İL TARİH :SAMSUN :02.12.2016 ق ع َ۪ظ ٍيم َ ََّواِن ٍ ُك لَ َع ٰلى ُخل سو ُل ه :سلهم ُ قال ر َ صلّى َّللاُ َعلَ ْي ِه و َ َّللا ْكأ َل ُ ال ُل ِؤ ِييَ إ َلننن ًا أْك َ ُ ُ ْكم ُخلُ ن ًا GÜZEL AHLAK Okuduğum ayeti kerimede Rabbimiz şöylebuyurmaktadır.“Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.”1 Okuduğum hadisi şerifte de Peygamberimiz (s.a.v);"Mü'minler arasında imanca en kâmil olanı, ahlâkça en güzel olanıdır.”2buyurmaktadır. Kıymetli Kardeşlerim! Merhametli olmayı, dürüstlüğü, iyi niyetli olmayı ve daha birçok fazileti ihtiva eden, insanın iyi veya kötü olarak vasıflandırılmasına yol açan manevî özelliklerine ahlak denilmektedir. İslâm ahlâkının asıl kaynağı Kur'an ve sünnettir.Hz. Âişe annemiz, Hz. Peygamber'in ahlâkının Kur'an ahlâkı olduğunu belirtmiştir.3 Ahlak konusundabizler için en güzel örnek olan Hz. Peygamber (sav): “İslam güzel ahlaktır.”buyurarak ahlakın önemine işaret etmiştir. Kardeşlerim! Müslümanın ibadetleri ve iyilikleri ahlakınıgüzelleştirirken; isyankârlığı ve günahları ahlakının kötüleşmesine sebep olur. Kişinin ahlakı imanının göstergesidir. İnsanların cennete girebilmeleri, Allaha karşı sorumluluk bilinci taşımaları ve güzel ahlâkları ile mümkündür. Hz. Peygamber (sav)bir hadis-i şerifinde “Mizana konan ameller arasında güzel ahlaktan daha ağır gelecek hiçbir şey yoktur. İnsan, güzel ahlakı sayesinde, oruç tutup namaz kılan kimseler derecesine 4 yükselir.” buyurmaktadır.Birbaşka hadis-i şerifte; “Benim katımda en sevimliniz ve kıyamet gününde meclisime en yakınınız ahlakı en güzel olanınızdır…”5buyurmaksuretiyle güzel ahlâkın önemini vurgulamıştır. Kardeşlerim! Güzel ahlak sahibi olmayı arzulayan kimse Cenab-ı Hakk’ın emirlerine uyup, yasakladığı kötülüklerden uzak durmalıdır. Görev ve sorumluluklarını yerine getirmeli, büyüklerini saymalı, sabırlı, merhametli, adaletli, fedakâr ve alçak gönüllü olmalı, kötü alışkanlıklardan uzak durmalıdır. Resûlullah (sav)’in ahlak ile ilgili söylediği örneğe kulak verelim: “Su buzu erittiği gibi; güzel ahlâk da günahları eritir (yok eder); Sirke balı bozduğu gibi, kötü ahlâk da ameli bozar.”6 Güzel ahlâklı insan, çevresindekilere maddi ve manevi her türlü desteği sağlar. Anne ve babaya itaat eder, onların kalbini kıracak söz ve davranışlardan kaçınır. Kalbini temizlemeye gayret eder. Hiç kimsenin ayıp ve gizli hallerini araştırmaz. Yalan konuşmaz, yalancı şahitlik yapmaz ve haksızlığın yanında yer almaz. Kötü arzularına uyup doğru yoldan sapmaz. İsraftan da cimrilikten de kaçınır. Öfkesini yener, hataları affeder. Gizli ve açık her yerde, Allah’ın gözetiminde olduğunu hatırlar. Alçak gönüllü, samimi, tatlı dilli ve güler yüzlü olur. Efendimiz iki cihan peygamberi; "Sizler insanları mallarınızla memnun edemezsiniz, onları güzel yüz ve güzel huyla hoşnut 7 edersiniz." buyurmaktadır. Atalarımız; “Kişinin edebi altınından kıymetlidir.” diyerek güzel ahlakın kıymetini ifade etmişlerdir. Kardeşlerim! Allah’ın sevdiği kullardan olmak istiyorsak ahlakımızı düzeltmeye çalışmalıyız.Hadisi şerifte Peygamberimiz (s.a.v);" Size en hayırlınız ve en şerliniz kim olduğunu haber vermeyeyim mi?" buyurdular ve