OLGU SUNUMU Antidepresan Tedaviye Risperidon Eklenmesi ile Ýliþkili Anjiyoödem: Olgu Sunumu Angioedema Associated with Addition of Risperidone to Antidepressant Treatment: A Case Report Nalan Kara1 1Uz.Dr., Fatih Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara ÖZET SUMMARY Anjiyoödem, derin cilt ve cilt altý dokularýn ödemidir. Ýlaçlara baðlý anjiyoödemin mekanizmasý tam olarak bilinmemektedir. Pro-enflamatuar modülatörlerin, özellikle immünglobülin E (IgE) ile iliþkili tip 1 hipersensitivite reaksiyonunun anjiyoödeme yol açtýðý düþünülmektedir. Ýlaca baðlý anjiyoödem, ürtiker eþlik eden ya da etmeyen, alerjik/ non-allerjik þeklinde sýnýflandýrýlabilmektedir. Alerjik anjiyoödem immünglobülin-E ile iliþkilidir. Nonalerjik anjiyoödem, herediter, kazanýlmýþ, renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi (RAAS) blokörleriyle iliþkili, psödoallerjik veya idyopatik olabilir. Literatürde, venlafaksin, mirtazapin ve risperidonun tek baþýna ya da birlikte kullanýmý ile iliþkili anjiyoödem olgularý bildirilmiþtir. Olgumuz, 41 yaþýnda, evli, kadýn hasta psikiyatri polikliniðine depresyon yakýnmalarý ile baþvurdu. Hasta 2 aydýr fluoksetin 20 mg /gün ve mirtazapin 30 mg /gün kullanmaktaydý. Almakta olduðu fluoksetinin etkisiz olduðu düþünülerek fluoksetin kesildi, mirtazapine ek olarak venlafaksin 75 mg /gün ve ajitasyonuna yönelik olarak risperidon 0.5 mg /gün baþlandý. Hastada anjiyoödem geliþmesi üzerine risperidon kesildi. Risperidonun kesilmesinin ardýndan hastanýn anjiyoödem yakýnmalarýnda gerileme oldu. Anjiyoödemin antidepresan tedaviye risperidon eklenmesi ile iliþkili olduðu düþünüldü. Hipotansiyon gibi sistemik bir bulgunun olmamasý, normal serum IgE düzeyi ve anjiyoödeme ürtikerin eþlik etmemesi, non-allerjik anjiyoödemi düþündürdü. Anjiyoödem psikotrop ilaçlarýn yan etkisi olarak hekimlerin karþýsýna çýkabilmekte ve bazen yaþamý tehdit eden sonuçlara yol açabilmektedir. Bundan dolayý alerjik reaksiyon öyküsü olan hastalarda özellikle birden fazla ilaç kullanýlacaksa çok dikkatli olunmasý gerekmektedir. Angioedema is an edema of the skin and subcutaneous tissues. The exact mechanism of medication induced angioedema is not known well. Pro-inflammatory modulators, especially IgE-related type-1 hypersensitivity reactions are thought to cause angioedema. Medicationinduced angioedema can be classified as angioedema with / without urticaria or allergic / non-allergic angioedema. Allergic angioedema is related with immunglobulin E. Non-allergic angioedema can be seen as hereditary, acquired, renin-angiotensin-aldosteron system (RAAS) blockers related, pseudoallergic or idopathic. Cases of angioedema induced by venlafaxine, mirtazapine and risperidon were reported in the literature. In our case, a 41 years old, married female patient with depressive symptoms was brought to psychiatry outpatient unit. The patient had been on 20 mg/day fluoxetine and 30 mg/day mirtazapine for 2 months. Fluoxetine had been stopped for it was thought to be ineffective. Venlafaxine 75 mg/day was added to mirtazapine as combination treatment and risperidone was given 0.5 mg /day for agitation. We stopped risperidone immediately after the occurrence of angioedeme and angioedema disappeared consequently. Angioedema was thougth to be related with addition of risperidone to antidepressant treatment. Angioedema was not shown to be