ANADOLU`DA HADiS GELENEGi VE DARU`L-HADiSLER

advertisement
A
ı ÇJNDO~Z MAYIS ~RSİTESİ.
O) ILAHIYAT FAKULTESI
International Participation Symposium
Uluslararası Katılımlı
Sempozyum
ANADOLU'DA HADiS GELENEGi VE
DARU'L-HADiSLER
HADITH TRADITION AND DARUL-HADITH INSTITUTIONS
IN ANATOLlA
30 Nisan- 1 Mayıs 2011 130 April-1 May 2011
editörlerieditors
Muhittin DÜZENLİ
Samsun2011
I
ÇANKIR1
BELEDİYESİ
Hilanet ATAN*
DARU'L-HADİSLERİN ORTAYA ÇIKIŞI
VE HADİS ÖGRETİMİNE KATKISI
~·~
Resftlullah (s.a.v.) Medine'ye hicret etmeden önce Mekke'de, ilk
Müslümanlar ile birlikte Allah TeMa'nın İslam dinine açıkça davet emrine kadar Erkarn b. Ebi'l-Erkam'ın evinde gizlice ibadede meşgul olurken, yürütülen tebliğ faaliyeti ile de müslümanların sayılan artmıştır.
Böylece evler, İslami eğitim ve öğretimin yapıldığı ilk mekc1nlar olmuş­
tur.
Medine'ye hicret edildikten sonra şehirde acilen yapılan mescid,
bir eğitim ve öğretimin mekfuudır artık. Abdullah b. Amr'ın
(r.a.) rivayet ettiği bir hadiste, Hz. Peygamber (s.a.v.) bir gün mescidde
biri Kur'an okuyup zikirle, diğeri ilmi müzakere ile meşgul olan iki halkayla karşılaşnuş ve ilim meclisine katılarak şöyle buyurmuştur: "Hepsi
hayır üzereler. İşte şunlar Kur'an okuyor, Allah 'a niyazla meşgul oluyorlar. O da onlara ister verir ister vermez. İşte şunlar da ilim öğreniyorlar
ve öğretiyorlar. Ben de ancak öğretici olarak gönderildim. " 1
yoğun
Mescider, h. V. asırda medreselerin açılmasına kadar tüm İslam
coğrafyasında İslami eğitim ve öğretimin vazgeçilmez mekc1nlan olmayı
sürdürmüşlerdir. Dini dersler alimler tarafından, camilerde kurulan
ders halkalarında talebelere okutulmuştur.
459/1067 tarihinde Bağdat'ta Selçuklu veziri Nizamulmülk'in kurNizc1miye Medreseleri, eğitim ve öğretimde yerleşik ve sistematik
müesseselerin ilki olarak kabul edilmektedir.
duğu
* Dr., Hüdayi Yayınlan Genel Müdürü ve Şefkat Dergisi Editörü.
1
İbn Mace, Mukaddime, 17.
109
ANADOLU'DA HADiS GELENEGi VE DARU'L-HADiSLER
1. DMU'L-HADİSLERİN ORTAYA ÇIKIŞI
Hadis ilminin ehemmiyeti dolayısıyla, ilk devirlerde büyük toplantılar
(mecıilis) halinde verilen hadis derslerine, sonraki asırlarda bilhassa med- _ reselerin kurulmasından sonra daha sistemli bir şekil vermek ihtiyacı hissedildiğinden dam'I-hadisler tesis edilmeye başlandı. Bu müesseselerde
hadise dair yapılan i.lml faaliyetler, müstakil.olması hasebiyle, camilerde
ve evlerde yapılan ça.Iışmalardan elbette daha verimli ve cazip idi. Sonra
hadise dair gerek rivayet ve gerekse dirayet ilimlerinin çokluğu, bu müesseselerin doğmasını gerekli kılıyordu. Yıne sünneti öğrenmek, Hz. Peygamber'in sözleri, fiilleri, taktirleri ve vasıfları demek olan hadislerin
manasını anlamaya bağlı olduğundan, hem usul hem de kuvvetli bir lisan
bilgisi gerekliydi. Bu ise ancak medreselerde okunan dersleri belleyip icazet aldıktan sonra mümkün olabilirdi. Bu balrnndan dam'l-had1sler, medreselerden yüksek bir ihtisas müessesesi olarak açılmışlardır.
