C20 ve W20 ORTAK BİLDİRİSİ Kadınların potansiyellerini tam olarak kullanabilmeleri için ekonomiyi yeniden değerlendirmek G20 ekonomilerinde ve ötesinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği halen devam etmektedir. Dünyada ücretsiz iş gücünün büyük çoğunluğu kadınlara aittir; güvenliği olmayan, düzensiz, informal işlerde çok daha fazla sayıda kadın yer almaktadır. Aynı zamanda mesleki ayrımcılığa maruz kalan kadınların, sosyal koruma ve emeklilik sistemlerine erişimleri de yetersizdir. Uluslararası iş açığının dörtte üçü kadınların maruz kaldığı işsizlik sorunundan kaynaklanmaktadır. Çalışan kadınlar, erkeklerin kazandığı ücretin yaklaşık %77’sini kazanırken, aradaki fark yüksek gelirli işlerde daha da açılmaktadır. Bugünkü değişim hızıyla, kadın-erkek ücret eşitliğinin ancak 2086 yılında gerçekleşebileceği öngörülmektedir. Kadınların potansiyellerini tümüyle kullanabilmeleri için, altyapıdan imalata, ticaretten mali düzenlemelere, vergi sistemlerinden sağlık ve eğitime kadar tüm sektörlerde, toplumsal cinsiyet eşitliğini göz önünde bulunduran politika ve programlar geliştirilmelidir. Önümüzdeki beş yıl içerisinde GSYH’de %2’lik bir ek büyümeyle dünya ekonomisini güçlendirmeye yönelik G20 hedefinin gerçekleştirilebilmesi için, kadınların ekonomiye katkılarının tanınması ve desteklenmesi hayati önem taşımaktadır. Son dönemde verilen G20 taahhütleri, bu anlamda yerinde atılmış adımlardır. Avustralya’daki G20 zirvesi esnasında liderler, kadın ve erkek iş gücü arasındaki farkın 2025 yılına kadar %25 oranında azaltılmasına karar verdiler. Bu da 100 milyon kadının iş gücüne katılması anlamına gelmektedir. 2015 Türkiye başkanlığında gerçekleşen Kadın 20 (W20) lansmanıyla beraber liderler, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önümüzdeki yıllarda G20’nin vurgulayacağı konulardan biri olacağı yönünde güçlü sinyaller vermiştir. Bu oldukça memnuniyet verici ve geleceğe yönelik atılmış önemli bir adımdır. Bununla beraber kadınların yarattığı ekonomik değer dünya ekonomisine tamamen ve eşit koşullarda dahil edilecekse, kadınların potansiyellerini gerçekleştirmelerini sağlayacak yeni bir bakış açısı gerekmektedir. C20 ve W20, ortak olarak G20 liderlerine şu çağrıda bulunmaktadır: Kadınların üzerindeki yükü hafifletmek için ücretsiz bakım işlerini tanımalı ve azaltmalıdır. Bu kapsamda kadınların iş-özel hayat dengesini destekleyecek çocuk bakımı, yaşlı bakımı ve sosyal koruma gibi hizmetleri kapsayan altyapı yatırımlarında önemli bir artış gerekmektedir. Bu aynı zamanda su, sağlık ve temizlik gibi kadınların bakım konusunda yükünü hafifletecek temel ihtiyaçlar ve altyapı yatırımı ihtiyacını beraberinde getirmektedir. Cinsiyet temelli ücret farkları ve mesleki ayrımı da içeren iş yeri ayrımcılığını yok edecek yasal ve politika çerçeveleri oluşturmalıdır. Ayrıca, istihdamda cinsiyet kotası geliştirmeli ve kamu ve özel sektörde lider pozisyonundaki kadınların sayısını artırmak için kamu ihalelerinde ve yönetim kurulu temsiliyetinde %50’ye varan kotalar uygulamadır. G20 ülkelerinin cinsiyet taahhütlerini takip edebilmek için ulusal düzeyde bağımsız mekanizmalar ve politika çerçeveleri oluşturmalı ve finanse etmelidir. Dünya çapında ise kilit G20 çalışma gruplarında ve diğer toplantılarda C20 ve W20’nin temsil edilmesini sağlamalıdır. Kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi ağlarını güçlendirmeye yönelik adımlar atarak kolektif seslerini yükseltmeli ve çeşitli fırsatlar ve politikalar hakkındaki farkındalığı artırmalıdır. KDV gibi azalan oranlı vergileri azaltarak ve finansal varlık ve piyasalara erişimini güvence altına alarak, kadınların ekonomik gücünü serbest bırakmalıdır. Demokratik ve üye tabanlı girişimler olan, özellikle kırsal ve informal ekonomilerde toplumun tüm kesimleri için istihdam ve sosyal içerme sağlayan kadın kooperatifleri de dahil olmak üzere kadınların işlettiği mikro, küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri ve inovasyonu desteklemelidir. Bu adımlar G20’nin, kadınların ekonomik güçlenmesine dair retorik sayılabilecek vaatlerin ötesine geçebilmesi ve geçen yıl Avustralya’da verdiği taahhütleriuygulamaya koyması için son derece önemlidir. Bu uygulamalar tüm dünyadaki kadınların potansiyellerini ortaya çıkarmakla beraber G20’nin gerçekten kapsayıcı bir ekonomik büyüme amacına yüzde yüz katkı sağlayacaktır.