Cipram Film Tablet

advertisement
Teril® CR 400 mg Tablet
FORMÜLÜ
Her tablet 400 mg karbamazepin içerir.
FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
Farmakodinamik özellikler
Karbamazepin antiepileptik, nörotropik ve psikotropik özelliklere sahip olan bir dibenzazepin
türevidir.
Ġkincil jeneralizasyon ile veya ikincil jeneralizasyon olmaksızın seyreden (basit ve kompleks)
parsiyel nöbetler, jeneralize tonik-klonik nöbetler (grand mal) ve ayrıca bu tipteki nöbetlerin
birlikte görüldüğü durumlar etkinlik yelpazesi içerisinde yer almaktadır.
Karbamazepinin etki mekanizması kısmen aydınlatılmıĢtır. Karbamazepin aĢırı uyarılmıĢ sinir
membranlarını stabilize eder, tekrarlayan nöronal deĢarjları inhibe eder ve uyarıcı impulsların
sinaptik yayılımını azaltır. Voltaja duyarlı sodyum kanallarının blokajı karbamazepinin temel
etki mekanizması olabilir; bunun sonucunda depolarize nöronlarda sodyuma bağımlı aksiyon
potansiyellerinin tekrarlayan nöronal deĢarjları engellenebilir.
Glutamat salınımının azalması ve nöronal membranların stabilizasyonu antiepileptik
özelliklerine bağlı olarak ortaya çıkarken, antimanik etkileri dopamin ve noradrenalin
döngüsü üzerindeki baskılayıcı etkisinden kaynaklanabilir.
Farmakokinetik özellikler
Emilim
Oral yoldan uygulanan karbamazepin neredeyse tamamen fakat oldukça yavaĢ olarak emilir
ve emilim hızı hastalar arasında farklılık gösterebilir. Tek doz uygulama sonrasında, doruk
plazma deriĢimleri 24 saat içinde elde edilir.
Retard formların biyoyararlanımı standart formlardan yaklaĢık % 15 daha düĢüktür. Farklı
oral formlarda karbamazepinin biyoyararlanımı % 85–100 arasındadır ve gıdalardan
etkilenmez.
Karbamazepinin oto-indüksiyonuna, diğer enzim indüksiyonu yapan ilaçlar ile heteroindüksiyonuna, hastanın tedavi öncesi durumuna, ilacın dozu ve tedavinin süresine bağlı
olarak yaklaĢık 1-2 haftada sabit plazma deriĢimleri elde edilir.
Farklı karbamazepin formlarının biyoyararlanımları farklılık gösterebildiğinden, nöbet riskini
ve aĢırı yan etki riskini önlemek için, uygulanan formun değiĢtirilmesinden kaçınılması
anlamlı olabilir.
Dağılım
Karbamazepin % 70–80 oranında plazma proteinlerine bağlanır. Serebrospinal sıvı ve
tükrükteki değiĢmemiĢ madde deriĢimi plazmada proteinlere bağlı olmayan ilaç oranını
gösterir ve bu oran toplam plazma deriĢiminin % 20–30’udur. Anne sütünde saptanan
deriĢimler plazma deriĢiminin % 25–60’ına eĢdeğerdir.
Karbamazepin plasentadan geçer. Karbamazepinin tamamen emildiği varsayıldığında, sanal
dağılım hacmi 0,8–1,9 l/kg arasındadır.
Metabolizma
Karbamazepinin, biyotransformasyonunda epoksid yolağı önemli rol oynar ve burada ana
metabolitleri olarak 10,11-transdiol türevi ve glukuronid metaboliti meydana gelir.
1/11
Karbamazepinden karbamazepin-10,11-epoksid oluĢumunda sorumlu olan ana isoform
sitokrom P450 3A4’dür. 9-hidroksimetil-10-karbamoil akridan bu yolak ile iliĢkili küçük bir
metabolittir. Oral olarak tek doz karbamazepin verildikten sonra yaklaĢık % 30’u epoksid
yolağının son ürünleri olarak idrarda saptanır.
Karbamazepinin biyotransformasyonunda diğer önemli yolaklar ile karbamazepin-Nglukuronid’in yanı sıra çeĢitli monohidroksil türevleri oluĢturulur.
Farmakolojik olarak etkin metaboliti olan karbamazepin-10,11-epoksid’in plazma deriĢimleri,
karbamazepin düzeylerinin yaklaĢık % 30’udur.
Atılım
Oral olarak tek doz uygulamasını takiben, değiĢmemiĢ ilacın plazmadaki eliminasyon
yarılanma ömrü ortalama olarak yaklaĢık 36 saatken, tekrarlayan dozlardan sonra, ilacın
kullanım süresine bağlı olarak (karaciğerde mono-oksijenaz sisteminin oto-indüksiyonu
nedeniyle), ortalama 16–24 saat arasında değiĢir. Fenitoin ve fenobarbiton gibi enzim
indüksiyonu yapan ilaçlarla birlikte kullanılması durumunda yarılanma ömrünün ortalama 9–
10 saat arasında değiĢtiği gözlenmiĢtir.