bunu üç kere tekrar ettiler. Cemaat: "Evet, haber veriniz!" dedi. "En hayırlınız, kendisinden hayır umulan ve şerri dokunmayacağı hususunda emin olunandır; en şerliniz de kendisinden hayır ümit edilmeyen ve şerrinden de emin olunmaya kimsedir."8buyurarak güzel ahlaklı insanın hayırlı insan olduğunu haber vermiştir. Kıymetli Kardeşlerim! SamimiMüslüman, her zaman Allah’ın hoşnut olacağı ahlaki davranışları yerine getirmeye gayret edendir. HutbemiPeygamber Efendimizin bizlere öğrettiği dua ile bitirmek istiyorum: “…Allah’ım! Beni amellerin en iyisine ve ahlakın en iyisine ilet. Amel ve ahlakın en iyisine ancak sen iletirsin. Amellerin kötüsünden ve ahlakın kötüsünden beni koru. Amel ve ahlakın kötüsünden ancak sen koruyabilirsin.”9 Hazırlayan:BilalTOPUZ- Uzman Vaiz / SAMSUN Redaksiyon: İl İrşat Kurulu 1 Kalem:4 Ebu Dâvud, Sünnet 16 3 (Müslim, "Müsâfirîn",139). 4 Tirmizî, Birr, 62 5 Tirmizî, Birr, 71 2 Taberanî, el- Mu’cemu’l-Evsat, No: 854, I, 470 Taberanî, Huccetü'l İslam, 111. Tirmizî, Fiten, 76, (2264). 9 Nesai, İftitah, 16,(II,129) 6 7 8 İL TARİH :SAMSUN :09.12.2016 ه ّ ّللا َفا َّت ِبعُونٖ ى يُحْ ِب ْب ُك ُم ه ّْللا ُ َو َي ْغفِر َ قُ ْل اِنْ ُك ْن ُت ْم ُت ِحب َ ّ ُّون ّ َ ُك ْم ُ ُنو َب ُك ْم َو ه ّللا ُ َ فُو ٌرر َرحٖ ي ٌرم سو ُل ه :سلهم ُ قال ر َ صلّى َّللاُ َعلَ ْي ِه و َ َّللا ُ َون أَ َحبَّ إِلَ ْي ِه ِمنْ َوالِ ِد ِه َو َولَ ِد ِه الَ ي ُْؤ ِمنُ أَ َح ُد ُك ْم َح َّتى أ ك َ َ َّ ْج ِين ع م أ اس ن ال َو َ َ ِ PEYGAMBER SEVGİSİ sevimlisin.” Demiş; Peygamber (s.a.s.) de “ Ya Ömer! Nefsinden de fazla sevmelisin.” Buyurmuştur. Bunun üzerine Hz.Ömer de: “Nefsimden de fazla seviyorum” deyince; Efendimiz (s.a.s.) “Ya Ömer! İşte şimdi oldu” cevabını vermişlerdir”4 Yüce Rabbimiz, Ahzab Suresinin 56. ayeti kerimesinde; Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) den sevgi ve övgü ile bahsetmiş, biz mü‟minlere de; O‟nu sevgi ve övgü ile yadetmemizi emrederek; şöyle buyurmuşlardır. “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin .” Muhterem Mü’minler! Okuduğum ayeti kerimede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Habibim de ki, eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve çok esirgeyicidir.”1 Okuduğum hadisi şerifte de Peygamberimiz (s.a.v) buyurmaktadır: Peygamber (SAV) şöyle buyurmaktadır: “Sizden biriniz beni annesindenbabasından, çoluk-çocuğunuzdan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olamaz.”2 Kardeşlerim! Alla Teala, mü‟minlerden, Raulullah (s.a.v) Efendimizi sevmemizi ve O‟na salat etmemizi istemektedir. Bunun yanında Peygamber Efendimizin kalbinde de mü‟minlerin sevgisinin olduğunu “Allah rasulu, mü’minlere kendi canlarından daha yakındır.”5 ve “O mü’minlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir.”6 ayetleriyle bildirmektedir. Sevgili Peygamberimi (s.a.v.) de bu gerçeği “Ben mü’minlere kendilerinden daha yakınım”7 sözleriyle teyit etmektedir. Allah‟ın sevgilisi, gönüller incisi, Peygamberler zincirinin son halkası, cinlerin ve insanların Peygamberi, alemlerin rahmeti, Makamı Mahmudun sahibi, günahkarların şefaatçisi sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa (s.a.s )‟ i