19. Ulusal Biyoloji Kongresi GAPDH primerleri ile yapılan amplifikasyon sonucunda 148 bç lik (DR-nm23) ve 412 bç lik (GAPDH) DNA bantları %1’lik agaroz jel elektroforezinde gözlendi. Amplifikasyon sonrası elde edilen bant kalınlıkları değerlendirilerek YDMP alan hastalarda DRnm23 gen ekspresyonunun kalitatif olarak azaldığı gözlendi. Anahtar Kelimeler: Metilprednizolon, MDS, DRnm23, Gen Ekspresyonu PZ180 Gastrik Kanserde MMP-7, MMP-26 ve β Katenin Genlerinin Ekspresyon Analizi Salih GENCER1, Gülen DOĞUSOY2, Melih PAKSOY2, Ahmet Korkut BELLİ2, Fatih AYDOĞAN2, M. Burcu IRMAK YAZICIOĞLU1 1 Fatih Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 34500, İstanbul 2 İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi,Patoloji ve Genel Cerrahi Bölümü, 34303, İstanbul [email protected] Kanser çok basamaklı genetik bir hastalık olup hedef genlerdeki bozuklukların birikimi sonucu ortaya çıkar. İnvazyon ve metastaz tümör hücrelerinin bazal membrana bağlanmalarını, bölgesel bağ dokuyu parçalamalarını ve akabinde sindirilmiş dokudan çıkarak göç etmelerini içerir. Bağ doku yıkımının büyük kısmını çinkoya bağımlı olan ve bağ dokunun her bileşenini yok eden matriks metalloproteinazlar (MMP) gerçekleştirmektedir [1, 2]. Gastrik kanserde bazı MMP genlerinin (MMP-1, MMP-2, MMP-3, MMP9) ekspresyonları yapılan çalışmalarla analiz edilmiş ve ekspresyonlarda bir artış görülmüştür [3]. Bununla birlikte Wnt sinyal yolunun bazı MMP’leri regüle ettiği gösterilmiştir. β-katenin Wnt sinyal yolunda yer alan ve bazı MMP’lerin regülasyonunda rol alan bir proteindir. Wnt/βkatenin sinyal yolu proliferasyon, farklılaşma, apoptoz ve morfogenez gibi pek çok gelişim prosesinde rol oynamaktadır. Bilinen yaklaşık 30 farklı MMP genlerinden sadece iki tanesinin (MMP-7 ve MMP-26) Wnt sinyal yolunda yer aldığı bilinmektedir. MMP-7 ve MMP-26 genlerinin promotor bölgeleri Tcf-transkripsiyon faktörü aracılığı gösteren bir gen regülasyonuna sahiplerdir [4]. Fosforillenmemiş β-katenin, Tcftranskripsiyon faktörüne bağlanarak MMP-7 ve MMP-26 genlerinin transkripsiyonunu aktive etmektedir. Çalışmada gastrik kanserli hastalardan alınan normal ve tümörlü biyopsi örneklerinde, incelenen genlerin ekpresyon analizleri, semikuantitif ters tanskripsiyon polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) ile yapılmıştır. İncelenen 50 Karadeniz Teknik Üniversitesi, Biyoloji Bölümü, TRABZON normal hemde tümörlü dokunun hiç birinde MMP26 ekspresyonu görülmemiştir. MMP-7 ekspresyonu ise normal dokularda görülmezken tümörlü dokuların % 64 de ekspre olduğu görülmektedir. β-katenin ekpresyonu ise hem normal hem de tümörlü dokularda görülmektedir. Tümörlü dokuların % 60’da normal dokularında % 40’da β-katenin ekpresyonu görülmüştür. Aynı zamanda tümörlü dokularda β-katenin proteinin hücre içindeki lokalizasyonu immünohistokimyasal yöntemle incelenmiştir. İncelenen örneklerde daha çok β-katenin’in sitoplazma ve membranda lokalize olduğu görülmüştür. Sonuç olarak; MMP-26, Wnt sinyal yolunda yer aldığı ve β-katenin ile regüle edildiği halde gastrik kanserde bu genin ekspresyonu görülmemektedir ve bu genin gastrik karsinogenezde rol almadığı anlaşılmıştır. MMP26’nın aksine MMP-7 ve β-katenin genleri gastrik karsinogenezde rol almaktadır. Bu çalışma, TÜBİTAK 105S352 (SBAGK-110) nolu proje ve Fatih Üniversitesi Araştırma Fonu (P50030503) tarafından desteklenmiştir. Kaynaklar 1. Chambers, A. F., and Matrisian, L. A. Changing views on the role of matrix metalloproteinases in metastasis. J. Natl. Cancer Inst., 89: 1260–1270, 1997. 