T.B.M.M. B : 6 29 . 9 . 1988 O : 1 yin anlaşılması gerektiği ve neyin

advertisement
T.B.M.M.
B : 6
29 . 9 . 1988
yin anlaşılması gerektiği ve neyin bunun
dışında tutulması zorunlu olduğu konu­
sunda kısa bir hatırlatma yapmakta yarar
görmekteyim.
Bilindiği gibi, 1844 yılında İngiltere'­
nin Manchester şehrine yakın Roschtel
Kasabasında 28 dokuma işçisi sosyal ve
kültürel ve ekonomik durumlarını güçlen­
dirmek için bir araya gelerek bir tüketici
kooperatifi kurmuşlar ve bunların uygu­
ladıkları kurallar daha sonra 7 ilke halin­
de uluslararası bir mahiyet kazanmıştır.
Bu ilkelerin ilk 4'ü, bir kuruluşun ko­
operatif olması için asgarî şart olarak ka­
bul edilmiştir ki, bunlar: Herkese açık
üyelik, yani kooperatiflere serbestçe üye
olma ve üyelikten ayrılmajc; demokratik
yönetim, ortaklık payı ne olursa olsun her
üyenin kooperatif yönetiminde bir oya sa­
hip olması; risturn prensibi, yani yıl so­
nunda müspet fiyat farkının ortaklar ara­
sında kooperatifleriyle yaptıkları işlemler
oranında dağıtılması ve sermayeye sınırlı
faiz ödenmesi; bunun dışında, siyasî ve di­
nî tarafsızlık, peşin alışveriş ve eğitim gi­
bi prensipler...
Bu ilkelerden başka, kooperatiflerin
belirgin vasıflarını da şöyle özetlemek
mümkün: Teorik olarak kooperatifler ge­
liri olmayan iş organizasyonlarıdır. Bun­
lar, maliyet esasına göre çalışırlar, mali­
yetin üzerindeki kazanç kooperatife değil,
ortaklarına aittir. Kooperatifler kâr gaye­
si ile değil.hizmet gayesi ile kurulurlar. Ko­
operatifleri kuranlarla onun hizmetinden
yararlananlar aynı şahıslardır. Koopera­
tiflerde ortak dışı muameleler sınırlıdır.
Kooperatifler sermayenin değil, şahısların
birleşmesidir. Kooperatiflerde ortakların
sahip olabilecekleri ortaklık payı sınırlıdır,
bunlar alınıp satılamaz ve bir başkasına
devredilemezler. Kooperatiflerde değişik
sayıda ortaklık ve değişir sermaye esastır.
Kooperatiflerde hizmet birimlerinin kapa­
sitesi, mevcut ve potansiyel üyelerin hiz­
O : 1
met talebiyle dengeli olmalıdır.
Değerli milletvekilleri, kooperatifçi­
lik hareketi dünya üzerinde yayılırken, her
ülkede, kendi özelliğine uygun bir koope­
ratifçilik modeli benimsenmiş, kooperatif­
çilik prensipleri az çok değişmiş ve yeni
bazı görüşler kabul edilmiştir. Genel koo­
peratifçilik prensipleri yanında, ülkemiz­
de benimsediğimiz başlıca görüşleri de şu
şekilde ifade etmek mümkündür:
Kooperatifler, ekonominin üç temel
sektörü olan tarım, sanayi ve hizmet sek­
törlerinde faaliyet göstermeye gayret et­
mektedirler.
Sermaye şirketleri kârlılık esasına gö­
re kurulurlar; onun için bunlar, sanayi ve
hizmet sektörüne itibar etmişler, koopera­
tifler ise, kâr marj T daha düşük ve riziko­
su yüksek olan tarım sektöründe görev al­
mışlardır. Kooperatifleri, sermaye şirket­
lerinden ayıran ve devletin bunlara yar­
dımını zarurî kılan başlıca sebep de bu­
dur.
Kooperatiflerin, memleketimizin ta­
rım toplumundan sanayi toplumuna ge­
çişinde sosyoekonomik politikaların gere­
ği, üretim ve istihdam aracı olarak değer­
lendirilmeleri gerekmektedir. Bu suretle,
kırsal alandan büyük şehirlere işçi akımı,
kooperatifler kanalıyla önlenmiş olacaktır.
Memleketimizde, kooperatifler, ide­
olojik akımlarla boğulmadan ve kırsal
alanların ve çiftçimizin kalkınmasında bir
amaç değil, etkili bir araç olarak düşünül­
melidir.
Biz, diğer Batı demokrasilerinde ol­
duğu gibi, temel üretim araçlarının; yani
toprağın, ahırın, kümesin, ev ve el âletle­
rinin üreticiye ait olduğu, ortağı olan üre­
ticiye girdi ve kredi temin eden, ortağın
elde ettiği üretimi değerlendiren ve pazar­
layan kooperatifçilik hareketini benimse­
miş bulunuyoruz. Bu harekette ortaklar
esastır ve üretim kararını kooperatif de­
ğil, ortaklar verir. Bu kooperatiflerde or-
— 247 —
Download