gıda bülteni - Sabri Ülker Vakfı

advertisement
GIDA BÜLTENİ
GAV Bülten Sayı 6 / Temmuz 2012
BU AYIN KONULARI
Avrupa Komisyonu EFSA’nın
(Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi)
olumlu görüş verdiği 222 sağlık
beyanını onayladı.
1169/2011 sayılı AB Parlamentosu ve Konseyi’nin yayınladığı
yönetmelik ile etiketler aracılığıyla tüketicilerin satın
aldıkları ürünler hakkında daha çok bilgiye sahip olmalarını
sağlayacak pek çok uygulama ve kural getirilmiştir.
Devamı 3. sayfada
Güvenilir Bilgi Kaynaklarımızdan EFSA Gıdalardaki Mineral
Yağı Hidrokarbonları İle İlgili Bilimsel Görüşünü yayınladı.
Mineral yağı hidrokarbonları gıdaların kontaminasyonu sonucunda ve gıda
işleme süreçlerindeki çeşitli uygulamalar yoluyla gıdalarda oluşmaktadır.
Devamı 3. sayfada
1 Nisan 2012 Tarihinde 1511-TÜBİTAK Öncelikli Alanlar
Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Projeleri
Destekleme Programı Yürürlüğe Girdi.
1511 - TÜBİTAK Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Projeleri
Destekleme Programı” kapsamında; belirlenen öncelikli alanlarda hedef ve ihtiyaç
odaklı, izlenebilir sonuçları olan projelerin desteklenmesi amaçlanmaktadır.
Devamı 4. sayfada
Başlıca Bilgi Kaynaklarımızı Tanıyalım: Dünya Sağlık
Örgütü (WHO)
Merkezi Cenevre’de bulunan Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler’in sistemi
kapsamında sağlık sorunlarına çözüm getirmekle sorumludur.
Devamı 5. sayfada
AVRUPA KOMİSYONU EFSA’NIN (AVRUPA GIDA GÜVENLİĞİ OTORİTESİ)
OLUMLU GÖRÜŞ VERDİĞİ 222 SAĞLIK BEYANINI ONAYLADI.
Etiket, ambalaj üzerinde yer alan ve ürünü tanımlayan, satın alma
sırasında söz konusu bilgilerin tüketiciye gıdanın üzerinde anlaşılabilir
ve pratik olarak verilmesini sağlayan, değişik biçimlerde basılabilen
çeşitli bilgilerdir. Etiketleme ise, gıda maddesini tanıtıcı her türlü yazı,
özel bilgi, ticari marka, marka adı, gıda maddesi ile ilgili kullanılan özel
isimlendirme, resimsel öğeler veya işaretleri içeren ve gıdanın ambalajının
üzerinde bulunan veya doküman, bildirim, etiket gibi gıda ile birlikte
sunulan, gıdayı tanıtan veya ifade eden tanıtım bilgilerinin tümüdür.
Etiketleme, tüketicilerin sağlıklı ve uygun besin seçimlerini yapabilmesi
açısından büyük değere sahiptir. Avrupa Birliği’nde de tüketicilerin açık,
tutarlı ve kanıtlanmış besin bilgilerine ulaşmaya ihtiyaç duyduklarının üzerinde durulmaktadır. Bu yüzden etiketlerin, tüketici, üretici
ve kanun koyucular açısından önemi gittikçe artmaktadır.
Avrupa Birliği son yıllarda artan bir çabayla Gıda Etiketleme Mevzuatı üzerindeki çalışmalarını sürdürmektedir. Son olarak,
1169/2011 sayılı AB Parlamentosu ve Konseyi’nin yayınladığı yönetmelik ile etiketler aracılığıyla tüketicilerin satın aldıkları
ürünler hakkında daha çok bilgiye sahip olmalarını sağlayacak pek çok uygulama ve kural getirilmiştir.
