Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi • 2017 • Sayı: 13 TATİLİMİZİ NASIL DEĞERLENDİRELİM ? ÇOCUKLARDA D VİTAMİNİ ve YAZ EKRAN KARŞISINDA TATİL Yaza girerken editör Her zaman özlem duyulan tatil günleri için hazırlıklar başladı. Çocuklar yoğun okul programlarından sonra “Tatili nasıl değerlendirelim?” konusunu kendi aramızda tartışmaya açtık. Deneyimleri olan arkadaşlarla tatil için neler yapabileceğimizi gözden geçirdiğimizde her birinin olaya değişik açılardan yaklaştığını gördük. Tatili boş geçen zaman değil de yaşantımızı zenginleştiren uğraşılarla dolu geçmesini sağlayan bilgilerle karşılaştık. Ayrıca tatilde karşılaşabileceğimiz sağlık sorunlarına yer verdik. Özellikle toplumda D vitamini eksikliğinin öne çıktığı, bu nedenle neler yapılması gerektiğini ayrıntılı bir şekilde gözden geçiren bir yayınla sizlere ulaşmaya çalıştık. Her zaman olduğu gibi YAŞASIN TATİL diyoruz Prof. Dr. Kalbiye Yalaz Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği Başkanı Yayın Sahibi Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği adına Dernek Başkanı Prof. Dr. Kalbiye YALAZ, Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Banu ANLAR Yayına Hazırlayanlar Banu ANLAR, Damla ATEŞER ÇAKÇAK, Betül BÖKE Konuk Yazarlar F. Yaşar ANLAR, Cengizhan ELMAS, Ayten YAKUT Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği’nin amacı çocukların zihinsel ve bedensel olarak sağlıklı yetişmelerine ve kapasitelerini tam kullanabilmelerine katkıda bulunmaktır. Bu hedefe yönelik uygulamaları: çocukların sağlık ve gelişimini konu edinen meslek gruplarını bir araya getirmek, bu alanlardaki bilimsel bilgileri güncellemek ve aktarmak, anne-babalara bilgi vermek, çocuklarının gelişimi için nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlatmaktır. Dernek, bunları düzenlediği kurslar, toplantılar, seminerler, ücretsiz sunulan yayınlar (GÇN dergisi), ağ sayfası (www.gcn.org.tr) ve basın-yayın organları yolu ile sağlar. Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi • 2013 • Sayı: 6 Gelişimsel Çocuk Gelişimsel Çocuk Nörolojisi k ği • Çocu si • 2015 mi Dergi ı ve Gelişi Sağlığ • Sayı: 10 Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi • 2014 • Sayı: 8 KLİ ZAMAN, ÇOCUKLA NİTELİ PEKİ NASIL? ÜRTİKER Derne ARI OKULL E YAZ MLERD DÖNE NCESİ OKULÖ Mİ İÇİN İN GELİŞİ SÜTÜ BEY RLIDIR ? ANNE RA YA R DA NE KA EKLERE MİDİR? ĞAN BEB REKLİ YENİDO DESTEĞİ GE M LIK GELİŞİ ŞİŞMAN ĞINDA KLUK ÇA ÇOCU RI….. YARARLA ISININ INT CAN SIK E ERIND GIL I BIL K BAKIM LER ÇOCU IŞIKLIK BAZI DEĞ I ZAMAN BIRAKMA EMMEYİ IM... OLACAĞ ! SÜNNET EYVAH I EŞ KISKANÇLIĞ KARD YAĞI MIZA BALIK VERELİM Mİ? ÇOCUKLARI O BEBEĞİM BANY ! KORKUYOR YAPMAKTAN BAĞIŞIKLIK, BESLENME ve ÇEVRE ÇOCUĞUN KARDEŞLERİN, ? ETKİSİ VAR MIDIR GELİŞİMİNE Banka Adı Hesap Adı IBAN NO Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi • 2013 • Sayı: 5 Gelişim sel Çocuk EĞİTİM NEDİR? ÖĞRETİM NEDİR? AŞIDAN ÖNCE ATEŞ DÜŞÜRÜCÜ VERMEK GEREKLİ MİDİR ? SEREbRAL PALSİ NEDİR? ÇOCUK ÇOCUK ERGENLİK DÖNEMİNDE bESLENMENİN ÖNEMİ DİSLEKS YENİDOĞAN bEbEKTE bESLENME SORUNLARI ÇOCUK ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE ObEZİTE İLE MÜCADELE İLK AYA LARDA Nörolojisi Derneğ i • Çocuk