siyer ve meğazi riyayetleriyle tanınan sahabiler

advertisement
bilimname XXX, 2016/1, 325-342
Geliş Tarihi: 03.02.2016, Yayın Tarihi: 22.04.2016
SİYER VE MEĞAZİ RİYAYETLERİYLE TANINAN
SAHABİLER *
-Buhârî’nin Kitâbü’l-Meğazi Bölümü Örneği-
Osman BİLGEN
Yrd. Doç. Dr., Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
[email protected]
Hadislerin yazılmaya başlaması ile birlikte siyer ve meğaziye ait bilgiler de derlenmeye
başlamıştır. Bu sebeple, siyer ve meğazi ilminin öncüleri ilk muhaddislerdir. Bu alanda ilk
çalışma yapan kimseler de sahabe ve sahabe çocuklarıdır. Sahabe ile birlikte başlayan bu
gelenek, Kütüb-i Sitte dönemine kadar Urve b. Zübeyr (ö. 91/709 veya 95/713), Âsım b.
Ömer b. Katâde (ö. 120/737), İbn Şihâb ez-Zührî (ö. 124/741), Ebû İshâk es-Sebîî (ö.
127/745), Mûsâ b. Ukbe (ö. 141/758), Ebu’l-Mu’temir Süleyman b. Tarhan et-Teymî (ö.
143/760), İbn İshâk (ö. 151/768) ve Halîfe b. Hayyât (ö. 240/854) gibi tarihçilik
yönleriyle tanınan ve İslâm tarih yazıcılığının temellerini oluşturan kimseler tarafından
temsil edilmiştir. Bu şahıslar aynı zamanda Ebû Abdillah Muhammed b. İsmâil b. İbrâhim
b. el-Mugîre el-Buhârî’nin (ö. 256/869) de ilgili konularda rivâyetlerine güvendiği ve
eserinde yer verdiği en önemli kimselerdir.
Bu çalışmamızda, Buhârî’nin “Sahîh”indeki Kitâbu’l-meğâzî bölümü özelinde yukarıda
isimleri geçen Tâbiîn ve Tebe-i tâbiîn râvilerin kendileriyle Hz. Peygamber’e ulaştıkları
Hz. Âişe (ö. 58/678), İbn Abbâs (ö. 68/687-88), Berâ b. Âzib (ö. 71/690 [?]), Zeyd b. Erkâm
(ö. 68/688) ve Süleyman b. Surad (ö. 65/685) gibi siyer ve meğazi rivâyetleriyle meşhur
sahabiler ve rivâyetleri incelenmiştir. Bunun neticesinde siyer ve meğazinin öncü/kaynak
sahabileri tespit edilerek Buhârî’nin siyer ve meğazi rivâyetlerinde gösterdiği hassasiyet
ortaya konulmuştur.
Anahtar kelimeler: Hadis, Siyer, Meğazi, Buhârî, Kitâbu’l-meğazi.



THE COMPANIONS KNOWN WITH THEIR SIRAH AND MAGHAZI NARRATIONS
-Specifically Take Place in the Chapter of Kitab-ul Maghazi of Sakhih al BukhariAbstract
As the hadiths were started to be written, the information on Sirah and Maghazi was also
started to be compiled. For this reason, the pioneers of Sirah and Maghazi are the early
Bu makale, 25-26 Nisan 2015 tarihinde düzenlenen “İslam Medeniyetinin Kurucu Nesli
Sahabe-2: Sahabe ve Rivayet İlimleri Sempozyumu”nda sunulan tebliğin geliştirilmiş
halidir.
*
Bu makale, Creative Commons Alıntı-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
This article is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.
Öz
Osman BİLGEN
traditionists. This tradition which started with the Companions was represented until
Kutub-i Sittah era (The Six Books) by Urva bin Zubair (died in 91/709 or 95/713), Asim
bin Umar bin Katada (d.120/737), Ibn-i Shihab az-Zuhri (d.124/741), Abu Ishak as Sabii
(d.127/745), Mosa bin Ukba (d.141/758), Abu‘l Mutamir Sulayman bin Tahran at Taymi
(d.143/760), Ibn-i Ishak (d.151/768) and Khalifa bin Hayyat (d.240/854) who were
known as historians and founders of Recordings of History of Islam. These people are also
trusted by Abu Abdillah Muhammad bin Ismail bin Ibrahim bin Al-Mughira al-Bukhari on
their narrations in related topics and they were the most important ones that referred to
in his work.
In this study, the narrators of Tabiun and Taba-i Tabiun named above who reached The
Prophet by means of the Companions famous for Sirah and Maghazi narrations such as
Aisha (d.58/678), Ibn-i Abbas (68/687-88), Bara bin Azib (71/690), Zaid bin Arkam
(d.68/688) and Sulayman bin Surad (d.65/685) and their narrations have been
specifically taken place in the Chapter of Kitab-ul Maghazi of Sakhih al Bukhari. Thus, it
has been tried to identify the pioneeer/source companions of Sirah and Maghazi and their
sensitivity on the health of these narrations of Bukhari.
Keywords: Hadith, Sirah, Maghazi, Bukhari, Kitab-ul Maghazi.



Giriş
İslâm tarih yazıcılığı, hadislerin tedvini ile birlikte siyer ve meğaziye
ait bilgilerin derlenmesiyle başlamıştır. 2 Hz. Peygamber’in (s.a.s) hayatına
dair bilgiler öncelikle Kur’ân-ı Kerîm ve hadislerden öğrenildiği için hadisler,
siyer ve meğazinin de en önemli iki kaynağından birisidir. 3 İslâm’ın ilk
dönemlerinden itibaren Allah Rasûlü’nün biyografik bilgilerine ilgi
duyulmuştur. Siyer ve meğazi ilminin öncüleri, aynı zamanda ilk
muhaddislerdir. Bu sebeple hadiste olduğu gibi ilk dönem siyer ve meğazi
rivâyetlerinde de “isnâd usulü” kullanılmıştır. Daha sonraları ise râviler
hakkında “cerh ve ta’dîl” uygulamasının gelişmesiyle sened incelemesi ve
olayların tarihlendirilmesine gidilmiştir. 4
“Siyer” kelimesinin teknik anlamda ilk defa Zührî (ö. 124/741)
tarafından kullanıldığı 5 bilinse de bu alandaki çalışmaların daha eskilere
gittiği açıktır. Siyer ve meğazi ile ilgili çalışmalar, hadis ilminin bir bölümü
|326|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
2 Günaltay, Şemseddin, -Tarih ve Müverrihler- İslâm Tarihinin Kaynakları, (Yay. haz. Yüksel
Kenar), İstanbul 1991, 17.
Sezgin, Fuad, “İslâm Tarihinin Kaynağı Olmak Bakımından Hadis’in Ehemmiyeti”, İslâm
Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, C. II (1957), 82.
4 Dûrî, Abdülaziz, İlk Dönem İslâm Tarihi –Bir Önsöz-, (çev. Hayreddin Yücesoy), Endülüs
Yay., İstanbul 1991, 34, 35.
5 Vâkıdî, Muhammed b. Ömer b. Vâkıd, Kitâbü’l-Megâzi, (thk. J. M. B. Jones), Âlemü’l-Kütüb,
Beyrut 1404/1984, I, 9-11 vd. (J. M. B. Jones’in takdiminden alınmıştır.)
3
Siyer ve Meğazi Riyayetleriyle Tanınan Sahabiler
olarak ortaya çıkıp daha sonra müstakil bir ilim haline gelmiştir. Zira “hadis”
ilk dönemlerdeki bütün dini rivâyetleri kapsamaktaydı.
Siyer ve meğazi sahasındaki ilk çalışmaların, sahabe ve sahabe
çocukları olan bazı muhaddisler tarafından yapıldığı bilinen bir gerçektir.
Nitekim Tebe-i tâbiîn’den günümüze intikal eden bazı rivâyetlerde:
“Dedelerimin yazdıklarında gördüğüme göre …” veya “Babamın sahifelerinde
gördüğüme göre …” gibi ifadeler yer almaktadır. 6 İbn Abbâs’a (ö. 68/688)
atfedilen pek çok risâlede onun Resûlullah’ın nesebine ve meğazisine ait
bilgileri de yazdığı, ayrıca ders halkasında zamanının bir kısmını siyer ve
meğazi öğretmeye ayırdığı bilinmektedir. 7
5F
6F
Pek çok sahabe ve çocukları, Hz. Peygamber’e ait söz, fiil, takrîr ve siyer
ile ilgili haberleri toplamışlardır. Bu bilgileri tespit etme işine, kimisi Hz.