Bilinen en eski hadis medresesi IV. hicri asırda N!sabur'da muhaddis
Ebı1 Bekr b. Ahmed b. İshak es-Sıbğl (ö. 342/953) tarafından "dam'ssünne" adıyla açılmıştır. 2 Ancak bütün tarihçilerin ittifakla kabul ettiği
üzere özel olarak "dam'l-hadls" isminin verildiği resınl, belli statü ve nizarnnamelerle tam teşekküllü ilk dam'l-hadls, Dımaşk atabeği Nureddin
110 ez-Zengi'nin 566/1170'de kurduğu ve şeyhliğine (dekan) Şam diyarı muhaddisi (muhaddisü'ş-Şam) HMız İbn Asiikir'i (ö.571/ll 75) getirdiği
Dam'I-hadis en-Nı1riyye'dir. 3 Böylece Dımaşk, bünyesinde böyle bir dam'Ihadis kurulmasıyla İslam kültür ve medeniyetine önemli bir katkıda bulunmuş olmaktadır. Nitekim bundan sonra da başta Dımaşk olmak üzere
Kahire'de tam teşekküllü dam'I-hadislerin kurulduğuna şahit oluyoruz.
Bu ilk dam'I-hadisin f!laliyete geçmesini tarihçi ve muhaddislerin idare ettiği benzer diğer birçok dam'I-hadisin açılması takip etti. Bu durum
daha çok Dımaşk ve komşu şehirlerde görüldü fakat kısa zamanda bütün
İslam alemine yayıldı. Abdüllatif el-Bağdadl (ö.629/1231) benzer bir
dam'I-hadisi Musul'da İbn Muhiicir Medresesi'nin alt katında kurdu. 4
622'de Melik Kiimil Nasıruddin Kahire'de Dam'I-hadis en-Nı1riyye'den
esinlenerek bir dam'I-hadis inşa etti. 5 Dam'I-hadis el-Kaıniliyye adı verilen
bu dam'I-hadisin başına Ebu'I-Hattab b. Dıhye getirildi. İbn Dukrnak (ö.
845/1441) zamanında Kahire'deki yetıniş üç medresenin ikisi dam'lhadisti. Mücirüddin'e göre (ö. 927/1521) Kudüs'te medreselerin sayısı
40'ın üzerindeydi. Bir tane dam'I-hadis ve bir tane de dam'I-Kur'an vardı. 6
Hicr! VII. asrın ikinci yarısında Konya'da tesis edilen İnce Minare Dam'Ihadisi zikre şayandır. Böylece dam'I-hadisler Arap aleininin hudutlarını da
3
4
5
6
Sübki, Tabakô.t, lll, 149; a.mlf., a.g.e. IV, 159.
Kürd Ali, Hıtat, IV, 73.
İbn Ebi Usaybi'a, UyCınu'l-enbô., II, 204.
İbn Hallikfuı, Vefeyô.t, V, 81.
Sezgin, "Dô.r al-Hadith" mad., Encyclopedia of Islam, II, 126.
- - - - ULUSLARASI KATILIM Ll SEMPOlYUM ÇANKIRI30 NISAN -1 MAYIS 2011 - - - -
aşıp Selçuklulara ve daha sonraki asırlarda Osmanlı devleti vasıtasıyla
Anadolu'dan Rumeli'ye ve hatta Macaristan'a kadar yayılma göstermiştir. 7
2. İHTİSAS MEDRESELERİ OLARAK DMU'L-HADİSLER
Bir kere bu müesseselere "medresetü'l-hadis" denmeyip de "daru'lhadis" denmesinin üzerinde durmak gerekirse, Arapça'da "dar' kelimesi,
ikamet edilen ev ve mahal için kullanılır ve içinde insanların çokça hareket
etmesinden dolayı bu ad verilmiştir. 8 Dolayısıyla bu müesseselere "daru'lhadis" denmesi, hadise yönelik yoğunluk sebebiyle olsa gerektir ki bununla
da cami, ev ve medreseterin dışında hadis ilimlerine tahsis edilen ihtisas
medreseleri kastedilmektedir. Bu da ilk olarak hicri VI. yy'da, hadis öğ­
renimine hasredilmiş müesseselere verilen bir isim olarak kullanılnuştır. 9
Bir rakam vermek gerekirse 468-658/10761260 yıllan arasında Dı­
maşk'ta kurulan medreseler, şehir içinde büyük mescidlerde beş adet, diğer mekanlarda elli bir tanedir. Şehir dışında ise bu rakam yirmi yedidir.