associated with any systemic signs such as hypotension, serum IgE level was normal and no urticaria was detected at the time of angioedema. As a result it was considered to be a non-allergic angioedema. Clinicians may encounter with angioedema due to psychotropic drugs and it may have fatal results. Due to these findings clinicians should prescribe multiple medications with caution, especially in cases with history of allergy. Anahtar Sözcükler: Anjiyoödem, venlafaksin, mirtazapin, risperidon. (Klinik Psikiyatri 2013;16:185-190) Makalenin geliþ tarihi: 15.11.2012, Yayýna kabul tarihi: 16.06.2013 Key Words: Angioedema, venlafaxine, mirtazapine, risperidone. 185 Kara N. GÝRÝÞ Anjiyoödem, derin cilt ve cilt altý dokularýn ödemidir. Bazý antihipertansifler, insülin, aspirin, non-steroid antienflamatuar ilaçlar ve antibiyotikler anjiyoödeme yol açabilmektedir. Bu ilaçlarýn yanýnda psikiyatrik hastalýklarýn tedavisinde kullanýlan ilaçlarla da nadiren anjiyoödem ortaya çýkabilmektedir (Cooney ve Nagy 1995, Plesnicar ve ark. 2001, Mishra ve ark. 2007, Akkaya ve ark. 2007, Soumya ve ark. 2010). Ýlaçlara baðlý anjioödemin mekanizmasý tam olarak bilinmemektedir. Pro-enflamatuar modülatörlerin, özellikle immünglobülin E (IgE) ile iliþkili tip 1 hipersensitivite reaksiyonunun anjiyoödeme yol açtýðý düþünülmektedir. Ýlacýn kendisi ya da metaboliti ciltteki mast hücrelerinin yüzeyindeki IgE ile birleþerek histamin, prostaglandin gibi vazoaktif maddelerin salýnmasýna yol açarak damarlarda geniþleme ve damar geçirgenliðinde artma sonucu ödeme yol açmaktadýr (Warnock ve Knesevich 1988). Venlafaksin, mirtazapin ve risperidon ile iliþkili anjiyoödem bu ilaçlarýn nadir yan etkilerindendir. Literatürde bu ilaçlarýn tek baþýna ya da diðer psikotrop ilaçlarla birlikte kullaným sonucu ortaya çýkan anjiyoödem olgularý bildirilmiþtir (Erken ve ark. 2007, Cumurcu ve ark. 2009, Sarýsoy ve Yazýcý 2011). Bu olguda depresif bozukluk tanýsýyla izlenen bir hastada 30 mg mirtazapin tedavisine eklenen 75 mg venlafaksin ve 0.5 mg risperidon kullanýmý ile ortaya çýkan anjiyoödem olgusu sunulmuþ ve olasý oluþ mekanizmalarý tartýþýlmýþtýr. Anjiyoödem risperidonun kesilmesinden sonra azalarak kaybolmuþtur. Anjiyoödemin risperidon iliþkili olduðu, iyi seyirli ve kendini sýnýrlayýcý özellikte olduðu düþünülmüþ, hekimlerin bu ilaçlarla iliþkili yan etkiye dikkati çekmek amaçlanmýþtýr. Bilgilerimize göre bu olgu mirtazapin, venlafaksin ve risperidonun birlikte kullanýmýyla iliþkili ilk anjiyoödem olgusudur. OLGU 41 yaþýnda, ilkokul mezunu, evli, ev hanýmý, 2 çocuklu kadýn hasta psikiyatri polikliniðine mutsuzluk, isteksizlik, sinirlilik, uykusuzluk yakýnmalarýyla baþvurdu. Öyküsünden 7-8 aydýr eþiyle sorun 186 yaþamasýnýn ardýndan eþine karþý öfkesinde artýþ, öfke kontrolünde güçlük, mutsuzluk, her zaman yaptýðý iþlere karþý isteksizlik, uykusuzluk, iþtahsýzlýk, hiçbir þeyden zevk alamama ve unutkanlýk yakýnmalarýnýn baþladýðý öðrenildi. Hasta bu yakýnmalarla ilk kez 2 ay önce dýþ bir merkezde psikiyatri polikliniðine baþvurmuþ ve kendisine fluoksetin 20 mg/gün ve mirtazapin 30 mg/ gün baþlanmýþ, düzenli tedaviye raðmen uykusuzluk ve iþtahsýzlýk dýþýnda diðer belirtilerinde deðiþme olmamýþtý. Özgeçmiþinde hastanýn 7-8 ay önce miyom nedeniyle histerektomi operasyonu geçirdiði, 1 aydýr guatr nedeniyle levotiroksin 50 mg/gün kullandýðý, zaman zaman stresle tetiklenen ve