sevmek bizim için en büyük görevdir. Aziz Mü’minler! Hayatı boyunca bizim için yanıp-tutuşan, Miraçta Rabbinden sadece bizim af ve mağfiretimizi dileyen, kıyamet gününde de bize şefaatçı olacağını müjdeleyen Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) i sevmek, O‟nun bize emanet olarak bıraktığı kitap ve sünnete sarılmak, takip ettiği aydınlık yolda yürümekle olur. Ne mutlu, O‟nu sevip gösterdiği yolda yürüyenlere! Ne mutlu, O‟nunla birlikte gönderilen Kur‟an‟a uyanlara! Ne mutlu gönlünü ve ruhunu O‟nun aşk ve sevgisiyle dolduranlara! Allah katında makbul bir kul olabilmenin yolu , alemlere rahmet olarak gönderdiği Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a..s.) „i sevmeye, O‟ nun izindin yürümeye ve Ona uymaya bağlıdır. Hz. Peygamber (s.a.s) “İman nedir?” sorusuna, Kelime-i Şahadet‟i zikrettikten sonra “Sana, Allah ve Rasulünün her şeyden daha sevimli olmasıdır.”3 cevabını vermişlerdir. Yüce Allah Tevbe suresinin 24. ayeti‟nde, Allah ve Resulünü babalarımızdan, çocuklarımızdan, kardeşlerimizden, ailemizden, kabilemizden, mal ve canımızdan, kısaca belirtmek gerekirse her şeyden daha fazla sevmemiz gerektiğini bildirmiştir. Hz. Ömer (r.a.) bir gün, Fahri Kâinat Efendimizin huzurunda:”Ya Resulullah! Sen bana nefsimden başka her şeyden daha Ne mutlu, O‟nun bize öğrettiği gibi inançlı, bilgili, Ahlaklı, çalışkan, dürüst ve iyiliksever olanlara. ________________________________________ 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. Al-i İmran 3/31 Buhari, İman, 6-7; Müslim, İman 6-9 Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/11 Tecrid-i Sarih Tercemesi, 9/56 Ahzap Suresi,33/6 Tevbe Suresi,9/127 R. Salihin C:1 S:210 H.No,169 Hazırlayan : Olcay ERKEN –Muşçalı Mah. Camii İmam-Hatibi/ÇARŞAMBA Redaksiyon : İl İrşat Kurulu İL TARİH :SAMSUN :19.12.2016 ض َج ۪مي ًعا ِ َواَلَّفَ بَيْنَ قُلُىبِ ِه ْۜ ْم لَ ْى اَ ْنفَ ْقتَ َما فِي ْاْلَ ْر ّ ٰ ََّمآ اَلَّ ْفتَ بَيْنَ قُلُىبِ ِه ْم َو ٰل ِكن ُّللاَ اَلَّفَ بَ ْينَ ُه ْۜ ْم اِنَّه َ۪ي ٌزي َ ۪كي ٌزم َّ سى ُل :سلَّم ُ قال ر َ صلّى ّللاُ َ لَ ْي ِه و َ ّللا الَ تَ ْد ُخلُونَ ْال َجنَّةَ َحتَّى تُ ْؤ ِمنُوا َوالَ تُ ْؤ ِمنُوا َحتَّى تَ َحابُّوا İNSAN SEVGİSİ VE MEVLANA önemli değerlerindendir. Bizim tarihimiz insan sevgisini ön plana çıkaran Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bayram Veli, Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-i Veli ve nice şahsiyetlerle doludur. Mevlana’nın gönüller sultanı olmasının sırrı sevgi idi. Şöyle ifade eder sözlerinde sevgiyi: Sevgi; “İnsanı hayata bağlayan zincirin en güçlü halkası ve insanı yaratana ulaştıracak bir merdivendir. Sevgiden bakırlar altın kesilir, sevgiden acılar tatlılaşır, bulanık sular arı-duru hale gelir. Zindanı saraya, belayı nimete, kahrı rahmete dönüştürür. Padişahlar kul olur. Ölüler bile sevgiden dirilir.”5 Mevlana Sevgi ve yardımlaşmada geri duranlara kızar ve ona atfedilen bir sözde der ki: “Bir mum dahi eriyip gideceğini bildiği halde etrafına ışık saçmaktan geri durmaz. Ey insan sen ki Yaratan’ın kudretiyle dopdoluyken neden geri durursun”.6 Muhterem Kardeşlerim! Değerli Mü’minler! Okuduğum ayette: “Allah