Bu yönetmelik, ambalajlı gıda ürünlerinin etiketlenmesi konusunda Avrupa Mevzuatını standart hale getirmek için
oluşturulmuştur. Geçtiğimiz ay içerisinde ise Avrupa Komisyonu önemli bir adım daha atarak, Avrupa gıda ve içecek endüstrisi
tarafından uzunca bir süredir yayınlanması beklenen ve EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi)’nın onay verdiği 222 genel
sağlık beyanı onaylamıştır. Komisyondan yapılan açıklamada, “Güvenilir bilimsel önerilere dayanan bu listenin, AB genelinde
kullanılacağı ve aynı zamanda yanıltıcı beyanlara son vereceği” belirtilmiştir.
Sağlık beyanı nedir diye soracak olursak;
Sağlık beyanı: Herhangi bir gıda grubunun, gıdanın veya gıdanın bileşiminde bulunan öğelerin büyüme, gelişme ve vücudun
normal işlevleriyle ilişkili fizyolojik etkisini tanımlayan veya vücut fonksiyonlarını geliştirmeye veya sağlığı korumaya yardımcı
etkisini belirten, ileri süren veya ima eden beyandır.
AB genelinde gıdalarla ilgili bilimsel olarak kanıtlanmış beyanların kullanımının uyumlaştırılmasının üreticiler için bir
rekabet ve inovasyon alanı yaratacak bir araç olması beklenmektedir. AB genelinde izin verilen ve uyumlaştırılmış sağlık
beyanları listesi ayrıca tüketicilere dengeli beslenme ve sağlıklı yaşam için bilinçli gıda tercihleri yapmaları konusunda da
yardımcı olabilecek bir kaynak niteliğindedir. Ülkemiz mevzuatının da sağlık beyanı uygulamaları açısından en kısa sürede
uyumlaştırılması ile ülkemiz gündeminde önemli bir yer tutan obezite ve diyabetle mücadele konusunda kamu ve sektör
tarafından yürütülen çalışmaların hızlanacak ve tüketici açısından birçok artı değeri de beraberinde getirecektir.
AB’nde onaylanan ve reddedilen sağlık beyanları listesine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
http://ec.europa.eu/nuhclaims/resources/docs/euregister.pdf
Kaynaklar:
- 29 Aralık 2011 tarih ve 28157 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği
- 1169/2011 EC Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Regülasyonu
- Avrupa Komisyonu Gıdalarla İlgili Beslenme ve Sağlık Beyanları
- http://ec.europa.eu/nuhclaims/
Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı ©
2
GÜVENİLİR BİLGİ KAYNAKLARIMIZDAN EFSA GIDALARDAKI MİNERAL YAĞI
HİDROKARBONLARI İLE İLGİLİ BİLİMSEL GÖRÜŞÜNÜ YAYINLADI.
EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi) beslenme yoluyla alınan mineral yağı hidrokarbonları (MYH) ile ilgili bilimsel görüşünü
yayınladı. Mineral yağı hidrokarbonları gıdaların kontaminasyonu sonucunda ve gıda işleme süreçlerindeki çeşitli uygulamalar
yoluyla gıdalarda oluşmaktadır.
Gıdalarda mineral yağı hidrokarbonlarının varlığını belirlemede izlenecek çeşitli kaynaklar şöyledir:
- Gıdalarla temas eden malzemeler (geri dönüştürülmüş kağıtlardan üretilen gıda ambalajları, ambalajlara uygulanan baskı mürekkepleri, plastiklerin üretiminde katkı maddesi olarak kullanılan mineral yağı hidrokarbonları)
- Gıda maddelerini vaks ile kaplamada kullanılan yağlar
- Gıda katkıları, proses yardımcıları, unlu mamul ve şekerli ürünler için kullanılan yağlama maddeleri, gıdaların kaplanmasında kullanılan yağlar mineral yağı hidrokarbonlarının seviyesini artırmaktadır.
- Sakız üretimi, bazı meyvelerin kaplanması ve pestisit formülasyonlarında parafin bazlı vaksların kullanımına izin verilmiştir.
- Köpük önleyiciler, tahıl tanelerinde tozlanmayı önleyici maddeler gibi mineral yağları hidrokarbonlarının kullanıldıkları farklı yerler de vardır.
