1982 Tarihli 2709 Sayılı 1982 Anayasası madde 36
50
haklarını bilen ve karşılaştıkları sorunlarda, olaylarda daha dikkatli olan
vatandaşların sayısı artacaktır. Vatandaşlar aldıkları eğitim sonucunda
herhangi bir sorun veya olay karşısında nasıl hareket edebileceğini bilecektir
ve bunların karşısında ne tür eylemlerde bulunacağının bilincinde olacaktır.
Türkiye’de vatandaşlar Anayasal ve yasal haklarla da donatılmışlardır.
Eğer ülkede yaşayan vatandaşlar çevrelerindeki olaylara karşı bilinçli olup,
onları sorguladıkları takdirde, yönetimler bu kişileri dikkate alır ve gelişi güzel
hareket edemezler, hesap verme sorumluluğuna sahip olurlar. Yönetilenler
hesap
sorma
olmalıdırlar.
yönetenler
ise
hesap
verme
sorumluluğu
içerisinde
102
2.3. KAMU YARARINI AMAÇ EDİNMİŞ MEDYA
Medyanın günümüzdeki önemi oldukça fazladır. Medya sayesinde
idarenin faaliyetleri yönetilenlere aktarılmakta ve yönetilenlerin tepkileri de
aynı şekilde idareye ulaşmaktadır. Medya, yasama, yürütme ve yargıdan
sonra dördüncü bir kuvvet olarak görülmektedir.
Medya aracılığıyla idarenin faaliyetleri ve raporları sivil toplum
kuruluşları, baskı grupları ve meslek kuruluşları arasında tartışılmakta ve
idarenin daha sonraki faaliyetlerinde dikkat edeceği hususlar ortaya
çıkmaktadır. Medya aracılığıyla toplum kamu kaynaklarının kullanımı ve
yönetimi
konusunda
kaynaklarının
daha
bilgilendirilmektedir.
etkili
ve
verimli
Bu
bilgilendirme
kullanılmasını
kamu
sağlayacaktır.
Yönetilenlerle idare arasında bir haberleşme ağı kuran medya, yönetilenlerin
idare karşısındaki gözcüsü ve sözcüsüdür. Kamuoyunun oluşmasında en
önemli araçlardan biri medya olduğu için, denetim sonucu ortaya çıkan
önlemlerin hayata geçirilmesinde halkın desteğinin sağlanmasında da medya
önemlidir.103
102
103
Murat Altun, Erdal Kuluçlu, a.g.m., s.40
H.Ömer Köse, a.g.m., s. 82
51
Medya yaptığı yayınlar sayesinde hem yönetilenleri hem de
yönetenleri etkilemektedir. Yönetilenler ile yönetenler arasında sağlıklı bir
iletişim ve bilgi akışı sağlanabilmesi için medyanın özgür bir ortam içinde
olması gerekir. Bu özgür ortam içinde kamu yararını amaç edinmiş medya
sayesinde
halk
idarenin
yaptıklarından,
idarede
halkın
talep
ve
ihtiyaçlarından haberdar olur. Medyanın kamu yararını amaç edinmiş tarafsız
işlev yaptığı demokratik özgür toplumlarda yönetenle yönetilen arasında
uyumun sağlanmasında vazgeçilmez bir önemi vardır.104
Türkiye’de de medya; yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü
kuvvet olarak kabul edilmektedir. Bundan da anlaşılacağı üzere medya
Türkiye açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Medyanın görevini tam
olarak yerine getirebilmesi için özgür bir ortam içerisinde bulunması
gerekmektedir. Sırtını yönetime dayayan bir medya o ülkenin sorunlarını
görmezden gelebilir. Ortaya çıkan sorunlar veya olaylar medya tarafından
geniş kitlelere ulaştırılmadığı zaman bunlar hakkında çok az kişinin haberi
olacak belki de kimsenin haberi olamayacak ve bunların çözümü konusunda
gerekli çalışmalar yapılamayacaktır. Asıl olması gereken ise medyanın
yönetimle yönetilenler arasında bir aracı görevi görmesi ve yönetim
tarafından yapılan faaliyetlerin kamu yararını göz önünde bulundurmasıdır.,
Türkiye’de medya var olmak ve devamını sağlamak için çoğunlukla
kendisine destek olarak devleti bulmuştur. Bunun içinde medya devletle olan
ilişkilerinde daha dikkatli olmuştur ve düşüncelerinde devletle paralel hareket
etmiştir. Medya devletinin düşünceleri doğrultusunda hareket ettiği için halka
karşı kendini sorumlu tutmamakta ve halkın eğilimlerine karşı yeterli
hassasiyeti
göstermemiştir.
Özellikle
1980’lerden
sonra
iletişim
teknolojilerinde ortaya çıkan gelişmeler, devlete hakim olan tekçi, kısıtlamacı
anlayışının delinmesi, uydular vasıtasıyla iletişimin sınır tanımazlığı kendine
dayanak olarak devleti gören medya anlayışını geçersiz kılmıştır. Böylece
medyanın devleti kendine destek gören, devleti önceliklerine alan anlayıştan
çıkarak olması gerektiği gibi halk, kitle ağırlıklı faaliyetlere kayma zorunluluğu
104
Hasan Hüseyin Çevik, Türkiye’ de Kamu Yönetimi Sorunları, 2. bs., Ankara, Seçkin
Yayıncılık, 2004, S. 155, 156
52
ortaya çıkmıştır. Böyle olduğu takdirde olaylar
ve sorunlar hakkında çok
seslilik ortaya çıkacak ve bunların çözümünde kamu yararını esas alan
faaliyetler görülecektir. Böyle bir ortamda parlâmento, siyasi partiler ve diğer
baskı ve kitle örgütleri sorunlarını daha iyi duyurma, gündeme yerleştirme
yani işlevlerini yerine getirmede daha kolay yapılanma imkanı bulacaktır.
Desteğini devletten almayan medya finans kaynağı olarak halkı görecek ve
ayakta kalabilmek için halkın ilgi alanlarına yönelik yayınlar yapacaktır. Yani
medya halkın sorunlarına değinecek, gündeme getirecek, devlet ve toplum
arasında
bir
aracı
fonksiyonu
görecektir.105
Türkiye’de
artık
telekomünikasyon yapısı iyileştirilmiş, gazeteler baskı teknolojilerini sürekli
yenilemiş,
uydu
haberleşmesinin
getirdiği
olanaklardan
yararlanılmış,
bilgisayar teknolojisi yaygın kullanım alanı bulmuş, radyo televizyon
yayıncılığında devlet tekeli kaldırılmıştır. Bütün bunlar sayesinde kitle iletişim
araçları olayları izlemede, yorumlamada hızlı davranabilme yeteneğine
kavuşmuşlardır. Medya herhangi bir gelişmeye herkesten önce ulaşabilir,
bunları açıklayabilir ve yorumlayabilir olmuştur. 106
2.4. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI
Demokrasinin gelişimi ile birlikte, yönetilenlerin kamu yönetiminde
yapılan işlem ve eylemlerden haber alma düzeyleri artmış ve yönetimden
daha fazla hak talep etmeye başlamışlardır. Yönetilenler bu taleplerini
yönetime aktarırken sivil toplum olarak adlandırılan farklı türlerdeki sivil
grupları kullanmaktadırlar. Sivil gruplar idarenin işlem ve eylemlerini
izledikleri gibi, idarenin karar verme sürecinde de söz sahibidirler. İdare kamu
hizmetlerini sunarken yönetilenlerin sivil toplumca107 sözcülüğü yapılan
105
106
107
Şenol Durgun, Modernleşme-Demokrasi-İslam, Ankara, Alter Yayıncılık, 2005, s. 125,126,127
Korkmaz Alemdar, Medya Gücü ve Demokratik Kurumlar, İstanbul, Alfa Yayıncılık, 1999, s.
17
Sivil toplum kamu kurumu olmayan veya kar amaçlı olmayan tüm organizasyonları kapsar. Bu
organizasyonlar arasında, üniversiteleri, hükümet dışı kuruluşları, çevreci hareketleri, yerli
halklara ait birlikleri, organize yerel toplulukları ve ticari birlikleri sayabiliriz. Musa Kaynak,
a.g.m., s.139
53
ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmak zorundadır. Kamuoyu denetimi ile
sivil toplum faaliyetleri birbiriyle ilişkili olabilir ve benzerlik gösterebilir. Çünkü
yönetilenler hedeflerini gerçekleştirmek için sivil toplum kuruluşlarının
idarenin eylem ve işlemleri üzerindeki eleştiri ve izleme mekanizmasını
kullanarak bir denetim fonksiyonu görebilir. Yönetilenler ve sivil toplum
kuruluşları idarenin faaliyetlerine katıldıkları ve gözetim altında tuttukları
sürece, idare faaliyetlerinde dikkatli olacaktır ve yönetilenlerin sorunlarını
görmezden gelemeyecektir ve yönetilenlerin haklarına karşı daha duyarlı
olacaktır. Bu nedenle, ’vatandaşlar ve sivil gruplar, devlet otoritesini
sınırlayan ve tehdit eden bir güç olarak algılanmamalı; devletle sivil toplum
arasındaki işbirliğini güçlendiren bir kuvvet olarak değerlendirilmelidir.’108
Toplumda sivil yapılanmaların, sivil örgütlenmelerin çok olması
durumunda devletin toplum karşısında gücü kırılacak, topluma her istediğini
yaptıramayacak ve toplumdan gelen tepkilere, taleplere göre de kendine yön
verecektir.
Devletin
toplumu
kendi
istediği
yönde
etkilemesi
sivil
örgütlenmeler nedeniyle ortadan kalkacaktır. Bu ortamda oluşacak devlettoplum arası ilişkiler daha sağlam bir zemine oturacaktır. Toplumda örgütler
olmadığı zaman devlet toplumu kendi çıkarları doğrultusunda kolayca
kullanabilecektir. Toplum üyeleri tarafından demokrasi anlayışı benimsendiği
ve örgütlenmelerinde demokrasi ilkesi etrafında hareket edildiği zaman
toplum, sivil toplum yapısına kavuşmuş olup başarıya ulaşacaktır.109
Türkiye’de sivil toplumun geçmişi Osmanlı’nın kuruluş yıllarına kadar
uzanan bir süreçtir. Türkiye’de merkeziyetçi-bürokratik özellikler taşıyan
devlet yapısı, gerek Osmanlı döneminde, gerekse de Cumhuriyet Dönemi
yıllarındaki otoriter politikalardan dolayı sivil toplumun gelişimine engel teşkil
etmiştir. Türkiye’de sivil toplumun gelişimi ve etkili olmaya başlaması
açısından dönüm noktası 1980 sonrası dönemdir. Bu dönemde sivil toplum
kamuoyunda en çok tartışılan konulardan biri haline gelmiştir. Özellikle
1980’li yıllardan itibaren hükümetlerin izlemiş olduğu politikalar ve Türkiye’nin
108
109
Musa Kayrak, ‘Denetim ve Sivil Toplum: Kore Deneyimi’, Sayıştay Dergisi, Sayı 61, NisanHaziran 2006, s. 139, 143
Şenol Durgun, a.g.e., s. 71, 72
54
Batı’ya yakınlaşma özellikle de Avrupa Birliği’ne üye olma çabaları sivil
toplumun Türkiye’de gelişmesini sağlamış ve yavaş yavaş sivil toplumun
önemli
konularda
sesini
yükseltmeye
başlamasına
neden
olmuştur.
Günümüz Türkiye’sinde sivil toplum, yönetimde yeni açılımların, sorumluluk
paylaşımının şeffaflığın; toplumda ise uzlaşmanın sağlanmasının en önemli
araçlarındandır.
110
Bu aracın
aktif olabilmesi
içinde Türkiye’deki sivil
toplumların devletle işbirliği geliştirme eğilimi ve gayreti içinde olmak yerine
kendi aralarında bir dayanışma ve işbirliği geliştirme eğilimi ve gayreti içinde
olmaları gerekmektedir. Türkiye’deki sivil toplumlar böyle olduğu zaman
devletten bağımsız, özerk bir kimlik geliştirirler ve yönetimin faaliyetlerinin
denetlenmesinde ve kontrol edilmesinde önemli rol oynarlar.111 Sivil toplumlar
yönetimin isteklerini, faaliyetlerini topluma anlatan kesim olmamalıdırlar. Sivil
toplumlar kendilerinin varlık alanı olarak devlet yerine toplumu görmelidirler.
Toplumunda buna katkı sağlaması gerekmektedir. Türkiye’de sivil toplumların
toplum
tarafından
uzlaşmaya
varılan
konuların
sözcüsü
olmaları
gerekmektedir. Toplumda yaşayanlarda sivil toplum kuruluşlarına üye olarak
ortaya çıkan sorunlar ve olaylar hakkında düşüncelerini belirterek oluşacak
kamuoyuna katkıda bulunmalıdırlar.
2.5. EĞİTİM VE KAMUOYU DENETİMİ
Yönetimlerin yavaş işlemesine, haksız eylemlerine, yöneticilerin rüşvet
karşılığında hizmet sunma alışkanlıklarına, personel seçiminde ve hizmet
dağıtımında aykırı tutum ve davranışlarına, kayırmalara karşı bilinçli bir
tepkinin gelmesi yönetilen toplulukların bir eğitimden geçmesi durumunda
mümkün olmaktadır.112 Eğitim sayesinde insanlar içerisinde yaşadığı
toplumla uyumlu olabilmek için gerekli olan bilgi, beceri ve değerleri
110
111
112
Canan Noyan, ‘Türkiye’de Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Sivil Toplum Örgütlerinin Yeri ve
Önemi’, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Niğde 2007, s. 108
Funda Odabaşı, Sivil Toplum, İstanbul, Leyla İle Mecnun Yayıncılık, 2005, s. 74,75
Yahya Kemal Kaya, Eğitim Yönetimi,Kuram ve Türkiye’deki Uygulama, TODAİE Yayınları
No: 208, 1984, s. 5
55
kazanırlar.113
İnsanların
aldıkları
eğitimin
yoğun
ve
kalıcı
oldukları
dönemlerden biri de üniversite eğitimidir. Üniversitelerin görevi yalnızca belirli
bir meslek için insan gücü yetiştirmek değildir. Bunun yanında burada eğitim
alanlara geniş bir kültür, düşünce ve eleştirme yeteneği kazandırmaktır.
Üniversiteler bilim, araştırma ve yükseköğretim
114
kurumları olmalarından
başka bulundukları toplumlarda kültür üreten, toplumların kalkınması
yönünde ve uzak-yakın çevrelerindeki kendi alanlarına giren sorunlarla
ilgilenen, öneriler, yöntemler, çareler üreten ve geliştiren kurumlardır.
Kamuoyunu
etkileme,
yönlendirme
ve
bilinç
düzeyini
yükseltmeyle
sorumludurlar. Üniversiteler sadece kendi bünyesindeki öğrenciler ve öğretim
elemanlarının değil çevresindekilerin de bilgilenmesi, aydınlatılması için
çalışmalar yapmaktadır ve içerisinde bulunduğu toplumun tercihlerinin
değişmesi ve sorunlarının aşılmasına yardımcı olarak sağlıklı, dengeli,
duyarlı bir kamuoyunun oluşmasına katkıda bulunurlar.115
Kamuoyu, ‘‘Kamuyu ilgilendiren önemli konular hakkında geniş insan
topluluklarınca benimsenen tutumun, duygu ve fikirlerin toplamıdır.’’116
Üniversitelerde alınan eğitimler de bu kamuoyunun oluşmasına temel teşkil
edecek düşüncelerin ortaya çıkmasında etkili olacaktır. Toplum içerisinde bir
çok sorun ortaya çıkacaktır ve bunlar hakkında düşünenler illa ki olacaktır.
Üniversiteler bu sorunlar hakkında görüşler, düşünceler ortaya koyacaktır ve
toplumun bir kısmı bu görüşler ve düşünceler etrafında toplanacaktır.
Üniversite eğitimi kamuoyu denetimi konusunda bilinçlenmeye neden olur.
Bu bilinçlenme konusu ve alanı gereği İİBF’de ve özelliklede kamu yönetimi
bölümlerinde daha fazla olacaktır. Kamu yönetimi bölümünde verilen eğitimle
bilinçlenme kamuoyu denetimin ne olduğunu; araçlarının ne olduğu; bunların
nasıl kullanılabileceği şeklinde olmaktadır. Kamu yönetimi eğitimi kamuoyu
denetimi konusunda bu eğitimi alan bireylerin davranışlarının farklılaşmasına
da sebep olacaktır. Özellikle üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimler
113
114
115
116
Şükrü Karatepe, Demokrasi Savunması, İstanbul, İz Yayıncılık, 1998, s.31
Rafet Çevikbaş, ‘Kamu Yöneticilerinin Eğitim ve Yetiştirilmesi Sorunu’, Türk İdare Dergisi,
Sayı 392, s. 170
A. Murat Vural, ‘Basın, Kamuoyu ve Üniversite’, Kurgu Dergisi, Sayı 17, s. 123,124
Nermin Abadan Unat, Kamuoyu Ders Notları 1973-1974, s. 22
56
Fakültelerinin birçok bölümünde okuyan öğrenciler üniversite öğrenimleri
boyunca aldıkları dersler, okudukları kitaplar ve katıldıkları tartışmalar
neticesinde ülke sorunlarıyla yakından ilgilenmektedirler ve bu sorunlar
hakkında bir bilgi birikimine ve bilince sahip olacaklardır. Üniversitelerin
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinde bulunan Kamu Yönetimi bölümünde
devlet ve yönetim yapısıyla ilgili dersler hukuk dersleriyle desteklenmekte ve
buradan mezun olan öğrenciler karşılaştıkları sorunlarda veya olaylarda
hangi
hakları
kullanacaklarını
bileceklerdir
ve
bunu
eylemlerinde
göstereceklerdir. Yani bu bölümden mezun olan öğrenciler hak arama
bilincine sahip duyarlı birer vatandaş olacaklardır. Yani kamu yönetimi
bölümünde alınan eğitimin kamuoyu denetimine katkısının olacağını
söyleyebiliriz.
Bu
eğitimi
alanlar
haberleşme
hürriyeti,
düşünce
ve
kanaatlerini özgürce açıklama, toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma gibi
anayasal hak ve hürriyetlerin farkında olacaktırlar. Burada aldıkları eğitim
neticesinde kamu kaynaklarının kullanılması ve yönetimin eylem veya
işlemlerinin denetimi konusunda daha duyarlı ve bilinçli olacaklardır.
Demokratik ve şeffaf yönetim anlayışının geliştirilmesi için kendilerine tanınan
bilgi ve belge isteme, dilekçe verme haklarını kullanacaklardır. Aldıkları
üniversite eğitimi sonucunda ülke yönetimiyle ilgili konularda daha ilgili ve
sorunlarda daha duyarlı bir vatandaş olacaklardır.
57
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
KAMU YÖNETİMİ BİRİNCİ VE DÖRDÜNCÜ SINIF
ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA: EĞİTİM VE
KAMUOYU DENETİMİ
3.1. ARAŞTIRMAYLA İLGİLİ GENEL BİLGİLER
Kamu Yönetimi Bölümleri, kamu bürokrasisine yönetici ve personel
yetiştirmek; siyaset, yönetim, hukuk ve çevre konularında sistematik bilgi
kazandırmak amacıyla öğretim yapmaktadır. Kamuya ve özel kesime üst
düzey yönetici yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Programda yer alan dersler ve
eğitim-öğretim yöntemleri, alanla ilgili temel bilgileri vermenin yanında,
öğrencilere analitik bakış açısını ve sorgulayıcı bir anlayış kazandırmaya
çalışmaktadır. Kamu Yönetimi Bölümü ders programlarında devlet ve
yönetim yapısıyla ilgili dersler yoğun olarak okutulmaktadır. İdare hukuku,
anayasa hukuku, yönetim bilimleri, mahalli idareler, siyaset bilimi, kentleşme
ve çevre sorunları, halkla ilişkiler, çevre ve hukuk gibi derslerin okutulması
kamuoyu denetiminde etkili olacaktır.
Belli bir sorun etrafında aynı düşünceleri paylaşanların oluşturduğu
kamuoyu, idarenin eylem ve işlemlerini denetleyici bir fonksiyona sahiptir.