RISI S İ - ÖĞREN ALGIMIZ KKABILA Sağlığı KARIN AĞ VE DAN TUVALE T ALIŞKAN EĞİTİMİ LIĞI i Dergisi • 2014 • Sayı: 7 Gelişim sel Çoc uk Nör ME GÜÇ RIM ve Gelişim LÜĞÜ olojisi eği • İSHAL Çoc uk Sağ lığı ve NE ZA VE KUSM Gelişim AL MAN i Derg isi • DOKT ARDA 2016 • Say ORA ı: 11 ANNE BAŞV -BAB URM A İÇ ALISI İN NIZ ? YAPIL İLAÇL ANDI ARI AK RM ILLIC A BE A KU CERİ HER YÖ LLAN Sİ NÜYL ALIM E DİSL EKSİ AKRA N ZO RBAL IĞI REFL Ü NE DİR ? Rİ VE PİŞİK BEBEK BEZLE : Türkiye İş Bankası, Kavaklıdere Şubesi : Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği : TR05 0006 4000 0014 2090 8383 61 Dern Ge lişims el Ço cu k Nö BEB roloji si De AN EĞİN rne ği • İ BEB YA Ço cu k Sa EK TIŞ ŞE ğlığı ÖLÜ K ve GEL Ge MÜ Lİ VE lişimi De OLA İŞİMSE SEN rgisi • 20 DR RA L 15 OM K ER GER • Sa yı: U 9 KEN İLİĞİN ÇO EV c N ED LİLİ İNTE UK V KLE ENİ RNET E ER R G VE ENLE OY BİB UN RDE ERO BAĞ NÇ IMLI ÜRÜ ÇO LI ĞI KLE Rİ EN cUKLA FEK SİY RDA ON İD U V RAR BA BA EÖ Y –Ç NEM OLU Oc İ UK İLİŞ KİS İ TATİLİMİZİ NASIL DEĞERLENDİRELİM ? Dr. Cengizhan Elmas Okulların kapanmasına az kaldı. Yapılacak tatil planlaması okul öncesi dönemindeki ve okul yaşındaki çocuklarda farklılıklar gösterebilir. Ancak yaşı ne olursa olsun çocuklara sorumluluk vermeyi unutmamalıyız. Onlara birey olarak saygı duyduğunuzu, kendi hayatıyla ilgili kararlar alabilmesine izin vererek gösterin, neler yapmak istediğini, nasıl programlamak istediğini sorun. Kreş çocukları sene boyunca oyunlar oynadığı, birşeyler paylaştığı ve zaman geçirdiği arkadaşlarından ayrılmış olacaklar. Bu yaş çocukları genellikle çok aktif, öğrenmeye ve sormaya meraklı, oyun oynamayı çok seven, aslında oyun oynayarak öğrendikleri bir dönemden geçmektedirler. Aileleriyle geçirecekleri zaman çok önemlidir. Bu nedenle olanak varsa bu yaştaki çocukları anne babadan ayrı olarak yakın akrabalarına tatillere çok uzun süreyle gönderilmemelidir. Okul çocukları yoğun bir eğitimden sonra; dersleri ve okullarıyla ilgili birşeyler duymak istemeyebilirler. Bol bol dinlenmek ve eğlenmek isteyeceklerdir. Bu nedenle ilk birkaç gün onları serbest bırakmak yararlı olacaktır. Bu dönemde okul dönemi boyunca yapmak istediği ancak erteledikleri aktiviteler ve planlar üzerinde durulabilir. Ancak tatil döneminde kitap okumazlarsa okula döndüklerinde tekrar uyum sağlamakta zorluk çekebilirler. Tatilde ders kitaplarının yerine okumakta heyecan duyabileceği kitapları okuması, okuma alışkanlığı kazandırabilmek için yararlı olacaktır. Birlikte kitapçıya giderek kitapları kendisinin seçmesine izin verin. Daha sonra günlük aktivite planlarına, yaşına uygun olarak okuluyla ilgili planlarıda dahil edebilirsiniz. Ders programları çocuğun severek yapacağı aktiviteler öncesine gelecek şekilde planlanmalı, süresi kısa tutulmalıdır. Mümkün olduğu kadar rahat bir ortamda, istedikleri kolaylıkta çalışabilmelerine izin verilmeli, arada ufak tefek esnemeler yapılmalı ancak belirli bir düzenden de vazgeçilmemelidir. Çocukların çoğu için tatil sınırsız televizyon ve bilgisayar ile eş anlamlı olabiliyor. Bunları kısıtlı tutmak çocuğun genel gelişimi ve dikkat becerisi için önemlidir. Açık havada yapabilecekleri yaşına uygun sporsal veya fiziksel