OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARININ GÜNLÜK BESİN ÖĞESİ GEREKSİNİMLERİNİN KARŞILANMA DURUMLARI Betül UZGİDİM YÜKSEK LİSANS TEZİ AİLE VE TÜKETİCİ BİLİMLERİ ANABİLİM DALI GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KASIM, 2015 TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren on iki (12) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir. YAZARIN Adı : Betül Soyadı : UZGİDİM Bölümü : Aile ve Tüketici Bilimleri Eğitimi Bilim Dalı İmza : Teslim Tarihi : 30/12/2015 TEZİN Türkçe Adı : Okul Öncesi Çocuklarının Günlük Besin Öğesi Gereksinimlerinin Karşılanma Durumları İngilizce Adı : Nutrient Intake of Pre-School Children i ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim. Yazar Adı Soyadı : Betül UZGİDİM İmza ii : iii TEŞEKKÜR Yüksek lisans tez çalışmam boyunca benden yardımını esirgemeyen, bana her zaman destek olan, akademik çalışmalarım için beni her zaman teşvik eden değerli danışman hocam Sayın Doç. Dr. Semra AKAR ŞAHİNGÖZ’e, deneyimlerini benimle paylaşan, önerileriyle beni aydınlatan değerli öğretmen arkadaşım Ozan ÖZKAYA’ya, veri toplama aşamasında bana yardımcı olan TOKİ Anaokulu, Türkkonut Anaokulu, Kalaba Anaokulu ve Manolya Anaokulu idareci ve öğretmenlerine, örneklem grubundaki öğrencilerin velilerine, veri analizlerinde bana destek olan sayın Oğuzhan ÇİÇEK’e, yabancı dil çevirilerimde bana yardımcı olan öğretmen arkadaşım Sema UZUNOĞLU’na, bana her zaman maddi ve manevi destek olan sevgili aileme, çalışmalarım boyunca gösterdikleri anlayış ve teşvikten dolayı sonsuz teşekkür ederim. iv OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARININ GÜNLÜK BESİN ÖĞESİ GEREKSİNİMLERİNİN KARŞILANMA DURUMLARI (Yüksek Lisans) Betül UZGİDİM GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Kasım 2015 ÖZ Yeterli ve dengeli beslenme hem bireylerin yaşamsal faaliyetleri için hem de toplumun sağlıklı gelişmesi için temel koşuldur. Bu araştırma okul öncesi dönemi olarak kabul edilen 3-6 yaş grubu çocuklarının günlük beslenme durumlarının belirlenmesi amacıyla planlanmış olup tarama modeli uygulanmıştır. Evren ve örneklem belirlenirken Ankara ilinde resmi okul öncesi kurumlarına devam eden öğrenci sayıları Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) temin edilmiştir. Bu verilere göre 2013 yılında resmi anaokullarına kayıtlı 8469 öğrenci araştırma evrenini oluşturmuştur. Örneklem sayısı ise “Evrene Karşı Örneklem Hesaplama Tablosu” yardımıyla 370 öğrenci olarak belirlenmiştir. Araştırmanın homojenliği açısından okullar sosyo-kültürel açıdan farklı ilçelerden seçilmiştir. Daha sonra MEB’na bağlı tam zamanlı eğitim veren Eryaman Türkkonut Anaokulu, Eryaman TOKİ Anaokulu, Keçiören Kalaba Anaokulu, Mamak Manolya Anaokulu, ile görüşülerek Ankara Valiliği Milli Eğitim Müdürlüğü’nden onay alınmıştır. Bu okullara devam eden tüm öğrenciler örnekleme dahil edilmiştir. Örneklem grubundaki okullara gidilerek verilerin toplanacağı günlere ait yemek listeleri ile öğrenci listeleri alınmış, buna göre üç gün okulda ve evde doldurulacak şekilde besin tüketim formları hazırlanmıştır. Hazırlanan besin tüketim formları ile örneklem grubunu oluşturan bu anaokulu öğrencilerinin üç günlük besin tüketim kayıtları alınmak istenmiş ancak elde edilen veriler doğrultusunda bir günlük enerji ve besin öğelerinin ortalama alım durumu belirlenmiştir. Velilerin demografik özelliklerini, beslenme, satın alma, yemek hazırlama ve pişirme yöntemlerini belirleme amacıyla hazırlanan anket formları ebeveynlere doldurtularak beslenme alışkanlıkları saptanmıştır. Çocukların besin tüketim durumları, ebeveynlerin eğitim durumları ve beslenme alışkanlıkları ile karşılaştırılmıştır. Verilerin analizi SPSS 21.0 programı ile yapılmış olup % 95 güven düzeyi ile çalışılmıştır. Analizlerde uygun testin seçilmesine normallik analizi sonucuna göre karar verilmiştir. v Ebeveynin eğitim durumuna göre elde edilen veriler incelendiğinde, eğitim seviyesi üniversite ve üstü olan ebeveynlerin çocuklarının almış oldukları enerji (kcal), protein(g), yağ(g), karbonhidrat(g), çinko(mg) miktarı sıra ortalaması puanı daha yüksektir. Ebeveynin çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuştuğu çocuk gruplarında alınan yağ (mg) miktarı en düşük; çocuğu sorarsa konuştuğunu belirten ebeveynlerin çocuklarının aldığı yağ (mg) miktarının en yüksek olduğu görülmektedir. Çocuğunun tükettiği yiyeceklerin besin değerine dikkat edenlerin çocuğunun günlük alınan vitamin A miktarı diğer gruba göre daha yüksektir. Araştırmanın bulgularına göre ebeveynin eğitim seviyesi ve beslenme bilgi düzeyi yüksek gruplardaki çocukların daha yeterli ve dengeli beslendiği görülmektedir. Bilim Kodu : Anahtar Kelimeler : Okul öncesi, beslenme, yeterli beslenme, dengeli beslenme, günlük besin ihtiyacı Sayfa Adedi : 119 Danışman : Doç. Dr. Semra AKAR ŞAHİNGÖZ vi NUTRIENT INTAKE PRE-SCHOOL CHILDREN (Master Thesis) Betül UZGİDİM GAZI UNIVERSITY THE INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES November 2015 ABSTRACT Sufficient nourishment is vital for the individuals and the society. This research has been planned to define daily nourishment of the children (between the ages 3-6). The number of the children’s has been taken from the Ministry of Education. According to the number of the students, the number of the samples has been determined. The schools have been chosen from different districts in order to be homogeneous. Some of the schools in this research are Eryaman Turkkonut Nursery School, Kecioren Kalaba Nursery School, Mamak Manolya Nursery School and Eryaman TOKI Nursery School. These schools have been visited and student list have been prepared and the amount of food comsumption per month has been determined. By the help of these lists a child’s daily need at a nursery school has been defined. The data’s analysis has been done with SPSS 2.10. According to the results of the research; -When you compare the boys with the girls, some vitamins are on the high level with the girls (The Man Whitney U Test). - the education level is related to the child’s nourishment. The higher the education level of the parents is the more protein the children have. -If the parents don’t care about the food their children consume, the one with these children is on high level if they care about the child’s nourishment, the vitamin A of these children is on the high level. The research indicates that the child’s nourishment is related to the parents education. Science Code : Key Words : Pre-school, nutrition, daily nutritional intake, adequate nutrition, balanced diet Page Number : 119 Advisor : Assoc. Prof. Semra AKAR ŞAHİNGÖZ vii İÇİNDEKİLER TEŞEKKÜR ................................................................................................................... iv ÖZET ............................................................................................................................... v ABSTRACT................................................................................................................... vii İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ viii TABLOLAR LİSTESİ ................................................................................................... xi SİMGELER VE KISALTMALAR ............................................................................. xiii BÖLÜM 1 GİRİŞ ............................................................................................................................. 1 1.1. Problem Durumu ................................................................................................. 3 1.2. Araştırmanın Amacı ............................................................................................ 3 1.3. Araştırmanın Önemi ............................................................................................ 4 1.4. Varsayımlar.......................................................................................................... 4 1.5. Sınırlılıklar ........................................................................................................... 5 1.6. Tanımlar ............................................................................................................... 5 1.6.1. Beslenme ..................................................................................................... 5 1.6.2. Yeterli ve Dengeli Beslenme....................................................................... 5 1.6.3. Yetersiz ve Dengesiz Beslenme .................................................................. 6 1.6.4. Okul Öncesi Dönem ................................................................................... 7 BÖLÜM 2 ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL VE KURAMSAL TEMELLERİ ........ 9 2.1. Okul Öncesi Eğitimin Önemi............................................................................... 9 2.2. Okul Öncesi Çocuklarda Gelişim ........................................................................ 9 2.2.1. Çevre ........................................................................................................ .10 2.2.2.Kalıtım ........................................................................................................10 2.2.3. Beslenme ....................................................................................................11 viii 2.3. Okul Öncesi Çocuklarda Beslenme ....................................................................11 2.3.1. Okul Öncesi Dönemde Tüketilmesi Gereken Besin Grupları .................12 2.3.1.1. Süt ve Türevleri .............................................................................13 2.3.1.2. Et, Yumurta ve Kurubaklagiller ....................................................14 2.3.1.3. Sebze ve Meyveler ..........................................................................15 2.3.1.4. Tahıl ve Türevleri ..........................................................................16 2.3.1.5. Yağlar ve Şekerler .........................................................................17 2.4. Beslenmeye Etki Eden Faktörler ........................................................................18 2.4.1. Çevre .........................................................................................................18 2.4.2. Ekonomik Yapı .........................................................................................18 2.4.3. Sosyo-Kültürel Yapı..................................................................................19 2.4.4. Aile Tutum ve Alışkanlıkları ....................................................................20 2.5. Okul Öncesi Dönemde Karşılaşılan Beslenme Sorunları ..................................21 2.6. Çocuklarda Yetersiz ve Dengesiz Beslenme Sonucu Ortaya Çıkan Hastalıklar ..........................................................................................................22 2.6.1. Obezite.......................................................................................................22 2.6.2. Malnütrisyon .............................................................................................23 2.6.3. Raşitizm .....................................................................................................23 2.6.4. Anemi ........................................................................................................24 2.6.5. Basit Guatr ................................................................................................25 2.6.6. Diş Çürükleri ............................................................................................25 2.7. İlgili Araştırmalar ...............................................................................................26 BÖLÜM 3 YÖNTEM ....................................................................................................................35 3.1. Araştırma Modeli ................................................................................................35 3.2. Evren ve Örneklem .............................................................................................36 3.3. Ölçme Araçları ....................................................................................................37 3.4. Verilerin Toplanması ..........................................................................................37 3.5. Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması .......................................................37 BÖLÜM 4 ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA ................................................39 ix BÖLÜM 5 SONUÇ VE ÖNERİLER ........................................................................................85 5.1. Sonuç ...................................................................................................................85 5.2. Öneriler ...............................................................................................................87 KAYNAKÇA ..................................................................................................................89 EKLER ...........................................................................................................................97 Ek 1. Verilerin Toplanmasında Kullanılan Anket Formu .......................................98 Ek 2. Verilerin Toplanmasında Kullanılan Besin Tüketim Formu ....................... 101 Ek 3. Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü İzni ........................................................ 102 ÖZGEÇMİŞ............................................................................................................... 103 x TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Enerji ve Besin Öğesi Gereksinimleri ...............13 Tablo 2. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Süt Grubu Besin Gereksinimini Karşılayacak Miktarlar ............................................................................................................14 Tablo 3. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Et, Tavuk, Balık, Yumurta ve Kurubaklagil Grubu Besinlerin Gereksinimini Karşılayacak Miktarlar .....................................15 Tablo 4. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Sebze ve Meyve Grubu Besinlerin Gereksinimini Karşılayacak Miktarları ...............................................................16 Tablo 5. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Tahıl Grubu Besinlerin Gereksinimini Karşılayacak Miktarları ......................................................................................17 Tablo 6. Ebeveynlerin Demografik Bilgilerine Göre Dağılımları ......................................39 Tablo 7. Ebeveynlerin Gıda Alışveriş Özelliklerine Göre Dağılımları...............................41 Tablo 8. Ailelerin Yiyecek Hazırlama ve Bazı Beslenme Alışkanlıklarına Göre Dağılım ..............................................................................................................43 Tablo 9. Çocuğun Bazı Beslenme Alışkanlıklarına Göre Dağılım .....................................45 Tablo 10. Ailelerin Yemek Yeme Alışkanlıklarına Göre Dağılım ...................................47 Tablo 11. Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Yiyecek Satın Alma ve Yemek Yeme Alışkanlıkları ....................................................................................................48 Tablo 12. Ebeveynin Eğitim Durumuna Göre Beslenme Alışkanlıklarının İncelenmesi ....51 Tablo 13. Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Çocuğun Beslenme Alışkanlıklarının İncelenmesi ....................................................................................................53 Tablo 14. Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğeleri Değerleri .............................................57 Tablo 15. Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılanma Oranları .....................58 Tablo 16. Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Çocukların Aldığı Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması ..............................................................................60 Tablo 17. Ebeveynlerin Çocuğuyla Yiyeceklerin Besin Değerleri Hakkında Konuşup Konuşmama Durumuna Göre Çocuklarının Tükettiği Besinlerden Aldığı Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması .....................................................63 xi Tablo 18. Ebeveynlerin Çocuklarının İstediği Yiyecekleri Tüketmesine İzin Verme Durumuna Göre Günlük Aldığı Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması ....66 Tablo 19. Ebeveynlerin Çocuklarıyla Sağlıklı Beslenmenin Önemi Konusunda Konuşma Durumuna Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması ..............................................................................68 Tablo 20. Ebeveynlerin Çocuklarıyla Yiyeceklerin Besin Değerleri Hakkında Konuşma Durumuna Göre Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması ...............................................................................................70 Tablo 21. Evde Yemek Saatlerinin Düzenli Olup Olmama Durumuna Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması ....................73 Tablo 22. Yemek Saatlerinde Aile Bireylerinin Sofraya Birlikte Oturup Oturmama Durumuna Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması ..............................................................................................76 Tablo 23. Çocukların Tabaklarında Artık Bırakma Durumuna Göre Aldıkları Enerji ve Besin Öğeleri Bakımından Karşılaştırılması .................................................79 Tablo 24. Çocuğun Yemeği Bitirmek İstemediği Durumlarda Ebeveynin Yaklaşımına Göre Çocukların Aldıkları Enerji Ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması ...........82 xii SİMGELER VE KISALTMALAR BKI Beden Kitle İndeksi FAO Food and Agriculture Organization- Gıda ve Tarım Örgütü FDA Food and Drug Administration- Amerikan Besin ve İlaç Örgütü Fe Demir g Gram kg Kilogram kkal Kilokalori l Litre mcg Mikrogram MEB Milli Eğitim Bakanlığı mg Miligram ml Mililitre n Örnek sayısı SDEM Sağlık Davranışı Etkileşim Modeli Ss Standart sapma Sx Standart hata Vit Vitamin WHO World Health Organisation- Dünya Sağlık Örgütü Zn Çinko xiii BÖLÜM 1 GİRİŞ Çoğu kez birbiriyle karıştırılan büyüme ve gelişim sözcükleri gerçekte birbirinden farklı kavramlardır. Büyüme, bedende gerçekleşen kilo boy artışı gibi sayısal değişiklikleri içermektedir. Gelişim ise çok boyutlu ve disiplinler arası bir alandır. İnsan gelişimi; fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişim olmak üzere dört temel boyuttan oluşan karmaşık bir süreçtir. Her bir boyut gelişimin belirli bir yönünü vurgulasa da söz konusu boyutlar arasında karşılıklı bir ilişki vardır (İnanç, Bilgin ve Atıcı, 2012). Çocuk sadece fiziksel olarak büyümekle kalmaz, aynı zamanda onun beyni ile iç organlarında yapı ve büyüklük olarak da değişmeler olur. Buna karşılık gelişme, değişikliklerin niceliği yanında, niteliğini de içermektedir. Gelişme kavramı, düzenli, uyumlu ve sürekli bir ilerlemeyi ifade etmektedir (Akar, 2006). Gelişim doğumdan yetişkinliğe, yetişkinlikten yaşlılığa kadar uzanan kesintisiz bir süreçtir (İrkin, 2012). Gelişimde kritik dönemler vardır. Ebeveyn bu dönemlerin özelliklerini ve çocuğa hangi dönemde hangi davranışın kazandırılması gerektiğini bilmez ise bazı kazanımların ileriki dönemde telafisi mümkün olmayabilir. Sağlıklı birey olabilmenin önkoşulu olan doğru beslenme alışkanlıklarını çocuklar okul öncesi olarak tabir etiğimiz 3-6 yaşlar arasında edinir. Okul öncesi dönem çocukların yeni kavramlar öğrendikleri ve gelişimlerinin en hızlı olduğu dönemdir (Akman, Öncü, Güler ve Karaaslan, 2005). Büyüme ve gelişmeyi kesinlikle etkileyen koşullar vardır. Beslenme, sağlık koşulları, hastalıklardan korunma ve genetik faktörler başlıcalarıdır (Tunçdoğan ve Tunçdoğan, 2005). Yaşamın ilk beş yılı içinde büyümeyi etkileyen en önemli faktör beslenmedir. Okul öncesi dönem, çocuğun besine karşı pozitif davranışlar geliştirmesi ve olumlu alışkanlıklar 1 edinmesi için önemli bir zaman dilimidir. Oyun çağı çocukları ve okul öncesi çocuklarının büyüme hızı bebeklere oranla daha düşük olmasına karşın oyun aktiviteleri ve büyümenin diğer aşamaları için gerekli olan enerjiyi yeterli düzeyde almalıdırlar. Çocuğun gerek sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanması, gerekse büyüme ve gelişmesini tamamlayabilmesi için, kendisine tüm besin gruplarından besinlerin uygun pişirme yöntemleri ile sunulması ve öğün atlanmadan beslenmesi, çocuğun sağlıklı bir birey olmasının önkoşuludur (Karaağaoğlu ve Samur, 2011). Besine tanım olarak bakıldığında yenilebilen bitki ve hayvan dokuları olarak tanımlanmaktadır. Besinler; protein, karbonhidrat, yağ, vitaminler ve mineraller gibi organik ve inorganik öğelerden oluşmuştur. Bu öğelere ise “besin öğeleri” denir (Toprak, Şentürk, Yüksel, Çakır ve Bideci, 2002). Büyüme çağındaki çocukların gelişimlerinin sağlıklı olabilmesi için tüm bu besin öğelerinden yeterli ve dengeli biçimde almaları gerekmektedir. Yeterli ve dengeli beslenme; büyüme ve gelişme için gerekli olan besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve uygun şekilde kullanılması olarak ifade edilmektedir (Bilge, Bayram, Can ve Binicier, 2013). Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlığın korunması ve yeniden kazandırılmasında rolü giderek önem kazanmaktadır. Bu nedenle beslenme; bireye özgü olarak planlanmalı ve uygulanmalıdır (Arlı, Şanlıer, Küçükkömürler ve Yaman, 2012). Okul öncesi dönemde besleme ve besin konusunda bilgisi olmayan anneler çocuklarının günlük besin ihtiyaçlarını bilmediklerinden ve beslenmeyi genellikle karın doyurma olarak düşündüklerinden çocuğu genellikle tek tip besinlerle beslemekte veya besin değeri düşük, boş kalori denilen besinler vermeleri nedeniyle çocuğun günlük besin tüketim ihtiyacını karşılayamamasına neden olabilmektedir (Köse, 2007). O dönemdeki çocukların yemek saatleri düzenli olmalıdır. Çocuklar genellikle üç öğün yemek yer. Çalışan annelerin çocuklarının okul öncesi kurumundaki yemek yeme durumları ile yakından ilgilenmeleri çocukların gelişimi açısından yarar sağlayacaktır (Leşkeri, 1989). Kas ve kemik gelişiminin çok hızlı olduğu bu dönemde çocuğun temel besin öğelerinden özellikle protein, kalsiyum, vitamin ve minerallere ihtiyacı vardır (Kırkıncıoğlu, 2003). Uzun süreli yetersiz ve dengesiz beslenme sonrası oluşan ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde protein ve kalori alımı yetersizliğine bağlı olarak gelişen protein enerji malnütrisyonu sıklıkla görülmektedir (Leşkeri, 1989). Türkiye’de yapılan ulusal ve 2 bölgesel araştırmalarda, okul öncesi çocuklar arasında malnütrisyon görülme sıklığının yüksek olduğu belirtilmektedir (Uçan, 2007). Okul öncesi dönemi besin alımında taklit dönemidir. Bu dönemde çocuklar ebeveynlerini gözleyerek onların hangi besinleri kabul ettiklerini, hangi besinleri reddettiklerini algılamaya çalışırlar. Aile bireylerinin davranışları doğrultusunda çocuk davranış kazanır. Bu nedenle aile bireyleri çocukların doğru davranış kazanmalarında besin değeri yüksek olanları seçerek iyi örnek olmalıdır (Arlı, Şanlıer, Küçükkömürler ve Yaman, 2012). Sağlıklı nesiller ve gelişmiş toplumların varlığı için çocukların çevresel koşullardan en çok etkilendiği dönem olan okul öncesi döneminden itibaren doğru beslenme alışkanlıkları kazandırılmalıdır. Çocukların her besin grubundan kişisel özelliklerine uygun olarak günlük ihtiyaçları doğrultusunda dengeli bir şekilde tüketmelerinin sağlanması, onların sağlıklı gelişimleri için son derece önemlidir. 1.1. Problem Durumu Bedensel ve ruhsal açıdan sağlıklı bireyler yetiştirmenin ilk koşulu sağlıklı beslenmedir. Konunun önemi ailelerin ve toplumun geleceği açısından da dikkate alındığında okul öncesi çocuklarının beslenme durumunun araştırılması gerekliliği önemli bulunmuştur. Konu ile ilgili literatürde yapılmış benzer araştırmalar olmasına rağmen, sağlıklı çocuklar yetiştirmenin devamlılığının sağlanması açısından belirli aralıklarla yinelenmesi ve böylelikle güncellenmesi gereken toplumsal bir konudur. 1.2. Araştırmanın Amacı Okul öncesi dönem besin alışkanlıklarının kazanıldığı, hoşlanılan ve hoşlanılmayan besinlerin belirlendiği dönemdir. Bu dönemde iyi beslenme alışkanlıklarının kazandırılması ile çocuk yaşamı boyunca doğru ve dengeli beslenebilir. Çocuğun besin tercihinde ebeveynlerin davranışı, çevredeki bireylerin davranışları, zorlamak, önemsememek gibi birçok etmen çocuğun beslenme davranışını yönlendirmektedir. Özellikle çocukların besin seçim tercihleri ailelerin yiyecek tercihlerine bağlı olarak şekillenmektedir (Arlı, Şanlıer, Küçükkömürler ve Yaman, 2012). 3 Bu araştırma, M.E.B’na bağlı okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 3-6 yaş grubu çocukların günlük besin öğelerini alım düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Belirlenen amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır: 1. Araştırmaya dahil edilen 3-6 yaş grubu çocukların günlük enerji ve besin öğesi alım düzeyleri nasıldır? 2. Ebeveynlerin eğitim düzeyine göre çocukların günlük aldıkları enerji ve besin öğeleri oranları değişiklik gösteriyor mu? 3. Evlerde menü planlanırken çocukların besin öğelerine olan gereksinimleri dikkate alınıyor mu? 4. Gıda alışverişlerinde ebeveynler çocuklarla birlikte hareket ediyor mu? 5. Çocuklarla besin maddelerinin yararlarıyla ilgili konuşuluyor mu? 6. Evde yiyecek hazırlama yöntemleri ve yeme alışkanlıkları ne durumdadır? 1.3. Araştırmanın Önemi Okul öncesi dönem, çocukların gelişme ve büyümeleri açısından çok önemli bir dönemdir. Çocuklar birçok alışkanlık gibi, beslenme alışkanlıklarını da bu dönemde edinirler ve hayat boyu devam eder. Gelişim; fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönleriyle bir bütündür. Çocuğun her alandaki gelişimi birbiriyle ilişki içindedir. Herhangi bir gelişim alanındaki aksama, diğer alanlardaki gelişimi de olumsuz etkileyebilir (Kılıç, 2009). Çocukların büyüme ve gelişmeleri açısından önemli bir yaş aralığı olan 3-6 yaş dönemi dikkate alınarak, bu gurubun günlük ihtiyacı olan besinleri yeterli ölçüde tüketmelerinin ne denli önemli olduğu düşünülmüş, tüm bunların sonucunda bu çalışmanın yapılması gerekliliği hissedilmiş ve çalışma planlanmıştır. Araştırma bulgularının okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan eğitimcilere ve okul öncesi dönemde çocuğu olan ailelere çocukların beslenmesi konusunda yol gösterici olduğu düşünülmektedir. 1.4. Varsayımlar Okul öncesi dönemi, besin alışkanlıklarının kazanıldığı bir dönem olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde çocuklara doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılması ile çocukların yaşamları boyunca doğru ve dengeli beslenebilecekleri belirtilmektedir. 4 Çocukların besin tercihinde ebeveynlerin ve çocukların içinde bulunduğu çevre bireylerin davranışlarının şekillenmesinde etkili olmaktadır. Bu araştırma ile okul öncesi 3-6 yaş grubu çocukların besin gereksinimlerinin günlük ne oranda karşılandığı belirlenmiştir. Bu süreçte okul öncesi eğitim kurumlarında örnekleme dahil edilen çocukların ebeveynlerinin ve araştırmacının besin tüketim kayıtlarını eksiksiz bir şekilde aldıkları varsayılmıştır. 1.5. Sınırlılıklar Araştırma; Ankara ili, Eryaman, Mamak, ve Keçiören ilçelerindeki resmi okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 200 çocuk ile sınırlı tutulmuştur. Araştırmada yer alan çocuklar 3, 4, 5, 6 yaş grubu çocuklar ile sınırlandırılmıştır. Bunun nedeni araştırma için başvuru yapılan okul öncesi devlet kurumlarında kayıtlı çocukların bu yaş aralığında olmalarıdır. Besin tüketimi 1 gün ile sınırlıdır. Uygulama 2013-2014 eğitim-öğretim yılının ikinci yarıyılı ile sınırlı tutulmuştur. 1.6. Tanımlar 1.6.1. Beslenme Beslenme, insanın yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için ihtiyacı olan besin öğelerini vücuduna almasıdır. Aynı zamanda fizyolojik bir ihtiyaçtır. Canlı vücudunun hacim ve kütlece doğal seyrinde artması için düzenli beslenmesi gerekmektedir. Gelişim dönemlerinde beslenme ayrıca önemlidir. Kritik dönemlerden geçen çocukların bu süreçte günlük ihtiyaçları doğrultusunda beslenmeleri ileriki yaşamlarında sağlıklı bir birey olabilmeleri için ön koşuldur. 1.6.2. Yeterli ve Dengeli Beslenme Vücudun büyümesi, dokularının yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin öğelerin her birinin yeterli miktarlarda alınması, vücutta uygun şekilde kullanılması durumu “yeterli ve dengeli beslenme” deyimi ile açıklanmaktadır (Toprak, Şentürk, Yüksel, Çakır ve Bideci, 2002). 5 Gelişim döneminde olan okul öncesi çocukları için yeterli ve dengeli beslenme ayrıca önemlidir. Bu dönemde çocuğa günlük ihtiyacı olan besin öğeleri yeterli ve dengeli biçimde verilmediğinde, bu durum çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Sağlıklı ya da yeterli ve dengeli beslenme sadece bireylerin yaşamsal faaliyetleri için değil, toplumun gelişmesi için de temel koşuldur. İnsanın sağlıklı biçimde yaşayabilmesi için 50’ye yakın besin öğesinden yararlanması gerektiği ve bu besin öğelerinden herhangi birinin az ya da gereğinden fazla alınmasının fizyolojik işleyişi bozarak sağlık açısından büyük riskler taşıdığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır (Bilge, Bayram, Can ve Binicier, 2013). 1.6.3. Yetersiz ve Dengesiz Beslenme Vücudun en küçük yapı taşı olan hücrelerin düzenli olarak çalışabilmesi için, günlük olarak tüketilen besinlerden sağlanan proteinler, karbonhidratlar, yağlar, vitaminler, mineraller ve su gibi besin öğelerine gereksinim vardır. Bunların yeterli miktarlarda ve düzenli olarak alınması, büyüme, yaşamın sürdürülmesi, sağlığın korunması için önemlidir (Karaağaoğlu ve Samur, 2011). Bu besinler yeterli miktarda alınmadığında olumsuz durumlarla karşı karşıya kalınabilir. Gelişimin hızlı olduğu okul öncesi dönemde yetersiz ve dengesiz beslenme durumunda, fiziksel gelişimin yanı sıra zeka gelişimi ve öğrenme yeteneklerinin de olumsuz yönde etkilendiği görülmektedir. Daha sonraki yaşlarda çocukların fiziksel gelişimleri beslenme durumlarının iyileştirilmesi ile bir dereceye kadar düzelebildiği halde mental gelişimlerindeki bozukluğun yeterli ve dengeli beslenen çocukların düzeyine erişemediği görülmekte ve bu durum okul çağında kendisini göstermektedir (Başkale, 2010). Yeterli ve dengeli beslenerek, vücudun gereksinimi olan tüm besin öğeleri karşılanabilir. Dengeli beslenmenin en önemli unsurlarından bir tanesi de besin çeşitliliğine dikkat edilmesidir. Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanabilmesi için toplumdaki bireylerin beslenme konusunda eğitilmesi gereklidir (Tek, 2008; Tepe, 2010; Sakar, 2013). Özellikle okul öncesi dönem çocuklarının beslenmesi konusunda anneler bilinçli olmalı ve çocukların günlük besin ihtiyaçları doğrultusunda mönü planlamalıdırlar. 6 1.6.4. Okul Öncesi Dönem Okul öncesi dönem 1-6 yaş arasını kapsamaktadır. Ancak resmi okul öncesine kayıtlı olan çocuklar 3-6 yaş aralığında olmaktadır. Yeni doğan ile 3 yaş arasında kalan çocuklar özel bebek bakım evlerinde bakılmaktadır. Buna göre, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet anaokullarının kayıtlarına göre okul öncesi dönemi çocukları 3-6 yaş grubu çocuklardır. Bu dönem çocuklar için yaşadıkları çevre ile tanıştıkları dönemdir. Fiziksel ve duygusal olarak çevreye uyum sağlamaya çalışılan bir dönemdir. Oyun oynayarak, taklit edilerek çevreden edinilen roller benimsemeye çalışılır. Soyut ve somut kavramların öğrenilmeye çalışıldığı bir dönemdir (Arlı, Şanlıer, Küçükkömürler ve Yaman, 2012). Yaşamın en önemli ve kritik olduğu sıfır-altı yaşlar arasındaki dönemi kapsayan süreç; literatürde erken çocukluk olarak ta yer almaktadır ve çocuğun kişiliğinin oluşumunda, temel bilgi, beceri ve alışkanlıkların, tutumların kazanılmasında en önemli yıllardır. Okul öncesi dönemdeki çocukların bu evrede öğrendikleri bilgiler kalıcı olmakta, bununla birlikte bu dönemde bilişsel, zihinsel ve dil gelişimi son derece hızlı ilerlemektedir. Bu sebeple gelişimin hızlı olduğu bu dönemde çocuklara ebeveynleri ve eğiticiler tarafından destek olunmalıdır (Çakmak ve Yılmaz, 2009). 7 8 BÖLÜM 2 ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL VE KURAMSAL TEMELLERİ 2.1. Okul Öncesi Eğitimin Önemi Küçük yaştaki çocukların eğitimi ile ilgili görüşler M.Ö. 400 yıllarına kadar uzanmaktadır. (M.Ö. 427-347) Antik Yunan düşünürlerinden Plato “Republic” (Cumhuriyet) adlı eserinde bireysel farklılıkları ve her çocuğun belirli yeteneklerini keşfetmek için atılması gereken adımları tartışmış, erken yaşlardaki eğitimin önemine işaret etmiştir (Poyraz ve Dere, 2003). Küçük yaştaki çocukların sağlıklı gelişimleri; sağlıklı ve başarılı yetişkinliğin, sorumluluk sahibi vatandaşlığın, ekonomik olarak üretkenliğin, güçlü halkların, adil ve eşit bir toplumun oluşmasını sağlar (Kargı, 2011). Her bireyin içinde bulunduğu topluma uyum sağlamak ve yaşadığı toplumun bir parçası olabilmek için eğitime gereksinimi vardır (Odluyurt, 2007). Okulöncesi dönem insan hayatının temelini oluşturmaktadır. Kişiler edindikleri bilgi, beceri, tutum ve davranışların önemli bir bölümünü bu dönemde gerçekleştirir. Kişilik gelişiminin de oluşmaya başladığı bu dönemde edinilen alışkanlıklar ileriki yaşlarda da bireylerin hayatını şekillendirmektedir. Gelişimin son derece hızlı olduğu bu dönemde gerekli ortam ve fırsatlar yaratılarak çocukların gelişimleri desteklenmez ise yaşamın ileriki dönemlerinde bu eksiklerin giderilmesi mümkün olmayabilmektedir (Bozarslan ve Batu, 2014). 2.2. Okul Öncesi Çocuklarda Gelişim İlk Çocukluk Dönemi (3–5 Yaş Arası): İlk çocukluk döneminde fiziksel ve zihinsel gelişim ile dil gelişimi hızlı bir biçimde sürmekte; çocuklar, öz bakım becerileri açısından kendini geliştirmektedir ve cinsiyet rollerinin farkına varmaya başlamaktadır (İrkin, 2012). Bu dönemde çocuğun gelişimini etkileyen faktörler aşağıda sunulmuştur. 