kendiliðinden 1-2 saatte düzelen ürtiker belirtileri yaþadýðý öðrenildi. Ruhsal durum muayenesinde, yaþýnda gösteren, öz bakýmý iyi, iþbirliði içinde olan kadýn hastanýn belirgin fiziksel kusuru yoktu. Anlýk, yakýn ve uzak bellek olaðan, kendiliðinden ve istemli dikkat olaðan, algý olaðan, okuma-yazma kapasitesi, genel bilgi ve zeka düzeyi olaðandý. Duygudurumu çökkün, öfkeli, duygulanýmý duygudurum ve düþünce içeriðiyle uyumlu idi. Düþünce akýþý olaðan, düþünce içeriðinde geçmiþiyle ve yakýn iliþkileriyle aþýrý uðraþ, kendisine ve çevresine karþý olumsuz temalar vardý. Konuþma kendiliðindendi, hasta sorulara yeterli yanýt veriyordu. Ýçgörüsü tamdý. Psikomotor ajitasyonu vardý. Hastada DSM-IV-TR taný ölçütlerine göre major depresyon tanýsý konuldu. Almakta olduðu antidepresan tedavinin uykusuzluk ve iþtahsýzlýk yakýnmalarýndaki düzelme dýþýnda etkisiz olduðu düþünülerek fluoksetin kesildi, mirtazapine ek olarak venlafaksin 75 mg/gün ve ajitasyonuna yönelik güçlendirme tedavisi olarak risperidon 0.5 mg/gün baþlandý. Hasta ertesi gün risperidon aldýktan yaklaþýk yarým saat sonra yüzünün sol tarafýnda, dilinde, sol kol ve elinde uyuþma, þiþlik, nefes almada güçlük yakýnmalarýyla geldi. Belirtilerin risperidon almasýndan yaklaþýk yarým saat sonra ortaya çýktýðýný, saatler içinde azaldýðýný belirtti. Kaþýntý ve kýzarýklýk belirtmedi. Ýnspeksiyonda sol kolda ve elde gode býrakmayan ödem, yüzün sol tarafýndaki þiþliðe baðlý olarak minimal fasiyal asimetri mevcuttu. Ciltte renk deðiþikliði ve lezyon yoktu. Hastanýn kan basýncý normal sýnýrlardaydý. Baþka bir sistemik bulgu saptanmadý. Eþlik eden ürtiker bulgusu yoktu. Öyküde kullanmakta olduðu psikotrop Klinik Psikiyatri 2013;16:185-190 Antidepresan Tedaviye Risperidon Eklenmesi ile Ýliþkili Anjiyoödem: Olgu Sunumu ilaçlarla levotiroksin dýþýnda baþka ilaca, kimyasal maddeye, böcek sokmasýna maruziyeti yoktu. Hastanýn hemogram, biyokimya, tiroid fonksiyon testleri, tam idrar tetkiki, total IgE ve total eozinofil sayýsýnda anormallik yoktu. Periferik ödemin ilaca baðlý yan etki olduðu düþünülerek risperidon kesildi. Dermatoloji tarafýndan deðerlendirilen hastada anjiyonöritik ödem düþünüldü. 2 gün sonra hasta deðerlendirildiðinde ödeminde azalma olduðu gözlendi. TARTIÞMA Hastanýn mirtazapin tedavisine ek olarak baþlanan venlafaksin ve risperidon kullanýmýnýn birinci gününde ortaya çýkan kaþýntýsýz, gode býrakmayan, ciltte renk deðiþikliðine yol açmayan yüz ve kol ödemi anjiyoödem tanýsý ile uyumlu idi. Hastanýn öyküsünde stresle iliþkili kýsa süreli ve kendiliðinden düzelen ürtiker belirtileri dýþýnda herhangi bir alerjik reaksiyon öyküsü yoktu. Yakýn zamanda kimyasal maddelerle temas ve böcek sokmasý öyküsü yoktu. Baþvuru esnasýnda 2 aydýr fluoksetin ve mirtazapin, 1 aydýr levotiroksin kullanýyor olmasý ve bu ilaçlarý kullandýðý sürede herhangi bir cilt reaksiyonu yaþamamýþ olmasý, risperidon kesildiðinde ödemin gerilemesi, belirtinin risperidonla iliþkili olduðunu düþündürmekteydi. Anjiyoödem, damar geçirgenliðinde artma ve damarlarda geniþlemeye baðlý olarak cildin derin tabakalarýnda ortaya çýkan aðrýsýz, kaþýntýsýz, gode býrakmayan ödemdir. Genellikle yüz, dil, ekstremiteler ve genital bölgeler etkilenir. Aðýr olgularda larinks ödemine baðlý olarak hava yolu týkanýklýðý ve ölüme yol açabilir (Mishra ve ark. 2007, Akkaya ve ark. 2007). Anjiyoödemin sýnýflandýrýlmasýnda