aktivitelere yönlendirmek, enerjilerini harcamaları yanında becerilerini keşfetmelerine de yararlı olur. Sokak oyunları ise sosyal ilişki, paylaşma, bekleme ve problem çözme becerilerinin yanı sıra yaratıcılıklarını da geliştirir. Ergenlik yaşı çocukları aile tatillerinden hoşlanmayabilirler. Odasından çıkmamak veya gün boyunca televizyon ve bilgisayarla zaman geçirmek onlara uygun gelebilir. Eğer çevrelerinde yaşıtları yoksa bu süreç daha zorlu geçebilir. Sporsal aktivitelere yönlendirmek bu dönemde onlar için çok rahatlatıcı olabilir. Olanak varsa yaz kampları veya dil okulları bu yaş grubu çocuklarda iyi seçeneklerdir. Tatili evde geçirmek zorunda olanlar için ise isteğe ve ilgiye göre farklı hobiler yaratılabilir. TATİLİMİZİ NASIL DEĞERLENDİRELİM ? Dr. Ayten Yakut Tatil yapmak hepimiz için bir gereksinimdir. Her yaş dönemindeki çocukların bedensel ve zihinsel olarak rahatlamasına ve dolayısıyla gelişimine katkıda bulunur. Çocuklar değişik ortamlarda bulunduklarında kendilerini daha iyi tanıma fırsatı buldukları gibi iletişim becerilerini geliştirebilirler. Tatil deyince bir çoğumuzun aklına deniz,kum ve güneş gelir. Oysa ki günlerini ders çalışmakla geçiren çocuklara uzun bir ders yılının ardından çeşitli tatil olanakları sunulabilir. Önemli olan çocukların keyif aldıkları uğraşılarla ve anne babalarıyla daha fazla vakit geçirmelerine fırsat yaratmaktır. Bu nedenle tatil programı aile ile birlikte gerçekleştirilmelidir. Denize girip güneşlendikten sonra günün geri kalan zamanında doğa yürüyüşleri yapmak, çevredeki coğrafi yapıyı bitki örtüsünü tanımak çocuğun okulda edindiği bilgilere katkıda bulunabilir. Uygarlıkların beşiği olan ülkemizin neredeyse her beldesinde zengin tarihi ve arkeolojik kalıntıları yerinde görmek çocuklar için heyecan verici bir deneyim olduğu gibi arkeolojiye ilgilerini arttırarak ileriye yönelik planlar yapmasına da yardımcı olabilir. Müzeleri gezmek eğlenceli olabilir. Diğer yandan kırsal bölgelerde doğanın içinde tatil yapmak, taze süt ve yoğurtla beslenmek, hayvanları tanımak, tarlalarda gezmek çocukların bedensel ve zihinsel olarak rahatlamalarına neden olabilir. Doğanın uyanışına tanık olmak, ata binmek, kamp yapmak, tırmanış, kuşları gözetlemek, uçurtma uçurmak gibi ailece birlikte yapılacak farklı aktivitelerle bir yandan eğlenip bir yandan da çocuklarla olan iletişim güçlendirilebilir. Tatil kış mevsiminde de yapılabilir. Özellikle yarıyıl tatilinde kar tatili yapmak, kaymayı öğrenmek, kar havası almak, karla örtülü dağlarda yürümek çocukları masal dünyasına götürebilir. Tatil mutlaka ev dışında değil evde de yapılabilir. Önemli olan ailelerin bir aktiviteye katılması ve bu duygunun çocuğa hissettirilmesidir. Birlikte sinema, tiyatro, konser, bale, opera, resim sergisi gibi sanat olaylarının aile ile birlikte yapılması çocuğun bakış açısını değiştirir. Tatilde en önemli aktivitelerden birisi kitap okumaktır. Kitap okumak bireyin hayal gücü ve bilgisini arttırdığı gibi kendisini geliştirmesini de sağlar. Tatilde kitap okumaya başlamak çocukların okuma alışkanlığı kazanmaları açısından bulunmaz bir fırsattır. Kitap okumaya karşı ilgisi olmayan öğrencilerin kalıcı başarı yakalamaları çok