Geri dönüştürülmüş karton ambalajın kullanımı kuru gıdalarda mineral yağı hidrokarbonlarının oluşma oranını artırabilir. Yüksek
seviyelerde mineral yağı hidrokarbonları içeren ekmek veya diğer tahıllarda MYH kaynağı yağlama maddesi veya püskürtme
cihazıdır. Bilimsel raporda geri dönüştürülmüş kağıt ambalajlardaki migrasyonun toplam maruziyeti önemli ölçüde artırabildiği
belirtilmektedir.
Avrupa’da beslenme alışkanlıkları üzerine yapılmış anketlere göre mineral yağı hidrokarbonlara maruz kalma durumu ekmeğin
sürekli tüketilmesi ile ilişkilidir. Uzun süreli ekmek tüketimi sonrasında maruz kalınan mineral yağı hidrokarbonları seviyesi aşağıdaki
tabloda gösterilmektedir.
Yüksek düzeyde maruz kalma durumunda-ekmek
Yaş grupları
Ortalama (min-mak)
0-12 aylık bebeklerde
1300-49
1-3 yaş çocuklarda
41-15
Çocuklarda
41-16
Ergenlik çağındaki çocuklarda
54-30
Yetişkinlerde
65-38
Orta yaşlılarda
51-38
Yaşlılarda
51-41
Mineral yağları hidrokarbonlarının insan sağlığına potansiyel etkileri farklılık göstermektedir. “Aromatik” olarak adlandırılan mineral
yağları hidrokarbonları genotoksik kanserojen olarak davranabilirken (DNA’ya, hücrelerin genetik materyaline zarar verebilir, kansere
neden olabilir) bazı “Doymuş” MYH’ler dokularda birikebilir ve karaciğerde yan etkilere neden olabilir.
Kaynak: EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi)
http://www.efsa.europa.eu/en/efsajournal/pub/2704.htm
Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı ©
3
1 NİSAN 2012 TARİHİNDE 1511-TÜBİTAK ÖNCELİKLİ ALANLAR ARAŞTIRMA TEKNOLOJİ
GELIŞTİRME VE YENİLİK PROJELERİ DESTEKLEME PROGRAMI YÜRÜRLÜĞE GIRDI.
1 Nisan 2012 tarihinde yürürlüğe giren “1511 - TÜBİTAK Öncelikli Alanlar Araştırma
Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Projeleri Destekleme Programı” kapsamında; belirlenen
öncelikli alanlarda hedef ve ihtiyaç odaklı, izlenebilir sonuçları olan projelerin
desteklenmesi amaçlanmaktadır.
Öncelikli alanlar aşağıdaki gibidir:
- Gıda
- Enerji
- Otomotiv
- Bilgi Teknolojileri
- Makine/İmalat Teknolojileri
Program bünyesinde ÇAĞRI sistemi geçerli olacaktır. Diğer bir ifadeyle TÜBİTAK belli zaman dilimlerinde öncelikli alanlara yönelik
olarak proje başvurularını kabul edecektir. Bu zaman dilimleri henüz açıklanmamış olup; ilk çağrının ENERJİ alanına yönelik olacaktır.
Her alana dair birden çok çağrıya çıkılacaktır. Çağrı duyurusunda; konu başlıkları, proje süresi ve bütçesi için üst sınır, projeyi
gerçekleştirecek işbirliği yapısı gibi bilgiler yer alacaktır. Dolayısıyla gıda alanına yönelik bütçe üst sınırı; işbirliklerinin içeriği, konu
başlıkları çağrı metninde yer alacağından bu konuya ilişkin verilerin yayımlanması beklenmektedir. Konu başlıklarının Gıda Alanı
Önceliklendirme Çalıştay ve toplantılarında çıkan sonuçlar neticesinde ortaya konulması öngörülmüştür.
1511 programının hâlihazırda mevcut olan diğer destek programlarından farklılıkları ve getirdiği yenilikler aşağıdaki gibidir:
• İki aşamalı değerlendirme yapılacaktır:
- Panel değerlendirmesi
- Hakem değerlendirmesi
• Kabul edilen bütçenin %10’u kadar tutar genel gider ödemesi olarak destek kapsamına ilave edilecektir.
• Daha yüksek maaş limitleri uygulanacaktır,
• Destek oranı her dönem için sabit olup büyük ölçekli kuruluşlar için %60, KOBİ’ler için %75 olarak uygulanacaktır.