Nureddin döneminde (548-569/1153-1173) dokuz adet medresenin açıl­
dığı, Eyyılbiler döneminde ise bu sayının altmış üçe yükseldiğini kaynaklardan öğrenmekteyiz. Daru'l-hadisler ise Nı1riyye döneminde 1, Eyyılbiler
döneminde ise 9 tanedir. 10 Bu rakarnsal farklılık, dam'I-hadislerin ihtisas
medreseleri olduğıına delalet etmektedir.
Dam'I-hadis soruınlusuna "şeyhu dari'l-hadis" denir. Vazife olarak da
"meşfhatu dari'l-hadis" adı verilir. 11 Bu vazifeye döneminin bilhassa hadis
ilminde ilirnce en üstünü atanırdı. Mesela dam'I-hadis şeyhliği, Şam
nlemasının göz diktiği, Dımaşk'taki öğretim derecelerinin en yükseği idi. 12
Kim ki daru'l-hadis şeyhi olarak lakaplanırsa ilirnde en yüce mevkie erişmiş
olurdu. 13 Aldıklan maaş da o dönem öğretim kadrolarında görev yapan,
müderris dahil personelin en yüksek maaşıydı. 14 Buradan da daru'lhadislerin bir yüksek ihtisas medreseleri olduğıınu anlamak mümkündür.
Yıne mesela Dımaşk dam'I-hadislerinde ilmi faaliyetler, daru'l-hadise
nezaret eden nazırın başkanlığı altında imam, mukrl, kıraat-ı seb'a öğren­
cileri, muhaddis, hadis kclrii, hadis öğrencileri, hadis dinleyicileri, hazin,
mürettib, nakib ve müezzinden oluşan bir kadro ile gerçekleştirilirdi. Bunun yanında dam'I-hadisin hizmediler sınıfında bir kapıcı ve bir kayyım
Evliya Çelebi, Saray Bosna'da gördüğü lO tane daru'l-hadisten bahsetmektedir, Seyehatniime, V, 431; Okiç, Bazı Hadis Meseleleri, s. 107.
8
İbn Ciıınl, Hasiiis, I, 120. ·
9
Sezgin, a.g.e., II, 125.
10
Gilbert,"Institutionalization of Muslim", Studia Islanıica, sy. 51, s. 115-116 (1980).
ıı Ulebi;Dımaşk, s. 173.
12
Tantavi, el-İmiimu'n-Nevevt s. 26.
13
Dakr, el-İmiimu'n-Nevevf, s. 113.
14
Duhman, Ff rihiibı Dımaşk, s. 136.
7
ULUSLARASI KATILIM U SEMPOZVUM ÇANKIRI30 NiSAN -1 MAYIS 2011 - - - -
111
ANADOLU'DA HADiS GELENEGi VE DARU'L-HADiSLER
bulunurdu. 15 Bu da dfuu'l-hadislerinmüstakil ve ınuhkeın bir yapıda çalış­
tıklanna işaret olmaktadır.
Dımaşk
dfuu'l-hadislerindeki talebe sayısına bir göz attığınuzda ınes­
olarak, uınuıniyetle tespit edilen kontenjanı aşınayan belirli
sayıda talebenin bulunduğunu görürüz. Üstelik bu talebenin adedi, ınescit­
lerde kurulan ders halkalanndaki talebelere nispetle oldukça azdır. Talebe
sayısını belirlemede ınüesseseyi vakfeden şahsın öngördüğü sayı nazar-ı
dikkate alınırdı. 16 Dolayısıyla dfuu'l-hadisler, talebe sayılanndaki azlık
dikkate alındığında, günümüzde yüksek lisans ve doktora programlarını
hatırlatan bir yapıya sahip birer ihtisas müessesesi olduklarını göstermektedir.
