T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANA BİLİM DALI YÖNETİM BİLİMLERİ BİLİM DALI KAMUOYU DENETİMİ: TÜRKİYE’DE KAMU YÖNETİMİ EĞİTİMİNİN KAMUOYU DENETİMİNE ETKİSİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Burak POLAT Tez Danışmanı Doç. Dr. Nail ÖZTAŞ Ankara-2009 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANA BİLİM DALI YÖNETİM BİLİMLERİ BİLİM DALI KAMUOYU DENETİMİ: TÜRKİYE’DE KAMU YÖNETİMİ EĞİTİMİNİN KAMUOYU DENETİMİNE ETKİSİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Burak POLAT Tez Danışmanı Doç. Dr. Nail ÖZTAŞ Ankara-2009 ONAY Burak POLAT tarafından hazırlanan ‘‘Kamuoyu Denetimi:Türkiye’de Kamu Yönetimi Eğitiminin Kamuoyu Denetimine Etkisi’’ başlıklı bu çalışma, 03.11.2009 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile başarılı bulunarak jürimiz tarafından Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Yönetim Bilimleri Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir. Prof. Dr. Mehmet KÜÇÜKKURT (Başkan) Doç. Dr. Şenol DURGUN Doç. Dr. Nail ÖZTAŞ (Danışman) i ÖNSÖZ ‘‘Kamuoyu Denetimi: Türkiye’de Kamu Yönetimi Eğitiminin Kamuoyu Denetimine Etkisi’’ başlıklı bu çalışma uzun ve yoğun bir dönem sonrasında hazırlanmıştır. Çalışmada belirli bir konu veya konuda toplumun tümü ya da belli bir grubu tarafından benimsenen ortak kanaatlerin toplamından oluşan kamuoyu kavramı ve bunun unsurları, oluşma şartları ve çeşitleri üzerinde durulmuştur. Yönetimlerde önceden planlanan amaçlara erişilip erişilmediğinin tespiti için yapılan denetim kavramı ve bunun sebepleri, türleri üzerinde durulmuştur. Kamuoyu denetiminin siyasal sistemlerdeki görüntüsü ve 1982 Anayasasından sonra Türkiye’deki yasal mevzuatlardaki yeri üzerinde durulduktan sonra kamu yönetimi eğitimin kamuoyu denetimine katılma konusunda bir etkisinin olup olmadığının tespit edilmesi amacıyla uygulanan anket sonuçlarının genel bir değerlendirmesi yapılmıştır. Bu çalışmanın hazırlanmasında değerli yardımlarını esirgemeyen ve bana katlanan Tez Danışmanım Sayın Doç. Dr. Nail ÖZTAŞ’a en derin şükranlarımı sunarım. Yüksek lisans eğitimim boyunca tarafıma her türlü kolaylığı sağlayan, başta yöneticilerim olmak üzere tüm mesai arkadaşlarıma, desteklerini her zaman yanımda hissettiğim isimlerini saymakla bitiremeyeceğim canım arkadaşlarıma, maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen anneanneme, babaanneme, dedeme, dayıma, amcama ve diğer akrabalarıma da teşekkürü bir borç bilirim. Son olarak öğrenim hayatımın her aşamasında beni sürekli destekleyen, attığım her adımda sonsuz inanç ve sevgileriyle varlıklarını hep yanımda hissettiğim canım annem FATMA POLAT’a, sevgili ağabeyim Murat POLAT’a ve eşi Ayşe POLAT’a ne kadar teşekkür etsem de yetersiz kalacağını bilmeme rağmen teşekkür eder, bu çalışmayı yaşamının sonuna kadar üzerimde emeği olan ve tez yazımım sırasında bana ve sevdiklerine erken veda eden sevgili babam Muharrem POLAT’a ve hemen ardından kaybettiğim yeğenim Melek POLAT’a ve tezimin bitmesini çok isteyen ama bittiğini göremeyen canım teyzem Saime YOL’a ithaf ederim. Ankara 2009 ii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ........................................................................................................... i İÇİNDEKİLER ................................................................................................ ii KISALTMALAR ............................................................................................. v TABLOLAR DİZİNİ....................................................................................... vi GİRİŞ ............................................................................................................. 1 BİRİNCİ BÖLÜM KAMUOYU, DENETİM, KAMUOYU DENETİMİ VE SİYASAL SİSTEMLER 1.1.KAMUOYU KAVRAMI................................................................ 6 1.1.1. KAMU UNSURU.............................................................. 7 1.1.2. OY UNSURU................................................................... 9 1.2. KAMUOYUNUN OLUŞUMU VE OLUŞMA ŞARTLARI............................................................................... 10 1.3. KAMUOYU ÇEŞİTLERİ .......................................................... 14 1.3.1. Ulusal veya Bölgesel Kamuoyu .................................... 14 1.3.2. Uluslararası ya da Dünya Kamuoyu ............................. 15 1.4. DENETİM KAVRAMI............................................................... 16 1.5. DENETİMİN SEBEPLERİ ....................................................... 17 1.6. DENETİM TÜRLERİ ............................................................... 19 1.7. KAMUOYU DENETİMİ............................................................ 24 1.8. SİYASAL SİSTEMLER VE KAMUOYU................................... 26 1.8.1. Demokratik Sistemlerde Kamuoyu ............................... 26 1.8.2. Totaliter Sistemlerde Kamuoyu..................................... 28 1.8.3. Az Gelişmiş Ülke Sistemlerinde Kamuoyu.................... 30 iii İKİNCİ BÖLÜM 1982 ANAYASASI SONRASI TÜRKİYE’DE KAMUOYU DENETİMİ 2.1. YASAL ALT YAPISI ................................................................ 31 2.1.1. 1982 Anayasası............................................................ 31 2.1.2. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ......................................................................... 34 2.1.3. 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ....................... 36 2.1.4. 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun.................................................................... 41 2.1.5. 5272 Sayılı Belediye Kanunu........................................ 44 2.1.6. 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ............................... 47 2.2. ÜLKE VATANDAŞLARININ HAK ARAMA BİLİNCİ ................ 48 2.3. KAMU YARARINI AMAÇ EDİNMİŞ MEDYA........................... 50 2.4. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI ............................................. 52 2.5. EĞİTİM VE KAMUOYU DENETİMİ......................................... 54 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KAMU YÖNETİMİ BİRİNCİ VE DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA: EĞİTİM VE KAMUOYU DENETİMİ 3.1. ARAŞTIRMAYLA İLGİLİ GENEL BİLGİLER ........................... 57 3.2. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI, AMACI VE ÖNEMİ .................... 58 3.3. ARAŞTIRMANIN VARSAYIMLARI ......................................... 59 3.4. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE UYGULANMASI................... 61 3.5. ARAŞTIRMANIN VERİ VE BULGULARI ................................ 62 iv 3.6. ARAŞTIRMA BULGULARININ GENEL DEĞERLENDİRİLMESİ......................................................... 107 SONUÇ ...................................................................................................... 115 KAYNAKÇA .............................................................................................. 125 EKLER....................................................................................................... 129 ÖZET ......................................................................................................... 142 ABSTRACT ............................................................................................... 144 v KISALTMALAR a.g.e. : Adı Geçen Eser a.g.m. : Adı Geçen Makale A.Ş. : Anonim Şirket A.Ü. SBF. BYYO : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın ve Yayın Yüksek Okulu bs. : Baskı çev. : Çeviren İİBF : İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi md. : Madde P : Anlamlılık Düzeyi s. : Sayfa SD : Serbestlik Derecesi SPSS : Statistical Packages For The Social Sciences STK : Sivil Toplum Kuruluşu T.C. : Türkiye Cumhuriyeti TL : Türk Lirası TODAİE : Türkiye Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü v.b. : ve Benzeri X : Ki-Kare vi TABLOLAR DİZİNİ Tablo 1: Ankete Katılan Kadın ve Erkek Sayısı......................................... 62 Tablo 2: Ankete Katılanların Sınıfı............................................................. 62 Tablo 3: Fakülteye Başlamadan Önce En Uzun Süre Nerede Yaşanıldığı .................................................................................. 63 Tablo 4: Ankete Katılanların Bitirdikleri Lise Türü...................................... 63 Tablo 5: Ankete Katılanların Annelerinin Son Mezun Olduğu Okul ........... 64 Tablo 6: Ankete Katılanların Babalarının Son Mezun Olduğu Okul........... 64 Tablo 7: Ankete Katılanların Annelerinin İşi .............................................. 65 Tablo 8: Ankete Katılanların Babalarının İşi .............................................. 66 Tablo 9: Ankete Katılanların Ailelerinin Aylık Toplam Geliri ...................... 67 Tablo 10: Hukuk Sistemimizin Kamuoyu Denetimine Verdiği Önem ........... 68 Tablo 11: Kamu Kaynağının Denetiminin Sağlanması Amacıyla Kamuoyunun Zamanında Bilgilendirilmesi Nasıl Bir Haktır ......... 69 Tablo 12: Bugüne Kadar Herhangi Bir Kamu Kurum ve Kuruluşundan Bilgi İsteme Talebinde Bulunup Bulunulmadığı ........................... 71 Tablo 13: Hangi Yolla Bilgi İsteme Talebinde Bulunulduğu......................... 72 Tablo 14: Hangi Konularda Bilgi İsteminde Bulunulduğu ............................ 73 Tablo 15: Bugüne Kadar Herhangi Bir Dilekçe Verilip Verilmediği .............. 74 Tablo 16: Dilekçe Verme Hakkının Hangi Kaynaktan Öğrenildiği................ 75 Tablo 17: Belediye Faaliyet Raporu İncelenip İncelenmediği...................... 76 Tablo 18: Ülke Siyaseti Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Tüm Öğrenciler) .................................... 78 Tablo 19: Ülke Siyaseti Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Birinci Sınıf Öğrencileri) ........................ 79 Tablo 20: Ülke Siyaseti Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Dördüncü Sınıf Öğrencileri)................... 80 Tablo 21: Zorunlu Din Dersi Eğitimi Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Tüm Öğrenciler)............... 81 Tablo 22: Zorunlu Din Dersi Eğitimi Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Birinci Sınıf Öğrencileri).................................................................................. 82 vii Tablo 23: Zorunlu Din Dersi Eğitimi Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Dördüncü Sınıf Öğrencileri).................................................................................. 83 Tablo 24: Yerel Hizmetler Konusunda Çevre Sakinlerini Etkilemede ve Yönlendirmede En Etkili Araçlar (Tüm Öğrenciler) ..................... 84 Tablo 25: Yerel Hizmetler Konusunda Çevre Sakinlerini Etkilemede ve Yönlendirmede En Etkili Araçlar (Birinci Sınıf Öğrencileri) .......... 85 Tablo 26: Yerel Hizmetler Konusunda Çevre Sakinlerini Etkilemede ve Yönlendirmede En Etkili Araçlar (Dördüncü Sınıf Öğrencileri) .... 86 Tablo 27: Ülkemizde Hak Arama Mekanizmaları Halk Tarafından Bilinmekte ve Kullanılmaktadır .................................................... 87 Tablo 28: Ülkemizde Hak Arama Mekanizmaları Eğitimli Kesim Tarafından Bilinmekte ve Kullanılmaktadır .................................. 88 Tablo 29: Kamu Yönetimi Bölümünde Aldığım Eğitim Hak Arama Mekanizmalarını Öğrenmemi Sağladı ......................................... 89 Tablo 30: Üniversite Öncesi Aldığım Eğitim Sonucu Hak Arama Mekanizmalarını Öğrenmiştim..................................................... 91 Tablo 31: Hak Arama Mekanizmalarını Aile/Akraba Çevremden Öğrendim .................................................................................... 92 Tablo 32: Hak Arama Mekanizmalarını Arkadaş Çevremden Öğrendim..... 93 Tablo 33: Ülkemizdeki Hak Arama Mekanizmalarını İyi Bildiğimi Düşünmekteyim........................................................................... 95 Tablo 34: Ülkemizdeki Hak Arama Mekanizmalarını Bugüne Kadar Gerektiğinde Kullandım ............................................................... 96 Tablo 35: Ülkemizdeki Hak Arama Mekanizmalarını Gerektiğinde Kullanabileceğimi Düşünüyorum ................................................. 97 Tablo 36: Siyasi Partilerin Faaliyetlerinin/Politikalarının Hak Arama Konusundaki Bilgiye Katkısı ........................................................ 99 Tablo 37: Türkiye’de Kamuoyunun Oluşmasında Sivil Toplum Kuruluşlarının Etkisi .................................................................. 100 Tablo 38: Herhangi Bir Sivil Toplum Kuruluşuna/Gönüllü Kuruluşa Üyelik ........................................................................................ 101 Tablo 39: Hangi Tür Sivil Toplum Kuruluşuna/Gönüllü Kuruluşa Üyelik.... 102 Tablo 40: Sivil Toplum Kuruluşuna/Gönüllü Kuruluşa Üyeliğin Düşünülmesi ............................................................................. 103 Tablo 41: Hangi Tür Sivil Toplum Kuruluşu/Gönüllü Kuruluşa Üyeliğin Düşünülmesi ............................................................................. 104 viii Tablo 42: Kamuoyunun Oluşmasında Sivil Toplum Kuruluşlarının Etkisi .. 105 Tablo 43: Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne Katılma................................... 106 1 GİRİŞ Günümüzde, kamuoyunun devlet fonksiyonlarının ifasında ve denetiminde aldığı rol büyük önem arz etmektedir. Siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel gelişmeler, toplumu yönetilen taraf olmaktan yöneten ve denetleyen taraf olmaya yöneltmektedir. Birçok olay bireysel olarak ele alındığında toplum bazında destek görmediğinden unutulup gitmektedir. Olaylar hakkında kamuoyu iyi bilgilendirilip, yönlendirilir ve organize edilirse yönetim ve denetim alanında önemli fonksiyonlar görecektir. İdarenin iş ve eylemlerinden etkilenen vatandaşların söz konusu iş ve eylemlerin denetiminde söz sahibi olmaları gerekmektedir. Bugün kamu yönetimin denetlenmesinde istenen sonuçlara ulaşılması açısından kamuoyunun denetim işlevine katılımı çok önemlidir. Siyasal karar alma sürecini etkileyen faktörlerden olan kamuoyu siyaset bilimi açısından da önemlidir. Toplumların siyasal sistemine bakılmaksızın yönetimi ellerinde bulunduranlar yaptıkları iş ve eylemleri konusunda yönetilenlerin düşünce ve kanaatlerini bilmek isterler. Bu düşünce ve kanaatler demokratik toplumlarda çok bir ağırlığa sahipken, otoriter toplumlarda daha az bir ağırlığa sahiptir.1 Kamuoyu, herhangi bir olay, konu veya sorun hakkında toplumun yahut belli grupların ortak düşünce ve tutumlarını ifade eder.2 Bireylerin karşılaştıkları sosyal çevrelerin (aile, okul, arkadaş grubu, iş ve meslek grupları), yüz yüze yapılan temaslar ve kanaat önderlerinin ve kitle iletişim araçlarının kamuoyunun oluşmasında etkileri vardır. Oluşan bu kamuoyu ulusal kamuoyu olabileceği gibi uluslar arası bir kamuoyu da olabilir. Kamuoyu, tepkilerini ve beğenilerini göstermek için çeşitli araçlar kullanmaktadır. 1 2 Basın ve seçimler kamuoyunun kullandığı en Münci Kapani, Politika Bilimine Giriş, 13. bs., Ankara, Bilgi Yayınevi, Ekim 2001, s. 146 Davut Dursun, Siyaset Bilimi, 2.bs., İstanbul, Beta Basım Dağıtım A.Ş., Ekim 2004, s. 299 etkili 2 araçlardandır. Bunların yanında siyasi partileri, baskı gruplarını, anketleri, anomik gösteri3 topluluklarını, halk meclislerini ve bürokrasiyi de sayabiliriz. Kamuoyu, bir konu ile ilgilenen grupların kanaatlerini ifade etme, tartışma ve karşılıklı etkileşme süreçlerinin ürünü olduğuna göre, bu kanaatlerin özgürce ifade edilmelerini ve tartışılmasını sağlayacak hukuki ve siyasal ortamın varlığı bu davranış için bir önkoşuldur. Anayasa ve diğer yasalar hukuki ortamın oluşmasını, siyasal organın kararları ve uygulamaları da siyasal ortamın oluşmasını sağlar. Anayasa, herhangi bir devletin mahiyetini, yani asli organlarını: bu organların, kuruluş, teşkilâtlanış ve işleyiş tarzlarını, birbirleriyle olan yetki ve sorumluluk ilişkilerini, devletin üstün otoritesi altında bulunan insanların temel hak ve özgürlükleriyle ilgili hukuk, ilke, kural ve kurumların neler olduğunu belirleyip gösteren temel belgedir. Başka söyleyişle, herhangi bir devletin siyasî teşkilâtını ilgilendiren ve temel organlarının kuruluş, görev ve faaliyetlerini, bu organlar ile insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen kural ve ilkelerin bütünüdür. Kanun ise yasama organı tarafından, belirli şekillere uyularak düzenlenen ve yürürlüğe girmesinden itibaren toplum için uyulması gerekli ve zorunlu olan genel, soyut ve devamlı kurallardır. Türkiye’de de kamuoyu denetimini etkin kılabilmek için birtakım yasama faaliyetleri yapılmaktadır. 1982 Anayasası düşünce ve kanaat özgürlüğünü ve bunların ifadesine, duyurulmasına ve oluşturulmasına hizmet eden araçların da bu fonksiyonunu güvence altına almış olduğunu haberleşme hürriyeti, düşünce ve kanaat hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, basın hürriyeti, basın araçlarının korunması ve toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme başlıklı maddeleriyle söyler. Kamuoyu denetimi 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile hukuk sistemimizde 3 Anomik gösterileri, kitlelerin bir olay ya da çözülemeyen bir sorun karşısında beklenilmeyen bir anda ve beklenilmeyen bir biçimde, eyleme geçerek isteklerini dile getirmeleri, elde etmeye çalışmalarıdır. Genelde düzensiz ve organizasyonsuz hareketlerle gündeme gelen bu nevi eylem topluluklarına sıkça rastlanmaktadır. Ali Yasin Karanfiloğlu, ‘‘Yerel Yönetimlerin Denetimine İlişkin Genel Esaslar ve Denetleme Şekilleri’’, Çağdaş Yerel Yönetimler, cilt 9, sayı 2, Nisan 2000, s. 73 3 yerini alan önemli kavramlardan bir tanesidir. 5018 sayılı kanunda kamuoyu, denetim fonksiyonunun içinde yer almıştır. Yapılan faaliyetlerin kamuoyunun bilgisine sunulması ve kamuoyunun bu faaliyetlere ulaşmasını sağlayacak düzenlemeler yapılması kamuoyu denetimi açısından son derece önemlidir. 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununun 24 Nisan 2004’de yürürlüğe girmesiyle, Türkiye’de açıklık, şeffaflık ve demokratik yönetim konularında önemli adımlar atılmıştır. Bu kanun yönetilenlerden bilgileri gizleyen anlayıştan, yönetilenlerle bilgileri paylaşan, onları katılımcı olarak gören ve faaliyetlerini herkesin göz önünde gerçekleştiren anlayışa geçmeyi amaçlamaktadır. 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanuna istinaden Türk vatandaşları ve Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında ilgili makamlara yazı ile başvurma hakkına sahiptirler. Türkiye’de yerel yönetimler kanunlarında değişiklik yapılmadan önce yerel yönetim sistemiyle ilgili olarak süreç içinde birçok değişiklik talebi, tasarı, rapor ve çalışmalar gündeme gelmiştir. Önemli değişikliklerle 2004 ve 2005 yıllarında somut adımlar atılmıştır. Yerel halkın temel ve ortak ihtiyaçlarını karşılamak üzere varolan yerel yönetimler üzerindeki en önemli denetim araçlarından birisi de kamuoyu denetimidir. Seçimle işbaşına gelen karar organlarının denetiminde kendini oy olarak gösteren ve yasal yaptırımı bulunmayan bu denetim, kamuoyunun elindeki önemli bir koz olarak değerlendirilir. Çünkü seçimler siyasi sorumluluğun test edildiği ve değerlendirildiği araçlar olmaktadır. Ülke vatandaşlarının hak arama bilincinde olması ve ortaya çıkan toplumsal veya kendileriyle ilgili karşılaştıkları sorunlarda sessiz kalmamaları sonucunda kamuoyu denetimi konusunda önemli bir sonuç ortaya çıkacaktır. Vatandaşların yönetimin olumlu kararlarını ve girişimlerini desteklemesi, kamu yararına uygun düşmeyen karar ve uygulamalarına karşı itiraz etme bilincine sahip olması gerekmektedir. Ayrıca yönetilenler ve sivil toplum kuruluşları idarenin faaliyetlerine katıldıkları ve bunları gözetim altında tuttukları sürece, idare faaliyetlerinde dikkatli olacaktır ve yönetilenlerin 4 sorunlarını görmezden gelemeyecektir ve yönetilenlerin haklarına karşı daha duyarlı olacaktır. Vatandaşlarının kamuoyu denetiminde aktif olarak rol oynaması aynı zamanda aldıkları eğitimle de bağlantılıdır. Vatandaşları ortaya çıkan sorunlar karşısında nasıl davranacaklarına, haklarını nasıl koruyacaklarına, seslerini nasıl duyurabileceklerine etki eden faktörlerden biri de aldıkları eğitimdir. Vatandaşlar aldıkları eğitim neticesinde kamuoyu denetimi araçlarının farkında olurlar, imkanları dahilinde oldukları araçları karşılaştıkları sorun ve konularda davranışlarına aktarırlar. Bizde bu çalışmada Kamu Yönetimi bölümünde okuyan öğrencilerin kamuoyu denetimi araçlarının farkın olup olmadıklarının, bunları anlamlı bulup bulmadıklarının ve davranışlarına aktarıp aktarmadıklarının tespit edilmesi amacıyla bir anket hazırladık ve kamu yönetimi eğitiminin başlarında olan birinci sınıf öğrencileri ile kamu yönetimi eğitiminin sonuna gelen dördüncü sınıf öğrencilerine uyguladık. Bu iki sınıfı seçmemizin nedeni ise Kamu Yönetimi eğitimi almamış öğrenciler ile kamu yönetimi eğitimi almış öğrencilerin ne ölçüde kamuoyu denetimi araçlarının farkında olduklarının, anlamlı bulduklarının ve davranışlarına aktardıklarının tespit edilmesidir. Kamuoyu denetiminde Kamu Yönetimi eğitiminin etkisini ölçmemizin nedeni ise bu bölümde okutulan derslerin devlet ve yönetim yapısıyla oldukça fazla ilgili olmasıdır. İdare hukuku, anayasa hukuku, yönetim bilimleri, siyaset bilimi ve çevre ve hukuk gibi dersler kamuoyu denetiminde rol alınması açısından etkili olacaktır. Bütün bunlardan hareketle bu çalışma üç bölümden oluşacaktır. Birinci bölümde kamuoyu kavramından bahsedilerek bu kavramın unsurlarının ne olduğu anlatılmaya çalışılacak ve kamuoyunun oluşma şartları ve kamuoyu çeşitleri üzerinde durulacaktır. Denetim ve denetimin sebepleri ile denetim türleri üzerinde durulacaktır. Kamuoyu denetimi kavramına değinilecek ve siyasal sistemlerde kamuoyu denetiminin etkinliği üzerinde durulacaktır. İkinci bölümde 1982 Anayasasından sonra Türkiye’deki kamuoyu denetimini yönlendiren etmenlerin kamuoyu denetimine ne tür katkı sağladığı üzerinde durulacaktır. Üçüncü bölümde ise üniversite eğitiminin kamuoyu denetimi 5 konusunda bilinçlenmeye yol açtığı, bu bilinçlenmenin konusu ve alanı gereği İİBF’de ve özellikle kamu yönetimi bölümünde daha fazla olduğu ve kamu yönetimi bölümü birinci sınıf öğrencilerinin dördüncü sınıf öğrencilerine göre kamuoyu denetimi konusunda daha az bilinçli ve farkında oldukları ve kamuoyu denetimine daha az katıldıkları varsayımlarından yola çıkılarak oluşturulan anket uygulaması üzerinde durulacaktır. Elde edilen sonuçlar SPSS programı kullanılarak değerlendirilmiş, Ki-Kare testi uygulanmış, bulgular tablolaştırılarak analiz edilmiş ve tüm bunların genel bir değerlendirmesi yapılmıştır. Üniversite eğitiminin özellikle de Kamu Yönetimi eğitiminin kamuoyu denetimi konusunda bir etkisinin olup olmadığının gösterilmesi amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Kamu Yönetimi bölümü birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarının farkında olup olmadıklarının, bunları anlamlı bulup bulmadıklarının ve davranışlarına aktarıp aktarmadıklarının tespit edilmesi ve birinci sınıf öğrencilerinin üniversiteye geldikleri zamandan dördüncü sınıfa gelinceye kadar aldıkları eğitim sonunda kamuoyu denetiminde daha fazla bilinçlenmiş olup olmadıklarının gösterilmesi açısından bu çalışma önemli olacaktır. 6 BİRİNCİ BÖLÜM KAMUOYU, DENETİM, KAMUOYU DENETİMİ VE SİYASAL SİSTEMLER 1.1. KAMUOYU KAVRAMI Eskiden ‘‘umumî efkâr’’, ‘‘halk efkârı’’ veya ‘‘efkârı umumiye’’ denilen kamuoyu, en genel anlatımla ‘‘Belirli bir konu veya olay hakkında toplumun büyük bir kesimi veya belli gruplar tarafından benimsenen ortak kanaat, görüş, tavır ve inançların toplamıdır.’’ Ortada tartışmalı bir sorun, konu veya olay vardır ve bunlarla ilgilenen kişilere hakim olan ortak kanaat ve eğilimler kamuoyu olarak tanımlanabilir.4 Ortada bir ‘‘kamu’’ ve onunda bir ‘‘oyu’’ varmış gibi bir durum ortaya çıkartma ihtimali olduğu için ‘‘kamuoyu’’ kavramı biraz yanıltıcı olabilmektedir. Toplumun tümüne hakim olan bir düşünce, kanaat yoktur. Toplumun tümüne hakim olan düşünce birliği sosyolojik gerçeklerle de örtüşmemektedir. Kamuoyu, ‘‘Belirli bir zamanda, belli bir tartışmalı sorun karşısında, bu sorunla ilgilenen kişiler grubuna veya gruplarına hâkim olan kanaattir.’’5 Bir başka tanıma göre kamuoyu, ‘‘Kamu yaşantısı ile ilgili olan tartışmalı bir sorun karşısında, bu sorunla ilgilenen kişiler grubunun veya gruplarının taşıdıkları kanaatlerin anlatımlarıdır.’’ Bu anlatımlar çoğunluğun kanaatlerinden oluşabileceği gibi azınlığında kanaatlerini kapsayacak şekilde birlikte meydana gelebilirler.6 Dar anlamda kamuoyu, ‘‘Basın, radyo, televizyon gibi kitle haberleşme araçlarıyla yahut konuşarak veya fısıltı ile açıklanan ve çok defa bazı sosyal 4 5 6 Davut Dursun, a.g.e, s. 299 Münci Kapani, a.g.e., s.146, 147 Duygu Sezer, Kamuoyu ve Dış Politika, Ankara, Sevinç Matbaası, 1972, s. 5 7 grupların (sendika, dernek vb.) seslerini duyuran kişilerin, siyasal otoritelere (hükümete, parlâmentoya vb.) izhar ettikleri fikirlerin bir ortalamasıdır.’’7 Başka bir tanıma göre kamuoyu, herhangi bir sorunun ortaya çıkmasıyla bu etkinleşmesidir. soruna ilgi duyan çoğunluğa hakim olan kanaatin 8 Başka bir tanıma göre kamuoyu, genel öneme sahip bir konuda insanların tercihlerinin toplamıdır. Buradaki konu toplumu ilgilendiren bir olayla ilgilidir. Kamu bu konudan haberi olan ve etkilenen insanlardır.9 Kamuoyu, ortaya çıkan sorunlar karşısında kanaatler topluluğu olarak ortaya çıkmaktadır. Sorunlar hakkında aynı düşünen kişiler kendiliğinden ya da kitle iletişim araçlarıyla bir araya gelmekte ve bir düşünce topluluğu oluşturmaktadır. Sorunlar hakkında aynı düşünenler bir grup olabileceği gibi aynı toplum içerisinde birçok grupta kamuoyunu oluşturabilir. Kamuoyu kavramı kendisinin oluşmasına yardımcı olan ‘‘kamu’’ ve ‘‘oy’’ unsurlarından oluşmaktadır. Bu kavramın daha iyi anlaşılması için unsurlarının incelenmesinde fayda olacaktır. 1.1.1. KAMU UNSURU ‘‘Kamu’’ unsuru, ortaya çıkmış bir sorun karşısında kişilerin fikir ve kanaat sahibi olduğu grup veya grupları ifade etmektedir. Bu anlam çerçevesinde ‘‘kamu’’ unsuru ‘‘grup’’ karşılığı olarak kullanılmaktadır.10 Childs’da kamu ve grup sözcüklerinin eşanlamlı olarak kullanılabileceği görüşündedir. Ona göre de toplumda aynı anda pek çok kamu mevcut olabilir. Childs’a göre kamular iki veya daha fazla kişinin bir 7 8 9 10 Bülent Dâver, Siyaset Bilimine Giriş, 5. bs., Ankara, Siyasal Kitabevi, 1993, s. 251 Ömer Demir, Mustafa Acar, Sosyal Bilimler Sözlüğü, 6. bs., Adres Yayınları, Mart 2005, s. 226 Bernard Hennessy, Public Opinion, California, Brooks/Cole Publishing Company, 1985, s. 13 Münci Kapani, a.g.e., s. 146 8 araya gelmesiyle oluşturdukları gruplardır. Ona göre kamu ve grup kavramları birbirileri yerine kullanılabilir.11 Grup anlamında ele alınan kamu unsurunda ortaya çıkan bilinç doğal olarak toplum içindeki üyelerde kendiliğinden bir bütünleşme olarak ortaya çıkmamaktadır. Bu bilincin ve bütünleşmenin oluşabilmesi için bu kitlenin bazı mesajları alması ve bunlar ışığında bilgilenmesi gerekmektedir. Bireylerin çıkarlarını ilgilendiren bilgileri edindikten sonra, etkilendikleri konuda aynen kendileri gibi etkilenmiş başkalarını da bulabilmeleri ve söz konusu grubu oluşturmaları gerekmektedir. Bu grubu oluşturmadan önce kitle iletişim araçları yardımıyla diğer bireylerin varlığından haberdar olmaları gerekmektedir. Kamu için, bir iletişim aracından gönderilen mesajların yaratacağı etki gücü ve süreci de bağlayıcı olmaktadır.12 ‘‘Kamu’’ unsuru grup anlamından başka iki anlam daha içermektedir. Bunlardan birisi, ‘‘alenilik, açıklık’’ anlamında kullanılan yapılacak işlerin halktan gizlenmeyerek halkın önünde yapılması gerektiğini içeren bir anlamdır. Diğer anlamı ise, belli bir zaman içinde her zaman karar verme durumunda bulunan bir topluluktur.13 Ortaya çıkan sorunlar hakkında aynı düşünen bir çok kişinin olması mümkündür. Aynı sorunda aynı düşünen kişilerin bir araya gelmesiyle grup veya gruplar oluşmaktadır. Diğerlerinden farklı düşünenlerin bir araya gelmesiyle oluşan grup da toplumda bir kamuyu meydana getirecektir. Aynı sorun hakkında bir araya gelen kişilerin oluşturduğu grupta artık ortak bir bilinç vardır. Bu bilinç sayesinde bir bütün oluşturacaklardır. Ama kişilerin bir araya gelip grup oluşturmalarında ve ortak bir bilince sahip olup bütünleşmeleri 11 12 13 kendiliğinden olmamaktadır. Bütünleşmenin ortaya Harwood L. Childs, An Introduction to Public Opinion, (New York: Wiley and Sons, 1940), s. 41-42’ den naklen Arsev Bektaş, Kamuoyu, İletişim ve Demokrasi, 1. bs., İstanbul, Bağlam Yayıncılık, Mayıs 1996, s. 46 Ali Murat Vural, Yerel Basın ve Kamuoyu, Eskişehir, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 1141, 1999, s. 59-60 Nermin Abadan Unat, Kamuoyu Ders Notları 1973-1974, Ankara, A.Ü. SBF. BYYO Yayınları, 1987, s. 24 9 çıkmasında ise birbirinden haberi olmayan kişileri buluşturan kitle iletişim araçlarının önemi büyüktür. 