gana ülke profili

advertisement
İRAN İSLÂM CUMHURİYETİ
TEMEL SOSYAL VE EKONOMİK GÖSTERGELER
Resmî Adı
Nüfusu
Nüfus Artışı
Ort. Yaşam Süresi
Yüzölçümü
Dil(ler)
Resmî Din
Başlıca Kentleri
Cumhurbaşkanı
Ruhani Lider
Etnik Yapısı
Kişi Başına Gelir
Para Birimi
İran İslâm Cumhuriyeti
75 milyon (2004 sonunda)
1,7 (%)
65 yıl
1.648.000 km²
Farsça ve lehçeleri (%58), Türkmen ve Lehçeleri (%26),
Kürtçe (%9), Luri (%2), Balochi (%1), Türkçe (%1), Arapça
(%1), Diğer (%2)
İslam
Tahran (11.7 milyon), Meşhed (3.9 milyon), İsfahan
(3.2milyon)Tebriz (3.1 milyon), Şiraz (2 milyon)
Mahmud AHMEDİNEJAD
Ayetullah Seyid Hamaney
%51Farsi, %24Azeri, %8Gilaki-Mazandarani, %7Kürt, %3
Arap, %7 Diğer
1 642 $
Riyal 7 700: $1 (Serbest Piyasa Kuru)
GSYİH (toplam-cari fiyatlarla
(milyar dolar)
Enflasyon oranı (TÜFE-%)
Dış Borç (milyar dolar)
İşsizlik Oranı(%)
Döviz Kuru (ortalama)(Rial:$)
İhracat (milyar dolar)
İthalat (milyar dolar)
1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004
57.7 54.0 71.9 82.3 114,8 133,8 147,0
19,4
14.3
13
5
500
12,9
13.6
20,1
11.3
13,7
7
900
21
13.4
15
9.6
15,1
8
096
28.3
15.2
13,4 14,3 16,5 14,9
8.2
9,3 12,1 16,4
14.0
n/a
n/a
n/a*
7 7 958 8 281 8 724
908
23,3 28,1 33,7 44,3
17,5 23,7 28,7 36,6
*Gayrı-resmî otoriteler işsizlik oranının %20’ler civarında olduğunu ifade etmektedirler
The Economist Intelligence Unit, Iran Country Report, June’2005
Genel Ekonomik Durum
Basra Körfezi’nden Hazar Denizi’ne oradan da Umman Denizine uzanan sahillerinin yanı
sıra Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Afganistan ve Pakistan ile uzun kara
sınırlarına sahip bulunan İran’ın ekonomisi son 40 yıllık dönem boyunca daima ham petrol
fiyatlarına bağlı bir performans sergilemiştir. OPEC üyesi ülkeler içerisinde ikinci büyük
üretici olan İran, 97 milyar varil ile dünya petrol rezervlerinin yaklaşık %10’una sahiptir.
Ayrıca doğalgaz rezervleri açısından da dünya ikinciliğini elinde bulundurduğunun tahmin
edildiği çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir. Döviz girdilerinin %80’ini petrol ihracatından
elde eden İran, bu haliyle petrol fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı aşırı duyarlı halde
bulunduğu için son yıllarda petrol dışı endüstrileri geliştirme programlarını yürürlüğe
koymuş bulunmaktadır. Petrol fiyatlarının 90’lı yılların sonları boyunca düşüşü sırasında
ülkenin kaybının 6 milyar doları bulduğu ve bu rakamın bütçenin üçte biri düzeyinde
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
olduğu göz önüne alınırsa petrol dışı endüstrilere yönelmenin önemi daha iyi anlaşılır.
Ancak söz konusu dönemde Tahran yönetimi, kaynak yetersizliği nedeniyle petrol dışı
endüstrilere yönelik önemli bazı projeleri askıya almak zorunda kalmıştır.
Bu başarısızlığın ardında, gerek Irak ile yapılan savaşın ekonomik yapıda meydana
getirdiği tahribat ve gerekse uzun yıllardır uygulanmaya çalışılan ve Türkiye ile ticareti de
olumsuz yönde etkileyen aşırı merkezi planlamacı - ithal ikameci modelde ısrar edilmesi
önemli rol oynamıştır.
Dini lider Ayetullah Humeyni'nin ardından yönetime gelen ve 1989-1997 yılları arasında
ülkeyi dünya ile yeniden entegre etme yolunda çaba gösteren Haşimi Rafsancani ile
birlikte birtakım canlanma girişimlerine tanık olunmuş ve Cumhurbaşkanı S.Muhammed
Hatemi'nin seçimleri kazanmasıyla olumlu beklentiler daha da artmıştır. Önemli ölçüde
koşulların zorlaması karşısında 1990'ların başında yaşanan malî kriz nedeniyle 15 milyar
dolar olan dış borçlar yeniden bir takvime bağlamak zorunda kalınmıştır. Ancak 1996
yılından itibaren petrol piyasasındaki olumlu gelişmeler İran üzerindeki malî baskıların
aşılmasını kolaylaştırmıştır. Ülke ekonomisi 1997 yılında toparlanma eğilimini sürdürmekle
birlikte 1998 yılında petrol fiyatlarının düşük seyri ekonominin tekrar bir kötüleşme sürecine
girmesine neden olmuştur.
Bahse konu gelişmeler, halkın bilhassa ekonomik gidişatla ilgili beklentilerini siyasî sürece
dahil etmiş ve 24 Haziran 2005 tarihinde yapılan II. tur genel seçimler, muhafazakar
söylemi ile tanınan Mahmud Ahmedinejad’ın seçim galibiyeti ile sona ermiştir.
Tüm bu konjonktürel gelişmelere ilaveten, son yıllarda İran ekonomi yönetiminde yaşanan
ve artık iç ve dış basından bile gizlenmesine gerek duyulmayan bazı idarî hatalar da
ekonomik performansındaki düşüşün bir diğer gerekçesidir. İran Merkez Bankası (Bank
Markazi)'nın 1999 yılı boyunca 800 ayrı genelge yayımlayarak takibi mümkün olmayan bir
kargaşaya yol açması ve 2000 yılı içerisinde iç fiyatları düşürmek için pek çok tarım
ürününün ihracatının yasaklanması buna örnek olarak gösterilmektedir. Bürokratik
aksaklıkların ekonomik performans üzerindeki olumsuz etkisi başta E.I.U. olmak üzere
C.I.A. (Central Intelligence Agency, Economic Reports / www.cia.gov/economy) ve
Tradepartners (www.tradepartners.gov.uk) gibi tüm uluslararası bilgi kaynaklarının
raporlarında
geçmektedir.
2004 yılında %4,8 büyüme performansı yakalayan ekonomi, İran’ın en ciddi sorunlarından
birisi olarak gösterilen işsizliğe çare olamamıştır. Ahmedinejad yönetiminin devletçi
birtakım politikalarla bu durumunun üstesinden gelmesinin güç olacağı uluslararası
gözlemcilerce dile getirilmektedir.
Ekonomik Tahminler
2005 2006
Reel GSYİH Büyümesi(%)
5,5
4,4
Petrol İhracatı(milyar$)
42,6 36,8
TÜFE (ortalama%)
17,6 17,1
Bütçe
Dengesi(GSYİH’nın
-7,1
-7,7
%si)
İhracat (FOB;milyar$)
49,3 44,6
İthalat (FOB;milyar$)
39,4 40,4
Carî Denge (GSYİH’nın %si)
3,5
0,4
Kur
9 084 9 631
The
Economist
Intelligence
Unit,
Iran,
Country
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
Report,
2003
Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da petrol ihracatının toplam ihracat içerisindeki payının
%80'ini aşacağı tahmin edilmektedir. Özellikle Temmuz’2005 itibariyle ham petrol varil
fiyatlarının 60 dolara dayanmasının genel ekonomik durum ve bütçe dengesi üzerinde
olumlu etki oluşturacağı öngörülmektedir.
İran’da Ekonomik Yapıya Egemen Olan Politik Güçler
İran’da genel olarak ekonominin %40’ını devletin doğrudan, %45’ini ise “bonyad” olarak
adlandırılan ve adeta devlet içinde devlet gibi davranan bir tür İslâmî esaslı vakıflar
aracılığı ile elinde tuttuğu söylenebilir. Kalan %15’lik kesim ise, siyasal yelpazede
muhafazakar olarak tanımlanabilecek bir noktada duran İran özel sektörü (bazaar)’nün
elindedir.
Parlamento (Majlis) : 290 üyeli İran Meclisi sadece bir yasama organı niteliğinde olmayıp
devlet idaresinde önemli bir yer tutan ve “velayet-i fakih” olarak adlandırılan fetva istihsal
organı olarak siyasi hayata hakimdir. Siyasal partilerin kurulmasının ve faaliyet
göstermesinin yasak olduğu 1998 yılına kadar bu gücü tek başına elinde tutan Meclis,
siyasal partilere müsade edilmesiyle birlikte yeni bir formasyon içine girmiştir.
Parlementodaki başlıca partiler ; Anayasanın Hizmetkarları, Militan Mollalar Birliği, İslamî
İştirak Cephesi ve İslam Devrimi Mücahitleri olarak sıralanabilir. Ayrıca, Meclisten geçen
tüm yasaların ve mevzuatın, anayasaya ve şeriat hükümlerine aykırı olup olmadığını
denetleyen “Şuraye Negahban” olarak adlandırılan Anayasayı Koruyucular Konseyi
bulunmakta, Meclisle Koruyucular Konseyi arasında gerektiğinde devreye giren, uzlaşma
ve uyum sağlamak amacıyla kurulmuş bulunan ve eski Cumhurbaşkanı Rafsancani’nin
Başkanı olduğu “Macmae Tashkhise Maslahate Nezam” isimli Uzlaştırma Konseyi faaliyet
göstermektedir.
