Untitled - Gazi Üniversitesi Açık Arşiv

advertisement
ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN SPORA YÖNLENDİRİLMESİNDE
MEDYANIN ETKİSİ (BİLECİK İLİ ÖRNEĞİ)
BANU ELİF DORAN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ
ANABİLİM DALI
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
HAZİRAN, 2015
TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU
Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren
12 ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.
YAZARIN
Adı
: Banu Elif
Soyadı
: DORAN
Bölümü
: Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği
İmza
:
Teslim tarihi :
TEZİN
Türkçe Adı
: Ortaokul Öğrencilerinin Spora Yönlendirilmesinde Medyanın
Etkisi (Bilecik İli Örneği)
İngilizce Adı : The Effect Of Media On Encouraging Secondary School Students
To Participate İn Sporting Activities (The Case Of Bilecik)
i
ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI
Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları
kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki
tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.
Yazarın Adı Soyadı : Banu Elif DORAN
İmza
ii
:………………………
Jüri onay sayfası
Banu
Elif
DORAN
tarafından
hazırlanan
“Ortaokul
Öğrencilerinin
Spora
Yönlendirilmesinde Medyanın Etkisi (Bilecik İli Örneği)” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri
tarafından oy birliği ile Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Anabilim
Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.
Danışman (Başkan): Prof. Dr. Mehmet GÜNAY
.................................
Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Anabilim Dalı
Gazi Üniversitesi
Üye: Doç. Dr. Oğuz ÖZBEK
…………………….
Spor Yöneticiliği Anabilim Dalı
Ankara Üniversitesi
Üye: Doç. Dr. Gökhan ÇALIŞKAN
…………………….
Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Anabilim Dalı
Gazi Üniversitesi
Tez Savunma Tarihi: 18/08/2015
Bu tezin Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi
olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.
Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü
Prof. Dr. Servet KARABAĞ
……………………
iii
TEŞEKKÜR
Araştırmamda değerli yorum ve danışmanlığı ile bana yardımcı olan sayın danışmanım
Prof. Dr. Mehmet GÜNAY' a teşekkür ederim.
Tezin her aşamasında eleştiri ve yorumlarıyla çalışmanın gerçekleşmesinde yön verici
olmuş, bilgi ve deneyimlerini sürekli olarak benimle paylaşan değerli abim ve saygıdeğer
hocam Doç. Dr. İlhami BULUT’ a teşekkür ederim.
Ayrıca araştırma süresi boyunca çeşitli konularda verdiği tüm desteklerden dolayı Prof. Dr.
Kemal SOLAK’ a, Prof. Dr. İbrahim YILDIRAN’ a, Prof. Dr. Murat OLGUN’ a, Doç. Dr.
Emine Selcen DARÇIN’ a, Doç. Dr. Hakkı ULUCAN’ a, Yrd. Doç. Dr. Fatih YENEL’ e,
Öğr. Gör. Mustafa TUNÇEL’ e, Orhan YILDIZ’ a, Mehmet LAÇİN’ e teşekkür ederim.
Araştırma anketlerinin uygulanmasına yardımcı olan Bilecik İli Milli Eğitim Müdürü ve
çalışanlarına, Özel Sevgi Çiçeği Ortaokulu, 700. Yıl Ortaokulu, Edebali Ortaokulu,
Ertuğrul Gazi Ortaokulu, Malhun Hatun Ortaokulu, Osmangazi Ortaokulu ve Mehmet Akif
Ersoy Ortaokulu müdürlerine, öğretmenlerine ve sevgili öğrencilerine teşekkür ederim.
Hayatım boyunca benim için hep azim ve gurur kaynağı olmuş sevgili annem Afitap
DORAN’ a ve sevgili ablam Zeynep DORAN’ a, bilimsel tutum ve felsefesi ile bana ışık
tutan idolüm babam Prof. Dr. İlhan DORAN’ a şükranlarımı sunarım.
iv
ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN SPORA YÖNLENDİRİLMESİNDE
MEDYANIN ETKİSİ (BİLECİK İLİ ÖRNEĞİ)
Yüksek Lisans Tezi
Banu Elif DORAN
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Haziran, 2015
ÖZ
Bu çalışmanın amacı, ortaokul öğrencilerinin spora yönlendirilmesinde medyanın etkisini
araştırmaktır. Bu amaç doğrultusunda, araştırmacı tarafından 40 maddeden oluşan anket ve
20 maddeden oluşan Spor Medyasının Etkisi Ölçeği (SMEÖ) geliştirilmiştir. Veri toplama
araçlarıyla, öğrencilerin spor ve medya konularındaki algı, görüş ve düşünceleri tespit
edilmiş, spor medyasına yönelik görüşleri değişkenlere göre incelenmiştir. Araştırmanın
örneklemi, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Bilecik ili merkezde yer alan 7 resmî ve özel
ortaokulda öğrenim gören öğrencilerden seçilmiştir. Veri toplama araçları 224 katılımcıya
uygulanmıştır. Katılımcıların 97’ si erkek 127’ si kız öğrencidir. Bu araştırmada Survey
(genel tarama) modeli kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiksel metotları
(Yüzde, Frekans, Ortalama, Standart sapma) kullanılmıştır. Niceliksel verilerin
karşılaştırılmasında iki grup arasındaki fark için t-testi, ikiden fazla grup durumunda
parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ve
farklılığa neden olan grubun tespitinde Scheffe Testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular
%95 güven aralığında, %5 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler
bilgisayarda “SPSS for Windows ver:21.0” programında çözümlenmiş, manidarlıklar .05
düzeyinde sınanmıştır. Araştırma sonucuna göre, öğrencilerin spora ilgisinin yüksek
olduğu ve spor yapma isteklerinde medyanın etkisinin önemli olduğu tespit edilmiştir.
Bunun yanı sıra katılımcıların, spor medyasına ilişkin görüşleri ile annenin eğitim durumu
ve babanın eğitim durumu arasında anlamlı farklılıklar görülmüştür. Hem annenin ve hem
de babanın eğitim düzeyi arttıkça, öğrencilerin spor medyasından etkilenme oranlarında
artış saptanmıştır.
v
Bilim Kodu
:
Anahtar Kelimeler
: Bilecik, medya, spor medyası, spor, ortaokul
Sayfa Adedi
: xv + 108
Danışman
: Prof. Dr. Mehmet GÜNAY
vi
THE EFFECT OF MEDİA ON ENCOURAGİNG SECONDARY
SCHOOL STUDENTS TO PARTİCİPATE İN SPORTİNG
ACTİVİTİES (THE CASE OF BİLECİK)
Master Thesis
Banu Elif DORAN
GAZI UNIVERSITY
GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES
June, 2015
ABSTRACT
The aim of this study was to investigate the impact of the media in directing secondary
school students to the sports For this purpose, questionnaire with 40 questions and Scale of
Sports Media Effect (SSME) with 20 questions were developed. By data collection tools,
perceptions, opinions, and ideas of students on the issues of media sports were identified,
attitudes towards sports media were analyzed according to the variables. The sample of the
survey, in the 2014-2015 academic year were selected from students educated in seven
public and private secondary schools in Bilecik province. Data collection questionnaires
were applied to 224 respondents whom 97 were male and the rest were female students. In
this study, survey (general screening) model was used. Descriptive statistical methods
(percentage, frequency, mean, standard deviation) to analyze the data were used.
Comparisons for quantitative data were made (t-test for two groups, One-way ANOVA for
more than two groups, Scheffe Test for determination of the group that caused the
difference). The findings were evaluated at 5% significance level in the 95% confidence
interval. Results revealed tthat high interest to sport and significant effect of media on
demands in students were determined. Moreover, significant differences between opinions
of articipants about the sports media and education levels of mother and father were
determined. The effect of sport media increased with increasing educational levels of both
mother and father.
vii
Science Code
:
Key Words
: Bilecik, media, sport media, sport, secondary school
Page Number
: xv + 108
Advisor
: Prof. Dr. Mehmet GÜNAY
viii
İÇİNDEKİLER
ÖZ .......................................................................................................................................... v
ABSTRACT ........................................................................................................................ vii
İÇİNDEKİLER ................................................................................................................... ix
TABLOLAR LİSTESİ ...................................................................................................... xii
SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ.................................................................. xv
BÖLÜM I .............................................................................................................................. 1
GİRİŞ .................................................................................................................................... 1
1.1. Problem Durumu .............................................................................................. 1
1.2. Amaç ................................................................................................................... 3
1.3. Önem .................................................................................................................. 4
1.4. Sınırlılıklar ......................................................................................................... 4
1.5. Varsayımlar ....................................................................................................... 5
1.6.Tanımlar ............................................................................................................. 5
BÖLÜM II ............................................................................................................................ 7
KAVRAMSAL ÇERÇEVE ................................................................................................. 7
2.1. İletişim ................................................................................................................ 7
2.2. İletişim Süreci ve Temel Öğeleri ...................................................................... 9
2.2.1. Kaynak ................................................................................................ 9
2.2.2. Mesaj (İleti) ....................................................................................... 10
2.2.3. Kodlama- Kod Açma ....................................................................... 11
2.2.4. Kanal ................................................................................................. 11
2.2.5. Alıcı (Hedef) ...................................................................................... 12
ix
2.2.6. Mesajı Algılama- Filtre Etme .......................................................... 12
2.2.7. Geri Bildirim (Dönüt) ...................................................................... 13
2.3. İletişim Türleri ................................................................................................ 13
2.3.1. Sözlü İletişim ..................................................................................... 14
2.3.2. Sözsüz İletişim .................................................................................. 15
2.3.3. Yazılı İletişim .................................................................................... 16
2.4. Kitle İletişimi ................................................................................................... 17
2.4.1. Kitle İletişiminin Özellikleri ............................................................ 19
2.5. Kitle İletişim Araçları ..................................................................................... 20
2.5.1. Televizyon ......................................................................................... 23
2.5.2. Gazete ................................................................................................ 25
2.5.3. Radyo ................................................................................................. 28
2.5.4. İnternet .............................................................................................. 30
2.6. Kitle İletişim Araçlarının İşlevi ..................................................................... 32
2.7. Kitle İletişim Araçlarının Özellikleri ............................................................ 36
2.8. Spor ve Medya İlişkisi..................................................................................... 36
2.8.1. Türk Spor Medyasının Tarihsel Gelişimi ...................................... 40
2.8.1.1. Cumhuriyet Öncesi Dönemde Türk Spor Medyası ........... 41
2.8.1.2. Cumhuriyet Sonrası Türk Spor Medyası ........................... 42
BÖLÜM III ......................................................................................................................... 46
YÖNTEM ........................................................................................................................... 46
3.1. Araştırmanın Modeli ...................................................................................... 46
3.2. Evren ve Örneklem ......................................................................................... 46
3.3. Verilerin Toplanması ...................................................................................... 47
3.4. Verilerin Analizi .............................................................................................. 52
BULGULAR VE YORUMLAR ....................................................................................... 53
4.1. Grubun Genel yapısına İlişkin Bilgiler ......................................................... 53
4.1.1. Öğrencilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular .............. 54
x
4.1.2. Öğrencilerin Spora İlgi Durumlarına İlişkin Bulgular ................ 56
4.1.3. Öğrencilerin Medya İle Olan İlişkisine İlişkin Bulgular .............. 60
4.2. Spor Medyasının Etkisi Ölçeğinin (SMEÖ) Yüzde-Frekans Sonuçları .... 76
4.3. Araştırmanın Alt Amaçlarına İlişkin Bulgular ............................................ 80
4.3.1. Araştırmanın Birinci Alt Amacına İlişkin Bulgular ..................... 80
4.3.2. Araştırmanın İkinci Alt Amacına İlişkin Bulgular ...................... 80
4.3.3. Araştırmanın Üçüncü Alt Amacına İlişkin Bulgular ................... 81
4.3.4. Araştırmanın Dördüncü Alt Amacına İlişkin Bulgular............... 81
4.3.5. Araştırmanın Beşinci Alt Amacına İlişkin Bulgular .................... 82
4.3.6. Araştırmanın Altıncı Alt Amacına İlişkin Bulgular .................... 82
4.3.7. Araştırmanın Yedinci Alt Amacına İlişkin Bulgular ................... 83
BÖLÜM V .......................................................................................................................... 84
SONUÇ VE ÖNERİLER................................................................................................... 84
5.1. Sonuç ................................................................................................................ 84
5.1.1. Öğrencilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Sonuçlar.............. 84
5.1.2. Öğrencilerin Spora Olan İlgi Durumlarına İlişkin Sonuçlar ....... 85
5.1.3. Öğrencilerin Medya İle Olan İlişkisine İlişkin Sonuçlar .............. 86
5.1.4. Araştırmanın Alt Amaçlarına İlişkin Sonuçlar ............................. 87
5.2. Öneriler ............................................................................................................ 87
KAYNAKÇA ...................................................................................................................... 89
EK 1. Anket Soruları ............................................................................................. 97
EK 2. Spor Medyasının Etkisi Ölçeği ................................................................. 107
EK 3. İzin Yazısı ................................................................................................... 108
xi
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1. SMEÖ’ ye İlişkin KMO ve Bartlett Testi Sonuçları ............................................. 49
Tablo 2. SMEÖ’ ye İlişkin Açımlayıcı Faktör Analizi Sonuçları ....................................... 51
Tablo 3. Öğrencilerin Cinsiyete Göre Dağılımı ................................................................... 54
Tablo 4. Öğrencilerin Yaşadıkları Yerlere Göre Dağılımı .................................................. 54
Tablo 5. Öğrencilerin Yaşa Göre Dağılımı .......................................................................... 54
Tablo 6. Öğrencilerin Sınıflarına Göre Dağılımı ................................................................. 55
Tablo 7. Öğrencilerin Ailelerinin Aylık Gelir Dağılımı ...................................................... 55
Tablo 8. Öğrencilerin Annelerinin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı ................................. 55
Tablo 9. Öğrencilerin Babalarının Eğitim Durumuna Göre Dağılımı ................................. 56
Tablo 10. Öğrencilerin Spor Branşı İle İlgilenme Durumlarının Dağılımı ......................... 56
Tablo 11. Öğrencilerin İlgilendikleri Spor Branşı Dağılımı ................................................ 57
Tablo 12. Öğrencilerin Spora İlgisinin Oluşmasındaki En Önemli Faktör Dağılımı .......... 57
Tablo 13. Öğrencilerin Spora İlgisinin Oluşmamasındaki En Önemli Faktör Dağılımı ..... 58
Tablo 14. Öğrencilerin Spora İlgi Düzeylerinin Dağılımı ................................................... 59
Tablo 15. Öğrencilerin Aile ve Yakın Çevresinin Spora İlgi Dağılımı ............................... 59
Tablo 16. Öğrencilerin Spor Kulübünde Lisansının Bulunma Dağılımı ............................. 60
Tablo 17. Öğrencilerin Medyayı Takip Etme Sıklığının Dağılımı ...................................... 60
xii
Tablo 18. Öğrencilerin Spora Yönlendirmesinde Basın-Yayın Organlarının Dağılımı ...... 61
Tablo 19. Öğrencilerin Spor Olaylarını Nasıl Takip Ettiklerinin Dağılımı ......................... 61
Tablo 20. Öğrencilerin Spor Haberlerini Takip Etme Sıklıklarının Dağılımı ..................... 62
Tablo 21. Öğrencilerin Hangi Spor Branşına Ait Haberleri Daha Çok Takip Ettiklerinin
Dağılımı ............................................................................................................................... 62
Tablo 22. Öğrencilerin Spor Yapma İsteğinde Medyanın Etki Durumunun Dağılımı ........ 63
Tablo 23. Öğrencilerin “Medyanın, Tarafsız ve Objektif Olduğunu Düşünüyor musunuz?
Sorusuna İlişkin Dağılımı .................................................................................................... 63
Tablo 24. Öğrencilerin “Medyada, Her Branşa Yeteri Kadar Yer Verildiğini Düşünüyor
musunuz?” Sorusuna İlişkin Dağılımı ................................................................................. 64
Tablo 25. Öğrencilerin “Spor Kültürünün Oluşmasında Medyanın Etkisi Var mıdır?”
Sorusuna İlişkin Dağılımı .................................................................................................... 64
Tablo 26. Öğrencilerin “Spor Branşlarının Popüler Olmasında Medyanın Etkisi Var
mıdır?” Sorusuna İlişkin Dağılımı ....................................................................................... 64
Tablo 27. Öğrencilerin Gazete Okuma Sıklıklarının Dağılımı ............................................ 65
Tablo 28. Öğrencilerin Gazete Okurken Baktıkları İlk Sayfanın Dağılımı ......................... 65
Tablo 29. Öğrencilerin Gazete Okurken Takip Ettiği Spor Branşlarının Dağılımı ............. 66
Tablo 30. Öğrencilerin Spor Olaylarını Takip Ettikleri Gazete Dağılımı ........................... 67
Tablo 31. Öğrencilerin Günlük Ortalama Televizyon İzleme Sürelerinin Dağılımı ........... 67
Tablo 32. Öğrencilerin Televizyonda Takip Ettikleri Programların Dağılımı .................... 68
Tablo 33. Öğrencilerin Televizyonda Yayınlanan Spor Programlarında Takip Ettikleri
Spor Branşlarının Dağılımı .................................................................................................. 69
Tablo 34. Öğrencilerin Spor Olaylarını Takip Ettikleri Kanal Dağılımı ............................. 70
Tablo 35. Öğrencilerin İnternet Kullanım Sıklığının Dağılımı ........................................... 70
xiii
Tablo 36. Öğrencilerin İnternette Geçirilen Zaman Dağılımı ............................................. 71
Tablo 37. Öğrencilerin İnterneti Kullanım Amaçlarının Dağılımı ...................................... 71
Tablo 38. Öğrencilerin İnternette Takip Ettikleri Spor Olaylarının Branşlara Göre
Dağılımı ............................................................................................................................... 72
Tablo 39. Öğrencilerin Spor Olaylarını Takip Ettikleri İnternet Sitelerinin Dağılımı ........ 73
Tablo 40. Öğrencilerin Radyo Dinleme Sıklıklarının Dağılımı........................................... 74
Tablo 41. Öğrencilerin Ortalama Radyo Dinleme Sürelerinin Dağılımı ............................. 74
Tablo 42. Öğrencilerin Radyoda Takip Ettikleri Programların Dağılımı ............................ 75
Tablo 43. SMEÖ’ nin Frekans (ƒ) ve Yüzde (%) Dağılımı ................................................. 76
Tablo 44. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Cinsiyet Değişkenine Göre T-Testi
Sonuçları .............................................................................................................................. 80
Tablo 45. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Yaşadıkları Yer Değişkenine Göre Tek
Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ...................................................................... 80
Tablo 46. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Yaş Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans
Analizi (ANOVA) Sonuçları ............................................................................................... 81
Tablo 47 Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Sınıf Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans
Analizi (ANOVA) Sonuçları ............................................................................................... 81
Tablo 48. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Ailenin Aylık Gelir Değişkenine Göre Tek
Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ...................................................................... 82
Tablo 49. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Annenin Eğitim Durumu Değişkenine
Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ...................................................... 82
Tablo 50. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Görüşlerinin Babanın Eğitim Durumu
Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ................................. 83
xiv
SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ
ARPANET
The Advanced Research Projects Agency Network
(Gelişmiş Araştırma Projeleri Dairesi Ağı)
DNS
Domain Name System ( Alan Adı Sistemi)
ENIAC
Electronic Numerical Integrator And Computer
(Elektronik sayısal entegreli hesaplayıcı)
MEGEP
Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemini Güçlendirme Projesi
ODTÜ
Ortadoğu Teknik Üniversitesi
SPSS
Statistical Package for Social Science
(Sosyal Bilimler için İstatistik Paketi)
SMEÖ
Spor Medyasının Etkisi Ölçeği
TCP/IP
Transmission Control Protocol/Internet Protokol
TDK
Türk Dil Kurumu
TTNET
Türk Telekom İnternet
TÜBİTAK
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
ULAKNET
Ulusal Akademik Ağ
vd .
ve diğerleri
xv
BÖLÜM I
GİRİŞ
Bu bölümde, araştırmanın problemi, amacı, önemi ve araştırma ile ilgili varsayımlar,
sınırlılıklar ve tanımlar ele alınacaktır.
1.1. Problem Durumu
Toplum hayatı ve onun sürekliliği, insanlar arasındaki fikir, düşünce, kanaat ve haber
alışverişini, insanların bu konulardaki izlenimlerini, duygularını birbirine aktarmalarını,
diğer bir ifadeyle iletişimi zorunlu kılar.
İletişimin bazı tekniklerle, belirli bir teknoloji uygulanarak çoğaltılıp güçlendirilerek, çok
sayıda kişiyi etkileyecek biçime getirilmesine kitle iletişimi, bu iş için kullanılan araçlara
da kitle iletişim araçları veya medya denmektedir (Dönmezer, 1994).
Kitle iletişim araçlarının dünyada etkili olarak kullanılması yazılı basın ile başlamıştır.
Daha sonra 1930’ lardan 1950’ lere kadar radyonun etkili bir elektronik basın aracı olduğu
görülmüştür. Özellikle bu dönemde radyo, siyasi iktidarların propaganda aracı olarak
kullanılmış, 1950’lerden sonra televizyon, çok hızlı bir biçimde toplum hayatı içindeki
yerini almaya başlamıştır (Sarı, 2006). 1990’ lı yıllarla birlikte tüm dünyada bilgisayar
teknolojisinde hızlı gelişim yaşanmış, bu gelişme 90’ lı yılların sonuna doğru geniş
kitleleri yeni bir iletişim ortamıyla, internetle tanıştırmıştır.
Günümüzde toplumsal var oluşu gerçekleştirerek ortaklık yaratmak, bu var oluşu ve
ortaklığı sürdürebilmek için kitle iletişimine; dolayısıyla kitle iletişim araçlarına ihtiyaç
vardır. Çünkü kitle iletişim araçları, uzmanların ortak bir noktada birleştikleri üzere, sahip
1
olduğu özellikleriyle alıcı kitlesi üzerinde yarattığı etki ve etkileşim süreci sonunda
toplumsallaştırmayı gerçekleştirmeye gücü yeten araçlardır (Sarı, 2006).
Bu araçlar, toplumları yönlendirme, kültürü şekillendirerek yayma ve gelecek kuşaklara
aktarma noktasında büyük öneme sahiptir. İnanç ve fikirleri ikna etmek, dikkat çekmek,
yöneltmek gibi etkileri açısından bakıldığında; çok yaygın bir biçimde gücün etkili
elemanları olarak göz önünde tutulur (McQuail’ den aktaran Koparan, 2007). Günümüzde
insanlar, televizyondan gördükleri, radyodan işittikleri ve gazeteden okudukları ile iyi bir
yaşam biçimi ve toplumun politikası hakkında bilgi sahibi olmakta ve başkalarına olan
tutumlarını bu araçlara göre ayarlamaktadırlar. Diğer bir deyişle; medya, insanın dünya
görüşünü, tutum ve davranışlarını etkilemekte ve diğer bildirimler ile insanları belirli bir
yönde değiştirmektedir (Terkan’ dan aktaran Koparan, 2007).
Yukarıda belirtildiği üzere kitle iletişim araçları, çok çeşitli konudaki enformasyonla
insanlar ve kitleler üzerinde etkili olabilmektedir. Bilgi edinmek ve özellikle de boş
zamanlarını değerlendirmek üzere kitle iletişim araçlarına yönelen insanlar, yoğun bir
yönlendirme ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Eğitim, kültür, coğrafya, ekonomik ve
diğer faktörlerin etkisiyle çoğu zaman alternatifsiz bir rekreaktif araç olan kitle iletişim
araçları insanlar üzerindeki etkisini gitgide arttırmaktadır.
Kitle iletişim araçlarının hızla ilerleyen bu süreçte artan etkinliği, çok çeşitli rekreasyon
uğraşlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu uğraşlar içerisinde ise spor önemli bir
yer tutmaktadır (Karaküçük ve Yenel’ den aktaran Yetim, 2011).
Spor, bireyin fizyolojik ve psikolojik yönden sağlığını geliştiren, sosyal davranışlarını
düzenleyen, zihinsel ve motorik belirli bir düzeye getiren biyolojik, pedagojik ve sosyal bir
olgudur. Diğer bir ifadeyle spor, bireyin fikir, ruh ve bedenen gelişmesini ve bu öğeler
arasında koordinasyonu ve sosyalleşmeyi sağlayan bir olgudur (Yetim, 2011). Spor,
günümüzde politikadan-ekonomiye, turizmden-çevreye, uluslararası barıştan dayanışmaya,
propagandadan-reklama, boş zamanları değerlendirmeden meslekleşmenin getirdiği iş
bölümüne, kısacası, birey-toplum ve toplumlararası yelpazede çok yönlü ve önemli etkileri
olan bir araç konumuna gelmiştir (İlhan, 2007).
2
Yaşamın dinamik öğelerini içinde barındırıyor olması, dünya üzerindeki farklı etnik, dilsel
ve dinsel kökene mensup insanları bir araya getirip kaynaştırabilme potansiyeline sahip
bulunması ve belli kurallar çerçevesinde işleyen sosyal bir olay olması, kitle iletişim
araçlarının ve dolayısıyla medyanın dikkatinin spor olgusu üzerinde yoğunlaşmasına neden
olmuştur (Talimciler, 2003).
Kitle iletişim araçlarının, bireyleri aktif spora yönlendirmede çok önemli bir eğitim ve
teşvik aracı olmasının yanında boş zamanların pasif olarak sporla değerlendirebileceği
güçlü bir araç olduğu bilinmektedir. Sporun topluma benimsetilmesinde vazgeçilmez
fonksiyonlar üstlenen medyanın,
kitlelerin ilgisinin sürekli canlı tutulmasını ve
gelişmesini sağlamada önemli roller üstlendiği görülmektedir. Değişik spor dallarının
tanıtılıp yaygınlaştırılması, spor yapma olanağına sahip olmayan çoğunluğun spora ilgi
duyması, medya sayesinde gerçekleştiği bilinmektedir.
Günümüzde teknolojik gelişmelerden en fazla etkilenen medya, bu etkisini arttırmak,
seçtiği hedef kitlelere ulaşmak için kitle iletişim araçlarından faydalanmaktadır. Bu hedef
kitlenin çoğunluğunu da çocukların ve gençlerin oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu ifadeler
doğrultusunda,
araştırmanın
problemi;
ortaokul
öğrencilerinin,
spor
ve
medya
konularındaki algı, görüş ve düşüncelerinin tespit edilmesi, spor medyasına yönelik
görüşlerinin değişkenlere göre incelenmesi olmuştur.
1.2. Amaç
Araştırma, geleceğin bireylerinin yetişmesinde, onların şekillenip farklı konulara, göreli
bakış açıları geliştirmelerinde önemli bir basamak olan ortaokullarda öğrenim gören
öğrencilere yönelik yapılmıştır. Akademik bir yaklaşımla öğrencilerin spor ve medya
ilişkisinin ortaya çıkarılması ve elde edilen bulguların medya kuruluşlarına iletilmesi ile
medyaya akademik bir dönüt sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca, öğrencilerin spora
yönlendirilmesinde medyanın etki düzeyini belirlemek amacıyla, başka araştırmacılar
tarafından da kullanılabilir nitelikte ölçme aracı geliştirilmesi de hedeflenmiştir.
Bu araştırmanın amacı: Bilecik ili merkezde yer alan özel ve resmi ortaokullarda öğrenim
gören öğrencilerin spora yönlendirilmesinde medyanın etkisini tespit etmektir. Bu
doğrultuda aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır:
3
1. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile cinsiyet değişkeni arasında anlamlı bir
farklılaşma var mıdır?
2. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile yaşadığı yer değişkeni arasında anlamlı bir
farklılaşma var mıdır?
3. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile yaş değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma
var mıdır?
4. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile sınıf değişkeni arasında anlamlı bir
farklılaşma var mıdır?
5. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile ailenin aylık geliri değişkeni arasında anlamlı
bir farklılaşma var mıdır?
6. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile annenin eğitim durumu değişkeni arasında
anlamlı bir farklılaşma var mıdır?
7. Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile babanın eğitim durumu değişkeni arasında
anlamlı bir farklılaşma var mıdır?
1.3. Önem
1. Literatür taramasında, spora yönlendirmede medyanın etkisi detaylı şekilde
incelenmiş, ortaokul öğrencilerine yönelik çalışma yapılmadığı tespit edilmiştir. Bu
çalışmanın, literatürdeki eksikliği önemli ölçüde gidereceği düşünülmektedir.
2. Bu araştırma, öğrencilerin hem medyaya hem de spor medyasına yönelik
görüşlerini ortaya koymaktadır.
3. Bu araştırma, bundan sonra konuyla ilgili yapılacak araştırmalara ışık tutacaktır.
4. Bu araştırma, hem medyanın hem de spor medyasının okuyucusunu ve izleyicisini
tanıması, bu etkinin olumlu bir şekilde yön bulması açısından büyük önem
taşımaktadır.
1.4. Sınırlılıklar
1. Araştırma, 2014-2015 Eğitim-öğretim yılı güz yarıyılında, Bilecik ili merkezinde
yer alan 7 resmi ve özel ortaokulun 5., 6., 7., ve 8. Sınıflarında öğrenim gören
öğrencileri ile sınırlıdır.
2. Araştırma literatür taraması ve araştırmacı tarafından geliştirilen anket ve ölçek
sorularından elde edilen verilerle sınırlıdır.
4
3. Araştırmanın süresi yüksek lisans tez süresiyle sınırlıdır.
4. Araştırma yüksek lisans tez süresi boyunca ulaşılan bilgi ve bulgularla sınırlıdır.
5. Araştırma, araştırmacının zamanı, bilgi kaynakları, meslek tecrübesi ve maddî
olanaklarıyla sınırlıdır.
6. Bu araştırmada bulguların geçerliliğinin; veri toplama araçlarının geri dönüş
oranına, cevaplama sırasında cevaplayıcının havasına ve ankette yer alan soruların
kalitesi ile sınırlıdır.
1.5. Varsayımlar
1. Araştırmaya katılan öğrencilerin, anket ve ölçek sorularını samimî, ciddî ve objektif
bir şekilde yanıtladıkları varsayılmıştır.
2. Araştırmada kullanılan kaynakların yeterli olduğu varsayılmıştır.
3. Seçilen örneklemin evreni yansıttığı varsayılmıştır.
4. Araştırmacı tarafından hazırlanan ve kapsam geçerliliği konu alanı uzmanlarınca
kontrol edilen anket ve ölçek sorularının amaca uygun olduğu ve ölçmek isteneni
ölçtüğü varsayılmıştır.
1.6.Tanımlar
Ortaokul: İlkokula dayalı dört yıllık eğitim-öğretim veren gündüzlü ve pansiyonlu
ilköğretim kurumudur ( Katmer, 2013).
Medya: Büyük iletişim ve yayın organlarının bütününe verilen ad. İletişim ortamı, iletişim
araçları, kitle iletişim araçlarının tümü. Gazete, dergi, televizyon, radyo, internet vb. kitle
iletişim araçlarının ortak adı (Türk Dil Kurumu’ ndan aktaran Özsoy, 2007).
Spor: Bireyin fizyolojik ve psikolojik yönden sağlığını geliştiren, sosyal davranışlarını
düzenleyen, zihinsel ve motorik belirli bir düzeye getiren biyolojik, pedagojik ve sosyal bir
olgudur. Diğer bir ifadeyle spor, bireyin fikir, ruh ve bedenen gelişmesini ve bu öğeler
arasında koordinasyonu ve sosyalleşmeyi sağlayan bir olgudur (Yetim, 2011).
Spor basını: Konu ve içerik olarak tüm boyut ve yönleri ile sporu işleyen, spor
etkinlikleri, organizasyonları, uygulayıcıları ile ilgili haber, olay ve olgulardan ilgili
kitlesini haberdar eden, bunlarla ilgili spor basını çalışanlarınca hazırlanmış haber, bilgi,
5
yorum ve fotoğraf, grafik, info-grafik gibi görsel malzemeler yayımlayan basın türüdür
(Kaya, 2000).
Yöneltme (Yönlendirme): Yöneltme (yönlendirme), temelde öğrencinin eğitim süreci
içinde bireysel ve toplumsal ihtiyaçlar çerçevesinde yönlenmesine yardımcı olmak,
kendisini bütünlüğü içinde tanımasına, kararlar vermesine ve geleceğini planlamasına
yönelik bilimsel hizmetleri, süreklilik içinde öğrenciye vermek için düzenlenen
etkinliklerin tümü olarak tanımlanmaktadır (Demirci, 1994).
6
BÖLÜM II
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Bu bölümde “iletişim”, “kitle iletişimi”, “kitle iletişim araçları”, “spor ve medya ilişkisi”
incelenmiştir. Burada araştırmanın önemi ve amaçları doğrultusunda yapılan literatür
çalışması yansıtılmıştır.
2.1. İletişim
İletişim kavramı, İngilizce' deki communication kelimesinin Türkçe karşılığı olarak
kullanılmaktadır. Latince kökenli olmakla beraber, yaygın olarak kullanılan kelime,
Türkçe’ ye İngilizce’ den girmiştir. “Commun” kökünden türeyen kelime; ortaklaşa, ortak
kılmak, ortak kullanmak gibi anlamlara gelmektedir (Erdem, 2006).
İletişim; süreç, etki, düşünce, haber, duygu, ifade, anlam, mesafe, temel eğitim becerileri
gibi birçok kavramı içeren karmaşık ve çok boyutlu bir süreci kapsamaktadır. İletişim,
sadece eğitim ve psikolojinin konusu değildir. Uygulayıcılar, yönetim kuramcıları,
sosyologlar, siyaset bilimcileri ve iktisatçılar iletişimle yakından ilgilenmişlerdir. İletişim,
psikoloji, sosyoloji, dilbilim, felsefe ve edebiyat gibi pek çok disiplin ile ilişki içindedir.
Bu nedenle iletişim konusu çok geniş bir alanı kapsamaktadır (Arabacı, 2011).
Bu haliyle çok yaygın ve hemen hemen tüm disiplinlerce kullanılır bir özelliğe sahip
olması, iletişim kelimesinin tanımlanmasında birliğe ulaşılmasını zorlaştırmaktadır. Zaten
iletişimi anlatmaya yönelik tanımların çokluğu da bu durumu doğrulamaktadır. Bu
tanımlar:
Baker Brownell iletişimi; dolaylı ve dolaysız diye ikiye ayırmış ve dolaylı iletişimi
“bireyin simgelere dönüştürülüp bir kişiden bir başkasına iletildiği bir süreç”, dolaysız
7
iletişimi ise “kişilerin birbirleriyle özdeşleşmeleri” diye tanımlamıştır. Jurgen Reusch ise
iletişimi; kişilerin birbirleriyle etkilemesini sağlayan tüm süreçlerdir. Colin Cherry,
iletişimin temelde toplumsal bir olgu olduğunu, varolan kural dizilerine uyarak yaşama
biçimleriyle davranış öğelerinin paylaşılması anlamına geldiğini ifade etmektedir. Charles
Cooley için iletişim, insan ilişkilerinin varolmasına ve gelişmesine yarayan mekanizmadır.
Ruben' e göre iletişim; ister bilgiyi yaymak, ister eğitmek, ister eğlendirmek, ister
etkilemek ya da yalnızca anlatmak olsun, bilgiyi vermeye ilişkindir. Gabriel Rodriques için
iletişim; salt bilgi ya da ileti göndermeyi kapsamaz, birlikte çalışan kişilerin etkinliklerini
de koordine eder. Cüceloğlu iletişimi, insanların günlük yaşamdaki sorunlarını
çözümlemek için kullandıkları düşünce alış-verişi olarak tanımlamıştır. Usluata’ ya göre,
iki yönlü süreç olarak iletişim, haberi, düşünceleri paylaşma ya da değiş tokuş etkinliği;
bilgi, haber, düşünce ya da görüş alış-verişidir. Dökmen’ e göre iletişim, katılanların bilgi
ya da sembol üreterek birbirlerine ilettikleri ve bu iletileri anlamaya, yorumlamaya
çalıştıkları süreçtir. Berko, Wolwin ve Wolwin’ in tanımına göre iletişim, duyguların ve
fikirlerin sözel veya sözel olmayan yollarla ifade edilip aktarıldığı, alındığı ve
yorumlandığı bilinçli veya bilinçsiz, amaçlı veya amaçsız bir süreçtir. Oskay’ a göre
iletişim, birbirlerine ortamlarındaki nesneler, olaylar, olgularla ilgili değişimleri haber
veren, bunlara ilişkin bilgilerini birbirine aktaran, aynı olgular, nesneler, sorunlar
karşısında benzer yaşam deneyimlerinden kaynaklanan benzer duygular taşıyıp bunları
birbirine ifade eden insanların oluşturduğu topluluk ya da toplum yaşamı içinde
gerçekleşen tutum, yargı, düşünce ve duygu bildirimleri olarak tanımlanabilir. Demiray’ a
göre iletişim, düşünce ve duyguların, bireyler, toplumsal kümeler, toplumlar arası söz, el
ve kol hareketi, yazı, görüntü gibi kanallar aracılığı ile değiş-tokuş edilmesini sağlayan
toplumsal bir etkileşim sürecidir (Özbey, 2011; Arabacı, 2011).
Bu tanımların yanı sıra, yazılı kaynakların taranması yöntemiyle yapılan bir araştırmada
iletişim sözcüğünün 4560 kullanımı derlenmiş ve daha sonra 15 anlamı belirlenmiştir:
1. Düşüncenin sözel olarak (konuşma ile) karşılıklı değiş tokuşu
2. İki kişinin birbirini anlaması, insanın karşısındakine kendisini anlatabilmesi
3. Organizma düzeyinde bile olsa ortak davranışa olanak veren etkileşim
4. Bireyde benlikle ilgili olarak belirsizliğin azaltılması
5. Duyguların, düşüncelerin, bilgi ve becerilerin aktarılma süreci
8
6. Bir kişi ya da bir şeyin başka bir kişiye/bir şeye içinden aktarımla, değiş-tokuşla
dönüşme, değişme süreci
7. Yaşayan bir evrenin parçalarının ilintilenmesi, bağlantılarının kurulması süreci
8. Bir kişinin tekelinde olanın başkalarıyla paylaştırılması, başkalarına aktarılması
süreci
9. Askeri dilde iletinin (komutun) gönderilmesi ile ilgili araç usul ve teknikler
10. İletiyi akanın belleğinin iletiyi gönderenin beklentisine uygun yanıt verecek
biçimde uyarılması
11. Organizmanın ortamdaki uyarıya verdiği fark edilir yanıt, ortamdaki değişime
uyarlanma yanıtı: Bu yanıtla diğerini etkileme
12. Kaynaktan çıktında sonra iletiyi alan için bir uyaran olan davranış
13. Kaynağın karşı tarafı etkilemeyi amaçlayan davranışı
14. Belli bir konumdan, yapıdan bir diğerine geçiş süreci
15. Güç(iktidar) kaynağı olarak kullanılan mekanizma (Zıllıoğlu, 2010).
2.2. İletişim Süreci ve Temel Öğeleri
İletişim sürecini oluşturan temel öğeler şu şekildedir: Kaynak ya da gönderici, İleti
(Mesaj), Kodlama- Kod Açma, Kanal, Alıcı, Mesajı Algılama- Filtre Etme, Geribildirim
(Dönüt).
2.2.1. Kaynak
İletişimin kaynağında bulunan ve mesajı hazır hale getirerek hedeflenen alıcıya gönderen
kişi, kurum ya da aygıta kaynak denir (Arabacı, 2011). Gönderici mesajın kaynağı,
iletişimin başlatıcısıdır. Gönderici iletişimi başlatan veya iletiyi gönderendir. Gönderici
olmadan iletişim kurulmaz. İletişimde en önemli sorumluluk göndericiye aittir; çünkü
iletişim sürecini başlatan ve mesajı kodlayarak gönderen odur. (Preston’ dan aktaran Tutar,
Yılmaz ve Eroğlu, 2012). İletişim ilk önce göndericinin zihnindeki düşüncelerle ortaya
çıkar. Kaynak, sahip olduğu tecrübe ve bilgilere göre, bir mesaj oluşturur; yani mesajı
iletmeden önce onu “kod” lar. Bir düşünceyi formüle eder ve mesaj halinde kanalı
kullanarak alıcıya gönderir.
9
İyi bir iletişim için kaynağın taşıması gereken bazı özellikler vardır. Bu özellikleri kısaca
şu şeklide belirtebiliriz:
1. Kaynak bilgili olmalıdır.
2. Kaynak kodlama özelliğine sahip olmalıdır.
3. Kaynak düzlem ve rolüne uygun olmalıdır.
4. Kaynak tanınmalıdır.
Buna göre kaynağın temel görevi, mesaj alıcıya doğru şekilde ulaştırmak ve mesaj kendi
algıladığı biçimde anlaşılmasını sağlamaktır. Bu nedenle kaynak; bilgili, becerikli, yaratıcı,
iyi niyetli, samimi, paylaşımcı, doğal, empatik, dikkatli vb. daha birçok olumlu özelliklere
sahip olmalıdır (Kırmızı, 2003). Kaynağın etkin bir iletişim kurabilmesi için alıcının içinde
bulunduğu durumu algılayıp mümkün olduğu kadar çok duyusuna hitap etmelidir.
2.2.2. Mesaj (İleti)
Mesaj, iletişim sürecini başlatan kaynağın alıcıya ulaştırırken kullandığı sembol ve
işaretlerdir. Mesaj, anlamı olan ve kaynak tarafından alıcıya ulaştırılmak üzere özel olarak
kodlanmış sembollerdir. Kaynağın gönderdiği mesaj ile alıcının algıladığı mesaj arasında
anlam aynı olmalıdır. Anlamın kaynak ve alıcı arasında farklı düzeylerde algılanması
iletişimin etkinliğini azaltır (Sağbaş, 2013).
Mesaj, kaynak birim tarafından tasarlanarak hedef birimin algılayabileceği bir biçime
dönüştürülür ve uygun bir kanalla hedef birime gönderilir. Hedef birim ise, kendisine gelen
mesajı alarak çözümler ve yorumlar. Hedef birim, kaynak birim konumuna geçtiği zaman
da bu süreç tekrar edilir. İletişim etkinliğinde mesaj ne kadar sınırlı olursa, geri bildirim de
o kadar az olacaktır. Bu nedenle iletişimde, mesajın istenilen amaca ulaşabilmesi için,
hedefin dikkatini çekecek şekilde düzenlenmiş olması gerekir. Karşı tarafın kabul ve
anlayışını sağlamak için mesajın çok açık ve anlaşılır olması gerekmektedir (Arabacı,
2011).
Mesajın, etkin iletişimi sağlayabilmesi, başka bir deyimle, hedefin olumlu geri bildirimde
bulunmasını sağlayabilmesi için, taşıması gereken bazı şartları vardır. Bu şartlar şunlardır:
10