Plazmadaki 10,11-epoksid metabolitinin ortalama eliminasyon yarılanma ömrü, epoksidin tek
oral doz olarak uygulanmasından sonra, yaklaĢık olarak 6 saattir.
Oral olarak tek doz 400 mg karbamazepin verildikten sonra, % 72’si idrar ve % 28’i feçesle
atılır. Ġdrarla atılan miktarın yaklaĢık % 2’si değiĢmemiĢ ilaç olarak ve % 1’i farmakolojik
olarak aktif olan 10,11-epoksid metabolitidir.
Özel hasta gruplarında özellikleri
Çocuklarda eliminasyon artmıĢ olduğundan, terapötik deriĢimlerinin elde edilebilmesi için,
çocuklara eriĢkinlerdekinden daha yüksek karbamazepin dozları (mg/kg) verilmesi
gerekebilir.
YaĢlı hastalarda, genç eriĢkinler ile karĢılaĢtırıldığında, karbamazepin farmakokinetiğinin
değiĢtiğine iliĢkin veri bulunmamaktadır.
Karaciğer ve böbrek iĢlevleri azalmıĢ hastalarda karbamazepin farmakokinetiğine iliĢkin veri
bulunmamaktadır. Ancak, karaciğerde metabolize olduğundan karaciğer yetmezliği olan
hastalarda dikkatli olunmalıdır.
ENDİKASYONLAR
 Epilepsi :
Parsiyel nöbetler (kompleks veya basit belirtilerle seyreden)
Birincil jeneralize epilepsi veya jeneralize tonik-klonik nöbetler.
 Tek baĢına lityum veya nöroleptikler ile tedaviye yanıt vermeyen veya böyle bir tedaviyi
tolere edemeyen hastalarda, tek baĢına veya baĢka ilaçlarla kombine olarak bipolar
bozuklukların profilaksi ve tedavisi.
 Alkolü bırakma (alkol yoksunluk) sendromu.
 Ġdiyopatik trigeminal nevralji ve multipl skleroza bağlı nevralji.
 Ġdiyopatik glossofarenjiyal nevralji.
 Diabetes Insipidus sentralis.
 Ağrılı diyabetik periferik nöropati’de kullanılır.
2/11
KONTRENDİKASYONLAR
Teril CR tabletin kullanımı Ģu hastalarda kontrendikedir:
- karbamazepine karĢı aĢırı duyarlılığı olanlarda,
- karbamazepine yapısal olarak benzerlik gösteren amitriptilin, desipramin ve benzeri trisiklik
antidepresanlara karĢı aĢırı duyarlılığı olanlarda,
- mono-amin oksidaz inhibitörleri (MAOĠ’ler) ile tedavi edilmekte olanlarda,
- kemik iliği baskılanması öyküsü olanlarda,
- intermitan porfiri öyküsü olanlarda,
- atriyoventriküler blok bulunanlarda.
UYARILAR/ÖNLEMLER
Karbamazepin kullanımı ile iliĢkili olarak aplastik anemi ve agranülositoz bildirilmiĢtir, ancak
bu hastalıkların görülme sıklığının çok düĢük olması nedeniyle, anlamlı risk tahminleri
yapmak güçtür. Tedavi görmemiĢ topluluklar söz konusu olduğunda, agranülositoz risk oranı
yılda yaklaĢık milyonda 4,7 kiĢi, aplastik anemi risk oranı ise yılda yaklaĢık milyonda 2 kiĢi
olarak tahmin edilmektedir.
Bazen karbamazepin kullanımı ile iliĢkili olarak trombosit veya lökosit sayısında azalma
oluĢur. Tedaviye baĢlamadan önce ve tedavi baĢladıktan sonra periyodik olarak trombosit,
retikülosit ve serum demirini de içeren tam kan sayımı yapılmalıdır.
Hastalar ve yakınları hematolojik sorunların yanı sıra cilt ve karaciğer toksik reaksiyonlarının
belirtileri ve bulguları konusunda bilgilendirilmelidir. Eğer ateĢ, boğaz ağrısı, döküntü, ağızda
ülserler, kolay çürük oluĢumu, peteĢi veya hemorajik purpura gibi reaksiyonlar oluĢursa
hemen doktora baĢvurmaları önerilmelidir.
Tedavi sırasında lökosit veya trombosit sayılarının düĢük veya azalmakta olduğu gözlenirse,
hasta ve tam kan sayısı yakından izlenmelidir. Hastada ciddi, ilerleyici ve ateĢ-boğaz ağrısı
gibi klinik belirtileri olan lökopeni veya belirgin kemik iliği baskılanmasına iliĢkin herhangi
bir kanıt gözlenirse tedavi sonlandırılmalıdır.
Özellikle öyküsünde karaciğer hastalığı olanlarda ve yaĢlı hastalarda tedaviye baĢlarken ve
sonrasında periyodik olarak karaciğer iĢlev testleri uygulanmalıdır. Karaciğer iĢlev
bozukluğunun veya akut karaciğer hastalığının alevlenmesi durumunda tedavi
sonlandırılmalıdır.