• Yurt içinde yapılması hiçbir şekilde mümkün olmayan projeye özel testler vb. hizmet alımı giderleri, yürütme komitesi onayıyla %20 sınırlama uygulamasının dışında kalabilecektir. (Hâlihazırda mevcut programlarda yurtdışından alınan hizmetler için
%20 lik bir sınır kullanılmaktadır)
• Birden fazla transfer ödemesi (ön ödeme) verilebilecektir.
1501 TÜBİTAK Sanayi Ar-Ge Projeleri
Destekleme Programı
1511-TÜBİTAK Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji
Geliştirme ve Yenilik Projeleri Destekleme Programı
Konu ve sektör sınırlaması yoktur.
Sadece öncelikli alanlar içinde yer alan sektörlerden başvuru alınır
(gıda, enerji, otomotiv, bilgi teknolojileri, makina/imalat teknolojileri)
Genel gider ödemesi kalemi yoktur.
%10 oranında genel gider ödemesi kalemi vardır.
Bütçe limiti yoktur.
Bütçe limiti ilgili çağrıda verilecektir.
Büyük kuruluşlar için temel destek oranı %50; azami destek oranı
%60’tır.
Büyük kuruluşlar için destek oranı sabit olup; %60tır.
Yurt dışı hizmet alımları için %20lik bir limit uygulanmaktadır.
Yurt dışı hizmet alımı giderleri, yürütme komitesi onayıyla
%20 sınırlama uygulamasının dışında kalabilecektir.
Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı ©
4
BAŞLICA BİLGİ KAYNAKLARIMIZI TANIYALIM:
DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ (WHO)
Merkezi Cenevre’de bulunan Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler’in sistemi
kapsamında sağlık sorunlarına çözüm getirmekle sorumludur. Kronik ve salgın
hastalıklar, akıl sağlığı, beslenme, gıda güvenliği, kazalar, biyolojik tehlikeler, sağlık
ekonomisi ve sağlığı koruma gibi geniş kapsamlı konularla ilgilenir. WHO’nun bu oldukça
geniş görev alanına küresel sorunlarda önderlik yapmak (H1N1 virüsü buna örnektir),
araştırmalara mali destek sağlamak, standartları tayin etmek, kanıtlara dayanan
politikalar oluşturmak, sağlıkla ilgili konulara nezaret etmek ve ülkelere bireysel teknik
yardım sağlamak gibi konular da girer. WHO’nun Cenevre’deki merkezi dünyanın belli
başlı bölgelerinde bulunan altı uydu şubeyi de koordine eder. Danimarka’nın Kopenhag şehrinde bulunan Avrupa
ofisi kanalıyla 50 farklı ülkenin sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktadır.
Bir dünya örgütü olan WHO’nun politikaları gerek varlıklı Batı ülkelerinin gerekse yoksul ve gelişmekte olan ülkelerin
ihtiyaçlarını göz önünde tutar. Örgüt’ün gıda güvenliği, diyet ve beslenme konularındaki faaliyetleri iki bölüm
tarafından yürütülmektedir:
1) Beslenme ve Sağlık
2) Gıda Güvenliği ve Zoonoz
Beslenme ve Sağlık Bölümü dört kanalda faaliyet gösterir:
1.Büyüme değerlendirmesi ve gözetim: WHO, bebekler ve 19 yaşına kadar çocuklar için sağlık uzmanları
tarafından çok kullanılan standart büyüme çizelgeleri hazırlar.
2.Belirli bir ülkeye yönelik beslenme politikaları ve programları: WHO, kendi etkin gıda ve beslenme politikalarını geliştirmeye çalışan ülkelere strateji saptamakta yardımcı olur ve yol gösterir. Bu faaliyetlerin kapsamında bebek ve annenin beslenmesi, obezite, yaşlıların sorunları, diyet önerileri, gıda güvenliği ve AIDS vardır.
Bu konuda büyük önem taşıyan bir rapor da “Küresel Diyet, Fiziksel Faaliyet ve Sağlık Stratejisi”dir.