Mollalar : Rejim içerisindeki en ciddi siyasi güç durumundadırlar. Aslında mollalar İslam
devrimi öncesi Şah zamanında da halk arasında etkinliği olan bir sınıftı ancak devrimden
bu yana siyasetteki tüm önemli mevkilere sadece kıdemli mollalar atanabilmektedir.
Homojen bir yapısı olmayan ve genellikle ekonomide dışa açılmaya muhalif bir grup olarak
bilinmektedirler.
İşadamları (“Bazargan”) : İslam devriminden önceki dönemlerden bu yana ülkede
ihracat, ithalat, kambiyo ve sermaye piyasaları gibi yapıları elinde tutan ve ekonominin
yaklaşık %15’lik bir bölümünü kontrol eden son derece etkili bir sınıftır. Siyasi bir güç
olarak ilk sahneye çıkışları, 1978 yılı boyunca Şah Muhammed Rıza Pehlevi yönetimine
karşı düzenlenen ve ekonomik yaşamı felce uğratan grevler serisini organize etmek
biçiminde olmuştur. Daha o günlerde İslamî gruplarla sıcak ilişkiler içine giren bu grup şu
anda da rejimin en yakın destekçileri arasındadır ve özellikle son 20 yıldır kapalı
ekonominin yarattığı rantlarla beslendiği için ekonomide dışa açılma ve Rafsancani –
Hatemi çizgisinin savunduğu dünya ile entegre olma gibi fikirlere kesinlikle karşıdır. Faizsiz
kâr sisteminin geçerli olduğu İran’da resmî olmayan biçimde bankacılık sektörü olma
fonksiyonunu da “bazaar” mensubu işadamları yürütmektedirler. Ayrıca, bunun dışında
yurtdışında uzun süre yaşadıktan sonra İran’a geri dönen ve yurtdışında tahsil yapanların
oluşturduğu batılı anlamda faaliyet gösteren özel sektör grubu da canlanma eğilimi
göstermektedir.
Vakıflar (“bonyad”) : Özellikle Irak’la yapılan savaş sonrası dönemde savaşta can
kayıpları veren ailelere yardım amacıyla faaliyete başlayan bu vakıflar, devasa parasal
kaynakları ve muazzam işgücü katılımları ile son derece etkili bir hale gelmiş ve İran
ekonomisinin %45’ini kontrol etmeye başlamışlardır. Vakıfların bu derece ciddi bir güce
kavuşmalarında savaş sonrası dönemde ortaya çıkan sosyal tabloyu kendi lehlerine
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
istismar etmiş olmalarının da payı olduğu söylenmektedir. Bu sayede geniş vergi
muafiyetleri ve sübvansiyon imkanlarına kavuşan vakıflar, politik anlamda
muhafazakarlara yakın durmaktadırlar. Bugün İran’da faaliyet gösteren en büyük vakfın
(Bonyad-ı Mustafazan ve Canbazan) 12 milyar dolardan daha fazla bir malî güce sahip
olduğu ve iştirakleri aracılığı ile 400 binden fazla insana doğrudan iş imkanı sağladığı
tahmin edilmektedir ki bu vakıf ülkede faaliyet gösteren pek çok “bonyad” ar asında
sadece en büyük olması nedeniyle bir örnektir.
SEKTÖRLER İTİBARİYLE İRAN EKONOMİSİ
Tarım
Tarım sektöründeki yatırımlarda bir artış söz konusudur. Tarımsal üretimindeki
liberalleşme, paketleme ve pazarlama alanındaki gelişmeler yeni ihraç pazarlarının
yaratılmasına olanak tanımaktadır. Geniş ölçekli sulama programlarıyla birlikte çiçek ve
fıstık gibi ihracata yönelik tarımsal mal gruplarında artan üretim bu alanda İran'da hiçbir
sektörde olmadığı kadar sağlıklı bir ekonomik yapı ortaya çıkarmıştır. Nitekim, son verilere
göre tarım % 22 ile ülkede en yüksek istihdamın söz konusu olduğu sektördür.
İstatistikler İran'ın yıllık tarımsal üretiminin %30’ları aşan bölümünün ziyan olduğunu
göstermektedir. Uygun işleme imkanlarının artırılmasıyla iç talebin sınırlılığı sebebiyle elde
kalan ürünlerin ihraç edilmesi mümkün olacaktır.
İran’da sıklıkla uygulanan iç fiyatları düşürme amaçlı ve özellikle devletçe sübvanse edilen
gıda mamulleri üzerindeki ihraç yasaklarına rağmen 2004 yılında tarım sektörünün GSYİH
içerisindeki payı %14’ü aşmıştır.
Tarım Bakanlığı verileri İran'ın gıda ihtiyacının % 80'ine yakın bölümünün ülke içerisinde
üretildiğini göstermektedir. İran'da yılda 62 milyon ton tarımsal ürün üretilmektedir.
Bununla birlikte, gelecek 20 yılda bu rakamın iki katına çıkarılması planlanmaktadır.
Sanayi
İran'da devlet yatırımlarının büyük bir bölümü petrol sektörüne gitmektedir. Özelleştirme
uygulamaları ve 1990'ların ortalarındaki yüksek dış borç giderlerinin ödenmesi sonucu
petrol dışındaki sanayi sektörlerine yeterli düzeyde döviz rezervler aktarılamamış ve bunun
sonucunda söz konusu sektörler gelişmemiştir. Hizmet sektörü GSYİH içerisinde en
yüksek paya sahiptir ve bu sektörde uzun vadeli bir gelişme söz konusudur. İran petrolden
elde edilen gelirlerin bir kısmını petrokimya sanayi gibi diğer birtakım alanlara aktararak
petrol sektörüne olan bağımlılığı azaltmaya çalışmaktadır. İran'ın sahip olduğu 11
petrokimya kompleksi Basra Körfezi'nin
petrokimya
üretiminin
%
13'ünü
gerçekleştirmektedir. Son yıllarda İran'ın petrol dışı gelirlerinde de bir artış göze
çarpmaktadır.
İran'da 168 adet, 50'den fazla kişinin çalıştığı geniş ölçekli gıda işleme tesisleri
bulunmaktadır. Bu tesislerde yıllık ortalama 9 milyar Riyal değerinde üretim
gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte bu alanda ürün geliştirme faaliyetleri yetersiz
seviyede kalmaktadır. Bugün sektör iç talebi karşılayacak seviyeye ulaşmıştır. Ancak
ihracata yönelik üretim sınırlıdır.
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
Madencilik
Ekonomisi içerisinde ciddi bir yer tutmamasına rağmen İran sadece petrol ve doğal gaz
rezervleri bakımından değil aynı zamanda birçok maden bakımından da zengin bir ülkedir.
İran dünyanın en büyük çinko rezervlerine sahiptir. Ayrıca dünyanın ikinci en büyük bakır
rezervleri ve dokuzuncu büyük demir rezervleri İran'da bulunmaktadır. İran ; kromit,
uranyum, kurşun, manganez, kömür ve altın rezervleri bakımından da avantajlı bir ülkedir.
Bununla birlikte, İran'da madencilik sektörünün yeterince geliştiği söylenemez. Maden
yataklarının geliştirilmesi Hükümetin öncelikleri arasında yer almakta ve bu nedenle
sektörde yatırımlar Hükümet tarafından teşvik edilmektedir. Ekipman, "know-how" ve
yatırım imkanı sağlayan yabancı firmalar için önemli imkanların mevcudiyetinden söz
edilebilir. Bu sektörden Maden ve Metaller Bakanlığı sorumludur ve birçok devlet ulusal
şirketleri aracılığıyla faaliyet göstermektedir.
Önemli rezervlerin varlığına karşılık İran'ın dünya maden üretimindeki yeri % 1,5'in
altındadır ve bu nedenle madeni varlıkların İran ekonomisine kazandırılabilmesi için
yabancı teknoloji ve sermayeye duyulan gereksinim sadece yabancı değil, İran’lı
otoritelerce de dile getirilmektedir. Yetkililer tarafından İran'ın dünya piyasalarında rekabet
edebileceği ürünlerin ihracına yönelmesi gerektiği belirtilmektedir. 2000 yılında 7 milyon
ton maden cevheri üreten İran bunun sadece % 4'ünü (30 milyon dolar) ihraç etmiştir.
Bununla birlikte, İran'ın yılda 500 milyon dolarlık maden cevheri ihraç edebileceği ifade
edilmektedir.
Yabancı Sermaye
İslam devrimi sonrasını izleyen 20 yıl boyunca hemen hemen hiç yabancı sermaye
alamayan İran, 2000 yılı Mart ayında yürürlüğe konulan ve 2000-2005 yıllarını kapsayan
Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı ile birlikte bu durumu değiştirmeyi ve yabancı yatırımlar
için ülkede elverişli bir yatırım iklimi yaratmak suretiyle önemli miktarda yabancı yatırımı
ülkeye çekmeyi beklemektedir. Bu çerçevede yabancı yatırımlar için sınırlamalar ve ithalat
vergileri azaltılmakta, serbest ticaret bölgeleri yaratılmaktadır. Ülkede yatırımlar petrol ve
doğal gaz ve madencilik sektöründe yoğunlaşmıştır.
İran Hükümeti özellikle petrol, doğal gaz ve petro-kimya sektörlerinde muhtemel dış
yatırımlara önem vermektedir. Bu sektörlerin dışında kalan alanlarda ise dış yatırımlar
nispeten küçük ölçeklidir. Ancak, Hükümetin yabancı yatırımlara ilişkin şüpheci yaklaşımı
giderek değişmekte ve ülkenin sermaye ve teknolojik kaynaklara ulaşmasını imkan
sağlayan yabancı yatırımlar ekonomik kalkınmanın bir parçası olarak görülmektedir.
Yabancı yatırımlara yeni kolaylıklar ve teşvikler getirmeyi, sermaye ve kar transferlerini
güvence altına almayı hedefleyen yeni Yabancı Sermaye Yasa Tasarısı İran Meclisince
nihayet onaylanmıştır. Konu ile ilgili dokümanlar Merkezimizce elde edilmiştir.
