2.Ünite Hukuk Kurallarının Özelliği ( Hukukun Yaptırımı )

advertisement
2.Ünite
Hukuk Kurallarının Özelliği ( Hukukun Yaptırımı )
Yaptırım (Müeyyide):Herhangi bir kuralın koymuş olduğu emir ve yasaklara uygun hareket etmeme,onun yap dediğini yapmama veya
yapma dediğini yapma halinde karşılaşılacak tepkiye denir.Sosyal kurallara uyulmadığı taktirde mutlaka bir tepki (yaptırım,müeyyide ) ile
karşılaşırız.
Din,Görgü ve ahlak kurallarına uyumamanın yaptırımının manevi olduğunu hukuk kurallarına uymamanın yaptırımının ise maddi
olduğunu geçen ünitede görmüştük.Burada ise maddi yaptırımların neler olduğunu inceleyeceğiz.
Yaptırım Türleri :Hukuk kurallarına uymamanın 5 türlü yaptırımı vardır.Yani hukuk kurallarını ihlal edenler bu 5 yaptırımdan bir veya
daha fazlasına katlanmak zorunda bırakılır.
1.Ceza:Hukuk kurallarına aykırı hareket edenlerin karşılaşacakları tepkilerden biridir. Çeşitli türleri vardır Örneğin ağır hapis veya hafif
hapis gibi hürriyeti bağlayıcı cezalar,ölüm cezası,belli bir meslek veya sanatın icrasının belli bir süre tatil edilmesi gibi.
Askerlik alanın da askeri ceza kanunu da bir takım cezalar öngörmüştür. Mesela oda hapsi,göz hapsi,katıksız hapis cezaları gibi.Bunlar
yanında bir de disiplin cezaları değimiz cezalar vardır.Disiplin cezaları memur,asker,öğrenci gibi belli bir statü içinde yer alan kişilere
hizmet veya iç düzenle ilgili kuralları ihlal etmeleri halinde uygulanır.Bunlara örnek olarak ta kınama,uyarma,kusur bildirme,geçici olarak
çıkarma,büsbütün çıkarma cezaları gösterilebilir.
2.Cebri İcra:Kelime anlamı olarak zorla yerine getirme demektir.Yani bir hukuk kuralını ihlal eden kimsenin o hukuk kuralını yerine
getirmeye zorlanmasını ifade eder.Günlük hayatta hepimizin bildiği üzere bir kişiye borcu olan ancak bu borcunu ödemeyen şahıslara
karşı icra takibi yapılır ve yine ödemezse bu borçlu olan kişinin malları(evi,arabası,buzdolabı,televizyonu) haczedilir ve devlet eli ile satılır
ve elde edilen para alacaklıya verilir ve alacaklı alacağına kavuşur.Bununla beraber cebri icrayı sadece paraya özgülememek
lazımdır.Örneğin bir boşanma davası sonunda velayet taraflardan birine verilmişse çocuk o kişi yanında kalır ancak diğer tarafla görüşme
konusunda günler belirlenir.İşte velayet kendisine verilen kişi karşı tarafa çocuğu bu belirlenen günlerde göstermezse görüş hakkı olan
yine mahkemeye veya icra dairesine başvurarak çocuk ile görüştürülmesini bu yolla sağlayabilir.
3.Tazminat:Hukuk kurallarına uyulmaması sonucu bir zararın ortaya çıkması halinde karşı taradın zararının giderilmesini ifade
eder.Maddi ve manevi tazminat olmak üzere iki türlü tazminat vardır.Örneğin arabasına kusurumuz ile çarparak zarar verdiğimiz birisinin
aracını tamir ettirmek zorunda kalmamız.Ancak tazminat her zaman yukarıdaki örnekte olduğu gibi haksız fiilden kaynaklanmaz yani bir
sözleşmeye aykırı hareket edilmesi halindede tazminat borcu doğabilir.Örneğin bir malın satışı konusunda taraflar arasında bir sözleşme
yapılmasına rağmen akdin karşı tarafının bu malları zamanında teslim etmemesi sonucu karşı taraf bir zarara uğrarsa bu zararda tazminat
yolu ile giderilir.
4.Hükümsüzlük :Bazen yapılan bir işlemin hukuk düzeninin aradığı şekilde yapılmaması halinde hükümsüzlük sonucu doğar.Yani
yapılan bu işlem kişilere hiçbir hak sağlamaz.Hukuk düzeni bu şekilde yapılmış olan bir iş veya işleme herhangi bir hüküm veya sonuç
bağlamamıştır.
Hükümsüzlük çeşitli türlerde karşımıza çıkar.Örneğin resmi evlendirme memuru önünde yapılmayan bir evlilik yokluk
yaptırımına tabidir.Ayırtım gücüne sahip olmayan bir kişinin (akıl hastasının ) yapmış olduğu evlilik ise mutlak butlan yaptırımına
tabidir.Bunu yanında ayırtım gücüne sahip ancak yaşı küçük olan örneğin 15 yaşındaki bir kişinin yapmış olduğu işlemler ise tek taraflı
bağlamazlık yaptırımına tabidir.Yani bu küçüğün yasal temsilcisi olan velisi yada vasisi bu işleme onay verinceye kadar yapılmış olan
işlemle akdin karşı tarafı bağlı ilken bu işlemi yapan küçüğün işlemle bağlı olmaması sonucunu doğurur.