literatürde farklý görüþler vardýr. Ýlaçla iliþkili anjiyoödem kabaca ürtiker eþlik eden ve etmeyen þeklinde sýnýflandýrýlmakta ve olgularýn yaklaþýk %50'sine ürtiker eþlik etmektedir (Lerch 2012). Klasik olarak anjiyoödem, mast hücre yýkýmýna baðlý, bradikininle iliþkili ya da bilinmeyen mekanizmalarla oluþan anjiyoödem þeklinde sýnýflandýrýlmaktadýr (Kaplan ve Greaves 2005). Bas ve ark. (2007) anjiyoödemi alerjik ve non-alerjik þeklinde ikiye ayýrýr. Alerjik anjiyoödem immünglobülin-E ile iliþkilidir. Alerjik anjiyoödemde mast hücreKlinik Psikiyatri 2013;16:185-190 lerinin yýkýlmasý sonucu ürtiker meydana gelir. Antijenle aktive olan mast hücreleri ya da bazofillerden histamin ve sitokinler gibi reaktif maddeler salýnarak bronþlarda daralma ve inflamasyon gibi alerji belirtileri ortaya çýkar. Anjiyoödeme hipotansiyon gibi sistemik bulgular eþlik eder. Non-alerjik anjiyoödem, herediter, kazanýlmýþ, renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi (RAAS) blokörleriyle iliþkili, psödoallerjik ve idyopatik olmak üzere beþ farklý þekilde görülebilmektedir (Bas ve ark. 2007). Herediter anjiyoödem, kompleman 1 (C1) inhibitörü eksikliðine baðlý olarak ortaya çýkan bir bozukluktur. C1 eksikliði ya da iþlev bozukluðu kompleman sisteminin aktivasyonuna, bradikininlerde artýþa ve sonuçta ödeme yol açmaktadýr. Kazanýlmýþ anjiyoödem otoimmün bir bozukluktur ve genellikle lenfoproliferatif ve otoimmün hastalýklarla iliþkilidir (Banerji ve Sheffer 2009). Östrojen, C1 inhibitör eksikliði olan kadýnlarda anjiyoödemi tetikleyebilir (Bork ve ark. 2003). Ýdyopatik anjiyoödem, ortaya çýkaran açýk bir etkenin olmadýðý durumlarý tanýmlar, ürtiker eþlik edebilir. Ciltteki mast hücrelerinin yýkýmý ile sonuçlanan otoimmün bir sürecin yol açtýðý düþünülmektedir. Psödoallerjik anjiyoödem nonimmünolojik mekanizmalarla ortaya çýkar. Siklooksijenaz-1 (COX-1) inhibisyonuna yol açan nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAÝÝ) bu tip anjiyoödeme yol açarlar. NSAÝÝ iliþkili anjiyoödeme ürtiker eþlik eder. RAAS blokerleri, reninanjiyotensin-aldosteron sistemini inhibe ederek etki gösterirler. Bu gruptan anjiyotensin dönüþtürücü enzim inhibitörleri (ACEÝ) sýk kullanýlmaktadýr. ACE inhibitörleri, bradikininin parçalanmasýný inhibe ederek damar geçirgenliðinde artýþ ve dokularda ödeme yol açar. ACE inhibitörleriyle iliþkili anjiyoödeme ürtiker eþlik edebilir (Kaeslin ve Huber 2012). Greaves ve Lawlor, ilaca baðlý anjiyoödemi immünolojik ve non-immünolojik (farmakolojik) olarak ikiye ayýrýr. Ýmmünolojik anjiyoödem IgE ile iliþkilidir. Nonimmünolojik anjiyoödem, NSAÝ ilaçlara baðlý, kinin ile iliþkili ve doðrudan mast hücre yýkýmýna baðlý olmak üzere üç farklý þekilde ortaya çýkar (Greaves ve Lawlor 1991). Literatürde atipik antipsikotiklerle ortaya çýkan anjiyoödem olgularý bildirilmiþtir (Cooney ve Nagy 1995, Plesnicar ve ark. 2001, Mishra ve ark. 2007, Akkaya ve ark. 2007, Soumya ve ark. 2010). Bunun 187 Kara N. mekanizmasý tam olarak bilinmemektedir. Bu ilaçlar, serotonin 2A/dopamin 2 antagonisti olarak etki gösterirler. Bu etkinin yanýnda santral ve periferdeki noradrenerjik sistemdeki α1 ve α2 reseptörleri üzerinde de etkilidirler. Feroz-Nainar ve ark. (2007) periferik damarlardaki α-reseptörleri üzerindeki antagonist etkinin vazodilatasyon ve kýlcal damarlarda hidrostatik basýncýn artmasýna, artan hidrostatik basýncýn damar içinden