2. Parsons, S. L., Watson, S. A., Brown, P. D., Collins, H. M., and Steele, R. J. C. Matrix metalloproteinases. Br. J. Surg., 84: 160–166, 1997. 3. Zhang, J., Cao, Y. J., Zhao, Y.-G., Sang, Q.-X., and Duan, E.-K. Mol. Hum. Reprod., 8: 659–666, 2002. 4. Marchenko, N. D., Marchenko, G. N., Weinreb, R. N., Lindsey, J. D., Kyshtoobayeva, A., Crawford, H. C., and Strongin, A. Y. Beta-catenin regulates the gene of MMP-26, a novel metalloproteinase expressed both in carcinomas and normal epithelial cells. Int. J. Biochem. Cell Biol., 36: 942-956, 2004. Anahtar Kelimeler: Wnt/β-katenin sinyal yolu, gastrik kanser, matriks metalloproteinaz, RT-PCR PZ181 İnsan X Kromozomunun (Xq21) Akciğer Kanseriyle Korelasyonunun Tespiti Sevilay AZPARLAK, Ekrem DÜNDAR Balıkesir Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Çağış, Balıkesir [email protected] ölümcül Akciğer kanseri günümüzde hala en hastalıklardan biri olma özelliğini 553 19. Ulusal Biyoloji Kongresi korumakta olup hem dünyada hem de ülkemizde en sık görülen kanser tipidir. Özellikle henüz tedavisi bulunmadığı için bu ölümcül hastalığın teşhis ve tedavisine yönelik çok yönlü çalışmalara olan ihtiyaç devam etmektedir. Bu yüzden bu hastalıkla alakalı genlerin moleküler ve fizyolojik analizine olan ihtiyaç ta devam etmektedir. Bu kapsamda akciğer kanserine neden olduğu biyoinformatik araçlarla tespit edilen bir aday gen üzerine yaptığımız çalışma kapsamında 35 adet kanser hastası olmayan insan ve 20 adet akciğer kanserli insandan kan alınarak genomik DNA (gDNA) izolasyonu yapılmış, bu gDNA örnekleri kullanılarak hedef bölge PCR ile çoğaltılmış ve DNA dizin tespiti yapılmıştır. Sonuçların biyoinformatik analizi, Bu bölgede bulunan 7 adet SNP’nin (Tek nükleotit polimorfizmi) akciğer kanseriyle çeşitli oranlarda korelasyon gösterdiği ancak bazı SNP’lerin ise %100 korelasyon gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. Ancak sonuçların güvenliğini artırmak için hem kanser hastası olmayan insanlardan hem de akciğer kanserli hastalardan alınarak dizilenen örnek sayısını artırmak için çalışmalarımız devam etmektedir. Karadeniz Teknik Üniversitesi, Biyoloji Bölümü, TRABZON miktarda alınması halinde, organizmada serbest radikallerin neden olduğu oksidasyon sonucu oluşan doku hasarını önlemede etkili olabileceği ve dolayısıyla yaşam süresini uzatabileceği düşünülmektedir. Bu amaçla, çalışmamızda Lobaria pulmonaria likeninin metanol (Lpe)m, kloroform (Lpe)k ve su (Lpe)s ekstrelerinin Drosophila melanogaster‘in ömür uzunluğu üzerine etkileri araştırılmıştır. Standart Drosophila Besiyerine (SDB) farklı konsantrasyonlarda (0.5; 1.0; 1.5; 