Untitled - Gazi Üniversitesi Açık Arşiv

advertisement
OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARININ GÜNLÜK BESİN ÖĞESİ
GEREKSİNİMLERİNİN KARŞILANMA DURUMLARI
Betül UZGİDİM
YÜKSEK LİSANS TEZİ
AİLE VE TÜKETİCİ BİLİMLERİ ANABİLİM DALI
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
KASIM, 2015
TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU
Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren
on iki (12) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.
YAZARIN
Adı
: Betül
Soyadı
: UZGİDİM
Bölümü
: Aile ve Tüketici Bilimleri Eğitimi Bilim Dalı
İmza
:
Teslim Tarihi
: 30/12/2015
TEZİN
Türkçe Adı
: Okul Öncesi Çocuklarının Günlük Besin Öğesi
Gereksinimlerinin Karşılanma Durumları
İngilizce Adı
: Nutrient Intake of Pre-School Children
i
ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI
Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları
kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki
tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.
Yazar Adı Soyadı : Betül UZGİDİM
İmza
ii
:
iii
TEŞEKKÜR
Yüksek lisans tez çalışmam boyunca benden yardımını esirgemeyen, bana her zaman
destek olan, akademik çalışmalarım için beni her zaman teşvik eden değerli danışman
hocam Sayın Doç. Dr. Semra AKAR ŞAHİNGÖZ’e, deneyimlerini benimle paylaşan,
önerileriyle beni aydınlatan değerli öğretmen arkadaşım Ozan ÖZKAYA’ya, veri toplama
aşamasında bana yardımcı olan TOKİ Anaokulu, Türkkonut Anaokulu, Kalaba Anaokulu
ve Manolya Anaokulu idareci ve öğretmenlerine, örneklem grubundaki öğrencilerin
velilerine, veri analizlerinde bana destek olan sayın Oğuzhan ÇİÇEK’e, yabancı dil
çevirilerimde bana yardımcı olan öğretmen arkadaşım Sema UZUNOĞLU’na, bana her
zaman maddi ve manevi destek olan sevgili aileme, çalışmalarım boyunca gösterdikleri
anlayış ve teşvikten dolayı sonsuz teşekkür ederim.
iv
OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARININ GÜNLÜK BESİN ÖĞESİ
GEREKSİNİMLERİNİN KARŞILANMA DURUMLARI
(Yüksek Lisans)
Betül UZGİDİM
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Kasım 2015
ÖZ
Yeterli ve dengeli beslenme hem bireylerin yaşamsal faaliyetleri için hem de toplumun
sağlıklı gelişmesi için temel koşuldur. Bu araştırma okul öncesi dönemi olarak kabul edilen
3-6 yaş grubu çocuklarının günlük beslenme durumlarının belirlenmesi amacıyla
planlanmış olup tarama modeli uygulanmıştır. Evren ve örneklem belirlenirken Ankara
ilinde resmi okul öncesi kurumlarına devam eden öğrenci sayıları Milli Eğitim
Bakanlığı’ndan (MEB) temin edilmiştir. Bu verilere göre 2013 yılında resmi anaokullarına
kayıtlı 8469 öğrenci araştırma evrenini oluşturmuştur. Örneklem sayısı ise “Evrene Karşı
Örneklem Hesaplama Tablosu” yardımıyla 370 öğrenci olarak belirlenmiştir. Araştırmanın
homojenliği açısından okullar sosyo-kültürel açıdan farklı ilçelerden seçilmiştir. Daha
sonra MEB’na bağlı tam zamanlı eğitim veren Eryaman Türkkonut Anaokulu, Eryaman
TOKİ Anaokulu, Keçiören Kalaba Anaokulu, Mamak Manolya Anaokulu, ile görüşülerek
Ankara Valiliği Milli Eğitim Müdürlüğü’nden onay alınmıştır. Bu okullara devam eden
tüm öğrenciler örnekleme dahil edilmiştir. Örneklem grubundaki okullara gidilerek
verilerin toplanacağı günlere ait yemek listeleri ile öğrenci listeleri alınmış, buna göre üç
gün okulda ve evde doldurulacak şekilde besin tüketim formları hazırlanmıştır. Hazırlanan
besin tüketim formları ile örneklem grubunu oluşturan bu anaokulu öğrencilerinin üç
günlük besin tüketim kayıtları alınmak istenmiş ancak elde edilen veriler doğrultusunda bir
günlük enerji ve besin öğelerinin ortalama alım durumu belirlenmiştir. Velilerin
demografik özelliklerini, beslenme, satın alma, yemek hazırlama ve pişirme yöntemlerini
belirleme amacıyla hazırlanan anket formları ebeveynlere doldurtularak beslenme
alışkanlıkları saptanmıştır. Çocukların besin tüketim durumları, ebeveynlerin eğitim
durumları ve beslenme alışkanlıkları ile karşılaştırılmıştır.
Verilerin analizi SPSS 21.0 programı ile yapılmış olup % 95 güven düzeyi ile çalışılmıştır.
Analizlerde uygun testin seçilmesine normallik analizi sonucuna göre karar verilmiştir.
v
Ebeveynin eğitim durumuna göre elde edilen veriler incelendiğinde, eğitim seviyesi
üniversite ve üstü olan ebeveynlerin çocuklarının almış oldukları enerji (kcal), protein(g),
yağ(g), karbonhidrat(g), çinko(mg) miktarı sıra ortalaması puanı daha yüksektir.
Ebeveynin çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuştuğu çocuk gruplarında
alınan yağ (mg) miktarı en düşük; çocuğu sorarsa konuştuğunu belirten ebeveynlerin
çocuklarının aldığı yağ (mg) miktarının en yüksek olduğu görülmektedir. Çocuğunun
tükettiği yiyeceklerin besin değerine dikkat edenlerin çocuğunun günlük alınan vitamin A
miktarı diğer gruba göre daha yüksektir.
Araştırmanın bulgularına göre ebeveynin eğitim seviyesi ve beslenme bilgi düzeyi yüksek
gruplardaki çocukların daha yeterli ve dengeli beslendiği görülmektedir.
Bilim Kodu
:
Anahtar Kelimeler : Okul öncesi, beslenme, yeterli beslenme, dengeli beslenme, günlük
besin ihtiyacı
Sayfa Adedi
: 119
Danışman
: Doç. Dr. Semra AKAR ŞAHİNGÖZ
vi
NUTRIENT INTAKE PRE-SCHOOL CHILDREN
(Master Thesis)
Betül UZGİDİM
GAZI UNIVERSITY
THE INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES
November 2015
ABSTRACT
Sufficient nourishment is vital for the individuals and the society. This research has been
planned to define daily nourishment of the children (between the ages 3-6). The number of
the children’s has been taken from the Ministry of Education. According to the number of
the students, the number of the samples has been determined. The schools have been
chosen from different districts in order to be homogeneous. Some of the schools in this
research are Eryaman Turkkonut Nursery School, Kecioren Kalaba Nursery School,
Mamak Manolya Nursery School and Eryaman TOKI Nursery School. These schools have
been visited and student list have been prepared and the amount of food comsumption per
month has been determined. By the help of these lists a child’s daily need at a nursery
school has been defined. The data’s analysis has been done with SPSS 2.10. According to
the results of the research; -When you compare the boys with the girls, some vitamins are
on the high level with the girls (The Man Whitney U Test). - the education level is related
to the child’s nourishment. The higher the education level of the parents is the more protein
the children have. -If the parents don’t care about the food their children consume, the one
with these children is on high level if they care about the child’s nourishment, the vitamin
A of these children is on the high level. The research indicates that the child’s nourishment
is related to the parents education.
Science Code :
Key Words
: Pre-school, nutrition, daily nutritional intake, adequate nutrition, balanced
diet
Page Number : 119
Advisor
: Assoc. Prof. Semra AKAR ŞAHİNGÖZ
vii
İÇİNDEKİLER
TEŞEKKÜR ................................................................................................................... iv
ÖZET ............................................................................................................................... v
ABSTRACT................................................................................................................... vii
İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ viii
TABLOLAR LİSTESİ ................................................................................................... xi
SİMGELER VE KISALTMALAR ............................................................................. xiii
BÖLÜM 1
GİRİŞ ............................................................................................................................. 1
1.1. Problem Durumu ................................................................................................. 3
1.2. Araştırmanın Amacı ............................................................................................ 3
1.3. Araştırmanın Önemi ............................................................................................ 4
1.4. Varsayımlar.......................................................................................................... 4
1.5. Sınırlılıklar ........................................................................................................... 5
1.6. Tanımlar ............................................................................................................... 5
1.6.1. Beslenme ..................................................................................................... 5
1.6.2. Yeterli ve Dengeli Beslenme....................................................................... 5
1.6.3. Yetersiz ve Dengesiz Beslenme .................................................................. 6
1.6.4. Okul Öncesi Dönem ................................................................................... 7
BÖLÜM 2
ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL VE KURAMSAL TEMELLERİ ........ 9
2.1. Okul Öncesi Eğitimin Önemi............................................................................... 9
2.2. Okul Öncesi Çocuklarda Gelişim ........................................................................ 9
2.2.1. Çevre ........................................................................................................ .10
2.2.2.Kalıtım ........................................................................................................10
2.2.3. Beslenme ....................................................................................................11
viii
2.3. Okul Öncesi Çocuklarda Beslenme ....................................................................11
2.3.1. Okul Öncesi Dönemde Tüketilmesi Gereken Besin Grupları .................12
2.3.1.1. Süt ve Türevleri .............................................................................13
2.3.1.2. Et, Yumurta ve Kurubaklagiller ....................................................14
2.3.1.3. Sebze ve Meyveler ..........................................................................15
2.3.1.4. Tahıl ve Türevleri ..........................................................................16
2.3.1.5. Yağlar ve Şekerler .........................................................................17
2.4. Beslenmeye Etki Eden Faktörler ........................................................................18
2.4.1. Çevre .........................................................................................................18
2.4.2. Ekonomik Yapı .........................................................................................18
2.4.3. Sosyo-Kültürel Yapı..................................................................................19
2.4.4. Aile Tutum ve Alışkanlıkları ....................................................................20
2.5. Okul Öncesi Dönemde Karşılaşılan Beslenme Sorunları ..................................21
2.6. Çocuklarda Yetersiz ve Dengesiz Beslenme Sonucu Ortaya Çıkan
Hastalıklar ..........................................................................................................22
2.6.1. Obezite.......................................................................................................22
2.6.2. Malnütrisyon .............................................................................................23
2.6.3. Raşitizm .....................................................................................................23
2.6.4. Anemi ........................................................................................................24
2.6.5. Basit Guatr ................................................................................................25
2.6.6. Diş Çürükleri ............................................................................................25
2.7. İlgili Araştırmalar ...............................................................................................26
BÖLÜM 3
YÖNTEM ....................................................................................................................35
3.1. Araştırma Modeli ................................................................................................35
3.2. Evren ve Örneklem .............................................................................................36
3.3. Ölçme Araçları ....................................................................................................37
3.4. Verilerin Toplanması ..........................................................................................37
3.5. Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması .......................................................37
BÖLÜM 4
ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA ................................................39
ix
BÖLÜM 5
SONUÇ VE ÖNERİLER ........................................................................................85
5.1. Sonuç ...................................................................................................................85
5.2. Öneriler ...............................................................................................................87
KAYNAKÇA ..................................................................................................................89
EKLER ...........................................................................................................................97
Ek 1. Verilerin Toplanmasında Kullanılan Anket Formu .......................................98
Ek 2. Verilerin Toplanmasında Kullanılan Besin Tüketim Formu ....................... 101
Ek 3. Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü İzni ........................................................ 102
ÖZGEÇMİŞ............................................................................................................... 103
x
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Enerji ve Besin Öğesi Gereksinimleri ...............13
Tablo 2. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Süt Grubu Besin Gereksinimini Karşılayacak
Miktarlar ............................................................................................................14
Tablo 3. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Et, Tavuk, Balık, Yumurta ve Kurubaklagil
Grubu Besinlerin Gereksinimini Karşılayacak Miktarlar .....................................15
Tablo 4. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Sebze ve Meyve Grubu Besinlerin
Gereksinimini Karşılayacak Miktarları ...............................................................16
Tablo 5. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Tahıl Grubu Besinlerin Gereksinimini
Karşılayacak Miktarları ......................................................................................17
Tablo 6. Ebeveynlerin Demografik Bilgilerine Göre Dağılımları ......................................39
Tablo 7. Ebeveynlerin Gıda Alışveriş Özelliklerine Göre Dağılımları...............................41
Tablo 8. Ailelerin Yiyecek Hazırlama ve Bazı Beslenme Alışkanlıklarına Göre
Dağılım ..............................................................................................................43
Tablo 9. Çocuğun Bazı Beslenme Alışkanlıklarına Göre Dağılım .....................................45
Tablo 10. Ailelerin Yemek Yeme Alışkanlıklarına Göre Dağılım ...................................47
Tablo 11. Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Yiyecek Satın Alma ve Yemek Yeme
Alışkanlıkları ....................................................................................................48
Tablo 12. Ebeveynin Eğitim Durumuna Göre Beslenme Alışkanlıklarının İncelenmesi ....51
Tablo 13. Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Çocuğun Beslenme Alışkanlıklarının
İncelenmesi ....................................................................................................53
Tablo 14. Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğeleri Değerleri .............................................57
Tablo 15. Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılanma Oranları .....................58
Tablo 16. Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Çocukların Aldığı Enerji ve Besin
Öğelerinin Karşılaştırılması ..............................................................................60
Tablo 17. Ebeveynlerin Çocuğuyla Yiyeceklerin Besin Değerleri Hakkında Konuşup
Konuşmama Durumuna Göre Çocuklarının Tükettiği Besinlerden Aldığı
Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması .....................................................63
xi
Tablo 18. Ebeveynlerin Çocuklarının İstediği Yiyecekleri Tüketmesine İzin Verme
Durumuna Göre Günlük Aldığı Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması ....66
Tablo 19. Ebeveynlerin Çocuklarıyla Sağlıklı Beslenmenin Önemi Konusunda
Konuşma Durumuna Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin
Öğelerinin Karşılaştırılması ..............................................................................68
Tablo 20. Ebeveynlerin Çocuklarıyla Yiyeceklerin Besin Değerleri Hakkında
Konuşma Durumuna Göre Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin
Karşılaştırılması ...............................................................................................70
Tablo 21. Evde Yemek Saatlerinin Düzenli Olup Olmama Durumuna Göre
Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması ....................73
Tablo 22. Yemek Saatlerinde Aile Bireylerinin Sofraya Birlikte Oturup
Oturmama Durumuna Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin
Karşılaştırılması ..............................................................................................76
Tablo 23. Çocukların Tabaklarında Artık Bırakma Durumuna Göre Aldıkları Enerji
ve Besin Öğeleri Bakımından Karşılaştırılması .................................................79
Tablo 24. Çocuğun Yemeği Bitirmek İstemediği Durumlarda Ebeveynin Yaklaşımına
Göre Çocukların Aldıkları Enerji Ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması ...........82
xii
SİMGELER VE KISALTMALAR
BKI
Beden Kitle İndeksi
FAO
Food and Agriculture Organization- Gıda ve Tarım Örgütü
FDA
Food and Drug Administration- Amerikan Besin ve İlaç Örgütü
Fe
Demir
g
Gram
kg
Kilogram
kkal
Kilokalori
l
Litre
mcg
Mikrogram
MEB
Milli Eğitim Bakanlığı
mg
Miligram
ml
Mililitre
n
Örnek sayısı
SDEM
Sağlık Davranışı Etkileşim Modeli
Ss
Standart sapma
Sx
Standart hata
Vit
Vitamin
WHO
World Health Organisation- Dünya Sağlık Örgütü
Zn
Çinko
xiii
BÖLÜM 1
GİRİŞ
Çoğu kez birbiriyle karıştırılan büyüme ve gelişim sözcükleri gerçekte birbirinden farklı
kavramlardır. Büyüme, bedende gerçekleşen kilo boy artışı gibi sayısal değişiklikleri
içermektedir. Gelişim ise çok boyutlu ve disiplinler arası bir alandır. İnsan gelişimi;
fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişim olmak üzere dört temel boyuttan oluşan
karmaşık bir süreçtir. Her bir boyut gelişimin belirli bir yönünü vurgulasa da söz konusu
boyutlar arasında karşılıklı bir ilişki vardır (İnanç, Bilgin ve Atıcı, 2012).
Çocuk sadece fiziksel olarak büyümekle kalmaz, aynı zamanda onun beyni ile iç
organlarında yapı ve büyüklük olarak da değişmeler olur. Buna karşılık gelişme,
değişikliklerin niceliği yanında, niteliğini de içermektedir. Gelişme kavramı, düzenli,
uyumlu ve sürekli bir ilerlemeyi ifade etmektedir (Akar, 2006). Gelişim doğumdan
yetişkinliğe, yetişkinlikten yaşlılığa kadar uzanan kesintisiz bir süreçtir (İrkin, 2012).
Gelişimde kritik dönemler vardır. Ebeveyn bu dönemlerin özelliklerini ve çocuğa hangi
dönemde hangi davranışın kazandırılması gerektiğini bilmez ise bazı kazanımların ileriki
dönemde telafisi mümkün olmayabilir. Sağlıklı birey olabilmenin önkoşulu olan doğru
beslenme alışkanlıklarını çocuklar okul öncesi olarak tabir etiğimiz 3-6 yaşlar arasında
edinir.
Okul öncesi dönem çocukların yeni kavramlar öğrendikleri ve gelişimlerinin en hızlı
olduğu dönemdir (Akman, Öncü, Güler ve Karaaslan, 2005). Büyüme ve gelişmeyi
kesinlikle etkileyen koşullar vardır. Beslenme, sağlık koşulları, hastalıklardan korunma ve
genetik faktörler başlıcalarıdır (Tunçdoğan ve Tunçdoğan, 2005).
Yaşamın ilk beş yılı içinde büyümeyi etkileyen en önemli faktör beslenmedir. Okul öncesi
dönem, çocuğun besine karşı pozitif davranışlar geliştirmesi ve olumlu alışkanlıklar
1
edinmesi için önemli bir zaman dilimidir. Oyun çağı çocukları ve okul öncesi çocuklarının
büyüme hızı bebeklere oranla daha düşük olmasına karşın oyun aktiviteleri ve büyümenin
diğer aşamaları için gerekli olan enerjiyi yeterli düzeyde almalıdırlar. Çocuğun gerek
sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanması, gerekse büyüme ve gelişmesini tamamlayabilmesi
için, kendisine tüm besin gruplarından besinlerin uygun pişirme yöntemleri ile sunulması
ve öğün atlanmadan beslenmesi, çocuğun sağlıklı bir birey olmasının önkoşuludur
(Karaağaoğlu ve Samur, 2011).
Besine tanım olarak bakıldığında yenilebilen bitki ve hayvan dokuları olarak
tanımlanmaktadır. Besinler; protein, karbonhidrat, yağ, vitaminler ve mineraller gibi
organik ve inorganik öğelerden oluşmuştur. Bu öğelere ise “besin öğeleri” denir (Toprak,
Şentürk, Yüksel, Çakır ve Bideci, 2002). Büyüme çağındaki çocukların gelişimlerinin
sağlıklı olabilmesi için tüm bu besin öğelerinden yeterli ve dengeli biçimde almaları
gerekmektedir.
Yeterli ve dengeli beslenme; büyüme ve gelişme için gerekli olan besin öğelerinin her
birinin yeterli miktarlarda alınması ve uygun şekilde kullanılması olarak ifade edilmektedir
(Bilge, Bayram, Can ve Binicier, 2013). Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlığın
korunması ve yeniden kazandırılmasında rolü giderek önem kazanmaktadır. Bu nedenle
beslenme;
bireye
özgü
olarak
planlanmalı
ve
uygulanmalıdır
(Arlı,
Şanlıer,
Küçükkömürler ve Yaman, 2012).
Okul öncesi dönemde besleme ve besin konusunda bilgisi olmayan anneler çocuklarının
günlük besin ihtiyaçlarını bilmediklerinden ve beslenmeyi genellikle karın doyurma olarak
düşündüklerinden çocuğu genellikle tek tip besinlerle beslemekte veya besin değeri düşük,
boş kalori denilen besinler vermeleri nedeniyle çocuğun günlük besin tüketim ihtiyacını
karşılayamamasına neden olabilmektedir (Köse, 2007). O dönemdeki çocukların yemek
saatleri düzenli olmalıdır. Çocuklar genellikle üç öğün yemek yer. Çalışan annelerin
çocuklarının okul öncesi kurumundaki yemek yeme durumları ile yakından ilgilenmeleri
çocukların gelişimi açısından yarar sağlayacaktır (Leşkeri, 1989).
Kas ve kemik gelişiminin çok hızlı olduğu bu dönemde çocuğun temel besin öğelerinden
özellikle protein, kalsiyum, vitamin ve minerallere ihtiyacı vardır (Kırkıncıoğlu, 2003).
Uzun süreli yetersiz ve dengesiz beslenme sonrası oluşan ve özellikle gelişmekte olan
ülkelerde protein ve kalori alımı yetersizliğine bağlı olarak gelişen protein enerji
malnütrisyonu sıklıkla görülmektedir (Leşkeri, 1989). Türkiye’de yapılan ulusal ve
2
bölgesel araştırmalarda, okul öncesi çocuklar arasında malnütrisyon görülme sıklığının
yüksek olduğu belirtilmektedir (Uçan, 2007).
Okul öncesi dönemi besin alımında taklit dönemidir. Bu dönemde çocuklar ebeveynlerini
gözleyerek onların hangi besinleri kabul ettiklerini, hangi besinleri reddettiklerini
algılamaya çalışırlar. Aile bireylerinin davranışları doğrultusunda çocuk davranış kazanır.
Bu nedenle aile bireyleri çocukların doğru davranış kazanmalarında besin değeri yüksek
olanları seçerek iyi örnek olmalıdır (Arlı, Şanlıer, Küçükkömürler ve Yaman, 2012).
Sağlıklı nesiller ve gelişmiş toplumların varlığı için çocukların çevresel koşullardan en çok
etkilendiği dönem olan okul öncesi döneminden itibaren doğru beslenme alışkanlıkları
kazandırılmalıdır. Çocukların her besin grubundan kişisel özelliklerine uygun olarak
günlük ihtiyaçları doğrultusunda dengeli bir şekilde tüketmelerinin sağlanması, onların
sağlıklı gelişimleri için son derece önemlidir.
1.1. Problem Durumu
Bedensel ve ruhsal açıdan sağlıklı bireyler yetiştirmenin ilk koşulu sağlıklı beslenmedir.
Konunun önemi ailelerin ve toplumun geleceği açısından da dikkate alındığında okul
öncesi çocuklarının beslenme durumunun araştırılması gerekliliği önemli bulunmuştur.
Konu ile ilgili literatürde yapılmış benzer araştırmalar olmasına rağmen, sağlıklı çocuklar
yetiştirmenin devamlılığının sağlanması açısından belirli aralıklarla yinelenmesi ve
böylelikle güncellenmesi gereken toplumsal bir konudur.
1.2. Araştırmanın Amacı
Okul öncesi dönem besin alışkanlıklarının kazanıldığı, hoşlanılan ve hoşlanılmayan
besinlerin
belirlendiği
dönemdir.
Bu
dönemde
iyi
beslenme
alışkanlıklarının
kazandırılması ile çocuk yaşamı boyunca doğru ve dengeli beslenebilir. Çocuğun besin
tercihinde
ebeveynlerin
davranışı,
çevredeki
bireylerin
davranışları,
zorlamak,
önemsememek gibi birçok etmen çocuğun beslenme davranışını yönlendirmektedir.
Özellikle çocukların besin seçim tercihleri ailelerin yiyecek tercihlerine bağlı olarak
şekillenmektedir (Arlı, Şanlıer, Küçükkömürler ve Yaman, 2012).
3
Bu araştırma, M.E.B’na bağlı okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 3-6 yaş grubu
çocukların günlük besin öğelerini alım düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür.
Belirlenen amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır:
1. Araştırmaya dahil edilen 3-6 yaş grubu çocukların günlük enerji ve besin öğesi alım
düzeyleri nasıldır?
2. Ebeveynlerin eğitim düzeyine göre çocukların günlük aldıkları enerji ve besin öğeleri
oranları değişiklik gösteriyor mu?
3. Evlerde menü planlanırken çocukların besin öğelerine olan gereksinimleri dikkate
alınıyor mu?
4. Gıda alışverişlerinde ebeveynler çocuklarla birlikte hareket ediyor mu?
5. Çocuklarla besin maddelerinin yararlarıyla ilgili konuşuluyor mu?
6. Evde yiyecek hazırlama yöntemleri ve yeme alışkanlıkları ne durumdadır?
1.3. Araştırmanın Önemi
Okul öncesi dönem, çocukların gelişme ve büyümeleri açısından çok önemli bir dönemdir.
Çocuklar birçok alışkanlık gibi, beslenme alışkanlıklarını da bu dönemde edinirler ve hayat
boyu devam eder. Gelişim; fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönleriyle bir bütündür.
Çocuğun her alandaki gelişimi birbiriyle ilişki içindedir. Herhangi bir gelişim alanındaki
aksama, diğer alanlardaki gelişimi de olumsuz etkileyebilir (Kılıç, 2009).
Çocukların büyüme ve gelişmeleri açısından önemli bir yaş aralığı olan 3-6 yaş dönemi
dikkate alınarak, bu gurubun günlük ihtiyacı olan besinleri yeterli ölçüde tüketmelerinin
ne denli önemli olduğu düşünülmüş, tüm bunların sonucunda bu çalışmanın yapılması
gerekliliği hissedilmiş ve çalışma planlanmıştır.
Araştırma bulgularının okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan eğitimcilere ve okul öncesi
dönemde çocuğu olan ailelere çocukların beslenmesi konusunda yol gösterici olduğu
düşünülmektedir.
1.4. Varsayımlar
Okul öncesi dönemi, besin alışkanlıklarının kazanıldığı bir dönem olarak kabul
edilmektedir. Bu dönemde çocuklara doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılması ile
çocukların yaşamları boyunca doğru ve dengeli beslenebilecekleri belirtilmektedir.
4
Çocukların besin tercihinde ebeveynlerin ve çocukların içinde bulunduğu çevre bireylerin
davranışlarının şekillenmesinde etkili olmaktadır. Bu araştırma ile okul öncesi 3-6 yaş
grubu çocukların besin gereksinimlerinin günlük ne oranda karşılandığı belirlenmiştir. Bu
süreçte okul öncesi eğitim kurumlarında örnekleme dahil edilen çocukların ebeveynlerinin
ve araştırmacının besin tüketim kayıtlarını eksiksiz bir şekilde aldıkları varsayılmıştır.
1.5. Sınırlılıklar
 Araştırma; Ankara ili, Eryaman, Mamak, ve Keçiören ilçelerindeki resmi okul öncesi
eğitim kurumlarına devam eden 200 çocuk ile sınırlı tutulmuştur.
 Araştırmada yer alan çocuklar 3, 4, 5, 6 yaş grubu çocuklar ile sınırlandırılmıştır. Bunun
nedeni araştırma için başvuru yapılan okul öncesi devlet kurumlarında kayıtlı çocukların
bu yaş aralığında olmalarıdır.
 Besin tüketimi 1 gün ile sınırlıdır.
 Uygulama 2013-2014 eğitim-öğretim yılının ikinci yarıyılı ile sınırlı tutulmuştur.
1.6. Tanımlar
1.6.1. Beslenme
Beslenme, insanın yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için ihtiyacı olan besin öğelerini
vücuduna almasıdır. Aynı zamanda fizyolojik bir ihtiyaçtır. Canlı vücudunun hacim ve
kütlece doğal seyrinde artması için düzenli beslenmesi gerekmektedir. Gelişim
dönemlerinde beslenme ayrıca önemlidir. Kritik dönemlerden geçen çocukların bu süreçte
günlük ihtiyaçları doğrultusunda beslenmeleri ileriki yaşamlarında sağlıklı bir birey
olabilmeleri için ön koşuldur.
1.6.2. Yeterli ve Dengeli Beslenme
Vücudun büyümesi, dokularının yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin öğelerin
her birinin yeterli miktarlarda alınması, vücutta uygun şekilde kullanılması durumu “yeterli
ve dengeli beslenme” deyimi ile açıklanmaktadır (Toprak, Şentürk, Yüksel, Çakır ve
Bideci, 2002).
5
Gelişim döneminde olan okul öncesi çocukları için yeterli ve dengeli beslenme ayrıca
önemlidir. Bu dönemde çocuğa günlük ihtiyacı olan besin öğeleri yeterli ve dengeli
biçimde verilmediğinde, bu durum çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz yönde
etkileyebilmektedir. Sağlıklı ya da yeterli ve dengeli beslenme sadece bireylerin yaşamsal
faaliyetleri için değil, toplumun gelişmesi için de temel koşuldur. İnsanın sağlıklı biçimde
yaşayabilmesi için 50’ye yakın besin öğesinden yararlanması gerektiği ve bu besin
öğelerinden herhangi birinin az ya da gereğinden fazla alınmasının fizyolojik işleyişi
bozarak sağlık açısından büyük riskler taşıdığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır (Bilge,
Bayram, Can ve Binicier, 2013).