zordur. Bu nedenle iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarından birisi kitap okumaktır. Çocuklar için oyun en etkin öğrenme sürecidir. Tatilde bol bol oyun oynamak bedensel ve zihinsel olarak rahatlama ve yeni ders yılına daha enerjik başlama olanağı sağlar . Sonuç olarak tatilde gezin, eğlenin, denize girin, ailenizle vakit geçirin ama mutlaka kitap okuyun. EKRAN KARŞISINDA TATİL Dr. Banu Anlar Dijital teknolojideki gelişmeler haberleşme, çalışma ve iletişim biçimimizi değiştirdiği gibi boş zamanlarımızı nasıl geçirdiğimizi de etkiledi. Tatilin yaklaştığı bu dönemde çocuklarımızın ekran karşısında geçirdikleri zaman, ya da “ekran süresi” (ES) okul zamanındakine göre daha önemli bir sorun oluşturabilir. “Tatildeyim ya!” düşüncesi ile çocuğunuz uzun süreleri, bazen bütün günü bilgisayar oyunları, tablet, cep telefonu ya da televizyon ile geçirmek isteyebilir. Hatta çoklu kullanım; aynı anda birden fazla elektronik aygıta: hem televizyona, hem cep telefonuna bakmak, ya da tek bir aygıtta (bilgisayar) film, müzik, mesajlaşma … gibi birçok işi aynı anda devam ettirmesi de mümkün. Okul öncesi yaştaki çocuklar bile “dokunmatik” ekranlar sayesinde tabletlerde oyun oynayabilmekte. Kanada’da sağlık için gerekli olan süreleri konusunda “The Canadian Society for Exercise Physiology” 2 yaş altında ekranlı hiçbir aygıt ÖNERMEMEKTE; 2–4 yaşlarında günde bir saatten az, 5–17 yaşlarında günde iki saatten az süre belirlemektedir. Fiziksel etkinlik olarak 1 yaşın altındaki bebeklere günde birkaç kez hareket yaptırmak, 1–4 yaş grubunda günde en az 3 saat hafif de olsa hareketli oyun oynamak, dolaşmak, 5–17 yaş için en az bir saat orta ya da yoğun düzeyde hareketli etkinlik önerilmiştir. Topluma bilgi vermek ve eğitmek için medya aracılığı ile kampanya ve devlet, eğitim, sağlık ve spor kurumları ile işbirliği yapıldığı halde yine de önerilenin, okul öncesi çocukların % 70inde, ama okul çocuklarının sadece onda birinde uygulandığı, çocukların ancak %15-20sinin ES konusuna getirilen sınırlara uyduğu görülmüştür. On-12 yaşta, 24 ilkokuldan 2000’e yakın çocukta uygulanan ankette ilkokul çocuklarının %40ı televizyon ve bilgisayar oyunları ile günde 2 saatten fazla, dışarıda ise yarım saatten az vakit geçirmekte olup, okula yürüyerek gidip-gelenlerin zaman dağılımının daha iyi olduğu görülerek çocuklara bağımsız hareket olanağı verilmesi önerilmiştir. Ekranlı aygıtların zararları nelerdir? 1) Televizyon ve sosyal medyada kullanılan dil, içerebileceği şiddet, hakaret içeren söylemler annebabaların çocuklarının karşılaşmasını istemeyecekleri türde olabilmektedir. 2) Ekran karşısında fazla vakit geçirmenin şişmanlığa yol açtığı bilinir. 3) Televizyonun pek bilinmeyen bir yan etkisi ise görüntülerin hızlı değişmesi nedeni ile çocuklarda dikkati ve odaklanmayı bozması, dikkat eksikliği varsa bunu arttırmasıdır. 