ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ

advertisement
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hasan Fatih KIŞOĞLU
CMS HCAL HADRONİK KAPAK KALORİMETRESİNDEKİ HİBRİD
FOTO-DİYOTLARIN ENERJİ KAZANÇ KARARLILIĞI ÇALIŞMALARI
FİZİK ANABİLİM DALI
ADANA, 2008
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Hasan Fatih KIŞOĞLU
YÜKSEK LİSANS TEZİ
FİZİK ANABİLİM DALI
CMS HCAL HADRONİK KAPAK KALORİMETRESİNDEKİ HİBRİD
FOTO-DİYOTLARIN ENERJİ KAZANÇ KARARLILIĞI ÇALIŞMALARI
Bu tez ......../…...../ 2008 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/
Oyçokluğu İle Kabul Edilmiştir.
İmza............……………
Doç.Dr.Aysel KAYIŞ TOPAKSU
DANIŞMAN
İmza...................….…..
Prof.Dr.Gülsen ÖNENGÜT
ÜYE
İmza..............……………
Yrd.Doç.Dr.Ramazan BİLGİN
ÜYE
Bu tez Enstitümüz Fizik Anabilim Dalında hazırlanmıştır.
Kod No
Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ
Enstitü Müdürü
Bu Çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir.
Proje No: FEF.2007.YL.29
• Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve
fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki
hükümlere tabidir.
ÖZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
CMS HCAL HADRONİK KAPAK KALORİMETRESİNDEKİ HİBRİD
FOTO-DİYOTLARIN ENERJİ KAZANÇ KARARLILIĞI ÇALIŞMALARI
Hasan Fatih KIŞOĞLU
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
FİZİK ANABİLİM DALI
Danışman: Doç. Dr. Aysel KAYIŞ TOPAKSU
Yıl: 2008 Sayfa: 63
Jüri: Doç. Dr. Aysel KAYIŞ TOPAKSU
Prof. Dr. Gülsen ÖNENGÜT
Yrd. Doç. Dr. Ramazan BİLGİN
CMS
detektöründeki
gereksinimlerden
dolayı,
hadronik
kapak
kalorimetresinde (HE) yüksek verimli hibrid foto-diyotlar (HPD) kullanılmaktadır.
Multi-alkali foto-diyot tabanlı HPD’ ler hem bu gereksinimlere cevap vermekte hem
de kalorimetredeki ışıldayıcıların yaydığı ışığa karşı yüksek bir hassasiyet
sağlamaktadır. Böyle bir kalorimetre yapısı, tanımlanan bir izdüşümsel geometride,
1.3 ≤ | η | ≤ 3
psüdorapidite
aralığını
kapsamaktadır.
İyi
tanımlanmış
bir
kalorimetrede, tüm kısımlar arasında uyumluluğun olması için, kazanç, sinyalizasyon
zamanı, … gibi değerlerde iyi bir senkronizasyon olması gerekmektedir. Bu çalışma
HE kalorimetresinde kullanılan HPD’ lerin kazanç kararlılığı ile ilgili bazı test
sonuçlarını içermektedir.
Anahtar Kelimeler: CMS, HCAL, hadronik kapak, kazanç, HPD
I
ABSTRACT
MSc THESIS
THE TEST RESULTS ON GAIN STABILITY OF HYBRID PHOTODIODES OF THE CMS HADRONIC ENDCAP CALORIMETER
Hasan Fatih KIŞOĞLU
DEPARTMENT OF PHYSICS
INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES
UNIVERSITY OF ÇUKUROVA
Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Aysel KAYIŞ TOPAKSU
Year: 2008 Pages: 63
Jury: Assoc. Prof. Dr. Aysel KAYIŞ TOPAKSU
Prof. Dr. Gülsen ÖNENGÜT
Asst. Prof. Dr. Ramazan BİLGİN
According to necessities of the CMS detector high-rate hybdrid photodiodes
(HPD) were used on the hadronic endcap calorimeters (HE). Multialkali photodiode
based HPDs respond to these requirements as well as providing a high sensitivity to
light emitted by scintillators in calorimeter towers. This structure covers a
pseudorapidity range of 1.3 ≤ | η | ≤ 3 on the defined projective geometry of the
calorimeter. There should be a good synchronization in the values of gain, signalling
time, …etc of all sectors of a well-defined calorimeter for harmonious functioning.
This study presents some test results related to the gain stability of HPDs used on the
HE.
Keywords: CMS, HCAL, hadronic endcap, gain, HPD
II
TEŞEKKÜR
Öncelikle bu tez çalışmamda her türlü emeği bulunan ve tecrübesiyle bana
yön gösteren danışman hocam Sayın Doç. Dr. Aysel KAYIŞ TOPAKSU’ya, engin
bilgisine her zaman başvurduğumuz Sayın Prof. Dr. Gülsen ÖNENGÜT’e, beraber
çalıştığımız Andrzej ZURANSKI ve Pawel De BARBARO’ya, çalışmalarım
sırasında deneyimlerini bana aktaran ve her zaman desteğini esirgemeyen dostlarım,
hocalarım Araş. Gör. Mustafa Numan BAKIRCI’ya, Araş. Gör. Salim ÇERÇİ’ye ve
Öğr. Gör. Dr. Kenan SÖĞÜT’e ve her türlü cefama katlanan, arkamı yasladığım en
büyük desteğim aileme sonsuz teşekkür ederim.
Ayrıca yüksek lisans tezimi maddi olarak destekleyen Araştırma Projeleri
Birimi’ne ve CERN’deki çalışmalarımı destekleyen TAEK’e teşekkürü bir borç
bilirim.
III
İÇİNDEKİLER
SAYFA
ÖZ………………………………………………………………………………… I
ABSTRACT……………………………………………………………………… II
TEŞEKKÜR……………………………………………………………………… III
İÇİNDEKİLER…………………...……………………………………………… IV
ÇİZELGELER DİZİNİ…………………………………………………………… VI
ŞEKİLLER DİZİNİ………………………………………………………………. VII
SİMGELER VE KISALTMALAR………………………………………………. IX
1.GİRİŞ…………………………………………………………………………… 1
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR…………………………………………………….. 4
2.1. Standart Model (SM)……………………………………..…..................... 4
2.2. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (BHÇ)……………………………………… 9
2.2.1. Solenoid Mıknatıs………………………………………………….. 14
2.2.2. İzleyici……………………………………………………………... 16
2.2.3. Elektromanyetik Kalorimetre (ECAL)…………………….............. 17
2.2.4. Hadronik Kalorimetre (HCAL)……………………………............. 18
2.2.5. Müon Detektörü…………………………………............................. 19
3. MATERYAL VE METOD……………………………………………………..21
3.1. Hadronik Kalorimetre (HCAL)………………………………………....... 21
3.1.1. Hadronik Fıçı Kalorimetresi (HB)………………………………..... 25
3.1.2. Hadronik Dış Yüzey Kalorimetresi (HO)………………….............. 26
3.1.3. Hadronik Kapak Kalorimetresi (HE)…………………………......... 28
3.1.4. İleri Kısım Hadronik Kalorimetre (HF)……………………………. 30
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR……………………………………………… 31
4.1. CMS Hadronik Kapak Kalorimetresi (HE)………………………………. 31
4.1.1 Soğurucu Yapısı……………………………………..........................33
4.1.2. Işıldayıcı Tabakası…………………………………………………. 35
4.1.3. Foto-Detektörler…………………………………………………… 38
4.1.4. Yarı-İletken Çığ Foto-Diyot (APD)………………………………...39
4.1.5. Yakınlık Odaklı Hibrid Foto-Diyot (PFHPD)……………………... 41
IV
4.2. Enerji Kazanç Kararlılığı Çalışmaları……………………………............. 44
4.3. Sıcaklık ve Sinyaldeki Gecikmenin Enerji Kazancı Üzerindeki Etkisi…... 52
5. SONUÇ VE ÖNERİLER……………………………….................................... 59
KAYNAKLAR…………………………………………………………… ........... 61
ÖZGEÇMİŞ………………………………………………………………………. 63
V
ÇİZELGELER DİZİNİ
SAYFA
Çizelge 2.1. Temel kuvvetler ve taşıyıcı parçacıkları …………………………….6
Çizelge 2.2. Standart Model’deki temel parçacıklar………………………...…… 8
Çizelge 3.1. Her bir η aralığına karşılık gelen kuleler….…………………………28
Çizelge 4.1. HE + kalorimetresindeki kısımlar ve bu kısımlara ait sektörler ve phi (φ )
değerleri………................................................................................... 38
VI
ŞEKİLLER DİZİNİ
SAYFA
Şekil 2.1 CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı…….……………………….... 10
Şekil 2.2 Sıkı Muon Solenoid (CMS) detektörünün genel görünüşü…….………. 11
Şekil 2.3 BHÇ üzerindeki deneyler ve koordinat eksenleri………………………. 13
Şekil 2.4 CMS’de kullanılan solenoid mıknatıs………………………………….. 14
Şekil 2.5 Solenoid mıknatısın parçalarının bir araya getirilmesi…………………. 15
Şekil 2.6 Piksel detektörü………………………………………………………… 16
Şekil 2.7 ECAL’in (a) ve içerisindeki kristallerin (b) bir kesiti………………….. 18
Şekil 2.8 Hadronik Kalorimetrenin(HCAL) genel görünüşü…………………….. 19
Şekil 2.9 Müon detektörünün fıçı bölgesindeki (MB) bir halka (a) ve müon kapak
bölgesindeki (ME) bir diskin görünüşü (b)…………………………….. 20
Şekil 3.1 Hadronik kalorimetrenin (HCAL) alt bileşenleri………….…...……… 22
Şekil 3.2 HCAL’ın mıknatıs içerisindeki kısmına (HB) ait bir sektör………….... 23
Şekil 3.3 Bir “megatile” kesiti……………………………………………………. 24
Şekil 3.4 HB’nin bir yarısına ait sektör…………………………………………... 26
Şekil 3.5 HO’nun yanlamasına (a) ve uzunlamasına (b) kesiti…………………... 27
Şekil 3.6 HO’nun genel görünüşü………………………………………………... 28
Şekil 3.7 Hadronik kapak kalorimetresinin (HE) bir görünüşü…………………... 29
Şekil 3.8 HF’in bir görünüşü……………………………………………………... 30
Şekil 4.1 CMS detektöründeki hadronik kapak (HE) kısımları………………….. 31
Şekil 4.2 HE’nin soğurucusunun bir görüntüsü…………………………………... 32
Şekil 4.3 HE’nin önüne yerleştirilen elektromanyetik kapak ve elektromanyetik ön
duş kısımlarının görüntüsü……………………………………… ……... 33
Şekil 4.4 Soğurucu plaka kesiti…………………………………………………... 34
Şekil 4.5 Işıldayıcı tabakasının kesiti…………………………………………….. 36
Şekil 4.6 Işıldayıcı karosunun görüntüsü………………………………………… 36
Şekil 4.7 HE’de kullanılan izdüşümsel geometri……………………………….... 37
Şekil 4.8 Sıradan bir APD kesiti…………………………………………………. 40
Şekil 4.9 Bir APD’nin iç yapısı…………………………………………………... 40
VII
Şekil 4.10 HCAL’ın kullandığı örnek bir HPD ve silikon foto-diyotun HPD
üzerindeki yerleşimi(a), elektroniklere bağlanan arka yüzeyi(b)……...42
Şekil 4.11 Bir HPD’nin vakumlanmış tüp içerisine yerleştirilmesi(a), HPD’ nin iç
yapısı(b)………………………………………………………………. 43
Şekil 4.12 Bütün HE + kısımlarından alınan verilerin ortalama enerjileri……….. 44
Şekil 4.13 Bütün HE + kısımlarından alınan verilerin KKO değerleri…………... 45
Şekil 4.14 HE + ’nın tüm sektörlerinin ortalama tepki süresi……………………. 46
Şekil 4.15 HE + ’nın tüm sektörlerinin KKO değerleri…………………………...46
Şekil 4.16 HE + A kısmından alınan verilerle, referans olarak kabul edilen verinin
karşılaştırılması……………………………………………………….. 47
Şekil 4.17 HE + A kısmından alınan verilerin KKO değerlerinin, referans veri ile
karşılaştırılması………………………………………….……………. 48
Şekil 4.18 HE + B kısmındaki sektörlerden alınan ortalama enerjilerin referans veri
ile karşılaştırılması……………………………………………………. 49
Şekil 4.19 HE + B kısmındaki sektörlerin ortalama enerjilerinin KKO değerlerinin
karşılaştırılması……………………………………………………….. 49
Şekil 4.20 HE + C kısmından alınan ortalama enerjilerin referans veri ile
karşılaştırılması(a), ortalama enerjilerin KKO değerlerinin referans
veri ile karşılaştırılması(b)………………...………………………….. 50
Şekil 4.21 HE + A kısmı sektör 2’ye ait φ değerlerinde görülen referans veri ile
aradaki fark…………………………………………………………… 51
Şekil 4.22 HE + A kısmı sektör 2’de görülen referans veri ile arasındaki iki katlık
enerji farkı……………………………………………………………..52
Şekil 4.23 Sıradan bir LED verisi için “sinyal şekli” grafiği……………………. 53
Şekil 4.24 HE + A kısmı için yapılan sinyal gecikmesi çalışmasında kalorimetreye
gönderilen sinyaldeki gecikmeler…………………………………….. 54
Şekil 4.25 Sinyal gecikmesinin enerji kazancına etkisi…………………………... 54
Şekil 4.26 Yeniden tanımlanan ortalama enerjiye göre sinyal gecikmesi………... 56