Kamuoyunun bilinçli ve duyarlı olması durumunda idarenin bu kesim
tarafından denetlenmesi söz konusu olacaktır. Üniversite eğitimi almış kişiler
kamuoyu denetiminde daha etkindir. Üniversiteler bilim, araştırma ve
yükseköğretim kurumları olmalarının yanı sıra aynı zamanda bulundukları
toplumlarda kültür üreten, toplumsal çağdaşlığa yön veren, toplumun
kalkınması yönünde ve uzak-yakın çevrelerindeki kendi alanlarına giren
sorunlarla ilgilenen, öneriler, yöntemler, çareler üreten ve geliştiren
kurumlardır.
yükseltmeyle
Kamuoyunu
etkileme,
sorumludurlar.
yönlendirme
Üniversitelerin
İktisadi
ve
ve
bilinç
İdari
düzeyini
Bilimler
Fakültelerinin birçok bölümünde okuyan öğrenciler üniversite öğrenimleri
58
boyunca aldıkları dersler, okudukları kitaplar ve katıldıkları tartışmalar
neticesinde ülke sorunlarıyla yakından ilgilenmektedirler ve bu sorunlar
hakkında bir bilgi birikimine ve bilince sahip olacaklardır. Üniversitelerin
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinde bulunan Kamu Yönetimi bölümünde
devlet ve yönetim yapısıyla ilgili dersler hukuk dersleriyle desteklenmekte ve
buradan mezun olan öğrenciler karşılaştıkları sorunlarda veya olaylarda
hangi
hakları
kullanacaklarını
bileceklerdir
ve
bunu
eylemlerinde
göstereceklerdir. Yani bu bölümden mezun olan öğrenciler hak arama
bilincine
sahip
duyarlı
birer
vatandaş
olacaklardır.
Bu
araştırmada
üniversitede kamu yönetimi eğitimi almış kişilerin kamuoyu denetiminde daha
etkin olup olmadığının gösterilmesi amacıyla yapılmıştır
3.2. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI, AMACI VE ÖNEMİ
Türkiye’de 56 üniversitemizde Kamu Yönetimi bölümü bulunmaktadır.
Bu araştırmada üzerinde durulan öğrenciler Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesinde 2007-2008 eğitim-öğretim yılında kamu yönetimi
bölümünde okuyan birinci ve dördüncü sınıf öğrencileridir. Kamu yönetimi
eğitimimizi
Gazi
Üniversitesi
İktisadi
ve
İdari
Bilimler
Fakültesinde
almamızdan dolayı ve burada okuyan öğrencilere daha kolay ulaşılacağının
düşünüldüğünden araştırma buradaki öğrenciler üzerinde yapıldı. Çalışmanın
örneklemini oluşturan öğrenciler anketin uygulandığı gün ve saatte birinci ve
dördüncü sınıf derslerinde sınıfta bulunun öğrencilerdir. Sadece birinci ve
dördüncü sınıf öğrencilerini seçmemizin nedeni ise kamu yönetimi eğitiminin
başlarında olan öğrenciler ile kamu yönetimi eğitimi bitmek üzere olan
öğrenciler arasında kamuoyu denetimine katılma konusunda fark olup
olmadığının tespit edilmesidir.
Çalışmanın amacı, hazırlanan anketin, kamu yönetimi bölümünde
okuyan birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerine uygulanarak bu öğrencilerin
kamuoyu denetimi araçlarının farkında olup olmadıklarının, bunları anlamlı
59
bulup bulmadıklarının ve davranışlarına aktarıp aktarmadıklarının tespit
edilmesidir. Çünkü Kamu Yönetimi Bölümü dördüncü sınıf öğrencileri ile
birinci sınıf öğrencileri arasında alınan eğitim sonrası ve alınacak eğitim
öncesi kamuoyu denetimi konusunda bilinç, bilgi ve farkındalık düzeylerinin
araştırılması önemlidir.
Bu çalışma Kamu Yönetimi eğitiminin etkisini ölçmesi bakımından
önemlidir. Kamu yönetimi eğitimi alanların ilke olarak kamuda yönetici
olacakları düşünüldüğünde bunların aldıkları eğitimin sonuçları açısından da
önemlidir. Ayrıca kamuoyu denetimine katılmak demokrasinin gereği olduğu
için alınan eğitimle birlikte kamuoyu denetimi önemli olacaktır. Birinci sınıf
öğrencilerinin üniversiteye geldikleri zamandan dördüncü sınıfa gelinceye
kadar aldıkları eğitim sonunda kamuoyu denetiminde daha fazla bilinçlenmiş
oldukları düşünüldüğü içinde başka bir öneme sahiptir. Kamu Yönetimi
Bölümü ders programlarında devlet ve yönetim yapısıyla ilgili derslerin yoğun
olması nedeniyle bu bölüm seçilmiştir. Kamu Yönetimi Bölümünde idare
hukuku, anayasa hukuku, yönetim bilimleri, mahalli idareler gibi derslerin
okutulması kamuoyu denetiminde etkin rol alınması açısından etkili olacaktır.
Kamu yönetimi eğitimi almış olanlar ve eğitime yeni başlamış olanlardan
seçilen örneklemin kamuoyu denetimine katılım konusunda literatüre katkı
sağlayacağı içinde araştırma bir başka öneme sahip olacaktır.
3.3. ARAŞTIRMANIN VARSAYIMLARI
Çalışmada aşağıda belirtilen noktalar birer varsayım olarak kabul
edilmiştir.
1- Üniversite eğitimi kamuoyu denetimi konusunda bilinçlenmeye
neden olur.
2- Bu bilinçlenme konusu ve alanı gereği İİBF’de ve özellikle de kamu
yönetimi bölümlerinde daha fazla olmaktadır.
60
3- Kamu yönetimi bölümünde verilen eğitimle bilinçlenme kamuoyu
denetimin ne olduğunu; araçlarının ne olduğu; bunların nasıl kullanılabileceği
şeklinde olmaktadır.
4-Kamu yönetimi eğitimi kamuoyu denetimi konusunda bu eğitimi alan
bireylerin davranışlarının farklılaşmasına da sebep olmaktadır.
5- Kamuoyu denetimine katılmada birinci ve dördüncü sınıf öğrencileri
arasındaki farkın nedeni Kamu Yönetimi eğitimidir.
6- Kamu Yönetimi eğitimi almamış birinci sınıf öğrencileri kamu
yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerine göre kamuoyu denetiminin
tam olarak farkında değildirler.
7-Kamu Yönetimi Bölümü birinci sınıf öğrencileri dördüncü sınıf
öğrencilerine göre kamuoyu denetimi konusunda daha az bilinçlidirler ve
denetime daha az katılmaktadırlar.
8- Kamu Yönetimi eğitimi almamış birinci sınıf öğrencileri kamuoyu
denetimi araçları hakkında
kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf
öğrencilerine göre daha az bilgi sahibidirler.
9- Kamu Yönetimi eğitimi almamış birinci sınıf öğrencileri kamuoyu
denetimi araçlarını kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerine
göre daha az kullanmaktadırlar.
10- Dördüncü sınıftaki öğrenciler aldıkları Kamu Yönetimi eğitiminden
dolayı kamuoyu denetimiyle ilgili ülkemizde varolan yasal mevzuatı
bilmektedirler.
11- Birinci sınıf öğrencileri üniversiteye geldikleri zamandan dördüncü
sınıfa gelinceye kadar aldıkları eğitim sonunda kamuoyu denetimini bir değer
olarak benimseyeceklerdir ve davranışlarında buna uygun olarak hareket
edeceklerdir.
12- Kamu yönetimi bölümünde okutulan dersler öğrencilerin çeşitli
konularda (siyaset, eğitim, yerel hizmetler vb.) görüşlerin oluşmasına ya da
var olan görüşlerinin değişmesine yol açacaktır.
61
3.4. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE UYGULANMASI
Araştırmamız 2007-2008 eğitim-öğretim yılının Mart ayında T.C.
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde gerçekleştirilmiştir..
Araştırmamızda kantitatif araştırma yöntemi kullanılarak, anket tekniğiyle
bulgular elde edilmiştir. Veri toplamak amacıyla hazırlanan ve 38 sorudan
oluşan ankette iki grup soru bulunmaktadır. Anketin ilk 9 sorusu öğrencilerin
sosyo-demografik özelliklerinin belirlenmesine yöneliktir. Bu sorularla birlikte
ankete katılanların cinsiyetleri, kaçıncı sınıf oldukları, üniversite eğitimine
başlamadan önce uzun süre hangi yerleşim yerlerinde yaşadıkları,
annelerinin ve babalarının eğitim durumları ve meslekleri ile ailelerinin aylık
toplam gelirlerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Anketin 10’uncu sorusuyla
beraber yöneltilen sorular öğrencilerin kamuoyu denetimi hakkında ne kadar
bilinçli, bilgili ve farkında olduklarının ölçülmesine yöneliktir. Bu sorularla
ankete katılanların kamuoyu denetiminin farkında olup olmadıklarının, bunu
anlamlı bulup bulmadıklarının ve buna katkı sağlayacak eylemlerde bulunup
bulunmadıklarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca kamu yönetimi
bölümünde aldıkları eğitim sonucunda bazı konularda (siyaset, eğitim, yerel
hizmetler vb.) görüşlerinin oluşup oluşmadığı ya da varolan görüşlerinin
değişip değişmediğinin ölçülmesi amacıyla sorularda ankette yer almaktadır.
Anket formları öğrencilerin ders saatlerinde sınıflarda uygulanmıştır.
Araştırmamızda
160
öğrenciye
anket
uygulanmıştır.
Birinci
sınıftaki
öğrencilere uygulanan anket sayısı 88’dir. Dördüncü sınıftaki öğrencilere
uygulanan anket sayısı 72’dir. Elde edilen veriler SPSS programı kullanılarak
değerlendirilmiş ve bulgular tablolaştırılarak analiz edilmiştir. Ayrıca verilerin
çözümlenmesinde
Araştırmada
elde
değerlendirilmiştir.
Ki Kare(X) testi, yüzde ve frekans kullanılmıştır.
edilen
bulgular
α=0,05
anlamlılık
düzeyinde
62
3.5. ARAŞTIRMANIN VERİ VE BULGULARI
Tablo 1: Ankete Katılan Kadın ve Erkek Sayısı
Frekans
Yüzde
Kümülatif Yüzde
Kadın
79
49
49
Erkek
81
51
100
Toplam
160
100
Ankete katılanların %49’u kadın, %51’i erkektir. Birinci sınıftaki
öğrencilerin %51,1’i kadın, %48,9’ü erkektir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin
%47,2’si kadın, %52,8’i erkektir. Bu oranlar kamu yönetimi bölümünde erkekkadın nüfusunun benzer olduğunu göstermektedir.
Tablo 2: Ankete Katılanların Sınıfı
Frekans
Yüzde
Kümülatif Yüzde
1
88
55
55
4
72
45
100
Toplam
160
100
Ankete katılanların kaçıncı sınıftasınız? sorusuna verdikleri cevapların
dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %55’inin birinci
sınıfta, %45’inin dördüncü sınıfta okuduğu görülmektedir.
63
Tablo 3: Fakülteye Başlamadan Önce En Uzun Süre Nerede Yaşanıldığı
Frekans
Yüzde
Kümülatif Yüzde
Büyükşehir
92
58
58
Şehir
32
20
78
İlçe
29
18
96
Köy
6
4
99
Diğer
1
1
100
160
100
Toplam
Ankete katılanların fakülteye başlamadan önce en uzun süre ile hangi
yerleşim yerinde yaşadınız? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda
verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %58’inin fakülteye başlamadan
önce büyükşehirde, %20’sinin şehirde yaşadığı, %18’inin ilçede yaşadığı,
%4’ünün köyde yaşadığı, %1’inin diğer bir yerde yaşadığı görülmektedir.
Tablo 4: Ankete Katılanların Bitirdikleri Lise Türü
Frekans
Yüzde
Kümülatif Yüzde
Genel lise
37
23
23
Süper lise
50
31
54
Mesleki- Teknik lise
3
2
56
İmam-Hatip lisesi
1
1
57
Özel okul- Kolej
13
8
65
Anadolu lisesi
55
34
99
Diğer
1
1
100
160
100
Toplam
Ankete katılanların bitirdiğiniz lise? sorusuna verdikleri cevapların
dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %34’ünün
anadolu lisesini, % 31’inin süper liseyi, %23’ünün genel liseyi, %8’inin özel
okulu-koleji, %1’inin imam-hatip lisesini, %1’inin diğer bir liseyi bitirdiği
görülmektedir.
64
Tablo 5: Ankete Katılanların Annelerinin Son Mezun Olduğu Okul
Frekans
Yüzde
Kümülatif Yüzde
Okur Yazar Değil
7
4
4
İlkokul
60
38
42
Ortaokul
21
13
55
Lise
49
31
86
Yüksekokul-Fakülte
19
12
98
Lisansüstü
3
2
100
159
99
1
1
160
100
Toplam
Boş Bırakan
Toplam
Ankete katılanların annenizin en son mezun olduğu okul? sorusuna
verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete
katılanların annelerinin %38’inin ilkokul, %31’inin lise, %13’ünün ortaokul,
%12’sinin yüksekokul-fakülte, %2’sinin lisansüstü mezunu olduğu ve
%4’ünün okur-yazar olmadığı görülmektedir.
Tablo 6: Ankete Katılanların Babalarının Son Mezun Olduğu Okul
Frekans
Yüzde
Kümülatif Yüzde
Okur Yazar Değil
8
5
5
İlkokul
33
21
26
Ortaokul
21
13
39
Lise
59
37
76
Yüksekokul-Fakülte
36
23
98
Lisansüstü
3
2
100
160
100
Toplam
Ankete katılanların babanızın en son mezun olduğu okul? sorusuna
verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete
katılanların
babalarının
%37’sinin
lise,
%23’ünün
yüksekokul-fakülte,
%21’inin ilkokul, %13’ünün ortaokul, %2’sinin lisansüstü mezunu olduğu ve
%5’inin okur-yazar olmadığı görülmektedir.
65
Tablo 7: Ankete Katılanların Annelerinin İşi
Frekans
Yüzde
Kümülatif Yüzde
112
70
70
İşçi
7
4
75
Memur
14
9
84
Emekli
16
10
94
İş Kadını
7
4
98
Serbest Meslek
1
1
99
Esnaf
2
1
100
159
99
1
1
160
100
Ev Hanımı
Toplam
Boş Bırakan
Toplam
Ankete katılanların annenizin işi? sorusuna verdikleri cevapların
dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların annelerinin
%70’inin ev hanımı, %10’unun emekli, %9’unun memur, %4’ünün işçi,
%4’ünün iş kadını, %1’inin esnaf olduğu ve %1’inin serbest meslekle
uğraştığı görülmektedir.
66
Tablo 8: Ankete Katılanların Babalarının İşi
Frekans
Yüzde
Kümülatif Yüzde
Çiftçi
19
12
12
İşçi
20
13
25
Memur
37
23
48
Emekli
40
25
73
İş Adamı
6
4
77
Serbest Meslek
15
9
87
Esnaf
16
10
97
Diğer
5
3
100
158
99
2
1
160
100
Toplam
Boş Bırakan
Toplam
Ankete katılanların babanızın işi? sorusuna verdikleri cevapların
dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların babalarının
%25’inin emekli, %23’ünün memur, %13’ünün işçi, %12’sinin çiftçi, %4’ünün
iş adamı olduğu, %10’unun esnaf olduğu ve %10’unun serbest meslekle
uğraştığı görülmektedir.
67
Tablo 9: Ankete Katılanların Ailelerinin Aylık Toplam Geliri
Frekans
Yüzde
Kümülatif Yüzde
400 TL ve altı
4
3
3
401-600 TL
15
9
12
601-1000 TL
43
27
40
1001-1500 TL
46
29
69
1501-2500 TL
31
19
89
2501-3500 TL
12
8
97
3501 TL ve üzeri
5
3
100
156
98
4
3
160
100
Toplam
Boş Bırakan
Toplam
Ankete katılanların ailenizin bir aylık toplam hane geliri ne kadardır?
sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre
ankete katılanların ailelerinin aylık toplam gelirine bakıldığında, %29 ile 10011500 TL arasında toplam aile geliri olanların en kalabalık grubu meydana
getirdiği görülmektedir. Bu grubu sırasıyla 601-1000 TL (%27) geliri olanlar;
1501-2500 TL (%19) geliri olanlar; 401-600 TL (%9) geliri olanlar; 2501-3500
TL (%8) geliri olanlar; 3501 TL ve üzeri gelir olanlar (%3); 400 TL ve altı geliri
olanlar (%3) takip etmektedir.
Birinci sınıftakilerin ailelerinin aylık toplam gelirinde %31 ile 601-1000
TL ve 1001-1500 TL arasında toplam aile geliri olanlar en kalabalık grubu
meydana getirmektedir. Bunu %12 ile 1501-2500 TL arasında geliri olanlar
takip etmektedir. Dördüncü sınıftakilerin ailelerinin aylık toplam gelirinde %30
ile 1501-2500 TL arasında toplam aile geliri olanlar en kalabalık grubu
meydana getirmektedir. Bunu %27 ile 1001-1500 TL arasında geliri olanlar
takip etmektedir.
68
Tablo 10: Hukuk Sistemimizin Kamuoyu Denetimine Verdiği Önem
Hiç önem
vermemektedir
Az önem
vermektedir
Ne önem
vermektedir
ne önem
vermemektedir
Önem
vermektedir
Çok önem
vermektedir
Hukuk sistemimiz kamuoyu denetimine sizce ne kadar önem
vermektedir?
11
32
12
27
4
86
12,8
37,2
14
31,4
4,7
100
11
34
13
13
0
71
15,5
47,9
18,3
18,3
0
100
Sayı
22
66
25
40
4
157
Satır %
14
42
15,9
25,5
2,5
100
1 Sayı
Satır %
Kaçıncı
Sınıf
4 Sayı
Satır %
Toplam
2
X : 7,637
SD: 4
Toplam
P: ,106>,05
Ankete katılanların hukuk sistemimiz kamuoyu denetimine sizce ne
kadar önem vermektedir? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı sınıf
dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %28’i
‘‘önem vermektedir’’ ve ‘‘çok önem vermektedir’’ seçenekleriyle olumlu görüş;
%56’sı ‘‘az önem vermektedir’’ ve ‘‘hiç önem vermemektedir’’ seçenekleriyle
olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Birinci sınıftaki öğrencilerden %36,1’i ‘‘önem vermektedir’’ ve ‘‘çok
önem
vermektedir’’
seçenekleriyle
olumlu
görüş;
%50’si
‘‘az
önem
vermektedir’’ ve ‘‘hiç önem vermemektedir’’ seçenekleriyle olumsuz görüş
belirtmişlerdir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %18,3’ü ‘‘önem vermektedir’’ ve ‘‘çok
önem vermektedir’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %63,4’ü ‘‘az önem
vermektedir’’ ve ‘‘hiç önem vermemektedir’’ seçenekleriyle olumsuz görüş
belirtmişlerdir.
Hukuk sistemimizin kamuoyu denetimine önem vermesi konusunda
olumlu düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %36,1 iken dördüncü
sınıftaki öğrencilerde %18,3’e düşmektedir.
69
Ankete katılanların sınıflarına göre hukuk sistemimiz
kamuoyu
denetimine sizce ne kadar önem vermektedir? sorusuna verdikleri cevapların
dağılımına
istatistiksel
olarak
bakıldığında
anlamlı
bir
farklılık
saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,106
olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05).
Tablo 11: Kamu Kaynağının Denetiminin Sağlanması Amacıyla
Kamuoyunun Zamanında Bilgilendirilmesi Nasıl Bir Haktır
Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve
kullanılmasında denetimin sağlanması
amacıyla kamuoyunun zamanında
bilgilendirilmesi nasıl bir haktır?
1
Kaçıncı
Sınıf
Sayı
Satır %
4
Sayı
Satır %
Toplam
Sayı
Satır %
X2: 17,056
Genel
yönetim
hakkıdır
23
Kanuni
bir haktır
41
Anayasal
bir haktır
12
Böyle bir
hak
yoktur
9
Toplam
85
27,1
48,2
14,1
10,6
100
15
27
29
1
72
20,8
37,5
40,3
1,4
100
38
68
41
10
157
24,2
43,3
26,1
6,4
100
SD:3
P: ,001<,05
Ankete katılanların her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve
kullanılmasında denetimin sağlanması amacıyla kamuoyunun zamanında
bilgilendirilmesi nasıl bir haktır? sorununa verdikleri cevapların dağılımı sınıf
dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların
%43,3’ünün kanuni bir haktır, %26,1’inin anayasal bir haktır, %24,2’sinin
genel yönetim hakkıdır, %6,4’ünün böyle bir hak yoktur cevaplarını verdikleri
görülmektedir.