3. DARU'L-HADİSLERİN HADİS ÖGRETİMİNE KATKISI
Bir beldenin ilmi seviyesi, ilim ınüesseseleriyle, bu müesseselerde ders
veren aJ.iınleriyle, onlann yetiştirdiği talebeler ve verilen eserlerle ölçülür.
Mesela VI.-VII. lıicri asırlarda Dımaşk'ta ilmi hayata katkı sağlayan müesseselerin başında; ınedreseler, dfuu'l-Kur'ı1nlar, dfuu'l-hadisler, dfuu'lKur'an ve dfuu'l-hadisleri ınüştereken bünyesinde toplayan dfuu'l-Kur'an
ve'l-hadisler gelmektedir.
Dfuu'l-hadis en-Nı1riyye İslam tarihinde, o dönemin ınuhaddis ve ınüverrilılerini yetiştiren ve mezun eden bir müessese olmasının yanısıra,
şeyhleri ve ınüderrisleri ile de Dımaşk medreseleri arasında en fazla il.ınl
hareketliliği yaşayan bir ınedresedir. Burası hadis ilmini yayan büyük ve
önemli bir merkez olmuş, evvela İbn Asılkir, sonra oğlu Kasım
(ö.600/1203) ve daha sonra da Asılkir ailesinden ınuhaddislerin görev
yapması, önemini daha da arttırmıştır. Ilieri VI. ve VII. asırlarda yetişen
büyük aJ.iınlerin birçoğu buradan mezun olmuşlardır. 17 Mesela Sübkl, İbn
Asakir'in iınla meclislerini tavsif ederken şu ifadeleri kullanır: "Ezberinden
rivayette bulunduğu imlG. meclisleri, (şayet yaşasalardı) Buhariye parmak
ısırtacak, Müslim'e hakkını teslim ettirecek ve katılmaktan geri durmayacaklan kadar güzeldi. O meclisZere katılmak üzere (Dımaşk'a) gelinirdi". 18 İbn
Asılkir o ıneclislerde, birçok beldeyi dolaşıp da kendilerinden ilim aldığı
üstadlanndan hadis naklederdi. 19
Mesela Dımaşk'taki dfuu'l-hadislerde şeyhlik (dekan) makamına getirilen ınuhaddislere baktığınuzda, sadece VI. ve VII. hicri asırlarda on üç
dfuu'l-hadiste, otuz bir ınuhaddisle karşılaşıyoruz. Her bireri hadis ilminde
otorite olan bu ınuhaddislerin en meşhurları arasında İbn Asılkir, İbnu's­
Salı1h, EbU Şı1ıne, Nevevi, Birzı11i, İbn Teyıniyye, İbn Hacer, gibi aJ.iınler
citten
112
farklı
sayılabilir.
15
16
17
18
19
Bedrfuı, Münademe, s. 25-28; Duhnıfuı, a.g.e., s. 134-138.
Çelebi, İslam'da Eğitim Öğretim Tarihi, s. 313-314.
Duhnıfuı, a.g.e., s. 132-133.
Sübki, a.g.e., VII, 216.
İbn Asiildr, Meclisdn, s. 5.