Hedefin, bilgi, düşünce ve deneyimlerine uygunluk,

Hedefin tutum, inanç ve değer yargılarına uygunluk,

Hedefin ihtiyaç, istek ve amaçlarına uygunluk,

Hedefin ilgi alanlarına uygunluk,

Hedefin toplum içindeki rollerine ve konumuna uygunluk “göstermelidir (Tutar vd,
2012).
2.2.3. Kodlama- Kod Açma
Bilginin, düşüncenin, duygunun iletime uygun, hazır bir mesaj haline getirilmesine
kodlama denir. Kaynağın aklından geçirdiği, düşünceler alıcının anlayabileceği simgelerle
kodlanarak, mesaja dönüştürülür. Kaynağın mesajı kodlaması, aynı zamanda onun
tecrübelerini de kapsar. Kodlama, mesajın gönderileceği ortamın seçimi ile de ilgilidir.
Kişilerin arkadaşlarıyla günlük konuşmaları, resmi toplantı konuşmaları veya teknik bir
konuda konuşmaları, hep ortama bağlı değişik konuşma yöntemlerini gerektirir ve bu
konuşmalar ortamına göre kodlanır. (Tutar vd, 2012).
İletinin kodlanması: Çok kısa, çarpıcı, dikkat çekici, kolay, akılda kalıcı olmalıdır (Mutlu,
2004). İletişim sürecinin beklenen biçimde sonuçlanabilmesi için gönderici ve alıcı
arasında ortak işaret sisteminin, yani ortak kodların kullanılması önemlidir (Güngör, 2013).
2.2.4. Kanal
Kanal, kodlanmış iletilerin alıcı kişi ya da gruba ulaşmasını sağlayan aracılardır. İletişimde
kanal, duyu organlarını kullanarak mesajın iletimini sağlayan yapılardır. Araç ise, iletileri
kanalları kullanılarak mesajın sembol ve işaretlere dönüşümünü sağlayan fizik ve teknik
aracıları kapsar. Kanal:

Işık dalgaları,

Radyo dalgaları,

Ses dalgaları,

Sinir sistemi gibi mesajı taşıyan araçlardır (Sağbaş, 2013).
Sağlıklı ve etkili bir iletişim için, mesajın gönderileceği kanal ile ilgili seçim yapılırken,
hedef birimin özelliklerinin dikkate alınması gerekir. Bir mesaj; görme, işitme, dokunma,
11
koklama ve tat alma gibi duyu organlarından biri ya da birkaçı ile sunulabilir. Etkili bir
iletişim, kullanılan kanal sayısının artırılması ile mümkündür ancak önemli olan çok kanal
kullanmak değil, iletişim etkinliğini sağlayacak kanal veya kanalları seçmektir. Bu nedenle
mesaj; görme, işitme, dokunma, koklama, tat alma duyu organlarının birkaçına birden
hitap edecek şekilde seçilir (Arabacı, 2011).
2.2.5. Alıcı (Hedef)
Bir iletişim sürecinde alıcı, kaynaktan gelen mesajları alıp yorumlayan ve bunlara sözlü,
sözsüz tepkide bulunan birey ya da gruplardır. Alıcıların sayısı ister bir kişi, ister yüz kişi
olsun mesajların farklı algılanabilme olanağı bulunmaktadır. Etkili ve başarılı bir iletişim
için kaynak tarafından çeşitli biçimlerde kodlanarak gönderilen mesajın, alıcı tarafından
amaca ve niyete uygun bir şeklide anlaşılması gerekir. Başka bir deyişle, alıcının aldığı
mesajın algılanması ve çözümlenmesi sonucunda ortaya çıkan bilgilerin, fikirlerin,
duyguların, olayların ve kanaatlerin kaynağını kodlarken zihninde tasarladığı anlamla aynı
olması gerekir.
Başarılı bir iletişim, ancak göndericinin doğru şekilde kodlayıp doğru kanalla gönderdiği
mesajı aynı şekilde alıcı tarafından doğru algılanması ve mesaj doğru anladığı, geri
bildirimle kaynağa aktarmasıyla gerçekleşebilir. Bunun daha açık şekli, “beş alıcı tepkisi”
olarak ifade edilir. Bunlar: Alma, anlama, algılama, kabul, eylem ve geri bildirimdir. Buna
iletişimin beş kuralı da denilmektedir (Kırmızı, 2003).
2.2.6. Mesajı Algılama- Filtre Etme
İletişimde mesaj gönderen kişi, göndereceği mesajı kodlarken, nasıl daha önceden edindiği
bilgileri kullanmakta, bunları kendi amaçlarına, değer yargılarına ve inançlarına göre
yorumlamaktaysa, alıcı da aynı şekilde bir davranış gösterecektir. Algılama, zihinle ve
duygularla ilgili bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Duyu organlarına ulaşan bilgiler tek
başlarına bir anlam taşımazlar. Alıcının kavrayabileceği anlamdan daha fazla mesajın
iletilemeyeceğinden hareketle, her iki tarafın da bilgi birikimlerinin eşdeğer bir düzeyde
olması, etkili iletişimde önemli bir rol oynamaktadır (Mısırlı, 2013).
12
2.2.7. Geri Bildirim (Dönüt)
Geri bildirim, kaynaktan gelen uyarıcıya karşı alıcının tepkide bulunmasıdır. Geri bildirim,
kaynağın gönderdiği sözlü ya da sözsüz mesajların alıcı üzerinde ne derece etkili olduğu
konusunda bilgi verir. Geribildirim sayesinde alıcı, kendini detaylı olarak ifade eder ve
kaynağın kendini ifade ederken daha seçici olmasını sağlar (Sağbaş, 2013).
Geri bildirim, mesajın içeriğine göre olumlu ve olumsuz olmak üzere iki kısma ayrılır.

Olumlu Geri Bildirim: Bir davranışı zaten ilerlemekte olduğu yönde destekleyen
ya da pekiştiren geri- beslemedir.

Olumsuz Geri Bildirim: Kaynağa, mesajın amaçlandığı şekilde alınmadığını
bildirmek suretiyle, düzeltici bir işlev gören geri bildirimdir.
Geri bildirimin sahip olması gereken özellikler şu şekilde sıralanabilir:
1. Kullanışlı olmalıdır. Mesajı alan, göndericiye geribildirim sağlarsa, geribildirimin
etkisi muhtemelen yapıcı olacaktır.
2. Değerlendirici olmaktan çok tanımlayıcı olmalıdır.
3. Genel olmaktan çok belirli olmalıdır. Alıcının cevabının belirli noktalara olması
geribildirimi daha etkili yapar.
4. Zamanlaması iyi olmalıdır. Geri bildirimin alımı, onun meydan geliş şeklinden
etkilenmektedir.
5. Boğucu olmamalıdır. Sözlü iletişim büyük oranda belleğe bağlıdır. Yüksek
miktarda bilgi yüklenildiği zaman, sözlü geribildirim yazılı geri bildirimden daha
az etkilidir. Konuşmacının mesajı çok uzun ve karmaşık olursa kavrama düzeyinin
alacağı açıktır (Hellriegel, Jackson ve Slocum, 2002).
2.3. İletişim Türleri
Genel olarak iletişim türleri; sözlü, sözsüz ve yazılı iletişim olmak üzere üç biçimde
gerçekleşir.
13
2.3.1. Sözlü İletişim
İnsanlar arası iletişimde sözlü iletişimin önemli bir yeri vardır. Bu iletişim türünde en etkili
araç ise dildir. Sözlü iletişim, konuşma dili olarak da adlandırılır. Dil bir simgeleştirme
sürecidir ve simgesel kodlarımızın temellerini oluşturur. Dil toplumsal ve kültürel bir
etkinliktir. Bu nedenle bir dilin yapısı ve sözcük dağarcığı kültürel sistemle yakından
ilişkilidir. Buna bağlı olarak da dil, bireyin dünyayı algılayışında önemli rol oynar. Dilin
yapısı- grameri ve kavram dağarcığı-düşünce davranışlarımızı kesin bir biçimde
belirlemese de, belli seçim eğilimlerimizi gösterir. Çünkü dil, dünyaya bakışımızın ve
yaşantılarımızı yorumlayışımızın özel bir biçimidir (Gürüz ve Yaylacı, 2004).
Konuşurken, dinlerken, düşünürken, yazarken kısaca iletileri anlamlandırırken sürekli dili
kullanırız. Konuşma bireysel, dil ise toplumsal ve kültüreldir. Sözlü iletişim ister
doğrudan, isterse radyo, televizyon, gazete, dergi, telefon gibi araçlarla gerçekleşsin, dil ile
gerçekleşir. Bu bağlamda, sözlü iletişimin en temel öğesi, konuşulan ya da yazılan dildir
(Anıl, 2010).
Dil ve dil ötesi adı verilen iki kavram sözlü iletişimi oluşturmaktadır, karşılıklı konuşma
eylemini gerçekleştiren insanlar, dille iletişim sürecini gerçekleştirmektedir. Dille
iletişimde kişiler, kullandıkları sözcüklerle içeriği anlamlandırır. Dil ötesi iletişim, sesin
hızı, şiddeti, vurgusu gibi ifadelerle ilgilidir. İnsanlar günlük yaşamda kullandıkları
kelimeler yanında sesin tonu ve vurgusu ile de cümlelere anlam yüklemektedir. Konuşma
sırasında yüksek sesle konuşmamız, sesimizin duygulu olduğumuz anlarda konuşurken
titremesi dil ötesi iletişime örnektir (Dökmen, 2008).
En etkili iletişim yolu sözlü iletişimdir. Bunun nedeni sadece duymakla kalmayıp,
göndericinin duygu ve düşüncelerini açıklayan jest ve mimik hareketlerini de
görebilmesidir. Ayrıca anlaşılmayan yerleri sorarak kısa zaman içinde geri bildirim
sağlanabilir. Sözel iletişimde kelimelerin yanında iletişim süreci içerisinde bulunan
kişilerin beden dili de oldukça önemlidir. Zira iletişim süreci içerisinde bireylerin yapmış
olduğu davranışlar iletişimin yönünü, akışını belirli ölçüde etkilemektedir (Ada-Baysal,
2010).
14
Sözlü iletişimin pek çok avantajı vardır Bu avantajlar:

Verilen haberin anlaşılma derecesi denetlenebilir.

Soru sorulabilir.

Verilen cevaplar kontrol edilebilir.

Anlaşılmayan konulara açıklık getirilebilir.

Eş zamanlı olarak geri bildirimde bulunulabilir.

Sözlü iletişimin bazı sakıncaları da vardır.

Söylenen kelimenin yazıyla ifade edilen bir kelimeye oranla, yanlış anlaşılma
ihtimali daha yüksektir.

Planlar, politikalar ve stratejilerle ilgili kalıcı ve uzun süreli iletişimler için uygun
bir iletişim yöntemi değildir.

Alınan sözlü mesaj, zamanla ya tamamen ya da kısmen unutulur veya değişikliğe
uğrar (Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemini Güçlendirme Projesi, 2011).
2.3.2. Sözsüz İletişim
Sözsüz iletişim, insanlar arasında konuşma dışındaki araçlarla gerçekleşen iletişim
biçimidir. Sözsüz iletişim, jest, mimik, göz teması gibi beden dili unsurlarıyla
gerçekleştirilir ve göndericinin alıcıya ilettiği mesajın içeriği ile birlikte, hissettiği
duygularını vücut hareketleriyle pekiştirmek amacıyla kullanılır. Sözlü mesajların ve
sözsüz mesajların birbirleri ile çelişmemeleri ve birbirlerinin anlamlarını güçlendirmeleri
durumunda iletişim kolaylaşır. Sözsüz iletişim, çoğu kez alıcı üzerinde sözlü iletişimden
daha fazla etki bırakır. Ancak bu yönü ile sözsüz iletişim, iletişim etkinliğinde, sözlü
iletişimden daha fazla soruna neden olabilir. İletişim sürecinde beden dili, ses ve
sözcüklerin etkilerini ortaya çıkarmak için yapılan bir araştırmada, %55 beden dili, %38
ses tonu ve sesin biçimi, %7 ise sözcüklerin etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu
sonuçlar, iletişim sürecinde söylenenlerden daha çok, beden dilinin, bir başka ifade ile
sözsüz iletişimin etkili olduğunu ortaya koymaktadır (Arabacı, 2011).
Sözsüz iletişim “beden dili” olarak da bilinir. Sözlü iletişimde olduğu gibi sözsüz iletişim
yoluyla da kişi birtakım anlamları karşı tarafa iletebilir. İletişim sürecinin çok önemli bir
yönü olan sözsüz iletişimde, yüzdeki anlamlar, mimikler, göz hareketleri, kişinin duruş
15
biçim, giyinmesi, özellikle sesinin tonu gibi nitelikler sözsüz ileti kaynakları olarak
kullanılmaktadır (Özgüven, 2004).
Sözsüz iletişimin özellikleri ise şu şekilde açıklanır:

Sözsüz iletişim etkilidir. İnsanlar duygularını birbirlerine ulaştırmakta genellikle
zorluk çekerler. Sevgiyi, sevinçleri, üzüntüleri, öfkeyi çoğu zaman sözlü olarak dile
getirmeyiz, fakat bu duyguları yüz ifadelerimiz hal ve hareketlerimiz, karşı tarafa
daha gerçekçi ve etkileyici olarak aktarır.

Sözsüz iletişim sözel içeriği daha iyi yansıtır. Görsel iletişim genellikle sözlü
iletişimin yorumlanmasında, başka bir ifadeyle sözel mesajların ne demek istediği
konusunda ipuçları verir.

Sözsüz iletişimde belirsizlik düzeyi fazladır. Bir köşede yalnız başına oturan bir
arkadaşınızın neden o şekilde oturduğunu anlamaya uğraştığınız zaman aklınıza
birçok değişik fikir gelebilir. Bu belirsizliği ortadan kaldırmak için o kişiyle
konuşmak ve sözsüz iletişimi sözlü iletişimle birleştirmek gerekecektir.

Sözsüz iletişim sözel içeriği daha iyi yansıtır. Görsel iletişim daha çok sözlü
iletişimin
yorumlanmasında,
başka
bir
ifadeyle
sözel
mesajların
anlamlandırılmasında ipuçları verir (Kovancı, 2001).
2.3.3. Yazılı İletişim
Verilmek istenen mesajların, sözcük ve sembollerin yazılı bir biçimde iletilmesini sağlayan
iletişim türüne yazılı iletişim denir (Adıgüzel, 2005). Yazılı iletişim, insanın zaman ve
mekândaki iletişim sınırlılıklarını genişletmede en etkin ilk iletişim biçimidir.
Zamanımızdan beş bin yıl önce bulunan yazı, insanoğlunun kültürel evriminin yönü ve hızı
üzerinde son derece etkili olmuş bir iletişim aracıdır. İnsanlar arası ilişkilerde ve iletişimde
hem bağlayıcı, hem de güvenlik sağlayıcı bir özelliğe sahip olan yazı, başkalarına
ulaştığında yadsınamaz bir gerçeklik kazanır. Diğer yandan ortam, zaman ve mekân gibi
öğelerin sözlü iletişime getirdiği sınırlılıklar da yazılı iletişimde aşılır ve okuyucuya,
yazının içeriği üzerinde derinlemesine düşünebilme olanağını sağlar (Zıllıoğlu, 2003).
Yazılı iletişim, mektuplar, her türlü raporlar, makaleler, kitaplar, notlar ve tutanaklar, basın
bildirileri, mektuplar, bültenler, dergiler, gazete, el ilanları, billboardlar ile el yazısı,
16
bilgisayar ve diğer iletişim ağları gibi elektronik ve yazılı ortamla gönderilen her türlü
yazılı iletileri ifade eder. Bu bağlamda yazılı iletişimle, toplumlar sözel iletişim
döneminden yazılı iletişime geçerek geçmişten geleceğe birer köprü oluşturmuşlardır.
Bu açıdan yazılı iletişim, bir toplumun hafızasıdır. Yazılı iletişim, geçmişte yaşananların
aktarımını sağlar. Bununla birlikte geçmişin analizini yapma ve buradan hareketle geleceğe
yönelik mantıklı ve tutarlı yorumlarda bulunma imkânı sağlar. Yazılı iletişim, sözlü
iletişime göre daha zahmetli ve zaman alıcı bir işlemdir. Bu sebeple -daha geri planda olsa
da-, bazen dile getirilmek istenmeyen sözlerin daha rahat ifade edilmesini sağlamasından
dolayı bireyler ve toplumlar arası iletişimde önemli bir yere sahiptir (Sağbaş, 2013).
Yazılı iletişimin, iletişimde önemli bir yere sahip olmasının ve tercih edilmesinin
nedenlerinden bazıları aşağıda verilmiştir:

Yazılı belgenin arşiv değeri olduğu için daha kalıcıdır.

Mesajlar bu yolla bütünlük içinde iletilir.

Daha resmi bir özelliğe sahiptir.

Zaman darlığı nedeniyle ulaşılamayan yerler için yazılı yazılı iletişim tercih
edilebilir.

Yazılı iletişimde sözlü iletişimin aksine mesajın daha açık hale gelebilmesi için
üzerinde değişiklikler yapılabilir.