Karbamazepin kullananlarda, olasılıkla karaciğer enzim indüksiyonuna bağlı olarak, bazı
karaciğer iĢlev testleri (özellikle gama glutamil transferaz) anormal bulunabilir. Enzim
indüksiyonu, alkalen fosfataz düzeylerinde orta düzeyde artıĢlara da neden olabilir. Karaciğer
metabolizasyon kapasitesindeki bu artıĢlar karbamazepin tedavisinin sonlandırılmasını
gerektirmez.
Karbamazepine karĢı karaciğer reaksiyonları çok nadir oluĢur. Karaciğer iĢlev bozukluğunun
veya aktif karaciğer hastalığının belirtileri acilen değerlendirilmeli ve değerlendirmeye bağlı
olarak, gerekirse tedavi sonlandırılmalıdır.
Ġzole maküler veya makülopapüler ekzantem gibi hafif deri reaksiyonları çoğunlukla geçici ve
tehlikesizdir; genellikle tedavinin sürdürülmesi veya ilaç dozunun düĢürülmesini izleyen
birkaç gün veya hafta içerisinde ortadan kalkarlar. Buna rağmen, hastalar yakından izlenmeli
ve döküntülerin ağırlaĢması veya eĢlik eden baĢka belirtilerin ortaya çıkması durumunda
tedavi sonlandırılmalıdır.
3/11
Eğer Stevens-Johnson sendromu, Lyell sendromu (toksik epidermal nekroliz) gibi ciddi cilt
reaksiyonlarını düĢündürtecek belirti ve bulgular ortaya çıkarsa karbamazepin tedavisi derhal
sonlandırılmalıdır.
Karbamazepin, ister tipik ister atipik olsun, yoksunluk nöbetlerini de içeren karıĢık nöbetleri
olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Bu hastalarda, karbamazepin nöbetleri
alevlendirebilir. Nöbetlerin alevlenmesi durumunda tedavi sonlandırılmalıdır.
Oral formlardan supozituvar formlarına geçiĢ sırasında nöbet sıklığında artıĢ gözlenebilir.
Karbamazepin tedavisinin aniden sonlandırılması nöbetleri baĢlatabilir. Karbamazepin
tedavisinin aniden sonlandırılması zorunlu ise, yeni antiepileptik ilaçlara geçiĢ (I.V. veya
rektal diazepam veya I.V. fenitoin gibi) uygun bir ilaç kullanılarak yapılmalıdır.
Hastaların % 25-30’unda karbamazepin ile okskarbazepin arasında çapraz aĢırı duyarlılık
oluĢabilir.
Karbamazepin ile fenitoin arasında çapraz aĢırı duyarlılık oluĢabilir.
Nedensel bir iliĢki saptanmamıĢ olmasına karĢın, erkek doğurganlığının bozulduğuna ve/veya
anormal sperm oluĢumuna iliĢkin vakalar izole olarak bildirilmiĢtir.
Karaciğerde enzim indüksiyonu nedeniyle, karbamazepin östrojen ve/veya progestojen içeren
ilaçların tedavi edici etkilerinin ortadan kalkmasına neden olabilir. Bu durum
kontrasepsiyonun yetersizliği, bulguların tekrarlaması veya çekilme kanamaları veya
lekelenmelerle sonuçlanabilir. Karbamazepin kullanmakta olan ve oral kontrasepsiyon
gereksinimi olan hastalar 50 μg’dan daha fazla östrojen içeren bir ürün kullanmalı veya
hormonal olmayan baĢka bir kontrasepsiyon yöntemi düĢünülmelidir.
Karbamazepin dozu ile plazma düzeyleri ve plazma düzeyleri ile klinik etkinlik veya
tolerabilite arasındaki iliĢki önemsiz olmasına karĢın, Ģu durumlarda plazma düzeylerinin
izlenmesi yararlı olabilir: Nöbet sıklığında artıĢ/hasta uyumunun kontrolü, gebelik, çocukların
ve ergenlerin tedavisi, emilim bozukluğundan Ģüphelenilen durumlar, birden fazla ilaç
kullanıldığında zehirlenme Ģüphesi.
Karbamazepin ile birlikte diğer antiepileptik ilaçları kullanmakta olan annelerin bebeklerinde
neonatal nöbetler ve/veya solunum baskılanması gözlenen birkaç vaka bildirilmiĢtir. Neonatal
kusma, ishal ve/veya beslenmede azalma da bildirilmiĢtir. Bu reaksiyonlar neonatal çekilme
sendromunun bir göstergesi olabilir.
Kalp, karaciğer ve böbrek hasarı öyküsü olan kiĢilerde, diğer ilaçlara karĢı advers hematolojik
reaksiyonlar gözlenen kiĢilerde ve daha önce aralıklarla karbamazepin uygulanmıĢ hastalarda
karbamazepin kullanımına karar verilirken yarar-zarar oranı dikkatlice değerlendirilmeli ve bu
kiĢiler yakından izlenmelidir.