1.6.3. Yetersiz ve Dengesiz Beslenme
Vücudun en küçük yapı taşı olan hücrelerin düzenli olarak çalışabilmesi için, günlük
olarak tüketilen besinlerden sağlanan proteinler, karbonhidratlar, yağlar, vitaminler,
mineraller ve su gibi besin öğelerine gereksinim vardır. Bunların yeterli miktarlarda ve
düzenli olarak alınması, büyüme, yaşamın sürdürülmesi, sağlığın korunması için önemlidir
(Karaağaoğlu ve Samur, 2011). Bu besinler yeterli miktarda alınmadığında olumsuz
durumlarla karşı karşıya kalınabilir. Gelişimin hızlı olduğu okul öncesi dönemde yetersiz
ve dengesiz beslenme durumunda, fiziksel gelişimin yanı sıra zeka gelişimi ve öğrenme
yeteneklerinin de olumsuz yönde etkilendiği görülmektedir. Daha sonraki yaşlarda
çocukların fiziksel gelişimleri beslenme durumlarının iyileştirilmesi ile bir dereceye kadar
düzelebildiği halde mental gelişimlerindeki bozukluğun yeterli ve dengeli beslenen
çocukların düzeyine erişemediği görülmekte ve bu durum okul çağında kendisini
göstermektedir (Başkale, 2010).
Yeterli ve dengeli beslenerek, vücudun gereksinimi olan tüm besin öğeleri karşılanabilir.
Dengeli beslenmenin en önemli unsurlarından bir tanesi de besin çeşitliliğine dikkat
edilmesidir. Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanabilmesi için toplumdaki bireylerin
beslenme konusunda eğitilmesi gereklidir (Tek, 2008; Tepe, 2010; Sakar, 2013). Özellikle
okul öncesi dönem çocuklarının beslenmesi konusunda anneler bilinçli olmalı ve
çocukların günlük besin ihtiyaçları doğrultusunda mönü planlamalıdırlar.
6
1.6.4. Okul Öncesi Dönem
Okul öncesi dönem 1-6 yaş arasını kapsamaktadır. Ancak resmi okul öncesine kayıtlı olan
çocuklar 3-6 yaş aralığında olmaktadır. Yeni doğan ile 3 yaş arasında kalan çocuklar özel
bebek bakım evlerinde bakılmaktadır. Buna göre, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet
anaokullarının kayıtlarına göre okul öncesi dönemi çocukları 3-6 yaş grubu çocuklardır. Bu
dönem çocuklar için yaşadıkları çevre ile tanıştıkları dönemdir. Fiziksel ve duygusal olarak
çevreye uyum sağlamaya çalışılan bir dönemdir. Oyun oynayarak, taklit edilerek çevreden
edinilen roller benimsemeye çalışılır. Soyut ve somut kavramların öğrenilmeye çalışıldığı
bir dönemdir (Arlı, Şanlıer, Küçükkömürler ve Yaman, 2012). Yaşamın en önemli ve kritik
olduğu sıfır-altı yaşlar arasındaki dönemi kapsayan süreç; literatürde erken çocukluk olarak
ta yer almaktadır ve çocuğun kişiliğinin oluşumunda, temel bilgi, beceri ve alışkanlıkların,
tutumların kazanılmasında en önemli yıllardır. Okul öncesi dönemdeki çocukların bu
evrede öğrendikleri bilgiler kalıcı olmakta, bununla birlikte bu dönemde bilişsel, zihinsel
ve dil gelişimi son derece hızlı ilerlemektedir. Bu sebeple gelişimin hızlı olduğu bu
dönemde çocuklara ebeveynleri ve eğiticiler tarafından destek olunmalıdır (Çakmak ve
Yılmaz, 2009).
7
8
BÖLÜM 2
ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL VE KURAMSAL TEMELLERİ
2.1. Okul Öncesi Eğitimin Önemi
Küçük yaştaki çocukların eğitimi ile ilgili görüşler M.Ö. 400 yıllarına kadar uzanmaktadır.
(M.Ö. 427-347) Antik Yunan düşünürlerinden Plato “Republic” (Cumhuriyet) adlı
eserinde bireysel farklılıkları ve her çocuğun belirli yeteneklerini keşfetmek için atılması
gereken adımları tartışmış, erken yaşlardaki eğitimin önemine işaret etmiştir (Poyraz ve
Dere, 2003).
Küçük yaştaki çocukların sağlıklı gelişimleri; sağlıklı ve başarılı yetişkinliğin, sorumluluk
sahibi vatandaşlığın, ekonomik olarak üretkenliğin, güçlü halkların, adil ve eşit bir
toplumun oluşmasını sağlar (Kargı, 2011). Her bireyin içinde bulunduğu topluma uyum
sağlamak ve yaşadığı toplumun bir parçası olabilmek için eğitime gereksinimi vardır
(Odluyurt, 2007).
Okulöncesi dönem insan hayatının temelini oluşturmaktadır. Kişiler edindikleri bilgi,
beceri, tutum ve davranışların önemli bir bölümünü bu dönemde gerçekleştirir. Kişilik
gelişiminin de oluşmaya başladığı bu dönemde edinilen alışkanlıklar ileriki yaşlarda da
bireylerin hayatını şekillendirmektedir. Gelişimin son derece hızlı olduğu bu dönemde
gerekli ortam ve fırsatlar yaratılarak çocukların gelişimleri desteklenmez ise yaşamın
ileriki dönemlerinde bu eksiklerin giderilmesi mümkün olmayabilmektedir (Bozarslan ve
Batu, 2014).
2.2. Okul Öncesi Çocuklarda Gelişim
İlk Çocukluk Dönemi (3–5 Yaş Arası): İlk çocukluk döneminde fiziksel ve zihinsel gelişim
ile dil gelişimi hızlı bir biçimde sürmekte; çocuklar, öz bakım becerileri açısından kendini
geliştirmektedir ve cinsiyet rollerinin farkına varmaya başlamaktadır (İrkin, 2012). Bu
dönemde çocuğun gelişimini etkileyen faktörler aşağıda sunulmuştur.
9
2.2.1. Çevre
Gelişimi etkileyen faktörler arasında çevre, doğum öncesi ve sonrası olarak ikiye
ayrılmaktadır. Annenin hamilelik döneminde geçirdiği hastalıklar embriyonun gelişimini
etkileyebilmektedir. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, şişmanlık gibi metabolizma
hastalıkları annenin düşük yapmasına sebep olabilmektedir. Virütik hastalıklardan olan
kızamıkçık (rubella)’nın sağır, zekâ ve görme engeli veya kalp rahatsızlığı gibi problemli
bebeklerin doğumuna yol açtığı bildirilmektedir. Ayrıca grip, su çiçeği gibi hastalıklar
fetüsün ölümüne veya özürlü doğmasına sebep olmaktadır. Frengi gibi zührevi
hastalıkların da doğum öncesi gelişimi ve fetüsün sağlığını olumsuz etkilediği
bilinmektedir (Kılıç, 2009).
Doğum sonrasında ise çocuk, gelişimini sürdürebilmek için kendisiyle ve çevresiyle
etkileşim haline geçer. Bu dönemde ebeveynlere düşen görev ise çocuklarını tanımaya ve
anlamaya çalışmaktır (Cürebal ve Özben, 2012). Çocuğun gelişmesi ve sosyalleşmesi,
aileden başlayıp arkadaş grubu, okul, çeşitli görsel ve işitsel iletişim araçlarıyla
gerçekleşmekte; yetişkinlik sürecinde de devam ederek ömür boyu sürmektedir (İrkin,
2012).
Gelişimin hızlı olduğu dönemlerde çevrenin etkisi fazla, yavaş olduğu dönemlerde azdır.
Yaşamın ilk yılları, çocukluk ve ergenlik dönemleri gelişimin hızlı olduğu, çevrenin
olumlu ve olumsuz etkilerinin sıklıkla görüldüğü yıllardır. Dolayısıyla bireyin
davranışlarında kalıcı izler bırakabilir. Yaş ilerledikçe çevrenin etkisi giderek azalır (Kılıç,
2009).
2.2 2. Kalıtım
Kalıtım; insanın ailesinden kendisine geçen ve doğuştan var olan nitelikleridir. İnsanın
sağlık düzeyini belirleyen önemli bir etmendir. İyi bir kalıtımın göstergesi iyi gelişmiş bir
vücut yapısı ve normal zihinsel yeteneklerdir. İnsan, kalıtım örüntüsünü değiştiremez,
fakat uygun bir çevre, sınırlı yeteneklerden en üst düzeyde yararlanma olanağı sağlar.
Diğer yandan birçok çevresel etmen kalıtımı oluşturan genleri etkileyebilir. Ayrıca doğum
öncesi, doğum ve doğum sonrası yaşamdaki beyin yapısını etkileyen etmenler zihinsel
yetenekleri sınırlar. İyi kalıtımsal yetenekler, uygun olmayan çevrede geliştirilemez (Onur,
2007).
10
2.2.3. Beslenme
Gelişimi etkileyen faktörlerin başında beslenme gelmektedir. Beslenme çocukların
büyümesi ve gelişmesi için son derece önemlidir. Doğumdan itibaren anne sütü ile
beslenen bebek katı besinlere geçişle birlikte hızla büyümeye ve gelişmeye başlar.
Anneler, çocuklarını beslerken onların gereksinimlerini bilmeli ve buna göre menü
planlamalıdırlar. Aksi takdirde çocuklar günlük ihtiyaçları olan besin gruplarından yeterli
miktarda alamayacaklar ve buna bağlı olarak çeşitli sağlık sorunlarıyla karşı karşıya
kalacaklardır.
Yetersiz ve dengesiz beslenme durumlarında vücudun büyüme, gelişme ve normal
çalışmasında aksaklıklar olacağından “yeterli ve dengeli beslenme sağlığın temelidir”
denilebilir. Yetersiz ve dengesiz beslenmenin; bazı hastalıkların oluşmasında doğrudan
(pellegra, beriberi, skorbüt, anemi, raşitizm vb.) bazılarında ise dolaylı (enfeksiyon
hastalıkları, kalp-damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, karaciğer hastalıkları,
şişmanlık vb.) etkisi bulunmaktadır (Köse, 2007).
2.3. Okul Öncesi Çocuklarda Beslenme
Okul öncesi dönem, çocukların yeni şeyler öğrendikleri bir dönemdir. Gelişimlerinin çok
hızlı olduğu bu dönemde çocuklar edindikleri alışkanlıkları ömür boyu sürdürürler.
Sağlıklı büyüme ve gelişmenin ön koşulu olan beslenme alışkanlıkları da bu yaşlarda
çocuklara kazandırılır.
Beslenmede amaç, çocuğun yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite gibi çeşitli dış etmenlere göre
gereksinimi olan enerji ve besin öğelerinin her birini yeterli miktarda almalarını
sağlamaktır. Bunun yanı sıra yiyeceklerin besin değerlerini kaybetmeden hazırlayıp
tüketmeleri de önem taşımaktadır (Mocan, 2007).
Okul öncesi çağdaki çocuklar öğrenmeye açık ve istekli olurlar. Bu yaşlarda alınan
eğitimin sonucunda geliştirilen alışkanlık ve davranış biçimlerinin büyük bölümü
yetişkinlik dönemine de taşınmaktadır. Okul öncesi dönemde, pek çok alanda olduğu gibi
çocuğun beslenme alışkanlığının gelişmesinde de aile ve eğitimciler öncelikli etkenlerdir
(Arslan ve Akça, 2012).
11
Erken yaşlarda verilecek doğru beslenme eğitimi, çocukların sağlıklı ve dengeli beslenme
alışkanlıkları edinmelerinde ve bunu hayatları boyunca uygulamalarında yardımcı olacaktır
(Özilgen, 2007).
Okul öncesi dönemin başında çocuklar, tam olarak başkalarına bağımlı ve sınırlı türden
besinler tüketirken, aynı dönemin sonunda tam olarak bağımsız, farklı türden besinleri
tüketir duruma gelmelidir. Beslenme açısından oldukça değişkenlik gösteren bu dönem,
sağlıklı beslenme alışkanlığının gelişmesi açısından da önemlidir (Gökçay ve
Garipağaoğlu, 2002).
2.3.1. Okul Öncesi Dönemde Tüketilmesi Önerilen Besin Grupları
Çocuğun beslenmesindeki amaç sağlıklı büyümesini ve gelişmesini sağlamaktır.
Çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişebilmesi ancak başarılı bir beslenme ile
mümkündür. Okul öncesi yaştaki çocukların en önemli özelliği devamlı büyüme ve
gelişme halinde olmalarıdır. Bu çağda gerekli tüm enerji ve besin öğelerinin karşılanması
için çocukların günlük ihtiyacı olan besin gruplarından yeterli miktarda tüketmeleri
sağlanmalıdır (Demirkaynak, 2004)
12
Aşağıda Tablo 1’de okul öncesi dönemi çocuklarının günlük enerji ve besin öğesi
gereksinim oranları sunulmuştur.
Tablo 1. Okul Öncesi Çocukları İçin Günlük Enerji ve Besin Öğesi Gereksinimleri
Besin Öğeleri
1-3 Yaş
4-6 Yaş
Enerji (k/kal)
1250
1650
15-18.8
20-25.5
A vitamini (mcg)
300
400
E vitamini (mg)
6
7
B6 vitamin (mg)
0.5
0.6
Folik asit (mcg)
150
200
C vitamini (mg)
60
60
Kalsiyum (mg)
500
800
Magnezyum (mg)
80
130
Fosfor (mg)
460
500
Demir (mg)
7
10
Çinko (mg)
3
5
B12 vitamini (mcg)
0.9
1.2
Kalsiyum (mg)
500
800
Fosfor (mg)
460
500
Demir (mg)
7
10
Çinko (mg)
3
5
Magnezyum (mg)
80
130
İyot (mcg)
90
90
D vitamini (mcg)
10
10
K vitamini (mcg)
30
55
Tiamin (mg)
0.5
0.6
Riboflavin (mg)
0.4
0.5
6
8
Protein (g)
Niasin (mg)
(Sağlık Bakanlığı, 2004).
2.3.1.1. Süt ve Türevleri
Süt, insan beslenmesinde temel besin maddelerindendir. Yeni doğan bebeğin besin
gereksinmeleri anne sütü ile karşılanmaktadır. Yeni doğmuş bebeğin anne sütü ile
13
beslenmesi; bebeğin büyümesi, gelişmesi ve zeka gelişimi bakımından çok önemlidir
(Baysal, 2014a).
Kalsiyum kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişiminde, hücre çalışmasında önemli rol oynar.
Tüketilmesi önerilen miktar; yaş, cinsiyet ve fizyolojik duruma(büyüme ve gelişme
dönemi, gebelik, emziklik, yaşlılık) göre değişiklik göstermektedir (Sağlık Bakanlığı,
2004). Bu grupta kemik, diş gelişimi, sinir sistemi ve kasların düzenli çalışması için gerekli
vitamin ve mineralleri içeren; süt, yoğurt, ayran, peynir, süttozu, çökelek, dondurma, sütlü
tatlılar ile süt ya da yoğurtla yapılan diğer yiyecekler yer alır (Ünver ve Ünüsan 2004).
İnek sütünde esansiyel yağ asitleri, C vitamini, çinko ve niasin düzeyleri düşüktür. Düşük
yağ içerikli sütler (1.5-1.8g/1000ml.), bir yaş öncesi (bazı ülkelerde 2-3 yaş öncesi), yağsız
sütler (<0.3g/1000ml.) ise 5 yaş öncesi için önerilmez. Yağı azaltılmış inek sütünün enerji,
yağ asitleri ve yağda eriyen vitaminlerden A ve D vitaminleri içeriklerinin düşük olması
nedeniyle bebeklerde kullanılması uygun değildir (Köksal, 2008).
Süt ve ürünlerinin yanı sıra balıklar (özellikle kılçığı ile beraber yenilenler) koyu yeşil
yapraklı sebzeler, tam tahıl ürünleri, pekmez, zenginleştirilmiş besinler ve kurubaklagiller
de belirli bir miktar kalsiyum sağlar. Ancak bu besinlerden sağlanan kalsiyumun vücutta
kullanımı süte göre daha sınırlıdır (Sağlık Bakanlığı, 2004).
Aşağıda süt grubu besinlerden hangi oranlarda alınması gerektiği belirtilmiştir.
Tablo 2. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Süt Grubu Besin Gereksinimini Karşılayacak
Miktarlar
Besinler
3-6 yaş için ortalama g/gün
Süt, yoğurt,
600 (3 su bardağı)
Peynir
30 (1 dilim)
(Sağlık Bakanlığı, 2008)
2.3.1.2. Et, Yumurta ve Kurubaklagiller
Bu besin grubu; protein, demir, çinko, fosfor, magnezyum ve çeşitli vitaminler
içermektedir. Ayrıca kurubaklagil grubunda posa bulunmaktadır (Bilge, Bayram, Can ve
Binicier, 2013). Genel olarak baklagiller kompleks karbonhidrat, protein ve diyet lifi
kaynağıdır. Ayrıca vitamin, karotenoidler ve fenolik bileşikler gibi besin öğesi olan ve
14
olmayan bileşenleri içerirler (Akıllıoğlu, 2009). Bu besin grubu bebeklik, çocukluk gibi
büyümenin hızlı olduğu bunun dışında gebelik ve laktasyon gibi ihtiyacın arttığı
dönemlerde diyet içeriğinde mutlaka yer almalıdır. Protein gereksinimi arttığı için bebek
ve çocukların her gün bir yumurta tüketmesi önerilmektedir (Bilge, Bayram, Can ve
Binicier, 2013).
Kurubaklagiller, protein bakımından zengin olan gıda grupları arasında et, süt ve
yumurtadan sonra yer almaktadır (Sabbağ, 2009).
Okul öncesi çocukların bu besin grubundan günlük tüketmesi gereken miktarları aşağıda
belirtilmiştir.
Tablo 3. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Et, Tavuk, Balık, Yumurta ve Kurubaklagil Besin
Gereksinimini Karşılayacak Miktarlar
Besinler
3-6 yaş için ortalama g/gün
Et , tavuk, balık ya da köfte
120 (4 köfte kadar)
Kurubaklagiller,
60 (1 fincan)
Yumurta
50 (1 adet)
(Sağlık Bakanlığı, 2008)
2.3.1.3. Sebze ve Meyveler
Sebze ve meyve grubu çeşitlilik bakımından oldukça zengindir. Pek çok bitkinin
yenilebilen kısımları sebze-meyve grubunda yer almaktadır. Sebze meyve grubu folik asit,
beta-karoten, posa, çeşitli vitamin ve mineraller içermektedirler. Günlük 4-5 porsiyon taze
sebze ve meyve tüketilmesi önerilmektedir (Bilge, Bayram, Can ve Binicier, 2013).
Folik asit, A vitaminin ön öğesi olan beta-karoten, E, C, B2 vitamini, kalsiyum, potasyum,
demir, magnezyum, posa ve diğer antioksidan özelliğe sahip bileşiklerden zengindirler. C
vitamini gereksinimi büyük oranda bu gruptan karşılanır (Sağlık Bakanlığı, 2002). Vücuda
zararlı maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı besinler sebzeler ve meyvelerdir (Onur,
2007).
Sebze ve meyveler; büyüme ve gelişmeye yardım ederler, hücre yenilenmesini, doku
onarımını sağlarlar, deri ve göz sağlığı için temel öğeler içerirler, diş ve diş eti sağlığını
korurlar, kan yapımında görev alan öğelerden de zengindirler. Hastalıklara karşı direncin
15
oluşumunda etkindirler, dengesiz beslenmeye bağlı şişmanlık ve kronik hastalıkların, kalp
damar hastalıkları, hipertansiyon, bazı kanser türleri oluşma riskini azaltırlar, bağırsakların
düzenli çalışmasına yardımcı olurlar (Onur, 2007).
Okul öncesi çocukların bu besin grubundan günlük tüketmesi önerilen miktarlar Tablo 4’te
sunulmuştur.
Tablo 4. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Sebze ve Meyve Grubu Besinlerin Gereksinimini
Karşılayacak Miktarlar
Besinler
3-6 yaş için ortalama g/gün
Yeşil ve sarı,
100
Diğer
200
(Sağlık Bakanlığı, 2008)
2.3.1.4. Tahıllar ve Türevleri
Tahıl grubu ürünler dünyada stratejik önemi en yüksek olan ürünler olup ilk çağlardan beri
insanlar tarafından kültürü yapılarak üretilen besin grubudur. Beslenme açısından önemli
bitkisel ürünler olan tahıllar kapsamında buğday, mısır, pirinç, arpa, yulaf, çavdar ve diğer
tahıllar yer almaktadır (Ekonomi Bakanlığı, 2013).
Tahıl tanelerinin yağı vitamin E’den zengindir. Tahıllarda A vitamini aktivitesi gösteren
öğelerle C vitamini hemen hemen yoktur. Tahıllar B12 dışındaki B grubu vitaminlerinden
zengin, özellikle B1 vitamininin (tiamin) en iyi kaynağıdır. Bu vitaminler tahıl tanelerinin
çoğunlukla kabuk ve özünde bulunmaktadır. Tahıllar ayrıca bir miktar yağ, lif,
karbonhidrat ve protein de içerirler, ancak bu gruptaki proteinin vücutta kullanımı et
grubundaki kadar kaliteli değildir (Sağlık Bakanlığı, 2004).
Bu gruptaki besinler sinir, sindirim sistemi ve deri sağlığı ile hastalıklara karşı dirençte
etkilidir (T.C.Sağlık Bakanlığı, 2008). Başlıca tahıl proteinleri; prolamin (zein), glutelin,
globülin ve albümindir. Bu proteinlerin elzem aminoasit örüntüleri değişiktir. Elzem
aminoasit yönünden dengesiz olanı prolamindir. Prolamin, en az pirinçte ve en fazla
mısırda bulunur (Köksal, 2008).
Tahıl ve türevlerinden günlük alınması gereken miktar, bireyin çalışma durumuna, diğer
bir deyişle enerji ihtiyacına göre değişir. Okul öncesi çocuklar için günlük diyetle 3-6
16
porsiyon alınması yeterlidir. Tahıl ve türevlerinden çocukların tüketebileceği porsiyon
örnekleri olarak 1 dilim ekmek, yarım fincan büyüklüğünde pasta ya da pişmiş tahıl, 4-6
tane kraker, 10-15 adet bisküvi, 4-6 yemek kaşığı makarna ya da pilav, yarım fincan pişmiş
tahıl 1 porsiyon olarak değerlendirilebilir (Ünver ve Ünüsan, 2004)
Okul öncesi çocukların bu besin grubundan günlük tüketmesi önerilen miktarlar Tablo 5’te
belirtilmiştir.
Tablo 5. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Tahıl Grubu Besinlerin Gereksinimini
Karşılayacak Miktarlar
Besinler
3-6 yaş için ortalama g/gün
Ekmek
100 (4 dilim kadar)
Pirinç ya da makarna
50 (3 yemek kaşığı kadar)
(Sağlık Bakanlığı, 2008)
2.3.1.5. Yağlar ve Şekerler
Yağların insan beslenmesinde önemli yeri vardır. Yağda çözünen ADEK vitaminleri
beslenmede oldukça önemli besin öğeleridir. Yetişkin insan vücudunun ortalama % 18’i
yağdır. Genelde kadınların vücudunda erkeklere göre daha çok yağ bulunur ve 1 gr yağ 9
kalori enerji sağlar. İnsan ihtiyacından fazla besin alımı gerçekleştirirse vücudun yağ oranı
artar, harcadığından az yediğinde ise azalır. Bu nedenle vücut yağı insanın başlıca enerji
deposudur. Enerji kaynağı olmadığında, vücuttaki yağ deposu kullanılır (Sağlık Bakanlığı,
2002). Deri altı yağ tabakası vücut ısısının kaybını önler. Yağ, organları çevreleyerek dış
etkenlerden korur, midenin boşalmasını geciktirir (Baysal, 2014a).
Yağlar, yağda çözünen vitaminler için taşıyıcı fonksiyona sahiptirler. Bu gruptaki besinleri
aşırı miktarda tüketmek ise kişiyi dengesiz beslenmeye götürür (Onur, 2007). Günlük yağ
alımında bitkisel yağlar tercih edilmeli, özellikle de zeytinyağı tüketimine önem
verilmelidir (Bulduk 2002).
Şeker grubuna bal, pekmez, tahin helvası, pasta, çikolata gibi tatlılar girmektedir. Bu
gruptaki besinlerin enerji değerleri yüksektir. Şeker kaynakları; şeker pancarı ve şeker
kamışından elde edilen şeker ile bal, pekmez gibi doğal gıdalar, sakarin, siklamat, aspartam
gibi yapay tatlandırıcılardır. Şekerler % 99.9 sakkaroz içerirler ve vücuda enerji sağlayan
17
kaynaklardır. Bal, ortalama olarak % 17.2 su, % 41 glikoz, % 41 früktozdan oluşur. Çok az
miktarlarda protein (% 0.3), minareller (% 0.2), B grubu vitaminlerinden bazıları, renk ve
lezzet vericiler içerir. Ortalama olarak sıvı pekmezin % 36.5 su, % 3.5 kül ve kalanı
karbonhidrattır. Pekmezdeki karbonhidratlar genellikle glikoz ve früktozdur. Pekmez
demir, potasyum ve kalsiyum bakımından da zengindir ve az miktarda karotenoidler,
flavanoidler ve B grubu vitaminleri de içerir. Şekerlerin enerji değeri çok yüksek
olduğundan kişilerin enerji gereksinmesine göre değişiklik göstermektedir (Baysal, 2014a).
2.4. Beslenmeye Etki Eden Faktörler
Beslenmeyi etkileyen çeşitli faktörler vardır. Çevre, ekonomik yapı, sosyo-kültürel yapı,
aile tutum ve alışkanlıkları bunların başlıcalarıdır.
2.4.1. Çevre
Çocuğun beslenmesi, çevre koşulları, ailesinin sosyo-ekonomik durumu ve çocuğa verilen
eğitimle yakından ilgilidir. Bu eğitimde en büyük katkı evde ailenin, okulda ise
öğretmenlerindir. Bu nedenle öğretmenlerin kendi beslenme bilgilerinin iyi olması ve bunu
öğrencisine doğru uygulatarak yansıtabilmesi önem taşır (Sakar, 2013).
Yeme konusunda sosyal çevre önemlidir, çünkü çocuklar ne yemeleri ve niçin yemeleri
gerektiği konusunu çevreden öğrenirler.
Yemek hususunda sosyal çevrenin sunduğu
birçok imkan vardır. Ödüllendirme, seçenek sunma, yetişkinlerce model olma,
benzerlerince model olunma bunlardan birkaçıdır (Tepe, 2010).
Okul ortamı yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıkları kazandırarak, kısa ve uzun vadede
ortaya çıkabilecek hastalıkların önlenmesi için gerekli bilgi, yetenek ve davranışların
gelişmesinde önemli bir konuma sahiptir (Sabbağ, 2009).
2.4.2. Ekonomik Yapı
Ailenin kültürel düzeyi ve sosyoekonomik olanakları çocuğun beslenme durumunun en
güçlü belirleyicilerinden biridir (Öncü vd., 2011).
18
Ailelerin beslenme biçimleri satın alma olanaklarından doğrudan etkilenmektedir. Bu da
gelir düzeyiyle doğru orantılıdır. Kişinin gelir seviyesi yükseldikçe satın alma gücü
artmakta, beslenme kalitesi yükselmekte ve besin çeşitliliği artmaktadır.
Günümüzde halen gelişmekte olan ülkelerde her yıl 6 milyondan fazla çocuk önlenebilir
nedenlerden ölmektedir. Bu ülkelerde yaşayan 5 yaş altı 200 milyon çocuk yoksulluk, kötü
beslenme, sağlık ve bakım koşulları nedeniyle potansiyel bilişsel gelişmelerine
ulaşamamaktadır (Köksal, 2008). Gelir düzeyi kısıtlı olan bir ailenin, en az masrafla
dengeli beslenme yollarına başvurmaya çok özen göstermesi gerekir. Bunun için de
bireylerin beslenme bilgi düzeyinin yüksek olması önem taşımaktadır (Akşit, 1991).
Sağlık göstergeleri ile sosyoekonomik durum arasında bir ilişki olduğu söylenebilir. Gelir
düzeyi yükseldikçe sağlık olumlu yönde etkilenmektedir. Bununla birlikte gelir düzeyi
azaldıkça hastalık ve ölüm oranları da artmaktadır (Tüylüoğlu ve Tekin, 2009). Gelir
seviyesi yüksek olan aileler besin seçiminde de daha esnek davranabilmektedir. Ancak bu
durum düşük gelirli aileler için aynı olmamakta ve bu durumdan en çok büyüme çağındaki
çocuklar etkilenmektedir.
Çocukluk döneminde besin değeri yüksek besinlerin çocuğun ihtiyacını karşılayacak
düzeyde tüketmesinin sağlanması hayat boyunca sağlığını ve verimliliğini etkilemektedir.
Ancak günümüz şartları göz önüne alındığında satın alma gücünün hane halkının
beslenmesini doğrudan etkilediği görülmektedir.
2.4.3. Sosyo-Kültürel Yapı
Bireylerdeki çeşitli yeme alışkanlıkları, yemeklerin çeşidi ve pişirilme yöntemleri
toplumdan topluma, iklimden iklime veya ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir
(Oktay, 2000). Ülkemizde ortalama besin tüketim düzeyine bakıldığında, nüfusun yeterli
beslendiği izlenimi oluşmasına karşın, çok önemli beslenme sorunlarının varlığı da bir
gerçektir. Bir sosyal grup açlığını giderebilecek düzeyde bile besin bulamazken, diğer bir
grup sadece günlük enerjisini karşılayacak düzeyde, başka bir grup gereğinin çok üstünde
besin tüketmektedir. Bunun sonucu toplumda bir yandan açlık ve dengesiz beslenme, diğer
yandan aşırı beslenme sonucu sağlık sorunları görülmektedir (Baysal, 2014a).