Birinci sınıftaki öğrencilerden %48,2’sinin kanuni bir haktır, %27,1’inin
genel yönetim hakkıdır, %14,1’inin anayasal bir haktır, %10,6’sının böyle bir
hak yoktur cevaplarını verdikleri görülmektedir.
70
Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %40,3’ünün anayasal bir haktır,
%37,5’inin kanuni bir haktır, %20,8’inin genel yönetim hakkıdır, %1,4’ünün
böyle bir hak yoktur cevaplarını verdikleri görülmektedir.
Kamu kaynağının denetiminin sağlanması amacıyla kamuoyunun
zamanında bilgilendirilmesini kanuni bir hak olarak görenlerin oranı birinci
sınıftaki öğrencilerde %48,2; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %37,5’tür.
Ankete katılanların her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve
kullanılmasında denetimin sağlanması amacıyla kamuoyunun zamanında
bilgilendirilmesi nasıl bir haktır? sorununa verdikleri cevapların dağılımına
istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir fark saptanmıştır. Tablomuzun
istatistiksel değeri Pearson P değeri ,001 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik
değerimiz olan ,05’ ten küçük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
olduğunu belirtebiliriz (p<0,05). Bu anlamlı ilişkinin anayasal bir haktır
sütunundan kaynaklandığı görülmektedir.
71
Tablo 12: Bugüne Kadar Herhangi Bir Kamu Kurum ve Kuruluşundan Bilgi
İsteme Talebinde Bulunup Bulunulmadığı
Bugüne kadar herhangi bir
kamu kurum ve
kuruluşundan bilgi isteme
talebinde bulundunuz mu?
1
Kaçıncı Sınıf
4
Sayı
Satır %
Sayı
Satır %
Sayı
Toplam
Satır %
2
X : 0,003
SD: 1
Evet
Hayır
Toplam
28
57
85
32,9
67,1
100
23
46
59
33,3
66,7
100
51
103
154
33,1
66,9
100
P: ,959>,05
Ankete katılanların bugüne kadar herhangi bir kamu kurum ve
kuruluşundan bilgi isteme talebinde bulundunuz mu? sorusuna verdikleri
cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre
ankete katılanların %33,1’inin evet, %66,9’unun hayır cevaplarını verdikleri
görülmektedir.
Birinci sınıftaki öğrencilerden %32,9’unun bir kamu kurum ve
kuruluşundan bilgi istedikleri, %67,1’inin istemediği tespit edilmiştir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %33,3’ünün bir kamu kurum ve
kuruluşundan bilgi istedikleri, %66,7’sinin istemediği tespit edilmiştir.
Bir kamu kurum ve kuruluşundan bilgi isteyenlerin oranı birinci sınıftaki
öğrencilerde %32,9; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %33,3’dür.
Ankete katılanların bugüne kadar herhangi bir kamu kurum ve
kuruluşundan bilgi isteme talebinde bulundunuz mu? sorusuna verdikleri
cevapların dağılıma istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık
saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,959
olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05).
72
Tablo 13: Hangi Yolla Bilgi İsteme Talebinde Bulunulduğu
Geçerli
Sayı
Yüzde
Elektronik ortamda
38
32,8
İlgili yere bizzat giderek
30
25,9
Telefonla
20
17,2
Arkadaş/Tanıdık vasıtasıyla
13
11,2
Elden form vererek
8
6,9
Faks çekerek
4
3,4
Diğer
3
2,6
116
100
Toplam
Ankete katılanların hangi yolla bilgi isteme talebinde bulundunuz?
sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre
ankete katılanların %32,8’inin elektronik ortamda, %25,9’unun ilgili yere
bizzat giderek, %17,2’sinin telefonla, %11,2’inin arkadaş/tanıdık vasıtasıyla,
%6,9’unun elden form vererek, %3,4’ünün faks çekerek ve %2,6’sının diğer
cevaplarını verdikleri görülmektedir.
73
Tablo 14: Hangi Konularda Bilgi İsteminde Bulunulduğu
Geçerli
Sayı
Yüzde
Okul yaşamımla ilgili
37
27,0
Kendimle ilgili diğer konular hakkında
21
15,3
Bireysel bilgilerimle ilgili
19
13,9
İş hayatımla ilgili
12
8,8
Sağlık konuları ile ilgili
11
8,0
Askerlik ile ilgili
9
6,6
Yaşadığım il ile ilgili
8
5,8
Yaşadığım ilçe ile ilgili
6
4,4
Akraba/arkadaş/komşu vb. bir tanıdığımızın durumuyla
ilgili
6
4,4
Çevre konuları ile ilgili
5
3,6
Diğer
2
1,5
Mahalle/Köy ile ilgili
1
0,7
137
100
Toplam
Ankete
katılanların
hangi
konularda
bilgi
isteme
talebinde
bulundunuz? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir..
Buna göre ankete katılanların %27’sinin okul yaşamımla ilgili, %15,3’ünün
kendimle ilgili diğer konular hakkında, %13,9’unun bireysel bilgilerimle ilgili,
%8,8’inin iş hayatımla ilgili, %8’inin sağlık konuları ile ilgili, %6,6’sının askerlik
ile ilgili, %5,8’inin yaşadığım il ile ilgili, %4,4’ünün yaşadığım ilçe ile ilgili,
%4,4’ünün akraba/arkadaş/komşu vb. bir tanıdığımızın durumuyla ilgili,
%3,6’sının çevre konuları ile ilgili, %1,5’inin diğer ve %0,7’sinin mahalle-köy
ile ilgili cevaplarını verdikleri görülmektedir.
74
Tablo 15: Bugüne Kadar Herhangi Bir Dilekçe Verilip Verilmediği
1 Sayı
Kaçıncı
Sınıf
Satır %
4 Sayı
Satır %
Toplam
Sayı
Satır %
X2: 10,557
Bugüne kadar herhangi bir dilekçe verdiniz mi?
Böyle bir
hakkim
olduğunu
biliyorum.
Böyle bir
hakkım
Başkasının Vermem
vermesine gerektiği
olduğunu
bilmiyordu
yardımcı
zaman
oldum
verebilirim
m
Vermedim
Verdim
0
25
48
2
7
Toplam
82
0
30,5
58,5
2,4
8,5
100
1
11
41
2
17
72
1,4
15,3
56,9
2,8
23,6
100
1
36
89
4
24
154
0,6
23,4
57,8
2,6
15,6
100
SD: 4
P: ,032<,05
Ankete katılanların bugüne kadar herhangi bir dilekçe verdiniz mi?
sorusuna verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda
verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %57,8’inin verdim, %23,4’ünün
vermedim, %15,6’sının böyle bir hakkım olduğunu biliyorum, vermem
gerektiği zaman verebilirim, %2,6’sının başkasının vermesine yardımcı
oldum, %0,6’sının böyle bir hakkım olduğunu bilmiyordum cevaplarının
verdikleri görülmektedir.
Birinci sınıftaki öğrencilerden %58,5’inin verdim, %30,5’inin vermedim,
%8,5’inin böyle bir hakkım olduğunu biliyorum, vermem gerektiği zaman
verebilirim, %2,4’ünün başkasının vermesine yardımcı oldum cevaplarını
verdikleri görülmektedir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %56,9’unun verdim, %23,6’sının
böyle bir hakkım olduğunu biliyorum, vermem gerektiği zaman verebilirim,
%15,3’inin vermedim, %2,8’ünün başkasının vermesine yardımcı oldum,
%1,4’sının böyle bir hakkım olduğunu bilmiyordum cevaplarını verdikleri
görülmektedir.
Dilekçe verenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %58,5 iken bu
oran dördüncü sınıftaki öğrencilerde %56,9’dur.
Ankete katılanların bugüne kadar herhangi bir dilekçe verdiniz mi?
sorusuna verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında
75
anlamlı bir fark saptanmıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P
değeri ,032 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten küçük
olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu belirtebiliriz (p<0,05).
Bu anlamlı ilişkinin böyle bir hakkım olduğunu biliyorum, vermem gerektiği
zaman verebilirim sütunundan kaynaklandığı görülmektedir.
Tablo 16: Dilekçe Verme Hakkının Hangi Kaynaktan Öğrenildiği
Dilekçe verme hakkınız
olduğunu hangi kaynaktan
öğrendiniz?
Kaçıncı Sınıf
Geçerli 1.
Sınıf
( Toplam
Sayı 88)
Geçerli 4. Sınıf
(Toplam Sayı 72)
1. ve 4. Sınıf Geçerli
Sayı
(Toplam Sayı 160)
Üniversite öncesi öğrenimimden
47
36
83
Satır %
53
50
52
Üniversite sırasındaki
öğrenimimden
10
21
31
Satır %
13
29
19
Ailemden
21
25
46
Satır %
24
35
29
Televizyondan
3
9
12
Satır %
3
13
8
Radyodan
1
1
2
Satır %
1
1
1
Gazeteden
5
9
14
Satır %
6
13
9
Dergiden
3
1
4
Satır %
3
1
3
İnternetten
3
5
8
Satır %
3
7
5
Arkadaşımdan
4
3
7
Satır %
4
4
4
Memurdan
4
9
13
4
13
8
1
3
4
1
4
3
Diğer
3
2
5
Satır %
3
3
3
Satır %
Bir sivil toplum
faaliyetinden
Satır %
kuruluşunun
76
Ankete katılan birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerinin dilekçe verme
hakkınızın olduğunu hangi kaynaktan öğrendiniz? sorusuna verdikleri
cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre birinci ve dördüncü sınıf
öğrencilerinin
ailemden,
%52’sinin
%19’unun
üniversite
üniversite
öncesi
sırasındaki
öğrenimimden,
%29’unun
öğrenimimden
cevaplarını
verdikleri görülmektedir.
Birinci
sınıftaki
öğrenimimden,
öğrencilerden
%24’ünün
%53’ünün
ailemden,
%13’ünün
üniversite
üniversite
öncesi
sırasındaki
öğrenimimden cevaplarını verdikleri görülmektedir.
Dördüncü
öğrenimimden,
sınıftaki
%35’inin
öğrencilerden
ailemden,
%50’sinin
%29’unun
üniversite
üniversite
öncesi
sırasındaki
öğrenimimden cevaplarını verdikleri görülmektedir.
Birinci sınıftaki öğrencilerden %13’ü dördüncü sınıftaki öğrencilerden
%29’u
dilekçe
verme
haklarının
olduğunu
üniversite
sırasındaki
öğrenimlerinden öğrenmişlerdir.
Tablo 17: Belediye Faaliyet Raporu İncelenip İncelenmediği
Bugüne kadar herhangi bir belediyenin faaliyet
raporunu incelediniz mi?
Birkaç
Hayır
sayfasını
incelemedim okudum
1
Sayı
İnceledim
Çok
ayrıntılı
İnceledim Toplam
68
7
10
1
86
79,1
8,1
11,6
1,2
100
41
14
15
2
72
Satır %
56,9
19,4
20,8
2,8
100
Sayı
109
21
25
3
158
Satır %
69
13,3
15,8
1,9
100
Kaçıncı
Satır %
Sınıf
4
Toplam
2
Sayı
X : 9,186
SD: 3
P: ,027<,05
Ankete katılanların bugüne kadar herhangi bir belediyenin faaliyet
raporunu incelediniz mi? sorusuna verdikleri cevaplarını dağılımı sınıf
77
dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların
%69’unun hayır incelemedim, %15,8’inin inceledim, %13,3’ünün birkaç
sayfasını okudum, %1,9’unun çok ayrıntılı inceledim cevaplarını verdikleri
görülmektedir.
Birinci
sınıftaki
öğrencilerden
%79,1’inin
hayır
incelemedim,
%11,6’sının inceledim, %8,1’inin birkaç sayfasını okudum, %1,2’sinin çok
ayrıntılı inceledim cevaplarını verdikleri görülmektedir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %56,9’unun hayır incelemedim,
%19,4’ünün birkaç sayfasını okudum, %20,8’inin inceledim, %2,8’inin çok
ayrıntılı inceledim cevaplarını verdikleri görülmektedir.
Belediye faaliyet raporunu inceleyenlerin oranı birinci sınıftaki
öğrencilerde %12,8 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %23,6’dır.
Ankete katılanların bugüne kadar herhangi bir belediyenin faaliyet
raporunu
incelediniz
mi?
sorusuna
verdikleri
cevapların
dağılımına
istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir fark saptanmıştır. Tablomuzun
istatistiksel değeri Pearson P değeri ,027 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik
değerimiz olan ,05’ ten küçük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
olduğunu belirtebiliriz (p<0,05). Bu anlamlı ilişkinin birkaç sayfasını okudum
sütunundan kaynaklandığı görülmektedir.
78
Tablo 18: Ülke Siyaseti Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan
Kaynaklar (Tüm Öğrenciler)
Sayı
Yüzde
Üniversite Sırasındaki Öğrenimim
55
33,3
Aile
40
24,2
Görsel Medya
20
12,1
Üniversite Öncesi Öğrenimim
16
9,7
Yazılı Medya
15
9,1
Meslek Kuruluşları(Odalar vb.)
11
6,7
İşitsel Medya
5
3,0
Sendikalar
2
1,2
Holding Önderleri
1
0,6
165
100
Toplam
Ankete katılanların ülke siyaseti konusundaki görüşlerinizi oluştururken
hangi kaynaklardan gelen bilgilerden yararlandıklarının beş tanesinin
numaralandırılarak işaretlenmesi istediğinde ilk sırayı %33,3 ile üniversite
sırasındaki öğrenimin aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla aile (% 24,2), görsel
medya (%12,1), üniversite öncesi öğrenim (%9,7) ve yazılı medya (%9,1)
takip etmektedir.
79
Tablo 19: Ülke Siyaseti Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan
Kaynaklar (Birinci Sınıf Öğrencileri)
Sayı
Yüzde
Aile
25
28,7
Üniversite Sırasındaki Öğrenimim
24
26,6
Görsel Medya
13
14,4
Yazılı Medya
9
10
Meslek Kuruluşları(Odalar vb.)
7
7,7
Üniversite Öncesi Öğrenimim
6
6,6
İşitsel Medya
5
5,5
Sendikalar
1
1,1
Toplam
90
100
Ankete katılan birinci sınıf öğrencilerinin ülke siyaseti konusundaki
görüşlerinizi
oluştururken
yararlandıklarının
beş
hangi
tanesinin
kaynaklardan
gelen
numaralandırılarak
bilgilerden
işaretlenmesi
istendiğinde ilk sırayı %28,7 ile ailenin aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla
üniversite sırasındaki öğrenim (%26,6), görsel medya (%14,4), yazılı medya
(%10) ve meslek kuruluşları (%7,7) ve üniversite öncesi öğrenim (%6,6) takip
etmektedir.
80
Tablo 20: Ülke Siyaseti Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan
Kaynaklar (Dördüncü Sınıf Öğrencileri)
Sayı
Yüzde
Üniversite Sırasındaki Öğrenimim
31
42,4
Aile
15
20,5
Üniversite Öncesi Öğrenimim
10
13,6
Görsel Medya
7
9,5
Yazılı Medya
6
8,2
Meslek Kuruluşları(Odalar vb.)
4
5,4
Toplam
73
100
Ankete katılan dördüncü sınıf öğrencilerinin ülke siyaseti konusundaki
görüşlerinizi
oluştururken
yararlandıklarının
beş
hangi
tanesinin
kaynaklardan
gelen
numaralandırılarak
bilgilerden
işaretlenmesi
istendiğinde ilk sırayı %42,4 ile üniversite sırasındaki öğrenimin aldığı
görülmektedir. Onu sırasıyla aile (%20,5), üniversite öncesi öğrenim (%13,6),
görsel medya (%9,5) ve yazılı medya (%8,2) takip etmektedir
81
Tablo 21: Zorunlu Din Dersi Eğitimi Konusundaki Görüşlerini Oluştururken
Yararlanılan Kaynaklar (Tüm Öğrenciler)
Sayı
Yüzde
Aile
43
25,4
Üniversite Sırasındaki Öğrenim
38
22,5
Görsel Medya
37
21,9
Siyasi Partiler
18
10,7
İşitsel Medya
16
9,5
Okuduğum Kitaplar
9
5,3
Üniversite Öncesi Öğrenim
2
1,2
Yazılı Medya
2
1,2
Meslek Kuruluşları(Odalar vb.)
2
1,2
Yerel Yönetimler
1
0,6
Holding Önderleri
1
0,6
169
100
Toplam
Ankete katılanların zorunlu din dersi eğitimi verilip verilmemesi
konusundaki görüşlerinizi oluştururken hangi kaynaklardan gelen bilgilerden
yararlandıklarının
beş
tanesinin
numaralandırılarak
işaretlenmesi
istendiğinde ilk sırayı %25,4 ile ailenin aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla
üniversite sırasındaki öğrenim (%22,5), görsel medya (%21,9), siyasi parti
(%10,7) ve işitsel medya (%9,5) takip etmektedir.
82
Tablo 22: Zorunlu Din Dersi Eğitimi Konusundaki Görüşlerini Oluştururken
Yararlanılan Kaynaklar (Birinci Sınıf Öğrencileri)
Sayı
Yüzde
Görsel Medya
24
26,6
Üniversite Sırasındaki Öğrenim
23
25,2
Aile
16
17,5
Siyasi Partiler
10
10,9
İşitsel Medya
10
10,9
Okuduğum Kitaplar
4
4,3
Üniversite Öncesi Öğrenim
1
1
Meslek Kuruluşları(Odalar vb.)
1
1
Yerel Yönetimler
1
1
Holding Önderleri
1
1
Toplam
91
100
Ankete katılan birinci sınıf öğrencilerinin zorunlu din dersi eğitimi verilip
verilmemesi konusundaki görüşlerinizi oluştururken hangi kaynaklardan
gelen
bilgilerden
yararlandıklarının
beş
tanesinin
numaralandırılarak
işaretlenmesi istendiğinde ilk sırayı %26,6 ile görsel medyanın aldığı
görülmektedir. Onu sırasıyla üniversite sırasındaki öğrenim (%25,2), aile
(%17,5), siyasi partiler (%10,9) ve işitsel medya (%10,9) takip etmektedir.
83
Tablo 23: Zorunlu Din Dersi Eğitimi Konusundaki Görüşlerini Oluştururken
Yararlanılan Kaynaklar (Dördüncü Sınıf Öğrencileri)
Sayı
Yüzde
Aile
27
36
Üniversite Sırasındaki Öğrenim
15
19,4
Görsel Medya
13
16,8
Siyasi Partiler
8
10,3
İşitsel Medya
6
7,8
Okuduğum Kitaplar
5
6,5
Üniversite Öncesi Öğrenim
1
1,3
Yazılı Medya
1
1,3
Meslek Kuruluşları(Odalar vb.)
1
1,3
Toplam
77
100
Ankete katılan dördüncü sınıf öğrencilerinin zorunlu din dersi eğitimi
verilip
verilmemesi
kaynaklardan
gelen
konusundaki
bilgilerden
görüşlerinizi
oluştururken
yararlandıklarının
beş
hangi
tanesinin
numaralandırılarak işaretlenmesi istendiğinde ilk sırayı %36 ile ailenin aldığı
görülmektedir. Onu sırasıyla üniversite sırasındaki öğrenim (%19,4), görsel
medya (%16,8), siyasi partiler (%10,3) ve işitsel medya (%7,8) takip
etmektedir.
84
Tablo 24: Yerel Hizmetler Konusunda Çevre Sakinlerini Etkilemede ve
Yönlendirmede En Etkili Araçlar (Tüm Öğrenciler)
Sayı
Yüzde
Görsel Medya
63
39,9
Aile
23
14,6
Yerel Yönetimler
20
12,7
Üniversite Sırasındaki Öğrenim
18
11,4
Yazılı Medya
12
7,6
Üniversite Öncesi Öğrenim
8
5,1
İşitsel Medya
3
1,9
Dini Cemaatler
3
1,9
Esnaf ve Esnaf Örgütleri
3
1,9
Siyasi Partiler
2
1,3
Meslek Kuruluşları(Odalar vb.)