BaĢlangıçta ve tedavi sırasında periyodik olarak tam idrar ve BUN tetkiklerinin yapılması
önerilir.
Karbamazepinin hafif antikolinerjik etkileri gözlendiğinden, göz içi basıncı artmıĢ olan
hastalar uyarılmalı ve bu hastalara olası risklerle ilgili bilgi verilmelidir.
Latent psikozun ve yaĢlı hastalarda konfüzyon veya ajitasyonun etkinleĢebileceği akıldan
çıkarılmamalıdır.
Karbamazepin kullanımına bağlı olarak tiroid iĢlev testlerinin değerlerinde düĢüĢ görüldüğü
bildirilmiĢtir.
Tek baĢına ya da diğer ilaçlarla birlikte karbamazepin kullanımına bağlı olarak hiponatremi
geliĢebildiği bildirilmiĢtir.
Çocuklarda kullanım:
Teril CR tabletin 5 yaĢ altı çocuklarda kullanımı önerilmez.
4/11
Gebelik ve emzirme döneminde kullanımı:
Gebelik kategorisi: D
Epileptik gebelerin özel bir dikkatle tedavi edilmeleri gerekir.
Antiepileptik ilaçlarla kombine tedavi görmekte olan gebelerin bebeklerinde gözlenen
konjenital anomali sıklığı monoterapi görmekte olan gebelerin bebeklerindeki anomali
sıklığından daha yüksek olduğundan, doğurganlık yaĢındaki kadınlarda karbamazepin
mümkünse monoterapi Ģeklinde uygulanmalıdır.
Karbamazepin kullanmakta olan bir kadın hamile kaldığında veya hamile bir kadında
karbamazepin tedavisine baĢlanması gereken durumlarda, özellikle hamileliğin ilk üç ayı
içerisinde, yarar ve fötal açısından zarar oranı dikkatle değerlendirilmelidir. Etkili olan
minimum dozlar verilmelidir ve plazma değerlerinin izlenmesi önerilir.
Epileptik annelerin bebeklerinde, malformasyonlar dahil, geliĢim bozukluklarının ortaya
çıkması olasılığı daha yüksektir. Bütün ana antiepileptik ilaçlarda olduğu gibi karbamazepinin
de bu riski artırabileceği bildirilmekle birlikte, tek baĢına verildiğinde karbamazepinin riski
artırdığına iliĢkin kesin kanıt bulunmamaktadır. Ama karbamazepin kullanımı ile iliĢkili
olarak spina bifida gibi geliĢimsel bozukluklar ve malformasyonların yanı sıra kraniyofasiyal
kusurlar, kardiyovasküler malformasyonlar ve diğer vücut bölümlerini ilgilendiren konjenital
anomaliler bildirilmiĢtir. Hastalara malformasyon riski konusunda bilgi verilmeli ve antenatal
izlem olanağı sağlanmalıdır.
Gebelik sırasında folik asit eksikliğinin oluĢabildiği bilinmektedir. Antiepileptik ilaçların,
folik asit eksikliğini artırarak tedavi edilen epileptik annelerin bebeklerinde doğum
anomalilerinin geliĢmesine katkıda bulunmaları olasıdır. Gebelikten önce ve gebelik sırasında
folik asit verilmesi önerilir.
Yenidoğan’da kanama bozukluklarını önlemek için, anneye gebeliğin son haftalarında ve
yenidoğana K1 vitamini verilmesi önerilir.
Karbamazepin plazma deriĢiminin % 25 ila 60’ı oranında anne sütüne geçer. Anne sütünün
yararları ile sütteki karbamazepine bağlı olarak bebekte ortaya çıkabilecek yan advers olaylar
değerlendirilmelidir. Karbamazepin kullanan anneler bebeklerini –(aĢırı uyku, alerjik cilt
reaksiyonları gibi) olası advers reaksiyonların izlenmesi kaydıyla- emzirebilirler.
Araba ve makine kullanma yeteneğine etkisi:
Özellikle de tedavinin erken evrelerinde ve doz ayarlama dönemlerinde, karbamazepinin yol
açtığı baĢ dönmesi ve sersemlik nedeniyle hastaların reaksiyonları zayıflayabilir. Hastalar
motorlu araç ya da makine kullanmakla iliĢkili olası tehlikeler konusunda uyarılmalıdır.
YAN ETKİLER/ADVERS ETKİLER
Tedavinin baĢlangıcında veya ilk dozun çok yüksek olması durumunda veya yaĢlı hastaların
tedavisi sırasında belirli tipte, örneğin merkezi sinir sistemi (uyuĢukluk, baĢ ağrısı, ataksi,
sersemlik, halsizlik, çift görme), gastro-intestinal (bulantı, kusma) ve alerjik deri reaksiyonları
gibi yan etkiler sık veya sık sık ortaya çıkabilir.