5.İptal:Hukuk kurallarına aykırı biçimde yapılmış olan idari işlemlere uygulanacak olan yaptırım türüdür.Örneğin bir memurun haksız
olarak işten kovulması halinde veya bir kişinin arsasına inşaat yapmak istemesine rağmen haksız olara buna izin verilmemesi halinde
mahkemede bu işlemlerin iptali istenebilir.
Hukukun Sistemi:Sosyal hayatta ortaya çıkan ilişkiler farklı farklıdır.İşte bu ilişkilere hükümler getiren hukuk kuralları da farklı mahiyetleri
itibariyle farklı farklıdır.Yani eşler arasındaki ilişkiler ile veya alacaklı ile borçlun arasındaki ilişki ile bir devletin başka bir devlet ile olan
ilişkileri ve bunları düzenleyen kurallar farklı farklıdır.
İşte mahiyetleri ve özellikleri itibariyle birbirinden farklı olan bu çok çeşitli ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarını bir tertibe,bir
düzen ve ayrıma tabi tutmak gerekir ki buna Hukukun Sistemi diyoruz.Hukuku bir sisteme bağlamak aradığımızı kolayca bulabilmemize
ve öğrenmemiz gerekenleri birbirine karıştırmadan öğrenmemize olanak sağlar.
Kamu Hukuku –Özel Hukuk Ayırım:
Hukuk kurallarının bir kısmı kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerini düzenlerken bir kısmıda kişilerin toplum ile olan ilişkilerini
düzenlemektedir.Bu durumu göz önünde bulunduran Romalı Hukukçular hukuku kamu hukuku (amme hukuku )ve özel hukuk (hususi
hukuk ) olmak üzere ikiye ayırmışlardır.Buna göre bir kişinin diğer bir kişi veya kişiler ile olan ilişkilerine özel hukuk (jus privatum) bir kişi
ile devlet veya bir devlet ile diğer bir devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen kurallara da kamu hukuku ( jus publicum) adını vermişleridir.
Bu ikil ayırımın yapılması oldukça faydalı olmasına rağmen bir ilişkinin kamu hukukuna mı özel hukukamı ait olduğu konusunda ne gibi
kıstasların göz önünde bulundurulacağı konusunda çeşitli görüşler mevcuttur.Bu konuda ülkemiz modern görüş esasını benimsemiştir.
Özel hukuk alanında bu sorun olarak karşımıza gelmez zira özel hukuk ilişkilerinde taraflar eşit durumdadır.Eşitler arasındaki ilişkiler özel
hukuk tarafından düzenlenir.Yukarıda sayılan tereddüt taraflardan birisinin devlet olduğu durumlarda karşımıza çıkmaktadır.Yani devletin
taraf olduğu bir ilişkiye kamu hukuku kurallarımı uygulanacaktır yoksa özel hukuk kurallarımı uygulanacaktır.İşte modern görüşe göre
devlet bu ilişkiye üstün gücünü üstün otoritesini kullanarak giriyorsa yani taraflar arasında bir altlık-üstlük ilişkisi bulunuyorsa kamu
hukukundan bahsedilirken devlet bu ilişkiye üstün gücünü kullanmadan giriyor ve böylece taraflar arasında bir eşitlikten bahsedebiliyorsak
özel hukuktan bahsedebiliriz.
Yukarıda açıklanan olaylara şu örnekleri verebiliriz.Hiç kimse bir başkasının malını satmasına zorlayamaz yani biz istemediğimiz sürece
kimse bizden zorla saatimizi,gözlüğümüzü,arabamızı,evimizi satın alamaz.Ancak kamulaştırma dediğimiz bir durum vardır ki bu durumda
devlet arazi sahibinin rızasını almaksızın kamu yararı gereğince kişilerin gayrimenkullerini zorla (ancak parasını vermek suretiyle) satın
alabilmektedir.İşte bu örnekten de anlaşılacağı gibi devlet burada üstün otoritesini kullanmaktadır.Dolayısıyla bu kamu hukukuna ait bir
işlemdir.
Ancak devlet altlık-üstlük ilişkisi kurmaksızın örneğin personeline bayram da dağıtmak üzere elbise dikilmesi
konusunda bir terzi ile işlem yaptığında veya devlete ait binaların boyanması için bir boyacıdan boya alması halinde veya personeline
yemek yapılması için bir yemekhaneyle anlaşması hallerinde bir altlık-üstlük ilişkisi olmaksızın adeta bir vatandaş gibi parasını verip bu
iş veya hizmeti alıyorsa özel hukuk ilişkisinden bahsedilir.
Download