2
1,3
Sendikalar
1
0,6
158
100
Toplam
Ankete katılanlardan yaşadığınız çevredeki yerel hizmetler konusunda
o çevre sakinlerini etkilemede ve yönlendirmede en etkili araçların beş
tanesinin numaralandırılarak işaretlenmesi istendiğinde ilk sırayı %39,9 ile
görsel medyanın aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla aile (%14,6), yerel
yönetimler (%12,7), üniversite sırasındaki öğrenim (%11,4) ve yazılı medya
(%7,6) takip etmektedir.
85
Tablo 25: Yerel Hizmetler Konusunda Çevre Sakinlerini Etkilemede ve
Yönlendirmede En Etkili Araçlar (Birinci Sınıf Öğrencileri)
Sayı
Yüzde
Görsel Medya
31
37,3
Aile
15
18,1
Yerel Yönetimler
12
14,4
Üniversite Sırasındaki Öğrenim
8
9,6
Yazılı Medya
7
8,4
Üniversite Öncesi Öğrenim
3
3,6
İşitsel Medya
2
2,4
Dini Cemaatler
2
2,4
Meslek Kuruluşları(Odalar vb.)
2
2,4
Esnaf ve Esnaf Örgütleri
1
1,2
Toplam
83
100
Ankete katılan birinci sınıf öğrencilerinden yaşadığınız çevredeki yerel
hizmetler konusunda o çevre sakinlerini etkilemede ve yönlendirmede en
etkili araçların beş tanesinin numaralandırılarak işaretlenmesi istendiğinde ilk
sırayı %37,3 ile görsel medyanın aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla aile
(%18,1), yerel yönetimler (%14,4), üniversite sırasındaki öğrenim (%9,6) ve
yazılı medya (%8,4) takip etmektedir.
86
Tablo 26: Yerel Hizmetler Konusunda Çevre Sakinlerini Etkilemede ve
Yönlendirmede En Etkili Araçlar (Dördüncü Sınıf Öğrencileri)
Sayı
Yüzde
Görsel Medya
32
42,6
Üniversite Sırasındaki Öğrenim
10
13,3
Aile
8
10,6
Yerel Yönetimler
8
10,6
Yazılı Medya
5
6,6
Üniversite Öncesi Öğrenim
5
6,6
Siyasi Partiler
2
2,6
İşitsel Medya
1
1,3
Meslek Kuruluşları(Odalar vb.)
1
1,3
Sendikalar
1
1,3
Esnaf ve Esnaf Örgütleri
1
1,3
Dini Cemaatler
1
1,3
Toplam
75
100
Ankete katılan dördüncü sınıf öğrencilerinden yaşadığınız çevredeki
yerel hizmetler konusunda o çevre sakinlerini etkilemede ve yönlendirmede
en etkili araçların beş tanesinin numaralandırılarak işaretlenmesi istendiğinde
ilk sırayı %42,6 ile görsel medyanın aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla
üniversite sırasındaki öğrenim (%13,3), aile (%10,6), yerel yönetimler (10,6)
ve yazılı medya (6,6) takip etmektedir.
87
Tablo 27: Ülkemizde Hak Arama Mekanizmaları Halk Tarafından Bilinmekte
ve Kullanılmaktadır
Katılıyorum
Tamamen
katılıyorum
Sınıf
Ne
katılıyorum
ne
katılmıyorum
Kaçıncı
Az
katılıyorum
1
Hiç
katılmıyorum
Ülkemizde hak arama mekanizmaları halk tarafından
bilinmekte ve kullanılmaktadır
Toplam
24
50
5
7
1
87
27,6
57,5
5,7
8
1,1
100
Sayı
18
40
6
8
0
72
Satır %
25
55,6
8,3
11,1
0
100
Sayı
42
90
11
15
1
159
26,4
56,6
6,9
9,4
0,6
100
Sayı
Satır %
4
Toplam
Satır %
X2: 1,726
Ankete
SD: 4
katılanlara
ülkemizde
P: ,786>,05
hak
arama
mekanizmaları
halk
tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır ifadesine katılıp katılmadıkları
sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda
verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %10’u ‘‘katılıyorum’’ ve
‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %83’ ü ‘‘az katılıyorum’’
ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Birinci sınıftaki öğrencilerin %9,1’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %85,1’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %11,1’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %80,6’sı ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Ülkemizde hak arama mekanizmalarının halk tarafından bilindiğini ve
kullanıldığını düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %9,1 iken
dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %11,1’dir.
Ankete
katılanlara
ülkemizde
hak
arama
mekanizmaları
halk
tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır ifadesine katılıp katılmadıkları
88
sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında
anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson
P değeri ,786 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük
olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz
(p>0,05).
Tablo 28: Ülkemizde Hak Arama Mekanizmaları Eğitimli Kesim Tarafından
Bilinmekte ve Kullanılmaktadır
Tamamen
katılıyorum
Toplam
Katılıyorum
4
Ne
katılıyorum
ne
katılmıyorum
Sınıf
Az
katılıyorum
1
Kaçıncı
Hiç
katılmıyorum
Ülkemizde hak arama mekanizmaları eğitimli kesim
tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır
Toplam
Sayı
1
9
9
41
27
87
Satır %
1,1
10,3
10,3
47,1
31
100
Sayı
1
17
11
38
5
72
Satır %
1,4
23,6
15,3
52,8
6,9
100
Sayı
2
26
20
79
32
159
Satır %
1,3
16,4
12,6
49,7
20,1
100
X2: 16,633
SD: 4
P: ,002<,05
Ankete katılanlara ülkemizde hak arama mekanizmaları eğitimli kesim
tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır ifadesine katılıp katılmadıkları
sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda
verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %69,8’i ‘‘katılıyorum’’ ve
‘‘tamamen
katılıyorum’’
katılıyorum’’
ve
‘‘hiç
seçenekleriyle
katılmıyorum’’
olumlu
görüş;
seçenekleriyle
%17,7’si
olumsuz
‘‘az
görüş
belirtmişlerdir.
Birinci sınıftaki öğrencilerin %78,1’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %11,4’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
89
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %59,7’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %25’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Ülkemizde hak arama mekanizmalarının eğitimli kesim tarafından
bilindiğini ve kullanıldığını düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde
%78,1 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %59,7’dir.
Ankete katılanlara ülkemizde hak arama mekanizmaları eğitimli kesim
tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır ifadesine katılıp katılmadıkları
sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında
anlamlı bir fark saptanmıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P
değeri ,002 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten küçük
olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu belirtebiliriz (p<0,05).
Bu
anlamlı
ilişkinin
katılıyorum,
tamamen
katılıyorum
sütunundan
kaynaklandığı görülmektedir.
Tablo 29: Kamu Yönetimi Bölümünde Aldığım Eğitim Hak Arama
Mekanizmalarını Öğrenmemi Sağladı
4 Sayı
Satır %
Toplam
Sayı
Satır %
X2: 3,243
Tamamen
katılıyorum
Satır %
Katılıyorum
Sınıf
Ne
katılıyorum
ne
katılmıyorum
Kaçıncı
Az katılıyorum
1 Sayı
Hiç
katılmıyorum
Kamu yönetimi bölümünde aldığım eğitim hak arama
mekanizmalarını öğrenmemi sağladı
Toplam
1
16
15
39
15
86
1,2
18,6
17,4
45,3
17,4
100
2
9
8
39
14
72
2,8
12,5
11,1
54,2
19,4
100
3
25
23
78
29
158
1,9
15,8
14,6
49,4
18,4
100
SD: 4
P: ,518>,05
Ankete katılanlara kamu yönetimi bölümünde aldığım eğitim hak
arama mekanizmalarını öğrenmemi sağladı ifadesine katılıp katılmadıkları
sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda
90
verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %67,8’i ‘‘katılıyorum’’ ve
‘‘tamamen
katılıyorum’’
katılıyorum’’
ve
‘‘hiç
seçenekleriyle
katılmıyorum’’
olumlu
görüş;
seçenekleriyle
%17,7si
olumsuz
‘‘az
görüş
belirtmişlerdir.
Birinci sınıftaki öğrencilerin %62,7’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %19,8’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %73,6’sı ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %15,3’ü ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Kamu
yönetimi
bölümünde
alınan
eğitiminin
hak
arama
mekanizmalarının öğrenilmesini sağlayacağını düşünenlerin oranı birinci
sınıftaki öğrencilerde %62,7 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran
%73,6’dır.
Ankete katılanlara kamu yönetimi bölümünde aldığım eğitim hak
arama mekanizmalarını öğrenmemi sağladı ifadesine katılıp katılmadıkları
sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında
anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson
P değeri ,518 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük
olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz
(p>0,05).
91
Tablo 30: Üniversite Öncesi Aldığım Eğitim Sonucu Hak Arama
Mekanizmalarını Öğrenmiştim
Sayı
Satır %
Toplam
Sayı
Satır %
X2: 8,862
Tamamen
katılıyorum
4
Katılıyorum
Sınıf
Satır %
Ne
katılıyorum
ne
katılmıyorum
Kaçıncı
Sayı
Az katılıyorum
1
Hiç
katılmıyorum
Üniversite öncesi aldığım eğitim sonucu hak arama
mekanizmalarını öğrenmiştim.
16
28
12
26
5
87
18,4
32,2
13,8
29,9
5,7
100
10
20
21
13
8
72
13,9
27,8
29,2
18,1
11,1
100
26
48
33
39
13
159
16,4
30,2
20
24,5
8,2
100
SD: 4
Toplam
P: ,065>,05
Ankete katılanlara üniversite öncesi aldığım eğitim sonucu hak arama
mekanizmalarını öğrenmiştim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda
verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir.
Buna göre ankete katılanların %32,7’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %46,6’sı ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Birinci sınıftaki öğrencilerin %35,6’sı ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %50,6’sı ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %29,2’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %41,7’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Üniversite öncesi aldıkları eğitim sonucu hak arama mekanizmalarını
öğrendiğini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %35,6 iken
dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %29,2’dir.
Ankete katılanlara üniversite öncesi aldığım eğitim sonucu hak arama
mekanizmalarını öğrenmiştim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda
92
verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir
farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri
,065 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu
için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05).
Tablo 31: Hak Arama Mekanizmalarını Aile/Akraba Çevremden Öğrendim
Sayı
Satır %
Sayı
Toplam
Satır %
Tamamen
katılıyorum
4
Katılıyorum
Sınıf
Satır %
Ne
katılıyorum
ne
katılmıyorum
Kaçıncı
Sayı
Az katılıyorum
1
Hiç
katılmıyorum
Hak arama mekanizmalarını aile/akraba çevremden
öğrendim
9
34
14
24
4
85
10,6
40
16,5
28,2
4,7
100
12
27
12
19
2
72
16,7
37,5
16,7
26,4
2,8
100
21
61
26
43
6
157
13,4
38,9
16,6
27,4
3,8
100
2
X : 1,568
SD: 4
Toplam
P: ,815>,05
Ankete katılanlara hak arama mekanizmalarını aile/akraba çevremden
öğrendim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların
dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete
katılanların %31,2’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle
olumlu görüş; %52,3’ü ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle
olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Birinci sınıftaki öğrencilerin %32,9’ü ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %50,6’sı ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %29,2’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %54,2’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
93
Hak arama mekanizmalarını aile/akraba çevresinden öğrendiğini
düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %32,9 iken dördüncü sınıftaki
öğrencilerde bu oran %29,2’dir.
Ankete katılanlara hak arama mekanizmalarını aile/akraba çevremden
öğrendim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların
dağılımına
istatistiksel
olarak
bakıldığında
anlamlı
bir
farklılık
saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,815
olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05).
Tablo 32: Hak Arama Mekanizmalarını Arkadaş Çevremden Öğrendim
Tamamen
katılıyorum
4
Katılıyorum
Sınıf
Ne
katılıyorum
ne
katılmıyorum
Kaçıncı
Az
katılıyorum
1
Hiç
katılmıyorum
Hak arama mekanizmalarını arkadaş çevremden öğrendim
Toplam
Sayı
26
33
17
10
0
86
Satır
%
30,2
38,4
19,8
11,6
0
100
Sayı
26
19
13
11
2
71
Satır
%
36,6
26,8
18,3
15,5
2,8
100
Sayı
52
52
30
21
2
157
Satır
%
33,1
33,1
19,1
13,4
1,3
100
Toplam
X2: 4,962
SD: 4
P: ,291>,05
Ankete katılanlara hak arama mekanizmalarını arkadaş çevremden
öğrendim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların
dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete
katılanların %14,7’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle
94
olumlu görüş; %66,2’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle
olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Birinci sınıftaki öğrencilerin %11,6’sı ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %68,6’sı ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %18,3’ü ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %63,4’ü ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Hak
arama
mekanizmalarını
arkadaş
çevresinden
öğrendiğini
düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %11’6 iken dördüncü sınıftaki
öğrencilerde bu oran %18,3’dür.
Ankete katılanlara hak arama mekanizmalarını arkadaş çevremden
öğrendim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların
dağılımına
istatistiksel
olarak
bakıldığında
anlamlı
bir
farklılık
saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,291
olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05).
95
Tablo 33: Ülkemizdeki Hak Arama Mekanizmalarını İyi Bildiğimi
Düşünmekteyim
Toplam
Tamamen
katılıyorum
4
Katılıyorum
Sınıf
Ne
katılıyorum
ne
katılmıyorum
Kaçıncı
Az
katılıyorum
1
Hiç
katılmıyorum
Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını iyi bildiğimi
düşünmekteyim.
Toplam
Sayı
9
27
19
31
1
87
Satır
%
10,3
31
21,8
35,6
1,1
100
Sayı
2
12
20
30
8
72
Satır
%
2,8
16,7
27,8
41,7
11,1
100
Sayı
11
39
39
61
9
159
Satır
%
6,9
24,5
24,5
38,4
5,7
100
X2: 14,424
Ankete
SD: 4
katılanlara
hak
arama
P: ,006<,05
mekanizmalarını
iyi
bildiğimi
düşünmekteyim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri
cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre
ankete
katılanların
%44,1’i
‘‘katılıyorum’’
ve
‘‘tamamen
katılıyorum’’
seçenekleriyle olumlu görüş; %31,4’ü ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’
seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Birinci sınıftaki öğrencilerin %36,7’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %41,3’ü ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %52,8’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %19,5’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını iyi bildiklerini düşünenlerin
oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %36,7 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde
bu oran %52,8’dir.
96
Ankete
katılanlara
hak
arama
mekanizmalarını
iyi
bildiğimi
düşünmekteyim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri
cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir fark
saptanmıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,006 olarak
çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten küçük olduğu için
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu belirtebiliriz (p<0,05). Bu anlamlı
ilişkinin
katılıyorum,
tamamen
katılıyorum
sütunundan
kaynaklandığı
görülmektedir.
Tablo 34: Ülkemizdeki Hak Arama Mekanizmalarını Bugüne Kadar
Gerektiğinde Kullandım
Hiç
katılmıyorum
Az
katılıyorum
Ne
katılıyorum
ne
katılmıyorum
Katılıyorum
Tamamen
katılıyorum
Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını bugüne kadar
gerektiğinde kullandım
Toplam
9
22
15
33
7
86
10,5
25,6
17,4
38,4
8,1
100
8
16
8
33
7
72
Satır
%
11,1
22,2
11,1
45,8
9,7
100
Sayı
17
38
23
66
14
158
Satır
%
10,8
24,1
14,6
41,8
8,9
100
1 Sayı
Kaçıncı
Sınıf
Toplam
Satır
%
4 Sayı
X2: 1,911
SD: 4
P: ,752>,05
Ankete katılanlara ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını bugüne
kadar gerektiğinde kullandım ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda
verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir.
Buna göre ankete katılanların %50,7’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %34,9’u ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
97
Birinci sınıftaki öğrencilerin %46,5’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %36,1’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %55,5’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %33,3’ü ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını gerektiğinde kullananların
oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %46,5 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde
bu %55,5’dir.
Ankete katılanlara ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını bugüne
kadar gerektiğinde kullandım ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda
verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir
farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri
,752 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu
için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05).
Tablo 35: Ülkemizdeki Hak Arama Mekanizmalarını Gerektiğinde
Kullanabileceğimi Düşünüyorum
Hiç
katılmıyorum
Az katılıyorum
Ne
katılıyorum ne
katılmıyorum
Katılıyorum
Tamamen
katılıyorum
Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını gerektiğinde
kullanabileceğimi düşünüyorum.
6
8
9
41
23
Toplam
87
6,9
9,8
10,3
47,1
26,4
100
2
5
5
43
17
72
Satır
%
2,8
6,9
6,9
59,7
23,6
100
Sayı
8
13
14
84
40
159
Satır
%
5
8,2
8,8
52,8
25,2
100
1 Sayı
Kaçıncı
Sınıf
Toplam
Satır
%
4 Sayı
X2: 3,398
SD: 4
P: ,494>,05
98
Ankete
katılanlara
ülkemizdeki
hak
arama
mekanizmalarını
gerektiğinde kullanabileceğimi düşünüyorum ifadesine katılıp katılmadıkları
sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda
verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %78’i ‘‘katılıyorum’’ ve
‘‘tamamen
katılıyorum’’
katılıyorum’’
ve
‘‘hiç
seçenekleriyle
katılmıyorum’’
olumlu
görüş;
seçenekleriyle
%13,2’si
olumsuz
‘‘az
görüş
belirtmişlerdir.
Birinci sınıftaki öğrencilerin %73,5’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %16,7’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %83,3’ü ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %9,7’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Ülkemizdeki
hak
arama
mekanizmalarını
gerektiğinde
kullanabileceklerini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %73,5
iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %83,3’dür.
Ankete
katılanlara
ülkemizdeki
hak
arama
mekanizmalarını
gerektiğinde kullanabileceğimi düşünüyorum ifadesine katılıp katılmadıkları
sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında
anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson
P değeri ,494 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük
olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz
(p>0,05).
99
Tablo 36: Siyasi Partilerin Faaliyetlerinin/Politikalarının Hak Arama
Konusundaki Bilgiye Katkısı
Az
katılıyorum
Ne
katılıyorum
ne katılmıyorum
Katılıyorum
Tamamen
katılıyorum
Kaçıncı
Sınıf
Hiç
katılmıyorum
Siyasi partilerin faaliyetlerinin/politikalarının hak arama
konusundaki bilgime katkısı olmuştur.
Toplam
Sayı
20
18
25
20
4
87
1 Satır
%
23
20,7
28,7
23
4,6
100
Sayı
24
21
13
13
1
72
33,3
29,2
18,1
18,1
1,4
100
Sayı
44
39
38
33
5
159
Satır
%
27,7
24,5
23,9
20 8
3,1
100
4 Satır
%
Toplam
X2: 6,310
SD: 4
P: ,177>,05
Ankete katılanların siyasi partilerin faaliyetlerinin/politikalarının hak
arama konusundaki bilgime katkısı olmuştur ifadesine verdikleri cevapların
dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete
katılanların %23,9’u ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle
olumlu görüş; %52,2’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle
olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Birinci sınıftaki öğrencilerin %27,6’sı ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %43,7’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %19,5’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %62,5’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Siyasi partilerin faaliyetlerinin/politikalarının hak arama konusundaki
bilgilerine katkısı olduğunu düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde
%27,6 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %19,5’dir.
100
Ankete katılanların siyasi partilerin faaliyetlerinin/politikalarının hak
arama konusundaki bilgime katkısı olmuştur ifadesine verdikleri cevapların
dağılımına
istatistiksel
olarak
bakıldığında
anlamlı
bir
farklılık
saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,177
olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05).
Tablo 37: Türkiye’de Kamuoyunun Oluşmasında Sivil Toplum Kuruluşlarının
Etkisi
Katılıyorum
Tamamen
katılıyorum
4
Ne
katılıyorum
ne
katılmıyorum
Kaçıncı
Sınıf
Az
katılıyorum
1
Hiç
katılmıyorum
Türkiye’ de kamuoyunun oluşmasında sivil toplum
kuruluşlarının etkisi vardır.