Dozla iliĢkili yan etkiler genellikle bir kaç gün içinde kendiliğinden veya dozun geçici bir
süre azaltılmasından sonra ortadan kalkar. Merkezi sinir sistemi ile ilgili yan etkiler doz
yüksekliğine veya plazma düzeylerindeki düzensizliğe bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu gibi
durumlarda plazma düzeylerinin izlenmesi ve günlük dozun azaltılması ve/veya ilacın 3-4’e
bölünmüĢ dozlar Ģeklinde uygulanması önerilir.
5/11
Farklı organ sistemlerinde sık sık (≥ % 10), sık (≥ % 1- < % 10), ara sıra (≥ % 0,1- < % 1),
nadir (≥ % 0,01- < % 0,1), çok nadir (< % 0,01) gözlenen advers reaksiyonlar Ģu Ģekildedir:
Merkezi sinir sistemi(MSS):
Nörolojik:
Sık sık
: baĢ dönmesi, ataksi, uyuklama, bitkinlik.
Sık
: baĢ ağrısı, çift görme, uyum bozuklukları (örn. bulanık görme).
Ara sıra
: anormal istem dıĢı hareketler (örn. tremor, kas seyirmesi, distoni, tikler),
nistagmus.
Nadir
: okülomotor bozukluklar, orofasiyal diskinezi, konuĢma bozuklukları (örn.
disartri ya da telaffuz bozukluğu), periferik nevrit, parestezi, kas zayıflığı ve paretik bulgular.
Özellikle nöroleptikler ile birlikte kullanıldığında, nöroleptik malign sendrom geliĢimine
katkısı ve baĢlatıp baĢlatmadığı açık olmasa da, nöroleptik malign sendrom vakaları
bildirilmiĢtir.
Psikiyatrik:
Nadir
: görsel ya da iĢitsel halüsinasyonlar, depresyon, iĢtah kaybı, dinlenememe,
agresif davranıĢlar, ajitasyon, konfüzyon.
Çok nadir
: psikoz aktivasyonu.
Deri ve ekleri:
Sık sık
: alerjik cilt reaksiyonları, Ģiddetli olabilen ürtiker.
Ara sıra
: eksfoliyatif dermatit ve eritroderma.
Nadir
: lupus eritematosus benzeri sendrom, pruritus.
Çok nadir
: Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz, ıĢığa duyarlılık,
eritema multiforme ve nodosum, cilt pigmentasyonunda değiĢiklikler, purpura, akne, terleme,
saç dökülmesi.
Nedensel bir iliĢki bilinmemekle birlikte, çok nadir hirsutism vakaları bildirilmiĢtir.
Kan:
Sık sık
: lökopeni.
Sık
: eozinofili, trombositopeni.
Nadir
: lökositoz, lenfadenopati, folik asit eksikliği.
Çok nadir
: agranülositoz, aplastik anemi, saf alyuvar aplazisi, megaloblastik anemi, akut
intermitan porfiri, retikülositoz, hemolitik anemi.
Karaciğer:
Sık sık
: karaciğerde enzim indüksiyonu nedeniyle ortaya çıkan ve genellikle klinik
açıdananlamlı olmayan gama-GT artıĢı.
Sık
: alkalen fosfataz yüksekliği
Ara sıra
: transaminazların yüksekliği.
Nadir
: kolestatik, parenkimal (hepatoselüler) ya da karma tip hepatit, sarılık.
Çok nadir
: granülomatöz hepatit, karaciğer yetmezliği.
Gastro-intestinal sistem:
Sık sık
: bulantı, kusma.
Sık
: ağız kuruluğu.
Ara sıra
: diyare ya da konstipasyon.
Nadir
: karın ağrısı.
Çok nadir
: glosit, stomatit, pankreatit.
6/11
Aşırı duyarlılık reaksiyonları:
Nadir
: ateĢ, cilt döküntüleri, vaskülit, lenfadenopati, lenfomayı taklit eden
bozukluklar, artralji, lökopeni, eozinofili, hepato-splenomegali ve karaciğer iĢlev testlerindeki
bozuklukların farklı birlikteliklerle gözlenebildiği bir gecikmiĢ aĢırı duyarlılık reaksiyonu
(karaciğer, akciğer, böbrekler, pankreas, miyokard ve kolon gibi baĢka organlar da
etkilenebilir).
Çok nadir
: miyoklonus ve periferik eozinofiliyle seyreden aseptik menenjit, anafilaktik
reaksiyon, anjiyo-ödem.
Bu gibi aĢırı duyarlılık reaksiyonları meydana geldiği takdirde tedavi derhal
sonlandırılmalıdır.
Kardiyovasküler sistem:
Nadir
: kalpte ileti bozuklukları, hipertansiyon veya hipotansiyon.
Çok nadir
: bradikardi, aritmiler, senkoplu AV blok, kollaps, konjestif kalp yetmezliği,
koroner arter hastalığının alevlenmesi, tromboflebit, trombo-emboli.
Endokrin sistem ve metabolizma:
Sık
: Anti diüretik hormon benzeri bir etkiye bağlı olarak ortaya çıkan ödem, sıvı
retansiyonu, kilo artıĢı, hiponatremi, plazma osmolalitesinin azalması ve izole vakalarda
letarji, kusma, baĢ ağrısı, mental konfüzyon ve nörolojik bozuklukların eĢlik ettiği su
zehirlenmesi tablosu.