9 2.2.1. Çevre Gelişimi etkileyen faktörler arasında çevre, doğum öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılmaktadır. Annenin hamilelik döneminde geçirdiği hastalıklar embriyonun gelişimini etkileyebilmektedir. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, şişmanlık gibi metabolizma hastalıkları annenin düşük yapmasına sebep olabilmektedir. Virütik hastalıklardan olan kızamıkçık (rubella)’nın sağır, zekâ ve görme engeli veya kalp rahatsızlığı gibi problemli bebeklerin doğumuna yol açtığı bildirilmektedir. Ayrıca grip, su çiçeği gibi hastalıklar fetüsün ölümüne veya özürlü doğmasına sebep olmaktadır. Frengi gibi zührevi hastalıkların da doğum öncesi gelişimi ve fetüsün sağlığını olumsuz etkilediği bilinmektedir (Kılıç, 2009). Doğum sonrasında ise çocuk, gelişimini sürdürebilmek için kendisiyle ve çevresiyle etkileşim haline geçer. Bu dönemde ebeveynlere düşen görev ise çocuklarını tanımaya ve anlamaya çalışmaktır (Cürebal ve Özben, 2012). Çocuğun gelişmesi ve sosyalleşmesi, aileden başlayıp arkadaş grubu, okul, çeşitli görsel ve işitsel iletişim araçlarıyla gerçekleşmekte; yetişkinlik sürecinde de devam ederek ömür boyu sürmektedir (İrkin, 2012). Gelişimin hızlı olduğu dönemlerde çevrenin etkisi fazla, yavaş olduğu dönemlerde azdır. Yaşamın ilk yılları, çocukluk ve ergenlik dönemleri gelişimin hızlı olduğu, çevrenin olumlu ve olumsuz etkilerinin sıklıkla görüldüğü yıllardır. Dolayısıyla bireyin davranışlarında kalıcı izler bırakabilir. Yaş ilerledikçe çevrenin etkisi giderek azalır (Kılıç, 2009). 2.2 2. Kalıtım Kalıtım; insanın ailesinden kendisine geçen ve doğuştan var olan nitelikleridir. İnsanın sağlık düzeyini belirleyen önemli bir etmendir. İyi bir kalıtımın göstergesi iyi gelişmiş bir vücut yapısı ve normal zihinsel yeteneklerdir. İnsan, kalıtım örüntüsünü değiştiremez, fakat uygun bir çevre, sınırlı yeteneklerden en üst düzeyde yararlanma olanağı sağlar. Diğer yandan birçok çevresel etmen kalıtımı oluşturan genleri etkileyebilir. Ayrıca doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası yaşamdaki beyin yapısını etkileyen etmenler zihinsel yetenekleri sınırlar. İyi kalıtımsal yetenekler, uygun olmayan çevrede geliştirilemez (Onur, 2007). 10 2.2.3. Beslenme Gelişimi etkileyen faktörlerin başında beslenme gelmektedir. Beslenme çocukların büyümesi ve gelişmesi için son derece önemlidir. Doğumdan itibaren anne sütü ile beslenen bebek katı besinlere geçişle birlikte hızla büyümeye ve gelişmeye başlar. Anneler, çocuklarını beslerken onların gereksinimlerini bilmeli ve buna göre menü planlamalıdırlar. Aksi takdirde çocuklar günlük ihtiyaçları olan besin gruplarından yeterli miktarda alamayacaklar ve buna bağlı olarak çeşitli sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalacaklardır. Yetersiz ve dengesiz beslenme durumlarında vücudun büyüme, gelişme ve normal çalışmasında aksaklıklar olacağından “yeterli ve dengeli beslenme sağlığın temelidir” denilebilir. Yetersiz ve dengesiz beslenmenin; bazı hastalıkların oluşmasında doğrudan (pellegra, beriberi, skorbüt, anemi, raşitizm vb.) bazılarında ise dolaylı (enfeksiyon hastalıkları, kalp-damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, karaciğer hastalıkları, şişmanlık vb.) etkisi bulunmaktadır (Köse, 2007). 2.3. Okul Öncesi Çocuklarda Beslenme Okul öncesi dönem, çocukların yeni şeyler öğrendikleri bir dönemdir. Gelişimlerinin çok hızlı olduğu bu dönemde çocuklar edindikleri alışkanlıkları ömür boyu sürdürürler. Sağlıklı büyüme ve gelişmenin ön koşulu olan beslenme alışkanlıkları da bu yaşlarda çocuklara kazandırılır. Beslenmede amaç, çocuğun yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite gibi çeşitli dış etmenlere göre gereksinimi olan enerji ve besin öğelerinin her birini yeterli miktarda almalarını sağlamaktır. Bunun yanı sıra yiyeceklerin besin değerlerini kaybetmeden hazırlayıp tüketmeleri de önem taşımaktadır (Mocan, 2007). Okul öncesi çağdaki çocuklar öğrenmeye açık ve istekli olurlar. Bu yaşlarda alınan eğitimin sonucunda geliştirilen alışkanlık ve davranış biçimlerinin büyük bölümü yetişkinlik dönemine de taşınmaktadır. Okul öncesi dönemde, pek çok alanda olduğu gibi çocuğun beslenme alışkanlığının gelişmesinde de aile ve eğitimciler öncelikli etkenlerdir (Arslan ve Akça, 2012). 11 Erken yaşlarda verilecek doğru beslenme eğitimi, çocukların sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları edinmelerinde ve bunu hayatları boyunca uygulamalarında yardımcı olacaktır (Özilgen, 2007). Okul öncesi dönemin başında çocuklar, tam olarak başkalarına bağımlı ve sınırlı türden besinler tüketirken, aynı dönemin sonunda tam olarak bağımsız, farklı türden besinleri tüketir duruma gelmelidir. Beslenme açısından oldukça değişkenlik gösteren bu dönem, sağlıklı beslenme alışkanlığının gelişmesi açısından da önemlidir (Gökçay ve Garipağaoğlu, 2002). 2.3.1. Okul Öncesi Dönemde Tüketilmesi Önerilen Besin Grupları Çocuğun beslenmesindeki amaç sağlıklı büyümesini ve gelişmesini sağlamaktır. Çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişebilmesi ancak başarılı bir beslenme ile mümkündür. Okul öncesi yaştaki çocukların en önemli özelliği devamlı büyüme ve gelişme halinde olmalarıdır. Bu çağda gerekli tüm enerji ve besin öğelerinin karşılanması için çocukların günlük ihtiyacı olan besin gruplarından yeterli miktarda tüketmeleri sağlanmalıdır (Demirkaynak, 2004) 12 Aşağıda Tablo 1’de okul öncesi dönemi çocuklarının günlük enerji ve besin öğesi gereksinim oranları sunulmuştur. Tablo 1. Okul Öncesi Çocukları İçin Günlük Enerji ve Besin Öğesi Gereksinimleri Besin Öğeleri 1-3 Yaş 4-6 Yaş Enerji (k/kal) 1250 1650 15-18.8 20-25.5 A vitamini (mcg) 300 400 E vitamini (mg) 6 7 B6 vitamin (mg) 0.5 0.6 Folik asit (mcg) 150 200 C vitamini (mg) 60 60 Kalsiyum (mg) 500 800 Magnezyum (mg) 80 130 Fosfor (mg) 460 500 Demir (mg) 7 10 Çinko (mg) 3 5 B12 vitamini (mcg) 0.9 1.2 Kalsiyum (mg) 500 800 Fosfor (mg) 460 500 Demir (mg) 7 10 Çinko (mg) 3 5 Magnezyum (mg) 80 130 İyot (mcg) 90 90 D vitamini (mcg) 10 10 K vitamini (mcg) 30 55 Tiamin (mg) 0.5 0.6 Riboflavin (mg) 0.4 0.5 6 8 Protein (g) Niasin (mg) (Sağlık Bakanlığı, 2004). 2.3.1.1. Süt ve Türevleri Süt, insan beslenmesinde temel besin maddelerindendir. Yeni doğan bebeğin besin gereksinmeleri anne sütü ile karşılanmaktadır. Yeni doğmuş bebeğin anne sütü ile 13 beslenmesi; bebeğin büyümesi, gelişmesi ve zeka gelişimi bakımından çok önemlidir (Baysal, 2014a). Kalsiyum kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişiminde, hücre çalışmasında önemli rol oynar. Tüketilmesi önerilen miktar; yaş, cinsiyet ve fizyolojik duruma(büyüme ve gelişme dönemi, gebelik, emziklik, yaşlılık) göre değişiklik göstermektedir (Sağlık Bakanlığı, 2004). Bu grupta kemik, diş gelişimi, sinir sistemi ve kasların düzenli çalışması için gerekli vitamin ve mineralleri içeren; süt, yoğurt, ayran, peynir, süttozu, çökelek, dondurma, sütlü tatlılar ile süt ya da yoğurtla yapılan diğer yiyecekler yer alır (Ünver ve Ünüsan 2004). İnek sütünde esansiyel yağ asitleri, C vitamini, çinko ve niasin düzeyleri düşüktür. Düşük yağ içerikli sütler (1.5-1.8g/1000ml.), bir yaş öncesi (bazı ülkelerde 2-3 yaş öncesi), yağsız sütler (<0.3g/1000ml.) ise 5 yaş öncesi için önerilmez. Yağı azaltılmış inek sütünün enerji, yağ asitleri ve yağda eriyen vitaminlerden A ve D vitaminleri içeriklerinin düşük olması nedeniyle bebeklerde kullanılması uygun değildir (Köksal, 2008). Süt ve ürünlerinin yanı sıra balıklar (özellikle kılçığı ile beraber yenilenler) koyu yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıl ürünleri, pekmez, zenginleştirilmiş besinler ve kurubaklagiller de belirli bir miktar kalsiyum sağlar. Ancak bu besinlerden sağlanan kalsiyumun vücutta kullanımı süte göre daha sınırlıdır (Sağlık Bakanlığı, 2004). Aşağıda süt grubu besinlerden hangi oranlarda alınması gerektiği belirtilmiştir. Tablo 2. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Süt Grubu Besin Gereksinimini Karşılayacak Miktarlar Besinler 3-6 yaş için ortalama g/gün Süt, yoğurt, 600 (3 su bardağı) Peynir 30 (1 dilim) (Sağlık Bakanlığı, 2008) 2.3.1.2. Et, Yumurta ve Kurubaklagiller Bu besin grubu; protein, demir, çinko, fosfor, magnezyum ve çeşitli vitaminler içermektedir. Ayrıca kurubaklagil grubunda posa bulunmaktadır (Bilge, Bayram, Can ve Binicier, 2013). Genel olarak baklagiller kompleks karbonhidrat, protein ve diyet lifi kaynağıdır. Ayrıca vitamin, karotenoidler ve fenolik bileşikler gibi besin öğesi olan ve 14 olmayan bileşenleri içerirler (Akıllıoğlu, 2009). Bu besin grubu bebeklik, çocukluk gibi büyümenin hızlı olduğu bunun dışında gebelik ve laktasyon gibi ihtiyacın arttığı dönemlerde diyet içeriğinde mutlaka yer almalıdır. Protein gereksinimi arttığı için bebek ve çocukların her gün bir yumurta tüketmesi önerilmektedir (Bilge, Bayram, Can ve Binicier, 2013). Kurubaklagiller, protein bakımından zengin olan gıda grupları arasında et, süt ve yumurtadan sonra yer almaktadır (Sabbağ, 2009). Okul öncesi çocukların bu besin grubundan günlük tüketmesi gereken miktarları aşağıda belirtilmiştir. Tablo 3. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Et, Tavuk, Balık, Yumurta ve Kurubaklagil Besin Gereksinimini Karşılayacak Miktarlar Besinler 3-6 yaş için ortalama g/gün Et , tavuk, balık ya da köfte 120 (4 köfte kadar) Kurubaklagiller, 60 (1 fincan) Yumurta 50 (1 adet) (Sağlık Bakanlığı, 2008) 2.3.1.3. Sebze ve Meyveler Sebze ve meyve grubu çeşitlilik bakımından oldukça zengindir. Pek çok bitkinin yenilebilen kısımları sebze-meyve grubunda yer almaktadır. Sebze meyve grubu folik asit, beta-karoten, posa, çeşitli vitamin ve mineraller içermektedirler. Günlük 4-5 porsiyon taze sebze ve meyve tüketilmesi önerilmektedir (Bilge, Bayram, Can ve Binicier, 2013). Folik asit, A vitaminin ön öğesi olan beta-karoten, E, C, B2 vitamini, kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum, posa ve diğer antioksidan özelliğe sahip bileşiklerden zengindirler. C vitamini gereksinimi büyük oranda bu gruptan karşılanır (Sağlık Bakanlığı, 2002). Vücuda zararlı maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı besinler sebzeler ve meyvelerdir (Onur, 2007). Sebze ve meyveler; büyüme ve gelişmeye yardım ederler, hücre yenilenmesini, doku onarımını sağlarlar, deri ve göz sağlığı için temel öğeler içerirler, diş ve diş eti sağlığını korurlar, kan yapımında görev alan öğelerden de zengindirler. Hastalıklara karşı direncin 15 oluşumunda etkindirler, dengesiz beslenmeye bağlı şişmanlık ve kronik hastalıkların, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, bazı kanser türleri oluşma riskini azaltırlar, bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olurlar (Onur, 2007). Okul öncesi çocukların bu besin grubundan günlük tüketmesi önerilen miktarlar Tablo 4’te sunulmuştur. Tablo 4. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Sebze ve Meyve Grubu Besinlerin Gereksinimini Karşılayacak Miktarlar Besinler 3-6 yaş için ortalama g/gün Yeşil ve sarı, 100 Diğer 200 (Sağlık Bakanlığı, 2008) 2.3.1.4. Tahıllar ve Türevleri Tahıl grubu ürünler dünyada stratejik önemi en yüksek olan ürünler olup ilk çağlardan beri insanlar tarafından kültürü yapılarak üretilen besin grubudur. Beslenme açısından önemli bitkisel ürünler olan tahıllar kapsamında buğday, mısır, pirinç, arpa, yulaf, çavdar ve diğer tahıllar yer almaktadır (Ekonomi Bakanlığı, 2013). Tahıl tanelerinin yağı vitamin E’den zengindir. Tahıllarda A vitamini aktivitesi gösteren öğelerle C vitamini hemen hemen yoktur. Tahıllar B12 dışındaki B grubu vitaminlerinden zengin, özellikle B1 vitamininin (tiamin) en iyi kaynağıdır. Bu vitaminler tahıl tanelerinin çoğunlukla kabuk ve özünde bulunmaktadır. Tahıllar ayrıca bir miktar yağ, lif, karbonhidrat ve protein de içerirler, ancak bu gruptaki proteinin vücutta kullanımı et grubundaki kadar kaliteli değildir (Sağlık Bakanlığı, 2004). Bu gruptaki besinler sinir, sindirim sistemi ve deri sağlığı ile hastalıklara karşı dirençte etkilidir (T.C.Sağlık Bakanlığı, 2008). Başlıca tahıl proteinleri; prolamin (zein), glutelin, globülin ve albümindir. Bu proteinlerin elzem aminoasit örüntüleri değişiktir. Elzem aminoasit yönünden dengesiz olanı prolamindir. Prolamin, en az pirinçte ve en fazla mısırda bulunur (Köksal, 2008). Tahıl ve türevlerinden günlük alınması gereken miktar, bireyin çalışma durumuna, diğer bir deyişle enerji ihtiyacına göre değişir. Okul öncesi çocuklar için günlük diyetle 3-6 16 porsiyon alınması yeterlidir. Tahıl ve türevlerinden çocukların tüketebileceği porsiyon örnekleri olarak 1 dilim ekmek, yarım fincan büyüklüğünde pasta ya da pişmiş tahıl, 4-6 tane kraker, 10-15 adet bisküvi, 4-6 yemek kaşığı makarna ya da pilav, yarım fincan pişmiş tahıl 1 porsiyon olarak değerlendirilebilir (Ünver ve Ünüsan, 2004) Okul öncesi çocukların bu besin grubundan günlük tüketmesi önerilen miktarlar Tablo 5’te belirtilmiştir. Tablo 5. Üç-Altı Yaş Çocukların Günlük Tahıl Grubu Besinlerin Gereksinimini Karşılayacak Miktarlar Besinler 3-6 yaş için ortalama g/gün Ekmek 100 (4 dilim kadar) Pirinç ya da makarna 50 (3 yemek kaşığı kadar) (Sağlık Bakanlığı, 2008) 2.3.1.5. Yağlar ve Şekerler Yağların insan beslenmesinde önemli yeri vardır. Yağda çözünen ADEK vitaminleri beslenmede oldukça önemli besin öğeleridir. Yetişkin insan vücudunun ortalama % 18’i yağdır. Genelde kadınların vücudunda erkeklere göre daha çok yağ bulunur ve 1 gr yağ 9 kalori enerji sağlar. İnsan ihtiyacından fazla besin alımı gerçekleştirirse vücudun yağ oranı artar, harcadığından az yediğinde ise azalır. Bu nedenle vücut yağı insanın başlıca enerji deposudur. Enerji kaynağı olmadığında, vücuttaki yağ deposu kullanılır (Sağlık Bakanlığı, 2002). Deri altı yağ tabakası vücut ısısının kaybını önler. Yağ, organları çevreleyerek dış etkenlerden korur, midenin boşalmasını geciktirir (Baysal, 2014a). Yağlar, yağda çözünen vitaminler için taşıyıcı fonksiyona sahiptirler. Bu gruptaki besinleri aşırı miktarda tüketmek ise kişiyi dengesiz beslenmeye götürür (Onur, 2007). Günlük yağ alımında bitkisel yağlar tercih edilmeli, özellikle de zeytinyağı tüketimine önem verilmelidir (Bulduk 2002). Şeker grubuna bal, pekmez, tahin helvası, pasta, çikolata gibi tatlılar girmektedir. Bu gruptaki besinlerin enerji değerleri yüksektir. Şeker kaynakları; şeker pancarı ve şeker kamışından elde edilen şeker ile bal, pekmez gibi doğal gıdalar, sakarin, siklamat, aspartam gibi yapay tatlandırıcılardır. Şekerler % 99.9 sakkaroz içerirler ve vücuda enerji sağlayan 17 kaynaklardır. Bal, ortalama olarak % 17.2 su, % 41 glikoz, % 41 früktozdan oluşur. Çok az miktarlarda protein (% 0.3), minareller (% 0.2), B grubu vitaminlerinden bazıları, renk ve lezzet vericiler içerir. Ortalama olarak sıvı pekmezin % 36.5 su, % 3.5 kül ve kalanı karbonhidrattır. Pekmezdeki karbonhidratlar genellikle glikoz ve früktozdur. Pekmez demir, potasyum ve kalsiyum bakımından da zengindir ve az miktarda karotenoidler, flavanoidler ve B grubu vitaminleri de içerir. Şekerlerin enerji değeri çok yüksek olduğundan kişilerin enerji gereksinmesine göre değişiklik göstermektedir (Baysal, 2014a). 2.4. Beslenmeye Etki Eden Faktörler Beslenmeyi etkileyen çeşitli faktörler vardır. Çevre, ekonomik yapı, sosyo-kültürel yapı, aile tutum ve alışkanlıkları bunların başlıcalarıdır. 2.4.1. Çevre Çocuğun beslenmesi, çevre koşulları, ailesinin sosyo-ekonomik durumu ve çocuğa verilen eğitimle yakından ilgilidir. Bu eğitimde en büyük katkı evde ailenin, okulda ise öğretmenlerindir. Bu nedenle öğretmenlerin kendi beslenme bilgilerinin iyi olması ve bunu öğrencisine doğru uygulatarak yansıtabilmesi önem taşır (Sakar, 2013). Yeme konusunda sosyal çevre önemlidir, çünkü çocuklar ne yemeleri ve niçin yemeleri gerektiği konusunu çevreden öğrenirler. Yemek hususunda sosyal çevrenin sunduğu birçok imkan vardır. Ödüllendirme, seçenek sunma, yetişkinlerce model olma, benzerlerince model olunma bunlardan birkaçıdır (Tepe, 2010). Okul ortamı yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıkları kazandırarak, kısa ve uzun vadede ortaya çıkabilecek hastalıkların önlenmesi için gerekli bilgi, yetenek ve davranışların gelişmesinde önemli bir konuma sahiptir (Sabbağ, 2009). 2.4.2. Ekonomik Yapı Ailenin kültürel düzeyi ve sosyoekonomik olanakları çocuğun beslenme durumunun en güçlü belirleyicilerinden biridir (Öncü vd., 2011). 