Peygamber hayattayken, kimisi de O’nun vefatından sonra başlamıştır. Her
biri özel bilgilerini sahifelerde toplamış ve onlara çeşitli isimler vermiştir. 8
Ancak hadise ait yazılı malzeme ve sözlü rivâyetler içine yayılmış bulunan
Hz. Peygamber’in siyer ve meğazisine ait bu bilgilerin Tâbiîn döneminde
tedvin edildiği 9, tasnif döneminde de konularına göre ayrılıp belli bâb ve
veya bölümlerde toplandığı görülmektedir.
Siyer ve meğazi rivâyetleriyle öne çıkan râviler inceleneceği zaman,
doğal olarak ilk bakılması gereken yerler, hadis kitaplarındaki Kitâbu’s-siyer,
Kitâbu’l-cihâd ve Kitâbu’l-meğâzî gibi ana bölümler olacaktır. Biz de bu
çalışmamızda, içerisinde bulunan 90 bâb altındaki 524 rivâyetle bu konudaki
bir çalışmaya yeterli imkân sağlayacağını düşündüğümüz, Buhârî’nin
Sahih’indeki Kitâbu’l-meğâzî bölümünü incelemeyi uygun gördük.
İlgili bölüm incelendiğinde, rivâyetlerin yarısına yakınının (236
rivâyet), Buhârî’nin, ilk dönemde Ebân b. Osman (ö. 105/723), Şurahbîl b.
Sa’d (ö. 123/740), Abdullah b. Ebî Bekr (ö. 135/752), Ma’mer b. Râşid (ö.
153/770) ve Ebû Ma’şer es-Sindî (ö. 170/787) gibi siyer ve meğazi yazarları
6 İbn Sa’d, Muhammed b. Sa’d b. Menî’ ez-Zührî el-Basrî el-Hâşimî, et-Tabakâtü’l-kübrâ,
Dâru Sâdır, Beyrut, ts, I, 70, 331, 332, II, 290.
7 İbn Sa’d, et-Tabakât, II, 368; Zehebî, Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed b. Osman b.
Kaymaz, Siyeru a’lâmi’n-nübelâ, (nşr. Şuayb el-Arnavut v. dğr.), Beyrut, 1401-1405/19811985, III, 350.
8 Koçyiğit, Talat, Hadis Tarihi, TDV Yay., Ankara 1998, 41-67.
9 Horovitz, Jozef, İslâmi Tarihçiliğin Doğuşu-İlk Siyer/Megâzi Eserleri ve Müellifleri, (çev. R.
Altınay - R. Özmen), Ankara Okulu Yay., Ankara 2002, 54-68.
|327|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
Osman BİLGEN
olmasına rağmen 10, bu konularda rivâyetlerine güvendiği ve eserinde yer
verdiği kimselere ait olduğu görülmektedir. Bunlar:
1. Urve b. Zübeyr (ö. 91/709 veya 95/713), 11
2. Âsım b. Ömer b. Katâde (ö. 120/737), 12
3. İbn Şihâb ez-Zührî (ö. 124/741), 13
4. Ebû İshâk es-Sebîî (ö. 127/745), 14
5. Mûsâ b. Ukbe (ö. 141/758), 15 ve
6. Ebu’l-Mu’temir Süleyman b. Tarhan et-Teymî (ö. 143/760) 16’dir.
Buhârî’nin bu isimlere, hakkında bazı ithamlar bulunduğu 17 için
rivayetlerine ihtiyatlı yaklaşarak onlara sadece “Muallak”18 ve
“Mutâbaaten” 19 yer vermiş olduğu İbn İshâk (ö. 151/768)’ı da eklediği
görülmektedir.
Yukarıda ismi geçen râviler, tarihçilik yönleriyle tanınan ve İslâm tarih
yazıcılığının temellerini oluşturan kimselerdendir. Buradan, Buhârî’nin
İlk dönem siyer ve meğazi yazarları için bkz. Öz, Şaban, İlk Siyer Kaynakları ve
Müellifleri, İsar Vakfı Yay., İstanbul 2008; Şakir Mustafa, et-Târîhu’l-arabî ve’l-müerrihûn,
Beyrut, Dâru’l-İlm li’l-Melayîn, 1983, I, 149-202; Terzi, Mustafa Zeki, İlk Siyer-Meğâzi
Yazarları ve Eserleri, Samsun, Sönmez Matbaa ve Yayınevi, 1990, s. 16-47, 49-84; Şeşen,
Ramazan, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı: Başlangıçtan XIX. Yüzyılın Sonuna
Kadar, İstanbul, İsar Vakfı Yay., 1998, s. 20-43.
11 Urve b. Zübeyr’in Buhârî’deki rivâyetleri için bkz. Buhârî, Ebû Abdullah Muhammed b.
İsmâil b. İbrâhim b. el-Mugîre, es-Sahîh, b.y.y. 1315, “Bed’u’l-vahy”, 3; “Gusl”, 29; “Salât”, 1,
69, 86, 105; “Mevâkîtu’s-salât”, 1, 27; “Ezan”, 15, 98, 149, 162; “Cumu’a”, 13.
12 Örnekler için bkz. Buhârî, “Salât”, 65, “Cihad ve’s-siyer”, 170, “Meğazi”, 28, “Tıbb”, 4, 13,
15, 17.
13 İbn Şihâb ez-Zührî’nin Buhârî’deki rivâyetleri için bkz. Buhârî, “Bed’u’l-vahy”, 3; “İmân”,
15, 16, 18, 27; “İlim”, 13, 16, 18, 22, 23, 27, 39, 41, 42; “Vudû’”, 13.
14 Ebû İshâk es-Sebiî’nin Buhârî’deki rivâyetleri için bkz. Buhârî, “Cihad ve’s-siyer”, 22, 32,
33, 58, 59, 61, 63, 98, 102, 112, 164, “Meğazi”, 10, 20, 35.
15 Örnekler için bkz. Buhârî, “Cihad ve’s-siyer”, 22, 32, 112, 154, 156, 172, 187, “Meğazi”,
12, 14, 29, 32, 56, 77, 87, “Menâkıb”, 25, “Menâkıbu’l-ensâr”, 24.
16 Örnekler için bkz. Buhârî, “Meğazi”, 8, 12, 28, “Tefsîru Sûre”, 11 (6), “Edeb”, 127, “Rikâk”,
51.
17 Eser, Mithat, Eseri Günümüze Ulaşan İlk Siyer Müellifi İbn İshak'ın Güvenilirliği, İSTEM,
Yıl:7, Sayı: 13, 2009, ss.261-280; Bilgen, Osman, Hadis’te Tarih Tarih’te Hadis, Işık
Akademi Yayınları, İstanbul, 2010, s. 124-126; Kolkıran, Gönül, Tarih ve Hadîs Disiplini
Açısından Güvenilirlik Sorunu: İbn İshak ve Vakıdi Örneği (Basılmamış Y.L. Tezi, Danışman:
Ali Dere), AÜSBE., Ankara, 2004.
18 Bkz. Buhârî, “Buyu’”, 84, “Meğazi”, 1, 28, 32, 60, 68.
19 Bkz. Buhârî, “Ezân”, 38, “Zekât”, 49, “Cezâu’s-sayd”, 13, “Musâkât”, 17, “Itk”, 4, “Sulh”,
13, “Hums”, 17, “Menâkıbu’l-ensâr”, 29, “Meğazi”, 31, 43, “Tefsîru sûre”, (77), 1, “Libâs”,
83, “Edeb”, 16, “Fiten”, 26.
10
|328|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
Siyer ve Meğazi Riyayetleriyle Tanınan Sahabiler
tarihî konularda da dönemin yetkin tarihçilerinden gelen rivâyetlerle
görüşlerini temellendirdiği anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra, bu şahısların
kendilerinden hadis rivâyet ettikleri sahabe râvilerin de siyer ve meğaziyle
meşgul olan ana kaynak râviler olduğu söylenebilir. Yine bu açıdan
Buhârî’nin Kitâbu’l-meğâzî bölümüne bakıldığında yukarıda isimleri geçen
Tâbiîn râvilerin kendileriyle Hz. Peygamber’e ulaştıkları sahabeden Âişe bint
Ebî Bekr es-Sıddîk (ö. 58/678) (99 rivâyet), Abdullah b. Abbâs (ö. 68/68788) (70 rivâyet), Berâ b. Âzib (ö. 71/690 [?]) (36 rivâyet), Zeyd b. Erkâm (ö.