Şekil 4.27 Enerji kazancının sıcaklıkla değişimi. Sıcaklığın artmasında sıcaklığın bir
önceki veriye göre değişimi(a), sıcaklığın artırılması ile arka arkaya alınan
verilerin birbirine oranı(b)…………………………………………….. 57
VIII
SİMGELER VE KISALTMALAR
GUT
: Büyük Birleştirme Teorisi
SUSY : Süper-simetri
SM
: Standart Model
CERN : Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi
BHÇ
: Büyük Hadron Çarpıştırıcısı
CMS : Sıkı Müon Solenoidi
QCD : Kuantum Renk Dinamiği
QED
: Kuantum Elektro Dinamiği
ECAL : Elektromanyetik Kalorimetre
HCAL : Hadronik Kalorimetre
HB
: Hadronik Fıçı Kalorimetresi
HE
: Hadronik Kapak Kalorimetresi
HO
: Hadronik Dış Yüzey Kalorimetresi
HF
: İleri Kısım Hadronik Kalorimetre
MB
: Fıçı Bölgesi Müon Detektörü
ME
: Kapak Bölgesi Müon Detektörü
DT
: Sürüklenme Tüpü
RPC
: Dirençli Düzlemsel Odacıklar
SL
: Süper Katman
CSC
: Katot Şeritli Odacıklar
PS
: Proton Sinkrotronu
SPS
: Süper Proton Sinkrotronu
EE
: Elektromanyetik Kapak Kalorimetresi
ES
: Elektromanyetik Ön Duş Kalorimetresi
WLS : Dalga-Boyu Öteleyici Fiberler
PFHPD: Yakınlık Odaklı Hibrid Foto-Diyot
APD
: Yarı-İletken Çığ Foto-Diyot
HPD
: Hibrid Foto-Diyot
MIP
: Minimum İyonize Eden Parçacıklar
IX
KKO
: Standart Sapma
LED
: Işık Yayan Diyot
ADC
: Analog - Dijital Çevirici
eV
: Elektron Volt
MeV
: Milyon Elektron Volt
GeV
: Milyar Elektron Volt
TeV
: Trilyon Elektron Volt
MRad : Milyon Rad
MHz
: Milyon Herz
ns
: Saniyenin Milyarda Biri Olan Zaman Birimi
nm
: Metrenin Milyarda Biri Olan Uzunluk Birimi
fC
: Temel Elektrik Yükünün 10 −15 Katı Olan Yük Birimi
bx
: Büyük Hadron Çarpıştırıcısındaki Çarpışma Sıklığı
L
: Işıklılık
s
: Kütle-Merkezi Enerjisi
φ
: Azimutal Açı
p
: Momentum
η
: Psüdorapidite
X0
: Radyasyon Uzunluğu
h
: Planck Sabiti
e
: Temel Elektrik Yükü
λ
: Nükleer Etkileşme Uzunluğu
σ
: Tesir Kesiti
V AK
: Anot-Katot Gerilimi
V
: Eşik Gerilimi
G
: Kazanç
PbWO4 : Kurşun-Tungsten Kristali
PET
: Polietilen Tereftalat
X
1.GİRİŞ
Hasan Fatih KIŞOĞLU
1. GİRİŞ
Yüksek enerji fiziği, maddenin temeli olarak bilinen, atom altı
parçacıkların yapılarını ve aralarındaki etkileşmeleri inceleyen fizik dalıdır. Bu
parçacıkları ve bunlar arasındaki temel etkileşimleri inceleyen modele Standart
Model denir. Yüksek enerji fiziğinde parçacıklar, parçacık–kuvvet ilişkisine
dayandırılarak incelenir. Standart Model, bu ilişkilerden doğan teorilerin
oluşturduğu bir modeldir.
19. yüzyılın sonlarında J. J. Thomson’un elektronun varlığını ortaya
atması ve daha önceki yıllarda, Maxwell ile ortaya çıkan, elektromanyetik
teorinin ortaya attığı “yüklü bir parçacık ivmeli hareketi sırasında elektromanyetik ışınım yapar” tezi parçacık-kuvvet ilişkisine ilk örnek olarak verilebilir.
Bu tez, yapılan teorik ve deneysel desteklerle doğrulanmıştır. Standart Model’e
göre; 1 / 2 spin kuantum sayısına sahip lepton ve kuarklar maddenin temelini
oluştururlar. Parçacıkları fermiyonlar ve bozonlar diye ikiye ayıracak olursak,
fermiyonlar arasında yer alan kuark ve leptonlar, spin kuantum sayıları 1 / 2 olan
ve Fermi – Dirac istatistiğine uyan parçacıklardır. Fermiyonlar, dolayısıyla,
“Pauli Dışarlama İlkesi” ne de uyarlar.
Standart Model’in pek çok öngörüsünün, günümüzdeki hızlandırıcılarla
elde edilen deneysel verilerle örtüşmesine rağmen eksik olduğu bazı konular
vardır. Bu nedenle SM’in daha ötesinde bir fizik öngören birkaç model daha
tanımlanmıştır. Bunlar, Büyük Birleştirme Teorisi (GUT), Süper Simetri (SUSY)
ve Kompozitlik modelleridir.
SM’de eksik olduğu düşünülen veya cevap verilemeyen konular arasında
en dikkat çekeni kütle problemi olarak alınabilir. SM’de bazı parçacıkların
kütleleri matematiksel olarak hesaplanamamaktadır. Bilindiği gibi zayıf
etkileşmenin ara parçacıkları W ± , Z 0 bozonları ve elektromanyetik etkileşmenin
ara parçacığı fotondur. Bu parçacıkların hepsi de etkileşmelerin ara parçacıkları
olmalarına rağmen neden W ± , Z 0 büyük kütlelere sahip iken foton kütlesizdir?
Düşük enerjilerde elektromanyetik ve zayıf etkileşme farklı özelliklere sahipken
neden yüksek enerjilerde benzer özellikler taşımaktadırlar?, ...gibi sorulara SM
1
1.GİRİŞ
Hasan Fatih KIŞOĞLU
cevap verememektedir. Belki de bu problemin açıklığa kavuşturulması ile “kütle”
kavramının tanımı tam olarak yapılabilecektir.
SM’de zayıf ve elektromanyetik etkileşmelerin düşük enerjilerde farklı
özellikler gösterip, yüksek enerjilerde benzer özellikler göstermesi “elektro-zayıf
simetri kırılması” olarak bilinir. SM’deki bu simetri kırılmasına neden olarak
“Higgs” parçacığı gösterilmektedir. Higgs parçacığı kuramsal bir parçacık olup,
elektromanyetik alan–foton bağdaştırmasında olduğu gibi, Higgs alanının ara
parçacığı olarak düşünülmektedir. “Boş uzay” olarak bildiğimiz, aslında Higgs
alanının sıfır olduğu durumdur. Higgs ara parçacığı da bu alanın taban enerji
seviyesindeki ara parçacığı olarak ele alınırsa “boş uzay Higgs parçacıkları ile
doldurulmuştur” yorumunu yapabiliriz.
Higgs parçacığını gözlemlemek ve Standart Model’ in cevaplayamadığı
diğer sorulara cevap bulabilmek için çalışmalar dünya üzerinde birkaç yüksek
enerji fiziği laboratuarında yapılmaktadır. Bu laboratuarlardan en büyüğü İsviçreFransa sınırında bulunan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN)’dir. Bu
merkezde kurulan ve 2008 yılı sonlarına doğru çalıştırılması düşünülen Büyük
Hadron
Çarpıştırıcısı
(BHÇ)
ve
iki
büyük
deneyle
Higgs
parçacığı
gözlemlenmeye çalışılacaktır. BHÇ’ de iki proton demetinin hızlandırılıp belli bir
enerjiye ulaşmaları ve bu enerjiye ulaştıklarında çarpışmaları sağlanacaktır.
Çarpışma sonrasında ortaya çıkan parçacıklar aracılığıyla, iki büyük deney,
öncelikle hedef olan Higgs parçacığını doğrulamaya çalışacaklardır. Bu iki
deneyden birisi de Sıkı Muon Solenoidi (CMS)’dir. Bu deneyde Higgs
parçacığının, varsayılan, çeşitli bozunum mekanizmaları incelenecektir. Bu
incelemeler için etkileşme sonrasında ortaya çıkan parçacıkları gözlemlemek, ve
bu gözlem için ise parçacıkların enerjilerini, momentumlarını belirlemek gerekir.
Parçacıkların bu fiziksel niceliklerini ölçmek için, CMS deneyinde, çeşitli
detektörler kullanılmakta ve etkileşme sonunda ortaya çıkan parçacıkları bu
yapılara yönlendirebilmek için manyetik alan kullanılmaktadır. CMS deneyinde
kullanılan detektörlerden biri de, hadronik parçacıkları tespit etmek amacıyla
kullanılan, hadronik kalorimetredir(HCAL).
2
1.GİRİŞ
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Bu tezde CMS deneyinde kullanılan HCAL alt detektörünün hadronik
kapak (HE) kısmında yapılan, kalite kontrol testleri sırasındaki enerji kazanç
kararlılığı ölçümleri anlatılmaktadır. Yapılan analizler için CMS deneyinde
kullanılan CMSSW programı, verileri grafiğe aktarmak için ise ROOT programı
kullanılmıştır.
3
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
2.1 Standart Model (SM)
Parçacık fiziğinin esas amacı evrende temel parçacıklar olarak nitelediğimiz
parçacıkların yapısını ve bu temel parçacıkların kuvvetler aracılığı ile etkileşimlere
girerek evrendeki görünür maddeye nasıl vücut verdiğini anlayabilmektir. Bu
nedenle görünür maddeyi oluşturan bu temel bileşenler ile kuvveti bir arada
düşünmek kaçınılmazdır. Bu düşünce, bizi, bir madde-kuvvet olgusuna sevk
etmektedir. Bu olguya göre madde ile kuvvet arasında bir şekilde bir ilişki vardır.
Böyle bir olguyu ilk destekleyen ve belki de parçacık fiziği için bir milat
sayılabilecek ilk iki olay, James Clerk Maxwell’in 1873’de ortaya attığı ve
muhteşem denklemlerle açıkladığı elektromanyetik teori ve 1897 yılında J.J.
Thomson’ın elektronu keşfetmesi olarak görülebilir. Çünkü parçacık fiziğinin temel
amacı
olan
madde-kuvvet
desteklenmektedir.
Buna
ilişkilendirilmesi
göre;
elektron
bu
kendi
iki
ivmeli
keşif
ile
hareketi1
bir
nevi
sırasında
elektromanyetik ışıma yapar. Aslında bu, sadece elektron için değil, elektrik yükü
taşıyan bütün parçacıklar için geçerlidir. Böylece elektromanyetik alanın kaynağının
bir elektrik yüklü parçacığa bağlanmasıyla madde-kuvvet olgusunun ilk somut örneği
ortaya çıkmıştır.
Elektromanyetik teorinin keşfinden sonraki yıllarda madde-kuvvet olgusu
üzerindeki çalışmalar devam etmiştir. Bu çalışmaların sonucu olarak maddenin yeni
temel bileşenleri (çekirdek, nükleonlar ve kuarklar) keşfedilmiştir. Bu yeni
bileşenler, doğal olarak, parçacık fizikçilerini yeni kuvvet alanlarının keşfine
yöneltmiştir. Bu nedenle fizikçiler, tıpkı elektron-elektromanyetik alan ilişkisinde
olduğu gibi, bir madde-kuvvet ilişkisi üzerinde çalışmışlardır. Nitekim bu
çalışmaların sonucu olarak tıpkı elektron-elektromanyetik alan ilişkisindeki gibi
ancak elektromanyetik olmayan iki yeni kuvvet keşfedilmiştir: zayıf kuvvet, güçlü
1
Bütün parçacıkların temel olarak iki farklı hareketi vardır: herhangi bir yörüngeyi takip ederek
yaptığı “kendi yörünge hareketi” ve bu yörünge üzerinde hareketi sırasında kendi simetri ekseni
etrafında dönmesiyle yaptığı “spin” hareketi. Maddenin manyetik özelliklerini, daha çok, atom
elektronlarının “spin” hareketi belirler.
4
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
kuvvet. İşte Standart Model, bu kuvvetlerin doğasını açıklamak üzere ortaya konan
ve daha sonra deneysel olarak da doğrulanan birçok teorinin bir araya getirilmesi ile
oluşturulan bir modeldir. Bu model parçacıkların hareketlerini ve temel kuvvetler
aracılığı ile etkileşmelerini matematiksel olarak ifade etmektedir.
Standart Model’e göre evrendeki temel parçacıklar olarak bilinen parçacıklar;
•
Kuarklar,
•
Leptonlardır.
Kuarklar ve leptonlar kuvvet taşıyıcıları aracılığı ile etkileşimlere girerek
evrendeki görünür maddeyi oluşturmaktadırlar. Kuarklar ve leptonlar altışar
parçacıktan oluşmaktadırlar ve bu parçacıkların aynı zamanda birer “karşıt
parçacıkları” vardır. Bu iki gruptaki her bir parçacığı diğerlerinden ayıran özelliğe
“çeşni(flavor)” de denmektedir. Buna göre kuarklarda 6 çeşni ve leptonlarda yine 6
çeşni bulunmaktadır.
SM’e
kütle-çekim
kuvvetinin
taşıyıcı
parçacığı
olan
fakat
henüz
gözlenemeyen “graviton” u da katabiliriz. Bu durumda ise parçacıklarla etkileşime
girerek onlara kütle kazandıran ve henüz gözlenemeyen “Higgs” bozonunu da göz
önüne almamız gerekmektedir.
Kuarkları, aile olarak kütleleri açısından hafiften ağıra doğru sıralarsak;
1. Yukarı(u) ve aşağı(d) kuark,
2. Tılsımlı(c) ve garip(s) kuark,
3. Üst(t) ve alt(b) kuark
şeklinde olur. Kuarkların “çiftler(doublet)” halinde gösterimi ise;
u
 