1.1.2. OY UNSURU Kamuoyu kavramındaki ‘‘oy’’ unsuru, tartışmalı bir konuda ifade edilen görüş tarzları, kanaatler karşılığında kullanılmaktadır.14 Oy unsuru, ‘‘Rasyonel, kesin, pozitif bilgiye dayanan bir fikirden ziyade az çok belirli bir eğilim, bir görüş, daha doğrusu bir ‘kanaat’tir.’’15 Diğer bir deyişle oy, ‘‘Duygu ve izlenimden daha kuvvetli, kanıtlanması daha kolay fakat tam olarak kanıtlanabilen ya da pozitif olan bilgiden daha az geçerli ve kuvvetli kanaatlerdir.’’16 Kanaatin içeriğinin sözlü biçimde dile getirilmesi durumunda kanaat diye bir şeyden bahsedebiliriz. Bireylerin olaylar karşısındaki tepkileri sözlü ya da sözlü olmayan bir biçimde gerçekleşir. Bu, bir yüz ekşitilmesi, bir tavır veya duygusal bir ifadelendirme olabilir. Ancak, bu tepki kelimelere dökülebilir olmak zorundadır, örneğin bir anlaşma ve onayda olduğu gibi. Bu durumda bir kanaatin ortaya çıktığını söyleyebiliriz.17 Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde ‘‘oy’’ sözcüğünün karşılığı iki anlamda geçmektedir. Birinci anlamda oy; bir toplantıya katılanların, bir konuyla ilgili birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey anlamında; diğer karşılığı ise, bu tercihi belirten işaret, söz veya yazı anlamına gelmektedir.18 14 15 16 17 18 Nermin Abadan Unat, Kamuoyu Ders Notları 1973-1974, s.24 Münci Kapani, a.g.e., s.147 Kimball Young, ‘Comments on the Nature of Public and Public Opinion,’ Public Opinion and Propaganda, Daniel Katz, et al. (Der.) (New York: The Dyden Pres, 1954), s.62’den naklen Duygu Sezer, a.g.e., s. 5 Floyd H.Allport, ‘Toward a Science of Public Opinion, Public Opinion Quarterly, 1 (1937), s. 34’den naklen Arsev Bektaş, a.g.e, s. 53 Okul Sözlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Milliyet Tesisleri Baskısı, 1997 10 Yani oy unsuru bir görüş, bir kanaat, bir düşünce yansıtmaktadır. Kamuoyu kavramındaki oy kısmı da anlamını buradan almaktadır. 1.2. KAMUOYUNUN OLUŞUMU VE OLUŞMA ŞARTLARI Kamuoyunun oluşmasında birçok etken rol oynamaktadır. Bu etkenler bazı kaynaklarda tek tek sayılmakla birlikte bazı kaynaklarda sınıflandırmalar yoluyla anlatılmaya çalışılmıştır. Bizde konunun daha iyi anlaşılması için bu etkenleri belli sınıfların altında değerlendirerek anlatmaya çalışacağız. Nermin Abadan’a göre ‘‘Kamuoyunun belirlenmesine imkan veren çeşitli vasıtalar üç başlık altında toplanabilir.’’19 A- Şahsi Vasıtalar 1- Yüz yüze temaslar 2- Kanaatlerin teşekkül etmesine müessir liderler 3- Siyasi liderler’den ibarettir B- Kollektif Vasıtalar 1- Teşkilatlı grup tartışmaları 2- Tazyik grupları kısımlarından terekküp eder C- Teknik Vasıtalar 1- Basın 2- Radyo 3- Televizyon 4- Film 5- Kitap 6- Afiş, sergi 19 Nermin Abadan, Halk Efkârı Mefhumu ve Tesir Sahaları, Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No: 50-32, 1956, s. 32 11 Childs’a göre kamuoyunun nasıl oluştuğunu bulmak kişisel fikirlerin nasıl oluştuğunu bulmaktır. Kamu her zaman bir gruptur, bireyler topluluğudur, organik bir varlık değildir. Kamuoyu da kamuyu oluşturan bireylerin düşüncelerinin toplamıdır. Düşüncelerin oluşmasında üç temel unsur vardır. İnsan, insanın çevresi ve bu ikisi arasındaki ilişkidir. Bu üç temel unsur birbirleri için vazgeçilmezdir.20 Bireysel kanaatlerin toplamından oluşan kamuoyunu oluşturan etkenler psikolojik (sübjektif) olabilir, sosyal çevreyle ilgili olabilir, yüz yüze yapılan temaslar ve kanaat önderleriyle ilgili olabilir, kitle haberleşme araçlarıyla ilgili olabilir.21 Bireylerin özdeşleştirmeleri, dış dünyayı karşılaştıkları algılamaları, olaylara kendilerini gösterdikleri onlarla davranışlar, uyuşmazlıklar karşısındaki tavırları ve sahip oldukları önyargılar onların düşünme biçimleri üzerinde söz sahibidir. Bireylerin aileden gelen genetik yapısı, sahip oldukları içgüdüler, bilinçaltında gizledikleri, geçmişteki gözlemleri ve yetiştirilme tarzları gibi sübjektif faktörler onların kişilik yapılarında ve karşılaştıkları olaylardaki tavırlarında kendilerini gösterirler.22 Bireylerin karşılaştıkları ilk sosyal çevre ailedir. Ailede belli bir bilgi birikimine ve deneyimine sahip olan anne ve baba, aile içinde diğer bireylerin yaşam içindeki olaylar karşısındaki davranışlarını, düşüncelerini etkileyebilir ve kendi düşünceleri doğrultusunda değişmeleri yönünde çaba sarf edebilirler.23 Bireylerin karşılaştıkları diğer bir sosyal çevre ise okuldur. Okul dönemindeki bireylerin günlerinin çoğu zamanı okulda geçmektedir. Bireyler okullarda karşılaştıkları kişiler ile karşılıklı bir etkileşim içine girerler ve ortamdaki 20 21 22 23 düşüncelerden etkilenebilirler. Bireylerin çevrelerinden Harwood L. Childs, Public Opinion: Nature, Formation, and Role, New York, D. Van Nontrand Company, 1965, s. 110 Münci Kapani, a.g.e., s.148 Davut Dursun, a.g.e., s.301 Ali Öztekin, Siyaset Bilimine Giriş, 4. bs., Siyasal Kitabevi, Ekim 2003, s. 104 12 etkilenmelerinin en açık olduğu yetişme dönemlerinde, yaşadıkları ailelerinde ve okudukları okullarda öğrendikleri bilgilerin, düşüncelerin ve değer yargılarının çoğu zaman devamlı ve kalıcı oldukları görülmektedir. Ancak zaman içinde sonradan bunların değişebildiği, daha da öteye giderek bunların reddedildiği gerçeği göz ardı edilmemelidir.24 Bireylerin karşılaştıkları diğer bir sosyal çevre arkadaş gruplarıdır. Bireyler çevresindeki arkadaş çevresiyle olan samimiyet derecesine göre fikir alışverişinde bulunurlar ve birbirlerini etkilerler. Bireyler katıldıkları arkadaş gruplarında varolan davranış kurallarını, kalıplarını, değerlerini özümseyerek sosyalleşme eğilimine girerler.25 Bireylerin karşılaştıkları diğer bir sosyal çevre iş ve meslek gruplarıdır. Bireyler çalıştıkları iş ortamındaki ve üyesi oldukları meslek gruplarındaki fikirlerden etkilenirler. Kamuoyunun oluşmasını sağlayan etkenlerden bir tanesi de artık günümüzde etkisini çok fazla göstermese de yüz yüze yapılan temaslar ve kanaat önderlerinin rolüdür. Genellikle küçük yerleşim yerlerinde yüz yüze yapılan iletişimler kamuoyunun oluşmasında önemli bir yere sahipti. Kanaat önderleri radyo, gazete, televizyon gibi kitle iletişim araçlarından edindikleri bilgiyi, daha önceden bu konu hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmayan bireylere aktarmakta ve onların bu yönde düşünmelerini sağlamaktaydı. Bu durum daha çok köy ve kasaba kahvelerinde haberleri izleyen ve gazeteleri takip eden okur yazar kesim tarafından yüz yüze iletişim kullanılarak yerine getirilmekteydi.26 Ancak günümüzde ulaşım olanaklarının iyileşmesi, teknolojinin gelişmesiyle beraber radyonun, televizyonun olmadığı yerleşim yerlerinin çok az olduğunu düşündüğümüzde kamuoyunun oluşmasında bu etkenin rolünün az olduğunu söyleyebiliriz. 24 25 26 Münci Kapani, a.g.e., s.149 Mustafa Mutlu, Vietnam’ dan Körfez’ e Savaşlarda Kamuoyu Oluşumu, 1.bs., Okumuş Adam Yayınları, Mart 2003, s. 39 Nermin Abadan, Halk Efkârı Mefhumu ve Tesir Sahaları, s. 34 13 Günümüzde kamuoyunun oluşmasında en etkili etkenlerden birisinin de hiç şüphesiz kitle iletişim araçları (gazete, dergi, televizyon, radyo, broşür, kitap ve sinema) olduğu genellikle kabul görmektedir. Özellikle teknolojinin gelişmesiyle birlikte görsel ve işitsel medya araçlarının bireylerin kanaatlerinin oluşmasında önemi artmıştır. Kitle iletişim araçları kamuoyu oluşmasında tek etkili faktör değildir. Kitle iletişim araçlarına sahip olanlar diğer faktörleri ve toplumun sahip olduğu değer yargılarını da göz önünde bulundurmak zorundadırlar. Böyle olduğu zaman kamuoyunun oluşmasında etkin bir kitle iletişim araçlarından söz edebiliriz.27 Toplumda serbest, başkalarının etkisi altında kalmadan bir kamuoyunun oluşabilmesi için asgari aşağıdaki koşulların bulunması gerekmektedir:28 a) Kamuoyunun oluşabilmesinin ilk koşulu, toplumun tümünü ya da küçük bir kesimini ilgilendiren bir sorunun meydana gelmesidir. Ortada bir sorun vardır ve bu sorun etrafında bireylerin karşılıklı çıkarları yer almaktadır. b) Kamuoyunun oluşabilmesinin ikinci koşulu, ülkedeki siyasi iktidar tarafından kısıtlanmamış, yasaklanmamış, kitle iletişim araçlarının varolmasıdır. Yani radyonun, televizyonun, basının sansürsüz ve objektif olarak serbestçe yayın ve haberleşme yapabilmesi, insanlara da her türlü bireysel, örgütsel ve toplumsal haberleşme özgürlüğünün sağlanmasıdır. Aksi takdirde oluşacak kamuoyu başkalarının istekleri doğrultusunda oluşacak bir kamuoyu olacaktır. c) Kamuoyunun oluşabilmesinin bir başka koşulu da, meydana gelen sorunla ilgili olayları tarafsız bir şekilde topluma aktaracak örgütlerin bulunmasıdır. (Meslek odaları STK’lar vb. ) d) Kamuoyunun oluşabilmesinin bir başka koşulu da, meydana gelen sorun karşısında hükümet, siyasi iktidar, parlâmento, bakanlık gibi kamu otoritelerinden oluşan bir direnme noktasının bulunmasıdır. Direnme 27 28 Davut Dursun, a.g.e., s. 302 Ali Öztekin, a.g.e., s. 105-106 14 noktaları genellikle hükümet, siyasi iktidar, parlâmento, bakanlık gibi kamu otoriteleridir. Direnme noktaları olmadan kamuoyu oluşmaz. 1.3. KAMUOYU ÇEŞİTLERİ Kamuoyunun ortaya çıkmasına neden olan sorunlar veya olaylar belli bir ulusa ya da bölgeye ait olabileceği gibi diğer ulusları da etkileyebilecek şekilde olabilir. Bu açıdan oluşan kamuoyunu ulusal veya bölgesel ya da uluslar arası veya dünya kamuoyu olarak ele alabiliriz. 1.3.1. Ulusal veya Bölgesel Kamuoyu Ortaya çıkan bir sorun veya olay karşısında ülkenin bir bölgesinde veya tümünde bu sorun ya da olayla ilgilenenlerde oluşan ortak kanaata bölgesel ya da ulusal kamuoyu denir. Örneğin, İstanbul’a yapılacak birkaç tane boğaz köprüsüyle ilgili olarak Ankara’daki vatandaşların konuyla ilgili eğilimleri bulunmayabilir. Bu konuyla ilgili olarak İstanbul’daki tüm vatandaşların doğrudan ilgisi de olmayabilir. Bu konuda öncelikle köprü yapımından doğrudan ve dolaylı olarak etkilenecek vatandaşların düşünceleri ve eğilimleri önemlidir. İşte bu köprü yapımından dolayı etkilenecek İstanbullularda oluşacak kamuoyu bölgesel kamuoyudur. Türkiye’nin bir başka ülke ile olan sorunlarının çözüme kavuşturulması için gerektiğinde savaşa girmesi ülkede yaşayan tüm vatandaşları ilgilendirdiği için bu konuda oluşacak kamuoyu da ulusal kamuoyudur.29 Ulusal ya da uluslar arası kamuoyu bölgesel kamuoyunu içine alır. Yani ulusal ya da uluslararası kamuoyunu oluşturan kitle bölgesel kamuoyunu oluşturan kitleyi de kapsamaktadır. Bölgesel kamuoyunun bunlardan farkı, daha dar bir alanda, bölgesel konuların bölge halkını doğrudan etkilemeleri sonucu ortaya 29 Ali Öztekin, a.g.e., s. 106-107 15 çıkmasıdır.30 Kitle iletişim araçlarının gelişmesinden ve yaygınlaşmasından önce oluşan ulusal düzeyde bir kamuoyu, ancak siyasal ve eğitim alanlarında gelişmiş toplumlar için söz konusu olabiliyordu. Radyo ve televizyon başta olmak üzere yazılı basınında yaygın hale gelmesi ve sayı olarak artması diğer toplumlarda da kamuoyunun oluşmasına yardımcı olacak zeminin hazırlanmasını sağlamıştır.31 1.3.2. Uluslar arası ya da Dünya Kamuoyu Ortaya çıkan sorunun ülkeler arası olması neticesinde dünyada insanlardan konuyla ilgilenenlerin kanaatlerinin bütününe uluslararası ya da dünya kamuoyu denir. Kitle iletişim araçlarının uluslararası bir boyut kazanmasıyla siyasal, toplumsal ve insancıl konularda dünya insanları daha fazla ilgilenmektedirler ve dünya kamuoyu oluşturabilmektedirler. Ülkelerdeki siyasi iktidarlar üzerinde şartlara göre uluslararası kamuoyunun etkili olduğu görülebilmektedir. Örneğin, İsrail’in işgal altındaki topraklarda Filistinlilere yaptığı insanlık dışı baskılar karşısında dünya kamuoyunun desteğiyle bu baskılar azaltılmıştır.32 Bir hükümet tarafından dünya halklarını ilgilendiren bir alanda bunlar tarafından kabul edilmeyen bir davranış gösterilmesi halinde tüm insanlık buna karşı duracak ya da en azından içerinden gelen bir hareketle bu konudaki düşüncelerini bu hükümete kabul ettirmeye çalışacaktır. Bu durumda bu hükümette sanki bir birey gibi ahlak veya hukuk kurallarına karşı gelmiş gibi bir duruma düşecek ve toplum tarafından kendi kurallarına uymaya zorlanacak ya da cezalandırılacaktır.33 30 31 32 33 Ali Murat Vural, ‘‘Yerel Kamuoyunun Kitle İletişim Aracı Olarak Yerel Basın’’, Yeni Türkiye Dergisi, cilt 2, sayı 12, 1996, s. 1061 Mehmet Gönlübol, Uluslararası Politika İlkeler-Kavramlar-Kurumlar, 5.bs., Ankara, Siyasal Kitabevi, 2000, s. 237 Nermin Abadan Unat, Siyaset Sosyolojisi, Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1982, s. 14, 15 Mehmet Gönlübol, a.g.e, s. 229 16 1.4. DENETİM KAVRAMI Denetim; ‘‘Gerçekleşmiş sonuçları, önceden belirlenen amaçlar, kriterler ve standartlara göre tarafsız olarak analiz etmek ve ölçmek suretiyle kanıtlara dayanarak değerlendirmek, gelecekteki hataların önlenmesine yardımcı olmak, kişi ve kuruluşların gelişmesine, mali yönetim ve kontrol sistemlerinin geçerli, güvenilir ve tutarlı hale gelmesine, verimlilik, tutumluluk ve etkinliğin sağlanmasına rehberlik etmek ve elde edilen sonuç ve bulguları ilgilere duyurmak için uygulanan sistemli, planlı ve programlı bir süreçtir.’’34 Genel olarak denetim, ‘‘Bir kurum veya kuruluşun ya da belirli bir plan, program, veya projenin yapısı, işleyişi ve çıktılarının önceden belirlenmiş standartlara uygunluk derecesinin araştırma, gözlemleme, sorgulama gibi yöntemlerle tespit edilmesi ve elde edilen bulguların objektif ve sistematik bir biçimde değerlendirilerek ilgili taraf veya taraflara iletilmesi süreci olarak tanımlanabilir. Denetim kavramı, günlük dilde çoğu zaman teftiş, kontrol, revizyon gibi benzer deyimlerle aynı anlamda kullanılmakta ise de denetim, bunların ötesinde amaç ve yöntemleri içeren ve genellikle bunların sonuçlarından da yararlanan, çeşitli hata ve yolsuzlukları ve bunların sorumlularını ortaya çıkarmanın yanı sıra, denetlenen birimlerde hata ve yolsuzluk riskini en aza indirgeyecek, mal ve hizmet üretiminde daha etkin, verimli ve tutumlu yöntemlerin uygulanmasını sağlayacak alternatifleri geliştirerek daha iyi bir yönetim için yol göstermeyi, önderlik yapmayı amaçlayan bir eylemdir.’’35 William H. Newman’a göre denetim, ‘‘Çeşitli ölçütler koyma yoluyla çalışma sonuçlarının imkanlar ölçüsünde planlara uygun olmasını sağlamak, 34 35 Necip Polat, ‘‘Saydamlık, Hesap Verme Sorumluluğu ve Denetimin Etkinliği’’, Sayıştay Dergisi, Sayı 49, Nisan-Haziran 2003, s.74 H.Ömer Köse, ‘‘Denetim ve Demokrasi’’, Sayıştay Dergisi, Sayı 33, Nisan-Haziran, 1999, s. 63 17 elde edilen sonuçları ölçütlerle karşılaştırarak uygulamaların plandan ayrıldığı noktalarda düzenleme önlemlerini almaktır.’’36 Yönetim bilimciler genellikle denetimi, ‘‘Planlanan amaçlara erişilip erişilmediğinin tespiti, erişilmemiş ise bunun nedenlerinin araştırılması ve değerlendirilmesi ve bunlar için yapılan iş ve işlemlerin tümü’’ şeklinde tanımlamaktadırlar.37 ‘‘Bu tanımı unsurlarına ayıracak olursak:’’38 1- Kabul edilen plânın, verilen direktiflerin veya belirli şekilde konulan ilkelerin varlığı denetim için ilk şarttır. 2- Kabul edilen plâna, verilen direktife ve konulan ilkelere uygun ve etken bir yönetim faaliyeti denetim için gerekli ikinci şarttır. 3- Kabul edilen plâna, verilen direktife ve konulan ilkelere uygun ve etken bir yönetim faaliyetinin bulunup bulunmadığını denetleyecek bir kimsenin ve organın varlığı denetimin üçüncü şartını meydana getirir. 1.5. DENETİMİN SEBEPLERİ Örgütlerin yapısının ve hizmet alanlarının genişlemesinin doğal sonucu olarak örgütlerde çalışanların sayısı artmış ve bunların belirlenen plana uygun çalışıp çalışmadığının denetlenmesi önem kazanmıştır. Örgütlerde iyi bir denetim mekanizması işlemediği takdirde örgüt çalışanlarından yeterince verim almak mümkün değildir. Yolsuzlukların önüne geçebilmek, paradan, zamandan tasarruf sağlayabilmek ve hizmetlerin verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak için denetim mekanizmasından 36 37 38 William H. Newman; İşletmelerde ve Kamu Yönetiminde Sevk ve İdare, çev. Kenan Sürgit, Ankara, TODAİE Yayınları No. 186, 1979, s. 6 Mehmet Yazıcı, Örgütlenme İlkeleri, İstanbul, 2. bs., Çeltik Matbaası. 1978, s. 89 Nuri Tortop, Eyüp Günay İsbir, Burhan Aykaç, Yönetim Bilimleri, Ankara, 3. bs., Yargı Yayınevi, 1999, s. 160, 161, 162 18 önemli fonksiyonlar beklenmektedir. Denetimin iyi işlediği örgütlerde yapılan işlem ve eylemler kanunlara uygun olarak yapılmaktadır.39 Yönetim bilimi açısından denetim çeşitli sebeplerle yapılır:40 - Devlet idarelerinin sadece yaptıkları işle orantılı olarak genişleme eğilimlerine imkan sağlamaktır. - Ortaya çıkan sorun karşısında oluşan kamuoyunun düşüncelerine bürokrasi mensuplarınca önem verilmesini sağlamaktır. - Örgütlerde çalışanların yaptıkları işlerde mevzuata uygun çalışmasını ve şahsi düşüncelerinden arınmasını sağlamaktır. - Yönetenlerin yönetilenlerin haklarına saygı duymalarını ve bulundukları makamları sadece örgüt çıkarı için kullanmalarını sağlamaktır. - Bürokratların devlet yönetimiyle ilgili alınacak kararlarda kendilerinin düşünceleri dışındaki düşüncelere de yer verilmesini sağlamak ve tek başlarına söz sahibi olmalarını önlemektir. Görüldüğü gibi Yönetim Bilimi açısından denetleme, bürokratların görevlerini icra ederken yetkilerini sadece kamu yararı yönünde kullanmaları yanında bunların yasama organınca hazırlanan hukuki düzenlemelerin tespit ettiği amaçlara ne kadar ulaşılıp ulaşılmadığının değişik denetim türleriyle belirlenmesidir.41 Günümüzde örgütlerdeki yapısal ve hizmetsel genişlemeler beraberinde çalışanların sayısını çoğalmasına yol açmış ve etkin denetim ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Özellikle savurganlığın önlenmesi, yolsuzlukların ortadan kaldırılabilmesi ve kamu hizmetlerinde verimin arttırılabilmesi için denetime önemli işlevler düşmektedir. İyi işleyen bir denetim mekanizması, 39 40 41 Ulvi Saran, ‘‘Denetimin Yeri, Önemi ve Türk Kamu Yönetiminde Denetim Hizmetlerinin Geliştirilmesi’’, Yeni Türkiye Dergisi, cilt 3, sayı 14, 1997, s. 962, 965 William F. Larsen; Amme İdaresi Seçme Yazılar, çev. Gülgün Avcıoğlu, Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1959, s. 275 Nuri Tortop, Eyüp Günay İsbir, Burhan Aykaç, a.g.e., s.157 19 kamu hizmetlerinin daha çabuk, etkin ve verimli olarak görülmesini sağlayacak ve toplumun kalkınmasında önemli fonksiyonlar görecektir. 42 1.6. DENETİM TÜRLERİ Denetim, günümüzde modern yönetim anlayışının bir sonucudur ve yönetimin olduğu her yerde vardır. Dolayısıyla kamu yönetimi örgütünün de içinde denetim mekanizmaları ve denetim amacına yönelik kurumlar barındırması gereklidir ve bu işin doğası gereğidir. Kamu yönetiminin denetlenmesinde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Denetleme türlerini inceleyeceğimiz bu bölümde genel kabul gördüğünü düşündüğümüz bir sınıflandırmayı ele alıp inceleyeceğiz. Bu denetim türleri siyasi denetim, idari denetim, yargı denetimi, baskı grupları ve kamuoyudur. Siyasi denetim, kamu yönetimleri üzerinde uygulanan en önemli denetim türlerinden birisidir. Siyasi denetim, siyasi organlarca yani yasama organı ve hükümet tarafından yapılan denetimdir. Demokratik sistemlerde yasama organı ve hükümet halkın verdikleri oylarla oluşmaktadır ve kamu yönetimine kullanmaları için yetkiler vermişlerdir. Kamu yönetiminde ulaşılacak amaçlar ve uygulanacak programlar yasama organının yasalarıyla ve hükümetin kararlarıyla belirlenirler. Siyasi organlar verdikleri yetkiyi geri alma, yeniden düzenleme ve usulüne göre kullanılıp kullanılmadığını denetleme hakkını elinde tutar.43 Yasama organı yönetimi denetlerken birçok araç kullanır. Yasaların hazırlık aşamasında, yürürlükten kaldırılmasında, kurum ve kuruluşların ödenekleri dağıtılırken bütçe görüşmelerinde ve benzer diğer konulardaki görüşmelerde idari organları denetleme yetkisini elinde bulundurur. Bakanlar kendi yetkileri içindeki ve onların emrinde çalışanların işlem ve eylemlerinden 42 43 Ulvi Saran, a.g.m., s.962 Bilal Eryılmaz, Kamu Yönetimi, İstanbul, Erkam Matbaası, 2001, s. 302, 303 20 dolayı meclis karşısında siyasi olarak sorumludurlar. Anayasanın ilgili maddelerinde belirtildiği üzere yasama organı; soru, gensoru, genel görüşme, meclis soruşturması, meclis araştırması gibi yollarla hükümeti dolayısıyla yönetimi denetleme imkanına sahiptir. Bakanlar ceza sorumluluklarından dolayı meclis tarafından Yüce Divana sevk edilebilirler. Meclis genel kurulunda görüşülecek konuların uzmanlık gerektirmesinden dolayı yasama organı içinden ihtisas ve araştırma komisyonları oluşturulur. Bu komisyonların raporları ön denetim açısından önemlidir ve Meclis Genel Kurulunca görüşülerek karara bağlanır. Halkın yönetimden olan beklentilerine karşılık verecek olan dilekçe komisyonları ve parlamenterlere gelen talepler aracılığıyla da yönetimin kurallara uygun hareket edip etmediği denetlenebilir. Sayıştay ve benzeri kuruluşların yürütmenin mali işlemlerini denetleyip, yasama organına bilgi vermesi yasama organının denetim faaliyeti içinde değerlendirilebilir.44 İdari denetim; hiyerarşik denetim, idari vesayet ve idari teftiş olarak üç şekilde kendini gösterir. Hiyerarşik denetim aynı kamu tüzel kişiliğinde denetim olmasına karşın idari vesayet, bir kamu tüzel kişisinin kendisi dışında başka bir kamu tüzel kişisi üzerindeki denetimdir. Her kamu tüzel kişiliğinin kendi bünyesi içinde bir hiyerarşik yapı olmasından dolayı hiyerarşik denetimde doğal olarak o yapı içerisinde var olmaktadır. Hiyerarşik denetim merkezden yönetim sisteminin kurum ve kuruluşlarında uygulanabildiği gibi yerinden yönetim kuruluşlarında da uygulama alanı bulmaktadır. İdari vesayet, devletin tüzel kişiliğini yerinden yönetim kuruluşları üzerinde hissettirdiği bir denetim biçimidir. Böylece Devlet, yerinden yönetim kuruluşlarını dışarıdan denetim altında tutmaktadır.45 44 45 H. Ömer Köse, a.g.m., s.67, 68 Hamza Eroğlu, İdare Hukuku Genel Esaslar, İdari Teşkilât ve İdarenin Denetlenmesi, Ankara, 5. bs., Turhan Kitabevi Yayınları, 1985, s.334 21 İdari teftiş, ‘‘Her kademedeki memurların, daha üst kademedeki yetkili otorite adına denetlenmesidir. İdari teftiş ile hiyerarşik denetim arasında bir benzerlik olduğu düşünülse bile esasında bu iki denetim türü arasında farklılıklar vardır. Şöyle ki, idari teftiş, müfettişler tarafından yapılır ve teftiş kurulu mensuplarının yürütme yetkileri yoktur. Halbuki hiyerarşik denetimi yapan amirlerin, yürütme yetkileri vardır. Esasen idari teftiş müfettişler tarafından ve yürütmeye yetkili otorite adına yapıldığı için kurmay hizmet niteliğindedir.’’46 Yönetim Bilimi açısından denetim ve teftiş kavramları teknik olarak aynı anlama gelmemektedirler. Teftiş olarak anılan denetim türü idarenin faaliyetlerini yaparken yürürlükte bulunan mevzuata uygun hareket edip etmediğinin soruşturmalar yoluyla araştırılmasıdır. Denetim ise, yönetimin gelişmesine katkısı olacak ve ona yol gösterecek faaliyetleri içeren bir mekanizmadır.47 Yargı denetimi, kamu yönetiminin denetlenmesinde kullanılan yöntemlerden birisidir. Hukuk devletinin bir göstergesi olarak, idare eylem ve işlemlerinde yargı denetimine tabidir. Yargı denetimi sayesinde yönetilenler idareye karşı korunmaktadır. Eğer bir ülkede yönetimin yargı tarafından denetimi isteniyorsa öncelikle hukuk devleti düşüncesinin yerleştirilmesi ve kişi hak ve hürriyetlerinin geliştirilmesi sağlanmalıdır.48 Yönetimin yargısal denetiminde ‘‘İdari Yargı’’ sistemi ve ‘‘Yargı Birliği’’ sistemi olmak üzere dünyada iki sistem vardır. ‘‘Yargı Birliği’’ sistemi AngloAmerikan ülkelerinde (Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Danimarka, Norveç) uygulanan, ‘‘İdari Yargı’’ sistemi Kara Avrupası ülkelerinde (Fransa, Almanya, İsveç, Belçika, İtalya, Avusturya) ve ülkemizde de uygulanan sistemdir. ‘‘Yargı Birliği’’ sisteminde yönetenler ile yönetilenler aynı hukuk sistemine tabidirler ve aralarındaki anlaşmazlıklar adalet mahkemeleri 46 47 48 Nuri Tortop, Eyüp Günay İsbir, Burhan Aykaç, a.g.e., s. 17 Nuri Tortop, Eyüp Günay İsbir, Burhan Aykaç, a.g.e., s. 159 Bilal Eryılmaz, a.g.e., s. 316 22 tarafından çözümlenir.49 ‘‘İdari Yargı’’ sisteminde, idarenin eylem ve işlemleri karşısında zarara uğrayan vatandaşlar mağduriyetlerinin giderilmesi için kurulmuş idari yargı organlarına başvururlar. Buradaki davalar doğrudan idari mahkemelerde görülür, sivil mahkemelerde görülmezler. Ülkemizdeki idari yargı sistemi Anayasa’dan kaynaklanır ve kendini Danıştay örgütlenmesi biçiminde gösterir. Danıştay’ın hem yargısal hem de idari görevleri vardır. Bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri Danıştay’ın altında görev yapar. İdare mahkemeleri, idari yargıda genel görevli mahkemedir.50 Yargı denetiminde vatandaşlar haklılıklarını ortaya koyabilmek için teknik hukuk bilgisine sahip avukatlara ihtiyaç duymaktadır. Gerek danışmak olsun gerekse vekalet vermek olsun vatandaşa maddi bir külfet yükleyecektir. Yargı denetiminde işlemler karışıktır, teknik bir bilgi ister yargılama aşaması yavaştır. Bunlar gibi nedenlerle kamu yönetiminin denetlenmesinde yargı denetimi sınırlı bir etkiye sahiptir.51 Kamu yönetiminin denetlenmesi türlerinden bir başkası da baskı grupları ve kamuoyudur. Baskı grupları kamu yönetimi üzerinde etkili olmaya çalışmaktadırlar. Çünkü yasama organının kanun yaparken her şeyi önceden öngörmesi mümkün değildir. Bunun için yasama organı kamu yönetimine takdir yetkisi, düzenleme ve siyaset yapma gücü vermiştir. Bu nedenle baskı grupları kamu yönetimini etkilemeye çalışmaktadırlar.52 ‘‘Özgür ve özerk basın yayın kuruluşlarının bulunması, örgütlenme özgürlüğünün tam olarak sağlanmış olması, yönetsel yöntemlerin kamuoyunca bilinmesi ve bilgi edinme hakkının yurttaşlara tanınmış olması 49 50 51 52 H. Ömer Köse, a.g.m., s.71 Bilal Eryılmaz, a.g.e., s. 317 Bilal Eryılmaz, ‘‘Kamu Bürokrasisinin Denetlenmesinde Yeni Gelişmeler’’, Türk İdare Dergisi, Sayı 402, 1994, s. 85 Ira Sharkansky, Public Administration, Markham Publishing Company, Chicago, 1970, s. 182’den naklen Bilal Eryılmaz, a.g.e., s. 318 23 durumunda kamu kurum ve kuruluşlarının yaptığı eylem ve işlemlerin kamuoyunca denetlenmesi kolaylaşacaktır.’’53 Baskı grupları doğrudan yönetimi etkilemeye çalıştıkları gibi, kamuoyunu hedef alarak dolaylı olarak yönetimi etkilemeye çalışırlar. Baskı grupları kamuoyunu değişik yöntemlerle etkiler. Bunların başında basın-yayın yoluyla yapılan propaganda gelmektedir. Gazete, radyo, televizyon vb. propaganda araçları olarak kullanılmaktadır. Belli bir konuda kamuoyu oluşturmak için basın-yayın araçlarının belli bir çevrenin etkisi altına girdiği görülebilir. Basın-yayın araçları sayesinde birçok hükümet son bulmaktadır ve yerine yenileri kurulmaktadır.54 Baskı grupları, kamuoyu ile ilgili olarak kuruluşlar arasında bir köprü görevi gören halkla ilişkiler uzmanlarından da yararlanırlar. Söz konusu kişiler çeşitli çıkar gruplarının isteklerini yönetime ulaştırmakta ve yönetimin yaptığı hizmetleri çeşitli enformasyon araçları ile kamuoyuna duyurmaktadırlar. Kamuoyu, yönetimin işleyişi ile ilgilenir, yolsuzluklara karşı tepki gösterir ve meslek grupları halinde örgütlenme olanağı bulursa, yönetim üzerinde yolsuzlukları önleyici doğrultuda bir denetim sağlayabilir. Kamuoyunun gücünün, öneminin ve etkisinin yönetim tarafından bilinmesi ve kabul edilmesi yasalara aykırı davranışları kısıtlar, böylece diğer denetleme yollarına duyulan gereksinme azalır.55 53 54 55 Turgay Ergun, Kamu Yönetimi: Kuram/Siyasa/Uygulama, 1. bs., Ankara, TODAİE Yayınları No: 332, 2004, s. 116 Bilal Eryılmaz, a.g.m., s. 86 Nuri Tortop, ‘‘Yönetimin Denetlenmesi ve Denetleme Biçimleri’’, Amme İdaresi Dergisi, cilt 7, sayı 1, 1974, s. 49 24 1.7. KAMUOYU DENETİMİ Kamuoyu, ‘‘Sözel olarak anlatılmış durumlar ve sorunlara insanların tepkileri; genel önemi olan bir konu üzerinde, insanların önemli bir bölümünün yaptığı seçimlerin(tercihlerin) bileşimi’’ olarak tanımlanabilir.56 Kamuoyunun oluşması için belirli koşulların gerçekleşmesi gerekir. Ortaya çıkan sorun veya olay kişilerin davranışlarında etkide bulunmalıdır. Yani o sorun veya konunun birileri tarafından açıklanması kamuoyunun oluşması için yeterli değildir. O sorun veya olay kamuoyunu oluşturacak gruba yakından etki etmelidir. Bu sorun veya konu anlaşılabilir olmalıdır Bu sorun veya konu hakkında birçok kimsenin rahatsız olması gerekmektedir. Bu sorun veya konuya karşı yapılan tepkiler olumlu olduğu gibi olumsuzda olmalıdır. Yani bu konuda kanaatlerin kutuplaşması gerekmektedir.57 Kamuoyunu oluşmasında birçok etken vardır. Kişilerin karşılaştıkları ilk sosyal çevre olan aile, daha sonra bulundukları okul yaşamları, arkadaş çevresi, meslek kuruluşları, üye oldukları sendikalar ve siyasi partiler kamuoyunun oluşmasında etkilidir. Ayrıca kamuoyunun oluşmasında ideolojinin, nüfusun, dinin, dilin, hukuki ve siyasi ortamın ve kitle iletişim araçlarının etkili olduğu da görülmektedir. 58 İdareciler, yönetimi altında bulundurduğu kişilerin düşüncelerine ve davranışlarına karşı duyarlı olmalıdırlar ve onlardan gelecek tepkileri göz önünde bulundurmalıdırlar. Ülkemizde ve dünyada yönetilenlerin çoğu hükümetlerin yapısını ve davranışını etkilemektedirler.59 Yönetilenler, idarenin eylem ve işlemleriyle yakından ilgilendiği, ortaya çıkan yolsuzluklara karşı güçlü ve sağ duyulu bir tepki gösterdiği zaman, idarenin yolsuzluklarında önleyici bir denetim faktörü olarak ortaya çıkarlar. 