İLİ : AYDIN TARİH : 23.10.2015 ِ ُّهوِر عِْن َد اللَّ ِه اثْنَا َع َشَر َش ْهًرا ِف تِاَا ِ اللَّ ِه وَ ْوَ َ لَ َق ُ إِ َّن ع َّدةَ الش ِ ِ َّ ك الدِّو ُن الْ َقيِّ ُم فَ ََل تَظْلِ ُموا َ ض ِمْن َها أ َْربَ َعةٌ ُحُرٌ َذل َ الس َم َاوات َو ْاْل َْر ِ ِ ِ ني َتافَّةً َت َما وُ َقاتِلُونَ ُك ْم َتافَّةً َو ْاعلَ ُموا َ في ِه َّن أَنْ ُف َس ُك ْم َوقَاتلُوا الْ ُم ْش ِرت ِ َّ أ ني َ َن اللَّهَ َم َع الْ ُماَّق :َّللاهَصلىَّللاَعليهَوسلم ََ سو ُل ُ قَالَر ْْورا َْءْلَمْْيَزَ لْْفِيْ َس َعة َّ َمنْْ َو َ س َْعْ َعلَىْ ِعيَالِ ِْهْيَو َْمْعَا ُش ْ .َسائِ َْرْ َسنَتِ ِْه AŞÜRE GÜNÜ VE KERBELA Değerli Müslümanlar!ْ Okuduğum ayet-i kerimede Allah (cc) şöyle buyurmaktadır: “Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah katında ayların sayısı on iki olup bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu en doğru hesaptır. O aylar içinde (Allahın koyduğu yasağı çiğneyerek ) kendinize zulmetmeyin. Müşrikler nasıl sizinle topyekun savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekun savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten) sakınanlarla beraberdir.” (1) Okuduğum hadis-i şerifte Allah Resulü (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim Aşure günü ailesi üzerine (infak etmeyi) geniş tutarsa, tüm senesinde genişlik içerisinde olmaya devam eder.” (2) Aziz Kardeşlerim! Bugün hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem’in onuncu günü olan Aşure Günü’dür. Hz. Peygamber (s.a.v) oruç farz kılınmadan önce bu günde oruç tutmuş ve “(Ramazandan sonra) En faziletli oruç, Yüce Allah’ın ayı Muharrem ayında tutulan oruçtur.”(3) buyurarak biz ümmetine bu güzel günü bir önceki ve bir sonraki günleriyle oruçlu geçirmeyi tavsiye etmiştir. Bu ayın onuncu günü olan aşure gününde insanlık adına birçok önemli ve ibretlik olaylar yaşanmıştır. O gün Hz. Adem’in tövbesinin kabul edildiği, Hz.Nuh’un tufandan kurtulduğu, Hz.İbrahim’in Nemrut’un ateşinden kurtulduğu, Hz.Musa’nın Firavun’un zulmünden kurtulduğu, Hz. Yunus’un balığın karnından kurtulduğu, Hz.Yakub’un oğlu Hz.Yusuf’a kavuştuğu gibi sadece birkaç örnek verdiğimiz hadiselerin aşure gününde gerçekleşmiş olması asırlar öncesinden Hz. Peygamber’e ve getirmiş olduğu barış dini İslam’a ve onun tarihi süreciyle birlikte Muharrem ayında yaşattığımız aşure geleneğimiz, kültürümüzde de önemli bir yere sahip olmuştur. Değerli Kardeşlerim! Ne hazindir ki hicretin 61.yılı hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem ayında İslam ve insanlık tarihi için hüzün verici bir olayın vuku bulmuş olması ki tüm İslam âlemini derinden etkilemiş bu olayda Hz. Peygamber’in torunu Hz. Hüseyn’in ve ailesinin Kerbela’da şehit edilmiş olması nedeniyle Müslümanlarca ayrıca bu günün yas günü olarak anılmasına ve bu insanlık suçunu işleyenlerin insanlığın ortak vicdanında mahkûm edilmesine sebep olmuştur. Halbuki insanoğlu, haset etmemek, merhametli ve güvenilir olmak, sabırlı olup yaratanına tevekkül etmek, içinde yaşadığı toplumla ve bütün insanlıkla barışık olmak, akrabaya, yetime ve elinin altındakilere iyilik yapmak gibi güzel hasletlerle, Allah’ın kesin emrine muhatap olmamış mıydı? Elbette ki olmuştu. Öyleyse Muhterem Kardeşlerim! Hz. Peygamber (s.a.v)’in “Müslüman, elinden ve dilinden insanların emin olduğu kimsedir.”(4) buyruğuyla Müslümanlık ile güvenilirlik arasındaki bağın olmazsa olmaz olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Kıymetli Müminler! Temeli barış, uzlaşma ve hoşgörü olan dinimiz İslâm; birliği, sevgiyi ve kardeşliği emrederken, haksızlığı, insan hayatına, kişi dokunulmazlığına ve insanın onur ve haysiyetine zarar verecek her iş ve düşünceyi de kesin bir dille yasaklamıştır. İnsanların can, mal, din, nesil ve akıl emniyetini temin etmeyi de temel hedefleri arasında göstermiş dinimizin öngörüsüyle, Müslümanlara düşen görev, bu tür müessif olayların tekrarlanmasını önleyecek bir bilinç ve anlayışa sahip olmak; kardeşlik, birlik ve beraberliğimizi korumaktır. Bu vesileyle Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri başta olmak üzere, bütün şehitlerimizi rahmetle anıyor, bir ayet mealiyle hutbeme son veriyorum: “Her kim bir kişiyi, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuğu olmaksızın öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir kişinin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.”(5) -----------------------------1.Tevbe 9/36. 2. Taberânî, Kebîr, c.5, s.55, h.no:9864 3. Müslim, Sıyâm, 38, I, 821 4. Nesâî, “İman”, 8, VIII, 104-105 5. Maide 5/32 Hazırlayan: Altınkum Camii M.K. Süleyman KIVIRCIK-Didim Redaksiyon: İl Hutbe Komisyonu