d 
c
 
s 
şeklinde olur.
5
t 
 
 b
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Karşıt kuarklar ise hangi kuarkın karşıtı ise onun simgesinin üzerinde bir
çizgi ile gösterilir: u , d, c, s , t, b . Kuarkların, leptonlardan farklı olarak, bir de “renk
yükü” vardır. Herhangi bir kuarkın (karşıtı hariç) mümkün 3 farklı renk yükü vardır:
kırmızı, mavi, yeşil. Karşıt kuarklar ise, elektriksel yükte olduğu gibi, renk yükünde
de karşıtı olduğu kuarkın renk yükünün karşıtını alır (örn; karşıt kırmızı, …).
Leptonlar 3 tane parçacık ve bu parçacıklara ait birer nötrinodan
oluşmaktadır. Leptonları da aile olarak kütleleri açısından hafiften ağıra doğru
sıralarsak;
1. Elektron (e - ) ve elektron nötrinosu (ν e )
2. Muon (µ - ) ve muon nötrinosu (ν µ )
3. Tau (τ - ) ve tau nötrinosu (ν τ )
olur. Leptonların da karşıt parçacıkları, kuarklarda olduğu gibi, hangi parçacığın
karşıtı ise onun simgesinin üzerinde çizgi ile gösterilir.
Evrendeki temel kuvvetler, şiddetleri, etkili oldukları mesafeler ve bu
kuvvetlerin taşıyıcı parçacıkları çizelge 2.1’de gösterilmiştir.
Çizelge 2.1 Temel kuvvetler ve taşıyıcı parçacıkları
Kuvvet
Şiddet
Erim(Menzil)
Taşıyıcı parçacık
Güçlü
1
10 −15 m
Gluon
Elektromanyetik
10 −2
∞
Foton
Zayıf
10 −5
10 −18 m
W ± , Z0
Kütle-çekim
10 −38
∞
Graviton
Bütün
kuvvet
taşıyıcı
parçacıklar
Bose-Einstein
istatistiğine
uyan
parçacıklardır (bozonlar). Güçlü kuvvetin taşıyıcı parçacığı gluon olup evrenin
çekirdek boyutlarındaki yapısından sorumludur. Çekirdeği bir arada tutan kuvvet
nükleonlar arasındaki güçlü kuvvetin kalıntısı olup nükleonları oluşturan kuarklar
6
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
arasındaki etkileşmeler ise güçlü kuvvetin ta kendisidir. Üç tane kuark bir araya
gelerek baryonları; bir kuark ve bir karşıt kuark bir araya gelerek mezonları
oluşturmaktadırlar. Hadronlarda (baryon ve mezon) herhangi bir renk yükü
olmadığını göz önünde tutarsak kuarkların asla serbest halde bulunamayacağını
söyleyebiliriz. Kuarkların baryon veya mezon içerisindeki gluon alışverişi vasıtasıyla
yaptıkları güçlü etkileşmeleri “Kuantum Renk Dinamiği (QCD)” ile açıklayabiliriz.
Dolayısıyla renk yükü taşıyan tüm parçacıklar, yani kuarklar, güçlü etkileşmelerde
bulunabilirler. Kuarklar, ayrıca, elektromanyetik ve zayıf etkileşmelerde de
bulunabilirler.
Evrenin çekirdek boyutlarındaki yapısında ikincil olarak görev alan kuvvetler
ise elektromanyetik ve zayıf etkileşmelerdir. Elektromanyetik kuvvetin taşıyıcı
parçacığı foton olup elektrik yükü olan tüm parçacıklar elektromanyetik alanlardan
etkilenirler. Çekirdekle elektronu “atom” formunda bir arada tutan kuvvet
elektromanyetik
kuvvettir.
Elektromanyetik
etkileşmelerin
dinamik
modeli
“Kuantum Elektro Dinamiği (QED)” ile açıklanır. Zayıf etkileşmenin ise taşıyıcı
parçacıkları “vektör bozonları” olarak da bilinen W ± , Z 0 parçacıklarıdır. Adından
da anlaşılacağı gibi şiddeti diğer iki kuvvetten daha düşük olan zayıf etkileşmede
çeşni değişmektedir. Bu nedenle zayıf etkileşmenin dinamik modellemesi “çeşni
dinamiği” ile yapılmaktadır.
Kütle-çekim kuvvetine ise “graviton” adı verilen bozon aracılık etmektedir.
Graviton ise diğer taşıyıcı bozonlardan farklı olarak henüz gözlenememiştir. Ancak
diğer kuvvetler gibi kütle-çekim kuvvetinin de bir “uzaktan etkileşme” olması, arada
bir aracının (veya taşıyıcının) olmasını gerektirmektedir. Kütle-enerji eşdeğerliliğini
de göz önünde tutarak “kütlesi olan bütün parçacıklar kütle-çekim kuvvetinden
etkilenmektedir” diyebiliriz. Standart Model’deki bütün temel parçacıklar ve kuvvet
taşıyıcıları çizelge 2.2’de verilmiştir.
7
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Çizelge 2.2 Standart Model’deki temel parçacıklar
Parçacık
Spin (h )
Elektrik yükü (e)
Kütlesi (MeV)
Yukarı kuark (u)
1/2
+2/3
1.5 - 4.5
Aşağı kuark (d)
1/2
-1/3
5 - 8.5
Tılsımlı kuark (c)
1/2
+2/3
1000 - 1400
Garip kuark (s)
1/2
-1/3
80 – 155
Üst kuark (t)
1/2
+2/3
175000
Alt kuark (b)
1/2
-1/3
4000-4500
Elektron (e - )
1/2
-1
0.5109
Muon (μ − )
1/2
-1
105.658
Tau (τ - )
1/2
-1
1776.99
Elektron nötrinosu
1/2
0
< 0.000003
1/2
0
< 0.19
Tau nötrinosu (ν τ )
1/2
0
< 18.2
Gluon (g)
1
0
0
Foton ( γ)
1
0
0
W+
1
+1
80423
W−
1
-1
80423
Z0
1
0
91187
Graviton
2
0
0
Higgs (H 0 )
0
0
> 114300
(ν e )
Muon nötrinosu
(ν µ )
Standart Model’deki temel parçacıkları kütlelerine göre çiftler halinde
yazarsak:
8
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
u

d



 e- 
 
ν 
 e
I.



c
 
s
t

b
µ- 
 
ν µ 
 
II.
τ - 
 
ν 
 τ
III.
şeklinde SM’deki 3 parçacık neslini oluşturmuş oluruz.
Standart Model’e, birçok deney sonucu ile uyum içinde olmasına rağmen,
“tam anlamıyla eksiksiz bir model” diyemeyiz. Standart Model’in eksik olduğu veya
cevap bulamadığı bazı noktalar vardır. Bunlardan en önde gelenleri; SM’de bir
parçacığın kütlesinin belirlenmesi için matematiksel bir ifadesinin olmayışı ve
kütlenin asıl kaynağının ne olduğu, birleşik bir model olmayışı, kuarklardan ve
leptonlardan oluşan fermiyon ailesinin neden tekrarlandığı ve bunlardan başka
ailelerin olup olmadığı, 2. ve 3. ailelerin neden 1. ailedeki parçacıklara bozunduğu ve
bundan dolayı bu parçacıkların temel parçacık olmayıp birer iç yapılarının
olabileceği konularıdır. Bu başlıklardan “kütle” problemi belki de en dikkat
çekenidir.
Yüksek enerjilerde zayıf ve elektromanyetik kuvvet birbiri ile benzer
özellikler göstermektedir. Bu iki kuvvette görülen ve yüksek enerjiden daha düşük
enerji
seviyesine
gidildikçe
belirginleşen
fark
“simetri
kırılması”
olarak
adlandırılmaktadır. Bu simetri kırılmasından ise, evrenin yaratıldığı ilk zamanlarda
var olduğu düşünülen Higgs bozonunun sorumlu olduğu düşünülmektedir.
Başlangıçta “elektro-zayıf kuvvet” olarak bir arada bulunan elektromanyetik ve zayıf
kuvvetin nasıl birbirinden ayrıldığını, dolayısıyla Higgs bozonunun bu simetri
kırılmasına nasıl neden olduğunu anlamak için adeta evrenin o zaman dilimine geri
gidilmesi gerekmektedir. Bu ise yüksek enerji mertebesine ulaşılmasını sağlayan
hızlandırıcılar (veya çarpıştırıcılar) ile yapılabilmektedir. Bu amaca yönelik olarak
2008
yılının
sonlarına
doğru
çalıştırılması
düşünülen
Büyük
Hadron
Çarpıştırıcısı’nda “kütle” ve “simetri kırılması” problemine cevap bulunmaya
çalışılacaktır.
9
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
2.2 Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (BHÇ)
Avrupa’nın en önemli Yüksek Enerji Fiziği merkezlerinden biri, İsviçreFransa sınırında konumlandırılmış Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN)‘dir.
2008 yılı sonlarına doğru başlaması düşünülen BHÇ’de, proton-proton ve ağır iyon
(kurşun-kurşun) çarpışmaları gerçekleşecektir. Çarpıştırma deneylerinde temelde iki
fiziksel nicelik önemlidir: kütle-merkezi enerjisi ve ışıklılık. BHÇ’de proton-proton
s = 14 TeV ve ışıklılık L = 10 34 cm -2 s -1
çarpışmaları için kütle-merkezi enerjisi
iken kurşun-kurşun çarpışmaları için kütle-merkezi enerjisi
s = 5.5 TeV ve ışıklılık
L = 10 27 cm -2 s -1 dir. Parçacık demetleri dairesel halka şeklindeki bir yörüngede
hareket ederek hedeflenen enerjiye ulaştıklarında çarpışma gerçekleşmektedir. Bu
çarpışmalar sonucunda ortaya çıkan daha küçük kütleye sahip parçacıklar
incelenebilmekte ve bu yeni parçacıkları incelemek için ise, demet yörüngesi
üzerinde konumlandırılmış, parçacık detektörleri kullanılmaktadır. Çarpışmalar
detektörün içerisinde bir noktada (etkileşme veya çarpışma noktası) meydana
gelmektedir. BHÇ halkasının bir görünüşü şekil 2.1’de gösterilmiştir.
Şekil 2.1 CERN’ deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı
BHÇ deneyindeki iki önemli parçacık detektöründen biri CMS (Compact
Muon Solenoid) detektörüdür. CMS’ nin dizaynından ve yerleştirilmesinden
bahsedersek, CMS, 12500 ton ağırlığında, 21.6 m uzunluğunda, 15 m genişliğinde
10
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
ve 4 T ’lık manyetik alan üretebilen bir mıknatısa sahip detektördür. CMS’ nin genel
bir görünüşü şekil 2.2’deki gibidir.
İleri
Kısım
Kalorimetre
Süperiletken
Solenoid Mıknatıs
Silikon İzleyici
Piksel Detektörü
Ön duş
Hadron
Kalorimetresi
Elektromanyetik
Kalorimetre
Müon
Detektörü
Şekil 2.2 Sıkı Muon Solenoid (CMS) detektörünün genel görünüşü
CMS detektörü BHÇ halkası üzerinde, yerin 100 m altında kurulmaktadır.
Detektörün başlıca hedefi, nedeninin “Higgs” adı verilen bozon olduğu düşünülen
elektro-zayıf simetri kırılmasının doğasını anlamaktır. CMS detektörünün amacına
uygun şekilde çalışabilmesi için bazı özelliklere sahip olması gerekir. Bunları şöyle
sıralayabiliriz:
•
Parçacığın sahip olabileceği geniş momentum değeri aralığında ve her bir
momentum değeri için, bulunabileceği geniş bir açı değeri aralığında hassas
muon saptama ve momentum çözünürlüğü ( ∆p / p değerinin küçük olması),
•
Muon çiftleri için oldukça iyi kütle çözünürlüğü ( ∆m / m değerinin küçük
olması),
11
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
•
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Momentum değeri 1 TeV/c ’den düşük müonlar için elektriksel yük tayininin
hatasız yapılması ( ki bu kritik momentum değeri incelenebilecek enerji
aralığının yaklaşık 1 TeV olduğunu gösterir),
•
Detektörden gelen sinyallerden sadece ilgilendiğimiz sinyalleri seçebilmek
için iyi bir tetikleme sistemi, parçacığın detektörde ne kadar enerji bıraktığını
belirlemek için elde edilen sinyallerin yeniden yapılandırılmasının iyi olması,
etkileşme sonrasında parçacıkların izini ve dolayısıyla momentumunu hassas
şekilde belirleyebilmek için “izleyici” sisteminin etkileşme noktasına yakın
olması,
•
Detektörün yüksek bir kapalılığa (hermitiklik) sahip olması. Bu özelliğe sahip
olması, detektörden olabilecek parçacık sızıntısını önlemeye yöneliktir.
•
Bir diğer özellik ise detektörün çok bileşenli olmasıdır. Bu sayede detektör ne
kadar çok küçük parçalara bölünürse, o kadar küçük bölgeden sinyal
okunabilir.
Detektörde momentum, dolayısıyla konum, enerji ölçümü yapılacağı için
detektör üzerinde tanımlı bir koordinat sistemine gerek duyulmaktadır. CMS
detektörü üzerinde tanımlı koordinat sisteminin başlangıç noktası, detektörün içinde
olduğu kabul edilen çarpışma veya etkileşme noktası olarak kabul edilir. Bu şekilde
bir başlangıç noktası baz alınarak bu noktadan BHÇ halkasının merkezine doğru olan
eksen x-ekseni, başlangıç noktasından yukarıya dikey doğrultu y-ekseni ve parçacık
demeti doğrultusu ise z-ekseni olarak tanımlanır. Ayrıca φ azimutal açısı x-ekseni ile
y-ekseni arasında x-ekseninden itibaren, θ açısı ise z-ekseninden itibaren ölçülür.
Detektörde tanımlanan diğer bir nicelik ise “psüdorapidite” olarak tanımlanan η ’dır
ve
θ