dokulara sývý geçiþine ve sonuçta ödeme yol açtýðýný öne sürmüþlerdir. Coonley ve Nagy (1995) 30 yaþýndaki kadýn hastada 6 mg risperidon ile ortaya çýkan ve doz yarýya indirildiðinde gerileyen anjiyoödem olgusu bildirmiþlerdir. C1 esteraz inhibitörü konsantrasyonlarýnda orta düzeyde bir düþüklük saptanmýþ ve risperidonun olasýlýkla düþük C1 esteraz inhibitör aktivitesini daha da baskýlayarak C4-C2 aktivasyonuna ve anjiyoödeme yol açtýðý sonucuna varmýþlardýr (Coonley ve Nagy 1995). Plesnicar ve ark. (2001) 63 yaþýndaki kadýn hastada flufenazin, biperiden ve bromazepam ile tedaviye ek olarak risperidon kullanýmý ile baþlayan ve risperidonun kesilmesi ile gerileyen anjiyoödem olgusu tanýmlamýþlardýr. Laboratuvar incelemesinde düþük C4 ve kompleman aktivitesi ile normal IgE duzeyleri, anjioödemin IgE tarafýndan tetiklenen tip 1 alerjik reaksiyondan çok hücresel immün yanýt olan tip 4 alerjik reaksiyon olduðunu düþündürtmüþtür (Plesnicar ve ark. 2001). Soumya ve ark. (2010) da 15 yaþýnda erkek hastada 2 mg risperidon ile ortaya çýkan ve haloperidole geçilmesi ile gerileyen anjiyoödem olgusu bildirmiþlerdir. Yazarlar, yan etkinin dozla iliþkili olabileceðini, eðer alternatif bir çözüm yoksa dozun azaltýlabileceðini belirtmiþler, ancak yan etki ortaya çýktýðýnda ölümcül olabilecek sonuçlarý da göz önüne alarak ilacýn hemen kesilmesini ve yan etkinin þiddetine göre destekleyici tedavi, antihistaminik ya da steroid tedavisi önermiþlerdir (Soumya ve ark. 2010). Erken ve ark. (2007) 34 yaþýnda kadýn hastada 1000 mg Valproik asit ile birlikte 8 mg risperidon kullanýmý ile ortaya çýkan ve risperidonun kesilmesi ile kaybolan anjiyoödem bildirmiþlerdir. Hastanýn daha önce tek baþýna valproik asit kullandýðý 2 yýl boyunca herhangi bir alerjik reaksiyon yaþamamasý ve risperidonun kesilmesi ile reaksiyonun yinelememesi nedeniyle anjiyoödemin valproik asitten çok risperidon ile 188 iliþkili olabileceði sonucuna varmýþlardýr (Erken ve ark. 2007). Veriler risperidon ile iliþkili anjiyoödemin doza baðlý olduðunu göstermektedir. Tamam ve ark. (2002) 4 mg risperidon ile ortaya çýkan ve dozun 3 mg'a düþürülmesi ile gerileyen anjiyoödem olgusu bildirmiþlerdir (Tamam ve ark. 2002). Yine Sanders ve Lehrer Valproik asit tedavisine eklenen 6 mg risperidon ile ortaya çýkan anjiyoödemin, risperidon dozunun 2 mg'a düþürülmesi ile gerilediðini gözlemlemiþlerdir (Sanders ve Lehrer 1998). Bu nedenle anjiyoödem geliþmesi durumunda ilaç dozunun azaltýlmasý bir çözüm olabileceðini öne sürmüþlerdir. Bu olgularda risperidonla iliþkili anjiyoödem dozun arttýrýlmasý ile ortaya çýkmýþ, doz azaltýlmasý ya da ilacýn kesilmesi ile gerilemiþtir. Bizim olgumuzda ise diðer olgulara göre düþük doz (0.5 mg) risperidonun ilk kez alýnmasý ile anjiyoödem tablosu ortaya çýkmýþtýr. Bunun olasý bir açýklamasý, hastanýn kullanmakta olduðu diðer psikotrop ilaçlarla (venlafaksin ve mirtazapin) risperidonun farmakolojik etkileþimidir. Risperidon, karaciðerde büyük ölçüde CYP2D6 ile, kýsmen de CYP 3A4 ile metabolize olmaktadýr. Venlafaksin ise CYP2D6'nýn zayýf inhibitörüdür. Bu nedenle risperidon ile venlafaksin birlikte kullanýldýðýnda enzim inhibisyonuna baðlý risperidon düzeyinde yükselme ve düþük dozlarda bile yan etki olasýlýðýnda artýþ olabilmektedir. Mirtazapinin ise P450 enzimleri üzerinde klinik açýdan önemli bir etkisi yoktur (Yüksel 2007). Bu nedenle olgumuzda anjiyoödem