Çok nadir
: galaktore, jinekomasti, tiroid iĢlev testlerinde bozukluk ile birlikte veya bu
bozukluklar olmaksızın seyreden prolaktin artıĢı, klinik belirti vermeyen l-tiroksin (Serbest
T4, T4, T3) azalması ve TSH artıĢı, osteomalazi’ye yol açan (plazma kalsiyum ve 25-OHkolekalsiferol düzeylerinde azalma gibi) kemik metabolizması bozuklukları, (HDL kolesterol
ve trigliseridler dahil) kolesterol düzeyinde yükselme.
Ürogenital:
Çok nadir
: interstisyel nefrit, böbrek yetmezliği, böbrek iĢlevlerinde (albüminüri,
hematüri, oligüri ve yüksek BUN/azotemi gibi) bozukluk, sık idrara çıkma, idrar retansiyonu,
cinsel bozukluklar/empotens.
Duyu organları:
Çok nadir
: tat alma bozuklukları; lenste opaklaĢma, konjunktivit, (kulak çınlaması,
hiperakuzi, hipo-akuzi, ses yüksekliği algılamasında bozukluk gibi) iĢitme bozuklukları.
Kas-iskelet sistemi:
Çok nadir
: artralji, kas ağrısı veya kramp.
Solunum sistemi:
Çok nadir
: ateĢ, dispne, pnömoni veya pnömoni ile karakterize pulmoner aĢırı duyarlılık.
BEKLENMEYEN BĠR ETKĠ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAġVURUNUZ.
İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ VE DİĞER ETKİLEŞİMLER
Karbamazepin-10,11-epoksid oluĢumuna aracılık eden temel enzim sitokrom P450 3A4’tür
(CYP 3A4). CYP 3A4 inhibitörleri ile karbamazepinin birlikte uygulanması plazma
deriĢimlerinin yükselmesine ve sonuçta advers reaksiyonların artmasına yol açabilir. CYP
3A4 indükleyici maddeler ile birlikte kullanılması ise karbamazepin serum düzeylerinin
düĢmesi ve sonuçta terapötik etkinin azalması ile sonuçlanabilir.
Benzer Ģekilde, CYP 3A4 indükleyici ilaç kullanımının sonlandırılması karbamazepin
metabolizma hızını azaltarak karbamazepin plazma düzeylerinin artmasına neden olabilir.
7/11
Karbamazepin plazma düzeylerini artırabilen maddeler:
Ġsoniyazid, verapamil, diltiazem, ritonavir, dekstropropoksifen, viloksazin, fluoksetin,
fluvoksamin, olasılıkla simetidin, asetazolamid, danazol, nikotinamid (eriĢkinlerde, yüksek
dozlarda), nefazodon, (eritromisin, klaritromisin gibi) makrolid antibiyotikler, (itrakonazol,
ketokonazol, flukonazol gibi) azol grubu anti-fungaller, terfenadin, loratadin, greyfurt suyu,
HIV tedavisinde kullanılan (ritonavir gibi) proteaz inhibitörleri.
Karbamazepinin plazma düzeylerinin yükselmesi baĢ dönmesi, sersemlik, ataksi, diplopi gibi
advers reaksiyonlarla sonuçlanabileceğinden, saptanan plazma düzeyine göre karbamazepin
dozu düzenlenmelidir.
Karbamazepin plazma düzeylerini azaltabilen maddeler:
Fenobarbiton, fenitoin, primidon, teofilin, rifampisin, sisplatin veya doksorubisin ve (kısmen
çeliĢkili veriler bulunmakla birlikte, olasılıkla) klonazepam veya valproik asit, okskarbazepin.
Meflokin karbamazepinin antiepileptik etkisini antagonize edebilir.
Valproik asit ve primidon’un aktif metabolit olan karbamazepin-10,11-epoksid’in plazma
düzeylerini artırdıkları bildirildiğinden, birlikte uygulandıklarında karbamazepin dozu
ayarlanmalıdır.
Isotretinoin’in karbamazepin ve karbamazepin-10,11-epoksid’in biyoyararlanımını ve/veya
klerensini değiĢtirdiği bildirildiğinden, karbamazepin plazma düzeyleri izlenmelidir.
Bitkisel bir ürün olan St John’s wort (Hypericum perforatum) ile birlikte uygulanmaları
karbamazepin serum düzeylerini yükseltebilir.
Karbamazepinin diğer ilaçların plazma düzeylerine etkisi:
Levotiroksin, klobazam, klonazepam, etosüksimid, primidon, valproik asit, alprazolam,
(prednizolon, deksametazon gibi) kortikosteroidler, siklosporin, digoksin, doksisiklin,
(felodipin ve isradipin gibi) dihidropiridin türevleri, indinavir, sakinavir, ritonavir,
haloperidol, imipramin, metadon, tramadol, östrojen ve/veya progestojenler (diğer
kontraseptif yöntemler düĢünülmelidir), gestrinon, tibolon, toremifen, teofilin, oral
antikoagülanlar (varfarin), lamotrijin, tiagabin, topiramat, (imipramin, amitriptilin,
nortriptilin, klomipramin gibi) trisiklik antidepresanlar, klozapin, okskarbazepin, olanzapin,
itrakonazol ve risperidon.