Yazılı mesajlar, göndericinin konuyla daha yakından ilgilendiğini gösterir (Polat,
2009).
2.4. Kitle İletişimi
Kitle iletişimi, iletileri gönderen birey, kurum, kuruluş, örgüt veya grup ile iletiyi alan
okuyucu ya da izleyiciler arasında süre giden bir süreç, ya da, içinde hedef kitlece
algılanan anlamların yaratıldığı olaylar dizisinin bir akışıdır. Bir başka tanımla kitle
iletişimi bilgilerin veya sembollerin insan, grup, kurum veya kuruluş tarafından üretilmesi,
kitleye aktarılması ve onlar tarafından yorumlanması sürecidir. İletiler, kitle iletişim
aracının türüne göre kodlanır; neyi nasıl söylediklerine göre tanımlanır; nasıl
açımlandığına göre de algılanır. İletişim fiziksel ya da toplumsal bir bağlamda sürdürülür
(Tutar ve Yılmaz, 2005).
17
Kitle iletişimi, bir kitlesel araçla, söz gelişi televizyon, gazeteler, duvar panoları veya
sinemalarla dolayımlanan iletişimdir. 1940’ ların başında Harold D. Laswell, siyasal erk ve
propaganda üstüne yaptığı çalışmalarda ilk kez ‘kitle iletişim terimini kullanmıştır. Bu
terimin amacı toplumun örgütlenmesini yöneten modern koşulları belirtmek ve siyasal
karar
alma
süreçlerinde
bürokrasilerle
onların
iletişim
teknolojilerinin
rolünü
vurgulamaktı. Kitle iletişimi, psikoloji, sosyoloji, siyaset bilimi ve ekonomi gibi diğer
sosyal davranış biçimlerine göre daha yeni ve disiplinler arası bir alandır (Sarı, 2006).
Kitle iletişimi medyayı kullanarak kitle ile iletişimi ima eder, fakat bu kesinlikle kitlelerin
kitlelerle iletişimi olarak anlaşılmamalıdır. Çünkü kitle iletişimiyle siyasal ve ekonomik
güç sahipleri kitlelerle karşılıklı iletişimde bulunmaz, kitlelere paketlenmiş enformasyonla
yönetici amaçlarını iletirler. Egemen güçler kitle iletişimini ‘söylemek’ için kullanırlar,
‘dinlemek’ için değil. Kitle iletişimi yönetici sınıfların veya egemen güçlerin tek yönlü
olarak, yukardan aşağı, kitleye doğru yaptıkları iletişimdir. Bir başka deyimle, kitle
iletişimi belli bir siyasal ve ekonomik sistemin pazarlaması ve satışıdır. Bu satış
enformasyon, eğlence, spor, film, açık oturum, çocuk programları gibi çeşitli
anlamlandırmalar örtüsüyle birlikte veya bu örtü altında verilir. Kitle iletişimi söyler,
konuşur, fakat cevap izni vermez. Cevap ‘depolanmış’ geri-iletişimdir. Bu da kendini
siyasal ve kültürel alanlarda bağnazlıkların taze enformasyonla beslenmesi, ekonomik
alanda satın almaya ve tüketime yöneterek kitle tüketim kültürünün teşviki olarak sonradan
kendini gösterir (Mutlu, 1998).
Kendi içinde göreceli olarak az farklılaşmış bir topluluğa yönelik bilgi ve anlam aktarımı
olarak tanımlanan, haber verme, propaganda, reklam ve eğitim gibi çok değişik işlevler
taşıyan kitle iletişimi, iletinin bir ya da daha çok kitle iletişim araçları (gazete, radyo,
sinema, televizyon, dergi ve kitap) aracılığıyla bilinmeyen bir kitleye (dinleyici/okuyucu/
izleyici kitlesine) iletilmesidir. Bu temelde tek yönlü bir iletişimdir (Tutar ve Yılmaz,
2005).
Kitle iletişiminde kullanılan araçlar (medya) ise genellikle radyo, TV ve basındır. Sinema
ve plak endüstrisi de bu tanım içine sokulur, fakat ikinci planda bırakılır. Gerçek anlamıyla
kitlelerin birbiri arasında ikili iletişim için kullandıkları telefon bu medya içine sokulmaz
(Erdoğan, 2009).
18
2.4.1. Kitle İletişiminin Özellikleri
Kitle iletişimi, psikoloji, sosyoloji, siyaset bilimi ve ekonomi gibi diğer sosyal davranış
biçimlerine göre daha yeni ve disiplinler arası bir alandır. Kitle iletişimi tek başına bir
kuram olamayacak kadar karmaşık olsa da toplumsal kuram ve eleştirel kuram, kitle
iletişiminin kapsamını belirlemeye en çok yaklaşan kuramlardır (Işık, 2010).
Kitle iletişiminin başlıca özellikleri ise şu şekildedir:
1. İzleyici kitle geniştir, yalnızca belirli bir gruba değil, yerel, bölgesel, ulusal,
uluslararası topluluklara seslenir. İzleyici kitle çeşitli toplumsal kümelerden gelen
ve değişik niteliklere sahip insanlardan oluşan bir topluluktur.
2. İzleyici kitle kimliksiz bir topluluktur, dernek, okul, iş yeri gibi belirli toplumsal
kimliklerin birleştirici özelliklerini içermez.
3. Kitle iletişimi kamusaldır, içeriği herkese açıktır, üyelik esasına göre işlemez.
4. Kitle iletişim araçları kaynaktan uzak bulunan, birbirlerinden de ayrı olarak
konumlanmış çok sayıda insanla aynı anda ilişki kurabilir, aynı andalık özelliği,
coğrafi sınırları aşar.
5. Kitle iletişimi karmaşık biçimsel kurumları gerektirir, kamusal ve tecimsel yayın
kuruluşlarının düzenlenişinde toplumsal ve siyasi yapı gözetici ve belirleyicidir.
6. İletişimciyle izleyici kitle arasındaki ilişki izleyici kitlenin kişisel tanışıklığı
olmayan, profesyonel iletişimci rolündeki kişiler aracılığıyla kurulur, gazeteci,
reklamcı, editör, programcı, yapımcı gibi yayın mutfağında olan ve iletişim
bilgilerini iletilebilir mesajlara dönüştüren karar vericiler izleyici kitle tarafından
tanınmadığı gibi, sunucuların görünen kimlikleri ile gerçek kimlikleri arasında da
farklılıklar vardır.
7. Kitle iletişiminde, iletişimin geri döndürülmesi olanaksız şekilde tek yönlüdür ve
izleyici kitlenin anında yanıt verme olasılığını fiilen dışlamaktadır.
8. Araçların doğaları karşılıklılığa izin verecek biçimde planlanabileceği halde, bu
akan iletişimin denetlenebilirliğini ortadan kaldıracağı için dışlanır.
9. Okuyucu mektupları, stüdyo katılımcıları, görüş beyan etmeler, vb. kitle iletişim
sahnesine karar vericilerin düzenlemesiyle alınır.
10. Kitle iletişim araçlarının ürünleri fiziksel ve parasal anlamda halkın çoğunluğu için
kolayca elde edilebilir ürünlerdir. Ancak elde edilebilirlik her zaman tam bir
19
benimsenme demek değildir. Halkın ne istediğiyle ilgili ihtiyaç araştırmaları,
ölçümler, kısa dönemde bir talep profili çıkartabilir ancak kitle iletişimde dolaşan
mesajların halkı tam anlamıyla yansıttığını söylemeye yetmez. Yine kitle iletişim
araçları fertlerin ortam amaçlar doğrultusunda hareket etmelerini sağlanması, hedef
kitlenin bilgi ve eğitiminin yükseltilmesi, kültürün tanımı ve geliştirilmesinde,
kültürel mirasın korunmasında bu araçların görev üstlenmesi, bireylere iyi vakit
geçirme eğlendirme ve toplumsal bütünleştirmenin sağlanması başlıca işlevleri
arasında sayılabilir (Yavuz, 2006).
2.5. Kitle İletişim Araçları
Medya, her türden sözlü, yazılı, basılı, görsel metin ve imgeleri içeren çok geniş iletişim
araçlarını kapsayan bir kavramdır. Bu kavramın içine gazeteler, dergiler, kitaplar, broşürler
gibi basılı, televizyon, sinema gibi görsel-işitsel ve radyo gibi işitsel kitle iletişim araçları
girmektedir. Günümüzde bu kavrama internet, billboard ve benzeri yenileri de eklenmiştir.
Her çeşit bilgiyi bireye ve topluluklara aktaran, eğlendirme, bilgilendirme ve eğitme gibi 3
temel sorumluluğa sahip görsel, işitsel ve hem görsel, hem işitsel araçların tümüne medya
diyoruz.
Mills’ e göre kitle iletişim araçları, modern toplum yaşamının aynası, Lazarsfeld’ e göre,
kitle iletişim araçları, kamuoyunu, toplumsal kuralları, bu kurallardan sapmaları göstererek
bu kuralları güçlendirme görevi görür. Lazarsfeld’ in bu görüşü, kitle iletişim araçlarının
“etki” ve “toplumsal denetim” özelliklerini ön plana çıkarır. Özellikle okuma-yazma
gerektirmeyen radyo, televizyon, vb... kitle iletişim araçlarının, az gelişmiş ya da
gelişmekte olan ülkelerde, kimi değişkenleri etki altına alabilme ve toplumu
denetleyebilme de önemli bir iletişim sağlayabileceği ileri sürülmektedir (Aziz’ den
aktaran Erdoğan, 2009). McLuhan’ a göre iletişim araçları insanlara belirledikleri
doğrultularda hizmet etmenin yanında, onların değer sistemlerini ve yaşam biçimlerini
dönüştürerek etkide bulunurlar. “Bir kültürün aktarım tarzının o kültüre etkide bulunarak
onu dönüştürdüğü” düşüncesiyle de McLuhan’ la anılan “global köy” kavramına da
ulaşılmış olunur (Alemdar’ dan aktaran Erdoğan, 2009).
Kitle iletişim araçlarının dünyada etkili olarak kullanılması yazılı basın ile başlamıştır.
Daha sonra 1930’ lardan 1950’ lere kadar radyonun etkili bir elektronik basın aracı olduğu
20
görülmüştür. Özellikle bu dönemde radyo, siyasi iktidarların propaganda aracı olarak
kullanılmış, 1950’ lerden sonra televizyon, çok hızlı bir biçimde toplum hayatı içinde
yerini almaya başlamıştır. 1990’ lı yıllarla birlikte tüm dünyada bilgisayar teknolojisinde
hızlı gelişim yaşanmıştır. Bu gelişme 90’ lı yılların sonuna doğru geniş kitleleri yeni bir
iletişim ortamıyla, internetle tanıştırmıştır.
Günümüzde toplumsal var oluşu gerçekleştirerek ortaklık yaratmak, bu var oluşu ve
ortaklığı sürdürebilmek için kitle iletişimine; dolayısıyla kitle iletişim araçlarına ihtiyaç
vardır (Sarı, 2006). Kitle iletişim araçları özellikle de televizyon, filmler, radyo fakat aynı
zamanda da dergi ve gazeteler, her gün binlerce görsel, işitsel ve sözel mesajlar
iletmektedir. İnsanlar kitle iletişim araçlarının verdiği bilgiler sayesinde bilgilenmekte ve
medyanın olaylara verdikleri önem derecelerini kabullenmeye meyilli olmaktadırlar.
İnsanlar, medyanın kurmuş olduğu gündem sayesinde olayların hangi önemde olduklarını
öğrenirler. İzleyiciler, okuyucular ve dinleyiciler, kitle iletişim araçları sayesinde sadece
kendilerini ve toplumu ilgilendiren konuların neler olduklarını öğrenmezler, aynı zamanda
kitle iletişim araçlarının bu olaylara verdikleri önemden dolayı bir soruna veya konuya ne
kadar önem vereceklerini de öğrenirler (Yaylagül’ den aktaran Özsoy, 2007).
Haber verme ve bilgilendirmeyle başlayan fonksiyonları zamanla çoğalan medya,
toplumun vazgeçilmez unsurlarından biri olmuştur (Akay’ dan aktaran Yılmaz, 2009).
Medya, toplumun üyeleri ile daha uzak, ulaşılmaz dünyanın olaylarını ve gücünü temel
bilgi olarak verecek şekilde bir bağlantı oluşturup; toplumun işlevselliğini, devamlılığını
ve modern toplumun gerekliliği olan çok sesliliği sunan araçlardır (Akdoğan’ dan aktaran
Yılmaz, 2009).
Toplumları yönlendirme, kültürü şekillendirerek yayma ve gelecek kuşaklara aktarma
noktasında büyük öneme sahip olan medya; inanç ve fikirleri ikna etmek, dikkat çekmek,
yöneltmek gibi etkiler açısından bakıldığında; çok yaygın bir biçimde gücün etkili
elemanları olarak göz önünde tutulur (McQuail’ den aktaran, Yılmaz, 2009). Günümüzde
insanlar, televizyondan gördükleri, radyodan işittikleri ve gazeteden okudukları ile iyi bir
yaşam biçimi ve toplumun politikası hakkında bilgi sahibi olmakta ve başkalarına olan
tutumlarını bu araçlara göre ayarlamaktadırlar. Diğer bir deyişle; medya, insanın dünya
görüşünü, tutum ve davranışlarını etkilemekte ve diğer bildirimler ile insanları belirli bir
21
yönde değiştirmektedir. Bütün medya araçlarındaki ortak nokta, toplumdaki insanların
düşüncelerini etkileyerek, belli bir senteze kavuşturmak ve ortak bir davranış biçimi
kazandırmaktır (Terkan’ dan aktaran Yılmaz, 2009). Medyanın bu gücü, aynı iletiyi birçok
farklı bireye, çok sayıda ve farklı mesajlarla iletebilme yetisinden kaynaklanır.
Kitle iletişim araçları, enformasyonu veren ve yayan geniş bir bilgi endüstrisinin
parçasıdır. Bu araçların görevi enformasyonu hazır, hızlı ve geniş bir şekilde sağlamaktır.
(Erdoğan ve Alemdar’ dan aktaran Özsoy, 2007). Bu görev, medyanın bireylere sunduğu
seçenekleri de artırmıştır. İnternet hemen her konuda sınırsız bilgiye erişim sağlamakta,
kitaplar geniş yelpazede her yıl yayımlanmakta, dergilerde binlerce konu başlığı olan
metinler bulunmakta, televizyon her türlü program seçeneğinin bulunduğu yüzlerce
kanaldan mesajlarını iletebilmektedir (Potter, 2008).
Kitle haberleşme araçlarının üretimi doğrudan doğruya kültürel bir olaydır. Hepsinin
temelinde yer alan yazılı metin unsuru, sesli yayınlarda konuşma unsuru ve görüntülü
araçlardaki davranış unsuru toplum fertlerinin nasıl çok yönlü bir yönlendirme ve etkiyle
karşı karşıya olduğunu gösterebilir (Doğan’ dan aktaran Yavuz, 2014).
Araştırmacılar, kitle iletişim araçlarının etki alanlarını;

Fert, grup ya da örgüt düzeyinde etkilenme,

Sosyal kurum düzeyinde etkilenme,

Toplum düzeyinde etkilenme,

Kültür düzeyinde etkilenme” olarak gruplandırmaktadır.

Kitle iletişim araçlarının etkileri fert açısından ele alındığında ise;

Bilgi ya da görüsü kapsayan etkiler,

Tavır ya da duyguyu kapsayan etkiler,

Davranış üzerine etkiler” olarak üç ana başlık altında incelenmektedir.
Kitle iletişim araçlarının etki türleri ise;

Tavır ile düşünce değişiklikleri,

Ferdî ve toplu tepkiler,

Gündem belirleme,
22

Toplumsallaştırma,

Denetim,

Gerçeği tanımlama,

Egemen ideolojinin sürdürülmesi, olarak sınıflandırılmaktadır (Sarı, 2006).
Bu bölümde medyanın yaygınlaşmasında matbaanın bulunmasının ardından toplumsal
yaşamda önemli bir yer edinen ve geçmişi uzun yıllara dayanan televizyon, gazete, radyo
ve internet olmak üzere daha ayrıntılı şekilde ele alınmıştır.
2.5.1. Televizyon
Vericiden iletilen elektromanyetik dalgaların görüntü ve ses olarak görülüp duyulmasına
yarayan araca televizyon denir. Kelime köken olarak Yunanca “uzak” anlamına gelen tele
sözcüğü ile Latince “görüş” anlamına gelen Visio sözcüklerinden türemiştir (Tekiroğlu,
2013).
“Toplumbilimcilere göre televizyon; temel yapı olarak insanoğlunun diğer insanlar
hakkında beslediği doyumsuz ve şiddetli ilgiye dayanmaktadır.” Bu tanımla beraber
televizyon, bireyler arası ilişki ve etkileşimlerle doğrudan doğruya ilgili ve bu ilişki
biçimlerinin içinde aktif bir biçimde yer almaktadır. Televizyon söz konusu ilişkiler ve
etkileşimler içinde sürekli olarak adı geçen bir aktör konumundadır. Hatta daha genel bir
tanımlamaya girersek televizyonu bu ilişkilerin tümü olarak ele alabiliriz (Cereci, 1996).
Radyo yayıncılığı tüm dünyada neredeyse aynı yıllarda başlarken, daha pahalı bir teknoloji
olan televizyon, gelişmekte olan ülkelerde Avrupa ve ABD’ye göre çok geç yayına
girmiştir. ABD’ de ilk TV yayını denemeleri 1927 yılında yapılmış (Washington’ dan New
York’ a), düzenli yayınlara ise İngiltere 1936, ABD 1939 yılında başlamıştır. ABD’nin
düzenli yayına daha geç başlamasının sebebi, daha yüksek görüntü kalitesi etme
çabalarıydı. Bu iki ülkeyi Sovyetler Birliği, Almanya ve Fransa takip etmiştir.
Düzenli yayınlar, İkinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1939–1945 yılları arasında
kesintiye uğradı. Savaşın bitimiyle televizyon hızla radyonun ve sinemanın yerini almaya
başladı. Televizyon özellikle göçmen işçi sınıfının gruplar halinde izlediği inanılmaz,
sihirli bir kutu olarak görüldü. ABD’ de yüzden fazla TV kuruluşu 1950’ lerde ülkenin
23
üçte ikisine yayın yapar hale geldi. Televizyonun ilk zamanlarında ekranda resimler ve
fotoğraflar gösteriliyor ve bunlar üzerine konuşmalar yapılıyordu. Daha sonraları
radyodaki belgeseller, haber programları, yarışmalar ve müzik revüleri televizyona
uyarlandı. 1955–1956 yılında televizyon her hafta yayınladığı drama dizileriyle tüm ülkede
büyük ilgi ve heyecan uyandırdı. Bu dizilerin en önemli yanı bir tiyatro oyunu gibi canlı
yayınlanmalarıydı (Milli Eğitim Bakanlığı, 2011). Türkiye’ de 1958 yılında İstanbul
Teknik Üniversitesi tarafından deneme amaçlı başlatılan İstanbul’ a yönelik televizyon
yayınları
düzenli
olarak
ilk
kez
1968
yılında
Ankara’da
TRT
tarafından
gerçekleştirilmiştir.
Raymond Williams, televizyonu en başta gazete olmak üzere kendisinden önce ortaya
çıkmış olan tiyatro, sinema, radyo, reklamcılık gibi kültürel etkinlik veya yeniliklerin bir
birleşimi ve gelişmiş bir hali olarak görmektedir. Televizyonun görüntü ve sesi aynı anda
iletmeye yarayan bir araç olması, bütün bu sayılan faaliyetlerinde aynı anda çok geniş bir
izler kitleye ulaşabilmesini sağladığını savunmaktadır. Williams televizyonu bir kültürel
üretim aracı olarak görmektedir. Ancak televizyonun ortaya koyduğu ürünlerin niteliği ile
sanat veya edebiyat gibi kültürel faaliyetlerden ayrılmaktadır (Williams, 2003).
Bugün en önemli kitle iletişim araçlarının başında televizyon gelmektedir. Görüntü ve
sesin birlikteliği gücüne sahip televizyon; diğer kitle iletişim araçlarına oranla, taşıdığı
mesajları kitlelere iletmede daha etkili bir konuma sahiptir ve televizyon bu gücüyle evreni
kişinin ayağına getiren bir araçtır. Her ne kadar internet kullanımı gün geçtikçe dünyanın
her yerinde giderek artsa da televizyonun bireylerde ve toplumdaki etki gücü her zaman
daha fazla olmuştur. Televizyon bazı insanlar için haber kaynağı, bazıları için boş
vakitlerini geçirdiği eğlence aracı, bazıları için de farkında olmadan maruz kaldıkları
iletişim aracıdır. TV programlarının içeriği gündelik hayattan, toplum yapısından
esinlenerek, insanları TV’ ye bağlayacak, ilgilerini arttıracak konulardan seçilmektedir
(Yavuz, 2014).
Gündemde olanı, rağbet edileni sunması bunun yanında ucuz ve kolay elde edilebilirliği
televizyona olan ilgiyi arttırmaktadır. Ayrıca televizyonun içerikse düzlemdeki çeşitliliği
toplum içinde kadın-erkek, yaşlı-genç, toplumun geneline hitap etme; farklı din ve grup
mensuplarına ve milliyetteki insanlara alternatifler sunabilme imkânı onu daha etkin
24
kılmaktadır. Bu yönden diğer kitle iletişim araçlarına göre hedef kitlesi daha amorf
(belirsiz) ve daha az seçilmiştir. Bu nedenle her kesime seslenen sınıfsız bir kitle iletişim
aracıdır (Türkoğlu’ ndan aktaran Sarı, 2006).
Televizyonu diğer kitle iletişim araçlarından ayıran temel özellikleri şöyle sıralanabilir:

İzleyicileri ekranda tutabilmek için genellikle profesyonelce kurgulanmış müzikli,
hareketli görüntüler ve canlandırma (drama) tekniği kullanılır.

Görselliğin etkili dili ile insanları ekrana bağlar. Bu özellik, televizyon bağımlılığı
sorununa da neden olabilir.

Takip edebilmek için okuma yazma gibi özel bir niteliğe gerek duyulmaz. Bu
yüzden herkese hitap edebilir.

İzleyicilerinde herhangi önemli bir niteliği gerektirmemesi sebebiyle her yaştan
insanın izlemesine imkân sağlar. Bu da, okulda ve ailede gelişimsel düzeye uygun
olarak verilmeye çalışılan tedrici eğitimi olumsuz etkileyebilir.

7 gün 24 saat yayın yapar ve günün herhangi bir saatinde takip edilebilir.

Aralıksız yayın yapmasından dolayı sık tekrarlar olur ve kaliteli içerik sorunu söz
konusudur.

Haberlerin aktarımında hız çok önemlidir. Saniyelerin bile önemi vardır. Bu yüzden
sıkça doğrulanmayan bilgilerin aktarılması sorunuyla karşılaşılır.

Anlık bir yayındır. Yayınlandığı anda anlaşılmayanın, (İnternetten arayıp bulmak
ya da yayını kayda almak gibi özel bir gayret sarf edilmezse) geri dönüp dinlenme
veya izlenme imkânı yoktur (Aydeniz, 2012).
2.5.2. Gazete
Gazeteler; politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için
yorumlu ve yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayınlardır (TDK,
2005).
Gazete; haberleri ve düşünceleri toplayan, derleyen, işleyen ve bunları başkalarına ileten
yazılı medya aracıdır (Akdoğan’ dan aktaran Koparan, 2007). Olaylar karşısında
kamuoyunu aydınlatan, yol gösteren ve aynı zamanda da kamuoyunun etkisinde bulunan
25
gazetenin diğer medya araçlarından farkı; taze ve doğru haberleri, fikir ve düşünceleri
“basılı” olarak nakletmesidir (Akdoğan’ dan aktaran Koparan, 2007). İnsanlar olayları
izleyebilmek için televizyona yönelmekte; olayları derinliğine öğrenebilmek ve önemini
kavrayabilmek için de gazeteleri okumaktadır (Yetik’ ten aktaran Koparan, 2007).
Haberleşme sadece uzak mesafeler için değil kentlerin kendi içlerinde de gerekliydi. İlk
çağ uygarlıklarında haberlerin dolaştığı ya da halka duyurulduğu agoralar, tapınaklar ve
benzeri yerler bulunmaktaydı. Örneğin eski Yunan ve Roma’ da haberler Agora ve Pazar
yerlerinde duyurulurdu. Roma’ da Acta Publica ve Acta Diuma denilen bir tür resmi
gazete, duvarlara asılarak, Romalılara okunmak üzere sunulurdu. Bu durum 15. Yüzyıldan
başlayıp 16. Yüzyıl boyunca devam eden el yazması haberlerin doğup yaygınlaşmasına ve
haber mektuplarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Haber mektuplarının 15 ve 16.
Yüzyıllarda Roma ve Yunan medeniyetlerinde iletişimin en önemli unsuru haline gelmesi
diğer Avrupa medeniyetlerinde de yankı uyandırmıştır. Avrupa’nın el yazması mektuplar
ve duvar gazeteleriyle uğraştığı haber ağı kurmaya çalıştıkları dönemde Çinliler matbaayı
bulmuş Tipao isimli bir resmi gazete yayımlamışlardır ki bu olay 618 ve 907 yılları
arasında yaşamış T’ang hanedanı döneminde gerçekleşmiştir. Çinlilerin matbaayı
buluşlarından yaklaşık sekiz yüz yıl sonra Avrupalılar matbaa ile tanışmışlardır. Gutenberg
1438’ de Strasburg’ da birbirinden bağımsız harflerle baskı yapma tekniğini geliştirmiştir.
Batıda ilk kitap 1473’ de Lyon’ da yayınlanmış ve bunu basılı haberler takip etmiştir.
Gazetenin Türkiye özelindeki tarihi gelişimine bakmak gerekirse, Türkçe ilk gazete 1828
yılında Kahire’de yayınlanmaya başlayan Vekdyi-i Misriye’ dir. Bugünkü Türkiye sınırları
içinde çıkmış ilk Türkçe gazete ise 1831’ de yayınlanan Takvim-i Vekayi’ dir. Takvim-i
Vekayi dışında 1840’ ta yayımlanmaya başlayan Ceride-i Havadis’ de yarı resmi bir
gazeteydi (Aslan, 2015, s. 28).
Basılı iletişim araçları teknolojisi, gelişim evresindeki en büyük ve kapsamlı değişimi
1980’ lerden sonra yaşamıştır. Basılı iletişim araçlarından en önemlisi olan gazeteler,
Avrupa’nın birçok ülkesinde 16. Yüzyıldan başlayarak, ülkemizde ise 1831’ den
günümüze, kitle iletişiminin temel araçlarından en önemlisi olmuştur.
Gazetecilik bir yandan halkın kamusal olaylar hakkında bilgilendirilmesi ve kamusal islere
katılması bakımından kamusal bir hizmet olarak görülmekte ama aynı zamanda da ticari
26
bir faaliyet olarak yayın hayatını sürdürmektedir (Sarı, 2006). Olay, gazeteler için
hammaddedir. Haber ise işlenmiş mamul maddedir. Gazeteler sadece göze hitap
etmektedir. Gazetelerin her sayısı yarına kalacak olan bir belgedir. Bu bakımdan istenildiği
herhangi bir zamanda yeniden okunabilir. Yeni bir iletişim teknolojisi olarak internet,
gazeteciliği birçok bakımlardan etkilemiş ve 1990’ lı yıllarda on-line gazetecilik
kavramının ortaya çıkmasına yol
açmıştır. Bugün mevcut
gazetelerin on-line
versiyonlarının yanı sıra sadece internette yayınlanan on-line gazeteler de bulunmaktadır.
Ancak gazetecilik, tıpkı televizyon gazeteciliği kavramının gösterdiği gibi, haber verme
temel işlevi bağlamında bu yeni teknoloji ile de işbirliği içinde varlığını sürdürmektedir.
Gazetenin diğer kitle iletişim araçlarından ayıran temel özellikleri şöyle sıralanabilir:

Bilgilendirici ve haber verici içeriğe sahiptir.

Köşe
yazıları, haber
analiz/inceleme
yazıları ile
yorum-düşünce ortamı
oluşturmaktadır.

Yazılı metinlere yer verilmektedir. Ancak son zamanlarda görsel kültürün hâkim
etkisiyle fotoğraf ve çizim-grafiklerin kullanımı artmış, görsel dil ön plana çıkmaya
başlamıştır.

Takip edebilmek için okumayı bilmek gerekir.

Radyo ve TV gibi kolay ulaşılabilir olmanın aksine ya gazete bayiine gidip satın
almayı ya da abone olmayı gerektirir.

Takibi belli bir eğitimsel altyapı gerektirir. Bu yüzden okuru tutmak zordur. Bu
zorluğu aşmak için kimi basın organları magazin boyutunu ön plana çıkarma
yolunu seçmektedir.

Televizyonla rekabet etme kaygısıyla eğlenceye ağırlık verilmeye çalışılmaktadır.
Bu yüzden spor, bulmaca ve magazin sayfalarının sayısı giderek artmaktadır.

Okuma eyleminin gereği olarak zihinsel uğraş ve yoğunlaşmayı sağlar.

Çocukların, gelişim özelliklerine uygun içerikle muhatap olmaları açısından en
uygun medya aracıdır.

Haberle fotoğraf arasındaki ilişkiyi değerlendirme ve düşünme imkânı vardır.

İnsanların düşünme ve bilgi edinme isteklerine hitap eder. Haz alma, rahatlama ve
gevşeme arzuları ikinci plandadır.
27

Okurun anlamadığı şeyler üzerinde düşünme ve birilerine sorma imkânı vardır.

Tekrar tekrar dönüp okuma ve üzerinde düşünme imkânı olduğu için doğru ve
yanlışları, çelişkileri tespit edilebilir.

Okumak için maddi bir bedel ödemeyi gerektirir.

Arşivlenmesi kolaydır ve arşivlerine de kolaylıkla ulaşılabilir. Bu yönüyle siyasal,
kültürel, toplumsal vb. süreçlerin geriye dönük olarak da takip edilmesine imkân
verir.

Okuma algılamayı, anlamayı, eleştiri ve yorumu mümkün kılar. Bu da haberlerin
belleğe yerleştirilmesini sağlar.

Okurlar arasında paylaşılması diğer medya ürünlerine göre daha kolaydır.

Diğer medyalar da gazete ve dergi ürünlerinin yayılmasında işlev görür (Aydeniz,
2012).
2.5.3. Radyo
Radyo kelimesi, Latince radius (ışınlama) ve Yunanca fone (ses) kelimelerinin bir araya
gelmesinden oluşan Radyofoni kelimesinin kısaltılmış şeklidir. Radyonun temelleri
Guglielmo Marconi' nin Bologna yakınlarındaki evinin tavan arasında yaptığı deneylerle
atıldı. Marconi 1894' te oda içinde gönderilen radyo sinyalleriyle çalan bir elektrikli zil
yapıp sonraki sekiz yıl içinde Atlas okyanusu üstünden 4.800 km' yi aşan radyo mesajları
göndermeyi başardı. Kitle iletişimini yaygın hale getiren en etkili iletişim araçlarından
radyonun ilk kullanım alanları askeri ve ticari etkinlikler olmuştur. I. Dünya Savaşı
yıllarında uçakların yer bağlantısını sağlamak için, radyo telsizlerinin kullanıldığı
bilinmektedir. Radyo’nun radyo telsizi olarak kullanımı, batan Titanic transatlantiğinden
735 kişinin kurtulmasını sağlamıştır. Önceleri amatör radyocular eliyle toplumsal iletişim
ortamına giren radyo, 1920’ li yıllarda yaygın bir iletişim aracı olma potansiyeli gösterince,
özel sermaye eliyle yaygınlaştırılmış ve geliştirilmiştir. Radyo yayıncılığı ile ilgili ilk
düzenlemeler, sistemi üreten şirketlerin 1922’ de oluşturduğu BBC tarafından
gerçekleştirilmiştir (İlhan, 2009). Türkiye’de il radyo vericileri ise 1927 yılında Ankara ve
İstanbul’ da faaliyete geçmiştir.
Radyo kendisini kitlelere, milyonlarca hatta milyarlarca dinleyiciye mal edecek ilk
patlamasını 1927–1945 döneminde gerçekleştirmiştir. Özellikle I. Dünya Savaşı’ ndan
28
sonra radyo, önemli bir haber alma ve propaganda aracı olarak kendini göstermiştir. 1927
yılından II. Dünya Savaşı’ nın sonuna kadar olan dönemde radyo yayıncılığı ve haberciliği
altın çağını yaşamıştır. Radyo, savaş alanından haber verme, olayları yorumlama ve
özetleme gibi özellikleri ile geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmayı başarmıştır. Bu yıllarda
radyo, en etkili biçimde Almanya’ da Hitler tarafından kullanılmıştır. Radyoyu ustaca
kullanarak iktidara gelen Hitler, daha sonra radyo aracılığıyla iktidarda kalma olanaklarını
da artırmaya çalışmıştır. 1945–1960 döneminde yüzyılın kitle iletişim aracı olan televizyon
hızla yaygınlaşırken, radyo bu dönemde televizyon karşısında ayakta kalma savaşı
vermeye başlamıştır. 1960–1980 döneminde televizyon karşısında gücünü ve dinleyicisini
hızla kaybeden radyo, 1980 sonrası dönemde yayın tekellerinin kırılması ve özelleşme
çabalarıyla birlikte ticarileşmeye başlamış; yerel radyolar hızla yayılırken, bireyselleşen
radyo haber veren bir kitle iletişim aracı olmaktan öte müzik sektörüne hizmet eden bir
müzik kutusuna dönüşmüştür (Erdoğan, 2009).
Radyo insan sesinin iletişim gücü üzerine kuruludur. Taşınabilir olmasıyla yaşamın her
alanına nüfuz eden radyo kitle iletişim araçları arasında en demokratik, en ucuz ve popüler
olanıdır (Aydede, 2004).
Radyoyu diğer kitle iletişim araçlarından ayıran temel özellikleri şöyle sıralanabilir:

Okuma yazma gibi özel bir niteliğe gerek duyulmaz. Bu yüzden işitme problemi
olmayan herkese hitap eder.

Anlamak ve takip etmek için belli bir yoğunlaşma gerektirir. Özellikle konuşma
eksenli programlar zihinsel çabayı gerekli kılar.

Sadece kulağa hitap eder. Bundan dolayı iş yaparken, çalışırken, araba kullanırken
rahatlıkla dinlenebilir.

Görüntüsüz ve konuşma eksenli bir yayıncılık yapar. Bu da radyo yayınını takip
edenlerde kendini ifade edebilme rahatlığı uyandırır ve programlara katılımcılığı
kolaylaştırır.