Amerikan Yaptırımları
Amerikan Senatosu, 1996 yılında İran ve Libya'ya yönelik bir Yaptırım Yasası (ILSA) kabul
ederek Amerikan şirketleri dışındaki şirketlerin İran'ın petrol ve doğal gaz sektörüne yıllık
20 milyon doların üzerinde yatırım yapmasının önüne geçmiştir. Aynı şekilde, 1995 yılında
Clinton Yönetimi bir düzenleme ile, Amerikan şirketlerinin ve yurtdışındaki kollarının İran ile
iş yapmalarını ve İran'da bulunan petrol kaynaklarının geliştirilmesini finanse etmeye
yönelik sözleşmeler imzalamalarını yasaklamıştır. Bunun sonucunda, bir Amerikan petrol
şirketi, İran'ın off-shore sahasındaki petrol ve doğalgaz sahalarının geliştirilmesine yönelik
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
550 milyon dolar değerindeki sözleşmeyi feshe zorlanmıştır. 19 Ağustos 1997'de yine bir
Başkanlık kararı ile tüm Amerikan vatandaşlarının İran'da yatırım ve ticarî faaliyetleri
yasaklanmıştır.
ABD Devlet Başkanı G.W. Bush, 19 Nisan 2001 tarihinde, İran ‘a yönelik yaptırımlara son
vermeyi düşünmediğini açıklamış ancak tüm yaptırım politikalarının etkin olup olmadığının
gözden geçirilmesinin önemli olduğunu ifade etmiştir.
Son aylarda dünya genelindeki eğilim İran'da petrol sektörüne yatırım yapmak yönündedir
ve 2002 yılında, ILSA yasasının kalkmasını beklenmektedir. Örneğin Japonya, Ağustos
2000'de, iki ülke arasındaki enerji alanındaki işbirliğinin geliştirilmesine yönelik
görüşmelerde bulunmak üzere üst düzey bir heyeti İran'a göndermiştir. Ayrıca, Mart
2001'de Japon Ticaret Bakanlığı İran'da faaliyet gösteren Japon şirketlerinin uzun vadeli
ticarî sigortalarını yeniden başlatmıştır. Ambargonun en azından yumuşatılmasına yönelik
İran tarafından da beyanlar gelmiş olmasına rağmen Amerikan Kongre'sinin 2001 yılı
Ağustos ayında İran ve Libya'ya yönelik Yaptırımlar Yasası'nın süresini uzatması ve 11
Eylül 2001 tarihinde ABD’nin New York ve Washington kentlerine düzenlenen saldırılar
sonrasında Başkan G.W. Bush’un 2002 yılı Şubat ayında aralarında İran’ın da bulunduğu
bazı ülkeleri “şer ekseni” (axis of evil) olarak nitelendirmesi, bu yaptırımların kısa dönemde
ortadan kalkacağı beklentisini sona erdirmiş, 24 Haziran 2005 tarihindeki seçimler
sonucunda muhafazakar aday Ahmedinejad’ın göreve gelmesi ile yeni bir döneme
girilmiştir.
DIŞ TİCARET
Dış Ticaret Politikası
İthal ikamesine dayanan bir sanayileşme politikası izleyen İran'da ithalat tümüyle devletin
kontrolü altında gerçekleştirilmektedir. Bu çerçevede İran, bazı yüksek teknoloji ürünleri
hariç, nihaî mal ithalatına yakın bir zamana kadar izin vermemekte, ham madde ve yarı
mamul ürünler ithalatına ise sadece iç üretimin yeterli olmaması halinde müsaade
etmekteydi. Bu dönemde, ithalat işlemleri genelde İran Merkez Bankası kontrolünde 360
gün vadeli akreditiflerle gerçekleştirilmekteydi.
Uluslararası ticarette yerli sanayii korumaya yönelik ithal ikameci bir politika izleyen İran,
mamul maddeden ziyade hammadde ve yarı-mamul madde ithalatını uzun süre ön planda
tutmuştur.
İran İthalat rejiminde çok sayıda mal üzerindeki tarifedışı engeller kaldırılmış olup, ithalata
Ticaret Bakanlığından önizin alınması kaydıyla müsaade edilmektedir. İthalatta Gümrük
Vergisine (%5-%20 oranları arasında değişen) ilaveten Ticarî Kazanç Vergisi (%50-%500)
alınmaktadır. Ancak serbest piyasada 8.000 Riyal karşılığı olan Dolar kuru, ithalatta 1.750
Riyal olarak uygulanmaktadır. 21 Mart 2002'de başlayan İran yeni yılı itibariyle İthalat
Rejiminde bazı değişiklikler yapılmış bulunmaktadır. Sözkonusu değişiklikler çerçevesinde;
daha önce ithalatta uygulanan özel kur (1 Dolar=1.750 Riyal) serbest piyasa kuru (1
Dolar=7.950 Riyal) ile eşitlenerek ithalatta alınan Gümrük ve Ticarî Kazanç Vergilerinin
hesaplanmasında (1 Dolar=7.700 Riyal) olan serbest piyasa kurunun esas alınacağı
açıklanmıştır.
Yapılan değişiklik uyarınca, Gümrük Vergileri ithalatına izin verilen çok sayıda maddede
%1'e, Ticarî Kazanç Vergileri ise genellikle dörtte bire çekilmiştir. Ancak, ithalatta alınan
Vergilerin hesaplanmasında esas alınan kurun dört kat (4.4 misli) artmış olması nedeniyle
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
Vergi oranlarında yapıldığı bildirilen indirimlerin, ithal edilecek malın malîyetinde genellikle
herhangi bir ucuzlama veya düşüş sağlamayacağı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, bazı
maddelerin ithal malîyetlerinde cüz'î de olsa azalma görülebilmektedir.
Buna ilaveten, ithalatı yasak olan, dinen sakıncalı bulunan bazı içecekler, gıda maddeleri,
hayvansal besinler, yayın ve bantlar dışında, İran'ın Dünya Ticaret Örgütüne üye olma
hedefi doğrultusunda tarife dışı engellerin hemen hemen tamamı kaldırılmış
bulunmaktadır. Ancak, yerli sanayii korumak amacıyla bazı temel sanayii dallarında
(tekstil, otomotiv vb.) ithalatta uygulanan Gümrük Vergi oranlarının yüksek tutulmasına
devam olunmaktadır. İthalattan önce maddenin özelliğine (yerli üretiminin olup olmadığı
vb.) göre Ticaret Bakanlığına müracaat edilerek malın kaydettirilmesi, diğer Bakanlıkların
(Sanayi, Sağlık, Tarım vb.) iznini gerektiren kalemlerde maddeyle doğrudan ilgili
Bakanlıktan ithalat ön izninin alınması uygulamasına devam edilmektedir.
İran ihracatının önemli bölümünü karayolu ile gerçekleştirmektedir. Bunda İran
Hükümeti'nin akaryakıt fiyatlarının sübvansiyonuna yönelik bir politika izlemesinin rolü
büyüktür. Bu nedenle ihracatın yüzde 46.3'ü tır ve kamyonlarla yapılmaktadır. İhracatın
yüzde 39.4'lük bölümü ise Basra Körfezi üzerinden denizyolu ile gerçekleştirilmektedir.
1997 yılında İran 123 ülke ile ticaret yaparken bu rakam 2002 yılında 165'e ulaşmıştır.
1997 yılında 14 bin kalem İran malı uluslararası ticarete konu olurken bu rakam 2002
yılında 30 bine ulaşmıştır. Hükümet iç piyasada talebi yüksek olan mallara yönelik
kısıtlamaların gayri resmî yollardan yapılan ticareti teşvik ettiğini kabul etmekte ve uzun
vadede bunu önlemeyi planlamaktadır. Üçüncü Beş Yıllık Plan döneminin kapalı ekonomik
yapıdan açık ekonomik sisteme geçiş için uygun bir dönem olduğu düşünülmektedir.
İran Dış Ticaretinin Genel Durumu
2003 Yılı Dış Ticaret Değerleri (milyon $, fob)
İhracat
33 788
Petrol ve Gazlar
22 966
(Toplam İhracatın %'si)
%68
İthalat
28 795
Dış Ticaret Dengesi
4 993
Cari Denge
3 929
Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Iran Country Report, June’2005
1960'lı yıllardan 1980'li yıllara dek İran dış ticareti sürekli olarak fazla vermiştir. Ancak
1980'li yıllardan itibaren ülkenin dış ticaret dengesi sürekli olarak dalgalanmıştır. Dış ticaret
dengesindeki bu dalgalanmalar, uluslararası petrol fiyatlarında meydana gelen değişmeleri
yansıtırken aynı zamanda ülkenin dış borç durumunu yansıtan ithalat harcamalarındaki
değişmelerden kaynaklanmaktadır.
Ham petrolün ihracatta en önemli paya sahip kalem olması nedeniyle İran dış ticareti
değişken uluslararası enerji piyasalarındaki gelişmelere karşı hassas hale gelmiştir. Petrol
dışı ürünler ihracatının 1994-1995 döneminde en yüksek düzeye çıkmış olmasına rağmen
petrol ve gaz ihracatı hala toplam ihracat gelirleri içinde %75 paya sahiptir. 1995 yılı Nisan
ayında kambiyo kısıtlamalarının daha da sıkılaştırılması neticesinde petrol dışı ihracat
gelirleri azalmıştır. Petrol dışı ürünlerin ihracatı 1994-95 döneminde 3,3 milyar $ iken,
1997-98 döneminde 2,9 milyar $’a düşmüştür. 1996-97 döneminde petrol fiyatlarının
yüksek düzeyde seyretmesi, petrol dışı ürünlerin ihracatındaki küçülmeyi dengelemiştir.