Son yıllarda kronik hastalıkların önlenmesi amacıyla birçok ülke ve dünya genelinde de
Birleşmiş Milletler ve ilgili örgütler sağlıklı beslenme rehberlerini geliştirerek halkın
bilinçlenmesine yönelik çalışmaları arttırmışlardır. Ancak bu faaliyetlere rağmen,
19
beslenme rehberlerinde yer alan önerilerin tüketiciler tarafından yeterince algılanıp
uygulanmadığı, beslenme konusunda yanlış birtakım inanışların varlığını sürdürdüğü
görülmektedir. Bu sorun, beslenme eğitim programlarının sürekli ve etkin olmasının
gerekliliğini göstermektedir. Her şeyden önce öneriler, halkın sosyal, kültürel ve ekonomik
koşullarına uygun olmalıdır. Yeme alışkanlıklarının düzenlenmesi için öncelikle anne ve
baba başta olmak üzere aile eğitimi, sonra da anaokullarından başlayarak örgün eğitimin
her kademesinde beslenme eğitimine yer verilmelidir (Sabbağ, 2009).
2.4.4. Aile Tutum ve Alışkanlıkları
Katı gıdalara geçişle birlikte, ebeveynin olumsuz tutumları çocuğun beslenme
alışkanlıklarının gelişmesinde ve beslenme sorunlarının ortaya çıkmasında önemli rol
oynamaktadır. Özellikle sert disiplin içeren uygulamalar sonucunda çocuğun üzülmesi ve
sinirlenmesi, yeme miktarını etkileyebilir (Ünlü, Aras, Güvenir, Büyükgebiz ve Bekem,
2006).
Çocukları davranışları karşısında tehdit etmek, çocuklarda; korkuya, boyun
eğmeye, tehditlerin gerçekleşip gerçekleşmediğinin denenmesine, kalbinin kırılmasına,
anneye ve babaya karşı kızgın ve isyankâr olmasına, inatla istenmeyen davranışın devam
etmesine neden olmaktadır (Cürebal ve Özben, 2012).
Çocuğun yeme alışkanlıkları doğrudan veya dolaylı olarak ailenin, özellikle anne ve
babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenmektedir (Uçan, 2007). Annenin beslenme
bilgisi çocuğun beslenme durumunu ve buna bağlı olarak gelişim dönemine uygun boy ve
kilo artışını doğrudan etkilemektedir (Özdoğan vd., 2012). Bu nedenle aileler çocuklarının
yanında doğru beslenme davranışları sergilemelidir. Yeterli ve dengeli beslenmeyi
özendirici, çocukların kendi kendilerine beslenmelerini sağlayacak davranışlarda
bulunmalıdır (Aydın, 2007).
Tüm bu nedenlerden dolayı okul öncesi çocuklarının beslenmesi dikkatle üzerinde
durulması gereken bir konu olarak düşünülmelidir. Çocukların beslenmesinden sorumlu
kişiler onların gelişim özelliklerini dikkate alarak uygun besinleri seçmeli, çocuklara iyi
örnek olmalıdırlar. Ebeveynler çocuklara; beslenmenin, onların ileriki yaşamlarında ne
kadar etkili olacağını, onlarında anlayabileceği bir dille anlatmalıdırlar. Böylelikle
çocuklar, beslenmenin sağlıklı gelişim için önemini kavrayacaklar küçük yaşta edindikleri
bilgilerle yaşamları boyunca doğru beslenmeye çalışacaklardır.
20
Aile tutum ve alışkanlıkları büyüme çağındaki çocukların davranış ve alışkanlıklarında
belirleyici rol oynamaktadır. Aşağıda farklı anne-baba tutumları belirtilmiştir:
1- Otoriter anne-baba tutumu
2- Serbest anne-baba tutumu
3- Aşırı koruyucu anne-baba tutumu
4- İlgisiz kayıtsız anne-baba tutumu
5- Dengesiz anne-baba tutumu
6- Reddedici anne-baba tutumu
7- Mükemmeliyetçi anne-baba tutumu
8- Güven verici, destekleyici anne-baba tutumu
Bu farklı tutum ve yaklaşımlar her anlamda olduğu gibi beslenme alışkanlıklarının
oluşmasında ve oturmasında da çocuğu etkilemektedir. Büyüme ve gelişme süreci içinde
olan çocukların kazanacakları beslenme alışkanlıkları yaşam boyu sürecektir (Sakar,
2013).
Ailenin ve Aile İçinde Çocuğun Korunması ve Çocuğun Statüsü Komisyonu
Raporu’na göre, aile, ilk sosyal deneyimlerin yaşandığı, yetişkin dünyasına ait ilk verilerin
toplandığı, yüz yüze ve içten ilişkilerin en güçlü olduğu birincil gruplardandır. Bireyin ilk
sosyal çevresi olan aile şüphesiz ki, bireyin üzerinde toplumun etkisini hissettirdiği ilk
yerdir (Toker ve Hocaoğlu, 2009).
2.5. Okul Öncesi Çocuklarda Karşılaşılan Beslenme Sorunları
Bebek ve küçük çocukların % 15-35’inde beslenme sorunlarının olduğu bildirilmektedir.
En sık görülen beslenme güçlükleri yetersiz yeme, bazı besin tiplerini reddetme, yemek
zamanında uygunsuz davranışlar ve garip yeme alışkanlıkları sergilemeleridir (Ünlü, Aras,
Güvenir, Büyükgebiz ve Bekem, 2006). Bu tür çocuklar daha bebeklikten itibaren yemek
yemeye karşı belirgin bir direnç gösterirler. Yemek istememe, zorlanma karşısında ağlama,
kusma vb. tepkiler bu çocukların yemek olayına gösterdikleri olumsuz tepkilerden
bazılarıdır (Oktay, 2000).
Besin gereksinimleri, yaş, cinsiyet, boy, vücut ağırlığı ile metabolik ve fiziksel aktiviteye
bağlıdır (Eker, 2006). Yetişkinlerin büyük çoğunluğunda obezite başlangıcının çocukluk
çağlarına uzandığı bilinmektedir (Şimsek vd., 2005).
Bebeklik döneminde oluşan
obezitenin yaş ilerledikçe kendiliğinden düzelmesi mümkünken, çocukluk ve adölesan
21
dönemde oluşan obezitenin
erişkin dönemde de devam etme olasılığı yüksektir (Güler,
Gönener, Altay ve Gönener, 2009).
2.6. Çocuklarda Yetersiz ve Dengesiz Beslenme Sonucu Ortaya Çıkan Hastalıklar
Beslenme bozuklukları sonucunda; obezite, tansiyon, kalp-damar hastalıkları vb. fiziksel
sağlık sorunlarının görülme sıklığının günümüzde artış göstermesi beraberinde
beslenmenin psikolojik yönünün daha fazla ele alınmasına neden olmuştur. Çünkü
beslenmenin, fizyolojik yönü kadar psikolojik yönü de vardır. Sağlıklı bir yaşam
sürdürebilmek için, bireylerin sağlıklı ve doğru beslenme davranışlarını erken yaşta
edinmeleri ile hem fizyolojik hem de psikolojik beslenme bozuklukları önlenebilir
(Kundakcı, 2005).
2.6.1. Obezite
Obezite; vücudun yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının artması sonucu boy uzunluğuna
göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkması olarak tanımlanmaktadır.
Vücuttaki yağ miktarına ve dağılımına bağlı olarak hastalıkların morbidite ve mortalitesi
değişkenlik göstermekte, yaşam kalitesi ve süresi olumsuz yönde etkilenmektedir. Obezite
ile kalp damar hastalıkları, inme, hipertansiyon, kanser (meme, prostat, kolon,
endometrium), tip II diabet, osteoartrit, safra kesesi hastalıkları,
reflü, uyku apnesi,
solunum yetmezliği görülme sıklığı artmaktadır (WHO, 2003). Şişmanlık uzun süren bir
enerji dengesizliğinin sonucunda ortaya çıkar.
Bunun belli başlı nedenleri:
1. Fazla yeme,
2. Fiziksel hareketlerin azlığı,
3. Psikolojik bozukluklar,
4. Metabolik ve hormonal bozukluklardır (Toprak, Şentürk, Yüksel, Çakır ve Bideci,
2002).
Şişmanlığın önlenmesinde en önemli kural, küçük yaştan itibaren enerji dengesine uygun
bir beslenme alışkanlığının kazandırılmasıdır. Çocukluktan itibaren fazla şekerli, yağlı,
sadece enerji veren, vitamini ve proteini düşük besinler fazla tüketilmemelidir. Dört besin
grubundan her öğünde dengeli bir şekilde beslenme sağlanmalıdır. Çocuklukta alınan
22
kiloları yetişkinlikte vermek çok zordur ve şişmanlığın zararlı etkileri çocuklukta
başlamaktadır. Bu nedenle halk arasında bilindiği gibi “şişman çocuk, sağlıklı çocuk”
düşüncesinin değişmesi gerekmektedir (Toprak, Şentürk, Yüksel, Çakır ve Bideci, 2002).
2.6.2. Malnütrisyon
Büyüme ve gelişme için gerekli olan bir ya da daha fazla besin öğesinin vücut dengesini
bozacak şekilde yetersiz ve dengesiz alınması durumunda ortaya çıkan bir hastalıktır
(Akar, 2006). Anne karnında başlayan fetal yaşam ve erken çocukluk dönemi olmak üzere,
intrauterin beslenmenin büyüme, gelişme, morbidite ve mortalite, bilişsel gelişim,
ekonomik üretkenlik üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Etki intrauterin (gebelikte
bebekte gelişme geriliği) beyin hasarından, çocuklukta büyüme geriliğine, azalmış fiziksel
ve mental gelişime, ileri yaşlarda beslenmeye bağlı kronik hastalıkların görülme riskinde
artmaya kadar uzanmaktadır. Çocuklar ve gençler, malnütrisyon açısından duyarlı
gruplardır (Sağlık Bakanlığı, 2013).
Besin alımı ile besin gereksinimleri arasındaki dengesizlik, zamanla metabolizma, organ
fonksiyonları ve vücut niteliğinde değişimlere ve dolayısıyla malnütrisyona neden
olabilmektedir (Eker, 2006). Malnütrisyon, yetersiz besin alımı, emilim bozukluğu ve
besinlerin kullanımının ya da metabolik gereksinimlerin artmasından kaynaklanabilir. En
yaygın beslenme bozukluğu olan malnütrisyon vücuttaki birçok organ ve sistemi
etkilemektedir (Dal, 2007).
Çocuklarda malnütrisyonun yaygınlığını etkileyen etmenler çok çeşitlidir ve hepsi birbirine
çok bağımlıdır. Yapılan çeşitli araştırmalara göre malnütrisyon oluşumunda önemli olduğu
saptanan etmenler; çocuğun cinsiyeti, aile tipi, ailedeki kişi sayısı, ailenin ekonomik
durumu, anne ve babanın eğitim durumu, beslenme konusundaki bilgi ve alışkanlıklar,
anne yaşı, annenin doğum aralığı, çocuğun doğum ağırlığı, yaşayan kardeş sayısı, ölen
kardeş sayısı, çocuğun istenmemesi, enfeksiyon hastalıklarıdır (Sağlık Bakanlığı, 2002).
2.6.3. Raşitizm
Vitamin D’nin alım eksikliği ya da aktif formunun etkisinin azalması sonucu iskelet
sisteminin mineralizasyonu gecikir ve raşitizm dediğimiz çocukluk dönemi hastalığı oluşur
(Türkmen, Türkmen ve Nursoy, 2013). Raşitizm, ülkemizde en sık görülen gelişim
23
bozukluğu olup, D vitamini alımı eksikliğine bağlı olarak gelişir. Nadiren D vitamini
metabolizmasındaki ve emilimindeki çeşitli bozukluklara bağlı olarak da ortaya
çıkabilmektedir (Sümbül, 2009). Raşitizm başlıca kemik sistemi olmak üzere birçok
sistemi ilgilendiren bir hastalıktır. Anneden alınan D vitamini bebeğin vücudunda 2 ay
kadar depolandığından ilk aylarda raşitizm nadiren görülür. D vitamini eksikliğine bağlı
raşitizm 3 ay- 2 yaş arasında sık görülür (Sağlık Bakanlığı, 2002).
Bir ay- 2 yaş arasında bebeklere düzenli olarak ağız yoluyla günde 400 ünite D vitamini
verilmesi ile raşitizm önlenebilir. D vitamininin daha yüksek dozlarda verilmesinin yan
etkileri olacağına dikkat etmek gerekir. Ancak preterm bebeklere günde 800 ünite D
vitamini verilmesi gerekebilir (Sağlık Bakanlığı, 2002). Gereksinmemizin % 90’ı deride
güneş ışınları aracılığı ile sentez edilir. Deride sentezlenen D vitamini (kolekalsiferol) kana
geçer. Kas ve yağ dokusunda depolanır veya karaciğer ve böbreğe geçip, D vitamininin
aktif şekline dönüşerek vücutta kullanılır. Vücudun D vitaminini depolama yeteneği
önemlidir. Çünkü derideki sentezi sadece yaz aylarında gerçekleşir. Kış aylarında güneşi
her zaman görmek mümkün olmadığından ve güneş ışınları eğik geldiğinden, D vitamini
oluşumu yetersizdir (Rakıcıoğlu, 2006). Çocuklar güneşlendirilirken, doğrudan güneş
ışınlarına temas ettirilmesi, güneşlendirme sırasında kol ve bacaklarının çıplak olması
gereklidir. Camdan geçerek gelen ışığın D vitamini sentezi bakımından yararı
olmamaktadır (Sağlık Bakanlığı Belgeleri, 2005).
Raşitizm, gelişmiş ülkelerde çözümlenmiş olmasına rağmen, gelişmekte olan ülkelerde
güncelliğini koruyan ve komplikasyonlar ile önem taşıyan bir sağlık sorunudur. Raşitizmin
büyümekte olan organizmanın bir hastalığı olup malnütrisyonlu hastalarda gelişmeyeceği
ileri sürülmesine rağmen, sosyokültürel seviyesi düşük olan toplumlarda malnütrisyonla
beraber raşitizmin birlikte görüldüğü bir gerçektir (Altınkaynak vd., 1989).
2.6.4. Anemi
Anemi, alyuvarlardaki hemoglobin miktarının azalması ile ortaya çıkar. Kanın içindeki
hemoglobin, oksijeni dokulara taşıyan bir maddedir ve besinlerle aldığımız demir ve
proteinlerin birleşmesinden meydana gelir. Çocuklarda görülen önemli beslenme
yetersizliği sorunlarından birisi de demir eksikliği anemisidir. Ülkemizde okul öncesi
çocuklarda hafif ve orta derecede anemi görülenlerin oranı % 33 olarak saptanmıştır (Tepe,
2010). Çocukluk çağı demir eksikliği anemisi, çocuğun 1 ve 2 yaşları arasında sıklıkla
24
görülür. Hücrelerdeki oksijen miktarının azalmasından dolayı, çocuğun hem öğreniminde
hem de dayanıklılığında azalmaya neden olabilir. Diğer bir etkisi de hastalıklara karşı
direncin düşmesidir (Sümbül, 2009).
2.6.5. Basit Guatr
Tiroid hormonları, normal büyüme ve gelişmenin sağlanmasında önemli etkilere sahiptir.
İyot yetersizliği hastalıkları özellikle toprağında iyot yetersizliği olan bölgelerde sık
görülmektedir. Havada bulunan iyot toprağa çöker ve bu toprakta yetişen bitkiler iyodu
alır. Bu bitkilerle beslenen insanlar ve hayvanlar da iyottan yararlanır. Bol yağış alan, ağaç
bulunmayan yörelerde toprak yüzeyindeki iyot yağmur suları ve rüzgarla erozyona uğrar.
Bu bölgelerde iyot yetersizliği hastalıkları sık görülür. İyot yetersizliği hastalıklarının
sıklıkla görülen belirtisi basit guatrdır. Guatr, boyunda tiroid bezinin büyümesidir.
Ülkemizde her 100 kişiden 31’inde guatr görülmektedir (Toprak, Şentürk, Yüksel, Çakır
ve Bideci, 2002; Köroğlu, 2009). Türkiye 1960 yılından beri iyot yetersizliği olan bir bölge
olarak belirlenmiştir. Çocuklarda görülen hafif guatr durumunun dahi zihinsel gelişimi
olumsuz etkileyeceği ifade edilmektedir (Köksal, 2008).
Çin’de iyot yetersizliği olan bir bölgede yaşayan 4-7 yaş arası çocuklar ile yapılan bir
çalışmada annesi gebelikte iyot takviyesi alan çocukların psikomotor testlerinin, iyot
takviyesini iki yaşında almaya başlayan çocuklara kıyasla daha iyi olduğu gösterilmiştir
(Noğay, 2012).
2.6.6. Diş Çürükleri
Diş çürüğü, konak (diş), mikroflora ve diyet gibi üç ana etkenin dışında pek çok etkenin ve
bakteriyel aktivitelerin neden olduğu lokalize bir hastalık olarak tanımlanmaktadır (Aydın,
2007).
Çürük; diş minerali ve plak arasındaki fizyolojik dengenin bozulmasıyla oluşur. Diş çürüğü
etkeni bakteriler, enfeksiyona bağlı olarak hastalığın ilerlemesine neden olurlar. Çürük
lezyonları, asidik ortam üretebilme yeteneği olan çok sayıda bakterinin diş yapısını
demineralize etmesiyle oluşur. Diş plağı, diş yüzeyine yapışan çok sayıda bakteriden
meydana gelir. Bu bakteriler, enerji sağlamak için çeşitli karbonhidratları parçalar ve yan
25
ürün olarak organik asit üretirler. Bu asitler, dişin kristal yapısının çözünmesi ile çürük
lezyonu oluşmasına sebep olur (Çine, 2012).
Kötü beslenme ve sulardaki flor miktarının azlığı, besinlerle yeterli miktarda florun
alınamaması ise diş çürüklerine neden olmaktadır. Çocukların yeterli ve dengeli
beslenmesinde sağlıklı bir ağız ve dişlerin önemli olduğu düşünülmektedir. Çünkü ağızda
bulunan çürük ve eksik dişler kişinin yeteri kadar yiyecek almasını engellemekte ve
böylece hastalıklara karşı direncin azalmasına neden olmaktadır. Diş sağlığı bakımından
çocukluk dönemi çok önemlidir. Diş çürüklerinin yanı sıra bu dönemde gelişebilecek kötü
alışkanlıklar diş ve çene yapısında bozukluklara da neden olabilmektedir. Dişleri korumaya
yönelik önlemler okul öncesi dönemde alınmaya başlanmalıdır (Uçan, 2007).
Vitaminlerin eksiklikleri; dişlerde eksikliklere, şekil ve hacim bozukluklarına, anormal
dentin ve mine yapılarına, diş eti kanamalarına, diş çürüklerine, aftlara neden olmaktadır.
Amerikan Besin ve İlaç Örgütü (FDA) 2005 yılında “florid”in vücuttaki tüm mineralize
olabilen dokular için önemli bir element olduğunu tekrar onaylamıştır. Uygun florid alımı
ve kullanımının kemik ve diş birlikteliği için faydalı olduğunu vurgulanmıştır (Tepe,
2010).
2.7. İlgili Araştırmalar
İşgüzar (2012)’ın, Gaziantep Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı tam gün eğitim veren
ilköğretim okullarında öğrenim gören birinci sınıf öğrencilerinin okulda tükettikleri
besinlerin günlük gereksinimlerine uygunluk ve bu yaş grubu ilköğretim çocuklarının
büyüme durumlarını belirlemek amacıyla yürüttüğü çalışmanın bulgularına göre;
araştırmadaki okulların 5 günlük öğle yemeği menüsü, menü uygunluk durumuna göre
incelendiğinde 30 menüden 13 tanesinin uygun; 17 tanesinin ise uygun olmadığı
belirlenmiştir. Bu çalışma sonucunda, ilköğretim okullarında öğle öğünü menülerinin okul
çağı çocuklarının enerji ve besin öğeleri gereksinmelere uygun hale getirilmesi için
iyileştirme çalışmalarının yapılmasının gerekliliği ortaya konmuştur.
Noğay (2012), beslenmenin beyin gelişimi üzerindeki etkisini araştırdığı çalışmasında
besin öğesi yetersizliklerinin nöro gelişimsel süreçleri doğrudan etkilediğini bildirmiştir.
Demir (2011)’in, sosyo-ekonomik düzeyi farklı ilköğretim çağı çocuklarında beslenme
alışkanlıklarının, fiziksel aktivitelerinin değerlendirilmesi ve obezite prevalansının
belirlenmesi amacıyla yürüttüğü çalışması incelendiğinde; obezitenin sosyoekonomik
26
düzeyi yüksek ailelerin çocuklarında daha sık görüldüğü, öğrencilere verilen harçlık
miktarı ile obezite arasında ilişki bulunduğu, eğitim düzeyi yüksek olan anne-babaların
çocuklarında obezite oranı daha fazla olduğu, çalışan annelerin çocuklarında obezitenin
daha fazla görüldüğü, ailedeki birey sayısı fazla olan çocuklarda obezitenin daha az
görüldüğü bilgisine ulaşılmıştır.
Başkale (2010)’nin okul öncesi çocuklara yönelik Piaget’nin kuramına dayalı beslenme
eğitiminin geliştirilmesi, uygulanması ve bu eğitimin çocukların beslenme bilgisine, besin
tüketim sıklıklarına, beden kitle indeksi ve kol çevresi ölçümlerine etkisini incelemek
amacıyla gerçekleştirmiş olduğu araştırmasında; deney grubundaki anaokullarında okuyan
çocuklara Piaget’nin kuramına dayalı beslenme eğitimi yapılmıştır. Çocukların beslenme
hakkındaki bilgi düzeyleri ve besin tüketim sıklıkları eğitim öncesinde, eğitim sonrasında
ve eğitimden bir yıl sonra; antropometrik ölçümleri eğitim öncesinde ve eğitimden bir yıl
sonrasında alınmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre; eğitim sonrasında deney grubundaki
çocukların beslenme bilgi puanları artmış ve besin tüketim sıklıklarında kontrol grubuna
göre olumlu gelişmeler olmuştur. Eğitimden sonra deney grubundaki çocukların süt ve
ürünleri, yeşil yapraklı sebze, köksü sebze, beyaz et, balık ve meyve tüketimlerinde artış;
şeker ve hazır meyve suyu tüketimlerinde azalma olmuştur.
Öztürk (2010)’ün, okul çağındaki çocukların beslenme alışkanlıkları ve beden kitle indeksi
(BKI) sonuçlarını etkileyen faktörleri, Sağlık Davranışı Etkileşim Modeli (SDEM)
kapsamında
incelemek
amacıyla
yürüttüğü çalışmasında;
ailedeki
birey sayısı,
ebeveynlerin evlilik durumu, anne-baba BKİ değerleri, ebeveyne göre çocuğun sağlık
durumu algısı ve ailenin sosyo-ekonomik seviyesi çocukların BKİ sonucunu doğrudan
etkileyen değişkenler olarak bulunmuştur.
Tepe
(2010)’nin
“Okul
Öncesi
Kurumlarındaki
Çocukların
Annelerinin
ve
Öğretmenlerinin Çocuk Beslenmesine İlişkin Görüşleri”ni araştırmak amacıyla yürüttüğü
çalışmasının uygulama aşamasında 119 okulda bulunan hem okul öncesi öğretmenlerinin
hem de ailelerin görüşlerinden faydalanmıştır. Bu görüşlerden elde edilen verilerin analizi
sonucu ulaşılan bulgular incelendiğinde; okul öncesi kurumlarında çalışan öğretmenlerin
ve ailelerin çocuk beslenmesine ilişkin görüşlerinin karşılaştırılmasında, öğretmenlerin ve
ailelerin görüşleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüş ancak ailelerin ve
öğretmenlerin tutumları arasında bazı sorulara verilen yanıtlarda anlamlı farklılıklar
gözlenmiştir. Çeşitli öğrenim düzeyine sahip aile ve öğretmenlerin düzenli ve dengeli
beslenme görüşleri arasında, anlamlı farklılık olmadığı belirlenmiştir. Farklı öğrenim
27
düzeyine sahip aile ve öğretmenlerin içeceklere yönelik görüşleri arasında, anlamlı
farklılık olmadığı belirlenmiştir. Ancak tek bir maddede (“Çocuğun yemekten önce su
içmesinin iştahı açıp, kapatma ile ilgili bir etkisinin olduğunu düşünmüyorum”) aileler ve
öğretmenler arasında farklılık ortaya çıkmıştır. Farklı gelir düzeyine sahip aile ve
öğretmenlerin çocuklarının yemek yeme ilgisine yönelik görüşlerinin karşılaştırılmasında
anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir. Ancak tek bir maddede (“Çocuk eğer kilolu
ise, o çocuğun yeterli ve dengeli beslendiğini anlamada kilosunun bir ipucu olduğunu
düşünüyorum”) aileler ve öğretmenler arasında farklılık ortaya çıkmıştır.
Sümbül (2009)’ün, Konya iline bağlı Ereğli ilçesinde dört-altı yaş arası okul öncesi
çocuklarının yetersiz ve dengesiz beslenme alışkanlıklarını belirlemek amacıyla yapmış
olduğu araştırmasını 34 öğrencinin velisi ile yürütmüştür. Veliler rastgele seçilen 17 deney
17 kontrol grubuna ayrılmıştır. Velilere çocukların beslenme davranışları ve ailelerin
bilgisini içeren anketler verilerek beslenme alışkanlıkları tespit edilmiştir. Deney grubuna
bir ay süreyle beslenme eğitimi verilmiştir. Kontrol grubuna ise beslenme eğitimi
verilmemiştir. Araştırma sonuçlarına göre; Çocuğun tükettiği yiyeceklerin besin değerine
dikkat etme konusunda deney grubundakilerin büyük bir çoğunluğunun dikkatli olduğu
görülmektedir.
Köroğlu’nun 2009 yılında yaptığı araştırmasının bulgularına bakıldığında ailelerin,
çocuklarının istedikleri besinleri tüketmelerine müsaade etme durumları ile çocukların
istedikleri zaman istedikleri besini tüketme alışkanlığı arasında yapılan analizler sonunda
0.05 anlam düzeyinde anlamlı bir fark ortaya çıkmamıştır. Ailelerin bu tutumu çocukların
beslenmesinde olumsuz beslenme alışkanlığına neden olmaktadır. Ailelerin çocuklarına
yemekte servis edilen yemekten istedikleri arasında seçim yapmasına müsaade etmeleri ile
çocuklarının servis edilen yemeklerden istedikleri arasında seçim yapması arasında yapılan
analizler sonunda 0.05 anlam düzeyinde anlamlı bir fark ortaya çıkmamıştır. Çocukların
yemek seçmeleri, sadece istedikleri besinleri tüketmeleri çoğu zaman tek tip beslenmeye
yol açabileceği için çocuklarda yanlış beslenmeye dolayısıyla da beslenme bozukluğuna
yol açmaktadır.
Toker ve Hocaoğlu (2009) yeme bozukluğu ile aile yapısı arasındaki ilişkinin saptanması
amacıyla yaptıkları çalışmada, bireyin anne-babası ile kurduğu ilişki biçiminin yeme
bozuklukları üzerinde etkili olduğunu göstermiştir.
Demirkaynak (2004)‘ın Ankara Üniversitesi’ne bağlı anaokullarında çocuğu olan annelerin
beslenme bilgi düzeylerini ve beslenme alışkanlıklarını incelemek amacı ile yaptığı
28
çalışmasının sonuçlarına göre annelerin % 36.5’i çocuklarının beslenmesi konusunda
doktordan yardım alırken, % 29.5’i yardım almamaktadır. Çocuklarının çoğunluğu (% 83)
üç ana öğün yemektedirler. Çocukların % 46.5’inin yemediği bir besin bulunmamakta,
yenmeyen besinlerin başında sebze grubu (% 38.71) gelmektedir. Çocukların % 38.46’sı
iştahı olmaması, % 25.64’ü tabağında fazla besin bulunması nedeniyle tabağında artık
bırakmaktadır. Annelerin % 49’unun çok iyi, % 43’ünün iyi, % 7.5’inin yeterli ve %
0.5’inin yetersiz düzeyde beslenme bilgisine sahip olduğu saptanmıştır.
Sabbağ (2009)’ın sonuçlarına göre; Ankara ili Keçiören ilçesinde Milli Eğitim
Bakanlığı’na bağlı iki ilköğretim okulunun 5. ve 6. sınıflarına devam eden öğrencilere
verilen beslenme eğitiminin beslenme bilgi, tutum ve davranışlarına etkisini incelemek
amacıyla yürüttüğü araştırmanın verilerine göre; öğrencilerin % 70.9’unun beslenme
eğitimi almadığı,
% 26.2’sinin beslenme konusunda bilgileri kitaplardan aldığı;
% 72.4’ünün beslenme eğitimi almak istediği, % 63.1’inin ise beslenme uzmanından
eğitim almak istediği belirlenmiştir. Verilen eğitimden sonra öğrencilerin yazılı ve görsel
basında beslenmeyle ilgili çıkan haberleri takip edenlerin oranında artış olduğu
gözlenmiştir. Öğrencilerin öğün aralarında yiyecek tükettiği, süt içme oranlarının eğitim
sonunda arttığı (ön test: % 29.9, son test:
% 50.4, izleme testi: % 47.4), günde 2 su
bardağı süt içenlerin oranının eğitim sonunda arttığı belirlenmiştir. Fast food
restoranlarında öğrencilerin en çok hamburger ve kolayı tercih ettiği tespit edilmiştir.