Karbamazepinin fenitoin plazma düzeylerini hem artırabildiği hem azaltabildiği ve mefenitoin
plazma düzeylerini nadiren artırabildiği bildirilmiĢtir.
Karbamazepin parasetamol’ün biyoyararlanımını azaltabilir.
Birlikte uygulandıklarında, isoniyazide bağlı karaciğer toksisitesinin arttığı bildirilmiĢtir.
Lityum ile karbamazepin birlikte uygulandıklarında, (lityum plazma deriĢimleri normal
terapötik sınırlar arasında olmasına karĢın) nörotoksisite artabilir. Karbamazepin ile
metoklopramid veya (haloperidol, tiyoridazin gibi) major trankilizanların birlikte
kullanılmaları da nörolojik yan etkilerin artması ile sonuçlanabilir.
Karbamazepin yapısal olarak trisiklik antidepresanlara benzediğinden, karbamazepin ile
MAOĠ’nin birlikte kullanımı önerilmez. Karbamazepin tedavisinden en az 2 hafta veya hastanın klinik durumu elverirse- daha uzun bir süre önce MAOĠ tedavisi sonlandırılmıĢ
olmalıdır.
Karbamazepin ile bazı diüretiklerin (hidroklorotiyazid, furosemid) birlikte kullanımı
semptomatik hiponatremi’ye yol açabilir.
8/11
Karbamazepin bazı depolarizasyon yapmayan (pankuronyum gibi) kas gevĢeticilerin etkilerini
antagonize edebilir; kas gevĢeticinin dozu artırılmalı ve hastalar nöromüsküler blokun
beklenenden daha erken sonlanması açısından yakından izlenmelidir.
Diğer psiko-aktif ilaçlarda olduğu gibi, karbamazepin de alkol toleransını azaltabilir;
karbamazepin kullanan hastalara alkol kullanımından sakınmaları öğütlenmelidir.
KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU
Doktora danıĢmadan kullanılmamalıdır.
Teril CR tabletler çiğnenmemeli; öğünler sırasında ya da öğünler arasında tabletin yarısı ya da
tamamı bir bardak su ile yutulmalıdır.
Doktor tarafından baĢka Ģekilde önerilmediği taktirde aĢağıdaki dozlarda kullanılır.
Epilepsi
Mümkünse, Teril CR monoterapi Ģeklinde uygulanmalıdır.
Kan düzeylerinin izlenmesi, antikonvülsanların etkinliğini artırır ve yan etkilerini azaltır. Doz
hastaların bireysel gereksinimlerine göre ayarlanmalıdır. Tedaviye düĢük dozla baĢlanması ve
dozun, hastanın gereksinimlerine göre, aĢamalı olarak artırılması önerilir. Yeterli kontrol
sağlandığında, doz en düĢük etkili doza kademeli olarak azaltılabilir.
Erişkinler
Tedaviye günde bir ya da iki kez 100-200 mg ile baĢlanması önerilir. Daha sonra optimum
yanıt elde edilinceye kadar aĢamalı olarak günde 800-1200 mg’a çıkılabilir. Bazı vakalarda
1600 mg’lık dozlar gerekli olabilir.
Yaşlılar
EriĢkinler için olanla aynıdır, ancak tedaviye düĢük dozlarla baĢlanması önerilir.
Çocuklar
Teril CR tabletin 5 yaĢ altı çocuklarda kullanımı önerilmez.
5-10 yaĢ
: Günde 2-3 kez 200 mg’lık tablet Ģeklinde 400-600 mg’lık doz önerilir.
11-15 yaĢ
: Günde 3-5 kez 200 mg’lık tablet Ģeklinde 600-1000 mg’lık doz önerilir.
Trigeminal nevralji
Günlük 200-400 mg baĢlangıç dozu ağrı kayboluncaya kadar kademeli olarak artırılır
(genellikle günde 3-4 kez 200 mg), sonra doz mümkün olan en düĢük idame dozuna
ulaĢıncaya kadar, kademeli olarak azaltılır. YaĢlılarda baĢlangıç dozu olarak günde iki kez
100 mg önerilir.
Alkolü bırakma (alkol yoksunluk) sendromu
Ortalama doz günde 3 kez 200 mg’dır. Ağır durumlarda bu doz ilk birkaç gün içinde
artırılabilir. Alkolü bırakmaya bağlı Ģiddetli belirtilerin tedavisine baĢlarken, karbamazepin
sedatif-hipnotik ilaçlarla birlikte verilmelidir. Akut evre atlatıldıktan sonra tedaviye sadece
karbamazepin ile devam edilebilir.
Ağrılı diyabetik nöropati
Ortalama doz günde 2-4 kez 200 mg’dır.