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
Ancak 1998 yılında ham petrol fiyatlarındaki düşme ile birlikte toplam ihracat IMF verilerine
göre 1997-98 döneminde 22, 4 milyar $’dan 18,4 milyar $’a düşmüştür. Temmuz’2005
itibariyle 60 dolara dayanan ham petrol fiyatı ise carî dengeyi yeniden pozitife çevirmiştir.
İran Mevzuatında Gümrük ve Ticarî Kazanç Vergileri
G.T.İ.P. Miktar (Kg) Değer ($) Gümrük Vergisi Ticarî Kazanç Vergisi
8432
63.087
101.360
%1
%14
8433
84.237
385.040
%1
%14-20
8434
2.584
16.666
%1
%14
8436
10.686
51.468
%1
%14
8437.10
11.620
28.150
%1
%14
8419.31
2.220
6.000
%1
%14
8424.81
329.670
847.027
%1
%20
8428.20
2.373
7.820
%1
%14
8428.90
63.690
90.750
%1
%14
8701
556.321 2.285.975
%1
%6-9
8716.20
14.730
50.511
%1
%44
8208.40
------------ ------------%1
%20
Kaynak: TC Tahran Ticaret Müşavirliği
Ham Petrol ve Doğal Gaz İhracatı (Malî yıl 21 Mart’ta başlamak üzere milyar ABD doları)
1997 1998 1999 2000 2001
2002
Petrol&Gaz
15.4
9.3 17.0 24.2 24.2 22 966
İhracatın %’si 84,2 75,7 81,3 85,5 82,7
68,1
Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Iran Country Report, June’2005
2005 yılı Temmuz ayı ile birlikte petrol fiyatlarının yeniden yükselmeye başlaması ihracat
gelirleri artmaya başlamış ve döviz kuru rejiminde yapılan reform petrol dışı ürünler
ihracatında düzelmeye yardımcı olmuştur. İran Merkez Bankası (Bank Markazi) verilerine
göre 2005 yılında petrol-dışı ürünler ihracatının 5,5 milyar $ seviyesine yaklaşacağı
öngörülmüştür.
1988 yılında İran-Irak savaşının sona ermesini takiben kısa vadeli borç toplama
zorunluluğunun hızla ortaya çıkmasına bir karşılık olarak 1993 yılında sıkı bir ithalat yasağı
politikası uygulanmaya başlamıştır. Tüketim mallarına olan talebin ivme kazanması ve
hasara uğrayan altyapının onarımı nedeniyle 1990 ve 1992 yılları arasında makine ve
ekipman ithalatında %52 oranında artış olmuştur. 90'lı yıllar boyunca İran dış ticaretinin
seyrine borç malîyetleri hükmetmiştir. İthalat harcamaları 1991-92 döneminde 25 milyar $
gibi yüksek sayılabilecek bir düzeyden, 1993-94 döneminde 13 milyar $'a düşmüş ve
1990'ların geri kalan kısmında 15 milyar $'ın altında seyretmiştir. İran Merkez Bankası,
1999 ve 2000 yıllarında ihracat gelirlerinde meydana gelen artışlar ve ülkenin borç geri
ödeme programındaki en zor safhanın tamamlanması ile birlikte, ithalat harcamaları
üzerindeki denetimini gevşetmiştir. İthalat harcamaları 2004-2005 malî yılının üçer aylık
her döneminde artış göstermiştir.
İran'ın ithalatında en büyük kalemi ulaşım araçları ile makine ve teçhizat oluşturmaktadır.
Gıda ürünleri ve canlı hayvanlar ile kimyasal ve tıbbi ürünler ise onu izlemektedir.
İran Ticaret Bakanı, ithal mallara yönelik tarife dışı engellerin kaldırılması amacıyla 1700
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
kalem malın ithalinin serbest bırakıldığını, geriye kalan mal gruplarıyla ilgili düzenlemelerin
İran yeni yılında uygulamaya konulacağını açıklamıştır. 2005 yılında İran'ın toplam
ithalatının bir önceki yıla göre önemli oranda artarak 39,4 milyar $’a yükselmesi
beklenmektedir.
İran İslam Cumhuriyeti’nin kaygı uyandıran bazı dış politikaları çerçevesinde, batılı
hükümetler, ülkeye silah ve bilgisayar ekipmanı ve yazılım da dahil olmak bazı elektronik
ürünlerin ihracatını engellemeye yöneltmiştir. Bundan dolayı İran, söz konusu ürünlerini
temininde karşılaşılan sıkıntıların üstesinden gelmek üzere Rusya, Çin ve Kuzey Kore’ye
yönelmiştir. Ancak 2001 yılında sözkonusu engellemelere son verilmiştir.
Devrim öncesinde, Batı Almanya, ABD, ve İngiltere İran'a ihracatta bulunan ülkeler
arasında ilk sıralarda iken, devrim sonrasında ABD ve İngiltere'nin ülkeye ihracatı ani
düşüş göstermiştir. Ülkenin özellikle sermaye malları ithalatında İtalyan, Japon ve Güney
Koreli firmaların rekabetine rağmen Almanya, önemli yerini korumaya devam etmektedir.
Almanya, İran'ın ithalat gerçekleştirdiği ülkeler arasında en önemli sıradadır. Bununla
birlikte, Almanya'nın toplam ithalat içerisindeki payında bir düşüş eğilimi söz konusudur.
En fazla ithalat yapılan ikinci ülke ise İtalya'dır. Diğer taraftan İran'ın ithalatında Çin'in
sahip olduğu pay giderek artmaktadır. Türkiye ise İran'ın ithalatında 17. sıradadır. Ülkenin
toplam ithalatının sadece yüzde 1.7'si Türkiye'den yapılmaktadır.
Yıllar İtibariyle Dış Ticarette Başlıca Ortakları (%)
1997 1998 1999 2000 2001 2002
İhracat (fob)
Japonya
İtalya
Güney Kore
Çin H.C.
İthalat (cif)
Almanya
İtalya
G.Kore
İsviçre
15,1
7,7
12,8
6,3
3,5
16,6
8,6
20,5
7,0
8,1
8,6
11,8
7,8
4,8
11,0
8,3
5,6
2003*
17,1
7,4
19,2
7,4
17,3
6,5
22,4
6,7
5,1
10,4
9,8
5,2
9,4
10,1
6,1
5,1
10,6
9,1
6,5
12,3
8,8
7,4
*Toplamın %’si olarak
Kaynaklar:The Economist Intelligence Unit, Iran Country Report, June’2005
The Economist Intelligence Unit, Iran Country Profie’2003
Genel olarak, İran’ın OECD ülkeleri ile ticaretinin toplam ticaretindeki payı düşüş
göstermiştir. Sanayileşmiş ülkelerden ithalatın toplam ithalat içindeki payı 1993 yılında
%64 iken, 1990’lı yılların sonlarında yaklaşık %55 oranına gerilemiştir. Sanayileşmiş
ülkelerin toplam ithalattaki paylarının azalması İran’ın Asya ve Latin Amerika ülkeleri ile
ticarî ilişkilerindeki gelişmeyi yansıtmaktadır. Öte yandan, bu değişim ABD’nin İran’a 1995
yılında kabul ettirdiği ayrıntılı yaptırımların bir sonucu olmasının yanı sıra Asya ülkeleri ile
daha az politize ilişkilere girebilmek adına İran’ın ticarette batıya bağımlılığından kurtulma
çabalarını da yansıtmaktadır. OECD ülkelerine ihracat mevcut seviyesini muhafaza etmiş
ancak geçmişte olduğu gibi petrol satışlarına dayalı olmuştur. Japonya İran’ın en büyük
ihraç pazarıdır. 1992-97 yılları arasında ülkenin toplam ihracatı içinde Japonya’nın payı
ortalama %13 olmuştur. Japonya-İran arasındaki ticaretin en önemli kısmını ham petrol
satışları oluşturmaktadır. Japon firmaları, 1995 yılında ABD’nin Amerikan firmalarını İran’la
ticaretten vazgeçmeye zorlamaları neticesinde İran’ın en önemli alıcısı haline gelmiştir.
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
İran, yoğun çabalardan sonra petrol pazarlarını çeşitlendirme konusunda dikkate değer
başarı göstererek Asya ve Güney Afrika pazarlarına da girmiştir.
İran’ın madde bazında ithalatı ülkenin resmî istatistiklerinde yer almamaktadır. Ancak,
ülkelerin dış ticaret performanslarını değerlendirmek amacıyla merkezi Cenevre’de
bulunan ITC (International Trade Center) tarafından yapılan bir çalışmada ithalat
istatistikleri detaylı olmayan ülkelerin istatistikleri ayna tutma tekniği ile (gelişmiş ve
istatistikleri bulunan ülkelerin ihracatından) belirlenmiştir. Bu çerçevede İran’ın madde
bazında ithalatı hakkında fikir vermesi bakımından Dünya’dan İran’a yapılan ihracat
aşağıdaki tabloda verilmektedir.
Dünya’dan İran’a Yapılan İhracat (İran’ın Genel İthalatı)
HS No ve Ürün Adı
1001-Buğday, çavdarla
karışık buğday
1005-Mısır
1507-Soya yağı ve
fraksiyonları
1512-Ayçiçeği, aspir ve
pamuk tohumu yağları,
fraksiyonları
1701-Şeker, kimyaca saf
sakkaroz
2304-Soya yağı imalînde
çıkan artıklar ve küspeler
3004-Tedavi-koruma
ilaçları, doze edilmiş,
perakende satılabilir
3811-Ateşlemeyi önleyici
müstahzarlar,
oksidasyonu durdurucu
maddeler vs
7208-Demir çelik sıcak
hadde yassı mamullerigenişlik 600mm fazla
7210-Demir çelik yassı
mamül, kaplanmış,
sıvanmış 600mmden
geniş
7304-Demir çelikten
(dökme hariç) dikişsiz
tüp, boru, içi boş profil
8411-Turbojetler, turbopropeller, diğer gaz
türbinleri
8413-Sıvılar için
pompalar, sıvı
elevatörleri
8414-Hava-vakum
pompası, hava-gaz
kompresörü, vantilatör,
aspiratör
8419-Isı değişikliği
yöntemi ile maddeleri
Değer
1998
(Milyon $)
Değişim
Ortalaması 9498 (%)
Dünya
İçinde
Payı
234
5
82
İhracat
Başlıca I.
