Üniversitelere teknokent uyarısı Ekim 09, 2013 - 9:40:51 Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, "Eğer üniversiteler kampüs içersindeki teknokentleri birer ticarethaneye dönüştürme anlayışına devam ederse mutlaka buna bir tedbir alacağız" dedi. Binali Yıldırım, Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından düzenlenen "2023'e Doğru: Atılım İçin Bilişim Konferansı"ndaki konuşmasında, uygulamaların, düzenlemelerin ve kurumların çok çok önünde gittiği bir sektörden, bir yaşam alanından bahsettiklerini söyledi. Bilginin ülkelerin kalkınması için en önemli itici güç olduğunu vurgulayan Yıldırım, dünyada bir değişim yaşandığını eskiden doğudan batıya olan göçün, şimdi batıdan doğuya döndüğünü ifade etti. Yıldırım, "Türkiy'ye uğramadan bu yolculuğu yapmak mümkün değil. Aşağısı deniz yukarısı buz. Mutlaka bu göç Türkiye'den geçmek zorunda" diye konuştu. Türkiye'nin bilişim, teknoloji konularındaki yerinin fena olmadığını dile getiren Yıldırım, "Teknoloji endeksinde kor çekirdeği yakalamışız. 1-2 noktada atmamız gereken adımlar var. Bunların neler olduğunu biliyoruz" dedi. 10 yılda aldıkları yolu övünç kaynağı olarak görmediklerini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu: "Türkiye 2 trilyon dolar gelire erişecekse bunun içinde bu alanın payının mutlaka 160 milyar doların üzerinde olması lazım. Türkiye'nin gelişmesinin, ilerlemesinin lokomotifi olacaksa bilişim, mutlaka bunun üzerine çıkmalıyız. Çarpan etkisi ortada, 21,6 ile 3 arasında değişiyor. Büyümeyi paçasından aşağı çeken değil, sırtından, omzundan, elinden tutarak yukarıya kaldıran bir sektörden bahsediyoruz. Sektörün talihsizliği görünür olmaması, tırlara yükleyerek götüremiyorsunuz. Şaşalı, debdebeli bir üretim süreci yok. Alınteri yok ama akıl teri var. Yoğun sermaye yatırımı yok ama insan sermayesi var. Bunun için algı, olgunun gerisindedir. Problemimiz budur. Algının önce devlet idaresinde süratle değişmesi lazım." Bu değişimin zor olacağını çünkü bilişim nesli olmadıklarını dile getiren Yıldırım, bilişim neslinin çocukları olduğunu, kendilerinin ise bu nesle girmeye çalışan ya da girmemek için direnen kesimi oluşturduğunu ifade etti. "Türkiye yeni bir atılımın arifesinde" Türkiye'nin yeni bir atılımın arifesinde olduğunu vurgulayan Yıldırım, Türkiye'nin altyapıyı oluşturduğunu, artık insan sermayesine daha fazla yatırım yapılması gerektiğini belirtti. Genç nüfusa rağmen yetişmiş iş gücü bulmakta zorluklar yaşandığına dikkati çeken Yıldırım, "Ar-Ge mühendisi, yazılımcı, programcı arayan var, biz de arıyoruz, bulamıyoruz. Burada bir yanlış var. Bilişimde öne gideceğiz ama 'hadi buyur iş başı' dediğimizde adam yok. Bu çok önemli. Demek ki hala eğitim tarafında ciddi bir çalışmaya ihtiyacımız var" dedi. Bilişim alanındaki bir diğer sorunun gelişmelerin izlenmesine ilişkin olduğunu vurgulayan Yıldırım, birbirinden habersiz birçok çaba olduğuna değindi. Birçok önemli firmanın, küresel markanın bölgesel idaresinin Türkiye'de olduğuna dikkati çeken Yıldırım, potansiyelin farkında olanların merkez olarak Türkiye'yi seçtiğini kaydetti. "Uçuk projeler