68/688) (3 rivâyet) ve Süleyman b. Surad (ö. 65/685) (2 rivâyet) gibi
râvilerden yapmış oldukları 210 rivâyetin bölümdeki toplam rivâyetlerin
neredeyse yarısını oluşturduğu görülür. Bu rakamlar, onların neden siyer ve
meğazi rivâyetlerinde öncü/kaynak sahabiler olduklarını ortaya
koymaktadır. Bununla birlikte bu bölümde, Muksirûn’dan olan Ebû Hureyre
(ö. 58/678), Abdullah b. Ömer (ö. 73/692), Enes b. Mâlik (ö. 93/711)) ve
Câbir b. Abdillah (ö. 78/697) gibi sahabi râvilerin de rivâyetleri
bulunmaktadır. 20 Ancak bu rivâyetlerin çok azı, yukarıda isimleri geçen
tabiîn ve tebe-i tabiîn râvilerin rivâyet zincirlerinde bulunmaktadır. Zaten
bizim buradaki maksadımız da Muksirûn ravilerin Kitâbu’l-meğâzî’deki
rivayetlerinin sayını vermek değil, daha sonraki dönemlerde tarihçilik
alanında uzmanlaşmış olan siyer ve meğazi âlimlerinin eserlerine kaynaklık
eden sahabileri ortaya koymaktır. Böylece, sahabenin hadis dışındaki rivayet
ilimlerinde de önemli bir yerinin olduğunu göstermektir.
Belli alanlardaki rivayetleriyle öne çıkan bazı sahabilerin olduğu bir
vakıadır. Bunlar üzerinde hususî çalışmaların yapılması da önemli
sonuçların tespitine kapı aralayacaktır. 21 Bu çalışmayla da, siyer ve meğazi
alanındaki rivayetleriyle öne çıkan sahabilerin rivayetleri incelenerek sayısal
verilere dayalı bir kısım tespitler yapılacaktır.
Şimdi, yukarıda isimleri geçen, siyer ve meğazi rivâyetlerinin öncü
sahabilerinin kısaca hayatlarına ve Kitâbu’l-meğâzî bölümü özelinde
rivâyetlerinin değerlendirilmesine geçilebilir.
20 Buhârî’nin Kitâbu’l-Meğâzî bölümünde 97 farklı raviye ait 524 rivayet bulunmaktadır.
Mükerrerler dahil en çok rivayeti bulunan ilk on ravi şunlardır: 1) Âişe bt. Ebû Bekir: 99,
2) Enes b. Mâlik: 90, 3) Urve b. Zübeyr: 62, 4) Abdullah b. Abbâs: 60, 5) Abdullah b. Ömer,
6) Câbir b. Abdullah: 45, 7) Ebu Hureyre: 37, 8) Berâ b. Âzib: 31, 9) Ebû Mûsâ el-Eş’arî: 29,
10) Saîd İbni’l-Müseyyeb: 17.
21 Bkz. İmamoğlu, Abdullah Taha, “Sahabe Rivayetinde Algıda Seçicilik Unsuru: Râfî’ b.
Hadîc Örneği”, İslam Medeniyetinin Kurucu Nesli Sahâbe –II (Sahâbe ve Rivâyet İlimleri),
Ensar Neşriyat, İstanbul, 2016, ss. 175-186.
|329|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
Osman BİLGEN
A. Siyer ve Meğazi’nin Öncü Sahabileri
Bu bölümde, Âişe bint Ebî Bekr, Abdullah b. Abbâs, el-Berâ b. Âzib,
Zeyd b. Erkâm ve Süleymân b. Surad gibi sahabilere yer verilecektir.
1. Ümmü’l-mü’minîn Âişe bint Ebî Bekr es-Sıddîk el-Kureşiyye (ö.
58/678)
Mekke’de doğdu. Genç yaşta Hz. Peygamber ile evlendi. Peygamber’in
(s.a.s) yanında zekâsı, anlayışı, öğrenme arzusu, kuvvetli hâfızası, aşk ve
imanı sayesinde çok iyi şekilde yetişti. Hz. Peygamber vefat ettiği zaman
Kur’ân-ı Kerîm’i ve Allah Rasûlü’nün sünnetini en iyi bilen, anlayan ve
muhafaza eden sahabilerin başında yer aldı. Arap dilini maharetle
kullanması yanında Arap şiirini de çok iyi bilirdi. Ayrıca Arap tarihi, ensâb
ilmi, Câhiliye çağının içtimaî vaziyeti, örf ve âdetleri hakkında geniş bilgi
sahibi idi. Hz. Peygamber’den aldığı feyiz sayesinde İslâm esaslarının en
mümtaz öğreticisi oldu. Kur’ân-ı Kerîm’i tefsir etti. Sünnet-i nebeviyeyi nakl
ve şerhetmekle kalmadı, aynı zamanda onun doğru anlaşılması hususunda
ilmî tenkit zihniyetini ortaya koydu. Sünneti de çok iyi anlamış olan Hz. Âişe,
hadislerden istinbât ve kıyas suretiyle yeni hükümler çıkardı. Onun ictihad
ve fetvaları, kendisinin bir fakih ve müctehid olarak kabul edilmesini
sağladı. 22
Kuvvetli hâfızası sayesinde Hz. Peygamber’in hadis ve sünnetinin daha
sonraki nesillere ulaştırılmasında emsalsiz hizmetler ifa etti. Rivâyet ettiği
hadislerin sayısı iki bin iki yüz ondur. Bunlardan Buhârî ve Müslim’in
Sahîh’lerinde rivâyet ettikleri iki yüz doksan yedi hadisin yüz yetmiş dördü
her iki eserde, elli dördü yalnız Buhârî’de 23, altmış dokuzu da yalnız
Müslim’de 24 yer almaktadır. 25 O hem Hz. Peygamber’in diğer hanımlarından,
|330|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
22 İbn Sa‘d, et-Tabakât. VIII, 58-81, 179-192; Zehebî, A’lâmü’n-nübelâ, II, 135-201; İbn
Kesîr, Ebü’l-Fidâ İsmâil İbn Ömer İbn Kesîr ed-Dımaşkî, el-Bidâye ve’n-nihâye, Kahire,
1351-58/1932-39, III, 127-133; V, 291-301; VII, 230-247.
23 Bkz. Buhârî, “Vudû”, 45, “Teyemmüm”, 1, 2, “Salât”, 69, 86, 102, “Ezân”, 39, “Cenâiz”, 33,
96, “Büyû’”, 57, “Kefâlet”, 4, “Mezâlim”, 25, “Hibe”, 7, 8, 14, 15, “Şehâdât”, 15, 30, “Fardü’lhumus”, 4, “Bed’ü’l-halk”, 6, “Enbiyâ”, 19, 32, 46, “Menâkıb”, 25, “Fedâil”, 5, 8, 30,
“Menâkıbü’l-ensâr”, 20, 44, 45, 46, 48, “Megazî”, 8, 12, 34, 38, 39, 65, 82, 83, 97, 98, 108,
114, “Talâk”, 20, “Tıb”, 22, “Libâs”, 31, 58, “Edeb”, 62-64, 111, “Fiten”, 18.
24 Bkz. Müslim, Ebü’l-Hüseyn el-Haccâc en-Neysâbûrî, Sahîhu Müslim, Dâru İhyâi’tTürâsi’l-Arabî, Beyrut, ts, “Hayız”, 108, 109, “Salât”, 90-97, 267-272, “Salâtü’l-îdeyn”, 1621, “Cenâiz”, 22, 25, 26-27, 102-103, “Nikâh”, 69-72, 78, “Radâ”, 47-50, “Talâk”, 20-21,
“Müsâkat”, 1-3, “Eşribe”, 139, “Fedâilü’s-sahâbe”, 8, 70, 74-92, 155-156, 160, “Tevbe”, 5658, “Sıfâtü’l-münâfikîn”, 70.
25 Aşık, Nevzat, Sahabe ve Hadis Rivayeti, İzmir, 1981, s. 244-251, 259-270, 278-289; a.mlf.,
Hazreti Âişe’nin Hadisciliği, İzmir, 1987.
Siyer ve Meğazi Riyayetleriyle Tanınan Sahabiler
hem de Ebû Hüreyre, Abdullah b. Ömer ve Enes b. Mâlik dışında diğer bütün
sahabilerden fazla hadis rivâyet etmiş olan tek kadın sahabidir. Binden fazla
hadis rivâyet eden ve “müksirûn” diye adlandırılan yedi sahabinin
dördüncüsüdür. Rivâyet ettiği hadislerin çoğunu doğrudan Hz.