3.Mikrobesin eksikliğinin neden olduğu beslenme bozuklukları: WHO, çeşitli toplumların tükettiği vitamin ve mineral miktarlarını (A vitamini, iyot, demir gibi) inceleyerek doğru miktarlarda alınmalarını sağlamak
için öneriler yayınlar.
4.Gelişimle ilgili beslenme ve kriz: Kriz zamanlarında (savaş, açlık, sel gibi) beslenme bozukluklarını önlemek ve gıda maddelerinin güvenliğini sağlamak için gerekli teknik destekleri verir.
WHO aynı zamanda, toplumu beslenme bozuklukları konusunda bilinçlendirmeye, küresel, bölgesel ve ulusal
düzeylerde sorunların çözümü konusunda harekete geçirmeye ve gıda maddelerinin güvenliğini sağlamak için
uluslararası politikaları teşvik etmeye çalışan Birleşmiş Milletler Beslenme Daimi Komisyonu (Birleşmiş Milletler
Gıda ve Beslenme Uyumlaştırma Forumu SNC) ile işbirliği yapar.
Gıda Güvenliği & Zoonoz Bölümü, tüm gıda maddeleri zincirinde gıda maddelerinin güvenliğinden sorumludur.
Amacı sağlığın korunması için gerekli olan politikaları oluşturmak ve uygulamak olan bölüm özellikle besin yoluyla
gelen hastalıkların dünya çapında azaltılması için çalışmaktadır. İlgilendiği konular arasında pişmiş yiyeceklerde
bulunan akrilamid, poliklorlubifeniller (PCB), somondaki dioksinler ve kirletici organik maddelerin biyolojik kontrolü
vardır. Ulusal çapta gelişen ana inisiyatif ise iyi bir gıda hijyeni oluşturmak amacıyla yerel olarak verilen eğitim ve
kaynakların sağlandığı “Daha Güvenli Gıda İçin 5 Anahtar” ilkesidir. Ayrıca, 177 ulusal gıda güvenliği merciinden
oluşan ve küresel bir gıda güvenliği ağı olan Uluslararası Gıda Güvenliği Kurumlar Ağı (INFOSAN) da gıda güvenliği
konusunda faaliyet göstermektedir.
Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı ©
5
1 NİSAN 2012 TARİHİNDE 1511-TÜBİTAK ÖNCELİKLİ ALANLAR ARAŞTIRMA TEKNOLOJİ
GELIŞTİRME VE YENİLİK PROJELERİ DESTEKLEME PROGRAMI YÜRÜRLÜĞE GIRDI.
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu, Gıda alanını 15 Aralık 2010 tarihinde gerçekleştirilen 22. Toplantısında “ivme kazanmamız gereken
ihtiyaç odaklı konular” arasında belirlemiştir. Bu çerçevede 1511 Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Projeleri
Destekleme Programı ile Gıda öncelikli alanında “Tohum ve Hayvan Islahı” ile “Gıda Hijyeni ve Sanitasyonu” teknoloji alt
alanlarında çağrıya çıkılmıştır. Bu alt teknoloji alanlarında izlenebilir sonuçları olan; yeni bir ürün üretilmesi, mevcut bir ürünün
geliştirilmesi, iyileştirilmesi, ürün kalitesi veya standardının yükseltilmesi veya maliyet düşürücü nitelikte yeni tekniklerin, yeni
üretim teknolojilerinin geliştirilmesi konularında yapılacak Ar-Ge projelerinin desteklenmesi amaçlanmaktadır.
Gıda Hijyeni ve Sanitasyonu’na yönelik çağrılar aşağıdaki gibidir:
1.Çağrı: Mikrobiyel Tanı Kitleri ve Sistemlerinin Geliştirilmesi
Gıda patojenlerinin tanımlanmasına yönelik antikor üretimi, DNA prob üretimi,biyosensör geliştirilmesi, biyokimyasal kit gibi
mikrobiyel hızlı tanı kit ve sistemlerinin elde edilmesine yönelik çalışmalar bu çağrı kapsamındadır.