9/11
Diabetes insipidus sentralis
EriĢkinler için ortalama doz günde 2-3 kez 200 mg’dır. Çocuklarda doz çocuğun yaĢı ve
kilosu ile orantılı olarak azaltılmalıdır.
Mani ve bipolar bozuklukların profilaktik tedavisi
Olağan doz olarak günde 2-3 kez 400-600 mg kullanılır. Akut mani tedavisinde doz mümkün
olduğunca kısa sürede artırılmalıdır. Buna karĢılık, bipolar bozuklukların profilaksisinde ise
en uygun tolerabiliteyi elde etmek için dozun kademeli olarak artırılması önerilir.
DOZ AŞIMI VE TEDAVİSİ
Doz aĢımı durumunda merkezi sinir sistemi, kardiyovasküler sistem ve solunum sistemine
iliĢkin belirtiler ortaya çıkmaktadır.
Merkezi sinir sistemi: MSS baskılanması, disoriyantasyon, somnolans, ajitasyon,
halüsinasyon, koma, bulanık görme, konuĢma bozukluğu, disartri, nistagmus, ataksi,
diskinezi, baĢlangıçta hiperrefleksi daha sonra hiporefleksi, konvülsiyonlar, psikomotor
bozukluklar, miyoklonus, hipotermi, midriyaz.
Solunum sistemi: Solunumun baskılanması, pulmoner ödem.
Kardiyovasküler sistem: TaĢikardi, hipotansiyon ve bazen hipertansiyon, QRS kompleksinin
geniĢlediği ileti bozukluğu, kardiyak arest ile birlikte senkop.
Gastro-intestinal sistem: Kusma, mide boĢalmasında gecikme, barsak motilitesinin azalması.
Böbrek işlevleri: Ġdrar retansiyonu, oligüri veya anüri, sıvı retansiyonu, karbamazepinin ADH
benzeri etkisi nedeniyle su zehirlenmesi.
Laboratuvar bulguları: Hiponatremi, olasılıkla metabolik asidoz, olasılıkla hiperglisemi, kas
kreatinin fosfokinazında artıĢ.
Doz aşımı tedavisi:
Özgün bir antidotu yoktur.
Doz aĢımı durumunda uygulanacak tedavi kiĢinin klinik durumuna göre farklılık gösterir.
KiĢinin hastaneye sevk edilmesi; zehirlenmenin karbamazepinden olup olmadığının
doğrulanması ve doz aĢımının boyutunun saptanması için plazma düzeyinin ölçülmesi;
midenin boĢaltılması, gastrik lavaj ve aktif kömür uygulanması; eğer gerekiyorsa bir yoğun
bakım ünitesinde kardiyak açıdan izlenmesi ve elektrolit dengesizliğine yönelik destekleyici
tedavi uygulanması yapılabilecek giriĢimler arasında yer almaktadır.
Özel öneriler:
Hipotansiyon: I.V. dobutamin ya da dopamin uygulayın.
Kalp ritm bozuklukları: KiĢiye özel Ģekilde ele alınır.
Konvülsiyonlar: Bir benzodiyazepin (örneğin diazepam) ya da fenobarbiton gibi baĢka bir
antikonvülsan (solunumu baskılaması nedeniyle dikkatle uygulanmalıdır) ya da paraldehid
uygulayın.
Hiponatremi (su zehirlenmesi): Sıvı alımını kısıtlayın ve dikkatle I.V. yolla % 0,9’luk NaCl
infüzyonu uygulayın. Bu önlemler beyin hasarının önlenmesinde yararlı olabilir.
Kömür hemoperfüzyonu önerilmiĢtir. Zorlu diürez, hemodiyaliz ve peritoneal diyalizin etkili
olmadığı bildirilmiĢtir.
GecikmiĢ absorbsiyon nedeniyle, aĢırı dozun alınmasından sonraki 2’nci ve 3’üncü günlerde,
bulguların yeniden ortaya çıkabileceği ve ağırlaĢabileceği unutulmamalıdır.
10/11
SAKLAMA KOŞULLARI
25ºC’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
Çocukların göremeyeceği ve eriĢemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
TİCARİ TAKDİM ŞEKLİ VE AMBALAJ MUHTEVASI
Teril CR 400 mg tablet, 20 tabletlik ambalajlarda.
PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK DOZAJ ŞEKİLLERİ
Teril CR 200 mg tablet, 20 tabletlik ambalajlarda.
RUHSAT SAHİBİ
EczacıbaĢı-Zentiva Sağlık Ürünleri San.ve Tic.A.ġ.
Büyükdere Cad. Ali Kaya Sok. No:7
Levent 34394 Ġstanbul
ÜRETİM YERİ
Taro Pharmaceuticals Industries Ltd.
Yakum/ĠSRAĠL adına
Taro Pharmaceuticals Indüstries Ltd.
Haifa Bay/ĠSRAĠL
Ruhsat tarihi : 31.01.2008
Ruhsat no
: 124/5
Prospektüs onay tarihi: 18.02.2008
Reçete ile satılır.

Tescil edilmiĢ marka
11/11
Download