- - - - ULUSLARASI KATIUMU SEMPOZVUM ÇANKIRI30 NISAN -1 MAYIS 2011 - - - -
Dımaşk'ta Dfuu'l-hadis en-Nılriyye'yi sırasıyla Eyyilbi devleti zamanın­
da (567-658/1171-1260) kurulan Dfuu'l-hadis el-Fadılıyye (593/1196),
Dfuu'l-hadis el-Urviyye (617/1220), Daru'l-hadis el-Eşrefiyye elCewaniyye
(630/1232),
Daru'l-hadis
el-Eşrefiyye · el-Berraniyye
(634/1236) ile Bahri Memlükler devleti zamanında (637-690/1239-1291)
tesis edilen Dfuu'l-hadis el-Kün1siyye (641!1243), Daru'l-hadis el-Küsiyye
(653!1255), Dfuu'l-hadis en-Nasınyye (654/1256), Daru'l-hadis eş­
Şukayşakiyye (657/1258), Dfuu'l-hadis es-Sükkeriyye (674/1275) ve
Memlükler devleti zamanında (690-790/1291-1388) açılan Daru'l-hadis
en-Nefisiyye (696/1297), Dfuu'l-hadis es-Samerriyye (696/1297), Daru'lhadis ed-Devadanyye (698/1298) takip etti. Böylece hicri VI. ve VII. hicri
asırlarda Dımaşk'ta açılıp faaliyet gösteren dfuu'l-hadislerin sayısı on üçü
buldu. 20
Bu daru'l-hadisler içerisinde bilhassa Eyyilbi hükümdan Melik Eşref
Musa tarafından yaptınlan (630/1232) Daru'l-hadis el-Eşrefiyye elCewaniyye'nin şöhreti, gerek ders veren hocalannın şöhretiyle, gerek mezun ettiği öğrencilerinin kemaliyle, gerekse eğitim ve öğretimdeki sistematik yapısıyla kısa zamanda birçok ülkeye yayıldı. İslam alemindeki bütün
daru'l-hadisleri gölgede bıraktı. Bu müesseseden sonra, en meşhur daru'lhadis, Mısır'da Daru'l-hadis el-Kamiliyye'dir. Daru'l-hadis el-Eşrefiyye elCewaniyye'ye bu şöhreti kazandıran en önemli hususlardan biri, hiç şüp­
hesiz iç işlerini tanzim eden hassas kurallar ile idare edilir olmasıdır. Bu
kurallann en güzel biçimde işletilebilmesi, meşhur hadis alimlerinin daru'lhadiste görevlendirilmeleriyle ancak mümkün olabilmiştir. Daru'l-hadis elEşrefiyye el-Cewaniyye'ye, bilhassa hadis rivayetinde ilerlemiş büyük muhaddisler, ister Dımaşk'tan olsun, ister başka ülkelerden, ilminden, ilirisasından istifade edilmek üzere tayin edilmişlerdir. Böylece orası, hiç bir
daru'l-hadiste rastlanmayan büyük bir muhaddis ve müderris topluluğuna
ev sahipliği yapmıştır. Tedrise atanan ve konferanslar veren hadis uleması­
na ve hadis meclislerine kısa bir bakış, sadece Dımaşk'ta değil, bütün İslam
aleminde en seçkin hadis üstadlarının buralarda dersler verdikleri kanaatini uyandırmaya yetecektir. Branşlannda her bireri otorite kabul edilen,
vakfiyesinde şart koşulduğu üzere Şafii Mezhebi'ne mensup hadis müderrisleri nin (profesörler) verdikleri seviyeli derslerle, çağlara ışık tutacak
büyük muhaddisler hep bu daru'l-hadisten mezun olmuşlardır. Mesela
Dfuu'l-hadis el-Eşrefiyye el-Cewaniyye'nin ilk muhaddisi İbnu's-Salah'ın
(ö. 643/1245) dfuu'l-hadisdeki talebelen içerisinde, sonradan Nevevi'ye
(ö. 676/1277) de hocalık yapacak olan İbn Rezin, İbn Hallikan (ö.
681/1282), Kemal Selame, Kemal İshak, Abdurrahman b. Nuh el-Makdisi,
EbU Şame (Ö. 665/1266) gibi kuwetli alimler vardır. Hatta Allame İbn
Hacer el-Askalani (ö. 852/1448), İbn Nasın1ddin'den sonra burada dfuu'lhadis şeyhliğine (dekanlık) atanmıştır. Bu haliyle Daru'l-hadis el-Eşrefiyye
20
Geniş
bilgi için bkz. Atan, Dımaşk Dfıru'l-Hadisleri, s. 120-204.
- - - - ULUSLARASI KATILIMLI SEMPOZVUM ÇANKIR130 NiSAN
1 MAYIS 2011 - - - -
113
ANADOLU'DA HADiS GELENEGi VE DARU'L-HADiSLER
114
el-Cevvaniyye'yi, hadis ilimleri için bir fakülte ayannda görmek mümkündür. Öyle Id bu müessesede, aralannda bizzat Melik Eşref'in de bulunduğu
birçok ldmse hadis dinlemek üzere can atar olmuştur. Sultan, daru'lhadisin açıldığı sene, orada ez-Zeb!d!'den (ö. 631/1233) Buhan'nin
Sahfh'ini okumuştur. 21
Dımaşk daru'l-hadislerinde meşhur hadis kitaplan okunurdu. Bunlar
arasında Sahfhayn, EbU DavO.d, Tirmizi, Nesru'nin Sünen'leri, Ahmed b.
