TBMM B : 7 8 1 3 . 5 . 2 0 0 3 0 : 2 Değerli arkadaşlar, işçi, işverenin

advertisement
T.B.M.M.
B:78
13.5.2003
0:2
Değerli arkadaşlar, işçi, işverenin bir malı değildir, sermayenin bir parçası değildir; o, üreten
bir insandır. Bu tasarının maddelerinde sözü edildiği gibi, bazen insanlıkdışı koşullarda, yerin altın­
da kömür çıkarır, demiryolu döşer, çok ağır işlerde çalışır; kendisi için değil, tüm toplumun ayakta
kalması için çalışır; ama, bu yasa tasarısıyla getirdiğimiz bir anlayış var; işte, işveren ücretini
veriyor, onu istediği yere götürür, istediği biçimde kullanır, istediği biçimde çalıştırır, istediği
biçimde de sokağa bırakır. İşte, iş yasası bunları önlemek için yapılmalıydı.
1971 yılında çıkarılan 1475 sayılı Yasada sıralanan kimi maddeler -Sayın Bakan da söyledi- ol­
duğu gibi burada korunuyor; ama, korunan maddeler, nedense, işçinin lehine olanlar değil. O günün
koşullarında, sermaye birikiminin olmadığı zamanlarda, işçi de fedakârlık yapar düşüncesiyle bel­
ki ondan birtakım özveride bulunması istenmiştir; ama, bu yasa tasarısıyla değiştirilen maddelerde
-esnek çalışma düzeni dahil, ödünç işçi verme dahil- işçinin lehine bir düzenleme olmamıştır.
Değerli arkadaşlar, -bir kez daha söylüyoruz- bu düzenlemeler, işçinin değil, işverenin elini
güçlendiriyor, işçiyi zayıflatıyor. Sayın Bakan da söyledi; sendikalı 700 000 işçi kalmış Türkiye'de,
12 Eylülden önce bu sayı 2 500 000 idi. Çalışan insan sayısı arttığı halde, peki ne oldu da bu duruma
gelindi?! Şimdi, öyle bir yasa yapıyoruz ki -bir de "sendikalı sayısını artıracağız, işsizliğe çözüm
bulacağız" diyoruz- var olan sendikalı işçinin bile güvencesini gölgeliyoruz getirdiklerimizle.
Değerli arkadaşlar, işçi zaten güç koşullarda yaşamaktadır. Milyonlarca işsizi öcü gibi gösterip
"sen durumuna şükret, eğer, şunları şunları yaparsan, bak orada işsizler bekliyor" anlayışıyla iş
yasası düzenlemek doğru değildir.
Burada konuşan kimi arkadaşlarım, geçtiğimiz günlerde de, bir bakıma, onları da ima ettiler.
Biraz önce konuşan AKP'li arkadaş "biz, IMF'ye kafa tuttuk; iş, barış, ekmek için, özgürlük için
mücadele ediyoruz" dedi. Acaba ben yanlış mı duyuyorum diye düşündüm. Gerçekten öyle mi
acaba; yani, IMF'ye kafa mı tutuldu, yoksa onlara niyet mektubu verilirken onların dediği mi yapıl­
dı?! Bakın, Dünya Bankasından Chibber geldi, bütçeye baktı dedi ki: "Sizin bu bütçeniz, yoksullara
karşı; dargelirliyi ezen bir bütçe." Onları bile isyan ettirecek... Yani, bu, çalışana, emekçiye, dar
gelirliye dönük bir bütçe değil. Şimdi, IMF'ye kafa tuttuk!.. Gerçekten öyle mi?! Son niyet mek­
tubunda Tekel satılacak denildi. Onca tütün üreticisini ilgilendiren Tekelin satılması kabul edildi.
Mazota 16 kez zam yapıldı, bir kere indirim yapıldı; yani, IMF'nin hangi dediğine karşı çıkıldı da,
buradaki arkadaş, hiç maddeyle de ilgisi olmadan "efendim, biz, IMF'ye karşı çıktık; iş, ekmek, öz­
gürlük için savaşıyoruz" dedi?! Bence, bu yaklaşım doğru değil.
Değerli arkadaşlar, elimizde bir ölçü olmalı. Avrupa Birliğine girmeye çalışıyoruz. Bu İş Yasa
Tasarısında da, bence, Uluslararası Çalışma Örgütünün, yani, ILO'nun ölçütleri vardır. Şimdi, ben,
merak ediyorum; acaba, hangi Avrupa Birliği ülkesinde, işveren, işçiyi, iş dışında, sosyal yardım
adı altında bir yere taşıyor? Bu sosyal yardım hem iyi niyetli yorumlanabilir hem de değil; ne ol­
duğunu bilmiyoruz; ama, çalışma süresinden sayılmıyor. Yani, diyor ki işveren: "Ben, sizi bugün
alacağım, şu kadar uzaklıktaki bir yere götüreceğim, orada şunu yapacaksınız." Bu olmayabilir, as­
lında pek olmaz; Avrupa Birliği ülkelerinde adamın ne yapacağı, nasıl yapacağı önceden bellidir;
ama, varsayalım ki, bizim ülkemizde oluyor. Peki, niçin çalışma süresinden sayılmıyor? Yani,
burada ölçüt, Uluslararası Çalışma Örgütünün ölçütleri olmalıdır; yoksa, işimize geldiği zaman,
efendim, Türkiye'de birsürü işsiz insan var, biz böyle yapmak zorundayız, eğer, böyle yapmazsak
yeni işyerleri açılmaz; ama, bir başka zaman da Avrupa Birliği ölçütleri!..
Arkadaşlar, biz, Meclis olarak, 2003 yılında bir iş yasası düzenliyoruz. Bu yasanın, doğal
olarak, 1963'te yapılandan da, 1971'de yapılandan da daha ileri ilkeler taşıması gerekir; çünkü, top­
lumda bir gelişme olmuş, sosyal devlet anlayışında bir ilerleme olmuştur; ama, biz, 1971'de düzen­
lenen, yani, bundan 32 yıl önce düzenlenen eski İş Yasasından daha geride bir yasa düzenliyoruz ya
da kimi maddelerine hiç dokunmuyoruz.
-199-
Download