18 Ailelerin beslenme biçimleri satın alma olanaklarından doğrudan etkilenmektedir. Bu da gelir düzeyiyle doğru orantılıdır. Kişinin gelir seviyesi yükseldikçe satın alma gücü artmakta, beslenme kalitesi yükselmekte ve besin çeşitliliği artmaktadır. Günümüzde halen gelişmekte olan ülkelerde her yıl 6 milyondan fazla çocuk önlenebilir nedenlerden ölmektedir. Bu ülkelerde yaşayan 5 yaş altı 200 milyon çocuk yoksulluk, kötü beslenme, sağlık ve bakım koşulları nedeniyle potansiyel bilişsel gelişmelerine ulaşamamaktadır (Köksal, 2008). Gelir düzeyi kısıtlı olan bir ailenin, en az masrafla dengeli beslenme yollarına başvurmaya çok özen göstermesi gerekir. Bunun için de bireylerin beslenme bilgi düzeyinin yüksek olması önem taşımaktadır (Akşit, 1991). Sağlık göstergeleri ile sosyoekonomik durum arasında bir ilişki olduğu söylenebilir. Gelir düzeyi yükseldikçe sağlık olumlu yönde etkilenmektedir. Bununla birlikte gelir düzeyi azaldıkça hastalık ve ölüm oranları da artmaktadır (Tüylüoğlu ve Tekin, 2009). Gelir seviyesi yüksek olan aileler besin seçiminde de daha esnek davranabilmektedir. Ancak bu durum düşük gelirli aileler için aynı olmamakta ve bu durumdan en çok büyüme çağındaki çocuklar etkilenmektedir. Çocukluk döneminde besin değeri yüksek besinlerin çocuğun ihtiyacını karşılayacak düzeyde tüketmesinin sağlanması hayat boyunca sağlığını ve verimliliğini etkilemektedir. Ancak günümüz şartları göz önüne alındığında satın alma gücünün hane halkının beslenmesini doğrudan etkilediği görülmektedir. 2.4.3. Sosyo-Kültürel Yapı Bireylerdeki çeşitli yeme alışkanlıkları, yemeklerin çeşidi ve pişirilme yöntemleri toplumdan topluma, iklimden iklime veya ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir (Oktay, 2000). Ülkemizde ortalama besin tüketim düzeyine bakıldığında, nüfusun yeterli beslendiği izlenimi oluşmasına karşın, çok önemli beslenme sorunlarının varlığı da bir gerçektir. Bir sosyal grup açlığını giderebilecek düzeyde bile besin bulamazken, diğer bir grup sadece günlük enerjisini karşılayacak düzeyde, başka bir grup gereğinin çok üstünde besin tüketmektedir. Bunun sonucu toplumda bir yandan açlık ve dengesiz beslenme, diğer yandan aşırı beslenme sonucu sağlık sorunları görülmektedir (Baysal, 2014a). Son yıllarda kronik hastalıkların önlenmesi amacıyla birçok ülke ve dünya genelinde de Birleşmiş Milletler ve ilgili örgütler sağlıklı beslenme rehberlerini geliştirerek halkın bilinçlenmesine yönelik çalışmaları arttırmışlardır. Ancak bu faaliyetlere rağmen, 19 beslenme rehberlerinde yer alan önerilerin tüketiciler tarafından yeterince algılanıp uygulanmadığı, beslenme konusunda yanlış birtakım inanışların varlığını sürdürdüğü görülmektedir. Bu sorun, beslenme eğitim programlarının sürekli ve etkin olmasının gerekliliğini göstermektedir. Her şeyden önce öneriler, halkın sosyal, kültürel ve ekonomik koşullarına uygun olmalıdır. Yeme alışkanlıklarının düzenlenmesi için öncelikle anne ve baba başta olmak üzere aile eğitimi, sonra da anaokullarından başlayarak örgün eğitimin her kademesinde beslenme eğitimine yer verilmelidir (Sabbağ, 2009). 2.4.4. Aile Tutum ve Alışkanlıkları Katı gıdalara geçişle birlikte, ebeveynin olumsuz tutumları çocuğun beslenme alışkanlıklarının gelişmesinde ve beslenme sorunlarının ortaya çıkmasında önemli rol oynamaktadır. Özellikle sert disiplin içeren uygulamalar sonucunda çocuğun üzülmesi ve sinirlenmesi, yeme miktarını etkileyebilir (Ünlü, Aras, Güvenir, Büyükgebiz ve Bekem, 2006). Çocukları davranışları karşısında tehdit etmek, çocuklarda; korkuya, boyun eğmeye, tehditlerin gerçekleşip gerçekleşmediğinin denenmesine, kalbinin kırılmasına, anneye ve babaya karşı kızgın ve isyankâr olmasına, inatla istenmeyen davranışın devam etmesine neden olmaktadır (Cürebal ve Özben, 2012). Çocuğun yeme alışkanlıkları doğrudan veya dolaylı olarak ailenin, özellikle anne ve babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenmektedir (Uçan, 2007). Annenin beslenme bilgisi çocuğun beslenme durumunu ve buna bağlı olarak gelişim dönemine uygun boy ve kilo artışını doğrudan etkilemektedir (Özdoğan vd., 2012). Bu nedenle aileler çocuklarının yanında doğru beslenme davranışları sergilemelidir. Yeterli ve dengeli beslenmeyi özendirici, çocukların kendi kendilerine beslenmelerini sağlayacak davranışlarda bulunmalıdır (Aydın, 2007). Tüm bu nedenlerden dolayı okul öncesi çocuklarının beslenmesi dikkatle üzerinde durulması gereken bir konu olarak düşünülmelidir. Çocukların beslenmesinden sorumlu kişiler onların gelişim özelliklerini dikkate alarak uygun besinleri seçmeli, çocuklara iyi örnek olmalıdırlar. Ebeveynler çocuklara; beslenmenin, onların ileriki yaşamlarında ne kadar etkili olacağını, onlarında anlayabileceği bir dille anlatmalıdırlar. Böylelikle çocuklar, beslenmenin sağlıklı gelişim için önemini kavrayacaklar küçük yaşta edindikleri bilgilerle yaşamları boyunca doğru beslenmeye çalışacaklardır. 20 Aile tutum ve alışkanlıkları büyüme çağındaki çocukların davranış ve alışkanlıklarında belirleyici rol oynamaktadır. Aşağıda farklı anne-baba tutumları belirtilmiştir: 1- Otoriter anne-baba tutumu 2- Serbest anne-baba tutumu 3- Aşırı koruyucu anne-baba tutumu 4- İlgisiz kayıtsız anne-baba tutumu 5- Dengesiz anne-baba tutumu 6- Reddedici anne-baba tutumu 7- Mükemmeliyetçi anne-baba tutumu 8- Güven verici, destekleyici anne-baba tutumu Bu farklı tutum ve yaklaşımlar her anlamda olduğu gibi beslenme alışkanlıklarının oluşmasında ve oturmasında da çocuğu etkilemektedir. Büyüme ve gelişme süreci içinde olan çocukların kazanacakları beslenme alışkanlıkları yaşam boyu sürecektir (Sakar, 2013). Ailenin ve Aile İçinde Çocuğun Korunması ve Çocuğun Statüsü Komisyonu Raporu’na göre, aile, ilk sosyal deneyimlerin yaşandığı, yetişkin dünyasına ait ilk verilerin toplandığı, yüz yüze ve içten ilişkilerin en güçlü olduğu birincil gruplardandır. Bireyin ilk sosyal çevresi olan aile şüphesiz ki, bireyin üzerinde toplumun etkisini hissettirdiği ilk yerdir (Toker ve Hocaoğlu, 2009). 2.5. Okul Öncesi Çocuklarda Karşılaşılan Beslenme Sorunları Bebek ve küçük çocukların % 15-35’inde beslenme sorunlarının olduğu bildirilmektedir. En sık görülen beslenme güçlükleri yetersiz yeme, bazı besin tiplerini reddetme, yemek zamanında uygunsuz davranışlar ve garip yeme alışkanlıkları sergilemeleridir (Ünlü, Aras, Güvenir, Büyükgebiz ve Bekem, 2006). Bu tür çocuklar daha bebeklikten itibaren yemek yemeye karşı belirgin bir direnç gösterirler. Yemek istememe, zorlanma karşısında ağlama, kusma vb. tepkiler bu çocukların yemek olayına gösterdikleri olumsuz tepkilerden bazılarıdır (Oktay, 2000). Besin gereksinimleri, yaş, cinsiyet, boy, vücut ağırlığı ile metabolik ve fiziksel aktiviteye bağlıdır (Eker, 2006). Yetişkinlerin büyük çoğunluğunda obezite başlangıcının çocukluk çağlarına uzandığı bilinmektedir (Şimsek vd., 2005). Bebeklik döneminde oluşan obezitenin yaş ilerledikçe kendiliğinden düzelmesi mümkünken, çocukluk ve adölesan 21 dönemde oluşan obezitenin erişkin dönemde de devam etme olasılığı yüksektir (Güler, Gönener, Altay ve Gönener, 2009). 2.6. Çocuklarda Yetersiz ve Dengesiz Beslenme Sonucu Ortaya Çıkan Hastalıklar Beslenme bozuklukları sonucunda; obezite, tansiyon, kalp-damar hastalıkları vb. fiziksel sağlık sorunlarının görülme sıklığının günümüzde artış göstermesi beraberinde beslenmenin psikolojik yönünün daha fazla ele alınmasına neden olmuştur. Çünkü beslenmenin, fizyolojik yönü kadar psikolojik yönü de vardır. Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için, bireylerin sağlıklı ve doğru beslenme davranışlarını erken yaşta edinmeleri ile hem fizyolojik hem de psikolojik beslenme bozuklukları önlenebilir (Kundakcı, 2005). 2.6.1. Obezite Obezite; vücudun yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkması olarak tanımlanmaktadır. Vücuttaki yağ miktarına ve dağılımına bağlı olarak hastalıkların morbidite ve mortalitesi değişkenlik göstermekte, yaşam kalitesi ve süresi olumsuz yönde etkilenmektedir. Obezite ile kalp damar hastalıkları, inme, hipertansiyon, kanser (meme, prostat, kolon, endometrium), tip II diabet, osteoartrit, safra kesesi hastalıkları, reflü, uyku apnesi, solunum yetmezliği görülme sıklığı artmaktadır (WHO, 2003). Şişmanlık uzun süren bir enerji dengesizliğinin sonucunda ortaya çıkar. Bunun belli başlı nedenleri: 1. Fazla yeme, 2. Fiziksel hareketlerin azlığı, 3. Psikolojik bozukluklar, 4. Metabolik ve hormonal bozukluklardır (Toprak, Şentürk, Yüksel, Çakır ve Bideci, 2002). Şişmanlığın önlenmesinde en önemli kural, küçük yaştan itibaren enerji dengesine uygun bir beslenme alışkanlığının kazandırılmasıdır. Çocukluktan itibaren fazla şekerli, yağlı, sadece enerji veren, vitamini ve proteini düşük besinler fazla tüketilmemelidir. Dört besin grubundan her öğünde dengeli bir şekilde beslenme sağlanmalıdır. Çocuklukta alınan 22 kiloları yetişkinlikte vermek çok zordur ve şişmanlığın zararlı etkileri çocuklukta başlamaktadır. Bu nedenle halk arasında bilindiği gibi “şişman çocuk, sağlıklı çocuk” düşüncesinin değişmesi gerekmektedir (Toprak, Şentürk, Yüksel, Çakır ve Bideci, 2002). 2.6.2. Malnütrisyon Büyüme ve gelişme için gerekli olan bir ya da daha fazla besin öğesinin vücut dengesini bozacak şekilde yetersiz ve dengesiz alınması durumunda ortaya çıkan bir hastalıktır (Akar, 2006). Anne karnında başlayan fetal yaşam ve erken çocukluk dönemi olmak üzere, intrauterin beslenmenin büyüme, gelişme, morbidite ve mortalite, bilişsel gelişim, ekonomik üretkenlik üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Etki intrauterin (gebelikte bebekte gelişme geriliği) beyin hasarından, çocuklukta büyüme geriliğine, azalmış fiziksel ve mental gelişime, ileri yaşlarda beslenmeye bağlı kronik hastalıkların görülme riskinde artmaya kadar uzanmaktadır. Çocuklar ve gençler, malnütrisyon açısından duyarlı gruplardır (Sağlık Bakanlığı, 2013). Besin alımı ile besin gereksinimleri arasındaki dengesizlik, zamanla metabolizma, organ fonksiyonları ve vücut niteliğinde değişimlere ve dolayısıyla malnütrisyona neden olabilmektedir (Eker, 2006). Malnütrisyon, yetersiz besin alımı, emilim bozukluğu ve besinlerin kullanımının ya da metabolik gereksinimlerin artmasından kaynaklanabilir. En yaygın beslenme bozukluğu olan malnütrisyon vücuttaki birçok organ ve sistemi etkilemektedir (Dal, 2007). Çocuklarda malnütrisyonun yaygınlığını etkileyen etmenler çok çeşitlidir ve hepsi birbirine çok bağımlıdır. Yapılan çeşitli araştırmalara göre malnütrisyon oluşumunda önemli olduğu saptanan etmenler; çocuğun cinsiyeti, aile tipi, ailedeki kişi sayısı, ailenin ekonomik durumu, anne ve babanın eğitim durumu, beslenme konusundaki bilgi ve alışkanlıklar, anne yaşı, annenin doğum aralığı, çocuğun doğum ağırlığı, yaşayan kardeş sayısı, ölen kardeş sayısı, çocuğun istenmemesi, enfeksiyon hastalıklarıdır (Sağlık Bakanlığı, 2002). 2.6.3. Raşitizm Vitamin D’nin alım eksikliği ya da aktif formunun etkisinin azalması sonucu iskelet sisteminin mineralizasyonu gecikir ve raşitizm dediğimiz çocukluk dönemi hastalığı oluşur (Türkmen, Türkmen ve Nursoy, 2013). Raşitizm, ülkemizde en sık görülen gelişim 23 bozukluğu olup, D vitamini alımı eksikliğine bağlı olarak gelişir. Nadiren D vitamini metabolizmasındaki ve emilimindeki çeşitli bozukluklara bağlı olarak da ortaya çıkabilmektedir (Sümbül, 2009). Raşitizm başlıca kemik sistemi olmak üzere birçok sistemi ilgilendiren bir hastalıktır. Anneden alınan D vitamini bebeğin vücudunda 2 ay kadar depolandığından ilk aylarda raşitizm nadiren görülür. D vitamini eksikliğine bağlı raşitizm 3 ay- 2 yaş arasında sık görülür (Sağlık Bakanlığı, 2002). Bir ay- 2 yaş arasında bebeklere düzenli olarak ağız yoluyla günde 400 ünite D vitamini verilmesi ile raşitizm önlenebilir. D vitamininin daha yüksek dozlarda verilmesinin yan etkileri olacağına dikkat etmek gerekir. Ancak preterm bebeklere günde 800 ünite D vitamini verilmesi gerekebilir (Sağlık Bakanlığı, 2002). Gereksinmemizin % 90’ı deride güneş ışınları aracılığı ile sentez edilir. Deride sentezlenen D vitamini (kolekalsiferol) kana geçer. Kas ve yağ dokusunda depolanır veya karaciğer ve böbreğe geçip, D vitamininin aktif şekline dönüşerek vücutta kullanılır. Vücudun D vitaminini depolama yeteneği önemlidir. Çünkü derideki sentezi sadece yaz aylarında gerçekleşir. Kış aylarında güneşi her zaman görmek mümkün olmadığından ve güneş ışınları eğik geldiğinden, D vitamini oluşumu yetersizdir (Rakıcıoğlu, 2006). Çocuklar güneşlendirilirken, doğrudan güneş ışınlarına temas ettirilmesi, güneşlendirme sırasında kol ve bacaklarının çıplak olması gereklidir. Camdan geçerek gelen ışığın D vitamini sentezi bakımından yararı olmamaktadır (Sağlık Bakanlığı Belgeleri, 2005). Raşitizm, gelişmiş ülkelerde çözümlenmiş olmasına rağmen, gelişmekte olan ülkelerde güncelliğini koruyan ve komplikasyonlar ile önem taşıyan bir sağlık sorunudur. Raşitizmin büyümekte olan organizmanın bir hastalığı olup malnütrisyonlu hastalarda gelişmeyeceği ileri sürülmesine rağmen, sosyokültürel seviyesi düşük olan toplumlarda malnütrisyonla beraber raşitizmin birlikte görüldüğü bir gerçektir (Altınkaynak vd., 1989). 2.6.4. Anemi Anemi, alyuvarlardaki hemoglobin miktarının azalması ile ortaya çıkar. Kanın içindeki hemoglobin, oksijeni dokulara taşıyan bir maddedir ve besinlerle aldığımız demir ve proteinlerin birleşmesinden meydana gelir. Çocuklarda görülen önemli beslenme yetersizliği sorunlarından birisi de demir eksikliği anemisidir. Ülkemizde okul öncesi çocuklarda hafif ve orta derecede anemi görülenlerin oranı % 33 olarak saptanmıştır (Tepe, 2010). Çocukluk çağı demir eksikliği anemisi, çocuğun 1 ve 2 yaşları arasında sıklıkla 24 görülür. Hücrelerdeki oksijen miktarının azalmasından dolayı, çocuğun hem öğreniminde hem de dayanıklılığında azalmaya neden olabilir. Diğer bir etkisi de hastalıklara karşı direncin düşmesidir (Sümbül, 2009). 2.6.5. Basit Guatr Tiroid hormonları, normal büyüme ve gelişmenin sağlanmasında önemli etkilere sahiptir. İyot yetersizliği hastalıkları özellikle toprağında iyot yetersizliği olan bölgelerde sık görülmektedir. Havada bulunan iyot toprağa çöker ve bu toprakta yetişen bitkiler iyodu alır. Bu bitkilerle beslenen insanlar ve hayvanlar da iyottan yararlanır. Bol yağış alan, ağaç bulunmayan yörelerde toprak yüzeyindeki iyot yağmur suları ve rüzgarla erozyona uğrar. Bu bölgelerde iyot yetersizliği hastalıkları sık görülür. İyot yetersizliği hastalıklarının sıklıkla görülen belirtisi basit guatrdır. Guatr, boyunda tiroid bezinin büyümesidir. Ülkemizde her 100 kişiden 31’inde guatr görülmektedir (Toprak, Şentürk, Yüksel, Çakır ve Bideci, 2002; Köroğlu, 2009). Türkiye 1960 yılından beri iyot yetersizliği olan bir bölge olarak belirlenmiştir. Çocuklarda görülen hafif guatr durumunun dahi zihinsel gelişimi olumsuz etkileyeceği ifade edilmektedir (Köksal, 2008). Çin’de iyot yetersizliği olan bir bölgede yaşayan 4-7 yaş arası çocuklar ile yapılan bir çalışmada annesi gebelikte iyot takviyesi alan çocukların psikomotor testlerinin, iyot takviyesini iki yaşında almaya başlayan çocuklara kıyasla daha iyi olduğu gösterilmiştir (Noğay, 2012). 2.6.6. Diş Çürükleri Diş çürüğü, konak (diş), mikroflora ve diyet gibi üç ana etkenin dışında pek çok etkenin ve bakteriyel aktivitelerin neden olduğu lokalize bir hastalık olarak tanımlanmaktadır (Aydın, 2007). Çürük; diş minerali ve plak arasındaki fizyolojik dengenin bozulmasıyla oluşur. Diş çürüğü etkeni bakteriler, enfeksiyona bağlı olarak hastalığın ilerlemesine neden olurlar. Çürük lezyonları, asidik ortam üretebilme yeteneği olan çok sayıda bakterinin diş yapısını demineralize etmesiyle oluşur. Diş plağı, diş yüzeyine yapışan çok sayıda bakteriden meydana gelir. Bu bakteriler, enerji sağlamak için çeşitli karbonhidratları parçalar ve yan 25 ürün olarak organik asit üretirler. Bu asitler, dişin kristal yapısının çözünmesi ile çürük lezyonu oluşmasına sebep olur (Çine, 2012). Kötü beslenme ve sulardaki flor miktarının azlığı, besinlerle yeterli miktarda florun alınamaması ise diş çürüklerine neden olmaktadır. Çocukların yeterli ve dengeli beslenmesinde sağlıklı bir ağız ve dişlerin önemli olduğu düşünülmektedir. Çünkü ağızda bulunan çürük ve eksik dişler kişinin yeteri kadar yiyecek almasını engellemekte ve böylece hastalıklara karşı direncin azalmasına neden olmaktadır. Diş sağlığı bakımından çocukluk dönemi çok önemlidir. Diş çürüklerinin yanı sıra bu dönemde gelişebilecek kötü alışkanlıklar diş ve çene yapısında bozukluklara da neden olabilmektedir. Dişleri korumaya yönelik önlemler okul öncesi dönemde alınmaya başlanmalıdır (Uçan, 2007). Vitaminlerin eksiklikleri; dişlerde eksikliklere, şekil ve hacim bozukluklarına, anormal dentin ve mine yapılarına, diş eti kanamalarına, diş çürüklerine, aftlara neden olmaktadır. Amerikan Besin ve İlaç Örgütü (FDA) 2005 yılında “florid”in vücuttaki tüm mineralize olabilen dokular için önemli bir element olduğunu tekrar onaylamıştır. Uygun florid alımı ve kullanımının kemik ve diş birlikteliği için faydalı olduğunu vurgulanmıştır (Tepe, 2010). 