Peygamber’den nakletmiştir. Bununla birlikte başta babası olmak üzere, Hz.
Ömer, Hz. Fâtıma, Sa’d b. Ebî Vakkâs, Hamza b. Amr el-Eslemî ve Cüdâme bint
Vehb el-Esediyye’den de bazı rivâyetleri vardır. Ebû Hüreyre, Abdullah b.
Ömer, Abdullah b. Abbâs, Ebû Mûsâ el-Eş’arî gibi bazı sahabiler başta olmak
üzere Hz. Âişe’den hadis nakledenlerin sayısı iki yüzden fazladır. Bunlar
arasında, kız kardeşi Esmâ’nın oğulları Abdullah b. Zübeyr ile Urve b. Zübeyr,
kardeşi Muhammed’in oğulları Abdullah ile Kasım, tâbiîn neslinin ileri
gelenlerinden Saîd b. Müseyyeb, Süleyman b. Yesâr, Şa’bî, Atâ b. Ebî Rebâh,
Mücâhid, İbn Sîrîn, Mesrûk zikredilebilir. Kadınlardan da kardeşi
Abdurrahman’ın kızları Hafsa ve Esmâ ile Âişe bint Talha, Hasan-ı Basrî’nin
annesi Hayre ve ondan nakledilen hadisleri en iyi bilen Amre bint
Abdurrahman sayılabilir. 26 Hz. Âişe, rivâyet ettiği hadislerin sebeb-i
vürûdunu ve delâletlerini beyan eder, ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’e muhalif bir
unsur ihtiva edip etmemesi bakımından onları incelemeye tâbi tutar, bazı
sahabilerin rivâyet sırasında yaptıkları hataları düzeltirdi. 27
Hz. Âişe’nin naklettiği hadislerin muhtevaları incelendiğinde, başta
Resûlullah’ın peygamberliği, aile hayatı, günlük yaşayışı, savaşları, Vedâ
haccı, vefatı ve ahlâkı olmak üzere, Câhiliye çağı tarihi, kadınlara dair
hükümler, Mekke ve Medine devirlerindeki Müslümanların çeşitli
faaliyetleri, ibadetler, rü’yetullah, gaybın bilinmesi, kıyamet, ölüm ve âhiret
hayatına dair bazı kelâmî meseleleri ihtiva ettiği görülür. 28
Hz. Âişe’nin Buhârî’nin meğazi bölümünde bulunan elli sekiz
rivâyetinin yarısından fazlasını İbn Şihâb ez-Zührî ve Hişâm b. Urve’nin Urve
b. Zübeyr kanalıyla Hz. Âişe’ye ulaşan senetler oluşturmaktadır. Bu
rivâyetlerin on yedi tanesinin senedi,
İbn Şihâb/Zührî → Urve b. Zübeyr → Âişe, on üç tanesi ise;
Hişâm b. Urve → ebîhi/Urve → Âişe şeklindedir.
İbn Hacer, Ebü’l-Fazl Ahmed b. Ali el-Askalânî,Tehzîbü’t-Tehzîb, Haydarâbâd, 132527/1907-1909, XII, 433-436; a.mlf., el-İsâbe fî temyîzi’s-sahâbe, (nşr. Ali Muhammed elBicâvî), Kahire, 1390-92/1970-72, VIII, 16-20.
27 Mehmed S. Hatiboğlu, “Hazret-i Âişe’nin Hadis Tenkidciliği”, AÜİFD, XIX (1973), s. 5974.
28 Mustafa Fayda, “Âişe”, DİA, II, 201-205.
26
|331|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
Osman BİLGEN
İbn Şihâb ez-Zührî’nin Hz. Âişe’ye ulaştığı tek rivâyet zinciri elbette
sadece Urve b. Zübeyr değildir. Zührî, Ebû Seleme Abdurrahmân b. Avf, Ebû
Bekr b. Abdirrahmân b. el-Hâris, Saîd b. Müseyyib, Alkame b. Vakkâs,
Ubeydullah b. Abdillah b. Abbâs, Abdullah b. Abdillah b. Utbe b. Mes’ud gibi
râvilerle de Hz. Âişe’ye ulaşmaktadır. 29 Ayrıca Zührî’nin dışında Tabiînin
büyüklerinden Mücahid b. Cebr ile Ebü’l-Esved Muhammed b. Abdirrihman
b. Nevfel, Hilal el-Vezzân, İbrahim b. Abdirrahman b. Avf ve İbrahim b. Sa’d
da Hz. Âişe’ye Urve b. Zübeyr vasıtasıyla ulaşmışlardır. 30 Bütün bu bilgiler
ışığında Hz. Âişe’nin meğazi bölümünde bulunan elli sekiz rivâyetinin kırk iki
tanesinin Urve b. Zübeyr’in Hz. Âişe’den nakilleri olduğunu görmekteyiz. Bu
da toplam rivâyetlerin yaklaşık ¾’ünü yani % 72.4’ünü oluşturmaktadır. Bu
sonuçtan Hz. Âişe’nin neden ilk siyer/meğazi râvileri arasında olduğu
doğrudan ortaya çıkmaktadır.
Buhârî’nin meğazi bölümüne bakıldığı zaman yukarıdaki râvilere ek
olarak Hz. Âişe’nin siyer ve meğazi ile ilgili rivâyetlerini aktaran râviler
arasında Mesrûk, İkrime, İbn Ebî Müleyke, Atâ b. Rebah ve Esved b. Yezîd 31
gibi tabiinin büyükleri de bulunmaktadır. Bunların yanı sıra kölesi Ebû Amr
Zekvân 32, Kardeşi Muhammed b. Ebî Bekr ve yeğenleri Abdurrahman b.
Kâsım b. Muhammed ile Abbâd b. Abdullah b. Zübeyr’i 33 de unutmamamız
gerekmektedir.
2. Ebü’l-Abbâs Abdullah b. el-Abbâs b. Abdilmuttalib el-Kureşî (ö.
68/687-88)
İbn Abbâs diye de meşhur olan Abdullah, Hz. Peygamber’in amcası
Abbâs’ın oğludur. Hicretten üç yıl kadar önce Mekke’de doğdu. Babası ile
beraber Mekke’nin fethinden sonra Medine’ye hicret etti. Hz. Peygamber’in
fiil ve hareketlerini öğrenmek arzusuyla bazı geceler teyzesi Meymûne
binti’l-Hâris vasıtasıyla peygamber evine misafir olurdu. Küçük yaşlardan
itibaren Hz. Peygamber’e karşı duyduğu sevgi, bağlılık ve samimi hizmetleri
sebebiyle O’nun takdirini kazanmış ve “Allah’ım, ona Kitab’ı öğret ve dinde
mütehassıs kıl!” 34 şeklindeki duasına nâil olmuştur. 35
|332|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
Bkz. Buhârî, “Meğazî”, 83.
Bkz. Buhârî, “Meğazî”, 43, 77, 83.
31 Bkz. Buhârî, “Meğazî”, 34, 38, 53, 83, 86.
32 Bkz. Buhârî, “Meğazî”, 83.
33 Bkz. Buhârî, “Meğazî”, 83.
34 Buhârî, “İlim”, 17; “Vudû”, 10.
35 İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 323; VIII, 295-307.
29
30
Siyer ve Meğazi Riyayetleriyle Tanınan Sahabiler
Halife Osman devrinden (644-656) itibaren çeşitli vesilelerle Arap
Yarımadası’nın dışına çıktı. Bu esnada Kuzey Afrika’ya, Cürcân’a,
Taberistan’a ve İstanbul’a gitti. 656 yılında Hz. Osman tarafından hac emîri
tayin edildi. Hz. Ali’nin döneminde (656-661) onunla birlikte Cemel ve Sıffîn
savaşlarına katıldı. Daha sonra Hz. Ali onu Basra valiliğine tayin etti
(39/659). 36
Abdullah b. Abbâs, siyasî ve sosyal olaylar karşısında ilmî otoritesini
ve siyasî itidalini daima muhafaza etmiştir. Hayatı boyunca Müslümanların
birlik ve beraberliğini savunan, bunun gerçekleşmesi için zaman zaman
yetkilileri uyaran, gerektiğinde eleştiren Abdullah b. Abbâs, yetmiş
yaşlarında iken Tâif’te vefat etmiştir. 37
İbn Abbâs, Hz. Peygamber’in vefatında on üç yaşında bir gençti. Çok
hadis rivâyet eden sahabilerden biri olarak naklettiği bin altı yüz altmış
hadisin bir kısmını bizzat Hz. Peygamber’den duymuş, çoğunu ise Ömer, Ali,
Muâz, babası Abbâs, Abdurrahman b. Avf, Ebû Süfyân, Ebû Zer, Übey b. Kâ’b,
Zeyd b. Sâbit (r. anhüm) ve diğer sahabilerden öğrenmiştir. 38 Muteber hadis
âlimleri onun rivâyet ettiği hadislere önem vermişlerdir. Yüz yetmiş beş
hadisini Buhârî ve Müslim müştereken, yüz yirmi hadisini yalnız Buhârî,
dokuz hadisini de yalnızca Müslim tahric etmiştir. Ahmed b. Hanbel de onun
rivâyet ettiği hadislerin büyük bir bölümüne Müsned’inde 39 yer vermiştir.