η = - ln  tan 
2

(2.1)
olarak verilir. Koordinat sisteminin BHÇ üzerindeki temsili şekil 2.3’deki gibidir.
12
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
ATLAS
ALICE
PS
SPS
LHCb
CMS
Şekil 2.3 BHÇ üzerindeki deneyler ve CMS koordinat sistemi
Daha önce detektörün istenilen verimlilikte çalışabilmesi için bazı şartlar
olmasını söylemiştik ve bu şartlar arasında detektörün çok parçacıklı yapıda olması
gerektiğini vurgulamıştık. Merkezinde 4 T ’lık manyetik alan sağlayan bir solenoid
mıknatıs olan CMS detektörü, bu çok parçacıklı yapıyı sağlaması amacıyla, 4 tane alt
sistemden oluşmaktadır.
•
İzleyici,
•
Elektromanyetik kalorimetre (ECAL),
•
Hadronik kalorimetre (HCAL),
•
Müon detektörü
13
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
2.2.1 Solenoid Mıknatıs
Bir manyetik alanda hareket eden yüklü bir parçacığın momentumu, temelde,
parçacığın yörüngesindeki eğrilik ile ölçülmektedir. Ancak yüksek enerjili ve yüklü
parçacıkları yörüngelerinden saptırabilmek ve yörüngelerini eğebilmek için güçlü bir
manyetik alan gerekmektedir. Bu amaca yönelik olarak, CMS detektöründe, 13 m
uzunluğunda ve 6 m iç yarıçapa sahip solenoid süperiletken mıknatıs kullanılmakta
ve bu mıknatıs sayesinde büyüklüğü 4 T olan, demet eksenine paralel ( z-ekseninde)
bir manyetik alan sağlanabilmektedir. CMS’deki solenoid mıknatıs şekil 2.4’de
gösterildiği gibidir.
Şekil 2.4 CMS’ de kullanılan solenoid mıknatıs
14
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Daha önce de belirttiğimiz gibi solenoid mıknatıs CMS’in merkezinde yer
almakta ve müon detektörü tarafından çevrelenmektedir. Mıknatısın manyetik alan
çizgileri, bu müon odacıklarının da yer aldığı, “demir kelepçe” olarak isimlendirilen
iskelet yapı içerisinde solenoid boyunca uzanan bir elips çizer.
Şüphesiz ki böyle bir mıknatısın, ürettiği manyetik alan vasıtasıyla, kendi iç
ısınması olacaktır. Bu amaçla mıknatısın soğutulmasından sorumlu eleman olarak,
aynı zamanda içerisinde izolasyon için gereken vakumlama sistemi bulunan,
“kriyostat” lar kullanılmaktadır. Böyle bir soğutma ünitesi 4.45 °K sıcaklığa kadar
800 W ,
60 °K
ve
80 °K
arasında ise
4500 W
soğutma kapasitesi ile
çalışmaktadır[CMS Collaboration, 2008].
Şekil-2.4’den de görüldüğü gibi CMS’de kullanılan solenoid mıknatıs 5
parçadan oluşmaktadır. Bu kadar büyük bir mıknatısın kurulması ve detektör
içerisine yerleştirilmesi pek kolay değildir. Bu nedenle mıknatıs, şekil 2.5’te
görüldüğü gibi, önce dikey pozisyonda parçaları bir araya getirilir ve daha sonra
yatay pozisyonda “demir kelepçe” iskeletin içerisine yerleştirilir.
Şekil 2.5 13 m uzunluğundaki solenoid mıknatısın parçaları dikey pozisyonda bir
araya getirilmektedir.
15
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
2.2.2 İzleyici
Detektörün içinde kabul edilen bir noktada iki proton demetinden elde edilen
ürün parçacıklar ilk olarak detektörün izleyici alt
− 2. 5 ≤ η ≤ 2. 5
bileşeni ile etkileşir.
psüdorapidite aralığında yer alan izleyici, parçacıkların bıraktığı
izleri (veya yörüngelerini) belirler. Manyetik alan içerisinde eğilen parçacık
yörüngeleri ile bir parçacığın momentumu hesaplanabilir. CMS detektörünün soğansı
yapısındaki en içteki bileşeni olan izleyici demet ekseni boyunca 5.4 m uzunluğa ve
2.4 m ’lik bir yarıçapa sahip bir silindir şeklindedir.
İzleyicinin silikondan yapılan iki alt bileşeni vardır. Bunlardan biri olan
piksel detektörü, izleyicinin çarpışma noktasına en yakın elamanıdır. Piksel detektörü
ile ağır, kısa yaşayan ve yapısında b-kuarkı bulanan (örneğin; B-mezonu) hadronların
bozunmasıyla oluşabilecek birincil ve ikincil verteks noktalarının belirlenmesi
amaçlanmaktadır. Bu tür parçacıklar bozunmadan önce ortalama birkaç 100 µm
kadar yol alırlar[Wulz, 2005].
Piksel detektörü, fıçı bölgesinde, çarpışma noktasından uzaklıkları 4 cm ,
7 cm ve 11 cm olan üç katmandan oluşmaktadır. Şekil 2.6’da gösterildiği gibi
çarpışma noktasının her iki tarafında da bulunan ve bu noktadan uzaklıkları ± 34 cm
ve ± 46 cm olan ileri kısım piksel detektörleri fıçı bölgesinin önünde bulunmaktadır.
Şekil 2.6 Piksel detektörü. Kırmızı renkte olan bölgeler ileri kısım piksel detektörünü
göstermektedir.
16
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Piksel detektöründe 16000 adet çip ile sinyal alınan 100 µm × 150 µm boyutlu
66 milyon adet piksel bulunmaktadır. Bu da detektöre yüksek bir çözünürlük
sağlamaktadır.
Soğansı yapıda piksel detektöründen sonra (piksel detektörünü çevreleyen)
“iç izleyici” bulunmaktadır. İç izleyici bir iskelet yapı içerisinde yer alan
modüllerden, sensörlerden ve bu sensörlerden sinyal almayı sağlayan fiberlerden
oluşmaktadır.
2.2.3 Elektromanyetik Kalorimetri (ECAL)
BHÇ’deki proton-proton çarpışmalarından sonra ortaya çıkan foton ve
elektronların enerjilerini ölçmeyi amaçlayan elektromanyetik kalorimetre (ECAL),
| η | ≤ 1.48 psüdorapidite bölgesinde uzanan, kurşun-tungsten (PbWO4 ) kristallerden
oluşan bir fıçı bölgesi ve | η | ≤ 3 bölgesine kadar uzanan bir kapak bölgesinden
oluşmaktadır. İzleyiciden sonra gelen ECAL, HCAL ve solenoid tarafından
çevrelenmektedir.
ECAL’de kullanılan kristaller için PbWO4 seçiminde, bu bileşimin, sahip
(
olduğu küçük Moliere yarıçapının2 (2 cm) , yüksek yoğunluğunun 8.3 g/cm 3
kısa radyasyon uzunluğunun
(25.8 X 0 )
)
ve
kalorimetreye sıkı bir yapı özelliği
kazandırması etkili olmuştur[Longo, 2006]. Kalorimetrenin fıçı bölgesinde, çarpışma
noktasından 1.29 m uzaklığa yerleştirilmiş, koniye benzer 61200 tane PbWO4
kristali
vardır
ve
kalorimetrenin
en
küçük
elemanının
boyutu
∆η × ∆φ = 0.175 × 0.175 birimdir.
Kristaller
36
süper-modül
formunda
bir
araya
getirilmişlerdir
ve
kalorimetrenin her bir yarısında (pozitif veya negatif yön) 18 tane süper-modül
vardır. Her bir modülde ise 1700 kristal bulunmaktadır. Çarpışma noktasından
3.17 m uzaklıkta bulunan kapak bölgelerinde ise 24.7 X 0 radyasyon uzunluğunda
2
Bir elektromanyetik duşun dikey genişliği Moliere yarıçapı ile verilir ve kritik enerjideki bir
elektronun dikey yöndeki sapmasını ifade eder[Fabjan ve Gianotti, 2003].
17
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
ve çok parçacıklılığı ∆η × ∆φ = 0.175 × 0.175 ’den ∆η × ∆φ = 0.05 × 0.05 ‘e kadar
değişen 14648 tane kristal bulunmaktadır[Cossutti, 2007]. ECAL’in ve kristallerin
bir görünüşü şekil 2.7a ve şekil 2.7b’de görüldüğü gibidir.
(a)
(b)
Şekil 2.7 ECAL’ in (a) ve içerisindeki kristallerin (b) bir kesiti
2.2.4 Hadronik Kalorimetre (HCAL)
Elektromanyetik kalorimetre (ECAL), uyum içerisinde olduğu hadronik
kalorimetre (HCAL) ile birlikte jetlerin ve kayıp dik enerjinin ölçümü için komple
bir kalorimetre sistemi oluşturmaktadır[CMS Collaboration, 1997].
HCAL’ın fıçı ve kapak bölgelerindeki alt bileşenleri (HB ve HE) ECAL’i
tamamıyla çevrelemektedir ve bu iki alt bileşen de solenoid mıknatıs içerisinde
bulunmaktadır. HB ve HE alt bileşenleri fıçı bölgesinde | η | = 1 .4 değerine kadar ve
kapak bölgesinde 1.3 ≤ | η | ≤ 3.0 psüdorapidite aralığında, detektörün hermitikliğini
sağlayacak biçimde, bir araya getirilmişlerdir. İleri kısım kalorimetreleri ise, her
tarafta, çarpışma (veya etkileşme) noktasından 11.2 m uzağa yerleştirilmişlerdir ve,
bir kısmı HE ile çakışan, | η | = 2.9 psüdorapidite noktasından | η | = 5 noktasına
kadar uzanmaktadır. HF, hadronik duşun dar olan yanlamasına profilini en iyi şekilde
belirlemek için gerekli olan, jetlerin enerjilerini ölçmek ve kayıp dik enerji
ölçümünün ileri bölgedeki bütünlüğünü sağlamak için dizayn edilmiştir. Hadronik
duşun | η | ≤ 1.26 bölgesindeki bileşeni ise solenoid mıknatısın dışında bulunan dış
18
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
yüzey kalorimetresi (HO) ile belirlenir[CMS Collaboration, 2006]. HCAL’ın genel
görünüşü şekil 2.8’de gösterilmiştir. HCAL ile ilgili daha geniş bilgi bir sonraki
kısımda verilecektir.
Şekil 2.8 Hadronik Kalorimetrenin(HCAL) genel görünüşü. Sarı renk ile gösterilen
kısımlar, tüm HCAL bileşenleridir.
2.2.5 Müon Detektörü
CMS’de müon sistemi müonların momentumlarını ve yüklerini belirlemek
için dizayn edilmişlerdir. Bunun için detektör iki kısma ayrılmaktadır: fıçı bölgesi
(MB) ve kapak bölgesi (ME). Fıçı bölgesi | η | ≤ 1.2 psüdorapidite bölgesinde
bulunurken, kapak bölgesi ise | η | ≤ 2.4 aralığında uzanmaktadır. Büyük bir alanı
kapsayan detektörün güvenilir ölçümler alan, sağlam yapıda ve düşük maliyette
tutulması şüphesiz en önemli hedeftir [CMS Collaboration, 2008].
Müon sistemindeki fıçı bölgesi, 5 diske bölünen ve solenoid mıknatısın alan
çizgilerinin içerisinde elipsler çizdiği, demir çatal iskeletinin içerisinde 250 adet
müon odacıklarından oluşmaktadır ( her birinde 4 tane odacık bulunan ve “istasyon”
olarak isimlendirilmiş yapı formunda). Bu 5 diskten her biri ise φ = 30° lik
azimuthal açıya karşılık gelen 12 sektöre ayrılmıştır. Sektörlerdeki MB1, MB2, MB3
19
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
ve MB4 şeklinde adlandırılmış odacıklardan oluşan istasyonlar bir sürüklenme tüpü
(DT) ve bir veya iki tane dirençli düzlemsel odacıktan (RPC) oluşmaktadır. RPC’ler
genelde tetikleme için kullanılmaktadır. En içteki üç istasyondaki (MB1, MB2,
MB3) sürüklenme tüpleri ise, üçerli olarak toplam dört grupta bulanan, 12
sürüklenme odacığı katmanından oluşmaktadır. Bu katmanlara ise “süper-katman
(SL)” denmektedir[Calderon ve arkadaşları, 2006].
Her bir kapak bölgesi ise ME1, ME2, ME3, ME4 şeklinde adlandırılmış,
dörtlü gruplar halindeki istasyonlardan meydana gelmektedir. Bu istasyonlar,
solenoid
mıknatısı
kapatan
disk
üzerinde,
demet
eksenine
dik
olarak
yerleştirilmişlerdir. Müon sisteminin iki kapağında toplam 468 tane “katot şeritli
odacıklar (CSC)” bulunmaktadır ve her bir CSC altı adet gazlı boşluklardan
oluşmaktadır. Bu boşluklarda ise dairesel şekildeki katot şeritlerden oluşan bir yüzey
ve bu şeritlere dik olarak konumlandırılmış anot kablolardan oluşan bir yüzey
bulunmaktadır[Calderon ve arkadaşları, 2006]. Şekil 2.8a ve şekil 2.8b’de bir MB
halkası ve kapak diski görülmektedir.
(a)
(b)
Şekil 2.9 Müon detektörünün fıçı bölgesindeki (MB) bir halka (a) ve müon kapak
bölgesindeki (ME) bir diskin görünüşü (b).
20
3. MATERYAL VE METOD
Hasan Fatih KIŞOĞLU
3. MATERYAL VE METOD
3.1 Hadronik Kalorimetre (HCAL)
CMS detektörünün merkezinde, daha önce bahsettiğimiz gibi, 13 m
uzunluğunda, yaklaşık 6 m iç yarıçaplı ve 4 T ’lık manyetik alan sağlayan solenoid
mıknatıs bulunmaktadır. Bu mıknatıs CMS detektörünün en önemli unsuru olup
detektörün tüm alt sistemlerinin özellikleri bu mıknatısa göre seçilmektedir. Böyle
bir sarmal mıknatıs, şekil 3.1’de görüldüğü gibi, sadece HCAL’ı değil,
elektromanyetik kalorimetreyi (ECAL) de çevrelemektedir. ECAL, aynı zamanda,
HCAL tarafından da çevrelenmektedir.
HCAL için en önemli koşul, enerji çözünürlük fonksiyonundaki gaussian
olmayan
uç
kısımları
(grafikteki
kuyruk
kısmı)
minimum
seviyeye
indirmektir[Budd,1997]. Çünkü gaussian bir fonksiyonun grafiği üstel olarak artan,
bir maksimum noktasına ulaşan ve üstel olarak azalan bir eğridir. Bunun dışında uç
kısmı üstel azalmayan eğrilerde KKO gibi istatistiksel bir nicelik belirlenemez.
Böyle bir durumda parçacıkların enerjilerini kalorimetrede tamamen bırakmaları için
mıknatıs ile kalorimetre arasında boşluklar olabildiğince az olmalıdır. Bu boşluk,
HCAL’da, düşük atom numaralı ve aynı zamanda manyetik alandan etkilenmeyen
pirinç malzeme ( %70 bakır ve %30 çinko) ile doldurulmuştur. Bu boşlukların bu tür
bir soğurucu malzeme ile doldurulması parçacıkların etkileştiği “aktif ortam”ın
azalmasına neden olacaktır. Bundan dolayı bu sınırlı yer için uygun olan ışıldayıcı
tabakalar kullanmaktır. Böyle bir ışıldayıcı tabakası içerisinde, ayrıca, kendisi için
oluşturulan boşluklara yerleştirilmiş WLS fiberleri bulunmaktadır. Bu tabakalar ile