4)Televizyon yine fazla bilinmeyen bir etki, gözdeki kırma kusurlarını arttır; özellikle yaz aylarında göz kuruluğuna neden olur. EKRAN KARŞISINDA TATİL Dr. Banu Anlar Ne yapılmalıdır? ES ‘ne sınır koyarak şişmanlığı ve kalp hastalıklarını önlemede büyük bir adım atmış olacaklardır. Televizyon özellikle araba yolculuğu, misafirlik gibi çocukların sakin durmaları gereken yerlerde, yemek yedirirken, ya da ödül olarak kullanabilmektedirler. Anne-baba da genellikle zararlarını bilir, fakat sınır koymakta başarısız olurlar. Okulların yönlendirmesi yararlı olabilir mi? Okul ve çevre olanaklarının iyi olduğu ülkelerde bile çocukların fiziksel hareket ve ES bakımından bekleneni yerine getirmedikleri görüldüğünde bir kısmında aktif bir plan işleme konmuştur. Eğitim saatlerinin dağılımı, okul kantinlerinde beslenmede sunulan ve ortamda bulundurulan besinler kontrol edilmiş; okul görevlilerine eğitim verilmiş, bunun içinde çocuğun başarısını besinle ödüllendirmemeleri de öğretilmiştir. Birkaç ay içinde, bu plana dahil olan öğrencilerin okulda dış ya da iç mekanlarda daha fazla serbest oyun oynadıkları, daha az televizyon ve bilgisayar kullandıkları ve daha sağlıklı beslendikleri görülmüş, sağlık planı yararlı bulunmuştur. Anne-babalar: Ne kadar, nasıl kontrol? Ebeveynler kontrol konusunda kendi düşünce, alışkanlık ve yaşam tarzlarına göre davranırlar. Genellikle uygulanan 3 tip kontrol yöntemi vardır: 1) Aktif kontrol: ES ve içeriğini çocuklarına açıklayarak tartışmak. 2) Kısıtlayıcı tipte kontrol: ES ve içeriğine kısıtlama koymak. 3) Televizyonu beraber izlemek. Bunların hepsi de yararlı olabilir ama kontrol yöntemlerinden en etkilisi, örnek oluşturmaktır. Çocuklar yaşamlarında her bakımdan anne-babalarını taklit ederler. Küçükler, evde televizyon seyrederken bir taraftan da cep telefonu ile mesajlaşan ya da tablete göz gezdiren babalarını, ağabey ya da ablalarını görmekteyken, onlara kısıtlama ya da açıklama yapılmasının büyük etkisi olmayacaktır. Tatil süresince: Çocuklarınızın yaşına ve ilgi alanlarına göre değişik taşlar toplamak, renklerine, sertlik ve yapılarına göre gruplamak, onlarla şekiller yapmak, tepsinin içinde “Japon usulü taş bahçesi” oluşturmak gibi. Yaprak toplamak, benzer yaprakları gruplamak, hangi ağaca ait olduğunu tahmin oyunu oynamak, kurutarak şekil ve tablo yapmak. Bisiklete binmek. Bahçenin, saksıların otlarını ayıklamak, toprağını havalandırmak. Temizlik yapmak. Araba silmek, iç ve dış temizliğini yapmak. Yere tebeşirle birbirinin, ya da oyuncakların gölgesini çizmek. Seksek, lastik gibi küçük mekanda oynanabilecek oyunlar oynatmak. Yemek, kurabiye yapmak. Uçurtma yapmak ve uçurmak. Okul çocuklarının öğretmenlerinin önerdiği kitapları okumaları gereklidir: bundan sonra da kitabın içindeki bazı konuşmaları, diyalogları kısa oyunlar (skeç) haline getirip bunları oynamak. Benzer şekilde televizyon reklamlarındaki parodilerin rollerini bölüştürerek oynamak. Yaza girerken Dr. F. Yaşar Anlar Kışı geride bırakıyoruz. Artık çocuklarda solunum yolu hastalıklarını daha az göreceğiz. Baharın gelişi, doğanın uyanışı açık havada geçirilen zamanın uzamasını sağlayacak. Bu sayımızda çocukların önümüzdeki dönemde karşılaşabileceği bazı sorunlara değinmek istiyorum. Solunum Yolu Allerjileri: Allerjik çocuklarda havadaki polen artışı burun tıkanıklığı, gözlerde kaşıntı ve kızarıklık hapşırma ile kendini gösteren allerjik nezle, bazı çocuklarda öksürük, hırıltılı solunum gibi astım belirtilerine yol açabilir. Bazan bu belirtiler yanlış