يََٓا اَيُّهَا الَّذ۪ ينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِ يَامُ كَمَ

advertisement
Haziran-1981
İSLAM'DA ORUCUN
FAZİLETİ
HİKMET
VE
‫علَ ْي ُك ُم‬
َ ‫ب‬
َ ‫َيَٓا اَيُّ َها الَّذ۪ ينَ ٰا َمنُوا ُك ِت‬
‫علَى الَّذ۪ ينَ ِم ْن قَ ْب ِل ُك ْم‬
َ ‫ب‬
َ ِ‫الص َيا ُم َك َما ُكت‬
ِ
َ‫لَ َعلَّ ُك ْم تَتَّقُون‬
HER KİM RAMAZAN ORUCUNU İMANLI BİR
GÖNÜLLE VE MÜKÂFATINI ALLAH'TAN
BEKLEYEREK TUTARSA. GEÇMİŞ GÜNAHLARI
AFFOLUNUR."
Muhterem Mû'minler!
İslam, insanların sireten insan olmalarını gaye
edinen ve bu maksatla dünyevi ve uhrevi umdeler
vazeden ilahi bir NİZAMDIR. Bu nizamın ana
prensiplerinden birisi de Ramazan ayında tutulan
ORUÇ ibadetidir. Bu hutbemizde orucun ferdi ve
içtimai yönden hikmet ve faziletlerini anlatacağız.
ORUÇ. Hicretten bir buçuk yıl sonra Kıblenin
tahvilini müteakip Şaban ayında farz kılınmıştır.
İslam Dini, Orucu farz kılarken de, diğer ilahi
hükümleri vazederken riayet ettiği TEDRİÇ
kaidesine uymuştur, önce namazın, sonra zekatın,
daha sonra da Oruç’un farz kılınmasının hikmeti,
müslümanı her bakımdan bu ibadeti yerine
getirebilecek seviyeye ulaştırmaktır. Çünkü nefsi,
alıştığı ve sevdiği şeylerden men'etmek zor bir
cihaddır. Zaten Kuranı Kerim'in 23 yılda nazil
olmasının hikmetlerinden birisi de bu değil midir?
Nasihat ve irşadda en güzel usul insanlara ağır ağır
alıştırarak irşad ve nasihatta bulunmak; önce
nefislerine zor gelmeyen, kolayca kabul edip
uyacakları şeyden başlamak; daha sonra, önceki
alışkanlıktan da faydalanarak mücahede ve
meşakkat isteyen diğer hususlara geçmektir.
ORUÇ, fecri sadıktan güneşin batmasına
kadar, ibadet niyetiyle yemekten, içmekten, cinsi
tekarrübben ve orucu bozacak diğer şeylerden
insanın
kendisini
men'etmesidir.
Bedeni
ibadetlerimizden biri olan ORUÇ dinimizin
esaslarına göre, akıllı olan ve bulûğ çağına gelmiş
bulunan kadın erkek her müslümana farzdır. Bu
konuda Kuranı Kerim'de meal olarak şöyle
buyurulur:
"Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz
kılındığı gibi size de sayılı günlerde ORUÇ farz
kılındı. Umulur ki, bu sayede fenalıklardan
KORUNURSUNUZ". (1)
Bu ayeti kerimeden de anlaşılacağı gibi
ORUÇ maddi ve ma'nevi gelişmeleri ve çeşitli
takva tezahürlerini ihtiva ettiğinden, ilahi dinlerin
hepsinde mevcut bir ibadet, dini hayata katılan
bütün insanlara öteden beri tatbik edilen ilahi bir
kanundur. Evet. oruç ibadeti, riya ve gösterişten
uzak, kalbi bir kulluk tezahürü olduğundan en güzel
bir TAKVA kanunu ve olgunluk hayatıdır.
Muhterem Müminler!
İslam Dinini ameli bir inkılap haline getiren
ve dinimizde ibadetlerin özünü teşkil eden namaz,
zekat ve hac gibi. ORUÇ ibadeti de yalnız Cenabı
Hakkın emri olduğu için ifa edilir. Çünkü orucun
farz oluşunun asıl hikmeti, ilahi emre inkıyaddır.
Fakat yüce Rabbimizin bütün emirleri ve yasakları,
insanlar için bir rahmet olduğundan onların. maddi,
ma'nevi, ferdi. İçtimai ve ahlaki bir çok faydaları
vardır. İşte bu ibadetlerden biri de oruçtur.