Öğrencilerin eğitim öncesi dönemde beslenme bilgi puan ortalaması 11.0±3.3 iken, verilen
eğitimden sonra 18.6±5.6’ya yükselmiş, izleme döneminde ise 15.9±4.0’a düşmüştür.
Verilen beslenme eğitiminin beslenme bilgi, tutum ve davranışlarında olumlu etki yaptığı
sonucuna varılmıştır.
Aydın (2007)’ın diş sağlığı bozulmuş ve bozulmamış, yaş grupları 36- 60 ay arası çocuklar
üzerinde erken çocukluk çağı diş çürükleri ile beslenme alışkanlıkları ve besin tüketimi
arasındaki ilişkiyi incelemek üzere yürüttüğü araştırma sonuçlarına bakıldığında; okul
öncesi çocuklarda, erken çocukluk çağı diş çürükleri ile beslenme arasında kuvvetli bir
ilişki olduğu görülmüştür.
Onur (2007)’un Ordu ili Kabataş ilçesinde ailelerin beslenme bilgi düzeyleri ile sebzemeyve tüketim alışkanlıklarını saptamak amacıyla yürütmüş olduğu araştırma sonuçlarına
göre, araştırmaya katılan bireylerin %
87.6’sı beslenme eğitimi almıştır. Bireylerin
beslenme bilgisi puan ortalaması 67.87± 4.28’dir. Başarı derecesine göre “iyi” seviye puan
aralığında olduğu, bireylerin %
11.5’i her zaman, %
29
23.0’ının bazen öğün atladığı
belirlenmiştir (p<0.05). En çok atlanan öğün, sabah öğünüdür. düşük sosyo-ekonomik
düzeydeki bireylerin %
95.3’ü, yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki bireylerin ise %
37.7’si her zaman kahvaltı yapmaktadır (p< 0.05).
Uçan (2007)’ın, 0-5 yaş arası çocukların kan demir ve çinko düzeyini belirlemek, bu kan
değerleri ile beslenme durumları, antropometrik ölçümleri ile, bu verilerin çocukların
ailelerine ait özelliklerle birlikte değerlendirilmesi amacıyla yürüttüğü araştırma
sonuçlarına göre; araştırmaya katılan çocukların besin tüketim sıklığı formları
değerlendirildiğinde çocukların demir ve diyet posası yönünden yetersiz beslendiği
saptanmıştır.
Eker’in (2006) araştırma sonuçlarına göre beslenme; yaş, cinsiyet, eğitim durumu,
sosyoekonomik durum, medeni durum ve alışkanlıklardan etkilenmektedir. Eker, yapmış
olduğu araştırmanın sonuçlarına göre, ülke genelinde beslenme durumunu belirlemek
amacıyla kapsamlı araştırmalar yapılmaması gerektiğini önermiştir. Türk toplumuna uygun
beslenme rehberleri oluşturma gerekliliği olduğunu belirtmiştir.
Akar (2006)’ın özel ve resmi okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 4-6 yaş grubu
çocuklarının beslenme alışkanlıklarının karşılaştırılması amacıyla planlayıp yürütmüş
olduğu araştırmaya göre; özel okullara giden çocukların % 42’sinin, devlet okullarına
giden çocukların % 44’ünün bazen öğün atladığı, atlanan öğünün % 36’lık oranla öğle
öğünü olduğu görülmüştür. Çocukların % 55.4’ünün her gün sebze tüketmediği buna
karşılık özel okullara giden çocukların % 33.8’inin haftada 1-2 kere hızlı-hazır yiyecekleri
tükettikleri tespit edilmiştir. Özel ve resmi okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden
çocukların beslenme alışkanlıklarında öğün atlama durumu, en çok sevilen peynir çeşidi,
fast-food yiyecekleri tüketme sıklığı konularında farklılıklar olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Ünlü ve ark (2006)’nın erken çocukluk dönemindeki beslenme sorunlarının annelerdeki
ruhsal bozukluklarla ilişkisini belirlemek amacıyla yapmış oldukları çalışmada yeme reddi
olan çocukların annelerinin depresyon ve anksiyete belirti düzeylerinin kontrol grubuna
göre daha yüksek olduğu, algıladıkları aile işlevlerinin de daha sağlıksız olduğu sonucuna
ulaşmışlardır.
Dölek (2004), annelerin beslenme konusundaki yeterliklerinin ve eğitim gereksinimlerinin
saptanması amacıyla 5 ilköğretim bünyesinde eğitim gören çocuğu olan 183 kadın
üzerinde bir çalışma yürütmüştür. Araştırma sonucunda; annelerin beslenme ile ilgili bilgi
sahibi olma açısından beslenme konusundaki yeterlikleri, genelde olumlu düzeydedir. Bazı
30
konularda annelerin yarısının genellikle de yarısından daha fazlasının; çocuklarının
beslenmesine ilişkin olarak beklenen davranış ve görüşlerle uyum içinde olduğu
gözlenmiştir. Fakat annelerin çocuklarına doğru beslenme alışkanlıkları kazandırma
konusundaki başarı düzeyleri, çocuklarının beslenmesine ilişkin sahip oldukları
yeterliklere kıyasla daha geri gözükmektedir.
Ünver ve Ünüsan (2004)’ın 5-6 yaş grubu çocuklarına verilen beslenme eğitiminin etkisini
belirlemek amacıyla yürüttüğü çalışmanın sonuçlarına göre; deney grubu çocuklarının,
kontrol grubu çocuklarına oranla, besin gruplarına ilişkin bilgi düzeyleri ve yemek yeme
davranışlarında olumlu yönde gelişmeler ortaya konmuştur. Okulöncesi eğitim
kurumlarında beslenme eğitimi verilmesi çocukların beslenme bilgisini artırarak, yeme
davranışlarını olumlu yönde değiştirdiği sonucuna varılmıştır.
Özmert vd. (2003), Ankara’da yaptıkları çalışmada çocuklarda görülen dengesiz
beslenmenin nedeni olarak anne eğitimi, gelir düzeyi ve babanın eğitim düzeyinin etkisi
gösterilmiştir. Bu çalışma sonucunda sosyoekonomik düzeyi düşük semtte oturan
çocukların kan kursun düzeylerinin nispeten yüksek olduğu saptanmıştır. Bu durumun
uzun süreli beslenme bozukluğundan kaynaklanabileceği düşünülmüştür. Zira kalsiyum,
çinko, demir ve proteinden fakir diyet tüketimi ile kurşun emiliminde artış göstermektedir.
Baysal (2003b), sosyal eşitsizliklerin beslenmeye etkisini belirlemek amacıyla yaptığı
çalışmasında Türkiye’nin, gelir dağılımının en bozuk olduğu ülkeler arasında yer aldığını
ve bu durumun toplumun beslenme durumuna aynen yansıdığını bildirmiştir.
Matheson, Spranger, Saxe (2002), okul öncesi çocuklarının (yaşları 62 ile 76 ay arasında
değişiyor) yiyecek alımları ve yiyecek tecrübeleri konulu çalışmalarında şu sonuçlara
ulaşmışlardır: Çocukların % 53’ü bütün nesneler içinde yiyecekleri sınıflandırmak için
birden çok mantık kullanırken, bazı çocuklar sürekli aynı mantıkla hareket etmişler ve
yiyecekleri renklerine göre sınıflandırmışlardır. Gözlenen veriler çocukların yiyecekler
hakkında ve kişisel deneyimleriyle yemeği öğrendiklerini işaret etmektedir. Buna göre
çocuğun
çevresini
algılaması,
çocuğun
davranışlarını
ve
yeme
davranışlarını
şekillendirdiği belirtilmektedir.
Kaya (1999)’nın okul öncesi çocuklarının beslenme alışkanlıklarını incelediği çalışmasında
beslenme durumlarının erken yaşlarda (okulöncesi) şekillendiğini ve bu yaşlarda kazanılan
yemek yeme alışkanlığının hayatın daha sonraki dönemlerini de etkileyeceğini ve ileride
ortaya çıkacak beslenme sorunlarının temelini oluşturacağını vurgulamıştır.
31
Basdevant, Boute ve Borys (1999), çalışmalarında, beslenme eğitimi programının ailede
beslenme alışkanlıklarında değişimi teşvik ettiğini ve özellikle de yağ oranı zengin
gıdaların alımında azalmaya gidildiğini belirtmişlerdir.
Er (1999), Sağlık Bakanlığı Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniği’ne
başvuran çocukların annelerinin bebek beslenmesi konusundaki bilgi, tutum ve
davranışlarını belirlemek, yanlış uygulamaları ortaya çıkarmak ve gerekli önlemlerin
alınmasına katkıda bulunmak amacıyla 400 anne üzerinde yaptığı çalışmada; annelerin
beslenme için bilgi kaynağı olarak % 33’ünün sağlık personeline, % 44.8’inin akrana ve
arkadaşlarına başvurdukları, genç ve eğitim düzeyi düşük annelerin bilgi kaynağı olarak
daha çok akraba ve arkadaşları tercih ettikleri saptanmıştır. Ek gıdaya, annelerin %
42.3’ünün erken, % 52.2’sinin zamanında ve % 5.5’inin geç başladığını ve annelerin %
52.2’sinin ek gıdaya başlama zamanını doğru bildiğini belirtmiştir.
Aygün’ün (1994) yapmış olduğu çalışmada beş-altı yaş okulöncesi çağı çocuklarına verilen
beslenme eğitiminin çocukların bilgi düzeylerine ve yemek yeme ile artık bırakma
durumlarına etkisini saptamak amacıyla Jandarma Gündüz Bakımevi ve Milli Piyango
Kreşi ve Bakımevinde uygulama için 60 kişilik deney ve 50 kişilik kontrol grubu
oluşturulmuştur. Çocukların evdeki ve kurumdaki beslenme alışkanlıkları ve artık yemek
bırakma durumlarına bakılmıştır. Eğitimden önce ve eğitimden sonra fazla bir fark
görülmemekle birlikte süt, yoğurt, sebze ve meyve tüketiminde artış olduğu saptanmıştır.
Eğitimin etkisiyle, sebzelerden en çok ıspanak, meyvelerden de portakal tüketimindeki
artışın yüksek oranda olduğu belirlenmiştir. Eğitimin çocuğun beslenme alışkanlıklarına
yansıyabilmesi için daha uzun süre tekrara yer verilerek, konuların teker teker
pekiştirilerek anlatılması sonucuna varılmıştır.
Albayrak (1989), Konya il merkezinde okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden
çocukların beslenme alışkanlıkları üzerine yapmış olduğu çalışmasında, 4-6 yaş arası
çocukların beslenme alışkanlıkları ve bu alışkanlıkların okula yansıyış biçimlerini
saptayarak, çocukların alışkanlıkları üzerinde etkili olan aile ve okul çevresinin
uygulamaları
değerlendirilmiştir.
Araştırmanın
bulgularında
çocukların
beslenme
alışkanlıkları orta düzeyde olup, anlamlı farklar belirlenmiştir.
Leşkeri (1989)’nin İstanbul’da yaşayan, anneleri çalışmakta olan ve yuvaya devam eden,
sosyo-ekonomik düzeyleri farklı 3-6 yaş grubu çocukların beslenme durumlarını
inceleyerek çocuklarda büyüme geriliği olup olmadığını saptamak ve bu durumun ailenin
sosyo-ekonomik düzeyi, ailedeki kişi sayısı, çocuğun yemek yeme alışkanlıkları, öğün
32
sayısı, uyku düzeni gibi etmenlerle olan ilişkisini belirlemek amacıyla yaptığı araştırmanın
sonuçlarına göre; beslenme bozukluğu görülme sıklığı ile ailenin sosyo-ekonomik düzeyi
arasında yakın bir ilişki olduğu ve annelerin eğitim seviyesi düştükçe beslenme bozukluğu
insidansının arttığı saptanmıştır.
33
34
BÖLÜM 3
YÖNTEM
3.1. Araştırma Modeli
Okul öncesi kurumlara devam eden çocukların besin tüketim durumlarını belirlemeye
yönelik yapılan bu çalışma Tarama Modelli bir araştırmadır. Tarama modeli; geçmişte ya
da hala var olan bir durumu olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan bir araştırma
yaklaşımıdır. Olanları herhangi bir şekilde değiştirme, etkileme çabası gösterilmez.
Çalışmada çocukların besin alımının saptanmasında kullanılan yöntemler:
1- Bir günlük besin tüketiminin saptanması
2- Besin tüketim sıklığının saptanması
3- Diyet öyküsü
4- Besin alımının gözlenmesidir.
Besin tüketiminin saptanmasında, bireye son 24 saat içinde veya daha fazla gün içinde
tükettiği tüm besinler ve içecekler sorulur. Soru kağıdı her besinin sağladığı enerji ve besin
öğeleri miktarları besin bileşim cetvelleri kullanılarak hesaplanır. Tüm günlerin toplamı
gün sayısına bölünerek bir günlük besin türlerinin ve besin öğelerinin miktarları bulunur.
Bulunan değerler yaş, fizyolojik duruma göre günlük tüketilmesi önerilen alım miktarları
(RDA-Amerika, DRI-Amerika, RNI-FAO/WHO, PRI-Avrupa Birliği vb.) ile kıyaslanır.
Gereksinimlerinin ne kadarının karşılandığı bulunur (Pekcan, 2008).
Bu çalışmada Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gerekli izinler alınarak, araştırmaya dahil edilen
okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 3-6 yaş grubu çocukların günlük besin tüketim
miktarları araştırmacı tarafından kaydedilmiştir. Çocukların evdeki beslenme durumlarının
saptanması için ailelere de besin tüketimi kayıt formu verilmiştir. Ailelerinin de desteği
sağlanarak yapılan bu çalışma ile çocukların besin öğesi tüketim miktarları hesaplanarak
35
mevcut durumun ortaya çıkarılması sağlanmıştır. Çalışmada, okul öncesi 3-6 yaş
çocuklarının 3 günlük besin tüketim kayıtlarının alınması planlanmış ancak ebeveynlerin
besin
tüketim
formlarının
eksik
doldurulmalarından
dolayı
bir
günlük
kısmı
değerlendirmeye alınabilmiştir. Böylelikle 3-6 yaş grubu çocuklarının günlük tüketmeleri
önerilen besin öğelerinin miktarları ile tükettikleri miktarlar karşılaştırılmıştır. Bunun
dışında ebeveynlerin beslenme ile ilgili tutumlarıyla çocukların beslenme alışkanlıkları da
karşılaştırılmıştır.
3.2. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini 2013-2014 eğitim öğretim yılında Ankara ilinde resmi okul öncesi
kurumlarına kayıtlı 3-6 yaş arası çocuklar oluşturmuştur. Ankara İl Mili Eğitim
Müdürlüğü’nden 2013-2014 eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi
okul öncesi kurumlarına kayıtlı öğrenci sayısı 8469 olarak alınmıştır. Buna göre Ural ve
Kılıç (2006) tarafından belirtilen “Evrene Karşı Örneklem Hesaplama Tablosu” yardımıyla
örneklem sayısı 370 olarak belirlenmiştir.
Araştırmacı tarafından çalışmanın homojenliğini sağlamak amacı ile farklı sosyo ekonomik
çevrelerdeki öğle yemeği veren ve tam gün eğitim yapan okullarla görüşülmüştür.
Araştırmanın örneklemini 2013-2014 eğitim öğretim yılının ikinci yarıyılında Ankara
İlinin Eryaman ilçesine bağlı TOKİ Anaokulu’na ve Türkkonut Anaokulu’na, Keçiören
ilçesine bağlı Kalaba Anaokulu’na, Mamak ilçesine bağlı Manolya Anaokulu’na kayıtlı
olan öğrencilerin tamamı oluşturmuştur. Bu okullar hem tam zamanlı eğitim
yapılmasından, hem de çocuklara öğle yemeği, ikindi kahvaltısı verilmesinden dolayı
tercih edilmiştir. Çalışmaya alınan okul öncesi eğitim kurumları maksimum çeşitlilik
örneklemesi dikkate alınarak seçilmiştir. Bu yaklaşım ile araştırmanın homojenliğinin
sağlanması hedeflemiştir.
Ankara Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden 370 sayısına ulaşacak şekilde 4 okul için
gerekli izinler alınmıştır. Daha sonra okullarda verilerin toplanacağı günlere ait menüler
alınarak buna göre her çocuk için besin tüketim kayıt formları düzenlenmiştir. Araştırmaya
370 kişi ile başlanmıştır. Başlangıçta 3 günlük besin tüketim kayıtlarının işlenmesi
planlanmıştır. Fakat veri toplama sürecinde çocukların besin tüketim formlarının 170
adedinin ebeveynleri tarafından 1 ya da 2 günlüğünün işlendiği belirlenmiştir. Bu nedenle
ancak 200 çocuğun formu analiz edilebilmiştir.
36
3.3. Ölçme Araçları
Veri toplamaya yönelik ölçme araçları araştırmacı tarafından hazırlanmıştır. Bu
doğrultuda, araştırmaya katılanların demografik özellikleri ve beslenme alışkanlıkları
saptanmıştır. Otuzsekiz sorudan oluşan ebeveynlere yönelik bilgi toplama formu (Ek 1)
geliştirilmiştir. Ayrıca çocukların 3 günlük besin tüketimlerinin kayıt altına alınabilmesi
için gıda tüketim kayıt formu (Ek 2) araştırmacı tarafından hazırlanmıştır. Bu aşamada
öncelikle okullardan çalışmanın yapılacağı günlere ait menüler alınarak yemek listeleri
öğünlere göre besin tüketim formlarına yazılmıştır.
Bu bilgi formları hazırlanırken hem beslenme hem de ölçme değerlendirme uzmanlarının
görüşleri alınmış, öneriler doğrultusunda ölçme araçları geliştirilmiştir.
3.4. Verilerin Toplanması
Velilere yönelik bilgi toplama formlarında katılımcıların eğitim durumlarını, ailedeki
çocuk sayısını, anne babanın mesleğini, yiyecek seçiminde etkili faktörler ve öncelikleri,
yemek pişirme yöntemlerini, ailenin beslenme, menü planlama tutum ve alışkanlıklarını,
çocuklarının beslenmesinde tercih ettikleri besin maddelerini belirlemeye yönelik sorular
yer almıştır. Okulda görevli öğretmenler aracılığıyla bu bilgi formları ebeveynlere
ulaştırılmıştır. Besin tüketim formları ise araştırmacı tarafından beslenme saatlerinde
okullara gidilerek sınıf öğretmenleri ve yardımcı öğretmenlerin de desteğiyle kayıt altına
alınmıştır. Çocukların evde tükettikleri besinler ise araştırmacının hazırladığı formlara
ebeveynleri tarafından kaydedilmiştir.
3.5. Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması
Elde edilen veriler, SPSS 21.0 istatistik programı ile, besin tüketim formları ise Beslenme
Bilgi Sistemi (Bebis) programı kullanılarak değerlendirilmiştir. İlgili istatistiksel yöntemler
kullanılarak analiz edilmiş, farklı değişkenler kullanılarak karşılaştırmalar yapılmıştır.
Besin tüketim formlarında yer alan, çocukların tükettikleri tüm yemeklerin içerdiği besin
maddelerinin ölçüleri, gram olarak ayrı ayrı araştırmacı tarafından standart yemek
reçetelerinden yararlanılarak belirlenmiştir. Analize hazır olan besin miktarları Bebis
programına girilmiş ve her bir çocuğun hangi besin öğesinden ne miktarda aldığı
hesaplanmıştır.
37
Araştırmada iki gruplu değişkenlerin ölçüm değerleri açısından karşılaştırılmasında Mann
Whitney U (MWU) testi kullanılmıştır. Bu test normal dağılım göstermeyen iki bağımsız
grup olması durumunda kullanılmaktadır. İlk olarak verilerin normal dağılım gösterip
göstermediğine bakılmaktadır. Bu araştırmada veriler normal dağılım göstermediği için bu
test kullanılmıştır. Diğer bir konu çalışmanın verileri normal dağılımı olmayan verilerdir.
Demir, kalsiyum vb. değişkenlik gösteren verilerdir. Aynı şekilde yaş, eğitim durumu vb.
de değişkenlik gösteren verilerdir. MWU testi grupların ortanca değerlerini karşılaştırır.
Sürekli değişkenlerin, iki grup içerisinde değerlerini sıralı hale dönüştürür. Böylece iki
grup arasında sıralamanın farklı olup olmadığını değerlendirir. Ebeveynlerin eğitim
durumuna göre yiyecek satın alma ve çocukların beslenme alışkanlıklarının farklılık
gösterip göstermediği de Khi_kare (X2) testi ile analiz edilmiştir.
Ebeveynler soruları yanıtlarken birden fazla seçenek işaretlediklerinden dolayı sonuç her
zaman 200 olmamaktadır. Bu durum ilgili tabloların altında belirtilmiştir.
38
BÖLÜM 4
ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA
Okul öncesi çocuklarının günlük besin öğelerinin karşılanma durumlarının saptanması
amacıyla yapılan bu çalışmadan elde edilen bulgular aşağıda sunulmuştur. Araştırmaya
katılan ebeveynlerin demografik bilgilerine göre dağılımları Tablo 6’da gösterilmiştir.
Tablo 6. Ebeveynlerin Demografik Bilgilerine Göre Dağılımları
Soruları cevaplayan
Yaş
Çocuk Sayısı
Gelir getiren herhangi bir işte
çalışma
Günde kaç saat çalıştığı
Eğitim durumu
Eşin eğitim durumu
Beslenme ile ilgili bilgilerini
nereden edindiği*
Anne
Anne-Baba
27 yaş ve altı
28-30 yaş
31-33 yaş
34-36 yaş
37 yaş ve üstü
1 çocuk
2 çocuk
3 çocuk
Evet
Hayır
8 saat ve altı
9 saat ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
n
172
28
22
43
50
43
32
76
94
28
91
105
57
30
104
89
98
91
%
86.0
14.0
11.6
22.6
26.3
22.6
16.8
38.4
47.5
14.1
46.4
53.6
65.5
34.5
53.9
46.1
51.9
48.1
Yazılı ve görsel basından
142
71.0
Kitaplardan
Kurs vb eğitim alarak
Okul dönemimden
41
7
28
20.5
3.5
14.0
*Ebeveynler birden fazla seçenek işaretlemişlerdir. % =
39
∑
Veri toplama araçlarını cevaplayanların % 86.0’ı çocuğun annesidir. Katılımcıların %
26.3’ü
31-33 yaş aralığında ve % 47.5’inin 2 çocuğu bulunmaktadır. Katılımcıların %
53.6’sı gelir getiren herhangi bir işte çalışmazken, çalışanların % 65.5’i günde 8 ve daha az
süre çalışmaktadır. Yapılan araştırmaya katılanların % 53.9’unun kendisi, % 51.9’unun ise
eşi ortaöğretim ya da ilköğretim mezunudur. Beslenme ile ilgili bilgi edinme seçenekleri
arasında en yaygın olanı % 71.0 ile yazılı ve görsel basın araçlarıdır.
Soysal (1979)’ın ev kadınlarının beslenme bilgisini belirlemek amacıyla Ankara’da oturan
352 kadın üzerinde yaptığı araştırmada beslenme ile ilgili bilgileri edinmede kitle
haberleşme araçlarından en çok radyo, televizyon ve gazetenin kullanıldığını belirlemiştir.
Gündüz (2001), Kayseri ili merkez Fuar Sağlık Ocağı bölgesinde yaşayan 15-49 yaş grubu
500 evli kadın üzerinde beslenme ve sağlık konusundaki bilgi düzeylerini ve etkileyen
faktörleri belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada; kadınların % 57.2’sinin ilkokul,
% 19.6’sının lise ve üzeri, % 16.5’inin ortaokul mezunu olduğunu, % 6.6’sının ise ilkokul
eğitimi almadığını saptamıştır. Kadınların % 69.5’inin beslenme ve sağlık konularındaki
bilgilerini televizyondan, % 22.5’inin yakınları ve komşularından, % 15.8’inin ebe ve
hemşirelerden % 14.4’ünün doktorlardan, % 13.7’sinin okuldan, % 12.5’inin kitaplardan,
% 11.8’inin gazetelerden, % 3.3’ünün ise halk eğitim merkezlerinden edindikleri
saptanmıştır.
Koçak (2005), kadınlar üzerinde yaptığı yiyecek hazırlama pişirme ve saklama
uygulamaları adlı çalışmasında kadınların % 90.7’sinin yazılı ve sözlü basın dışında başka
birinden beslenme konuları hakkında bilgi almadıkları, % 9.3’ünün ise bilgi aldıkları
görülmektedir.
Yapılan bu çalışmaların tamamında, yazılı ve görsel yayın araçlarından beslenme
bilgilerini edinme durumu bu çalışmanın bulguları ile paralellik göstermektedir.
40
Araştırmaya katılanların gıda alışveriş özelliklerine göre dağılımları Tablo 7’de
sunulmuştur.
Tablo 7. Ebeveynlerin Gıda Alışveriş Özelliklerine Göre Dağılımları
Sorular
Ambalajlı ürün satın alırken
dikkat edilen 1.unsur
Ambalajlı ürün satın alırken
dikkat edilen 2. unsur
Ambalajlı ürün satın alırken
dikkat edilen 3. unsur
Sebze ve meyve satın alırken
dikkat edilenler*
Gıda alışverişlerini
Gıda alışverişi yaparken
mevsimi olmayan ürünler satın
Markası
Üretim ve tüketim tarihi
İçindekiler
Besin etiketi
Markası
Üretim ve tüketim tarihi
İçindekiler
Besin etiketi
Fiyatı
Markası
Üretim ve tüketim tarihi
İçindekiler
Besin etiketi
Fiyatı
Tüketici danışma hattı (175)
Tazeliği
Görüntüsü
Rengi
Zedelenmemiş olması
Büyüklüğü
Her zaman çocukları ile birlikte yapar
Çok nadir çocukları ile birlikte yapar
Hiç çocukları ile birlikte yapmaz
Alır
Almaz
*Ebeveynler birden fazla seçenek işaretlemişlerdir. % =
n
101
71
12
3
19
95
41
9
3
11
9
68
23
27
2
193
38
20
30
5
121
75
3
108
91
%
54.0
38.0
6.4
1.6
11.4
56.9
24.6
5.4
1.8
7.9
6.4
48.6
16.4
19.3
1.4
96.5
19.0
10.0
15.0
2.5
60.8
37.7
1.5
54.3
45.7
∑
Katılımcıların ambalajlı ürün satın alırken dikkat ettikleri konular incelendiğinde dikkat
edilen 1.unsurun ürünün markası (% 54.0), 2. unsurun üretim ve tüketim tarihi (% 56.9),
3. unsurun ürünün içindekiler (% 48.6) olduğu görülmüştür.
Yiyecek alışverişinde sebze ve meyve satın alınırken dikkat edilen hususlar incelendiğinde
çoğunlukla (% 96.5) tazeliğine dikkat edildiği belirlenmiştir. Araştırmaya katılanların
yarıdan fazlasının (% 60.8) her zaman gıda alışverişlerini çocuklarıyla yaptığı ve gıda
alışverişi yaparken mevsimi olmayan ürünleri de satın aldıkları saptanmıştır (% 54.3).
Soysal (1979)’ın, ev kadınlarının beslenme bilgisini belirlemek amacıyla Ankara’da oturan
352 kadın üzerinde yaptığı araştırmada; kadınların % 29.3’ünün yeterli bilgiye sahip,
41
% 59.9’unun orta derecede, % 18.8’inin yetersiz bilgiye sahip olduğunu bulmuştur.
Araştırma sonucuna göre; katılımcıların eğitim düzeyleri. yaş ve ailenin gelir düzeyi
arttıkça beslenme bilgilerinin de arttığını görülmüştür.
Çelik (1990), Ankara’nın farklı sosyo-ekonomik ve eğitim düzeylerindeki 500 çalışan
kadın, 500 çalışan erkek ve 488 çalışmayan ev kadını olmak üzere toplam 1488 tüketicinin
gıda kontrolü ile ilgili bilgileri ve uygulamaları üzerinde yaptığı araştırmasında;
tüketicilerin % 46.3’ünün gıdaların ambalajları üzerindeki yazıları her zaman her yönüyle
okudukları, eğitim düzeyi arttıkça ambalaj yazısı okuma oranının da arttığını bulmuştur.
Tüketicilerin televizyonda yapılan gıda reklamlarından etkilendiklerini, fakat alışveriş
yaparken kendilerini buna terk etmedikleri; fiyat, kalite ve besin değerini ön plana aldıkları
(% 39.7) sonucuna varılmıştır. Tüketicilerin büyük çoğunluğu açıkta satılan gıda
maddelerinin sağlığa zararlı olduğunu bildikleri halde % 49.5’inin bu gıda maddelerini
seyrek de olsa tükettiklerini belirlemiştir.
42
Araştırmaya katılan ailelerin yiyecek hazırlama ve bazı beslenme alışkanlıklarına göre
dağılımları Tablo 8’de sunulmuştur.