2.7. İlgili Araştırmalar İşgüzar (2012)’ın, Gaziantep Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı tam gün eğitim veren ilköğretim okullarında öğrenim gören birinci sınıf öğrencilerinin okulda tükettikleri besinlerin günlük gereksinimlerine uygunluk ve bu yaş grubu ilköğretim çocuklarının büyüme durumlarını belirlemek amacıyla yürüttüğü çalışmanın bulgularına göre; araştırmadaki okulların 5 günlük öğle yemeği menüsü, menü uygunluk durumuna göre incelendiğinde 30 menüden 13 tanesinin uygun; 17 tanesinin ise uygun olmadığı belirlenmiştir. Bu çalışma sonucunda, ilköğretim okullarında öğle öğünü menülerinin okul çağı çocuklarının enerji ve besin öğeleri gereksinmelere uygun hale getirilmesi için iyileştirme çalışmalarının yapılmasının gerekliliği ortaya konmuştur. Noğay (2012), beslenmenin beyin gelişimi üzerindeki etkisini araştırdığı çalışmasında besin öğesi yetersizliklerinin nöro gelişimsel süreçleri doğrudan etkilediğini bildirmiştir. Demir (2011)’in, sosyo-ekonomik düzeyi farklı ilköğretim çağı çocuklarında beslenme alışkanlıklarının, fiziksel aktivitelerinin değerlendirilmesi ve obezite prevalansının belirlenmesi amacıyla yürüttüğü çalışması incelendiğinde; obezitenin sosyoekonomik 26 düzeyi yüksek ailelerin çocuklarında daha sık görüldüğü, öğrencilere verilen harçlık miktarı ile obezite arasında ilişki bulunduğu, eğitim düzeyi yüksek olan anne-babaların çocuklarında obezite oranı daha fazla olduğu, çalışan annelerin çocuklarında obezitenin daha fazla görüldüğü, ailedeki birey sayısı fazla olan çocuklarda obezitenin daha az görüldüğü bilgisine ulaşılmıştır. Başkale (2010)’nin okul öncesi çocuklara yönelik Piaget’nin kuramına dayalı beslenme eğitiminin geliştirilmesi, uygulanması ve bu eğitimin çocukların beslenme bilgisine, besin tüketim sıklıklarına, beden kitle indeksi ve kol çevresi ölçümlerine etkisini incelemek amacıyla gerçekleştirmiş olduğu araştırmasında; deney grubundaki anaokullarında okuyan çocuklara Piaget’nin kuramına dayalı beslenme eğitimi yapılmıştır. Çocukların beslenme hakkındaki bilgi düzeyleri ve besin tüketim sıklıkları eğitim öncesinde, eğitim sonrasında ve eğitimden bir yıl sonra; antropometrik ölçümleri eğitim öncesinde ve eğitimden bir yıl sonrasında alınmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre; eğitim sonrasında deney grubundaki çocukların beslenme bilgi puanları artmış ve besin tüketim sıklıklarında kontrol grubuna göre olumlu gelişmeler olmuştur. Eğitimden sonra deney grubundaki çocukların süt ve ürünleri, yeşil yapraklı sebze, köksü sebze, beyaz et, balık ve meyve tüketimlerinde artış; şeker ve hazır meyve suyu tüketimlerinde azalma olmuştur. Öztürk (2010)’ün, okul çağındaki çocukların beslenme alışkanlıkları ve beden kitle indeksi (BKI) sonuçlarını etkileyen faktörleri, Sağlık Davranışı Etkileşim Modeli (SDEM) kapsamında incelemek amacıyla yürüttüğü çalışmasında; ailedeki birey sayısı, ebeveynlerin evlilik durumu, anne-baba BKİ değerleri, ebeveyne göre çocuğun sağlık durumu algısı ve ailenin sosyo-ekonomik seviyesi çocukların BKİ sonucunu doğrudan etkileyen değişkenler olarak bulunmuştur. Tepe (2010)’nin “Okul Öncesi Kurumlarındaki Çocukların Annelerinin ve Öğretmenlerinin Çocuk Beslenmesine İlişkin Görüşleri”ni araştırmak amacıyla yürüttüğü çalışmasının uygulama aşamasında 119 okulda bulunan hem okul öncesi öğretmenlerinin hem de ailelerin görüşlerinden faydalanmıştır. Bu görüşlerden elde edilen verilerin analizi sonucu ulaşılan bulgular incelendiğinde; okul öncesi kurumlarında çalışan öğretmenlerin ve ailelerin çocuk beslenmesine ilişkin görüşlerinin karşılaştırılmasında, öğretmenlerin ve ailelerin görüşleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüş ancak ailelerin ve öğretmenlerin tutumları arasında bazı sorulara verilen yanıtlarda anlamlı farklılıklar gözlenmiştir. Çeşitli öğrenim düzeyine sahip aile ve öğretmenlerin düzenli ve dengeli beslenme görüşleri arasında, anlamlı farklılık olmadığı belirlenmiştir. Farklı öğrenim 27 düzeyine sahip aile ve öğretmenlerin içeceklere yönelik görüşleri arasında, anlamlı farklılık olmadığı belirlenmiştir. Ancak tek bir maddede (“Çocuğun yemekten önce su içmesinin iştahı açıp, kapatma ile ilgili bir etkisinin olduğunu düşünmüyorum”) aileler ve öğretmenler arasında farklılık ortaya çıkmıştır. Farklı gelir düzeyine sahip aile ve öğretmenlerin çocuklarının yemek yeme ilgisine yönelik görüşlerinin karşılaştırılmasında anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir. Ancak tek bir maddede (“Çocuk eğer kilolu ise, o çocuğun yeterli ve dengeli beslendiğini anlamada kilosunun bir ipucu olduğunu düşünüyorum”) aileler ve öğretmenler arasında farklılık ortaya çıkmıştır. Sümbül (2009)’ün, Konya iline bağlı Ereğli ilçesinde dört-altı yaş arası okul öncesi çocuklarının yetersiz ve dengesiz beslenme alışkanlıklarını belirlemek amacıyla yapmış olduğu araştırmasını 34 öğrencinin velisi ile yürütmüştür. Veliler rastgele seçilen 17 deney 17 kontrol grubuna ayrılmıştır. Velilere çocukların beslenme davranışları ve ailelerin bilgisini içeren anketler verilerek beslenme alışkanlıkları tespit edilmiştir. Deney grubuna bir ay süreyle beslenme eğitimi verilmiştir. Kontrol grubuna ise beslenme eğitimi verilmemiştir. Araştırma sonuçlarına göre; Çocuğun tükettiği yiyeceklerin besin değerine dikkat etme konusunda deney grubundakilerin büyük bir çoğunluğunun dikkatli olduğu görülmektedir. Köroğlu’nun 2009 yılında yaptığı araştırmasının bulgularına bakıldığında ailelerin, çocuklarının istedikleri besinleri tüketmelerine müsaade etme durumları ile çocukların istedikleri zaman istedikleri besini tüketme alışkanlığı arasında yapılan analizler sonunda 0.05 anlam düzeyinde anlamlı bir fark ortaya çıkmamıştır. Ailelerin bu tutumu çocukların beslenmesinde olumsuz beslenme alışkanlığına neden olmaktadır. Ailelerin çocuklarına yemekte servis edilen yemekten istedikleri arasında seçim yapmasına müsaade etmeleri ile çocuklarının servis edilen yemeklerden istedikleri arasında seçim yapması arasında yapılan analizler sonunda 0.05 anlam düzeyinde anlamlı bir fark ortaya çıkmamıştır. Çocukların yemek seçmeleri, sadece istedikleri besinleri tüketmeleri çoğu zaman tek tip beslenmeye yol açabileceği için çocuklarda yanlış beslenmeye dolayısıyla da beslenme bozukluğuna yol açmaktadır. Toker ve Hocaoğlu (2009) yeme bozukluğu ile aile yapısı arasındaki ilişkinin saptanması amacıyla yaptıkları çalışmada, bireyin anne-babası ile kurduğu ilişki biçiminin yeme bozuklukları üzerinde etkili olduğunu göstermiştir. Demirkaynak (2004)‘ın Ankara Üniversitesi’ne bağlı anaokullarında çocuğu olan annelerin beslenme bilgi düzeylerini ve beslenme alışkanlıklarını incelemek amacı ile yaptığı 28 çalışmasının sonuçlarına göre annelerin % 36.5’i çocuklarının beslenmesi konusunda doktordan yardım alırken, % 29.5’i yardım almamaktadır. Çocuklarının çoğunluğu (% 83) üç ana öğün yemektedirler. Çocukların % 46.5’inin yemediği bir besin bulunmamakta, yenmeyen besinlerin başında sebze grubu (% 38.71) gelmektedir. Çocukların % 38.46’sı iştahı olmaması, % 25.64’ü tabağında fazla besin bulunması nedeniyle tabağında artık bırakmaktadır. Annelerin % 49’unun çok iyi, % 43’ünün iyi, % 7.5’inin yeterli ve % 0.5’inin yetersiz düzeyde beslenme bilgisine sahip olduğu saptanmıştır. Sabbağ (2009)’ın sonuçlarına göre; Ankara ili Keçiören ilçesinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı iki ilköğretim okulunun 5. ve 6. sınıflarına devam eden öğrencilere verilen beslenme eğitiminin beslenme bilgi, tutum ve davranışlarına etkisini incelemek amacıyla yürüttüğü araştırmanın verilerine göre; öğrencilerin % 70.9’unun beslenme eğitimi almadığı, % 26.2’sinin beslenme konusunda bilgileri kitaplardan aldığı; % 72.4’ünün beslenme eğitimi almak istediği, % 63.1’inin ise beslenme uzmanından eğitim almak istediği belirlenmiştir. Verilen eğitimden sonra öğrencilerin yazılı ve görsel basında beslenmeyle ilgili çıkan haberleri takip edenlerin oranında artış olduğu gözlenmiştir. Öğrencilerin öğün aralarında yiyecek tükettiği, süt içme oranlarının eğitim sonunda arttığı (ön test: % 29.9, son test: % 50.4, izleme testi: % 47.4), günde 2 su bardağı süt içenlerin oranının eğitim sonunda arttığı belirlenmiştir. Fast food restoranlarında öğrencilerin en çok hamburger ve kolayı tercih ettiği tespit edilmiştir. Öğrencilerin eğitim öncesi dönemde beslenme bilgi puan ortalaması 11.0±3.3 iken, verilen eğitimden sonra 18.6±5.6’ya yükselmiş, izleme döneminde ise 15.9±4.0’a düşmüştür. Verilen beslenme eğitiminin beslenme bilgi, tutum ve davranışlarında olumlu etki yaptığı sonucuna varılmıştır. Aydın (2007)’ın diş sağlığı bozulmuş ve bozulmamış, yaş grupları 36- 60 ay arası çocuklar üzerinde erken çocukluk çağı diş çürükleri ile beslenme alışkanlıkları ve besin tüketimi arasındaki ilişkiyi incelemek üzere yürüttüğü araştırma sonuçlarına bakıldığında; okul öncesi çocuklarda, erken çocukluk çağı diş çürükleri ile beslenme arasında kuvvetli bir ilişki olduğu görülmüştür. Onur (2007)’un Ordu ili Kabataş ilçesinde ailelerin beslenme bilgi düzeyleri ile sebzemeyve tüketim alışkanlıklarını saptamak amacıyla yürütmüş olduğu araştırma sonuçlarına göre, araştırmaya katılan bireylerin % 87.6’sı beslenme eğitimi almıştır. Bireylerin beslenme bilgisi puan ortalaması 67.87± 4.28’dir. Başarı derecesine göre “iyi” seviye puan aralığında olduğu, bireylerin % 11.5’i her zaman, % 29 23.0’ının bazen öğün atladığı belirlenmiştir (p<0.05). En çok atlanan öğün, sabah öğünüdür. düşük sosyo-ekonomik düzeydeki bireylerin % 95.3’ü, yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki bireylerin ise % 37.7’si her zaman kahvaltı yapmaktadır (p< 0.05). Uçan (2007)’ın, 0-5 yaş arası çocukların kan demir ve çinko düzeyini belirlemek, bu kan değerleri ile beslenme durumları, antropometrik ölçümleri ile, bu verilerin çocukların ailelerine ait özelliklerle birlikte değerlendirilmesi amacıyla yürüttüğü araştırma sonuçlarına göre; araştırmaya katılan çocukların besin tüketim sıklığı formları değerlendirildiğinde çocukların demir ve diyet posası yönünden yetersiz beslendiği saptanmıştır. Eker’in (2006) araştırma sonuçlarına göre beslenme; yaş, cinsiyet, eğitim durumu, sosyoekonomik durum, medeni durum ve alışkanlıklardan etkilenmektedir. Eker, yapmış olduğu araştırmanın sonuçlarına göre, ülke genelinde beslenme durumunu belirlemek amacıyla kapsamlı araştırmalar yapılmaması gerektiğini önermiştir. Türk toplumuna uygun beslenme rehberleri oluşturma gerekliliği olduğunu belirtmiştir. Akar (2006)’ın özel ve resmi okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 4-6 yaş grubu çocuklarının beslenme alışkanlıklarının karşılaştırılması amacıyla planlayıp yürütmüş olduğu araştırmaya göre; özel okullara giden çocukların % 42’sinin, devlet okullarına giden çocukların % 44’ünün bazen öğün atladığı, atlanan öğünün % 36’lık oranla öğle öğünü olduğu görülmüştür. Çocukların % 55.4’ünün her gün sebze tüketmediği buna karşılık özel okullara giden çocukların % 33.8’inin haftada 1-2 kere hızlı-hazır yiyecekleri tükettikleri tespit edilmiştir. Özel ve resmi okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların beslenme alışkanlıklarında öğün atlama durumu, en çok sevilen peynir çeşidi, fast-food yiyecekleri tüketme sıklığı konularında farklılıklar olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ünlü ve ark (2006)’nın erken çocukluk dönemindeki beslenme sorunlarının annelerdeki ruhsal bozukluklarla ilişkisini belirlemek amacıyla yapmış oldukları çalışmada yeme reddi olan çocukların annelerinin depresyon ve anksiyete belirti düzeylerinin kontrol grubuna göre daha yüksek olduğu, algıladıkları aile işlevlerinin de daha sağlıksız olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Dölek (2004), annelerin beslenme konusundaki yeterliklerinin ve eğitim gereksinimlerinin saptanması amacıyla 5 ilköğretim bünyesinde eğitim gören çocuğu olan 183 kadın üzerinde bir çalışma yürütmüştür. Araştırma sonucunda; annelerin beslenme ile ilgili bilgi sahibi olma açısından beslenme konusundaki yeterlikleri, genelde olumlu düzeydedir. Bazı 30 konularda annelerin yarısının genellikle de yarısından daha fazlasının; çocuklarının beslenmesine ilişkin olarak beklenen davranış ve görüşlerle uyum içinde olduğu gözlenmiştir. Fakat annelerin çocuklarına doğru beslenme alışkanlıkları kazandırma konusundaki başarı düzeyleri, çocuklarının beslenmesine ilişkin sahip oldukları yeterliklere kıyasla daha geri gözükmektedir. Ünver ve Ünüsan (2004)’ın 5-6 yaş grubu çocuklarına verilen beslenme eğitiminin etkisini belirlemek amacıyla yürüttüğü çalışmanın sonuçlarına göre; deney grubu çocuklarının, kontrol grubu çocuklarına oranla, besin gruplarına ilişkin bilgi düzeyleri ve yemek yeme davranışlarında olumlu yönde gelişmeler ortaya konmuştur. Okulöncesi eğitim kurumlarında beslenme eğitimi verilmesi çocukların beslenme bilgisini artırarak, yeme davranışlarını olumlu yönde değiştirdiği sonucuna varılmıştır. Özmert vd. (2003), Ankara’da yaptıkları çalışmada çocuklarda görülen dengesiz beslenmenin nedeni olarak anne eğitimi, gelir düzeyi ve babanın eğitim düzeyinin etkisi gösterilmiştir. Bu çalışma sonucunda sosyoekonomik düzeyi düşük semtte oturan çocukların kan kursun düzeylerinin nispeten yüksek olduğu saptanmıştır. Bu durumun uzun süreli beslenme bozukluğundan kaynaklanabileceği düşünülmüştür. Zira kalsiyum, çinko, demir ve proteinden fakir diyet tüketimi ile kurşun emiliminde artış göstermektedir. Baysal (2003b), sosyal eşitsizliklerin beslenmeye etkisini belirlemek amacıyla yaptığı çalışmasında Türkiye’nin, gelir dağılımının en bozuk olduğu ülkeler arasında yer aldığını ve bu durumun toplumun beslenme durumuna aynen yansıdığını bildirmiştir. Matheson, Spranger, Saxe (2002), okul öncesi çocuklarının (yaşları 62 ile 76 ay arasında değişiyor) yiyecek alımları ve yiyecek tecrübeleri konulu çalışmalarında şu sonuçlara ulaşmışlardır: Çocukların % 53’ü bütün nesneler içinde yiyecekleri sınıflandırmak için birden çok mantık kullanırken, bazı çocuklar sürekli aynı mantıkla hareket etmişler ve yiyecekleri renklerine göre sınıflandırmışlardır. Gözlenen veriler çocukların yiyecekler hakkında ve kişisel deneyimleriyle yemeği öğrendiklerini işaret etmektedir. Buna göre çocuğun çevresini algılaması, çocuğun davranışlarını ve yeme davranışlarını şekillendirdiği belirtilmektedir. Kaya (1999)’nın okul öncesi çocuklarının beslenme alışkanlıklarını incelediği çalışmasında beslenme durumlarının erken yaşlarda (okulöncesi) şekillendiğini ve bu yaşlarda kazanılan yemek yeme alışkanlığının hayatın daha sonraki dönemlerini de etkileyeceğini ve ileride ortaya çıkacak beslenme sorunlarının temelini oluşturacağını vurgulamıştır. 31 Basdevant, Boute ve Borys (1999), çalışmalarında, beslenme eğitimi programının ailede beslenme alışkanlıklarında değişimi teşvik ettiğini ve özellikle de yağ oranı zengin gıdaların alımında azalmaya gidildiğini belirtmişlerdir. Er (1999), Sağlık Bakanlığı Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniği’ne başvuran çocukların annelerinin bebek beslenmesi konusundaki bilgi, tutum ve davranışlarını belirlemek, yanlış uygulamaları ortaya çıkarmak ve gerekli önlemlerin alınmasına katkıda bulunmak amacıyla 400 anne üzerinde yaptığı çalışmada; annelerin beslenme için bilgi kaynağı olarak % 33’ünün sağlık personeline, % 44.8’inin akrana ve arkadaşlarına başvurdukları, genç ve eğitim düzeyi düşük annelerin bilgi kaynağı olarak daha çok akraba ve arkadaşları tercih ettikleri saptanmıştır. Ek gıdaya, annelerin % 42.3’ünün erken, % 52.2’sinin zamanında ve % 5.5’inin geç başladığını ve annelerin % 52.2’sinin ek gıdaya başlama zamanını doğru bildiğini belirtmiştir. Aygün’ün (1994) yapmış olduğu çalışmada beş-altı yaş okulöncesi çağı çocuklarına verilen beslenme eğitiminin çocukların bilgi düzeylerine ve yemek yeme ile artık bırakma durumlarına etkisini saptamak amacıyla Jandarma Gündüz Bakımevi ve Milli Piyango Kreşi ve Bakımevinde uygulama için 60 kişilik deney ve 50 kişilik kontrol grubu oluşturulmuştur. Çocukların evdeki ve kurumdaki beslenme alışkanlıkları ve artık yemek bırakma durumlarına bakılmıştır. Eğitimden önce ve eğitimden sonra fazla bir fark görülmemekle birlikte süt, yoğurt, sebze ve meyve tüketiminde artış olduğu saptanmıştır. Eğitimin etkisiyle, sebzelerden en çok ıspanak, meyvelerden de portakal tüketimindeki artışın yüksek oranda olduğu belirlenmiştir. Eğitimin çocuğun beslenme alışkanlıklarına yansıyabilmesi için daha uzun süre tekrara yer verilerek, konuların teker teker pekiştirilerek anlatılması sonucuna varılmıştır. Albayrak (1989), Konya il merkezinde okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların beslenme alışkanlıkları üzerine yapmış olduğu çalışmasında, 4-6 yaş arası çocukların beslenme alışkanlıkları ve bu alışkanlıkların okula yansıyış biçimlerini saptayarak, çocukların alışkanlıkları üzerinde etkili olan aile ve okul çevresinin uygulamaları değerlendirilmiştir. Araştırmanın bulgularında çocukların beslenme alışkanlıkları orta düzeyde olup, anlamlı farklar belirlenmiştir. Leşkeri (1989)’nin İstanbul’da yaşayan, anneleri çalışmakta olan ve yuvaya devam eden, sosyo-ekonomik düzeyleri farklı 3-6 yaş grubu çocukların beslenme durumlarını inceleyerek çocuklarda büyüme geriliği olup olmadığını saptamak ve bu durumun ailenin sosyo-ekonomik düzeyi, ailedeki kişi sayısı, çocuğun yemek yeme alışkanlıkları, öğün 32 sayısı, uyku düzeni gibi etmenlerle olan ilişkisini belirlemek amacıyla yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre; beslenme bozukluğu görülme sıklığı ile ailenin sosyo-ekonomik düzeyi arasında yakın bir ilişki olduğu ve annelerin eğitim seviyesi düştükçe beslenme bozukluğu insidansının arttığı saptanmıştır. 