değerlendirilip enfeksiyonla karıştırılabilir. Yanlış tedavileri önlemek için bu konuda dikkatli olmak gerekir. Güneş: Doğanın en önemli enerji kaynağı olan güneş çocuklar için sorun da yaratabilir. Sıcak çarpması özellikle küçük bebeklerde gözden kaçırılabilir. Bebeğin bakımını yapanların, terlemenin vücuttan su kaybına yol açabileceğini hiç unutmaması gerekir. Güneşli havalarda ultraviyole ışınları çocuklarda derinin yapısını etkileyecektir. Deri kanserinin de her yaşta en önemli nedenidir. Güneş ışınları yazın birçok kişide deride herpes enfeksiyonlarına yol açabilir: ciltte uçuklar oluşabilir. Bunun nedeni uzun süre güneş ve sıcak etkisi ile vücut direncinin düşmesi, vücuttaki herpes virüsünün aktif duruma geçmesidir. Yanma hissiyle birlikte başlar ve deride uçuk olarak bilinen sıvı dolu kabarcıklar oluşur. Uçuğun en sık görüldüğü bölge ağız ve burun etrafı olmasına rağmen vücudun farklı bölgelerinde de ortaya çıkabilir. Erken tanı ve tedavi gerektiren bu durum için bir uzman görüşü almak gerekir. Bazı besinler ve ilaçlar alındıktan sonra güneşe çıkılması da allerjik belirtilere yol açabilir. Bu maddeler, domates, yumurta ve katkı maddeli gıdalar ile tetrasiklin grubu ilaçlardır. Ozon tabakasının incelmesiyle değişik dalga boyundaki ultraviyole ışınlarının güneş gören cilt bölgelerinde kızarıklık, kaşıntı, içi su dolu allerjik tepkiler yapabildiğini belirtelim. Küçük çocukların uzun kollu giysiler, geniş kenarlı şapkalar ve koruyucu faktörlü güneş kremleri sürerek korunmaları gerekir. Güneş allerjisi her yaşta ve her ten renginde olabilir. Yazın sıcak havalarda aşırı terleme birçok çocukta “isilik” nedenidir. Bunun için ince pamuklu giysiler, sık banyo, havadaki nemi ve ısıyı ayarlayabilecek klima uygulaması yeterli olur. Ayrıca cilde krem, pudra sürmek gereksizdir; hatta sorunu arttırabilir. Yüzme Havuzları: Yaz aylarında yüzme havuzları ve denizle ilgili barsak enfeksiyon riskini unutmamak gerekir. Bazan havuzlardan alınan mikroplar cilt ve göz enfeksiyonlarına da yol açabilir; gözde kızarıklık, sulanma, yanma hissi olduğunda tedavi gerekir. Yaza girerken Dr. F. Yaşar Anlar Böcek Sokmaları: Piknik, açık havada yürüyüşler, açık hava sporları, bahçe ve tarla işleri, kamp kurma gibi uğraşılar yaz aylarında sık yapılır. Bu da böcek sokma olasılığını arttırır. Sivrisinek, arı, karınca ve benzeri böceklerin sokmaları veya kene ısırıkları deride değişik tepkilere yok açar. Hafif kızarıklık ve kaşıntı ile belirtilerin görülebileceği gibi bazı allerjik kişilerde böcek sokmalarından hemen sonra şiddetli allerjik tepkiler de görülebilir. Kene ısırıkları bazan deride allerjik bir tepkiye benzer sonuçlar yaratabilir, ancak bu kene ısırıklarının başka ciddi sonuçları da olabileceğinden erken tanı için uzman görüşü almak gerekir. Arı allerjisi en sık karşılaşılan sorunlardandır. Arının soktuğu bölgede kızarıklık, kaşıntı ve şişliğin yanı sıra, en korkulan tepkiler tüm vücutta aniden kızarma, kaşıntı, yüzde, göz kapakları ve dudaklarda şişme, tansiyon düşmesi, karın ağrısı, bulantı ve bayılma (şok) olup anaflaktik reaksiyon adı verilen bu tepkiler süratle tedavi edilmelidir. Hava Kirliliği: Yazın binaların ısıtılmasının yarattığı hava