Tablo 8. Ailelerin Yiyecek Hazırlama ve Bazı Beslenme Alışkanlıklarına Göre
Dağılımları
Ben hazırlarım
Eşim ya da başka bir kişi hazırlar
Çocukların günlük besin ihtiyacını karşılamasına
Doyurucu olmasına
Yemek hazırlarken nelere dikkat
Sevilen yemek olmasına
edildiği*
Herhangi bir şeye dikkat etmeden elindeki
ürünleri değerlendirir
Zeytinyağı
Evde genellikle hangi yağın
Ayçiçeği yağı
tercih edildiği
Tereyağı, mısırözü yağı, margarin
Her gün
Ceviz, fındık, fıstık vb ürünleri Haftada bir kez
tüketim sıklığı
Haftada birkaç kez
Tüketmiyoruz
Tencerede
Sebze yemeklerinde en sık
Buharda, fırında, haşlama
kullanılan pişirme yöntemi
Kızartma
Tencerede
Et yemeklerinde en sık
Izgara., haşlama
kullanılan pişirme yöntemi
Kızartma
Kepekli ekmek/kepekli makarna vb
Beyaz ekmek/makarna vb
Öncelikle tercih edilen tahıl
Bulgur
ürünleri*
Pirinç
Tam tahıllı ürünler
Evde yemekleri genellikle
*Ebeveynler birden fazla seçenek işaretlemişlerdir. % =
n
180
19
122
49
91
%
90.5
9.5
61.0
24.5
45.5
21
10.5
68
37
9
46
42
98
10
146
10
7
113
12
8
48
79
106
70
60
59.6
32.5
7.9
23.5
21.4
50.0
5.1
89.6
6.1
4.3
85.0
9.0
6.0
24.0
39.5
53.0
35.0
30.0
∑
Araştırmaya katılanların % 90.5’i evde yemekleri kendisi hazırlamaktadır. Katılımcıların
gıda hazırlama ile ilgili bilgileri incelendiğinde % 61.0’ının yemek hazırlarken çocukların
günlük besin ihtiyacını karşılamasına dikkat ettiği, % 59.6’sının evde genellikle zeytinyağı
tükettikleri görülmektedir. Ailelerin % 50.0’ının haftada birkaç kez ceviz, fındık, fıstık vb
ürünleri tüketime, % 89.6’sını sebze yemeklerini tencerede pişirdiği, % 85.0’ının et
yemeklerini tencere yemeği şeklinde pişirdiği ve % 53.0’ının en çok bulguru tercih ettikleri
belirlenmiştir.
43
Özdoğan (1991), Amasya ili merkez sağlık ocağı bölgesinde oturan 300 ailenin bazı
beslenme alışkanlıklarını ve besin hazırlama yöntemlerini belirlemek amacıyla yaptığı
araştırmada; ailelerin
% 5.7’sinin eti genellikle ızgara yaparak, % 6.7’sinin yağda
kızartarak, % 11.3’ünün haşlama yaparak, % 52.3’ünün sebze yemekleri içinde pişirerek
tükettiklerini belirlemiştir.
Yapılan iki çalışmanın bulguları birbiri ile benzerlik göstermektedir. Elde edilen verilere
göre etin çoğunlukla tencere yemeği şeklinde pişirildiği söylenebilir.
44
Araştırmaya katılan çocukların beslenme özelliklerine göre dağılımları Tablo 9’da
sunulmuştur.
Tablo 9. Çocuğun Bazı Beslenme Alışkanlıklarına Göre Dağılım
Çocuğun tüketmeyi
reddettiği besin maddeleri
Çocuğun tabağında artık
bırakma durumu
Çocuğun yemeğini bitirmek
istemediği zaman ebeveyn
Annenin çocuğuna evde
kahvaltı yaptırma durumu
Çocuğun günde kaç öğün
tükettiği
Çocuğun günde kaç porsiyon
meyve tükettiği
Çocuğun günde kaç porsiyon
sebze tükettiği
Çocuğun günde kaç porsiyon
süt ve süt ürünleri tükettiği
Çocuğun et ve kuru
baklagilleri ne sıklıkla
tükettiği
Çocuğuna vitamin ve mineral
takviyesi
Çocuğun asitli içecekler
tüketim sıklığı
Çocuğun şeker ve çikolata
gibi ürünleri tüketim sıklığı
Et, kurubaklagil
Sebze
Balık
Meyve çeşitleri
Süt ve ürünleri
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamaz
Hasta ise zorlar
Okulda verilen kahvaltıyı yetersiz
Bulduğu için her gün evde yaptıranlar
Okulda verildiği için gerek duymayanlar
Zamanı olursa kahvaltı hazırlayanlar
2
3
4
5
6
Saymayan/dikkat etmeyen
1
2
3 ve daha fazlası
Saymayan/dikkat etmeyen
1
2
3 ve daha fazlası
Saymayan/dikkat etmeyen
1
2
3 ve daha fazlası
Saymayan/dikkat etmeyen
Haftada bir kez
Haftada iki kez
Haftada üç ve daha fazlası
Yapar
Yapmaz
Her zaman
Nadiren
Tüketmiyor
Her gün
Haftada birkaç kez
Tüketmiyor
n
34
86
33
11
5
43
123
31
19
64
21
27
21
1
69
%
17.0
43.0
16.5
5.5
2.5
21.8
62.4
15.7
12.4
41.8
13.7
17.6
13.7
.7
35.6
51
13
10
63
58
43
15
8
76
82
21
10
121
37
8
22
49
95
38
8
65
70
62
42
154
5
94
96
38
147
14
26.3
6.7
5.1
32.0
29.4
21.8
7.6
4.1
40.2
43.4
11.1
5.3
64.4
19.7
4.3
11.7
25.8
50.0
20.0
4.2
33.0
35.5
31.5
21.4
78.6
2.6
48.2
49.2
19.1
73.9
7.0
Ebeveynlerin çocuklarının % 43’ünün tüketmeyi en çok reddettiği yiyeceğin sebzeler
olduğu, % 62.4’ünün tabakta nadiren artık bıraktığı ve % 41.8’inin yemeğini bitirmek
45
istemediğinde kendi isteğine bıraktığı saptanmıştır. Çocuklarının beslenme özelliklerine
göre ebeveynlerin % 35.6’sının okulda verilen kahvaltıyı yetersiz bulduğu için çocuğuna
her gün mutlaka kahvaltı yaptırdığı, % 32.0’ının çocuğunun günde 3 öğün yemek tükettiği
belirlenmiştir. Çocukların % 43.4’ünün günde 2 porsiyon meyve tükettiği, % 64.4’ünün
günde 1 porsiyon sebze tükettiği, % 50’sinin günde 2 porsiyon süt ve süt ürünleri tükettiği,
% 35.5’inin haftada iki kez et ve kurubaklagilleri tükettiği saptanmıştır. Ebeveynlerin %
78.6’sının çocuğuna vitamin ve mineral takviyesi yapmadığı, % 49.2’sinin çocuğunun
asitli içecekler tüketmediği ve % 73.9’unun haftada birkaç kez çocuğunun şeker ve
çikolata gibi ürünleri tükettiğini ifade etmiştir.
Aygün (1994)’ün beş-altı yaş okul öncesi çocukları için geliştirilecek beslenme eğitimi
programlarının çocukların beslenme ile ilgili bilgi, tutum ve davranışlarına etkisi konulu
çalışmasında; kontrol grubundaki çocukların en çok artık bıraktıkları yiyeceğin % 60
oranıyla pırasa olduğunu, deney grubundaki çocukların % 95’inin, kontrol grubundakilerin
ise % 80’inin her gün meyve yediklerini; deney grubundaki çocukların % 86’sının,
kontrol grubundaki çocukların % 92’sinin sabahları kahvaltı yaptıklarını tespit etmiştir.
Özdoğan (1991), Amasya ili merkez sağlık ocağı bölgesinde oturan 300 ailenin bazı
beslenme alışkanlıklarını ve besin hazırlama yöntemlerini belirlemek amacıyla yaptığı
araştırmada; ailelerin % 90.3’ünün günde 3 öğün yemek yediğini belirtmiştir. Güneyli
(1988), 4-6 yas grubu çocuklarında beslenme alışkanlıkların etkileyen faktörleri belirlemek
üzere yaptığı çalışmada; çocukların % 61.4’ünün sofraya konulan yemekleri seçmeden
yemelerine karşın % 38.5’inin bazı yemekleri yemediklerini belirtmiştir. Seçilen ve
yenilmek istenmeyen yemeklerin başında sebzelerin (% 49.1) geldiğini, bunu sırasıyla et,
süt, yoğurt, yumurta ve meyvenin takip ettiğini saptamıştır.
Ünal (1995), yaptığı bir araştırmada çocukların tüketmek istemedikleri yemeklerin basında
% 33.99 oran ile sebze yemekleri geldiğini bunu sırasıyla kızartma et yemekleri ve
haşlama et yemeklerinin takip ettiğini saptamıştır. Demirkaynak (2004)’ın yapmış olduğu
çalışmasının bulguları incelendiğinde çocukların büyük bir çoğunluğunun (% 83.00) üç
ana öğün yemek yemekte ve ara öğün yapmakta olduğu (% 89.00) belirlenmiştir.
Bu çalışmaların sonuçları yapılan çalışma ile benzerlik göstermektedir. Yapılan
çalışmalarda çocukların çoğunluğunun günde 3 ana öğün yemek tükettikleri saptanmıştır.
Bununla birlikte çocukların tüketmekten hoşlanmadıkları besin maddelerinin başında
sebzeler olduğu belirlenmiştir.
46
Ailelerin yemek yeme alışkanlıklarına göre dağılımları Tablo 10’da sunulmuştur.
Tablo 10. Ailelerin Yemek Yeme Alışkanlıklarına Göre Dağılım
Evde yemek yeme saatleri
Yemek saatlerinde aile
bireyleri sofraya
Fast food tüketim sıklığı
Ev dışında yemek yeme
sıklığı
Hafta sonları düzenlidir
Bazen aksayabilir
Her zaman düzenlidir
Her zaman beraber oturur
Hafta sonları beraber oturur
Hiç beraber oturmaz
Haftada bir kez
Ayda bir kez
Ayda birkaç kez
Tüketmeyen
Haftada bir kez
Ayda bir kez
Ayda birkaç kez
Tüketmeyen
n
29
101
68
119
70
8
55
68
30
42
70
61
43
22
%
14.6
51.0
34.3
60.4
35.5
4.1
28.2
34.9
15.4
21.5
35.7
31.1
21.9
11.2
Katılımcıların % 51.0’ı evde yemek saatlerinin bazen aksayabildiğini, % 60.4’ü evde her
zaman aile bireylerinin yemek saatinde sofraya birlikte oturduğunu belirtmiştir. Ailelerin
% 34.9’unun ayda birkaç kez fast food tükettiği, % 35.7’sinin haftada bir kez ev dışında
ailece yemek yediği belirlenmiştir.
Ünal (1995), yaptığı bir araştırmada ailelerin % 88.24’ünün yemek saatlerinin düzenli
olduğunu saptamıştır. Bu durumun çocukların beslenme konusunda düzenli yemek yeme
davranışlarının geliştirilmesi açısından önemli olduğunu belirtmiştir.
Gündüz ve Emir (2010) dondurulmuş gıda tüketimini etkileyen faktörleri araştırmak üzere
yaptığı bir çalışmada çalışan kadınların yemek yapmak yerine fast food tarzı hazır besinleri
daha çok tükettiğini saptamışlardır.
Yapılan bu çalışmaların sonuçları benzerlik göstermektedir. Evde yemek yeme saatlerinin
düzenli olması çocukların beslenme alışkanlıklarını olumlu yönde etkilemektedir
denilebilir.
47
Ebeveynlerin eğitim durumuna göre satın alma ve yemek yeme alışkanlıklarının
değerlendirilmesi Tablo 11’de sunulmuştur.
Tablo 11. Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Yiyecek Satın Alma ve Yemek Yeme
Alışkanlıkları
Sorular
Markası
Üretim ve tüketim tarihi
İçindekiler
Besin etiketi
Markası
Üretim ve tüketim tarihi
Ambalajlı ürün satın alırken dikkat
İçindekiler
edilen 2. unsur
Besin etiketi
Markası
Markasın
Üretim ve tüketim tarihi
Ambalajlı ürün satın alırken dikkat İçindekiler
edilen 3. unsur
Besin etiketi
Fiyatı
Tüketici danışma hattı
Tazeliği
Görüntüsü
Sebze ve meyve satın alırken
Rengi
dikkat edilen noktalar
Zedelenmemiş olması
Büyüklüğü
Her zaman
Gıda alışverişlerini çocuklarıyla
Çok nadir
yaptığı olur mu?
Hayır olmuyor
Çocukların günlük besin
ihtiyacını karşılamasına
Ailesi için yemek hazırlarken nelere Doyurucu olmasına
dikkat eder?
Sevilen yemek olmasına
Herhangi bir şeye dikkat etmez
Elimdeki ürünleri değerlendirir
Kepekli ekmek/makarna vb
Beyaz ekmek/makarna vb
Hangi tahıl ürünlerinin tercih
Bulgur
edildiği
Pirinç
Tam tahıllı ürünler
Gıda alışverişi yaparken mevsimi
Evet
olmayan ürünler satın alır mı?
Hayır
Ambalajlı ürün satın alırken dikkat
edilen 1.unsur
48
Eğitim durumu
Ortaöğretim Üniversite
ve altı
ve üstü
n
%
n
%
48 49.0 48
58.5
43 43.9 26
31.7
5
5.1
7
8.5
2
2.0
1
1.2
12 14.5
7
9.1
46 55.4 44
57.1
18 21.7 22
28.6
5
6.0
3
3.9
2
2.4
1
1.3
6
9.5
5
7.1
2
3.2
7
10.0
31 49.2 33
47.1
10 15.9 13
18.6
13 20.6 11
15.7
1
1.6
1
1.4
97 93.3 89 100.0
25 24.0 13
14.6
7
6.7
13
14.6
13 12.5 13
14.6
1
1.0
3
3.4
51 49.0 68
76.4
50 48.1 21
23.6
3
2.9
0
0.0
62
59.6
57
64.0
32
49
30.8
47.1
14
37
15.7
41.6
9
8.7
11
12.4
30
41
53
34
24
28.8
39.4
51.0
32.7
23.1
16
34
46
32
34
18.0
38.2
51.7
36.0
38.2
45
43.7
57
64.0
58
56.3
32
36.0
“Ambalajlı ürün satın alırken önem sırasına göre dikkat edilen 1.unsur” ifadesine eğitim
durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 49.0’u; üniversite ve üstü olanların %
58.5’i markası cevabını verdikleri görülmektedir.
“Ambalajlı ürün satın alırken dikkat edilen 2.unsur” ifadesine eğitim durumu ortaöğretim
ve altı olan katılımcıların % 55.4’ü; üniversite ve üstü olanların % 57.1’i üretim ve tüketim
tarihi olarak belirtmişlerdir.
“Ambalajlı ürün satın alırken dikkat edilen 3.unsur” ifadesine eğitim durumu ortaöğretim
ve altı olan katılımcıların % 49.2’si; üniversite ve üstü olanların % 47.1’i içindekiler
olduğunu ifade etmişlerdir.
Eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 93.3’ü; üniversite ve üstü
olanların tamamı gıda alışverişinde sebze ve meyve satın alırken tazeliğine dikkat ettikleri
saptanmıştır.
“Gıda alışverişlerinizi çocuklarınızla yaptığınız olur mu?” sorusuna eğitim durumu
ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 49.0’u; üniversite ve üstü olanların % 76.4’ü her
zaman cevabını vermiştir.
“Aileniz için yemek hazırlarken nelere dikkat edersiniz?” sorusuna eğitim durumu
ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 59.6’sı; üniversite ve üstü olanların % 64.0’ü
çocukların günlük besin ihtiyacını karşılamasına cevabını verdikleri saptanmıştır.
Eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 51.0’sinin; üniversite ve üstü
olanların % 51.7’sinin bulgur tüketmeyi tercih ettikleri görülmektedir.
“Gıda alışverişi yaparken mevsimi olmayan ürünler satın alır mısınız?” sorusuna eğitim
durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 56.3’ünün hayır, üniversite ve üstü
olanların % 64.0’ünün evet cevabını verdikleri belirlenmiş ve istatistiksel olarak anlamlı
farklılık bulunmuştur (p<0.05). Bu durumun gelir seviyesi yüksek olan çalışan kadınların
pişirilmesi daha az zaman alan hazır veya dondurulmuş gıdaları tercih etme
olasılıklarından kaynaklanabileceği düşünülmektedir. Gıda endüstrisinin gelişmesi ile
birlikte gelir düzeyi yüksek olan bireylerin mevsimi dışında dondurulmuş veya ithal
ürünleri satın alabilmektedirler.
Uğur (2001) 1000 evli kadın üzerinde yaptığı çalışmada, kadınların evlerinde pişirme
yöntemi olarak fırınlamayı her gün kullananların oranını % 10.3; haftada 1-2 kez
yapanların oranını
% 59.3; ayda 1-2 kez yapanların oranını % 29.9 olarak saptamıştır.
49
Sürücüoğlu (1986), aile beslenmesinde kadının rolünü belirlemek amacıyla. Ankara ilinde
bazı bakanlıklarda çalışan 215 evli kadın üzerinde yaptığı çalışmada; sebzeleri pişirmek
için kurallarına göre hazırlayanlarla, hazırlamayanlar arasında eğitim seviyesinin önemli
olduğu belirtilmiştir.
Bu üç çalışmanın sonuçları benzerlik göstermektedir. Bu sonuçlara göre eğitimin beslenme
üzerinde etki yarattığı söylenebilir.
50
Tablo 12’de ebeveynlerin eğitim durumuna göre çocuklarının beslenme alışkanlıklarının
incelenmesinden elde edilen bulgular sunulmuştur.
Tablo 12. Ebeveynin Eğitim Durumuna Göre Beslenme Alışkanlıklarının İncelenmesi
(n=200)
Eğitim durumu
Ortaöğretim Üniversite
ve altı
ve üstü
n
%
n
%
Sorular
Evde genellikle hangi yağ
tercih ediliyor?
Çocuklarıyla beraber ne
sıklıkla fast food tüketiyorlar?
Ev dışında ne sıklıkla yemek
yiyorlar?
Ceviz, fındık, fıstık vb ürünler
ne sıklıkla tüketiliyor?
X2
Zeytinyağı
41
60.3
25
56.8
Ayçiçeği yağı
Tereyağı, mısırözü yağı,
margarin
Haftada bir kez
Ayda bir kez
Ayda birkaç kez
Tüketmiyoruz
Haftada bir kez
Ayda bir kez
Ayda birkaç kez
Tüketmiyoruz
Her gün
Haftada bir kez
Haftada birkaç kez
Tüketmiyoruz
20
29.4
17
38.6 1.842
7
10.3
2
4.5
40
24
12
25
42
29
16
16
23
22
49
7
39.6
23.8
11.9
24.8
40.8
28.2
15.5
15.5
22.8
21.8
48.5
6.9
14
39
17
17
27
30
24
5
22
19
44
3
16.1
44.8 17.53
19.5
19.5
31.4
34.9 9.185
27.9
5.8
25.0
21.6 1.222
50.0
3.4
P
.398
.001*
.027*
.748
*p≤0.05
Eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan ebeveynlerin % 39.6’sı haftada bir kez; üniversite
ve üstü olanların % 44.8’i ayda bir kez çocuklarıyla beraber fast-food tükettiklerini
belirtmişlerdir ve bu farklılık istatistiksel olarak önemlidir (p<0.05). Buna göre eğitim
durumu yükseldikçe fast food tüketiminin azaldığı görülmektedir.
“Ev dışında ne sıklıkla yemek yiyorsunuz?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve altı
olan katılımcıların % 40.8’inin haftada bir kez; üniversite ve üstü olanların % 34.9’unun
ayda bir kez cevabını verdikleri saptanmıştır. Yapılan X2 testi sonucunda da farklılık
önemli bulunmuştur (p<0.05). Ayrıca çocuk sayısına göre ev dışında yemek yeme sıklığı
incelendiğinde çocuk sayısı arttıkça dışarıda yemek yiyen ailelerin sayısının azaldığı
görülmüştür (X2=14.582, p=.024).
Tepe (2010)’nin okul öncesi kurumlarındaki çocukların annelerinin ve öğretmenlerinin
çocuk beslenmesine ilişkin görüşlerini araştırmak amacıyla yaptığı çalışmanın bulgularına
göre okul öncesi kurumlarında çalışan öğretmenlerin ve ailelerin çocuk beslenmesine
ilişkin görüşlerinin karşılaştırılmasında, çeşitli öğrenim düzeyine sahip aile ve
51
öğretmenlerin düzenli ve dengeli beslenme görüşleri arasında, anlamlı farklılık olmadığı
belirlenmiştir. Aileler ve öğretmenler ailenin çocuğa doğru beslenme davranışı sergilemesi
için örnek olması gerektiğini belirtmişlerdir.
52
Ebeveynlerin eğitim durumuna göre çocuklarının beslenme alışkanlıklarının incelenmesi
sonucu elde edilen bulgular Tablo 13’te sunulmuştur.
Tablo 13. Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Çocukların Beslenme Alışkanlıkları
Eğitim durumu
Ortaöğretim Üniversite
ve altı
ve üstü
n
%
n
%
Sorular
Çocuğunuzun evde kahvaltı
yapma durumu nasıldır?
Çocuğunuz günde kaç öğün
tüketir?
Çocuğunuz günde kaç porsiyon
meyve tüketiyor?
Çocuğunuz günde kaç porsiyon
sebze tüketiyor?
Çocuğunuz günde kaç porsiyon
süt ve süt ürünleri tüketiyor?
Çocuğunuz et ve kuru
baklagilleri ne sıklıkla
tüketiyor?
Çocuğunuza vitamin ve mineral
takviyesi yapıyor musunuz?
Çocuğunuz ne sıklıkla asitli
içecekler tüketiyor?
Çocuğunuz şeker ve çikolata
gibi ürünleri hangi sıklıkla
tüketiyor?
Çocuğun istediği her şeyi
tüketmesine izin veriyor
musunuz?
Okulda verilen kahvaltıyı
yetersiz bulduğum için her
gün mutlaka yaptırırım
Okulda verildiği için gerek
duymam
Zamanım olursa hazırlarım
Çocuğum okula geç
kalmaması için yaptırmam
2
3
4
5
6
Saymıyorum
1
2
3 ve daha fazla
Saymıyorum
1
2
3 ve daha fazla
Saymıyorum
1
2
3 ve daha fazla
5
Haftada birkez
Haftada iki kez
Haftada üç ve daha fazla
Evet
Hayır
Her zaman
Nadiren
Tüketmiyor
Her gün
Haftada birkaç kez
Tüketmiyor
Evet veririm
Hayır vermem
Nadiren veririm
53
35
35.4
30
34.1
27
27.3
23
26.1
8
8.1
5
5.7
29
29.3
30
34.1
7
27
25
23
14
5
39
44
10
7
57
22
3
18
30
49
20
3
45
31
26
19
83
1
53
49
11
86
7
10
45
48
6.9
26.7
24.8
22.8
13.9
5.0
39.0
44.0
10.0
7.0
57.0
22.0
3.0
18.0
29.4
48.0
19.6
2.9
44.1
30.4
25.5
18.6
81.4
1.0
51.5
47.6
10.6
82.7
6.7
9.7
43.7
46.6
3
35
27
20
1
3
36
34
10
3
60
15
5
4
19
40
18
5
20
32
36
21
66
4
35
46
26
55
7
8
44
36
3.4
39.3
30.3
22.5
1.1
3.4
43.4
41.0
12.0
3.6
71.4
17.9
6.0
4.8
23.2
48.8
22.0
6.1
22.7
36.4
40.9
24.1
75.9
4.7
41.2
54.1
29.5
62.5
8.0
9.1
50.0
40.9
Tablo 13. (devamı) Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Çocukların Beslenme
Alışkanlıkları
Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler
tüketmenin önemli olduğu
konusunda konuşur musunuz?
Çocuğuyla yiyeceklerin besin
değerleri hakkında konuşur
musunuz?
Konuşurum
95
93.1
84
97.7
Konuşmam
7
6.9
2
2.3
74
20
9
23
54
27
50
49
4
19
44
24
4
3
19
66
19
11
35
8
71.8
19.4
8.7
22.1
51.9
26.0
48.5
47.6
3.9
18.3
42.3
23.1
3.8
2.9
18.3
63.5
18.3
12.9
41.2
9.4
74
8
5
5
44
39
63
20
4
14
38
9
5
1
22
53
11
8
27
11
85.1
9.2
5.7
5.7
50.0
44.3
72.4
23.0
4.6
15.7
42.7
10.1
5.6
1.1
25.6
61.6
12.8
12.5
42.2
17.2
17
20.0
10
15.6
13
1
15.3
1.2
8
0
12.5
0.0
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Hafta sonları düzenlidir
Evde yemek yeme saatleriniz
Bazen aksayabilir
düzenle midir?
Her zaman düzenlidir
Evet her zaman
Yemek saatlerinde aile bireyleri
Hafta sonları her zaman
sofraya beraber mi oturuyor?
Hayır
Et ürünler
Sebze
Çocuğun yemeği reddettiği
Balık
besin maddeleri nelerdir?
Meyve çeşitleri
Süt ve ürünleri
Genellikle bırakır
Çocuğun tabağında artık
Nadiren bırakır
bırakma durumu nedir?
Bırakmaz
Yemesi için ödül veririm
Kendi isteğine bırakırım
Çocuğunuz yemeğini bitirmek Yemesi için zorlarım
istemediği zaman ne
Yemeğin çeşidine göre ısrar
yaparsınız?
ederim
Hasta ise zorlamam
Hasta ise zorlarım
“Çocuğun evde kahvaltı yapma durumu nasıldır?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve
altı olan katılımcıların % 35.4’ü; üniversite ve üstü olanların % 34.1’i okulda verilen
kahvaltıyı yetersiz bulduğum için her gün mutlaka yaptırırım cevabını verdikleri
görülmektedir.
Eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 26.7’sinin, üniversite ve üstü
olanların % 39.3’ünün çocuklarının günde 3 öğün yemek tükettikleri saptanmıştır.
Eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 44.0’ı, üniversite ve üstü olanların
% 41.0’ı çocuğunun günde 2 porsiyon meyve tükettiğini belirtmiştir.
Günlük sebze tüketim durumu eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların
çocuklarında % 57.0, üniversite ve üstü olanların çocuklarında ise % 71.4 1 porsiyon
olarak belirlenmiştir.
54
Süt ve süt ürünlerinin günlük tüketim durumu eğitim düzeyi ortaöğretim ve altı olan
katılımcıların % 48.0’inin, üniversite ve üstü olanların çocuklarının % 48.8’inin 2 porsiyon
olduğu saptanmıştır.
Et ve kuru baklagillerin tüketimleri de eğitim düzeyi ortaöğretim ve altı olan katılımcıların
çocuklarında haftada bir kez (% 44.1), üniversite ve üstü olanların çocuklarında haftada üç
ve daha fazla (% 40.9) olarak belirlenmiştir.
“Çocuğunuza vitamin ve mineral takviyesi yapıyor musunuz?” sorusuna eğitim durumu
ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 81.4’ü, üniversite ve üstü olanların % 75.9’u hayır
cevabını vermiştir.
Asitli içeceklerin tüketilme durumu eğitim düzeyi ortaöğretim ve altı olan katılımcıların
çocuklarında % 51.5 nadiren olarak saptanmış, eğitim düzeyi üniversite ve üstü olanların
çocuklarının % 54.1’inde ise tüketilmediği belirtilmiştir.
Eğitim düzeyi ortaöğretim ve altı olan katılımcıların çocuklarının % 82.7’sinin; üniversite
ve üstü olan katılımcıların çocuklarının ise % 62.5’inin haftada birkaç kez şeker ve çikolata
gibi ürünler tükettikleri belirlenmiştir.
“Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda tartışır mısınız?”
sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 93.1’i, üniversite ve üstü
olanların % 97.7’si evet cevabını vermiştir.
“Çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşur musunuz?” sorusuna eğitim
durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 71.8’i, üniversite ve üstü olanların %
85.1’i evet konuşuruz cevabını vermiştir.
“Yemek saatlerinde aile bireyleri sofraya beraber mi oturuyor?” sorusuna eğitim durumu
ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 48.5’i, üniversite ve üstü olanların % 72.4’ü evet
her zaman cevabını vermiştir.
“Çocuğun yemeği reddettiği besinler nelerdir?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve
altı olan katılımcıların % 42.3’ü; üniversite ve üstü olanların % 42.7’si sebze cevabını
vermiştir.
“Çocuğunuz yemeğini bitirmek istemediği zaman ne yaparsınız?” sorusuna eğitim durumu
ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 41.2’si, üniversite ve üstü olanların % 42.2’si
kendi isteğine bırakırım cevabını vermiştir.
55
Araştırmanın verileri incelendiğinde eğitim durumu üniversite ve üstü olan katılımcıların
diğer gruba göre, yemek yeme saatlerinde aile bireylerinin sofraya daha düzenli olarak
beraber oturdukları, çocuklarının günlük sebze tüketimlerinin daha düzenli olduğu ve
günlük öğün sayılarının daha fazla olduğu görülmektedir.
Özcan (1979)’ın, Yenimahalle Kreş ve Gündüz Bakımevindeki 5-6 yaş okul öncesi çağı
çocukları için geliştirilen Beslenme Eğitimi Programı’nın, çocukların beslenme bilgilerine
ve yemek yeme durumlarına etkisi üzerine yaptığı bir çalışmada; beslenme eğitimi alan ve
almayan çocukların yemek yeme ve artık bırakma durumlarını 5 gün süresince eğitim
öncesi ve sonrası gözlemiştir. Gözlemlere göre kurumda en fazla sebze yemeklerinin artık
bırakıldığı saptanmıştır. Çocukların evdeki sebze yemeklerini yememelerinin durumla
ilişkili olabileceği vurgulanmış olup ayrıca anne ve babaların da sebze yemeyerek
çocuklarına kötü beslenme alışkanlıkları kazandırdıkları saptanmıştır.
Bu iki çalışmanın sonuçları benzerlik göstermektedir. Buna göre çocukların tabaklarında
en fazla artık bıraktıkları besinlerin sebzeler olduğu söylenebilir.