5
13
15
34
19
86
Satır %
5,8
15,1
17,4
39,5
22,1
100
Sayı
11
17
14
24
6
72
15,3
23,6
19,4
33,3
8,3
100
16
30
29
58
25
158
10,1
19
18,4
36,7
15,8
100
Sayı
Satır %
Toplam
Sayı
Satır %
X2: 10,141
SD: 4
Toplam
P: ,038<,05
Ankete katılanların Türkiye’ de kamuoyunun oluşmasında sivil toplum
kuruluşlarının etkisi vardır ifadesine verdikleri cevapların dağılımı sınıf
dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %52,5’i
‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %29,1’i
‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş
belirtmişlerdir.
Birinci sınıftaki öğrencilerin %61,6’sı ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %20,9’u ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
101
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %41,6’sı ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %38,9’u ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Türkiye’de kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisi
olduğunu düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %61,6 iken
dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %38,9’dur
. Ankete katılanların Türkiye’ de kamuoyunun oluşmasında sivil toplum
kuruluşlarının
etkisi
vardır
ifadesine
verdikleri
cevapların
dağılımına
istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir fark saptanmıştır. Tablomuzun
istatistiksel değeri Pearson P değeri ,038 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik
değerimiz olan ,05’ ten küçük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
olduğunu belirtebiliriz (p<0,05). Bu anlamlı ilişkinin tamamen katılıyorum,
katılıyorum sütunundan kaynaklandığı görülmektedir.
Tablo 38: Herhangi Bir Sivil Toplum Kuruluşuna/Gönüllü Kuruluşa Üyelik
Herhangi bir sivil toplum
kuruluşuna/gönüllü
kuruluşa üye misiniz.
Kaçıncı
1
Sınıf
4
Toplam
Toplam
Evet
Hayır
Sayı
21
63
84
Satır %
25
75
100
Sayı
16
56
72
22,2
77,8
100
37
119
156
23,7
76,3
100
Satır %
Sayı
Satır %
X2: ,165
SD: 1
P: ,684>,05
Ankete katılanların herhangi bir sivil toplum kuruluşuna/gönüllü
kuruluşa üye misiz? sorununa verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına
göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %23,7’sinin evet,
%76,3’ünün hayır cevaplarını verdikleri gözlenmektedir. Birinci sınıftaki
öğrencilerden
%25’inin
evet,
%75’inin
hayır
cevaplarını
verdikleri
102
görülmektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %22,2’sinin evet, %77,8’inin
hayır cevaplarını verdikleri görülmektedir.
Ankete katılanların herhangi bir sivil toplum kuruluşuna/gönüllü
kuruluşa üye misiz? sorununa verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel
olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun
istatistiksel değeri Pearson P değeri ,684 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik
değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
olmadığını belirtebiliriz (p>0,05).
Tablo 39: Hangi Tür Sivil Toplum Kuruluşuna/Gönüllü Kuruluşa Üyelik
Hangi tür sivil toplum kuruluşuna/gönüllü
kuruluşa üyesiniz.
Geçerli
Sayı
Yüzde
Sosyal ve kültürel
17
21,8
Spor
11
14,1
Eğitim
11
14,1
İnsani yardım
11
14,1
Mesleki
7
9,0
Çevre
5
6,4
Siyasi
5
6,4
Rehberlik ve danışmanlık
4
5,1
Sağlık
3
3,8
Demokratik haklar
2
2,6
İnsan hakları
1
1,3
Diğer
1
1,3
Toplam
78
100
Ankete katılanların hangi tür sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa
üyesiniz? sorununa verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna
göre ankete katılanların %21,8’inin sosyal ve kültürel, %14,1’inin spor,
%14,1’inin eğitim, %14,1’inin insani yardım, %9’unun mesleki, %6,4’ünün
103
çevre, %6,4’ünün siyasi, %5,1’inin rehberlik ve danışmanlık, %3,8’inin sağlık,
%2,6’sının demokratik haklar, %1,3’ünün insan hakları ve %1,3’ünün diğer
cevaplarını verdikleri görülmektedir.
Tablo 40: Sivil Toplum Kuruluşuna/Gönüllü Kuruluşa Üyeliğin Düşünülmesi
Herhangi bir sivil toplum
kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üye
olmayı düşünüyor musunuz?
1
Kaçıncı
Sınıf
Evet
Hayır
Toplam
56
19
75
74,7
25,3
100
45
26
71
Satır %
63,4
36,6
100
Sayı
101
45
146
Satır %
69,2
30,8
100
Sayı
Satır %
4
Toplam
Sayı
2
X : 2,179
SD: 1
P: ,140>,05
Ankete katılanların herhangi bir sivil toplum kuruluşuna/gönüllü
kuruluşa üye olmayı düşünüyor musunuz? sorununa verdikleri cevapların
dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete
katılanların
%69,2’sinin
evet,
%30,8’inin
hayır
cevaplarını
verdikleri
gözlenmektedir. Birinci sınıftaki öğrencilerden %74,7’sinin evet, %25,3’ünün
hayır cevaplarını verdikleri görülmektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerden
%63,4’ünün evet, %36,6’sının hayır cevaplarını verdikleri görülmektedir.
Ankete katılanların herhangi bir sivil toplum kuruluşuna/gönüllü
kuruluşa üye olmayı düşünüyor musunuz? sorununa verdikleri cevapların
dağılımına
istatistiksel
olarak
bakıldığında
anlamlı
bir
farklılık
saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,140
olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05).
104
Tablo 41: Hangi Tür Sivil Toplum Kuruluşu/Gönüllü Kuruluşa Üyeliğin
Düşünülmesi
Hangi Tür Sivil Toplum Kuruluşu/
Ankete Katılanlar
Gönüllü Kuruluş
Geçerli
Sayı
Yüzde
Mesleki
58
16,0
Siyasi
49
13,5
Sosyal ve kültürel
43
11,9
İnsani yardım
33
9,1
Çevre
31
8,6
Eğitim
30
8,3
Spor
29
8,0
İnsan hakları
29
8,0
Demokratik haklar
24
6,6
Sağlık
21
5,8
Rehberlik ve danışmanlık
14
3,9
Diğer
1
0,3
362
100
Toplam
Ankete katılanların hangi tür sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa
üye olmayı düşünüyorsunuz? sorununa verdikleri cevapların dağılımı tabloda
verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %16’sının mesleki, %13,5’inin
siyasi, %11,9’unun sosyal ve kültürel, %9,1’inin insani yardım, %8, 6’sının
çevre, %8,3’ünün eğitim, %8’inin spor, %8’inin insan hakları, %6,6’sının
demokratik haklar, %5,8’inin sağlık, %3,9’unun rehberlik ve danışmanlık,
%0,3’ünün diğer cevaplarını verdikleri görülmektedir.
105
Tablo 42: Kamuoyunun Oluşmasında Sivil Toplum Kuruluşlarının Etkisi
Sayı
Satır %
Toplam
Sayı
Satır %
Tamamen
katılıyorum
4
Katılıyorum
Satır %
Ne
katılıyorum
ne
katılmıyorum
Kaçıncı
Sınıf
Sayı
Az
katılıyorum
1
Hiç
katılmıyorum
Kamuoyunun oluşmasında sivil toplum
kuruluşlarının etkisinin olduğuna katılıyor
musunuz?
Toplam
3
22
5
40
13
83
3,6
26,5
6
48,2
15,7
100
4
18
8
33
9
72
5,6
25
11,1
45,8
12,5
100
7
40
13
73
22
155
4,5
25,8
8,4
47,1
14,2
100
X2: 1,862
Ankete
SD: 4
katılanların
kamuoyunun
P: ,761>,05
oluşmasında
sivil
toplum
kuruluşlarının etkisinin olduğuna katılıyor musunuz? sorununa verdikleri
cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre
ankete katılanların %61,3’ünün ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’
seçenekleriyle
olumlu
görüş;
%30,3’ünün
‘‘az
katılıyorum’’
ve
‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Birinci sınıftaki öğrencilerin %63,9’u ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %30,1’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %58,3’ü ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen
katılıyorum’ seçenekleriyle olumlu görüş; %30,6’sı ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç
katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir.
Kamuoyunu oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisinin olduğunu
düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %63,9 iken dördüncü sınıftaki
öğrencilerde bu oran %58,3’tür.
Ankete
katılanların
kamuoyunun
oluşmasında
sivil
toplum
kuruluşlarının etkisinin olduğuna katılıyor musunuz? sorununa verdikleri
cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık
106
saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,761
olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05).
Tablo 43: Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne Katılma
Yasal izinle düzenlenmiş bir toplantı
ve gösteri yürüyüşüne katıldınız mı?
1
Kaçıncı
Sınıf
4
Katılmadım
37
45
82
45,1
54,9
100
26
46
72
36,1
63,9
100
63
91
154
40,9
59,1
100
Sayı
Satır %
Sayı
Satır %
Sayı
Toplam
Satır %
X2: 1,288
Toplam
Katıldım
SD: 1
P: ,256>,05
Ankete katılanların yasal izinle düzenlenmiş bir toplantı ve gösteri
yürüyüşüne katıldınız mı? sorununa verdikleri cevapların dağılımı sınıf
dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların
%40,9’unun
katıldım,
%59,1’inin
sınıftaki
öğrencilerden
katılmadım
cevaplarını
verdikleri
görülmektedir.
Birinci
%45,1’inin
katıldım,
%54,9’unun
katılmadım cevaplarını verdikleri görülmektedir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %36,1’inin katıldım, %63,9’unun
katılmadım cevaplarını verdikleri görülmektedir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanların oranı birinci sınıftaki
öğrencilerde %45,1 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %36,1’dir.
Ankete katılanların yasal izinle düzenlenmiş bir toplantı ve gösteri
yürüyüşüne katıldınız mı? sorununa verdikleri cevapların dağılımına
istatistiksel
olarak
bakıldığında
anlamlı
bir
farklılık
saptanmamıştır.
Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,256 olarak çıkmıştır. Bu da
bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak
anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05).
107
3.6. ARAŞTIRMA BULGULARININ GENEL DEĞERLENDİRİLMESİ
Ankete katılan kadın-erkek sayısı yaklaşık olarak birbirine eşittir.
Ankete katılanların %55’i birinci sınıf, %45’i dördüncü sınıf öğrencisidir.
Ankete katılanların %78’i fakülteye başlamadan önce en uzun süre şehirlerde
yaşamıştır. Ankete katılanların %65’i süper liseyi ya da anadolu lisesini
bitirmiştir. Ankete katılanların annelerinin %51’i ilkokul ve ortaokul, %31’i lise,
%12’si yüksekokul-fakülte mezunudur. Ankete katılanların babalarının %34’ü
ilkokul ve ortaokul, %37’si lise, %23’ü yüksekokul-fakülte mezunudur. Ankete
katılanların %70’inin annesi ev hanımıdır, %48’inin babası emekli ya da
memurdur. Ankete katılanların ailelerinin aylık toplam gelirinde en kalabalık
grubu 1001-1500.-TL’lik dilim oluşturmaktadır. Birinci sınıftaki öğrencilerin
ailelerinin aylık toplam gelirinde en kalabalık grubu 601-1000.-TL’lik dilim ile
1001-1500.TL’lik dilim oluşturmaktadır. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin
ailelerinin aylık toplam gelirinde en kalabalık grubu 1501-2500.-TL’lik dilim
oluşturmaktadır.
Hukuk sistemimizin kamuoyu denetime verdiği önem konusunda;
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %63,4’ü olumsuz düşünmektedir. Bu
oran birinci sınıftaki öğrencilerde %50’dir. Daha fazla oranda dördüncü sınıf
öğrencisinin böyle düşünmesi şaşırtıcıdır. Bu durum dördüncü sınıftaki
öğrencilerin aldıkları kamu yönetimi eğitiminden dolayı kamuoyu denetimiyle
ilgili
ülkemizde
örtüşmemektedir.
varolan
Kamu
yasal
yönetimi
mevzuatı
bölümünde
bilmeleri
alınan
varsayımıyla
eğitim
yetersiz
olabileceği gibi alınan eğitim neticesinde kamuoyu denetimi kavramı
algılanamamış olabilir ya da günlük hayatta kullandıkları araçların kamuoyu
denetimiyle bağlantılı olduğu bilinmiyor da olabilir.
Kamuoyunun zamanında bilgilendirilmesi konusunda;
Birinci sınıftaki öğrencilerin %48,2’si, dördüncü sınıftaki öğrencilerin
%37,5’i bu hakkın kanuni bir hak olduğunu düşünmektedir. Her türlü kamu
kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında denetimin sağlanması amacıyla
108
kamuoyunu zamanında bilgilendirilmesi 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve
Kontrol Kanunu ile mevzuatımıza yeni girmiş bir haktır. Öğrencilerin
bulundukları sınıflar ve aldıkları dersler göz önünde bulundurulduğunda bu
oranın dördüncü sınıflarda daha yüksek olması beklenirdi. Çünkü kamu
yönetimi bölümünde verilen eğitim neticesinde öğrencilerin kamuoyu
denetimi
konusunda
varsayımlarımızdan birisidir.
bilgilenmiş
olacakları
araştırmamızdaki
Tam ters bir durum ortaya çıkmıştır.
Kamuoyunun zamanında bilgilendirilmesinin kanuni bir hak olduğunu
bilenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde dördüncü sınıftaki öğrencilere
göre daha fazladır.
Bir kamu kurum ve kuruluşundan bilgi isteme talebinde bulunulması
konusunda;
Birinci sınıftaki öğrencilerin %32,9’u, dördüncü sınıftaki öğrencilerin
%33,3’ü bu yola başvurmuştur. Birinci ve dördüncü sınıflardaki öğrencilerin
bu yola başvurma oranları birbirine yakındır. Kamu yönetimi eğitimi almamış
birinci sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarından biri olan bilge
isteme yolu hakkında tam anlamıyla bilgisi yoktur. Ancak kamu yönetimi
eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarından biri
olan bilgi isteme yolunu daha fazla kullanması beklenirdi. Burada kamu
yönetimi eğitimi almış olan öğrenciler ile almamış öğrenciler arasında belirgin
bir fark ortaya çıkmamıştır. Ankete katılanlar günümüz teknoloji şartlarına
uygun olarak bilgi isteme talebinde bulunurken elektronik ortamı kullanmıştır.
Ankete katılanların günlük hayatlarının büyük
bir zamanı okullarda
geçmektedir. Bunun doğal sonucu olarak da bilgi isteme talebinde bulunulan
en çok konuda okul yaşamlarıyla ilgi olanlardır.
Dilekçe verme hakkının kullanılması konusunda;
Birinci sınıftaki öğrencilerin %58,5’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerin
%56,9’u bu yola başvurmuştur. Birinci ve dördüncü sınıflardaki öğrencilerin
bu yola başvurma oranları birbirine yakındır. Kamu yönetimi eğitimi almamış
birinci sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarından biri olan dilekçe
109
verme hakkını dördüncü sınıf öğrencilerine göre daha az kullanması
beklenirdi. Başka bir deyişle kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf
öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarından biri olan dilekçe verme hakkını
daha fazla kullanması beklenirdi. Kamu yönetimi bölümünde verilen eğitimin
kamuoyu denetiminin araçlarının ne olduğu ve nasıl kullanılacağı şeklinde bir
bilinçlenmeye yol açacağı düşünülmekteydi. Ancak burada da kamu yönetimi
eğitimi almış olan öğrenciler ile almamış öğrenciler arasında belirgin bir fark
ortaya çıkmamıştır. Birinci sınıftaki öğrenciler dilekçe verme haklarının
olduğunu ilk olarak üniversite öncesi öğrenimden ve aileden öğrenmişlerdir.
Dördüncü sınıftaki öğrencilerde dilekçe verme haklarının olduğunu ilk olarak
üniversite öncesi öğrenimden ve aileden öğrenmişlerdir. Bu sonuçlara göre
kamu yönetimi eğitimi alınmadan da dilekçe verme hakkının olduğu
öğrenciler tarafından öğrenilmektedir.
Belediye faaliyet raporunun incelenmesi konusunda;
Birinci sınıftaki öğrencilerin 12,8’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerin
%23,6’sı herhangi bir belediyenin faaliyet raporunu incelemiştir. Birinci
sınıftaki öğrenciler belediye faaliyet raporlarının incelenmesiyle kamuoyu
denetimine dördüncü sınıftaki öğrencilere göre daha az katılmaktadır. Bu
oranın dördüncü sınıftaki öğrencilerde fazla olması, bu öğrencilerin üniversite
sırasındaki öğrenimleri boyunca belediyelerle ilgili aldıkları derslerden,
yaptıkları ödevlerden kaynaklanır. Dördüncü sınıf öğrencileri aldıkları eğitim
sonucunda bu konuda kamuoyu denetiminin farkındadırlar ve denetime daha
fazla katılmaktadırlar. Kamu yönetimi eğitimi kamuoyu denetimi konusunda
bu
eğitimi
alan
bireylerin
davranışlarının
farklılaşmasına
sebep
olabilmektedir.
Ülke siyaseti konusunda görüşlerin oluşmasında;
Birinci sınıftaki öğrencilerin %28,7’si aileden, %26,6’sı üniversite
sırasındaki öğrenimden; dördüncü sınıftaki öğrencilerin %42,4’ü üniversite
sırasındaki
öğrenimden,
%20,5’i
aileden
kaynaklanan
bilgilerden
yararlanmıştır. Ülke siyaseti konusunda görüşlerin oluşmasında aile birinci
110
sınıftaki öğrencilerde ilk sırada yer alırken dördüncü sınıftaki öğrencilerde
ikinci sırayı almaktadır. Ülke siyaseti konusunda görüşlerin oluşmasında
üniversite sırasındaki öğrenim birinci sınıftaki öğrencilerde ikinci sırada yer
alırken dördüncü sınıftaki öğrencilerde ilk sırayı almaktadır. Kamu yönetimi
bölümünde
okutulan
derslerin
öğrencilerin
ülke
siyaseti
konusunda
görüşlerinin oluşmasında ya da var olan görüşlerinin değişmesinde etkili
olması beklenir. Bu nedenle ülke siyaseti konusunda görüşlerin oluşmasında
dördüncü sınıftaki öğrencilerde üniversite sırasındaki öğrenimin ilk sırayı
alması doğal bir sonuçtur. Öğrenciler dördüncü sınıfa gelene kadar aldıkları
eğitim neticesinde ülke siyaseti konusundaki görüşlerine yön verirler ve
ailelerinin etkilerinin altından çıkarlar.
Zorunlu din dersi eğitimi konusunda görüşlerin oluşmasında;
Birinci sınıftaki öğrencilerin %26,6’sı görsel medyadan, %25,2’si
üniversite sırasındaki öğrenimden; dördüncü sınıftaki öğrencilerin %36’sı
aileden, %19,4’ü üniversite sırasındaki öğrenimden kaynaklanan bilgilerden
yararlanmıştır. Kamu yönetimi bölümünde okutulan derslerin öğrencilerin
zorunlu din dersi eğitimi verilip verilmemesi konusunda görüşlerinin
oluşmasında ya da var olan görüşlerinin değişmesinde etkili olması beklenir.
Ancak çıkan sonuçlara göre kamu yönetimi bölümünde okutulan dersler bu
konuda bir fark yaratmamıştır. Zorunlu din dersi eğitimi verilip verilmemesi
konusunda üniversite sırasındaki öğrenimin ilk sırada yer almamaktadır.
Üniversite sırasındaki eğitim birinci ve dördüncü sınıflarda ikinci sırada yer
almaktadır. Kamu yönetimi bölümünde okutulan dersler öğrencilerin zorunlu
din dersi eğitimi verilip verilmemesi konusunda görüşlerinin oluşmasında ya
da var olan görüşlerinin değişmesinde bir etkiye sahip gözükmemektedir. Bu
durum üniversite çağına gelmiş öğrencilerde dinle ilgili bilgilerin belli bir
olgunluğa gelmiş olduğunu gösterebilir. Gerek birinci sınıftaki öğrenciler
gerekse dördüncü sınıftaki öğrencilerin ailelerinin yanında görsel medya
sayesinde bu konuda belli bir düşünceye sahip olduğu gözükmektedir.