Dikkat dağıtıcı ve çalışma düzenini bozucu bir niteliği olmadığından iş
ortamlarında da dinlenilmesine müsaade edilir. Bu yüzden oldukça yaygındır
(Aydeniz, 2012).
29
2.5.4. İnternet
İnternational Network kelimelerinden oluşturulmuş olan interneti kısaca, “bilgisayarlar
arası dünya çapındaki ağ” şeklinde tanımlamak da mümkündür (İnan’ dan aktaran Argın,
2013). Türkçede henüz tam bir karşılığı olmamakla birlikte kısaca “uluslararası ağ”, “ağlar
arası ağ” ya da “ağlar arası iletişim ağı” olarak tanımlanan internet, bugün dünyada sayıları
milyonlara ulaşan, milyonlarca insanı etkileşimli bir sistem içerisine sokan ve dünyayı
adeta global bir topluluk haline dönüştüren bir sistemdir (Ergenç’ den aktaran Argın,
2013).
ENIAC adındaki ilk bilgisayarın askeri amaçlarla 1946 yılında geliştirilmesiyle dijital çağ
başlamıştır. Bilgisayarların yine askeri amaçlar ile kendi 91 aralarında iletişimlerini
sağlamak için 1960’ larda geliştirilen iletişim protokolü ARPANET adlı askeri proje ağının
doğmasına neden olmuştur. Bunun ardından standartlaşan TCP/IP protokolü verilerin
paketler halinde güvenli ve hızlı olarak ağlar üzerinden iletilmesini sağlamış ve Arpanet’ e
üniversitelerin de katılımıyla ‘internet’ ortaya çıkmıştır. Ağa bağlı her bilgisayarın
numarası (IP number) üzerine dayanan adresleme sistemi, DNS (Domain Name System)
ile insanların kolaylıkla kullanabileceği adresleme sistemine dönüştürülmüştür ve “.com,
.edu, .net” gibi domain adları saptanmıştır. Web en yaygın internet hizmeti olarak hızla
gelişirken eposta, irc (Chat), ftp gibi diğer hizmetler de gündeme gelmiştir. 1990’ ların
sonuna gelindiğinde ‘ağların ağı’ tanımlamasına uygun devasa bir ağ iletişim ve bu ağ
üzerinde yeni bir kültürel ortam ortaya çıkmıştır. Türkiye ilk kez ODTÜ- TÜBİTAK
işbirliği ile 1993 yılında ABD üzerinden internete erişmiştir. Bugün kamusal omurgayı
TTNET adıyla Türk Telekom işletmektedir. Ayrıca akademik kuruluşların bağlantısı için
ULAKNET’ de ayrı bir omurga kurmuştur (Sarı, 2006).
İnternetin dünyanın her yerinden kullanılabilmesi, her an her yerden istenilen bilgiye
anında ulaşabilme fırsatını vermesi çok kısa sürede gelişmesine neden olmuştur. Son 10 yıl
içinde internetin gelişimi ve yayılması o kadar hızlı oldu ki, fiziksel ortamdaki neredeyse
her şey sanal ortama taşındı. Sadece bilgi kaynağı olmanın çok daha ötesinde yeni
insanlarla tanışmak, arkadaşlarla sohbet etmek, alışveriş yapmak, müzik dinlemek, film
izlemek, hatta kitap okumak gibi pek çok şey artık internet ortamında yer almaktadır.
Önceleri sadece sabit ortamdan erişilebilen internet son yıllarda mobil ortamlardan da
30
ulaşılabilir hale gelmiştir. Cep telefonlarıyla başlayan mobil internet dünyası, sonrasında
dizüstü bilgisayarlara takılan mobil modemler vasıtasıyla mobil bilgisayarlara kadar da
genişlemiştir. Bu süreçle birlikte internetin gelişimi daha da hızlanmıştır (Erdem, 2010).
İlk zamanlar daha çok iletişim ve bilişim amacıyla kullanılan internet, bugün hayatın
neredeyse her alanında tercih edilen önemli bir araç konumuna gelmiştir. Önceden çok
farklı yolları kullanarak hedef kitlesine ulaşmak isteyen kişi ve kurumlar internet sayesinde
çok daha rahat ve çok daha büyük kitlelere çok düşük maliyetle ulaşabilmektedirler.
İnternet ortamında kişiler arasında yayılan bilgiler doğrultusunda internete has ayrı bir
gündem oluşmakta, çok farklı yerlerde bulunabilecek ve çok zor elde edilebilecek ürünler
satılabilmekte ve satın alınabilmekte, banka kuyruğuna girmeksizin hatta oturulan yerden
kalkmaksızın para transferleri yapılabilmekte, konferanslar gerçekleştirilebilmekte çok az
maliyetle gerçekleştirilen etkinliklerin, çekilen videoların, kliplerin, söylenen şarkıların
çok büyük kitlelere ulaşması sağlanabilmektedir (Işık, 2011).
Genel anlamda düşünüldüğünde ise insanların diğer medya ve kitlesel iletişim araçlarına
göre çok daha hızlı ve etkin şekilde etkileşimde bulunabilmelerini sağlamaktadır. İnternet,
yazı-ses-görüntü öğelerini aynı anda sunması sebebi ile diğer kitle iletişim araçlarından
(gazete, dergi, radyo, televizyon) ayrılan üstünlüğe sahiptir. Diğer iletişim araçları bile;
hedef kitlesine ulaşabilmek için bugün web sitelerini kullanmayı tercih etmektedirler.
Birçok dergi ve gazete net üzerinden yayınlarını paylaşmakta, dahası sadece bu yolla
okuyucu kitlesine ulaşan internet gazete ve dergileri bulunmaktadır. Buna ek olarak aynı
şekilde FM üzerinden yayın yapan ancak web adresi aracılığı ile de yayınlarını paylaşan
radyo kanallarını ve internet radyoları da izleyici ve dinleyici kitlelerine web aracılığı ile
ulaşmaktadır.
İnternet, özel bir yöneticisi olmayan, demokratik bir yapıdır. Tüm kullanıcıların
düşüncelerini özgürce ifade edebildikleri bir ortamdır. Her geçen gün artan kullanım
oranıyla günlük yaşamımızın önemli bir zaman dilimini ayırdığımız bir ortam konumuna
gelmektedir. İnternetin bu denli hızlı gelişiminin ve yoğun kullanımının nedeninin “kolay
erişilebilir bir ağ olması, farklı yaş gruplarına ve birçok farklı amaca yönelik
kullanılabilmesi” olduğu düşünülmektedir (Kayri ve Günüç, 2009).
İnterneti, diğer kitle iletişim araçlarından ayıran özellikleri şunlardır:
31

E-posta hizmeti ile kişiler ve gruplar arası iletişime imkân verir.

Sosyal iletişim ağları ile milyonlarca üyesi olan sanal toplulukların oluşmasını
sağlar.

Haber, özellikle de anlık haber konusunda diğer medyalardan daha hızlıdır. Ancak
denetim mekanizması işletilmediğinden yanlış haberler açısından ciddi bir sıkıntı
söz konusudur.

Televizyon ve radyo yayıncılığının hem canlı hem de arşiv kaynaklı yapılabildiği
bir iletişim ortamı sağlar.

Film, müzik, video gibi eğlence ürünleri zaman sınırlanması olmadan tekrar tekrar
izlenebilir.

Binlerce kişinin aynı anda hem bireysel hem grup olarak oyun oynamasına imkân
verir.

Birçok bilgiye ulaşım imkânı sağlar. Örneğin dünyanın herhangi bir yerindeki
sempozyum, kongre ve panel gibi bilimsel etkinliklerin bazılarına İnternet
üzerinden canlı olarak veya kayıttan ulaşmak mümkündür. Ayrıca uzaktan eğitim
programları da İnternet aracılığıyla gerçekleştirilebilmektedir.

İsteyenin istediği veriyi, malumatı, bilgiyi yayımlayabildiği bir ortam olması
dolayısıyla bilgi güvenliği açısından problemler taşır. Sitede kurum bilgileri, site
yöneticileri ve açık adres gibi bilgilerin olmasına dikkat edilmelidir.

Kamu hizmeti alımında vatandaşı bilgilendirici bir kaynaktır. Online hizmetler
mekâna bağımlı kamu hizmeti zorunluluğunu belli oranda ortadan kaldırmaktadır.
İhtiyaç duyulan birçok bilgi ve belge ilgili kuruma gitmeden bulunulan yerde
edinilebilmektedir.

İnteraktif bir özelliğe sahiptir (Aydeniz, 2012).
2.6. Kitle İletişim Araçlarının İşlevi
Kitle iletişim araçlarının en temel özelliği; gündemi belirleyerek toplumu etkilemek,
yönlendirmek ve buna bağlı olarak güç sahibi olmaktır. Bu nedenle kitle iletişim araçları
gündemi takip eder, istediği konuları seçer ve topluma sunar. Böylece güç sahibi olanları
kayırıp rakiplerini engelleyebilir, insanları etkileyip inandırabilir, statü ve istediği grupların
oluşmasını sağlayabilir (Anık’ tan aktaran Şen, 2008). Kitle iletişim araçları, gündeme
32
aldığı konuları sunarken farklı teknikler kullanır ve insanların ilgisini canlı tutmaya çalışır.
İlginin canlı tutulmasında görüntünün daha etkili olmasından dolayı televizyonlar ön plana
çıkmış, gazetelerde büyük ve renkli resimler kullanılmaya başlanmıştır (Yıldız’ dan
aktaran. Şen, 2008).
Kitle iletişim araçlarının işlevleri ile ilgili ilk görüş C. W. Mills’ in öncülüğünü yaptığı
görüştür. C. W. Mills' e göre, kitlesel iletişim araçları modern toplumların aynasıdır. Bu
görüşe bir bakıma “kültürün yansıması” görüşü denilebilir. Daha sonraları B. Berelson,
bazı kitle iletişim araçlarının, bazı koşullar altında, bazı insanlara, bazı etkilerinin
olabileceği görüşünü getirmiştir. E. Katz’ ın bu konudaki yaklaşımı ise “uyarı- tepki- etki”
yaklaşımıdır. Bu yaklaşıma göre kitle iletişim araçları ile yapılan iletişim dev bir şırınga ile
bireylere verilmekte, bireyler savunmasız olarak verilen bu iletileri almaktadırlar. Ancak
yapılan araştırmalar bu yaklaşımın zayıf yanlarını ortaya çıkardığından, P. Lazarfeld ve
daha sonra H. D. Lasswell' in “toplumsal denetim” yaklaşımları önem kazanmıştır. Bu
yaklaşıma göre kitle iletişim araçları kamu görüşünü güçlendirme hizmeti görmektedirler
(Aziz,’ den aktaran Yılmaz, 2007).
Günümüzde son derece önemli ve etkili olan kitle iletişim araçlarının birtakım işlevleri
mevcuttur. Bu konuda farklı açıklamaların yapıldığı görülmektedir. Bunların her birine
değinmek yerine bu çalışmada hepsini kapsayacak biçimde; bilgilendirme, eğlendirme,
siyasi, toplumsallaştırma, kültürel, eğitim işlevleri sekiz başlık altında toplanmıştır.

Bilgilendirme
İşlevi:
İzleyicilerin
kitle
iletişim
araçlarından
kendilerini
eğlendirmenin dışında en önemli beklentileri bilgi sağlaması, diğer bir deyişle
bilgilenmedir. İnsanlar gerek kendilerini tanımlayabilmek için, gerek toplumun
farklı kesimlerinde yaşayan insanları anlamlandırabilmek için kitle iletişim
araçlarına ihtiyaç duymaktadırlar. Hayatın hemen hemen tüm kesitlerini, farklı
yaşayışları, inançları ve neredeyse insana ait her şeyi sunan bu araçlar bir yandan
halka bilgi verirken, diğer bir yandan da halkın haberdar olma gereksinimini
karşılamaktadır. Ancak bu araçların bilgilendirme işlevini ne derece yerine
getirdiğine ilişkin pek çok eleştiri de söz konusudur (Gösterişli, 2002).

Eğlendirme İşlevi: Kitle iletişiminin bir diğer işlevi olan eğlendirme işlevi ile izler
kitle hem ucuz hem de çok kolay bir biçimde eğlenme gereksinimlerini
33
gidermektedir. İzleyicilerin gidemedikleri pek çok değişik mekânı ve ortamı,
eğlence merkezlerini insanların odalarına taşıyan televizyon, her ne kadar son
zamanlarda bir müzik kutusuna dönüştüyse de yine de radyo, bireyleri
düşündürmeye ve kitaplar da hayal dünyalarını genişletmeye devam etmektedir.
Bütün kitle iletişim araçları artık neredeyse birer ticari kurumdur. Bu nedenle
eğlendirme işlevi kitleleri kazanmak için önemli bir işlevdir (Gösterişli, 2002).

Siyasi İşlevi: Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla, siyasilerin ilgisi bu
araçlara yönelmiş, toplumda ise siyasal olaylara yönelik yeni bir kitle oluşmuştur.
Bunun nedeni ise bu araçlarla politikacıların kitlelere çok kolay ulaşabilmesi, TV
haber bültenlerinin ve gazete sayfalarının seçmenlere olayları, adayları, politikaları
değerlendirme olanağı yaratmasıdır (Gösterişli, 2002).

Kültürel İşlevi: Kültür, toplumun değerlerini bir araya getirmekte ve bu değerlerin
sosyal davranışlarını sistematize etmektedir. Varolan kültürel değerlerin yeni
kuşaklara aktarımı kitle iletişim araçları tarafından gerçekleştirilirken bireyin
sosyalleşmesi sağlanmaktadır. Ancak kitle iletişim araçları kültür aktarımını
sağlarken bir bakıma kültürel anlamda statükoyu koruyarak, değişimi ve büyümeyi
de engellemektedir. Kitle iletişim araçlarının kültürel işlevi, kitle kültürünün
devamlılığını sağlamakla, alt kültürleri göz ardı etmekle ve kültürel erozyona sebep
olmakla eleştirilmektedir. Özellikle de televizyon, bütün bölgesel, yöresel kültür
modellerini ortadan kaldırarak tüm yeryüzünü tek bir kültüre mahkûm etmekle ve
gerçek kültürü devre dışı bırakarak onun yerine kitle kültürünün çok renkli, albenili
hayal dünyasını izleyicilere sunmakla eleştirilmektedir (Gösterişli, 2002).

Toplumsallaştırma İşlevi: Bir toplumda insanların bir arada yaşayabilmelerinin
sağlanmasında
kitle
iletişim
araçlarına
önemli
paylar
düşmektedir.
Toplumsallaştırma işlevi ile birey içinde yaşadığı toplumun özelliklerini öğrenir.
Kitle iletişim araçları yoluyla toplumun gelenekleri, örf ve adetleri toplumun
bireylerine öğretilir; böylece toplumun sürekliliği sağlanır. Toplumsallaştırma ise
bir toplumun varlığını sürdürebilmesi için zorunluluktur (Koca, 2009).
34

Eğitim İşlevi: Toplumsallaştırma işlevi ile bağlantılıdır. Topluma yeni üyeler
kazandırma, bunları toplumun kültürel değerleri ile eğitme bu işlev içerisindedir.
Bu işlev ile okulların tek bilgi kaynağı olma özelliği de azalır. Bir toplum sanatsal
ve kültürel yapıtlarını kitle iletişim araçları ile yaymak suretiyle korur. Böylelikle
de kültürel geliştirme işlevi yerine getirilir. Kitle iletişim araçlarının eğitime,
toplumsal sorunların çözümlenmesi, gereksinimlerin karşılaması, gerekli olan ve
örgün eğitim yoluyla elde edilemeyen veya elde etme olanağı bulunamayan bilgi ve
becerilerin kazandırılmasındaki etkisi büyüktür. Özellikle bireylerin gereksinim
duydukları konularda bilgi, beceri ve davranışlar kazanması, temel hak ve
sorumluluklarını öğrenmesi, kitle iletişim araçlarının en önemli işlevini
oluşturmaktadır (Koca, 2009).

Kamuoyu Oluşturma İşlevi: Sözlük tanımı ile kamuoyu, toplumda oluşan
görüşlerin belirli doğrultulara yönelmesidir. Milyonlarca bireyden oluşan
toplumların tek doğrultuya yönelmesi mümkün olmadığına göre yönelme fiilini
yönlendirme olarak değiştirmemiz daha doğru olabilir. Son yıllarda günlük
konumsa literatürümüze girmiş olan “kamuoyu oluşturma” deyimi de bu anlamda
kullanılmaktadır (Asna’ dan aktaran Özdemir, 2009).
Kitle iletişim araçları, insanı bilgilendirirken hiç gündeme gelmeyecek durumlarla ilgili de
bilgiler aktarmaktadır. O konuyla ilgili hiçbir durum, hiçbir haber, hiçbir olay yokken,
gündem oluşturma, kamuoyunun ilgisini çekmek ya da belki ilgisini oraya yönlendirmek
için yeni bir konu ile ilgili haber yapmaktadır. İnsanların haber alma isteğinin o konuya
yönlendirerek yeni birgündem belirlemiş ve o gündem ile ilgili kamuoyu oluşturmaya
başlamıştır.
Bugün “yasama, yürütme ve yargı” dan sonra dördüncü güç olarak nitelendirilen medyanın
en önemli misyonu, kamuoyunun oluşumunu sağlamaktır. Bütün demokratik rejimlerce
yönetilen ülkelerde medyanın ilk işlevi budur. Basın yayın organlarına, her gün haber
ajansları gibi birçok kaynaktan yüzlerce haber ulaşır. Bu noktada, medyanın görevi
güvenilirlik, doğruluk, objektiflik ve etik kurallar çerçevesinde siyasal, ekonomik ve
kültürel konular gibi birçok konuda kamuoyunu bilgilendirmektir. Bu bilgilendirme ile
kitlelere belli bir görüşü empoze etmekten çok, olay ve olguları tüm çıplaklığıyla sunup,
35
bireylerin bunlar hakkında kendi özgür iradeleriyle bir kanıya varmalarını sağlamaktır
(Konukman, 2006).
2.7. Kitle İletişim Araçlarının Özellikleri

Kitle iletişim araçlarının özelliklerini şu şekilde belirlemiştir:

Kitle iletişiminin izlerkitlesi geniştir.

İzlerkitle, çeşitli toplumsal kümelerden gelen ve değişik niteliklere sahip
insanlardan oluşan ayrı türden topluluktur.

İzlerkitle kimliksiz bir topluluktur. Yani izlerkitle üyesi ve iletişimci genellikle
birbirlerini kişisel olarak tanımazlar.

Kitle iletişimi kamusaldır, içeriği herkese açıktır.

Kitle iletişim araçları kaynaktan uzakta bulunan, birbirlerinden ayrı olarak
konumlanmış çok sayıda insanla aynı anda iletişim kurabilir.

Kitle iletişimi karmaşık biçimsel kurumları gerektirir.

İletişimciyle izlerkitle arasındaki ilişki, izlerkitlenin kişisel tanışıklığı olmayan,
profesyonel iletişimci rolündeki kişiler aracılığı ile kurulur.

İletişim geri döndürülmezcesine tek yönlüdür ve izlerkitlenin anında yanıt verme
olasılığını fiilen dışlamaktadır. İletişim sisteminde göndericiyle alıcı arasında
keskin bir kutuplaşma söz konusudur (Adıgüzel, 2001).
2.8. Spor ve Medya İlişkisi
Toplum hayatı ve onun sürekliliği, insanlar arasındaki fikir, düşünce, kanaat ve haber
alışverişini, insanların bu konulardaki izlenimlerini, duygularını birbirine aktarmalarını,
diğer bir ifadeyle iletişimi zorunlu kılar.
İletişimin bazı tekniklerle, belirli bir teknoloji uygulanarak çoğaltılıp güçlendirilerek, çok
sayıda kişiyi etkileyecek biçime getirilmesine kitle iletişimi, bu iş için kullanılan araçlara
da kitle iletişim araçları veya medya denmektedir (Dönmezer, 1994).
Bilindiği gibi kitle iletişim araçları, çok çeşitli konudaki enformasyonla insanlar ve kitleler
üzerinde etkili olabilmektedir. Bilgi edinmek ve özellikle de boş zamanlarını
değerlendirmek üzere kitle iletişim araçlarına yönelen insanlar, yoğun bir yönlendirme ile
36
karşı karşıya kalabilmektedirler. Eğitim, kültür, coğrafya, ekonomik ve diğer faktörlerin
etkisiyle çoğu zaman alternatifsiz bir rekreaktif araç olan kitle iletişim araçları insanlar
üzerindeki etkisini gitgide arttırmaktadır.
Kitle iletişim araçlarının hızla ilerleyen bu süreçte artan etkinliği, çok çeşitli rekreasyon
uğraşlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu uğraşlar içerisinde ise spor önemli bir
yer tutmaktadır (Karaküçük ve Yenel, 1997).
Temelde, beslenme, savunma, hayatı sürdürme, oyun, oyalanma, sağlıklı kalma, beden
gücünü geliştirme, işten uzaklaşma aracı olan spor, günümüzde politikadan-ekonomiye,
turizmden-çevreye, uluslararası barıştan dayanışmaya, propagandadan-reklama, boş
zamanları değerlendirmeden meslekleşmenin getirdiği iş bölümüne, kısacası, birey-toplum
ve toplumlararası yelpazede çok yönlü ve önemli etkileri olan sosyal bir araç konumuna
gelmiştir.
Zamanla spor, bu işlevlerinin de ötesinde bir gösteriye dönüşerek, medyanın ve eğlence
endüstrisinin önemli bir dalı olmuştur. Sporun, oyundan eğlence endüstrisinin bir
sektörüne dönüşmesinde medyanın rolü, spora ilişkin enformasyonu geniş kitlelere ve hızla
yayarak ilgiyi artırma (Erkal ve arkadaşlarından aktaran İlhan, 2009) yönünde olmuştur.
Medya, bir yandan sporun seyirlik özelliğini vurgulamış, sporun kitlesel bir eğlence
biçimine, bir tüketim malına dönüşmesinde işlev görmüş, diğer yandan da sporun kendisini
pazarlamasının alt yapısını hazırlamıştır. Böylece, spor ve medya endüstrisi arasında sıkı
ekonomik bağlar kurulmuştur (İlhan, 2009).
Bu bağlar spor ve medya arasında birbirini karşılıklı olarak etkileyen bir ilişkiye yol
açmıştır. Spor alanında yaşanan rekabet, yapılan yatırımlar, başarılar ve tesisleşmeler spor
izleyicisinde büyük bir artışa neden olmuştur. Gözlenen bu artış ticari anlamda da
değerlendirilmektedir. Spor ve özellikle futboldan beslenen televole kültürü, popüler kültür
ve magazin haberleri çığ gibi büyümüş ve tüketilmiştir. Sözü edilen bu kullanımlar ve
doyumlarla spor endüstrisi büyümüştür (Özkoçak, 2012).
Kitlelerin büyük ilgisini çeken spor, kitle iletişim araçları için de en önemli haber ve yayın
malzemelerinden biri halini almıştır (Özsoy, 2007). Özellikle gösterdiği gelişim ve
değişimle hemen her an ulaşabilirliği mümkün hale gelen kitle iletişim araçlarının,
37
içeriklerinde de değişimler ve gelişmeler yaşanmıştır. TRT’ nin tek kanal olduğu
zamanlardan, futbol karşılaşmalarını cep telefonundan izleme imkânına ulaşılabilmiştir.
Dergi sayınsın 10’ u geçmediği günlerden, futbol kulüplerinin kendilerinin bastığı kulüp
dergilerine gelinebilmiştir (Özkoçak, 2012).
Spor medyası, sporla ilgili haber ve yorumları kamuoyuna aktaran kitle iletişim araçlarının
hepsini kapsayan bir niteleme olarak kullanılmaktadır. Sektörel veya tematik olarak yayın
yapanlar haricinde dünya üzerinde yayınlanan bütün gazete, dergi, televizyon, radyo,
internet vb. tüm kitle iletişim araçlarında spor haberleri yer almaktadır. Ancak spor
haberleri yer alırken, sporun tüm branşları aynı düzeyde medyada yer bulamamaktadır.
Ticari amaçlarla yayın yapan medya, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de en fazla ilgi
gören spor branşı olan futbolu yansıtmaktadır (Özsoy, 2007).
Medya olmasa sporun ve özellikle de günümüzde en fazla seyircisi olan futbolun
popülerliği önemli ölçüde sınırlanacaktır. Medyanın spor olaylarına ilişkin olarak yaydığı
enformasyon toplumda spora karşı ilgi üretirken, toplumsal ilgi, izlenme ve satış oranlarını
etkilemektedir. Müsabakaların sonuçları, oyuncu, hakem ve teknik direktörlerin
hareketlerinin yorumları, izleyicilerin ya da taraftarların eğlenceleri haline gelmektedir
(Uzun, 2001).
Buna karşın Öztürk (1998), özellikle profesyonel sporların gazetelerin spor sayfalarını ve
tv programlarını ele geçirmeye başlaması ve sporun çok çeşitli branşlara ayrılması ile
beklenen gelişimi sağlayamayan medyanın sporu değil, sporun medyayı kontrol eder ve
yönlendirir duruma geldiği ifade edilmektedir.
Kitle iletişim araçları içerisinde önemi her geçen gün biraz daha artan televizyonun,
bireyleri aktif spora yönlendirmede çok önemli bir eğitim ve teşvik aracı olmanın yanında
boş zamanlarını pasif olarak sporla değerlendirebilecekleri güçlü bir araç olduğu
bilinmektedir. Bu konuda yapılan araştırmalar, televizyonun pasif bir rekreasyon aracı
olarak çeşitli yaş kategorileri, eğitim ve cinsiyet gibi faktörlere dayalı olarak yeterince
rağbet gördüğünü ortaya koymaktadır. Bu açıdan sporun topluma benimsetilmesinde
vazgeçilmez fonksiyonlar üstlenen televizyonun, sosyal bir kurum haline gelmesinde ve bu
sosyal kurumu oluşturan kitlesel ilginin sürekli canlı tutulmasını ve gelişmesini sağlamada
önemli roller üstlendiği görülmektedir (Karaküçük, Yenel ve Yaman, 1996).
38
Araştırmalar göstermiştir ki yer küremizde en geniş katılımla, aynı anda izlenilen ve takip
edilen düzenli organizasyonların başında spor karşılaşmaları ya da organizasyonları
gelmektedir. Dünya futbol şampiyonası, olimpiyat oyunları hatta Formula 1 araba yarışları
gibi spor etkinlikleri, tüm dünya izleyicilerini ekran başında buluşturabilmektedir. Bu da
bize sporun televizyonu bir araç olarak kullanarak ne kadar büyük bir etkiye sahip
olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan da televizyonun da sporu kullanarak
yaratabileceği etkileri görmemiz gerekir. Bu yüzden spor-televizyon ilişkisi ve yarattığı
kültürel ve ekonomik sonuçlar, düşünüldüğünden çok daha büyük boyuttadır. Yayın
ihalelerinin milyonlarca dolara yükselmesindeki en önemli etkenlerden biri bu ilişki ve
çıktılarıdır. Örneğini verdiğimiz mega etkinliklerden, bir kültürü korumayı ve geliştirmeyi
hedefleyen yerel etkinliklere kadar, sporun içinde televizyonun ve televizyonun içinde
sporun daha da önemli bir düzeye gelmesi beklenmektedir (Özkoçak, 2012).
Geçmişten günümüze, hem sporun medyayı, hem de medyanın sporu etkilediği
görülmektedir. Kitle iletişim araçlarının sporun tüm dünyada bir sosyal olgu olarak
gelişmesinde büyük rolü olmuştur. Bugün dünyada çok sayıda spor dalı bulunmaktadır.
Değişik spor dallarının tanıtılıp yaygınlaştırılması, spor yapma olanağına sahip olmayan
çoğunluğun spora ilgi duyması, kitle iletişim araçları sayesinde gerçekleşmiştir (Özkoçak,
2012).
Spor medyası; sporu topluma tanıtan, sevdiren, spor bilincinin gelişmesine katkı sağlayan,
sporun hoşgörü ve centilmenlik anlayışı ile yapılmasını ve algılanmasını amaçlayan, sosyal
sorumluluk anlayışı ile görevlerini yerine getirmek durumundadırlar (Karaküçük ve Yenel,
1997). Spor basını bu görevlerini yerine getirirken, etik kurallarından ayrılmamaya, taraf
tutmamaya, gerçekleri saptırmamaya özen göstermelidir (Yetim, 2011).
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere spor ve medya birbirini etkileyen
karşılıklı bir ilişki içindedir. Spor ve medya arasındaki ilişkiyi tanımlayan diğer noktalar da
aşağıdaki gibidir:

Birçok spor organizasyonu, organizasyonun medyada görünebilirliğini ve
yayınlanabilirliğini arttırmak üzere planlanmaktadır.

Spor ilişkili konular medyanın önemli içerik alanlarından biri iken, spor ile ilişkili
39
unsurlar (Örn: takım, lig, sporcu, branş, vs.) medyada kendine yer bulduğu oranda
değerlenmektedir. Bu anlamda, birbirini besleyen bir yapı söz konusudur.

Medya sporda öne çıkan sporcular üzerinden ihtiyaç duyduğu figürleri
oluşturabilmektedir. Bu yüzden spordaki birçok yıldız sporcu medya tüketimini
beslemektedir.

Bazı spor branşları medyanın özelliklerine göre yeniden biçimlenmektedir. (Örn;
NBA müsabakalarında takımların TV molası alma zorunluluğu.

Medya spor dünyasında tartışılacak, değerlendirilecek ya da ele alınacak konular
üzerinde etkide bulunurken, spor da medyanın ele aldığı konuların önemli bir
parçasını oluşturmaktadır.