56
Tablo 14’te araştırmaya dahil olan 3-6 yaş grubundaki 200 okul öncesi çocuğun günlük
enerji ve besin öğesi alımları sunulmuştur.
Tablo 14. Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğeleri Değerleri (n=200)
Enerji (kcal)
Protein (g)
Yağ (g)
Karbon hidrat (g)
Vit. A (mcg)
Karoten (mg)
Vit. E (mg)
Vit. B1 (mg)
Vit. B2 (mg)
Vit. B6 (mg)
Folik asit (mcg)
Vit. C (mg)
Sodyum (mg)
Potasyum (mg)
Kalsiyum (mg)
Magnezyum (mg)
Fosfor (mg)
Demir (mg)
Çinko (mg)
Minimum Maximum Mod Medyan Ort.
Ss
702.70
3608.80 838.50 1431.85 1455.53 474.62
24.70
128.50
49.10
54.00
57.81
18.99
19.10
189.20
59.20
59.65
65.65
29.52
63.60
377.50
156.60 149.10 155.21 52.95
322.20 28206.00 633.70 1351.15 1668.38 2147.48
.20
10.70
2.20
2.45
3.08
2.16
1.30
28.60
2.70
6.50
7.60
4.90
.30
4.30
.50
.60
.67
.38
.60
6.70
1.20
1.20
1.25
.55
.40
3.00
.90
.95
1.07
.45
33.00
520.90
65.80
82.60
90.59
44.09
6.30
2662.60
47.60
84.35 325.96 586.08
775.70 40595.00 3776.50 2681.85 2984.98 3005.11
784.30
4459.10 2362.60 1918.60 2006.62 691.97
197.40
1662.20 337.20 692.35 727.78 247.97
90.60
656.50
188.60 220.05 228.48 80.46
465.40
2076.40 514.00 931.30 981.90 288.10
2.50
22.30
5.30
8.15
8.59
3.08
3.50
22.50
7.80
7.95
8.54
2.95
Araştırmaya katılan çocukların günlük aldığı enerji ve besin değerlerinin ortalamaları şu
şekildedir. Enerji (kcal) 1455.53, protein (g) 57.81, yağ (g) 65.65, karbon hidrat (g)
miktarları ortalaması155.21, vit. A (mcg) 1668.38, karoten (mg) miktarları ortalaması 3.08,
vit. E (mg) miktarları ortalaması 7.60, vit. B1 (mg) 0.67, vit. B2 (mg) 1.25, vit. B6 (mg)
1.07, folik asit (mcg) 90.59, vit. C (mg) 325.96, sodyum (mg) 2984.98, potasyum (mg)
2006.62, kalsiyum (mg) 727.78, magnezyum (mg) 228.48, fosfor (mg) 981.90, demir (mg)
8.59, çinko (mg) 8.54’tür.
57
Tablo 15’te araştırmaya katılan 3-6 yaş grubundaki 200 okul öncesi çocuğun günlük enerji
ve besin öğesi alımlarının, önerilen miktarlar ile karşılanma oranları verilmiştir.
Tablo 15. Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılanma Oranları (n=200)
Enerji (% )
Protein (% )
Yağ (% )
Karbonhidrat (% )
Vit. A (% )
Karoten (%)
Vit. E (%)
Vit. B1 (% )
Vit. B2 (% )
Vit. B6 (% )
Folik asit (% )
Vit. C (% )
Sodyum (% )
Potasyum (% )
Kalsiyum (% )
Magnezyum (% )
Fosfor (% )
Demir (% )
Çinko (% )
Minimum Maximum Mod Medyan Ort.
Ss
48.21
247.58
57.52
98.23 99.85 32.56
154.47
803.63
307.07 337.72 361.57 118.75
37.47
371.18
116.14 117.03 128.80 57.92
29.03
172.33
71.49
68.07 70.85 24.17
46.03
4029.22 90.52 193.01 238.33 306.77
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
36.07
517.04
60.12
72.15 80.74 45.70
67.32
751.78
134.65 134.65 140.15 61.33
81.62
612.12
183.63 193.84 218.52 92.24
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
9.00
3802.77 67.98 120.47 465.55 837.05
38.80
2030.31 188.88 134.13 149.29 150.30
52.28
297.23
157.48 127.89 133.75 46.12
28.71
241.78
49.05 100.71 105.86 36.07
76.17
551.97
158.57 185.01 192.10 67.65
77.57
346.08
85.67 155.22 163.65 48.02
31.28
278.98
66.31 101.96 107.47 38.59
71.23
457.90
158.74 161.79 173.79 60.03
Araştırmaya katılan çocukların günlük aldığı enerji (kcal) karşılanma oranları ortalaması
99.85, protein (g) karşılanma oranları ortalaması 361.57, yağ (g) karşılanma oranları
ortalaması 128.80, karbonhidrat (g) karşılanma oranları ortalaması 70.85, vit. A (mcg)
karşılanma oranları ortalaması 238.33, vit. B1 (mg) karşılanma oranları ortalaması 80.74,
Vit. B2 (mg) karşılanma oranları ortalaması 140.15, vit. B6 (mg) karşılanma oranları
ortalaması 218.52, folik asit (mcg) karşılanma oranları ortalaması 0.00, vit. C (mg)
karşılanma oranları ortalaması 465.55, sodyum (mg) karşılanma oranları ortalaması
149.29, potasyum (mg) 133.75, kalsiyum (mg) karşılanma oranları ortalaması 105.86,
magnezyum (mg) karşılanma oranları ortalaması 192.10, fosfor (mg) 163.65, demir (mg)
karşılanma oranları ortalaması 107.47, çinko (mg) karşılanma oranları ortalaması
173.79’dur. Elde edilen veriler doğrultusunda çocukların karoten, folik asit ve vitamin E
ihtiyaçlarının karşılanmadığı görülmüştür. Bu durumun, çalışmanın yapıldığı günlerde
58
çocukların tükettiği besinlerin karoten, folik asit ve vitamin E bakımından yetersiz
olmasından kaynaklanabileceği düşünülmektedir.
Hasipek (1988a), Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Anaokuluna devam eden 3-6 yaş
arası 40 çocuk üzerinde besin tüketim durumlarını araştırmak, beslenme sorunları olup
olmadığını saptamak ebeveynlerine gerekli önerileri vermek amacıyla yaptığı araştırmada;
deneklerin
% 25’inin kalsiyumu, % 17.50’sinin demiri, % 35’inin vitamin A’yı, %
17.50’sinin vitamin B1’i, % 12.5’inin riboflavini (B2), % 22.50’sinin niasini ve % 10’unun
vitamin C’yi yetersiz düzeyde tükettiklerini saptamıştır. Bu yetersizliklerin nedenini ise,
deneklerin özellikle süt, yoğurt ile sebze ve meyveyi önerilen miktarlardan düşük
düzeylerde tüketmelerine bağlanmıştır.
Arlı (1977)’nın 3-6 yaş grubu çocukları üzerinde yapmış olduğu çalışmasına göre 3-6 yaş
çocuklarının protein ve riboflavin tüketimlerinin yeterli olduğu, ancak hayvansal kaynaklı
protein ve kalsiyum tüketimlerinin yetersiz düzeyde olduğu tespit edilmiştir ve yapılmış
olan bu araştırmanın sonuçları ile benzerlik göstermemektedir. Bunun nedeninin; Arlı
tarafından yapılan çalışmanın yapıldığı zamana göre günümüzde, protein ve kalsiyumun
besinlerle alımının çocuğun gelişiminde önemli olduğunun ebeveynler tarafından daha iyi
kavranmış olabileceğinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
59
Ebeveynlerin eğitim durumuna göre çocuklarının aldığı enerji ve besin öğelerinin
karşılaştırılmasından elde edilen bulgular Tablo 16’da sunulmuştur.
Tablo 16. Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Çocukların Aldığı Enerji ve Besin
Öğelerinin Karşılaştırılması
Enerji (kcal)
Protein (g)
Yağ (g)
Karbonhidrat (g)
Vit. A (mcg)
Karoten (mg)
Vit. E (mg)
Vit. B1 (mg)
Vit. B2 (mg)
Vit. B6 (mg)
Folik asit (mcg)
Vit. C (mg)
Sodyum (mg)
Potasyum (mg)
Kalsiyum (mg)
Magnezyum (mg)
Fosfor (mg)
Demir (mg)
Çinko (mg)
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
Ortaöğretim ve altı
Üniversite ve üstü
n
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
104
89
*p<0,05
60
Medyan
87.44
108.17
89.56
105.69
88.88
106.49
88.99
106.36
92.77
101.94
100.97
92.37
95.07
99.26
92.84
101.87
93.77
100.78
91.13
103.85
95.84
98.36
103.16
89.80
95.47
98.79
95.65
98.57
96.44
97.65
96.95
97.06
94.58
99.83
89.80
105.42
89.52
105.74
U
P
3634.000
.010*
3854.500
.046*
3783.500
.029*
3795.000
.031*
4188.500
.256
4215.500
.286
4427.000
.603
4195.000
.255
4292.000
.383
4018.000
.113
4507.000
.754
3987.000
.098
4469.000
.681
4488.000
.717
4570.000
.881
4622.500
.989
4376.500
.516
3879.000
.053
3850.000
.044*
Tablo 16’da sunulan bulgulara göre eğitim durumu farklı olan çocuk gruplarında alınan
enerji(kcal) miktarı açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmaktadır (p<0.05).
Ebeveyn eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan çocuk gruplarında alınan enerji miktarı
87.44 enerji(kcal), üniversite ve üstü olan çocuk gruplarında 108.17 enerji(kcal) olarak
belirlenmiştir. Buna göre ebeveyn eğitim durumu üniversite ve üstü olan çocuk gruplarında
alınan enerji miktarının daha yüksek olduğu söylenebilir.
Araştırmanın bulgularına göre ebeveynin eğitim durumu farklı olan çocuk gruplarında
alınan protein(g) miktarı bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmaktadır
(p<0.05). Ebeveyn eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan çocuk gruplarının alınan
protein(g) miktarı 89.56; üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının 105.69’dur. Buna göre
ebeveyn eğitim durumu üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının alınan protein(g) miktarı
daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Tablo 16’ya göre ebeveynin eğitim durumu farklı olan çocuk gruplarında alınan yağ(g)
miktarı açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmaktadır (p<0.05). Ebeveyn
eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan çocuk gruplarının alınan yağ (g) miktarı 88.88,
üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının 106.49’dur. Burada ebeveyn eğitim durumu
üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının alınan yağ (g) miktarı daha yüksek olduğu
görülmüştür.
Araştırmanın bulguları incelendiğinde ebeveynin eğitim durumu farklı olan çocuk
gruplarında alınan karbonhidrat (g) miktarı açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık
bulunmaktadır (p<0.05). Ebeveyn eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan çocuk
gruplarının alınan karbonhidrat (g) miktarı 88.99, üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının
106.36’dır. Buna göre ebeveyn eğitim durumu üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının
alınan karbonhidrat (g) miktarı daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Tablo 16’dan elde edilen veriler incelendiğinde ebeveyn eğitim durumu farklı olan çocuk
gruplarında alınan çinko(mg) miktarı açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık
bulunmaktadır (p<0.05). Ebeveyn eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan çocuk
gruplarının alınan çinko (mg) miktarı 89.52; üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının
105.74’tür. Bu sonuçlar doğrultusunda ebeveyn eğitim durumu üniversite ve üstü olan
çocuk gruplarının alınan çinko (mg) miktarı daha yüksek olduğu ifade edilebilir.
Cesur (1992), Ankara Gölbaşı Merkez Sağlık Ocağı bölgesinde 0-3 yaş grubunda çocuğu
olan 150 annenin, çocuk beslenmesi konusundaki bilgi düzeylerinin saptanması amacıyla
61
yaptığı çalışmada; annelerin % 83.3’ü çocuk beslenmesi konusunda herhangi bir sağlık
personelinden yardım istemediğini saptamıştır ancak sağlığı olumsuz yönde etkilediği
kesin olan yetersiz ve dengesiz beslenmenin nedeninin, ekonomik yetersizliğin yanı sıra
bilgi ve uygulama eksikliğine dayandığını da vurgulamıştır.
Yapılan bu çalışmaların bulguları benzerlik göstermektedir. Elde dilen sonuçlara göre
ebeveynin beslenme bilgisi ve eğitim düzeyi çocuklarının beslenmesini olumlu yönde
etkilemektedir. Eğitim seviyesi arttıkça çocukların daha düzenli beslendikleri söylenebilir.
62
Çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşup konuşmama durumuna göre
çocukların aldığı enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılmasından elde edilen bulgular Tablo
17’de sunulmuştur.
Tablo 17. Ebeveynlerin Çocuğuyla Yiyeceklerin Besin Değerleri Hakkında Konuşup
Konuşmama Durumuna Göre Çocuklarının Aldığı Enerji ve Besin Öğelerinin
Karşılaştırılması
Enerji (kcal)
Protein (g)
Yağ (g)
Karbon hidrat (g)
Vit. A (mcg)
Karoten (mg)
Vit. E (mg)
Vit. B1 (mg)
Vit. B2 (mg)
Vit. B6 (mg)
Folik asit (mcg)
Vit. C (mg)
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
63
n
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
Medyan
94.18
118.81
106.57
97.31
100.08
113.77
93.56
122.84
104.53
96.33
110.19
102.77
100.79
93.61
92.07
98.46
103.66
94.83
99.06
104.10
87.87
98.82
95.10
108.87
97.74
106.16
96.90
97.34
99.19
115.33
98.87
98.32
101.73
100.21
91.18
103.00
U
P
5.084
.079
1.150
.563
6.938
.031*
1.592
.451
0.648
.723
0.301
.860
0.820
.664
0.617
.735
0.588
.745
1.372
.504
0.040
.980
0.725
.696
Tablo 17. (Devam) Ebeveynlerin Çocuğuyla Yiyeceklerin Besin Değerleri Hakkında
Konuşup Konuşmama Durumuna Göre Çocuklarının Aldığı Enerji ve Besin
Öğelerinin Karşılaştırılması
Evet konuşuruz
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Potasyum (mg)
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Kalsiyum (mg)
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Magnezyum (mg) Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Fosfor (mg)
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Demir (mg)
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Evet konuşuruz
Çinko (mg)
Çocuğum sorarsa konuşuruz
Hayır konuşmayız
Sodyum (mg)
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
97.48
104.35
103.20
98.79
96.35
106.60
100.19
101.45
82.00
96.58
106.06
108.80
98.22
103.55
97.43
97.80
96.52
116.17
98.43
96.05
110.80
0.462
.794
0.335
.846
1.456
.483
1.192
.551
0.237
.888
1.486
.476
0.741
.690
*p<0,05
Ebeveynlerin çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşup konuşmama
durumuna göre alınan yağ (mg) miktarı bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık
bulunmaktadır (p<0.05). Çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşan
ebeveynlerin çocuklarında alınan yağ (mg) miktarı 93.56; çocuğu sorarsa konuşan
ebeveynlerin çocuklarında 122.84; konuşmayan ebeveynlerin çocuklarında gruplarında
104.53’tür. Elde edilen bulgular doğrultusunda ebeveyninin çocuğuyla yiyeceklerin besin
değerleri hakkında konuştuğu çocuk gruplarında alınan yağ (mg) miktarı en düşük olması
dikkat çekicidir. Obezitenin bir sağlık sorunu olarak ele alındığı günümüzde yağ alımının
sınırlandırılması önem taşımaktadır.
Köroğlu (2009)’nun okul öncesi çocukları üzerine yapmış olduğu çalışmasında ailelerin
çocuklarını çeşitli yiyecekler tüketmeleri konusunda teşvik etme durumu incelendiğinde,
ortalaması 3.66±0.7, yoğunluğu 0-137 aralığında olduğu görülmüştür. Çocukların çeşitli
yiyecekler tüketme durumu incelendiğinde, ortalaması 3.29±0.4, yoğunluğu 0-97
aralığında olduğu saptanmıştır. Ailelerin çeşitli yiyecekler tüketmeleri konusunda
64
çocuklarını teşvik etme durumları ile çocukların çeşitli yiyecekler tüketme durumları
arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fark olmadığı görülmüştür (p>0,05).
Bu iki çalışmadan elde edilen sonuçlar benzerlik göstermektedir. Yapılan çalışmada
ebeveynlerin çocukları ile yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşmaları çocukların
beslenme durumunu yağ alımı dışında etkilememektedir. Köroğlu’nun çalışmasında da
ailelerin çocuklarını çeşitli yiyecekler tüketmeleri konusunda teşvik etmelerinin tüketim
durumunu değiştirmediği bulunmuştur.
65
Tablo 18’de günlük alınan enerji ve besin öğelerinin ebeveynlerin çocuklarının istediği
yiyecekleri tüketmelerine izin verme durumuna göre karşılaştırılmalı analiz sonuçlarından
elde edilen bulgular aşağıda sunulmuştur.
Tablo 18. Ebeveynlerin Çocuklarının İstediği Yiyecekleri Tüketmesine İzin Verme
Durumuna Göre Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması
Enerji (kcal)
Protein (g)
Yağ (g)
Karbon hidrat (g)
Vit. A (mcg)
Karoten (mg)
Vit. E (mg)
Vit. B1 (mg)
Vit. B2 (mg)
Vit. B6 (mg)
Folik asit (mcg)
Vit. C (mg)
Çocuğun istediği yiyeceği
tüketmesine
n
Medyan
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
19
92
87
19
92
87
19
92
87
19
92
87
19
92
87
19
92
87
19
92
87
19
92
87
19
92
87
19
92
87
19
92
87
19
92
87
94.97
100.34
99.60
102.39
97.64
100.84
94.55
100.58
99.44
91.95
101.17
99.39
107.11
92.67
105.06
102.37
95.26
103.36
106.92
102.48
94.73
98.61
100.73
98.40
98.24
96.18
103.29
111.66
94.86
101.75
99.32
97.90
101.23
91.18
100.35
100.42
66
U
P
.138
.933
.193
.908
.174
.917
.408
.815
2.459
.292
.946
.623
1.170
.557
.082
.960
.704
.703
1.607
.448
.151
.927
.443
.801
Tablo 18. (Devam) Ebeveynlerin Çocuklarının İstediği Yiyecekleri Tüketmesine İzin
Verme Durumuna Göre Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin
Karşılaştırılması
Sodyum (mg)
Potasyum (mg)
Kalsiyum (mg)
Magnezyum (mg)
Fosfor (mg)
Demir (mg)
Çinko (mg)
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
İzin verir
İzin vermez
Nadiren izin verir
19
92
87
19
92
87
19
92
87
19
92
87
19
92
87
19
92
87
19
92
87
100.11
96.92
102.10
104.47
96.32
101.78
97.08
96.96
102.71
96.61
98.23
101.48
101.08
95.84
103.03
96.87
98.41
101.23
93.13
99.66
100.72
.368
.832
.564
.754
.488
.784
.197
.906
.720
.698
.153
.926
.275
.871
Ebeveynlerin çocuğunun istediği her şeyi tüketmesine izin verme durumuna göre,
çocukların aldığı enerji besin öğelerinin miktarının değişiklik göstermediği bulunmuş ve
istatistiksel olarak de anlamlı farklılık göstermemektedir (p>0.05).
Köroğlu (2009)’nun okul öncesi dönemi çocuklarında aileden kaynaklanan beslenme
bozukluklarının incelenmesi konulu çalışmasında, çocuklarının abur-cubur yiyecekleri
tüketmelerine izin veren ailelerin ortalaması 2.38±0.3’dir. Abur-cubur yiyecekleri tüketen
çocukların ortalaması 2.89±0.2’dır. Araştırmada, evlerinde şekerli yiyecek bulunduran
ailelerin ortalaması, 2.82±0.2 iken, şekerli yiyecekleri sık tüketen çocukların ortalamasının
3.48±0.6 olduğu görülmektedir.
Bu iki çalışmanın bulguları açısından benzerlik gösterdiği söylenemez. Çocukların sağlıklı
gelişimleri açısından ebeveynlerin evlerinde çocukların sağlığını olumsuz yönde
etkileyecek katkı maddeleri içeren hazır gıdaları bulundurmamaları önerilmektedir.
67
Tablo 19’da ebeveynlerin çocuklarıyla sağlıklı beslenmenin önemi konusunda konuşma
durumuna göre çocukların aldıkları enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılma sonuçları
sunulmuştur.
Tablo 19. Ebeveynlerin Çocuklarıyla Sağlıklı Beslenmenin Önemi Konusunda Konuşma
Durumuna Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin
Karşılaştırılması
Enerji (kcal)
Protein (g)
Yağ (g)
Karbonhidrat (g)
Vit. A (mcg)
Karoten (mg)
Vit. E (mg)
Vit. B1 (mg)
Vit. B2 (mg)
Vit. B6 (mg)
Folik asit (mcg)
Vit. C (mg)
Sodyum (mg)
Potasyum (mg)
Kalsiyum (mg)
Magnezyum (mg)
Fosfor (mg)
Demir (mg)
Çinko (mg)
Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler
tüketmenin önemli olduğu
konusunda
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
Tartışır
Tartışmaz
*p<0,05
68
n
Medyan
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
186
9
95.53
148.94
96.41
130.78
95.38
152.22
96.30
133.22
96.96
119.56
96.72
124.39
96.84
121.89
96.80
122.78
95.28
154.22
96.32
132.67
96.36
131.89
98.98
77.72
96.18
135.56
96.23
134.56
95.36
152.56
96.11
137.11
95.66
146.33
97.40
110.50
97.23
113.83
U
P
378.500
.006*
542.000
.074
349.000
.003*
520.000
.055
643.000
.241
599.500
.151
622.000
.193
614.000
.170
331.000
.002*
525.000
.058
532.000
.065
654.500
.270
499.000
.041*
508.000
.047*
346.000
.003*
485.000
.033*
402.000
.009*
724.500
.496
694.500
.389
Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda tartıştığını belirten
ebeveynlerin çocuklarının aldığı enerji miktarı ile, tartışmadığını belirtenlerin çocuklarının
aldığı enerji miktarı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmaktadır (p<0.05).
Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda konuşmadığını
belirtenlerin çocuklarının aldığı enerji değerlerinin diğer gruba göre daha yüksek olması
dikkat çekicidir. Günlük alınan enerjinin sınırlandırılması obezitenin önlenmesi
bakımından önemlidir.
Sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda çocuğuyla konuştuğunu
belirtenlerin çocuklarının Vitamin B2 değerlerinin alınan miktarı ile, konuşmadığını
belirtenlerin çocuklarının Vitamin B2 değerlerinin alınan miktarı arasında istatistiksel
olarak anlamlı fark bulunmaktadır (p<0.05). Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler tüketmenin
önemli olduğu konusunda tartışmadığını belirtenlerin çocuklarının Vitamin B2 değerlerinin
alınan miktarı diğer gruba göre daha yüksektir.
Araştırma sonuçlarına göre çocuğuyla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu
konusunda tartıştığını belirtenlerin çocuklarının sodyum değerlerinin alınan miktarı ile
tartışmadığını belirtenlerin çocuklarının sodyum değerlerinin alınan miktarı arasında
istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmaktadır (p<0.05). Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler
tüketmenin önemli olduğu konusunda tartışmadığını belirtenlerin çocuklarının aldığı
sodyum değerinin miktarı diğer gruba göre daha yüksektir.
Köroğlu (2009)’nun okul öncesi çocukları üzerine yapmış olduğu çalışmasında ailelerin
çocuklarını ile sağlıklı besinler tüketmenin önemi hakkında tartışması durumu
incelendiğinde ortalaması 3.21±0.4, yoğunluğu 0-99 aralığındadır. Çocukların kendileri
için hangi besinin daha sağlıklı olduğu bilincine sahip olma durumu incelendiğinde
ortalaması 2.14±0.2, yoğunluğu 0-73 aralığında bulunmaktadır. Ailelerin çocukları ile
sağlıklı yiyecekler yemenin önemi hakkında tartışması ile çocukların kendileri için hangi
besinlerin daha sağlıklı olduğu bilincine sahip olma durumu arasında istatistiksel olarak
anlamlı düzeyde fark vardır (p<0.05).
Bu iki çalışmadan elde edilen sonuçlar farklılık göstermektedir. Bu çalışmada ailelerin
çocuklarıyla sağlıklı yiyecekler tüketme konusunda konuşmayan gruplarda bazı besin
öğelerini tüketim oranlarının yüksek olduğu görülmesine rağmen çocukların her zaman
gıda maddelerinin sağlık üzerindeki yararları ve beslenme konusunda bilgilendirilmeleri
önem taşımaktadır.
69
Ebeveynlerin çocuklarıyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşma durumuna göre
günlük alınan enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılmasından elde edilen bulgular Tablo
20’de sunulmuştur.
Tablo 20. Ebeveynlerin Çocuklarıyla Yiyeceklerin Besin Değerleri Hakkında Konuşma
Durumuna Göre Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması
Çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri
hakkında
Enerji (kcal)
Protein (g)
Yağ (g)
Karbon hidrat (g)
Vit. A (mcg)
Karoten (mg)
Vit. E (mg)
Vit. B1 (mg)
Vit. B2 (mg)
Vit. B6 (mg)
Folik asit (mcg)
Vit. C (mg)
Sodyum (mg)
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
n
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
70
Medyan
94.18
118.81
106.57
97.31
100.08
113.77
93.56
122.84
104.53
96.33
110.19
102.77
100.79
93.61
92.07
98.46
103.66
94.83
99.06
104.10
87.87
98.82
95.10
108.87
97.74
106.16
96.90
97.34
99.19
115.33
98.87
98.32
101.73
100.21
91.18
103.00
97.48
104.35
103.20
U
P
5.084
.079
1.150
.563
6.938
.031*
1.592
.451
.648
.723
.301
.860
.820
.664
.617
.735
.588
.745
1.372
.504
.040
.980
.725
.696
.462
.794
Tablo 20. (Devam)Ebeveynlerin Çocuklarıyla Yiyeceklerin Besin Değerleri Hakkında
Konuşma Durumuna Göre Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin
Karşılaştırılması
Potasyum (mg)
Kalsiyum (mg)
Magnezyum (mg)
Fosfor (mg)
Demir (mg)
Çinko(mg)
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
Konuşan
Çocuğu sorarsa konuşan
Konuşmayan
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
151
31
15
98.79
96.35
106.60
100.19
101.45
82.00
96.58
106.06
108.80
98.22
103.55
97.43
97.80
96.52
116.17
98.43
96.05
110.80
.335
.846
1.456
.483
1.192
.551
.237
.888
1.486
.476
.741
.690
*p<0,05
Çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşan ebeveynlerin çocuklarının
günlük aldıkları yağ miktarları ile konuşmayan ebeveynlerin çocuklarının günlük aldığı
yağ miktarları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmaktadır (p<0.05). Çocuğuyla
yiyeceklerin besin değerleri hakkında çocuğu sorarsa konuşanların çocuğunun günlük yağ
miktarını alınan miktarları diğer gruplara göre en yüksektir. Çocuklarda yağ tüketim
oranının günlük gereksinimden fazla olması istenilen bir sonuç değildir. Yağ tüketiminin
fazla olması kalp damar sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmekte ve vücut ağırlığına göre
yağ oranının gereğinden fazla depolanması obezite oluşumunu tetiklemektedir.
Çocukların günlük yağ alımı dışındaki diğer besin öğelerinin alımında
çocuğuyla
yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşanlar ile konuşmayanlar arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir fark bulunmamaktadır (p>0.05).
Köroğlu (2009) yapmış olduğu çalışmasında ailelerin sağlıklı yiyecekler tüketmenin ne
kadar yararlı olduğunu çocuklarıyla konuşmaları ve örnek olmaları ile çocukların
ailelerinin zevkle yediği sağlıklı besinleri çocuklarının da zevkle tüketme durumu arasında
istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fark olmadığını belirtmiştir (p>0.05).
Sürücüoğlu (1986), aile beslenmesinde kadının rolünü belirlemek amacıyla. Ankara ilinde
bazı bakanlıklarda çalışan 215 evli kadın üzerinde yaptığı çalışmada; kadınların %
46.51’nin iyi ve çok iyi, % 43.26’sının yeterli, % 10.33’ünün yetersiz düzeyde beslenme
bilgisine sahip olduğunu bulmuştur.
71
Yapılmış
olan
bu
çalışma
ile
Köroğlu’nun
çalışmasının
sonuçları
benzerlik
göstermemektedir. Ebeveynlerin çocuk beslenmesi konusunda bilgi sahibi olmaları son
derece önemlidir. Ailelerin beslenme konusunda bilgi sahibi olmalarının, hem çocuklarının
gelişimini destekleyeceği hem de çocuklarına yiyeceklerin besin değerleri hakkında bilgi
vermeleriyle çocukların beslenmesini olumlu yönde etkileyeceği düşünülmektedir.
72
Tablo 21’de evde yemek saatlerinin düzenli olup olmama durumuna göre çocukların
aldıkları enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılmasından elde edilen bulgular sunulmuştur.
Tablo 21. Evde Yemek Saatlerinin Düzenli Olup Olmama Durumuna Göre Çocukların
Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması.