Kendisinden de yüz doksan yedi kişi hadis nakletmiştir. 40
Buhârî’nin, meğazi bölümünde İbn Abbâs’a ait hem muallak 41 hem de
müsned olmak üzere toplam elli bir rivâyet bulunmaktadır. Bu rivâyetlerin
on dört tanesinin senedi;
Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe b. Mes’ûd → İbn Abbâs şeklindedir. 42
Bu rivâyetlerin on iki tanesinin bir üst senedi ise;
İbn Şihâb ez-Zührî → Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe b. Mes’ûd → İbn
Abbâs şeklindedir. 43 Dolayısıyla Zührî’nin çoğunlukla Ubeydullah b. Abdillah
vasıtasıyla İbn Abbâs’a ulaştığı görülmektedir. Buhârî’nin geneline
Zehebî, A’lâmi’n-nübelâ, III, 331-359.
Zehebî, Tezkiretü’l-huffâz, Haydarâbâd, 1375-77/1955-58, I, 40.
38 Zehebî, A’lâmi’n-nübelâ, III, 331-359; İbn Hacer, el-İsâbe, II, 330-334; a.mlf., Tehzîb, V,
276-279.
39 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, Kahire, 1313, I, 214-374, V, 116-122.
40 İ. Lütfü Çakan - Muhammed Eroğlu, “Abdullah b. Abbâs b. Aldülmuttalib”, DİA, I, 76-79.
41 Bkz. Buhârî, “Meğazî”, 31.
42 Buhârî, “Meğazî”, 12, 47, 71, 77, 82, 83.
43 Buhârî, “Meğazî”, 12, 47, 77, 82, 83.
36
37
|333|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
Osman BİLGEN
baktığımızda Ubeydullah b. Abdillah vasıtasıyla sahabeye ulaşılan yüz elli
rivâyet görürüz. Bu rivâyetlerden yüz otuz yedi tanesi;
İbn Şihâb ez-Zührî → Ubeydullah b. Abdillah şeklindedir.
Zührî → Ubeydullah b. Abdillah → İbn Abbâs 44 şeklinde olanların sayısı
seksen dokuz;
Zührî → Ubeydullah b. Abdillah → Âişe 45 şeklinde yirmi bir,
Zührî → Ubeydullah b. Abdillah → Ebû Hüreyre 46 şeklinde ise on dokuz
rivâyet bulunmaktadır.
Bu rakamlardan da anlaşılacağı üzere Zührî’nin siyer meğazideki en
önemli kaynağı “Hibrü’l-ümme” ve “Tercümânü’l-Kur’ân” vasıflarıyla
bildiğimiz İbn Abbâs’tır. Ondan sonra Hz. Âişe ve Ebû Hüreyre gelmektedir.
Zührî, yine Ubeydullah b. Abdillah → İbn Abbâs kanalıyla Ümmü’l-mü’minîn
Meymûne bint el-Hâris, 47 Sa’b b. Cessâme el-Leysî48, Ebû Süfyân 49, Ebû
Talha 50, Ömer b. el-Hattâb 51 ve Ümmü’l-Fadl bint el-Hâris 52 gibi sahabilere
de ulaşarak onların bizzat tanıklık ettiği olayları nakletmektedir.
Ubeydullah b. Abdillah aynı zamanda İbn Ubeyd b. Neşîd’in 53 ve Arrâk
b. Mâlik’in 54 İbn Abbâs’a, Mûsâ b. Ebî Âişe’nin 55 İbn Abbâs ve Hz. Âişe’ye, elVelîd b. Kesîr’in 56 İbn Ömer’e ve Salih b. Keysân’ın 57 Zeyd b. Hâlid elCühenî’ye ulaştığı ortak bir râvidir.
|334|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
44 Bkz. Buhârî, “Bed’u’l-vahy”, 5, 6, “Îman”, 38, “İlim”, 7, 16, 18, 19, 27, 39, “Vudû”, 52, 67,
“Salât”, 55, 90, “Ezân”, 98, 162, “Salâtü’l-havf”, 3, “Zekât”, 61, “Hacc”, 22, 58, 101, “Cezâu’ssayd”, 6, 25, “Savm”, 7, 34, “Buyu’”, 101, “Müsâkât”, 11, “Mezâlim”, 19, 25, “Hibe”, 17,
“Şehâdât”, 28, 29, “Sulh”, 99, 101, 102, 123, “Cizye”, 13, “Bed’ü’l-halk”, 6, 7, “Enbiyâ”, 27…
45 Bkz. Buhârî, “Vudû”, 45, “Salât”, 55, “Ezân”, 39, 51, “Hibe”, 14, “Şehâdât”, 15, “Humus”,
4, “Enbiyâ”, 50, “Meğazî”, 12, 83...
46 Bkz. Buhârî, “Vudû”, 58, “Zekât”, 1, 40, “Buyu’”, 18, “İstikrâd”, 3, “Sulh”, 5, “Meğazî”, 38,
“Tıbb”, 43, “Hudûd”, 35, “İ’tisâm”, 2…
47 Bkz. Buhârî, “Vudû”, 67, “Zebâih”, 34.
48 Bkz. Buhârî, “Cezâu’s-sayd”, 6, “Hibe”, 17.
49 Bkz. Buhârî, “Cihâd”, 11, 123, “Cizye”, 13, “Edeb”, 8, “İsti’zân”, 24, “Ahkâm”, 40.
50 Bkz. Buhârî, “Bed’ü’l-halk”, 7, “Libâs”, 88.
51 Bkz. Buhârî, “Mezâlim”, 19, “Enbiyâ”, 48, “Meğazî”, 12, “Tefsîru Sûre”, 9 (12).
52 Bkz. Buhârî, “Meğazî”, 83.
53 Bkz. Buhârî, “Meğazî”, 47, “Ta’bîr”, 38.
54 Bkz. Buhârî, “Menâkıb”, 27.
55 Bkz. Buhârî, “Ezân”, 51, “Tıbb”, 21, “Diyât”, 14.
56 Bkz. Buhârî, “Salât”, 84.
57 Bkz. Buhârî, “Ezân”, 157, “İstiska”, 28, “Meğazî”, 35.
Siyer ve Meğazi Riyayetleriyle Tanınan Sahabiler
Zührî’nin az da olsa Süleyman b. Yesâr 58, İbn Hazm 59 ve Tavûs 60 ile de
İbn Abbâs’a ulaştığı görülmektedir. Bununla beraber Buhârî’nin meğazi
bölümüne bakıldığında Zührî’nin İbn Abbâs’a ulaşmada kullandığı ana
râvinin Ubeydullah b. Abdillah olduğu görülecektir. Zührî → Ubeydullah b.
Abdillah → İbn Abbâs şeklindeki sened yirmi beş yerde geçmektedir. 61 Zührî
bu senedi İbn Abbâs’ın teyzesi, Müminlerin annesi Meymûne bint el-Hâris’e
ulaşmak için de kullanmıştır. 62 Böylece Hz. Peygamber’in aile hayatıyla ilgili
Hz. Âişe gibi detaylı bilgiler veren Meymûne’ye yeğeni vasıtasıyla ulaştığı
görülmektedir. Yine ilk dönem tarihçilerinden Mûsâ b. Ukbe de İbn Abbâs’a
kölesi Kureyb vasıtasıyla ulaşmıştır. 63 Bu senedin Mûsâ b. Ukbe’den önceki
râvisinin İmâm Mâlik olması senedine, dolayısıyla bu senetle nakledilen
bilgilerin güvenilirliğine değer kattığı söylenebilir.