111
Yaşanılan çevrede yerel hizmetler konusunda;
Birinci sınıftaki öğrencilerin %37,3’üne göre görsel medya, %18,1’ine
göre aile; dördüncü sınıftaki öğrencilerin %42,6’sına göre görsel medya,
%13,3’üne göre üniversite sırasındaki öğrenim etkilendikleri araçlardır. Yani
birinci ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin yaşadıkları çevrede yerel hizmetler
konusunda etkilendikleri ilk araç görsel medyadır. Kamu yönetimi bölümünde
okutulan derslerin öğrencilerin yerel hizmetler konusunda görüşlerinin
oluşmasında ya da var olan görüşlerinin değişmesinde etkili olması beklenir.
Kamu yönetimi eğitimi almamış öğrenciler ve almış öğrenciler arasında
üniversite
sırasındaki
eğitim
ilk
sırada
yer
almamaktadır.
Bu
da
göstermektedir ki kamu yönetimi bölümünde okutulan yerel yönetimlerle ilgili
derslerden çok görsel medya öğrencileri etkilemede ve yönlendirmede daha
büyük rol oynamaktadır.
Hak arama mekanizmalarının halk tarafından bilinmesi konusunda;
Birinci sınıftaki öğrencilerin %85,1’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerin
%80,6’sı olumsuz düşünmektedir. Birinci sınıftaki öğrenciler ve dördüncü
sınıftaki
öğrencilerin
büyük
bir
çoğunluğu
ülkemizdeki
hak
arama
mekanizmalarının halk tarafından bilinmediğini düşünmektedirler.
Hak arama mekanizmalarının eğitimli kesim tarafından bilinmesi
konusunda;
Birinci sınıftaki öğrencilerin %78,1’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerin
%59,7’si olumlu düşünmektedir. Birinci ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin
büyük bir çoğunluğu ülkemizdeki hak arama mekanizmalarının eğitimli kesim
tarafından bilindiğini ve kullanıldığını düşünmektedirler.
Kamu yönetimi eğitimi ve hak arama mekanizmalarının öğrenilmesi
konusunda;
Birinci sınıftaki öğrencilerin %62,7’si, dördüncü sınıftaki öğrencilerin
%73,6’sı olumlu düşünmektedirler. Kamu yönetimi eğitimi almış öğrenciler
hak arama mekanizmaları konusundaki yasal düzenlemeler hakkında önemli
bilgilere sahip olacaklardır. Bu öğrenciler kamuoyu denetimi araçlarından
112
olan hak arama mekanizmalarının farkında olacaklardır ve davranışlarında
göstereceklerdir. Birinci sınıftaki öğrenciler ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin
büyük bir çoğunluğu da kamu yönetimi bölümünde alınan ve alınacak
eğitimin hak arama mekanizmalarının öğrenilmesine katkı sağlayacağını
düşünmektedirler. Her iki sınıfta kamu yönetimi eğitimi neticesinde hak
arama mekanizmalarının öğrenileceği görüşündedir. Bu bölümde okuyan
öğrencilerden
aldıkları
mekanizmalarını
eğitim
karşılaştıkları
neticesinde
sorun
ya
öğrendikleri
da
olaylarda
hak
arama
kullanmaları
beklenmektedir. Yani öğrendikleri bilgileri davranışlarında da göstermeleri
istenir.
Birinci sınıftaki öğrencilerin (%50,6) ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin
(%54,2) çoğu hak arama mekanizmalarının aile-akraba çevresinden
öğrenildiği görüşüne katılmamaktadır. Birinci sınıftaki öğrencilerin %32,9’u,
dördüncü sınıftaki öğrencilerin %29,2’si hak arama mekanizmalarının aileakraba çevresinden öğrenildiği görüşüne katılmaktadır.
Birinci sınıftaki öğrenciler (%68,6) ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin
(%63,4) büyük bir çoğunluğu hak arama mekanizmalarının arkadaş
çevresinden
öğrenildiği
görüşüne
katılmamaktadırlar.
Birinci
sınıftaki
öğrencilerin %11,6’sı, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %18,3’ü hak arama
mekanizmalarının arkadaş çevresinden öğrenildiği görüşüne katılmaktadır.
Hak arama mekanizmalarının iyi bilinmesi konusunda;
Birinci
sınıftaki
öğrencilerin
oranı
(%36,7),
dördüncü
sınıftaki
öğrencilerin oranından (%52,8) daha azdır. Kamu yönetimi eğitimi almış
dördüncü sınıf öğrencileri hak aramama mekanizmaları konusunda daha
bilinçlidirler.
Dördüncü
sınıf
öğrencileri
hak
arama
mekanizmalarını
kullanarak kamuoyu denetiminde daha aktif rol oynamaktadırlar. Bunun
nedeni de dördüncü sınıftaki öğrencilerin üniversite öğrenimi sırasındaki
aldıkları eğitimde olabilir.
113
Hak arama mekanizmalarının kullanılması konusunda;
Birinci
sınıftaki
öğrencilerin
oranı
(%46,5),
dördüncü
sınıftaki
öğrencilerin oranından (%55,5) daha azdır. Dördüncü sınıf öğrencileri
aldıkları kamu yönetimi eğitiminden dolayı hak arama mekanizmalarının
farkındadırlar ve davranışlarında kullanmaktadırlar. Kamu yönetimi eğitimi
almamış birinci sınıf öğrencileri hak arama mekanizmalarının tam olarak
farkında olamayabilirler.
Siyasi partilerin faaliyetlerinin-politikalarının hak arama bilgilerine
katkısı konusunda;
Birinci sınıftaki öğrencilerin (%43,7) ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin
(%62,5) büyük bir çoğunluğu olumsuz düşünmektedirler. Siyasi partilerin
faaliyetlerinin-politikalarının
hak
arama
konusundaki
bilgilerine
katkısı
olmayacağı görüşündedirler. Birinci sınıftaki öğrencilerin %27,6’sı, dördüncü
sınıftaki öğrencilerin %19,5’i siyasi partilerin faaliyetlerinin-politikalarının hak
arama konusundaki bilgilerine katkısı olduğunu düşünmektedir.
Türkiye’de Kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisi
konusunda;
Birinci sınıftaki öğrencilerin %61,6’sı, dördüncü sınıftaki öğrencilerin
%42,6’sı olumlu düşünmektedirler. Sivil toplumu daha çok kavram olarak
bilmesi muhtemel olan birinci sınıftaki öğrencilerden daha az oranda
dördüncü sınıf öğrencisinin böyle düşünmesi şaşırtıcıdır. Kamu yönetimi
eğitimi almamış birinci sınıf öğrencileri kamuoyu denetimi araçları hakkında
tam anlamıyla bilgi sahibi değildirler. Öğrencilerin bulundukları sınıflar ve
aldıkları dersler göz önünde bulundurulduğunda bu oranın dördüncü
sınıflarda daha yüksek olması beklenirdi. Tam ters bir durum ortaya çıkmıştır.
Sivil toplum kuruluşuna-gönüllü kuruluşa üye olunması konusunda;
Birinci sınıftaki öğrencilerden %25’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerden
%22,2’si herhangi bir sivil toplum kuruluşuna-gönüllü kuruluşa üyedir. Birinci
sınıftaki öğrencilerden %74,7’si, dördüncü sınıftaki öğrencilerden %63,4’ü
herhangi
bir
sivil
toplum
kuruluşuna-gönüllü
kuruluşa
üye
olmayı
114
düşünmektedirler. Bu sonuçlar kamu yönetimi eğitimi almamış birinci sınıf
öğrencilerinin kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerine göre
kamuoyu
denetimi
araçlarını
daha
az
kullanmaktadır
varsayımıyla
örtüşmemektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin aldıkları eğitim sonucunda
bir sivil toplum kuruluşuna-gönüllü kuruluşa katılarak ülke denetiminde daha
etkin rol almaları beklenir. Kamu yönetimi bölümünde alınan eğitim yetersiz
olabileceği gibi alınan eğitim neticesinde kamuoyu denetimi kavramı
algılanamamış olabilir ya da öğrenciler almış oldukları eğitimi davranışlarında
gösteremiyor olabilirler.
Yasal izinle düzenlenmiş bir toplantı ve gösteri yürüyüşüne;
Birinci sınıftaki öğrencilerden %45,1’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerden
%36,1 katılmıştır. Yani birinci sınıftaki öğrencilerin yasal izinle düzenlenmiş
bir toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma oranları dördüncü sınıftaki
öğrencilerin katılma oranlarından daha fazladır. Aslında kamu yönetimi
eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerinin aldıkları eğitim sonunda kamuoyu
denetiminin farkında olmaları ve denetime daha fazla katılmaları beklenirdi.
Ancak
haklarını
aramak,
seslerini
duyurabilmek,
alınacak
kararları
etkileyebilmek için dördüncü sınıftaki öğrencilerin bu aracı kullanarak
kamuoyu denetimine daha az katıldıkları görülmektedir. Sonuç olarak kamu
yönetimi eğitimi almamış olan birinci sınıf öğrencileri bu yolu kullanarak
kamuoyu denetiminde daha aktif bir rol oynamıştırlar.
115
SONUÇ
Demokrasi
ile
yönetilen
ülkelerde,
şeffaflık
ve
hesap
verme
zorunluluğu bulunmalıdır. Yönetimin politikalarını ve faaliyetlerini izlemek için
vatandaşların
gerekli
bilgilere
ulaşabilmesine
imkan
sağlanmalıdır.
Vatandaşlarını, denetleme ve hesap sorma hakkından mahrum eden
rejimlerde keyfilik artacağından, hukuk sisteminin geçerliliği de tartışılır hale
gelecektir. Demokrasiyle yönetilen ve hukukun üstünlüğünün kabul edildiği
toplumlarda kamuoyu bir denetim faktörü olarak ortaya çıkacaktır. Kamuoyu,
yönetimin eylem ve işlemleriyle ilgilenir ve bu eylem ve işlemelerin kendi
veya toplum yararına olmadığını düşündüğünde tepkisini ortaya koyar.
Yönetim kamuoyunun bu tepkine karşı duyarlı olmalı ve faaliyetlerinde
bunlara uygun olarak hareket etmelidir.
Ayrıca özgür ve özerk basın yayın kuruluşlarının bulunması,
örgütlenme özgürlüğünün tam olarak sağlanmış olması, yönetsel yöntemlerin
kamuoyunca bilinmesi ve bilgi edinme hakkının vatandaşlara tanınmış olması
durumunda da kamu kurum ve kuruluşlarının yaptığı eylem ve işlemlerin
denetlenmesi kolaylaşacaktır.
Saydam bir sistem içerisinde kamu kaynaklarını kullananlar kamu
yararını
gözeteceklerdir
edemeyeceklerdir.
ve
Saydam
kendi
bir
çıkarları
sistem
içinde
doğrultusunda
yönetenlerin
hareket
kamunun
kaynaklarını nasıl ve hangi amaçlarla kullandığı vatandaşların bilgisi
dahilinde olacaktır. Böylece kamusal kaynakların kullanımında etkinliğin ve
verimliliğin sağlanması özendirildiği gibi kamu yönetimine duyulan güvende
artacaktır.117
117
Necip POLAT, a.g.m., s. 67
116
İyi bir yönetim hakkının118 gerçekleşebilmesi için vatandaşların bilgi
edinmeleri yolundaki engellerin kaldırılması yanında, herkesin yargıya erişme
hakkının güvence altına alınması ve kamu toplantılarının halka açık olarak
yapılması ve toplantı kararlarının kamuya açıklanarak vatandaşların kamusal
kararlara katılma imkanlarının en yüksek seviyeye çıkartılması gerekir.119
Demokratik bir yönetimde, vatandaştan bilgi almak için yönetime
gitmesi veya yazı ile başvurarak yaşadığı bölge ile ilgili sorunları sorup
öğrenmesi beklenemez. Yönetimlerin zaman zaman genel sorunlar hakkında
açıklama yapmaları gerekir. Yönetim karar ve çalışmalarını vatandaşlara
açıkladığı zaman yönetimle vatandaş arasında iyi bir anlayış ve güven havası
oluşacak ve halkın daha sonra doğacak tepkilerinin önceden öğrenilmesi
sağlanacaktır. Vatandaş yönetimin kendi isteklerini tespit etmesini beklemez.
Bizzat kendileri başvurarak, dilekçe vererek, aracı kişiler kullanarak, yönetimi
kamuoyu yoklaması, referandum, anket veya sosyolojik araştırma yapmaya
zorlayarak yönetime kendi isteklerini iletirler. 120
Kamuoyunun oluşmasında bir çok etken rol oynamaktadır. Bu etkenler
aile, sosyal çevre, arkadaş grupları, iş ve meslek grupları, etkisi günümüzde
fazla olmasa da yüz yüze yapılan temaslar ve kanaat önderleri ve kitle
iletişim araçlarıdır. Ortaya çıkan bir sorun ve olay karşısında oluşan kamuoyu
belli bir bölgede veya ulusta ortaya çıkabileceği gibi uluslararası bir alanda
ortaya çıkabilir.
Kamu yönetiminin denetlenmesinde birçok yöntem kullanılmasına
rağmen kamuoyu denetimi daha çok demokratik rejimlerde kendini
göstermektedir. Hür ve demokratik bir düzende kamuoyu denetimi çok daha
etkilidir. Vatandaş ve yönetim arasında bir işbirliği ve uyum ortamı
118
119
120
İyi yönetim hakkı, insanların kendilerini yönetenlerden adil, yansız, hukuka bağlı, hesap veren,
etkili verimli çalışan, etik kurallara uygun, yolsuzluklardan uzak ve kıt kaynakları israf etmeyen
bir kamu yönetiminin sağlanmasını istemelerini öngören bir insan hakkıdır. Erdoğan YÜCEL,
‘‘Türkiye’de Bilgi Edinme Hakkı ve Uygulaması’’, Türk İdare Dergisi, Sayı 449, 2005, s. 156
Erdoğan YÜCEL, a.g.m., s. 156
Nuri Tortop, Halkla İlişkiler, s. 95, 99, 102
117
oluşturulmak isteniyorsa, kamuoyunun idari eylem ve işlemler karşısındaki
tepkileri dikkate alınmalıdır. Kamuoyunun güçlü olduğunun ve etkisinin
önemli
olduğunun
yönetim
tarafından
bilinmesi
ve
kabul
edilmesi,
davranışların yasalara aykırı olmasını kısıtlar ve böylece diğer denetleme
yollarına başvurulma gereksinimi azalır.
Kamuoyunun oluşumunda en önemli şartlardan birisi düşünce ve ifade
özgürlüğüdür. Anayasa ve yasalarla güvence altına alınmayan hak ve
özgürlükler bir anlam ifade etmemektedir. Hukuk sistemimizde kamuoyunun,
yönetimin icraatları konusunda bilgilenmesi, yönetime ve denetime katılımını
düzenleyen
hükümler
son
zamanlarda
artmıştır.
Vatandaşın
bu
gelişmelerden haberdar olması ve hukuki düzenlemelerle getirilen hakları
kullanma iradesi, en az bu düzenlemeler kadar önemlidir.
1982 Anayasasıyla getirilen haberleşme hürriyeti, düşünce ve kanaat
hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, basın hürriyeti, basın
araçlarının korunması gibi maddeler kamuoyunun oluşmasını sağlayan
anayasal düzenlemelerdir. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Kanunu ile kamuoyu denetimi kavramı getirilmiştir. Bu kanun kamuoyunu
etkin hale getirerek, ülkenin bugünüyle beraber yarınını düzenleyen bir
denetim üzerinde durmuştur. Bu kanunla idarenin faaliyetleri kamuoyunun
bilgisine açık olacak ve bu faaliyetlerin kamu yararına olup olmadığının
denetimi
kolaylaşacaktır.
Halkın
bireysel
veya
toplumsal
denetime
katılabilmesi için onların idarenin karar ve uygulamaları hakkında bilgi sahibi
olmaları gerekir. Bu nedenle 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu
çıkarılmış ve yürürlüğe konulmuştur. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, öngörülmüş
sınırlamalara rağmen gizliliği yönetim geleneği haline getirmiş Türk Kamu
Yönetimi sistemi için şeffaflık yönünde yenilik olup bir kazanımı ifade
etmektedir. Bu kanunla yönetim ve yönetilenler arasında bir iletişim bağı
kurulmuştur. Yönetilenler yönetimden bilgi ve belgeler istemekte, yönetimde
bu bilgi ve belgeler sayesinde faaliyetlerini yönetilenlere aktarma fırsatı
bulmaktadır. 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunla
vatandaşlar ve Türkiye’de ikamet eden yabancılara kendileriyle veya kamu ile
118
ilgili dilek ve şikayetlerini iletme hakkı tanınmıştır. Böylece yönetimin
yaptıkları eylem ve işlemlerden etkilenenler bu eylemler ve işlemler
hakkındaki istek ve şikayetlerini yönetime iletmektedir. Yapılan incelemeler
neticesinde aleyhe bir durumun tespit edilmesi halinde ise gerekli düzeltme
işlemleri yapılacaktır. Ayrıca yönetim vatandaşlar tarafından yapılan istekleri
göz ardı etmeyerek daha sonra yapacakları faaliyetlerde göz önünde
bulunduracaktır. Ayrıca 5272 Sayılı Belediye Kanununda ve 5302 Sayılı İl
Özel İdaresi Kanunu gibi yerel yönetim kanunlarında da halkın yönetime
katılmasını sağlayan ve teşvik eden meclis kararlarının halka duyurulması,
faaliyet raporlarının kamuoyuna açıklanması, ihtisas komisyonları gibi
hükümler bulunmaktadır. Yerel yönetimlerin görev, yetki ve sorumluluklarında
yaşanan artış, belediyelerin ve il özel idarelerinin mevcut kaynaklarını daha
etkin, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanmalarını da gerektirmiştir.
Kamuoyu denetiminin de mevcut kaynakların daha etkin, ekonomik ve verimli
kullanılmasında katkısı olacaktır. Yerel hizmetlerin mali yükünü sırtında
taşıyan halk, mali kaynakların hangi alanlara ve hangi usullerle tahsis
edildiğinin
hesabını
sorabilmeli,
yönetim
üzerinde
ağırlığını
sürekli
hissettirebilmelidir.
Kamuoyu denetiminin etkin olabilmesi için sadece yasal düzenlemeler
yapmak yeterli değildir. Bunların dışında birtakım faktörlerinde etkili olması
gerekmektedir. Ülke vatandaşlarının haklarını bilmesi ve bu konuda olması
gerektiğinden daha fazla duyarlı olmaları kamuoyunun denetim alanında
yürütme erkinin yönlendirebilmesi için gereklidir. Türkiye’de vatandaşlara
haklarını yargı önünde aramalarının yolu açılmıştır. Bunun yanında
haberleşme hürriyeti, düşünce ve kanaat hürriyeti, düşünceyi açıklama ve
yayma hürriyeti gibi anayasal ve yönetimle ilgili bilgi ve belgelere ulaşmanın
kurallarının belirlendiği, yönetimle ilgili dilek ve şikayetlerin nasıl iletileceğinin
belirtildiği yasal düzenlemelerle donatılmışlardır. Medya büyük bir gücü temsil
ettiği için, kamusal amaçların gerçekleştirilmesinde ve özellikle de kamusal
denetim yönünde çok büyük önemi vardır. Medya, kamuoyunda oluşan ortak
düşüncelerin seslendirildiği bir araçtır. Türkiye’de medya; yasama, yürütme
119
ve yargıdan sonra dördüncü bir kuvvet olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de
medya kendine varlık alanı olarak devleti görmüştür. Medya devletin
düşünceleri doğrultusunda hareket etmiştir. Ancak 1980’lerden sonra
yaşanan iletişim teknolojilerinde ortaya çıkan gelişmeler, devlete hakim olan
tekçi, kısıtlamacı anlayışın delinmesi, uydular vasıtasıyla iletişimin sınır
tanımazlığı kendine dayanak olarak devleti gören medya anlayışını geçersiz
hale getirmiştir. Telekomünikasyon yapının iyileştirilmesi, gazetelerin baskı
teknolojilerinin yenilenmesi, bilgisayarların yaygınlaşmasıyla beraber radyo
ve televizyonda çok seslilik ortaya çıkmıştır. Sivil toplum faaliyetleri de
vatandaşların hedeflerini gerçekleştirmek için çeşitli kamu aktivitelerine
doğrudan katılmayı idarenin işlemlerini denetlemeyi içerebilir. Sivil toplum
kuruluşları, mümkün olan her alanda ve her düzeyde, insanların kendileri ile
ilgili kararlara katılımını öngörür ve özendirir. 1980’lerden sonra da Türkiye’de
sivil toplumun gelişmesi sağlanmış ve önemli konularda sesini yükseltmeye
başlamıştır. Sivil toplum örgütlerinin bireylerin bilinçlenmesine yardımcı
olması ve kamuoyunu canlı tutmaları yönünde önemli roller oynamaları
gerekmektedir.