Medya içerisinde spor ile ilişkili uzmanlar (Örn: spor yorumcuları, yazarları,
programcıları, vs.) istihdam edilirken, spor dünyası içinde de medya ile ilişkili
uzmanlar istihdam edilmektedir (Katırcı, 2012).
2.8.1. Türk Spor Medyasının Tarihsel Gelişimi
Tarihsel süreç içinde sporun kitlesel ilgiye konu olmaya başlamasıyla birlikte medya da
spor haberlerine yer vermeye başlamıştır. Medyanın spora ilişkin haberleri arttıkça da spor
daha geniş bir kitlesel ilgi toplamıştır. Günümüzde özellikle seyirci sporları yaşamlarını
sürdürebilmek için büyük oranda medya sunumuna gereksinim duymaktadırlar. Modern
seyirci sporları, yetenekli profesyonel sporcu ya da sporcuların hareketlerini dikkatle
izleyen ve izleme dışında yapılan spora katılmayan bir kitlenin var olmasına bağlıdır.
Dolayısıyla modern seyirci sporları endüstrileşmenin ve kentleşmenin bir ürünü olarak
ortaya çıkmıştır. Medya ise seyirci için sporun yapıldığı ortamda var olma zorunluluğunu
ortadan kaldırarak bu sporların izlenmesini spor mekânından bağımsız hale getirmiştir.
Geniş kitlelerin tüketicisi olduğu seyirci sporları aynı zamanda medyanın sporla ilgili
sunumunun da büyük bir bölümünü oluşturmaktadır.
Tarihsel olarak kısaca sözü edilen gelişmeler Türk spor medyasında da gözlenmektedir.
Türkiye’ de iletişim araçlarında spora ilişkin ilk haber, yazı ve fotoğraflar 1800’lerin
sonlarında dergi ve gazetelerde görülmeye başlanmıştır. Günümüzde ise spor, gazete ve
dergilerin yanında radyo, televizyon ve internet gibi iletişim araçlarında da en popüler
konulardan bir olarak karşımıza çıkmaktadır (Uzun, 2012).
40
2.8.1.1. Cumhuriyet Öncesi Dönemde Türk Spor Medyası
Osmanlı toplumunda bürokrasi geleneğinin güçlü olması, bürokratları masa başı işlere
bağlamıştır. Osmanlı toplum düzeninde boş zaman tekelinin orta sınıf ve genellikle
bürokrat ailelerinin çocuklarında bulunduğu görülmektedir. Bu kişilerin yaptıkları spor da
okul bahçesi ile sınırlı kalmıştır. II. Abdülhamit’ de kitle gösterilerine dönüşebileceği
korkusuyla spor kulübü kurma girişimlerini bastırmıştır. Bu koşullar, Türk toplumunda
sporun yaygınlaşmasını ve geniş kitlelere inmesini engellemiştir.
1869’ da ise Maarif Nezareti tarafından, beden eğitimi tüm ortaöğretim kurumlarında
zorunlu hale getirilmiş, 1870’ lerde futbol ve basketbol gibi takım sporlarına ilgi uyanmış,
Galatasaray Lisesi ve Robert Koleji’ nde karşılaşmalar, çayırlarda koşular düzenlenmeye
başlanmış, zaman içinde spora olan ilgi giderek artmıştır. Türk basınında spor yazıları da
19. yüzyılın sonlarında görülmeye başlanmıştır (Uzun, 2012).
Osmanlı imparatorluğu döneminde basın, sporla ilk defa, 1891 yılında Türk Edebiyatında
önemli bir devre adını veren ünlü dergi Servet-i Fünûn’a Ali Ferruh Bey’ in Paris’ ten
gönderdiği eskrimle ilgili yazısı ile tanıştı (Atabeyoglu, 1991). Bunu Selanik’ te çıkan Asır
Gazetesi’ nin 1895 yılında bisiklet yarışları ve at koşuları ile Atina’ daki ilk olimpiyat
oyunlarından bahseden haberlere yer vermesi takip etmiştir (Özsoy, 2007).
II. Meşrutiyet’ in ilanıyla spor alanında görülen göreli gelişme sonucu, sportif olaylara
dergi ve gazetelerde daha fazla yer verildiği görülmektedir.
I. Dünya Savaşı öncesinde, Osmanlı basınındaki spor gazeteciliği sporu öğretmeyi
amaçlayan bir yapıdadır. Gazeteler spor konusunda önceliği “sıhhat ve idman” konusuna
vermişlerdir. Gazetelerin spor haberlerinde önce o spor dalının nasıl uygulandığı, ardından
da vücuda sağladığı yararlar anlatılmıştır. Spor yazılarının konusunu futbol, at yarışları,
boks, bisiklet, atletizm, eskrim, denizcilik, havacılık, halter, güreş, halat çekme, izcilik ve
beden terbiyesi gibi konular oluşturmuştur (Uzun, 2012).
Türk spor basınında ilk spor dergisi ‘Futbol’ 28 Eylül 1910 günü yayın hayatına atılmıştır.
Derginin sahibi Üsküdar Mehmet Burhaneddin Bey diğer adıyla anılan ünlü yazar spor
adamımız Burhan Felek’ tir. Dergi Türk spor basınının öncüsü olarak kabul edilmiştir.
41
Yayın hayatını 6 ay sürdürebilen ‘Futbol’ dergisinin yarısı Türkçe, yarısı ise Fransızca
olarak yayınlanmıştır. Derginin tüm yazıları ve fotoğrafları Burhan Felek’ e aittir.
Selim Sırrı Tarcan, 1911 yılının Temmuz ayında “Terbiye ve Oyun” adını taşıyan yeni bir
dergiyi yayınlamıştır. Terbiye ve Oyun, 1922 yılında da kısa bir süre tekrar yayınlanmış,
fakat bu girişim de başarısız olmuştur.
Galatasaray Lisesi beden eğitimi öğretmenlerinden Faik Üstünidman’ ın 1891’ de kaleme
aldığı “Jimnastik” ve “Riyaziyat-ı Bedeniyye” adlı yazısı spor yazılarının ilklerindendir
(Hiçyılmaz, 1985).
Sporun öneminin artmasıyla birlikte, günlük gazetelerde spor haberleri yayınlamaya
başlamışlardır. Bir futbol haberi, ilk kez günlük bir gazetede 1911 yılında yayınlanmıştır.
Galatasaray kulübünün ilk üyelerinden olan Abidin Daver, İstanbul’ da oynanan
Galatasaray-Tamasvar ile İstanbul Karması-Tamasvar karşılaşmalarını “Tasvir-i Efkâr”
gazetesinde haber olarak yayınlatmıştır.
Spor haberlerine ilgi yalnızca İstanbul basını ile sınırlı kalmamıştır. 1913’ de İzmir’ de
yayınlanan Ahenk, Anadolu ve Köylü gazeteleri de futbol haberlerine yer vermişlerdir.
I. Dünya Savaşı ve onu izleyen yıllarda, özellikle İstanbul’da, işgal kuvvetlerine mensup
askeri takımlara karşı Türk takımlarının yaptıkları futbol maçları ve kazanılan galibiyetler,
milli duyguları uyandıran ve gurur okşayıcı olaylar olmuştur. Bu dönemde işgal
kuvvetlerinin basına uyguladığı sansüre karşın, gazeteler milli heyecan ve duyguyu dile
getirmeyi sürdürmüşlerdir (Uzun, 2012).
2.8.1.2. Cumhuriyet Sonrası Türk Spor Medyası
Cumhuriyetin ilanından sonra spor haberlerinin önemi artmaya başlamış, Akşam,
Cumhuriyet gibi gazetelerin birinci sayfalarına dahi girebilmiştir. 1924’ te Paris
Olimpiyatları’na hazırlanmakta olan Türk Milli Futbol Takımı’nın büyük boy fotoğrafı
Cumhuriyet gazetesinin 1. sayfasında yayınlanmıştır. Cumhuriyet gazetesi kurucusu Yunus
Nadi, 1924 yılında yazdığı sunuş yazısında, çıkarmaya başladığı gazetenin amaç, şekil ve
mesleğine ait esasları ve gazetesinin özelliklerini belirtirken, “Gazetenin iktisat ve spor
sütunları en yetkili uzmanlarca hazırlanacaktır” ifadesini kullanmıştır. Gazetenin dördüncü
42
sayfası ikişer sütun halinde spora ayrılmıştır (İnuğur, 1992).
Talat Mithat Hemşehri’ nin 1929’ da yayınlamaya başladığı Türk Spor dergisi, spor
etkinliklerinin aktarılmasında İstanbul’ un egemenliğinin dışına çıkılmasında önemli rol
oynadı. Türk Spor, yalnız İstanbul’ daki spor etkinliklerini değil, Anadolu’ nun en ücra
köşelerinde olup biten spor olaylarını da aktarmaya başladı.
1930’ lardan itibaren günlük gazeteler spora daha çok yer ayırmaya başladılar. 1933
yılında Haber Gazetesi arka sayfasının tamamını spora ayırarak ilk spor sayfasını yaptı.
1939 yılında yayınlanmaya başlayan “İkdam Gazetesi” nin ise dördüncü sayfası spor
haberlerine ayrılmıştı. 1940’ tan sonra Vatan Gazetesi, arka sayfasını spora ayırmaya
başladı. Bu gazeteleri, Cumhuriyet ile Akşam spora ayırdıkları sütunları artırarak takip
ettiler.
1930’ lu yıllarda spor dergilerinin yayınlanmaya başladığı görülmektedir. Suat Hayri
Ürgüplü’ nün Fransa dönüşü yayınladığı “Şa Şa Şa”, “Şiir” lakabıyla ünlü futbolcu Refik
Osman Top’ un çıkardığı “Gol”, “Spor Alemi” bunlardan bazılarıdır (İlhan, 2009).
Türk basınında taraftar dergileri 1930’ lu yılların sonlarından itibaren ortaya çıkmıştır.
Günlük gazetelerin spora geniş yer vermeleri ve habercilik açısından haftalık dergilere
üstün olmaları, spor dergiciliğinin yayın politikasını değiştirmesini gündeme getirdi ve
bazı spor dergileri kulüp dergisi olmaya yöneldi. Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri Hayri
Celal Atamer’ in, 1937’ de Kemal Onan ile birlikte yayınlamaya başladığı Sarı-Lacivert,
Türk spor basınının ilk taraflı dergisi oldu. 1946 yılında yayınlanan Fener ise, beklenenin
çok üstünde bir ilgi gördü ve kısa zamanda en çok satan spor dergisi haline geldi. Fener’ in
rekor düzeyde satışa ulaşması karşısında aradan iki yıl geçmeden, Özfenerbahçe
yayınlanmaya başladı. Özfenerbahçe, Fener’ den aldığı imzalarla kısa bir süre sonra
Fenerbahçelilerin tek dergisi olarak kaldı. Daha sonra Beşiktaş Kulübü üyelerinden
Mustafa Kızıltan Beşiktaş, Galatasaray’ ın eski futbolcularından Muslih Peyoğlu ile
Süleyman Tekil, Galatasaray’ ı yayınlamaya başladılar. Böylece üç büyük kulüp
arasındaki rekabet, sahalardan basına taştı. Spor basınının sert polemiklerle tiraj
kazanmaya çalışması da yine bu yıllarda görülmeye başlamıştır.
43
1930’ lardan itibaren günlük gazeteler de spora daha çok yer ayırmaya başladılar. II.
Dünya Savaşı’na giden bu yıllarda Türk basınında ilk defa Haber gazetesi, 1934 yılında,
son sayfasını tamamen spora ayırdı. Zamanının en iyi futbol hakemlerinden biri olan İzzet
Muhiddin (Apak), çalışmakta olduğu Haber isimli akşam gazetesinin son sayfasını
tamamen spora ayırarak günümüze kadar gelen bir sayfa düzenlemesi sisteminin kurucusu
ve öncüsü oldu. Türkiye’ de geniş bir okuyucu kesimi, gazeteyi arkadan okumaya Haber
ile başladı. 1940’ tan sonra da Vatan Gazetesi, arka sayfasını spora ayırmaya başladı.
Cumhuriyet, Akşam ve Son Posta da Vatan' ı spora ayırdıkları sütunları artırarak izlediler
(Uzun, 2012).
1948 yılında Londra’ da düzenlenen Yaz Olimpiyat Oyunları’ nda Türk Güreşçilerinin
büyük başarı elde etmesi gazete yöneticilerinin spora farklı bir yaklaşım göstermelerine
neden olmuştur. Olimpiyatların etkisiyle günlük basında spor sayfası geleneği yerleşti.
Sayfalarda, daha çarpıcı fotoğraflar ve çekici başlıklar kullanılmaya başlandı (Atabeyoğlu,
1991).
Londra Olimpiyatı 2. Dünya Savaşı sonrası barış ortamında düzenlenen ilk oyun olma
özelliği taşıması nedeni ile Türk Sporcularının yanı sıra ilk defa geniş bir gazeteci grubu da
Londra’ ya gitmişti. O yılların popüler spor branşı olan güreşte, Yaşar Doğu, Gazanfer
Bilge, Nasuh Akar, Mehmet Oktav, Celal Atik, Halit Balamir ile alınan 6 altın madalya,
Hürriyet Gazetesi’ nin birinci sayfasından okuyuculara duyurulmuş ve bu Türk Spor
Basınında bir ilk olmuştur (İlhan, 2009).
Türk güreşçilerinin Londra Olimpiyat Oyunları’ nda gösterdikleri olağanüstü başarılarla
Türk Kamuoyunun tüm dikkatlerinin İngiltere’nin başkentine çevrildiği o heyecan dolu
günlerde Ali Ersan’ ın Londra’ dan fotoğraflarla sayfalarını bir albüm gibi donatan
Hürriyet Gazetesi adeta kapışılmıştı (Atabeyoğlu, 1991).
1953 yılında sadece spor haberleri yayınlayan “Spor Haberleri Ajansı” kurulurken, 1954
yılında “Türkiye Spor Gazetesi” adında Türkiye’ nin ilk spor gazetesi yayınlandı. O
dönemde en çok satan günlük gazetenin tirajı 40 bin iken, Türkiye Spor Gazetesi 50 bin
satıyordu (Atalay, 2004).
44
1958 yılına gelindiğinde ise Dünya Gazetesi, sporu zaman zaman birinci sayfadan
verirken, 1963 yılında da Hürriyet, spora tam sayfa ayırmaya başladı. Günlük gazetelerin
1960’ lı yıllarda spora giderek daha fazla önem vermesi, Türk Basınında spor
dergiciliğinin de sonu oldu. Günlük gazeteler spor haberlerini günü gününe verdikleri için
haftalık spor dergileri güncelliklerini ve önemlerini yitirdiler (Toker, 1999).
Televizyonun ülkemize geç girmesinin sporun gelişmesini engellediği, TRT’ nin 1968
yılından bu yana futbolun dışındaki sporlara önem vermesiyle birlikte bazı branşlarda
atılım yapıldığı dikkat çekmiştir.
1980 sonrası dönemde Türkiye’ de medya alanında da önemli değişimler yaşanmıştır.
Büyük sermaye grupları medya alanına girmiş, TRT' nin kamusal yayın tekeli kırılmış ve
1990' lardan itibaren özel televizyonlar yaygınlaşmıştır (Uzun, 2012). Bu yıllarda
geleneksel medyanın yanında internet yeni bir medya olarak gelişmeye başlamış, internetin
gelişmesi ve kullanımının yaygınlık kazanmasıyla 1995’te gazeteler internetten yayın
yapmaya başlamışlardır. Medya alanındaki bu değişimler de medya ve spor arasındaki
ilişkinin gelişmesini ve güçlenmesini sağlamıştır. Spor-medya ilişkisinin gelişmesi ise
spora ilişkin süreli yayınların sayısında belirgin bir artışa neden olmuştur. Bu süreli
yayınların en önemlileri de günlük spor gazeteleri olmuştur.
45
BÖLÜM III
YÖNTEM
Bu bölümde; araştırmanın modeli, evren ve örneklem, verilerin toplanmasında kullanılan
ölçme araçlarının hazırlanması, uygulanması ve bu verilerin analizinde kullanılan
istatistiksel işlemler açıklanmıştır.
3.1. Araştırmanın Modeli
Bu çalışma; öğrenciler, spor ve medya arasındaki en verimli ve anlamlı ilişkinin ortaya
çıkarılabilmesi için ortaokul öğrencilerini, spora yönlendirmesi açısından medyanın
etkisinin hangi düzeyde olduğunun belirlenmesi amacıyla nicel araştırma türünde
yapılmıştır.
Araştırma genel tarama (survey) modelidir. Genel tarama modelleri, çok sayıda elemandan
oluşan bir evrende, evren hakkında genel bir yargıya varmak amacı ile evrenin tümü ya da
ondan alınacak bir grup, örnek ya da örneklem üzerinde yapılan tarama düzenlemeleridir
(Karasar, 2004).
3.2. Evren ve Örneklem
Evren, araştırma sonuçlarının genellenmek istendiği elemanlar bütünüdür. Bu bütün, ortak
özellikleri olan canlı ya da cansız her türlü elemanı içerebilir. Örneklem belli bir evrenden,
belli kurallara göre seçilmiş ve seçildiği evreni temsil yeterliği kabul edilen küçük
kümedir. Araştırmalar, çoğunlukla, örneklem kümeler üzerinde yapılır ve alınan sonuçlar,
ilgili evrene genellenebilir (Karasar ‘dan aktaran Ülkü, 2011).
46
Bu araştırmanın evrenini Bilecik ili merkezinde yer alan özel ve resmî ortaokullarda
öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklem grubunu ise, 2014-2015
eğitim-öğretim yılı güz döneminde Bilecik ili merkezde yer alan Özel Sevgi Çiçeği
Ortaokulu, 700. Yıl Ortaokulu, Edebali Ortaokulu, Ertuğrul Gazi Ortaokulu, Malhun Hatun
Ortaokulu, Osmangazi Ortaokulu ve Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu’ nda 5., 6., 7. ve 8.
Sınıflarda öğrenim gören 300 öğrenci oluşturmuştur. Örneklem, olasılık temelli örneklem
türlerinden
küme
örnekleme
yöntemi
(basit
tesadüfi
örnekleme)
kullanılarak
oluşturulmuştur. Örneklem oluşturulurken okulların bulunduğu muhitlerin sosyo-ekonomik
düzeyleri de dikkate alınmıştır. Veri toplama araçları 300 öğrenciye uygulanmış, cevapsız
bırakılan sorular ve birden fazla seçenek işaretleme gibi hatalı formlar çalışma dışı
bırakılmış, 224’ ü değerlendirmeye alınmıştır. Değerlendirmeye alınan öğrencilerin 97’ si
erkek, 127’ si kızdır.
3.3. Verilerin Toplanması
Araştırmada kullanılan verilerin toplanması için konu ile ilgili literatür taraması yapılmış,
bu alanda bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalar, tezler, makaleler, kitaplar ve konuyla
ilgili resmi kurumların döküman ve içerikleri detaylı olarak incelenmiştir.
Verilerin toplanmasında, araştırmacı tarafından geliştirilen anket ve ölçek teknikleri
uygulanmıştır.
Anket formu (EK-1), 40 sorudanve 3 bölümden oluşmuştur. Anket maddeleri, öğrenciler
tarafından anlaşılabilecek şekilde, konu ile ilgili kaynaklar ve daha önce yapılmış
araştırmalardan yararlanılarak hazırlanmıştır. Bu maddelerin doğruluk derecesini kontrol
etmek amacıyla, uzman kanısına sunulmuştur. Maddelerin konuyla ilgisi, uyumu ve
tutarlılığı uzman yargısıyla belirlenmiştir.
Anketi, örneklem grubuna uygulamadan önce 40 öğrenciye ön uygulama çalışması
yapılmıştır. Ön uygulama sonrasında aksaklıklar belirlenmiş, anlaşılmayan sorular yeniden
gözden geçirilerek düzeltilmiştir.
Anket formu 3 bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm, öğrencilere ilişkin; cinsiyet, yaşanılan
yer, yaş, sınıf, ailenin aylık geliri, annenin eğitim durumu ve babanın eğitim durumu gibi
konuyla ilişkilendirilecek soruların yer aldığı “demografik bilgileri” içermektedir. İkinci
47
bölüm, öğrencilere ilişkin; spor ile ilgilenme-ilgilenmeme durumu, spora ilgi oluşmasındaoluşmamasındaki faktörler, spora ilgi düzeyleri, spor lisansının olup-olmadığı, aile ve
yakın çevrenin spora ilgi durumunun tespiti gibi soruların yer aldığı “öğrencilerin, spora
olan ilgi durumlarına ilişkin görüşlerini” içermektedir. Üçüncü bölüm ise öğrencilere
ilişkin; medyayı takip etme sıklıkları, spora yönlendirmede hangi basının etkili olduğu,
spor olaylarını nasıl takip ettikleri, spor haberlerini takip etme sıklıkları, spor yapma
isteklerinde medyanın etkisinin olup-olmadığı, medyanın tarafsız ve objektif olupolmadığı, medyada her branşa yer verilip-verilmediği, gençlerde spor kültürünün
oluşmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, herhangi bir spor branşının popüler
olmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, gazete okuma sıklıkları, gazetede okurken ilk
olarak bakılan sayfa, gazetede takip edilen spor branşı, spor olaylarının takip ettikleri
gazete, günlük televizyon izleme sıklıkları, televizyonda takip ettikleri program türü,
televizyonda takip ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri kanallar, internet
kullanım sıklığı, internette geçirilen zaman, interneti kullanım amaçları, internette takip
ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri internet siteleri, radyo dinleme sıklıkları,
radyo dinleme süreleri, radyoda takip edilen program türü gibi soruların yer aldığı
“öğrencilerin, medya ile olan ilişkilerine ilişkin görüşleri” şeklinde düzenlenmiştir.
Diğer veri toplama aracı olarak, Spor Medyasının Etkisi Ölçeği (SMEÖ) (EK-2)
kullanılmıştır. Ölçek, konu ile ilgili kaynaklar ve daha önce yapılmış araştırmalardan
yararlanılarak geliştirilmiştir. Ölçek formu, öğrencilerin spor medyasına ilişkin görüşlerini
“cinsiyet, yaşanılan yer, yaş, sınıf, ailenin aylık geliri, annenin eğitim durumu ve babanın
eğitim durumu” gibi değişkenlere göre incelemek için oluşturulmuştur.
Denemelik maddelerden oluşan veri toplama aracının ilk hali 26 maddeden oluşmuştur. Bu
maddelerin doğruluk derecesini kontrol etmek amacıyla, uzmanın kanısına sunulmuştur.
Maddelerin konuyla ilgisi, uyumu ve tutarlılığı uzman yargısıyla belirlenmiştir.
Öğrencilerin görüşlerini almak için ‘Hiç Katılmıyorum (1)’, ‘Katılmıyorum (2)’, ‘Kısmen
Katılıyorum (3)’, ‘Katılıyorum (4)’ ve ‘Tamamen Katılıyorum (5)’ olmak üzere beşli
dereceleme ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan ölçek, öğrencilerin spor
medyasına yönelik görüşlerinin belirlemesi için çok olumludan çok olumsuza kadar
sıralanmıştır. Buna göre görüşlere; (5) Tamamen Katılıyorum, (4) Katılıyorum, (3) Kısmen
48
Katılıyorum, (2) Katılmıyorum, (1) Hiç Katılmıyorum şeklinde puan verilmiştir.
Araştırmada kullanılan ölçeğe uygun olarak elde edilen görüşlerin aritmetik ortalamaları
değerlendirilirken; ‘Hiç Katılmıyorum: 1,00 - 1,79’, ‘Katılmıyorum: 1,80 - 2,59’, ‘Kısmen
Katılıyorum: 2,60 - 3,39’, ‘Katılıyorum: 3,40 - 4,19’, ‘Tamamen Katılıyorum: 4,20 - 5,00’
aralıkları göz önünde bulundurulmuştur.
26 maddelik ölçeğin güvenirliğini ölçmek için ön deneme yapılmıştır. 2014-2015 EğitimÖğretim yılı güz döneminde 5., 6., 7. ve 8. sınıflarda öğrenim gören 130 öğrenciye
uygulanmıştır.
Ön-deneme uygulamasından sonra verilerin faktör analizine uygun olup olmadığı KMO ve
Barlett testi ile incelenmiştir. Çalışma grubundan gelen verilerin faktör analizi için uygun
olup olmadığı Kaiser-Mayer-Olkin (KMO) katsayısı ve Bartlett testi ile açıklanabilir
(Büyüköztürk, 2014). Bu durumda, Bartlett testi sonucunun anlamlı çıkması ve KMO
değerinin 0.50’den büyük çıkması beklenmektedir. Literatüre göre KMO değeri 0.60 orta,
0.70 iyi, 0.80 çok iyi, 0.90 mükemmel olarak kabul edilmektedir (Şeker ve ark., 2004).
KMO’nun 0.60’dan yüksek, Barlett testinin de anlamlı çıkması verilerin faktör analizi için
uygun olduğunu göstermekte (Tavşancıl, 2014; Büyüköztürk, 2014; Çokluk ve ark., 2012)
olup, verilerin çok değişkenli normal dağılımdan geldiğini ve değişkenler arasında
faktörleştirme tekniklerinin kullanılabileceğini ortaya koymaktadır (Büyüköztürk.,
Kalaycı ve De vellis’ den aktaran İlhan ve Esentürk, 2014). Bu iki değer Tablo 1’ de
verilmiştir.
Tablo 1. SMEÖ’ ye İlişkin KMO ve Bartlett Testi Sonuçları
Örneklem Ölçüm Yeterliliği
Kaiser-Meyer-Olkin Örneklem Uyum Ölçüsü
Bartlett Küresellik Testi
x²
sd
P
Değerler
.721
914.667
207
.000
Tablo 1’ de görüldüğü gibi KMO (Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy)
değeri 0.721’ dir. Bu değer kritik değer olarak kabul edilen 0.60 değerinin (Tezbaşaran,
2008; Tavşancıl 2014; Büyüköztürk, 2014; De Vellis, 2014) üzerinde ve iyi değerde
olduğu söylenebilir. Aynı veriler için hesaplanan Barlett Küresellik Testi değeri ise
49
914.667 olup (P<0.001) düzeyinde manidardır. Barlett Sphericity testi verilerin çok
değişkenli normal dağılımdan gelip gelmediğini kontrol etmek için kullanılabilecek
istatistiksel bir tekniktir. Bu test sonucunda elde edilen Chi-Square test istatistiğinin
anlamlı çıkması verilerin çok değişkenli normal dağılımdan geldiğinin göstergesidir (Kılıç
Çakmak, Çebi ve Kan, 2014). Ölçeğin deneme formu verilerinin, faktör analizi yapmaya
uygun olduğu görülmektedir.
Ölçeğin yapı geçerliğine ilişkin kanıt toplama sürecinde ise, aynı yapıyı ölçen değişkenleri
(maddeleri) bir araya toplayarak daha az sayıda değişken ile açıklamayı amaçlayan
istatistiksel bir teknik olan Açımlayıcı Faktör Analizi kullanılmıştır (Büyüköztürk, 2014;
De Vellis, 2014; Tezbaşaran, 2008). 26 maddeden oluşan ölçeğin yapı geçerliğini
belirlemek için açımlayıcı faktör analizi yapılmıştır. Faktör analizi, ölçme aracının ölçtüğü
değişkenlerin sayısını ve bunların her birinin testin bütününden elde edilen puanlara
katkısını, ölçeğe ait maddelerin hangi faktörler altında ne kadar yüklere sahip olduğunu,
testin ölçtüğü yapı ve yapıları ortaya çıkarmada kullanılabilecek bir analiz olarak
tanımlanmıştır (Atılgan, Kan ve Doğan, 2011). Büyüköztürk (2012) ve Tavşancıl (2014)’ a
göre maddelerin faktör içindeki taşıdıkları yük değerinin 0.30 değerinden yüksek olması
gerekmektedir. Bu görüşler doğrultusunda çalışmada faktör yük değeri 0.30 olarak
belirlenmiştir. Faktör analizinde aynı yapıyı ölçmeyen maddelerin çıkarılmasında
aşağıdaki basamaklar izlenmiştir.
Faktör analizi esnasında, hiçbir faktöre yük vermeyen ve binişik değere sahip 6 madde
ölçekten çıkarılmış ve 20 madde ile ölçek son halini almıştır. Madde çıkarma sürecine bir
maddenin iki faktör için yüksek yük değeri verdiğinde yük değerleri arasındaki farkın
binişiklik yaratmaması için en az 0.10 olmasına dikkat edilmiştir (Büyüköztürk, 2014).
Ölçekten madde çıkarımı yapılırken birer birer yapılmış, her defasında analiz tekrarlanarak
boyutlar oluşturulmaya çalışılmıştır. Uygulama sonucunda elde edilen veriler faktör analizi
yapılarak 0.30’ un altında faktör yüküne sahip madde olup olmadığına bakılmış ve 6
madde elenerek, ölçek 2 alt boyutlu ve 20 madde olarak son halini almıştır.
50
Tablo 2. SMEÖ’ ye İlişkin Açımlayıcı Faktör Analizi Sonuçları
Faktöreler
1
M1
M2
M3.
M4.
M5
M6
M7
M8
M9
M10
M11
M12
M13
M14
M15
M16
M17
M18
M19
M20
2
,517
,358
,370
,651
,490
,505
,774
,822
,629
,649
,626
,574
,776
,659
,716
,649
,523
,482
,568
,425
Yapılan araştırmada, ölçeğin güvenirliğini ölçmek için Cronbach Alfa katsayısına
bakılmıştır. Bir ölçme aracının duyarlı, birbiriyle tutarlı ve kararlı ölçme sonuçları
verebilme gücü (Tezbaşaran, 2008) olarak tanımlanan güvenirlik kavramı, değişik
zamanlarda elde edilen cevaplar arasında tutarlık ve aynı zamanda elde edilen cevaplar
arasında tutarlık olarak açıklanabilir. Karasar (2014)’a göre güvenirlik, aynı sürecin
izlenmesi ve aynı ölçeğin kullanılmasıyla benzer sonuçların elde edilmesidir.
Ölçeğin 130 kişiye uygulanmasında ortaya çıkan Cronbach Alfa katsayısı 0,810
bulunmuştur. Uzmanlara göre alfa katsayısı 0.80 ile 1 arasında ise ölçek yüksek
güvenirliliğe sahiptir (Tavşancıl., Alpar., ve Büyüköztürk’ den aktaran İlhan ve Esentürk,
2014). Bu durumda geliştirilen ölçeğin güvenirliğinin yüksek olduğu görülmektedir.
51
Veri toplama araçlarını uygulamadan önce, soruların doğru ve içten cevaplanması için
deneklere “ortaokul öğrencilerinin spora yönlendirilmesinde medyanın etkisi” konusunda
akademik bir çalışma yapıldığı söylenmiş ve araştırmanın öneminden bahsedilmiştir.
Anket sonuçlarının gizli kalacağı konusunda gerekli açıklama yapılmış, ayrıca anketi
cevaplayan kişinin isminin alınmayacağı belirtilmiştir (Şen, 2008). Anket, araştırmacı
tarafından deneklere bizzat uygulanmış, anketle ilgili sorular uygulama esnasında
cevaplandırılmıştır.
Veri toplama araçlarını uygulamadan önce Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
kanalıyla Bilecik Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ nden izin alınmıştır (EK-3).
3.4. Verilerin Analizi
Araştırma sonunda elde edilen veriler puanlanarak bilgisayarda veri girişi yapılmıştır.
Daha sonra elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows
21.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir.
Ölçek geliştirme sürecinde, yapı geçerliğine ilişkin kapsam ve Faktör analizi
uygulanmıştır. Yapı geçerliği sürecinde ise Açımlayıcı Faktör Analizi uygulanmıştır.
Ölçme aracının güvenirliği ise Cronbach Alfa güvenirlik hesaplamaları dikkate alınarak
hesaplanmıştır.
Verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metotları (Frekans, Yüzde, Ortalama,
Standart sapma) kullanılmıştır. Niceliksel verilerin karşılaştırılmasında iki grup arasındaki
fark
için
t-testi,
ikiden
fazla
grup
durumunda
parametrelerin
gruplar
arası
karşılaştırmalarında Tek Yönlü Varyans Analizi (One Way ANOVA) ve farklılığa neden
olan grubun tespitinde Scheffe Testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular % 95 güven
aralığında, % 5 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir.
52
BÖLÜM IV
BULGULAR VE YORUMLAR
Bu bölümde; araştırmanın amaçları doğrultusunda belirlenen, veri toplama araçlarının
analizleri sonucunda elde edilen bulgulara ve yorumlara yer verilmiştir.
4.1. Grubun Genel yapısına İlişkin Bilgiler
Bu bölümde, öğrencilerin; cinsiyet, yaşanılan yer, yaş, sınıf, ailenin aylık geliri, annenin
eğitim durumu ve babanın eğitim durumunu içeren soruların yer aldığı “demografik
bilgiler”, spor ile ilgilenme-ilgilenmeme durumu, spora ilgi oluşmasında-oluşmamasındaki
faktörler, spora ilgi düzeyleri, spor lisansının olup-olmadığı, aile ve yakın çevrenin spora
ilgi durumunun tespiti gibi soruların yer aldığı “öğrencilerin spora ilgi durumlarına ilişkin
bilgiler” ile medyayı takip etme sıklıkları, spora yönlendirmede hangi basının etkili
olduğu, spor olaylarını nasıl takip ettikleri, spor haberlerini takip etme sıklıkları, spor
yapma isteklerinde medyanın etkisinin olup-olmadığı, medyanın tarafsız ve objektif olupolmadığı, medyada her branşa yer verilip-verilmediği, gençlerde spor kültürünün
oluşmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, herhangi bir spor branşının popüler
olmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, gazete okuma sıklıkları, gazetede okurken ilk
olarak bakılan sayfa, gazetede takip edilen spor branşı, spor olaylarının takip ettikleri
gazete, günlük televizyon izleme sıklıkları, televizyonda takip ettikleri program türü,
televizyonda takip ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri kanallar, internet
kullanım sıklığı, internette geçirilen zaman, interneti kullanım amaçları, internette takip
ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri internet siteleri, radyo dinleme sıklıkları,
radyo dinleme süreleri, radyoda takip edilen program türü gibi soruların yer aldığı
53
“öğrencilerin, medyaya ilişkin görüşlerinin” frekans (ƒ) ve yüzde (%) dağılımlarına yer
verilmiştir.
4.1.1. Öğrencilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular
Bu bölümde, öğrencilerin; cinsiyet, yaşanılan yer, yaş, sınıf, ailenin aylık geliri, annenin
eğitim durumu ve babanın eğitim durumu gibi bağımsız değişkenlere göre dağılımları
verilmiştir.
Tablo 3. Öğrencilerin Cinsiyete Göre Dağılımı
Erkek
Kadın
Toplam
ƒ
97
127
224
%
43,3
56,7
100
Tablo 3 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 97’ sinin (% 43,3) erkek, 127’
sinin (% 56,7) ise kadın olduğu anlaşılmaktadır.
Tablo 4. Öğrencilerin Yaşadıkları Yerlere Göre Dağılımı
İl
İlçe
Köy
Toplam
ƒ
208
14
2
224
%
92,9
6,3
0,9
100
Tablo 4 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 208’ inin (% 92,9) ilde, 14’ ünün
(% 6,3) ilçede, 2’ sinin (% 0,9) ise köyde yaşadığı dikkat çekmektedir.
Tablo 5. Öğrencilerin Yaşa Göre Dağılımı
11
12
13
14
15 ve üstü yaş
Toplam
ƒ
47
49
68
56
4
224
%
21
21,9
30,4
25
1,8
100
Tablo 5 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 47’ sinin (% 21,0) 11 yaşında, 49’
unun (% 21,9) 12 yaşında, 68’ inin (% 30,4) 13 yaşında, 56’ sının (% 25,0) 14 yaşında, 4’
ünün (% 1,8) ise 15 yaş ve üstü olduğu görülmektedir.
54
Tablo 6. Öğrencilerin Sınıflarına Göre Dağılımı
ƒ
56
55
57
56
224
5
6
7
8
Toplam
%
25
24,6
25,4
25
100
Tablo 6 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 56’ sının (% 25,0) 5. Sınıf, 55’
inin (% 24,6) 6. Sınıf, 57’ sinin (% 25,4) 7. Sınıf, 56’ sının (% 25,0) 8. Sınıf olduğu
görülmektedir.
Tablo 7. Öğrencilerin Ailelerinin Aylık Gelir Dağılımı
750' den az
751-1.000 arası
1.001-2.000 arası
2.001-3.000 arası
3.001-4.000 arası
4.001 ve üstü
Toplam
ƒ
2
27
60
44
32
59
224
%
0,9
12,1
26,8
19,6
14,3
26,3
100
Tablo 7 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 2’ si (% 0,9) ailesinin aylık
gelirinin 750 TL’den az olduğunu, 27’ si (% 12,1) ailesinin aylık gelirinin 751-1.000 TL
arasında olduğunu, 60’ ı (% 26,8) ailesinin aylık gelirinin 1.001-2.000 TL arasında
olduğunu, 44’ ü (19,6) ailesinin aylık gelirinin 2.001-3.000 TL arasında olduğunu, 32’ si
(% 14,3) ailesinin aylık gelirinin 3.001-4.000 TL arasında olduğunu, 59’ u (% 26,3) ise
ailesinin aylık gelirinin 4.001 ve üstünde olduğunu ifade etmiştir.
Tablo 8. Öğrencilerin Annelerinin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı
ƒ
7
79
36
65
33
4
224
Okuryazar değil
İlkokul mezunu
Ortaokul mezunu
Lise mezunu
Üniversite mezunu
Lisansüstü mezunu
Toplam
%
3,1
35,3
16,1
29
14,7
1,8
100
Tablo 8 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 7’ si (% 3,1) annesinin okuryazar
olmadığını, 79’ u (% 35,3) annesinin ilkokul mezunu olduğu, 36’ sı (% 16,1) annesinin
55
ortaokul mezunu olduğunu, 65’ i (% 29,0) annesinin lise mezunu olduğu, 33’ ü (% 14,7)
annesinin üniversite mezunu olduğunu, 4’ ü (% 1,8) ise annesinin lisansüstü mezunu
olduğu ifade etmiştir.
Tablo 9. Öğrencilerin Babalarının Eğitim Durumuna Göre Dağılımı
ƒ
4
38
31
74
66
11
224
Okuryazar değil
İlkokul mezunu
Ortaokul mezunu
Lise mezunu
Üniversite mezunu
Lisansüstü mezunu
Toplam
%
1,8
17
13,8
33
29,5
4,9
100
Tablo 9 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 4’ ü (% 1,8) babasının okuryazar
olmadığını, 38’ i (% 17,0) babasının ilkokul mezunu olduğunu, 31’ i (% 13,8) babasının
ortaokul mezunu olduğunu, 74’ ü (% 33,0) babasının lise mezunu olduğunu, 66’ sı (%
29,5) babasının üniversite mezunu olduğunu, 11’ i (% 4,9) ise babasının lisansüstü mezunu
olduğunu ifade etmiştir.
4.1.2. Öğrencilerin Spora İlgi Durumlarına İlişkin Bulgular
Bu bölümde, öğrencilerin; spor ile ilgilenme-ilgilenmeme durumu, spora ilgi oluşmasındaoluşmamasındaki faktörler, spora ilgi düzeyleri, spor lisansının olup-olmadığı, aile ve
yakın çevrenin spora ilgi durumunun tespiti gibi soruların yer aldığı “öğrencilerin spora
ilgi durumlarına ilişkin bilgilerin dağılımlarına yer verilmiştir.
Tablo 10. Öğrencilerin Spor Branşı İle İlgilenme Durumlarının Dağılımı
ƒ
196
28
224
Evet
Hayır
Toplam
%
87,5
12,5
100
Tablo 10 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 196’ sı (% 87,5) herhangi bir
spor branşı ile ilgilendiğini, 28’ i (% 12,5) ise herhangi bir spor branşı ile ilgilenmediğini
belirtmiştir. Bu sonuca göre araştırmaya katılan öğrencilerin spora ilgilerinin oldukça
yüksek olduğu yorumu yapılabilir.
56
Tablo 11. Öğrencilerin İlgilendikleri Spor Branşı Dağılımı
Atletizm
Basketbol
Badminton
Bisiklet
Boks
Jimnastik
Futbol
Güreş
Halter
Hentbol
Masa tenisi
Tenis
Voleybol
Yüzme
Uzakdoğu
Diğerleri
Toplam
ƒ
23
61
27
48
8
12
78
4
0
10
34
26
63
45
12
4
196
%
10,3
27,2
12,1
21,4
3,6
5,4
34,8
1,8
0
4,5
15,2
11,6
28,1
20,1
5,4
1,8
87,5
Tablo 11 incelendiğinde 196 öğrenciden 23’ü (% 10,3) atletizm ile, 61’ i (% 27,2)
basketbol ile, 27’ si (% 12,1) badminton ile, 48’ i (% 21,4) bisiklet ile, 8’ i (% 3,6) boks
ile, 12’ si (% 5,4) cimnastik ile, 78’ si (% 34,8) futbol ile, 4’ ü (% 1,8) güreş ile, 10’ u (%
4,5) hentbol ile, 34’ ü (% 15,2) masa tenisi ile, 26’ sı (% 11,6) tenis ile, 63’ ü (% 28,1)
voleybol ile, 45’ i (% 20,1) yüzme ile, 12’ si (% 5,4) uzakdoğu sporları ile, 4’ ü (% 1,8) de
diğer spor branşları ile ilgilendiklerini belirtmişlerdir. Tabloda da görüldüğü gibi halter
branşı ile ilgilenen öğrenci yoktur. Bu sonuca göre, öğrencilerin en çok ilgilendiği
branşların; futbol, voleybol ve basketbol olduğunu söyleyebiliriz.
Tablo 12. Öğrencilerin Spora İlgisinin Oluşmasındaki En Önemli Faktör Dağılımı
Ailem ve akrabalarım
Arkadaşlarım ve akranlar
Çevre koşulları
Beden eğitimi öğretmenim
Beden eğitimi dersi
Kitle iletişim araçları
Beğendiğim sporcu veya sporcular
Oturduğum semtteki spor salonu ve tesisleri
Okul spor salonu ve tesisleri
Toplam
57
ƒ
31
31
11
11
25
22
52
10
3
196
%
13,8
13,8
4,9
4,9
11,2
9,8
23,2
4,5
1,3
87,5
Tablo 12 incelendiğinde anketin 8. Sorusuna evet diyen öğrencilerin 31’ i (% 13,8) spora
ilgisinin oluşmasındaki en önemli faktör olarak ailesi ve akrabalarını, 31’ i (% 13,8)
arkadaşları ve akranlarını, 11’ i (% 4,9) çevre koşullarını, 11’ i (% 4,9) beden eğitimi
öğretmenini, 25’ i (% 11,2) beden eğitimi dersini, 22’ si (% 9,8) kitle iletişim araçlarını,
52’ si (% 23,2) beğendiği sporcu veya sporcuları, 10’ u (% 4,5) okuduğu semtteki spor
salonu ve tesisleri, 3’ ü (% 1,3) ise okul spor salonu ve tesisleri olduğunu ifade etmiştir. Bu
sonuca göre, öğrencilerin spora ilgisinin oluşmasındaki en önemli faktörün, “beğendim
sporcu veya sporcular” olduğu tespit edilmiştir. Örneklemin, beğendiği sporcu veya
sporcuların hem spor hem de özel yaşamlarından etkilendiği ve onlar gibi olma isteklerinin
olduğunu söyleyebiliriz. Bu istek ve etkinin oluşmasındaki en önemli faktörün de medya
olduğu söylenebilir.
Tablo 13. Öğrencilerin Spora İlgisinin Oluşmamasındaki En Önemli Faktör Dağılımı
Ailemin izin vermemesi
Okul ve dersler dolayısı ile boş vaktimin
olmaması
Teşvik edici ve özendirici faaliyetlerin,
organizasyonların yetersizliği
Hastalığım nedeni ile spor yapamamam
İlimizde yeterli spor salonu ve tesisin
olmaması
Okul başarıma olumsuz etkisinin olması
Maddi imkânların yetersiz olması
Spora ilgi duymuyorum
Toplam
ƒ
3
%
1,3
11
4,9
6
2,7
3
1,3
1
0,4
2
0
3
29
0,9
0
1,3
12,9
Tablo 13 incelendiğinde anketin 8. Sorusuna hayır diyen öğrencilerin 3’ ü (% 1,3) spora
ilgi duymamasındaki en önemli faktör olarak ailesinin izin vermemesini, 11’ i (% 4,9) okul
ve dersler dolayısıyla ile boş vaktinin olmamasını, 6’ sı (% 2,7) teşvik edici ve özendirici
faaliyetlerin, organizasyonların yetersizliğini, 3’ ü (% 1,3) hastalığı nedeni ile spor
yapamamasını, 1’ i (% 0,4) ilinde yeterli spor salonu ve tesisin olmamasını, 2’ si (% 0,9)
okul başarısına olumsuz etkisinin olduğunu, 3’ ü (% 1,3) ise spora ilgi duymadığını
belirtmiştir.
58
Tablo 14. Öğrencilerin Spora İlgi Düzeylerinin Dağılımı
Seyirci olarak takip ediyorum
Yarışmalara katılmadan yapıyorum
Mahalli organizasyonlara katılacak düzeyde
yapıyorum
Ulusal organizasyonlara katılacak düzeyde
yapıyorum
Uluslararası organizasyonlara katılacak düzeyde
yapıyorum
Toplam
ƒ
62
69
%
27,7
30,8
55
24,6
33
14,7
5
2,2
224
100
Tablo 14 incelediğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 62’ si (% 27,7) spor ile seyirci
olarak ilgilendiklerini, 69’ u (% 30,8) sporu, yarışmalara katılmadan yaptıklarını, 55’ i ( %
24,6) mahalli organizasyonlara katılacak düzeyde yaptıklarını, 33’ ü (% 14,7) ulusal
organizasyonlara katılacak düzeyde yaptıklarını, 5’ i (% 2,2) ise uluslararası
organizasyonlara katılacak düzeyde yaptıklarını ifade etmişlerdir. Bu sonuca göre,
öğrencilerin 162’ sinin spor yaptığını, 62’ sinin ise seyirci olarak spora katılım gösterdiğini
söyleyebiliriz.
Tablo 15. Öğrencilerin Aile ve Yakın Çevresinin Spora İlgi Dağılımı
Annem
Babam
Kardeşlerim
Akrabalarım
Arkadaşlarım
Hiç kimse yok
Toplam
ƒ
23
38
66
43
113
42
224
%
10,3
17
29,5
19,2
50,4
18,8
100
Tablo 15 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 23’ ü (% 10,3) annesinin
herhangi bir spor branşıyla ilgilendiğini, 38’ i (% 17,0) babasının herhangi bir spor
branşıyla ilgilendiğini, 66’ sı (% 29,5) kardeş/kardeşlerinin herhangi bir spor branşıyla
ilgilendiğini, 43’ ü (% 19,2) akraba/akrabalarının herhangi bir spor branşıyla ilgilendiğini,
113’ ü (% 50,4) arkadaş/arkadaşlarının herhangi bir spor branşıyla ilgilendiğini, 42’ si (%
18,8) ise aile ve yakın çevresinde herhangi bir spor branşıyla ilgilenen kimsenin olmadığını
belirtmiştir.
59
Tablo 16. Öğrencilerin Spor Kulübünde Lisansının Bulunma Dağılımı
Evet
Hayır
Toplam
ƒ
97
127
224
%
43,3
56,7
100
Tablo 16 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 97’ sinin (% 43,3) herhangi bir
spor kulübünde lisansının olduğu, 127’ sinin (% 56,7) ise herhangi bir spor kulübünde
lisansının olmadığı görülmektedir.
4.1.3. Öğrencilerin Medya İle Olan İlişkisine İlişkin Bulgular
Bu bölümde, öğrencilerin; medyayı takip etme sıklıkları, spora yönlendirmede hangi
basının etkili olduğu, spor olaylarını nasıl takip ettikleri, spor haberlerini takip etme
sıklıkları, spor yapma isteklerinde medyanın etkisinin olup-olmadığı, medyanın tarafsız ve
objektif olup-olmadığı, medyada her branşa yer verilip-verilmediği, gençlerde spor
kültürünün oluşmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, herhangi bir spor branşının
popüler olmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, gazete okuma sıklıkları, gazetede
okurken ilk olarak bakılan sayfa, gazetede takip edilen spor branşı, spor olaylarının takip
ettikleri gazete, günlük televizyon izleme sıklıkları, televizyonda takip ettikleri program
türü, televizyonda takip ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri kanallar,
internet kullanım sıklığı, internette geçirilen zaman, interneti kullanım amaçları, internette
takip ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri internet siteleri, radyo dinleme
sıklıkları, radyo dinleme süreleri, radyoda takip edilen program türü gibi soruların yer
aldığı “öğrencilerin, medyaya ilişkin görüşlerinin dağılımlarına yer verilmiştir.
Tablo 17. Öğrencilerin Medyayı Takip Etme Sıklığının Dağılımı
Her gün
Ara sıra
Hafta sonları
Hiç
Toplam
ƒ
77
121
25
1
224
%
34,4
54
11,2
0,4
100
Tablo 17 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 77’ si (% 34,4) medyayı her
gün takip ettiğini, 121’ i (% 54,0) ara sıra takip ettiğini, 25’ i (% 11,2) hafta sonları takip
60
ettiğini, 1’ i (% 0,4) ise hiç takip etmediğini ifade etmiştir. Bu sonuca göre, örneklemi
oluşturan tüm öğrencilerin medyayı takip ettiğini söyleyebiliriz.
Tablo 18. Öğrencilerin Spora Yönlendirmesinde Basın-Yayın Organlarının Dağılımı
ƒ
130
13
4
77
224
Görsel basın
Yazılı basın
İşitsel basın
İnternet
Toplam
%
58
5,8
1,8
34,4
100
Tablo 18 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 130’ u (% 58) spora
yönlendirmede görsel basının, 13’ ü (% 5,8) yazılı basının, 4’ ü (% 1,8) işitsel basının, 77’
si (% 34) ise internetin etkili olduğunu ifade etmişlerdir. Bu sonuca göre öğrencilerin en
fazla görsel basını ve interneti kullandıkları, yazılı basını ve işitsel basını kullanmadıkları
söyleyebiliriz.
Tablo 19. Öğrencilerin Spor Olaylarını Nasıl Takip Ettiklerinin Dağılımı
ƒ
30
28
158
99
11
51
2
224
Günlük Haber Gazetesi
Günlük Spor Gazetesi
Televizyon
İnternet
Radyo
Yapıldığı Yerde (İzleyici Olarak)
Takip Etmiyorum
Toplam
%
13,4
12,5
70,5
44,2
4,9
22,8
0,9
100
Tablo 19 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 30’ u (% 13,4) spor olaylarını
günlük haber gazetesinden, 28’ i (% 12,5) günlük spor gazetesinden, 158’ i (% 70,5)
televizyondan, 99’ u (% 44,2) internetten, 11’ i (% 4,9) radyodan, 51’ i (% 22,8) yapıldığı
yerde (seyirci olarak), 2’ si (% 0,9) ise takip etmediklerini ifade etmişlerdir. Bu sonuca
göre öğrencilerin, spor olaylarını çoğunlukla televizyon ve internetten takip ettiklerini
söyleyebiliriz. Ayrıca anketin 16. ve 25. Sorularına verilen cevaplardan elde edilen
verilerle bu sonuçlarla birleştirildiğinde öğrencilerin, düzenli gazete okuma alışkanlığının
olmadığı ve bu alışkanlığın medyayı-spor medyasını takip ederken gazeteyi kullanma
oranına yansıdığını söyleyebiliriz.
61
Tablo 20. Öğrencilerin Spor Haberlerini Takip Etme Sıklıklarının Dağılımı
Her gün
Ara sıra
Hafta sonları
Hiç izlemem
Toplam
ƒ
58
119
30
17
224
%
25,9
53,1
13,4
7,6
100
Tablo 20 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 58’ i (% 25, 9) spor haberlerini
her gün takip ettiklerini, 119’ u (% 53,1) ara sıra takip ettiklerini, 30’ u (% 13,4) hafta
sonları takip ettiklerini, 17’ si (% 7,6) ise spor haberlerini hiç takip etmediklerini ifade
etmişleridir. Bu sonuca göre, öğrencilerin büyük çoğunluğunun (% 92,4) spor haberlerini
takip ettiğini söyleyebiliriz.
Tablo 21. Öğrencilerin Hangi Spor Branşına Ait Haberleri Daha Çok Takip Ettiklerinin
Dağılımı
Atletizm
Basketbol
Badminton
Bisiklet
Boks
Jimnastik
Futbol
Güreş
Halter
Hentbol
Masa tenisi
Tenis
Voleybol
Yüzme
Uzakdoğu
Diğerleri
Takip Etmiyorum
Toplam
ƒ
21
63
24
30
11
18
120
4
5
8
25
38
73
49
10
5
4
224
%
9,4
28,1
10,7
13,4
4,9
8
53,6
1,8
2,2
3,6
11,2
17
32,6
21,9
4,5
2,2
1,8
100
Tablo 21 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 21’ i (% 9,4) medyada atletizm
branşını ait haberleri, 63’ ü (% 28,1) basketbol branşına ait haberleri, 24’ ü (% 10,7)
badminton branşına ait haberleri, 30’ u (% 13,4) bisiklet branşına ait haberleri, 11’ i (%
4,9) boks branşına ait haberleri, 18’ i (% 8) cimnastik branşına ait haberleri, 120’ si (%
53,6) futbol branşına ait haberleri, 4’ ü (% 1,8) güreş branşına ait haberleri, 5’ i (% 2,2)
62
halter branşına ait haberleri, 8’i (% 3,6) hentbol branşına ait haberleri, 25’ i (% 11,2) masa
tenisi branşına ait haberleri, 38’ i (% 17) tenis branşına ait haberleri, 73’ ü (% 32,6)
voleybol branşına ait haberleri, 49’ u (% 21,9) yüzme branşına ait haberleri, 10’ u (% 4,5)
uzakdoğu sporlarına ait haberleri, 5’ i (% 2,2) diğer spor branşlarına ait haberleri takip
ettikleri görülmüştür. 4 (% 1,8) öğrenci ise herhangi bir spor branşına haberleri takip
etmemektedir. Bu sonuca göre öğrencilerin en çok; futbol, voleybol ve basketbol
branşlarına ait haberleri takip ettiklerini, diğer spor branşlarıyla ilgili haberlere ilgi
göstermediklerini söyleyebiliriz.
Tablo 22. Öğrencilerin Spor Yapma İsteğinde Medyanın Etki Durumunun Dağılımı
Evet
Hayır
Toplam
ƒ
185
39
224
%
82,6
17,4
100
Tablo 22 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 185’ i (% 82,6) spor yapma
isteklerinde medyanın etkisinin olduğunu, 39’ u (% 17,4) ise spor yapma isteklerinde
medyanın etkisinin olmadığını ifade etmişlerdir. Bu sonuca göre, anketin 8. Sorusuna
verdikleri cevaplarla sporla ilgilendikleri tespit edilen 196 öğrencinin, 185’ inin spor
yapmış olmasında ya da spor yapmasında medyanın etkisinin çok yüksek düzeyde
olduğunu söyleyebiliriz.
Tablo 23. Öğrencilerin “Medyanın, Tarafsız ve Objektif Olduğunu Düşünüyor musunuz?
Sorusuna İlişkin Dağılımı
Evet
Hayır
Toplam
ƒ
52
172
224
%
23,2
76,8
100
Tablo 23 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 52’ si (% 23,2) medyanın,
tarafsız ve objektif olduğunu düşünürken, 172’ si (% 76,8) medyanın, tarafsız ve objektif
olduğunu düşünmemektedir.
63
Tablo 24. Öğrencilerin “Medyada, Her Branşa Yeteri Kadar Yer Verildiğini Düşünüyor
musunuz?” Sorusuna İlişkin Dağılımı
Evet
Hayır
Toplam
ƒ
104
120
224
%
46,4
53,6
100
Tablo 24 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 104’ ü (% 46,4) medyada her
branşa yeteri kadar yer verildiğini belirtirken, 120’ si (% 53,6) ise medyada her branşa
yeteri kadar yer verilmediğini belirtmiştir.
Tablo 25. Öğrencilerin “Spor Kültürünün Oluşmasında Medyanın Etkisi Var mıdır?”
Sorusuna İlişkin Dağılımı
Evet
Hayır
Toplam
ƒ
194
30
224
%
86,6
13,4
100
Tablo 25 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 194’ ü (% 86,6) spor kültürünün
oluşmasında medyanın etkisinin olduğunu bildirirken, 30’ u (% 13,4) da spor kültürünün
oluşmasına medyanın etkisinin olmadığını bildirmiştir. Bu sonuca göre, anketin 8.
sorusuna verdikleri cevaplarla sporla ilgilendikleri tespit edilen 196 öğrenciden 194’ ünde
spor kültürünün oluştuğunu ve bu kültürün oluşmasındaki en önemli faktörün medya
olduğunu söyleyebiliriz.
Tablo 26. Öğrencilerin “Spor Branşlarının Popüler Olmasında Medyanın Etkisi Var
mıdır?” Sorusuna İlişkin Dağılımı
Evet
Hayır
Toplam
ƒ
196
28
224
%
87,5
12,5
100
Tablo 26 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 196’ sı (% 87,5) spor
branşlarının popüler olmasında medyanın etkisinin olduğunu ifade ederken, 28’ i (% 12,5)
ise spor branşlarının popüler olmasında medyanın etkisinin olmadığını ifade etmiştir.
64
Tablo 27. Öğrencilerin Gazete Okuma Sıklıklarının Dağılımı
Her gün
Ara sıra
Nadiren
Hiç
Toplam
ƒ
17
108
78
20
223
%
7,6
48,2
34,8
8,9
99,5
Tablo 27 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 17’ si (% 7,6) her gün gazete
okuduğunu, 108’ i (% 48,2) ara sıra gazete okuduğunu, 78’ i (% 34,8) nadiren gazete
okuduğunu belirtirken, 20’ si (% 8,9) ise hiç gazete okumadığını belirtmiştir. Bu sonuca
göre öğrencilerin, düzenli gazete okuma alışkanlıklarının olmadığını, 16. ve 17. sorulardan
elde edilen veriler doğrultusunda da, medyayı ve spor medyasını takip ederken gazeteyi,
kararı etkileyecek seviyede tercih etmediklerini söyleyebiliriz.
Tablo 28. Öğrencilerin Gazete Okurken Baktıkları İlk Sayfanın Dağılımı
Birinci sayfa
Ekonomi sayfası
Magazin sayfası
Spor sayfası
Siyaset sayfası
Kültür-sanat sayfası
Takip etmiyorum
Toplam
ƒ
52
3
42
92
3
21
11
224
%
23,2
1,3
18,8
41,1
1,3
9,4
4,9
100
Tablo 28 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 52’ si (% 23,2) gazete okurken
birinci sayfaya baktığını, 3’ ü (% 1,3) ekonomi sayfasına baktığını, 42’ si (% 18,8)
magazin sayfasına baktığını, 92’ si (% 41,1) spor sayfasına baktığını, 3’ ü (% 1,3) siyaset
sayfasına baktığını, 21’ i (% 9,4) kültür-sanat sayfasına baktığını ifade etmiştir. 11’ i (%
4,9) ise gazete okumadığını ifade etmiştir. Bu sonuca göre öğrenciler, gazete okurken en
çok; spor sayfasını, birinci sayfayı ve magazin sayfasını tercih ederken, diğer sayfaları
tercih etmediklerini söyleyebiliriz.
65
Tablo 29. Öğrencilerin Gazete Okurken Takip Ettiği Spor Branşlarının Dağılımı
Atletizm
Basketbol
Badminton
Bisiklet
Boks
Jimnastik
Futbol
Güreş
Halter
Hentbol
Masatenisi
Tenis
Voleybol
Yüzme
Uzakdoğu
Diğerleri
Takip Etmiyorum
Toplam
ƒ
19
62
13
18
8
10
128
3
3
9
14
23
62
34
7
3
13
224
%
8,5
27,7
5,8
8
3,6
4,5
57,1
1,3
1,3
4
6,3
10,3
27,7
15,2
3,1
1,3
5,8
100
Tablo 29 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 19’ u (% 8,5) gazete okurken
atletizm branşına ait haberleri, 62’ si (% 27,7) basketbol branşına ait haberleri, 13’ ü (%
5,8) badminton branşına ait haberleri, 10’ u (% 4,5) bisiklet branşına ait haberleri, 8’ i (%
3,6) boks branşına ait haberleri, 18’ i (% 8) cimnastik branşına ait haberleri, 128’ i (%
57,1) futbol branşına ait haberleri, 3’ ü (% 1,3) güreş branşına ait haberleri, 3’ ü (% 1,3)
halter branşına ait haberleri, 9’ u (% 4) hentbol branşına ait haberleri, 14’ ü (% 6,3) masa
tenisi branşına ait haberleri, 23’ ü (% 10,3) tenis branşına ait haberleri, 62’ si (% 27,7)
voleybol branşına ait haberleri, 34’ ü (% 15,2) yüzme branşına ait haberleri, 7’ si (% 3,1)
uzakdoğu sporlarına ait haberleri, 3’ ü (% 1,3) diğer spor branşlarına ait haberleri takip
ettikleri görülmüştür. 13 (% 5,8) öğrenci ise gazeteden herhangi bir spor branşına haberleri
takip etmemektedir. Bu sonuca göre öğrenciler gazete okurken en çok; futbol, basketbol ve
voleybol branşlarına ait haberleri takip etmektedirler.
66
Tablo 30. Öğrencilerin Spor Olaylarını Takip Ettikleri Gazete Dağılımı
Fotomaç
Fanatik
Fotospor
Milliyet Spor
AçıkMertKorkusuz (AMK)
Zaman Spor
Cumhuriyet Spor
HTSpor (Habertürk)
Sabah Spor
Hürriyet Spor
Posta Spor
Diğerleri
Takip Etmiyorum
Toplam
ƒ
36
69
5
12
36
33
6
9
36
47
5
4
0
224
%
16,1
30,8
2,2
5,4
16,1
14,7
2,7
4
16,1
21
2,2
1,8
0
100
Tablo 30 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 36’ sı (% 16,1) spor olaylarını
takip etmek için Fotomaç gazetesini, 69’ u (% 30,8) Fanatik gazetesini, 5’ i (% 2,2)
Fotospor gazetesini, 12’ si (% 5,4) Milliyet gazetesinin spor sayfasından, 36’ sı (% 16,1)
AçıkMertKorkusuz (AMK) gazetesinden, 33’ü (% 14,7) Zaman gazetesinin spor
sayfasından, 6’ sı (% 2,7) Cumhuriyet gazetesinin spor sayfasından, 9’ u (% 4) Habertürk
gazetesinin spor sayfasından, 36’ sı (% 16,1) Sabah gazetesinin spor sayfasından, 47’ si (%
21) Hürriyet gazetesinin spor sayfasından, 5’ i (2,2) Posta gazetesinin spor sayfasından, 4’
ü (% 1,8) ise diğer gazetelerin spor sayfalarından takip ettiklerini ifade etmişlerdir. Bu
sonuca göre, öğrenciler spor olaylarını en çok Fanatik, Hürriyet spor ve aynı oranlara sahip
Fotomaç, AçıkMertKorkusuz (AMK) ve Sabah spordan takip etmektedir. Ayrıca
öğrencilerin spor olaylarını, spor gazetelerinden takip ettiklerini söyleyebiliriz.
Tablo 31. Öğrencilerin Günlük Ortalama Televizyon İzleme Sürelerinin Dağılımı
ƒ
31
103
60
30
0
224
Her gün 1 saat ve daha az izlerim
Her gün 1-2 saat izlerim
Her gün 3-4 saat izlerim
Her gün 4 saat ve üstü izlerim
Hiç izlemem
Toplam
67
%
13,8
46
26,8
13,4
0
100
Tablo 31 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 31’ i (% 13,8) televizyonu, her
gün 1 saat ve daha az izlediğini, 103’ ü (% 46) her gün 1-2 saat izlediğini, 60’ ı (% 26,8)
her gün 3-4 saat izlediğini, 30’ u (% 13,4) ise her gün 4 saat ve üstü izlediğini belirtmiştir.
Tablo 32. Öğrencilerin Televizyonda Takip Ettikleri Programların Dağılımı
ƒ
144
37
43
114
127
71
21
85
0
224
Diziler, Filmler
Haber Programları
Magazin Programları
Spor Programları
Yarışma Programları
Sanat ve Kültür Programları
Açık Oturum ve Tartışma Programları
Gezi-Belgesel Programları
Takip Etmiyorum
Toplam
%
64,3
16,5
19,2
50,9
56,7
31,7
9,4
37,9
0
100
Tablo 32 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 144’ü (% 64,3) televizyonda
dizileri-filmleri takip ettiklerini, 37’ si (% 16,5) haber programlarını takip ettiklerini, 43’ ü
(% 19,2) magazin programlarını takip ettiklerini, 114’ ü (% 50,9) spor programlarını takip
ettiklerini, 127’ si (% 56,7) yarışma programlarını takip ettiklerini, 71’ i (% 31,7) sanat ve
kültür programlarını takip ettiklerini, 21’ i (% 9,4) açık oturum ve tartışma programlarını
takip ettiklerini, 85’ i (% 37,9) gezi-belgesel programlarını takip ettiklerini ifade
etmişlerdir. Bu sonuca göre, öğrenciler televizyonda en çok; dizileri-filmleri, yarışma
programları ve spor programlarını takip etmektedirler.
68
Tablo 33. Öğrencilerin Televizyonda Yayınlanan Spor Programlarında Takip Ettikleri Spor
Branşlarının Dağılımı
Atletizm
Basketbol
Badminton
Bisiklet
Boks
Jimnastik
Futbol
Güreş
Halter
Hentbol
Masatenisi
Tenis
Voleybol
Yüzme
Uzakdoğu
Diğerleri
Takip Etmiyorum
Toplam
ƒ
24
67
15
18
11
12
134
5
4
9
17
32
76
38
6
3
3
224
%
10,7
29,9
6,7
8
4,9
5,4
59,8
2,2
1,8
4
7,6
14,3
33,9
17
2,7
1,3
1,3
100
Tablo 33 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 24’ ü (% 10,7) televizyonda
atletizm branşına ait programları takip ettiklerini, 67’ si (% 29,9) basketbol branşına ait
programları takip ettiklerini, 15’ i (% 6,7) badminton branşına ait programları takip
ettiklerini, 18’ i (% 8) bisiklet branşına ait programları takip ettiklerini, 11’ i (% 4,9) boks
branşına ait programları takip ettiklerini, 12’ si (% 5,4) cimnastik branşına ait programları
takip ettiklerini, 134’ ü (% 59,4) futbol branşına ait programları takip ettiklerini, 5’ i (%
2,2) güreş branşına ait programları takip ettiklerini, 4’ ü (% 1,8) halter branşına ait
programları takip ettiklerini, 9’ u (% 4) hentbol branşına ait programları takip ettiklerini,
17’ si (% 7,6) masa tenisi branşına ait programları takip ettiklerini, 32’ si (% 14,3) tenis
branşına ait programları takip ettiklerini, 76’ sı (% 33,9) voleybol branşına ait programları
takip ettiklerini, 38’ i (% 17) yüzme branşına ait programları takip ettiklerini, 6’ si (% 2,7)
uzakdoğu sporlarına ait programları takip ettiklerini, 3’ ü (% 1,3) ise diğer spor branşlarına
ait programları takip ettiklerini belirtmişlerdir. 3’ ü (% 1,3) ise televizyonda herhangi bir
spor branşına ait programları takip etmediklerini belirtmiştir. Bu sonuca göre, öğrenciler
televizyonda en çok; futbol, voleybol ve basketbol branşlarına ait programları takip
etmektedirler.
69
Tablo 34. Öğrencilerin Spor Olaylarını Takip Ettikleri Kanal Dağılımı
NTV Spor
Show Tv
TRT Spor
Kanal D
Star Tv
FB Tv
BJK Tv
GS Tv
Eurosport
Tv8
Lig Tv
Sports Tv
ATV
Diğerleri
Takip Etmiyorum
Toplam
ƒ
183
28
63
21
28
68
19
48
11
15
45
23
23
5
2
224
%
81,7
12,5
28,1
9,4
12,5
30,4
8,5
21,4
4,9
6,7
20,1
10,3
10,3
2,2
0,9
100
Tablo 34 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 183’ ü (% 81,7) televizyonda
yayınlanan spor olaylarını NTV Spor’ dan takip ettiğini, 28’ i (% 12,5) Show Tv’ den takip
ettiğini, 63’ ü (% 28,1) TRT Spor’ dan takip ettiğini, 21’ i (% 9,4) Kanal D’ den takip
ettiklerini, 28’ i (% 12,5) Star Tv’ den takip ettiğini, 68’ i (% 30,4) FB Tv’ den takip
ettiğini, 19’ u (% 8,5) BJK Tv’ den takip ettiğini, 48’ i (% 21,4) GS Tv’ den takip ettiğini,
11’ i (% 4,9) Eurosport’ dan takip ettiğini, 15’ i (% 6,7) Tv 8’ den takip ettiğini, 45’ i (%
20,1) Lig Tv’ den takip ettiğini, 23’ ü (% 10,3) Sports Tv’ den takip ettiğini, 23’ ü (%
10,3) ATV’ den takip ettiğini, 5’ i (% 2,3) diğer kanallardan takip ettiğini belirtmiştir. 2’ si
(% 0,9) ise televizyonda yayınlanan spor programlarını takip etmediğini belirtmiştir. Bu
sonuca göre, öğrenciler televizyondaki spor olaylarını en çok; NTV Spor, FB Tv ve TRT
Spor’ dan takip etmektedir. Ayrıca öğrencilerin televizyonda yayınlanan spor olaylarını,
spor kanallarından takip ettiklerini söyleyebiliriz.
Tablo 35. Öğrencilerin İnternet Kullanım Sıklığının Dağılımı
Her gün
Ara sıra
Nadiren
Yalnızca Hafta sonları
Hiç
Toplam
ƒ
122
75
19
7
1
224