3. Ebû Umâre el-Berâ b. Âzib b. el-Hâris el-Ensârî (ö. 71/690 [?])
Medine’nin Evs kabilesindendir. Mus’ab b. Umeyr’in eliyle Müslüman
olan kimselerdendir. Küçük yaşta olduğundan katılamadığı Bedir
Savaşı’ndan sonra bizzat Hz. Peygamber’le birlikte on dört (veya on sekiz)
savaşa katıldı. Hulefâ-yi Râşidîn devrinde de cihattan geri durmayan Berâ,
birçok yerin fethinde bulundu. Daha sonları Kûfe’ye yerleşerek hayatını
hadis ve fıkıh dersleri vermekle geçirdi. 64 Berâ b. Âzib 71 (690) veya 72 (691)
yılında seksen küsur yaşlarında iken Kûfe’de vefat etti.
Hz. Peygamber başta olmak üzere babası Âzib, Hz. Ebû Bekr, Hz. Ömer,
Bilâl-i Habeşî ve dayısı Ebû Bürde b. Niyâr’dan hadis rivâyet etti. Kendisinden
de ashaptan Abdullah b. Yezîd el-Hatmî, Ebû Cühayfe es-Süvâî, tâbiîlerden
Adî b. Sâbit, Sa’d b. Ubeyd ve Ebû İshâk es-Sebîî ve daha birçokları hadis
aldılar. Rivâyet ettiği hadislerin toplamı üç yüz beş olup bunlardan yirmi ikisi
Sahîh-i Buhârî ve Sahîh-i Müslim’de müştereken, on beşi yalnızca Buhârî’de,
Bkz. Buhârî, “Meğazî”, 77.
Bkz. Buhârî, “Salât”, 1.
60 Bkz. Buhârî, “Cumua’”, 6.
61 Buhârî, “İlim”, 6, 18, 19, 27, 39, “Vudû”, 52, 67; “Salât”, 90, “Ezân”, 98, 161, “Salâtü’lhavf”, 3, “Cenâiz”, 84, “Zekât”, 61, “Meğazî”, 12, 47, 71, 77, 82, 83.
62 Bkz. Buhârî, “Vudû”, 67, “Zebâih”, 34.
63 Bkz. Buhârî, “Vudû”, 6, 35.
64 İbn Sa’d, et-Tabakât, IV, 364-368; İbnü’l-Esîr, Ebü’l-Hasan İzzeddin Ali b. Muhammed b.
Abdülkerim, Üsdü’l-gâbe fî ma’rifeti’s-sahâbe, (nşr. Muhammed İbrâhim el-Bennâ v. dğr.),
Kahire, 1390-93/1970-73, I, 205-206.
58
59
|335|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
Osman BİLGEN
altısı da yalnızca Müslim’de yer almaktadır. 65 Rivâyetlerinin büyük bir
bölümü Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde 66 bulunmaktadır.
Berâ b. Âzib’in Buhârî’nin meğazi bölümünde hem muallak67 hem de
müsned olarak toplam otuz bir tane rivâyeti bulunmaktadır. Bu rivâyetlerin
yirmi dört tanesinin senedi;
Ebû İshâk es-Sebîî → Berâ b. Âzib 68 şeklindedir.
Bu rivâyet zinciri Berâ b. Âzib’in meğazi bölümündeki rivâyetlerinin
%80’ini oluşturmaktadır. Geriye kalan yedi rivâyetin beşi Adî b. Sâbit → Berâ
b. Âzib 69 birer tanesi de Ebû Amr Âmir b. Şerâhîl eş-Şa’bî 70 ve Müseyyeb b.
Rafi’ et-Tağlebî 71 tarikleriyle gelmektedir. Buhârî’nin geneline bakıldığında
Berâ b. Âzib’in yüz elli beş rivâyetinin olduğu görülmektedir. Yine bunların
da seksen dokuz tanesinin Ebû İshâk es-Sebîî → Berâ b. Âzib 72 zinciriyle
geldiği görülmektedir. Bu senedin diğerlerine oranı % 59.7’dir. Ebû İshâk esSebîî’den sonra Berâ b. Âzib’den en çok rivâyette bulunan râviler sırayla on
iki rivâyetle Şa’bî 73, on bir rivâyetle Adî b. Sâbit 74 ve on rivâyetle Muâviye b.
Süveyd b. Mukarrin 75 gelmektedir. Yukarıdaki rivâyetlerden anlaşılacağı
üzere Ebû İshâk es-Sebîî için Berâ b. Âzib “keşfedilmiş bir sahabi”dir. Meğazi
rivâyetlerinin % 80’i, diğerlerinin ise % 60’ı onun vasıtasıyla bizlere
ulaşmaktadır. Ayrıca siyer ve meğazi rivâyetlerinin çoğunlukta bulunduğu
Kitâbu’l-cihad ve’s-siyer bölümünde de on tane rivâyetinin bulunması 76
|336|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
65 Zehebî, A’lâmü’n-nübelâ, III, 194-196; İbn Hacer, el-İsâbe, I, 278-279. Ayrıca bkz. İ. Lütfü
Çakan, “Berâ b. Âzib”, DİA, V, 469.
66 Müsned, IV, 280-304.
67 Buhârî, “Meğazî”, “Gusl”, 9, “Salât”, 46, “Menâkıb”, 14, “Fedâilü’s-sahâbe”, 17, “Tefsîru
Sûre”, 2 (176), “Eşribe”, 10.
68 Buhârî, “Meğazî”, 6, 8, 10, 16, 17, 20, 29, 30, 35, 43, 54, 61, 66, 89.
69 Buhârî, “Meğazî”, 30, 38.
70 Buhârî, “Meğazî”, 38.
71 Buhârî, “Meğazî”, 35.
72 Bkz. Buhârî, “Îman”, 30, “Salât”, 31, “İstiska”, 15, “Umre”, 3, 18, “Cezâu’s-sayd”, 17,
“Savm”, 15, “Lukata”, 15, “Sulh”, 6, 7, “Cihâd”, 13, 31, 34, 61, 97, 155, 161, 164, 167, “Cizye”,
19, “Bed’ü’l-halk”, 8, “Enbiyâ”, 48, “Menâkıb”, 23, 25, “Fedâilü’s-sahâbe”, 2, 17, 22,
“Menâkıbü’l-ensâr”, 4, 12, 45, 46, “Tefsîru Sûre”, 2 (18, 27, 29), 3 (10), 4 (18, 27), 9 (1), 14
(2), 48 (4), 76, 87, 95 (1), “Fedâilü’l-Kur’ân”, 4, 6, 11, “Eşribe”, 12, “Libâs”, 26, 35, 68,
“Deavât”, 7, “Kader”, 16, “Eymân ve’n-nüzür”, 3, “Ferâiz”, 14, “Temenni”, 7, “Ahbâru’lâhâd”, 1, “Tevhîd”, 34.
73 Bkz. Buhârî, “Îydeyn”, 3, 6, 8, 10, 17, 23, “Edâhî”, 1, “Eymân ve’n-nüzür”,15.
74 Bkz. Buhârî, “Ezân”, 100, 102, “Cenâiz”, 92, “Bed’ü’l-halk”, 6, 8, “Fedâilü’s-sahâbe”, 22,
“Zebâih”, 28, “Edeb”, 91, 109, “Tevhîd”, 52.
75 Bkz. “Cenâiz”, 2, “Mezâlim”, 5, “Nikah”, 71, “Eşribe”, 28, “Libâs”, 28, “Eymân ve’nnüzür”,9.
76 Bkz. Buhârî, “Cihâd”, 13, 31, 34, 61, 97, 155, 161, 164, 167.
Siyer ve Meğazi Riyayetleriyle Tanınan Sahabiler
onun için Berâ b. Âzib’i ilgili rivâyetler konusunda çok önemli kılmaktadır.
Çoğunlukla Hz. Peygamber’den rivâyette bulunan Berâ b. Âzib’in Buhârî’deki
rivâyetleri arasında Ebû Bekr ve Ebû Eyyûb el-Ensârî’den yapmış olduğu iki
rivâyet de bulunmaktadır. 77
4. Ebû Amr Zeyd b. Erkâm b. Zeyd el-Hazrecî (ö. 66/686 [?])
Medine’de 612 yılı civarında doğdu. Hazrec kabilesinden olup ensarın
meşhurlarındandır. Yaşının küçüklüğünden dolayı Bedir ve Uhud’a
katılamayan Zeyd daha sonra Hendek Gazvesi’nde ve ardından gerçekleşen
on dokuz gazvenin on yedisinde yer almıştır. Okuma yazma bilen Zeyd vahiy
kâtipleri arasında yer aldı. Berâ b. Âzib ile ortak ticaret yaptığı için altın ve
gümüş paraların birbiriyle değişimi gibi ticarete dair ve Hz. Peygamberin
gazvelerinin sayısı gibi farklı konularda kendisinden gelen rivâyetler
bulunmaktadır. Hayatının sonlarına doğru Kûfe’ye yerleşti ve Kinde
semtinde 66 (686) veya 68 (688) yılında vefat etti. 78
Muteber hadis kaynaklarında birçok rivâyeti bulunan Zeyd b.