oluşturulan izdüşümsel geometride sinyal okuma işlemi bu WLS fiberleri aracılığı ile
yapılmaktadır. Böyle bir izdüşümsel geometri şekil 3.1’de görülmektedir.
21
3. MATERYAL VE METOD
Hasan Fatih KIŞOĞLU
MB
ME
HO
Mıknatıs
HB
EM
HE
HF
İzleyici
Şekil 3.1 HCAL’ın sarmal mıknatıs içerisindeki fıçı kısmı (HB) izleyici ve
elektromanyetik kalorimetreyi çevrelemektedir. Mıknatıs dışında ise
hadronik dış yüzey (HO) ve kapak kısmı (HE) ve hadronik ileri kalorimetre
(HF) bulunmaktadır. Gösterilen sayılar izdüşümsel geometrideki η
değerleridir.
HCAL, ileri kısım kalorimetre (HF) hariç diğer alt sistemleri (HO, HB ve
HE) ile | η | ≤ 3.0 kadarlık bir psüdorapidite aralığını kapsamaktadır. Bu alt
sistemlerden kapak bölgesi (HE) 1.3 ≤ | η | ≤ 3.0 , hadronik fıçı ve hadronik dış yüzey
(HO) 0 ≤ | η | ≤ 1.3 psüdorapidite aralığında bulunmaktadır. İleri kısım kalorimetre ise
3.0 ≤ | η | ≤ 5.0 aralığını kapsamaktadır.
HCAL’ın izdüşümsel bir geometrisini oluşturmak amacıyla, kalorimetre, η
(eta) ve φ (phi)’den oluşan “kule”ler ve bu kulelerden oluşan “sektör” lere
bölünmüştür. Böyle bir yapı şekil 3.2’de görülmektedir.
22
3. MATERYAL VE METOD
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Şekil 3.2 HCAL’ın mıknatıs içerisindeki kısmına (HB) ait bir sektör
Burada φ ile gösterilen parametre, demet doğrultusuna paralel olan z-ekseni
ve bu eksene dik bir x − y düzleminden oluşan 3-boyutlu koordinat sisteminde,
x − y düzlemi üzerinde değer alan bir parametredir. θ ile gösterilen açı ise, z-
ekseninden ölçülen açıdır. Bu izdüşümsel geometri, aynı zamanda, kalorimetrenin
çok parçacıklı yapısına katkıda bulunmaktadır. Buna göre bu çok parçacıklı yapıda
en küçük detektör elemanının boyutu ∆η × ∆φ = 0.087 × 0.087 birimdir.
Şekil 3.2’de gösterilen hadronik fıçı (HB) kısmına ait sektör, her biri 20 º ’ye
karşılık gelen, φ parametrelerinden oluşmaktadır. Kalorimetrenin tamamı 360º
olduğuna göre, HB, 18 tane φ değerinden ve 18 sektörden oluşmaktadır. Hadronik
kapak (HE) kısmı 18 sektör ve 72 tane φ değerinden ibaret iken hadronik ileri
kalorimetrede (HF) ise 36 sektör ve 72 tane φ değeri vardır. Ayrıca daha önce
bahsettiğimiz ve “kule” olarak isimlendirilen her bir geometrik yapı ise bir η
değerine karşılık gelmektedir.
Böyle bir izdüşümsel geometriye sahip bir sektörün (mıknatısın içindeki HB
için) iskeleti pirinçten oluşmaktadır. Bu pirinç yapılar arasında parçacıkların
etkileşme yapacağı ve “aktif ortam” olarak da isimlendirilen ışıldayıcı tabakalarının
yerleştirileceği 9 mm ’lik boşluklar mevcuttur. Bu tabakalar çok sayıda olduğundan
23
3. MATERYAL VE METOD
Hasan Fatih KIŞOĞLU
ve bütünlüğün sağlanması amacıyla, “megatile” denen daha büyük bir yapı formunda
kalorimetredeki boşluklara yerleştirilirler. Böyle bir yapı şekil 3.3’de görülmektedir.
Hadronik kapak (HE) kısmında ise iskelet yapı olarak, yine, pirinç malzeme
kullanılırken, mıknatıs içerisinde bulunmayan hadronik ileri kalorimetrede (HF) ise
çelik yapı mevcuttur.
405.5 cm
19.9 cm
39.8 cm
Optik
bağlayıcılar
Radyoaktif
Kaynak
Tüpleri
Fiber kablo
kanalları
Şekil 3.3 Bir “megatile” kesiti.
HCAL’ın η = 0 bölgesindeki kalınlığı yaklaşık 6.2λ kadardır. η = 0
bölgesindeki bu kalınlık hadronik fıçı (HB) kalorimetresinin boyuna kalınlığı olup
hadronik duş için yeterli bir uzunluk değildir. Bundan dolayı, mıknatıstan hemen
sonra ve müon kalorimetresinin en iç katmanından hemen önce olmak üzere, ilave 2
katman daha konulmuştur. Bu iki katman arası da yine aktif madde ile doldurularak
hadronik dış yüzey (HO) kalorimetresini oluşturmaktadır. Bu ilave katmanlar ile
HCAL’ın η = 0 noktasındaki kalınlığı yaklaşık 10 λ ’ya çıkarılmıştır.
24
3. MATERYAL VE METOD
Hasan Fatih KIŞOĞLU
3.1.1 Hadronik Fıçı Kalorimetresi (HB)
Hadronik fıçı kalorimetresi (HB), CMS detektöründe, | η | ≤ 1.3 psüdorapidite
aralığında yer almaktadır. Daha önce bahsettiğimiz gibi HB’de soğurucu malzeme
olarak pirinç kullanılmıştır. Ancak kalorimetrenin en iç ve en dış katmanında, sağlam
bir yapı oluşturmak amacıyla, çelik kullanılmıştır[CMS HCAL Collaboration, 2008].
HB, CMS detektörünün her iki tarafında da olmak üzere iki kısımdan
oluşmaktadır: HB + ve HB − . Her bir kısımda daha önce bahsedilen sektörlerden 18
tane vardır ve her biri, 20 º ’ye karşılık gelen, φ değerine sahiptir. Ayrıca her bir
sektör, “kule” olarak isimlendirilen 16 tane η değerine bölünmüştür. Bu “kule”ler ve
karşılık geldikleri η aralığı çizelge 3.1’de gösterilmiştir.
Çizelge 3.1 Her bir η aralığına karşılık gelen kuleler. 16. kule HE ile çakışmaktadır.
Kule
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
η aralığı
0.000 – 0.087
0.087 – 0.174
0.174 – 0.261
0.261 – 0.348
0.348 – 0.435
0.435 – 0.522
0.522 – 0.609
0.609 – 0.696
0.696 – 0.783
0.783 – 0.870
0.870 – 0.957
0.957 – 1.044
1.044 – 1.131
1.131 – 1.218
1.218 – 1.305
1.305 – 1.392
Yukarıdaki çizelgeye göre kalorimetrenin en küçük parçasının boyutu
∆η × ∆φ = 0.087 × 0.087 birimdir. Böylece bir sektörün izdüşümsel geometrisi
çıkarılmış olur. Her biri 16 tane katmanın üst üste vidalanmasıyla oluşturulan
25
3. MATERYAL VE METOD
Hasan Fatih KIŞOĞLU
sektörlerden 18 tanesi bir araya getirilerek HB kalorimetresinin bir yarısının iskeleti
oluşturulur. HB’ ye ait bir sektör şekil 3.4’de görüldüğü gibidir.
Kule
Birinci Derinlik
İkinci Derinlik
Şekil 3.4 HB’nin bir yarısına ait sektör
Görüldüğü gibi merkezden kapak bölgesine doğru gidildiğinde kalorimetre,
birbirinden bağımsız sinyal alınan, iki derinliğe ayrılmaktadır[Proudfoot,2006].
Sektördeki 16 katmanın üst üste yerleştirilmesi sırasında ışıldayıcı
tabakalardan oluşan ve “megatile” olarak adlandırılan yapının yerleştirilmesi için
katmanlar arasında 9 mm ’lik boşluklar bırakılmıştır. HB’de ışıldayıcı tabakalar için
radyasyon dayanıklılığı olan 3.7 mm kalınlığında Kuraray SCSN81 plastik ışıldayıcı
tabakaları kullanılmıştır[CMS Collaboration, 2008]. HCAL’da bu tip ışıldayıcı
tabakalardan yaklaşık 70.000 adet bulunmaktadır.
3.1.2 Hadronik Dış Yüzey Kalorimetresi (HO)
Daha önce HCAL’ın η = 0 bölgesinde HB’nin kalınlığının hadronik duş için
yeterli olmadığını söylemiştik. Bu nedenle fıçı kısmına, mıknatıstan hemen sonra ve
müon detektörünün en iç kısmından hemen önce olmak üzere, ilave 2 katman daha
eklenmiştir. Bu iki katman ve ara bölgede yer alan aktif ortamın oluşturduğu yapı
hadronik dış yüzey kalorimetresi (HO) dir. HO, sarmal mıknatısı (1.4/sinθ )λ
kalınlığında bir soğurucuymuş gibi kullanır ve, HO, HB’den sonra kalorimetrede
depolanan enerjiyi ölçmede kullanılır[CMS Collaboration, 2008].
26
3. MATERYAL VE METOD
Hasan Fatih KIŞOĞLU
HO kalorimetresi, tıpkı müon detektörü ve sarmal mıknatıs gibi, halka
şeklindeki 5 kısımdan oluşmaktadır: -1, -2, 0, +1, +2. Bu numaralandırma müon
detektörü ile aynıdır ve son halka (- 2 ) dan ilk halka (+ 2 ) ya gidildikçe η değeri
artmaktadır. Ancak bu kısımdan 0 numaralı halka iki katmana sahipken ± 1 ve ± 2
numaralı
halkalar
tek
katmandan
oluşmaktadır.
HO’nun
yanlamasına
ve
uzunlamasına kesiti şekil 3.5a ve şekil 3.5b’de görüldüğü gibidir.
Katman 1
0
+1
Katman 2
+2
Katman 1
Katman 2
(a)
(b)
Şekil 3.5 HO’nun yanlamasına (a) ve uzunlamasına (b) kesiti
Tıpkı HB’de olduğu gibi, HO’da , x − y düzleminde sektörlere ayrılmıştır.
HO’nun her bir halkası, x − y düzlemi üzerinde, 12 sektöre ayrılmıştır. Buna göre
HO’da bir sektör φ = 30° ’ye karşılık gelmektedir. Ayrıca her bir sektör, kendi
içerisinde, φ = 5° ‘lik 6 dilime ayrılmıştır. Bu 6 dilimin her biri, ayrıca, η
kısımlarına bölünmüştür. HO’da da parçacıkların etkileşeceği aktif ortam olarak
ışıldayıcı tabakalar kullanılmaktadır ve bu tabakalar, HB’deki gibi, “megatile”
formunda bir araya getirilerek HO’nun iki katmanı arasına yerleştirilmektedir.
27
3. MATERYAL VE METOD
Hasan Fatih KIŞOĞLU
HO’daki merkez halkanın her iki katmanı 8 tane η değerine bölünmüştür.
± 1 halkaları 6 tane farklı η değerine sahipken ± 2 halkaları 5 tane η değerine
bölünmüştür[Acharya ve arkadaşları, 2006]. HO’nun CMS’deki genel bir görünüşü
şekil 3.6’ daki gibidir.
Şekil 3.6 HO’nun genel görünüşü
3.1.3 Hadronik Kapak Kalorimetresi (HE)
HCAL’ın bir diğer alt bileşeni olan hadronik kapak kalorimetresi (HE),
hadronik fıçı kalorimetresine (HB) oldukça benzeyen bir kalorimetredir[CMS HCAL
Collaboration, 2008].
28
3. MATERYAL VE METOD
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Kalorimetre 4 T ’lık manyetik alan sağlayan solenoid mıknatısın uçlarına
yerleştirildiği için kullanılacak soğurucu olarak uygun maliyete ve soğurma
uzunluğuna sahip manyetik olmayan malzeme seçilmelidir. Bunun için HE’de, tıpkı
HB’de olduğu gibi, pirinç malzeme kullanılmıştır[CMS HCAL Collaboration, 2008].
Ard arda dizilen soğurucular arasına, parçacıklarla etkileşerek sinyal oluşturan,
ışıldayıcılar yerleştirilmiştir. Işıldayıcılardan gelen sinyaller WLS fiberleri ile uygun
dalga boyuna getirildikten sonra foto-çoğaltıcılar aracılığı ile dijital sinyallere
çevrilmektedir. HE’nin bir görünüşü şekil 3.7’de görüldüğü gibidir. HE ile ilgili
geniş bilgi bir sonraki kısımda verilecektir.
Şekil 3.7 Hadronik kapak kalorimetresinin (HE) bir görünüşü
29
3. MATERYAL VE METOD
Hasan Fatih KIŞOĞLU
3.1.4 İleri Kısım Hadronik Kalorimetre (HF)
İleri kısım hadronik kalorimetre (HF) CMS’de 3 ≤ | η | ≤ 5 psüdorapidite
aralığında bulunmaktadır. Jetlerin ve kayıp dik enerjinin belirlenmesinde önemli rol
oynamaktadır[Baiatian ve arkadaşları, 2006].
HF kalorimetresinde soğurucu olarak çelik kullanılmaktadır. Silindir
şeklindeki bu yapının iç yarıçapı (demet ekseninden uzaklığı) 12.5 cm , dış yarıçapı
ise 130 cm ’dir. Bu değerlere sahip iç ve dış yarıçaplar çelik yapının kalınlığını
117.5 cm olarak belirlemektedir. Kalorimetrede parçacıkların etkileşerek sinyal
oluşturduğu aktif ortam olarak ise birleşik silis (Fused-Silica)1 in sert polimer ile
kaplanmasıyla (Hard Polymer Cladding)2 oluşan yapı kullanılmaktadır[Baiatian ve
arkadaşları, 2006].
HF de, HCAL’ın diğer alt sistemlerinde olduğu gibi x-y düzlemini üzerinde,
her biri φ = 20° ‘ye karşılık gelen sektörlere bölünmüştür. Böylece HF’in bir
yarısında 18 tane sektör bulunmaktadır. Kalorimetrenin η ve φ ’den oluşan
izdüşümsel geometrisinde en küçük elemanın boyutu ∆η × ∆φ = 0.175 × 0.175
birimdir. HF kalorimetresinin bir kesiti şekil 3.8’de görüldüğü gibidir.
Şekil 3.8 HF’in bir görünüşü
1
Birleşik Silis (Fused-Silica), yüksek saflık oranına sahip bir sentetik amorf silikon dioksit bileşendir.
Bu bileşen yüksek sıcaklık altında çok düşük genleşme katsayısına sahipken mor-ötesi bölgeye kadar
uzanan geniş bir dalga-boyu aralığında çok iyi bir ışık iletimi özelliğine sahiptir.
2
Işık iletimi sağlayan kablonun polimer ile kaplanmasıyla oluşan yapı darbeye ve yüksek sıcaklığa
karşı ( 300 °C’ye kadar uzun süreli, 400 °C’ye kadar kısa süreli) dayanıklılığa sahiptir.
30
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
4.1 CMS Hadronik Kapak Kalorimetresi (HE)
CMS’deki kapak bölgesi, silindir bir kutu şeklindeki detektörün her iki
ucunda bulunmaktadır. Her iki uçtaki kapak bölgelerine yerleştirilen hadronik
kapaklar HE + ve HE − olarak isimlendirilmiştir.
HE’nin sahip olduğu psüdorapidite aralığının, BHÇ’de çarpıştırılacak olan
proton demetlerinin son durumunda ortaya çıkan parçacıkların %34 ’ünü
kapsamasından ve detektörün en az 10 yıl çalıştırılması düşünüldüğünden dolayı
kalorimetrenin yüksek bir radyasyona maruz kalacağı beklenmektedir. Bu nedenle,
BHÇ’de kullanılacak olan yüksek ışıklılığı ( L = 10 34 cm -2 s -1 ) da dikkate alırsak,
HE`nin radyasyona karşı yüksek bir dayanıklılığa (MRad düzeyinde) sahip olması
gerekmektedir. Ayrıca demet içerisindeki öbeklerin 40 MHz frekansla
(25 ns)
çarpışmaları, ortaya çıkacak ürünleri yüksek sayma hızı gerektirdiğinden HE
detektörü bu gereksinime de cevap vermelidir.