56 57 58 59 Lucian Warner, ‘The Reliability Of Public Opinion Surveys’, The Public Opinion Quarterly, C. III., Published by The University Of Chicago Pres, USA, 1939, s. 377’den naklen Ali Murat Vural, a.g.e., s. 46 Nermin Abadan Unat, Kamuoyu Ders Notları, s. 30 Mustafa Mutlu, a.g.e. s. 38 Mehmet Gönlübol, a.g.e., s.226 25 Yönetenler, kamuoyunun taleplerini her zaman değerlendirmek zorundadırlar. Kamuoyunun taleplerini yönetenlere ileten araçlardan bir tanesi basındır. Basın kamuoyunun taleplerini idareye iletirken, idarenin aldığı kararları da kamuoyuna duyurur. Yani basın, halkın idareyi denetlemesinde önemli bir fonksiyona sahiptir. Ancak basının etkin bir fonksiyona sahip olması sadece özgürlükçü ve demokratik rejimlerde söz konusu olur.60 Etkin ve hareketli bir kamuoyunun varlığı için bireylerin toplumla kendini bütünleşmiş görmeleri, soyut durumları ölçebilme ihtimaline sahip olmaları, yaşadıkları ortamdan korkmamaları, haber alma ve bilgi edinme imkanlarının olmaları ve toplumu ilgilendiren konularda bazı siyasal prensiplere sahip olmaları gereklidir. Bu şartları taşıyan toplumlarda kamuoyları toplumu ilgilendiren olaylarda tartışma ortamı yaratacak ve farklı düşüncelerin ortaya çıkmasını sağlayarak bütünleştirici, eleştirici ve itici bir görev alacaktır.61 Siyasi partiler, dernekler, sendikalar, basın ve benzeri araçlarda kendisini ifade edebilen kamuoyunun, idarenin eylem ve işlemleri karşısındaki tepkileri idare tarafından göz önünde bulundurulduğu zaman yönetim ile yönetenler arasında bir uyum oluşabilir. Son zamanlarda halkla ilişkilerin önem kazanması, teknolojinin gelişmesi ve halk arasındaki iletişimin kolaylaşması gibi etkenler, yönetenler ile yönetilenler arasındaki etkileşimi ve dolayısıyla kamuoyu denetimini etkili hale getirmiştir.62 Yönetimi denetlemede kamuoyu bilinçli ve duyarlı olduğu sürece etkili bir araç fonksiyonu görecektir. Bilinçli ve duyarlı bir kamuoyunun olması, diğer denetleme yollarına daha az başvurulmasının bir nedeni olabilir. Güçlü bir kamuoyunun varlığının önemli etkiler meydana getireceğinin yönetim 60 61 62 Hamza Eroğlu, a.g.e., s.346, 347 Nermin Abadan Unat, Kamuoyu Ders Notları, s.115, 116 H. Ömer Köse, a.g.m., s. 73 26 tarafından bilinmesi ve benimsenmesi, yönetenlerin yasalara uygun şekilde davranmasını sağlar ve diğer denetleme yollarına başvurma sayısı azalır.63 Demokrasilerde kamuoyu ve medya yan yana gelerek hükümetlerin vatandaşlarına karşı sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerinin denetimi konusunda bir denetim fonksiyonu görürler. Medya toplum içerisinde olan olayları izler, bunlar hakkında izleyicilerini ya da okuyucularını bilgilendirir ve ortaya çıkacak kamuoyunun oluşmasına katkıda bulunur. Daha sonra da medya sayesinde kamuoyunun talepleri duyurulur. Medya bu taleplerin karşılanması için çeşitli politikaların hayata geçirilmesine yardım eder. Medyanın kamuoyu oluşturma ve kamuoyunun taleplerini yansıtma 64 gücünden iktidarı elinde bulunduranlar etkilenirler. 1.8. SİYASAL SİSTEMLER VE KAMUOYU Kamuoyunun biçimlenmesi ve etkinliği içinde yer aldığı siyasal sistemin özelliğine göre büyük farklılıklar gösterir. Kamuoyu ile siyasal sistemler arasındaki ilişkiyi inceleyebilmek için siyasal rejimleri; demokratik rejimler, totaliter rejimler ve az gelişmiş ülke rejimleri olmak üzere üçe ayırabiliriz.65 1.8.1. Demokratik Sistemlerde Kamuoyu Kamuoyu, ortaya çıkan bir durum karşısında halkın kanaatlerini, görüş ve düşüncelerini anlatan bir kavramdır. Demokrasi ise halkın görüş ve düşüncelerini herhangi bir baskı altında olmadan söyleyebildikleri siyasal sistemle ilgili bir kavramdır. Dolayısıyla halk, kamuoyu ve demokrasi 63 64 65 Nuri Tortop, Eyüp Günay İsbir, Burhan Aykaç, a.g.e., s. 189 Necdet Atabek, Erdal Dağtaş, Kamuoyu ve İletişim, Eskişehir, T.C. Anadolu Üniversitesi Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı Yayın No: 139, 1998, s. 228 Necdet Atabek, Erdal Dağtaş, a.g.e., s. 192 27 kavramının ortaya çıkmasında önemli bir yere sahiptir. Demokrasi varolduğu sürece kamuoyunun kanaatleri, görüşleri ve düşünceleri özgür bir ortamda oluşacaktır ve güvence altında olacaktır.66 Kamuoyu sadece demokratik özellikler taşıyan bir ortamda özgürce, serbestçe ve güdümlü olmaksızın oluşabilecektir. Demokratik rejimlerde kamuoyu yukarıdan yönlendirilmemektedir. Bunun için böyle oluşan bir kamuoyunun siyaset üzerindeki etkisi veya bir siyasal güç olarak işlev görmesi ile serbestçe oluşmamış bir kamuoyunun etkisi ve rolü aynı olmayacaktır. Demokrasi sadece seçimlerin özgürce yapılması değildir, aynı zamanda özgür ve serbest bir şekilde oluşacak kamuoyu rejiminin de tanınmasıdır. Bu kamuoyunun serbest bir şekilde oluşabilmesi içinde halka düşünce, ifade, basın-yayın, örgütlenme, siyasal faaliyette bulunma gibi bazı özgürlükler tanınmalı ve demokrasi içinde bunlara işlerlik kazandırılmalıdır.67 Tüm bu özgürlükler tanındığı ve buna paralel olarak olaylar karşısında halkın çeşitli görüşleri, karşıt fikirleri, değişik yorumları açıkça ortaya çıktığı ve tartışıldığı hür bir ortam olan demokrasilerde kamuoyunun kayıtsız ve baskısız oluşabileceği beklenebilir.68 Demokratik rejimin sağlayacağı baskısız, özgür ve serbest bir ortam için halk, kendi istek ve düşünceleri doğrultusunda kamu sorunları hakkında bilgi sahibi olmak isteyecektir, bunlarla ilgilenecektir, siyasi faaliyetlerde bulunarak alınacak kararlarlı etkilemek ve denetlemek çabası içinde olacaktır.69 Halka sınırsız bir şekilde tüm özgürlüklerin ve serbestliklerin tanındığı çok özgür toplumsal ve siyasal sistemleri bulabilmek her zaman mümkün olamayabilir. Çünkü dünyadaki tüm siyasal sistemlerin az ya da çok belli bir resmi ideolojisi vardır. Bu resmi ideolojiye ters gelen ya da gerçekleşmesi 66 67 68 69 Cengiz Anık, “Siyasi Rejimler ve Kamuoyu”, Selçuk İletişim Dergisi, cilt 1, sayı 1, 1999, s.81 Davut Dursun, a.g.e., s.303-304 Necdet Atabek, Erdal Dağtaş, a.g.e., s.192 Duygu Sezer, a.g.e., s.50 28 mümkün olmayan düşüncelerin, görüşlerin gerek yasal olarak kısıtlamalarla gerekse ekonomik engel ya da yaptırımlarla yayılması ve bu düşünceler etrafında örgütlenilmesi engellenmeye çalışılır.70 1.8.2. Totaliter Sistemlerde Kamuoyu Kamuoyu, totaliter sistemlerde istenilen ve beklenilen şekilde oluşturulur ve amaçlara ulaşmada, idealleri gerçekleştirmede ondan en fazla yararlanılır. Totaliter sistemlerde kamuoyu bu sistemin en büyük destekçilerinden biridir. Oysa ki demokratik sistemlerde kamuoyu sistemin denetim ve denge unsudur. Totaliter sistemde merkezi iktidar, belirli konularda bir kanaat oluşturarak ikna yöntemleri gibi çeşitli araçlar vasıtasıyla halk-yönetim bütünleşmesini sağlamaya çalışmaktadır. Merkezi iktidarın dayattığı düşünceler meşru olarak kabul edilmekte ve kamuoyu bu yönde biçimlendirilmeye çalışılmaktadır.71 Totaliter sistemlerde kamuoyu serbestçe oluşmaz. Çünkü düşüncelerin, kanaatlerin açıklanması, tartışılması ve eleştirilmesi yasaktır. Ancak iktidarı elinde bulunduranların halkı kendi istedikleri gibi düşünmeye zorlamaları neticesinde oluşan bir kamuoyu vardır. Bu kamuoyu da merkezi iktidar tarafından empoze edilen düşünceler doğrultusunda yönlendirilecektir. Totaliter sistemlerde kitle iletişim araçlarında tek söz sahibi devlettir. Kitle iletişim araçlarında bireylerin girişim özgürlükleri yoktur, bu alan tamamen devletin tekelindedir. Toplumdaki eğitim ve iş hayatı alanında iktidarın denetim ve gözetimi söz konusu olduğu için kamuoyunun oluşmasında önceden planlanan süreç işlemektedir.72 Totaliter sistemde sistemin benimsediği görüşlerin mantığına ters düşen görüşlerin yayılması mümkün değildir. Bir görüş veya düşünce yayılacak ya da benimsetilecekse bu görüş ya da düşünce kesinlikle resmi 70 71 72 Ali Öztekin, a.g.e., s.110 Cengiz Anık, a.g.m., s. 80 Davut Dursun, a.g.e., s.304 29 ideolojinin ilkeleri çerçevesinde değerlendirilen bir görüş ya da düşünce olmalıdır. Buna imkan sağlayan en büyük araçlardan birisi de siyasi iktidarın tekelinde bulunan kitle iletişim araçlarıyla yaptığı propagandadır. Zaten okul yaşamı ve iş hayatında aynı düşünceler doğrultusunda yönlendirilmeye başlandıkları için düşüncelerin değiştirilmesi ve benimsetilmesi diye bir sorun ortaya çıkmayacaktır. Demokratik sistemlerde olduğu gibi düşünce, basın, örgütlenme özgürlüğü ile oluşan serbest kamuoyunun aksine totaliter sistemlerde devlet tekelinde bulunan kitle iletişim araçlarıyla oluşturulan ‘‘güdümlü’’ bir kamuoyu olacaktır.73 Demokrasi rejimi ile sosyalist rejim kamuoyu açısından kuramsal olarak karşılaştırıldığında birbirleri ile ilişkili temel iki fark belirmektedir:74 1- Batı demokrasilerinde kamuoyu kimse tarafından yön verilmeden kendiliğinden ortaya çıkan bir durum görünümünde iken, sosyalist rejimlerde kamuoyu yönetici kadro tarafından yön verilerek ortaya çıkan bir durum görünümündedir. 2- Dolayısıyla, siyasal yönetici kadro ile halk kanaatleri arasında ilişki ve etkileşmenin farklı yönlerde işleyeceği öngörülmektedir. Batı demokrasilerinde halkın kendi isteğiyle seçilip halkı temsil eden yönetici kadro halkı için her şeyin doğrusunu bilecek, bilinçli bir halkın isteklerini yerine getirecek ve halktan gelecek düşünceler çerçevesinde faaliyet gösterecektir; bir anlamda, halk tarafından yönetilen isteklerin ve kanaatlerin gerçekleşmesi yönetici kadronun varlık nedeni olacaktır. Sosyalist toplumda ise yönetici kadro halkın yani işçi sınıfının çıkarlarını nasıl gerçekleştirileceğini ve korunacağını en doğru şekilde bilen bir kesim olacaktır. Bu kesim sınıf bilincine sahiptir ve sınıf bilincine sahip olmayan halkın yani işçi sınıfının bilinçlendirilmesi, eğitilmesi ve kanaatlerinin biçimlendirilmesi yönünde faaliyet gösterecektir. 73 74 Münci Kapani, a.g.e., s.153, 154 Duygu Sezer, a.g.e., s.51-52 30 1.8.3. Az Gelişmiş Ülke Sistemlerinde Kamuoyu Az gelişmiş ülkeler değişik siyasal sistemlere sahiptir ve bu ülkelerde tam olarak kamuoyunun oluşması zordur. Bu ülkelerin siyasal sistemleri Batı tipi çok partili sistemlerden Marksist modele kadar uzanan bir sistem içinde değişiklik gösterebilirler. Bir gün teokratik bir sistem varken diğer gün Marksist bir devlet sistemine sahip olma ihtimalleri vardır. Siyasal sistemleri ne olursa olsun, az gelişmiş ülkelerde kamuoyunun oluşmasında etkili bazı temel noktalar vardır. Az gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlar bir bütün olma bilincine sahip değildirler. Kendilerini devletin bir üyesi olarak görmezler. Nüfusunun çoğunluğu kırsal kesimlerde küçük gruplar halinde yaşadığı için, kendileri dışındaki olaylardan haberdar değildirler. Kendi içlerinde kendi ihtiyaçlarını giderecek şekilde dışa kapalı olarak yaşarlar. Kendi sorunları dışındaki sorunlarla ilgilenmedikleri için, ülke, dünya sorunlarında da bilgi sahibi değildirler. Dolayısıyla bunlara ilgide duymazlar. Diğer bir nokta, ülkelerin toplumsal ve ekonomik yapıları örgütlenme ve uzmanlaşmaya imkan vermedikleri için yaşayanlar arasında bir sınıflaşma dolayısıyla sınıflar arası fikir ayrılıkları ortaya çıkmaz. Baskı ve çıkar gruplarının kamuoyunun oluşmasındaki etki rolü bu ülkelerde görülmeyecektir. Diğer bir nokta, az gelişmiş ülkelerdeki eğitim seviyesinin çok düşük olmasıdır. Televizyon, radyo gibi kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmamasının yanında eğitim seviyesinin düşüklüğü de eklenince kamuoyunun oluşması söz konusu olmayacaktır.75 75 Ali Öztekin, a.g.e., s.112 31 İKİNCİ BÖLÜM 1982 ANAYASASI SONRASI TÜRKİYE’DE KAMUOYU DENETİMİ 2.1. YASAL ALT YAPISI Düşünce ve ifade özgürlükleri kamuoyunun oluşması açısından çok önemlidir. Hak ve özgürlüklerin bir anlam ifade edebilmesi için gerek anayasada gerekse yasalarda teminat altına alınması gerekmektedir. Halkın yönetimin faaliyetleri konusunda bilgilenmesi, yönetime katılması, yönetimin eylem ve işlemlerini denetlenmesi açısından mevcut düzenlemeler yanında son zamanlarda hukuk sistemimizde yeni düzenlemeler getirilmiştir. Halkın bu düzenlemelerin farkında olması ve hukuki düzenlemelerde getirilen hakları kullanma iradesi, en az bu düzenlemeler kadar önemlidir.76 2.1.1. 1982 Anayasası77 Kamuoyunun oluşmasıyla ilgili olarak 1982 Anayasası’nın ‘‘Temel Haklar ve Ödevler’’ başlıklı ikinci kısmı “Kişinin Hakları ve Ödevleri” başlıklı ikinci bölümünde birçok maddenin olduğunu görüyoruz. 1982 Anayasası’nın ‘‘Haberleşme hürriyeti’’ başlıklı 22’nci maddesinde (Değişik: 3.10.2001-4709/7 md.) “Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır” hükmü yer alır. 1982 Anayasası’nın ‘‘Düşünce ve kanaat hürriyeti’’ başlıklı 25’inci maddesinde “Herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve 76 77 Murat Altun, Erdal Kuluçlu, a.g.m., s.27 7.11.1982 Tarihli 2709 Sayılı 1982 Anayasası madde 22, 25, 26, 28, 30, 31, 33, 34 32 amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz” hükmü yer alır. 1982 Anayasası’nın ‘‘Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti’’ başlıklı 26’ncı maddesinde “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak veya vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.” hükmü yer alır. 1982 Anayasası’nın ‘‘Basın hürriyeti’’ başlıklı 28’inci maddesinde “Basın hürdür, sansür edilemez. Basınevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz.” hükmü yer alır. 1982 Anayasası’nın ‘‘Basın araçlarının korunması’’ başlıklı 30’uncu maddesinde (Değişik: 7.5.2004-5170/4 md.) “Kanuna uygun şekilde basın araçları, suç aletleri olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.” hükmü yer alır. 1982 Anayasası’nın ‘‘Dernek kurma hürriyeti’’ başlıklı 33’ününcü maddesinde (Değişik: 23.07.1995-4121/2 md;3.10.2001-4709/12 md.) “Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.” hükmü yer alır. 1982 Anayasası’nın ‘‘Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı’’ başlıklı 34’üncü maddesinde (Değişik: 3.10.2001-4709/13 md.) “Herkes önceden izin alınmadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.” hükmü yer alır. Sayılan bu maddeler 1982 Anayasası’nda kamuoyunun oluşmasını güvence altına alan hak ve hürriyetlerdir 1982 Anayasası’nın ‘‘Kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı’’ başlıklı 31’inci maddesinde 33 “Kişiler ve siyasî partiler, kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir.(Değişik: 3.10.20014709/11 md.) Kanun, milli güvenlik, kamu düzeni, genel ahlâk ve sağlığın korunması sebepleri dışında, halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz.” hükmü yer alır. Buradan da anlaşılacağı üzere 1982 Anayasası kamuoyunun serbest bir şekilde oluşmasını istisnalar dışında kabul etmiştir ve haberleşme hürriyetiyle, düşünce ve kanaat hürriyetiyle, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetiyle, basın hürriyetiyle, dernek kurma hürriyetiyle ilgili gerekli düzenlemeleri yapmıştır. Türkiye’de yaşayan kişilerin tümü bu anayasal düzenlemelerden haberdar değildir. Bu anayasal düzenlemelerden haberdar olan kişilerin bir bölümü de bunları aldıkları üniversite eğitimi neticesinde öğrenmişlerdir. Üniversite öğrenimlerine başlamadan önce sadece kavram olarak karşılaştıkları konular hakkında üniversite eğitimlerinde ayrıntılı bir bilgiye ulaşmaktadırlar. Konu olarak İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinin ilgi alanına giren kamu yönetimi bölümlerinde anayasa bir ders olarak okutulmakta ve öğrenciler anayasa hakkında bilgilendirilmektedirler. Bu eğitimden geçen kişiler ortaya çıkan sorunlar karşısında haberleşme hürriyetlerini olduğunu bilmektedirler ve bunu kullanma bilincine sahip olacaklardır. Ayrıca düşünce ve kanaatlerini özgürce açıklama ve toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılma bilincine de sahip olacaklardır. Bu kişiler anayasadan kaynaklanan bu hak ve hürriyetlerini kullanarak sorunlar hakkında serbest şekilde bir kamuoyu oluşturacaklardır ve sorunların çözümünde etkili olacaklardır. Türkiye’de kanunlarda bu kişilerin haber almalarını, düşünce ve kanaatlerini açıklamayı ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici maddeler koymamaktadır. 34 2.1.2. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Kamuoyu denetimi 5018 sayılı Kanunla Hukuk sistemimizde yerini alan önemli kavramlardan bir tanesidir. Kanunun 7’nci maddesinde kamu kaynaklarının elde edilmesi ve kullanılmasında denetimin sağlanması amacıyla kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiği belirtilerek kamuoyu ve denetim kavramları yan yana kullanılmıştır. Daha önceki yasal düzenlemeler de genellikle pasif yönüyle ele alınan kamuoyuna sadece duyma fonksiyonu yüklenmiştir. 5018 sayılı kanunda kamuoyu, denetim fonksiyonunun içinde yer almıştır. Olaylar ve sorunlar karşısında kamuoyu denetimini önemli hale getiren 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu üzerinde oldukça fazla durulması gereken bir düzenlemedir.78 5018 Sayılı kanunun 1’inci maddesine göre Kanunun amacı;79 ‘‘Kalkınma planları ve programlarda yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak üzere, kamu malî yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm malî işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve malî kontrolü düzenlemektir.’’ 5018 Sayılı kanunun üçüncü bölümünün Kamu Kaynağının Kullanılmasının Genel Esasları altında ‘‘Mali Saydamlık’’ başlıklı 7’nci maddesi;80 ‘‘Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında denetimin sağlanması amacıyla kamuoyu zamanında bilgilendirilir. Bu amaçla; a) Görev, yetki ve sorumlulukların açık olarak tanımlanması, 78 79 80 Murat Altun, Erdal Kuluçlu, a.g.m., s. 32 10.12.2003 Tarihli 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Madde 1 10.12.2003 Tarihli 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Madde 7 35 b) Hükümet politikaları, kalkınma planları, yıllık programlar, stratejik planlar ile bütçelerin hazırlanması, yetkili organlarda görüşülmesi, uygulanması ve uygulama sonuçları ile raporların kamuoyuna açık ve ulaşılabilir olması, c) Genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri tarafından sağlanan teşvik ve desteklemelerin bir yılı geçmemek üzere belirli dönemler itibarıyla kamuoyuna açıklanması, d) Kamu hesaplarının standart bir muhasebe sistemi ve genel kabul görmüş muhasebe prensiplerine uygun bir muhasebe düzenine göre oluşturulması, Zorunludur. Malî saydamlığın sağlanması için gerekli düzenlemelerin yapılması ve önlemlerin alınmasından kamu idareleri sorumlu olup, bu hususlar Maliye Bakanlığınca izlenir.’’ şeklindedir. 5018 Sayılı kanunun Altıncı Bölümünün ‘‘Faaliyet ve Raporları ve Kesin Hesap Kısmının Faaliyet Raporları’’ başlıklı 41’inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası şöyledir;81 ‘‘Harcama yetkilisi*, birim faaliyet raporunu üst yöneticiye verir. Üst yönetici, birim faaliyet raporlarını esas alarak, idaresinin faaliyet sonuçlarını gösteren idare faaliyet raporunu hazırlar. İdare faaliyet raporu, Sayıştaya verilir ve üst yönetici tarafından kamuoyuna açıklanır. Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumları, idari faaliyet raporlarının bir örneğini Maliye Bakanlığına, mahallî idareler ise İçişleri Bakanlığına gönderir. İçişleri Bakanlığı, mahallî idare faaliyet raporları üzerine değerlendirme 81 10.12.2003 Tarihli 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Madde 41 ikinci ve üçüncü fıkra *Bütçeyle ödenek tahsis edilen her bir harcama biriminin en üst yöneticisi harcama yetkilisidir. Üst yöneticiler ve bütçeyle ödenek tahsis edilen harcama yetkilileri tarafından idari sorumlulukları çerçevesinde her yıl faaliyet raporları düzenlenir. 10.12.2003 Tarihli 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Madde 31 36 raporu hazırlar, Sayıştaya gönderir ve kamuoyuna açıklar. Bu Raporun bir örneği de Maliye Bakanlığına gönderilir.’’ Kanun koyucunun denetiminde rol alacak faaliyetlerin kamuoyunun bilgisine sunulması ve kamuoyunun bu faaliyetlere ulaşmasını sağlayacak düzenlemeler yapması kamuoyu denetimi açısından son derece önemlidir. Kamuoyu hükümet politikalarının, kalkınma planlarının, yıllık programların, bütçelerin uygulanma sonuçlarından haberdar olduğu ve onlara kolay ulaşabildiği takdirde onlar karşısında denetim fonksiyonu olarak görev alabilecektir. İdarenin faaliyetlerinin kamuoyunun bilgisine açık olması halinde bu faaliyetler yapılırken kamu yararına uygun hareket edilip edilmediğinin araştırılması kolaylaşacaktır. Kamuoyu idarenin faaliyetleri hakkında gerek bilgi isteyerek gerekse isteklerde veya şikayetlerde bulunarak yapılan faaliyetlerin hukuka ve kamu yararına uygun yapılması konusunda etkili olurlar. İdare faaliyetlerini gerçekleştirirken kullandığı kaynaklar hakkında kamuoyunu bilgilendirerek kamuoyunda oluşacak şüphelerin önüne geçmiş olacaktır. Burada asıl önemli konulardan bir tanesi de kişilerin bu konular hakkında ilgili olmasıdır. Üniversite eğitimi almış kişiler bu konular hakkında daha duyarlı ve bilinçli olacaktırlar. Özellikle devlet ve yönetim yapısıyla ilgili derslerin ağırlıklı olması nedeniyle kamu yönetimi bölümünde alınan eğitim neticesinde kişiler, ülke kaynaklarının nasıl kullanıldığı, yapılan faaliyetlerin hukuka uygun olup olmadığı, faaliyetler yapılırken kamu yararının gözetilip gözetilmediği konularının öneminin farkında olacaktırlar ve davranışlarında buna göre hareket edeceklerdir. Bu kişiler farkına vardıkları sorunların çözümü için gerekli mücadeleyi vereceklerdir ve sorunların çözümünde etkili oldukları gibi idarenin faaliyetlerinde bir denetim faktörü olarak da ortaya çıkacaklardır. 2.1.3. 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Kamu yönetiminin daha etkin kılınabilmesi için bünyesinde bulundurduğu kişi, grup ve örgütlerle sağlıklı bir etkileşim kurulmalıdır. Bu sağlıklı etkileşimin birinci koşulu, kamu yönetiminin yaptığı işlem ve 37 eylemlerin sonuçlarını çevresine doğru aktarabilecek mekanizmaları kurması, ikinci koşulu, kamu yönetiminin yaptıkları hizmetler sonucu çevrenin taleplerini göz önüne alarak faaliyetlerini geliştirmesidir. Medyanın, sivil toplum örgütlerinin ve bireylerin alınacak kararları demokratik yollardan etkileyebilmeleri için kamu yönetiminde şeffaf bir yönetim anlayışının oluşturulması gerekir. Şeffaflık kavramı, açıklık, iletişim ve hesap verebilirlik kavramlarıyla da desteklendiğinde kamu yönetimi toplumun gözünde daha değerli hale gelecektir.82 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu 09.10.2003 tarihinde kabul edilmiş ve 24 Nisan 2004 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. ‘‘Bilgi edinme insanlar için bir hak olduğu gibi, bilgi vermeye yetkili olanlar kuruluşlar içinde bir ödev ve yükümlülüktür.’’83 4982 Sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre Kanunun amacı;84 ‘‘Demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.’’ Birinci madde yönetimin denetlenmesinde85 kişilerin bilgi edinmeleri ve bu bilgilere kolayca ulaşabilmelerini sağlayacak düzenlemeleri göstermektedir. 4982 Sayılı Kanunun 1’inci maddesine göre Kanunun kapsamı şu şekilde tanımlanmıştır;86 ‘‘Bu Kanun; kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinde uygulanır. 82 83 84 85 86 Aslı Yağmurlu, “Bilgi Edinme Kanunu ve Halkla İlişkiler”, Amme İdaresi Dergisi, cilt 40, sayı 4, Aralık 2007, s.63, 64 Nuri Tortop, “İletişim ve Bilgi Edinme Hakkının Önemi”, Amme İdaresi Dergisi, cilt 37, sayı 1, Mart 2004, s. 29 09.10.2003 Tarihli 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Madde 1 Türk kamu yönetiminin bu denetime ihtiyacı olduğu saptaması, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütüne bağlı Uluslararası Şeffaflık Örgütünün (Transparency International) 2006 tarihli araştırmasında 133 ülke içinde 60. sırada olması gerçeği ile teyit ediliyor. Ülkelerin kamu kaynaklarının kullanımı, siyaset ve ticarette şeffaflığını ve yolsuzluk derecelerini ölçmeyi amaçlayan örgüt, Türkiye’yi 10 üzerinden 3.8 puan vererek konunun önemli bir sorun alanı olduğunun altını çiziyor. http://www.transparency.org/policy-research/surveys-indices/cpi/2006. 22.02.2007’ den naklen Aslı Yağmurlu, a.g.m., s.70 09.10.2003 Tarihli 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Madde 2 38 1.11.1984 tarihli ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun hükümleri saklıdır.’’ 4982 Sayılı Kanunun 4’üncü maddesi “Herkes bilgi edinme hakkına sahiptir. Türkiye'de ikamet eden yabancılar ile Türkiye'de faaliyette bulunan yabancı tüzel kişiler, isteyecekleri bilgi kendileriyle veya faaliyet alanlarıyla ilgili olmak kaydıyla hükümlerinden ve karşılıklılık yararlanırlar. ilkesi Türkiye'nin çerçevesinde, taraf olduğu bu Kanun uluslararası sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükleri saklıdır.” hükmüyle bilgi edinme hakkını, 5’inci maddesi, “Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler. Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.” hükmüyle de kurum ve kuruluşların bilgi verme yükümlülüğü düzenlenmektedir.87 Yargı denetimi dışında kalan idarî işlemlerden kişinin çalışma hayatını ve mesleki onurunu etkileyecek nitelikte olanlar (madde 15), açıklanması hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler (madde 16), açıklanması ya da zamanından önce açıklanması hâlinde, ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verecek veya haksız rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi veya belgeler (madde 17), sivil ve askerî istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler ( Ancak, bu bilgi ve belgeler kişilerin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise, istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler bilgi edinme hakkı kapsamı içindedir.) (madde 18), kurum ve kuruluşların yetkili birimlerince yürütülen idarî soruşturmalarla ilgili olup, açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde; 87 09.10.2003 Tarihli 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Madde 4, 5 39 a) Kişilerin özel hayatına açıkça haksız müdahale sonucunu doğuracak, b) Kişilerin veya soruşturmayı yürüten görevlilerin hayatını ya da güvenliğini tehlikeye sokacak, c) Soruşturmanın güvenliğini tehlikeye düşürecek, d) Gizli kalması gereken bilgi kaynağının açığa çıkmasına neden olacak veya soruşturma ile ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynaklarının temin edilmesini güçleştirecek, Bilgi veya belgeler (madde 19), açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde; a) Suç işlenmesine yol açacak, b) Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek, c) Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek, d) Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl edecek, Nitelikteki bilgi veya belgeler (madde 20), kişinin izin verdiği hâller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması hâlinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, meslekî ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler (Kamu yararının gerektirdiği hâllerde, kişisel bilgi veya belgeler, kurum ve kuruluşlar tarafından, ilgili kişiye en az yedi gün önceden haber verilerek yazılı rızası alınmak koşuluyla açıklanabilir.) (madde 21), haberleşmenin gizliliği esasını ihlâl edecek bilgi veya belgeler (madde 22), kanunlarda ticarî sır olarak nitelenen bilgi veya belgeler ile, kurum ve kuruluşlar tarafından gerçek veya tüzel kişilerden gizli kalması kaydıyla sağlanan ticarî ve malî bilgiler (madde 23), kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler (Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen 40 kurum çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır.) (madde 25), kurum ve kuruluşların faaliyetlerini yürütmek üzere, elde ettikleri görüş, bilgi notu, teklif ve tavsiye niteliğindeki bilgi veya belgeler (Bilimsel, kültürel, istatistik, teknik, tıbbî, malî, hukukî ve benzeri uzmanlık alanlarında yasal olarak görüş verme yükümlülüğü bulunan kişi, birim ya da kurumların görüşleri, kurum ve kuruluşların alacakları kararlara esas teşkil etmesi kaydıyla bilgi edinme istemlerine açıktır.) (madde26), tavsiye ve mütalaa talepleri (madde 27), bilgi edinme hakkı kanunu kapsamı dışındadır. 4982 Sayılı Kanunun 11’inci maddesine göre bilgi ve belgeye erişim süreleri;88 ‘‘Kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimi on beş iş günü içinde sağlarlar. Ancak istenen bilgi veya belgenin, başvurulan kurum ve kuruluş içindeki başka bir birimden sağlanması; başvuru ile ilgili olarak bir başka kurum ve kuruluşun görüşünün alınmasının gerekmesi veya başvuru içeriğinin birden fazla kurum ve kuruluşu ilgilendirmesi durumlarında bilgi veya belgeye erişim otuz iş günü içinde sağlanır. Bu durumda, sürenin uzatılması ve bunun gerekçesi başvuru sahibine yazılı olarak ve on beş iş günlük sürenin bitiminden önce bildirilir. 10 uncu maddede89 belirtilen bilgi veya belgelere erişim için gereken maliyet tutarının idare tarafından başvuru sahibine bildirilmesiyle on beş iş 88 89 09.10.2003 Tarihli 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Madde 11 Kurum ve kuruluşlar, başvuru sahibine istenen belgenin onaylı bir kopyasını verirler. Bilgi veya belgenin niteliği gereği kopyasının verilmesinin mümkün olmadığı veya kopya çıkarılmasının aslına zarar vereceği hâllerde, kurum ve kuruluşlar ilgilinin; a) Yazılı veya basılı belgeler için, söz konusu belgenin aslını incelemesi ve not alabilmesini, b) Ses kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları dinleyebilmesini, c) Görüntü kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları izleyebilmesini, Sağlarlar. Bilgi veya belgenin yukarıda belirtilenlerden farklı bir şekilde elde edilmesi mümkün ise, belgeye zarar vermemek koşuluyla bu olanak sağlanır. Başvurunun yapıldığı kurum ve kuruluş, erişimine olanak sağladığı bilgi veya belgeler için başvuru sahibinden erişimin gerektirdiği maliyet tutarı kadar bir ücreti bütçeye gelir kaydedilmek üzere tahsil edebilir. 41 günlük süre kesilir. Başvuru sahibi on beş iş günü içinde ücreti ödemezse talebinden vazgeçmiş sayılır.’’ şeklindedir. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’yla yönetim ve yönetilenler arasında bir iletişim ağı kurulmuştur. Yönetilenler kanun kapsamında kalmak şartıyla yönetimden bilgi ve belge istemektedirler ve yönetimde yasal süreler içerisinde bu bilgi ve belgeleri temin etmektedir. Bu vesileyle yönetim yaptıkları faaliyetleri yönetilenlere aktarma fırsatı bulmaktadır. Ayrıca yönetilenlerin taleplerini bu şekilde alan yönetim bunları değerlendirerek yapacakları faaliyetlerde bunlara uygun hareket edecektir. Burada asıl önemli olan yönetimi bu yönde hareket etmeye iten bir kamuoyunun olmasıdır. Demokratik ve şeffaf bir yönetim anlayışı içerisinde hareket edilmek isteniyorsa yönetimin denetlenmesinde etkili olacak bilgi ve belgelere kişilerin ulaşımı kolay olmalıdır. Bu durumu kolaylaştırmanın yanında bu şekilde yönetimin denetlenmesine katkı sağlama bilincinde bir kamuoyunun da varlığı gereklidir. Böyle bir kamuoyunun oluşmasında üniversitelerde özellikle kamu yönetimi bölümünde okutulan hukukla yönetimle ilgili derslerin etkisi olmaktadır. Bu eğitimi alan kişiler bilgi edinme haklarının olduğunun farkındadırlar ve bu haklarını nasıl kullanacaklarını bilmektedirler. 