33 34 BÖLÜM 3 YÖNTEM 3.1. Araştırma Modeli Okul öncesi kurumlara devam eden çocukların besin tüketim durumlarını belirlemeye yönelik yapılan bu çalışma Tarama Modelli bir araştırmadır. Tarama modeli; geçmişte ya da hala var olan bir durumu olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan bir araştırma yaklaşımıdır. Olanları herhangi bir şekilde değiştirme, etkileme çabası gösterilmez. Çalışmada çocukların besin alımının saptanmasında kullanılan yöntemler: 1- Bir günlük besin tüketiminin saptanması 2- Besin tüketim sıklığının saptanması 3- Diyet öyküsü 4- Besin alımının gözlenmesidir. Besin tüketiminin saptanmasında, bireye son 24 saat içinde veya daha fazla gün içinde tükettiği tüm besinler ve içecekler sorulur. Soru kağıdı her besinin sağladığı enerji ve besin öğeleri miktarları besin bileşim cetvelleri kullanılarak hesaplanır. Tüm günlerin toplamı gün sayısına bölünerek bir günlük besin türlerinin ve besin öğelerinin miktarları bulunur. Bulunan değerler yaş, fizyolojik duruma göre günlük tüketilmesi önerilen alım miktarları (RDA-Amerika, DRI-Amerika, RNI-FAO/WHO, PRI-Avrupa Birliği vb.) ile kıyaslanır. Gereksinimlerinin ne kadarının karşılandığı bulunur (Pekcan, 2008). Bu çalışmada Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gerekli izinler alınarak, araştırmaya dahil edilen okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 3-6 yaş grubu çocukların günlük besin tüketim miktarları araştırmacı tarafından kaydedilmiştir. Çocukların evdeki beslenme durumlarının saptanması için ailelere de besin tüketimi kayıt formu verilmiştir. Ailelerinin de desteği sağlanarak yapılan bu çalışma ile çocukların besin öğesi tüketim miktarları hesaplanarak 35 mevcut durumun ortaya çıkarılması sağlanmıştır. Çalışmada, okul öncesi 3-6 yaş çocuklarının 3 günlük besin tüketim kayıtlarının alınması planlanmış ancak ebeveynlerin besin tüketim formlarının eksik doldurulmalarından dolayı bir günlük kısmı değerlendirmeye alınabilmiştir. Böylelikle 3-6 yaş grubu çocuklarının günlük tüketmeleri önerilen besin öğelerinin miktarları ile tükettikleri miktarlar karşılaştırılmıştır. Bunun dışında ebeveynlerin beslenme ile ilgili tutumlarıyla çocukların beslenme alışkanlıkları da karşılaştırılmıştır. 3.2. Evren ve Örneklem Araştırmanın evrenini 2013-2014 eğitim öğretim yılında Ankara ilinde resmi okul öncesi kurumlarına kayıtlı 3-6 yaş arası çocuklar oluşturmuştur. Ankara İl Mili Eğitim Müdürlüğü’nden 2013-2014 eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi okul öncesi kurumlarına kayıtlı öğrenci sayısı 8469 olarak alınmıştır. Buna göre Ural ve Kılıç (2006) tarafından belirtilen “Evrene Karşı Örneklem Hesaplama Tablosu” yardımıyla örneklem sayısı 370 olarak belirlenmiştir. Araştırmacı tarafından çalışmanın homojenliğini sağlamak amacı ile farklı sosyo ekonomik çevrelerdeki öğle yemeği veren ve tam gün eğitim yapan okullarla görüşülmüştür. Araştırmanın örneklemini 2013-2014 eğitim öğretim yılının ikinci yarıyılında Ankara İlinin Eryaman ilçesine bağlı TOKİ Anaokulu’na ve Türkkonut Anaokulu’na, Keçiören ilçesine bağlı Kalaba Anaokulu’na, Mamak ilçesine bağlı Manolya Anaokulu’na kayıtlı olan öğrencilerin tamamı oluşturmuştur. Bu okullar hem tam zamanlı eğitim yapılmasından, hem de çocuklara öğle yemeği, ikindi kahvaltısı verilmesinden dolayı tercih edilmiştir. Çalışmaya alınan okul öncesi eğitim kurumları maksimum çeşitlilik örneklemesi dikkate alınarak seçilmiştir. Bu yaklaşım ile araştırmanın homojenliğinin sağlanması hedeflemiştir. Ankara Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden 370 sayısına ulaşacak şekilde 4 okul için gerekli izinler alınmıştır. Daha sonra okullarda verilerin toplanacağı günlere ait menüler alınarak buna göre her çocuk için besin tüketim kayıt formları düzenlenmiştir. Araştırmaya 370 kişi ile başlanmıştır. Başlangıçta 3 günlük besin tüketim kayıtlarının işlenmesi planlanmıştır. Fakat veri toplama sürecinde çocukların besin tüketim formlarının 170 adedinin ebeveynleri tarafından 1 ya da 2 günlüğünün işlendiği belirlenmiştir. Bu nedenle ancak 200 çocuğun formu analiz edilebilmiştir. 36 3.3. Ölçme Araçları Veri toplamaya yönelik ölçme araçları araştırmacı tarafından hazırlanmıştır. Bu doğrultuda, araştırmaya katılanların demografik özellikleri ve beslenme alışkanlıkları saptanmıştır. Otuzsekiz sorudan oluşan ebeveynlere yönelik bilgi toplama formu (Ek 1) geliştirilmiştir. Ayrıca çocukların 3 günlük besin tüketimlerinin kayıt altına alınabilmesi için gıda tüketim kayıt formu (Ek 2) araştırmacı tarafından hazırlanmıştır. Bu aşamada öncelikle okullardan çalışmanın yapılacağı günlere ait menüler alınarak yemek listeleri öğünlere göre besin tüketim formlarına yazılmıştır. Bu bilgi formları hazırlanırken hem beslenme hem de ölçme değerlendirme uzmanlarının görüşleri alınmış, öneriler doğrultusunda ölçme araçları geliştirilmiştir. 3.4. Verilerin Toplanması Velilere yönelik bilgi toplama formlarında katılımcıların eğitim durumlarını, ailedeki çocuk sayısını, anne babanın mesleğini, yiyecek seçiminde etkili faktörler ve öncelikleri, yemek pişirme yöntemlerini, ailenin beslenme, menü planlama tutum ve alışkanlıklarını, çocuklarının beslenmesinde tercih ettikleri besin maddelerini belirlemeye yönelik sorular yer almıştır. Okulda görevli öğretmenler aracılığıyla bu bilgi formları ebeveynlere ulaştırılmıştır. Besin tüketim formları ise araştırmacı tarafından beslenme saatlerinde okullara gidilerek sınıf öğretmenleri ve yardımcı öğretmenlerin de desteğiyle kayıt altına alınmıştır. Çocukların evde tükettikleri besinler ise araştırmacının hazırladığı formlara ebeveynleri tarafından kaydedilmiştir. 3.5. Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması Elde edilen veriler, SPSS 21.0 istatistik programı ile, besin tüketim formları ise Beslenme Bilgi Sistemi (Bebis) programı kullanılarak değerlendirilmiştir. İlgili istatistiksel yöntemler kullanılarak analiz edilmiş, farklı değişkenler kullanılarak karşılaştırmalar yapılmıştır. Besin tüketim formlarında yer alan, çocukların tükettikleri tüm yemeklerin içerdiği besin maddelerinin ölçüleri, gram olarak ayrı ayrı araştırmacı tarafından standart yemek reçetelerinden yararlanılarak belirlenmiştir. Analize hazır olan besin miktarları Bebis programına girilmiş ve her bir çocuğun hangi besin öğesinden ne miktarda aldığı hesaplanmıştır. 37 Araştırmada iki gruplu değişkenlerin ölçüm değerleri açısından karşılaştırılmasında Mann Whitney U (MWU) testi kullanılmıştır. Bu test normal dağılım göstermeyen iki bağımsız grup olması durumunda kullanılmaktadır. İlk olarak verilerin normal dağılım gösterip göstermediğine bakılmaktadır. Bu araştırmada veriler normal dağılım göstermediği için bu test kullanılmıştır. Diğer bir konu çalışmanın verileri normal dağılımı olmayan verilerdir. Demir, kalsiyum vb. değişkenlik gösteren verilerdir. Aynı şekilde yaş, eğitim durumu vb. de değişkenlik gösteren verilerdir. MWU testi grupların ortanca değerlerini karşılaştırır. Sürekli değişkenlerin, iki grup içerisinde değerlerini sıralı hale dönüştürür. Böylece iki grup arasında sıralamanın farklı olup olmadığını değerlendirir. Ebeveynlerin eğitim durumuna göre yiyecek satın alma ve çocukların beslenme alışkanlıklarının farklılık gösterip göstermediği de Khi_kare (X2) testi ile analiz edilmiştir. Ebeveynler soruları yanıtlarken birden fazla seçenek işaretlediklerinden dolayı sonuç her zaman 200 olmamaktadır. Bu durum ilgili tabloların altında belirtilmiştir. 38 BÖLÜM 4 ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Okul öncesi çocuklarının günlük besin öğelerinin karşılanma durumlarının saptanması amacıyla yapılan bu çalışmadan elde edilen bulgular aşağıda sunulmuştur. Araştırmaya katılan ebeveynlerin demografik bilgilerine göre dağılımları Tablo 6’da gösterilmiştir. Tablo 6. Ebeveynlerin Demografik Bilgilerine Göre Dağılımları Soruları cevaplayan Yaş Çocuk Sayısı Gelir getiren herhangi bir işte çalışma Günde kaç saat çalıştığı Eğitim durumu Eşin eğitim durumu Beslenme ile ilgili bilgilerini nereden edindiği* Anne Anne-Baba 27 yaş ve altı 28-30 yaş 31-33 yaş 34-36 yaş 37 yaş ve üstü 1 çocuk 2 çocuk 3 çocuk Evet Hayır 8 saat ve altı 9 saat ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü n 172 28 22 43 50 43 32 76 94 28 91 105 57 30 104 89 98 91 % 86.0 14.0 11.6 22.6 26.3 22.6 16.8 38.4 47.5 14.1 46.4 53.6 65.5 34.5 53.9 46.1 51.9 48.1 Yazılı ve görsel basından 142 71.0 Kitaplardan Kurs vb eğitim alarak Okul dönemimden 41 7 28 20.5 3.5 14.0 *Ebeveynler birden fazla seçenek işaretlemişlerdir. % = 39 ∑ Veri toplama araçlarını cevaplayanların % 86.0’ı çocuğun annesidir. Katılımcıların % 26.3’ü 31-33 yaş aralığında ve % 47.5’inin 2 çocuğu bulunmaktadır. Katılımcıların % 53.6’sı gelir getiren herhangi bir işte çalışmazken, çalışanların % 65.5’i günde 8 ve daha az süre çalışmaktadır. Yapılan araştırmaya katılanların % 53.9’unun kendisi, % 51.9’unun ise eşi ortaöğretim ya da ilköğretim mezunudur. Beslenme ile ilgili bilgi edinme seçenekleri arasında en yaygın olanı % 71.0 ile yazılı ve görsel basın araçlarıdır. Soysal (1979)’ın ev kadınlarının beslenme bilgisini belirlemek amacıyla Ankara’da oturan 352 kadın üzerinde yaptığı araştırmada beslenme ile ilgili bilgileri edinmede kitle haberleşme araçlarından en çok radyo, televizyon ve gazetenin kullanıldığını belirlemiştir. Gündüz (2001), Kayseri ili merkez Fuar Sağlık Ocağı bölgesinde yaşayan 15-49 yaş grubu 500 evli kadın üzerinde beslenme ve sağlık konusundaki bilgi düzeylerini ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada; kadınların % 57.2’sinin ilkokul, % 19.6’sının lise ve üzeri, % 16.5’inin ortaokul mezunu olduğunu, % 6.6’sının ise ilkokul eğitimi almadığını saptamıştır. Kadınların % 69.5’inin beslenme ve sağlık konularındaki bilgilerini televizyondan, % 22.5’inin yakınları ve komşularından, % 15.8’inin ebe ve hemşirelerden % 14.4’ünün doktorlardan, % 13.7’sinin okuldan, % 12.5’inin kitaplardan, % 11.8’inin gazetelerden, % 3.3’ünün ise halk eğitim merkezlerinden edindikleri saptanmıştır. Koçak (2005), kadınlar üzerinde yaptığı yiyecek hazırlama pişirme ve saklama uygulamaları adlı çalışmasında kadınların % 90.7’sinin yazılı ve sözlü basın dışında başka birinden beslenme konuları hakkında bilgi almadıkları, % 9.3’ünün ise bilgi aldıkları görülmektedir. Yapılan bu çalışmaların tamamında, yazılı ve görsel yayın araçlarından beslenme bilgilerini edinme durumu bu çalışmanın bulguları ile paralellik göstermektedir. 40 Araştırmaya katılanların gıda alışveriş özelliklerine göre dağılımları Tablo 7’de sunulmuştur. Tablo 7. Ebeveynlerin Gıda Alışveriş Özelliklerine Göre Dağılımları Sorular Ambalajlı ürün satın alırken dikkat edilen 1.unsur Ambalajlı ürün satın alırken dikkat edilen 2. unsur Ambalajlı ürün satın alırken dikkat edilen 3. unsur Sebze ve meyve satın alırken dikkat edilenler* Gıda alışverişlerini Gıda alışverişi yaparken mevsimi olmayan ürünler satın Markası Üretim ve tüketim tarihi İçindekiler Besin etiketi Markası Üretim ve tüketim tarihi İçindekiler Besin etiketi Fiyatı Markası Üretim ve tüketim tarihi İçindekiler Besin etiketi Fiyatı Tüketici danışma hattı (175) Tazeliği Görüntüsü Rengi Zedelenmemiş olması Büyüklüğü Her zaman çocukları ile birlikte yapar Çok nadir çocukları ile birlikte yapar Hiç çocukları ile birlikte yapmaz Alır Almaz *Ebeveynler birden fazla seçenek işaretlemişlerdir. % = n 101 71 12 3 19 95 41 9 3 11 9 68 23 27 2 193 38 20 30 5 121 75 3 108 91 % 54.0 38.0 6.4 1.6 11.4 56.9 24.6 5.4 1.8 7.9 6.4 48.6 16.4 19.3 1.4 96.5 19.0 10.0 15.0 2.5 60.8 37.7 1.5 54.3 45.7 ∑ Katılımcıların ambalajlı ürün satın alırken dikkat ettikleri konular incelendiğinde dikkat edilen 1.unsurun ürünün markası (% 54.0), 2. unsurun üretim ve tüketim tarihi (% 56.9), 3. unsurun ürünün içindekiler (% 48.6) olduğu görülmüştür. Yiyecek alışverişinde sebze ve meyve satın alınırken dikkat edilen hususlar incelendiğinde çoğunlukla (% 96.5) tazeliğine dikkat edildiği belirlenmiştir. Araştırmaya katılanların yarıdan fazlasının (% 60.8) her zaman gıda alışverişlerini çocuklarıyla yaptığı ve gıda alışverişi yaparken mevsimi olmayan ürünleri de satın aldıkları saptanmıştır (% 54.3). Soysal (1979)’ın, ev kadınlarının beslenme bilgisini belirlemek amacıyla Ankara’da oturan 352 kadın üzerinde yaptığı araştırmada; kadınların % 29.3’ünün yeterli bilgiye sahip, 41 % 59.9’unun orta derecede, % 18.8’inin yetersiz bilgiye sahip olduğunu bulmuştur. Araştırma sonucuna göre; katılımcıların eğitim düzeyleri. yaş ve ailenin gelir düzeyi arttıkça beslenme bilgilerinin de arttığını görülmüştür. Çelik (1990), Ankara’nın farklı sosyo-ekonomik ve eğitim düzeylerindeki 500 çalışan kadın, 500 çalışan erkek ve 488 çalışmayan ev kadını olmak üzere toplam 1488 tüketicinin gıda kontrolü ile ilgili bilgileri ve uygulamaları üzerinde yaptığı araştırmasında; tüketicilerin % 46.3’ünün gıdaların ambalajları üzerindeki yazıları her zaman her yönüyle okudukları, eğitim düzeyi arttıkça ambalaj yazısı okuma oranının da arttığını bulmuştur. Tüketicilerin televizyonda yapılan gıda reklamlarından etkilendiklerini, fakat alışveriş yaparken kendilerini buna terk etmedikleri; fiyat, kalite ve besin değerini ön plana aldıkları (% 39.7) sonucuna varılmıştır. Tüketicilerin büyük çoğunluğu açıkta satılan gıda maddelerinin sağlığa zararlı olduğunu bildikleri halde % 49.5’inin bu gıda maddelerini seyrek de olsa tükettiklerini belirlemiştir. 42 Araştırmaya katılan ailelerin yiyecek hazırlama ve bazı beslenme alışkanlıklarına göre dağılımları Tablo 8’de sunulmuştur. Tablo 8. Ailelerin Yiyecek Hazırlama ve Bazı Beslenme Alışkanlıklarına Göre Dağılımları Ben hazırlarım Eşim ya da başka bir kişi hazırlar Çocukların günlük besin ihtiyacını karşılamasına Doyurucu olmasına Yemek hazırlarken nelere dikkat Sevilen yemek olmasına edildiği* Herhangi bir şeye dikkat etmeden elindeki ürünleri değerlendirir Zeytinyağı Evde genellikle hangi yağın Ayçiçeği yağı tercih edildiği Tereyağı, mısırözü yağı, margarin Her gün Ceviz, fındık, fıstık vb ürünleri Haftada bir kez tüketim sıklığı Haftada birkaç kez Tüketmiyoruz Tencerede Sebze yemeklerinde en sık Buharda, fırında, haşlama kullanılan pişirme yöntemi Kızartma Tencerede Et yemeklerinde en sık Izgara., haşlama kullanılan pişirme yöntemi Kızartma Kepekli ekmek/kepekli makarna vb Beyaz ekmek/makarna vb Öncelikle tercih edilen tahıl Bulgur ürünleri* Pirinç Tam tahıllı ürünler Evde yemekleri genellikle *Ebeveynler birden fazla seçenek işaretlemişlerdir. % = n 180 19 122 49 91 % 90.5 9.5 61.0 24.5 45.5 21 10.5 68 37 9 46 42 98 10 146 10 7 113 12 8 48 79 106 70 60 59.6 32.5 7.9 23.5 21.4 50.0 5.1 89.6 6.1 4.3 85.0 9.0 6.0 24.0 39.5 53.0 35.0 30.0 ∑ Araştırmaya katılanların % 90.5’i evde yemekleri kendisi hazırlamaktadır. Katılımcıların gıda hazırlama ile ilgili bilgileri incelendiğinde % 61.0’ının yemek hazırlarken çocukların günlük besin ihtiyacını karşılamasına dikkat ettiği, % 59.6’sının evde genellikle zeytinyağı tükettikleri görülmektedir. Ailelerin % 50.0’ının haftada birkaç kez ceviz, fındık, fıstık vb ürünleri tüketime, % 89.6’sını sebze yemeklerini tencerede pişirdiği, % 85.0’ının et yemeklerini tencere yemeği şeklinde pişirdiği ve % 53.0’ının en çok bulguru tercih ettikleri belirlenmiştir. 43 Özdoğan (1991), Amasya ili merkez sağlık ocağı bölgesinde oturan 300 ailenin bazı beslenme alışkanlıklarını ve besin hazırlama yöntemlerini belirlemek amacıyla yaptığı araştırmada; ailelerin % 5.7’sinin eti genellikle ızgara yaparak, % 6.7’sinin yağda kızartarak, % 11.3’ünün haşlama yaparak, % 52.3’ünün sebze yemekleri içinde pişirerek tükettiklerini belirlemiştir. Yapılan iki çalışmanın bulguları birbiri ile benzerlik göstermektedir. Elde edilen verilere göre etin çoğunlukla tencere yemeği şeklinde pişirildiği söylenebilir. 