Üniversite eğitiminin kamuoyu denetimi konusunda bilinçlenmeye yol
açtığı, bu bilinçlenmenin konusu ve alanı gereği İİBF’de ve özellikle kamu
yönetimi bölümünde daha fazla olduğu ve kamu yönetimi bölümü birinci sınıf
öğrencilerinin
dördüncü
sınıf
öğrencilerine
göre
kamuoyu
denetimi
konusunda daha az bilinçli ve farkında oldukları ve kamuoyu denetimine
daha az katıldıkları varsayımlarından yola çıkılarak oluşturulan anket kamu
yönetimi bölümü birinci sınıf ve dördüncü sınıf öğrencilerine uygulandı. Kamu
yönetimi bölümü birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi
araçlarının
farkında
olup
olmadıklarının,
bunları
anlamlı
bulup
bulmadıklarının ve davranışlarına aktarıp aktarmadıklarının tespit edilmesi ve
birinci sınıf öğrencilerinin üniversiteye geldikleri zamandan dördüncü sınıfa
gelinceye kadar aldıkları eğitim sonunda kamuoyu denetimi konusunda ne
kadar bilinçlenmiş olduklarının gösterilmesi açısından bu çalışma önemlidir.
120
Uygulanan anketin sonuçlarına göre;
Dördüncü sınıftaki öğrencilerin çoğu hukuk sistemimizin kamuoyu
denetimine önem vermediğini düşünmektedir. Bu durum dördüncü sınıftaki
öğrencilerin aldıkları kamu yönetimi eğitiminden dolayı kamuoyu denetimiyle
ilgili
ülkemizde
varolan
yasal
mevzuatı
bilmektedir
varsayımıyla
örtüşmemektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerden sadece %18,3’ünün
hukuk sistemimizin kamuoyu denetimine önem verdiğini düşünmesi oldukça
düşüktür. Bu oran birinci sınıflarda bile %36,1’dir. Bu durum alınan eğitimle
ilgili olabileceği gibi öğrencilerin kendi özellikleriyle ilgili olabilir.
Kamuoyun zamanında bilgilendirilmesi kanuni bir hak olduğu takdirde,
bunu böyle düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde dördüncü sınıftaki
öğrencilere göre daha fazladır. Bu durum kamu yönetimi bölümünde verilen
eğitim neticesinde öğrencilerin kamuoyu denetimi konusunda bilgilenmiş
olacakları varsayımımızla örtüşmemektedir.
Bir kamu kurum ve kuruluşundan bilgi isteme talebinde bulunanların
oranı ve dilekçe verme hakkının kullanılması oranı birinci ve dördüncü
sınıftaki öğrencilerde birbirine yakındır. Yani kamu yönetimi eğitimi almış olan
öğrenciler ile almamış öğrenciler arasında belirgin bir fark ortaya çıkmamıştır.
Ankete katılanlar günümüz teknoloji şartlarına uygun olarak bilgi isteme
talebinde bulunurken elektronik ortamı kullanmıştır. Ankete katılanların
günlük hayatlarının büyük bir zamanı okullarda geçmektedir. Bunun doğal
sonucu olarak da bilgi isteme talebinde bulunulan en çok konuda okul
yaşamlarıyla ilgi olanlardır. Birinci sınıftaki öğrenciler dilekçe verme
haklarının olduğunu ilk olarak üniversite öncesi öğrenimden ve aileden
öğrenmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerde dilekçe verme haklarının
olduğunu ilk olarak üniversite öncesi öğrenimden ve aileden öğrenmişlerdir.
Bu sonuçlara göre kamu yönetimi eğitimi alınmadan da dilekçe verme
hakkının olduğu öğrenciler tarafından öğrenilmektedir.
121
Belediye faaliyet raporunu inceleyenlerin oranı birinci sınıftaki
öğrencilerde %12,8 iken; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %23,6’dır. Bu
durum dördüncü sınıftaki öğrencilerin üniversite sırasındaki öğrenimleri
boyunca belediyelerle ilgili aldıkları derslerden ve yaptıkları ödevlerden
kaynaklanır. Kamu yönetiminde alınan eğitim bireylerin davranışlarında
farklılaşmaya sebep olmuştur.
Birinci sınıftaki öğrencilerin ülke siyaseti konusundaki görüşlerini
oluştururken yararlandıkları ilk kaynak ailedir. Bunu sırasıyla üniversite
sırasındaki öğrenim ve görsel medya takip etmektedir. Dördüncü sınıftaki
öğrencilerin ülke siyaseti konusundaki görüşlerini oluştururken yararlandıkları
ilk kaynak üniversite sırasındaki öğrenimdir. Bunu sırasıyla aile ve üniversite
öncesi öğrenim takip etmektedir. Kamu yönetimi bölümünde okutulan dersler
öğrencilerin ülke siyaseti konusunda görüşlerinin oluşmasında ya da var olan
görüşlerinin değişmesinde rol oynar. Bu nedenle ülke siyaseti konusunda
görüşlerin oluşmasında dördüncü sınıftaki öğrencilerde üniversite sırasındaki
öğrenimin ilk sırayı alması doğal bir sonuçtur.
Birinci sınıftaki öğrencilerin zorunlu din dersi eğitimi konusundaki
görüşlerini oluştururken yararlandıkları ilk kaynak görsel medyadır. Bunu
sırasıyla üniversite sırasındaki öğrenim ve aile takip etmektedir. Dördüncü
sınıftaki öğrencilerin zorunlu din dersi eğitimi konusundaki görüşlerini
oluştururken yararlandıkları ilk kaynak ailedir. Bunu sırasıyla üniversite
sırasındaki öğrenim ve görsel medya etmektedir. Zorunlu din dersi eğitimi
konusunda birinci ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin görüşlerinin oluşmasında
üniversite sırasındaki öğrenim ilk sırada önemli olarak görülmemektedir.
Birinci sınıftaki öğrencilerin yerel hizmetler konusundaki görüşlerini
oluştururken yararlandıkları ilk kaynak görsel medyadır. Bunu sırasıyla aile
ve yerel yönetimler takip etmektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin yerel
hizmetler konusundaki görüşlerini oluştururken yararlandıkları ilk kaynak
görsel medyadır. Bunu sırasıyla üniversite sırasındaki öğrenim ve aile takip
etmektedir. Yerel hizmetler konusunda birinci ve dördüncü sınıftaki
öğrencilerin görüşlerinin oluşmasında üniversite sırasındaki öğrenim ilk
122
sırada önemli olarak görülmemektedir. Görsel medyanın öğrencilerin yerel
hizmetler konusunda görüşlerinin oluşmasında daha büyük etkiye sahip
olduğu ortaya çıkmıştır.
Ülkemizde hak arama mekanizmalarının halk tarafından bilindiğini ve
kullanıldığını düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %9,1; dördüncü
sınıftaki öğrencilerde %11,1’dir.
Ülkemizde hak arama mekanizmalarının eğitimli kesim tarafından
bilindiğini ve kullanıldığını düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde
%78,1; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %59,7’dir.
Kamu
yönetimi
bölümünde
alınan
eğitiminin
hak
arama
mekanizmalarının öğrenilmesini sağlayacağını düşünenlerin oranı birinci
sınıftaki öğrencilerde %62,7; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %73,6’dır. Çok
yüksek oranda dördüncü sınıf öğrencisi kamu yönetimi eğitiminin hak arama
mekanizmalarının öğrenilmesinde katkısı olduğunu düşünmektedir. Bu
öğrenciler
karşılaştıkları
sorun
veya
olaylarda
bu
mekanizmaları
davranışlarına da aktaracaklardır.
Üniversite öncesi aldıkları eğitim sonucu hak arama mekanizmalarını
öğrendiğini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %35,6; dördüncü
sınıftaki öğrencilerde %29,2’dir.
Hak arama mekanizmalarını aile/akraba çevresinden öğrendiğini
düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %32,9; dördüncü sınıftaki
öğrencilerde %29,2’dir.
Hak
arama
mekanizmalarını
arkadaş
çevresinden
öğrendiğini
düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %11,6; dördüncü sınıftaki
öğrencilerde %18,3’dür.
Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını iyi bildiklerini düşünenlerin
oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %36,7; dördüncü sınıftaki öğrencilerde
%52,8’dir. Kamu yönetimi almış dördüncü sınıf öğrencileri hak arama
mekanizmaları konusunda daha bilgilidirler.
123
Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını gerektiğinde kullananların
oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %46,5; dördüncü sınıftaki öğrencilerde
%55,5’dir. Kamu yönetimi almış dördüncü sınıf öğrencileri kamuoyu denetimi
konusunda daha bilinçlidirler.
Ülkemizdeki
hak
arama
mekanizmalarını
gerektiğinde
kullanabileceklerini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %73,5;
dördüncü sınıftaki öğrencilerde %83,3’dür. Hak arama mekanizmalarını
davranışlarına yansıtacakların oranı kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü
sınıf öğrencilerinde daha fazladır.
Siyasi partilerin faaliyetlerinin/politikalarının hak arama konusundaki
bilgilerine katkısı olduğunu düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde
%27,6; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %19,5’dir.
Türkiye’de kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisi
olduğunu düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %61,6; dördüncü
sınıftaki öğrencilerde
%41,6’dır. Kamuoyunun oluşmasında sivil toplum
kuruluşlarının önemimin büyük olduğu düşünüldüğünde bu oranın dördüncü
sınıftaki öğrencilerde yüksek olması beklenirdi.
Birinci sınıftaki öğrencilerin %25’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerin
%22,2’si bir sivil toplum kuruluşuna-gönüllü kuruluşa üyedir. Birinci sınıftaki
öğrencilerin %74,7’si, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %63,4’ü herhangi bir
sivil toplum kuruluşuna-gönüllü kuruluşa üye olmayı düşünmektedir. Kamu
yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıftaki öğrencilerin kamu yönetimi eğitimi
almamış birinci sınıftaki öğrencilere göre sivil toplum kuruluşlarında daha az
yer aldığını ve daha fazla yer almak istemediklerini görmekteyiz.
Toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanların oranı birinci sınıftaki
öğrencilerde %45,1; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %36,1’dir.
Sonuç olarak, yönetim denetlenmesi yollarından bir tanesi de
kamuoyu denetimidir. Kamuoyu denetimi de kendisini değişik araçlarla
gösterir. Uygulanan anket sonuçlarına göre de kamu yönetimi eğitimlerinin
başlarında olan birinci sınıf öğrencileri ile eğitimlerini tamamlamak üzere olan
124
dördüncü sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarının farkında olup
olmadıklarını, bunları anlamlı bulup bulmadıklarını davranışlarına aktarıp
aktarmadıklarını
göstermeye
çalıştık.
Hukuk
sistemimizin
kamuoyu
denetimine verdiği önem, kamuoyunun zamanında bilgilendirilmesi, bilgi
isteme talebinde bulunma, dilekçe verme hakkının kullanılması, zorunlu din
dersi eğitimi ve yerel hizmetler konusunda görüşlerinin oluşması, sivil toplum
kuruluşlarının kamuoyunun oluşmasında etkisi, sivil toplum kuruluşlarına
üyelik ve üye olunma isteği ve toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma
konularında dördüncü sınıftaki öğrencilerde birinci sınıftaki öğrencilere göre
kamuoyu denetimine katılım açısından olumlu bir sonuç ortaya çıkmadığını
gördük. Ancak belediye faaliyet raporlarının incelenmesi, ülke siyaseti
konusundaki görüşlerinin oluşması, kamu yönetimi eğitiminin hak arama
mekanizmalarını öğretmesi, hak arama mekanizmalarını bilmeleri ve
kullanmaları konularında kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf
öğrencilerinin birinci sınıf öğrencilerine göre daha aktif olduğunu gördük.
125
KAYNAKÇA
ABADAN, Nermin; Halk Efkârı Mefhumu ve Tesir Sahaları, Ankara, Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No: 50-32, 1956.
ABADAN-UNAT, Nermin; Kamuoyu Ders Notları 1973-1974, Ankara, A.Ü.
SBF. BYYO Yayınları, 1987.
ABADAN-UNAT, Nermin; Siyaset Sosyolojisi, Ankara, Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1982.
ALEMDAR, Korkmaz; Medya Gücü ve Demokratik Kurumlar, İstanbul, Alfa
Yayıncılık, 1999.
ALTUN, Murat, KULUÇLU, Erdal; ‘‘Doktrin ve Mevzuat Işığında Kamuoyu
Denetimine Genel Bir Bakış’’, Sayıştay Dergisi, Sayı 56, Ocak-Mart,
2005, s. 23-51.
ANIK, Cengiz; “Siyasi Rejimler ve Kamuoyu”, Selçuk İletişim Dergisi, cilt 1,
sayı 1, 1999, s. 78-83.
ATABEK, Necdet, DAĞTAŞ, Erdal; Kamuoyu ve İletişim, Eskişehir, T.C.
Anadolu Üniversitesi Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları
Vakfı Yayın No: 139, 1998.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu; Okul Sözlüğü, Milliyet Tesisleri
Baskısı, 1997.
BEKTAŞ, Arsev; Kamuoyu, İletişim ve Demokrasi, İstanbul, Bağlam
Yayıncılık, 1. Baskı, 1996.
ÇEVİK, Hasan Hüseyin; Türkiye’ de Kamu Yönetimi Sorunları, Ankara,
Seçkin Yayıncılık, 2. Baskı, 2004.
DAVER, Bülent; Siyaset Bilimine Giriş, Ankara, Siyasal Kitabevi, 5. Baskı,
1993.
126
DEMİR, Ömer, ACAR, Mustafa; Sosyal Bilimler Sözlüğü, Ankara, Adres
Yayınları, 6. Baskı, 2005.
DURGUN, Şenol; Modernleşme-Demokrasi-İslam, Ankara, Alter Yayıncılık,
2005.
DURSUN, Davut; Siyaset Bilimi, İstanbul, Beta Basım Dağıtım A.Ş., 2.
Baskı, 2004.
ÇEVİKBAŞ, Rafet; ‘‘Kamu Yöneticilerinin Eğitim ve Yetiştirilmesi Sorunu’,
Türk İdare Dergisi, Sayı 392, s. 169-176.
ERGUN, Turgay; Kamu Yönetimi: Kuram/Siyasa/Uygulama, Ankara,
TODAİE Yayınları No: 332, 1. Baskı, 2004.
EROĞLU, Hamza; İdare Hukuku Genel Esaslar, İdari Teşkilât ve İdarenin
Denetlenmesi, Ankara, Turhan Kitabevi Yayınları, 5. Baskı, 1985.
ERTEKİN, Yücel; “Yerel Yönetimlerde Halkla İlişkiler Sorunu”, Çağdaş Yerel
Yönetimler Dergisi, cilt 4, sayı 5, Eylül, 1995, s. 3-11.
ERYILMAZ, Bilal; ‘‘Kamu Bürokrasisinin Denetlenmesinde Yeni Gelişmeler’’,
Türk İdare Dergisi, Sayı 402, 1994, s. 69-93.
ERYILMAZ, Bilal; Kamu Yönetimi, İstanbul, Erkam Matbaası, 2001.
F. LARSEN, William; Amme İdaresi Seçme Yazılar, çev. Gülgün Avcıoğlu,
Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1959.
GÖNLÜBOL, Mehmet; Uluslararası Politika İlkeler-Kavramlar-Kurumlar,
Ankara, Siyasal Kitabevi, 5. Baskı, 2000.
H. NEWMAN, William; İşletmelerde ve Kamu Yönetiminde Sevk ve İdare,
çev. Kenan Sürgit, Ankara, TODAİE Yayınları No. 186, 1979.
HENNESSY, Bernard; Public Opinion, California, Brooks /Cole Publishing
Company, 1985.
127
KAPANİ, Münci; Politika Bilimine Giriş, Ankara, Bilgi Yayınevi, 13. Baskı,
2001.
KARANFİLOĞLU, Ali Yasin; ‘‘Yerel Yönetimlerin Denetimine İlişkin Genel
Esaslar ve Denetleme Şekilleri,’’ Çağdaş Yerel Yönetimler, cilt 9, sayı 2,
Nisan 2000, s.62-75.
KARATEPE, Şükrü; Demokrasi Savunması, İstanbul, İz Yayıncılık, 1998.
KAYA, Yahya Kemal; Eğitim Yönetimi,Kuram ve Türkiye’deki Uygulama,
TODAİE Yayınları No: 208, 1984.
KAYRAK, Musa; ‘‘Denetim ve Sivil Toplum: Kore Deneyimi’’, Sayıştay
Dergisi, Sayı 61, Nisan-Haziran, 2006, s. 139-143.
KÖSE, H.Ömer; ‘‘Denetim ve Demokrasi’’, Sayıştay Dergisi, Sayı 33, NisanHaziran, 1999, s. 63-85.
L. CHİLDS, Harwood; Public Opinion: Nature, Formation, and Role, New
York, D. Van Nontrand Company, 1965.
MUTLU, Mustafa; Vietnam’ dan Körfez’ e Savaşlarda Kamuoyu Oluşumu,
İstanbul, Okumuş Adam Yayınları, 1. Baskı, 2003.
NOHUTÇU, Ahmet, BALCI, Asım; Bilgi Çağında Türk Kamu Yönetiminin
Yeniden Yapılandırılması-I, İstanbul, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş.,
1. Baskı, 2005.
NOYAN, Canan; ‘‘Türkiye’de Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Sivil Toplum
Örgütlerinin Yeri ve Önemi’’, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Niğde 2007.
ODABAŞI, Funda; Sivil Toplum, İstanbul, Leyla İle Mecnun Yayıncılık, 2005.
ÖZTEKİN, Ali; Siyaset Bilimine Giriş, Ankara, Siyasal Kitabevi, 4. Baskı,
2003.
128
POLAT, Necip; ‘‘Saydamlık, Hesap Verme Sorumluluğu ve Denetimin
Etkinliği’’, Sayıştay Dergisi, Sayı 49, Nisan-Haziran, 2003, s. 65-80
SARAN, Mehmet Ulvi; “Belediye Hizmetlerinde Halkı Bilgilendirme ve Halk
Denetiminin Sağlanması”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, cilt 5,
sayı 4, Temmuz, 1996, s. 17-28.
SARAN, Ulvi; ‘‘Denetimin Yeri, Önemi ve Türk Kamu Yönetiminde Denetim
Hizmetlerinin Geliştirilmesi’’, Yeni Türkiye Dergisi, cilt 3, sayı 14, 1997,
s. 962-972.
SAYGILIOĞLU, Nevzat, ARI, Selçuk; Etkin Devlet Kurumsal Bir Tasarı ve
Politika Önerisi, İstanbul, Sabancı Üniversitesi Yayınları, 1. Baskı,
2003.
SEZER, Duygu; Kamuoyu ve Dış Politika, Ankara, Sevinç Matbaası, 1972.
TORTOP, Nuri, İSBİR, Eyüp Günay, AYKAÇ, Burhan; Yönetim Bilimleri,
Ankara, Yargı Yayınevi, 3. Baskı, 1999.
TORTOP, Nuri; ‘‘Yönetimin Denetlenmesi ve Denetleme Biçimleri’’, Amme
İdaresi Dergisi, cilt 7, sayı 1, 1974, s.27-50.
TORTOP, Nuri; “İletişim ve Bilgi Edinme Hakkının Önemi”, Amme İdaresi
Dergisi, cilt 37, sayı 1, Mart, 2004, s.29-44.
Vural, Ali Murat; ‘‘Basın, Kamuoyu ve Üniversite’’, Kurgu Dergisi, Sayı 17, s.
117-126.
VURAL, Ali Murat; ‘‘Yerel Kamuoyunun Kitle İletişim Aracı Olarak Yerel
Basın’’, Yeni Türkiye Dergisi, cilt 2, sayı 12, 1996, s. 1053-1067.
VURAL, Ali Murat; Yerel Basın ve Kamuoyu, Eskişehir, T.C. Anadolu
Üniversitesi Yayınları No: 1141, 1999.