olasýlýkla venlafaksinin risperidon düzeyinde yükselme yapmasý sonucu ortaya çýkmýþ gibi görünmektedir. Anjiyoödem ilaç alýndýktan sonra dakikalar içinde baþlar ve sýklýkla tip 1 allerjik reaksiyon þeklinde ortaya çýkar (Khan ve Solensky 2010). Risperidonla iliþkili anjiyoödemin ise herediter anjiyoödem gibi C1 esteraz inhibitör eksikliði ve buna baðlý C4-C2 aktivasyonu ile iliþkili olduðu düþünülmektedir. Risperidonun bir takým mekanizmalarla bu enzimin inhibitörünü baskýladýðý ve anjiyoödem kliniðine yol açacaðý öngörülmektedir (Cooney ve Nagy 1995). Bu enzimin eksikliðinde kinin sisteminin aktive olduðu ve bradikinin konsantrasyonlarýnda artýþ olduðu bilinmektedir. Bradikinin artýþý da damarlarda geniþleme ve nötrofil kemotaksisi Klinik Psikiyatri 2013;16:185-190 Antidepresan Tedaviye Risperidon Eklenmesi ile Ýliþkili Anjiyoödem: Olgu Sunumu gibi anjiyoödeme yol açan mekanizmalara zemin hazýrlamaktadýr (Kerr ve Yeung-Laiwah 1979). Olgumuzda anjiyoödeme yol açan mekanizmalar, IgE düzeyinin normal olmasý, hipotansiyon gibi sistemik bir bulgunun eþlik etmemesi ve anjiyoödem geliþtiði sýrada ürtiker saptanmamýþ olmasý nedeni ile ilaca baðlý non-allerjik (non-immünolojik) anjiyoödemi düþündürmektedir. Burada akla gelen soru anjiyoödemin bradikinin aracýlýðý ile mi yoksa C1 esteraz inhibitör eksikliði nedeni ile mi oluþtuðudur. Hastanýn C1 esteraz inhibitörü düzeyine bakýlamadýðý için bilinmemektedir. Fakat olasý bir C1 esteraz eksikliði, östrojen içeren bazý ilaçlarýn bu mekanizma ile anjiyoödeme yol açýyor olmasý nedeni ile önemlidir. Olgumuzda ileriye yönelik C1 esteraz düzeylerine bakýlmasý ve gerekli önlemlerin alýnmasý düþünülebilir. Hastamýzýn risperidon yanýnda venlafaksin ve mirtazapin de kullanýyor olmasý, anjiyoödemin bu ilaçlarla iliþkili olma olasýlýðýný akla getirmektedir. Literatürde venlafaksin ve mirtazapinle iliþkili anjiyoödem olgularý da bildirilmiþtir. Cumurcu ve ark. (2009) 37.5 mg hýzlý salýverilen venlafaksin ile tedavinin üçüncü gününde ortaya dilde ödem ve parestezi bildirmiþ ve bunun daha önce duyarlanmayý gerektirmeyen psödoallerjik reaksiyon olduðunu belirtmiþlerdir (Cumurcu ve ark. 2009). Yine venlafaksin ile bir olguda blefaroödem, bir olguda da anazarka bildirilmiþtir (Reif ve Pfuhlmann 2002, Ballon ve Schulman 2006). Sarýsoy ve Yazýcý (2011), olanzapin ve mirtazapinin eþ zamanlý kullanýmý ile ortaya çýkan her iki alt ekstremitede ödem bildirmiþtir (Sarýsoy ve Yazýcý 2011). Yine Lahdelma ve Bruin (1998), Kutscher ve ark. (2001) mirtazapin ile iliþkili periferik ödem bildirmiþlerdir. (Lahdelma ve Bruin 1998, Kutscher ve ark. 2001). Mirtazapin ile iliþkili ödemin H1 ve 5HT2 reseptör blokajýna baðlý olarak ortaya çýktýðý öne sürülmüþtür (Sarýsoy ve Yazýcý 2011). Olgumuzda hastanýn 2 aydýr mirtazapin kullanýyor olmasýna raðmen allerjik reaksiyon yaþamamýþ olmasý, ayrýca venlafaksin ve mirtazapin ile tedaviye devam edilmesi ile anjiyoödemin tekrarlamamasý, reaksiyonun bu iki ilaçtan kaynaklanmadýðýný düþündürmektedir. Olgumuzda tekrarlayan ürtiker öyküsü ve guatr tanýsý ile yakýn zamanda levotiron baþlanmýþ olmasý, bu durumlarla anjiyoödemin iliþkisini akla Klinik Psikiyatri 2013;16:185-190 getirmektedir. Bazý kronik ürtiker ya da anjiyoödem olgularýnýn tiroid otoimmünitesiyle iliþkili olduðunu düþündüren veriler vardýr. Leznoff ve ark. (1983) kronik ürtiker ve anjiyoödem ile tiroid otoimmünitesi