Yapan
Ülkeler II.
1.7
Arjantin
Kanada
3
0.9
Arjantin
Çin
511
13
11.0
Brezilya
Arjantin
70
-10
2.7
Arjantin
Türkiye
134
-6
1.7
Güney Afrika
Birl.
Brezilya
73
9
1.1
Arjantin
Brezilya
91
2
0.2
İsviçre
Almanya
112
11
2.6
İngiltere
Belçika
136
7
0.8
Rusya
Almanya
170
13
1.1
Japonya
Rusya
83
13
1.0
Japonya
İspanya
128
12
0.3
İngiltere
İsviçre
93
-8
0.5
İngiltere
İtalya
130
0
0.6
Japonya
İtalya
66
-17
0.5
Almanya
Fransa
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
işlemek için cihazlar
8431-Ağır iş makina ve
cihazlarının (84.2574
7
84.30) aksamı, parçaları
8445-Lifleri hazırlayan,
60
21
iplik üreten-hazırlayan
makinalar
8454-Tav ocakları,
döküm potaları, külçe
73
6
kalıpları, döküm
makinaları
8455-Metalleri
haddeleme makinaları,
149
27
bunların silindirleri
8477-Kauçuk, plastik
59
-7
eşya imal ve işleme
makina ve cihazları
8479-Kendine özgü
fonksiyonlu makina ve
78
-14
cihazlar
8481-Muslukçu, borucu
133
-1
eşyası, basınç düşürücü,
termostatik valf dahil
8501-Elektrik motorları,
64
13
jeneratörler
8504-Elektrik
97
22
transformatörleri, statik
konvertisörler, selfler vb
8517-Telli telefon-telgraf
287
16
için elektrikli cihazlar
8525-Radyo-telefon,
radyo, televizyon
62
15
vericileri, televizyon
kamerası
8529-85.25-85.28 deki
cihazların aksam ve
79
21
parçaları
8537-Elektrik kontrol,
62
-13
dağıtım tabloları,
mücehhez tablolar
8701-Traktörler
65
69
8703-Binek otomobilleri,
383
18
steyşın vagonlar
8704-Eşya taşımaya
68
12
mahsus motorlu taşıtlar
8708-87.01-87.05
247
33
pozisyonlardaki taşıtların
aksam ve parçaları
8901-Yolcu, gezi
gemileri, feribotlar, yük
165
102
gemileri
9999-Özel işlemler
338
12
ticareti
GENEL TOPLAM
12 897
Kaynak: ITC-Country Maps, www.intracen.org
0.3
İngiltere
Belçika
1.9
Almanya
İtalya
4.8
İtalya
Çin
5.3
İtalya
Almanya
0.5
Almanya
İtalya
0.3
İtalya
Çin
0.6
İtalya
Fransa
0.4
İtalya
Almanya
0.4
İtalya
Almanya
0.6
Japonya
Almanya
0.2
Japonya
Almanya
0.3
Kore
Japonya
0.8
İtalya
Almanya
0.3
İsveç
Almanya
0.1
Kore
Fransa
0.1
Japonya
Fransa
0.2
Almanya
İngiltere
0.6
Kore
Rusya
0.3
Rusya
Almanya
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
İran’daki Serbest Ticaret Bölgeleri
İran’da 1989 yılından beri Keşm, Kiş ve Çabahar limanlarında faaliyet göstermekte olan üç
adet serbest ticaret bölgesi bulunmaktadır. Ayrıca, Türkmenistan sınırında Mayıs 1996’dan
bu yana faaliyette olan Sarah serbest ticaret bölgesi mevcuttur. Serbest ticaret bölgeleri
Meclisteki muhafazakar kanatla karşı karşıya gelinmeksizin ekonomideki yabancı
sermayenin teşvik edilmesi ve artırılması amacıyla yabancı sermaye ve ticarî
düzenlemeler üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması için tasarlanmıştır. 1993 yılında liberal
bir yatırım kanunu kabul edilmiştir. Bu yasa, serbest bölgelerin idaresini, %100 sermaye
mülkiyet hakkını (arazi mülkiyeti hariç), karın serbestçe transfer edilebilmesini, 15 yıllık
vergi tecili ve vize kolaylıkları gibi konuları düzenlemektedir. Ancak serbest bölgeler önemli
ve güçlü yabancı sermayeyi ülkeye çekmede yeterince başarılı olamamıştır. Çok sayıda
firma ve bankanın serbest bölgelerdeki olanaklardan haberdar olmasına rağmen, bu
firmaların çok azı bu olanaklardan yararlanmak için başvuruda bulunmuştur. Bu durum,
serbest bölgelerde faaliyet gösteren şirketlere getirilen sınırlamaların yanı sıra, bölgedeki
Cebel Ali-Dubai serbest bölgesi gibi daha iyi olanaklar sunabilen serbest bölgelerle
rekabeti de yansıtmaktadır. İran serbest bölgeleri, devletin İran’ın petrol dışı ürünler
ihracatını güdülemesi düşüncesini gerçekleştirmekten öte, Dubai’den ithalatın çekildiği
bölgeler haline gelmiştir.
2000 yılında serbest bölgelerin yeniden yapılandırılması yönünde çalışmalar başlatılmıştır.
Bu çerçevede yapılacak yenilikler bilinmemekle birlikte, serbest bölgelerden beklenen
verimlilik elde edilemediği için yeniden yapılandırma yönünde önemli adımlar atılması
öngörülmektedir. Ayrıca iç bölgelerde Özel Ekonomik Bölge (Special Economic Zones)
olarak adlandırılan ve nisbeten cazip yatırım ve altyapı koşulları sağlayan bölgeler
bulunmaktadır. İran’da Serbest Ticaret ve Özel Ekonomik Bölgeler doğrudan
Cumhurbaşkanına bağlı Yüksek Konsey (High Council of Special Economic and Free
Trade Zones) Genel Sekreterliğince yönetilmektedir.
İran’ın DTÖ’ye Üyeliği ve Dış Ticaret Mevzuatındaki Değişiklikler
İran'da halen uygulanmakta olan ve 2000-2004 yıllarını kapsayan 3. B.Y.K. Planı dönemi
sonu itibariyle DTÖ'ye üye olunması hedeflenmektedir. Ancak, ABD'nin İran'ın DTÖ'ye
üyeliğinin 5 yıl süre için veto etmesi nedeniyle sözkonusu üyeliğin kısa vadede
gerçekleşmesi mümkün görülmemektedir. Diğer taraftan, İran'ın son yıllarda uyguladığı
dışa açılım ve ekonomik değişim politikaları nedeniyle dış ticaret, özellikle ithalat ve
yabancı sermaye yatırım mevzuatı alanında önemli değişiklikler yapılmaktadır. Bu
çerçevede çok sayıda maddenin ithalatı serbest bırakılmış, ithalat öncesi çeşitli
bakanlıklardan alınması gereken ön müsaade zorunluluğu kaldırılarak sadece Ticaret
Bakanlığından önizin alınması yeterli görülmüş bulunmaktadır. Ancak ithalatı serbest
bırakılan maddelerin Gümrük Vergileri (GV) ve Ticarî Kazanç Vergileri (TKV) yüksek oranlı
tutulmuştur. Bununla birlikte, halen serbest piyasada 8.000 Riyal olan Dolar kuruna karşılık
ithalatta alınan TKV ve GV'lerin hesaplanmasında 1 Dolar=1.750 Riyal kuru esas
alınmaktadır. İthalatta bazı maddelerin (bazı yabancı yayınlar, alkollü içecekler ve islam
dinine aykırı mal ve yiyecekler vb.) dışında tüm maddelerin ithalinin serbest bırakılması
yönünde çalışmalar devam etmektedir. Ancak bütün bu iyileştirmelere rağmen halen bazı
önemli maddelerin (örneğin otomobil ve taşıt araçları vb.) ithalatına izin verilmemektedir.
Yabancı sermaye yatırım mevzuatı konusunda geçtiğimiz aylarda İran Meclisinde kabul
edilen yasa tasarısı Anayasayı Koruyucular Konseyinin Anayasaya aykırı bazı maddeler
içermesi nedeniyle yeniden görüşülmek üzere Meclise gönderilmiş olup, bir süre sonra
Kanunlaşması planlanmaktadır. Sözkonusu yasayla yabancıların İran'daki yatırımlarına,
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
kar ve sermaye transferlerine çeşitli kolaylıkların sağlanacağı bilinmektedir. Halen yabancı
yatırımlar petrol ve doğalgaz alanlarında yoğunlaşmakta ve buy-back anlaşmaları
çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.
Diğer taraftan, İran'ın ihracat gelirlerinin %80'inden fazlasını oluşturan ham petrol
fiyatlarının 2000 yılından itibaren artış trendine girmesi nedeniyle, hükümetçe işsizliği
önlemek ve çeşitli alanlarda (tekstil, maden ve taş işleme, demir-çelik, gıda sanayi vb.)
yerli üretimi teşvik etmek amacıyla özel teşvikler ve düşük faizli krediler sağlanacağı
açıklanmış bulunmaktadır. Enerji, ulaşım ve işçilik giderlerinin düşük olduğu İran'da Özel
Ekonomik ve Serbest Ticaret Bölgelerinde yabancı yatırımcılara nisbeten cazip bazı
avantajlar sağlanmaktadır. Ancak, halen İran Meclisinde bulunan Yabancı Sermayeyi
Teşvik Mevzuatına ilişkin yasa tasarısı yürürlüğe girdiği taktirde yabancı yatırımların büyük
ölçüde güvence altına alınacağı, vergi, personel vb. konularında da bazı kolaylıklar
sağlanacağı açıklanmıştır. Ancak, sözkonusu yasa 03.12.2001 tarihinde Anayasayı
Koruyucular Konseyi tarafından ikinci kez veto edilmiştir. Temmuz’2005’te göreve gelen
Ahmedinejad Hükumeti döneminde konunun tekrar gündeme gelip gelmeyeceği merak
konusudur.