Evde yemek yeme saatleri
Enerji (kcal)
Protein (g)
Yağ (g)
Karbon hidrat (g)
Vit. A (mcg)
Karoten (mg)
Vit. E (mg)
Vit. B1 (mg)
Vit. B2 (mg)
Vit. B6 (mg)
Folik asit (µg)
Vit. C (mg)
Hafta sonları düzenlidir
Bazen aksayabilir
Her zaman düzenlidir
Hafta sonları düzenlidir
Bazen aksayabilir
Her zaman düzenlidir
Hafta sonları düzenlidir
Bazen aksayabilir
Her zaman düzenlidir
Hafta sonları düzenlidir
Bazen aksayabilir
Her zaman düzenlidir
Hafta sonları düzenlidir
Bazen aksayabilir
Her zaman düzenlidir
Hafta sonları düzenlidir
Bazen aksayabilir
Her zaman düzenlidir
Hafta sonları düzenlidir
Bazen aksayabilir
Her zaman düzenlidir
Hafta sonları düzenlidir
Bazen aksayabilir
Her zaman düzenlidir
Hafta sonları düzenlidir
Bazen aksayabilir
Her zaman düzenlidir
Hafta sonları düzenlidir
Bazen aksayabilir
Her zaman düzenlidir
Hafta sonları düzenlidir
Bazen aksayabilir
Her zaman düzenlidir
Hafta sonları düzenlidir
Bazen aksayabilir
Her zaman düzenlidir
73
n
Medyan
29
101
68
29
101
68
29
101
68
29
101
68
29
101
68
29
101
68
29
101
68
29
101
68
29
101
68
29
101
68
29
101
68
29
101
68
63.95
96.51
119.10
77.83
99.73
108.40
53.98
100.68
117.16
78.36
94.90
115.35
100.12
94.72
106.34
128.93
94.61
94.21
94.14
98.94
102.62
92.41
98.56
103.92
72.36
101.89
107,52
87.41
97.59
107.49
108.93
95.91
100.82
135.10
95.84
89.75
U
P
19.389
.000*
5.792
.055
24.802
.000*
9.803
.007*
1.675
.433
8.970
.011*
0.465
.793
0.904
.636
8.080
.018*
2.745
.253
1.219
.544
13.576
.001*
Tablo 21. (Devam) Evde Yemek Saatlerinin Düzenli Olup Olmama Durumuna Göre
Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması.
Sodyum (mg)
Potasyum (mg)
Kalsiyum (mg)
Magnezyum
(mg)
Fosfor (mg)
Demir (mg)
Çinko (mg)
Hafta sonları düzenlidir
29
85.55
Bazen aksayabilir
101
95.36
Her zaman düzenlidir
68
111.60
Hafta sonları düzenlidir
29
95.93
Bazen aksayabilir
101
97.27
Her zaman düzenlidir
68
104.34
Hafta sonları düzenlidir
29
80.07
Bazen aksayabilir
101
100.95
Her zaman düzenlidir
68
105.64
Hafta sonları düzenlidir
29
101.45
Bazen aksayabilir
101
94.10
Her zaman düzenlidir
68
106.69
Hafta sonları düzenlidir
29
85.21
Bazen aksayabilir
101
98.78
Her zaman düzenlidir
68
106.67
Hafta sonları düzenlidir
29
94.59
Bazen aksayabilir
101
93.19
Her zaman düzenlidir
68
110.96
Hafta sonları düzenlidir
29
85.34
Bazen aksayabilir
101
97.89
Her zaman düzenlidir
68
107.93
5.280
.071
0.751
.687
4.180
.124
2.002
.368
2.885
.236
4.159
.125
3.324
.190
*p≤0.05
Tablo 21 incelendiğinde çocukların aldığı enerji miktarının evde yemek saatlerinin düzenli
olup olmama durumuna göre anlamlı farklılık gösterdiği görülmektedir. Evde yemek yeme
saatleri her zaman düzenli olan çocukların aldıkları enerji miktarları en yüksek iken sadece
hafta sonları düzenli olanların aldıkları enerji miktarları en düşüktür. Çocuğun aldığı yağ
miktarı evde yemeğin düzenli olma durumuna göre anlamlı farklılık göstermektedir. Evde
yemek yeme saatleri her zaman düzenli olan çocukların aldıkları yağ miktarları en yüksek
iken sadece hafta sonları düzenli olanların aldıkları yağ miktarları en düşüktür. Yağ
tüketiminin ihtiyaç duyulandan fazla olması istenilen bir durum değildir. Elde edilen bu
sonuç evde hazırlanan yiyeceklerde fazla miktarda yağ kullanıldığını ve buna bağlı olarak
çocukların yağ tüketim oranlarının fazla olabileceğini düşündürmektedir.
74
Araştırma sonuçlarına göre çocuğun aldığı karbonhidrat miktarı evde yemeğin düzenli
olma durumuna göre anlamlı farklılık göstermektedir. Evde yemek yeme saatleri her
zaman düzenli olan çocukların aldıkları karbonhidrat miktarları en yüksek iken sadece
hafta
sonları
düzenli
olanların
aldıkları
karbonhidrat
miktarları
en
düşüktür.
Toplumumuzda tahıla dayalı beslenme yaygındır. Çocukların, çalışmanın yapıldığı süre
içinde karbonhidrat içeriği fazla besinleri tüketmiş olmaları, örnekleme dahil edilenlerin de
tahıl ürünlerini fazla tükettikleri yönünde bir kanı gelişmesine neden olmuştur.
Çocuğun aldığı karoten, B2 ve C vitamini miktarı da evde yemeğin düzenli olma durumuna
göre anlamlı farklılık göstermektedir. Öğünleri evde her zaman düzenli olan çocukların
karoten ve B2 miktarları yüksektir. Evde yemek yeme saatleri hafta sonları düzenli
olanlarda ise C vitamini miktarları yüksektir. Bu sonuca göre ebeveynlerin hafta sonları
daha dengeli beslenmeye özen gösterdikleri düşünülmektedir (p<0.05 ).
Çocuğun aldığı protein, vitamin A, vitamin E, vitamin B1, vitamin B6, folik asit, sodyum,
potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor, demir ve çinko miktarları evde yemeğin düzenli
olma durumuna göre farklılık göstermemektedir (p>0.05).
Ünal (1995)’ın Anaokuluna giden 3-6 yas çocuğu olan annelerin yağ tüketimine ilişkin
bilgi ve uygulamalarını belirlemek amacıyla yürüttüğü çalışmasında ailelerin %88.24’ünün
yemek saatlerinin düzenli olduğunu saptamıştır. Bu durum hem çocukların beslenme
konusunda düzenli yemek yeme davranışları geliştirilmesi açısından önemlidir hem de
çocukların besin öğesi alımlarını etkilediği söylenebilir. Bu çalışmada da ailelerin yarıdan
fazlası yemek saatlerinin düzenli olduğunu belirtmiştir.
75
Tablo 22’de yemek saatlerinde aile bireylerinin sofraya birlikte oturup oturmama
durumuna göre çocukların aldıkları enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılmasından elde
edilen bulgular yer almaktadır.
Tablo 22. Yemek Saatlerinde Aile Bireylerinin Sofraya Birlikte Oturup Oturmama
Durumuna Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin
Karşılaştırılması
Yemek saatlerinde aile
bireylerinin sofraya
birlikte oturma durumu
Her zaman
Enerji (kcal)
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Protein (g)
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Yağ (g)
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Karbon hidrat (g) Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Vit. A (mcg)
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Karoten (mg)
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Vit. E (mg)
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Vit. B1 (mg)
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Vit. B2 (mg)
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Vit. B6 (mg)
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Folik asit (mcg) Hafta sonları
Oturmaz
76
n
Medyan
119
70
8
119
70
8
119
70
8
119
70
8
119
70
8
119
70
8
119
70
8
119
70
8
119
70
8
119
70
8
119
70
8
104.82
84.50
139.38
99.93
95.90
112.31
106.56
81.06
143.44
102.33
90.59
123.06
99.06
98.60
101.63
88.75
117.32
91,19
99.36
96.16
118.44
96.56
101.45
113.88
99.96
94.91
120.50
97.84
97.34
130,81
90.11
112.45
113.50
U
P
9.778
.008*
0.675
.714
13.882
.001*
3.353
.187
0.021
.990
11.233
.004*
1.108
.575
.,923
.630
1.544
.462
2.622
.270
7.304
.026*
Tablo 22. (Devam)Yemek Saatlerinde Aile Bireylerinin Sofraya Birlikte Oturup Oturmama
Durumuna Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin
Karşılaştırılması
Her zaman
Vit. C (mg)
Sodyum (mg)
Potasyum (mg)
Kalsiyum (mg)
Magnezyum (mg)
Fosfor (mg)
Demir (mg)
Çinko (mg)
119
70
8
119
70
8
119
70
8
119
70
8
119
70
8
119
70
8
119
70
8
119
70
8
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Hafta sonları
Oturmaz
Her zaman
Hafta sonları
Oturmaz
86.84
119.03
104.56
98.00
99.44
110.00
96.46
100.39
124.63
99.73
95.65
117.44
94.41
103.98
123.75
96.29
101.47
117.75
96.49
101.44
115,00
95.93
102.10
117.50
14.124
.001*
0.339
.844
1.893
.388
1.098
.578
2.814
.245
1.267
.531
0.988
.610
1.394
.498
*p≤0.05
Yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olmayan çocukların aldıkları enerji miktarları
en yüksek iken, hafta sonları yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olanların aldıkları
enerji miktarları en düşüktür. Bu durumun çocukların gün içerisinde enerji değeri yüksek
besinleri tüketmesinden kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir.
Tablo 22 incelendiğinde çocuğun aldığı yağ miktarı yemek saatlerinde aile bireyleriyle
sofrada olma durumuna göre anlamlı farklılık göstermektedir. Yemek saatlerinde aile
bireyleriyle sofrada olmayan çocukların aldıkları yağ miktarları en yüksek iken hafta
sonları yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olanların aldıkları yağ miktarları en
düşüktür. Yağ alımının gerekenden fazla olması istenilen bir durum değildir.
77
Çocuğun aldığı karoten miktarı yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olma durumuna
göre anlamlı farklılık göstermektedir. Hafta sonları yemek saatlerinde aile bireyleriyle
sofrada olan çocukların aldıkları karoten miktarları en yüksektir.
Vitamin C miktarı yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olma durumuna göre anlamlı
farklılık göstermektedir. Hafta sonları yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olan
çocukların aldıkları vitamin C miktarları en yüksek iken her zaman yemek saatlerinde aile
bireyleriyle sofrada olanların aldıkları vitamin C miktarları en düşüktür.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre çocuğun aldığı protein, karbonhidrat, vitamin A,
vitamin E, vitamin B1, vitamin B2, vitamin B6, sodyum, potasyum, kalsiyum,
magnezyum, fosfor, demir ve çinko miktarları yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada
olma durumuna göre anlamlı farklılık göstermemektedir (p>0.05).
Köroğlu (2009)’nun okul öncesi dönemi çocuklarının beslenmesi ile ilgili yapmış olduğu
çalışmasında yemek esnasında aile bireylerinin masada bulunmaları ile çocukların yemek
esnasında masada bulunmaları arasında yapılan analizler sonunda (0.05) anlam düzeyinde
anlamlı bir fark ortaya çıkmadığı saptanmıştır.
Bu iki çalışmanın sonuçları benzerlik göstermemektedir. Yapılan bu çalışmada yemek
saatlerinde aile bireylerinin sofraya beraber oturmalarının çocukların besin alımını
etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.
78
Tablo 23’te çocukların tabaklarında artık bırakma durumuna göre aldıkları enerji ve besin
öğelerinin karşılaştırılmasına ilişkin bulgular sunulmuştur.
Tablo 23. Çocukların Tabaklarında Artık Bırakma Durumuna Göre Aldıkları Enerji ve
Besin Öğeleri Bakımından Karşılaştırılması
Enerji (kcal)
Protein (g)
Yağ (g)
Karbon hidrat (g)
Vit. A (mcg)
Karoten (mg)
Vit. E (mg)
Vit. B1 (mg)
Vit. B2 (mg)
Vit. B6 (mg)
Folik asit (mcg)
Çocuğun tabağında
artık bırakma
durumu
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
79
n
Medyan
43
123
31
43
123
31
43
123
31
43
123
31
43
123
31
43
123
31
43
123
31
43
123
31
43
123
31
43
123
31
43
123
31
112,38
95,04
96,16
100,31
96,96
105,29
112,62
94,43
98,23
101,30
99,68
93,10
95,94
98,61
104,79
80,16
102,48
111,32
100,59
97,65
102,13
98,19
94,56
117,74
93,15
97,68
112,34
105,57
95,39
104,21
90,03
98,72
112,53
U
P
3.041
.219
0.558
.756
3.247
.197
0.420
.811
0.449
.799
6.604
.037*
0.195
.907
4.246
.120
2.234
.327
1.334
.513
2.813
.245
Tablo 23. (devam) Çocukların Tabaklarında Artık Bırakma Durumuna Göre Aldıkları
Enerji ve Besin Öğeleri Bakımından Karşılaştırılması
Vit. C (mg)
Sodyum (mg)
Potasyum (mg)
Kalsiyum (mg)
Magnezyum (mg)
Fosfor (mg)
Demir (mg)
Çinko (mg)
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
Genellikle bırakır
Nadiren bırakır
Bırakmaz
43
123
31
43
123
31
43
123
31
43
123
31
43
123
31
43
123
31
43
123
31
43
123
31
95,14
97,15
111,68
96,86
101,46
92,21
97,79
96,57
110,34
89,57
98,47
114,18
94,48
97,54
111,08
95,05
97,96
108,63
104,64
95,45
105,26
103,72
96,11
103,90
1.859
.395
0.729
.694
1.470
.480
3.384
.184
1.744
.418
1.132
.568
1.271
.530
0.840
.657
(p>0.05)
Çocukların aldığı karoten miktarı tabağında artık bırakma durumuna göre anlamlı farklılık
göstermektedir. Tabağında artık bırakmayanların aldığı karoten miktarı en yüksek iken
genellikle tabağında artık bırakanların aldığı karoten miktarı en düşüktür.
Tablo 23 incelendiğinde çocuğun aldığı enerji, su, protein, yağ, karbonhidrat, vitamin A,
vitamin E, vitamin B1, vitamin B6, folik asit, vitamin C, sodyum, potasyum, fosfor, demir
ve çinko miktarlarının çocuğun tabağında artık bırakma durumuna göre anlamlı farklılık
göstermediği anlaşılmaktadır (p>0.05).
Demirkaynak (2004)’ın araştırmasının bulgularına göre araştırmaya alınan çocukların
% 38.46’sının iştahı olmaması, % 15.39’unun sevmediği yemek olduğu zaman, %
8.33’ünün alışkanlık haline getirmesi gibi nedenlerle tabağında artık bıraktığı saptanmıştır.
Annelerin öğrenim durumlarına göre incelendiğinde ortaöğretim mezunu annelerin %
80
37.10’unun çocuklarının iştahı olmaması, % 22.58’inin tabağında fazla besin bulunması, %
12.90’ının alışkanlık haline getirmesi nedeniyle tabağında artık bıraktığı, yüksekokul
mezunu annelerin ise % 39.36’sının çocuklarının iştahı olmaması, % 27.66’sının tabağında
fazla besin bulunması, % 18.09’unun sevmediği yemek olması nedeniyle artık bıraktığı
belirlenmiştir.
İki çalışmanın verileri çocukların tabaklarında artık bırakma durumlarına göre benzerlik
göstermiştir. Yapılan bu çalışmada çocukların tabaklarında artık bırakmalarının günlük
besin alımlarını karoten dışında etkilemediği belirlenmiştir.
81
Tablo 24’te çocuğun yemeği bitirmek istemediği durumlarda ebeveynin yaklaşımına göre
çocukların aldıkları enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılması sunulmuştur.
Tablo 24. Çocuğun Yemeği Bitirmek İstemediği Durumlarda Ebeveynin Yaklaşımına Göre
Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması
Çocuk yemeğini bitirmek
istemediği zaman ebeveyn
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Enerji (kcal)
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Protein (g)
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Yağ (g)
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Karbon hidrat (g) Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Vit. A (mcg)
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Karoten (mg)
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Vit. E (mg)
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Vit. B1 (mg)
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
82
n
Medyan
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
74.53
70.19
87.24
77.39
85.64
68.29
74.31
86.57
77.13
79.71
79.03
70.96
89.14
78.30
76.14
66.95
73.18
79.05
74.17
95.71
57.58
78.10
72.83
80.17
87.69
57.21
82.71
70.36
83.87
71.69
60.76
75.57
80.95
77.67
87.62
65.42
75.23
81.07
78.98
82.64
U
P
3.520
.475
2.036
.729
2.854
.583
5.406
.248
5.285
.259
6.342
.175
4.031
.402
2.055
.726
Tablo 24. (devam) Çocuğun Yemeği Bitirmek İstemediği Durumlarda Ebeveynin
Yaklaşımına Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin
Karşılaştırılması
Vit. B2 (mg)
Vit. B6 (mg)
Folik asit (mcg)
Vit. C (mg)
Sodyum (mg)
Potasyum (mg)
Kalsiyum (mg)
Magnezyum
(mg)
Fosfor (mg)
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
83
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
65.24
74.82
91.31
76.15
77.45
70.26
70.50
91.88
71.06
92.05
63.82
79.42
79.76
71.57
82.14
54.13
81.23
72.86
78.15
83.83
63.26
76.44
82.00
84.24
73.21
65.74
73.42
89.52
73,.09
86.98
65.68
75.68
84.62
79.87
76.33
69.95
77.02
75.12
78.28
79.93
67.89
76.72
83.71
79.06
73.12
3.763
.439
7.243
.124
2.658
.617
6.410
.171
2.997
.558
4.638
.327
2.042
.728
0.622
.961
1.506
.826
Tablo 24. (devam) Çocuğun Yemeği Bitirmek İstemediği Durumlarda Ebeveynin
Yaklaşımına Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin
Karşılaştırılması
Demir (mg)
Çinko (mg)
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
Yemesi için ödül verir
Kendi isteğine bırakır
Yemesi için zorlar
Yemeğin çeşidine göre ısrar eder
Hasta ise zorlamam
19
64
21
27
21
19
64
21
27
21
65.87
75.87
81.50
81.74
76.31
62.95
74.91
87.00
79.46
79.29
1.776
.777
3.287
.511
(p>0.05)
Elde edilen bulgular incelendiğinde çocuğun yemeğini bitirmek istemediği durumlarda
ebeveynin yaklaşımına göre, çocukların aldıkları enerji ve besin öğelerinin anlamlı
farklılık göstermediği saptanmıştır (p>0.05).
Köroğlu (2009)’nun okul öncesi dönemi çocuklarının beslenmesi ile ilgili yapmış olduğu
çalışmasında çocukların servis edilen yemeği sevmediğinde, ailelerin yemesi için ona
başka bir şeyler yapmaları ile, çocuklarının servis edilen yemekleri sevmemeleri halinde
ailelerinden başka bir yemek yapmasını istemeleri arasında yapılan analizler soncunda
anlamlı bir fark ortaya çıkmadığı görülmüştür. Ailelerin bu tutumları ile çocukları her
zaman istedikleri besini yemeye, istedikleri zaman tek besin öğesi ile sürekli beslenmeye
yol açtıkları belirlenmiştir. Bu durumun ise beslenme bozukluğu oluşturduğu
vurgulanmıştır. Ailenin çocuğuna tabağındaki yiyeceğin hepsini bitirmesi konusunda ısrar
etmesi ile, çocuğun tabağındaki yiyeceği her zaman bitirmesi arasında yapılan analizler
sonunda ise anlamlı bir fark ortaya çıkmamıştır. Ailelerin bu ısrarlarından dolayı,
çocukların doymuş olsalar bile tabağındaki
porsiyonu bitirmek durumunda kaldıkları
belirtilmektedir.
Bu iki çalışmanın bulguları benzerlik göstermektedir. Ancak çocukların hoşlanmadıkları
yemekleri tüketmemeleri zamanla bazı besin öğelerinin yetersiz alımına sebep
olabilmektedir.
Bu
nedenle
çocukların
hoşlanmadıkları
özendirilmelidir.
84
yemekleri
tüketmeleri
BÖLÜM 5
SONUÇ VE ÖNERİLER
5.1. Sonuç
Bu araştırma ile Ankara’da resmi okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 3-6 yaş
grubu çocukların ebeveynlerinin, çocuklarının beslenmesine yönelik gerçekleştirdikleri
uygulamaların belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca çocukların 1 günlük gıda tüketim
kayıtları alınarak günlük enerji ve besin öğelerinin saptanması hedeflenmiştir. Bu amaçlar
doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmadan elde edilen sonuçlar aşağıda sunulmuştur.
Araştırmaya katılanlardan 31-33 yaşında (% 26.3), çoğunluğu 2 çocuklu (% 47.5)
annelerdir (% 86).
Katılımcıların % 53.6’sı gelir getiren herhangi bir işte çalışmazken çalışanların% 65.5’i
günde 8 ve daha az süre çalışmaktadır. Yapılan araştırmaya katılanların % 53.9’unun
kendisi
% 51.9’unun ise eşi ortaöğretim ya da ilköğretim mezunudur.
Yapılan araştırmaya katılanların çoğunluğu (% 90.5)’i evde yemekleri kendisi
hazırlamaktadır.
Beslenme ile ilgili bilgi edinme seçenekleri arasında en yaygın olanı % 71.0 ile yazılı ve
görsel basın araçlarıdır. Katılımcıların ambalajlı ürün satın alırken dikkat ettikleri unsurun
öncelikle ürünün markası olduğu, sonrasında üretim ve tüketim tarihi ile içindekiler olduğu
belirlenmiştir.
Gıda alışverişinde sebze ve meyve alınırken dikkat edilen hususlar incelendiğinde
çoğunlukla (% 96.5) tazeliğine dikkat edildiği saptanmıştır.
Araştırmaya katılanların % 60.8’inin her zaman gıda alışverişlerini çocuklarıyla yaptığı ve
% 54.3’ünün gıda alışverişi yaparken mevsimi olmayan ürünler satın aldığı bulunmuştur.
85
Katılımcıların gıda hazırlama ile ilgili bilgileri incelendiğinde yarıdan fazlası (% 61.0)
yemek hazırlarken çocukların günlük besin ihtiyacını karşılamasına dikkat etmektedir.
Evde zeytinyağı tüketmeyi tercih edenlerin oranı % 59.6’dır. Araştırmaya katılanların
% 34.9’u ayda birkaç kez fast food tüketmekte, % 35.7 oranla haftada bir kez ev dışında
yemek yemektedir. Haftada birkaç kez ceviz, fındık, fıstık vb ürünleri tüketenlerin oranı
% 50.0’dır. Ebeveynlerin % 89.6’u sebzeleri tencere yemeği şeklinde pişirmektedir ve
% 53.0’ı bulguru tercih etmektedir.
Araştırmaya katılanların çocuklarının beslenme özellikleri incelendiğinde ebeveynlerin
% 43.4’ünün çocuğunun günde 2 porsiyon meyve tükettiği ve % 64.4’ünün çocuğunun
günde 1 porsiyon sebze tükettiği belirlenmiştir. Ebeveynlerin % 35.6’sı okulda verilen
kahvaltıyı yetersiz bulduğu için çocuğuna her gün mutlaka kahvaltı yaptırmaktadır. Günde
3 öğün yemek tüketen çocukların oranı % 32.0’dır. Ebeveynlerin % 50.0’ı çocuğunun
günde 2 porsiyon süt ve süt ürünlerini, % 35’i ise haftada iki kez çocuğunun et ve kuru
baklagilleri tükettiğini ifade etmişlerdir. Ebeveynlerin % 78.6’sı çocuğuna vitamin ve
mineral takviyesi yapmadığını belirtmiştir. Ebeveynlerin % 49.2’si çocuğunun asitli
içecekler tüketmediğini ve % 73.9’u haftada birkaç kez çocuğunun şeker ve çikolata gibi
ürünleri tükettiğini belirtmişlerdir.
Yapılan araştırmaya katılanların % 76.0’ı çocuğunun tükettiği yiyeceklerin besin değerine
dikkat ettiğini, % 46.5’i çocuğunun istediği yiyeceği tüketmesine izin vermediğini, %
95.4’ü çocuğu ile sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda konuştuğunu
belirtmiştir.
Katılımcıların % 51’i evde yemek saatlerinin bazen aksayabildiğini, % 60.4’ü evde her
zaman aile bireylerinin yemek saatinde sofraya birlikte oturduğunu, % 43.0’ı çocuğunun
yemeği en çok reddettiği besinin sebze olduğunu, % 62.4’ü çocuğunun tabakta nadiren
artık bıraktığını ve % 41.8’i çocuğunun yemeğini bitirmek istemediğinde kendi isteğine
bıraktığını belirtmiştir. Gıda tüketim kayıtlarından elde edilen sonuçlar aşağıda
sunulmuştur.
Ebeveynlerin eğitim durumu üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının alınan enerji,
protein, yağ, karbonhidrat, kolesterol, çinko miktarı sıra ortalaması puanları daha
yüksektir.
86
Ebeveynlerin çocuğunun tükettiği yiyeceklerin besin değerine dikkat etme durumuna göre
çocukların
günlük
enerji
ve
besin
öğelerinin
Mann
Whitney
U
testi
ile
karşılaştırılmasından elde sonuçlar şu şekildedir:
Çocuğunun tükettiği yiyeceklerin besin değerine dikkat
etmeyen ebeveynlerin
çocuklarının günlük aldığı yağ miktarı diğer gruba göre daha yüksektir (p<0.05).
Çocuğunun tükettiği yiyeceklerin besin değerine dikkat eden ebeveynlerin çocuklarının
aldığı günlük vitamin A miktarı diğer gruba göre daha yüksektir (p<0.05).
Elde edilen veriler doğrultusunda çocukların folik asit alımlarının ihtiyaçlarını
karşılamadığı görülmüştür. Bu durumun, çocukların okul öncesi kurumda ve evde
tükettikleri besinlerin folik asit
bakımından yetersiz olmasından kaynaklandığı
düşünülmektedir.
5.2. Öneriler
Beslenme bilgisi, bireylerin, ailelerin ve toplumların beslenme alışkanlıkları üzerinde etkili
olan çok önemli bir faktördür. Yeterli ve dengeli beslenmeme sonucu oluşan sorunların
önlenmesi beslenme eğitimi ile sağlanabilmektedir.
Çocukların ilk yıllarındaki eğitimi ve sağlıklı büyümesinden birinci derecede sorumlu olan
anne ve baba çocuğun sağlık, kültür ve eğitiminden de sorumlu kişilerdir. Bu nedenle
ebeveynlerin bilinçli ve eğitimli olması çok önemlidir. Gelecekteki toplumu oluşturacak
çocukların yeterli ve dengeli beslenmesi ebeveynlerin “çocuk beslenmesi“ konusunda
gerekli bilgiye sahip olmalarıyla mümkündür.
Büyümenin gerçekleşmesi için beslenme zorunludur. İnsanlığın temel ihtiyaçlarından olan
beslenmenin sağlık üzerinde çok büyük etkisi vardır. Her besin öğesinin vücuda yararı
farklıdır. Hiçbiri tek başına sağlık ve dengeli beslenme için yeterli değildir. Bu nedenle
çocuklara günlük ihtiyaçları olan besin maddeleri dengeli ve yeterli miktarlarda
verilmelidir.
Çocuklara aileleri tarafından olumlu beslenme alışkanlığı kazandırılmalı ve onlara örnek
olunmalıdır. Ebeveynler çocuklarıyla yiyecek maddelerinin ve sağlıklı beslenmenin
sağladığı yararlar hakkında konuşmalı ve onları bilgilendirmelidirler.
87
Ebeveynler çocuklarını fast-food yiyeceklerden uzak tutmalı meşrubat ve asitli içecek
tüketimleri sınırlandırılmalıdır. Ara öğünlerde verilen besinler, ana öğünü etkileyecek ve
iştahı kapatacak nitelikte olmamalıdır.
Çocukların özgüvenlerini kazanmalarını sağlamak için bağımsız olarak yemek yemeye
özendirilebilir.
Okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlere çocuk beslenmesi konusunda
uzmanlar tarafından periyodik aralıklarla eğitimler verilmelidir.
Okul öncesi kurumlarda ikindi kahvaltılarında ya da kuşluk olarak adlandırılan öğünlerde
çocuklara kek ve benzeri gıdalar yerine vitamin değeri yüksek olan meyveler ya da
sebzelerle hazırlanan ürünler sunulmalıdır.
Çocukların tabaklarına okul öncesi kurumlarda ve evlerinde tüketebilecekleri kadar besin
maddesi konulmalı ve bunların tamamını tüketmeleri sağlanmalıdır. Çocukların günlük
yemek listeleri, ihtiyaçları doğrultusunda konunun uzmanları tarafından planlanmalıdır.
Çocukların sebze tüketim durumları incelendiğinde çocukların sebze tüketimi diğer
besinlere göre daha düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Aileler ve okul öncesi
kurumlardaki eğitimciler çocuklara sebzelerin sağlığa olan yararlarını anlatmalı, onlara
örnek olarak sebze tüketimi özendirmelidir.
Okul öncesi dönemden başlanılarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından müfredatlara
beslenme ile ilgili dersler konulabilir. Böylece daha sağlıklı ve bilinçli beslenen bireyler ve
nesiller yetiştirilmesine destek olunmalıdır
Radyo ve televizyonlarda kamu spotu olarak çocuk beslenmesi ile ilgili yayınlar
yapılmalıdır.
Okul öncesi eğitim kurumlarında çocukları olan ebeveynlere kurum tarafından çocuk
beslenmesi ile ilgili seminerler verilebilir.
Okul öncesi döneminde olup herhangi bir eğitim kurumuna kayıtlı olmayan çocuklar tespit
edilerek ebeveynlerine aile hekimleri ve ya toplum sağlığı merkezleri aracılığıyla çocuk
beslenmesi konusunda seminer vb. eğitimler verilmelidir.