2.1.4. 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun Dilekçe hakkı Anayasa’nın 74’üncü maddesi ile ana çerçevesi belirlenen bir düzenlemedir. Söz konusu maddeye göre, (Değişik: 3.10.20014709/26 md.) ‘‘Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, 42 gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir. Bu hakkın kullanılma biçimi kanunla düzenlenir.’’ hükmüyle dilekçe hakkı düzenlenmektedir.90 3071 Sayılı Kanunun 1’inci ve 2’nci maddesine göre kanunun amacı ve kapsamı şöyledir.91 ‘‘Bu Kanunun amacı, Türk vatandaşlarının ve Türkiye’de ikamet eden yabancıların kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve yetkili makamlara yazı ile başvurma haklarının kullanılma biçimini düzenlemektir.’’ ‘‘Bu Kanun, Türk vatandaşları ve Türkiye’de ikamet eden yabancılar tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi ile idari makamlara yapılan dilek ve şikayetler hakkındaki başvuruları kapsar.’’ 3071 Sayılı Kanunun 3’üncü maddesi ‘‘Türk vatandaşları kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve yetkili makamlara yazı ile başvurma hakkına sahiptirler. (EK: 2/1/2003 – 4778/25 md.) Türkiye’de ikamet eden yabancılar karşılıklılık esası gözetilmek ve dilekçelerinin Türkçe yazılması kaydıyla bu haktan yararlanabilirler.’’ hükmüyle dilekçe hakkını düzenlemektedir.92 3071 Sayılı Kanunun 7’nci maddesi, (Değişik: 2/1/2003 – 4778/27 md.) ‘‘Türk vatandaşlarının ve Türkiye’de ikamet eden yabancıların kendileri ve kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri konusunda yetkili makamlara yaptıkları başvuruların sonucu veya yapılmakta olan işlemin safahatı hakkında dilekçe sahiplerine en geç otuz gün içinde gerekçeli olarak cevap verilir. İşlem safahatının duyurulması halinde alınan sonuç ayrıca bildirilir.’’ hükmüyle dilekçenin incelenmesi ve sonucunun bildirilmesini, 8’inci maddesi ise, (Değişik: 2/1/2003 – 4778/28 md.) ‘‘Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilen dilekçelerin, Dilekçe Komisyonunda incelenmesi ve karara bağlanması altmış 90 91 92 7.11.1982 Tarihli 2709 Sayılı 1982 Anayasası Madde 74 1.11.1984 Tarihli 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun Madde 1, 2 1.11.1984 Tarihli 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun Madde 3 43 gün içinde sonuçlandırılır. İlgili kamu kurum ve kuruluşları Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonunca gönderilen dilekçeleri otuz gün içinde cevaplandırılır. İnceleme ve karara bağlamanın esas ve usulleri Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde gösterilir.’’ hükmüyle de Türkiye Büyük Millet Meclisine yapılan başvuruların incelenmesini düzenlemektedir.93 Anayasayla ve yasayla dilekçe hakkının düzenlenmesiyle vatandaşlara kendileriyle veya kamuyla ilgili konularda yetkili mercilere başvurma imkanı sağlanmıştır. Yönetimin yaptıkları eylem ve işlemlerden etkilenen vatandaşlar bu eylem ve işler hakkındaki istek ve şikayetlerini yönetime iletmektedir. Yönetimde bu istek ve şikayetleri yasal süre içerisinde cevaplandırmak zorundadır. Yönetimin yaptığı eylem ve işlemlerden olumsuz etkilenen vatandaşlar bu durum karşısında sessiz kalmamaktadırlar ve haklarını aramak için yönetime başvurmaktadırlar. Yapılan incelemeler neticesinde vatandaşın aleyhine bir durum tespit edilmesi halinde bu durumun düzeltilmesi için gerekli çalışmalar yapılacaktır. Ayrıca yönetim vatandaşlar tarafından yapılan istekleri göz ardı etmeyerek bunları daha sonra yapacakları eylem ve işlemlerde göz önünde bulunduracaktır. Dilekçe verme hakkının uygulama alanı bulabilmesi için vatandaşların kendileriyle veya toplumla ilgili konularda dilek ve şikayette bulunma bilincine sahip olması gerekmektedir. Bu bilincin yoğun olduğu gruplardan biri de üniversite eğitimi almış kesimdir. Bu kesim ülke yönetimiyle ilgili konularda daha ilgilidirler ve ortaya çıkan sorunlarda daha duyarlıdırlar. Bu sorunlar hakkındaki görüş, düşünce, istek ve şikayetlerini yönetimlere ileterek gerekli çalışmaların yapılmasını beklemektedirler. 93 1.11.1984 Tarihli 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun Madde 7, 8 44 2.1.5. 5272 Sayılı Belediye Kanunu Yerel halkın; yönetimin her aşamasına katılması, yönetilen aktif bir topluluk olması, yönetimin sorumluluğunu paylaşması ve onu denetlemesi için demokratik bir ortam içinde sağlıklı bir halkla ilişkiler düzeni kurulmalı, duyarlı bir kamuoyu oluşturulmalı ve etkin bir halk denetimi sağlanmalıdır. Belediyeler bulundukları yerdeki halkın ihtiyaçlarını karşılamak için ortaya çıkmış bir yerel yönetim birimi olduğu için halkın isteklerini karşılayacak, hizmet aksaklıkları karşısında halkın sorularına maruz kalacak ve hizmetlerinin amaca uygun ve gereği gibi yerine getirilip getirilmediği halkın denetimine tabi olacaktır.94 Halkın, yerel hizmetlerin planlanmasına, yürütülmesine ve denetimine katılması gerekmektedir. Halk ve yerel yönetimler arasında karşılıklı bir iletişim ve bilgi alış verişi kurulduğu takdirde hizmetlerde verimlilik ve etkinlik artacaktır. Yerel demokrasinin geliştirilmesi için belediyelerin yaptıkları faaliyetlerden gerekmektedir. halkı bilgilendirmesi ve onlara karşı şeffaf olması 95 5272 Sayılı Belediye Kanunu yaygın bir katılım öngörmektedir. Kanunun 20’inci maddesine göre, ‘‘Belediye meclisi, kendisi tarafından belirlenecek bir aylık tatil hariç her ayın ilk haftası, meclis tarafından önceden belirlenen günde, mutat toplantı yerinde toplanır. Meclis toplantıları açıktır.’’ Kanunun 23’üncü maddesine göre ‘‘Kesinleşen meclis kararlarının özetleri yedi gün içinde uygun araçlarla halka duyurulur.’’ Kanunun 24’üncü maddesine göre, ‘‘Belediye meclisi, her dönem başı toplantısında, üyeleri arasından seçilecek en az üç en fazla beş kişiden oluşan ihtisas komisyonları kurabilir. Mahalle muhtarları ve ildeki kamu kuruluşlarının amirleri ile ildeki kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, üniversiteler, sendikalar ve 94 95 Mehmet Ulvi Saran, “Belediye Hizmetlerinde Halkı Bilgilendirme ve Halk Denetiminin Sağlanması”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, cilt 5, sayı 4, Temmuz 1996, s.17, 20, 21 Yücel Ertekin, “Yerel Yönetimlerde Halkla İlişkiler Sorunu”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, cilt 4, sayı 5, Eylül 1995, s.4 45 gündemdeki konularla ilgili sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, oy hakkı olmaksızın kendi görev ve faaliyet alanlarına giren konuların görüşüldüğü ihtisas komisyonu toplantılarına katılabilir ve görüş bildirebilir.’’ Kanunun 55’inci maddesine göre, ‘‘Belediyelerde iç ve dış denetim yapılır. Denetim, iş ve işlemlerin hukuka uygunluk, malî ve performans denetimini kapsar. İç ve dış denetim 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine göre yapılır. Denetime ilişkin sonuçlar kamuoyuna açıklanır ve meclisin bilgisine sunulur.’’ Kanunun 56’ncı maddesine göre, ‘‘Belediye başkanı, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 41’inci maddesinin96 dördüncü fıkrasında belirtilen biçimde; stratejik plân ve performans hedeflerine göre yürütülen faaliyetleri, belirlenmiş performans ölçütlerine göre hedef ve gerçekleşme durumu ile meydana gelen sapmaların nedenlerini ve belediye borçlarının durumunu açıklayan faaliyet raporunu hazırlar. Faaliyet raporunda, bağlı kuruluş ve işletmeler ile belediye ortaklıklarına ilişkin söz konusu bilgi ve değerlendirmelere de yer verilir. Faaliyet raporu mart ayı toplantısında belediye başkanı tarafından meclise sunulur. Raporun bir örneği İçişleri Bakanlığına gönderilir ve kamuoyuna da açıklanır.’’ Kanunun 76’ncı maddesine göre, ‘‘Kent konseyi, kent yaşamında; kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir 96 kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve Merkezî yönetim kapsamındaki idarelerin ve sosyal güvenlik kurumlarının bir malî yıldaki faaliyet sonuçları, Maliye Bakanlığınca hazırlanacak Genel Faaliyet Raporunda gösterilir. İdare faaliyet raporları da dikkate alınarak hazırlanacak bu Raporda; a) Bütçe gelir ve gider hedefleri ve gerçekleşmeleri ile meydana gelen sapmaların nedenleri, b) Kamu borç yönetimi raporu kapsamında borç stokundaki gelişmeler ve borçlanmaya ilişkin diğer bilgiler, c) Yıl sonundaki varlık ve yükümlülüklerin durumunu gösterir cetvel ile bunlara ilişkin bilgiler, d) Ödenek aktarmaları ve diğer ödenek işlemlerini gösteren cetvel, e) Bütçenin uygulamasına ilişkin olarak Maliye Bakanlığı tarafından yapılan faaliyetler, f) İdarelerin stratejik planlama ve performans programları uyarınca yürüttükleri faaliyetler ile belirlenmiş performans kriterlerine göre hedef ve gerçekleşme durumları hakkında genel değerlendirmeler, g) Mahallî idarelerin malî yapılarına ilişkin değerlendirmeler, h) Bütçeden yardım alan dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllerin faaliyetlerine ilişkin değerlendirmeler, Yer alır 46 dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışır. Belediyeler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, noterlerin, varsa üniversitelerin, ilgili sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileri ile diğer ilgililerin katılımıyla oluşan kent konseyinin faaliyetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi konusunda yardım ve destek sağlar. Kent konseyinde oluşturulan görüşler belediye meclisinin ilk toplantısında gündeme alınarak değerlendirilir.’’ 97 Belediye karar organı olan meclislerin her ay toplanması uygulamasıyla yerel hizmetlerin katılımcı ve şeffaf bir anlayışla yürütülmesi ve meclis denetiminin daha etkin şekilde yapılması amaçlanmaktadır. Meclis kararlarının halka duyurulması yoluyla kamuoyu denetiminin etkinleştirilmesi ve halkın sayesinde yönetime kararlar katılması belediye özendirilmektedir. meclisinde İhtisas görüşülmeden komisyonları önce burada olgunlaştırılır. Denetim faaliyet raporlarının kamuoyuna açıklanmasıyla hizmetten faydalananların Belediyelerin faaliyet ve denetim raporları hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanır. Kent konseyi kararlarının belediye meclisinin ilk toplantısında değerlendirileceğinin öngörülmesi de belediye yönetimine katılmanın başka bir yönüdür.98 Türkiye’de belediye sınırları içerisinde yaşayan vatandaşlar kendileriyle veya toplumla ilgili olan belediye meclisi kararlarına veya belediyenin denetimine ilişkin sonuçlara itiraz edebilirler. Vatandaşlar alınan kararların veya yapılan faaliyetlerin kamu yararına olmasını istemektedirler. Vatandaşlar gerek ihtisas komisyonları gerekse kent konseyleri aracılığıyla belediyelerde alınacak ve uygulamaya konulacak kararlarda söz söyleme hakkına sahip bulunmaktadırlar. 5272 Sayılı Belediye Kanunundaki düzenlemelerle vatandaşların yönetime katılmasının önü açılmış olmasına 97 98 7.12.2004 Tarihli 5272 Sayılı Belediye Kanunu Madde 20, 23, 24, 55, 56, 76 Ahmet Nohutçu, Asım Balcı, Bilgi Çağında Türk Kamu Yönetiminin Yapılandırılması-I, İstanbul, 1. bs., Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., 2005, S.84, 85 Yeniden 47 rağmen bunların hayata geçirilebilmesi için vatandaşların hak arama bilincine sahip olması gerekmektedir. Gerekli konularda bilgi ve belgeler istenilerek ya da talep ve şikayetlerde bulunularak belediyelerin yaptığı faaliyetler gözetim ve denetim altında tutulmalıdır. 2.1.6. 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu 5302 Sayılı uygulamalarının Kanunda kamuoyuna İl Özel İdarelerinin duyurulmasını öngören kararlarının ve düzenlemeler mevcuttur. Kanunun 12’nci maddesine göre, ‘‘İl genel meclisi, il genel meclisince belirlenecek bir aylık tatil hariç her ayın ilk haftası meclis tarafından önceden belirlenen günde mutat toplantı yerinde toplanır. İl genel meclisinin toplantıları açıktır.’’ Kanunun 15’inci maddesine göre, ‘‘Kesinleşen il genel meclisi karar özetleri toplantıyı izleyen en geç yedi gün içinde çeşitli yollarla halka duyurulur.’’ Kanunun 16’ncı maddesine göre, ‘‘Kaymakamlar ve ildeki kamu kuruluşlarının amirleri ve ildeki kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, üniversite ve sendikalar ile gündemdeki konularla ilgili köy ve mahalle muhtarları ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, oy hakkı olmaksızın kendi görev ve faaliyet alanlarına giren konuların görüşüldüğü ihtisas komisyonu toplantılarına katılabilir ve görüş bildirebilir. Komisyon raporları alenîdir, çeşitli yollarla halka duyurulur ve isteyenlere il genel meclisi tarafından belirlenecek bedel karşılığında verilir.’’ Kanunun 38’inci maddesine göre, ‘‘İl özel idarelerinde iç ve dış denetim yapılır. Denetim, iş ve işlemlerin hukuka uygunluk, malî ve performans denetimini kapsar. İç ve dış denetim 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine göre yapılır . Denetime ilişkin sonuçlar kamuoyuna açıklanır ve meclisin bilgisine sunulur.’’ Kanunun 39’uncu maddesine göre, ‘‘Vali, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 41’inci maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen biçimde; stratejik plân ve performans hedeflerine göre yürütülen faaliyetleri, 48 belirlenmiş performans ölçütlerine göre hedef ve gerçekleşme durumu ile meydana gelen sapmaların nedenlerini açıklayan faaliyet raporunu hazırlar. Faaliyet raporu mart ayı toplantısında vali veya genel sekreter tarafından meclise sunulur. Raporun bir örneği İçişleri Bakanlığına gönderilir ve kamuoyuna da açıklanır.’’ 99 İl genel meclis toplantılarının her ay yapılmasıyla meclis denetimi ve yönetime katılım arttırılmıştır. İl genel meclisi kararlarının halka duyurulması yoluyla kamuoyu denetiminin etkinleştirilmesi ve halkın yönetime katılması özendirilmektedir. İhtisas komisyonları sayesinde kararlar il genel meclisinde görüşülmeden önce burada olgunlaştırılır. Denetim ve faaliyet raporlarının kamuoyuna açıklanmasıyla hizmetten faydalananların İl Özel İdarelerinin faaliyet ve denetim raporları hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanır. Vatandaşlar kanunun sağladığı imkanlarla il özel idarelerinin faaliyetlerinden haberdar olmaktadır. Vatandaşlar İl Özel İdareleri tarafından yapılan ve kendilerinin veya toplumun yararına olmayan konularda bilgi sahibi olacaktırlar. Bu konulara ilgi duyan vatandaşlar İl Özel İdarelerinden gerek bilgi veya belgeler isteyerek gerekse İl Özel İdarelerine dilek veya şikayetler ileterek yönetimin sağlayacaktır. faaliyetlerini Türkiye’de hak gerçekleştirirken arama bilincine dikkatli sahip olmasını vatandaşlarla vatandaşların yönetime katılımı sağlanacak ve yönetimin etkin bir denetimi sağlanacaktır. 2.2. ÜLKE VATANDAŞLARININ HAK ARAMA BİLİNCİ Ülke vatandaşlarının haklarını bilmesi ve bu konuda duyarlı olmaları kamuoyunun denetim alanında yürütme erkinin yönlendirilmesi için gereklidir. Bu bilme ve duyarlılık, sorgulama ve hak arama eylemlerini beslediği takdirde daha anlamlı olacaktır. Aksi takdirde bu bilme ve duyarlılık kendi başlarına 99 22.2.2005 Tarihli 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu Madde 12, 15, 16, 38, 39 49 çok şey ifade etmeyecektir. Etkin devletin önemli ayaklarından bir tanesi de bireylerin temel hak ve özgürlükler konusunda bilinçli olmasıdır. Bunun yanında etkin devlette vatandaşların hak ve özgürlüklerini koruyacak, mutluluğu ve refahını sağlayacak çoğulcu siyasal ve hukuksal ortamın oluşmasını sağlamalıdır.100 1982 Anayasanın ‘‘Hak arama hürriyeti’’ başlıklı 36’ncı maddesinde (Ek: 3.10.2001-4709/14 md.) ‘‘Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.’’ denilmektedir.101 Anayasa bu maddesiyle Türkiye’deki vatandaşlarının haklarını yargı önünde aramalarına da imkan sağlamıştır. Türkiye’de vatandaşlar hak arama bilincine sahip oldukları takdirde yönetimden bilgiler isteyerek, dilekçeler yoluyla dilek, talep ve şikayetlerini yönetime ileterek veya toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyerek seslerini duyurabilmektedirler. Türkiye’de vatandaşlar haberleşme hürriyeti, düşünce ve kanaat hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti gibi anayasal düzenlemelerin yanında yönetimde saydamlığın, şeffaflığın sağlandığı, yönetimle ilgili bilgi ve belgeye ulaşım kurallarının belirlendiği, yönetimle ilgili dilek ve şikayetlerin nasıl iletileceğinin düzenlendiği yasal düzenlemelerle donatılmıştır. Türkiye’de vatandaşlar karşılaştıkları sorunlar ya da olaylar karşısında gerek kendilerinin gerekse toplumun yararlarını gözetmek için sahip oldukları hakları kullanma özgürlüğüne sahiptir. Yönetimin kamu kaynaklarını kullanırken daha dikkatli olmasını sağlamak, yaptığı eylem ve işlemelerde vatandaşlarının zararına hareket etmesini engellemek, yaptıkları zararların tazmin edilmesini sağlamak, yaptığı faaliyetlerde kamu yararını ön planda tutulmasını sağlamak gibi nedenlerle vatandaşlar hak arama bilincine sahip olmalı ve bunu eylemlerinde göstermelidirler. Türkiye’de eğitim seviyesi yükseldikçe 100 101 Nevzat Saygılıoğlu, Selçuk Arı, Etkin Devlet Kurumsal Bir Tasarı ve Politika Önerisi, İstanbul, 1. bs., Sabancı Üniversitesi Yayınları, Şubat 2003, s. 103-104 7.11.1982 Tarihli 2709 Sayılı 1982 Anayasası madde 36 50 haklarını bilen ve karşılaştıkları sorunlarda, olaylarda daha dikkatli olan vatandaşların sayısı artacaktır. Vatandaşlar aldıkları eğitim sonucunda herhangi bir sorun veya olay karşısında nasıl hareket edebileceğini bilecektir ve bunların karşısında ne tür eylemlerde bulunacağının bilincinde olacaktır. Türkiye’de vatandaşlar Anayasal ve yasal haklarla da donatılmışlardır. Eğer ülkede yaşayan vatandaşlar çevrelerindeki olaylara karşı bilinçli olup, onları sorguladıkları takdirde, yönetimler bu kişileri dikkate alır ve gelişi güzel hareket edemezler, hesap verme sorumluluğuna sahip olurlar. Yönetilenler hesap sorma olmalıdırlar. yönetenler ise hesap verme sorumluluğu içerisinde 102 2.3. KAMU YARARINI AMAÇ EDİNMİŞ MEDYA Medyanın günümüzdeki önemi oldukça fazladır. Medya sayesinde idarenin faaliyetleri yönetilenlere aktarılmakta ve yönetilenlerin tepkileri de aynı şekilde idareye ulaşmaktadır. Medya, yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü bir kuvvet olarak görülmektedir. Medya aracılığıyla idarenin faaliyetleri ve raporları sivil toplum kuruluşları, baskı grupları ve meslek kuruluşları arasında tartışılmakta ve idarenin daha sonraki faaliyetlerinde dikkat edeceği hususlar ortaya çıkmaktadır. Medya aracılığıyla toplum kamu kaynaklarının kullanımı ve yönetimi konusunda kaynaklarının daha bilgilendirilmektedir. etkili ve verimli Bu bilgilendirme kullanılmasını kamu sağlayacaktır. Yönetilenlerle idare arasında bir haberleşme ağı kuran medya, yönetilenlerin idare karşısındaki gözcüsü ve sözcüsüdür. Kamuoyunun oluşmasında en önemli araçlardan biri medya olduğu için, denetim sonucu ortaya çıkan önlemlerin hayata geçirilmesinde halkın desteğinin sağlanmasında da medya önemlidir.103 102 103 Murat Altun, Erdal Kuluçlu, a.g.m., s.40 H.Ömer Köse, a.g.m., s. 82 51 Medya yaptığı yayınlar sayesinde hem yönetilenleri hem de yönetenleri etkilemektedir. Yönetilenler ile yönetenler arasında sağlıklı bir iletişim ve bilgi akışı sağlanabilmesi için medyanın özgür bir ortam içinde olması gerekir. Bu özgür ortam içinde kamu yararını amaç edinmiş medya sayesinde halk idarenin yaptıklarından, idarede halkın talep ve ihtiyaçlarından haberdar olur. Medyanın kamu yararını amaç edinmiş tarafsız işlev yaptığı demokratik özgür toplumlarda yönetenle yönetilen arasında uyumun sağlanmasında vazgeçilmez bir önemi vardır.104 Türkiye’de de medya; yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet olarak kabul edilmektedir. Bundan da anlaşılacağı üzere medya Türkiye açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Medyanın görevini tam olarak yerine getirebilmesi için özgür bir ortam içerisinde bulunması gerekmektedir. Sırtını yönetime dayayan bir medya o ülkenin sorunlarını görmezden gelebilir. Ortaya çıkan sorunlar veya olaylar medya tarafından geniş kitlelere ulaştırılmadığı zaman bunlar hakkında çok az kişinin haberi olacak belki de kimsenin haberi olamayacak ve bunların çözümü konusunda gerekli çalışmalar yapılamayacaktır. Asıl olması gereken ise medyanın yönetimle yönetilenler arasında bir aracı görevi görmesi ve yönetim tarafından yapılan faaliyetlerin kamu yararını göz önünde bulundurmasıdır., Türkiye’de medya var olmak ve devamını sağlamak için çoğunlukla kendisine destek olarak devleti bulmuştur. Bunun içinde medya devletle olan ilişkilerinde daha dikkatli olmuştur ve düşüncelerinde devletle paralel hareket etmiştir. Medya devletinin düşünceleri doğrultusunda hareket ettiği için halka karşı kendini sorumlu tutmamakta ve halkın eğilimlerine karşı yeterli hassasiyeti göstermemiştir. Özellikle 1980’lerden sonra iletişim teknolojilerinde ortaya çıkan gelişmeler, devlete hakim olan tekçi, kısıtlamacı anlayışının delinmesi, uydular vasıtasıyla iletişimin sınır tanımazlığı kendine dayanak olarak devleti gören medya anlayışını geçersiz kılmıştır. Böylece medyanın devleti kendine destek gören, devleti önceliklerine alan anlayıştan çıkarak olması gerektiği gibi halk, kitle ağırlıklı faaliyetlere kayma zorunluluğu 104 Hasan Hüseyin Çevik, Türkiye’ de Kamu Yönetimi Sorunları, 2. bs., Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2004, S. 155, 156 52 ortaya çıkmıştır. Böyle olduğu takdirde olaylar ve sorunlar hakkında çok seslilik ortaya çıkacak ve bunların çözümünde kamu yararını esas alan faaliyetler görülecektir. Böyle bir ortamda parlâmento, siyasi partiler ve diğer baskı ve kitle örgütleri sorunlarını daha iyi duyurma, gündeme yerleştirme yani işlevlerini yerine getirmede daha kolay yapılanma imkanı bulacaktır. Desteğini devletten almayan medya finans kaynağı olarak halkı görecek ve ayakta kalabilmek için halkın ilgi alanlarına yönelik yayınlar yapacaktır. Yani medya halkın sorunlarına değinecek, gündeme getirecek, devlet ve toplum arasında bir aracı fonksiyonu görecektir.105 Türkiye’de artık telekomünikasyon yapısı iyileştirilmiş, gazeteler baskı teknolojilerini sürekli yenilemiş, uydu haberleşmesinin getirdiği olanaklardan yararlanılmış, bilgisayar teknolojisi yaygın kullanım alanı bulmuş, radyo televizyon yayıncılığında devlet tekeli kaldırılmıştır. Bütün bunlar sayesinde kitle iletişim araçları olayları izlemede, yorumlamada hızlı davranabilme yeteneğine kavuşmuşlardır. Medya herhangi bir gelişmeye herkesten önce ulaşabilir, bunları açıklayabilir ve yorumlayabilir olmuştur. 106 2.4. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI Demokrasinin gelişimi ile birlikte, yönetilenlerin kamu yönetiminde yapılan işlem ve eylemlerden haber alma düzeyleri artmış ve yönetimden daha fazla hak talep etmeye başlamışlardır. Yönetilenler bu taleplerini yönetime aktarırken sivil toplum olarak adlandırılan farklı türlerdeki sivil grupları kullanmaktadırlar. Sivil gruplar idarenin işlem ve eylemlerini izledikleri gibi, idarenin karar verme sürecinde de söz sahibidirler. İdare kamu hizmetlerini sunarken yönetilenlerin sivil toplumca107 sözcülüğü yapılan 105 106 107 Şenol Durgun, Modernleşme-Demokrasi-İslam, Ankara, Alter Yayıncılık, 2005, s. 125,126,127 Korkmaz Alemdar, Medya Gücü ve Demokratik Kurumlar, İstanbul, Alfa Yayıncılık, 1999, s. 17 Sivil toplum kamu kurumu olmayan veya kar amaçlı olmayan tüm organizasyonları kapsar. Bu organizasyonlar arasında, üniversiteleri, hükümet dışı kuruluşları, çevreci hareketleri, yerli halklara ait birlikleri, organize yerel toplulukları ve ticari birlikleri sayabiliriz. Musa Kaynak, a.g.m., s.139 53 ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmak zorundadır. Kamuoyu denetimi ile sivil toplum faaliyetleri birbiriyle ilişkili olabilir ve benzerlik gösterebilir. Çünkü yönetilenler hedeflerini gerçekleştirmek için sivil toplum kuruluşlarının idarenin eylem ve işlemleri üzerindeki eleştiri ve izleme mekanizmasını kullanarak bir denetim fonksiyonu görebilir. Yönetilenler ve sivil toplum kuruluşları idarenin faaliyetlerine katıldıkları ve gözetim altında tuttukları sürece, idare faaliyetlerinde dikkatli olacaktır ve yönetilenlerin sorunlarını görmezden gelemeyecektir ve yönetilenlerin haklarına karşı daha duyarlı olacaktır. Bu nedenle, ’vatandaşlar ve sivil gruplar, devlet otoritesini sınırlayan ve tehdit eden bir güç olarak algılanmamalı; devletle sivil toplum arasındaki işbirliğini güçlendiren bir kuvvet olarak değerlendirilmelidir.’108 Toplumda sivil yapılanmaların, sivil örgütlenmelerin çok olması durumunda devletin toplum karşısında gücü kırılacak, topluma her istediğini yaptıramayacak ve toplumdan gelen tepkilere, taleplere göre de kendine yön verecektir. Devletin toplumu kendi istediği yönde etkilemesi sivil örgütlenmeler nedeniyle ortadan kalkacaktır. Bu ortamda oluşacak devlettoplum arası ilişkiler daha sağlam bir zemine oturacaktır. Toplumda örgütler olmadığı zaman devlet toplumu kendi çıkarları doğrultusunda kolayca kullanabilecektir. Toplum üyeleri tarafından demokrasi anlayışı benimsendiği ve örgütlenmelerinde demokrasi ilkesi etrafında hareket edildiği zaman toplum, sivil toplum yapısına kavuşmuş olup başarıya ulaşacaktır.109 Türkiye’de sivil toplumun geçmişi Osmanlı’nın kuruluş yıllarına kadar uzanan bir süreçtir. Türkiye’de merkeziyetçi-bürokratik özellikler taşıyan devlet yapısı, gerek Osmanlı döneminde, gerekse de Cumhuriyet Dönemi yıllarındaki otoriter politikalardan dolayı sivil toplumun gelişimine engel teşkil etmiştir. Türkiye’de sivil toplumun gelişimi ve etkili olmaya başlaması açısından dönüm noktası 1980 sonrası dönemdir. Bu dönemde sivil toplum kamuoyunda en çok tartışılan konulardan biri haline gelmiştir. Özellikle 1980’li yıllardan itibaren hükümetlerin izlemiş olduğu politikalar ve Türkiye’nin 108 109 Musa Kayrak, ‘Denetim ve Sivil Toplum: Kore Deneyimi’, Sayıştay Dergisi, Sayı 61, NisanHaziran 2006, s. 139, 143 Şenol Durgun, a.g.e., s. 71, 72 54 Batı’ya yakınlaşma özellikle de Avrupa Birliği’ne üye olma çabaları sivil toplumun Türkiye’de gelişmesini sağlamış ve yavaş yavaş sivil toplumun önemli konularda sesini yükseltmeye başlamasına neden olmuştur. Günümüz Türkiye’sinde sivil toplum, yönetimde yeni açılımların, sorumluluk paylaşımının şeffaflığın; toplumda ise uzlaşmanın sağlanmasının en önemli araçlarındandır. 110 Bu aracın aktif olabilmesi içinde Türkiye’deki sivil toplumların devletle işbirliği geliştirme eğilimi ve gayreti içinde olmak yerine kendi aralarında bir dayanışma ve işbirliği geliştirme eğilimi ve gayreti içinde olmaları gerekmektedir. Türkiye’deki sivil toplumlar böyle olduğu zaman devletten bağımsız, özerk bir kimlik geliştirirler ve yönetimin faaliyetlerinin denetlenmesinde ve kontrol edilmesinde önemli rol oynarlar.111 Sivil toplumlar yönetimin isteklerini, faaliyetlerini topluma anlatan kesim olmamalıdırlar. Sivil toplumlar kendilerinin varlık alanı olarak devlet yerine toplumu görmelidirler. Toplumunda buna katkı sağlaması gerekmektedir. Türkiye’de sivil toplumların toplum tarafından uzlaşmaya varılan konuların sözcüsü olmaları gerekmektedir. Toplumda yaşayanlarda sivil toplum kuruluşlarına üye olarak ortaya çıkan sorunlar ve olaylar hakkında düşüncelerini belirterek oluşacak kamuoyuna katkıda bulunmalıdırlar. 