kalplerinizin arasını sevgiyle birleştirdi, yoksa yeryüzünde ne varsa hepsini harcasaydın yine onların kalplerini birleştiremezdin fakat Allah (c.c) onların arasını sevgiyle birleştirdi.”1 Okuduğum Hadi-i Şerifte ise Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.”2 Sevginin tam bir tarifi olmasa da, insanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu, karşılıksız, beklentisiz, hesapsız, çıkarsız sırf başkalarının mutluluğunu istemektir.3 Yüce dinimiz İslam, inananları sevgi ve dostluk bağlarıyla birbirine bağlamış, kaynaştırmış ve böylece bir toplum oluşturmuştur. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) “Sevdiğin kişiyi ölçülü sev yoksa bir gün gelir o insan gözünde sevimsizleşir de önceki aşırı muhabbetinden dolayı elemin iyice ziyadeleşir. Kızdığın kimseye karşı da ölçülü ol ve nefret hissinin önünü kes. Aksi halde gün döner de o şahıs dostun oluverirse evvelki öfkeli tavırlarının mahcubiyeti seni çok üzer.”4 Kardeşlerim! İslam dini sevgi dinidir. Allah’ı sevmekle başlar peygamberini sevmekle daim, insanları sevmekle kemal bulur. Sosyal hayatımızın seviyeli, düzenli, verimli işleyişinde insan sevgisinin önemli bir işlevi vardır. Sevgi toplumda kardeşliği, birlik ve beraberliği, anlaşmayı dayanışmayı, ben değil biz olmayı sağlayan önemli bir unsurdur. Kendisi için istemediğini kardeşi için istememek, hayatımızın en O halde, insan sevgisine büyük önem veren dinimiz İslam’dan aldığımız ilhamla gönüllerimizi sevgiyle dolduralım. Allah sevgisiyle gönüllerimizi herkese açalım. Hutbemizi Rasulullah’ın hadisleriyle bitirmek istiyorum. “Mü’minler birbirlerini sevmede, birbirlerine acımada ve birbirlerini korumada bir vücut gibidir. Vücudun bir uzvu rahatsız olduğunda diğer organlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulur.” “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek manada iman etmiş olmasınız.”7 1 Enfal,8/ 63 Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56. 3 T.D.K. 4 Tirmizi, Birr: 59 5 Mevlana-Sözleri Mesnevi, I. Kısım, 96. söz 6 Diyanet Der. Sayı: 180 7 Müslim, Birr, 66, Müslim, Îmân, 93 2 Hazırlayan : Ali BEKTAŞ –Harız Mah. Muamlı Camii İmam-Hatibi/BAFRA Redaksiyon : İl İrşat Kurulu İL TARİH :SAMSUN :23.12.2016 ُىى بِ َح ْو ِد َربِّ ِه ْن َ ش َو َه ْي َحىْ لَهُ يُ َسبِّح َ ُيي يَحْ ِول َ الَّ ِذ َ ْىى ْال َعز يي آ َهٌُىا َ ُوى لِلَّ ِذ َ ىى بِ ِه َويَ ْستَ ْغفِز َ ٌَُوي ُْؤ ِه سو ُل ه :سلهم ُ قال ر َ صلّى َّللاُ َعلَ ْي ِه و َ َّللا ُّ ق ْالـ َج ج ِه ْي َ ِ َو ُخل،ىر ِ َُخلِق ٍ ًُ ت ْالـ َوالَئِ َكةُ ِه ْي ِ اى ِه ْي َه ٍ ار ف لَ ُك ْن َ ص َ ِ َو ُخل،َار ِ ق آ َد ُم ِهـ َّوـا ُو ٍ ً MELEKLERE İMAN Kardeşlerim! Okuduğum Ayet-i Kerimede Yüce Rabbimiz “Arşı taşıyan ve onun çevresindeki melekler, Rablerini hamd ile tesbih ederler,O’na inanırlar ve inananlar için bağışlanma dilerler.”1buyurmaktadır. Okumuş olduğum Hadis-i Şerifte Hz. Peygamber (sav); “Melekler nûrdan, cinler kızıl ateşten, Âdem de size bildirilen şeyden (topraktan) yaratılmıştır.”2buyurmaktadır. Değerli müminler! Meleklere iman , her Müslümana farzdır. Çünkü melekler Rab Teala’nın insanlara bir lütfü ve keremi olan, Allah’ın “ilahi vahyini”, görülmeyen