Gerçekten mütefekkir bir insan olarak, bir
içtimaiyatçı, bir sosyolog, bir psikolog gözü ile
orucu incelersek, onun, dünyamızın ameli eğitim 30
günlük çok güçlü bir mektep olduğunu görürüz. Bir
olgunluk ve takva kanunu olan orucun hikmetlerini,
faydalarını ve faziletlerini şöylece hülasa edebiliriz:
1 — Oruç bize fert ve cemiyet problemlerini
çözücü, ferdi refahı, milli birliği, İçtimai adaleti ve
saadeti gerçekleştirici hakiki formülleri beliğ bir
şekilde öğretmektedir. Bunun için oruç ibadetinin
kudsiyetini
ve
ihtişamını
Cenabı
Hak
Peygamberimizin diliyle şöyle açıklamaktadır:
"Oruç benim içindir. (Benim sevgi ve rızamın
kazanılması için tutulmuştur.) Onun mükafatım da
ancak ben vereceğim". (2)
2 — Oruç, İslam Nizamına gönül veren
Mümine, köklü bir İRADE terbiyesini öğretir. İnsan
bu sayede nefsi arzularına gem vurmasını öğrenir.
Böylece oruçlu iken nikahlı ailesine bile
yanaşmamak suretiyle nefsini terbiye eden Mümin,
bundan böyle artık, alkol, faiz, ihtikar ve zina gibi
yasaklara da yanaşamayacağını öğrenmiş olur.
3 — Oruç insana sabretme alışkanlığı
kazandırır, zorluklara göğüs germesini öğretir,
iradesine, duygularına hakim olmasını sağlar.
4 — Oruç, Mümine Allah'ın nimetlerine daha
çok şükretmeyi öğretir. İnsanın belirli bir zaman
için muhtaç olduğu nimetlerden, kendi arzusu ile
uzak kalması, onların değerinin ne kadar büyük
olduğunu anlatır. Böylece Mümin Allah'a karşı
şükür görevini daha iyi yerine getirmiş olur.
5 — "Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz" (3)
Hadisi Şerifi, orucun cismani tıptaki yerini
belirtmektedir. Onblr ay adeta bir makina gibi
çalışan iç organlarımız, özellikle midemiz oruç
sayesinde bir ay dinlenmiş olur. Sinir sistemimiz de
güç ve kuvvet kazanır. Doktorların çeşitli hastalara
perhiz vermeleri de mide ve sindirim hastalıkları ile
ilgilidir.
6 — Fiili bir fakirlik hali olan oruç. Mümine
Allah için iş ve yardım yapmayı öğretir. Oruç,
içtimai adalet fikrini kafalara ve imanlı kalplere
yerleştirir. Çünkü zenginle fakir, aynı mahrumiyetin
ve aynı bedeni halin içindedirler.
7 — Oruç. Allah'ın koyduğu iman ve fazilet
ölçüleri içerisinde bütün Müminlerin eşit olduğunu
ruhlara aşılayan bir ibadettir; Mümini kemale
erdirir.
Bütün bu faydaların ve hikmetlerin tahakkuku
için. orucun şeklinden çok rûhû üzerinde durulmuş,
orucun ruhi ve ahlaki faydalarını İhlal eden her
türlü davranış yasaklanmıştır. Bu konuda yüce
peygamberimiz şöyle buyururlar:
"Her kim yalanı, dedikoduyu, yalanla iş
görmeyi bırakmana, Allah'ın, onun yemesini,
içmesini tabetmesini ihtiyacı yoktur". (4)
"Sizden biriniz oruçlu olduğu zaman çirkin ve
kırıcı söz söylemesin, cahiller gibi hareket etmesin.
Her kim kendisine sataşır, çirkin söz söyler,
dövüşmek isterse ona, ben oruçluyum, ben
oruçluyum desin". (5)
Demek ki Mümin, oruç sayesinde gözünü
haramdan, kötü bakışlardan, dilini fena söz
söylemekten, kulağını haram söz işitmekten,
midesini haramla doldurmaktan; el ve ayaklarını
kötü iş yapmaktan kesinlikle korumasını öğrenmiş
olacaktır. Orucun faziletine dair deha pek çok hadisi
şerif vardır. Buhari'nln KİTABÜ'SSAVM kısmına
bakılabilir...
İnsan ruhu ve bedeni üzerinde arzedilen
müspet neticeleri vermesi istenilen ORUÇ ibadeti
hakkındaki hutbemizi bir meşhur hadisi şerifle
bitirelim:
"Her kim Ramazan Orucunu İmanlı bir
gönülle ve mükafatını Allah'tan bekleyerek tutarsa,
geçmiş günahları affolunur". (6)
***
(1) Bakara. 2/183
(2) Tecrid-i Sarih Tere. 2. Bsk. 6/248
(3) Tabarant "Ev3at'ında zikretmiştir.
(4) Tecrid-i Sarih Tere. 2. Bsk. 6/253
(5) Tecrid-i Sarih Tere. 2. Bsk. 6/247 (S) Tecrid-1 Sarih Tere. 3. Bsk.
1/47
Download