93 yıl önce kürtaj için ne dediler?

advertisement
On5yirmi5.com
93 yıl önce kürtaj için ne dediler?
Said Nursi ve Mehmet Akif kürtaj için ne demişti?
Yayın Tarihi : 9 Haziran 2012 Cumartesi (oluşturma : 10/20/2017)
Başbakan Erdoğan’ın “Kürtaj cinayettir” açıklamasıyla başlayan tartışmada son noktayı Diyanet
İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de geçtiğimiz gün yaptığı açıklamayla koydu. Görmez de
“Kürtaj cinayettir ve haramdır” diyerek Diyanet’in tavrını net biçimde açıkladı.
Kürtajın İslam’a göre “haram” ve “cinayet” olduğuna dair son noktanın aslında 93 yıl önce aralarında
Bediüzzaman Said-i Nursi’nin de olduğu Dârü’l-Hikmet’il-İslâmiye isimli teşkilat tarafından konduğu
ortaya çıktı.
Gazeteci-yazar Sadık Albayrak’ın ilk baskısını 1974 yılında yaptığı ve 1998 yılında da genişlettiği
“Son Devrin İslâm Akademisi” isimli kitapta, kürtajla ilgili çok çarpıcı bir belgeden söz ediliyor.
25 Ağustos 1918 tarihinde V. Mehmet Reşat ve Şeyhülislâm Musa Kâzım Efendi zamanında; Dârü’lHikmeti’l-İslâmiye isimli teşkilat, son devirlerde gerek Osmanlı İmparatorluğu ve gerekse İslâm
Âleminde ortaya çıkan bir takım dinî meselelerin halli ve İslâm’a yapılan hücûmların İslâm ahkâmına
göre cevaplandırılması amacıyla kurulmuş.
İşte Albayrak kitabında o teşkilata dair çarpıcı belgeler açıklamış. Teşkilatın amacına ilişkin ise
Albayrak kitabında şu ifadelere yer vermiş:
“Osmanlı İmparatorluğu’nun karışık ve Batı hayranlığının devlet müesseselerinin her kademesinde
revaçta olduğu bir zamanda ahlâk ve imânı elde tutmak bu teşkilâtın en başta gelen vazifelerinden
biri idi. Mekteplerde talebeler İslâm ahlâkına aykırı bir tarzda muallimler tarafından yetiştirilmeye
çalışıldığı takdirde kendi selâhiyetini kullanarak gerekli mercilere müracaatla Maarif’in dikkati
çekiliyordu.
Basında İslâm’a yapılan hücûmlara ve İslâmı, hurafeler dini gibi göstermeğe çalışan yazarlara gerekli
cevaplar veriliyor ve cezalandırılmaları kızlarının terbiyesi hususunda gerekli tedbirlerin alınması
için hem Şeyhülislâmlığa ve hem de devlet makamlarına müracaattan aslâ geri kalınmıyordu.
Bu teşkilâta tâyin olunan azalar azil, tâyin, istifâ ve vefatlarla 28 kadardır. Aslında, kuruluşunda
görüleceği gibi dokuz aza, bir reisten teşekkül ediyordu. Bu zatların tâyinleri gelişi güzel olmadığı
gibi, bu teşkilâtın içinde mevcut bulunan üç komisyondan birine (fıkıh, ahlâk ve kelâm) girebilecek
olanların ilmî bir kariyere sahip olmaları icab ediyordu. Zira, Dârü’l-Hikme’de fıkıh, ahlâk ve kelâm
namlarında üç komisyon vardı. Ve bu komisyonlar kendilerine taallûk eden meseleleri üçer kişilik
azalar halinde, enine-boyuna müzakere eder ve karara bağlarlardı.
Neşredilen ‘Ceride-i İlmiye’ adlı mecmua son derece büyük faydalar sağlamış ve her tarafa
dağıtılmasına çalışılmıştır.”
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSÎ DE M. AKİF ERSOY DA ÜYESİ
Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye tam 4 yıl hizmet etmiş bir teşkilat… Dört yıllık çalışması içinde de Dârü’lHikmeti’l-İslâmiye teşkilâtı 222 toplantı yapmış. Bu süreçte Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye’ye 26 üye
atanmış… O isimler arasında Bediüzzaman Said Nursî ve İstiklal şairimiz M. Akif Ersoy da yer alıyor.
Sadık Albayrak’ın kitabında işte bu teşkilatın üyeleri, aldığı kararlar orijinal belgeleriyle sergileniyor.