44 Araştırmaya katılan çocukların beslenme özelliklerine göre dağılımları Tablo 9’da sunulmuştur. Tablo 9. Çocuğun Bazı Beslenme Alışkanlıklarına Göre Dağılım Çocuğun tüketmeyi reddettiği besin maddeleri Çocuğun tabağında artık bırakma durumu Çocuğun yemeğini bitirmek istemediği zaman ebeveyn Annenin çocuğuna evde kahvaltı yaptırma durumu Çocuğun günde kaç öğün tükettiği Çocuğun günde kaç porsiyon meyve tükettiği Çocuğun günde kaç porsiyon sebze tükettiği Çocuğun günde kaç porsiyon süt ve süt ürünleri tükettiği Çocuğun et ve kuru baklagilleri ne sıklıkla tükettiği Çocuğuna vitamin ve mineral takviyesi Çocuğun asitli içecekler tüketim sıklığı Çocuğun şeker ve çikolata gibi ürünleri tüketim sıklığı Et, kurubaklagil Sebze Balık Meyve çeşitleri Süt ve ürünleri Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamaz Hasta ise zorlar Okulda verilen kahvaltıyı yetersiz Bulduğu için her gün evde yaptıranlar Okulda verildiği için gerek duymayanlar Zamanı olursa kahvaltı hazırlayanlar 2 3 4 5 6 Saymayan/dikkat etmeyen 1 2 3 ve daha fazlası Saymayan/dikkat etmeyen 1 2 3 ve daha fazlası Saymayan/dikkat etmeyen 1 2 3 ve daha fazlası Saymayan/dikkat etmeyen Haftada bir kez Haftada iki kez Haftada üç ve daha fazlası Yapar Yapmaz Her zaman Nadiren Tüketmiyor Her gün Haftada birkaç kez Tüketmiyor n 34 86 33 11 5 43 123 31 19 64 21 27 21 1 69 % 17.0 43.0 16.5 5.5 2.5 21.8 62.4 15.7 12.4 41.8 13.7 17.6 13.7 .7 35.6 51 13 10 63 58 43 15 8 76 82 21 10 121 37 8 22 49 95 38 8 65 70 62 42 154 5 94 96 38 147 14 26.3 6.7 5.1 32.0 29.4 21.8 7.6 4.1 40.2 43.4 11.1 5.3 64.4 19.7 4.3 11.7 25.8 50.0 20.0 4.2 33.0 35.5 31.5 21.4 78.6 2.6 48.2 49.2 19.1 73.9 7.0 Ebeveynlerin çocuklarının % 43’ünün tüketmeyi en çok reddettiği yiyeceğin sebzeler olduğu, % 62.4’ünün tabakta nadiren artık bıraktığı ve % 41.8’inin yemeğini bitirmek 45 istemediğinde kendi isteğine bıraktığı saptanmıştır. Çocuklarının beslenme özelliklerine göre ebeveynlerin % 35.6’sının okulda verilen kahvaltıyı yetersiz bulduğu için çocuğuna her gün mutlaka kahvaltı yaptırdığı, % 32.0’ının çocuğunun günde 3 öğün yemek tükettiği belirlenmiştir. Çocukların % 43.4’ünün günde 2 porsiyon meyve tükettiği, % 64.4’ünün günde 1 porsiyon sebze tükettiği, % 50’sinin günde 2 porsiyon süt ve süt ürünleri tükettiği, % 35.5’inin haftada iki kez et ve kurubaklagilleri tükettiği saptanmıştır. Ebeveynlerin % 78.6’sının çocuğuna vitamin ve mineral takviyesi yapmadığı, % 49.2’sinin çocuğunun asitli içecekler tüketmediği ve % 73.9’unun haftada birkaç kez çocuğunun şeker ve çikolata gibi ürünleri tükettiğini ifade etmiştir. Aygün (1994)’ün beş-altı yaş okul öncesi çocukları için geliştirilecek beslenme eğitimi programlarının çocukların beslenme ile ilgili bilgi, tutum ve davranışlarına etkisi konulu çalışmasında; kontrol grubundaki çocukların en çok artık bıraktıkları yiyeceğin % 60 oranıyla pırasa olduğunu, deney grubundaki çocukların % 95’inin, kontrol grubundakilerin ise % 80’inin her gün meyve yediklerini; deney grubundaki çocukların % 86’sının, kontrol grubundaki çocukların % 92’sinin sabahları kahvaltı yaptıklarını tespit etmiştir. Özdoğan (1991), Amasya ili merkez sağlık ocağı bölgesinde oturan 300 ailenin bazı beslenme alışkanlıklarını ve besin hazırlama yöntemlerini belirlemek amacıyla yaptığı araştırmada; ailelerin % 90.3’ünün günde 3 öğün yemek yediğini belirtmiştir. Güneyli (1988), 4-6 yas grubu çocuklarında beslenme alışkanlıkların etkileyen faktörleri belirlemek üzere yaptığı çalışmada; çocukların % 61.4’ünün sofraya konulan yemekleri seçmeden yemelerine karşın % 38.5’inin bazı yemekleri yemediklerini belirtmiştir. Seçilen ve yenilmek istenmeyen yemeklerin başında sebzelerin (% 49.1) geldiğini, bunu sırasıyla et, süt, yoğurt, yumurta ve meyvenin takip ettiğini saptamıştır. Ünal (1995), yaptığı bir araştırmada çocukların tüketmek istemedikleri yemeklerin basında % 33.99 oran ile sebze yemekleri geldiğini bunu sırasıyla kızartma et yemekleri ve haşlama et yemeklerinin takip ettiğini saptamıştır. Demirkaynak (2004)’ın yapmış olduğu çalışmasının bulguları incelendiğinde çocukların büyük bir çoğunluğunun (% 83.00) üç ana öğün yemek yemekte ve ara öğün yapmakta olduğu (% 89.00) belirlenmiştir. Bu çalışmaların sonuçları yapılan çalışma ile benzerlik göstermektedir. Yapılan çalışmalarda çocukların çoğunluğunun günde 3 ana öğün yemek tükettikleri saptanmıştır. Bununla birlikte çocukların tüketmekten hoşlanmadıkları besin maddelerinin başında sebzeler olduğu belirlenmiştir. 46 Ailelerin yemek yeme alışkanlıklarına göre dağılımları Tablo 10’da sunulmuştur. Tablo 10. Ailelerin Yemek Yeme Alışkanlıklarına Göre Dağılım Evde yemek yeme saatleri Yemek saatlerinde aile bireyleri sofraya Fast food tüketim sıklığı Ev dışında yemek yeme sıklığı Hafta sonları düzenlidir Bazen aksayabilir Her zaman düzenlidir Her zaman beraber oturur Hafta sonları beraber oturur Hiç beraber oturmaz Haftada bir kez Ayda bir kez Ayda birkaç kez Tüketmeyen Haftada bir kez Ayda bir kez Ayda birkaç kez Tüketmeyen n 29 101 68 119 70 8 55 68 30 42 70 61 43 22 % 14.6 51.0 34.3 60.4 35.5 4.1 28.2 34.9 15.4 21.5 35.7 31.1 21.9 11.2 Katılımcıların % 51.0’ı evde yemek saatlerinin bazen aksayabildiğini, % 60.4’ü evde her zaman aile bireylerinin yemek saatinde sofraya birlikte oturduğunu belirtmiştir. Ailelerin % 34.9’unun ayda birkaç kez fast food tükettiği, % 35.7’sinin haftada bir kez ev dışında ailece yemek yediği belirlenmiştir. Ünal (1995), yaptığı bir araştırmada ailelerin % 88.24’ünün yemek saatlerinin düzenli olduğunu saptamıştır. Bu durumun çocukların beslenme konusunda düzenli yemek yeme davranışlarının geliştirilmesi açısından önemli olduğunu belirtmiştir. Gündüz ve Emir (2010) dondurulmuş gıda tüketimini etkileyen faktörleri araştırmak üzere yaptığı bir çalışmada çalışan kadınların yemek yapmak yerine fast food tarzı hazır besinleri daha çok tükettiğini saptamışlardır. Yapılan bu çalışmaların sonuçları benzerlik göstermektedir. Evde yemek yeme saatlerinin düzenli olması çocukların beslenme alışkanlıklarını olumlu yönde etkilemektedir denilebilir. 47 Ebeveynlerin eğitim durumuna göre satın alma ve yemek yeme alışkanlıklarının değerlendirilmesi Tablo 11’de sunulmuştur. Tablo 11. Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Yiyecek Satın Alma ve Yemek Yeme Alışkanlıkları Sorular Markası Üretim ve tüketim tarihi İçindekiler Besin etiketi Markası Üretim ve tüketim tarihi Ambalajlı ürün satın alırken dikkat İçindekiler edilen 2. unsur Besin etiketi Markası Markasın Üretim ve tüketim tarihi Ambalajlı ürün satın alırken dikkat İçindekiler edilen 3. unsur Besin etiketi Fiyatı Tüketici danışma hattı Tazeliği Görüntüsü Sebze ve meyve satın alırken Rengi dikkat edilen noktalar Zedelenmemiş olması Büyüklüğü Her zaman Gıda alışverişlerini çocuklarıyla Çok nadir yaptığı olur mu? Hayır olmuyor Çocukların günlük besin ihtiyacını karşılamasına Ailesi için yemek hazırlarken nelere Doyurucu olmasına dikkat eder? Sevilen yemek olmasına Herhangi bir şeye dikkat etmez Elimdeki ürünleri değerlendirir Kepekli ekmek/makarna vb Beyaz ekmek/makarna vb Hangi tahıl ürünlerinin tercih Bulgur edildiği Pirinç Tam tahıllı ürünler Gıda alışverişi yaparken mevsimi Evet olmayan ürünler satın alır mı? Hayır Ambalajlı ürün satın alırken dikkat edilen 1.unsur 48 Eğitim durumu Ortaöğretim Üniversite ve altı ve üstü n % n % 48 49.0 48 58.5 43 43.9 26 31.7 5 5.1 7 8.5 2 2.0 1 1.2 12 14.5 7 9.1 46 55.4 44 57.1 18 21.7 22 28.6 5 6.0 3 3.9 2 2.4 1 1.3 6 9.5 5 7.1 2 3.2 7 10.0 31 49.2 33 47.1 10 15.9 13 18.6 13 20.6 11 15.7 1 1.6 1 1.4 97 93.3 89 100.0 25 24.0 13 14.6 7 6.7 13 14.6 13 12.5 13 14.6 1 1.0 3 3.4 51 49.0 68 76.4 50 48.1 21 23.6 3 2.9 0 0.0 62 59.6 57 64.0 32 49 30.8 47.1 14 37 15.7 41.6 9 8.7 11 12.4 30 41 53 34 24 28.8 39.4 51.0 32.7 23.1 16 34 46 32 34 18.0 38.2 51.7 36.0 38.2 45 43.7 57 64.0 58 56.3 32 36.0 “Ambalajlı ürün satın alırken önem sırasına göre dikkat edilen 1.unsur” ifadesine eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 49.0’u; üniversite ve üstü olanların % 58.5’i markası cevabını verdikleri görülmektedir. “Ambalajlı ürün satın alırken dikkat edilen 2.unsur” ifadesine eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 55.4’ü; üniversite ve üstü olanların % 57.1’i üretim ve tüketim tarihi olarak belirtmişlerdir. “Ambalajlı ürün satın alırken dikkat edilen 3.unsur” ifadesine eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 49.2’si; üniversite ve üstü olanların % 47.1’i içindekiler olduğunu ifade etmişlerdir. Eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 93.3’ü; üniversite ve üstü olanların tamamı gıda alışverişinde sebze ve meyve satın alırken tazeliğine dikkat ettikleri saptanmıştır. “Gıda alışverişlerinizi çocuklarınızla yaptığınız olur mu?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 49.0’u; üniversite ve üstü olanların % 76.4’ü her zaman cevabını vermiştir. “Aileniz için yemek hazırlarken nelere dikkat edersiniz?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 59.6’sı; üniversite ve üstü olanların % 64.0’ü çocukların günlük besin ihtiyacını karşılamasına cevabını verdikleri saptanmıştır. Eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 51.0’sinin; üniversite ve üstü olanların % 51.7’sinin bulgur tüketmeyi tercih ettikleri görülmektedir. “Gıda alışverişi yaparken mevsimi olmayan ürünler satın alır mısınız?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 56.3’ünün hayır, üniversite ve üstü olanların % 64.0’ünün evet cevabını verdikleri belirlenmiş ve istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur (p<0.05). Bu durumun gelir seviyesi yüksek olan çalışan kadınların pişirilmesi daha az zaman alan hazır veya dondurulmuş gıdaları tercih etme olasılıklarından kaynaklanabileceği düşünülmektedir. Gıda endüstrisinin gelişmesi ile birlikte gelir düzeyi yüksek olan bireylerin mevsimi dışında dondurulmuş veya ithal ürünleri satın alabilmektedirler. Uğur (2001) 1000 evli kadın üzerinde yaptığı çalışmada, kadınların evlerinde pişirme yöntemi olarak fırınlamayı her gün kullananların oranını % 10.3; haftada 1-2 kez yapanların oranını % 59.3; ayda 1-2 kez yapanların oranını % 29.9 olarak saptamıştır. 49 Sürücüoğlu (1986), aile beslenmesinde kadının rolünü belirlemek amacıyla. Ankara ilinde bazı bakanlıklarda çalışan 215 evli kadın üzerinde yaptığı çalışmada; sebzeleri pişirmek için kurallarına göre hazırlayanlarla, hazırlamayanlar arasında eğitim seviyesinin önemli olduğu belirtilmiştir. Bu üç çalışmanın sonuçları benzerlik göstermektedir. Bu sonuçlara göre eğitimin beslenme üzerinde etki yarattığı söylenebilir. 50 Tablo 12’de ebeveynlerin eğitim durumuna göre çocuklarının beslenme alışkanlıklarının incelenmesinden elde edilen bulgular sunulmuştur. Tablo 12. Ebeveynin Eğitim Durumuna Göre Beslenme Alışkanlıklarının İncelenmesi (n=200) Eğitim durumu Ortaöğretim Üniversite ve altı ve üstü n % n % Sorular Evde genellikle hangi yağ tercih ediliyor? Çocuklarıyla beraber ne sıklıkla fast food tüketiyorlar? Ev dışında ne sıklıkla yemek yiyorlar? Ceviz, fındık, fıstık vb ürünler ne sıklıkla tüketiliyor? X2 Zeytinyağı 41 60.3 25 56.8 Ayçiçeği yağı Tereyağı, mısırözü yağı, margarin Haftada bir kez Ayda bir kez Ayda birkaç kez Tüketmiyoruz Haftada bir kez Ayda bir kez Ayda birkaç kez Tüketmiyoruz Her gün Haftada bir kez Haftada birkaç kez Tüketmiyoruz 20 29.4 17 38.6 1.842 7 10.3 2 4.5 40 24 12 25 42 29 16 16 23 22 49 7 39.6 23.8 11.9 24.8 40.8 28.2 15.5 15.5 22.8 21.8 48.5 6.9 14 39 17 17 27 30 24 5 22 19 44 3 16.1 44.8 17.53 19.5 19.5 31.4 34.9 9.185 27.9 5.8 25.0 21.6 1.222 50.0 3.4 P .398 .001* .027* .748 *p≤0.05 Eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan ebeveynlerin % 39.6’sı haftada bir kez; üniversite ve üstü olanların % 44.8’i ayda bir kez çocuklarıyla beraber fast-food tükettiklerini belirtmişlerdir ve bu farklılık istatistiksel olarak önemlidir (p<0.05). Buna göre eğitim durumu yükseldikçe fast food tüketiminin azaldığı görülmektedir. “Ev dışında ne sıklıkla yemek yiyorsunuz?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 40.8’inin haftada bir kez; üniversite ve üstü olanların % 34.9’unun ayda bir kez cevabını verdikleri saptanmıştır. Yapılan X2 testi sonucunda da farklılık önemli bulunmuştur (p<0.05). Ayrıca çocuk sayısına göre ev dışında yemek yeme sıklığı incelendiğinde çocuk sayısı arttıkça dışarıda yemek yiyen ailelerin sayısının azaldığı görülmüştür (X2=14.582, p=.024). Tepe (2010)’nin okul öncesi kurumlarındaki çocukların annelerinin ve öğretmenlerinin çocuk beslenmesine ilişkin görüşlerini araştırmak amacıyla yaptığı çalışmanın bulgularına göre okul öncesi kurumlarında çalışan öğretmenlerin ve ailelerin çocuk beslenmesine ilişkin görüşlerinin karşılaştırılmasında, çeşitli öğrenim düzeyine sahip aile ve 51 öğretmenlerin düzenli ve dengeli beslenme görüşleri arasında, anlamlı farklılık olmadığı belirlenmiştir. Aileler ve öğretmenler ailenin çocuğa doğru beslenme davranışı sergilemesi için örnek olması gerektiğini belirtmişlerdir. 52 Ebeveynlerin eğitim durumuna göre çocuklarının beslenme alışkanlıklarının incelenmesi sonucu elde edilen bulgular Tablo 13’te sunulmuştur. Tablo 13. Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Çocukların Beslenme Alışkanlıkları Eğitim durumu Ortaöğretim Üniversite ve altı ve üstü n % n % Sorular Çocuğunuzun evde kahvaltı yapma durumu nasıldır? Çocuğunuz günde kaç öğün tüketir? Çocuğunuz günde kaç porsiyon meyve tüketiyor? Çocuğunuz günde kaç porsiyon sebze tüketiyor? Çocuğunuz günde kaç porsiyon süt ve süt ürünleri tüketiyor? Çocuğunuz et ve kuru baklagilleri ne sıklıkla tüketiyor? Çocuğunuza vitamin ve mineral takviyesi yapıyor musunuz? Çocuğunuz ne sıklıkla asitli içecekler tüketiyor? Çocuğunuz şeker ve çikolata gibi ürünleri hangi sıklıkla tüketiyor? Çocuğun istediği her şeyi tüketmesine izin veriyor musunuz? Okulda verilen kahvaltıyı yetersiz bulduğum için her gün mutlaka yaptırırım Okulda verildiği için gerek duymam Zamanım olursa hazırlarım Çocuğum okula geç kalmaması için yaptırmam 2 3 4 5 6 Saymıyorum 1 2 3 ve daha fazla Saymıyorum 1 2 3 ve daha fazla Saymıyorum 1 2 3 ve daha fazla 5 Haftada birkez Haftada iki kez Haftada üç ve daha fazla Evet Hayır Her zaman Nadiren Tüketmiyor Her gün Haftada birkaç kez Tüketmiyor Evet veririm Hayır vermem Nadiren veririm 53 35 35.4 30 34.1 27 27.3 23 26.1 8 8.1 5 5.7 29 29.3 30 34.1 7 27 25 23 14 5 39 44 10 7 57 22 3 18 30 49 20 3 45 31 26 19 83 1 53 49 11 86 7 10 45 48 6.9 26.7 24.8 22.8 13.9 5.0 39.0 44.0 10.0 7.0 57.0 22.0 3.0 18.0 29.4 48.0 19.6 2.9 44.1 30.4 25.5 18.6 81.4 1.0 51.5 47.6 10.6 82.7 6.7 9.7 43.7 46.6 3 35 27 20 1 3 36 34 10 3 60 15 5 4 19 40 18 5 20 32 36 21 66 4 35 46 26 55 7 8 44 36 3.4 39.3 30.3 22.5 1.1 3.4 43.4 41.0 12.0 3.6 71.4 17.9 6.0 4.8 23.2 48.8 22.0 6.1 22.7 36.4 40.9 24.1 75.9 4.7 41.2 54.1 29.5 62.5 8.0 9.1 50.0 40.9 Tablo 13. (devamı) Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Çocukların Beslenme Alışkanlıkları Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda konuşur musunuz? Çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşur musunuz? Konuşurum 95 93.1 84 97.7 Konuşmam 7 6.9 2 2.3 74 20 9 23 54 27 50 49 4 19 44 24 4 3 19 66 19 11 35 8 71.8 19.4 8.7 22.1 51.9 26.0 48.5 47.6 3.9 18.3 42.3 23.1 3.8 2.9 18.3 63.5 18.3 12.9 41.2 9.4 74 8 5 5 44 39 63 20 4 14 38 9 5 1 22 53 11 8 27 11 85.1 9.2 5.7 5.7 50.0 44.3 72.4 23.0 4.6 15.7 42.7 10.1 5.6 1.1 25.6 61.6 12.8 12.5 42.2 17.2 17 20.0 10 15.6 13 1 15.3 1.2 8 0 12.5 0.0 Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Hafta sonları düzenlidir Evde yemek yeme saatleriniz Bazen aksayabilir düzenle midir? Her zaman düzenlidir Evet her zaman Yemek saatlerinde aile bireyleri Hafta sonları her zaman sofraya beraber mi oturuyor? Hayır Et ürünler Sebze Çocuğun yemeği reddettiği Balık besin maddeleri nelerdir? Meyve çeşitleri Süt ve ürünleri Genellikle bırakır Çocuğun tabağında artık Nadiren bırakır bırakma durumu nedir? Bırakmaz Yemesi için ödül veririm Kendi isteğine bırakırım Çocuğunuz yemeğini bitirmek Yemesi için zorlarım istemediği zaman ne Yemeğin çeşidine göre ısrar yaparsınız? ederim Hasta ise zorlamam Hasta ise zorlarım “Çocuğun evde kahvaltı yapma durumu nasıldır?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 35.4’ü; üniversite ve üstü olanların % 34.1’i okulda verilen kahvaltıyı yetersiz bulduğum için her gün mutlaka yaptırırım cevabını verdikleri görülmektedir. Eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 26.7’sinin, üniversite ve üstü olanların % 39.3’ünün çocuklarının günde 3 öğün yemek tükettikleri saptanmıştır. Eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 44.0’ı, üniversite ve üstü olanların % 41.0’ı çocuğunun günde 2 porsiyon meyve tükettiğini belirtmiştir. Günlük sebze tüketim durumu eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların çocuklarında % 57.0, üniversite ve üstü olanların çocuklarında ise % 71.4 1 porsiyon olarak belirlenmiştir. 54 Süt ve süt ürünlerinin günlük tüketim durumu eğitim düzeyi ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 48.0’inin, üniversite ve üstü olanların çocuklarının % 48.8’inin 2 porsiyon olduğu saptanmıştır. Et ve kuru baklagillerin tüketimleri de eğitim düzeyi ortaöğretim ve altı olan katılımcıların çocuklarında haftada bir kez (% 44.1), üniversite ve üstü olanların çocuklarında haftada üç ve daha fazla (% 40.9) olarak belirlenmiştir. “Çocuğunuza vitamin ve mineral takviyesi yapıyor musunuz?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 81.4’ü, üniversite ve üstü olanların % 75.9’u hayır cevabını vermiştir. Asitli içeceklerin tüketilme durumu eğitim düzeyi ortaöğretim ve altı olan katılımcıların çocuklarında % 51.5 nadiren olarak saptanmış, eğitim düzeyi üniversite ve üstü olanların çocuklarının % 54.1’inde ise tüketilmediği belirtilmiştir. Eğitim düzeyi ortaöğretim ve altı olan katılımcıların çocuklarının % 82.7’sinin; üniversite ve üstü olan katılımcıların çocuklarının ise % 62.5’inin haftada birkaç kez şeker ve çikolata gibi ürünler tükettikleri belirlenmiştir. “Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda tartışır mısınız?