Çağrı Takvimi ve Çağrı Özel Şartları:
Ön Başvuru Son Tarihi:31.08.2012
Bütçe Üst sınırı: 3.000.000 TL (ortaklı projelerde: 4.000.000 TL
2. Çağrı: Yeni Nesil Gıda Ambalajlarının Geliştirilmesi
Biyoplastik malzeme teknolojileri, yenilebilir film ve kaplama malzemeler, modifiye atmosfer paketleme sistemleri, aktif ve akıllı
paketleme sistemleri gibi yeni nesil gıda ambalajlama ve malzeme teknolojilerine yönelik projeler desteklenmektedir.
Çağrı Takvimi ve Çağrı Özel Şartları:
Ön Başvuru Son Tarihi:31.08.2012
Bütçe Üst sınırı: 2.000.000 TL (ortaklı projelerde: 3.000.000 TL)
Her iki çağrı için de geçerli olmak üzere üniversite ve/veya araştırma merkezlerinden alınan danışmanlıklar proje değerlendirmesinde
öncelikli olarak dikkate alınacaktır.
Tohum ve Hayvan Islahı’na yönelik çağrılar aşağıdaki gibidir:
1. Çağrı: Endüstriyel bitkilerden buğday, mısır, pamuk ve soya çeşitlerinin ıslahı
Yerli genetik kaynaklarımızın korunması, kuraklık, yüksek sıcaklık ve hastalıklara dayanıklılık gibi ekonomik değere doğrudan etkisi
olan hususlarda yapılacak çeşit ıslahı; azot kullanım etkinliği yüksek çeşit ıslahı, su kullanım etkinliği yüksek çeşit ıslahı ve hibrit
(F1) çeşit ıslahı gibi endüstrinin ihtiyacı olan kalitenin artırılmasına yönelik ıslah çalışmaları bu çağrı kapsamındadır.
Çağrı Takvimi ve Çağrı Özel Şartları:
Ön Başvuru Son Tarihi:31.08.2012
Bütçe Üst sınırı: 3.000.000 TL (ortaklı projelerde: 4.000.000 TL)
2. Çağrı: Yerli büyükbaş ve küçükbaş hayvan ıslahı
Bir popülasyon içerisindeki üstün nitelikli bireylerin elde edilmesi ıslah programları ile mümkündür. Yerli büyükbaş ve küçükbaş
hayvan ıslahı kapsamında yerli genetik kaynaklarımızın korunması, üstün yeteneklerin iyileştirilmesi (genetik iyileştirme), bu ırklara
ait suni tohumlama materyallerinin sağlanması ve geliştirilmesini hedefleyen çalışmalar bu çağrı kapsamında değerlendirilecektir.
Çağrı Takvimi ve Çağrı Özel Şartları:
Ön Başvuru Son Tarihi:31.08.2012
Bütçe Üst sınırı: 3.000.000 TL (ortaklı projelerde: 4.000.000 TL)
Kaynak: TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı www.tubitak.gov.tr
Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı ©
6
HER ŞEY, DAHA İYİ BİR
YAŞAM İÇİN
Vizyonumuz
Toplumun gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam bilincinin gelişimine
katkı sağlayan bağımsız, bilimsel ve kâr gayesi gütmeyen
güvenilir, saygın bir kurum olmak.
Misyonumuz
Ulusal ve uluslararası düzeyde, bilimsel çalışmaları, mevzuatı ve
uygulamaları takip etmek, toplumun sağlıklı beslenme ve gıdalar
hakkında doğru ve güvenilir bilgiye ulaşması ve eğitim imkanı
sağlamak amacıyla üniversiteler, kamu ve sivil toplum kuruluşları
gibi ilgili kurum ve kuruluşlar ile iş birliği içerisinde her türlü
çalışmayı yapmak ve desteklemek.
SABRİ ÜLKER GIDA ARAŞTIRMALARI
ENSTİTÜSÜ VAKFI
Editör: Dr. Mehmet Köse
KISIKLI MAH. FERAH CAD. ÇEŞME SOK.
NO: 2/4 B.ÇAMLICA 34692
ÜSKÜDAR-İSTANBUL-TÜRKİYE
TELEFON: (0216) 524 18 66
FAKS: (0216) 524 25 24
Download