TÜRKİYE İLE TİCARET
Dış Ticaret Göstergeleri (1000 $)
Yıllar
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005*
İhracat
İthalat
Denge
297 521
806 334 -508 813
307 008
646 402 -339 394
194 697
433 026 -238 329
157 815
635 928 -478 113
235 784
815 730 -579 946
353 539
839 749 -486 210
299 691
918 630 -618 939
533 786 1 860,682 1 326,896
812 580 1 962,058 1 149,478
291 157
828 109
Hacim
1 103 855
953 410
627 723
793 743
1 051 514
1 193 288
1 218 321
2 394,680
2 774,683
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı EBİM-2005
*Ocak-Nisan dönemi
Türkiye-İran ekonomik ilişkileri genel olarak İran’ın izlediği devletçi/verimsiz ekonomik
sistem ve buna bağlı olarak ithal ikameci politikasından kaynaklanan sınırlamalar
nedeniyle gerçek potansiyelini yansıtmamaktadır. Bu nedenle dış ticarette İran lehine
sürekli bir dengesizlik söz konusudur. Giderek artan ticaret açığımız, doğal gaz ithalinin de
devreye girmesiyle 2003 yılında 1,3 milyar doları aşmış, 2004 yılında ise 1,1 milyar dolara
gerileyebilmiştir.
Türkiye ile İran arasındaki ticaretteki durgunluğun temel nedenleri arasında, İran’ın
ithalatını tümüyle Merkez Bankası kontrolünde ve izniyle yapması, Türkiye-İran arasındaki
siyasî ilişkilerin iyiye gitmediği dönemlerde İran makamlarının kamu kuruluşlarınca yapılan
ithalatı başka ülkelere yönlendirmesi, öte yandan kamu kuruluşlarının ithalatlarında
genelde bağlı muamele ve “counter trade” gibi alternatif ödeme şekillerini ön plana
çıkarmaları ya da asgari bir yıllık kredili ithalat yapmak istemeleri, bu tür tekliflerin ise
firmalarımızca genelde kabul edilmemesi bulunmaktadır.
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
İran, Türkiye’nin Orta Asya’ya açılımında en kısa güzergah olması ve gerekli alt yapı
olanaklarını sunabilmesi açılarından önem taşımaktadır. Aynı şekilde Türkiye’de İran’ın
batı pazarlarına yönelik kara ulaşımında ve Trabzon, Ceyhan gibi limanlarla bu pazarlara
yapılacak deniz taşımacılığında en kısa güzergah olma ayrıcalığı bulunmaktadır. Bu
potansiyelin değerlendirilebilmesi açısından iki ülke arasındaki işbirliğinin artırılması
yerinde olacaktır. Ayrıca, Türkiye’nin İran’la sınırı bulunan Doğu Vilayetlerinin, GAP
illerinin, Erzurum ve Trabzon illerinin, İran’ın yaygın biçimde Türkçe konuşulan Doğu ve
Batı Azerbaycan Eyaletleriyle ticarî ve ekonomik ilişkilerini geliştirmesi büyük önem arz
etmektedir.
Türkiye’nin İran’a İhracatında Önem Arz Eden Ürün Grupları ; 2004 yılı ABD $
72 DEMİR VE ÇELİK
84 KAZAN;MAKİNA VE CİHAZLAR,ALETLER,PARÇALARI
87 MOTORLU KARA TAŞITLARI,TRAKTÖR,BİSİKLET,MOTOSİKLET
VE DİĞER
85 ELEKTRİKLİ MAKİNA VE CİHAZLAR,AKSAM VE PARÇALARI
55 SENTETİK VE SUNİ DEVAMSIZ LİFLER
44 AĞAÇ VE AĞAÇTAN MAMUL EŞYA;ODUN KÖMÜRÜ
27 MİNERAL YAKITLAR,MİNERAL YAĞLAR VE
MÜSTAHSALLARI,MUMLAR
39 PLASTİK VE PLASTİKTEN MAMUL EŞYA
24 TÜTÜN VE TÜTÜN YERİNE GEÇEN İŞLENMİŞ MADDELER
70 CAM VE CAM EŞYA
48 KAĞIT VE KARTON;KAĞIT HAMURUNDAN KAĞIT VE
KARTONDAN EŞYA
73 DEMİR VEYA ÇELİKTEN EŞYA
94 MOBİLYALAR,AYDINLATMA,REKLAM LAMBALARI,PREFABRİK
YAPILAR
58 ÖZEL DOKUNMUŞ MENSUCAT,DANTELA,DUVAR
HALILARI,İŞLEMELER
54 DOKUMAYA ELVERİŞLİ SUNİ VE SENTETİK LİFLER
59 EMDİRİLMİŞ,SIVANMIŞ,KAPLANMIŞ MENSUCAT,BUNLARDAN
TEKNİK EŞYA
56 VATKA,KEÇE,DOKUNMAMIŞ MENSUCAT,ÖZEL İPLİK,SİCİM VE
MAMULLERİ
32 DEBAGAT VE BOYACILIKTA KULLANILAN
HÜLASA,BOYA,MACUN,SAKIZLAR
28 İNORGANİK KİMYASAL MÜSTAHSALLAR,ORGANİK,İNORGANİK
BİLEŞİKLER
83 ADİ METALLERDEN ÇEŞİTLİ EŞYA
76 ALUMİNYUM VE ALUMİNYUM EŞYA
29 ORGANİK KİMYASAL MÜSTAHSALLAR
40 KAUÇUK VE KAUÇUKTAN EŞYA
62 ÖRÜLMEMİŞ GİYİM EŞYASI VE AKSESUARLARI
25 TUZ,KÜKÜRT,TOPRAK VE TAŞLAR,ALÇILAR VE ÇİMENTO
18 KAKAO VE KAKAO MÜSTAHZARLARI
90 OPTİK,FOTOĞRAF,SİNEMA,ÖLÇÜ,KONTROL,AYAR
CİHAZLARI,TIBBİ ALET.
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı EBİM-2005
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
133.912.013
85.000.619
64.114.868
59.622.691
48.975.291
43.099.238
39.092.132
32.809.754
32.256.475
25.227.273
22.960.706
22.401.513
21.098.177
20.183.960
17.344.685
16.833.335
16.451.727
8.535.630
7.806.832
7.162.028
6.831.948
6.531.801
6.395.704
5.813.022
5.080.390
4.829.284
4.611.656
Türkiye’nin İran’a ihracatında, bu ülkede dinamik halde bulunan inşaat sektörü ile bağlantılı
olarak demir-çelik ve inşaat malzemeleri (vitrifiye vb.) gıda maddeleri (hububat ve hububat
mamulleri, tabii bal, şeker ve mamulleri v.b.), oto yedek parçaları, hayvansal ve bitkisel
yağlar, tarımsal hammaddeler (dokumaya elverişli lifler ve döküntüleri vb.), madencilik
ürünleri (maden cevherleri ve döküntüleri, demir dışı metaller), çeşitli sanayi mamulleri
(demir-çelik mamulleri, kimyasallar, plastik ve eczacılık mamulleri, diğer yarı mamuller,
orman ürünleri, kağıt-karton, ambalaj mamulleri, metal dışı minerallerden mamuller, cam
ve cam eşya, metal eşyalar, makinalar ve ulaşım araçları, otomotiv yan sanayi ürünleri,
haberleşme cihazları, elektrikli makina ve cihazlar, diğer ulaşım araçları, dokumacılık
mamulleri, hazır giyim mamulleri, diğer tüketim malları) önemli yer tutmaktadır.
Türkiye’nin İran’dan İthalatında Önem Arz Eden Ürün Grupları ; 2004 ABD $
27
74
41
39
54
55
25
29
70
84
57
08
28
32
63
73
85
87
72
69
68
78
40
59
51
07
76
12
33
MİNERAL YAKITLAR,MİNERAL YAĞLAR VE MÜSTAHSALLARI
BAKIR VE BAKIRDAN EŞYA
HAM POSTLAR,DERİLER (KÜRKLER HARİÇ) VE KÖSELELER
PLASTİK VE PLASTİKTEN MAMUL EŞYA
DOKUMAYA ELVERİŞLİ SUNİ VE SENTETİK LİFLER
SENTETİK VE SUNİ DEVAMSIZ LİFLER
TUZ,KÜKÜRT,TOPRAK VE TAŞLAR,ALÇILAR VE ÇİMENTO
ORGANİK KİMYASAL MÜSTAHSALLAR
CAM VE CAM EŞYA
NÜKLEER REAKTÖRLER,KAZAN;MAKİNA VE
CİHAZLAR,ALETLER,PARÇALARI
HALILAR VE DİĞER DOKUMAYA ELVERİŞLİ MADDEDEN YER
KAPLAMALARI
YENİLEN MEYVALAR,KABUKLU YEMİŞLER,TURUNÇGİL VE KAVUN
KABUĞU
İNORGANİK KİMYASAL MÜSTAHSALLAR,ORGANİK,İNORGANİK
BİLEŞİKLER
DEBAGAT VE BOYACILIKTA KULLANILAN
HÜLASA,BOYA,MACUN,SAKIZLAR
MENSUCATTAN MAMUL DİĞER EŞYA,KULLANILMIŞ
EŞYA,PAÇAVRALAR
DEMİR VEYA ÇELİKTEN EŞYA
ELEKTRİKLİ MAKİNA VE CİHAZLAR,AKSAM VE PARÇALARI
MOTORLU KARA TAŞITLARI,TRAKTÖR,BİSİKLET,MOTOSİKLET VE
DİĞER
DEMİR VE ÇELİK
SERAMİK MAMULLERİ
TAŞ,ALÇI,ÇİMENTO,AMYANT,MİKA VB MADDELERDEN EŞYA
KURŞUN VE KURŞUNDAN EŞYA
KAUÇUK VE KAUÇUKTAN EŞYA
EMDİRİLMİŞ,SIVANMIŞ,KAPLANMIŞ MENSUCAT,BUNLARDAN
TEKNİK EŞYA
YÜN,KIL,AT KILI;BUNLARIN İPLİK VE DOKUMALARI
YENİLEN SEBZELER VE BAZI KÖK VE YUMRULAR
ALUMİNYUM VE ALUMİNYUM EŞYA
YAĞLI TOHUM VE MEYVALAR,SANAYİ BİTKİLERİ,SAMAN,HAYVAN
YEMİ
UÇUCU YAĞLAR,REZİNOİTLER,PARFÜMERİ,KOZMETİKLER VB
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
1.866.708.355
14.015.147
12.872.082
12.218.795
7.611.380
7.178.515
5.565.993
5.255.338
3.634.577
3.502.762
2.922.374
2.591.823
2.433.500
1.828.783
1.432.799
1.351.395
1.077.895
962.077
898.254
790.194
749.396
677.141
641.656
555.275
522.006
503.900
351.964
320.685
282.584
90
20
15
38
26
14
56
OPTİK,FOTOĞRAF,SİNEMA,ÖLÇÜ,KONTROL,AYAR
CİHAZLARI,TIBBİ ALET.
