2 ye`nin, Avrupa Birliği rekabet hukukuna tedrici uyurn

advertisement
T.B.M.M.
B:107
2.5.1995
0:2
ye'nin, Avrupa Birliği rekabet hukukuna tedrici uyurn sağlaması söz konusudur. Gümrük Birliği
çerçevesinde, Türkiye'nin, anlaşmalarda açıkça yer alan hükümlere uymanın dışında, otomatik ola­
rak yerine getirmesi gereken herhangi bir husus da yoktur. Açıkça uyulması gereken hükümler ise,
sanayi ürünlerinde, gümrük vergilerinin, eşetkili vergilerinin ve miktar kısıtlamalarının kaldırılma­
sı; Türkiye'nin, üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesini kabullenmesidir.
Ayrıca, Türkiye, Avrupa Birliği dış ticaret politikasını, kendi mevzuatına yakınlaştıracaktır.
Bu kapsam dışında kalan tüm diğer boyutlar, müzakerelerle belirlenecektir.
Biz, bu örnekten de anladığımız gibi, Avrupa Topluluğu ile olan ilişkilerin ve varılmak isteni­
len statünün, halen müzakere masasında olduğuna, olumsuz bağlamda, her şeyin sona ermediğini,
bazı konularda daha yeterli ve güçlü pazarlık yapabilmenin köprüsünün, Gümrük Birliği ile kurul­
duğu inancındayız.
Bu tür bölgesel işbirliği çatılan oluşturulmasının, ülke bağımsızlığı ile bağdaştırılmasını ola­
naklı görüyoruz. Dünyada, Amerika Kıtasında, Uzakdoğu'da, Avrupa'da, hızla, bölgesel işbirliği
örgütleri oluşturularak, üye ülkelerin mevcut potansiyellerini artırmak; ürün çeşitliliğini zenginleş­
tirmek; kaliteyi üst düzeye çıkarmak; güçlü organizasyonlarla, malî sermaye, hizmet ve ürün dola­
şımını kolaylaştırarak; mevcut pazarların önünü açmak; yeni pazarlara ulaşmak; üye ülkelerin eko­
nomik yapılarını daha da güçlendirerek, uluslararası platformda siyasal etkinliklerini artırmak gibi,
görünür işbirliklerinin yanında ve birlikte davranmanın doğal gereği, olası uluslararası siyasî so­
runlarda da ortak hareket etme yetenek ve hareketliliğini, esnekliğini kazanma çabası içinde oldu­
ğu bir çağda, bu ve bu benzeri oluşumlar içinde yer almaktan kaçınmak, uzak durmaya çalışmak,
dünyanın gelecekteki oluşumunu görmemek ve bu yeni oluşumun anlamını kavramamak demektir.
Amerika kıtasında NAFTA Antlaşmasını gerçekleştiren ABD'nin, Uzakdoğu'da oluşturulma­
ya çalışılan bölgesel işbirliği oluşumlarında da yer almak için ısrarlı davranmasının nedenlerini
başka nasıl yorumlayabiliriz.
Diğer yandan, miktar, standart, kalite, ambalaj, taşıma, mevzuat uygunluğu ve kolaylık gibi
uluslararası pazarda en büyük etken olan özellik ve nitelikleri elde edememiş bir sektörün ye ülke­
nin, yeni pazarlara girmesini bir yana bırakalım, mevcut pazarları koruyabileceğini nasıl düşünebi­
liriz.
Eleştirilerin bir başka yanı da, küçük ve orta ölçekli sanayinin yok olacağı yönündedir. Bu
eleştiri, yeterli inceleme yapılmadan, ilk anda akla geldiği gibi yapılmış bir eleştiri olmaktan öteye
gidemez. Yeni koşullara, yeni ürün türlerine, değişik pazarlama yöntemlerine uyum yeteneği en
yüksek olan sektör, küçük ve orta ölçekli sanayidir.
Sayın milletvekilleri, bilindiği gibi, en sağlıklı büyüme yöntemlerinden biri de küçülerek bü­
yümedir. Eğer, yeterli özendirme ve teşkilatlandırma önlenmeleri alınarak bölgesel bağlamda ve
ürün bazında şirket evlilikleri sağlanabilirse, bu sektörde, bünye güçlenmiş, sermaye yeterliliği bü­
yük ölçüde sağlanmış, teknoloji uyumu, ürün niteliği uyumu gerçekleştirilmiş ve sektör, rekabete
daha hazır duruma getirilmiş olur.
Böylece, daha güçlü bünyeye sahip olan bu sektörde yer alan sanayi kuruluşları, diğer yandan
aynı sektörde tekelleşmenin önlenmesinde ve rekabetin korunmasında önemli bir işlev görecektir.
Kuşkusuz bazı sanayi dalları da Gümrük Birliğinden olumsuz etkilenecektir. Hangileridir bun­
lar; bunlar, yetmiş yıldır, halkın parasıyla desteklenmiş; ama, ne yazık ki, kapalı ekonomiyi ve sa­
dece iç pazara üretim yapmayı kendine büyük hedef seçmiş, "ne yaparsam satılır" tembelliğine ve
rehavetine dalmış, bu nedenle, uluslararası rekabetten korkan birkaç sanayi kuruluşudur.
- 418 -
Download