Erkâm’dan, Abdullah b. Abbâs ve Enes b. Mâlik gibi sahabiler ile Ebû İshâk
es-Sebîî, Abdurrahman b. Ebî Leylâ, Ebû Amr Sa’d b. İyâs eş-Şeybânî, Ebû
İshâk Süleyman b. Ebî Süleyman eş-Şeybânî, Tâvûs b. Keysân, Atâ b. Ebî
Rebâh, Muhammed b. Kâ’b el-Kurazî gibi Tâbiîler hadis nakletmiştir. Ahmed
b. Hanbel’in Müsned’inde tekrarlarıyla birlikte seksen dört rivâyeti
bulunmaktadır. 79
Zeyd b. Erkâm’ın Buhârî’de toplam on sekiz tane rivâyeti
bulunmaktadır. 80 Bu rivâyetlerin on tanesinin senedi Ebû İshâk es-Sebîî →
Zeyd b. Erkâm 81 şeklindedir. Bu rivâyet zinciri Zeyd b. Erkâm’ın
rivâyetlerinin % 55.5’ini oluşturmaktadır. Geriye kalan sekiz rivâyetin dördü
Ebü’l-Minhâl Abdurrahman b. Mut’im → Zeyd b. Erkâm 82 senediyle, ikisi Ebû
Bkz. Buhârî, “Lukata”, 12, “Cenâiz”, 87.
İbn Sa’d, et-Tabaķât, VI, 18; İbn Abdülber, Ebû Ömer Yusuf b. Abdillah b. Muhammed elEndelûsî, el-İstîâb fî ma’fiti’l-ashâb, (el-İsâbe içinde), Kahire, 1328, I, 556-558; İbnü’l-Esîr,
Üsdü’l-ğâbe, II, 276; Zehebî, A’lâmü’n-nübelâ, III, 165-168; İbn Hacer, el-İsâbe, I, 560.
79 Müsned, IV, 366-375.
80 Buhârî, “İstiska”, 15, “el-Amelü fi’s-salât”, 2, “Savm”, 32, “Meğazî”, 1, 77, 83, “Tefsîru
Sûre”, 2, 63, “Buyu’”, 8, 80, “Şerike”, 10, “Menâkıbü’l-ensâr”, 6, 52.
81 Buhârî, “İstiska”, 15, “Meğazî”, 1, 77, 83, “Tefsîru Sûre” , 63.
82 Buhârî, “Buyu’”, 8, 80, “Şerike”, 10, “Menâkıbü’l-ensâr”, 52.
77
78
|337|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
Osman BİLGEN
Amr eş-Şeybânî 83, birer tane de Ebû Hüreyre 84 ve Ebû Hamze Muhammed b.
Meymûn el-Mervezî85 tarikleriyle gelmektedir.
84F
5. Ebü’l-Mutarrif Süleymân b. Surad b. el-Cevn el-Huzâî (ö.
65/685)
Aslen Yemenli Huzâa kabilesindendir. Merrüzzahrân’da doğdu. Yesâr
olan ismi Müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber tarafından Süleyman
olarak değiştirildi. Medine’ye hicret edenler arasında yer aldı. Kûfe şehri
kurulunca (17/638) oraya yerleşti. Tevvâbûn hareketinin öncülerinden olan
Süleyman b. Surad, Emevî kuvvetleriyle yapılan Aynülverde Savaşı’nda
65/685 yılında, doksan üç yaşında şehid edildi. 86
Süleyman b. Surad, Resûl-i Ekrem’den başka Hz. Ali, Übey b. Kâ’b, Hz.
Hasan ve Cübeyr b. Mut’im’den hadis rivâyet etmiş, rivâyet ettiği sekiz hadis,
çeşitli hadis mecmualarında yer almıştır. Kendisinden Ebû İshâk es-Sebîî, Adî
b. Sâbit, Abdullah b. Yesâr el-Cühenî gibi tâbiîler rivâyette bulunmuştur. 87
Buhârî’nin, Süleyman b. Surad’dan hem muallak 88 hem de müsned 89
rivâyetleri bulunmaktadır. Buhârî’deki muallak olan bir rivâyetinin dışındaki
altı rivâyetten üçü Ebû İshâk es-Sebîî diğer üçü de Adî b. Sâbit kanalıyla
rivâyet edilmektedir. Meğazi bölümündeki iki rivâyet de Ebû İshâk es-Sebîî
→ Süleyman b. Surad senediyle Hz. Peygambere ulaşmaktadır. Bu durum,
Buhârî’nin siyer/meğazi rivâyetlerinde Süleyman b. Surad’ın Ebû İshâk esSebîî kanalıyla gelen rivâyetlerine itibar ettiğini göstermektedir. Süleyman b.
Surad, Ahzâb günü müşriklerin Medine’den ayrılmaları üzerine Hz.
Peygamberin: “Şu andan itibaren artık biz müşriklere doğru gidip onlarla
savaşacağız. Onlar bize gelip savaşamayacaklar, biz onlara doğru
yürüyeceğiz.”90 şeklindeki sözünü nakletmiştir.
Buhârî, “el-Amelü fi’s-salât”, 2, “Tefsîru Sûre”, 2.
Buhârî, “Savm”, 32.
85 Buhârî, “Menâkıbü’l-ensâr”, 6.
86 İbn Sa’d, et-Tabaķât, IV, 292-293; VI, 25-26; Taberî, Ebû Ca’fer Muhammed b. Cerîr,
Târîhu’r-rusûl ve’l-mülûk, (nşr. Muhammed Ebü’l-Fazl), Kahire, 1960-70, V, 552-563, 583;
İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 260; VIII, 247-254, 284; Asri Çubukcu, “Süleyman b. Surad”, DİA,
XXXVIII, 103.
87 İbn Abdülber, el-İstîâb, II, 63-65; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ğâbe, II, 449-450; İbn Hacer, elİsâbe, II, 75-76.
88 Buhârî, “Ezân”, 10.
89 Buhârî, “Gusl”, 4, “Bed’ül-halk”, 11, “Meğazî”, 29, “Edeb”, 44, 76.
90 Buhârî, “Meğazî”, 29.
83
84
|338|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
Siyer ve Meğazi Riyayetleriyle Tanınan Sahabiler
Sonuç
Buhârî’nin, hadisçilik kadar tarihçilik yönünün de olması
“Sahîh”indeki ve özellikle Kitâbu’l-meğâzî bölümündeki siyer ve meğazi
rivâyetlerinin sıhhatini gündeme getirmiştir. Ancak Buhârî’nin eserinde bu
tür rivâyetlere de ayrı bir önem verdiği ve bu konudaki kaynaklarını, İslâm
tarih yazıcılığının temelini oluşturan Urve b. Zübeyr, İbn Şihâb ez-Zührî, Ebû
İshâk es-Sebîî, Âsım b. Ömer b. Katâde, Mûsâ b. Ukbe ve Ebu’l-Mu’temir
Süleyman b. Tarhan et-Teymî gibi güvenilir râvilerin meydana getirdiği
görülmektedir. Buhârî’ye göre, yukarıda isimleri geçen siyer ile meğazi râvi
ve müelliflerinin birbirleriyle hoca-talebe münasebetlerinin olmasının da bu
rivâyetlerin sıhhatini olumlu yönde etkilediği anlaşılmaktadır. Bununla
birlikte Buhârî’nin, İbn İshâk gibi hakkında bazı ithamların bulunduğu siyer
ve meğazi râvi ve müelliflerine ihtiyatlı yaklaşarak onlardan sadece
“Muallak” ve “Mutabaaten” bazı rivayetler yaptığı da görülmektedir.
Buhârî’nin yukarıda isimleri geçen siyer ve meğazi râvilerinin
kendileriyle Hz. Peygamber’e ulaştıkları râvilerden bir tanesi Hz. Âişe’dir.
Zührî, siyer ve meğazide öncü sahabe râvilerden olan Hz. Âişe’ye; İbn Şihâb
ez-Zührî → Urve b. Zübeyr → Âişe senediyle ulaşmaktadır. Urve b. Zübeyr →
Âişe şeklindeki rivâyetler Hz. Âişe’nin toplam rivâyetlerinin yaklaşık ¾’ünü
yani % 72.4’ünü oluşturmaktadır.