HCAL’ın kapak bölgeleri solenoid mıknatısın içerisine yerleştirildiğinden
dolayı, bu kısımların 4 T ’lık manyetik alandan etkilenmemesi için HE`nin yapım
malzemesi olarak yeterince iyi özelliklere, soğurma uzunluğuna ve uygun maliyete
sahip pirinç malzemeler kullanılmıştır.
HE
Şekil 4.1 CMS detektöründeki hadronik kapak (HE) kısımları
31
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Şekil 4.2 HE’nin yapımında pirinç malzeme kullanılmıştır. Üzerindeki boşluklar ise
ışıldayıcı tabakaları için ayrılmıştır.
Hadronik
kapaklar
müon
kalorimetresinin
kapak
kısımları
üzerine
konumlandırılmıştır (Şekil 4.1 ve Şekil 4.2). HE’yi solenoid mıknatısın içerisine
sabitlemek için ise müon kapaklarından ziyade hadronik kalorimetrenin yanal
yüzeyleri kullanılmaktadır. Müon kapakları ile üzerine yerleştirilen HE arasındaki
katot şeritli odacıkların (CSC) zarar görmemesi için sabitleme sadece yanal
yüzeylerin ufak kısmı vasıtasıyla sağlanır. HE’nin hemen önüne ise 10 tonluk
elektromanyetik kapak (EE) ve ön duş (ES) kalorimetreleri yerleştirilmiştir (Şekil
4.3).
32
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
EE
Şekil 4.3 HE önüne elektromanyetik kapak (EE) ve ön duş (ES) yerleştirilmiştir.
Yanal yüzeylerdeki katman sırası aynı şekilde kapak bölgelerinde de
mevcuttur.
Şekil 4.2’de görüldüğü gibi HE kalorimetresinin üzerinde şerit şeklinde
boşluklar mevcuttur. Bu aralıklara, ürün parçacıkların varlığını görmemizi
sağlayacak
olan,
ışıldayıcı
tabakalar
yerleştirilecektir.
Işıldayıcılar
sadece
parçacıkların varlığını göstermekle kalmaz, aynı zamanda parçacıkların bıraktıkları
enerji vasıtasıyla kimliklerini belirlememizi sağlarlar.
4.1.1 Soğurucu Yapısı
Detektörlerde soğurucular yüksek enerjili parçacıkların enerjilerini ölçme
amacıyla kullanılan ve bunu parçacık enerjisini soğurarak yapan elemanlardır.
Soğurucu yapımında farklı parçacık türleri için farklı malzemeler kullanılmaktadır.
33
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
HE’de kullanılan soğurucular, tek bir parçacığın enerji çözünürlüğünden daha
ziyade, HB ile HE arasındaki boşluğu azaltmak için dizayn edilmiştir[CMS
Collabration, 2008].
Soğurucu plakalar, aralarında sıralı boşluklar olacak şekilde birbirlerine
bağlanmışlardır (Şekil 4.4). Bu 79 mm ’lik soğurucu plakalar arasında ışıldayıcı
tabakalar için 9 mm ’lik boşluklar bırakılmıştır(Şekil 4.2). HE’nin toplam boyu,
elektromanyetik kalorimetrenin kristallerini de içerecek şekilde, 10 etkileşme
uzunluğu(λ) kadardır[CMS Collabration, 2008]. Soğurucu plakanın kesiti Şekil
4.4‘de görüldüğü gibidir.
SOĞURUCU PLAKALAR
IŞILDAYICI TABAKASI BOŞLUKLARI
VİDA BOŞLUKLARI
Şekil 4.4 Soğurucu plaka kesiti. Manyetik alandan etkilenmemesi için yapımında
pirinç malzeme kullanılmıştır.
Soğurucu üzerinde ışıldayıcı tabakalar için bırakılan boşluklar birbirlerinden
8 cm ’lik mesafe ile ayrılmışlardır. Bu mesafe ise pirinç malzeme ile doldurulmuştur.
Böyle
bir
soğurucu
yapısının
enerji
çözünürlüğü
denklem
4.1’de
verilmiştir[http://rdms-cms.jinr.ru/docs/rdms_1/hadr2.html].
σ % 100
≈
⊕ %2
E
E
34
(4.1)
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Kalorimetrenin dış kısmında ise, içerisine kullanılacak elektroniğin ön
aşaması (front-end) seviyesinde olan elektronik malzemeleri ve foto-detektörleri
yerleştirmek için boşluklar vardır. Bu dış kısım kalorimetreye destek olan 10 cm ’lik
bir çeliğe bağlanmıştır. Foto-detektörler, ışıldayıcılar, …gibi tüm optik elemanlar
kalorimetrenin soğurucu kısımları tamamen yerleştirildikten sonra daha önce
bahsedilen boşluk bölgelerine yerleştirilir. Bu optik elemanların, boşluklara
yerleştirilirken kolaylık olması ve pozisyonları değiştirildiğinde hasar görmemeleri
için esnek yapıda olmamalarında fayda vardır.
4.1.2 Işıldayıcı Tabakası
Işıldayıcılar, yüksek enerjili foton veya yüklü parçacık soğurmasıyla belli bir
karakterde (dalga boyu, enerji, …) ışınım yapan elemanlardır. Yaydığı ışınımın
karakteri ise soğurduğu enerji ile belirlenir. Soğurucular bazı özelliklerine göre
ayrılırlar:
•
Soğurduğu birim enerji başına yaydığı foton sayısı,
•
Enerjiyi soğurması ile ışınım yayması arasındaki gecikme zamanı,
•
Belli bir dalga boyunda yaydığı ışınıma karşı kendi optik
geçirgenliği
Bir ışıldayıcının yukarıda bahsedilen ve “ölü zaman” olarak da bilinen
gecikme zamanının düşük olması, enerjiyi soğurmasına cevap vermesinin çok çabuk
olması anlamına gelmektedir. Bu ise, yaydığı ışınımın hemen arkasına, birim
zamanda daha çok iyonizasyon olayına cevap vermesi anlamına gelmektedir.
HE’ de kullanılan ışıldayıcılar enerji soğurduğunda yaklaşık 520 nm ’lik mavi
ışık yayımlarlar. Yayımlanan bu ışığı dalga boyu öteleyici fiberler (WLS)
toplamaktadır. Bu fiber kablolar ışıldayıcılardan aldığı ışığı foto-detektörlere uygun
dalga boyunda taşımaktadırlar. Işıldayıcı tabakalarının üzerinde WLS fiberlerinin
yerleştirilmesi için oyuklar vardır. Işıldayıcı tabakasının kesiti şekil 4.5’de
görülmektedir.
35
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
OPTİK
BAĞLAYICILAR
PİRİNÇ ÇERÇEVE
Hasan Fatih KIŞOĞLU
IŞILDAYICI
WLS FİBERLERİ
TEMİZ FİBERLER
KABLO RADYOAKTİF
KAYNAK
KUARTZ FİBERLER
Şekil 4.5 Işıldayıcı tabakasının kesiti. Yeşil renkteki kablolar WLS fiberlerini
göstermektedir.
WLS fiberlerinin iki ucunun hassas olması gerektiğinden elmas kesiciler ile
işlenmiştir. Alınan ışığın şiddeti ne kadar fazla olursa foto-detektörler üzerine düşen
ışık, dolayısıyla okunan sinyal o kadar kuvvetli olur. Bu nedenle WLS fiberlerinin
bir ucunun alüminyum ile kaplanması yansıtıcı görevi görmesini sağlar. Bu şekilde
ışıldayıcının her bölgesinden gelen ışık toplanabilir. Fiberlerin diğer ucu ise fotodetektörlere bağlı olan başka bir fiber optik kabloya bağlıdır. Karo şeklindeki
ışıldayıcılar ince kenarlarından boyanarak (ışık kaybını azaltmak için) ve düzlemsel
kalıbın içerisine konularak tabaka şekline dönüştürülür.
Şekil 4.6 Işıldayıcı karosu
Işıldayıcı tabakasında kullanılan ışıldayıcı karoları (tile) Şekil 4.6’da
görülmektedir. Bu şekildeki “tabaka”lardan kapaklarda toplam 1368, “karo”lardan
36
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
ise 20916 tane vardır. Bu şekilde iki tane ışıldayıcı tabakası HE’de bir “sektör” ü
temsil etmektedir.
HE
kalorimetresinde
18
tane
sektör
vardır.
Kalorimetrenin
farklı
bölgelerinden gelen sinyallerin yerlerini saptamak amacıyla bir izdüşümsel
geometriye ihtiyaç duyulmuştur. Bu nedenle kalorimetre “katman”lar ve “kule”lere
ayrılarak haritalandırılmıştır. HE için katmanlar, numaraları 0’dan başlayarak 17’ye
kadar (18 tane); kuleler ise 16’dan başlayarak 29’a kadar (14 tane) devam etmektedir.
Böyle bir izdüşümsel geometri Şekil 4.7’de gösterilmiştir.
Kuleler
Katman -1
Katmanlar
Şekil 4.7 HE’ nin izdüşümsel geometrisinde katmanlar ve kuleler. “-1” ile gösterilen
katman madde azalmasını telafi etmek için 18. kuleye eklenmiştir[CMS
HCAL Collaboration, 2008].
37
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Ayrıca kalorimetre, büyüklüğünden dolayı, x − y düzleminde üç kısma
ayrılmıştır. Böyle bir gereksinim, meydana gelebilecek aksaklıklardan kalorimetrenin
bütününün etkilenmemesinden kaynaklanmaktadır. Böylece aksaklık hangi kısımda
ise sadece o kısım etkilenmektedir. HE + için bu üç kısma ait sektörler ve phi (φ )
değerleri çizelge 4.1’de gösterilmiştir.
Çizelge 4.1 HE + ’daki kısımlar, bu kısımlara ait sektörler ve phi değerleri
Kısım
A
B
C
Sektör
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
1
φ
3, 4, 5, 6
7, 8, 9, 10
11, 12, 13, 14
15, 16, 17, 18
19, 20, 21, 22
23, 24, 25, 26
27, 28, 29, 30
31, 32, 33, 34
35, 36, 37, 38
39, 40, 41, 42
43, 44, 45, 46
47, 48, 49, 50
51, 52, 53, 54
55, 56, 57, 58
59, 60, 61, 62
63, 64, 65, 66
67, 68, 69, 70
71, 72, 1, 2
4.1.3 Foto-Detektörler
HCAL’ın kullandığı foto-detektörler ışıldayıcılardan gelen analog sinyalleri
dijital sinyallere dönüştüren elektronik elemanlardan biridir. Foto-detektörlerin
verimli çalışabilmeleri için sağlamaları gereken bazı gereksinimler vardır. Buna göre
foto-detektörlerin;
•
4 T ’lık manyetik alan içerisinde çalışabilme yeteneğine,
•
Radyasyona karşı yüksek dayanıklılığa,
•
Yüksek bir dinamik aralığa sahip olmaları gerekmektedir.
38
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Burada
bahsedilen
Hasan Fatih KIŞOĞLU
foto-detektörlerdeki
“dinamik
aralık”,
sinyalin,
bozulmadan taşınabileceği maksimum şiddetinin hiçbir sinyalin taşınmadığı duruma
oranıdır. Hiçbir sinyalin taşınmadığı durum “gürültü seviyesi” olarak da
bilinmektedir. Bu durumda dinamik aralık;
Dinamik Aral ık =
Maksimum güç seviyesi
Gürültü Seviyesi
(4.2)
olarak verilir.
HE’de foto-detektörler, kalorimetre ile müon kapağı arasındaki kutu içerisine
yerleştirilmişlerdir.
Daha önce de bahsedildiği gibi BHÇ’deki yüksek ışıklılık detektörde ve
dolayısıyla detektörde kullanılacak olan elektronik elemanlarda benzer gereksinimler
doğurmaktadır. Bunlardan en önemli olanı ise, detektör faaliyete geçtikten 10 yıl
sonra bile bu elektronik elemanların işlevlerini kaybetmemeleridir. Bu önemli etken,
kullanılan bütün elektronik aygıtların radyasyona karşı yüksek dayanıklılığını
gerektirmektedir. Manyetik alan içerisinde verimli çalışabilen iki tür foto-detektör
çeşidi üzerinde durulmaktadır: Yakınlık Odaklı Hibrid Foto-Diyot (PFHPD) ve Yarıiletken Çığ Foto-Diyot (APD).
4.1.4 Yarı-iletken Çığ Foto-Diyot (APD)
Yarı-iletken Çığ
Foto-diyot
(APD)
daha çok ECAL kristallerinde
kullanılmaktadır. HCAL’ın bu foto-diyotları kullanabilmesi için, daha önce de
bahsedildiği gibi, bazı gereksinimlere cevap vermesi gerekmektedir. Örneğin;
4 T ’lık manyetik alan içerisinde çalışabilir olması ve geniş dinamik aralığa sahip
olması en önemli olanlarıdır. Foto-diyot içerisinden, üzerine hiçbir foton
düşmeksizin geçen akım “karanlık akım” olarak adlandırılır. İdeal bir APD, “sıfır”
karanlık akıma ve yüksek verimliliğe (veya kazanç) sahip olmalıdır. Böylece ideal
39
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
bir APD’de sadece ilgilendiğimiz sinyali yüksek verimlilik ile görebiliriz. Bir APD
kesiti şekil 4.8’de görülmektedir.
Şekil 4.8 Sıradan bir APD kesiti
APD’nin içyapısı ise şekil 4.9’da gösterilmektedir. Görüldüğü üzere bir
APD’nin içyapısı temel olarak soğurucu kısım ve çoğalma kısımlarından oluşur.
Soğurucu kısımda bulunan elektrik alan, foto-katottan kopan elektronların hızlanarak
çoğalma bölgesine geçmelerini ve bu kısımda tekrar çarpışmalar yolu ile bir foton
yığılımı oluşmasını sağlar. Çoğalma bölgesindeki bu foton yığılımı ayrı bir elektrik
alan vasıtasıyla meydana gelir. Bu foton yığılımının ölçülmesiyle elde edilecek verim,
silikon APD’ler için en az 100; germanyum ya da induyum-galyum-arsenit(InGaAs)
APD’ler için 10 - 40 aralığında olmalıdır[Perkin Elmer, 2006].
Işığın düştüğü bölge
Elektrik Alan
Şekil 4.9 Bir APD’nin iç yapısı. Temel olarak soğurucu kısım (S) ve çoğalma
kısmından (Ç) oluşan iç yapıda iki ayrı elektrik alan vardır. Çoğalma
bölgesindeki daha yüksek elektrik alan foton yığılımını devam ettirmektedir.
40
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
4.1.5 Yakınlık Odaklı Hibrid Foto-Diyot (PFHPD)
Yakınlık Odaklı Hibrid Foto-Diyot (PFHPD), foto-elektronları kullanarak
analog sinyali, dijital sinyale dönüştüren ve aynı zamanda sinyal kuvvetlendirme
görevi de yapan foto-diyottur.
Hadronik kalorimetrede (HCAL) ışıldayıcı karolar üzerine düşen parçacıklar
vasıtasıyla yayınlanan yaklaşık 520 nm `lik dalga boyundaki mavi ışık WLS
fiberlerle okuma ünitesine taşınır[Cushman ve arkadaşları, 2002]. Bir ucu, aynı
zamanda, WLS fiberleri ile de bağlantılı olan optik kablolar aldıkları bu mavi ışığı
optik bağlayıcılara taşırlar ve buradan düzlemsel şerit şeklindeki fiber kablo paketleri
yardımıyla bu ışık foto-diyotlara taşınır. HCAL tarafından kullanılan foto-diyot, bir