O belgelerden biri de “kürtaj” ile ilgili..
93 YIL ÖNCEKİ KÜRTAJ KARARI
Kürtaja o dönem “iskat-ı cenîn” deniliyor. Yani çocuk düşürme…
Sadık Albayrak’ın kitabında yer alan belgeye göre çocuk düşürmeyle ilgili 22 Kasım 1919 tarihinde
“Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye’nin aldığı karar metni şöyle:
“8- İskat-ı cenîn adet-i seyyiesinin aile hayatı arasında açtığı rahnelere dair Hey’etçe kaleme alınan
beyannamelerden altı nüsha yazılarak Matbuat Müdüriyeti vasıtasiyle gazetelere tebliği tezkir
edilmiştir. 22 Taşrinisani 1335.”
Peki o beyanname nedir?
İşte kürtajla ilgili o beyanname:
“Fuhşun artması, münakehatın eksilmesi, sarî hastalıkların müstevli bir seyir alması, muharrebelerin
birbirini takib etmesi gibi bir çok âmillerin tesiri ile İslâm nüfusu müthiş bir surette azalıyor. Hayat
mücadelesine atılan milletler için tabiî görülecek bir hal varsa o da, mevcut nüfuslarının
mütemadiyen artmasıdır. Medenî cemiyetlerden hangisinde olursa olsun bu artışın günün birinde
durması hâdisesi bile içtimaî bir maraz telâkkî edilerek esbabı tetkîk olunur, tedâvisine çalışılır.
Maalesef bizim mütefekkirlerimiz bu felâketin önüne geçmek için ciddî çalışmalarda bulunmuyorlar.
Son zamanlarda bir çok taraflardan aldığımız mektublar, çocuk düşürme kötü âdetinin, aileler
arasında çoğaldığını ve bu yüzden bir çok validelerin sıhhatı, bir çok mâsumların hayatı heder
olduğu bildiriliyor. Çocuk düşürmek şeriat nazarında cinayettir. Bu cinayeti istihfâf etmek, hiç
günahı olmayan bir mâsumu kendi eli ile boğmak şefkatli bir valideye asla yakışmaz. Allah’tan
korkan bir aile reisi için de hayat arkadaşının böyle bir hareketine rıza göstermek kabil-i afv olamaz.
Gençlik, cahillik, tecrübesizlik sebebiyle meş’um bir göreneğe kapılıp da karınlarındaki yavrularını
öldüren valideler iyi bilmelidirler ki; bu cinayetin cezasını daha dünyada iken çekeceklerdir: Evet,
çocuk düşürmek çoğu zamanlar validenin hayatını bitiriyor. Şayet onu bitirmezse sıhhatı üzerinde
telâfisi kabil olmayan rahneler açıyor. Artık vücut en ufak bir ârızanın te’siri ile en mühlik, en
müzmin hastalıkları kabule müheyyâ bir hale geliyor. İslâm Şeriatı’nın cinayet telâkkî ettiği, tıbbın
katî surette men eylediği bu mühlik, bu meş’um göreneğe yakalarını kaptırmamalarını şeriatın
siyaneti, İslâm cemaatının selâmeti ve kendilerinin hayat ve sıhhatı namına bütün ailelere kemal-ı
ehemmiyet ve samimiyetle tavsiyeyi vecaipten addederiz.”
O TEŞKİLATIN ÖNEMİ NEDİR?
Sadık Albayrak’ın “İslam akademisi ve Yüksek İslam Şurası” diye tanımladığı “Dârü’l-Hikmeti’lİslâmiye” teşkilatı, dini meselelerde en selahiyetli yani son sözü söyleyecek bir kurumdu. Albayrak
kitabında o kurumun önemini şöyle anlatıyor:
“Ama ne yazık ki dört senelik bir ömrü olmuştur. Şayet yaşatılmış olsaydı, bugün hem biz ve hem de
İslâm Âlemi bulunduğu keşmekeşten kurtulmuş olurdu kanaatindeyiz.”
BEDİÜZZAMAN’IN ÜYELİK BELGESİ
Sadık Albayrak’ın 38 yıl önce yazdığı “Son Devrin İslâm Akademisi” kitabında yer verdiği belgeler
gösteriyor ki, kürtajla ilgili “haram” kararına imza atan isimlerden biri de Bediüzzaman Said Nursî idi.
Timetürk
Bu dökümanı orjinal adreste göster
93 yıl önce kürtaj için ne dediler?
Download