gaybaleminden insanlara, onlar arasından seçilen peygamberlere indiren “Allah’ın ilahi elçileri” olma vasfını haizdirler. Bu esasa göre, vahye ve peygamberliğe, hatta ahrete ve gaybiyyat denilen ahret ahvaline, cennet ve cehenneme inanmak, ancak meleklere iman etmekle mümkün olur. Bakara suresi 285. Ayette müminlerin “Allah’a, meleklere, kitaplara,peygamberlere” iman edişinden bahsederek, Allah’tan sonra melekleri sayarak meleklere imanın önemini vurgular. Kardeşlerim! Melekler;erkeklik dişilik özelliği olmayan,yemeyen, içmeyen, evlenmeyen,doğmayan, doğurmayan,gözle görülmeyen, Allah’ın emirlerine itaat eden nurdan yaratılmış varlıklardır. İslam dininde;melek denince akla önce peygamberlere gönderilen ilahi elçiler,sonrainsanlar ve kainat üzerinde Allah’ın (c.c.) namına tasarrufta bulunan ve onun emirlerini, verdiği vazifeleri aynen yerine getiren kudret sahibi manevi varlıklar gelmektedir Kuranı Kerim,birçok ayetinde meleklerin Allah’ı tenzih ve tesbih ettiklerini, müminlere dua ve istiğfarda bulunduklarını,inananlara savaş esnasında yardım ettiklerini bildirir. Melekler bizim gibi Allah’a kulluk için yaratılmış, O’nun emirlerini uygulayan,ruhani mahiyetlerine uygun iş ve vazifeleri olan nurani varlıklardır.Cebrailvahiyle,Mikail tabiatla, İsrafil kıyametle,Azrail can almakla vazifeli büyük meleklerdir.Hamele-i arş,KiramenKatibin, MünkerNekir vb. melekler olduğu gibi yeryüzünde ve göklerde, cennet ve cehennemde vazifeli melekler de vardır. Meleklerin bütün insanlar tarafından güzel vasıflarda oldukları kabul edilmiştir. Bu nedenle insanlar, güzel kimseleri meleklere benzetirler.Yine melekler Allah’ın izniyle diledikleri insan kılığına girebilirler. Zira Kuran, İbrahim (a.s.)’a insan kılığına girerek bir takım meleklerin gelişinden sözeder.NitekimCibrili Emin, Dıhye adında bir sahabenin şekline girip,Efendimize çeşitlivesilelerle gelmiştir. Kardeşlerim! Meleklere iman eden bir Müslüman, melekelerini geliştirip meleklere özenir,onlar gibi itaatkar,onlar gibi temiz, onlar gibiabid olmaya çalışır.Melekler tarafından izlendiğinin şuurunda olup,onlardan utanarak günahtan kaçınır.Cennet bekçisi Rıdvan meleğinin selam ve mutluluk muştusuyla cennete koşar.Malik adındaki cehennem bekçisinin öfkesinden kurtulmak için Allah’ıgazaplandıracak söz ve davranışlardan kendini korur. Muhterem Mü’minler! Hutbemi Yüce Rabbimizin şu ayeti ile bitirmek istiyorum. “İnsan hiçbir söz söylemez ki; yanında onu gözetleyen ve kaydeden bir melek bulunmasın.” 3 Hazırlayan : Osman DÜNDAR–Makasbaşı Camii İmam-Hatibi/ÇARŞAMBA Redaksiyon : İl İrşat Kurulu -----------------------------------------------1- Mü’minun Suresi,23/7 2- Müslim hadis no: 2996 3- Kaf Suresi,50/18 İL TARİH :SAMSUN :30.12.2016 َي اَي ُّي َي ا اَّل ِذ يَي ا َيآ ُن ا اَّل ُن ا َّل َيا َي ْلا َي ْل ُن ْل ا َي ْل ٌس ا َيآ ا َي َّل َيآ ْل ااِذ َي ٍد ا َي اَّل ُن ا َّل َيا ِذ َّلا .