kirliliği azaldığından havayı temiz sanıp, araba trafiğinin yol açtığı hava kirliliğini unutabiliriz: oysa trafiğin yoğun olduğu yerlerde güneş ışınları ve sıcak etkisi ile hava kirliliği çoğu zaman gözle görülmez, ancak solunum yolu rahatsızlığına yol açabilir. Bu nedenle açık hava etkinliklerini araba trafiğinin olmadığı yerlerde yapılmalıdır. ÇOCUKLARDA D VİTAMİNİ VE YAZ Dr. F. Müjgan Sönmez D vitamini çocukların kemik gelişimini sağlayan, yağda eriyen bir vitamindir. Eksikliği ve yetersizliği ile; çocuklarda gelişim geriliği, baş ağrısı görülebilir. D vitamini eksikliği nöbete neden olabileceğinden her nöbet geçiren çocuğun kanında D vitamini düzeyine bakılmalıdır. D vitamini için en önemli kaynak güneş ışığıdır. Kış aylarında ise D vitamini balık yağı, yumurta, peynir ve süt başta olmak üzere belirli gıdalardan alınır. Beslenme yoluyla çocuğun ihtiyacı olan D vitamininin ancak %10’u karşılanabilir. Bebekler D vitaminini; annelerindeki D vitamini yeterli ise doğumdan önce annelerinden, doğum sonrası anne sütü veya güneş ışığından alırlar. Bebekler ve annelerin yeterli D vitaminine sahip olmaları için yaz aylarında güneş ışınlarından yararlanmaları gereklidir. Çocuklarda ve erişkinlerde kanda D vitamini düzeyinin yaz-kış farkı olmaksızın 30 ng/mL olması normal, 20 altında olması ise eksiklik olarak değerlendirilir. Ülkemizde 1-16 yaş arasında D vitamini eksikliği %8 gibi yüksek düzeylerdedir. Dikkat edilecek noktalar; • D vitamini yapımı için en önemli etken güneş ışığının vücuda geliş açısıdır. Bahar ve yaz aylarında özellikle 12:00-13:00 arasında olmak üzere 10:00 ila 15:00 saatleri arasında vücuda dik açıdan gelen ışınlardan yararlanılmalıdır. Günlük D vitamini ihtiyacının sağlanması için bu saatlerde; kol, bacak veya el, yüz ve kolların günde 5-15 dk. güneş ışığına tutulması zorunludur. • Güneş ışığı almayan kapalı kıyafet giyen annelerin çocuklarında D vitamini eksikliği daha fazla görülür. • Camdan geçen güneş ışığı D vitamini yapımını engeller ve eksikliğine neden olur. • Güneş geçmesini engelleyen kremlerin derecesi 15 ve üzerinde ise güneş ışınlarının deriye ulaşmasını engeller ve D vitamini eksikliğine neden olur. • Güneş ışığı görmeyen evde yaşayan ve D vitamini içeren besinleri almayan annelerde D vitamini eksikliği oluşur. • Bir yaşına kadar çocuklara günde 400 IU vitamin D verilmesi şarttır. derneğimizden BAYLEY III Bebek ve Küçük Çocuklar için Gelişim Ölçeği Eğitimi DENVER II Gelişimsel Tarama Testi Sertifika Programı GELiŞiMSEL ÇOCUK NÖROLOJiSi DERNEĞi “Anne-Çocuk Karnesi” gebelikten itibaren bebeğin anne ile birlikte takibini, sağlık ve hastalık durumlarını ve annelere önerileri içeren Derneğimizin yayınlarındandır “Sağlam Çocuk Yetiştirmek” anne-baba ve sağlık personelleri için uzmanlar tarafından verilen bilgileri içeren Derneğimizin yayınıdır. Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği, 6 yaşına kadar olan çocukların gelişimini ölçmede kullanılan Denver Testini sağlık ve eğitim çalışanlarına öğretmektedir. GELİŞİMSEL ÇOCUK NÖROLOJİSİ DERNEĞİ Tunalı Hilmi Caddesi Buğday Sokak Kozlar İş Hanı 2. kat 6/34 KAVAKLIDERE/ANKARA Tel: 0312 427 50 57 - E-posta: [email protected] www.gcn.org.tr