بِسْ مِ اّللٰه ِ الرَّٰحْمهنِ الرَّٰح۪يمِ سُبْحَّانَّ الَّٰـذ۪ي اَسْ

advertisement
Şubat 1989
İSRA VE MİRAÇ
Muslihittin Kartal
Din İşl. Yük. Krl. Uzmanı
ِ ٰ ‫بِسْ ِم ه‬
‫يم‬
ِ ‫اّلل ال َّٰرحْمه ِن ال َّٰر ۪ح‬
َّ‫سُ ْبحَّا َّن الَّٰ ۪ـذي اَسْ هرى بِ َّعب ِْد ۪ه لَّ ْيالً ِمن‬
‫صا الَّٰ ۪ذي‬
َ ‫الْمَّ سْ ِج ِد الْ َّح َّر ِام ِالَّى الْمَّ سْ ِج ِد ْاْلَّ ْق‬
َّٰ ‫بَّا َّر ْكنَّا َّح ْولَّهُ ِلن ُِريَّهُ ِمنْ هايَّا ِتنَّا ۜ ِانَّٰهُ ُه َّو‬
‫الس ۪مي ُع‬
‫الْب َّ۪صي ُر‬
Aziz Müminler,
İslam alemi kutsal bir gecenin eşiğine daha
gelmiş bulunuyor, içinde bulunduğumuz Mart
ayının 4. Cumartesi gününü Pazar'a bağlayan
gecesi (yani yarın gece) Mübarek Mi'raç
gecesidir. Milletimiz ve bütün İslam alemi için
hayırlara vesile olmasını Cenabı Hak'tan niyaz
ediyoruz.
Miraç,
Sevgili
Peygamberimizin
Yüce
Mevla'nın emri ile bir gecenin kısa bir anında
yedi kat göklere yükselerek, gökler alemini aşıp,
Allah Teala ile vasıtasız ve perdesiz olarak
konuşup, Rab'bına kavuştuktan sonra tekrar
yeryüzüne döndüğü önemli bir hadiseye denir.
Miraç, iki merhalede meydana gelmiştir.
1. İsra, Mekke'den Kudüs'e kadar olan
kısımdır.
2. Miraç, Kudüs'ten sonraki kısımdır.
Yücelikler alemine yükselmek için, ilahi bir
yolculuk olan İsra ve Miraç hadisesi. Kuranı
Kerim'de mealen şöyle beyan buyrulmaktadır:
"Kulu Muhammed'i bir gece Mescidi Haram'dan
(alıp) kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek
için çevresini mübarek kıldığımız Mescidi
Aksa'ya götürülen Allah'ın şanı yücedir. Doğrusu
o, işitir ve görür". (1)
İşte böylece Allah'u Zü'lcelal Hazretleri,
gecenin bir anında Habibi Edibine Miraç
mucizesinin birinci safhasını tahakkuk ettirmiş
bulunuyor ki, bu safhaya İsra denmektedir.
Allah'ın son peygamberi, Mescidi Aksa'dan
başlayıp, semalara yükseldikleri ve Cenabı
Hakk'ın katına vasıl oldukları Miraç'ın ikinci
safhası için, kutsal yolculuğa devam ediyor.
Semanın bütün kapıları onun şerefine açılıyor,
bütün melekler O'na selam veriyorlar. Sevgili
Peygamberimizin
mucizelerinden
biri
olan
Miraçın bu ikinci safhasını Necm Sûresinin
Ayetleri ve birçok hadisi şerifler açıklamıştır.
Aziz Cemaat!
Miraç hadisesi, Yüce Peygamberimizin 52
yaşına ayak bastığı, Peygamberliğinin 10 yılını
aştığı, vermiş olduğu çetin mücadelelere rağmen
müşriklerin son elçiyi yalanladıkları sırada,
Medine'ye hicretlerinden 19 ay önce Mekke'de
Recep ayının 27. gecesinde, Miladi 621 yılında
vuku bulmuştur.
Her sene Recep ayının girişiyle bu mübarek
gece kutlanır. Kalblere bir nur ve aydınlık getirir.
İsra ve Miraç, Allah'ın en sevgili Peygamberine
armağan ettiği en büyük mucizelerinden biridir.
Fezanın ilk fatihi ve kaşifi olmak şerefi,
beşeriyetin önderi ve şefaat sancağının hamili
Hz. Muhammed (S.A.S.)'e aittir.
Gecenin sessiz bir saatinde, müşriklerin,
Rasûlüllah'a yaptıkları türlü eziyetlerden sonra
gaflet uykusuna daldıkları bir anda; işte böyle bir
gecede Allah, Peygamberinin içinde bulunduğu
sıkıntı ve ızdırapları hafifletmek için rahmetini
gönderir; İlahi vasıta Burukla gelen Cebrail
(A.S.)'ı alarak uçsuz bucaksız Semada uçmağa
başlar. Mescidi Aksa'ya getirir. Buradan Yüce
Allah'ın davetlisi ve misafirini alarak seyahatini
tamamlamak üzere, göklere yükselir.
Nihayet Allah'ın en sevgili Peygamberi,
kudreti sonsuz, şanı yüce Allah'ın "Kabe
Kavseyni'ne veya daha yakınına varır, İlahi
yolculuğun en son noktasını böylece idrak etmiş
olur.
Muhterem Cemaat!
Miraç, bir aydınlık ve bir rahmettir.
Miraç gecesi, mutlu ve mübarek bir gecedir.
Miraç Allah'a varıştır, O'na yükseliştir.
Dolayısıyla
Miraç gecesini sakın gafletle
geçirmeyelim. Tevbe etmek, Kuran okumak,
dinlemek, kaza ve nafile namazlarına devam
etmek, Salatü selam getirmek, tesbih çekmek,
Ana ve babayı, akrabaları ve komşuları ziyaret
etmek, fakirlere yardım etmek gibi güzel
davranışlara devam etmek suretiyle bu mübarek
geceyi ihya edelim.
------------------------------------------------1. İsra Suresi, 17/1
Download