Hanbel'in Müsned'i sayılabilir. 22 Mesela İmam Nevevl', Daru'l-hatl!s elEşrefiyye'de Buhari, Müslim ve Ebu Davfıd'u okutmaktaydı. 23 Hadis derslerinin yanında fıkıh ve tefsir dersleri de bu daru'l-hadislerde okutulurdu.
Niteldm Zemlekan! Daru'l-had!s el-Eşrefiyye meşihatine atandığında
daru'l-hadiste tefsir, hadis ve fıkıh derslerine girerdi. 24 Aynı zamanda bu
daru'l-hadislerde kıraat~ı seb'a da tedıis edi!irdi. Daru'l-had!s el-Eşrefiyye
el-Cevvaniyye'de bu işle vazifeli bir mukr! bulunurdu. Bu da toplam 10
tane kıra'at-ı seb'a talebesine bu ilmi öğretirdi. Takıyudd!n el-Mıksati
(ö.713/1313) de Daru'l-had!s en-Nasırıyye'de kıraat-ı seb'a ve tefsir dersleri verirdi. 25
Yine daru'l-hadislerde imla meclisleri kurulurdu. Hadis metinlerinin
dikte ertirildiği bu meclislere, mesela hicri VI. ve VII. asırlarda Dımaşk'ta
Emevl' Camii'nde, daru'l-hadislerde ve ulema evlerinde rastlıyoruz. Bu
meclisierin ürünleri olarak ortaya çıkan emalllerin kayıtlanna bakıldığın­
da, bu dönem imla meclislerinin nerelerde kurulduğu tesbit edilebilir. Bu
konuda, İbn Asaidr'in Daru'l-hadis en-Nfıriyye kurulmadan önce Emev!
Camii'nde, kurulduktan sonra da daru'l-hadisdeld imla meclislerini misal
olarak gösterebiliriz. 26
Yine daru'l-hadislerde ders veren muhaddisler, çok kıymetli eserler
vücuda getirmişlerdir. Bu eserler, geçmiş eserlerin fevkinde ve gelecek
eseriere numune teşldl edecek kıvamdadır. Mesela bunlardan biri Daru'lhadis el-Eşrefiyye el-Cevvaniyye'nin ilk şeyhi İbnu's-Salah'ın Mukaddimetu
İbni's-Salah adıyla şöhret bulan eseridir. O, bu eserini Daru'l-hadis elEşrefiyye'deld hocalık yıllarında, ilirnde belli bir mesafe katettikten sonra
kaleme almış ve derslerinde yazdırmıştır. Hadis usulüne dair bu önemli
kaynak, bereketli ömrünün bir semeresi, bu konudaki birikiminin mahsulüdür. Hadis usulü literatüründe, kendisinden sonra yazılan usule dair
eseriere temel teşldl eden, usul edebiyatının vazgeçilmez kaY?aklanndan-
21
22
23
24
25
26
Nuayml, Dô.ris, I, 20.
Baytar, "et-Ta'llm fi Dımaşk", İbnAsô.kir, s. 260.
İbnü'I-Attar, Tuhfetü't-tô.libfn, s. 40; Sehavi, Menhel, s. 96.
Nuayml, a.g.e., I, 31.
Zehebl, İber, IV, 36-37.
Bkz. İbn Asakir, a.g.e., s. ı 7 (muhakkikin mukaddimesi); a.mlf., Tô.rfh, I, 4 (muhakkikin mukaddimesi).
