kapakkonusu CİLT KANSERİ Prof. Dr. Sedef ŞAHİN Küresel ısınma deri kanserinin artmasına neden olur Küresel ısınma ozon tabakasındaki delinmenin artışına neden olduğunu hepimiz biliyoruz. Ozon tabakasının delinmesi bizi ultraviyolenin zararlı etkilerinden koruyan tabakanın yok olması demek.. Bu da özellikle ultraviyole ile ilişkili deri kanserlerinin artışı demek. Bunlardan en önemlisi ve hayatı tehdit edici olanı melanom. En sık görülen ama en az korkulanı ise bazal hücreli kanser. Bir de skuamöz hücreli kanser var o da güneş ışınlarının deride birikici etkileri sonucu oluşuyor. Beyaz ırktan olmak ve erkek cinsiyet melanom için bir risk faktörüdür. Açık ten rengine ve renkli göz rengine sahip olmak, melanom veya diğer deri kanserlerinin varlığı, ailede melanom öyküsü, atipik benlerin veya 50’den fazla sıradan ben veye doğumsal dev ben varlığı , bağışıklık sisteminin baskılanması diğer risk faktörleridir. Ultraviyole radyasyon insan için karsinojenik olarak kabul edilmektedr. Gerek hayat boyu karşılaşılan ultraviyole miktarı gerekse aralıklı ve şiddetli maruziyet de önemli risk artırıcı etkenlerdir. Son yıllarda solaryum ve bronzlaşmak için kullanılan cihazların da deri kanseri riskini artırdığı kanıtlanmıştır ve bazı ülkelerde bu nedenle özelliikle 18 yaş altında kullanımları yasaklanmıştır. Ultraviyole ışınlarından korunmada sadece güneş kremi kullanmak çözüm değildir, maruziyeti azaltmak gerekir. Türkiye’de deri kanseri sıklığı nedir? Türkiye’de melanom insidansı 100 binde 1.6 olarak belirlenmiştir. Bu oran dünyada en çok melanom görülen ülke olan Avusturalya ile kıyaslandığında (100 binde 40-45) oldukça düşüktür. Amerika ve Avrupa›ya göre de düşüktür. Bazal hücreli kanser, Türkiye›de de en sık görülen deri kanseridir ama istatistiksel olarak kaydı bulunmamaktadır. 24 SAĞLIK ve İNSAN / KASIM 2016 Deri kanseri teşhis ve tedavisinde yeni yaklaşımlar, ajanlar ve ilaçlar Son yıllarda deri kanserinin tanısına en çok katkı artıran yöntem dermatoskopidir. Bu yöntem ile derideki lezyonlara bakıldığında çıplak gözün farkedemediği farklılıklar saptanarak tanıyı hızlandırabilmekte veya çıplak gözle kanser sandıklarımızın aslında kanser olmadığını bazı lezyonlarda anlayabilmekteyiz. Dermatoskopinin bilgisayarlı sistemleri ile ise benleri veya şüpheli bulduğumuz oluşumları takibe alabilmekteyiz. Ama sonunda deri kanserinin tanısındaki altın standart; benlerin patolojide incelenmesidir. İlerlemiş deri kanserlerinin özellikle de metastaz yapmış melanom tedavisinde son yıllarda kaydedilen en önemli gelişme ise bunlara kişinin bağışıklık sistemini aktive ederek kullanılan ilaçlardır. Yani tümör ile savaş, kişinin kendi başışıklık sistemini yapay olarak ilaçla uyararak gerçekleşmektedir, bu son birkaç yılda hızla ilerleyen bir gelişmedir ve neredeyse birkaç ayda bir yeni bir molekül keşfedilmektedir. Hangi belirtiler bir dermatoloğa başvurmayı gerektirir? Deride darbe olmaksızın kanayan veya yara açılan bir oluşumun varlığında, 1 ayı aşkın süredir gerilemeden devam eden bir leke varsa mutlaka bir dermatologa başvurulmalı. Var olan benlerde simetri bozuluğu (renk ve şekil olarak), sınırlarının düzensiz (keskin ve girintili çıkıntılı) oluşu, içinde birden fazla renk barındırması (alacalı görünüm), çapının 5 mm.den büyük olması önemli alarm verici işaretlerdir.