َّل َيا َي ِذ ٌسا ِذ َي ااَي ْل َي ُن َيا سو ُل ه :سلهم ُ قال ر َ صلّى َّللاُ َعلَ ْي ِه و َ َّللا ا َي ْلا َي ِذج ُنزا َيآ ْليااَي ْلا َي َيعا َي ْل َيسهُنا،تا ْلا َيك ِّ ُن ا َيآ ْليا َيد َي ا َي ْل َيسهُنا َي َيع ِذ َيلااِذ َي ا َي ْل َيا ْلا َي ْل ِذ هَي َي هَي ا َي اَي َي َّلىا َيع َيىا َّل ِذاا NEFİS MUHASEBESİ Muhterem Müminler! Okuduğum ayeti kerimede yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”1 Okuduğum hadis-i şerifte ise Allah rasulu şöyle buyuruyor: Akıllı kişi nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Aciz kişi ise nefsini duygularına tabi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup durandır.2 Kardeşlerim! İrade sahibi varlıklar olarak dilediğimiz yolu seçmede özgür bırakıldık; ancak bir şartla… O da „‟bütün seçimlerimizden dolayı hesap vermektir‟‟. Bu hesap kullarına asla zulmetmeyen, mutlak adalet sahibi olan Allah‟ın huzurunda görülecek ve herkes önceden ne göndermişse o gün onu karşısında bulacaktır. Dolayısıyla bu hesap, çetin bir hesaptır. Böyle bir hesapla yüzleşecek olan her bir kulun, hayatının muhasebesini çok iyi yapması gerekir ki buna nefis muhasebesi denir. Bu muhasebe boş vermeye gelmeyecek kadar önemli bir iştir. Zira Peygamberimizin ifadesiyle “akıllı bir insanın yapacağı şey, kendisini hesaba çekmek ve ölümden sonrası için çalışmaktır.” Kardeşlerim! Yüce Rabbimizin şu uyarısına kulak verelim: “Siz dünya hayatını tercih ediyor ve ahireti bırakıyorsunuz!’’3 Bu ayet bize, bu dünya için yaptığınız o ince hesapları, çabaları, kafa yormaları ahiret için yapmıyorsunuz diyor. Oysa bu dünya gelip geçici, ahiret ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Kim sadece dünyanın geçici kârını isterse ona verilir, ancak böyle kişilerin ahirette hiçbir nasibi yoktur.4 Kötülüğün kaynağı olan nefsin dizginlenmesi, sık sık nefis muhasebesi yapmakla mümkün olur. Nefis muhasebesini yapanlar, ihsanı yakalamış insanlardır. Bu da, her yaptığımızı gören ve her şeyimizden haberdar olan Allah‟ın gözetimi altında oluğu bilincini taşımak ve ona göre davranmaktır. Böyle bir hayat tarzı, kişilerin mutluluğunun yanı sıra toplumsal mutluluğu da beraberinde getirecektir. Kıymetli kardeşlerim! Hz. Ömer gibi, „‟bugün Allah için ne yaptın‟‟ sorusunu her günümüzün en önemli sınav sorusu olarak bilelim ve hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekelim.Zira bu dünyada zaman varken, fırsatlar tükenmemişken yapılmayan muhasebe, ahirette ümitsiz bir şekilde yapılacak, ancak hiçbir fayda vermeyecektir. Unutmayalım! Kârlı bir ticaretin yolu iyi muhasebeden geçer. Onun için, hesapların görüleceği günde en büyük kazancı elde etmek istiyorsak Peygamberimizin ifadesiyle “ömrümüzü nerede ve nasıl tükettiğimizin, gençliğimizi nasıl geçirdiğimizin, malımızı nereden kazanıp nerelere harcadığımızın ve ilmimizle amel edip etmediğimizin”6 hesabını çok iyi yapalım ve Hz. Ali‟nin şu veciz sözünü unutmayalım: “Bugün (dünyada) amel var hesap yok; yarın (ahirette) ise hesap var, amel yok!7” Hutbemizi Hz. Peygamberin şu duasıyla bitirelim: “Allah‟ım, huşu duymayan kalpten, kabul edilmeyen duadan, doymayan nefisten ve fayda vermeyen ilimden sana sığınırım” ________________ 1. Haşr, 59/18. 2. Tirmizî, Kıyâme, 25 3. Âlâ, 87/16-17. 4.Şûrâ, 42/20. 5. Tirmizî, Kıyâme, 1. 6. Buhârî, Rikâk 4,VI, 171. 7. Tirmizi, Deavat,68 Hazırlayan : Ferhat MADEN– Alaçam Vaizi Redaksiyon : İl İrşat Kurulu