70
%
54,5
33,3
8,3
3,5
0,4
100
Tablo 35 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 122’ i (% 54,5) interneti her gün
kullandıklarını, 75’ i (% 33,3) ara sıra kullandıklarını, 19’ u (% 8,3) nadiren
kullandıklarını, 7’ si (% 3,5) yalnızca hafta sonları kullandıklarını ifade etmişlerdir. 1’ i (%
0,4) ise interneti hiç kullanmadığını ifade etmiştir.
Tablo 36. Öğrencilerin İnternette Geçirilen Zaman Dağılımı
ƒ
51
96
36
35
5
1
224
1 saat ve daha az
1-2 saat
2-3 saat
3 saat ve daha fazla
Yalnızca hafta sonları
Hiç kullanmıyorum
Toplam
%
22,8
42,9
16,1
15,6
2,2
0,4
100
Tablo 36 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 51’ i (% 22,8) internette 1 saat
ve daha az zaman geçirdiğini, 96’ sı (% 42,9) 1-2 saat zaman geçirdiğini, 36’ sı (% 16, 1)
2-3 saat zaman geçirdiğini, 35’ i (% 15,6) 3 saat ve daha fazla zaman geçirdiğini, 5’ i (%
2,2) yalnızca hafta sonları zaman geçirdiğini belirtmiştir. 1’ i (% 0,4) ise internetti
kullanmadığını belirtmiştir.
Tablo 37. Öğrencilerin İnterneti Kullanım Amaçlarının Dağılımı
Ders ve eğitim
İletişim
Oyun
Haber
Sosyal Medya
Tv-Dizi
Spor olayları
Diğerleri
Kullanmıyorum
Toplam
ƒ
81
63
89
25
143
24
64
2
1
224
%
36,2
28,1
39,7
11,2
63,8
10,7
28,6
0,9
0,4
100
Tablo 37 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 81’ i (% 36,2) interneti ders ve
eğitim amaçlı kullandıklarını, 63’ ü (% 28,1) iletişim amaçlı kullandıklarını, 89’ u (% 39,7)
oyun amaçlı kullandıklarını, 25’ i (% 11,2) haberleri takip etmek amacıyla kullandıklarını,
143’ ü (% 63,8) sosyal medya amaçlı kullandıklarını, 24’ ü (% 10,7) tv-dizi izlemek
amacıyla kullandıklarını, 64’ ü (% 28,6) spor olaylarını takip etmek amacıyla
71
kullandıklarını, 2’ si (% 0,9) ise diğer amaçlar için kullandıklarını ifade etmişlerdir., 1’ i
(% 0,4) ise interneti kullanmadığını ifade etmiştir. Bu sonuca göre öğrenciler, interneti en
çok; sosyal medya, oyun, ders ve eğitim amaçlı kullandığını, spor olaylarını ise internetten
ziyade gazete, televizyon ve radyodan takip ettiklerini söyleyebiliriz.
Tablo 38. Öğrencilerin İnternette Takip Ettikleri Spor Olaylarının Branşlara Göre Dağılımı
Atletizm
Basketbol
Badminton
Bisiklet
Boks
Jimnastik
Futbol
Güreş
Halter
Hentbol
Masatenisi
Tenis
Voleybol
Yüzme
Uzakdoğu
Diğerleri
Takip Etmiyorum
Toplam
ƒ
27
65
18
23
10
11
119
4
5
9
16
32
68
38
9
3
4
224
%
12,1
29
8
10,3
4,5
4,9
53,1
1,8
2,2
4
7,1
14,3
30,4
17
4
1,3
1,8
100
Tablo 38 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 27’ si (% 12,1) internette
atletizm branşına ait haberleri takip ettiklerini, 65’ i (% 29) basketbol branşına ait haberleri
takip ettiklerini, 18’ i (% 8) badminton branşına ait haberleri takip ettiklerini, 23’ ü (%
10,3) bisiklet branşına ait haberleri takip ettiklerini, 10’ u (% 4,5) boks branşına ait takip
haberleri ettiklerini, 11’ i (% 4,9) cimnastik branşına ait haberleri takip ettiklerini, 119’ u
(% 53,1) futbol branşına ait haberleri takip ettiklerini, 4’ ü (% 1,8) güreş branşına ait
haberleri takip ettiklerini, 5’ i (% 2,2) halter branşına ait haberleri takip ettiklerini, 9’ u (%
4) hentbol branşına ait haberleri takip ettiklerini, 16’ sı (% 7,1) masa tenisi branşına ait
haberleri takip ettiklerini, 32’ si (% 14,3) tenis branşına ait haberleri takip ettiklerini, 68’ i
(% 30,4) voleybol branşına ait haberleri takip ettiklerini, 38’ i (% 17) yüzme branşına ait
haberleri takip ettiklerini, 9’ u (% 4) uzakdoğu sporlarına ait haberleri takip ettiklerini, 3’ ü
(% 1,3) ise diğer spor branşlarına ait haberleri takip ettiklerini ifade etmişlerdir. 4’ ü (%
1,8) ise internette herhangi bir spor branşına ait haberleri takip etmediklerini ifade
72
etmişlerdir. Bu sonuca göre, öğrenciler internette en çok; futbol, voleybol, basketbol,
branşlarına ait haberleri takip etmektedirler.
Tablo 39. Öğrencilerin Spor Olaylarını Takip Ettikleri İnternet Sitelerinin Dağılımı
NtvSpor
Ajansspor
Sporx
Spor3
Hürriyet
Milliyet
Sabah
Zaman
Cumhuriyet
Fenerbahçe
Beşiktaş
Galatasaray
Federasyon web siteleri
Diğerleri
Takip Etmiyorum
Toplam
ƒ
143
14
20
11
24
12
13
10
4
65
22
51
58
9
4
224
%
63,8
6,3
8,9
4,9
10,7
5,4
5,8
4,5
1,8
29
9,8
22,8
25,9
4
1,8
100
Tablo 39 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 143’ ü (% 63,8) internette
yayınlanan spor olaylarını www.ntvspor.net’ ten takip ettiğini, 14’ ü (% 6,3)
www.ajansspor.com’ dan takip ettiğini, 20’ si (% 8,9) www.sporx.com’ dan takip ettiğini,
11’
i
(%
4,9)
www.spor.haber3.com’dan
takip
ettiğini,
24’
ü
(%
10,7)
www.hurriyet.com.tr’ den takip ettiğini, 12’ si (% 5,4) www.milliyet.com.tr’ den takip
ettiğini, 13’ ü (% 5,8) www.sabah.com.tr’ den takip ettiğini, 10’ u (% 4,5)
www.zaman.com.tr’ den takip ettiğini, 4’ ü (% 1,8) www.cumhuriyet.com.tr’ den takip
ettiğini, 65’ i (% 29) www.fenerbahce.org’ dan takip ettiğini, 22’ si (% 9,8)
www.bjk.com.tr’ den takip ettiğini, 51’ i (% 22,8) www.galatasaray.org’ dan takip ettiğini,
58’ i (% 25,9) federasyonların resmi internet sitelerinden takip ettiğini, 9’ i (% 2,3) diğer
internet sitelerinden takip ettiğini belirtmiştir. 4’ ü (% 1,8) ise internette yayınlanan spor
olaylarını takip etmediğini belirtmiştir. Bu sonuca göre, öğrenciler internette yayınlanan
spor olaylarını en çok; “www.ntvspor.net” , “www.fenerbahce.org” ve federasyonların
resmi internet sitelerinden takip ettiği görülmüştür.
73
Tablo 40. Öğrencilerin Radyo Dinleme Sıklıklarının Dağılımı
Her gün
Ara sıra
Nadiren
Yalnızca Hafta Sonları
Hiç
Toplam
ƒ
8
45
83
35
53
224
%
3,6
20,1
37,1
15,6
23,7
100
Tablo 40 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 8’ i (% 3,6) radyoyu her gün
dinlediklerini, 45’ i (% 20,1) ara sıra dinlediklerini, 83’ ü (% 37,1) nadiren dinlediklerini,
35’ i (% 15,6) yalnızca hafta sonları dinlediklerini ifade etmişlerdir. 53’ ü (% 23,7) ise
radyoyu hiç dinlemediklerini ifade etmişlerdir. Bu sonuca göre, öğrencilerin radyoya
ilgisinin az olduğunu, televizyon, gazete ve internete oranla radyoyu daha az kullanmayı
tercih ettiklerini söyleyebiliriz.
Tablo 41. Öğrencilerin Ortalama Radyo Dinleme Sürelerinin Dağılımı
1 saat ve daha az
1-2 saat
2-3 saat
3 saat ve daha fazla
Yalnızca hafta sonları
Hiç
Toplam
ƒ
112
25
2
2
30
53
224
%
49,9
11,2
0,9
0,9
13,4
23,8
100
Tablo 41 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 112’ si (% 49,9) radyoyu 1 saat
ve daha az sürede dinlediklerini, 25’ i (% 11,2) 1-2 saat dinlediklerini, 2’ si (% 0,9) 2-3
saat dinlediğini, 2’ si (% 0,9) 3 saat ve daha fazla sürede dinlediklerini, 30’ u (% 13,4)
yalnızca hafta sonları dinlediğini ifade etmişlerdir. 53’ ü (% 23,8) ise radyo
dinlemediklerini ifade etmişlerdir. Bu sonuca göre, öğrencilerin radyo dinleme sürelerinin
az olduğunu, televizyon, gazete ve internete oranla radyo kullanmayı tercih etmediklerini
söyleyebiliriz.
74
Tablo 42. Öğrencilerin Radyoda Takip Ettikleri Programların Dağılımı
ƒ
17
13
53
6
81
0
53
224
Haber programları
Bilgi ve genel kültür yarışmaları
Spor programları
Kültür-sanat rogramları
Müzik programları
Açık oturum ve tartışma programları
Takip etmiyorum
Toplam
%
7,6
4,1
23,7
1,6
35,6
0
27,4
100
Tablo 42 incelendiğinde örneklemi oluşturan öğrencilerin 17’ si (% 7,6) radyoda
yayınlanan haber programlarını takip ettiklerini, 13’ ü (% 4,1) bilgi ve genel kültür
programlarını takip ettiklerini, 53’ ü (% 23,7) spor programlarını takip ettiklerini, 6’ sı (%
1,6) kültür-sanat programlarını takip ettiklerini, 81’ i (% 35,6) müzik programlarını takip
ettiklerini ifade etmişleridir. Açık oturum ve tartışma programlarını takip etmeyen
öğrencilerin 53’ ü (% 27,4) ise radyoda herhangi bir program takip etmediklerini ifade
etmişleridir. Bu sonuca göre, öğrencilerin radyoda en çok; müzik programlarını, spor
programlarını ve haber programlarını tercih ettikleri görülmüştür.
75
4.2. Spor Medyasının Etkisi Ölçeğinin (SMEÖ) Yüzde-Frekans Sonuçları
Tablo 43’ de araştırmaya katılan 224 öğrencinin SMEÖ’ ye verdikleri cevapların yüzde
(%) ve frekans (ƒ) dağılımları sunulmuştur.
Tablo 43. SMEÖ’ nin Frekans (ƒ) ve Yüzde (%) Dağılımı
Soru
No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
ƒ
%
ƒ
%
25
11,2
19
8,5
15
6,7
22
9,8
11
4,9
10
4,5
10
4,5
35
15,6
14
6,3
40
17,9
12
5,4
23
10,3
14
6,3
40
17,9
19
8,5
19
8,5
20
8,9
29
12,9
18
8
26
11,6
26
11,6
23
10,3
28
12,5
28
12,5
43
19,2
32
14,3
40
17,9
49
21,9
34
15,2
30
13,4
24
10,7
25
11,2
33
14,7
33
14,7
23
10,3
16
7,1
43
19,2
32
14,3
97
43,3
43
19,2
Kısmen
Katılıyorum
ƒ
%
74
33
37
16,5
49
21,9
74
33
67
29,9
62
27,7
67
29,9
57
25,4
64
28,6
61
27,2
59
26,3
46
20,5
47
21
51
22,8
54
24,1
40
17,9
44
19,6
50
22,3
71
31,7
32
14,3
Katılıyorum
ƒ
63
95
89
69
56
75
56
76
54
78
66
69
45
43
59
63
58
91
47
27
%
28,1
42,4
39,7
30,8
25
33,5
25
33,9
24,1
34,8
29,5
30,8
20,1
19,2
26,3
28,1
25,9
40,6
21
12,1
Tamamen
Katılıyorum
ƒ
%
43
19,2
55
24,6
65
29
36
16,1
47
21
52
23,2
47
21
53
23,7
57
25,4
41
18,3
50
22,3
53
23,7
56
25
41
18,3
47
21
72
32,1
56
25
44
19,6
31
13,8
25
11,2
Tablo 43’ ün 1. maddesi incelendiğinde “Spor medyasının, davranış ve tutumlarım
üzerinde olumlu etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 11,2,
‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 8,5, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 33,
‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 28,1, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 19,2
olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 2. maddesi incelendiğinde “Sporun kalkınmasında ve gelişmesinde spor
medyasının etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 6,7,
‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 9,8, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 16,5,
76
‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 42,4, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 24,6
olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 3. maddesi incelendiğinde “Spor medyası, gençleri spora yönlendirir”
ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 4,9 ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 4,5,
‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 21,9, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 39,7,
‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 29 olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 4. maddesi incelendiğinde “Spor medyası, halka gerektiği kadar spor bilgisi
aktarmaktadır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 4,5 ‘katılmıyorum’
diyenlerin oranı % 15,6, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 33, ‘katılıyorum’
diyenlerin oranı % 30,8, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 16,1 olarak
saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 5. maddesi incelendiğinde “Spor medyası, yayın politikalarını belirlerken
okuyucunun taleplerini dikkate almaktadır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı
% 6,3, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 17,9, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı %
29,9, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 21
olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 6. maddesi incelendiğinde “Spor medyası, spor ve sporcular hakkında
kamuoyunu etkilemektedir” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 5,4,
‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 10,3, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 27,7,
‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 33,5, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 23,2
olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 7. maddesi incelendiğinde “Spor medyasının programları ve yayınları
insanlar arasında dostluk ve barışı yaygınlaştırır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin
oranı % 6,3, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 17,9, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı
% 29,9, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 21
olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 8. maddesi incelendiğinde “Spor medyası, futbol dışı branşların tanınmasına
katkıda bulunuyor” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 8,5, ‘katılmıyorum’
diyenlerin oranı % 8,5, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25,4, ‘katılıyorum’
77
diyenlerin oranı % 33,9, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 23,7 olarak
saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 9. maddesi incelendiğinde “Spor basınında görev yapanların, eğitiminin
yeterli olduğuna inanıyorum” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 8,9
‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 12,9, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 28,6,
‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 24,1, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25,4
olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 10. maddesi incelendiğinde “Spor medyasında yayınlanan bazı haberler ve
programlar toplumda şiddete, gerginliğe ve heyecana sebep oluyor” ifadesine ‘hiç
katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 8 ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 11,6, ‘kısmen
katılıyorum’ diyenlerin oranı % 27,2, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 34,8, ‘tamamen
katılıyorum’ diyenlerin oranı % 18,3 olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 11. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, ailemin ve akrabalarımın
etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 11,6, ‘katılmıyorum’
diyenlerin oranı % 10,3, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 26,3, ‘katılıyorum’
diyenlerin oranı % 29,5, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 22,3 olarak
saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 12. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, arkadaşlarımın ve
akranlarımın etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 12,5,
‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 12,5, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 20,5,
‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 30,8, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 23,7
olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 13. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, beden eğitimi öğretmenimin
etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 19,2, ‘katılmıyorum’
diyenlerin oranı % 14,3, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 21, ‘katılıyorum’
diyenlerin oranı % 20,1, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25 olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 14. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, okul spor salonu ve
tesislerin etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 17,9
‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 21,9, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 22,8,
78
‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 19,2, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 18,3
olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 15. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, çevre koşullarının (mahalle,
semt) etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 15,2, ‘katılmıyorum’
diyenlerin oranı % 13,4, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 24,1, ‘katılıyorum’
diyenlerin oranı % 26,3, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 21 olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 16. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, beğendiğim sporcuların
etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 10,7, ‘katılmıyorum’
diyenlerin oranı % 11,2, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 17,9, ‘katılıyorum’
diyenlerin oranı % 28,1, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 32,1 olarak
saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 17. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, ünlü bir sporcu olma
isteğimin etkisi vardır” ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 14,7,
‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 14,7, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 19,6,
‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25,9, ‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 25 olarak
saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 18 maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, televizyonun etkisi vardır”
ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 10,3, ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı %
7,1, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 22,3, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 40,6,
‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 19,6 olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 19. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, gazetenin etkisi vardır”
ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 19,2 ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı %
14,3, ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 31,7, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 21,
‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 13,8 olarak saptanmıştır.
Tablo 43’ ün 20. maddesi incelendiğinde “Spora başlamamda, radyonun etkisi vardır”
ifadesine ‘hiç katılmıyorum’ diyenlerin oranı % 43,3 ‘katılmıyorum’ diyenlerin oranı %
19,2 ‘kısmen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 14,3, ‘katılıyorum’ diyenlerin oranı % 12,1,
‘tamamen katılıyorum’ diyenlerin oranı % 11,2 olarak saptanmıştır.
79
4.3. Araştırmanın Alt Amaçlarına İlişkin Bulgular
Bu bölümde araştırmada yer alan alt amaçlara ilişkin bulgulara yer verilmiştir.
4.3.1. Araştırmanın Birinci Alt Amacına İlişkin Bulgular
Araştırmanın birinci alt amacı olan “Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile cinsiyet
değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır?” sorusunun analizi için “İlişkisiz
Gruplar için T-Testi” yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 44’ de verilmiştir.
Tablo 44. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Cinsiyet Değişkenine Göre T-Testi
Sonuçları
Cinsiyet
N
Ortalama
S
Kız
Erkek
127
97
68,5464
65,7795
13,43582
11,24046
Serbestlik
Derecesi
222
t
p
1,677
,095
*p < 0.05
Öğrencilerin SMEÖ ortalamaları, cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir farklılık
göstermemiştir [t222 = 1,677; p >0.05].
4.3.2. Araştırmanın İkinci Alt Amacına İlişkin Bulgular
Araştırmanın ikinci alt amacı olan “Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile yaşadıkları yer
değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır?” sorusunun analizi için Tek Yönlü
Varyans Analizi (ANOVA) yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 45’ de verilmiştir.
Tablo 45. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Yaşadıkları Yer Değişkenine Göre Tek
Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları
Varyansın
Kaynağı
Gruplar arası
Gruplar içi
Toplam
Kareler
Toplamı
48,717
33622,171
33670,888
Serbestlik
Kareler
Derecesi Ortalaması
2
24,359
221
152,137
223
* p <0.05
80
F
p
,160
,852
Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile yaşadıkları yer arasında anlamlı bir farklılık
saptanmamıştır [F 2-221= ,160; p >0.05].
4.3.3. Araştırmanın Üçüncü Alt Amacına İlişkin Bulgular
Araştırmanın üçüncü alt amacı olan “Öğrencilerin SMEÖ ortalaması ile yaş değişkeni
arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır?” sorusunun analizi için Tek Yönlü Varyans
Analizi (ANOVA) yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 46’ da verilmiştir.
Tablo 46. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Yaş Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans
Analizi (ANOVA) Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Gruplar arası
Gruplar içi
Toplam
Kareler
Toplamı
948,265
32722,624
33670,888
Serbestlik
Derecesi
4
219
223
Kareler
Ortalaması
237,066
149,418
F
p
1,587
,179
* p <0.05
Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile yaş grupları arasında anlamlı bir farklılık
gözlenmemiştir [F 4-219= 1,587; p >0.05].
4.3.4. Araştırmanın Dördüncü Alt Amacına İlişkin Bulgular
Araştırmanın dördüncü alt amacı olan “Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile sınıf
değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır?” sorusunun analizi için Tek Yönlü
Varyans Analizi (ANOVA) yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 47’ de verilmiştir.
Tablo 47. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Sınıf Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans
Analizi (ANOVA) Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Gruplar arası
Gruplar içi
Toplam
Kareler
Toplamı
795,428
32875,460
33670,888
Serbestlik
Kareler
Derecesi Ortalaması
3
265,143
220
149,434
223
* p <0.05
81
F
p
1,774
,153
Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile sınıf değişkeni arasında anlamlı bir farklılık
saptanmamıştır. [F 3-220= 1,774; p >0.05] .
4.3.5. Araştırmanın Beşinci Alt Amacına İlişkin Bulgular
Araştırmanın beşinci alt amacı olan “Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile ailenin aylık gelir
değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır?” sorusunun analizi için Tek Yönlü
Varyans Analizi (ANOVA) yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 48’ de verilmiştir.
Tablo 48. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Ailenin Aylık Gelir Değişkenine Göre Tek
Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Gruplar arası
Gruplar içi
Toplam
Kareler
Toplamı
603,052
33067,836
33670,888
Serbestlik
Derecesi
5
218
223
Kareler
Ortalaması
120,610
151,687
F
p
,795
,554
* p <0.05
Öğrencilerin SMEÖ ortalaması, ailenin aylık geliri değişkenine göre anlamlı bir farklılık
göstermemiştir [F 5-218=,795; p >0.05].
4.3.6. Araştırmanın Altıncı Alt Amacına İlişkin Bulgular
Araştırmanın altıncı alt amacı olan “Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile annenin eğitim
durumu değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır?” sorusunun analizi için Tek
Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 49’ da verilmiştir.
Tablo 49. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Annenin Eğitim Durumu Değişkenine Göre
Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları
Varyansın
Kaynağı
Gruplar arası
Gruplar içi
Toplam
Kareler
Toplamı
1777,721
31893,168
33670,888
Serbestlik
Derecesi
5
218
223
* p <0.05
82
Kareler
Ortalaması
355,544
146,299
F
p
2,430
,036
Öğrencilerin
SMEÖ
ortalaması,
annelerinin
eğitim
durumu
değişkenine
göre
incelendiğinde; Okuryazar değil-İlkokul mezunu, Okuryazar değil-Ortaokul mezunu,
Okuryazar değil-Lise mezunu, Okuryazar değil-Üniversite mezunu grupları arasında
anlamlı bir farklılık gözlenmiştir. Bu sonuca göre öğrencilerin, annelerinin eğitim
düzeylerinin yükselmesi ile spor medyasına yönelik görüşlerinde anlamlı ve olumlu yönde
artış olduğu tespit edilmiştir. [F 5-218= 2,430; p <0.05].
4.3.7. Araştırmanın Yedinci Alt Amacına İlişkin Bulgular
Araştırmanın yedinci alt amacı olan “Öğrencilerin, SMEÖ ortalamaları ile babanın eğitim
durumu değişkeni arasında anlamlı bir farklılaşma var mıdır? sorusunun analizi için Tek
Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 50’ de verilmiştir.
Tablo 50. Öğrencilerin SMEÖ Ortalamalarının Görüşlerinin Babanın Eğitim Durumu
Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları
Varyansın
Kaynağı
Gruplar arası
Kareler
Toplamı
1932,761
Serbestlik
Derecesi
5
Kareler
Ortalaması
386,552
Gruplar içi
31738,127
218
145,588
Toplam
33670,888
223
F
p
2,655
,024
* p <0.05
Öğrencilerin
SMEÖ
ortalaması,
babalarının
eğitim
durumu
değişkenine
göre
incelendiğinde; Okuryazar değil-Lise mezunu, Okuryazar değil-Üniversite mezunu,
İlkokul mezunu-Lise mezunu, İlkokul mezunu-Üniversite mezunu, Ortaokul mezunuİlkokul mezunu, Ortaokul mezunu-Okuryazar değil, Lise- Okuryazar değil, Lise- İlkokul
mezunu grupları arasında anlamlı bir farklılık gözlenmiştir. Bu sonuca göre öğrencilerin,
babalarının eğitim düzeyleri arttıkça spor medyasından etkilenme oranlarında artış olduğu
saptanmıştır. [F 5-218= 2,655; p <0.05].
83
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu bölümde; araştırmadan elde edilen sonuçlara ve bu sonuçlara ilişkin yapılan önerilere
yer verilmiştir.
5.1. Sonuç
Yapılan çalışmada, Bilecik ili merkezde yer alan ortaokullarda öğrenim gören öğrencilerin;
demografik bilgileri, spora olan ilgi durumları ve medya ile olan ilişkilerine yönelik algı,
düşünce ve görüşlerini tespit ederek, medyaya yönelik tutumlarının bazı değişkenlere göre
incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma çerçevesinde ulaşılan sonuçları şu şekilde özetlemek
mümkündür:
5.1.1. Öğrencilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Sonuçlar
Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 97’ sinin (% 43,3) erkek, 127’ sinin (% 56,7) ise kadın
olduğu tespit edilmiştir.
Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 208’ inin (% 92,9) ilde, 14’ ünün (% 6,3) ilçede, 2’ sinin
(% 0,9) ise köyde yaşadığı tespit edilmiştir.
Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 47’ sinin (% 21,0) 11 yaşında, 49’ unun (% 21,9) 12
yaşında, 68’ inin (% 30,4) 13 yaşında, 56’ sının (% 25,0) 14 yaşında, 4’ ünün (% 1,8) ise
15 yaş ve üstü olduğu tespit edilmiştir.
Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 56’ sının (% 25,0) 5. Sınıf, 55’ inin (% 24,6) 6. Sınıf,
57’ sinin (% 25,4) 7. Sınıf, 56’ sının (% 25,0) 8. Sınıf olduğu tespit edilmiştir.
84
Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 2’ sinin (% 0,9) ailesinin aylık gelirinin 750 TL’den az
olduğu, 27’ sinin (% 12,1) ailesinin aylık gelirinin 751-1.000 TL arasında olduğu, 60’ ı (%
26,8) ailesinin aylık gelirinin 1.001-2.000 TL arasında olduğu, 44’ ünün (% 19,6) ailesinin
aylık gelirinin 2.001-3.000 TL arasında olduğu, 32’ sinin (% 14,3) ailesinin aylık gelirinin
3.001-4.000 TL arasında olduğu, 59’ unun (% 26,3) ailesinin aylık gelirinin 4.001 ve
üstünde olduğu tespit edilmiştir.
Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 7’ sinin (% 3,1) annesinin okuryazar olmadığı, 79’ unun
(% 35,3) annesinin ilkokul mezunu olduğu, 36’ sının (% 16,1) annesinin ortaokul mezunu
olduğu, 65’ inin (% 29,0) annesinin lise mezunu olduğu, 33’ ünün (% 14,7) annesinin
üniversite mezunu olduğu, 4’ ünün (% 1,8) annesinin lisansüstü mezunu olduğu tespit
edilmiştir.
Örneklemi oluşturan öğrencilerin; 4’ ünün (% 1,8) babasının okuryazar olmadığı, 38’ inin
(% 17,0) babasının ilkokul mezunu olduğu, 31’ inin (% 13,8) babasının ortaokul mezunu
olduğu, 74’ ünün (% 33,0) babasının lise mezunu olduğu, 66’ sının (% 29,5) babasının
üniversite mezunu olduğu, 11’ inin (% 4,9) babasının lisansüstü mezunu olduğu tespit
edilmiştir.
5.1.2. Öğrencilerin Spora Olan İlgi Durumlarına İlişkin Sonuçlar
Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin, 196’ sı (% 87,5) herhangi bir spor branşı ile
ilgilenmekte, 28’ si (% 12,5) ise herhangi bir spor branşı ile ilgilenmemektedir. Spora ilgisi
olan öğrenciler en çok; futbol (% 34,8), voleybol (% 28,1) ve basketbol (% 27,2)