Sonuç olarak, çocukların bedensel, sosyal, ruhsal, zihinsel olarak normal gelişmelerinde ve
sağlıklı olabilmelerinde beslenmenin önemi büyüktür. Bu dönemde yetişkinlerin tutumları
ve çocuklarına verecekleri doğru beslenme alışkanlıkları ile çocuğun doğru beslenme
davranışları geliştirmelerinde temel oluşturacaktır.
88
KAYNAKÇA
Albayrak, H. (1989). Konya il merkezinde okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden
çocukların beslenme alışkanlıkları üzerine bir araştırma. Yüksek Lisans Tezi,
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Akar, S. (2006). Özel ve resmi okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden dört-altı yaş
grubu çocuklarının beslenme alışkanlıklarının karşılaştırılması. Yüksek Lisans Tezi,
Ankara Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Akıllıoğlu, H. (2009). Bazı kurubaklagillerden elde edilen protein ekstraktları ve
fraksiyonlarının ADE inhibisyon aktiviteleri: Isıl işlem ve in vitro sindirilirliğin
etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. İzmir.
Akman, B., Öncü, E., Güler, T.& Kaeaaslan, T. (2005). Çocuklarla mutfakta eğlence.
İstanbul: Epsilon.
Altınkaynak S., Akgül, G., Karakelleoğlu, C., Kürkçüoğlu, M., Atalay, Y.& Ömerci, Ö.
(1989). Raşitizm ve malnütrisyonlu raşitizm vakaların vitamin D3 ile tedavisi.
Atatürk Ünv. Tıp Bülteni, 21(4), 1007-1011.
Arlı, M. (1977). Okul öncesi çocuklarda beslenme durumuyla hidroksiprolin indeksinin
değerlendirilmesi üzerine bir araştırma. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ev
Ekonomisi Kürsüsü, Ankara.
Arlı, M., Şanlıer, E., Küçükkömürler, S. & Yaman, M. (2012). Anne ve çocuk beslenmesi.
Ankara: Pegem.
Arslan, R.& Akça, R. (2012). Çocukların eğitiminde rol model oluşturacak olan eğitimci
ve usta öğretici adaylarının beslenme alışkanlıkları. Dicle Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 45(8).
89
Aydın, A. (2007). Üç-beş yaş grubu çocuklar da erken çocukluk çağı diş çürükleri ve
beslenme ile ilişkisi. Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri
Enstitüsü Diyetetik Programı, Ankara.
Aygün, Ç. (1994). 5-6 yaş okul-öncesi dönemi çocukları için geliştirilecek beslenme
eğitimi programlarının çocukların beslenme ile ilgili bilgi tutum ve davranışlarına
etkisi. Bilim Uzmanlığı Tezi Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Basdevant, A., Boute, D.& Borys, J.M. (1999). Who Should Be Educated? Education
Strategies: Could Children Educate Their Parents?, International Journal of Obesity,
23(4), 10-13
Başkale, H. (2010). Okul öncesi çocuklara verilen beslenme eğitiminin çocukların
beslenme bilgisine, davranışlarına ve antropometrik ölçümlerine etkisi. Doktora
Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Baysal, A. (2014a). Beslenme. Ankara: Hatiboğlu.
Baysal, A. (2003b). Sosyal eşitsizliklerin beslenmeye etkisi. C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi,
25(4).
Bilge, A., Bayram, E., Can, İ.& Binicier, İ. (2013). Hekim gözüyle sağlıklı beslenme ve öne
çıkan güncel konular inceleme ve değerlendirme. Ankara: Öncü.
Bozarslan, B.& Batu, E. (2014). Özel anaokullarında çalışan eğiticilerin okulöncesi
dönemde kaynaştırma ile ilgili görüş ve önerileri. Abant İzzet Baysal Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Dergisi, 14(2),86-108.
Bulduk, S. (2002). Beslenme ilkeleri ve mönü planlama. Ankara: Detay.
Bilici, A. (2014). 0-6 yaş grubu çocuklarda dini gelişim süreci ve din eğitimi. Doktora
Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
Cesur, E. (1992). Gölbaşı Merkez Sağlık Ocağı bölgesinde 0-3 yaş çocuğu olan annelerin
çocuk beslenmesi konusundaki bilgi düzeylerinin saptanması. Yüksek Lisans Tezi,
Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Cürebal, F.& Özben, G. (Ed.). (2012). Anne-baba, veli eğitimi ve rehberliği. İstanbul:
Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü.
90
Çelik, S. (1990). Farklı sosyo ekonomik ve eğitim düzeylerindeki çalışan erkek ve kadın
tüketiciler ile çalışmayan ev kadını tüketicilerin gıda kontrolü ile ilgili bilgileri ve
uygulamaları. Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara.
Çakmak, T. & Yılmaz, B. (2009). Okul öncesi dönem çocuklarının okuma alışkanlığına
hazırlık durumları üzerine bir araştırma: Hacettepe Üniversitesi Beytepe Anaokulu
örneği, Türk Kütüphanecilği, 23(3), 489-509.
Çine, N. (2012). Diş çürüklerinden staphylococcus aureus izolasyonu ve identifikasyonu.
Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Sinop.
Dal, Ü. (2007). Malnütrisyonu olan hastanın hemşirelik bakımı. Hemşirelik Yüksek Okulu
Dergisi, 74-81.
Demirkaynak, Ö. (2004). 3-6 yaş grubunda çocuğu olan annelerin beslenme bilgi düzeyleri
ve beslenme alışkanlıkları. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Demir, H. (2011). Farklı sosyo-ekonomik ilköğretim çocuklarında beslenme, fiziksel
aktivitelerin değerlendirilmesi ve obezite prevalansının belirlenmesi. Doktora Tezi,
İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Dölek,
F.
(2004).
Annelerin
beslenme
konusundaki
yeterliklerinin
ve
egitim
gereksinimlerinin saptanması (Amasya Örneği). Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi. Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim
Dalı ( Halk Eğitimi Programı), Ankara.
Eker, E. (2006). Edirne ili kentsel alanında yaşayan erişkinlerde beslenme durum
değerlendirilmesi. Uzmanlık Tezi, T.C. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Edirne.
Ekonomi Bakanlığı. (2013). Hububat Sektör Raporları, Ankara: T.C. Ekonomi Bakanlığı.
Er, P.,(1999). T.C. Sağlık Bakanlığı Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Polikliniğine Başvuran Çocukların Annelerinin Bebek Beslenmesi Konusuna İlişkin
Bilgi, Tutum ve Davranışları, Uzmanlık Tezi, T.C. Sağlık Bakanlığı Ankara
Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, Ankara.
Gökçay, G.& Garipağaoğlu, M. (2002). Çocukluk ve ergenlik döneminde beslenme.
İstanbul: Saga.
91
Güler, Y., Gönener, D., Altay, B.& Gönener, A. (2009). Adölesanlarda obezite ve
hemsirelik bakımı, Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 4(10), 171.
Gündüz, E. (2001). Evli kadınların beslenme ve sağlık konusundaki bilgi düzeyleri ve
etkileyen faktörler. Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Kayseri.
Gündüz, O.& Emir, M. (2010), Dondurulmuş gıda tüketimini etkileyen faktörlerin analizi:
Samsun ili örneği, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 14(3), 15- 24.
Güneyli, U. (1988). 4-6 yas grubu çocuklarında beslenme alışkanlıkları ve bunu etkileyen
etmenler konusunda bir araştırma. Beslenme ve Diyet Dergisi, 17(1), 37-45, Ankara.
Hasipek, S.(1988a). İlkokul çocuklarının beslenme durumları ile annenin eğitim düzeyi
ilişkisi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları:1066, Bilimsel Araştırma ve
İncelemeler: 569, 1-31, Ankara.
İnanç, B., Bilgin, M.& Atıcı, M. (2012). Gelişim psikolojisi çocuk ve ergen gelişimi.
Ankara: Pegem A.
İrkin, A. (2012). Çocukların gelişim süreci ve televizyonun etkileri. Uzmanlık Tezi, T.C.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Ankara.
İşgüzar, Y. (2012). Tüm gün eğitim veren ilköğretim okullarında okulda tüketilen
besinlerin, çocukların günlük gereksinimine uygunluk durumu ve çocukların büyüme
durumlarının belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, Gaziantep.
Karaağaoğlu, N. & Eroğlu Samur, G. (2011). Anne ve çocuk beslenmesi. Ankara: Pegem.
Kargı, E. (2011). Niçin okul öncesi eğitim. Eğitim Bir Sen Eğitime Bakış, (7), 5.
Kaya, M. (1999). Ana-baba eğitimi destekli beslenme eğitiminin 3-6 yaş grubu çocukların
beslenme bilgisi ve davranışlarına etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Kılıç, A. (2009). Gelişim dönemleri ve ergenlerde ruhsal sorunlar. Lisans Tezi, Newport
International University Davranış Bilimleri, İstanbul.
Kırkıncıoğlu, M. (2003). Çocuk beslenmesi. İstanbul: Ya-Pa.
92
Koçak H. (2005). Amasya ili merkez ilçesi ve köylerinde yiyecek hazırlama, pişirme ve
saklama uygulamaları. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Köksal, E. (2008). Beslenme ve bilişsel gelişim. Ankara: Sağlık Bakanlığı.
Köroğlu, S. (2009). Okulöncesi dönem 4-6 yaş arası çocuklarda aileden kaynaklanan
beslenme bozukluklarının incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Konya Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Köse, M. T. (2007). Beslenme ve Diyetetik. Ankara: Lamia.
Kundakcı, A. (2005). Üniversite öğrencilerinin yeme tutumları, benlik algısı, vücut algısı
ve stres belirtileri açısından karşılaştırılması. Yüksek Lisans Tezi, Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Leşkeri, N. (1989). Yuvaya devam eden 3-6 yaş grubu çocukların beslenme durumları ve
bu durumu etkileyen faktörler. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Çocuk
Sağlığı Enstitüsü, İstanbul.
Matheson, D., Spranger, K.& Saxe, A. (2002). Preschool children’s perceptions of food
and their food experiences. Journal of Nutrition Education and Behavior , 34(2),8592.
Mocan, H. (2007). 0-1 yaş bebek beslenmesi ve merak ettikleriniz. İstanbul: Alfa.
Noğay, N. (2012). Beslenmenin beyin gelişimi üzerindeki etkisi. Electronic Journal Of
Vocational Colleges, 42-45.
Odluyurt, S. (2007). Okulöncesi dönemde gelişimsel yetersizlik gösteren çocuklar için
gerekli kaynaştırmaya hazırlık becerilerinin ve bu becerilerden bazılarının
etkinlikler içine gömülen eşzamanlı ipucuyla öğretiminin etkilerinin belirlenmesi.
Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir.
Oktay, A. (2000). Yaşamın sihirli yılları: Okul öncesi dönem. 2. Baskı, İstanbul: Epsilon.
Onur, F. (2007). Farklı sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin beslenme bilgi düzeyleri ile
sebze meyve tüketim alışkanlıkları üzerine bir araştırma. Yüksek Lisans Tezi, Gazi
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
93
Öncü, Ü., Nalbantoğlu, B., Güzel, E., Nalbantoğlu, A., Demirsoy, U.& Çakan, M., (2011).
Bir-beş yaş arası çocukların persantillerine ailenin sosyoekonomik düzeyinin ve
annenin beslenme konusundaki bilgisinin etkisi. Çocuk Dergisi, 11(2), 64-72.
Özcan, F. (1979). Beş-altı yas okul öncesi çağı çocukları için geliştirilen beslenme eğitimi
programının çocukların beslenme bilgilerine ve yemek yeme durumlarına etkisi.
Bilim Uzmanlığı Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Özdoğan, Y., Uçar, A., Akan, L., Yılmaz, M., Sürücüoğlu, M., Çakıroğlu, F.& Özçelik, A.
(2012). Nutritional Knowlwdge Of Mothers With Children Aged Between 0-24
Months. Journal Of Food, Agriculture And Environment Vol., 10(1)/173-175.
Özdoğan, B. (1991). Amasya ili merkez sağlık ocağı bölgesinde besleme alışkanlıkları.
Bilim Uzmanlığı Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara
Özilgen, S. (2007). Yemek kültürü. İstanbul: Alfa.
Özmert, E., Yurdakök, K.& Laleli, Y. (2003). Ankara’da ilkokul çocuklarında kan kurşun
düzeyi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 46(1), 20-23.
Pekcan, G. (2008). Beslenme durumunun saptanması. Ankara: Sağlık Bakanlığı.
Rakıcıoğlu, N. (2006). Kalsiyum, D vitamini ve osteoporoz. Ankara: Sağlık Bakanlığı.
Sabbağ, Ç. (2009). İlköğretim 5. ve 6.sınıf öğrencilerine verilen beslenme eğitiminin
beslenme bilgi, tutum ve davranışlarına etkisinin değerlendirilmesi. Doktora Tezi,
Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Sağlık Bakanlığı Belgeleri (2005). D vitamini yetersizliğinin önlenmesi ve kemik
sağlığının korunması projesi rehberi. Ankara: Sağlık Bakanlığı Yayınları.
Sağlık Bakanlığı. Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü. (2008). Eğitimciler İçin Eğitim
Rehberi. Beslenme Modülleri, Ankara: Sağlık Bakanlığı.
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. (2013). Türkiye’de okul çağı
çocuklarında (6-10 yaş grubu) büyümenin izlenmesi (TOÇBİ) projesi araştırma
raporu. Ankara: Sağlık Bakanlığı.
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. (2004). Türkiye’ye özgü
beslenme rehberi. Ankara: T.C. Sağlık Bakanlığı.
Sağlık Bakanlığı (2002). Toplumun beslenmede bilinçlendirilmesi saha personeli için
toplum beslenmesi programı eğitim materyali. Ankara: T.C. Sağlık Bakanlığı.
94
Sakar, E. (2013). İlköğretim okullarında görevli öğretmenlerin beslenme alışkanlıkları ve
beslenme bilgi düzeyleri. Yüksek Lisans Tezi, Haliç Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü, İstanbul.
Soysal, G. (1979). Ankara ili içinde oturan ev kadınlarının beslenme bilgilerinin
saptanması, Bilim Uzmanlığı, Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Sümbül, E. (2009). 4-6 yaş arasındaki öğrencilerin okul dönemindeki yetersiz ve dengesiz
beslenme alışkanlıklarının saptanması. Yüksek Lisans Tezi. Konya Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Sürücüoglu, M. S. (1986). Aile beslenmesinde kadının rolü. Yüksek Lisans Tezi, Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Şimsek, F., Ulukol, B., Berberoğlu, M., Gülnar, SB., Adıyaman, P.& Öcal, G. (2005).
Ankara’da bir ilköğretim okulu ve lisede obezite sıklığı. Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Mecmuası, 58(4), 164-165.
Tepe, E. (2010). Okul öncesi kurumlardaki çocukların annelerinin ve öğretmenlerinin
çocuk beslenmesine ilişkin görüşleri. Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyonkarahisar.
Tek, N. (2008). Besin destekleri kullanılmalı mı? Ankara:T.C. Sağlık Bakanlığı.
Toker, D.& Hocaoğlu, Ç. (2009). Yeme bozuklukları ve aile yapısı: Bir gözden geçirme.
Düşünen Adam, 22(1-4), 36-42.
Toprak, İ., Şentürk, Ş., Yüksel, B., Çakır, B.& Bideci, A. (Ed.). (2002). Toplumun
beslenmede bilinçlendirilmesi saha personeli için toplum beslenmesi programı
eğitim materyali, Ankara.
Tunçdoğan, İ.& Tunçdoğan, T. (2005). Çocuğumuz ve sağlıklı beslenmesi. İstanbul:
Papatya.
Türkmen, A., Türkmen, S.& Nursoy, M. (2013). Vitamin D bağımlı raşitizm tip 1 ve tip 2.
Yeni Tıp Dergisi, (1), 15-19.
Tüylüoğlu, Ş.& Tekin, M. (2009). Gelir düzeyi ve sağlık harcamalarının beklenen yaşam
süresi ve bebek ölüm oranı üzerindeki etkileri. Çukurova Üniversitesi İİBF Dergisi,
13(1), 1-31.
95
Uçan, P. (2007). 0-5 yaş arası çocuklarda beslenme durumu ile hemoglobin ve serum çinko
düzeylerinin değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Hacettepe Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Uğur, S. (2001). Ankara ilinde farklı sosyo-ekonomik düzeylerde yasayan, çalışan ve
çalışmayan ev kadınlarının yemek planlama konusundaki bilgi, tutum ve
davranışlarının değerlendirilmesi. Bilim Uzmanlığı Tezi, Hacettepe Üniversitesi,
Ankara.
Ural, A.& Kılıç, İ. (2006). Bilimsel araştırma süreci ve SPSS ile veri analizi. Ankara:
Detay.
Uyar, A., (1997). Konya il merkezi kamu kuruluşunda çalışan kadınların beslenme
alışkanlıkları ve bilgi düzeyleri üzerine bir araştırma. Yüksek Lisans Tezi, Ankara
Üniversitesi, Ankara.
Ünal, F. (1995). Anaokuluna giden 3-6 yas çocuğu olan annelerin yağ tüketimine ilişkin
bilgi ve uygulamaları. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara.
Ünlü, G., Aras, Ş., Güvenir, T., Büyükgebiz, G.& Bekem, Ö. (2006). Yeme reddi olan
çocukların annelerinde kişilik bozuklukları, depresyon ve anksiyete belirtileri ve aile
işlevleri. Türk Psikiyatri Dergisi, 17(1).
Ünver, Y.& Ünüsan, N. (2004). Okulöncesinde beslenme eğitimi üzerine bir araştırma.
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 529-551.
WHO, 2003. Türkiye’de okul çağı çocuklarında (6-10 yaş grubu) büyümenin izlenmesi
(TOÇBİ) projesi araştırma raporu. Ankara: WHO.
96
EKLER
97
Ek 1. Verilerin Toplanmasında Kullanılan Anket Formu
Sayın Veli
Bu çalışma okul öncesi çocukların beslenme durumlarının saptanması amacıyla
yapılmaktadır. Çalışmadan elde edilecek veriler bu çalışmanın dışında herhangi bir amaç
için kullanılmayacaktır. Vereceğiniz samimi yanıtlar çalışmanın güvenirliği bakımından
önem taşımaktadır. Size en uygun seçeneği (X) şeklinde işaretleyiniz.
1. Ankete cevap veren
1. ( ) Anne
4. ( ) Bakıcı
2. ( ) Baba
5. ( ) Akraba
3. ( ) Anne baba beraber
2. Yaşınız? (…............)
Çocuk sayınız? (………………)
3. Gelir getiren herhangi bir işte çalışıyor musunuz?
1. ( ) Evet
2. ( ) Hayır
4. Günde kaç saat çalışıyorsunuz? (………….)
5. Eğitim durumunuz?
1. ( ) İlkokul
2. ( ) Ortaokul
3. ( ) Üniversite ve üstü
6. Eşinizin eğitim durumu?
1. ( ) İlkokul
2. ( ) Ortaokul
3. ( ) Üniversite ve üstü
7. Evde yemekleri genellikle kim hazırlıyor?
1. ( ) Ben
2. ( ) Eşim
3. ( ) Yardımcımız
4. ( ) Diğer
8. Beslenme ile ilgili bilgilerinizi nereden edindiniz?
1. ( ) Yazılı ve görsel basım araçları
2. ( ) Kitaplardan
3. ( ) Kurs vb. eğitim alarak
4. ( ) Okul döneminde
9. Ambalajlı ürün satın alırken nelere dikkat edersiniz? (Önem derecesine göre ilk üç
tanesini belirtiniz).
1. ( ) Markasına
2. ( ) Üretim ve tüketim tarihine
3. ( ) İçindekilere
4. ( ) Besin etiketine
5. ( ) Fiyatına
6. ( ) Ambalaj tasarımına
7. ( ) Tüketici danışma hattına
10. Gıda alışverişinde sebze ve meyve satın alırken nelere dikkat edersiniz?
1. ( ) Tazeliğine
2. ( ) Görüntüsüne
3. ( ) Rengine
4. ( ) Zedelenmemiş olmasına
5. ( ) Büyüklüğüne
11. Gıda alışverişinizi çocuklarınızla yaptığınız oluyor mu?
1. ( ) Her zaman
2. ( ) Çok nadir
3. ( ) Hayır olmuyor
98
12. Gıda alışverişi yaparken mevsimi olmayan ürünler satın alır mısınız?
1. ( ) Evet
2. ( ) Hayır
3. ( ) Bazen
13. Aileniz için yemek hazırlarken nelere dikkat edersiniz?
1. ( ) Çocukların günlük besin ihtiyacını karşılamasına
2. ( ) Doyurucu olmasına
3. ( ) Sevilen yemek olmasına
4. ( ) Herhangi bir şeye dikkat etmem elimdeki ürünleri değerlendiririm.
5. ( ) Diğer (Varsa lütfen belirtiniz): …………………………………………………..
14. Evde genellikle hangi yağı tercih ediyorsunuz?
1. ( ) Zeytinyağı
2. ( ) Ayçiçek yağı
4. ( ) Mısırözü yağı
5. ( ) Tereyağı
3. ( ) Soya yağı
6. ( ) Margarin
15. Ne kadar sıklıkla fast food tüketiyorsunuz?
1. ( ) Haftada bir kez
2. ( ) Haftada birkaç kez
4. ( ) Ayda birkaç kez
5. ( ) Tüketmiyoruz
3. ( ) Ayda bir kez
16. Ev dışında ne sıklıkla yemek yiyorsunuz?
1. ( ) Haftada bir kez
2. ( ) Haftada birkaç kez
4. ( ) Ayda birkaç kez
5. ( ) Tüketmiyoruz.
3. ( ) Ayda bir kez
17. Ceviz, fındık, fıstık vb. ürünleri ne sıklıkla tüketiyorsunuz?
1. ( ) Her gün
2. ( ) Haftada bir kez
3. ( ) Haftada birkaç kez
4. ( ) Tüketmiyoruz
18. Sebze yemeklerinde en sık kullandığınız pişirme yöntemi hangisidir?
1. ( ) Tencerede
2. ( ) Kızartma
3. ( ) Fırında
4. ( ) Izgarada
5. ( ) Haşlama
19. Et yemeklerinde en sık kullandığınız pişirme yöntemi hangisidir?
1. ( ) Tencerede
2. ( ) Kızartma
3. ( ) Fırında
4. ( ) Izgarada
5. ( ) Haşlama
20. Hangi tahıl ürünlerini tercih ediyorsunuz?
1. ( ) Kepekli ekmek/makarna vb.
2. ( ) Beyaz ekmek/makarna vb.
3. ( ) Bulgur
4. ( ) Pirinç
5. ( ) Tam tahıllı ürünler
21. Çocuğunuzun evde kahvaltı yapma durumu nasıldır?
1. ( ) Okulda verilen kahvaltıyı yetersiz bulduğum için her gün mutlaka yaptırırım
2. ( ) Okulda verildiği için gerek duymam.
3. ( ) Zamanım olursa hazırlarım.
4. ( ) Çocuğum okula geç kalmaması için yaptırmam
5. ( ) Diğer (Varsa lütfen belirtiniz): …………………………………………………
22. Çocuğunuz günde kaç öğün yemek tüketir?
1. ( ) 1 2. ( ) 2
3. ( ) 3
4. ( ) 4
5. ( ) 5
23. Çocuğunuz günde kaç porsiyon meyve tüketiyor?
1. ( ) 1 2. ( ) 2
3. ( ) 3
4. ( ) 4
5. ( ) 5
99
6. ( ) 6
7. ( ) Saymıyorum
6. ( ) Saymıyorum
24. Çocuğunuz günde kaç porsiyon sebze tüketiyor?
1. ( ) 1 2. ( ) 2
3. ( ) 3
4. ( ) Saymıyorum
25. Çocuğunuz günde kaç porsiyon süt ve süt ürünleri tüketiyor?
1. ( ) 1 2. ( ) 2
3. ( ) 3
4. ( ) 4
5. ( ) Saymıyorum
26. Çocuğunuz et ve kurubaklagilleri ne sıklıkla tüketiyor?
1. ( ) Haftada bir kez 2. ( ) Haftada iki kez 3. ( ) Haftada üç ve daha fazla
27. Çocuğunuza vitamin ve mineral takviyesi yapıyor musunuz?
1. ( ) Evet
2. ( ) Hayır
28. Çocuğunuz ne sıklıkla asitli içecekler tüketiyor?
1. ( ) Her zaman
2. ( ) Nadiren
3. ( ) Tüketmiyor
29. Çocuğunuz şeker ve çikolata gibi ürünleri hangi sıklıkla tüketiyor?
1. ( ) Her gün
2. ( ) Haftada birkaç kez
3. ( ) Tüketmiyor
30. Çocuğunuzun tükettiği yiyeceklerin besin değerine dikkat ediyor musunuz?
1. ( ) Evet
2. ( ) Hayır
31. Çocuğunuzun istediği her şeyi tüketmesine izin veriyor musunuz?
1. ( ) Evet
2. ( ) Hayır
32. Çocuğunuzla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda tartışır mısınız?
1. ( ) Evet
2. ( ) Hayır
33. Çocuğunuzla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşur musunuz?
1. ( ) Evet konuşuruz.
2. ( ) Çocuğum sorarsa konuşuruz.
3. ( ) Hayır konuşmayız.
34. Evde yemek yeme saatleriniz düzenli midir?
1. ( ) hafta sonları düzenlidir.
2. ( ) Bazen aksayabilir
35. Yemek saatlerinde aile bireyleri sofraya beraber mi oturur?
1 ( ) Evet her zaman
2. ( ) Hafta sonları her zaman
3. ( ) Hayır
3. ( ) Hayır
36. Çocuğunuzun yemeği reddettiği besin maddeleri nelerdir?
1. ( ) Et ürünleri
2. ( ) Sebze
3. ( ) Balık
4. ( ) Meyve çeşitleri
5. ( ) süt ve ürünleri
37. Çocuğunuzun tabağında artık bırakma durumu nedir?
1. ( ) Genellikle bırakır.
2. ( ) Nadiren bırakır.
3. ( ) Bırakmaz.
38. Çocuğunuz yemeğini bitirmek istemediği zaman ne yaparsınız?
1. ( ) Yemesi için ödül veririm.
2. ( ) Kendi isteğine bırakırım
3. ( ) Yemesi için zorlarım.
4. ( ) Yemeğin çeşidine göre ısrar ederim.
5. Hasta ise zorlamam.
6. ( ) Hasta ise zorlarım
100
Ek 2. Verilerin Toplanmasında Kullanılan Besin Tüketim Formu
MANOLYA ANAOKULU BESİN TÜKETİM KAYDI FORMU
Öğrencinin Adı:
Tarih: 20/11/2014
Tarih: 21/11/2014
Öğünler
Yiyeceğin ve
İçeceğin Adı
Sabah Kahvaltısı
Kıymalı tepsi
böreği
Süt
Porsiyon
Sayısı
Yiyeceğin ve
İçeceğin Adı
Porsiyon
Sayısı
Fırında omlet
Yeşil zeytin
Süt
Evde Öğlen Yemeği
Evde İkindi Yemeği
Evde Akşam Yemeği
Ekstra Tükettiği
Hazır Gıdalar
Yiyecek ve İçecekler
(Çikolata, Cips, Kek
vs.)
Sayın veli; araştırmamızın geçerliliği ve güvenirliği açısından sizden ricamız çocuğunuzun
besin tüketim kayıtlarını oluştururken porsiyon miktarlarına lütfen dikkat edelim.
Bir porsiyon nedir? Örnekler verecek olursak bir porsiyon yemek 150 gramdır ve yaklaşık
beş yemek kaşığı demektir. Bu da küçük bir tabağa ya da orta boy bir kaseye konulacak
ölçüdedir. Orta boy bir meyve, yarım bardak meyve suyu, iki adet bisküvi, bir dilim
karpuz, bir orta boy patates, bir dilim ekmek, bir simit birer porsiyondur, bir porsiyon
pişmiş et üç köfte büyüklüğündedir, bir su bardağı süt ya da yoğurt, beş adet zeytin, üç
adet köfte ya da bir orta boy kase doğranmış meyve bir porsiyonu ifade eder.
101
Ek 3. Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü İzni
102
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Soyadı, Adı
UZGİDİM Betül
Uyruğu
T.C.
Doğum tarihi ve yeri
12.06.1982 Bandırma
Medeni hali
Evli
Telefon
0 507 605 91 32
E-posta
[email protected]
Eğitim Derecesi
Lise
Okul/Program
Antalya Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek
Lisesi/Mutfak Bölümü
Mezuniyet Yılı
2001
Ön Lisans
Balıkesir Üniversitesi. Erdek Meslek
Yüksekokulu. Turizm ve Otel İşletmeciliği
2004
Lisans
Gazi Üniversitesi. Endüstriyel Sanatlar Eğitim
Fakültesi Aile ve Tüketici Bilimleri
Eğitimi/Öğretmenliği
2009
İş Deneyimi
6 yıl
Çalıştığı Yer
Çanakkale Biga Kocagür Ortaokulu
Yabancı Dil
Görev
Teknoloji ve Tasarım
Öğretmeni
İngilizce
Yayınlar
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde düzenlenen Dördüncü Doğu Akdeniz Turizm
Sempozyumu’nda yer alan “Gastronomi Turizmi” başlıklı sözlü sunum.
Ankara Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu, Bükreş Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı
Bölümü ile birlikte Romanya’da gerçekleştirilen “3. Uluslararası Romanya’da Türk
Kültürü’nün İzleri Sempozyumu’nda yer alan “Türkiye ve Romanya Mutfak Kültürü”
başlıklı sözlü sunum.
103
GAZİ GELECEKTİR...
104
Download