Siyer ve meğazinin öncü râvilerinden birisi de İbn Abbâs’tır. Zührî,
ona; İbn Şihâb ez-Zührî → Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe b. Mes’ûd → İbn
Abbâs tarikiyle ulaşmaktadır. Bu senet, Ubeydullah b. Abdillah vasıtasıyla
sahabeye ulaşılan rivâyetlerin % 64.9’unu meydana getirmektedir.
Siyer ve meğazinin öncü diğer râvileri ise; Berâ b. Âzib, Zeyd b. Erkâm,
ve Süleyman b. Surad’dır. Bu dört râvinin ortak özelliği Ebû İshâk es-Sebîî’nin
kendileriyle Hz. Peygamber’e ulaştığı râviler olmalarıdır. Berâ b. Âzib’in
meğazi bölümündeki rivâyetlerinin % 80’ini diğer rivâyetlerin ise % 60’ını,
Ebû İshâk es-Sebîî → Berâ b. Âzib tariki oluşturmaktadır. Ebû İshâk es-Sebîî
→ Zeyd b. Erkâm tariki, Zeyd’in toplam rivâyetlerinin % 55.5’ini
oluşturmaktadır. Ebû İshâk es-Sebîî → Süleyman b. Surad tariki de
Süleyman’ın toplam rivâyetlerinin % 50’sini oluşturmaktadır.
Bütün bu oranlar da, yine Berâ b. Âzib, Zeyd b. Erkâm ve Süleyman b.
Surad’ın neden öncü siyer ve meğazi râvileri arasında olduğunu ortaya
koymaktadır.



|339|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
Osman BİLGEN
KAYNAKÇA
AHMED b. Hanbel, el-Müsned, Kahire, 1313.
AŞIK, Nevzat, Sahabe ve Hadis Rivâyeti, Akyol Neşriyat ve Matbaacılık, İzmir,
1981.
AŞIK, Nevzat, Hazreti Âişe’nin Hadisciliği, Öğrenci Basımevi, İzmir, 1987.
BİLGEN, Osman, Hadis’te Tarih Tarih’te Hadis, Işık Akademi Yayınları,
İstanbul, 2010.
BUHÂRÎ, Ebû Abdullah Muhammed b. İsmâil b. İbrâhim b. el-Mugîre, es-Sahîh,
b.y.y. 1315.
ÇAKAN, İ. Lütfü, “Berâ b. Âzib”, DİA, V, 469.
ÇAKAN, İ. Lütfü – Eroğlu, Muhammed, “Abdullah b. Abbâs b. Aldülmuttalib”,
DİA, I, 76-79.
ÇUBUKCU, Asri, “Süleyman b. Surad”, DİA, XXXVIII, 103.
DÛRÎ, Abdülaziz, İlk Dönem İslâm Tarihi –Bir Önsöz-, (çev. Hayreddin
Yücesoy), Endülüs Yay., İstanbul 1991.
EBÛ NUAYM el-İsfafânî, Hilyetü’l-evliyâ, Kahire, 1394-99/1974-79.
ESER, Mithat, Eseri Günümüze Ulaşan İlk Siyer Müellifi İbn İshak'ın
Güvenilirliği, İSTEM, Yıl:7, Sayı: 13, 2009, ss.261-280.
FAYDA, Mustafa, “Âişe”, DİA, II, 201-205.
GÜNALTAY, Şemseddin, -Tarih ve Müverrihler- İslâm Tarihinin Kaynakları,
(yay. haz. Yüksel Kenar), İstanbul 1991.
HATİBOĞLU, Mehmed S., “Hazret-i Âişe’nin Hadis Tenkidciliği”, AÜİFD, XIX
(1973).
HOROVITZ, Jozef, İslâmî Tarihçiliğin Doğuşu-İlk Siyer/Meğazi Eserleri ve
Müellifleri, (çev. R. Altınay - R. Özmen), Ankara Okulu Yay., Ankara
2002.
|340|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
İBN ABDÜLBER, Ebû Ömer Yusuf b. Abdullah b. Muhammed el-Endelûsî, elİstîâb fî ma’fiti’l-ashâb, (el-İsâbe içinde), Kahire, 1328.
İBNÜ’L-ESÎR, Ebü’l-Hasan İzzeddin Ali b. Muhammed b. Abdülkerim, Üsdü’lgâbe fî ma’rifeti’s-sahâbe, (nşr. Muhammed İbrâhim el-Bennâ v. dğr.),
Kahire, 1390-93/1970-73.
Siyer ve Meğazi Riyayetleriyle Tanınan Sahabiler
İBN HACER, Ebü’l-Fazl Ahmed b. Ali el-Askalânî, el-İsâbe fî temyîzi’s-sahâbe,
(nşr. Ali Muhammed el-Bicâvî), Kahire, 1390-92/1970-72.
İBN HACER, Ebü’l-Fazl Ahmed b. Ali el-Askalânî, Takrîbu’t-Tehzîb, (nşr.
Abdülvehhâb Abdüllatîf), Beyrut, 1395/1975.
İBN HACER, Ebü’l-Fazl Ahmed b. Ali el-Askalânî, Tehzîbü’t-Tehzîb,
Haydarâbâd, 1325-27/1907-1909.
İBN KESÎR, Ebü’l-Fidâ İsmâil İbn Ömer İbn Kesîr ed-Dımaşkî, el-Bidâye ve’nnihâye, Kahire, 1351-58/1932-39.
İBN SA’D, Muhammed b. Sa’d b. Menî’ ez-Zührî el-Basrî el-Hâşimî, etTabakâtü’l-kübrâ, Dâru Sâdır, Beyrut, ts.
İMAMOĞLU, Abdullah Taha, “Sahabe Rivayetinde Algıda Seçicilik Unsuru:
Râfî’ b. Hadîc Örneği”, İslam Medeniyetinin Kurucu Nesli Sahâbe –II
(Sahâbe ve Rivâyet İlimleri), Ensar Neşriyat, İstanbul, 2016, ss. 175186.
KOÇYİĞİT, Talat, Hadis Tarihi, TDV Yay., Ankara 1998.
KOLKIRAN, Gönül, Tarih ve Hadîs Disiplini Açısından Güvenilirlik Sorunu: İbn
İshak ve Vakıdi Örneği (Basılmamış Y.L. Tezi, Danışman: Ali Dere),
AÜSBE., Ankara, 2004.
MÜSLİM, Ebü’l-Hüseyn el-Haccâc en-Neysâbûrî, Sahîhu Müslim, Dâru İhyâi’tTürâsi’l-Arabî, Beyrut, ts.
ÖZ, Şaban, İlk Siyer Kaynakları ve Müellifleri, İsar Vakfı Yay., İstanbul 2008
SEZGİN, Fuad, “İslâm Tarihinin Kaynağı Olmak Bakımından Hadisin
Ehemmiyeti”, İslâm Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, 1956-1957, cüz: 1.
ŞAKİR, Mustafa, et-Târîhu’l-arabî ve’l-müerrihûn, Beyrut, Dâru’l-İlm li’lMelayîn, 1983.
ŞEŞEN, Ramazan, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı: Başlangıçtan XIX.
Yüzyılın Sonuna Kadar, İstanbul, İsar Vakfı Yay., 1998.
TABERÎ, Ebû Ca’fer Muhammed b. Cerîr, Târîhu’r-rusûl ve’l-mülûk, (nşr.
Muhammed Ebü’l-Fazl), Kahire, 1960-70.
TERZİ, Mustafa Zeki, İlk Siyer-Meğâzi Yazarları ve Eserleri, Samsun, Sönmez
Matbaa ve Yayınevi, 1990.
VÂKIDÎ, Muhammed b. Ömer b. Vâkıd, Kitâbü’l-Megâzi, (thk. J. M. B. Jones),
Âlemü’l-Kütüb, Beyrut 1404/1984.
|341|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1
Osman BİLGEN
ZEHEBÎ, Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed b. Osman b. Kaymaz, el-Kâşif fî
ma’rifeti men lehû rivâye fi’l-kütübi’s-sitte, (nşr. Ebû Hacer
Muhammed Saîd), Beyrut, 1405/1985.
ZEHEBÎ, Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed b. Osman b. Kaymaz, Siyeru
a’lâmi’n-nübelâ, (nşr. Şuayb el-Arnavut v. dğr.), Beyrut, 14011405/1981-1985.
ZEHEBÎ, Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed b. Osman b. Kaymaz,
Tezkiretü’l-huffâz, Haydarâbâd, 1375-77/1955-58.

|342|
bilimname
düşünce platformu
XXX, 2016/1


Download