arasýndaki iliþkiyi ilk kez ortaya koymuþlardýr. Sonraki çalýþmalarda da bu iliþkiyi destekleyen bulgular ortaya çýkmýþtýr (Lanigan ve ark 1987, Türktaþ ve ark. 1997). Tiroid otoimmünitesi ile ürtiker arasýndaki iliþkinin mekanizmasý tam olarak bilinmemektedir. Rumbyrt ve ark. (1995), enflamatuar hücrelerden salýnan proenflamatuar sitokinler, histamin-salgýlatan faktörler ve otoantikorlarýn kronik enflamatuar tabloya yol açma dýþýnda, mast hücrelerinin endojen peptidler ya da egzojen alerjen ve stimulanlardan uyarýlma eþiðini düþürdüðünü öne sürmüþlerdir. Bu hastalar tiroid hormon tedavisine hýzlý yanýt verirler. Bunun mekanizmasý tam olarak bilinmese de, otoantikor titrelerinde azalma, sitokin modülasyonu, mast hücrelerinin stabilizasyonu ya da endotel hücreleri üzerine etkiler nedeniyle olduðu düþünülmektedir (Heymann 1999). Olgumuzda tekrarlayan ürtiker öyküsünün olmasý ürtikerin tiroid otoimmünitesiyle iliþkisini akla getirmektedir. Fakat anjiyoödemin risperidon verildikten sonra ortaya çýkýp ilacýn kesilmesiyle gerilemesi, anjiyoödemin risperidon ile daha çok iliþkili olabileceðini düþündürtmektedir. Yine de hastada var olan bir duyarlýlýðýn ilaçla tetiklenmesi ve anjiyoödeme ilerleyen mekanizmalarýn baþlamýþ olmasý olasýdýr. Bu olguda, anjiyoödemin olasý hayati tehlikesi nedeniyle risperidon tekrar baþlanmadý. Ayrýca takiplerde antidepresan tedavinin de etkisiyle hastanýn ajitasyonu yatýþtýðý için benzer bir ek tedaviye gerek kalmamýþtýr. Bu hastaya tekrar risperidon verilmesinin ayný yan etkiye yol açýp açmayacaðýný bilemiyoruz. Bu nedenle bu olguda her ne kadar anjiyoödem ile risperidon kullanýmý arasýnda zamansal bir iliþki olsa da, anjiyoödemin risperidon ile kesin iliþkili olduðunu net bir þekilde belirtmekten uzaðýz. SONUÇ Anjiyoödem psikotrop ilaçlarýn yan etkisi olarak hekimlerin karþýsýna çýkabilmekte ve bazen yaþamý tehdit eden sonuçlara yol açabilmektedir. Bu nedenle bu yan etkinin göz önünde bulundurularak hastalarýn yakýn takibi, olasý yan etkiler durumunda 189 Kara N. vakit kaybetmeden baþvurmasý konusunda hastalarýn uyarýlmasý, yan etkiye yol açan ilacýn belirlenerek hemen kesilmesi ve gerekli destekleyici tedavinin uygulanmasý önemlidir. Ayrýca ilaç yan etkisine yol açan mekanizmalarýn daha iyi anlaþýlmasý ve ileriye yönelik koruyucu önlemlerin alýnmasý açýsýndan gerekli tetkiklerin yapýlmasý da önem taþýmaktadýr. Bir diðer önemli nokta da ilaç etkileþimleri ve duyarlý kiþilerde düþük dozlarda bile yan etkilerin görülebilme olasýlýðýdýr. Bundan dolayý alerjik reaksiyon öyküsü olan hastalarda özellikle birden fazla ilaç kullanýlacaksa çok dikkatli olunmasý gerekmektedir. Yazýþma adresi: Dr. Nalan Kara, Fatih Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara, [email protected] KAYNAKLAR Akkaya C, Sarandol A, Aydogan K, Kirli S (2007) Urticaria and angio-oedema due to ziprasidone. J Psychopharmacol, 21:550552. Ballon JS, Schulman MC (2006) Venlafaxine and the rapid development of anasarca. J Clin Psychopharmacol, 26:97-98. Banerji AA, Sheffer AL (2009) The spectrum of chronic angiooedema. Allergy Asthma Proc, 30:11-16. Bas M, Adams V, Suvorava T ve ark. (2007) Nonallergic angioedema: role of bradykinin. Allergy, 62:842-856. Bork K, Fischer B, Dewald G (2003) Recurrent episodes of skin angioedema and sever attacks of abdominal pain induced by oral contraceptives or hormone replacement therapy. Am J Med, 114:294-298. Lerch M (2012) Drug-induced angioedema. Chem Immunol Allergy, 97:98-105. Cooney C, Nagy A (1995) Angio-oedema associated with risperidone. BMJ, 311: 1204. Cumurcu BE, Özbey G, Çelikel FÇ ve ark. (2009) Hýzlý salýverilen venlafaksin kullanýmý sýrasýnda dilde ödem ve parestezi. Anadolu Psikiyatri Derg, 10:246-248. Erken DD, Kýlýço Ö, Okay ÝT ve ark. (2007) Risperidon kullanýmý sonucu geliþen bir anjiyoödem olgusu. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 17:198-202. Feroz-Nainar C, Selveraj P, Roy M (2006) Risperidone-induced edema in a child with learning disability and autism. Autism, 10:308-310. Greaves M, Lawlor F (1991) Angioedema: Manifestations and management. J Am Acad Dermatol, 25: 155-165. Heymann WR (1999) Chronic uritcaria and angioedema associated with thyroid autoimmunity: Review and therapeutic implications. J Am Academy Dermatol, 40:229-232. Kaeslin M, Huber AR (2012) Angioedema: Patients experience and treatment relief. Transfus Apher Sci, 46:81-85. Kaplan AP, Greaves MW (2005) Angioedema. J Am Acad Dermatol, 53:373-388. Kerr MA, Yeung-Laiwah AAC (1979) "C1-inhibitor deficiency and angioedema" Complement in Health and Disease, K Whaley (Ed), MTP Press Limited, s.53. Khan DA, Solensky R (2010) Drug allegy, J Allergy Clin Immunol, 125:126-137. 190 Kutscher EC, Lund BC, Hartman BA (2001) Peripheral edema associated with mirtazapine. Ann Pharmacter, 35:1494-1495. Lahdelma L, Bruin R (1998) The clinical course and resolution of mirtazapine induced edema. Eur Psychiatry, 13(Suppl 4):265266. Lanigan SW, Short P, Moult P (1987) The association of chronic urticaria with tyhroid autoimmunity. Clin Exp Dermatol, 12:335-338. Leznoff A, Josse RG, Denburg J ve ark. (1983) Association of chronic urticaria and angioedema with tyhroid autoimmunity. Arch Dermatol, 119:636-640. Mishra B, Sahoo S, Sarkar S ve ark. (2007) Clozapine-induced angioneuritc edema. Gen Hosp Psychiatry, 29 :78-80. Plesnicar BK, Vitorovic S, Zalar B ve ark. (2001) Three challenges and a rechallange episode of angio-oedema occurring in treatment with risperidone. Eur Psychiatry, 16:506-507. Reif A, Pfuhlmann B (2002) Venlafaxine and reversible blepharoedema. Int J Neuropsychopharmacol, 5:413-,414. Rumbyrt JS, Katz JL, Schocket AL(1995) Resolution of chronic urticaria in patients with thyroid autoimmunity. J Allergy Clin Immunol, 96:901-905. Sanders R, Lehrer D (1998) Edema associated with addition of risperidone to valproate treatment. J Clin Psychiatry, 59:689690. Sarýsoy G, Yazýcý N (2011) Olanzapin ve mirtazapin'in birlikte kullanýmýyla iliþkili periferik ödem: olgu sunumu. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 21:249-252. Soumya RN, Grover S, Dutt A ve ark. (2010) Angioneurotic edema with risperidone: a case report and rewiev of literature. Gen Hos Psychiatry, 32: 646. Tamam L, Özpoyraz N, Ünal M (2002) Oedema associated with risperidone. Clin Drug Invest, 22:411-414. Türktaþ Ý, Gökcora, Demirsoy S (1997) The association of chronic urticaria and angioedema with autoimmune tyhroiditis. Int J Dermatol, 36: 187-190. Warnock JK, Knesevich JW(1988) Adverse cutaneous reactions to antidepressants. Am J Psychiatry, 145: 425-430. Yüksel N (2007) Psikotrop ilaç etkileþmeleri, Psikofarmakoloji, 3. Baský, Prof. Dr. Nevzat Yüksel (Ed), N Medikal&Nobel Týp Kitabevi, s.473-502. Klinik Psikiyatri 2013;16:185-190