2.5. EĞİTİM VE KAMUOYU DENETİMİ Yönetimlerin yavaş işlemesine, haksız eylemlerine, yöneticilerin rüşvet karşılığında hizmet sunma alışkanlıklarına, personel seçiminde ve hizmet dağıtımında aykırı tutum ve davranışlarına, kayırmalara karşı bilinçli bir tepkinin gelmesi yönetilen toplulukların bir eğitimden geçmesi durumunda mümkün olmaktadır.112 Eğitim sayesinde insanlar içerisinde yaşadığı toplumla uyumlu olabilmek için gerekli olan bilgi, beceri ve değerleri 110 111 112 Canan Noyan, ‘Türkiye’de Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Sivil Toplum Örgütlerinin Yeri ve Önemi’, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Niğde 2007, s. 108 Funda Odabaşı, Sivil Toplum, İstanbul, Leyla İle Mecnun Yayıncılık, 2005, s. 74,75 Yahya Kemal Kaya, Eğitim Yönetimi,Kuram ve Türkiye’deki Uygulama, TODAİE Yayınları No: 208, 1984, s. 5 55 kazanırlar.113 İnsanların aldıkları eğitimin yoğun ve kalıcı oldukları dönemlerden biri de üniversite eğitimidir. Üniversitelerin görevi yalnızca belirli bir meslek için insan gücü yetiştirmek değildir. Bunun yanında burada eğitim alanlara geniş bir kültür, düşünce ve eleştirme yeteneği kazandırmaktır. Üniversiteler bilim, araştırma ve yükseköğretim 114 kurumları olmalarından başka bulundukları toplumlarda kültür üreten, toplumların kalkınması yönünde ve uzak-yakın çevrelerindeki kendi alanlarına giren sorunlarla ilgilenen, öneriler, yöntemler, çareler üreten ve geliştiren kurumlardır. Kamuoyunu etkileme, yönlendirme ve bilinç düzeyini yükseltmeyle sorumludurlar. Üniversiteler sadece kendi bünyesindeki öğrenciler ve öğretim elemanlarının değil çevresindekilerin de bilgilenmesi, aydınlatılması için çalışmalar yapmaktadır ve içerisinde bulunduğu toplumun tercihlerinin değişmesi ve sorunlarının aşılmasına yardımcı olarak sağlıklı, dengeli, duyarlı bir kamuoyunun oluşmasına katkıda bulunurlar.115 Kamuoyu, ‘‘Kamuyu ilgilendiren önemli konular hakkında geniş insan topluluklarınca benimsenen tutumun, duygu ve fikirlerin toplamıdır.’’116 Üniversitelerde alınan eğitimler de bu kamuoyunun oluşmasına temel teşkil edecek düşüncelerin ortaya çıkmasında etkili olacaktır. Toplum içerisinde bir çok sorun ortaya çıkacaktır ve bunlar hakkında düşünenler illa ki olacaktır. Üniversiteler bu sorunlar hakkında görüşler, düşünceler ortaya koyacaktır ve toplumun bir kısmı bu görüşler ve düşünceler etrafında toplanacaktır. Üniversite eğitimi kamuoyu denetimi konusunda bilinçlenmeye neden olur. Bu bilinçlenme konusu ve alanı gereği İİBF’de ve özelliklede kamu yönetimi bölümlerinde daha fazla olacaktır. Kamu yönetimi bölümünde verilen eğitimle bilinçlenme kamuoyu denetimin ne olduğunu; araçlarının ne olduğu; bunların nasıl kullanılabileceği şeklinde olmaktadır. Kamu yönetimi eğitimi kamuoyu denetimi konusunda bu eğitimi alan bireylerin davranışlarının farklılaşmasına da sebep olacaktır. Özellikle üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimler 113 114 115 116 Şükrü Karatepe, Demokrasi Savunması, İstanbul, İz Yayıncılık, 1998, s.31 Rafet Çevikbaş, ‘Kamu Yöneticilerinin Eğitim ve Yetiştirilmesi Sorunu’, Türk İdare Dergisi, Sayı 392, s. 170 A. Murat Vural, ‘Basın, Kamuoyu ve Üniversite’, Kurgu Dergisi, Sayı 17, s. 123,124 Nermin Abadan Unat, Kamuoyu Ders Notları 1973-1974, s. 22 56 Fakültelerinin birçok bölümünde okuyan öğrenciler üniversite öğrenimleri boyunca aldıkları dersler, okudukları kitaplar ve katıldıkları tartışmalar neticesinde ülke sorunlarıyla yakından ilgilenmektedirler ve bu sorunlar hakkında bir bilgi birikimine ve bilince sahip olacaklardır. Üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinde bulunan Kamu Yönetimi bölümünde devlet ve yönetim yapısıyla ilgili dersler hukuk dersleriyle desteklenmekte ve buradan mezun olan öğrenciler karşılaştıkları sorunlarda veya olaylarda hangi hakları kullanacaklarını bileceklerdir ve bunu eylemlerinde göstereceklerdir. Yani bu bölümden mezun olan öğrenciler hak arama bilincine sahip duyarlı birer vatandaş olacaklardır. Yani kamu yönetimi bölümünde alınan eğitimin kamuoyu denetimine katkısının olacağını söyleyebiliriz. Bu eğitimi alanlar haberleşme hürriyeti, düşünce ve kanaatlerini özgürce açıklama, toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma gibi anayasal hak ve hürriyetlerin farkında olacaktırlar. Burada aldıkları eğitim neticesinde kamu kaynaklarının kullanılması ve yönetimin eylem veya işlemlerinin denetimi konusunda daha duyarlı ve bilinçli olacaklardır. Demokratik ve şeffaf yönetim anlayışının geliştirilmesi için kendilerine tanınan bilgi ve belge isteme, dilekçe verme haklarını kullanacaklardır. Aldıkları üniversite eğitimi sonucunda ülke yönetimiyle ilgili konularda daha ilgili ve sorunlarda daha duyarlı bir vatandaş olacaklardır. 57 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KAMU YÖNETİMİ BİRİNCİ VE DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA: EĞİTİM VE KAMUOYU DENETİMİ 3.1. ARAŞTIRMAYLA İLGİLİ GENEL BİLGİLER Kamu Yönetimi Bölümleri, kamu bürokrasisine yönetici ve personel yetiştirmek; siyaset, yönetim, hukuk ve çevre konularında sistematik bilgi kazandırmak amacıyla öğretim yapmaktadır. Kamuya ve özel kesime üst düzey yönetici yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Programda yer alan dersler ve eğitim-öğretim yöntemleri, alanla ilgili temel bilgileri vermenin yanında, öğrencilere analitik bakış açısını ve sorgulayıcı bir anlayış kazandırmaya çalışmaktadır. Kamu Yönetimi Bölümü ders programlarında devlet ve yönetim yapısıyla ilgili dersler yoğun olarak okutulmaktadır. İdare hukuku, anayasa hukuku, yönetim bilimleri, mahalli idareler, siyaset bilimi, kentleşme ve çevre sorunları, halkla ilişkiler, çevre ve hukuk gibi derslerin okutulması kamuoyu denetiminde etkili olacaktır. Belli bir sorun etrafında aynı düşünceleri paylaşanların oluşturduğu kamuoyu, idarenin eylem ve işlemlerini denetleyici bir fonksiyona sahiptir. Kamuoyunun bilinçli ve duyarlı olması durumunda idarenin bu kesim tarafından denetlenmesi söz konusu olacaktır. Üniversite eğitimi almış kişiler kamuoyu denetiminde daha etkindir. Üniversiteler bilim, araştırma ve yükseköğretim kurumları olmalarının yanı sıra aynı zamanda bulundukları toplumlarda kültür üreten, toplumsal çağdaşlığa yön veren, toplumun kalkınması yönünde ve uzak-yakın çevrelerindeki kendi alanlarına giren sorunlarla ilgilenen, öneriler, yöntemler, çareler üreten ve geliştiren kurumlardır. yükseltmeyle Kamuoyunu etkileme, sorumludurlar. yönlendirme Üniversitelerin İktisadi ve ve bilinç İdari düzeyini Bilimler Fakültelerinin birçok bölümünde okuyan öğrenciler üniversite öğrenimleri 58 boyunca aldıkları dersler, okudukları kitaplar ve katıldıkları tartışmalar neticesinde ülke sorunlarıyla yakından ilgilenmektedirler ve bu sorunlar hakkında bir bilgi birikimine ve bilince sahip olacaklardır. Üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinde bulunan Kamu Yönetimi bölümünde devlet ve yönetim yapısıyla ilgili dersler hukuk dersleriyle desteklenmekte ve buradan mezun olan öğrenciler karşılaştıkları sorunlarda veya olaylarda hangi hakları kullanacaklarını bileceklerdir ve bunu eylemlerinde göstereceklerdir. Yani bu bölümden mezun olan öğrenciler hak arama bilincine sahip duyarlı birer vatandaş olacaklardır. Bu araştırmada üniversitede kamu yönetimi eğitimi almış kişilerin kamuoyu denetiminde daha etkin olup olmadığının gösterilmesi amacıyla yapılmıştır 3.2. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI, AMACI VE ÖNEMİ Türkiye’de 56 üniversitemizde Kamu Yönetimi bölümü bulunmaktadır. Bu araştırmada üzerinde durulan öğrenciler Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde 2007-2008 eğitim-öğretim yılında kamu yönetimi bölümünde okuyan birinci ve dördüncü sınıf öğrencileridir. Kamu yönetimi eğitimimizi Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde almamızdan dolayı ve burada okuyan öğrencilere daha kolay ulaşılacağının düşünüldüğünden araştırma buradaki öğrenciler üzerinde yapıldı. Çalışmanın örneklemini oluşturan öğrenciler anketin uygulandığı gün ve saatte birinci ve dördüncü sınıf derslerinde sınıfta bulunun öğrencilerdir. Sadece birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerini seçmemizin nedeni ise kamu yönetimi eğitiminin başlarında olan öğrenciler ile kamu yönetimi eğitimi bitmek üzere olan öğrenciler arasında kamuoyu denetimine katılma konusunda fark olup olmadığının tespit edilmesidir. Çalışmanın amacı, hazırlanan anketin, kamu yönetimi bölümünde okuyan birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerine uygulanarak bu öğrencilerin kamuoyu denetimi araçlarının farkında olup olmadıklarının, bunları anlamlı 59 bulup bulmadıklarının ve davranışlarına aktarıp aktarmadıklarının tespit edilmesidir. Çünkü Kamu Yönetimi Bölümü dördüncü sınıf öğrencileri ile birinci sınıf öğrencileri arasında alınan eğitim sonrası ve alınacak eğitim öncesi kamuoyu denetimi konusunda bilinç, bilgi ve farkındalık düzeylerinin araştırılması önemlidir. Bu çalışma Kamu Yönetimi eğitiminin etkisini ölçmesi bakımından önemlidir. Kamu yönetimi eğitimi alanların ilke olarak kamuda yönetici olacakları düşünüldüğünde bunların aldıkları eğitimin sonuçları açısından da önemlidir. Ayrıca kamuoyu denetimine katılmak demokrasinin gereği olduğu için alınan eğitimle birlikte kamuoyu denetimi önemli olacaktır. Birinci sınıf öğrencilerinin üniversiteye geldikleri zamandan dördüncü sınıfa gelinceye kadar aldıkları eğitim sonunda kamuoyu denetiminde daha fazla bilinçlenmiş oldukları düşünüldüğü içinde başka bir öneme sahiptir. Kamu Yönetimi Bölümü ders programlarında devlet ve yönetim yapısıyla ilgili derslerin yoğun olması nedeniyle bu bölüm seçilmiştir. Kamu Yönetimi Bölümünde idare hukuku, anayasa hukuku, yönetim bilimleri, mahalli idareler gibi derslerin okutulması kamuoyu denetiminde etkin rol alınması açısından etkili olacaktır. Kamu yönetimi eğitimi almış olanlar ve eğitime yeni başlamış olanlardan seçilen örneklemin kamuoyu denetimine katılım konusunda literatüre katkı sağlayacağı içinde araştırma bir başka öneme sahip olacaktır. 3.3. ARAŞTIRMANIN VARSAYIMLARI Çalışmada aşağıda belirtilen noktalar birer varsayım olarak kabul edilmiştir. 1- Üniversite eğitimi kamuoyu denetimi konusunda bilinçlenmeye neden olur. 2- Bu bilinçlenme konusu ve alanı gereği İİBF’de ve özellikle de kamu yönetimi bölümlerinde daha fazla olmaktadır. 60 3- Kamu yönetimi bölümünde verilen eğitimle bilinçlenme kamuoyu denetimin ne olduğunu; araçlarının ne olduğu; bunların nasıl kullanılabileceği şeklinde olmaktadır. 4-Kamu yönetimi eğitimi kamuoyu denetimi konusunda bu eğitimi alan bireylerin davranışlarının farklılaşmasına da sebep olmaktadır. 5- Kamuoyu denetimine katılmada birinci ve dördüncü sınıf öğrencileri arasındaki farkın nedeni Kamu Yönetimi eğitimidir. 6- Kamu Yönetimi eğitimi almamış birinci sınıf öğrencileri kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerine göre kamuoyu denetiminin tam olarak farkında değildirler. 7-Kamu Yönetimi Bölümü birinci sınıf öğrencileri dördüncü sınıf öğrencilerine göre kamuoyu denetimi konusunda daha az bilinçlidirler ve denetime daha az katılmaktadırlar. 8- Kamu Yönetimi eğitimi almamış birinci sınıf öğrencileri kamuoyu denetimi araçları hakkında kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerine göre daha az bilgi sahibidirler. 9- Kamu Yönetimi eğitimi almamış birinci sınıf öğrencileri kamuoyu denetimi araçlarını kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerine göre daha az kullanmaktadırlar. 10- Dördüncü sınıftaki öğrenciler aldıkları Kamu Yönetimi eğitiminden dolayı kamuoyu denetimiyle ilgili ülkemizde varolan yasal mevzuatı bilmektedirler. 11- Birinci sınıf öğrencileri üniversiteye geldikleri zamandan dördüncü sınıfa gelinceye kadar aldıkları eğitim sonunda kamuoyu denetimini bir değer olarak benimseyeceklerdir ve davranışlarında buna uygun olarak hareket edeceklerdir. 12- Kamu yönetimi bölümünde okutulan dersler öğrencilerin çeşitli konularda (siyaset, eğitim, yerel hizmetler vb.) görüşlerin oluşmasına ya da var olan görüşlerinin değişmesine yol açacaktır. 61 3.4. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE UYGULANMASI Araştırmamız 2007-2008 eğitim-öğretim yılının Mart ayında T.C. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde gerçekleştirilmiştir.. Araştırmamızda kantitatif araştırma yöntemi kullanılarak, anket tekniğiyle bulgular elde edilmiştir. Veri toplamak amacıyla hazırlanan ve 38 sorudan oluşan ankette iki grup soru bulunmaktadır. Anketin ilk 9 sorusu öğrencilerin sosyo-demografik özelliklerinin belirlenmesine yöneliktir. Bu sorularla birlikte ankete katılanların cinsiyetleri, kaçıncı sınıf oldukları, üniversite eğitimine başlamadan önce uzun süre hangi yerleşim yerlerinde yaşadıkları, annelerinin ve babalarının eğitim durumları ve meslekleri ile ailelerinin aylık toplam gelirlerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Anketin 10’uncu sorusuyla beraber yöneltilen sorular öğrencilerin kamuoyu denetimi hakkında ne kadar bilinçli, bilgili ve farkında olduklarının ölçülmesine yöneliktir. Bu sorularla ankete katılanların kamuoyu denetiminin farkında olup olmadıklarının, bunu anlamlı bulup bulmadıklarının ve buna katkı sağlayacak eylemlerde bulunup bulunmadıklarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca kamu yönetimi bölümünde aldıkları eğitim sonucunda bazı konularda (siyaset, eğitim, yerel hizmetler vb.) görüşlerinin oluşup oluşmadığı ya da varolan görüşlerinin değişip değişmediğinin ölçülmesi amacıyla sorularda ankette yer almaktadır. Anket formları öğrencilerin ders saatlerinde sınıflarda uygulanmıştır. Araştırmamızda 160 öğrenciye anket uygulanmıştır. Birinci sınıftaki öğrencilere uygulanan anket sayısı 88’dir. Dördüncü sınıftaki öğrencilere uygulanan anket sayısı 72’dir. Elde edilen veriler SPSS programı kullanılarak değerlendirilmiş ve bulgular tablolaştırılarak analiz edilmiştir. Ayrıca verilerin çözümlenmesinde Araştırmada elde değerlendirilmiştir. Ki Kare(X) testi, yüzde ve frekans kullanılmıştır. edilen bulgular α=0,05 anlamlılık düzeyinde 62 3.5. ARAŞTIRMANIN VERİ VE BULGULARI Tablo 1: Ankete Katılan Kadın ve Erkek Sayısı Frekans Yüzde Kümülatif Yüzde Kadın 79 49 49 Erkek 81 51 100 Toplam 160 100 Ankete katılanların %49’u kadın, %51’i erkektir. Birinci sınıftaki öğrencilerin %51,1’i kadın, %48,9’ü erkektir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %47,2’si kadın, %52,8’i erkektir. Bu oranlar kamu yönetimi bölümünde erkekkadın nüfusunun benzer olduğunu göstermektedir. Tablo 2: Ankete Katılanların Sınıfı Frekans Yüzde Kümülatif Yüzde 1 88 55 55 4 72 45 100 Toplam 160 100 Ankete katılanların kaçıncı sınıftasınız? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %55’inin birinci sınıfta, %45’inin dördüncü sınıfta okuduğu görülmektedir. 63 Tablo 3: Fakülteye Başlamadan Önce En Uzun Süre Nerede Yaşanıldığı Frekans Yüzde Kümülatif Yüzde Büyükşehir 92 58 58 Şehir 32 20 78 İlçe 29 18 96 Köy 6 4 99 Diğer 1 1 100 160 100 Toplam Ankete katılanların fakülteye başlamadan önce en uzun süre ile hangi yerleşim yerinde yaşadınız? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %58’inin fakülteye başlamadan önce büyükşehirde, %20’sinin şehirde yaşadığı, %18’inin ilçede yaşadığı, %4’ünün köyde yaşadığı, %1’inin diğer bir yerde yaşadığı görülmektedir. Tablo 4: Ankete Katılanların Bitirdikleri Lise Türü Frekans Yüzde Kümülatif Yüzde Genel lise 37 23 23 Süper lise 50 31 54 Mesleki- Teknik lise 3 2 56 İmam-Hatip lisesi 1 1 57 Özel okul- Kolej 13 8 65 Anadolu lisesi 55 34 99 Diğer 1 1 100 160 100 Toplam Ankete katılanların bitirdiğiniz lise? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %34’ünün anadolu lisesini, % 31’inin süper liseyi, %23’ünün genel liseyi, %8’inin özel okulu-koleji, %1’inin imam-hatip lisesini, %1’inin diğer bir liseyi bitirdiği görülmektedir. 64 Tablo 5: Ankete Katılanların Annelerinin Son Mezun Olduğu Okul Frekans Yüzde Kümülatif Yüzde Okur Yazar Değil 7 4 4 İlkokul 60 38 42 Ortaokul 21 13 55 Lise 49 31 86 Yüksekokul-Fakülte 19 12 98 Lisansüstü 3 2 100 159 99 1 1 160 100 Toplam Boş Bırakan Toplam Ankete katılanların annenizin en son mezun olduğu okul? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların annelerinin %38’inin ilkokul, %31’inin lise, %13’ünün ortaokul, %12’sinin yüksekokul-fakülte, %2’sinin lisansüstü mezunu olduğu ve %4’ünün okur-yazar olmadığı görülmektedir. Tablo 6: Ankete Katılanların Babalarının Son Mezun Olduğu Okul Frekans Yüzde Kümülatif Yüzde Okur Yazar Değil 8 5 5 İlkokul 33 21 26 Ortaokul 21 13 39 Lise 59 37 76 Yüksekokul-Fakülte 36 23 98 Lisansüstü 3 2 100 160 100 Toplam Ankete katılanların babanızın en son mezun olduğu okul? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların babalarının %37’sinin lise, %23’ünün yüksekokul-fakülte, %21’inin ilkokul, %13’ünün ortaokul, %2’sinin lisansüstü mezunu olduğu ve %5’inin okur-yazar olmadığı görülmektedir. 65 Tablo 7: Ankete Katılanların Annelerinin İşi Frekans Yüzde Kümülatif Yüzde 112 70 70 İşçi 7 4 75 Memur 14 9 84 Emekli 16 10 94 İş Kadını 7 4 98 Serbest Meslek 1 1 99 Esnaf 2 1 100 159 99 1 1 160 100 Ev Hanımı Toplam Boş Bırakan Toplam Ankete katılanların annenizin işi? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların annelerinin %70’inin ev hanımı, %10’unun emekli, %9’unun memur, %4’ünün işçi, %4’ünün iş kadını, %1’inin esnaf olduğu ve %1’inin serbest meslekle uğraştığı görülmektedir. 66 Tablo 8: Ankete Katılanların Babalarının İşi Frekans Yüzde Kümülatif Yüzde Çiftçi 19 12 12 İşçi 20 13 25 Memur 37 23 48 Emekli 40 25 73 İş Adamı 6 4 77 Serbest Meslek 15 9 87 Esnaf 16 10 97 Diğer 5 3 100 158 99 2 1 160 100 Toplam Boş Bırakan Toplam Ankete katılanların babanızın işi? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların babalarının %25’inin emekli, %23’ünün memur, %13’ünün işçi, %12’sinin çiftçi, %4’ünün iş adamı olduğu, %10’unun esnaf olduğu ve %10’unun serbest meslekle uğraştığı görülmektedir. 67 Tablo 9: Ankete Katılanların Ailelerinin Aylık Toplam Geliri Frekans Yüzde Kümülatif Yüzde 400 TL ve altı 4 3 3 401-600 TL 15 9 12 601-1000 TL 43 27 40 1001-1500 TL 46 29 69 1501-2500 TL 31 19 89 2501-3500 TL 12 8 97 3501 TL ve üzeri 5 3 100 156 98 4 3 160 100 Toplam Boş Bırakan Toplam Ankete katılanların ailenizin bir aylık toplam hane geliri ne kadardır? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların ailelerinin aylık toplam gelirine bakıldığında, %29 ile 10011500 TL arasında toplam aile geliri olanların en kalabalık grubu meydana getirdiği görülmektedir. Bu grubu sırasıyla 601-1000 TL (%27) geliri olanlar; 1501-2500 TL (%19) geliri olanlar; 401-600 TL (%9) geliri olanlar; 2501-3500 TL (%8) geliri olanlar; 3501 TL ve üzeri gelir olanlar (%3); 400 TL ve altı geliri olanlar (%3) takip etmektedir. Birinci sınıftakilerin ailelerinin aylık toplam gelirinde %31 ile 601-1000 TL ve 1001-1500 TL arasında toplam aile geliri olanlar en kalabalık grubu meydana getirmektedir. Bunu %12 ile 1501-2500 TL arasında geliri olanlar takip etmektedir. Dördüncü sınıftakilerin ailelerinin aylık toplam gelirinde %30 ile 1501-2500 TL arasında toplam aile geliri olanlar en kalabalık grubu meydana getirmektedir. Bunu %27 ile 1001-1500 TL arasında geliri olanlar takip etmektedir. 68 Tablo 10: Hukuk Sistemimizin Kamuoyu Denetimine Verdiği Önem Hiç önem vermemektedir Az önem vermektedir Ne önem vermektedir ne önem vermemektedir Önem vermektedir Çok önem vermektedir Hukuk sistemimiz kamuoyu denetimine sizce ne kadar önem vermektedir? 11 32 12 27 4 86 12,8 37,2 14 31,4 4,7 100 11 34 13 13 0 71 15,5 47,9 18,3 18,3 0 100 Sayı 22 66 25 40 4 157 Satır % 14 42 15,9 25,5 2,5 100 1 Sayı Satır % Kaçıncı Sınıf 4 Sayı Satır % Toplam 2 X : 7,637 SD: 4 Toplam P: ,106>,05 Ankete katılanların hukuk sistemimiz kamuoyu denetimine sizce ne kadar önem vermektedir? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %28’i ‘‘önem vermektedir’’ ve ‘‘çok önem vermektedir’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %56’sı ‘‘az önem vermektedir’’ ve ‘‘hiç önem vermemektedir’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Birinci sınıftaki öğrencilerden %36,1’i ‘‘önem vermektedir’’ ve ‘‘çok önem vermektedir’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %50’si ‘‘az önem vermektedir’’ ve ‘‘hiç önem vermemektedir’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %18,3’ü ‘‘önem vermektedir’’ ve ‘‘çok önem vermektedir’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %63,4’ü ‘‘az önem vermektedir’’ ve ‘‘hiç önem vermemektedir’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Hukuk sistemimizin kamuoyu denetimine önem vermesi konusunda olumlu düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %36,1 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde %18,3’e düşmektedir. 69 Ankete katılanların sınıflarına göre hukuk sistemimiz kamuoyu denetimine sizce ne kadar önem vermektedir? sorusuna verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,106 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). Tablo 11: Kamu Kaynağının Denetiminin Sağlanması Amacıyla Kamuoyunun Zamanında Bilgilendirilmesi Nasıl Bir Haktır Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında denetimin sağlanması amacıyla kamuoyunun zamanında bilgilendirilmesi nasıl bir haktır? 1 Kaçıncı Sınıf Sayı Satır % 4 Sayı Satır % Toplam Sayı Satır % X2: 17,056 Genel yönetim hakkıdır 23 Kanuni bir haktır 41 Anayasal bir haktır 12 Böyle bir hak yoktur 9 Toplam 85 27,1 48,2 14,1 10,6 100 15 27 29 1 72 20,8 37,5 40,3 1,4 100 38 68 41 10 157 24,2 43,3 26,1 6,4 100 SD:3 P: ,001<,05 Ankete katılanların her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında denetimin sağlanması amacıyla kamuoyunun zamanında bilgilendirilmesi nasıl bir haktır? sorununa verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %43,3’ünün kanuni bir haktır, %26,1’inin anayasal bir haktır, %24,2’sinin genel yönetim hakkıdır, %6,4’ünün böyle bir hak yoktur cevaplarını verdikleri görülmektedir. Birinci sınıftaki öğrencilerden %48,2’sinin kanuni bir haktır, %27,1’inin genel yönetim hakkıdır, %14,1’inin anayasal bir haktır, %10,6’sının böyle bir hak yoktur cevaplarını verdikleri görülmektedir. 70 Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %40,3’ünün anayasal bir haktır, %37,5’inin kanuni bir haktır, %20,8’inin genel yönetim hakkıdır, %1,4’ünün böyle bir hak yoktur cevaplarını verdikleri görülmektedir. Kamu kaynağının denetiminin sağlanması amacıyla kamuoyunun zamanında bilgilendirilmesini kanuni bir hak olarak görenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %48,2; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %37,5’tür. Ankete katılanların her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında denetimin sağlanması amacıyla kamuoyunun zamanında bilgilendirilmesi nasıl bir haktır? sorununa verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir fark saptanmıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,001 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten küçük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu belirtebiliriz (p<0,05). Bu anlamlı ilişkinin anayasal bir haktır sütunundan kaynaklandığı görülmektedir. 71 Tablo 12: Bugüne Kadar Herhangi Bir Kamu Kurum ve Kuruluşundan Bilgi İsteme Talebinde Bulunup Bulunulmadığı Bugüne kadar herhangi bir kamu kurum ve kuruluşundan bilgi isteme talebinde bulundunuz mu? 1 Kaçıncı Sınıf 4 Sayı Satır % Sayı Satır % Sayı Toplam Satır % 2 X : 0,003 SD: 1 Evet Hayır Toplam 28 57 85 32,9 67,1 100 23 46 59 33,3 66,7 100 51 103 154 33,1 66,9 100 P: ,959>,05 Ankete katılanların bugüne kadar herhangi bir kamu kurum ve kuruluşundan bilgi isteme talebinde bulundunuz mu? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %33,1’inin evet, %66,9’unun hayır cevaplarını verdikleri görülmektedir. Birinci sınıftaki öğrencilerden %32,9’unun bir kamu kurum ve kuruluşundan bilgi istedikleri, %67,1’inin istemediği tespit edilmiştir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %33,3’ünün bir kamu kurum ve kuruluşundan bilgi istedikleri, %66,7’sinin istemediği tespit edilmiştir. Bir kamu kurum ve kuruluşundan bilgi isteyenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %32,9; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %33,3’dür. Ankete katılanların bugüne kadar herhangi bir kamu kurum ve kuruluşundan bilgi isteme talebinde bulundunuz mu? sorusuna verdikleri cevapların dağılıma istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,959 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). 72 Tablo 13: Hangi Yolla Bilgi İsteme Talebinde Bulunulduğu Geçerli Sayı Yüzde Elektronik ortamda 38 32,8 İlgili yere bizzat giderek 30 25,9 Telefonla 20 17,2 Arkadaş/Tanıdık vasıtasıyla 13 11,2 Elden form vererek 8 6,9 Faks çekerek 4 3,4 Diğer 3 2,6 116 100 Toplam Ankete katılanların hangi yolla bilgi isteme talebinde bulundunuz? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %32,8’inin elektronik ortamda, %25,9’unun ilgili yere bizzat giderek, %17,2’sinin telefonla, %11,2’inin arkadaş/tanıdık vasıtasıyla, %6,9’unun elden form vererek, %3,4’ünün faks çekerek ve %2,6’sının diğer cevaplarını verdikleri görülmektedir. 73 Tablo 14: Hangi Konularda Bilgi İsteminde Bulunulduğu Geçerli Sayı Yüzde Okul yaşamımla ilgili 37 27,0 Kendimle ilgili diğer konular hakkında 21 15,3 Bireysel bilgilerimle ilgili 19 13,9 İş hayatımla ilgili 12 8,8 Sağlık konuları ile ilgili 11 8,0 Askerlik ile ilgili 9 6,6 Yaşadığım il ile ilgili 8 5,8 Yaşadığım ilçe ile ilgili 6 4,4 Akraba/arkadaş/komşu vb. bir tanıdığımızın durumuyla ilgili 6 4,4 Çevre konuları ile ilgili 5 3,6 Diğer 2 1,5 Mahalle/Köy ile ilgili 1 0,7 137 100 Toplam Ankete katılanların hangi konularda bilgi isteme talebinde bulundunuz? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir.. Buna göre ankete katılanların %27’sinin okul yaşamımla ilgili, %15,3’ünün kendimle ilgili diğer konular hakkında, %13,9’unun bireysel bilgilerimle ilgili, %8,8’inin iş hayatımla ilgili, %8’inin sağlık konuları ile ilgili, %6,6’sının askerlik ile ilgili, %5,8’inin yaşadığım il ile ilgili, %4,4’ünün yaşadığım ilçe ile ilgili, %4,4’ünün akraba/arkadaş/komşu vb. bir tanıdığımızın durumuyla ilgili, %3,6’sının çevre konuları ile ilgili, %1,5’inin diğer ve %0,7’sinin mahalle-köy ile ilgili cevaplarını verdikleri görülmektedir. 74 Tablo 15: Bugüne Kadar Herhangi Bir Dilekçe Verilip Verilmediği 1 Sayı Kaçıncı Sınıf Satır % 4 Sayı Satır % Toplam Sayı Satır % X2: 10,557 Bugüne kadar herhangi bir dilekçe verdiniz mi? Böyle bir hakkim olduğunu biliyorum. Böyle bir hakkım Başkasının Vermem vermesine gerektiği olduğunu bilmiyordu yardımcı zaman oldum verebilirim m Vermedim Verdim 0 25 48 2 7 Toplam 82 0 30,5 58,5 2,4 8,5 100 1 11 41 2 17 72 1,4 15,3 56,9 2,8 23,6 100 1 36 89 4 24 154 0,6 23,4 57,8 2,6 15,6 100 SD: 4 P: ,032<,05 Ankete katılanların bugüne kadar herhangi bir dilekçe verdiniz mi? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %57,8’inin verdim, %23,4’ünün vermedim, %15,6’sının böyle bir hakkım olduğunu biliyorum, vermem gerektiği zaman verebilirim, %2,6’sının başkasının vermesine yardımcı oldum, %0,6’sının böyle bir hakkım olduğunu bilmiyordum cevaplarının verdikleri görülmektedir. Birinci sınıftaki öğrencilerden %58,5’inin verdim, %30,5’inin vermedim, %8,5’inin böyle bir hakkım olduğunu biliyorum, vermem gerektiği zaman verebilirim, %2,4’ünün başkasının vermesine yardımcı oldum cevaplarını verdikleri görülmektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %56,9’unun verdim, %23,6’sının böyle bir hakkım olduğunu biliyorum, vermem gerektiği zaman verebilirim, %15,3’inin vermedim, %2,8’ünün başkasının vermesine yardımcı oldum, %1,4’sının böyle bir hakkım olduğunu bilmiyordum cevaplarını verdikleri görülmektedir. Dilekçe verenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %58,5 iken bu oran dördüncü sınıftaki öğrencilerde %56,9’dur. Ankete katılanların bugüne kadar herhangi bir dilekçe verdiniz mi? sorusuna verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında 75 anlamlı bir fark saptanmıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,032 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten küçük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu belirtebiliriz (p<0,05). Bu anlamlı ilişkinin böyle bir hakkım olduğunu biliyorum, vermem gerektiği zaman verebilirim sütunundan kaynaklandığı görülmektedir. Tablo 16: Dilekçe Verme Hakkının Hangi Kaynaktan Öğrenildiği Dilekçe verme hakkınız olduğunu hangi kaynaktan öğrendiniz? Kaçıncı Sınıf Geçerli 1. Sınıf ( Toplam Sayı 88) Geçerli 4. Sınıf (Toplam Sayı 72) 1. ve 4. Sınıf Geçerli Sayı (Toplam Sayı 160) Üniversite öncesi öğrenimimden 47 36 83 Satır % 53 50 52 Üniversite sırasındaki öğrenimimden 10 21 31 Satır % 13 29 19 Ailemden 21 25 46 Satır % 24 35 29 Televizyondan 3 9 12 Satır % 3 13 8 Radyodan 1 1 2 Satır % 1 1 1 Gazeteden 5 9 14 Satır % 6 13 9 Dergiden 3 1 4 Satır % 3 1 3 İnternetten 3 5 8 Satır % 3 7 5 Arkadaşımdan 4 3 7 Satır % 4 4 4 Memurdan 4 9 13 4 13 8 1 3 4 1 4 3 Diğer 3 2 5 Satır % 3 3 3 Satır % Bir sivil toplum faaliyetinden Satır % kuruluşunun 76 Ankete katılan birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerinin dilekçe verme hakkınızın olduğunu hangi kaynaktan öğrendiniz? sorusuna verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerinin ailemden, %52’sinin %19’unun üniversite üniversite öncesi sırasındaki öğrenimimden, %29’unun öğrenimimden cevaplarını verdikleri görülmektedir. Birinci sınıftaki öğrenimimden, öğrencilerden %24’ünün %53’ünün ailemden, %13’ünün üniversite üniversite öncesi sırasındaki öğrenimimden cevaplarını verdikleri görülmektedir. Dördüncü öğrenimimden, sınıftaki %35’inin öğrencilerden ailemden, %50’sinin %29’unun üniversite üniversite öncesi sırasındaki öğrenimimden cevaplarını verdikleri görülmektedir. Birinci sınıftaki öğrencilerden %13’ü dördüncü sınıftaki öğrencilerden %29’u dilekçe verme haklarının olduğunu üniversite sırasındaki öğrenimlerinden öğrenmişlerdir. Tablo 17: Belediye Faaliyet Raporu İncelenip İncelenmediği Bugüne kadar herhangi bir belediyenin faaliyet raporunu incelediniz mi? Birkaç Hayır sayfasını incelemedim okudum 1 Sayı İnceledim Çok ayrıntılı İnceledim Toplam 68 7 10 1 86 79,1 8,1 11,6 1,2 100 41 14 15 2 72 Satır % 56,9 19,4 20,8 2,8 100 Sayı 109 21 25 3 158 Satır % 69 13,3 15,8 1,9 100 Kaçıncı Satır % Sınıf 4 Toplam 2 Sayı X : 9,186 SD: 3 P: ,027<,05 Ankete katılanların bugüne kadar herhangi bir belediyenin faaliyet raporunu incelediniz mi? sorusuna verdikleri cevaplarını dağılımı sınıf 77 dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %69’unun hayır incelemedim, %15,8’inin inceledim, %13,3’ünün birkaç sayfasını okudum, %1,9’unun çok ayrıntılı inceledim cevaplarını verdikleri görülmektedir. Birinci sınıftaki öğrencilerden %79,1’inin hayır incelemedim, %11,6’sının inceledim, %8,1’inin birkaç sayfasını okudum, %1,2’sinin çok ayrıntılı inceledim cevaplarını verdikleri görülmektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %56,9’unun hayır incelemedim, %19,4’ünün birkaç sayfasını okudum, %20,8’inin inceledim, %2,8’inin çok ayrıntılı inceledim cevaplarını verdikleri görülmektedir. Belediye faaliyet raporunu inceleyenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %12,8 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %23,6’dır. Ankete katılanların bugüne kadar herhangi bir belediyenin faaliyet raporunu incelediniz mi? sorusuna verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir fark saptanmıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,027 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten küçük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu belirtebiliriz (p<0,05). Bu anlamlı ilişkinin birkaç sayfasını okudum sütunundan kaynaklandığı görülmektedir. 