SEBZE,MEYVA,BİTKİ PARÇALARI,SERT KABUKLU YEMİŞ
KONSERVELERİ
HAYVANSAL VE BİTKİSEL YAĞLAR VE BUNLARIN
MÜSTAHSALLARI
MUHTELİF KİMYASAL MADDELER
METAL CEVHERLERİ,CÜRUF VE KÜL
ÖRÜLMEYE ELVERİŞLİ BİTKİSEL MADDELER,BİTKİSEL
MÜSTAHSALLAR
VATKA,KEÇE,DOKUNMAMIŞ MENSUCAT,ÖZEL İPLİK,SİCİM VE
MAMULLERİ
269.772
252.820
219.473
167.053
165.555
158.092
126.256
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı EBİM 2005
Türkiye’nin İran’dan gerçekleştirdiği ithalatta, petrol ve türevleri başta olmak üzere,
tarımsal ürünler (gıda maddeleri ve canlı hayvanlar, deri, kösele ve ham postlar), maden
cevherleri ve döküntüleri, demir dışı metaller (bakır ve bakır hurdaları, çinko mamulleri),
çeşitli kimyasal maddeler, metal dışı mineral mamuller önemli yer tutmaktadır.
Önemli Anlaşma ve Protokoller
Anlaşmanın Adı
İmza Tarihi
Ticaret Anlaşması (Yürürlükte)
22.09.1964
Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşması
12.05.1980
Ekonomik ve Sınai Teknik İşbirliği Anlaşması
09.03.1982
Doğalgaz Anlaşması
12.08.1996
Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması (Yürürlükte değil)
12.08.1996
Ticaret Anlaşması (İran Meclisinde onay beklemektedir.)
21.12.1996
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması
21.12.1996
Deniz Ticaret Seyrüsefer Anlaşması
21.12.1996
Tüpraş-National Iranizn Oil Co. Petrol Anlaşması
14.07.1997
Sınır Ticaretinin Düzenlenmesine İlişkin Karar
23.12.1998
KEK 15. Dönem Mutabakat Zaptı
27.01.2000
Gümrük İşbirliği Anlaşması
Haziran 2000
Karma Ulaştırma Komisyonu Mutabakat Zaptı
01.02.2001
Türk Eximbank-İran Garanti Fonu (EGFI) Mutabakat Zaptı
Haziran 2001
Türkiye - İran OTK Toplantısı (Tahran)
Eylül 2003
Kaynak: T.C. Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği
Pazar ile İlgili Bilgiler
Özellikle islam devrimi sonrası ticarî yaşamın kendine özgü özellikler kazandığı İran’da
ticarî acenta ve distribütörlük aracılığı ile iş yapma biçimi oldukça yaygınlaşmıştır. Bu
bakımda İran pazarına girmek isteyen Türk işadamlarının bu ülkede bulacakları bir acenta
ya da aracı, çok işlerine yarayabilir. İran’a tekstil ve dokuma ürünleri ithalatı yasak
olmasına karşın bu ülke piyasasının Türk malı kumaş ve giysilerle dolu olması, acenta ve
distribütör yapısının pratik yararını kanıtlayan güzel bir örnektir.
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
Son dönemde ülkemizde yaygınlaşan ISO 9000 standartları İran’da da geçerlidir. Öte
yandan İran’a ihraç edilecek her nevi ambalajlı mamullerin üzerinde kolay okunabilir ve
anlaşılabilir Farsça kullanım bilgilerinin bulunması, bu ülke yasaları uyarınca zorunludur.
İran’da Merkez Bankası sıkı bir kambiyo kontrolü uygulamaktadır ve yaptığı ihracat
karşılığı parasını Türkiye’ye transfer edecek olan işadamlarının akreditif seçeneğini
kullanmaları halinde İran Merkez Bankası onayının almaları zorunludur. İthalat işlemleri
genelde İran Merkez Bankası kontrolünde 360 gün vadeli akreditiflerle
gerçekleştirilmektedir. Ayrıca İran Riyali konvertbl bir para değildir.
İranlı firmaların ithalat yapabilmesinin, alacakları döviz tahsisatı ve ithal iznine bağlı
olması, yürürlükte olan ihracat karşılığı ithalat uygulamasının, ülkemiz için BDT ülkelerine
kıyasla çok düşük oranda (%30-50) tatbik edilmesi, teyitli akreditif açılamaması, Türk
bankaları tarafından verilen teminat mektuplarının İran bankalarınca kabul edilmemesi ve
ayrıca İran ithalat rejiminde çok sık değişiklikler yapılması işadamlarımızın dikkate alması
gereken diğer konular arasındadır.
İran’a yapılacak her türlü ithalatta İran Ticaret Bakanlığı’nın ve ilgili mala göre o malın
yetkili olduğu bakanlığın izni zorunludur. İthalatçıların bakanlığa kayıt yaptırmaları gerekir,
bunu yaptırmayan ithalatçıların ithal ettiklere mala ekstradan %5 gümrük vergisi daha
uygulanır. Kimi dönemlerde iç fiyatları aşağı çekebilmek amacıyla özellikle bazı tarım
ürünlerine ihracat yasağı getirilebilmektedir.
Gerek Türkiye’den gerekse komşu ülkelerden (Azerbaycan, Nahcivan, B.A.E.) kayıtdışı
yollardan ülkeye yabancı menşeli mal girişini kontrol altına almak amacıyla, yakın tarihe
kadar normal yollardan ithalatına izin verilmeyen çok sayıda malın ithalatına müsaade
edilmiş bulunmaktadır. İran ithalat rejiminde çok sayıda mal üzerindeki tarifedışı engeller
kaldırılmış olup, ithalata Ticaret Bakanlığından önizin alınması kaydıyla müsaade
edilmektedir. İthalatta Gümrük Vergisine (%5-%20) oranları arasında değişen, ilaveten
Ticarî Kazanç Vergisi (%50-%500) alınmaktadır. Ancak serbest piyasada 8.000 Riyal
karşılığı olan Dolar kuru, ithalatta 1.750 Riyal olarak uygulanmaktadır.
Destinasyonu İran olan sevkiyatlarda ayrıntılı fatura düzenlenmeli, navlun ve sigortaya ait
belgeler ihmal edilmemeli ve menşe şahadetnamesi ile konişmento gibi belgeler net ve
anlaşılabilir olmalıdır.
İki ülke arasında yer alan, başta Gürbulak olmak üzere, Esendere ve Kapıköy Gümrük
Kapılarında yaşanan altyapı eksikliklerinin giderilmesine yönelik çalışmalar Gümrük
Müsteşarlığımız tarafından sürdürülmektedir.
Orta Asya Cumhuriyetlerine yönelik ihraç ürünlerimizin sevkiyatında geçiş ülkesi
konumunda olan İran ile kara taşımacılığı alanındaki ilişkilerimizde ortaya çıkan sorunlar,
bu ülkelere yönelik ihracatımızı da olumsuz yönde etkilemektedir.
İran geçişlerine alternatif olarak düşünülen Gürcistan-Azerbaycan güzergahının, yol güv
enliğinin sağlanmaması ve yolların bozuk olması gibi sorunları bulunmaktadır. Bu nedenle,
mevcut koşullarda bu hattın Orta Asya Cumhuriyetlerine yapılan sevkıyatlarda İran
güzergahına alternatif olamayacağı ortaya çıkmıştır.Öte yandan, İran’ın Avrupa ülkeleri ile
yaptığı ticarette Türkiye geçiş ülkesi konumunda olup, büyük bir TIR filosuna sahip olan
İran, Türkiye ve Avrupa ülkelerinden yaptığı ithalatın İran plakalı araçlarla yapılması için
zorlayıcı önlemler de almaktadır.
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
- İran’dan transit geçen araçlardan akaryakıt fiyat farkı adı altında geçiş ücreti tahsil
edilmesi
- Türkmenistan’a giden araçlarımızdan alınan geçiş ücretleri
- Özel izin belgeleri ile yapılan taşımalar
- Trabzon Limanından yapılacak yük taşımaları
- Güvenlik sorunları
- Türk sürücülerine uygulanan cezalar
- Triptik uygulaması
gibi konularda sorunlar yaşandığı göz önüne alınarak tedbirli davranılmalıdır. İlaveten İran
makamları bu ülkeye giren veya transit geçen araçlarımızdan “akaryakıt fiyat farkı” adı
altında son derece yüksek ücretler tahsil etmektedir (İran, uluslararası platformda genel
kabul gören akaryakıt fiyat farkı hesaplamasını ülkemize uygulamamakta ve
araçlarımızdan söz konusu hesaplamada ortaya çıkan rakamın oldukça üstünde
miktarlarda akaryakıt fiyat farkı tahsil etmektedir). Bu durum, ihraç ürünlerimizin
malîyetlerinin yükselmesine neden olmakta ve firmalarımızın İran ve Orta Asya Ülkeleri
pazarlarındaki rekabet gücünü olumsuz yönde etkilemektedir.
