Kasım-1995 İSLAM'DA ÖNEMİ SELAMLAŞMANIN Diyanet َواِ َذا ح ُّ۪ييتُ ْم بِتَ ِحيَّ ٍة فَ َحيُّوا بِاَحْ َس َن ان َع هلى َ ِم ْن َٓهَا اَ ْو ُر ُّدوهَ ۜا اِ َّن هّللاَ َك ُك ِّل َش ْي ٍء َح ّ۪سيبا Muhterem Müslümanlar; Yüce dinimiz İslam, müslümanları kardeş ilan etmiş ve bu kardeşliği sevgi, saygı ve muhabbet esasına bağlamıştır. Bu esasın bozulmaması için de onları diğer müslümanlara karşı bir takım hak ve vazifelerle mükellef kılmıştır. Bu hak ve vazifelerden biri de selamlaşmadır. Peygamber Efendimiz hadisi şeriflerinde Müminin mümin üzerindeki haklarından bahsederken selamlaşmaya özellikle işaret buyurmuştur. (1) Hatta Kuranı Kerimde Müminlerin kendi kendilerini selamlamaları tavsiye edilmiş ve: "Ey Müminler; evlere girdiğiniz zaman, kendinize Allah katından bereket, esenlik ve güzellik dileyerek selam verin" (2) buyurulmuştur. Aziz Müslümanlar; selamın en kısa şekli "Esselamu Aleyküm" yahut "Selamun Aleyküm" demektir. Bir müslümana bu sözlerden biri ile hitap etmeye "selam verme" bunun cevabı olmak üzere "Ve Aleykümüsselam" veya "Ve Aleykümselam" denilmesine de "selam alma" denir. Selam vermek sünnettir. Selam almak ise farzdır. Bir ayeti kerimede bu hükme işaret edilerek şöyle buyurulmuştur. "Ey Müminler; size bir selam verildiği zaman, ondan daha iyisi ile selam verin veya ayniyle mukabele edin". (3) Muhterem Kardeşlerim; selam vermek için tanışıyor olmak gerekmez. Binitli bulunan yaya olana, yaya olan oturana, az çoğa, küçük olan büyük olana, yukarıdan gelen aşağıdan gelene selam vermekle mükelleftir. Yer yüzünde ilk selamlaşma hadisesi Adem Peygamber ile melekler arasında cereyan etmiştir. Allah Teala Hz. Adem'i yarattıktan sonra şöyle buyurdu: "Git de şu oturan bir gurup meleğe selam ver ve sana nasıl karşılık vereceklerini iyice dinle. Çünkü bu hem senin, hem senden sonraki soyunun birbirini sevgi ve saygı ile selamlaması olacaktır." Bu emir üzere Adem aleyhisselam, meleklere gidip "Esselamu aleyküm" dedi. Onlar da "Ve Aleykümüsselam ve rahmetullah" diye cevap verdiler. (4) Aziz Müminler; İslam dini selamlaşmaya büyük önem vermiştir. Sevgili Peygamberimiz Medine'ye gelirgelmez Ashabına selamlaşmayı tavsiye etmiştir. "İslam'ın hangi ameli daha hayırlıdır" diye soran kimseye "yemek yedirmen ve tanıdığınatanımadığına selam vermendir". (5) Bir başka mübarek sözlerinde de: "İnsanların Allah nezdinde en makbul olanı önce selam verenlerdir" (6) buyurmuşlardır. Selamlaşma tanışmamıza, kaynaşmamıza vesile olmaktadır. Aramızdaki kırgınlık ve dargınlıkları kaldırarak sevgi ve muhabbetle birbirimize yaklaşmamızı sağlamaktadır. Nitekim bir gün Peygamberimiz: "Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de gerektiği gibi iman etmiş olmazsınız; ben size yaptığınız takdirde sevişebileceğiniz bir şeyi söyliyeyim mi? Aranızda selamı yayınız" (7) buyurmuşlardır. Değerli Müminler; selam vermeyi ve bilhassa selam almayı terketmek Müminin Mümin üzerindeki hakkını gasbetmek demektir. Bu ise günahtır. Peygamberimiz "Asıl pinti: selamlaşmada pintilik edendir" (8) buyurarak selamlaşmayı ihmal eden kimseleri kınamıştır. Kardeşlerim; kıyamet gününde Rabbimizin selamına muhatab olabilmemiz için bu güzel duayı birbirimizden esirgemiyelim. Hutbemi bir ayet mealiyle bitiriyorum: "Rablerinden korkup sakınanlar, bölük bölük cennete götürülürler; sonunda oraya girdiklerinde cennet kapıları açılır: oranın bekçileri onlara derler ki; selam size olsun. Gönül huzuru buldunuz. Ebedi kalıcılar olarak girin cennetlere". (9) *** (1) Riyazü's-salihin tere., c t, $.279. (2)Nur.61: (3) Nisa: 86. (4) Riyazü's-salihin tere. cilt2, s.227. (5) Aynı eser cilt.2, s.226. (6) Riyazü's-salihin tere, dit 2, s.234. (7)Tac,c.5, s.244; Beyrut-1962. (8) Buhari-Edebülmüfred, s.268. (9) Ez-zümer:73.