78 Tablo 18: Ülke Siyaseti Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Tüm Öğrenciler) Sayı Yüzde Üniversite Sırasındaki Öğrenimim 55 33,3 Aile 40 24,2 Görsel Medya 20 12,1 Üniversite Öncesi Öğrenimim 16 9,7 Yazılı Medya 15 9,1 Meslek Kuruluşları(Odalar vb.) 11 6,7 İşitsel Medya 5 3,0 Sendikalar 2 1,2 Holding Önderleri 1 0,6 165 100 Toplam Ankete katılanların ülke siyaseti konusundaki görüşlerinizi oluştururken hangi kaynaklardan gelen bilgilerden yararlandıklarının beş tanesinin numaralandırılarak işaretlenmesi istediğinde ilk sırayı %33,3 ile üniversite sırasındaki öğrenimin aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla aile (% 24,2), görsel medya (%12,1), üniversite öncesi öğrenim (%9,7) ve yazılı medya (%9,1) takip etmektedir. 79 Tablo 19: Ülke Siyaseti Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Birinci Sınıf Öğrencileri) Sayı Yüzde Aile 25 28,7 Üniversite Sırasındaki Öğrenimim 24 26,6 Görsel Medya 13 14,4 Yazılı Medya 9 10 Meslek Kuruluşları(Odalar vb.) 7 7,7 Üniversite Öncesi Öğrenimim 6 6,6 İşitsel Medya 5 5,5 Sendikalar 1 1,1 Toplam 90 100 Ankete katılan birinci sınıf öğrencilerinin ülke siyaseti konusundaki görüşlerinizi oluştururken yararlandıklarının beş hangi tanesinin kaynaklardan gelen numaralandırılarak bilgilerden işaretlenmesi istendiğinde ilk sırayı %28,7 ile ailenin aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla üniversite sırasındaki öğrenim (%26,6), görsel medya (%14,4), yazılı medya (%10) ve meslek kuruluşları (%7,7) ve üniversite öncesi öğrenim (%6,6) takip etmektedir. 80 Tablo 20: Ülke Siyaseti Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Dördüncü Sınıf Öğrencileri) Sayı Yüzde Üniversite Sırasındaki Öğrenimim 31 42,4 Aile 15 20,5 Üniversite Öncesi Öğrenimim 10 13,6 Görsel Medya 7 9,5 Yazılı Medya 6 8,2 Meslek Kuruluşları(Odalar vb.) 4 5,4 Toplam 73 100 Ankete katılan dördüncü sınıf öğrencilerinin ülke siyaseti konusundaki görüşlerinizi oluştururken yararlandıklarının beş hangi tanesinin kaynaklardan gelen numaralandırılarak bilgilerden işaretlenmesi istendiğinde ilk sırayı %42,4 ile üniversite sırasındaki öğrenimin aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla aile (%20,5), üniversite öncesi öğrenim (%13,6), görsel medya (%9,5) ve yazılı medya (%8,2) takip etmektedir 81 Tablo 21: Zorunlu Din Dersi Eğitimi Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Tüm Öğrenciler) Sayı Yüzde Aile 43 25,4 Üniversite Sırasındaki Öğrenim 38 22,5 Görsel Medya 37 21,9 Siyasi Partiler 18 10,7 İşitsel Medya 16 9,5 Okuduğum Kitaplar 9 5,3 Üniversite Öncesi Öğrenim 2 1,2 Yazılı Medya 2 1,2 Meslek Kuruluşları(Odalar vb.) 2 1,2 Yerel Yönetimler 1 0,6 Holding Önderleri 1 0,6 169 100 Toplam Ankete katılanların zorunlu din dersi eğitimi verilip verilmemesi konusundaki görüşlerinizi oluştururken hangi kaynaklardan gelen bilgilerden yararlandıklarının beş tanesinin numaralandırılarak işaretlenmesi istendiğinde ilk sırayı %25,4 ile ailenin aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla üniversite sırasındaki öğrenim (%22,5), görsel medya (%21,9), siyasi parti (%10,7) ve işitsel medya (%9,5) takip etmektedir. 82 Tablo 22: Zorunlu Din Dersi Eğitimi Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Birinci Sınıf Öğrencileri) Sayı Yüzde Görsel Medya 24 26,6 Üniversite Sırasındaki Öğrenim 23 25,2 Aile 16 17,5 Siyasi Partiler 10 10,9 İşitsel Medya 10 10,9 Okuduğum Kitaplar 4 4,3 Üniversite Öncesi Öğrenim 1 1 Meslek Kuruluşları(Odalar vb.) 1 1 Yerel Yönetimler 1 1 Holding Önderleri 1 1 Toplam 91 100 Ankete katılan birinci sınıf öğrencilerinin zorunlu din dersi eğitimi verilip verilmemesi konusundaki görüşlerinizi oluştururken hangi kaynaklardan gelen bilgilerden yararlandıklarının beş tanesinin numaralandırılarak işaretlenmesi istendiğinde ilk sırayı %26,6 ile görsel medyanın aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla üniversite sırasındaki öğrenim (%25,2), aile (%17,5), siyasi partiler (%10,9) ve işitsel medya (%10,9) takip etmektedir. 83 Tablo 23: Zorunlu Din Dersi Eğitimi Konusundaki Görüşlerini Oluştururken Yararlanılan Kaynaklar (Dördüncü Sınıf Öğrencileri) Sayı Yüzde Aile 27 36 Üniversite Sırasındaki Öğrenim 15 19,4 Görsel Medya 13 16,8 Siyasi Partiler 8 10,3 İşitsel Medya 6 7,8 Okuduğum Kitaplar 5 6,5 Üniversite Öncesi Öğrenim 1 1,3 Yazılı Medya 1 1,3 Meslek Kuruluşları(Odalar vb.) 1 1,3 Toplam 77 100 Ankete katılan dördüncü sınıf öğrencilerinin zorunlu din dersi eğitimi verilip verilmemesi kaynaklardan gelen konusundaki bilgilerden görüşlerinizi oluştururken yararlandıklarının beş hangi tanesinin numaralandırılarak işaretlenmesi istendiğinde ilk sırayı %36 ile ailenin aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla üniversite sırasındaki öğrenim (%19,4), görsel medya (%16,8), siyasi partiler (%10,3) ve işitsel medya (%7,8) takip etmektedir. 84 Tablo 24: Yerel Hizmetler Konusunda Çevre Sakinlerini Etkilemede ve Yönlendirmede En Etkili Araçlar (Tüm Öğrenciler) Sayı Yüzde Görsel Medya 63 39,9 Aile 23 14,6 Yerel Yönetimler 20 12,7 Üniversite Sırasındaki Öğrenim 18 11,4 Yazılı Medya 12 7,6 Üniversite Öncesi Öğrenim 8 5,1 İşitsel Medya 3 1,9 Dini Cemaatler 3 1,9 Esnaf ve Esnaf Örgütleri 3 1,9 Siyasi Partiler 2 1,3 Meslek Kuruluşları(Odalar vb.) 2 1,3 Sendikalar 1 0,6 158 100 Toplam Ankete katılanlardan yaşadığınız çevredeki yerel hizmetler konusunda o çevre sakinlerini etkilemede ve yönlendirmede en etkili araçların beş tanesinin numaralandırılarak işaretlenmesi istendiğinde ilk sırayı %39,9 ile görsel medyanın aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla aile (%14,6), yerel yönetimler (%12,7), üniversite sırasındaki öğrenim (%11,4) ve yazılı medya (%7,6) takip etmektedir. 85 Tablo 25: Yerel Hizmetler Konusunda Çevre Sakinlerini Etkilemede ve Yönlendirmede En Etkili Araçlar (Birinci Sınıf Öğrencileri) Sayı Yüzde Görsel Medya 31 37,3 Aile 15 18,1 Yerel Yönetimler 12 14,4 Üniversite Sırasındaki Öğrenim 8 9,6 Yazılı Medya 7 8,4 Üniversite Öncesi Öğrenim 3 3,6 İşitsel Medya 2 2,4 Dini Cemaatler 2 2,4 Meslek Kuruluşları(Odalar vb.) 2 2,4 Esnaf ve Esnaf Örgütleri 1 1,2 Toplam 83 100 Ankete katılan birinci sınıf öğrencilerinden yaşadığınız çevredeki yerel hizmetler konusunda o çevre sakinlerini etkilemede ve yönlendirmede en etkili araçların beş tanesinin numaralandırılarak işaretlenmesi istendiğinde ilk sırayı %37,3 ile görsel medyanın aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla aile (%18,1), yerel yönetimler (%14,4), üniversite sırasındaki öğrenim (%9,6) ve yazılı medya (%8,4) takip etmektedir. 86 Tablo 26: Yerel Hizmetler Konusunda Çevre Sakinlerini Etkilemede ve Yönlendirmede En Etkili Araçlar (Dördüncü Sınıf Öğrencileri) Sayı Yüzde Görsel Medya 32 42,6 Üniversite Sırasındaki Öğrenim 10 13,3 Aile 8 10,6 Yerel Yönetimler 8 10,6 Yazılı Medya 5 6,6 Üniversite Öncesi Öğrenim 5 6,6 Siyasi Partiler 2 2,6 İşitsel Medya 1 1,3 Meslek Kuruluşları(Odalar vb.) 1 1,3 Sendikalar 1 1,3 Esnaf ve Esnaf Örgütleri 1 1,3 Dini Cemaatler 1 1,3 Toplam 75 100 Ankete katılan dördüncü sınıf öğrencilerinden yaşadığınız çevredeki yerel hizmetler konusunda o çevre sakinlerini etkilemede ve yönlendirmede en etkili araçların beş tanesinin numaralandırılarak işaretlenmesi istendiğinde ilk sırayı %42,6 ile görsel medyanın aldığı görülmektedir. Onu sırasıyla üniversite sırasındaki öğrenim (%13,3), aile (%10,6), yerel yönetimler (10,6) ve yazılı medya (6,6) takip etmektedir. 87 Tablo 27: Ülkemizde Hak Arama Mekanizmaları Halk Tarafından Bilinmekte ve Kullanılmaktadır Katılıyorum Tamamen katılıyorum Sınıf Ne katılıyorum ne katılmıyorum Kaçıncı Az katılıyorum 1 Hiç katılmıyorum Ülkemizde hak arama mekanizmaları halk tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır Toplam 24 50 5 7 1 87 27,6 57,5 5,7 8 1,1 100 Sayı 18 40 6 8 0 72 Satır % 25 55,6 8,3 11,1 0 100 Sayı 42 90 11 15 1 159 26,4 56,6 6,9 9,4 0,6 100 Sayı Satır % 4 Toplam Satır % X2: 1,726 Ankete SD: 4 katılanlara ülkemizde P: ,786>,05 hak arama mekanizmaları halk tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %10’u ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %83’ ü ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Birinci sınıftaki öğrencilerin %9,1’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %85,1’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %11,1’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %80,6’sı ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Ülkemizde hak arama mekanizmalarının halk tarafından bilindiğini ve kullanıldığını düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %9,1 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %11,1’dir. Ankete katılanlara ülkemizde hak arama mekanizmaları halk tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır ifadesine katılıp katılmadıkları 88 sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,786 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). Tablo 28: Ülkemizde Hak Arama Mekanizmaları Eğitimli Kesim Tarafından Bilinmekte ve Kullanılmaktadır Tamamen katılıyorum Toplam Katılıyorum 4 Ne katılıyorum ne katılmıyorum Sınıf Az katılıyorum 1 Kaçıncı Hiç katılmıyorum Ülkemizde hak arama mekanizmaları eğitimli kesim tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır Toplam Sayı 1 9 9 41 27 87 Satır % 1,1 10,3 10,3 47,1 31 100 Sayı 1 17 11 38 5 72 Satır % 1,4 23,6 15,3 52,8 6,9 100 Sayı 2 26 20 79 32 159 Satır % 1,3 16,4 12,6 49,7 20,1 100 X2: 16,633 SD: 4 P: ,002<,05 Ankete katılanlara ülkemizde hak arama mekanizmaları eğitimli kesim tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %69,8’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ katılıyorum’’ ve ‘‘hiç seçenekleriyle katılmıyorum’’ olumlu görüş; seçenekleriyle %17,7’si olumsuz ‘‘az görüş belirtmişlerdir. Birinci sınıftaki öğrencilerin %78,1’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %11,4’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. 89 Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %59,7’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %25’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Ülkemizde hak arama mekanizmalarının eğitimli kesim tarafından bilindiğini ve kullanıldığını düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %78,1 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %59,7’dir. Ankete katılanlara ülkemizde hak arama mekanizmaları eğitimli kesim tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir fark saptanmıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,002 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten küçük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu belirtebiliriz (p<0,05). Bu anlamlı ilişkinin katılıyorum, tamamen katılıyorum sütunundan kaynaklandığı görülmektedir. Tablo 29: Kamu Yönetimi Bölümünde Aldığım Eğitim Hak Arama Mekanizmalarını Öğrenmemi Sağladı 4 Sayı Satır % Toplam Sayı Satır % X2: 3,243 Tamamen katılıyorum Satır % Katılıyorum Sınıf Ne katılıyorum ne katılmıyorum Kaçıncı Az katılıyorum 1 Sayı Hiç katılmıyorum Kamu yönetimi bölümünde aldığım eğitim hak arama mekanizmalarını öğrenmemi sağladı Toplam 1 16 15 39 15 86 1,2 18,6 17,4 45,3 17,4 100 2 9 8 39 14 72 2,8 12,5 11,1 54,2 19,4 100 3 25 23 78 29 158 1,9 15,8 14,6 49,4 18,4 100 SD: 4 P: ,518>,05 Ankete katılanlara kamu yönetimi bölümünde aldığım eğitim hak arama mekanizmalarını öğrenmemi sağladı ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda 90 verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %67,8’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ katılıyorum’’ ve ‘‘hiç seçenekleriyle katılmıyorum’’ olumlu görüş; seçenekleriyle %17,7si olumsuz ‘‘az görüş belirtmişlerdir. Birinci sınıftaki öğrencilerin %62,7’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %19,8’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %73,6’sı ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %15,3’ü ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Kamu yönetimi bölümünde alınan eğitiminin hak arama mekanizmalarının öğrenilmesini sağlayacağını düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %62,7 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %73,6’dır. Ankete katılanlara kamu yönetimi bölümünde aldığım eğitim hak arama mekanizmalarını öğrenmemi sağladı ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,518 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). 91 Tablo 30: Üniversite Öncesi Aldığım Eğitim Sonucu Hak Arama Mekanizmalarını Öğrenmiştim Sayı Satır % Toplam Sayı Satır % X2: 8,862 Tamamen katılıyorum 4 Katılıyorum Sınıf Satır % Ne katılıyorum ne katılmıyorum Kaçıncı Sayı Az katılıyorum 1 Hiç katılmıyorum Üniversite öncesi aldığım eğitim sonucu hak arama mekanizmalarını öğrenmiştim. 16 28 12 26 5 87 18,4 32,2 13,8 29,9 5,7 100 10 20 21 13 8 72 13,9 27,8 29,2 18,1 11,1 100 26 48 33 39 13 159 16,4 30,2 20 24,5 8,2 100 SD: 4 Toplam P: ,065>,05 Ankete katılanlara üniversite öncesi aldığım eğitim sonucu hak arama mekanizmalarını öğrenmiştim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %32,7’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %46,6’sı ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Birinci sınıftaki öğrencilerin %35,6’sı ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %50,6’sı ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %29,2’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %41,7’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Üniversite öncesi aldıkları eğitim sonucu hak arama mekanizmalarını öğrendiğini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %35,6 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %29,2’dir. Ankete katılanlara üniversite öncesi aldığım eğitim sonucu hak arama mekanizmalarını öğrenmiştim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda 92 verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,065 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). Tablo 31: Hak Arama Mekanizmalarını Aile/Akraba Çevremden Öğrendim Sayı Satır % Sayı Toplam Satır % Tamamen katılıyorum 4 Katılıyorum Sınıf Satır % Ne katılıyorum ne katılmıyorum Kaçıncı Sayı Az katılıyorum 1 Hiç katılmıyorum Hak arama mekanizmalarını aile/akraba çevremden öğrendim 9 34 14 24 4 85 10,6 40 16,5 28,2 4,7 100 12 27 12 19 2 72 16,7 37,5 16,7 26,4 2,8 100 21 61 26 43 6 157 13,4 38,9 16,6 27,4 3,8 100 2 X : 1,568 SD: 4 Toplam P: ,815>,05 Ankete katılanlara hak arama mekanizmalarını aile/akraba çevremden öğrendim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %31,2’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %52,3’ü ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Birinci sınıftaki öğrencilerin %32,9’ü ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %50,6’sı ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %29,2’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %54,2’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. 93 Hak arama mekanizmalarını aile/akraba çevresinden öğrendiğini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %32,9 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %29,2’dir. Ankete katılanlara hak arama mekanizmalarını aile/akraba çevremden öğrendim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,815 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). Tablo 32: Hak Arama Mekanizmalarını Arkadaş Çevremden Öğrendim Tamamen katılıyorum 4 Katılıyorum Sınıf Ne katılıyorum ne katılmıyorum Kaçıncı Az katılıyorum 1 Hiç katılmıyorum Hak arama mekanizmalarını arkadaş çevremden öğrendim Toplam Sayı 26 33 17 10 0 86 Satır % 30,2 38,4 19,8 11,6 0 100 Sayı 26 19 13 11 2 71 Satır % 36,6 26,8 18,3 15,5 2,8 100 Sayı 52 52 30 21 2 157 Satır % 33,1 33,1 19,1 13,4 1,3 100 Toplam X2: 4,962 SD: 4 P: ,291>,05 Ankete katılanlara hak arama mekanizmalarını arkadaş çevremden öğrendim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %14,7’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle 94 olumlu görüş; %66,2’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Birinci sınıftaki öğrencilerin %11,6’sı ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %68,6’sı ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %18,3’ü ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %63,4’ü ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Hak arama mekanizmalarını arkadaş çevresinden öğrendiğini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %11’6 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %18,3’dür. Ankete katılanlara hak arama mekanizmalarını arkadaş çevremden öğrendim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,291 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). 95 Tablo 33: Ülkemizdeki Hak Arama Mekanizmalarını İyi Bildiğimi Düşünmekteyim Toplam Tamamen katılıyorum 4 Katılıyorum Sınıf Ne katılıyorum ne katılmıyorum Kaçıncı Az katılıyorum 1 Hiç katılmıyorum Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını iyi bildiğimi düşünmekteyim. Toplam Sayı 9 27 19 31 1 87 Satır % 10,3 31 21,8 35,6 1,1 100 Sayı 2 12 20 30 8 72 Satır % 2,8 16,7 27,8 41,7 11,1 100 Sayı 11 39 39 61 9 159 Satır % 6,9 24,5 24,5 38,4 5,7 100 X2: 14,424 Ankete SD: 4 katılanlara hak arama P: ,006<,05 mekanizmalarını iyi bildiğimi düşünmekteyim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %44,1’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %31,4’ü ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Birinci sınıftaki öğrencilerin %36,7’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %41,3’ü ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %52,8’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %19,5’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını iyi bildiklerini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %36,7 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %52,8’dir. 96 Ankete katılanlara hak arama mekanizmalarını iyi bildiğimi düşünmekteyim ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir fark saptanmıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,006 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten küçük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu belirtebiliriz (p<0,05). Bu anlamlı ilişkinin katılıyorum, tamamen katılıyorum sütunundan kaynaklandığı görülmektedir. Tablo 34: Ülkemizdeki Hak Arama Mekanizmalarını Bugüne Kadar Gerektiğinde Kullandım Hiç katılmıyorum Az katılıyorum Ne katılıyorum ne katılmıyorum Katılıyorum Tamamen katılıyorum Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını bugüne kadar gerektiğinde kullandım Toplam 9 22 15 33 7 86 10,5 25,6 17,4 38,4 8,1 100 8 16 8 33 7 72 Satır % 11,1 22,2 11,1 45,8 9,7 100 Sayı 17 38 23 66 14 158 Satır % 10,8 24,1 14,6 41,8 8,9 100 1 Sayı Kaçıncı Sınıf Toplam Satır % 4 Sayı X2: 1,911 SD: 4 P: ,752>,05 Ankete katılanlara ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını bugüne kadar gerektiğinde kullandım ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %50,7’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %34,9’u ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. 97 Birinci sınıftaki öğrencilerin %46,5’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %36,1’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %55,5’si ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %33,3’ü ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını gerektiğinde kullananların oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %46,5 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu %55,5’dir. Ankete katılanlara ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını bugüne kadar gerektiğinde kullandım ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,752 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). Tablo 35: Ülkemizdeki Hak Arama Mekanizmalarını Gerektiğinde Kullanabileceğimi Düşünüyorum Hiç katılmıyorum Az katılıyorum Ne katılıyorum ne katılmıyorum Katılıyorum Tamamen katılıyorum Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını gerektiğinde kullanabileceğimi düşünüyorum. 6 8 9 41 23 Toplam 87 6,9 9,8 10,3 47,1 26,4 100 2 5 5 43 17 72 Satır % 2,8 6,9 6,9 59,7 23,6 100 Sayı 8 13 14 84 40 159 Satır % 5 8,2 8,8 52,8 25,2 100 1 Sayı Kaçıncı Sınıf Toplam Satır % 4 Sayı X2: 3,398 SD: 4 P: ,494>,05 98 Ankete katılanlara ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını gerektiğinde kullanabileceğimi düşünüyorum ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %78’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ katılıyorum’’ ve ‘‘hiç seçenekleriyle katılmıyorum’’ olumlu görüş; seçenekleriyle %13,2’si olumsuz ‘‘az görüş belirtmişlerdir. Birinci sınıftaki öğrencilerin %73,5’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %16,7’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %83,3’ü ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %9,7’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını gerektiğinde kullanabileceklerini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %73,5 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %83,3’dür. Ankete katılanlara ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını gerektiğinde kullanabileceğimi düşünüyorum ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,494 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). 99 Tablo 36: Siyasi Partilerin Faaliyetlerinin/Politikalarının Hak Arama Konusundaki Bilgiye Katkısı Az katılıyorum Ne katılıyorum ne katılmıyorum Katılıyorum Tamamen katılıyorum Kaçıncı Sınıf Hiç katılmıyorum Siyasi partilerin faaliyetlerinin/politikalarının hak arama konusundaki bilgime katkısı olmuştur. Toplam Sayı 20 18 25 20 4 87 1 Satır % 23 20,7 28,7 23 4,6 100 Sayı 24 21 13 13 1 72 33,3 29,2 18,1 18,1 1,4 100 Sayı 44 39 38 33 5 159 Satır % 27,7 24,5 23,9 20 8 3,1 100 4 Satır % Toplam X2: 6,310 SD: 4 P: ,177>,05 Ankete katılanların siyasi partilerin faaliyetlerinin/politikalarının hak arama konusundaki bilgime katkısı olmuştur ifadesine verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %23,9’u ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %52,2’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Birinci sınıftaki öğrencilerin %27,6’sı ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %43,7’si ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %19,5’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %62,5’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Siyasi partilerin faaliyetlerinin/politikalarının hak arama konusundaki bilgilerine katkısı olduğunu düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %27,6 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %19,5’dir. 100 Ankete katılanların siyasi partilerin faaliyetlerinin/politikalarının hak arama konusundaki bilgime katkısı olmuştur ifadesine verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,177 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). Tablo 37: Türkiye’de Kamuoyunun Oluşmasında Sivil Toplum Kuruluşlarının Etkisi Katılıyorum Tamamen katılıyorum 4 Ne katılıyorum ne katılmıyorum Kaçıncı Sınıf Az katılıyorum 1 Hiç katılmıyorum Türkiye’ de kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisi vardır. 5 13 15 34 19 86 Satır % 5,8 15,1 17,4 39,5 22,1 100 Sayı 11 17 14 24 6 72 15,3 23,6 19,4 33,3 8,3 100 16 30 29 58 25 158 10,1 19 18,4 36,7 15,8 100 Sayı Satır % Toplam Sayı Satır % X2: 10,141 SD: 4 Toplam P: ,038<,05 Ankete katılanların Türkiye’ de kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisi vardır ifadesine verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %52,5’i ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %29,1’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Birinci sınıftaki öğrencilerin %61,6’sı ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %20,9’u ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. 101 Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %41,6’sı ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %38,9’u ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Türkiye’de kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisi olduğunu düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %61,6 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %38,9’dur . Ankete katılanların Türkiye’ de kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisi vardır ifadesine verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir fark saptanmıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,038 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten küçük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu belirtebiliriz (p<0,05). Bu anlamlı ilişkinin tamamen katılıyorum, katılıyorum sütunundan kaynaklandığı görülmektedir. Tablo 38: Herhangi Bir Sivil Toplum Kuruluşuna/Gönüllü Kuruluşa Üyelik Herhangi bir sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üye misiniz. Kaçıncı 1 Sınıf 4 Toplam Toplam Evet Hayır Sayı 21 63 84 Satır % 25 75 100 Sayı 16 56 72 22,2 77,8 100 37 119 156 23,7 76,3 100 Satır % Sayı Satır % X2: ,165 SD: 1 P: ,684>,05 Ankete katılanların herhangi bir sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üye misiz? sorununa verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %23,7’sinin evet, %76,3’ünün hayır cevaplarını verdikleri gözlenmektedir. Birinci sınıftaki öğrencilerden %25’inin evet, %75’inin hayır cevaplarını verdikleri 102 görülmektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %22,2’sinin evet, %77,8’inin hayır cevaplarını verdikleri görülmektedir. Ankete katılanların herhangi bir sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üye misiz? sorununa verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,684 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). Tablo 39: Hangi Tür Sivil Toplum Kuruluşuna/Gönüllü Kuruluşa Üyelik Hangi tür sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üyesiniz. Geçerli Sayı Yüzde Sosyal ve kültürel 17 21,8 Spor 11 14,1 Eğitim 11 14,1 İnsani yardım 11 14,1 Mesleki 7 9,0 Çevre 5 6,4 Siyasi 5 6,4 Rehberlik ve danışmanlık 4 5,1 Sağlık 3 3,8 Demokratik haklar 2 2,6 İnsan hakları 1 1,3 Diğer 1 1,3 Toplam 78 100 Ankete katılanların hangi tür sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üyesiniz? sorununa verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %21,8’inin sosyal ve kültürel, %14,1’inin spor, %14,1’inin eğitim, %14,1’inin insani yardım, %9’unun mesleki, %6,4’ünün 103 çevre, %6,4’ünün siyasi, %5,1’inin rehberlik ve danışmanlık, %3,8’inin sağlık, %2,6’sının demokratik haklar, %1,3’ünün insan hakları ve %1,3’ünün diğer cevaplarını verdikleri görülmektedir. Tablo 40: Sivil Toplum Kuruluşuna/Gönüllü Kuruluşa Üyeliğin Düşünülmesi Herhangi bir sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üye olmayı düşünüyor musunuz? 1 Kaçıncı Sınıf Evet Hayır Toplam 56 19 75 74,7 25,3 100 45 26 71 Satır % 63,4 36,6 100 Sayı 101 45 146 Satır % 69,2 30,8 100 Sayı Satır % 4 Toplam Sayı 2 X : 2,179 SD: 1 P: ,140>,05 Ankete katılanların herhangi bir sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üye olmayı düşünüyor musunuz? sorununa verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %69,2’sinin evet, %30,8’inin hayır cevaplarını verdikleri gözlenmektedir. Birinci sınıftaki öğrencilerden %74,7’sinin evet, %25,3’ünün hayır cevaplarını verdikleri görülmektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %63,4’ünün evet, %36,6’sının hayır cevaplarını verdikleri görülmektedir. Ankete katılanların herhangi bir sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üye olmayı düşünüyor musunuz? sorununa verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,140 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). 104 Tablo 41: Hangi Tür Sivil Toplum Kuruluşu/Gönüllü Kuruluşa Üyeliğin Düşünülmesi Hangi Tür Sivil Toplum Kuruluşu/ Ankete Katılanlar Gönüllü Kuruluş Geçerli Sayı Yüzde Mesleki 58 16,0 Siyasi 49 13,5 Sosyal ve kültürel 43 11,9 İnsani yardım 33 9,1 Çevre 31 8,6 Eğitim 30 8,3 Spor 29 8,0 İnsan hakları 29 8,0 Demokratik haklar 24 6,6 Sağlık 21 5,8 Rehberlik ve danışmanlık 14 3,9 Diğer 1 0,3 362 100 Toplam Ankete katılanların hangi tür sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üye olmayı düşünüyorsunuz? sorununa verdikleri cevapların dağılımı tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %16’sının mesleki, %13,5’inin siyasi, %11,9’unun sosyal ve kültürel, %9,1’inin insani yardım, %8, 6’sının çevre, %8,3’ünün eğitim, %8’inin spor, %8’inin insan hakları, %6,6’sının demokratik haklar, %5,8’inin sağlık, %3,9’unun rehberlik ve danışmanlık, %0,3’ünün diğer cevaplarını verdikleri görülmektedir. 