Muhterem Müslümanlar

advertisement
TOKYO CAMİİ CUMA HUTBESİ
20 Şubat 2015
HİÇBİR GÜNAHKÂR BİR BAŞKASININ
GÜNAH YÜKÜNÜ YÜKLENMEZ
Aziz Müminler!
İslam’ın sorumluluk anlayışına göre;
her insan, bireysel hayatında bağımsızdır,
davranışları yalnızca kendisini bağlar.
Kur’an, her erkek ve kadının birey olarak
ve her toplumun da toplum olarak sadece
yaptıklarından sorumlu olduklarını sık sık
dile getirir. Bir suçtan ancak o suçu
işleyen sorumludur.
Dolayısıyla
kimse
kimsenin
suçunu
yüklenemez; kimse
kimsenin
cezasını
1
çekemez.
Bu
bireysel
sorumluluk anlayışı,
hayatın her alanında
olduğu
gibi
dini
görevlerin
yerine
getirilmesinde
de
geçerlidir.
Bir
kimsenin
yaptığı
ibadet ve iyiliklerin yalnızca kendisine
faydası dokunur. Peygamber veya bir
başka din büyüğünün yakını olmak, onun
soyundan gelmek, manevi kurtuluş için
bir güvence oluşturmaz. Nitekim Sevgili
Peygamberimiz (s.a.v.), Hz. Fatıma
validemize şöyle buyurmuştu: “Kızım
Fatıma! Nefsini ateşten koru, kıyamet
günü senin için elimden bir şey gelmez!”2
Değerli Kardeşlerim!
Sorumluluğun
kişisel
olması;
herkesin aklını ve yeteneklerini en iyi
şekilde kullanarak davranışlarına çekin
düzen vermesini gerektirir. Başkalarına
güvenerek
kendi
görev
ve
sorumluluklarını ihmal etmek doğru bir
yol değildir. Herkes seçim ve kararlarında
bilinçli olmalı, sonuçlarını dikkatlice
düşünerek hareket etmelidir.
1
2
En’am, 164; Ayrıca bkz.: Bakara, 286; Ankebut, 12.
Müslim, İman, 399.
İslam, tek tek bireylerin kişiliğinin
gelişmesini hedef aldığı gibi toplumsal
bütünleşme ve gelişmeye de büyük önem
verir. İyi, doğru ve güzel işlerde
yardımlaşma ve dayanışmayı ortadan
kaldırıcı dar görüşlü bir bencilliği asla
tasvip etmez. “Ben yalnızca kendimi
düşünürüm, başkaları beni ilgilendirmez”
“Bana
dokunmayan
yılan bin yaşasın”
türündeki düşünce ve
yaklaşımların
İslam’da yeri yoktur.
Dolayısıyla
başkalarının acı ve
felaketlerine,
toplumun
aksayan
yönlerine
duyarsız
kalmak kabul edilir
bir davranış değildir.
Çünkü
toplumsal
sorunlar,
yalnızca
ona sebep olan kişi ve kurumları
etkilemez,
bütün
herkesi
etkileyen
sonuçlar doğurur. Bu konuda Kur’an şu
uyarıyı
yapar:
“Aranızdan
yalnız
haksızlık yapanlara erişmekle sınırlı
kalmayacak bir fitneden sakının.” 3
Buradaki
fitne
kavramı;
anarşi,
düzensizlik, karışıklık, huzursuzluk gibi
anlamlara gelmektedir.
Samimi
ve
sorumluluklarının
bilincinde bir müslüman olma yolunda,
hem
bireysel
hem
de
toplumsal
görevlerimizi, içinde yaşadığımız toplumla
dayanışma içerisinde yerine getirmeye
çalışalım. Unutmayalım ki, insanın kendi
sorumluluğunu
terk
etmesi,
aynı
zamanda toplumsal düzenin bozulmasına
yol açar.
3
Enfal, 25.
www.tokyocamii.org
Download