2.0 mL/100 mL besiyeri) ilave edilen Lpe’nin bu etkisi, uygulama ve kontrol grupları için dişi ve erkek populasyonlarında ayrı ayrı çalışılmıştır. Çalışmamızda L. pulmonaria’nın metanol, kloroform ve su ekstrelerine maruz bırakılan her iki populasyonda da ömür uzunluğu konsantrasyon artışına paralel olarak artmış ve bu artışın kontrole göre p<0,05 düzeyinde önemli olduğu belirlenmiştir. Ancak metanol ekstresinin diğer iki ekstreye (kloroform ve su) göre daha etkili, su ekstresinin ise diğer iki uygulama grubuna (metanol ve kloroform) göre nispeten daha zayıf etkili olduğu bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Xq21, akciğer kanseri PZ182 Drosophila melanogaster’de Lobaria pulmonaria (L.) Hoffm. Likeninin Ömür Uzunluğu Üzerine Etkisinin Araştırılması Handan UYSAL1, Deniz ALTUN1, Hakan AŞKIN1, Ali ASLAN2 1 Atatürk Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 25240 Erzurum 2 Atatürk Üniversitesi, Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi, 25240 Erzurum [email protected] Likenlerin ilk kez Hipokrat tarafından tıbbi amaçlarla kullanıldığı bilinmektedir.15.yüzyıldan beri de pek çok ülkede deri lezyonları, kırık ve incinme, sindirim, solonum yolu hastalıkları ve romatizma gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde likenlerden yararlanılmaktadır. Son yıllarda yapılan çeşitli çalışmalar ile likenlerin antioksidan aktiviteye de sahip olduğu belirlenmiştir. Antioksidanların yaşlanmayı geciktirici etkilerinin belirlenmesinden sonra çeşitli likenler üzerinde çalışmalar yoğunlaşmıştır. Bu likenlerden birisi olan ve halk arasında ciğer likeni olarak bilinen Lobaria pulmonaria (L.) Hoffm. (Stictacea) likeninin çeşitli sekonder metabolitler içerdiği gösterilmiştir. L. pulmonaria, içerdiği bu metabolitler sayesinde birçok hastalığın sağaltımında kullanılmaktadır. Besin olarak da kullanılan L. pulmonaria’nın diyetle yeterli Anahtar Kelimeler: Drosophila melanogaster, Lobaria pulmonaria, ömür uzunluğu, yaşlanma, serbest radikaller, antioksidanlar PZ183 S9 Aktivasyon Sistemi ile Muamele Edilmiş İnsan Lenfositlerinde Thimeraosal’in Genotoksisitesi 1. Kardeş Kromatid Değişimi 2. Proliferasyon indeks 3. Mitotik İndeks Dilek EKE, Ayla ÇELİK Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Mersin [email protected] Thimerosal % 49.5 oranında etil civa ihtiva eden ve birçok çocukluk ve grip aşılarında kullanılan koruyucu bir antiseptiktir. Aşılardan başka biyomedikal preperasyonlarda da bir koruyucu olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, S9 aktivasyon sisteminin kullanıldığı ve kullanılmadığı in vitro kültür koşulları altında, Thimerosalin genotoksik etkileri kardeş kromatid değişim testi kullanılarak test edilmiştir. Thimerosalin 3 farklı dozu kullanılmıştır (0,2, 0,4 ve 0,6µg/ml). Sonuçlar varyans analizi yöntemi ile test edilmiştir. Kontrol grup değerleriyle karşılaştırıldığında Kardeş Kromatid Değişim oranlarında anlamlı bir artış, proliferasyon ve mitotik indeks değerlerinde anlamlı bir düşüş gözlenmiştir. (p<0.001). Sonuçlar thimerosalin S9 lu S9 suz kültür şartları altında 554