105 Tablo 42: Kamuoyunun Oluşmasında Sivil Toplum Kuruluşlarının Etkisi Sayı Satır % Toplam Sayı Satır % Tamamen katılıyorum 4 Katılıyorum Satır % Ne katılıyorum ne katılmıyorum Kaçıncı Sınıf Sayı Az katılıyorum 1 Hiç katılmıyorum Kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisinin olduğuna katılıyor musunuz? Toplam 3 22 5 40 13 83 3,6 26,5 6 48,2 15,7 100 4 18 8 33 9 72 5,6 25 11,1 45,8 12,5 100 7 40 13 73 22 155 4,5 25,8 8,4 47,1 14,2 100 X2: 1,862 Ankete SD: 4 katılanların kamuoyunun P: ,761>,05 oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisinin olduğuna katılıyor musunuz? sorununa verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %61,3’ünün ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %30,3’ünün ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Birinci sınıftaki öğrencilerin %63,9’u ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’’ seçenekleriyle olumlu görüş; %30,1’i ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %58,3’ü ‘‘katılıyorum’’ ve ‘‘tamamen katılıyorum’ seçenekleriyle olumlu görüş; %30,6’sı ‘‘az katılıyorum’’ ve ‘‘hiç katılmıyorum’’ seçenekleriyle olumsuz görüş belirtmişlerdir. Kamuoyunu oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisinin olduğunu düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %63,9 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %58,3’tür. Ankete katılanların kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisinin olduğuna katılıyor musunuz? sorununa verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık 106 saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,761 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). Tablo 43: Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne Katılma Yasal izinle düzenlenmiş bir toplantı ve gösteri yürüyüşüne katıldınız mı? 1 Kaçıncı Sınıf 4 Katılmadım 37 45 82 45,1 54,9 100 26 46 72 36,1 63,9 100 63 91 154 40,9 59,1 100 Sayı Satır % Sayı Satır % Sayı Toplam Satır % X2: 1,288 Toplam Katıldım SD: 1 P: ,256>,05 Ankete katılanların yasal izinle düzenlenmiş bir toplantı ve gösteri yürüyüşüne katıldınız mı? sorununa verdikleri cevapların dağılımı sınıf dağılımına göre tabloda verilmektedir. Buna göre ankete katılanların %40,9’unun katıldım, %59,1’inin sınıftaki öğrencilerden katılmadım cevaplarını verdikleri görülmektedir. Birinci %45,1’inin katıldım, %54,9’unun katılmadım cevaplarını verdikleri görülmektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerden %36,1’inin katıldım, %63,9’unun katılmadım cevaplarını verdikleri görülmektedir. Toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanların oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %45,1 iken dördüncü sınıftaki öğrencilerde bu oran %36,1’dir. Ankete katılanların yasal izinle düzenlenmiş bir toplantı ve gösteri yürüyüşüne katıldınız mı? sorununa verdikleri cevapların dağılımına istatistiksel olarak bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Tablomuzun istatistiksel değeri Pearson P değeri ,256 olarak çıkmıştır. Bu da bizim eşik değerimiz olan ,05’ ten büyük olduğu için istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtebiliriz (p>0,05). 107 3.6. ARAŞTIRMA BULGULARININ GENEL DEĞERLENDİRİLMESİ Ankete katılan kadın-erkek sayısı yaklaşık olarak birbirine eşittir. Ankete katılanların %55’i birinci sınıf, %45’i dördüncü sınıf öğrencisidir. Ankete katılanların %78’i fakülteye başlamadan önce en uzun süre şehirlerde yaşamıştır. Ankete katılanların %65’i süper liseyi ya da anadolu lisesini bitirmiştir. Ankete katılanların annelerinin %51’i ilkokul ve ortaokul, %31’i lise, %12’si yüksekokul-fakülte mezunudur. Ankete katılanların babalarının %34’ü ilkokul ve ortaokul, %37’si lise, %23’ü yüksekokul-fakülte mezunudur. Ankete katılanların %70’inin annesi ev hanımıdır, %48’inin babası emekli ya da memurdur. Ankete katılanların ailelerinin aylık toplam gelirinde en kalabalık grubu 1001-1500.-TL’lik dilim oluşturmaktadır. Birinci sınıftaki öğrencilerin ailelerinin aylık toplam gelirinde en kalabalık grubu 601-1000.-TL’lik dilim ile 1001-1500.TL’lik dilim oluşturmaktadır. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin ailelerinin aylık toplam gelirinde en kalabalık grubu 1501-2500.-TL’lik dilim oluşturmaktadır. Hukuk sistemimizin kamuoyu denetime verdiği önem konusunda; Dördüncü sınıftaki öğrencilerin %63,4’ü olumsuz düşünmektedir. Bu oran birinci sınıftaki öğrencilerde %50’dir. Daha fazla oranda dördüncü sınıf öğrencisinin böyle düşünmesi şaşırtıcıdır. Bu durum dördüncü sınıftaki öğrencilerin aldıkları kamu yönetimi eğitiminden dolayı kamuoyu denetimiyle ilgili ülkemizde örtüşmemektedir. varolan Kamu yasal yönetimi mevzuatı bölümünde bilmeleri alınan varsayımıyla eğitim yetersiz olabileceği gibi alınan eğitim neticesinde kamuoyu denetimi kavramı algılanamamış olabilir ya da günlük hayatta kullandıkları araçların kamuoyu denetimiyle bağlantılı olduğu bilinmiyor da olabilir. Kamuoyunun zamanında bilgilendirilmesi konusunda; Birinci sınıftaki öğrencilerin %48,2’si, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %37,5’i bu hakkın kanuni bir hak olduğunu düşünmektedir. Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında denetimin sağlanması amacıyla 108 kamuoyunu zamanında bilgilendirilmesi 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile mevzuatımıza yeni girmiş bir haktır. Öğrencilerin bulundukları sınıflar ve aldıkları dersler göz önünde bulundurulduğunda bu oranın dördüncü sınıflarda daha yüksek olması beklenirdi. Çünkü kamu yönetimi bölümünde verilen eğitim neticesinde öğrencilerin kamuoyu denetimi konusunda varsayımlarımızdan birisidir. bilgilenmiş olacakları araştırmamızdaki Tam ters bir durum ortaya çıkmıştır. Kamuoyunun zamanında bilgilendirilmesinin kanuni bir hak olduğunu bilenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde dördüncü sınıftaki öğrencilere göre daha fazladır. Bir kamu kurum ve kuruluşundan bilgi isteme talebinde bulunulması konusunda; Birinci sınıftaki öğrencilerin %32,9’u, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %33,3’ü bu yola başvurmuştur. Birinci ve dördüncü sınıflardaki öğrencilerin bu yola başvurma oranları birbirine yakındır. Kamu yönetimi eğitimi almamış birinci sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarından biri olan bilge isteme yolu hakkında tam anlamıyla bilgisi yoktur. Ancak kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarından biri olan bilgi isteme yolunu daha fazla kullanması beklenirdi. Burada kamu yönetimi eğitimi almış olan öğrenciler ile almamış öğrenciler arasında belirgin bir fark ortaya çıkmamıştır. Ankete katılanlar günümüz teknoloji şartlarına uygun olarak bilgi isteme talebinde bulunurken elektronik ortamı kullanmıştır. Ankete katılanların günlük hayatlarının büyük bir zamanı okullarda geçmektedir. Bunun doğal sonucu olarak da bilgi isteme talebinde bulunulan en çok konuda okul yaşamlarıyla ilgi olanlardır. Dilekçe verme hakkının kullanılması konusunda; Birinci sınıftaki öğrencilerin %58,5’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %56,9’u bu yola başvurmuştur. Birinci ve dördüncü sınıflardaki öğrencilerin bu yola başvurma oranları birbirine yakındır. Kamu yönetimi eğitimi almamış birinci sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarından biri olan dilekçe 109 verme hakkını dördüncü sınıf öğrencilerine göre daha az kullanması beklenirdi. Başka bir deyişle kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarından biri olan dilekçe verme hakkını daha fazla kullanması beklenirdi. Kamu yönetimi bölümünde verilen eğitimin kamuoyu denetiminin araçlarının ne olduğu ve nasıl kullanılacağı şeklinde bir bilinçlenmeye yol açacağı düşünülmekteydi. Ancak burada da kamu yönetimi eğitimi almış olan öğrenciler ile almamış öğrenciler arasında belirgin bir fark ortaya çıkmamıştır. Birinci sınıftaki öğrenciler dilekçe verme haklarının olduğunu ilk olarak üniversite öncesi öğrenimden ve aileden öğrenmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerde dilekçe verme haklarının olduğunu ilk olarak üniversite öncesi öğrenimden ve aileden öğrenmişlerdir. Bu sonuçlara göre kamu yönetimi eğitimi alınmadan da dilekçe verme hakkının olduğu öğrenciler tarafından öğrenilmektedir. Belediye faaliyet raporunun incelenmesi konusunda; Birinci sınıftaki öğrencilerin 12,8’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %23,6’sı herhangi bir belediyenin faaliyet raporunu incelemiştir. Birinci sınıftaki öğrenciler belediye faaliyet raporlarının incelenmesiyle kamuoyu denetimine dördüncü sınıftaki öğrencilere göre daha az katılmaktadır. Bu oranın dördüncü sınıftaki öğrencilerde fazla olması, bu öğrencilerin üniversite sırasındaki öğrenimleri boyunca belediyelerle ilgili aldıkları derslerden, yaptıkları ödevlerden kaynaklanır. Dördüncü sınıf öğrencileri aldıkları eğitim sonucunda bu konuda kamuoyu denetiminin farkındadırlar ve denetime daha fazla katılmaktadırlar. Kamu yönetimi eğitimi kamuoyu denetimi konusunda bu eğitimi alan bireylerin davranışlarının farklılaşmasına sebep olabilmektedir. Ülke siyaseti konusunda görüşlerin oluşmasında; Birinci sınıftaki öğrencilerin %28,7’si aileden, %26,6’sı üniversite sırasındaki öğrenimden; dördüncü sınıftaki öğrencilerin %42,4’ü üniversite sırasındaki öğrenimden, %20,5’i aileden kaynaklanan bilgilerden yararlanmıştır. Ülke siyaseti konusunda görüşlerin oluşmasında aile birinci 110 sınıftaki öğrencilerde ilk sırada yer alırken dördüncü sınıftaki öğrencilerde ikinci sırayı almaktadır. Ülke siyaseti konusunda görüşlerin oluşmasında üniversite sırasındaki öğrenim birinci sınıftaki öğrencilerde ikinci sırada yer alırken dördüncü sınıftaki öğrencilerde ilk sırayı almaktadır. Kamu yönetimi bölümünde okutulan derslerin öğrencilerin ülke siyaseti konusunda görüşlerinin oluşmasında ya da var olan görüşlerinin değişmesinde etkili olması beklenir. Bu nedenle ülke siyaseti konusunda görüşlerin oluşmasında dördüncü sınıftaki öğrencilerde üniversite sırasındaki öğrenimin ilk sırayı alması doğal bir sonuçtur. Öğrenciler dördüncü sınıfa gelene kadar aldıkları eğitim neticesinde ülke siyaseti konusundaki görüşlerine yön verirler ve ailelerinin etkilerinin altından çıkarlar. Zorunlu din dersi eğitimi konusunda görüşlerin oluşmasında; Birinci sınıftaki öğrencilerin %26,6’sı görsel medyadan, %25,2’si üniversite sırasındaki öğrenimden; dördüncü sınıftaki öğrencilerin %36’sı aileden, %19,4’ü üniversite sırasındaki öğrenimden kaynaklanan bilgilerden yararlanmıştır. Kamu yönetimi bölümünde okutulan derslerin öğrencilerin zorunlu din dersi eğitimi verilip verilmemesi konusunda görüşlerinin oluşmasında ya da var olan görüşlerinin değişmesinde etkili olması beklenir. Ancak çıkan sonuçlara göre kamu yönetimi bölümünde okutulan dersler bu konuda bir fark yaratmamıştır. Zorunlu din dersi eğitimi verilip verilmemesi konusunda üniversite sırasındaki öğrenimin ilk sırada yer almamaktadır. Üniversite sırasındaki eğitim birinci ve dördüncü sınıflarda ikinci sırada yer almaktadır. Kamu yönetimi bölümünde okutulan dersler öğrencilerin zorunlu din dersi eğitimi verilip verilmemesi konusunda görüşlerinin oluşmasında ya da var olan görüşlerinin değişmesinde bir etkiye sahip gözükmemektedir. Bu durum üniversite çağına gelmiş öğrencilerde dinle ilgili bilgilerin belli bir olgunluğa gelmiş olduğunu gösterebilir. Gerek birinci sınıftaki öğrenciler gerekse dördüncü sınıftaki öğrencilerin ailelerinin yanında görsel medya sayesinde bu konuda belli bir düşünceye sahip olduğu gözükmektedir. 111 Yaşanılan çevrede yerel hizmetler konusunda; Birinci sınıftaki öğrencilerin %37,3’üne göre görsel medya, %18,1’ine göre aile; dördüncü sınıftaki öğrencilerin %42,6’sına göre görsel medya, %13,3’üne göre üniversite sırasındaki öğrenim etkilendikleri araçlardır. Yani birinci ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin yaşadıkları çevrede yerel hizmetler konusunda etkilendikleri ilk araç görsel medyadır. Kamu yönetimi bölümünde okutulan derslerin öğrencilerin yerel hizmetler konusunda görüşlerinin oluşmasında ya da var olan görüşlerinin değişmesinde etkili olması beklenir. Kamu yönetimi eğitimi almamış öğrenciler ve almış öğrenciler arasında üniversite sırasındaki eğitim ilk sırada yer almamaktadır. Bu da göstermektedir ki kamu yönetimi bölümünde okutulan yerel yönetimlerle ilgili derslerden çok görsel medya öğrencileri etkilemede ve yönlendirmede daha büyük rol oynamaktadır. Hak arama mekanizmalarının halk tarafından bilinmesi konusunda; Birinci sınıftaki öğrencilerin %85,1’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %80,6’sı olumsuz düşünmektedir. Birinci sınıftaki öğrenciler ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin büyük bir çoğunluğu ülkemizdeki hak arama mekanizmalarının halk tarafından bilinmediğini düşünmektedirler. Hak arama mekanizmalarının eğitimli kesim tarafından bilinmesi konusunda; Birinci sınıftaki öğrencilerin %78,1’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %59,7’si olumlu düşünmektedir. Birinci ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin büyük bir çoğunluğu ülkemizdeki hak arama mekanizmalarının eğitimli kesim tarafından bilindiğini ve kullanıldığını düşünmektedirler. Kamu yönetimi eğitimi ve hak arama mekanizmalarının öğrenilmesi konusunda; Birinci sınıftaki öğrencilerin %62,7’si, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %73,6’sı olumlu düşünmektedirler. Kamu yönetimi eğitimi almış öğrenciler hak arama mekanizmaları konusundaki yasal düzenlemeler hakkında önemli bilgilere sahip olacaklardır. Bu öğrenciler kamuoyu denetimi araçlarından 112 olan hak arama mekanizmalarının farkında olacaklardır ve davranışlarında göstereceklerdir. Birinci sınıftaki öğrenciler ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin büyük bir çoğunluğu da kamu yönetimi bölümünde alınan ve alınacak eğitimin hak arama mekanizmalarının öğrenilmesine katkı sağlayacağını düşünmektedirler. Her iki sınıfta kamu yönetimi eğitimi neticesinde hak arama mekanizmalarının öğrenileceği görüşündedir. Bu bölümde okuyan öğrencilerden aldıkları mekanizmalarını eğitim karşılaştıkları neticesinde sorun ya öğrendikleri da olaylarda hak arama kullanmaları beklenmektedir. Yani öğrendikleri bilgileri davranışlarında da göstermeleri istenir. Birinci sınıftaki öğrencilerin (%50,6) ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin (%54,2) çoğu hak arama mekanizmalarının aile-akraba çevresinden öğrenildiği görüşüne katılmamaktadır. Birinci sınıftaki öğrencilerin %32,9’u, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %29,2’si hak arama mekanizmalarının aileakraba çevresinden öğrenildiği görüşüne katılmaktadır. Birinci sınıftaki öğrenciler (%68,6) ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin (%63,4) büyük bir çoğunluğu hak arama mekanizmalarının arkadaş çevresinden öğrenildiği görüşüne katılmamaktadırlar. Birinci sınıftaki öğrencilerin %11,6’sı, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %18,3’ü hak arama mekanizmalarının arkadaş çevresinden öğrenildiği görüşüne katılmaktadır. Hak arama mekanizmalarının iyi bilinmesi konusunda; Birinci sınıftaki öğrencilerin oranı (%36,7), dördüncü sınıftaki öğrencilerin oranından (%52,8) daha azdır. Kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencileri hak aramama mekanizmaları konusunda daha bilinçlidirler. Dördüncü sınıf öğrencileri hak arama mekanizmalarını kullanarak kamuoyu denetiminde daha aktif rol oynamaktadırlar. Bunun nedeni de dördüncü sınıftaki öğrencilerin üniversite öğrenimi sırasındaki aldıkları eğitimde olabilir. 113 Hak arama mekanizmalarının kullanılması konusunda; Birinci sınıftaki öğrencilerin oranı (%46,5), dördüncü sınıftaki öğrencilerin oranından (%55,5) daha azdır. Dördüncü sınıf öğrencileri aldıkları kamu yönetimi eğitiminden dolayı hak arama mekanizmalarının farkındadırlar ve davranışlarında kullanmaktadırlar. Kamu yönetimi eğitimi almamış birinci sınıf öğrencileri hak arama mekanizmalarının tam olarak farkında olamayabilirler. Siyasi partilerin faaliyetlerinin-politikalarının hak arama bilgilerine katkısı konusunda; Birinci sınıftaki öğrencilerin (%43,7) ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin (%62,5) büyük bir çoğunluğu olumsuz düşünmektedirler. Siyasi partilerin faaliyetlerinin-politikalarının hak arama konusundaki bilgilerine katkısı olmayacağı görüşündedirler. Birinci sınıftaki öğrencilerin %27,6’sı, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %19,5’i siyasi partilerin faaliyetlerinin-politikalarının hak arama konusundaki bilgilerine katkısı olduğunu düşünmektedir. Türkiye’de Kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisi konusunda; Birinci sınıftaki öğrencilerin %61,6’sı, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %42,6’sı olumlu düşünmektedirler. Sivil toplumu daha çok kavram olarak bilmesi muhtemel olan birinci sınıftaki öğrencilerden daha az oranda dördüncü sınıf öğrencisinin böyle düşünmesi şaşırtıcıdır. Kamu yönetimi eğitimi almamış birinci sınıf öğrencileri kamuoyu denetimi araçları hakkında tam anlamıyla bilgi sahibi değildirler. Öğrencilerin bulundukları sınıflar ve aldıkları dersler göz önünde bulundurulduğunda bu oranın dördüncü sınıflarda daha yüksek olması beklenirdi. Tam ters bir durum ortaya çıkmıştır. Sivil toplum kuruluşuna-gönüllü kuruluşa üye olunması konusunda; Birinci sınıftaki öğrencilerden %25’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerden %22,2’si herhangi bir sivil toplum kuruluşuna-gönüllü kuruluşa üyedir. Birinci sınıftaki öğrencilerden %74,7’si, dördüncü sınıftaki öğrencilerden %63,4’ü herhangi bir sivil toplum kuruluşuna-gönüllü kuruluşa üye olmayı 114 düşünmektedirler. Bu sonuçlar kamu yönetimi eğitimi almamış birinci sınıf öğrencilerinin kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerine göre kamuoyu denetimi araçlarını daha az kullanmaktadır varsayımıyla örtüşmemektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin aldıkları eğitim sonucunda bir sivil toplum kuruluşuna-gönüllü kuruluşa katılarak ülke denetiminde daha etkin rol almaları beklenir. Kamu yönetimi bölümünde alınan eğitim yetersiz olabileceği gibi alınan eğitim neticesinde kamuoyu denetimi kavramı algılanamamış olabilir ya da öğrenciler almış oldukları eğitimi davranışlarında gösteremiyor olabilirler. Yasal izinle düzenlenmiş bir toplantı ve gösteri yürüyüşüne; Birinci sınıftaki öğrencilerden %45,1’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerden %36,1 katılmıştır. Yani birinci sınıftaki öğrencilerin yasal izinle düzenlenmiş bir toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma oranları dördüncü sınıftaki öğrencilerin katılma oranlarından daha fazladır. Aslında kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerinin aldıkları eğitim sonunda kamuoyu denetiminin farkında olmaları ve denetime daha fazla katılmaları beklenirdi. Ancak haklarını aramak, seslerini duyurabilmek, alınacak kararları etkileyebilmek için dördüncü sınıftaki öğrencilerin bu aracı kullanarak kamuoyu denetimine daha az katıldıkları görülmektedir. Sonuç olarak kamu yönetimi eğitimi almamış olan birinci sınıf öğrencileri bu yolu kullanarak kamuoyu denetiminde daha aktif bir rol oynamıştırlar. 115 SONUÇ Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, şeffaflık ve hesap verme zorunluluğu bulunmalıdır. Yönetimin politikalarını ve faaliyetlerini izlemek için vatandaşların gerekli bilgilere ulaşabilmesine imkan sağlanmalıdır. Vatandaşlarını, denetleme ve hesap sorma hakkından mahrum eden rejimlerde keyfilik artacağından, hukuk sisteminin geçerliliği de tartışılır hale gelecektir. Demokrasiyle yönetilen ve hukukun üstünlüğünün kabul edildiği toplumlarda kamuoyu bir denetim faktörü olarak ortaya çıkacaktır. Kamuoyu, yönetimin eylem ve işlemleriyle ilgilenir ve bu eylem ve işlemelerin kendi veya toplum yararına olmadığını düşündüğünde tepkisini ortaya koyar. Yönetim kamuoyunun bu tepkine karşı duyarlı olmalı ve faaliyetlerinde bunlara uygun olarak hareket etmelidir. Ayrıca özgür ve özerk basın yayın kuruluşlarının bulunması, örgütlenme özgürlüğünün tam olarak sağlanmış olması, yönetsel yöntemlerin kamuoyunca bilinmesi ve bilgi edinme hakkının vatandaşlara tanınmış olması durumunda da kamu kurum ve kuruluşlarının yaptığı eylem ve işlemlerin denetlenmesi kolaylaşacaktır. Saydam bir sistem içerisinde kamu kaynaklarını kullananlar kamu yararını gözeteceklerdir edemeyeceklerdir. ve Saydam kendi bir çıkarları sistem içinde doğrultusunda yönetenlerin hareket kamunun kaynaklarını nasıl ve hangi amaçlarla kullandığı vatandaşların bilgisi dahilinde olacaktır. Böylece kamusal kaynakların kullanımında etkinliğin ve verimliliğin sağlanması özendirildiği gibi kamu yönetimine duyulan güvende artacaktır.117 117 Necip POLAT, a.g.m., s. 67 116 İyi bir yönetim hakkının118 gerçekleşebilmesi için vatandaşların bilgi edinmeleri yolundaki engellerin kaldırılması yanında, herkesin yargıya erişme hakkının güvence altına alınması ve kamu toplantılarının halka açık olarak yapılması ve toplantı kararlarının kamuya açıklanarak vatandaşların kamusal kararlara katılma imkanlarının en yüksek seviyeye çıkartılması gerekir.119 Demokratik bir yönetimde, vatandaştan bilgi almak için yönetime gitmesi veya yazı ile başvurarak yaşadığı bölge ile ilgili sorunları sorup öğrenmesi beklenemez. Yönetimlerin zaman zaman genel sorunlar hakkında açıklama yapmaları gerekir. Yönetim karar ve çalışmalarını vatandaşlara açıkladığı zaman yönetimle vatandaş arasında iyi bir anlayış ve güven havası oluşacak ve halkın daha sonra doğacak tepkilerinin önceden öğrenilmesi sağlanacaktır. Vatandaş yönetimin kendi isteklerini tespit etmesini beklemez. Bizzat kendileri başvurarak, dilekçe vererek, aracı kişiler kullanarak, yönetimi kamuoyu yoklaması, referandum, anket veya sosyolojik araştırma yapmaya zorlayarak yönetime kendi isteklerini iletirler. 120 Kamuoyunun oluşmasında bir çok etken rol oynamaktadır. Bu etkenler aile, sosyal çevre, arkadaş grupları, iş ve meslek grupları, etkisi günümüzde fazla olmasa da yüz yüze yapılan temaslar ve kanaat önderleri ve kitle iletişim araçlarıdır. Ortaya çıkan bir sorun ve olay karşısında oluşan kamuoyu belli bir bölgede veya ulusta ortaya çıkabileceği gibi uluslararası bir alanda ortaya çıkabilir. Kamu yönetiminin denetlenmesinde birçok yöntem kullanılmasına rağmen kamuoyu denetimi daha çok demokratik rejimlerde kendini göstermektedir. Hür ve demokratik bir düzende kamuoyu denetimi çok daha etkilidir. Vatandaş ve yönetim arasında bir işbirliği ve uyum ortamı 118 119 120 İyi yönetim hakkı, insanların kendilerini yönetenlerden adil, yansız, hukuka bağlı, hesap veren, etkili verimli çalışan, etik kurallara uygun, yolsuzluklardan uzak ve kıt kaynakları israf etmeyen bir kamu yönetiminin sağlanmasını istemelerini öngören bir insan hakkıdır. Erdoğan YÜCEL, ‘‘Türkiye’de Bilgi Edinme Hakkı ve Uygulaması’’, Türk İdare Dergisi, Sayı 449, 2005, s. 156 Erdoğan YÜCEL, a.g.m., s. 156 Nuri Tortop, Halkla İlişkiler, s. 95, 99, 102 117 oluşturulmak isteniyorsa, kamuoyunun idari eylem ve işlemler karşısındaki tepkileri dikkate alınmalıdır. Kamuoyunun güçlü olduğunun ve etkisinin önemli olduğunun yönetim tarafından bilinmesi ve kabul edilmesi, davranışların yasalara aykırı olmasını kısıtlar ve böylece diğer denetleme yollarına başvurulma gereksinimi azalır. Kamuoyunun oluşumunda en önemli şartlardan birisi düşünce ve ifade özgürlüğüdür. Anayasa ve yasalarla güvence altına alınmayan hak ve özgürlükler bir anlam ifade etmemektedir. Hukuk sistemimizde kamuoyunun, yönetimin icraatları konusunda bilgilenmesi, yönetime ve denetime katılımını düzenleyen hükümler son zamanlarda artmıştır. Vatandaşın bu gelişmelerden haberdar olması ve hukuki düzenlemelerle getirilen hakları kullanma iradesi, en az bu düzenlemeler kadar önemlidir. 1982 Anayasasıyla getirilen haberleşme hürriyeti, düşünce ve kanaat hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, basın hürriyeti, basın araçlarının korunması gibi maddeler kamuoyunun oluşmasını sağlayan anayasal düzenlemelerdir. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile kamuoyu denetimi kavramı getirilmiştir. Bu kanun kamuoyunu etkin hale getirerek, ülkenin bugünüyle beraber yarınını düzenleyen bir denetim üzerinde durmuştur. Bu kanunla idarenin faaliyetleri kamuoyunun bilgisine açık olacak ve bu faaliyetlerin kamu yararına olup olmadığının denetimi kolaylaşacaktır. Halkın bireysel veya toplumsal denetime katılabilmesi için onların idarenin karar ve uygulamaları hakkında bilgi sahibi olmaları gerekir. Bu nedenle 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çıkarılmış ve yürürlüğe konulmuştur. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, öngörülmüş sınırlamalara rağmen gizliliği yönetim geleneği haline getirmiş Türk Kamu Yönetimi sistemi için şeffaflık yönünde yenilik olup bir kazanımı ifade etmektedir. Bu kanunla yönetim ve yönetilenler arasında bir iletişim bağı kurulmuştur. Yönetilenler yönetimden bilgi ve belgeler istemekte, yönetimde bu bilgi ve belgeler sayesinde faaliyetlerini yönetilenlere aktarma fırsatı bulmaktadır. 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunla vatandaşlar ve Türkiye’de ikamet eden yabancılara kendileriyle veya kamu ile 118 ilgili dilek ve şikayetlerini iletme hakkı tanınmıştır. Böylece yönetimin yaptıkları eylem ve işlemlerden etkilenenler bu eylemler ve işlemler hakkındaki istek ve şikayetlerini yönetime iletmektedir. Yapılan incelemeler neticesinde aleyhe bir durumun tespit edilmesi halinde ise gerekli düzeltme işlemleri yapılacaktır. Ayrıca yönetim vatandaşlar tarafından yapılan istekleri göz ardı etmeyerek daha sonra yapacakları faaliyetlerde göz önünde bulunduracaktır. Ayrıca 5272 Sayılı Belediye Kanununda ve 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu gibi yerel yönetim kanunlarında da halkın yönetime katılmasını sağlayan ve teşvik eden meclis kararlarının halka duyurulması, faaliyet raporlarının kamuoyuna açıklanması, ihtisas komisyonları gibi hükümler bulunmaktadır. Yerel yönetimlerin görev, yetki ve sorumluluklarında yaşanan artış, belediyelerin ve il özel idarelerinin mevcut kaynaklarını daha etkin, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanmalarını da gerektirmiştir. Kamuoyu denetiminin de mevcut kaynakların daha etkin, ekonomik ve verimli kullanılmasında katkısı olacaktır. Yerel hizmetlerin mali yükünü sırtında taşıyan halk, mali kaynakların hangi alanlara ve hangi usullerle tahsis edildiğinin hesabını sorabilmeli, yönetim üzerinde ağırlığını sürekli hissettirebilmelidir. Kamuoyu denetiminin etkin olabilmesi için sadece yasal düzenlemeler yapmak yeterli değildir. Bunların dışında birtakım faktörlerinde etkili olması gerekmektedir. Ülke vatandaşlarının haklarını bilmesi ve bu konuda olması gerektiğinden daha fazla duyarlı olmaları kamuoyunun denetim alanında yürütme erkinin yönlendirebilmesi için gereklidir. Türkiye’de vatandaşlara haklarını yargı önünde aramalarının yolu açılmıştır. Bunun yanında haberleşme hürriyeti, düşünce ve kanaat hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti gibi anayasal ve yönetimle ilgili bilgi ve belgelere ulaşmanın kurallarının belirlendiği, yönetimle ilgili dilek ve şikayetlerin nasıl iletileceğinin belirtildiği yasal düzenlemelerle donatılmışlardır. Medya büyük bir gücü temsil ettiği için, kamusal amaçların gerçekleştirilmesinde ve özellikle de kamusal denetim yönünde çok büyük önemi vardır. Medya, kamuoyunda oluşan ortak düşüncelerin seslendirildiği bir araçtır. Türkiye’de medya; yasama, yürütme 119 ve yargıdan sonra dördüncü bir kuvvet olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de medya kendine varlık alanı olarak devleti görmüştür. Medya devletin düşünceleri doğrultusunda hareket etmiştir. Ancak 1980’lerden sonra yaşanan iletişim teknolojilerinde ortaya çıkan gelişmeler, devlete hakim olan tekçi, kısıtlamacı anlayışın delinmesi, uydular vasıtasıyla iletişimin sınır tanımazlığı kendine dayanak olarak devleti gören medya anlayışını geçersiz hale getirmiştir. Telekomünikasyon yapının iyileştirilmesi, gazetelerin baskı teknolojilerinin yenilenmesi, bilgisayarların yaygınlaşmasıyla beraber radyo ve televizyonda çok seslilik ortaya çıkmıştır. Sivil toplum faaliyetleri de vatandaşların hedeflerini gerçekleştirmek için çeşitli kamu aktivitelerine doğrudan katılmayı idarenin işlemlerini denetlemeyi içerebilir. Sivil toplum kuruluşları, mümkün olan her alanda ve her düzeyde, insanların kendileri ile ilgili kararlara katılımını öngörür ve özendirir. 1980’lerden sonra da Türkiye’de sivil toplumun gelişmesi sağlanmış ve önemli konularda sesini yükseltmeye başlamıştır. Sivil toplum örgütlerinin bireylerin bilinçlenmesine yardımcı olması ve kamuoyunu canlı tutmaları yönünde önemli roller oynamaları gerekmektedir. Üniversite eğitiminin kamuoyu denetimi konusunda bilinçlenmeye yol açtığı, bu bilinçlenmenin konusu ve alanı gereği İİBF’de ve özellikle kamu yönetimi bölümünde daha fazla olduğu ve kamu yönetimi bölümü birinci sınıf öğrencilerinin dördüncü sınıf öğrencilerine göre kamuoyu denetimi konusunda daha az bilinçli ve farkında oldukları ve kamuoyu denetimine daha az katıldıkları varsayımlarından yola çıkılarak oluşturulan anket kamu yönetimi bölümü birinci sınıf ve dördüncü sınıf öğrencilerine uygulandı. Kamu yönetimi bölümü birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarının farkında olup olmadıklarının, bunları anlamlı bulup bulmadıklarının ve davranışlarına aktarıp aktarmadıklarının tespit edilmesi ve birinci sınıf öğrencilerinin üniversiteye geldikleri zamandan dördüncü sınıfa gelinceye kadar aldıkları eğitim sonunda kamuoyu denetimi konusunda ne kadar bilinçlenmiş olduklarının gösterilmesi açısından bu çalışma önemlidir. 120 Uygulanan anketin sonuçlarına göre; Dördüncü sınıftaki öğrencilerin çoğu hukuk sistemimizin kamuoyu denetimine önem vermediğini düşünmektedir. Bu durum dördüncü sınıftaki öğrencilerin aldıkları kamu yönetimi eğitiminden dolayı kamuoyu denetimiyle ilgili ülkemizde varolan yasal mevzuatı bilmektedir varsayımıyla örtüşmemektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerden sadece %18,3’ünün hukuk sistemimizin kamuoyu denetimine önem verdiğini düşünmesi oldukça düşüktür. Bu oran birinci sınıflarda bile %36,1’dir. Bu durum alınan eğitimle ilgili olabileceği gibi öğrencilerin kendi özellikleriyle ilgili olabilir. Kamuoyun zamanında bilgilendirilmesi kanuni bir hak olduğu takdirde, bunu böyle düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde dördüncü sınıftaki öğrencilere göre daha fazladır. Bu durum kamu yönetimi bölümünde verilen eğitim neticesinde öğrencilerin kamuoyu denetimi konusunda bilgilenmiş olacakları varsayımımızla örtüşmemektedir. Bir kamu kurum ve kuruluşundan bilgi isteme talebinde bulunanların oranı ve dilekçe verme hakkının kullanılması oranı birinci ve dördüncü sınıftaki öğrencilerde birbirine yakındır. Yani kamu yönetimi eğitimi almış olan öğrenciler ile almamış öğrenciler arasında belirgin bir fark ortaya çıkmamıştır. Ankete katılanlar günümüz teknoloji şartlarına uygun olarak bilgi isteme talebinde bulunurken elektronik ortamı kullanmıştır. Ankete katılanların günlük hayatlarının büyük bir zamanı okullarda geçmektedir. Bunun doğal sonucu olarak da bilgi isteme talebinde bulunulan en çok konuda okul yaşamlarıyla ilgi olanlardır. Birinci sınıftaki öğrenciler dilekçe verme haklarının olduğunu ilk olarak üniversite öncesi öğrenimden ve aileden öğrenmişlerdir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerde dilekçe verme haklarının olduğunu ilk olarak üniversite öncesi öğrenimden ve aileden öğrenmişlerdir. Bu sonuçlara göre kamu yönetimi eğitimi alınmadan da dilekçe verme hakkının olduğu öğrenciler tarafından öğrenilmektedir. 