ULUSlARASI KATl ll MU SEMPOZVUM ÇANKIRI 30 NiSAN- 1 MAYIS 2011 - - - -
dırY Nüshalarından birinin sonunda Hafız Irakl'ye ait (ö. 806/1403) şu
talikat önemlidir: "634 senesi muharrem ayı sonu Cuma günü iki namaz
arasında İbnu's-Salah, hamdele kısmı hariç bu eserin tasnifini ve yazımını
bitirdi. Tamamını ise, 2 Safer 634 (5 Ekim 1236) Pazar günü Daru'l-hadis
el-Eşrefiyye'de yazdırdL Böylece bu eserin başı 7 Ramazan 630 (17 Haziran
1232) Cuma günü (Daru'l-hadisin açılışından 20 gün sonra), sonu ise 634
Muharrem ayı bitiminde yine Cuma günü yazılmıştır. "28
Ayrıca daru'l-hadislerin bünyelerinde oluşturulan kütüphaneler, mühim eserleri ihtiva etmekle meşhur olmuştur. Mesela bunlar arasında
Daru'l-hadis el-Eşrefiyye el-Cewaniyye'nin kütüphanesi, eşsiz yazmalan ile
oldukça şöhret yapnuş ve asırlar boyu ehl-i ilme kaynaklık vazifesi görmüş­
tür.29
Sonuç
Daru'l-hadislere baktığınuzda, bir geleneğin ciddi biçimde ele alınıp
devam ettirilmesi olduğunu görürüz. Daru'l-hadislerde, onlan ta Hz. Peygamber'den itibaren bir gelenek ürettiği için geleneğin katkısı, söz konusu
bu geleneği değişen zamanın ihtiyaçlanna göre daha muhkem hale getirdiği için de geleneğe katkısı olarak ele almak kanaatimizce isabetli olacaktır. Daru'l-hadisler, hadis öğretiminin kurumsallaşması bakımından bir
kalitenin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Dolayısıyla bir kalite onlan,
onlar ise bir kaliteyi doğurmuştur. Bu müesseseler aslında İslam ümmetinin hadis ve sünneti nasıl gördüklerinin ve bu ikisine ne anlam yüklediklerinin en mühim delillerindendir. Ayrıca onlar, bir cazibe merkezi olmakla
hadise yönelik ilmi ortamın sıcak ve canlı tutulmasına sebep olurken, hadis/sünnet ile muhaddislerin otoritelerine katkı sağlamışlardır.
Genel olarak daru'l-hadislere baktığınuzda, bir bakıma bünyelerinde
hem lisans, hem yüksek lisans, hem de doktora çalışmalan yürütülen hadis
fakülteleri olduğunu görürüz. Dam'I-hadislerin işleyiş tarzı ve tesirleri
tetkik edildiğinde, hadis eğitim ve öğretimindeki sistematik yapı açık bir
biçimde görülmekte, daru'l-hadisler sadece kendi asırlarında değil, günümüze bile model olabilecek ipuçlan verebilmektedir.
Sünnetin İslam dinindeki yeri dikkate alındığında, eğitim ve öğretimi­
nin kazandığı önem ve keyfiyet, üzerinde fikir yorulup projeler geliştiril­
mesi gereken bal<ir bir saha olarak dirayetli ilim adamlannı beklemektedir.
Nitekim halihazırda, hadise dair eğitim ve öğretimi sadece ilahiyat fakültelerinin bünyesine hapsedip geçmişteki ihtisaslaşmayı örnek alarak hadis ve
sünnete dair bir müesseseleşmeye gidilememesi büyük bir eksikliktir.
27
Geniş bilgi için bkz. İbnu's-SaH'ıh, mumu'l-hadf.s, s. 17-22 (muhakkikin mukaddimesi);
28
Çakan, Hadis Edebiyatı, s. 183-184.
Süleymaniye Ktb. ŞehitAli Paşa Birn., nr. 351; İbnu's-Sala!ı., a.g.e., s. 17.
Bedran, a.g.e., s. 25-28; Duhman, a.g.e., s. 134-138.
29
- - - - ULUSLARASI KATILIM U SEMPOZVUM ÇANKIRI30 NiSAN
1 MAYIS 2011 - - - -
115
ANADOLU'DA HADiS GELENEGi VE DARU'L-HADiSLER
Bibliyogra.fya
Atan, Abdullah Hikmet, Daru'l-Hadis Müessesesinin Ortaya Çıkışı ve İlk
Dönem Dımaşk Daru'l-Hadisleri, İstanbul 1993 (Basılmaı:nış Yüksek Lisans
Tezi).
Baytar, Emine, "et-Ta'lim fi Dımaşk fı'l-karni's-sadis el-hicri", İbn
Asô.kiP, Dımaşk 1979.
Bedran, Abdülkadir, Münademetü'l-etlal ve
1960.
müsameretü'l-hayıll, Dı­
maşk
Çakan, İsmail Lütfi, Hadis Edebiyatı, İstanbul 1989.