YAĞMURLU, Aslı; “Bilgi Edinme Kanunu ve Halkla İlişkiler”, Amme İdaresi
Dergisi, cilt 40, sayı 4, Aralık, 2007, s. 63-79.
129
YAZICI, Mehmet; Örgütlenme İlkeleri, İstanbul, Çeltik Matbaası, 2. baskı,
1978.
YÜCEL, Erdoğan; ‘‘Türkiye’de Bilgi Edinme Hakkı ve Uygulaması’’, Türk
İdare Dergisi, Sayı 449, 2005, s. 137-159.
7.11.1982 Tarihli 2709 Sayılı 1982 Anayasası
1.11.1984 Tarihli 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun
09.10.2003 Tarihli 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu
10.12.2003 Tarihli 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu
7.12.2004 Tarihli 5272 Sayılı Belediye Kanunu
22.2.2005 Tarihli 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu
130
EKLER
EK-1
GÜ İİBF
Kamu Yönetimi Bölümü
ÖĞRENCİ PROFİLİ VE KAMUOYU DENETİMİ ARAŞTIRMASİ
Birinci Öğretim
Sevgili Arkadaşlar
Öncelikle, zamanınızı ayırıp çalışmama katıldığınız için teşekkür
ederim. Elinizdeki anket iki grup sorudan oluşmaktadır. İlk gruptaki sorular
sizlerin sosyal durumunu tespit etmeye yöneliktir.
İkinci kısımdaki sorular ise kamuoyu denetimiyle ilgili bulguları
ölçmeye yöneliktir. Günümüzde, kamuoyunun devlet fonksiyonlarının ifasında
ve denetiminde aldığı rol büyük önem arz etmektedir. Siyasal, sosyal,
ekonomik, kültürel gelişmeler, toplumu yönetilen taraf olmaktan yöneten ve
denetleyen taraf olmaya yöneltmektedir. Yönetim ve denetim alanındaki
toplumsal fayda, kamuoyu duyarlılığı oranında artmaktadır. İdari işlem ve
eylemlerin muhatabı olan vatandaşların söz konusu işlem ve eylemlerin
denetimde söz sahibi olmaları gerekmektedir. Kamu yönetimi, bilgi ve
uzmanlık kaynağı, karar verme gücü, istikrarlı bir statü ve profesyonellik gibi
nitelikleriyle siyasi iktidar karşısında önemli güç haline gelmiştir. Bu
gelişmeler karşısında, kamu yönetiminin hizmet yükü ve rolü artmış, buna
bağlı olarak verimliliği, denetimi ve hizmet sunduğu çevreye karşı
sorumluluğu konuları önem kazanmıştır. Öne çıkan denetim yollarından bir
tanesi de kamuoyu denetimidir. Çalışmanın bulguları, ilgilendiğiniz takdirde
incelemenize açık olacaktır.
Mart 2008 Ankara
131
Burak Polat
Gazi Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yönetim Bilimleri Yüksek Lisans Öğrencisi
[email protected]
1- Cinsiyetiniz
a- Kadın
b- Erkek
2- Şu anda kaçıncı sınıftasınız?
a- 1
b- 2
c- 3
d- 4
e- Diğer ( lütfen belirtiniz) ……………..
3- Fakülteye başlamadan önce en uzun süre ile hangi yerleşim
yerinde yaşadınız?
a- Büyükşehir
b- Şehir
c- İlçe
d- Köy
e- Diğer ( lütfen belirtiniz) ……….
4- Bitirdiğiniz lise;
a- Genel lise
b- Süper lise
c- Mesleki- Teknik lise
d- İmam-Hatip lisesi
e- Özel okul- Kolej
f-
Anadolu lisesi
g- Diğer( lütfen belirtiniz)…….
132
5- Annenizin en son mezun olduğu okul;
a- Okur yazar değil
b- İlkokul
c- Ortaokul
d- Lise
e- Yüksekokul-fakülte
f-
Lisansüstü (master-doktora)
6- Babanızın en son mezun olduğu okul;
a- Okur yazar değil
b- İlkokul
c- Ortaokul
d- Lise
e- Yüksekokul-fakülte
f-
Lisansüstü (master-doktora)
7- Annenizin işi
a- Ev hanımı
b- İşçi
c- Memur
d- Emekli
e- İş Kadını
f-
Serbest meslek( Dr, Avukat, Mühendis vb)
g- Esnaf
h- Diğer ( Lütfen belirtiniz) …………
133
8- Babanızın işi
a- Çiftçi
b- İşçi
c- Memur
d- Emekli
e- İş Adamı
f-
Serbest meslek( Dr, Avukat, Mühendis vb)
g- Esnaf
h- Diğer (lütfen belirtiniz) ……….
9- Ailenizin bir aylık toplam hane geliri(Maaş+tüm gelirler, kira vb
dahil) ne kadardır?
a- 400 YTL ve altı
b- 401-600 YTL
c- 601-1000 YTL
d- 1001-1500 YTL
e- 1501-2500 YTL
f- 2501-3500 YTL
g- 3501 YTL ve üzeri
10- Kamuoyu denetimi, halkın ortak çıkarlar etrafında yönetimin
karar ve uygulama sonuçlarını geçmişe ve geleceğe dönük olarak
etkileme gücünü ifade eder. Hukuk sistemimiz kamuoyu denetimine
sizce ne kadar önem vermektedir?
a- Hiç önem vermemektedir
b- Az önem vermektedir
c- Ne önem vermektedir ne önem vermemektedir
d- Önem vermektedir
e- Çok önem vermektedir
134
11- Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında
denetimin
sağlanması
amacıyla
kamuoyunun
zamanında
bilgilendirilmesi nasıl bir haktır?
a- Genel yönetim hakkıdır
b- Kanuni bir haktır
c- Anayasal bir haktır
d- Böyle bir hak yoktur
12- Bugüne kadar herhangi bir kamu kurum ve kuruluşundan
bilgi isteme talebinde bulundunuz mu?
a- Evet b- Hayır (15.soruya geçiniz)
13- Hangi yolla bilgi isteme talebinde bulundunuz? (Birden fazla
şık işaretleyebilirsiniz)
a- Elektronik ortamda
b- Arkadaş/Tanıdık vasıtasıyla
c- Elden form vererek
d- İlgili yere bizzat giderek
e- Telefonla
f- Faks çekerek
g- Diğer (lütfen belirtiniz)………….
14- Hangi konu veya konularda bilgi isteminde bulundunuz?
(Birden fazla şık işaretleyebilirsiniz)
a- Okul yaşamımla ilgili
b- İş hayatımla ilgili
c- Kendimle ilgili diğer konular hakkında
d- Yaşadığım İl ile ilgili
135
e- Yaşadığım İlçe ile ilgili
f- Yaşadığım Mahalle/Köy ile ilgili
g- Bireysel bilgilerinizle ilgili
h- Çevre konuları ile ilgili
i- Sağlık konuları ile ilgili
j- Askerlik ile ilgili
k- Akraba/arkadaş/komşu vb. bir tanıdığımızın durumuyla ilgili
l- Diğer (lütfen belirtiniz) ……………………..
15-- Bugüne kadar herhangi bir dilekçe verdiniz mi?
a- Böyle bir hakkım olduğunu bilmiyordum
b- Vermedim
(17.soruya geçiniz)
(17. soruya geçiniz)
c- Verdim( lütfen kaç kere verdiniz yazınız) ……….
d- Başkasının vermesine yardımcı oldum
e- Böyle bir hakkım olduğunu biliyorum.Vermem gerektiği zaman verebilirim
16-
Dilekçe
verme
hakkınız
olduğunu
öğrendiniz? ( Birden fazla şık işaretleyebilirsiniz)
a- Üniversite öncesi öğrenimimden
b- Üniversite sırasındaki öğrenimimden
c- Ailemden
d- Televizyondan
e- Radyodan
f-
Gazeteden
g- Dergiden
h- İnternetten
i-
Arkadaşımdan
j-
Memurdan
k- Bir Sivil toplum kuruluşunun faaliyetinden
l-
Diğer (lütfen belirtiniz) ……………….
hangi
kaynaktan
136
17- Belediyeler yürüttükleri faaliyetler çerçevesinde faaliyet
raporları hazırlar ve bir örnek içişleri bakanlığına gönderilir ve bu rapor
kamuoyuna açıklanır. Bugüne kadar herhangi bir belediyenin faaliyet
raporunu incelediniz mi?
a- Hayır incelemedim
b- Birkaç sayfasını okudum
c- İnceledim
d- Ayrıntılı inceledim
e- Çok ayrıntılı inceledim
18- Siz ülke siyaseti konusundaki görüşlerinizi oluştururken
hangi kaynaklardan gelen bilgilerden yararlanmaktasınız? İlk 5 (beş)
tanesini önem sırasına göre sıralayanız.
a- (…..)Üniversite öncesi öğrenimim
b- (…..)Üniversite sırasındaki öğrenimim
c- (…..) Aile
d- (…..) Görsel medya
e- (…..) İşitsel medya
f-
(…..) Yazılı medya
g- (…..) Siyasi partiler
h- (…..) Meslek kuruluşları( odalar vb.)
i-
(…..) Sendikalar
j-
(…..) Dini cemaatler
k- (…..) Yerel yönetimler
l-
(…..) Holding önderleri
m- (…..) Orta ve küçük ölçekli sanayi ve ticaret işletmeleri( KOBİ’ler)
n- (…..) Esnaf ve esnaf örgütleri
o- (…..) Çiftçi ve çiftçi örgütlenmeleri
p- (…..) Spor klüpleri
q- (…..) Diğer (lütfen belirtiniz)…………
137
19- Zorunlu din dersi eğitimi verilip verilmemesi konusundaki
görüşlerinizi oluştururken en çok hangi kaynaklardan gelen bilgilerden
yararlandınız? İlk 5 (beş) tanesini önem sırasına göre sıralayanız.
a- (…..)Üniversite öncesi öğrenimim
b- (…..) Üniversite sırasındaki öğrenimim
c - (…..) Aile
e- (…..) Görsel medya
f-
(…..) İşitsel medya
g- (…..) Yazılı medya
h- (…..) Okuduğum kitaplardan
i-
(…..) Siyasi partiler
j-
(…..) Meslek kuruluşları( odalar vb.)
k- (…..) Sendikalar
l-
(…..) Dini cemaatler
m- (…..) Yerel yönetimler
n- (…..) Holding önderleri
o- (…..) Orta ve küçük ölçekli sanayi ve ticaret işletmeleri( KOBİ’ler)
p- (…..) Esnaf ve esnaf örgütleri
q- (…..) Çiftçi ve çiftçi örgütlenmeleri
r-
(…..) Spor klüpleri
s- (…..) Diğer (lütfen belirtiniz)…………
138
20- Yaşadığınız çevredeki yerel hizmetler konusunda o çevre
sakinlerini etkilemede ve yönlendirmede en etkili araçlar sizce nelerdir?
İlk 5 (beş) tanesini önem sırasına göre sıralayanız.
a- (…..)Üniversite öncesi öğrenim
b- (…..)Üniversite sırasındaki öğrenim
c- (…..) Aile
d- (…..) Görsel medya
e- (…..) İşitsel medya
f-
(…..) Yazılı medya
g- (…..) Siyasi partiler
h- (…..) Meslek kuruluşları( odalar vb.)
i-
(…..) Sendikalar
j-
(…..) Dini cemaatler
k- (…..) Yerel yönetimler
l-
(…..) Holding önderleri
m- (…..) Orta ve küçük ölçekli sanayi ve ticaret işletmeleri( KOBİ’ler)
n- (…..) Esnaf ve esnaf örgütleri
o- (…..) Çiftçi ve çiftçi örgütlenmeleri
p- (…..) Spor klüpleri
q- (…..) Diğer (lütfen belirtiniz)…………
139
c- Ne katılıyorum ne
katılmıyorum
d-Katılıyorum
e- Tamamen
katılıyorum
27- Ülkemizdeki hak arama
mekanizmalarını iyi bildiğimi
düşünmekteyim.
28- Ülkemizdeki hak arama
mekanizmalarını bugüne kadar
gerektiğinde kullandım.
29- Ülkemizdeki hak arama
mekanizmalarını gerektiğinde
kullanabileceğimi düşünüyorum.
30-Siyasi partilerin
faaliyetlerinin/politikalarının hak arama
konusundaki bilgime katkısı olmuştur.
31- Türkiye’ de kamuoyunun oluşmasında
sivil toplum kuruluşlarının etkisi vardır.
b- Az Katılıyorum
21- Ülkemizde hak arama mekanizmaları
halk tarafından bilinmekte ve
kullanılmaktadır.
22- Ülkemizde hak arama mekanizmaları
eğitimli kesim tarafından bilinmekte ve
kullanılmaktadır.
23- Kamu yönetimi bölümünde aldığım
eğitim hak arama mekanizmalarını
öğrenmemi sağladı.
24- Üniversite öncesi aldığım eğitim
sonucu hak arama mekanizmalarını
öğrenmiştim.
25- Hak arama mekanizmalarını
aile/akraba çevremden öğrendim.
26- Hak arama mekanizmalarını arkadaş
çevremden öğrendim.
a) Hiç katılmıyorum
Aşağıdaki ifadelere ne kadar katılmaktasınız.
a)
b)
c)
d)
e)
a)
b)
c)
d)
e)
a)
b)
c)
d)
e)
a)
b)
c)
d)
e)
a)
b)
c)
d)
e)
a)
b)
c)
d)
e)
a)
b)
c)
d)
e)
a)
b)
c)
d)
e)
a)
b)
c)
d)
e)
a)
b)
c)
d)
e)
a)
b)
c)
d)
e)
140
32-Herhangi bir sivil toplum kuruluşuna / gönüllü kuruluşa üye
misiniz?
a- Evet
b- Hayır ( 34.soruya geçiniz)
33-Hangi tür sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üyesiniz?
(Birden fazla seçenek işaretleye bilirsiniz)
a- Mesleki
b- Sağlık
c- Spor
d- Çevre
e- Siyasi
f- Sosyal ve kültürel
g- Eğitim
h- Rehberlik ve danışmanlık
i- İnsani yardım
j- İnsan hakları
k- Demokratik haklar
l- Diğer (lütfen belirtiniz)…………
34-Herhangi bir sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üye
olmayı düşünüyor musunuz?
a- Evet
b- Hayır ( 36. soruya geçiniz)
35-Hangi tür sivil toplum gönüllü kuruluşuna/gönüllü kuruluşa
üye olmayı düşünüyor sunuz? ( Birden fazla seçenek işaretleye
bilirsiniz)
a- Mesleki
b- Sağlık
c- Spor
d- Çevre
e- Siyasi
141
f- Sosyal ve kültürel
g- Eğitim
h- Rehberlik ve danışmanlık
i- İnsani yardım
j- İnsan hakları
k- Demokratik haklar
l- Diğer (lütfen belirtiniz)…………
36-Kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisinin
olduğuna katılıyor musunuz?
a- Hiç katılmıyorum
b- Az katılıyorum
c- Ne katılıyorum ne katılmıyorum
d- Katılıyorum
e- Tamamen katılıyorum
37-Yasal izinle düzenlenmiş bir toplantı ve gösteri yürüyüşüne
katıldınız mı?
a- Katıldım
b- Katılmadım
38- İzin verilmiş toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma size göre
nasıl bir faaliyet alanıdır?
a- Geleneklerden kaynaklanan
b- Alınan eğitimden kaynaklanan
c- Anayasadan kaynaklan
d- Arkadaş yönlendirmesinden kaynaklanan
e- Kanundan kaynaklanan
f- Resmi olarak düzenlenmemiş bir faaliyet alanıdır
g- Duyarlılıktan kaynaklanan bir alandır
Katkılarınızdan Dolayı Teşekkür Ederim.
142
ÖZET
POLAT
Burak.
Kamuoyu
Denetimi:
Türkiye’de
Kamu
Yönetimi
Eğitiminin Kamuoyu Denetimine Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara,
2009.
Günümüzde, kamuoyunun devlet fonksiyonlarının ifasında ve
denetiminde aldığı rol büyük önem arz etmektedir. Kamuda yapılan işlemlerin
saydam bir şekilde cereyan etmesi sağlandığı takdirde yönetilenler devlet
mekanizmasının
iç
yüzüne
büyük
ölçüde
vakıf
olacak
ki,
nelerin
gerçekleştiğini kavrayıp tavır geliştirebilsin, keza; bir baskı ve denetim
kurabilsin. Herhangi bir olay, konu veya sorun hakkında toplumun yahut belli
grupların ortak düşünce ve tutumlarını ifade eden kamuoyu kavramı; basın,
seçimler, siyasi partiler, baskı grupları, anketler v.s. şekilde kendini
gösterebilir.
Yönetimlerde ortaya çıkan sonuçlar daha önceden belirlenen
ölçütler doğrultusunda gözden geçirilir ve planlanan hedeflere erişebilmek
için gerekli önlemler alınır. Tüm bu faaliyetler denetim fonksiyonu içerisinde
yapılır. Kamuoyu denetimi de kamu yönetiminin denetlenmesi yollarından bir
tanesidir. Kamuoyu denetimi daha çok hür ve demokratik bir düzende çok
daha etkilidir. Ülkemizde kamuoyun serbest ve özgür bir şekilde oluşmasını
sağlayacak hukuki ortam başta 1982 Anayasası olmak üzere Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, Dilekçe Hakkının
Kullanılmasına Dair Kanun, Belediye Kanunu ve İl Özel İdaresi Kanunu ile
sağlanmıştır.
Kamuoyu denetiminin etkin kılınabilmesi için sadece yasal
düzenlemeler
yeterli
değildir.
Ülke
vatandaşlarının haklarını bilmesi,
medyanın kamu yararını gözetmesi, sivil toplum kuruluşlarının etkin olması,
kamuoyu denetimine katkı sağlayacak eğitimlerin verilmesi gibi faktörlerinde
bir arada olması gerekmektedir.
143
Çalışmada kamu yönetimi birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerinin
kamuoyu denetimi araçlarının farkında olup olmadıklarının, bunları anlamlı
bulup bulmadıklarının ve davranışlarına aktarıp aktarmadıklarının tespit
edilmesi amacıyla bu öğrencilere bir anket uygulanmıştır. Uygulanan anket
sonuçlarına göre kamu yönetimi eğitimi almış ve almamış öğrenciler arasında
kamuoyu denetimi araçlarının farkında olunup olunmaması, anlamlı bulunup
bulunulmaması
ve
davranışlarına
aktarıp
aktarılmaması
eğitimden kaynaklanan net bir fark ortaya çıkmamıştır.
Anahtar Sözcükler
1. Kamuoyu
2. Denetim
3. Kamuoyu Denetimi
4. Kamu Yönetimi Eğitimi
konularında
144
ABSTRACT
POLAT Burak. Governance Of Public Opinion: The Effect Of Public
Opinion Education in Turkey to Governance Of Public Opinion,
Graduate Thesis, Ankara 2009.
Today, the role of public opinion in government functions is very
important. When the procedure becomes transparent in public sector, the
governed people can understand the whole mechanism of it and they can
influence it. Public opinion, which can be described as the common opinion
and attitude of particular groups in any issue, can be seen in media,
elections, politicial parties and in surveys.
The outcome of the governance is revised by the particular criteria
and necessary precautions are taken to reach the intended target. All these
functions are considered in governance function. The governance of public
opinion is one of the methods of the governance of public administration. The
governance of public opinion is more effective in liberal and democratic
regimes. In our country, the legal atmosphere, in which the development of
public opinion is formed, begins with the 1982 constitution and it is developed
with Public Financial Management and Control Law, Rigt to Information Act,
The Law on The Right to Petition, Municipal Code and The Law on Special
Provincial Administration.
The legal regulations are not enough in order to make the governance
of public opinion effective. Citizens' knowledge of their rights, media's
observation of the public interest and effectiveness of civil society
organizations and giving education that will contribute to public opinion
governance are also necessary.
In this work, a survey has applied to the students of the first and
fourth year in order to understand whether they recognize the public
145
governance tools. The result of this survey shows us that there is no
difference between the students who take public administration education
and who don't take it in awareness of the presence of public opinion tools,
whether these are founded as meaningful and whether these are applied to
their behaviour or not.
Key words:
1. Public opinion
2. Governance
3. Public opinion governance
4. Public administration education
Download