branşlarıyla ilgilenmekte ve bu ilginin oluşmasındaki en önemli faktörü; “beğendiği spor
veya sporcular” (%23,5) olarak görmektedir. Herhangi bir spor branşıyla ilgilenmeyen
öğrenciler ise spora ilgisinin oluşmamasındaki en önemli faktörü; “okul ve dersler
nedeniyle boş vaktimin olmaması” (%4,9) şeklinde ifade etmişlerdir.
Spora ilgisi olan 196 (% 87,5) öğrencinin 162’ si (% 72,3) spor yapmakta, 62’ si (% 27,7)
ise spor yapmamaktadır. Spor yapanların en çok, % 30,8 ile “yarışmalara katılmadan spor
yaptıkları”, spor yapmayan öğrencilerin % 27,7’ sinin ise sporu “seyirci olarak takip
ettikleri” saptanmıştır. Ayrıca öğrencilerin, % 43,3’ ünün ise herhangi bir spor kulübünde
85
lisanslı olarak spor yaptıkları tespit edilmiştir. Öğrenciler, aile ve yakın çevresinde; % 50,4
ile en çok “arkadaşlarının” spor ile ilgilendiğini belirtmişlerdir.
5.1.3. Öğrencilerin Medya İle Olan İlişkisine İlişkin Sonuçlar
Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin % 54’ nün medyayı “ara sıra” , % 34,4 ‘ ünün ise
“her gün” , % 11,2’ sinin ise “hafta sonları” takip ettiği saptanmıştır.
Öğrencilerin, % 48,2’ si “ara sıra” gazete okuduğunu, % 41,1’ i gazete okurken tercih
ettikleri ilk sayfanın “spor sayfası” olduğunu, gazete okurken en çok tercih ettikleri spor
branşlarının; % 57,1 ile “futbol”, % 27,7 ile “voleybol ve basketbol” olduğunu, % 30,8’
inin ise spor olaylarını “Fanatik” gazetesinden takip ettikleri tespit edilmiştir.
Öğrencilerin, % 46’ sının “her gün 1-2 saat” televizyon izlediğini, % 64,3’ ü televizyonda
“dizi-filmleri” takip ettiklerini, televizyonda yayınlanan spor programlarında en çok tercih
ettikleri spor branşlarının; % 59,8 ile “futbol”, % 33,9 ile “voleybol”, % 29,9 ile
“basketbol” olduğunu, % 81,7’ sinin ise televizyondaki spor olaylarını “NTV Spor”
kanalından takip ettikleri tespit edilmiştir.
Öğrencilerin, % 54,5’ inin “her gün” internet kullandığı, % 42,9’ unun internette “ 1-2
saat” zaman geçirdiği, % 63,8’ inin interneti “sosyal medya” amaçlı kullandığı, internette
takip ettikleri spor branşlarının; % 53,1 ile “futbol”, % 30,4 ile “voleybol”, % 29 ile
“basketbol” olduğu, % 63, 8’ inin ise internette yayınlanan spor olaylarını
“www.ntvspor.net” ten takip ettikleri tespit edilmiştir.
Öğrencilerin, % 37,1’ inin
“nadiren” radyo dinlediği, % 49,9’ unun ortalama radyo
dinleme süresinin “1 saat ve daha az” olduğu, % 35,6 ‘ sı ise radyo dinlerken “müzik
programlarını” tercih ettiği tespit edilmiştir.
Öğrencilerin, % 58’ inin spora yönlendirmede “görsel basının” etkili olduğu, % 70, 5’ inin
spor olaylarını “televizyondan” takip ettiği, % 53,1’ inin spor haberlerini “ara sıra” takip
ettiği, örneklemin en çok; % 53,6 ile “futbol”, % 36,2 ile “voleybol”, % 28,1 ile basketbol
branşlarına ait haberleri takip ettiği, % 82,6’ sına göre spor yapma isteğinde medyanın
etkisinin olduğu, % 76,8’ ine göre medyanın, objektif ve tarafsız olmadığı, % 53,6’ sına
göre medyada her branşa yeteri kadar yer verilmediği, % 86,6’ sına göre spor kültürünün
86
oluşmasında medyanın etkisinin olduğu, % 87,5’ ine göre spor branşlarının popüler
olmasında medyanın etkisinin olduğu tespit edilmiştir.
5.1.4. Araştırmanın Alt Amaçlarına İlişkin Sonuçlar
Bu çalışmanın amacı, Bilecik ili merkezde yer alan resmi ve özel ortaokullarda öğrenim
gören öğrencilerin spora yönlendirilmesinde medyanın etkisini tespit etmektir. Bu
doğrultuda şu sonuçlara ulaşılmıştır:
1. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile cinsiyet değişkeni arasında anlamlı düzeyde
farklılık saptanmamıştır.
2. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile yaşadıkları yer değişkeni arasında anlamlı
düzeyde farklılık saptanmamıştır.
3. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile yaş değişkeni arasında anlamlı düzeyde farklılık
saptanmamıştır.
4. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile sınıf değişkeni arasında anlamlı düzeyde
farklılık saptanmamıştır.
5. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile ailenin aylık geliri değişkeni arasında anlamlı
düzeyde farklılık saptanmamıştır.
6. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile annenin eğitim durumu değişkeni arasında
anlamlı düzeyde farklılık saptanmıştır.
7. Öğrencilerin, SMEÖ ortalaması ile babanın eğitim durumu değişkeni arasında
anlamlı düzeyde farklılık saptanmıştır.
5.2. Öneriler
1. Bu araştırma Bilecik ili merkezde yer alan ortaokullarda 5., 6., 7., ve 8. Sınıfta
öğrenim gören öğrenciler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma, farklı illerde de
uygulanabilir. Çıkan sonuçlar, elde edilen sonuçlarla karşılaştırılıp değerlendirme
yapılabilir.
2. Araştırmada elde edilen bulguların daha sağlıklı şekilde genellenebilirliğini
artırmak amacıyla araştırma daha büyük örneklem grupları üzerinde yapılabilir.
87
3. Bu araştırma, ortaokul öğrencilerini kapsadığından benzer araştırmalar lise ve
yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilere de uygulanabilir.
Literatüre önemli katkılar sağlayabilir.
4. Medyanın olumlu etkilerinden sosyalleşme sürecinde faydalanılmalı, eğitici ve
yönlendirici yayınlar ile öğrencilerin serbest zamanlarını etkin ve verimli
kullanmaları teşvik edilmelidir.
5. Spor medyasının, üç büyük spor kulübü ve futbolun kıskacından kurtulması, tiraj
ve reyting kaygısı göz etmeden tüm branşlara yer vermesi gerekmektedir.
6. Medya spora yönlendirmedeki etkisini göz önüne alarak, spor yayınlarının;
bilgilendirici, teşvik edici, eğlendirici ve öğretici nitelikte olmasına özen
göstermelidir.
7. Medyanın ve spor medyasının yapılan araştırmalardaki denekler aracılığıyla kendi
durumunu tespit etmesi, eleştirmesi, doğru ve yanlışlarını ortaya koyması
gerekmektedir.
88
KAYNAKÇA
Ada, S., & Baysal, Z. N. (2012). Türk Eğitim Sistemi ve Etkili Okul Yönetimi. Ankara:
Pegem.
Adıgüzel, Y. (2001). Kültür Endüstrisi. Ankara: Şehir.
Adıgüzel, Z. (2005) Sağlık Personeli- Vatandaş (Hasta) İletişiminin Niteliği ve İletişimi
Etkileyen Faktörler. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve
Uygulama Hastanesi Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Celal Bayar Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü. Manisa.
Anıl, İ. A. (2010). İşletmelerde İletişim Olgusu ve İletişim Sürecinde Dönüşüm. Yüksek
Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya.
Arabacı, N. (2011). Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı’nın (Abçida)
Geliştirilmesi Ve Anne-Baba-Çocuk İletişiminin Bazı Değişkenler Açısından
İncelenmesi. Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Argın, F. S. (2013). Ortaokul ve Lise Öğrencilerinin Sosyal Medyaya İlişkin Tutumlarının
İncelenmesi: Çekmeköy Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Aslan, H. (2015). Geleneksel Gazeteciliğin Çevrimiçi Gazeteciliğin Bir Sonucu Olarak
Dönüşümü. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İstanbul.
Atabeyoğlu, C. (1991). Türkiye'de Spor Yazarlığının 100. Yılı (1891-1991). İstanbul:
Türkiye Spor Yazarları Derneği.
Atalay, A. (2004). Spor, Medya ve Serbest Zaman. İstanbul: Beta.
89
Atılgan, H., Kan. A., & Doğan, N. (2011). Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme. Ankara:
Anı.
Aydede, C. (2004). Profesyonel Bir İlişki-Medya ve Halkla İlişkiler. İstanbul: Rota.
Aydeniz, H. (2012). Medyayı Tanımak. İstanbul: Nakış.
Büyüköztürk, Ş., Kılıç-Çakmak, E., Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş., & Demirel, F. (2012).
Bilimsel araştırma yöntemleri. Ankara: Pegem.
Büyüköztürk, Ş. (2014). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı: İstatistik, Araştırma
Deseni SPSS Uygulamaları ve Yorum. Ankara: Pegem.
Cereci, S. (1996). Televizyonun Sosyolojik Boyutu. İstanbul: Şule.
Çokluk, Ö., Şekercioğlu, G., & Büyüköztürk, Ş. (2012). Sosyal Bilimler İçin Çok
Değişkenli İstatistik SPSS ve Lisrel Uygulamaları. Ankara: Pegem.
Demirci, S. (1994). Ortaöğretim Öğrencilerinin Genel Akademik Yetenek Düzeyleri ve
Yönelme. Yüksek Lisans Tezi, On dokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Samsun.
De Vellis, R. F. (2014). Ölçek Geliştirme: Kuram ve Uygulamalar. Tarık Totan (Ed.).
Ankara: Nobel.
Dökmen, Ü. (2008). İletişim Çatışmaları ve Empati. İstanbul: Remzi.
Dönmezer, S. (1994). Toplumbilim. İstanul: Beta.
Erdoğan, H. A. (2009). Günümüz İletişim Araçlarının Görünen ve Görünmeyen Yüzü:
Türkiye Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Konya.
Erdem, A. (2006). Tüketici Odaklı Bütünleşik Pazarlama İletişimi. Ankara: Nobel.
Erdem, A. (2010). Elektornik Medya ve Yeni Bir Medya Olarak Sosyal Ağlar. Yüksek
Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
90
Gökçe, O. (2006). İletişim Bilimi. Ankara: Siyasal.
Görücü, A. (2001). Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarında Okuyan Öğrencilerin Spor
Yapma Amaçları ve Spora Yönlendirilmelerinde Etken Olan Faktörler. Yüksek
Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya.
Gösterişli, M. E. (2002). Spor Gazeteciliğinde Nesnellik: Fanatik, Fotomaç Spor Gazeteleri
ve Star Gazetesi Köşe Yazıları İçerik Çözümlemesi. Yüksek Lisans Tezi, Anadolu
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir.
Güngör, N. (2013). İletişime Giriş. Ankara: Siyasal.
Gürüz, D. & Yaylacı, G. Ö. (2004). İletişimci Gözüyle İnsan Kaynakları Yönetimi,
İstanbul: Media Cat.
Hellriegel, D., Jackson, S. E., & Slocum, W. J. (2002). Management. USA: SouthWestern Thompson Learning.
Hiçyılmaz, E. (1985). Türkiye'de Spor Gazeteciliği ve Haberciliğinin Tarihi, Spor Basını
ve Basında Spor, Hürriyet Vakfı Eğitim Yayınları, Seminer Tutanakları.
Işık, Ö. (2010). Kitle İletişim Araçlarının Eğitime Etkileri Hakkında Yönetici, Öğretmen,
Veli ve Öğrenci Görüşleri: Bir Durum Çalışması. Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz
Üniveristesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Antalya.
İlhan, E. (2009). Türk Spor Medyası’ nda Etik Değerler; Spor Yazarlarının Görüşleri.
Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
İlhan, E. L., & Esentürk, O. K. (2014). Zihinsel Engelli Bireylerde Sporun Etkilerine
Yönelik Farkındalık Ölçeği (ZEBSEYFÖ) Geliştirme Çalışması. CBÜ Beden
Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 9(1), 19-36.
İnuğur, N. (1992). Türk Basın Tarihi. İstanbul: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti.
Karaküçük S., & Yenel F. (1997). Türk Sporunun Gelişmesi ve Topluma
Yaygınlaştırılması Bakımından Basının Etkinliği. Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi
ve Spor Bilimleri Dergisi, 2(2), 56-57.
91
Karaküçük, S., Yenel, F., & Yaman, M. (1996). Sporun Topluma Yaygınlaştırılması
Bakımından Televizyon Spor Programlarının Etkinliği. Gazi Üniversitesi Beden
Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 1(3), 44-56.
Karasar, N (2004). Bilimsel Araştırma Yöntemi, Ankara: Nobel.
Karasar, N. (2014). Bilimsel Araştırma Yönetemleri: Kavramlar, Teknikler ve İlkeler.
Ankara: Nobel.
Katırcı, H. (2012). Sporda Halkla İlişkiler ve Medyanın Rolü. N. Serdar Seven (Ed.), Spor
ve Medya İlişkisi içinde (s. 38-56). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.
Katmer, S. (2013). Yeni Eğitim Sisteminde (4+4+4) Ortaokul Yönetici ve Öğretmenlerin
Karşılaştıkları İletişim Sorunları Üzerine Bir Araştırma. Yüksek Lisans Tezi
Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Kaya, A.Y. (2000). Spor Basınının Kamusal Boyut ve İşlevleri. İstanbul Üniversitesi
İletişim Fakültesi 1(10), 231-249.
Kayri, M & Günüç, S. (2009). İnternet bağımlılık ölçeğinin Türkçe’ ye uyarlanması:
Geçerlik ve güvenilirlik çalışması. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Dergisi, 42(1), 157-175.
Kırmızı, H. (2003). Genel ve Teknik İletişim. Trabzon: Dilara.
Kılıç Çakmak, E., Çebi, A., & Kan, A. (2014). E-öğrenme Ortamlarına Yönelik “Sosyal
Bulunuşluk Ölçeği” Geliştirme Çalışması. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri,
14(2), 755-768.
Koca, M. (2009). Kitle İletişim Araçlarının Eğitim Üzerine Etkisi (Sivas/ Merkez Meslek
Liseleri Örneği). Yüksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Üniveristesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Sivas.
Konukman, E. A. (2006). Medya ve Kültür: Son Dönem Televizyon Dizilerinin Yaşam
Tarzı Üzerindeki İmgeleri. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara.
92
Koparan, N. (2007). Medyanın Kadınlar Üzerindeki Etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Kovancı, A. (2001). Toplam Kalite Yönetimi. İstanbul: Sistem.
Milli Eğitim Bakanlığı (2011). Gazetecilik. Radyo ve Televizyon Tarihi. Ankara: MEB.
MEGEP. (2011). Gazetecilik, İletişim Süreci ve Türevi. Ankara: MEB.
Mısırlı, Z. A. (2013). Ortaokul Öğrencilerinin Eğitim Teknolojisi Standartlarına İlişkin
Yeterliklerinin İncelenmesi. Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Eskişehir.
Mutlu, E. (1998). İletişim Sözlüğü. Ankara: Ark.
Mutlu, E. (2004). İletişim Sözlüğü. Ankara: Ankara Bilim ve Sanat.
Özbey, Ç. (2011). İletişim Yetersizliği Olan Bireylere İletişim Becerilerini Kazandırmada
“Resim Değiş-Tokuşuna Dayalı İletişim Sistemi” İle Yapılan Öğretimin Etkililiği
Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Özdemir, M.
(2009). İlköğretim Öğretmenlerinin Aile Değerleri Ve Medyanın Aile
Değerlerine Etkisi Hakkındaki Görüşleri. Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Özgüven, İ, E. (2004), Görüşme İlke ve Teknikleri, Ankara: Psikolojik Danışma, Rehberlik
ve Eğitim Merkezi.
Özkoçak, L. (2012). Spor Olayları ve Televizyon. N. Serdar Seven (Ed.), Spor ve
Medya İlişkisi içinde (s. 64-82). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.
Özsoy, S. (2007). Kamuoyunun Spor Medyasından Beklentilerinin Nitel Ve Nicel Yönden
Değerlendirilmesi. Doktora Tezi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Bolu.
Öztürk, F. (1998). Toplumsal Boyutlarıyla Spor. Ankara: Bağırgan.
93
Polat, F. (2009). İş’te Aşkta Okulda İletişim Nasıl Kurulur. İstanbul: Avrupa Yakası.
Potter, W. J. (2008). Media Literacy. Losangeles: Sage.
Sağbaş, N. Ö. (2013). İletişim, Örgütsel İletişim Ve Okul Yönetimi (Güngören İlçesi
Örneği). Yüksek Lisans Tezi, Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İstanbul.
Sarı, Ü. (2006). Kitle Kültürü Ve Popüler Kültür Bağlamında, Kitle İletişim Araçlarının
Kitle Kültürüne Etkileri: Örnek Olarak Popstar Türkiye Yarışması. Yüksek Lisans
Tezi İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Şeker, H., Deniz S., & Görgen İ. (2004). Öğretmen Yeterlikleri Ölçeği. Milli Eğitim
Dergisi, 164, 105-118.
Şen, Ş. K. (2008). Ortaöğretim Öğrencilerinin Suça Yönelmesinde Kitle İletişim
Araçlarının Rolü (İstanbul ili Bağcılar İlçesi Örneği). Yüksek Lisans Tezi, Beykent
Üniveritesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Talimciler, A. (2003). Türkiye’de Futbol Fanatizmi Medya İlişkisi. İstanbul: Bağlam.
Tavşancıl, E. (2014). Tutumların Ölçülmesi ve SPSS ile Veri Analizi. Ankara: Nobel.
Tekiroğlu, M. (2013). Kitle İletişim Araçlarının 8. Sınıfta Okutulmakta Olan “Vatandaşlık
Bilgisi
ve
Demokrasi
Eğitimi”
Dersine
Etkilerinin
Araştırılması
ve
Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, İzmir.
Tezbaşaran, A. A. (2008). Likert Tipi Ölçek Geliştirme Kılavuzu. Ankara: Türk
Psikologları Derneği.
Toker, Y. (1999). Ben Spor Yazarı İken. İstanbul: Toker.
Tokgöz, O. (2000). Temel Gazetecilik. Ankara: İmge.
94
Tutar, H., & Yılmaz, M. K. (2005). Genel İletişim: Kavramlar ve Modeller. Ankara:
Seçkin.
Tutar, H., Yılmaz, M. K., & Eroğlu. Ö. (2012). Genel İletişim. Ankara: Ümit.
Türk Dil Kurumu. (2005). Türkçe Sözlük. Ankara: Türk Dil Kurumu.
Usluata, A. (1984). İletişim. İstanbul: İletişim.
Uzun, R. (2012). Türk Spor Medyasının Tarihsel Süreçleri. N. Serdar Seven (Ed.), Spor ve
Medya İlişkisi içinde (s. 126-144). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.
Uzun, R. (2001). Türkiye'de Spor Basını (1980-2000). Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Ülkü, E. Ç. (2011). Kitle İletişim Araçlarının Öğrencilerin Sınıf İçi Davranışlarına Etkisi
Üzerine Öğretmen Görüşleri. Yüksek Lisans Tezi, On Sekiz Mart Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale.
Williams, R. (2003). Televizyon, Teknoloji ve Kültürel Biçim. (A. U. Türkbağ, Çev.).
Ankara: Dost.
Yavuz, F. (2006) Terör Eylemlerinin Kitle İletişim Araçlarında Sunumu. Yüksek Lisans
Tezi, Marmara Üniveristesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Yavuz, S. (2014). Şiddetin sosyo-kültürel kaynakları ve medya metinleri aracılığıyla
sunumu : “Güneşi Beklerken” dizi filmdeki şiddet olgusunun içerik analizi yöntemi
ile belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İstanbul.
Yetim, A. (2011). Sosyoloji ve Spor. Ankara: Berikan.
Yılmaz, N. (2007). Bilgi Toplumunda Okul ve Medya İlişkisi: Türkiye Örneği. Yüksek
Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Zıllıoğlu, M. (2003). İletişim Nedir. İstanbul: Cem.
Zıllıoğlu, M. (2010). İletişim nedir. İstanbul: Cem.
95
EKLER
96
EK 1. Anket Soruları
ANKET
ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN SPORA YÖNLENDİRİLMESİNDE
MEDYANIN ETKİSİ (BİLECİK İLİ ÖRNEĞİ)
Sayın Katılımcı;
Bu araştırma yüksek lisans tezi için veri toplama amacı taşımaktadır.
Anket formu sadece bu amaca yönelik olarak hazırlanmıştır. Sorulara verilecek
cevapların tam ve eksiksiz olması araştırma sonuçlarını olumlu etkileyecektir.
Ankette yer alan bulgular tamamen bilimsel sonuçlara ulaşmak için
kullanılacaktır. Ölçek soruları cevaplandırılırken kendi isminiz dâhil herhangi
bir isim belirtmeyiniz. Değerlendirmelerinizi uygun kutucuğa (X) şeklinde
işaretleyiniz. Göstereceğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim.
Banu Elif DORAN
Yüksek Lisans Öğrencisi
A. KİMLİK BİLGİLERİ
1.Cinsiyetiniz?
( ) Kadın
( ) Erkek
2.Yaşadığınız yer?
( ) İl
( ) İlçe
( ) Köy
3.Yaşınız?
( ) 11
( ) 12
( ) 13
( ) 14
97
( ) 15 ve üstü yaş
4. Sınıfınız?
()5
()6
()7
()8
5. Ailenizin aylık net geliri kaç TL’ dir?
( ) 750’ den az
( ) 751-1.000 arası
( ) 2.001-3.00 arası
( ) 3.001- 4.000 arası
( ) 1.001- 2.000 arası
( ) 4.001 ve üstü
6. Annenizin eğitim durumu nedir?
( ) Okuryazar değil
( ) İlkokul mezunu
( ) Ortaokul mezunu
( ) Lise Mezunu
( ) Üniversite Mezunu
( ) Lisansüstü Mezunu
7. Babanızın eğitim durumu nedir?
( ) Okuryazar değil
( ) İlkokul mezunu
( ) Ortaokul mezunu
( ) Lise Mezunu
( ) Üniversite Mezunu
( ) Lisansüstü Mezunu
B. KONU BİLGİLERİ
8. Herhangi bir spor branşı ile ilgileniyor musunuz?
( ) Evet
( ) Hayır
98
9. Yukarıdaki soruya cevabınız “evet veya kısmen” ise hangi spor branşı
ileilgileniyorsunuz?
( ) Atletizm
( ) Basketbol
( ) Badminton
( ) Cimnastik
( ) Futbol
( ) Güreş
( ) Masa Tenisi
( ) Tenis
( ) Uzakdoğu Sporları
( ) Bisiklet
( ) Halter
( )Voleybol
( ) Boks
( ) Hentbol
( ) Yüzme
( ) Diğerleri (Belirtiniz) ……………………
10. “8. soruya cevabınız evet ise” spora ilginizin oluşmasında sizi
yönlendiren en önemli faktör hangisidir?
( ) Ailem ve akrabalarım
( ) Arkadaşlarım ve akranlarım
( ) Çevre koşulları (semt, mahalle gibi)
( ) Beden eğitimi öğretmenim
( ) Beden eğitimi dersi
( ) Kitle iletişim araçları (televizyon, gazete, radyo ve internet vb.)
( ) Beğendiğim sporcu veya sporcular
( ) Oturduğum semtteki spor salonu ve tesisleri
( ) Okul spor salonu ve tesisleri
99
11. “8. Soruya cevabınız hayır” ise spora ilginizin oluşmamasındaki en
önemli faktör hangisidir?
( ) Ailem izin vermemesi
( ) Okul ve dersler nedeniyle boş vaktimin olmaması
( ) Teşvik edici ve özendirici faaliyetlerin, organizasyonların yetersizliği
( ) Hastalığım nedeniyle spor yapamamam
( ) İlimizde yeterli spor salonu ve tesisin olmaması.
( ) Okul başarıma olumsuz etkisinin olması
( ) Maddi imkanlarım yetersiz olması
( ) Spora ilgi duymuyorum
12. Spora olan ilgi düzeyiniz nedir?
( ) Seyirci olarak takip ediyorum
( ) Yarışmalara katılmadan yapıyorum
( ) Mahalli organizasyonlara katılacak düzeyde yapıyorum
( ) Ulusal organizasyonlara katılacak düzeyde yapıyorum
( ) Uluslararası organizasyonlara katılacak düzeyde yapıyorum
13. Ailenizde veya yakın çevrenizde herhangi bir spor branşı ile ilgilenen
var mı?
( ) Annem
( ) Babam
( ) Kardeş(im)lerim
( ) Akrabalarım
( ) Arkadaş(ım)larım
( ) Hiç kimse yok
100
14.Herhangi bir spor kulübünde lisansınız var mı?
( ) Hayır
( ) Evet
15. Medyayı ( televizyon, gazete, radyo, internet vb.) takip etme
sıklığınız nedir?
( ) Her gün
( ) Ara sıra
( ) Hafta sonları
( ) Hiç
16. Spora yönlendirmede hangi basın yolu daha etkilidir?
( ) Görsel Basın ( Televizyon vb.)
( ) Yazılı Basın ( Gazete, dergi vb.)
( ) İşitsel Basın ( Radyo vb.)
( ) İnternet
17.Spor olaylarını nasıl takip edersiniz?
( ) Günlük haber gazetesi
( ) Günlük spor gazetesi
( ) İnternet
( ) Televizyon
( ) Yapıldığı yerde (izleyici olarak)
( ) Radyo
( ) Takip Etmiyorum
18.Spor haberlerini ne sıklıkla takip edersiniz?
( ) Her gün
( ) Ara sıra
( ) Hafta sonları
( ) Hiç izlemem
19. Hangi spor branşına ait haberleri daha çok takip ediyorsunuz?
( ) Atletizm
( ) Basketbol
( ) Badminton
( ) Bisiklet
( ) Boks
( ) Cimnastik
( ) Futbol
( ) Güreş
( ) Halter
( ) Hentbol
( ) Masa Tenisi
( ) Tenis
( ) Voleybol
( ) Yüzme
( ) Uzakdoğu Sporları
( ) Takip Etmiyorum
( ) Diğerleri (Belirtiniz) ……………………
101
20. Spor yapma isteğinizde medyanın (televizyon, gazete, radyo ve
internet vb.) etkisi oluyor mu?
( ) Evet
( ) Hayır
21. Medyanın, tarafsız ve objektif olduğunu düşünüyor musunuz?
( ) Evet
( ) Hayır
22. Medyada her branşa yeteri kadar yer verildiğini düşünüyor musunuz?
( ) Evet
( ) Hayır
23. Gençlerde spor kültürünün oluşmasında medyanın etkisi var mıdır?
( ) Evet
( ) Hayır
24. Spor branşlarının popüler olmasında medyanın etkisi var mıdır?
( ) Evet
( ) Hayır
25. Gazete okuma sıklığınız nedir?
( ) Her gün
( ) Ara sıra
( ) Nadiren
( ) Hiç
26. Herhangi bir gazeteyi okurken ilk olarak hangi sayfasına bakıyorsunuz?
( ) Birinci Sayfa
( ) Ekonomi Sayfası
( ) Magazin Sayfası
( ) Spor Sayfası
( ) Siyaset Sayfası
( ) Kültür-Sanat Sayfaları
( ) Takip Etmiyorum
102
27. Gazetede okuduğunuz spor haberlerinden, özellikle takip ettiğiniz spor
branşı hangisidir?
( ) Atletizm
( ) Basketbol
( ) Badminton
( ) Bisiklet
( ) Boks
( ) Cimnastik
( ) Futbol
( ) Güreş
( ) Halter
( ) Hentbol
( ) Masa Tenisi
( ) Tenis
( ) Voleybol
( ) Yüzme
( ) Uzakdoğu Sporları
( ) Diğerleri (Belirtiniz) ……………………
( ) Takip Etmiyorum
28. Spor olaylarını takip ettiğiniz gazete hangisidir?
( ) Fotomaç
( ) Fanatik
( ) Milliyet Spor
( ) AMK ( Açık, Mert, Korkusuz Spor Gazetesi)
( ) Zaman Spor
( ) Fotospor
( ) Cumhuriyet Spor
( ) Sabah Spor
( ) HT Spor ( Habertürk)
( ) Posta Spor
( ) Hürriyet Spor
( ) Diğerleri ( Belirtiniz)…………
( ) Takip Etmiyorum
29. Günlük ortalama ne kadar televizyon izlersiniz?
( ) Her gün 1 saat ve daha az
( ) Her gün 3-4 saat izlerim
30.
Televizyonda
yayınlanan
( ) Hergün 1-2 saat izlerim
( ) Her gün 4 saat ve üstü
( ) İzlemiyorum
programlardan
özellikle
hangisini
takip
ediyorsunuz?
( ) Diziler, filmler
( ) Haber programları
( ) Magazin programları
( ) Yarışma programları
( ) Gezi – Belgesel programları
( ) Spor programları
( ) Takip Etmiyorum
103
31. Televizyonda yayınlanan spor programlarından, özellikle hangi spor
branşına ait programları izliyorsunuz?
( ) Atletizm
( ) Basketbol
( ) Cimnastik
( ) Futbol
( ) Masa Tenisi
( ) Badminton
( ) Güreş
( ) Tenis
( ) Uzakdoğu Sporları
( ) Bisiklet
( ) Halter
( ) Voleybol
( ) İzlemiyorum
( ) Boks
( ) Hentbol
( ) Yüzme
( ) Diğerleri (Belirtiniz) …………
32. Spor olaylarını takip ettiğiniz kanal hangisidir?
( ) NTV Spor
( ) Show Tv
( ) TRT Spor
( ) Kanal D
( ) Star Tv
( ) FB Tv
( ) BJK Tv
( ) GS Tv
( ) Eurosport
( ) Tv8
( ) Lig Tv
( ) Sports Tv
( ) ATV
( ) Takip Etmiyorum
( ) Diğerleri( Belirtiniz)……………
33. İnterneti kullanım sıklığınız nedir?
( ) Her gün
( ) Ara sıra
( ) Nadiren
( ) Hiç
34. İnternete girdiğinizde ne kadar zaman geçiriyorsunuz?
( ) 1 saat ve daha az
( ) 1- 2 saat
( ) 2 -3 saat
( ) 3 saat ve daha fazla
( ) Yalnızca hafta sonları
( ) Hiç
35. İnterneti en çok hangi amaçlarla kullanıyorsunuz?
( ) Ders ve eğitim amaçlı
( ) İletişim
( ) Oyun
( ) Sosyal Medya ( Facebook, twitter, youtube vb.)
( ) Spor olayları
( ) Kullanmıyorum
104
( ) Haber
( ) Tv-Dizi
( ) Diğerleri (Belirtiniz)………………
36. İnternette yer alan spor haberlerinden, özellikle hangi spor branşına
ait haberleri takip ediyorsunuz?
( ) Atletizm
( ) Basketbol
( ) Cimnastik
( ) Futbol
( ) Masa Tenisi
( ) Yüzme
( ) Badminton
( ) Güreş
( ) Tenis
( ) Bisiklet
( ) Halter
( ) Uzakdoğu Sporları
( ) Takip Etmiyorum
( ) Boks
( ) Hentbol
( ) Voleybol
( ) Diğerleri (Belirtiniz) ……………
37. Spor olaylarını takip ettiğiniz internet sitesi hangisidir?
( ) Ntv Spor
( ) Ajansspor
( ) Sporx
( ) Spor3
( ) Hürriyet
( ) Milliyet
( ) Sabah
( ) Zaman
( ) Cumhuriyet
( ) Fenerbahçe
( ) Beşiktaş
( ) Galatasaray
( ) Federasyon web siteleri
( ) Takip Etmiyorum
( ) Diğerleri ( Belirtiniz)……………………
38. Radyo dinleme sıklığınız nedir?
( ) Hergün
( ) Ara sıra
( ) Nadiren
( ) Yalnızca hafta sonları
( ) Hiç
39. Ortalama radyo dinleme süreniz?
( ) 1 saat ve daha az
( ) 3 saat ve daha fazla
( ) 1- 2 saat
( ) Yalnızca hafta sonları
105
( ) 2 -3 saat
( ) Hiç
40. Radyoda yayınlanan programlardan hangisini özellikle takip ediyorsunuz?
( ) Haber programları
( ) Bilgi ve genel kültür yarışmaları
( ) Spor programları
( ) Kültür- sanat programları
( ) Müzik programları
( ) Açık oturum ve tartışma programları
( ) Takip etmiyorum
106
Spor medyasının, davranış ve tutumlarım üzerinde olumlu etkisi vardır
Sporun kalkınmasında ve gelişmesinde spor medyasının etkisi vardır
Spor medyası, gençlerin spora yöneltilmesinde etkilidir
Spor medyası, halka gerektiği kadar spor bilgisi aktarmaktadır
Spor medyası, yayın politikalarını belirlerken okuyucunun taleplerini
dikkate almaktadır
Spor medyası; spor ve sporcular hakkında kamuoyunu etkilemektedir
Spor medyasının programları ve yayınları insanlar arasında dostluk ve
barışı yaygınlaştırır
Spor medyası, futbol dışı branşların tanınmasına katkıda bulunuyor
Spor basınında görev yapanların eğitiminin yeterli olduğuna inanıyorum
Spor medyasında yayınlanan bazı haberler ve programlar toplumda
şiddete, gerginliğe ve heyecana sebep oluyor
Spora başlamamda, ailemin ve akrabalarımın etkisi vardır
Spora başlamamda, arkadaşlarımın ve akranlarımın etkisi vardır
Spora başlamamda, beden eğitimi öğretmenimin etkisi vardır
Spora başlamamda, okul spor salonu ve tesislerinin etkisi vardır
Spora başlamamda, çevre koşullarının (mahalle, semt gibi) etkisi vardır
Spora başlamamda, beğendiğim sporcunun etkisi vardır
Spor başlamamda, ünlü bir sporcu olma isteğimin etkisi vardır
Spora başlamamda, televizyonun etkisi vardır
Spora başlamamda, gazetenin etkisi vardır
Spora başlamamda, radyonun etkisi vardır
107
Tamamen
Katılıyorum
Katılıyorum
Kısmen
Katılıyorum
Katılmıyorum
AÇIKLAMA: Aşağıda ‘Spor Medyasının Etkisi’ konusunda çeşitli görüşlere
yer verilmiştir. Size sunulan bu görüşlerle ilgili değerlendirmelerinizi
uygun kutucuğa (X) şeklinde işaretleyiniz.
Hiç
Katılmıyorum
EK 2. Spor Medyasının Etkisi Ölçeği
EK 3. İzin Yazısı
108
GAZİ GELECEKTİR...
Download