M. Meolisi B : 52 bu kürsüde dile getirmekten hususi bir itina

advertisement
M. Meolisi
B : 52
bu kürsüde dile getirmekten hususi bir itina
ile kaçındınız. Bunu söylemekteki kasdını şu­
dur; bize iktidarı devrederken, burada vâki
teııkidlerinizi hatırlıyacaksınız, biz size şu ra­
kamlarla şu kadar elektrik, şu kadar fabrika,
şu kadar ihracattaki artışla ve saire şekillerde
iktidarı devrediyoruz dediniz, fakat bu al­
dığınız rakamları bildirmediniz. Çünkü aynı
ithamları bizim bugün Halk Partisi Grupuna
ve İnönü hükümetlerinde vazife görmüş insan­
lara yapmaya katı olarak hakkımız vardır.
Yatırımları 2 ilâ 4 sene arasındaki müddetler
içerisinde geciktirmenizin ithalâtımızda ve dış
ticaret dengemiz üzerindeki tesirlerini size
hatırlatmak isterim.
özel sektör temsilcilerinin müdafaacısı ol­
duğumuzu ileri sürerken, Adalet Partisinin liberalist bir görüşü olduğunu, buna mukabil özel
sektörü ve çiftçiyi ve toplu sözleşmelerle ücret
artışları dolayısiyle işçinin elde ettiği yüksek
hayat seviyesini, bu fiyat hareketlerinin mas­
settiğini ileri sürdüler. Burada bir hususu
belirttiler, dış ticaretin Devletleştirilmesi ve
ona yeni bir terim de eklediler; «özel sektöre
devredilmesi» Bu, A. Partisinin bugüne kadar
grup sözcülerinin ve Genel Başkanının ve Hü­
kümet üyelerinin beyanlarına rağmen C. H.
Partisinin muhalefette olduğu sebebiyle, A. Par­
tisine hâlâ bir haksız ithamda bulunmasının
ifadesidir. Zira Hükümet Programımızda A.
Partisinin karma ekenomiyi desteklediği vu bu
mevzuda C. H. Partisinin Devletçiliği ağır bas­
tırmasına rağmen A. P. Hükümetinin ve grupunun özel sektörün ağırlığını kabul ettiğini de­
falarca ifade ettik ve burada kısmen de aka­
demik seviyeye giren günün sosyalist memle­
ketleri ve karma ekenomiyi tatbik eden memle­
ketleri arasmdaldl farklar itibariyle pek çok
beyanlarda bulunuldu. Bunda kasıt vardır.
Fakat bu kasıt da Halk Partisine ve bilhassa
Halk Partisi sözcüsü arkadaşıma bir hususu
nazikâne hatırlatmakla iktifa edeceğim. Dev­
letin âmme teşebbüsündeki faaliyetlerini, Halk
Partisi kendi iktidarı zamanında Devletçilik
umdesini Anayasaya koyarken, hususi teşebbü­
sün kifayetsizliğiyle mukayyet tutmuş ve yerine
göre Devlet teşebbüslerinin hususi teşebbüse de
devredilebileceğini, İktisadi Devlet Teşekkülleri­
ne ait 3460 sayılı Kanunda derpiş etmiş bulu-
21 . 2 . 1966
O : 2
nuyor. Nitekim karma ekonomide hususi sek­
törle âmme sektörüne ne tamamen yarı yarıya
ve ne de şu veya bu genişlikte hisse ayrıla­
caktır diye bir kaide yok bu milletin adına,
idare edenlerin ve aziz milletin bu kaideyi tesbitte veya bu nisbeti tesbitte hem kendilerinin
hem de temsilciÜerinin takdir hakkı vardır. Bu
itibarla da biz bu takdir hakkına istinaden
özel sektörün daha ağır basması kararını taşı­
maktayız. Zira Dünyada Birinci Cihan Harbi
ile İkinci Cihan Harbi arasındaki tatbikat ile
İkinci Dünya Harbinden sonraki ekonomide
özel teşebbüsün ağır bastığı memleketlerin eko­
nomisindeki gelişmeler ortadadır.
Kendileri dış ticaret dengesi üzerinde sa­
nayiin geliştirilmesi, tarım ürünlerinin ihracın­
dan ziyade sanayi mamullerinin ihracına diıkkat edilmesi ve dış ticarette muvazenenin te­
mini gibi hususlara temas ettiler. Bu hususta­
ki görüşlerimizi şöyle hulâsa edebiliriz.
Aziz arkadaşlanm ; 1966 yılının ilk 6 aylık
devresinde, 4 Ocak 1966 tarihli Resmî Gazetede
yayınlanan ve tatbik edilecek olan dış ticaret
rejimi hakkındaki karar, sirküler ve yönetmelik­
ler kalkınma plânı ile 1966 programı için öngö­
rülen esaslara uygun olarak hazırlanmıştır, yeni
rejime ait esasların tesbiti sırasında bundan ön­
ceki tatbikat neticelerinden faydalanarak formali­
telerin basitleştirilmesine ve sanayiimizin gittik­
çe artan ham ve yardımcı madde ihtiyacı ile ya­
tırım taleplerinin imkânların müsaadesi derece­
sinde karşılanmasına çalışılmış olmasını burada
Hükümeti tebrik ederek arz etmek istiyorum. Di­
ğer taraftan piyasaya arz olunacak yabancı men­
şeli ihtiyaç mallarının tesbitinde yerli sanayi ma­
mullerimizin ikame fonksiyonunun da yine gözönünde bulundurulmuş olması tebrike şayan bir
harekettir. İthalâtta ise 1966 birinci altı aylık dev­
resinde liberasyon ve tahsisli ithal malları listele­
rinden yapılacak ithalâtın 240 milyon dolar civa­
rında olduğu tahmin edilmekte ve bunun yüzde
kırkbeşi yatırım maddeleri, yüzde 44 ü hammadde,
yüzde 11 i de tüketim maddelerine ayrılmış bu­
lunmaktadır. İthalât bakımından da yine yeni
rejimde teminat hadleri ile ödeme şekillerinden
bir değişiklik yapılmamış, ancak iktisadi mülâ­
hazalarla Tanm Bakanlığının müsaadesine bağlı
bulunan kimyevi gübrelerle kompoze gübreler it-
Download