S20 foto-katottan oluşan ve vakumlanmış bir tüp içerisine konulan bir hibrid fotodiyottur[Cushman, 2004]. Bu tüpün içerisinde 3.3 mm ’lik bir boşluk vardır ki
burada, foto-katottan1 sökülen elektronların silikon foto-diyota yüksek bir enerji ile
çarpması için hızlandırılması sağlanır. Hızlanan elektronların çarptığı bu silikon fotodiyot ise sık aralıklarla dizilmiş, altıgen yapılı birçok küçük foto-diyottan
oluşmaktadır.
Elektronların silikon foto-diyottan sökülmesi için bir eşik enerjisi ve
dolayısıyla bu enerjiyi sağlayacak bir eşik gerilimi gerekmektedir. HPD’den elde
edilen kazanç ise, elektronları hızlandırmada kullanılan gerilimin eşik geriliminden
farkının 3.6 eV ’a bölünmesiyle hesaplanabilir. Hızlandırmada kullanılan gerilime
tüp içerisindeki “anot-katot” gerilimi ( V AK ) dersek ve eşik gerilimini V ile
gösterirsek bir HPD’nin kazancı ( G );
G=
V AK − V
3.6 eV
1
(4.3)
Bir S20 foto-katot, yapımında birden fazla alkali metalin kullanıldığı bir multi-alkali foto-katottur.
Mor ötesi bölgeden yakın görünür bölgeye kadar geniş bir dalga-boyu aralığındaki ışığa karşı
hassaslığa sahip olup bu geniş dalga-boyu aralığı 930 nm’ye kadar çıkabilmektedir.
41
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
olarak yazılabilir. Buradaki 3.6 eV , bir tane elektron-deşik çifti oluşumu için
gereken enerji miktarıdır[Cushman P.B. , 2004]. HCAL da kullanılan HPD şekil
4.10’da görülmektedir.
(a)
(b)
Şekil 4.10 HCAL’ın kullandığı örnek bir HPD. Silikon foto-diyot HPD’nin ortasına
yerleştirilmektedir (a).Arka yüzeyi ise okumayı sağlayan elektroniklere
bağlanmaktadır (b).
Tüp içerisindeki foto-diyot, sıkı bir şekilde, kristal yapısı gibi dizilmiş birden
çok (19 ya da 73 tane) foto-diyot görüntü ögeciği dizisinden meydana gelmektedir.
Şekil 4.10a’da görülen siyah renkli katman ise HPD’nin bağlı olduğu plastik PET
(Polietilen
Tereftalat)
disktir.
Fiber
paketindeki
fiber
kabloların
HPD’ye
bağlanmasını sağlayan bu PET disk üzerinde, HPD tüpüne bağlanan bir fiber paketi
için foto-diyot görüntü ögecikleri sayısına uygun olarak, 19 ya da 73 tane her biri
ayrı bir görüntü ögeciğine karşılık gelen delikler vardır. Bir fiber paketinde ise en az
2, en fazla 18 tane fiber kablo vardır[Cushman ve arkadaşları, 2002].
Tüp içerisindeki 3.3 mm ’lik boşlukta hızlanmış elektronlar n + tipi
malzemeden oluşan bölgenin ilk kısımlarında elektron - deşik çifti oluşturur. Oluşan
bu deşikler p + katmanına doğru sürüklenir. Her bir p + katmanı ise, daha önce
bahsettiğimiz, görüntü öğeciklerinin bir sırasını temsil etmektedir. Böyle bir
mekanizma şekil 4.11b’de görülmektedir.
42
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Şekil 4.11 Bir HPD’nin vakumlanmış tüp içerisine yerleştirilmesi(a). HPD’nin iç
yapısı ise sağ tarafta gösterilmiştir(b). n+ ara bölgesinin kalınlığı ise
yaklaşık 200 µm dir.
4 T ’lık
manyetik
alan
foto-diyot
seçiminde
silikon
kullanmamızı
gerektirmektedir2. Bu nedenle karşımıza iki alternatif çıkmaktadır: APD veya HPD.
Bu iki seçenek arasında yapılan tercih, test demeti olarak bilinen, düşük enerjili ve
düşük ışıklılığa sahip (BHÇ’de kullanılacak olan demete göre) parçacık demetleri ile
yapılan araştırmalar sonucunda yapılmıştır. Elektron, müon ve pion demetleri
kullanılarak yapılan testler sonucunda HPD’nin MIP (Minimum İyonize eden
Parçacıklar) ve radyoaktif kaynakla yapılan kalibrasyon sonucundaki DC sinyale
karşı tepkisinin, APD’den oldukça iyi olduğu görülmüştür. Ayrıca müonların
oluşturduğu ve “nükleer karşı efekt”3 şeklinde isimlendirilen fon sinyali de HPD’
lerde azaltılmıştır. HPD’de karşılaşılan düşük akım değerini önlemek için, fotodiyota, yüksek gerilim ve denetim gerilimi (bias gerilimi) uygulanabilir.
Foto-diyotun arka yüzünde, her bir altıgen foto-diyot dizisinden sinyali alarak
kendi arkasındaki bağlayıcılara ileten, seramik bir katman mevcuttur (şekil 4.10a).
2
Silikon foto-diyotların sadece manyetik alandan etkilenmemeleri değil, ayrıca, geniş dalga-boyu
aralığında çalışabilme özellikleri (200 – 1200 nm)[UDT Sensors,Inc. ,1982], sahip olduğu duyarlılığın
düzgün olması ve silikon yüzeyinin yüksek homojenliği bu tür foto-diyotları cazip kılmaktadır.
3
Bir foto-diyot içerisinde elektron-deşik çifti sadece ilgilenilen parçacıklar vasıtasıyla (örneğin; HE
için hadron) oluşmayabilir. Ayrıca foto-diyot içerisinden geçen ve iyonizasyona neden olan diğer
parçacıklar da elektron-deşik çifti oluşturabilirler. Bu şekildeki “yalancı” sinyale “nükleer karşı efekt”
sinyali denir.
43
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Foto-diyotlar okuma ünitesine yerleştirilirken altın kaplı iğne şeklindeki bağlayıcılar
ile bir sokete yerleştirilir ve kilitleme kolu ile sabitlenir.
4.2 Enerji-Kazanç Kararlılığı Çalışmaları
HE + kalorimetresinde kullanılan HPD’lerde enerji-kazanç kararlılığını
gözlemleyebilmek için, kalorimetrenin A, B ve C kısımlarından veriler alınmıştır.
Alınan veriler sadece kaydettiklerimizle sınırlı değildir. Ancak bu verilerden sadece
uygun olanları kullanılmıştır.
Kalorimetrenin her üç kısmından ayrı ayrı veriler alınmıştır. Alınan her bir
veride, kalorimetreye 1000 sinyal gönderilmiş ve bu sinyaller aracılığıyla detektörün
tepkisi olarak gözlenebilen olaylar (etkileşmeler) incelenmiştir. Elde edilen bu
verilerde ortalama enerji, enerjinin KKO değeri, detektörün cevap süresi ve bu cevap
süresinin KKO değerlerine bakılmıştır. Bu doğrultuda, HE + ’nın tüm kısımlarından
alınan verilerden elde edilen ortalama enerji ve enerji KKO değerleri şekil 4.12 ve
şekil 4.13’teki gibidir.
Şekil 4.12 Bütün HE + kısımlarından alınan verilerin ortalama enerjileri
44
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Şekil 4.13 Bütün HE + kısımlarından alınan verilerin KKO değerleri
Alınan veriler iki türlüdür: LED verisi ve Pedestal verisi. Pedestal verileri,
kalorimetreye hiçbir sinyal gönderilmeden alınan verilerdir. Bu şekilde, veri almaya
hazır halde bekleyen kalorimetrenin kendi iç geriliminden kaynaklanan sinyaller
ölçülmektedir. Diğer veri tipinde ise kalorimetreye + 12 V ’luk bir LED sinyali
gönderip, her bir kısımdaki HPD’lerden alınan tepkiler ve bu tepkilerin bütün
kısımlardaki uyumluluğu incelenmektedir. Yukarıdaki veriler ise LED verileridir.
Bütün HE + kısımları kullanılarak
alınan LED verileri ile ayrıca
kalorimetrenin ortalama tepki süresi (gecikme zamanı) ve bu tepki sürelerinin KKO
değerleri incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar şekil 4.14 ve şekil 4.15’de gösterilmiştir.
45
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Şekil 4.14 HE + ’nın tüm sektörlerinin ortalama tepki süresi
Şekil 4.15 HE + ’nın tüm sektörlerinin KKO değerleri
46
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Bütün kısımların uyumluluğu söz konusu olduğu için tüm sektörlerden alınan
verilerin KKO değerlerinin sabit olmasını, yani, alınan değerlerin istatistiksel olarak
geniş bir aralığa yayılmamasını bekleriz.
Yukarıdaki grafiklerden görüldüğü gibi enerjinin KKO değeri yaklaşık 40 fC
civarındadır. Burada enerji olarak her bir kısımdaki HPD’lerde analogdan dijitale
dönüştürülen sinyal(ADC count) kullanılmıştır. Gecikme zamanı birimi olarak da iki
öbek arasındaki BHÇ’deki çarpışma sıklığı (bunch-crossing) alınmıştır. Böylece
gecikme zamanı öbeklerin çarpışma sıklığı cinsinden belirtilebilmektedir. Şekil
4.15’deki grafikte gösterildiği gibi gecikme zamanının KKO değeri 0.04 bx (bunchcrossing) civarındadır. Bu da, öbeklerin çarpışma sıklığı 25 ns olduğundan, 1 ns ’ye
karşılık gelmektedir.
Her bir kısımdaki enerji-kazanç kararlığını görebilmek için üç kısımdan da
alınan LED verileri incelenmiştir. Enerji-kazanç kararlılığı için her bir veriden elde
edilen değer, bundan daha önce alınan ve kendimize referans olarak kabul ettiğimiz
veri değerleri ile karşılaştırılmıştır. Böylece verilerdeki enerji kazancı değerinin
kararlılığının korunup korunmadığı incelenmiştir. A kısmındaki HPD’lerden alınan
veriler şekil 4.16’da gösterilmiştir.
Şekil 4.16 HE + A kısmından alınan verilerle, referans olarak kabul ettiğimiz verinin
karşılaştırılması
47
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
A kısmındaki bütün HPD’lerden alınan sinyallerin KKO değerlerinin,
referans veri ile karşılaştırılması ise şekil 4.17’de verilmiştir.
Şekil 4.17 HE + A kısmından alınan verilerin KKO değerlerinin, referans veri ile
karşılaştırılması
Yukarıdaki her iki grafikte de dikey eksen alınan sinyal sayısını
göstermektedir. Buna göre, her iki grafikte de, alınan verilerle referans olarak
seçtiğimiz veri ∼ 0.2 kadarlık bir alanda birbirleri ile uyuşmaktadır.
Benzer şekilde karşılaştırmalar B ve C kısımları için de yapılmıştır. B
kısmındaki HPD’lerden alınan verilerle ortalama enerjiler ve bu ortalama enerjilerin
KKO değerleri referans veri ile karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar şekil 4.18 ve
şekil 4.19’daki gibidir. Sonuçlardan görüldüğü gibi B kısmından alınan verilerin
dağılganlığı, A kısmından alınanlara göre, daha azdır. Bu da B kısmındaki HPD’lerin
daha kararlı olduğunu göstermektedir.
48
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Şekil 4.18 HE + B kısmındaki sektörlerden alınan ortalama enerjilerin referans veri
ile karşılaştırılması
B kısmındaki tüm sektörlerden alınan ortalama enerjilerin KKO değerlerinin,
referans olarak seçtiğimiz veri ile karşılaştırılması ise şekil 4.19’da gösterilmiştir.
Şekil 4.19 HE + B kısmındaki sektörlerin ortalama enerjilerinin KKO değerlerinin
karşılaştırılması
49
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
HE + C kısmından alınan veriler için, A ve B kısımlarında olduğu gibi,
ortalama enerji ve ortalama enerjilerin KKO değerlerinin referans veri ile
karşılaştırılması şekil 4.20a ve şekil 4.20b’de verilmiştir.
(a)
(b)
Şekil 4.20 HE + C kısmından alınan ortalama enerjilerin (a) ve ortalama enerjilerin
KKO değerlerinin (b) referans veri ile karşılaştırılması.
50
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
A kısmı için alınan verilerden beş tanesinde 2 numaralı sektör için
(φ = 3, 4, 5, 6) ,
referans olarak alınan veriden, ortalama olarak yaklaşık 2 katı bir
farklılık veya ötelenme görülmüştür. Bizim tüm sektörlerden beklentimiz ise
kararlılığın bir sonucu olarak, bu katsayının yaklaşık 1 olmasıdır.
A kısmı için alınan verilerde görülen bu büyük farklılığın nedeninin ilgili
sektördeki sıcaklığın HPD’lerin normal çalışma sıcaklığı değerinden (∼ 30 °C) fazla
olmasından kaynaklandığı düşünülmüştür. HPD sıcaklığının normal değerinden
yüksek olması, HPD içerisindeki çoğaltma bölgesinde normalden daha fazla bir
iyonizasyona ve bundan dolayı analogdan dijitale dönüştürülen sinyal miktarında bir
artışa neden olmaktadır.
A kısmında 2 numaralı sektörde (φ = 3, 4, 5, 6) görülen bu farklılık şekil 4.21
ve şekil 4.22’de görüldüğü gibidir.
Şekil 4.21 HE + A kısmı sektör 2’de görülen referans veri ile arasındaki büyük
farklılığın nedeninin bu sektördeki HPD’nin normalden fazla ısınması
olarak düşünülmüştür. Renk skalasından görüldüğü gibi, sektör 2’ye ait φ
değerleri (3, 4, 5, 6) hariç diğer sektörlerdeki φ değerleri ile referans veri
yaklaşık olarak aynıdır (yeşil renk). Ancak φ = 3, 4, 5, 6 değerleri referans
veriden yaklaşık 2 katı farklılık göstermektedir (kırmızı renk).
51
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Şekil 4.22 HE + A kısmı sektör 2’de görülen referans veri ile arasındaki iki katlık
enerji farkı
4.3 Sıcaklık ve Sinyaldeki Gecikmenin Enerji Kazancı Üzerindeki Etkisi
Her bir kalorimetre sektörüne, daha önce belirtildiği gibi, 4 tane phi (φ ) değeri
ve her bir phi değerine ise bir HPD karşılık gelmektedir. Dolayısıyla bir sektörde
toplam 4 tane HPD vardır. Sektörlerdeki HPD’lerde depolanan yükün, sinyalin
detektöre varış zamanı ve sıcaklıkla nasıl değiştiğini görmek amacıyla kalorimetre