Avrupa pazarlarını Orta Doğu’ya bağlayan Türkiye-İran demiryolu 1971 yılında işletmeye
açılmıştır. İstanbul-Ankara-Malatya güzergahını takip ederek, Tatvan’da sona eren hat,
feribot bağlantısı ile Van’a ulaşmakta ve buradan devamla Kapıköy üzerinden İran’a
geçmektedir.
İran tarafı, Van Gölü geçişinin kesintisiz bir demiryolu ile sağlanmasına büyük önem
vermektedir. Bu nedenle, Van Gölü Kuzey Geçişi Demiryolu Projesinin gerçekleştirilmesi
konusu uzun yıllardır İran ile yapılan toplantılarda gündemde yer almaktadır. Ancak, çok
büyük bir kaynak gerektiren söz konusu projenin kısa dönemde gerçekleştirilmesi gerçekçi
görünmemektedir.
İŞ ADAMLARININ PAZARDA DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUSLAR
İki Ülke Arasında Ticarette Karşılaşılan Sorunlar
İran’la olan dış ticaretimizi ve özellikle ihracatımızı olumsuz yönde etkileyen unsurların
başında, İran’a ve bu ülke üzerinde Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine taşımalarda Türk
tırlarından alınan Akaryakıt Fiyat Farkı uygulaması gelmektedir. Bu konuda 2001 yılı
başlarında Tahran’da yapılan KUK görüşmelerinde İran tarafına akaryakıt fiyat farkının
azaltılması yönündeki Türk tarafı görüşü nedenleriyle birlikte iletilmiş olup, konuya İran
tarafının olumlu bir çözüm getirmesi hususunda gayretler sürdürülmektedir. İkili ticarette
karşılaşılan diğer sorunlar ise;
Sınır kapılarındaki (özellikle Gürbulak) altyapı, personel, techizat ve donanım
yetersizlikleri, İran’da bazı Türk ürünlerinin taklit edilmesi (cam mamulleri, hazırgiyim
markaları, bazı gıda maddeleri vb.), İran’da marka ve patent mevzuatı yetersizliği, Türk ve
İran Bankaları arasında geçmiş dönemde yaşanan sorunlar nedeniyle teminat
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
mektuplarının tanınmasında ve akreditiflerin açılmasında karşılaşılan problemler, standart
ve kalite alanında karşılaşılan sorunlar olarak sıralanabilir.
Buna ilaveten İran menşeli bazı tarım ürünleri ithalatıyla ortaya çıkan haksız rekabet
nedeniyle yerli üreticiler büyük zarar görmüş, terör nedeniyle sarsılan bölge ekonomisini
canlandırmak amacıyla izin verilen sınır ticareti amacını aşan bir yapıya dönüşmüştür. Bu
nedenle, sınır ticareti belirli bazı maddelerle kısıtlanmış olup, halen düşük ölçekte
seyretmektedir.
DEĞERLENDİRME
2005 yılı sonunda 1 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşacağımızı tahmin ettiğimiz İran,
“Yakın ve komşu Pazarlara İhracat” stratejisinin en önemli parçalarınıdan birisini
oluşturmaktadır. Bu strateji çerçevesinde elde edilen trend müspet olup, Türk mallarının
itibarı ve imajı tüm İran genelinde son derece iyi durumdadır. Özellikle 2005 yılı boyunca
petrol gelirleri düzenli olarak artan İran’ın petrol dışı gelirlerini artırmaya yönelik olarak
yapmayı planladığı yatırımlar, bu ülkenin Türkiye’den yapacağı ithalatı ister – istemez
artıracaktır.Ayrıca İran, artan petrol fiyatlarına bağlı olarak dış ödemelerle ilgili sıkıntılarını
büyük ölçüde aşmış ve tüm dış borçlarını konsolide ederek ödeme planına bağlamıştır.
Ayrıca, dünya petrol fiyatlarında yaşanan artışlar sonucunda, malî piyasalarda İran’ın
kredibilitesi yükselmiştir.
Son iki yıldır ihracatımızda nispî olarak önemli artışların meydana gelmesinde; karşılıklı üst
düzey ziyaretlerin, Ticaret Heyeti gezilerinin, fuarlara giderek artan sayıda Türk
şirketlerinin katılımının önemli payı bulunmaktadır. İran’a yatırıma ilgi duyan ve küçük
ölçekli yatırım gerçekleştiren Türk şirketlerinin sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu
çerçevede, önde gelen Türk şirketlerinin bazılarının gerçekleştirmekte olduğu veya
planladığı (beyazeşya, otomobil, mağazalar zinciri, kordbezi, otelcilik vb.) önemli projeler
bulunmaktadır. İran’ın Kish adası ve Chabahar Serbest Bölgelerinde bazı Türk şirketleri
şube açmış ve/veya yatırım gerçekleştirmişlerdir. Ayrıca, iki ülke arasında karşılıklı olarak
düzenlenen Ticaret Heyeti gezileri, ortak yatırım, teknolojik işbirliği, ortak paylaşım
modelinin uygulanması açısından yararlı sonuçlar alınmasını sağlamaktadır. Uzun bir
aradan sonra ilk kez düzenlenen geniş katılımlı Türk ticaret Heyeti gezisi, bunu takiben
İran Ticaret Bakanı Türkiye gezisi, bazı Dernek üyesi işadamlarının İran gezisi, İran Ticaret
Heyeti Türkiye gezisi ticarî açıdan çok büyük yarar sağlayan geziler olarak sayılabilir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, ikili ekonomik ve ticarî ilişkilerin geliştirilmesi için her iki
tarafa da gerekli irade ve uygun ortam sağlanmış bulunmaktadır. Diğer taraftan, iki ülkenin
bazı ortak değerlere ve kültürel benzerliklere ve ortak sınıra sahip olması, İran’da çok
sayıda Türkçe konuşan insanın bulunması gibi nedenlerle ticarî ve ekonomik ilişkilerin
geliştirilmesi açısından büyük bir avantaj mevcut bulunmaktadır. Bu avantajın iyi
değerlendirilmesi her iki ülke menfaatleri açısından büyük önem taşımaktadır. İran
nüfusunun yaklaşık %40’ını Türk kökenli Azeri nüfus oluşturmaktadır. Özellikle Doğu ve
Batı Azerbaycan, Ardebil ve Zancan eyaletlerinde Türkçe çok yaygın olarak
konuşulmaktadır. Ayrıca ülke genelinde geniş bir kitle tarafından Türk televizyonlarının
izlenmesi nedeniyle Türkçe konuşabilen insan sayısı artmaktadır. Buna ilaveten Türk
üniversitelerinden mezun olan çok sayıda İran’lı meslek sahibi ve işadamı ilişkilerin
geliştirilmesi açısından büyük bir potansiyel teşkil etmektedir. Ancak her ülkede olduğu
gibi, İran’da da Türkçe bilmeleri avantajına sığınarak bazı küçük ölçekli firmalarımızı
mağdur eden bazı kişilere rastlanabilmektedir. Bu nedenle İran’lı firmalarla ticarî bağlantı
kuracak Türk firmalarına mutlaka yazılı bir sözleşmeye dayanarak, uluslararası ticarî
kurallar çerçevesinde akreditifli çalışmaları ve İran’la ticarî tecrübesi olmayan
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
ihracatçılarımızın kesin bağlantıya girmeden önce mutlaka Müşavirliğimizle irtibata
geçmeleri tavsiye olunur.
İran’la ülkemiz arasında, normal ticarî kanallardan gerçekleşen ticarete ilaveten, resmî
kayıtlara dayanmayan, yolcu beraberi (bavul t icareti), sınır pazarları ve diğer yollardan
kayıtdışı olarak gerçekleşen önemli bir ticaret hacmi bulunmaktadır. Kayıtdışı olması
nedeniyle hacmi tam olarak bilinmemekle birlikte sözkonusu ticaretin 250-300 Milyon dolar
seviyesinde olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizden İran’a yönelik gerçekleşen kayıtdışı
ihracatın; döşemelik ve perdelik kumaşlar, beyazeşya, her türlü hazırgiyim ve ayakkabı,
tekstil ham ve ara maddeleri, temizlik ve gıda maddeleri, kozmetik ürünler, oto yedek
parça ve aksesuarları gibi maddelerden oluştuğu bilinmektedir.
İran’da, özellikle Tahran’da çok sayıda uluslararası ihtisas fuarı düzenlenmektedir. Bu
fuarların içinde yer alan makina, tekstil, gıda işleme ve ambalaj, orman ürünleri ve
otomotiv fuarlarına ülkemiz ihracatçılarının katılması tavsiye olunmaktadır. İki ülke
arasında işbirliği yapılabilecek konular arasında müteahhitlik hizmetleri önem taşımaktadır.
Geçmiş yıllarda bazı büyük Türk müteahhitlik şirketleri İran’da önemli projeleri
gerçekleştirmişlerdir.
Diğer taraftan, Türk-İran İş Konseyinin kısa bir zaman içinde kurulmasıyla, iki ülke
işadamlarının düzenli olarak bir araya gelmeleri ve ikili ilişkilerin daha da ileriye
götürülmesi imkanı yaratılmış olacaktır. Ayrıca, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO)
çerçevesinde de ilişkilerin geliştirilmesi açısından bazı önemli çalışmalar (ECO Bankası
kurulması, üye ülkeler arasında tarifelerin düşürülmesi ve gümrük kolaylıkları vb.)
yapılmaktadır.
© İGEME - İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005
Download