O. Senatosu B : 31 madan önce, geçirdiğimiz on yılın bir muhase­ besini yaparak sözlerime başlamak istiyorum. On yıl sonra, 1960 a baktığımız zaman Türkiye'­ nin siyasi, kültürel, sosyal ve ekonomik haya­ tında, Anayasaca yapılması öngörülen temel so­ runların olduğu gibi kaldığını ve devam ettiğini görmekteyiz. Türk toplumunun geleceği ile bi­ rinci derecede ilgili çağdaş ve sosyal bünyemize uygun eğitim reformu yapılmamıştır. Eğitimde fırsat ve imkân eşitliği sağlanmamıştır. Türk tarımında üretim artışını sağiıyacak, sanayileş­ memizi destekliyecek ve Türk köylüsünü topra­ ğa, refaha ve uygar imkânlara kavuşturacak, toprak reformu yapılmamıştır. İktisadi haya­ tımız dışa bağlılıktan kurtulmamış, dış ticaret hacmi bünye ve değer bakımından değiştirileme­ miştir, Kamu teşebbüslerinden beklenen kârlı­ lık ve verimlilik sağlanamamış ve partizan yö­ netimden kurtulamamıştır. Kalkınmanın yükü daha çok dar gelirlilere yüklenmiş, gelir dağı­ lımında sosyal adalet gerçekleştirilememiştir. Dış borç yükü daha çok artmış, üretim araçları üzerinde yabancıların payı büyümüş, yabancı ülkelere geçen işçilerin sayısı çoğalmıştır. Dış politikada ve askerî alanda sınırlayıcı bağlardan kuTLulunamamıg, ulusal çıkarlara göre karar verme ve hareket etme yeteneği sağlanamamış­ tır. Bununla beraber gelecek on yıl hakkında karamsar ve ümitsiz olmadığımızı söylemek is­ teri*;. Düşünce, bilim, sanat, basın ve yayın özgürlüğü Türk Milletini içinde bulunduğu kısır düşünce ve atalet ortamından kurtarmış, ona çağdaş düşünce ufkunu açarak büyük bir canlı­ lığa ve dinamizme kavuşturmuştur. İşte bu fikir gücü ve dinamizmin gelecek en yılda ana sorun­ larımızı çözümliyeceğine inanıyor ve güveniyo­ ruz. Sayın senatörler, bu hususları tesbit ettik­ ten sonra şimdi 1960 ile 1970 yılları arasında ekonomik hayatımızın seyrini anahatları ile gözden geçirelim. 1965 ten önceki beş yıllık devre ile, 1965 ten sonraki beş yıllık devreyi kıyasladığımız zaman, şu sonuçlarla karşılaşı­ rız. 1961 den 1965 yılma kadar beş yıllık dönem içinde vergi hacmi 6 milyar 669 milyon liradan, 10 milyar 294 milyon liraya yükselmiştir. Yani 3 milyar 595 milyon liralık bir vergi artışı ol­ muştur. 1965 yılında 58 milyar 500 milyon lira — 81 28 . 1 . 1970 O : 3 olan gayr isafi milH hâsıla, 1965 e kadar 14 mil­ yar 627 milyon liralık bir artış göstermiştir. Her 100 liralık vergi yükü ile 1961 - 1965 yıl­ ları arasında 405 liralık gelir yaratılmıştır. Şimdi 1965 ten 1969 yılma kadar olan dönemi gözden geçirelim. 1965 yılında 10 milyar 294 milyon lira olan vergi hacmi, 1969 yılında 8 mil­ yar 806 milyan lira artarak 19 milyar 109 mil­ yon lirayı bulmuştur. 8 milyar 806 milyon li­ ralık vergi artışiyle sağlanan gelir artışı, 24 mil­ yar 397 milyon liradır. Görülüyor ki 1965 ten sonraki beş yıllık dönemde her yüz liralık vergi yükü ile ancak 276 liralık gelir yaratılabilmiş­ tir. 1965 ten önce 405 liralık gelir artışı yara­ tılırken, 1965 ten sonra 276 liralık geiir yara­ tılması Demirel iktidarının başarısızlığını gös­ termektedir. Gelir artışı sağlanmasında yüzde 45 oranında bir azalma olmuştur. Bu Adalet Partisi İktidarının daha pahalı çalıştığına ve kaynakları israf ettiğine delâlet eder. Eğer toplanan vergilerle temin edilen kamu finansman kaynakları 1965 ten önceki dönem gibi dikkatli harcanmış olsa idi, 8 milyar 806 milyon liralık artan vergi hacmi ile 24 milyar değil, 35,5 mil­ yar liralık bir gelir artışı sağlanmış olurdu. 1965 ten sonra artan vergi yüküne nazaran, da­ ha az gelir artışı sağlıyan ekonomimiz, yabancı ülkelere karşı acaba nasıl bir borç yükü altına girmiştir. Probleme bir de bu açıdan baktığı­ mız saman şu sonuçla karşılaşırız. 1965 ten önceki 5 yıl içinde dış ülkelere 772 milyon do­ lar anapara ve faiz ödenmiştir. Buna karşılık ithalât toplamı 2 milyar 929 milyon dolardır, ihracat toplamı da yine 5 yıl içinde 1 milyar 976 milyon doları bulmuştur. Fark 953 milyon dolardır. Yani beş yıl zarfın­ da 953 milyon dolar dış ticaret açığını kapat­ mak için 772 milyon dolar borç ödenmiştir. Her yüz dolarlık borç ödemesi ile 123 dolarlık dış ticaret açığı kapatılmıştır. 1965 ten sonra­ ki dönemde dış ticaret açığı toplamı 1 milyar 16 milyon dolara yükselmiş ve açığın kapanma­ sı için 809 milyon dolar dış borç ödenmiştir. Her 100 dolarlık borç ödemesi için 128 dolarlık ticaret açığını kapamıştır. Alman krediler ba­ kımından konuyu incelediğimizde 1965 ten son­ ra alman kredilerin daha verimli olduğu söyle­ nemez. 1965 ten önce 825 milyon dolar kredi hacmi ile 953 milyon dolar dış açık kapanmış-