üzerinde bazı testler yapılmıştır.
Kalorimetreden
Bunlardan
biri
de
alınan
“sinyal
sinyaller
şekli”
değişik
grafiğidir.
grafiklerle
Bu
grafikte
gösterilmektedir.
bir
sektörde,
10 bx (250 ns) ’lik bir zaman diliminde depolanan yük miktarı (ADC count)
gösterilmektedir. Bir LED verisi için elde edilen sinyalin “sinyal şekli” grafiği şekil
4.23’te gösterilmektedir.
52
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Şekil 4.23 Bir LED verisi için “sinyal şekli” grafiği. Maksimum sinyal civarındaki
dört sinyal, bir sektördeki dört HPD’ ye aittir. Geri kalan sinyaller ise
gürültü fonudur.
Daha önceki çalışmada ikinci sektördeki HPD’lerden elde edilen sonuca göre
sıcaklık artışının enerji kazancını artırdığı düşünülmektedir. Ancak bu sonucu biraz
daha derinlemesine görmek ve sinyalin geliş zamanının kazanç üzerinde etkisi olup
olmadığını belirleyebilmek amacıyla A kısmından bazı veriler alınmıştır. Alınan
verilerle önce sinyaldeki gecikmenin HPD üzerindeki etkisi incelenmiştir. Elde
edilen sonuçlar şekil 4.24 ve şekil 4.25’teki gibidir.
53
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Şekil 4.24 A kısmı için yapılan sinyal gecikmesi çalışmasında kalorimetreye
gönderilen sinyaldeki gecikmeler
Yukarıdaki grafikten görüldüğü gibi A kısmına gönderilen sinyallerde 1 bx
(hatta 2 bx ) kadar gecikmeler söz konusudur.
Şekil 4.25 Sinyal gecikmesinin enerji kazancına etkisi. Dikey eksende tanımlanan
“relative energy”, birbirini takip eden iki veriden elde edilen enerjilerin
oranıdır.
54
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Normalde, HPD’lerden elde edilen enerjilerin sinyaldeki gecikmelerden
etkilenmemesini bekleriz. Bu nedenle birbirini takip eden iki veriden alınan
enerjilerin oranının 1 olması gerekmektedir. Ancak, grafikten görüldüğü üzere, bu
oran bazı yerlerde(gecikmenin 2 bx olduğu phi değerleri) beklenen değerin dışına
çıkmıştır.
Buna
göre,
sinyaldeki
gecikmenin
enerji
kazancını
etkilediği
düşünülmektedir.
Bir sektörden elde edilen enerji ortalama bir enerjidir. Bu ortalama enerji, bir
sektördeki dört HPD’de, 10 bx zaman aralığı boyunca depolanan yükün ortalaması
alınarak hesaplanmaktadır. Bu ortalamada kütle-merkezi formülü kullanılmaktadır.
Ortalama enerjiyi E , i inci bx zaman aralığında elde edilen enerjiyi ise E i ile
gösterirsek bir sektörden elde edilen ortalama enerji;
10
E=
∑ iE
i =1
10
∑E
i =1
i
(4.4)
i
olur.
Sektörden elde edilen bu ortalama enerji hesabına istenmeyen gürültü fon
sinyali de katılmaktadır. Enerji ortalaması hesabına sadece maksimum sinyal
civarındaki dört sinyali katarak ve diğer sinyalleri bu hesaba katmayarak yeniden bir
ortalama enerji tanımlanmıştır. Bu şekilde yapılan bir ortalama enerji ile sadece
sektördeki dört HPD’den alınan enerjiyi göz önünde tutmaktayız. Böylece HPD
sinyallerinden çok küçük olan bu gürültü fon sinyallerinin çıkarılması ile KKO
değerini daha da küçültebiliriz. Bu şekilde hesaplanan ortalama enerjiye göre elde
edilen sonuç şekil 4.26’de gösterilmiştir.
55
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Şekil 4.26 Yeniden hesaplanan ortalama enerjiye göre sinyal gecikmesinin enerji
kazancına etkisi azaltılmıştır. KKO değeri %0.2 ’ye düşmüştür.
HPD’lerden elde edilen enerji kazancının sıcaklıkla değişimini görebilmek
için ise sıcaklığı 20 °C ‘den 38 °C ’ye yükselterek birbiri ardına sekiz veri alınmıştır.
Bu verilerden elde edilen sonuçlar şekil 4.27a ve şekil 4.27b’de gösterilmiştir.
56
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
(a)
(b)
Şekil 4.27 Enerji kazancının sıcaklıkla değişimi. Sıcaklığın artırılması ile birbirini
takip eden 8 veri alınmıştır. Bu verilerden sıcaklığı her artırmada kazancın
bir önceki veriye göre arttığı görülmektedir (a). Sıcaklığın artırılması ile
arka arkaya alınan verilerin oranı ise 1 değerinden daha büyüktür (b).
57
4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
Hasan Fatih KIŞOĞLU
Alınan sonuçlara göre sıcaklığın enerji kazancı üzerinde etkisi vardır. Bunun
nedeninin ise, daha önce bahsedildiği gibi, sıcaklığın artırılması ile HPD içerisindeki
foto-diyottan iyonizasyon yolu ile koparılan elektron sayısındaki artış olduğu
düşünülmektedir.
58
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Hasan Fatih KIŞOĞLU
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
CMS detektörü, BHÇ’de konumlandırılmış dört büyük deneyden biridir. 2008
yılı sonlarına doğru çalıştırılması düşünülen detektör ile evrenin ilk yaratıldığı
zamandaki yüksek enerjinin sağlanıldığı bir ortamda, yine, evrenin ilk evrelerinde
var olduğu düşünülen Higgs bozonu gözlemlenmeye çalışılacaktır. Günümüzde çoğu
parçacık fizikçilerinin kabul ettiği Standart Model’e göre Higgs bozonunun varlığı,
aynı modelin eksik kaldığı noktalardan yola çıkılarak kuvvetli bir ihtimal haline
gelmiştir. Bu kuvvetli ihtimale göre Higgs bozonu, parçacıklarla etkileşerek onlara
kütle kazandıran, boş uzayın kuantumudur.
CMS detektöründe bu gözlemlerin yapılabilmesi için bazı fiziksel şartların
sağlanması gerekmektedir. Bunların başında ise kapalılık (hermitiklik) ve çok
parçacıklılık gelmektedir. Detektörde olması gereken bu çok parçacıklı yapının
birbiri ile uyum içerisinde çalışması bu şartları tamamlayan unsurdur. Bu çok
parçacıklı yapıda yer alan HCAL, CMS’nin alt detektörlerinden biridir. HCAL alt
detektörü, yüksek enerjili hadronik parçacıkların bıraktıkları enerjileri vasıtasıyla
momentumlarını ve dolayısıyla kimliklerini belirleme yeteneğine sahiptir. HCAL alt
detektörü, bu çok parçacıklı yapıya uyum sağlaması amacıyla, dört alt sistemden
oluşmaktadır. Bu alt sistemlerden biri de HE’dir. HE alt sisteminde parçacık
tanımlama işlemi, yapısında bulundurduğu HPD’ler aracılığıyla yapılmaktadır.
Bu çalışmada, HCAL alt detektörünün alt sistemlerinden biri olan HE +
yapısında bulunan, HPD’ler üzerinde yapılan enerji kazancı çalışmaları ve enerji
kazancı üzerinde sıcaklık ve sinyal gecikmesinin etkileri çalışması yer almaktadır.
Bu çalışmalar kapsamında detektörden bir takım veriler alınmıştır. Bu verilerden ilki
HE + sektörlerindeki HPD’lerin enerji kazançlarını incelemeye yöneliktir. Bu
amaçla kalorimetrenin tüm kısımlarındaki sektörlerin genel bir durumunu görmek
için tüm sektörleri içeren bir takım veriler alınmıştır. Bu verilerde ortalama enerji,
ortalama enerjinin KKO değerleri, sinyalin elektroniklere varışındaki ortalama
zaman ve bu zamanın KKO değerlerine bakılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre
enerjinin KKO değerinin 40 fC civarında olduğu görülmüştür. Bunun anlamı, tüm
sektörlerin enerjileri 40 fC ’luk aralıkta değişmektedir. Ortalama enerji ise 1600 fC
59
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Hasan Fatih KIŞOĞLU
civarındadır. Buna göre sektörlerdeki ortalama enerjide %2.5 ’luk bir hata payı söz
konusudur. Ortalama varış zamanın KKO değerinin ise 1 ns olduğu görülmüştür.
Bu genel sonuçlara göre sektörlerde depolanan yüksek enerji kısa bir zamanda
detektörden elektroniklere aktarılmaktadır. Bu sonuç ise istenilen bir sonuçtur.
Daha sonra alınan veriler ile HE + kalorimetresinin A, B ve C kısımlarındaki
sektörler birbirinden bağımsız olarak incelenmiştir. Her üç kısımdan alınan veriler,
bunlardan daha önce alınan ve kendimize referans olarak kabul ettiğimiz veri
değerleri ile karşılaştırılmıştır. Referans olarak belirlediğimiz veri, daha önce tüm
sektörlerden aldığımız ve ortalama enerji için belirlediğimiz %2.5 ’luk hata payı
içerisinde olan bir veri olarak seçilmiştir. Böylece verilerdeki enerji kazancı
değerinin kararlılığının korunup korunmadığı incelenmiştir. Bu sonuçlardan B ve C
kısımlarında bulunan sektörlerdeki HPD’lerin birbirleri ile daha uyumlu oldukları
görülmüştür. Bu kısımlardan alınan veriler, referans veri ile ortalama %2 ’lik bir
aralıkta uyuşmaktadır. A kısmı ise referans veriden %20 kadarlık bir farklılık
göstermektedir. A kısmında, B ve C kısımlarına göre, bu denli farklı sonuç
çıkmasının nedeninin bu kısımdaki HPD’lerin sıcaklığının, normal çalışma
sıcaklığından daha fazla olduğu düşünülmüştür.
Sektörlerdeki
HPD’lerin
enerji
kazancına,
sıcaklığın
ve
sinyalin
kalorimetreye varış süresinin etkisini görebilmek amacıyla, A kısmından bir takım
veriler daha alınmıştır. Bu veriler neticesinde sinyalin varış süresinin enerji kazancını
etkilediği ancak enerjinin, gürültü fon sinyallerini bertaraf ederek, yeniden
tanımlanması ile bu etkinin oldukça azaldığı görülmüştür. Bunun nedeni ise yapılan
ikinci bir enerji hesabına, gürültü fon sinyalleri sebebiyle oluşan fazladan yük
akışının katılmaması olarak yorumlanmıştır. Nitekim bu hesap ile elde edilen
sonuçlarda, KKO değerinin azaltıldığı görülmüştür. A kısmından, sıcaklığın enerji
kazancına etkisini anlayabilmek için, sıcaklığı 20 °C ’den 38 °C ’ye yükselterek
birbirini takip eden sekiz veri alınmıştır. Bu veri sonuçlarına göre sıcaklığın, enerji
kazancına, HPD içerisindeki foto-diyottan iyonizasyon yolu ile koparılan elektron
sayısını artırarak etki ettiği düşünülmüştür.
60
KAYNAKLAR
ACHARYA B.S. ve arkadaşları, 2006, “The CMS Outer Hadron Calorimeter”, CMS
Note, CMS NOTE 2006/127, p.20.
BAIATIAN G., 2006,“Design, Performance and Calibration of CMS Forward
Calorimeter Wedges”, CMS Note, CMS NOTE 2006/044, p.42.
BUDD H.S., 1997, “CMS Central Hadron Calorimeter”, Nucl. Phys. Proc. Suppl.
54B(1997), p.191-197.
CALDERON A. ve arkadaşları, 2006, “Muon System alignment with tracks”, CMS
Note, CMS NOTE 2006/016, p.13.
CMS Collaboration, 1997, “The Hadron Calorimeter Technical Design Report”,
CMS TDR 2, CERN/LHCC 97-031(1997).
CMS Collaboration, 2006, “CMS Physics Technical Design Report Volume I:
Detector Performance and Software”,CMS TDR 8.1, CERN LHCC 2006001.
CMS Collaboration, 2008, “The CMS Experiment at the CERN LHC”
(yayınlanmamış).
CMS HCAL Collaboration, 2008, “Design, Performance and Calibration of CMS
Hadron-Barrel Wedges”, The European Physical Journal C - Particles and
Fields, Volume 55, Number 1, p.159-171.
CMS HCAL Collaboration, 2008, “Design, Performance and Calibration of CMS
Hadron Endcap Calorimeters”, CMS Note, CMS NOTE 2008/010, p.36
COSSUTTI F., 2007, “The Simulation of the CMS electromagnetic calorimeter”,
CMS Conference Report, CMS CR 2007/043, p.9.
CUSHMAN P.B., 2004, “The Performance of the Multi-Channel Hybrid
Photodiodes for CMS HCAL”, High Energy Physics, ICHEP 2004, p.964967.
CUSHMAN P.B. ve arkadaşları, 2002, “CMS HCAL Hybrid Photodiode Design and
Quality Assurance Stations”, IIB Fall 2002, Paper No.1.
http://cmsinfo.cern.ch/outreach/CMSdocuments/CMSposters/PDF/HCALncol.pdf
61
http://picasaweb.google.com/FHeadFHead/CMSSoftwareVisualization/photo#50982
52668520152610
http://rdms-cms.jinr.ru/docs/rdms_1/hadr2.html, 18.02.2008, 10:11:48
http://www.lhc.ac.uk/for-media/news/cms_detector.jpg
LONGO E., 2006, “The Electromagnetic Calorimeter of the CMS Experiment”,
CMS Conference Report , CMS CR 2006/094, p.4.
PERKIN ELMER,Inc., 2006.
PROUDFOOT J., 2006, “Hadron Calorimetry at the LHC”, 34th SLAC Summer
Institute on Particle Physics(SSI 2006).
UDT Sensors, Inc., 1982.
WULZ C., 2005, “The CMS Experiment at CERN”, CMS Conference Report, CMS
CR 2005/016, p.13.
62
ÖZGEÇMİŞ
1983 yılında Adana’da doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Adana’da
tamamladıktan sonra yüksek öğrenimime 2001 yılında Gazi Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Fizik Bölümü’nde başladım. 2005 yılında başladığım lisansüstü
eğitimimi Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü’nde yüksek
lisans öğrencisi olarak sürdürmekteyim. 2007 yılının aralık ayında 10 ay süre ile
bulunduğum CERN’den döndükten sonra, yine aynı ay, Aksaray Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Fizik Bölümü’nde araştırma görevliliğine başladım. Halen bu
görevimi sürdürmekteyim.
63
Download