Çelebi, Ahmed, İs[(im'da Eğitim Öğretim tarihi, tre. Ali Yardım, İstanbul 1983.
Dakr, Abdülğani, el-İmamu'n-Nevev~ Beyrut 1987.
Duhman, Muhammed Ahmed, Ff rihılbı Dımaşk,
116
Dımaşk
1982.
Evliya Çelebi, Evliyıl Çelebi Seyahatnamesi, I-X, İstanbul 1896.
Gilbert, J. E., "Institutionalization of Muslim Scholarship and Professionalization of the Ulema in Medieval Damascus", Studia İslamica, c.51,
1980.
İbn Asilir, Ebu'I-Kasım Ali b. Hasan b. Hibetillah b. Abdiilah eş-Şafı'l,
M eelisan min mecalisi'l-Hılfız İbn Asakir fi Mescidi Dımaşk, thk. Muhammed
Mutı' el-Hafız, Dımaşk 1979.
------------, Tarfhu medfneti
ts.
Dımaşk,
thk. Salahuddin el-Müneccid, I-II,
Dımaşk
İbn Cinni, Ebu'l-Feth Osman, Hasais, thk. M. Ali en-Neccar, I-III,
Beyrf:ıt,
ts.
İbn Ebi Usaybi'a, Ebu'I-Abbas Muvaffakuddin Alırned, Uyı1nu'l-enbıl fi
tabakati'l-etıbbıl,
thk.
Rıza
Nizar, Beyrut ts.
İbn Hallikan, Ebu'I-Abbas Şemsüddin Ahmed b. Muhammed b. Ebi
Bekr b. Hallikan, Vefeyatü'l-a'yan ve enbılu ebnai'z-zaman, thlöİhsan Abbas,
I-VIII, Beyrut 1977.
.
İbn Mace, Ebu Abdiilah Muhammed b. Yezid el-Kazvini, Sünenü İbn,
Mace, thk. M. Fuad Abdülbakl, I-II, Beyrut ts.
İbnu's-Salah, Osman b.Abdurrahman eş-Şehrezfıri, ınumu'l-hadts, thk.
Nuruddin Itr,
Dımaşk
1984.
- - - - ULUSLARASI KATILIMLI SEMPOZVUM ÇANKIRI30 NiSAN -1 MAYIS 2011 - - - -
İbnü'l-Attar, Ali b. İbrahim b. Davüd ed-Dımaşki, Tuhfetü't-talibfn
tercemeti7.-İmam en-Nevevf, İskenderiyye ı99ı.
Kürd Ali, Muhammed, Hıtatu'ş-Şam, I-VI, Beyrut
fi
ı97ı:
Nuaymi, Abdülkadir b.Muhammed en-Nuaymf ed-Dımaşki, ed-Daris fi
tarihi7.-medaris, thk. Ca'fer el-Hasen1, I-11, Dımaşk ı947.
Okiç, M. Tayyib, Bazı Hadis Meseleleri Üzerinde Tetkikler, İstanbul
ı959.
Sehavf, Muhammed b. Abdirrahman, el-Menhelü7.-azbi'r-revf fi
tercemeti kutbi7.-evliya en-Nevev~ thk.Muhammed el-'İd el-Hadravi, Medine
ı989.
Sezgin, Fuat, "Dar al- Hadıth", Encyclopedia oj Islam, London ı 965.
Sübkf, Tacüddfn Ebu Nasr Abdülvehhab b. Ali b. Abdilkaff,
I-V, 1964.
Tabakatü'ş­
Şajiiyyeti'l-Kübra,
Tantavf, Ali, el-İmamu'n-Nevev~ Beyrut ı960.
Ulebf, Ekrem Hasan,
Dımaşk
beyne asri'l-Memalik ve7.-0smaniyyfn,
Dımaşk ı 982.
Zehebi, Ebu Abdiilah Şemsüddfn Muhammed b. Ahmed, el-İber fi haber men ğaber, thk. Ebu Hacer Muhammed Zağlul, I-IV, Beyrut ı985 (Muhammed b. Ali el-Hüseyni'nin zeyliyle beraber).
- - - - ULUSLARASI KATILIMLI SEMPOZVUM ÇANKIRI30 NiSAN -1 MAYIS 2011 - - - -
117
Download