121 Belediye faaliyet raporunu inceleyenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %12,8 iken; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %23,6’dır. Bu durum dördüncü sınıftaki öğrencilerin üniversite sırasındaki öğrenimleri boyunca belediyelerle ilgili aldıkları derslerden ve yaptıkları ödevlerden kaynaklanır. Kamu yönetiminde alınan eğitim bireylerin davranışlarında farklılaşmaya sebep olmuştur. Birinci sınıftaki öğrencilerin ülke siyaseti konusundaki görüşlerini oluştururken yararlandıkları ilk kaynak ailedir. Bunu sırasıyla üniversite sırasındaki öğrenim ve görsel medya takip etmektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin ülke siyaseti konusundaki görüşlerini oluştururken yararlandıkları ilk kaynak üniversite sırasındaki öğrenimdir. Bunu sırasıyla aile ve üniversite öncesi öğrenim takip etmektedir. Kamu yönetimi bölümünde okutulan dersler öğrencilerin ülke siyaseti konusunda görüşlerinin oluşmasında ya da var olan görüşlerinin değişmesinde rol oynar. Bu nedenle ülke siyaseti konusunda görüşlerin oluşmasında dördüncü sınıftaki öğrencilerde üniversite sırasındaki öğrenimin ilk sırayı alması doğal bir sonuçtur. Birinci sınıftaki öğrencilerin zorunlu din dersi eğitimi konusundaki görüşlerini oluştururken yararlandıkları ilk kaynak görsel medyadır. Bunu sırasıyla üniversite sırasındaki öğrenim ve aile takip etmektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin zorunlu din dersi eğitimi konusundaki görüşlerini oluştururken yararlandıkları ilk kaynak ailedir. Bunu sırasıyla üniversite sırasındaki öğrenim ve görsel medya etmektedir. Zorunlu din dersi eğitimi konusunda birinci ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin görüşlerinin oluşmasında üniversite sırasındaki öğrenim ilk sırada önemli olarak görülmemektedir. Birinci sınıftaki öğrencilerin yerel hizmetler konusundaki görüşlerini oluştururken yararlandıkları ilk kaynak görsel medyadır. Bunu sırasıyla aile ve yerel yönetimler takip etmektedir. Dördüncü sınıftaki öğrencilerin yerel hizmetler konusundaki görüşlerini oluştururken yararlandıkları ilk kaynak görsel medyadır. Bunu sırasıyla üniversite sırasındaki öğrenim ve aile takip etmektedir. Yerel hizmetler konusunda birinci ve dördüncü sınıftaki öğrencilerin görüşlerinin oluşmasında üniversite sırasındaki öğrenim ilk 122 sırada önemli olarak görülmemektedir. Görsel medyanın öğrencilerin yerel hizmetler konusunda görüşlerinin oluşmasında daha büyük etkiye sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Ülkemizde hak arama mekanizmalarının halk tarafından bilindiğini ve kullanıldığını düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %9,1; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %11,1’dir. Ülkemizde hak arama mekanizmalarının eğitimli kesim tarafından bilindiğini ve kullanıldığını düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %78,1; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %59,7’dir. Kamu yönetimi bölümünde alınan eğitiminin hak arama mekanizmalarının öğrenilmesini sağlayacağını düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %62,7; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %73,6’dır. Çok yüksek oranda dördüncü sınıf öğrencisi kamu yönetimi eğitiminin hak arama mekanizmalarının öğrenilmesinde katkısı olduğunu düşünmektedir. Bu öğrenciler karşılaştıkları sorun veya olaylarda bu mekanizmaları davranışlarına da aktaracaklardır. Üniversite öncesi aldıkları eğitim sonucu hak arama mekanizmalarını öğrendiğini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %35,6; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %29,2’dir. Hak arama mekanizmalarını aile/akraba çevresinden öğrendiğini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %32,9; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %29,2’dir. Hak arama mekanizmalarını arkadaş çevresinden öğrendiğini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %11,6; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %18,3’dür. Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını iyi bildiklerini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %36,7; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %52,8’dir. Kamu yönetimi almış dördüncü sınıf öğrencileri hak arama mekanizmaları konusunda daha bilgilidirler. 123 Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını gerektiğinde kullananların oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %46,5; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %55,5’dir. Kamu yönetimi almış dördüncü sınıf öğrencileri kamuoyu denetimi konusunda daha bilinçlidirler. Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını gerektiğinde kullanabileceklerini düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %73,5; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %83,3’dür. Hak arama mekanizmalarını davranışlarına yansıtacakların oranı kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerinde daha fazladır. Siyasi partilerin faaliyetlerinin/politikalarının hak arama konusundaki bilgilerine katkısı olduğunu düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %27,6; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %19,5’dir. Türkiye’de kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisi olduğunu düşünenlerin oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %61,6; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %41,6’dır. Kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının önemimin büyük olduğu düşünüldüğünde bu oranın dördüncü sınıftaki öğrencilerde yüksek olması beklenirdi. Birinci sınıftaki öğrencilerin %25’i, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %22,2’si bir sivil toplum kuruluşuna-gönüllü kuruluşa üyedir. Birinci sınıftaki öğrencilerin %74,7’si, dördüncü sınıftaki öğrencilerin %63,4’ü herhangi bir sivil toplum kuruluşuna-gönüllü kuruluşa üye olmayı düşünmektedir. Kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıftaki öğrencilerin kamu yönetimi eğitimi almamış birinci sınıftaki öğrencilere göre sivil toplum kuruluşlarında daha az yer aldığını ve daha fazla yer almak istemediklerini görmekteyiz. Toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanların oranı birinci sınıftaki öğrencilerde %45,1; dördüncü sınıftaki öğrencilerde %36,1’dir. Sonuç olarak, yönetim denetlenmesi yollarından bir tanesi de kamuoyu denetimidir. Kamuoyu denetimi de kendisini değişik araçlarla gösterir. Uygulanan anket sonuçlarına göre de kamu yönetimi eğitimlerinin başlarında olan birinci sınıf öğrencileri ile eğitimlerini tamamlamak üzere olan 124 dördüncü sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarının farkında olup olmadıklarını, bunları anlamlı bulup bulmadıklarını davranışlarına aktarıp aktarmadıklarını göstermeye çalıştık. Hukuk sistemimizin kamuoyu denetimine verdiği önem, kamuoyunun zamanında bilgilendirilmesi, bilgi isteme talebinde bulunma, dilekçe verme hakkının kullanılması, zorunlu din dersi eğitimi ve yerel hizmetler konusunda görüşlerinin oluşması, sivil toplum kuruluşlarının kamuoyunun oluşmasında etkisi, sivil toplum kuruluşlarına üyelik ve üye olunma isteği ve toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma konularında dördüncü sınıftaki öğrencilerde birinci sınıftaki öğrencilere göre kamuoyu denetimine katılım açısından olumlu bir sonuç ortaya çıkmadığını gördük. Ancak belediye faaliyet raporlarının incelenmesi, ülke siyaseti konusundaki görüşlerinin oluşması, kamu yönetimi eğitiminin hak arama mekanizmalarını öğretmesi, hak arama mekanizmalarını bilmeleri ve kullanmaları konularında kamu yönetimi eğitimi almış dördüncü sınıf öğrencilerinin birinci sınıf öğrencilerine göre daha aktif olduğunu gördük. 125 KAYNAKÇA ABADAN, Nermin; Halk Efkârı Mefhumu ve Tesir Sahaları, Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No: 50-32, 1956. ABADAN-UNAT, Nermin; Kamuoyu Ders Notları 1973-1974, Ankara, A.Ü. SBF. BYYO Yayınları, 1987. ABADAN-UNAT, Nermin; Siyaset Sosyolojisi, Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1982. ALEMDAR, Korkmaz; Medya Gücü ve Demokratik Kurumlar, İstanbul, Alfa Yayıncılık, 1999. ALTUN, Murat, KULUÇLU, Erdal; ‘‘Doktrin ve Mevzuat Işığında Kamuoyu Denetimine Genel Bir Bakış’’, Sayıştay Dergisi, Sayı 56, Ocak-Mart, 2005, s. 23-51. ANIK, Cengiz; “Siyasi Rejimler ve Kamuoyu”, Selçuk İletişim Dergisi, cilt 1, sayı 1, 1999, s. 78-83. ATABEK, Necdet, DAĞTAŞ, Erdal; Kamuoyu ve İletişim, Eskişehir, T.C. Anadolu Üniversitesi Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı Yayın No: 139, 1998. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu; Okul Sözlüğü, Milliyet Tesisleri Baskısı, 1997. BEKTAŞ, Arsev; Kamuoyu, İletişim ve Demokrasi, İstanbul, Bağlam Yayıncılık, 1. Baskı, 1996. ÇEVİK, Hasan Hüseyin; Türkiye’ de Kamu Yönetimi Sorunları, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2. Baskı, 2004. DAVER, Bülent; Siyaset Bilimine Giriş, Ankara, Siyasal Kitabevi, 5. Baskı, 1993. 126 DEMİR, Ömer, ACAR, Mustafa; Sosyal Bilimler Sözlüğü, Ankara, Adres Yayınları, 6. Baskı, 2005. DURGUN, Şenol; Modernleşme-Demokrasi-İslam, Ankara, Alter Yayıncılık, 2005. DURSUN, Davut; Siyaset Bilimi, İstanbul, Beta Basım Dağıtım A.Ş., 2. Baskı, 2004. ÇEVİKBAŞ, Rafet; ‘‘Kamu Yöneticilerinin Eğitim ve Yetiştirilmesi Sorunu’, Türk İdare Dergisi, Sayı 392, s. 169-176. ERGUN, Turgay; Kamu Yönetimi: Kuram/Siyasa/Uygulama, Ankara, TODAİE Yayınları No: 332, 1. Baskı, 2004. EROĞLU, Hamza; İdare Hukuku Genel Esaslar, İdari Teşkilât ve İdarenin Denetlenmesi, Ankara, Turhan Kitabevi Yayınları, 5. Baskı, 1985. ERTEKİN, Yücel; “Yerel Yönetimlerde Halkla İlişkiler Sorunu”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, cilt 4, sayı 5, Eylül, 1995, s. 3-11. ERYILMAZ, Bilal; ‘‘Kamu Bürokrasisinin Denetlenmesinde Yeni Gelişmeler’’, Türk İdare Dergisi, Sayı 402, 1994, s. 69-93. ERYILMAZ, Bilal; Kamu Yönetimi, İstanbul, Erkam Matbaası, 2001. F. LARSEN, William; Amme İdaresi Seçme Yazılar, çev. Gülgün Avcıoğlu, Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1959. GÖNLÜBOL, Mehmet; Uluslararası Politika İlkeler-Kavramlar-Kurumlar, Ankara, Siyasal Kitabevi, 5. Baskı, 2000. H. NEWMAN, William; İşletmelerde ve Kamu Yönetiminde Sevk ve İdare, çev. Kenan Sürgit, Ankara, TODAİE Yayınları No. 186, 1979. HENNESSY, Bernard; Public Opinion, California, Brooks /Cole Publishing Company, 1985. 127 KAPANİ, Münci; Politika Bilimine Giriş, Ankara, Bilgi Yayınevi, 13. Baskı, 2001. KARANFİLOĞLU, Ali Yasin; ‘‘Yerel Yönetimlerin Denetimine İlişkin Genel Esaslar ve Denetleme Şekilleri,’’ Çağdaş Yerel Yönetimler, cilt 9, sayı 2, Nisan 2000, s.62-75. KARATEPE, Şükrü; Demokrasi Savunması, İstanbul, İz Yayıncılık, 1998. KAYA, Yahya Kemal; Eğitim Yönetimi,Kuram ve Türkiye’deki Uygulama, TODAİE Yayınları No: 208, 1984. KAYRAK, Musa; ‘‘Denetim ve Sivil Toplum: Kore Deneyimi’’, Sayıştay Dergisi, Sayı 61, Nisan-Haziran, 2006, s. 139-143. KÖSE, H.Ömer; ‘‘Denetim ve Demokrasi’’, Sayıştay Dergisi, Sayı 33, NisanHaziran, 1999, s. 63-85. L. CHİLDS, Harwood; Public Opinion: Nature, Formation, and Role, New York, D. Van Nontrand Company, 1965. MUTLU, Mustafa; Vietnam’ dan Körfez’ e Savaşlarda Kamuoyu Oluşumu, İstanbul, Okumuş Adam Yayınları, 1. Baskı, 2003. NOHUTÇU, Ahmet, BALCI, Asım; Bilgi Çağında Türk Kamu Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması-I, İstanbul, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., 1. Baskı, 2005. NOYAN, Canan; ‘‘Türkiye’de Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Sivil Toplum Örgütlerinin Yeri ve Önemi’’, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Niğde 2007. ODABAŞI, Funda; Sivil Toplum, İstanbul, Leyla İle Mecnun Yayıncılık, 2005. ÖZTEKİN, Ali; Siyaset Bilimine Giriş, Ankara, Siyasal Kitabevi, 4. Baskı, 2003. 128 POLAT, Necip; ‘‘Saydamlık, Hesap Verme Sorumluluğu ve Denetimin Etkinliği’’, Sayıştay Dergisi, Sayı 49, Nisan-Haziran, 2003, s. 65-80 SARAN, Mehmet Ulvi; “Belediye Hizmetlerinde Halkı Bilgilendirme ve Halk Denetiminin Sağlanması”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, cilt 5, sayı 4, Temmuz, 1996, s. 17-28. SARAN, Ulvi; ‘‘Denetimin Yeri, Önemi ve Türk Kamu Yönetiminde Denetim Hizmetlerinin Geliştirilmesi’’, Yeni Türkiye Dergisi, cilt 3, sayı 14, 1997, s. 962-972. SAYGILIOĞLU, Nevzat, ARI, Selçuk; Etkin Devlet Kurumsal Bir Tasarı ve Politika Önerisi, İstanbul, Sabancı Üniversitesi Yayınları, 1. Baskı, 2003. SEZER, Duygu; Kamuoyu ve Dış Politika, Ankara, Sevinç Matbaası, 1972. TORTOP, Nuri, İSBİR, Eyüp Günay, AYKAÇ, Burhan; Yönetim Bilimleri, Ankara, Yargı Yayınevi, 3. Baskı, 1999. TORTOP, Nuri; ‘‘Yönetimin Denetlenmesi ve Denetleme Biçimleri’’, Amme İdaresi Dergisi, cilt 7, sayı 1, 1974, s.27-50. TORTOP, Nuri; “İletişim ve Bilgi Edinme Hakkının Önemi”, Amme İdaresi Dergisi, cilt 37, sayı 1, Mart, 2004, s.29-44. Vural, Ali Murat; ‘‘Basın, Kamuoyu ve Üniversite’’, Kurgu Dergisi, Sayı 17, s. 117-126. VURAL, Ali Murat; ‘‘Yerel Kamuoyunun Kitle İletişim Aracı Olarak Yerel Basın’’, Yeni Türkiye Dergisi, cilt 2, sayı 12, 1996, s. 1053-1067. VURAL, Ali Murat; Yerel Basın ve Kamuoyu, Eskişehir, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 1141, 1999. YAĞMURLU, Aslı; “Bilgi Edinme Kanunu ve Halkla İlişkiler”, Amme İdaresi Dergisi, cilt 40, sayı 4, Aralık, 2007, s. 63-79. 129 YAZICI, Mehmet; Örgütlenme İlkeleri, İstanbul, Çeltik Matbaası, 2. baskı, 1978. YÜCEL, Erdoğan; ‘‘Türkiye’de Bilgi Edinme Hakkı ve Uygulaması’’, Türk İdare Dergisi, Sayı 449, 2005, s. 137-159. 7.11.1982 Tarihli 2709 Sayılı 1982 Anayasası 1.11.1984 Tarihli 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun 09.10.2003 Tarihli 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu 10.12.2003 Tarihli 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu 7.12.2004 Tarihli 5272 Sayılı Belediye Kanunu 22.2.2005 Tarihli 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu 130 EKLER EK-1 GÜ İİBF Kamu Yönetimi Bölümü ÖĞRENCİ PROFİLİ VE KAMUOYU DENETİMİ ARAŞTIRMASİ Birinci Öğretim Sevgili Arkadaşlar Öncelikle, zamanınızı ayırıp çalışmama katıldığınız için teşekkür ederim. Elinizdeki anket iki grup sorudan oluşmaktadır. İlk gruptaki sorular sizlerin sosyal durumunu tespit etmeye yöneliktir. İkinci kısımdaki sorular ise kamuoyu denetimiyle ilgili bulguları ölçmeye yöneliktir. Günümüzde, kamuoyunun devlet fonksiyonlarının ifasında ve denetiminde aldığı rol büyük önem arz etmektedir. Siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel gelişmeler, toplumu yönetilen taraf olmaktan yöneten ve denetleyen taraf olmaya yöneltmektedir. Yönetim ve denetim alanındaki toplumsal fayda, kamuoyu duyarlılığı oranında artmaktadır. İdari işlem ve eylemlerin muhatabı olan vatandaşların söz konusu işlem ve eylemlerin denetimde söz sahibi olmaları gerekmektedir. Kamu yönetimi, bilgi ve uzmanlık kaynağı, karar verme gücü, istikrarlı bir statü ve profesyonellik gibi nitelikleriyle siyasi iktidar karşısında önemli güç haline gelmiştir. Bu gelişmeler karşısında, kamu yönetiminin hizmet yükü ve rolü artmış, buna bağlı olarak verimliliği, denetimi ve hizmet sunduğu çevreye karşı sorumluluğu konuları önem kazanmıştır. Öne çıkan denetim yollarından bir tanesi de kamuoyu denetimidir. Çalışmanın bulguları, ilgilendiğiniz takdirde incelemenize açık olacaktır. Mart 2008 Ankara 131 Burak Polat Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Bilimleri Yüksek Lisans Öğrencisi [email protected] 1- Cinsiyetiniz a- Kadın b- Erkek 2- Şu anda kaçıncı sınıftasınız? a- 1 b- 2 c- 3 d- 4 e- Diğer ( lütfen belirtiniz) …………….. 3- Fakülteye başlamadan önce en uzun süre ile hangi yerleşim yerinde yaşadınız? a- Büyükşehir b- Şehir c- İlçe d- Köy e- Diğer ( lütfen belirtiniz) ………. 4- Bitirdiğiniz lise; a- Genel lise b- Süper lise c- Mesleki- Teknik lise d- İmam-Hatip lisesi e- Özel okul- Kolej f- Anadolu lisesi g- Diğer( lütfen belirtiniz)……. 132 5- Annenizin en son mezun olduğu okul; a- Okur yazar değil b- İlkokul c- Ortaokul d- Lise e- Yüksekokul-fakülte f- Lisansüstü (master-doktora) 6- Babanızın en son mezun olduğu okul; a- Okur yazar değil b- İlkokul c- Ortaokul d- Lise e- Yüksekokul-fakülte f- Lisansüstü (master-doktora) 7- Annenizin işi a- Ev hanımı b- İşçi c- Memur d- Emekli e- İş Kadını f- Serbest meslek( Dr, Avukat, Mühendis vb) g- Esnaf h- Diğer ( Lütfen belirtiniz) ………… 133 8- Babanızın işi a- Çiftçi b- İşçi c- Memur d- Emekli e- İş Adamı f- Serbest meslek( Dr, Avukat, Mühendis vb) g- Esnaf h- Diğer (lütfen belirtiniz) ………. 9- Ailenizin bir aylık toplam hane geliri(Maaş+tüm gelirler, kira vb dahil) ne kadardır? a- 400 YTL ve altı b- 401-600 YTL c- 601-1000 YTL d- 1001-1500 YTL e- 1501-2500 YTL f- 2501-3500 YTL g- 3501 YTL ve üzeri 10- Kamuoyu denetimi, halkın ortak çıkarlar etrafında yönetimin karar ve uygulama sonuçlarını geçmişe ve geleceğe dönük olarak etkileme gücünü ifade eder. Hukuk sistemimiz kamuoyu denetimine sizce ne kadar önem vermektedir? a- Hiç önem vermemektedir b- Az önem vermektedir c- Ne önem vermektedir ne önem vermemektedir d- Önem vermektedir e- Çok önem vermektedir 134 11- Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında denetimin sağlanması amacıyla kamuoyunun zamanında bilgilendirilmesi nasıl bir haktır? a- Genel yönetim hakkıdır b- Kanuni bir haktır c- Anayasal bir haktır d- Böyle bir hak yoktur 12- Bugüne kadar herhangi bir kamu kurum ve kuruluşundan bilgi isteme talebinde bulundunuz mu? a- Evet b- Hayır (15.soruya geçiniz) 13- Hangi yolla bilgi isteme talebinde bulundunuz? (Birden fazla şık işaretleyebilirsiniz) a- Elektronik ortamda b- Arkadaş/Tanıdık vasıtasıyla c- Elden form vererek d- İlgili yere bizzat giderek e- Telefonla f- Faks çekerek g- Diğer (lütfen belirtiniz)…………. 14- Hangi konu veya konularda bilgi isteminde bulundunuz? (Birden fazla şık işaretleyebilirsiniz) a- Okul yaşamımla ilgili b- İş hayatımla ilgili c- Kendimle ilgili diğer konular hakkında d- Yaşadığım İl ile ilgili 135 e- Yaşadığım İlçe ile ilgili f- Yaşadığım Mahalle/Köy ile ilgili g- Bireysel bilgilerinizle ilgili h- Çevre konuları ile ilgili i- Sağlık konuları ile ilgili j- Askerlik ile ilgili k- Akraba/arkadaş/komşu vb. bir tanıdığımızın durumuyla ilgili l- Diğer (lütfen belirtiniz) …………………….. 15-- Bugüne kadar herhangi bir dilekçe verdiniz mi? a- Böyle bir hakkım olduğunu bilmiyordum b- Vermedim (17.soruya geçiniz) (17. soruya geçiniz) c- Verdim( lütfen kaç kere verdiniz yazınız) ………. d- Başkasının vermesine yardımcı oldum e- Böyle bir hakkım olduğunu biliyorum.Vermem gerektiği zaman verebilirim 16- Dilekçe verme hakkınız olduğunu öğrendiniz? ( Birden fazla şık işaretleyebilirsiniz) a- Üniversite öncesi öğrenimimden b- Üniversite sırasındaki öğrenimimden c- Ailemden d- Televizyondan e- Radyodan f- Gazeteden g- Dergiden h- İnternetten i- Arkadaşımdan j- Memurdan k- Bir Sivil toplum kuruluşunun faaliyetinden l- Diğer (lütfen belirtiniz) ………………. hangi kaynaktan 136 17- Belediyeler yürüttükleri faaliyetler çerçevesinde faaliyet raporları hazırlar ve bir örnek içişleri bakanlığına gönderilir ve bu rapor kamuoyuna açıklanır. Bugüne kadar herhangi bir belediyenin faaliyet raporunu incelediniz mi? a- Hayır incelemedim b- Birkaç sayfasını okudum c- İnceledim d- Ayrıntılı inceledim e- Çok ayrıntılı inceledim 18- Siz ülke siyaseti konusundaki görüşlerinizi oluştururken hangi kaynaklardan gelen bilgilerden yararlanmaktasınız? İlk 5 (beş) tanesini önem sırasına göre sıralayanız. a- (…..)Üniversite öncesi öğrenimim b- (…..)Üniversite sırasındaki öğrenimim c- (…..) Aile d- (…..) Görsel medya e- (…..) İşitsel medya f- (…..) Yazılı medya g- (…..) Siyasi partiler h- (…..) Meslek kuruluşları( odalar vb.) i- (…..) Sendikalar j- (…..) Dini cemaatler k- (…..) Yerel yönetimler l- (…..) Holding önderleri m- (…..) Orta ve küçük ölçekli sanayi ve ticaret işletmeleri( KOBİ’ler) n- (…..) Esnaf ve esnaf örgütleri o- (…..) Çiftçi ve çiftçi örgütlenmeleri p- (…..) Spor klüpleri q- (…..) Diğer (lütfen belirtiniz)………… 137 19- Zorunlu din dersi eğitimi verilip verilmemesi konusundaki görüşlerinizi oluştururken en çok hangi kaynaklardan gelen bilgilerden yararlandınız? İlk 5 (beş) tanesini önem sırasına göre sıralayanız. a- (…..)Üniversite öncesi öğrenimim b- (…..) Üniversite sırasındaki öğrenimim c - (…..) Aile e- (…..) Görsel medya f- (…..) İşitsel medya g- (…..) Yazılı medya h- (…..) Okuduğum kitaplardan i- (…..) Siyasi partiler j- (…..) Meslek kuruluşları( odalar vb.) k- (…..) Sendikalar l- (…..) Dini cemaatler m- (…..) Yerel yönetimler n- (…..) Holding önderleri o- (…..) Orta ve küçük ölçekli sanayi ve ticaret işletmeleri( KOBİ’ler) p- (…..) Esnaf ve esnaf örgütleri q- (…..) Çiftçi ve çiftçi örgütlenmeleri r- (…..) Spor klüpleri s- (…..) Diğer (lütfen belirtiniz)………… 138 20- Yaşadığınız çevredeki yerel hizmetler konusunda o çevre sakinlerini etkilemede ve yönlendirmede en etkili araçlar sizce nelerdir? İlk 5 (beş) tanesini önem sırasına göre sıralayanız. a- (…..)Üniversite öncesi öğrenim b- (…..)Üniversite sırasındaki öğrenim c- (…..) Aile d- (…..) Görsel medya e- (…..) İşitsel medya f- (…..) Yazılı medya g- (…..) Siyasi partiler h- (…..) Meslek kuruluşları( odalar vb.) i- (…..) Sendikalar j- (…..) Dini cemaatler k- (…..) Yerel yönetimler l- (…..) Holding önderleri m- (…..) Orta ve küçük ölçekli sanayi ve ticaret işletmeleri( KOBİ’ler) n- (…..) Esnaf ve esnaf örgütleri o- (…..) Çiftçi ve çiftçi örgütlenmeleri p- (…..) Spor klüpleri q- (…..) Diğer (lütfen belirtiniz)………… 139 c- Ne katılıyorum ne katılmıyorum d-Katılıyorum e- Tamamen katılıyorum 27- Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını iyi bildiğimi düşünmekteyim. 28- Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını bugüne kadar gerektiğinde kullandım. 29- Ülkemizdeki hak arama mekanizmalarını gerektiğinde kullanabileceğimi düşünüyorum. 30-Siyasi partilerin faaliyetlerinin/politikalarının hak arama konusundaki bilgime katkısı olmuştur. 31- Türkiye’ de kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisi vardır. b- Az Katılıyorum 21- Ülkemizde hak arama mekanizmaları halk tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır. 22- Ülkemizde hak arama mekanizmaları eğitimli kesim tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır. 23- Kamu yönetimi bölümünde aldığım eğitim hak arama mekanizmalarını öğrenmemi sağladı. 24- Üniversite öncesi aldığım eğitim sonucu hak arama mekanizmalarını öğrenmiştim. 25- Hak arama mekanizmalarını aile/akraba çevremden öğrendim. 26- Hak arama mekanizmalarını arkadaş çevremden öğrendim. a) Hiç katılmıyorum Aşağıdaki ifadelere ne kadar katılmaktasınız. a) b) c) d) e) a) b) c) d) e) a) b) c) d) e) a) b) c) d) e) a) b) c) d) e) a) b) c) d) e) a) b) c) d) e) a) b) c) d) e) a) b) c) d) e) a) b) c) d) e) a) b) c) d) e) 140 32-Herhangi bir sivil toplum kuruluşuna / gönüllü kuruluşa üye misiniz? a- Evet b- Hayır ( 34.soruya geçiniz) 33-Hangi tür sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üyesiniz? (Birden fazla seçenek işaretleye bilirsiniz) a- Mesleki b- Sağlık c- Spor d- Çevre e- Siyasi f- Sosyal ve kültürel g- Eğitim h- Rehberlik ve danışmanlık i- İnsani yardım j- İnsan hakları k- Demokratik haklar l- Diğer (lütfen belirtiniz)………… 34-Herhangi bir sivil toplum kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üye olmayı düşünüyor musunuz? a- Evet b- Hayır ( 36. soruya geçiniz) 35-Hangi tür sivil toplum gönüllü kuruluşuna/gönüllü kuruluşa üye olmayı düşünüyor sunuz? ( Birden fazla seçenek işaretleye bilirsiniz) a- Mesleki b- Sağlık c- Spor d- Çevre e- Siyasi 141 f- Sosyal ve kültürel g- Eğitim h- Rehberlik ve danışmanlık i- İnsani yardım j- İnsan hakları k- Demokratik haklar l- Diğer (lütfen belirtiniz)………… 36-Kamuoyunun oluşmasında sivil toplum kuruluşlarının etkisinin olduğuna katılıyor musunuz? a- Hiç katılmıyorum b- Az katılıyorum c- Ne katılıyorum ne katılmıyorum d- Katılıyorum e- Tamamen katılıyorum 37-Yasal izinle düzenlenmiş bir toplantı ve gösteri yürüyüşüne katıldınız mı? a- Katıldım b- Katılmadım 38- İzin verilmiş toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma size göre nasıl bir faaliyet alanıdır? a- Geleneklerden kaynaklanan b- Alınan eğitimden kaynaklanan c- Anayasadan kaynaklan d- Arkadaş yönlendirmesinden kaynaklanan e- Kanundan kaynaklanan f- Resmi olarak düzenlenmemiş bir faaliyet alanıdır g- Duyarlılıktan kaynaklanan bir alandır Katkılarınızdan Dolayı Teşekkür Ederim. 142 ÖZET POLAT Burak. Kamuoyu Denetimi: Türkiye’de Kamu Yönetimi Eğitiminin Kamuoyu Denetimine Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2009. Günümüzde, kamuoyunun devlet fonksiyonlarının ifasında ve denetiminde aldığı rol büyük önem arz etmektedir. Kamuda yapılan işlemlerin saydam bir şekilde cereyan etmesi sağlandığı takdirde yönetilenler devlet mekanizmasının iç yüzüne büyük ölçüde vakıf olacak ki, nelerin gerçekleştiğini kavrayıp tavır geliştirebilsin, keza; bir baskı ve denetim kurabilsin. Herhangi bir olay, konu veya sorun hakkında toplumun yahut belli grupların ortak düşünce ve tutumlarını ifade eden kamuoyu kavramı; basın, seçimler, siyasi partiler, baskı grupları, anketler v.s. şekilde kendini gösterebilir. Yönetimlerde ortaya çıkan sonuçlar daha önceden belirlenen ölçütler doğrultusunda gözden geçirilir ve planlanan hedeflere erişebilmek için gerekli önlemler alınır. Tüm bu faaliyetler denetim fonksiyonu içerisinde yapılır. Kamuoyu denetimi de kamu yönetiminin denetlenmesi yollarından bir tanesidir. Kamuoyu denetimi daha çok hür ve demokratik bir düzende çok daha etkilidir. Ülkemizde kamuoyun serbest ve özgür bir şekilde oluşmasını sağlayacak hukuki ortam başta 1982 Anayasası olmak üzere Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun, Belediye Kanunu ve İl Özel İdaresi Kanunu ile sağlanmıştır. Kamuoyu denetiminin etkin kılınabilmesi için sadece yasal düzenlemeler yeterli değildir. Ülke vatandaşlarının haklarını bilmesi, medyanın kamu yararını gözetmesi, sivil toplum kuruluşlarının etkin olması, kamuoyu denetimine katkı sağlayacak eğitimlerin verilmesi gibi faktörlerinde bir arada olması gerekmektedir. 143 Çalışmada kamu yönetimi birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerinin kamuoyu denetimi araçlarının farkında olup olmadıklarının, bunları anlamlı bulup bulmadıklarının ve davranışlarına aktarıp aktarmadıklarının tespit edilmesi amacıyla bu öğrencilere bir anket uygulanmıştır. Uygulanan anket sonuçlarına göre kamu yönetimi eğitimi almış ve almamış öğrenciler arasında kamuoyu denetimi araçlarının farkında olunup olunmaması, anlamlı bulunup bulunulmaması ve davranışlarına aktarıp aktarılmaması eğitimden kaynaklanan net bir fark ortaya çıkmamıştır. Anahtar Sözcükler 1. Kamuoyu 2. Denetim 3. Kamuoyu Denetimi 4. Kamu Yönetimi Eğitimi konularında 144 ABSTRACT POLAT Burak. Governance Of Public Opinion: The Effect Of Public Opinion Education in Turkey to Governance Of Public Opinion, Graduate Thesis, Ankara 2009. Today, the role of public opinion in government functions is very important. When the procedure becomes transparent in public sector, the governed people can understand the whole mechanism of it and they can influence it. Public opinion, which can be described as the common opinion and attitude of particular groups in any issue, can be seen in media, elections, politicial parties and in surveys. The outcome of the governance is revised by the particular criteria and necessary precautions are taken to reach the intended target. All these functions are considered in governance function. The governance of public opinion is one of the methods of the governance of public administration. The governance of public opinion is more effective in liberal and democratic regimes. In our country, the legal atmosphere, in which the development of public opinion is formed, begins with the 1982 constitution and it is developed with Public Financial Management and Control Law, Rigt to Information Act, The Law on The Right to Petition, Municipal Code and The Law on Special Provincial Administration. The legal regulations are not enough in order to make the governance of public opinion effective. Citizens' knowledge of their rights, media's observation of the public interest and effectiveness of civil society organizations and giving education that will contribute to public opinion governance are also necessary. In this work, a survey has applied to the students of the first and fourth year in order to understand whether they recognize the public 145 governance tools. The result of this survey shows us that there is no difference between the students who take public administration education and who don't take it in awareness of the presence of public opinion tools, whether these are founded as meaningful and whether these are applied to their behaviour or not. Key words: 1. Public opinion 2. Governance 3. Public opinion governance 4. Public administration education