istiyoruz" Ar-Ge'nin bir zihinsel dönüşüm işi olduğunu vurgulayan Yıldırım, verilen bir imkandan başarı sağlanamayınca Türkiye'nin de içinde bulunduğu bazı ülkelerde insanların yerin dibine sokulduğunu söyledi. Yıldırım, bu anlayışın terk edilmesi gerektiğini, arkadan gelenlerin cesaretinin kırılacağını, o zaman bir yere varılamayacağını belirtti. Ar-Ge'de kaybedilen paralar olacağına değinen Yıldırım, 100 projeden tutturulacak birinin, bütün hedeflerin yakalanmasında etkili olabileceğini dile getirdi. Bakan Yıldırım, "Bu anlayışla Ar-Ge'ye bakmamız lazım. Birbirimizi ağırlamak için, kamu kuruluşlarının birbirine para aktarması için bir araç olarak Ar-Ge'yi göremeyiz. Onun için gerçek araştırmacılara, ürün geliştirmecilere bu imkanı vermek zorundayız" diye konuştu. Ar-Ge'nin önündeki engellerin kaldırılması ve bu yöndeki teşviklere ilişkin de bilgiler veren Yıldırım, bakanlık olarak bilişim ağırlıklı bir Ar-Ge fonu kurduklarını ve desteklemek üzere belirledikleri 79 projeye 90 milyon liralık bir destek vereceklerini anlattı. Her yıl en az 2 kere proje alacaklarını dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Önerilen Ar-Ge projeleri beklediğimin dışında daha klasik projelerdi. Ben daha uçuk projeler bekliyordum. Ufku sınırlandırılmış projeler geldi. Mevcut üzerinde iyileştirme yapmayı esas alan projeler geldi. Biz istiyoruz ki yeni birşey olsun, uçuk olsun, başkalarnın hiç düşünmediği birşey olsun. Benim için o Ar-Ge projesi daha makbul ama bu bir öğrenme süreci. Bundan sonraki dönemlerde bunları da göreceğiz." Üniversitelere teknokent eleştirisi Üniversilerdeki teknokent uygulamalarını eleştiren Yıldırım, şunları kaydetti: "Üniversiteler, mübarekler, burayı sanki 7 yıldızlı otel gibi arsa, oda satmaya başladılar. Olmadı ki. Üniversite bunu yaparsa, 15 avrodan, 22 avrodan yer satarsa bu iş Ar-Ge olmaz, bu iş ticaret olur. Üniversitenin işi ticaret değil, üniversitenin işi geliştirmedir, araştırmadır. Bırakın ticareti sokaktaki tüccar yapsın. Sizin ne ihtiyacınız var? Devlet veriyor bütçenizi, ihtiyaçlarınızı karşılıyor. Efendim döner sermaye oluşturalım, buradan seyahatler yapalım, maaşlara ilaveler yapalım. Tamam eyvallah ama ölçüyü, ayarı da kaçırmayalım. Ne yapacağız? Ben size olacağı söyleyeyim, teknoparkların üniversitelerle ilişkilendirilmesine son vereceğiz. Eğer böyle devam ederlerse bu da yakındır." Bakan Yıldırım, konuşmasının ardından gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Marmaray ve İstanbul'a yapılacak 3. havalimanına ilişkin sorular üzerine Yıldırım, Marmaray'ın açılmasıyla iligili çalışmaların son aşamaya geldiğini söyledi. Uygulanacak fiyat tarifesinin İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bütün ulaşım araçlarının fiyatlarıyla uyumlu olarak belirlendiğini anlatan Yıldırım, var olan kartların Marmaray'da da kullanılabileceğini, en uzak mesafe ücretinin1,95 lira civarında olacağını belirtti. Havalimanıyla ilgili çalışmaların devam ettiğini, kreditörlerle ilgili görüşmelerin yüklenici konsorsuyum tarafından devam ettirildiğini dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu: "Almanların bu konuyla ilgili bir olumsuz tutum içerisinde olabileceklerine ihtimal vermiyorum. Böyle birşeye ihtiyaç olduğunu da düşünmüyorum. Bizim yapacağımız havalimanı hiçkimsenin planlarına, gelecek öngörülerine zarar verecek bir proje değil, aksine batı ile doğuyu birbirine ulaştıracak en önemli transfer merkezi olacak. O yüzden de böyle bir kıskançlık içerisine girmek Almanlara yakışmaz." Orta Vadeli Plan'a (OVP) ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, öngörülerin bir önceki planla örtüştüğünü, ciddi bir değişiklik söz konusu olmadığını söyledi. Yıldırım, "Yeni dönemde 1,5 milyondan fazla insanımıza iş, aş bulabilmek için yatırımlara devam edeceğiz. OVP sadece bütçe dengelerini, cari açığı, bütçe açığı, enflasyonu, büyümeyi önceleyen bir plan değil, aynı zamanda büyümenin olmazsa olmaz aracı yatırımları da önemseyen bir plan. Yani önümüzdeki 3 yıl içerisinde durmak yok, yatırıma devam" dedi. - Kapıkule'de bekleyen Türk tırları Bakan Yıldırım, Kapıkule Sınır Kapısı'nda Türk tırlarının beklemesine ilişkin soru üzerine, Bulgaristan ve Türkiye tarafında Türk tırlarının beklediğini söyledi. Beklemenin Bulgaristan'da ortaya çıkan, anlaşmalara uymayan, keyfi uygulamalara dayandığını dile getiren Yıldırım, taşıyıcılara, Bulgar topraklarında yol boyunca eften püften nedenlerle, ikili anlaşmalarda olmayan sebeplerle yüksek cezalar kesildiğini belirtti. Yıldırım, şunları kaydetti: "Bu yeni ortaya çıkan bir durum. Bunun üzerine bu konu netlik kazanıncaya kadar, gerekli güvencelerin Bulgar makamları tarafından verilmesi sağlanıncaya kadar şoförlerimiz bu taşımayı Bulgar topraklarından yapmak istemiyorlar. Böyle bir fiili durum var. Bulgar makamlarıyla teknik düzeyde arkadaşlarımız görüşüyor, biz görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Ümit ederim ki, bu tek taraflı, öngörülmeyen, anlaşmalarımıza uymayan uygulamalar bir an önce sona erdirilir. Biz bunu talep ettik. Bu konuda müspet gelişmeler var. Eğer bu mümkün olmazsa bizim yapacağımız nedir, karşılık vermektir ama buna hiçbir zaman müracaat etmeyi düşünmüyoruz. Bu sefer her iki ülkenin taşımacıları mağdur olacak. Bu çok arzu ettiğimiz birşey değil. İşi tatlıya bağlamak için gayret ediyoruz." Üniversitelere uyarı Binali Yıldırım, üniversitelerin bünyelerindeki teknoparklara ilişkin uygulamalarına yönelik soruyu yanıtlarken, teknoparklarda firma ve girişimcilere tahsis edilen kiralara ilişkin uygulamaları eleştirdi. Yıldırım, şöyle konuştu: "Eğer üniversiteler kampüs içersindeki teknokentleri birer ticarethaneye dönüştürme anlayışına devam ederse mutlaka buna bir tedbir alacağız. Teknoloji geliştirme, Ar-Ge, ürün geliştirme konusuna katkı sağlamıyor, aksine bu konudaki gayretleri yavaşlatıyor, frenliyor. Daha işe başlamadan nefes kesiliyor. Bunlar küçük girişimciler, bireysel girişimciler var. Ar-Ge zaten kısa vadede üretime doğrudan katkı sağlayan birşey değil. Ayırdığınız ve hemen karşılığını alamayacağınız bir yatırım. Hal böyleyken daha işin başında bu yönde akıl terini ortaya koyanlara böyle bir yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değil."