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 93.1’i, üniversite ve üstü olanların % 97.7’si evet cevabını vermiştir. “Çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşur musunuz?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 71.8’i, üniversite ve üstü olanların % 85.1’i evet konuşuruz cevabını vermiştir. “Yemek saatlerinde aile bireyleri sofraya beraber mi oturuyor?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 48.5’i, üniversite ve üstü olanların % 72.4’ü evet her zaman cevabını vermiştir. “Çocuğun yemeği reddettiği besinler nelerdir?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 42.3’ü; üniversite ve üstü olanların % 42.7’si sebze cevabını vermiştir. “Çocuğunuz yemeğini bitirmek istemediği zaman ne yaparsınız?” sorusuna eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan katılımcıların % 41.2’si, üniversite ve üstü olanların % 42.2’si kendi isteğine bırakırım cevabını vermiştir. 55 Araştırmanın verileri incelendiğinde eğitim durumu üniversite ve üstü olan katılımcıların diğer gruba göre, yemek yeme saatlerinde aile bireylerinin sofraya daha düzenli olarak beraber oturdukları, çocuklarının günlük sebze tüketimlerinin daha düzenli olduğu ve günlük öğün sayılarının daha fazla olduğu görülmektedir. Özcan (1979)’ın, Yenimahalle Kreş ve Gündüz Bakımevindeki 5-6 yaş okul öncesi çağı çocukları için geliştirilen Beslenme Eğitimi Programı’nın, çocukların beslenme bilgilerine ve yemek yeme durumlarına etkisi üzerine yaptığı bir çalışmada; beslenme eğitimi alan ve almayan çocukların yemek yeme ve artık bırakma durumlarını 5 gün süresince eğitim öncesi ve sonrası gözlemiştir. Gözlemlere göre kurumda en fazla sebze yemeklerinin artık bırakıldığı saptanmıştır. Çocukların evdeki sebze yemeklerini yememelerinin durumla ilişkili olabileceği vurgulanmış olup ayrıca anne ve babaların da sebze yemeyerek çocuklarına kötü beslenme alışkanlıkları kazandırdıkları saptanmıştır. Bu iki çalışmanın sonuçları benzerlik göstermektedir. Buna göre çocukların tabaklarında en fazla artık bıraktıkları besinlerin sebzeler olduğu söylenebilir. 56 Tablo 14’te araştırmaya dahil olan 3-6 yaş grubundaki 200 okul öncesi çocuğun günlük enerji ve besin öğesi alımları sunulmuştur. Tablo 14. Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğeleri Değerleri (n=200) Enerji (kcal) Protein (g) Yağ (g) Karbon hidrat (g) Vit. A (mcg) Karoten (mg) Vit. E (mg) Vit. B1 (mg) Vit. B2 (mg) Vit. B6 (mg) Folik asit (mcg) Vit. C (mg) Sodyum (mg) Potasyum (mg) Kalsiyum (mg) Magnezyum (mg) Fosfor (mg) Demir (mg) Çinko (mg) Minimum Maximum Mod Medyan Ort. Ss 702.70 3608.80 838.50 1431.85 1455.53 474.62 24.70 128.50 49.10 54.00 57.81 18.99 19.10 189.20 59.20 59.65 65.65 29.52 63.60 377.50 156.60 149.10 155.21 52.95 322.20 28206.00 633.70 1351.15 1668.38 2147.48 .20 10.70 2.20 2.45 3.08 2.16 1.30 28.60 2.70 6.50 7.60 4.90 .30 4.30 .50 .60 .67 .38 .60 6.70 1.20 1.20 1.25 .55 .40 3.00 .90 .95 1.07 .45 33.00 520.90 65.80 82.60 90.59 44.09 6.30 2662.60 47.60 84.35 325.96 586.08 775.70 40595.00 3776.50 2681.85 2984.98 3005.11 784.30 4459.10 2362.60 1918.60 2006.62 691.97 197.40 1662.20 337.20 692.35 727.78 247.97 90.60 656.50 188.60 220.05 228.48 80.46 465.40 2076.40 514.00 931.30 981.90 288.10 2.50 22.30 5.30 8.15 8.59 3.08 3.50 22.50 7.80 7.95 8.54 2.95 Araştırmaya katılan çocukların günlük aldığı enerji ve besin değerlerinin ortalamaları şu şekildedir. Enerji (kcal) 1455.53, protein (g) 57.81, yağ (g) 65.65, karbon hidrat (g) miktarları ortalaması155.21, vit. A (mcg) 1668.38, karoten (mg) miktarları ortalaması 3.08, vit. E (mg) miktarları ortalaması 7.60, vit. B1 (mg) 0.67, vit. B2 (mg) 1.25, vit. B6 (mg) 1.07, folik asit (mcg) 90.59, vit. C (mg) 325.96, sodyum (mg) 2984.98, potasyum (mg) 2006.62, kalsiyum (mg) 727.78, magnezyum (mg) 228.48, fosfor (mg) 981.90, demir (mg) 8.59, çinko (mg) 8.54’tür. 57 Tablo 15’te araştırmaya katılan 3-6 yaş grubundaki 200 okul öncesi çocuğun günlük enerji ve besin öğesi alımlarının, önerilen miktarlar ile karşılanma oranları verilmiştir. Tablo 15. Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılanma Oranları (n=200) Enerji (% ) Protein (% ) Yağ (% ) Karbonhidrat (% ) Vit. A (% ) Karoten (%) Vit. E (%) Vit. B1 (% ) Vit. B2 (% ) Vit. B6 (% ) Folik asit (% ) Vit. C (% ) Sodyum (% ) Potasyum (% ) Kalsiyum (% ) Magnezyum (% ) Fosfor (% ) Demir (% ) Çinko (% ) Minimum Maximum Mod Medyan Ort. Ss 48.21 247.58 57.52 98.23 99.85 32.56 154.47 803.63 307.07 337.72 361.57 118.75 37.47 371.18 116.14 117.03 128.80 57.92 29.03 172.33 71.49 68.07 70.85 24.17 46.03 4029.22 90.52 193.01 238.33 306.77 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 36.07 517.04 60.12 72.15 80.74 45.70 67.32 751.78 134.65 134.65 140.15 61.33 81.62 612.12 183.63 193.84 218.52 92.24 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 9.00 3802.77 67.98 120.47 465.55 837.05 38.80 2030.31 188.88 134.13 149.29 150.30 52.28 297.23 157.48 127.89 133.75 46.12 28.71 241.78 49.05 100.71 105.86 36.07 76.17 551.97 158.57 185.01 192.10 67.65 77.57 346.08 85.67 155.22 163.65 48.02 31.28 278.98 66.31 101.96 107.47 38.59 71.23 457.90 158.74 161.79 173.79 60.03 Araştırmaya katılan çocukların günlük aldığı enerji (kcal) karşılanma oranları ortalaması 99.85, protein (g) karşılanma oranları ortalaması 361.57, yağ (g) karşılanma oranları ortalaması 128.80, karbonhidrat (g) karşılanma oranları ortalaması 70.85, vit. A (mcg) karşılanma oranları ortalaması 238.33, vit. B1 (mg) karşılanma oranları ortalaması 80.74, Vit. B2 (mg) karşılanma oranları ortalaması 140.15, vit. B6 (mg) karşılanma oranları ortalaması 218.52, folik asit (mcg) karşılanma oranları ortalaması 0.00, vit. C (mg) karşılanma oranları ortalaması 465.55, sodyum (mg) karşılanma oranları ortalaması 149.29, potasyum (mg) 133.75, kalsiyum (mg) karşılanma oranları ortalaması 105.86, magnezyum (mg) karşılanma oranları ortalaması 192.10, fosfor (mg) 163.65, demir (mg) karşılanma oranları ortalaması 107.47, çinko (mg) karşılanma oranları ortalaması 173.79’dur. Elde edilen veriler doğrultusunda çocukların karoten, folik asit ve vitamin E ihtiyaçlarının karşılanmadığı görülmüştür. Bu durumun, çalışmanın yapıldığı günlerde 58 çocukların tükettiği besinlerin karoten, folik asit ve vitamin E bakımından yetersiz olmasından kaynaklanabileceği düşünülmektedir. Hasipek (1988a), Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Anaokuluna devam eden 3-6 yaş arası 40 çocuk üzerinde besin tüketim durumlarını araştırmak, beslenme sorunları olup olmadığını saptamak ebeveynlerine gerekli önerileri vermek amacıyla yaptığı araştırmada; deneklerin % 25’inin kalsiyumu, % 17.50’sinin demiri, % 35’inin vitamin A’yı, % 17.50’sinin vitamin B1’i, % 12.5’inin riboflavini (B2), % 22.50’sinin niasini ve % 10’unun vitamin C’yi yetersiz düzeyde tükettiklerini saptamıştır. Bu yetersizliklerin nedenini ise, deneklerin özellikle süt, yoğurt ile sebze ve meyveyi önerilen miktarlardan düşük düzeylerde tüketmelerine bağlanmıştır. Arlı (1977)’nın 3-6 yaş grubu çocukları üzerinde yapmış olduğu çalışmasına göre 3-6 yaş çocuklarının protein ve riboflavin tüketimlerinin yeterli olduğu, ancak hayvansal kaynaklı protein ve kalsiyum tüketimlerinin yetersiz düzeyde olduğu tespit edilmiştir ve yapılmış olan bu araştırmanın sonuçları ile benzerlik göstermemektedir. Bunun nedeninin; Arlı tarafından yapılan çalışmanın yapıldığı zamana göre günümüzde, protein ve kalsiyumun besinlerle alımının çocuğun gelişiminde önemli olduğunun ebeveynler tarafından daha iyi kavranmış olabileceğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. 59 Ebeveynlerin eğitim durumuna göre çocuklarının aldığı enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılmasından elde edilen bulgular Tablo 16’da sunulmuştur. Tablo 16. Ebeveynlerin Eğitim Durumuna Göre Çocukların Aldığı Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması Enerji (kcal) Protein (g) Yağ (g) Karbonhidrat (g) Vit. A (mcg) Karoten (mg) Vit. E (mg) Vit. B1 (mg) Vit. B2 (mg) Vit. B6 (mg) Folik asit (mcg) Vit. C (mg) Sodyum (mg) Potasyum (mg) Kalsiyum (mg) Magnezyum (mg) Fosfor (mg) Demir (mg) Çinko (mg) Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü Ortaöğretim ve altı Üniversite ve üstü n 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 104 89 *p<0,05 60 Medyan 87.44 108.17 89.56 105.69 88.88 106.49 88.99 106.36 92.77 101.94 100.97 92.37 95.07 99.26 92.84 101.87 93.77 100.78 91.13 103.85 95.84 98.36 103.16 89.80 95.47 98.79 95.65 98.57 96.44 97.65 96.95 97.06 94.58 99.83 89.80 105.42 89.52 105.74 U P 3634.000 .010* 3854.500 .046* 3783.500 .029* 3795.000 .031* 4188.500 .256 4215.500 .286 4427.000 .603 4195.000 .255 4292.000 .383 4018.000 .113 4507.000 .754 3987.000 .098 4469.000 .681 4488.000 .717 4570.000 .881 4622.500 .989 4376.500 .516 3879.000 .053 3850.000 .044* Tablo 16’da sunulan bulgulara göre eğitim durumu farklı olan çocuk gruplarında alınan enerji(kcal) miktarı açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmaktadır (p<0.05). Ebeveyn eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan çocuk gruplarında alınan enerji miktarı 87.44 enerji(kcal), üniversite ve üstü olan çocuk gruplarında 108.17 enerji(kcal) olarak belirlenmiştir. Buna göre ebeveyn eğitim durumu üniversite ve üstü olan çocuk gruplarında alınan enerji miktarının daha yüksek olduğu söylenebilir. Araştırmanın bulgularına göre ebeveynin eğitim durumu farklı olan çocuk gruplarında alınan protein(g) miktarı bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmaktadır (p<0.05). Ebeveyn eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan çocuk gruplarının alınan protein(g) miktarı 89.56; üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının 105.69’dur. Buna göre ebeveyn eğitim durumu üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının alınan protein(g) miktarı daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Tablo 16’ya göre ebeveynin eğitim durumu farklı olan çocuk gruplarında alınan yağ(g) miktarı açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmaktadır (p<0.05). Ebeveyn eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan çocuk gruplarının alınan yağ (g) miktarı 88.88, üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının 106.49’dur. Burada ebeveyn eğitim durumu üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının alınan yağ (g) miktarı daha yüksek olduğu görülmüştür. Araştırmanın bulguları incelendiğinde ebeveynin eğitim durumu farklı olan çocuk gruplarında alınan karbonhidrat (g) miktarı açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmaktadır (p<0.05). Ebeveyn eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan çocuk gruplarının alınan karbonhidrat (g) miktarı 88.99, üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının 106.36’dır. Buna göre ebeveyn eğitim durumu üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının alınan karbonhidrat (g) miktarı daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Tablo 16’dan elde edilen veriler incelendiğinde ebeveyn eğitim durumu farklı olan çocuk gruplarında alınan çinko(mg) miktarı açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmaktadır (p<0.05). Ebeveyn eğitim durumu ortaöğretim ve altı olan çocuk gruplarının alınan çinko (mg) miktarı 89.52; üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının 105.74’tür. Bu sonuçlar doğrultusunda ebeveyn eğitim durumu üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının alınan çinko (mg) miktarı daha yüksek olduğu ifade edilebilir. Cesur (1992), Ankara Gölbaşı Merkez Sağlık Ocağı bölgesinde 0-3 yaş grubunda çocuğu olan 150 annenin, çocuk beslenmesi konusundaki bilgi düzeylerinin saptanması amacıyla 61 yaptığı çalışmada; annelerin % 83.3’ü çocuk beslenmesi konusunda herhangi bir sağlık personelinden yardım istemediğini saptamıştır ancak sağlığı olumsuz yönde etkilediği kesin olan yetersiz ve dengesiz beslenmenin nedeninin, ekonomik yetersizliğin yanı sıra bilgi ve uygulama eksikliğine dayandığını da vurgulamıştır. Yapılan bu çalışmaların bulguları benzerlik göstermektedir. Elde dilen sonuçlara göre ebeveynin beslenme bilgisi ve eğitim düzeyi çocuklarının beslenmesini olumlu yönde etkilemektedir. Eğitim seviyesi arttıkça çocukların daha düzenli beslendikleri söylenebilir. 62 Çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşup konuşmama durumuna göre çocukların aldığı enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılmasından elde edilen bulgular Tablo 17’de sunulmuştur. Tablo 17. Ebeveynlerin Çocuğuyla Yiyeceklerin Besin Değerleri Hakkında Konuşup Konuşmama Durumuna Göre Çocuklarının Aldığı Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması Enerji (kcal) Protein (g) Yağ (g) Karbon hidrat (g) Vit. A (mcg) Karoten (mg) Vit. E (mg) Vit. B1 (mg) Vit. B2 (mg) Vit. B6 (mg) Folik asit (mcg) Vit. C (mg) Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız 63 n 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 Medyan 94.18 118.81 106.57 97.31 100.08 113.77 93.56 122.84 104.53 96.33 110.19 102.77 100.79 93.61 92.07 98.46 103.66 94.83 99.06 104.10 87.87 98.82 95.10 108.87 97.74 106.16 96.90 97.34 99.19 115.33 98.87 98.32 101.73 100.21 91.18 103.00 U P 5.084 .079 1.150 .563 6.938 .031* 1.592 .451 0.648 .723 0.301 .860 0.820 .664 0.617 .735 0.588 .745 1.372 .504 0.040 .980 0.725 .696 Tablo 17. (Devam) Ebeveynlerin Çocuğuyla Yiyeceklerin Besin Değerleri Hakkında Konuşup Konuşmama Durumuna Göre Çocuklarının Aldığı Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması Evet konuşuruz Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Potasyum (mg) Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Kalsiyum (mg) Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Magnezyum (mg) Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Fosfor (mg) Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Demir (mg) Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Evet konuşuruz Çinko (mg) Çocuğum sorarsa konuşuruz Hayır konuşmayız Sodyum (mg) 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 97.48 104.35 103.20 98.79 96.35 106.60 100.19 101.45 82.00 96.58 106.06 108.80 98.22 103.55 97.43 97.80 96.52 116.17 98.43 96.05 110.80 0.462 .794 0.335 .846 1.456 .483 1.192 .551 0.237 .888 1.486 .476 0.741 .690 *p<0,05 Ebeveynlerin çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşup konuşmama durumuna göre alınan yağ (mg) miktarı bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmaktadır (p<0.05). Çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşan ebeveynlerin çocuklarında alınan yağ (mg) miktarı 93.56; çocuğu sorarsa konuşan ebeveynlerin çocuklarında 122.84; konuşmayan ebeveynlerin çocuklarında gruplarında 104.53’tür. Elde edilen bulgular doğrultusunda ebeveyninin çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuştuğu çocuk gruplarında alınan yağ (mg) miktarı en düşük olması dikkat çekicidir. Obezitenin bir sağlık sorunu olarak ele alındığı günümüzde yağ alımının sınırlandırılması önem taşımaktadır. Köroğlu (2009)’nun okul öncesi çocukları üzerine yapmış olduğu çalışmasında ailelerin çocuklarını çeşitli yiyecekler tüketmeleri konusunda teşvik etme durumu incelendiğinde, ortalaması 3.66±0.7, yoğunluğu 0-137 aralığında olduğu görülmüştür. Çocukların çeşitli yiyecekler tüketme durumu incelendiğinde, ortalaması 3.29±0.4, yoğunluğu 0-97 aralığında olduğu saptanmıştır. Ailelerin çeşitli yiyecekler tüketmeleri konusunda 64 çocuklarını teşvik etme durumları ile çocukların çeşitli yiyecekler tüketme durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fark olmadığı görülmüştür (p>0,05). Bu iki çalışmadan elde edilen sonuçlar benzerlik göstermektedir. Yapılan çalışmada ebeveynlerin çocukları ile yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşmaları çocukların beslenme durumunu yağ alımı dışında etkilememektedir. Köroğlu’nun çalışmasında da ailelerin çocuklarını çeşitli yiyecekler tüketmeleri konusunda teşvik etmelerinin tüketim durumunu değiştirmediği bulunmuştur. 65 Tablo 18’de günlük alınan enerji ve besin öğelerinin ebeveynlerin çocuklarının istediği yiyecekleri tüketmelerine izin verme durumuna göre karşılaştırılmalı analiz sonuçlarından elde edilen bulgular aşağıda sunulmuştur. Tablo 18. Ebeveynlerin Çocuklarının İstediği Yiyecekleri Tüketmesine İzin Verme Durumuna Göre Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması Enerji (kcal) Protein (g) Yağ (g) Karbon hidrat (g) Vit. A (mcg) Karoten (mg) Vit. E (mg) Vit. B1 (mg) Vit. B2 (mg) Vit. B6 (mg) Folik asit (mcg) Vit. C (mg) Çocuğun istediği yiyeceği tüketmesine n Medyan İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir 19 92 87 19 92 87 19 92 87 19 92 87 19 92 87 19 92 87 19 92 87 19 92 87 19 92 87 19 92 87 19 92 87 19 92 87 94.97 100.34 99.60 102.39 97.64 100.84 94.55 100.58 99.44 91.95 101.17 99.39 107.11 92.67 105.06 102.37 95.26 103.36 106.92 102.48 94.73 98.61 100.73 98.40 98.24 96.18 103.29 111.66 94.86 101.75 99.32 97.90 101.23 91.18 100.35 100.42 66 U P .138 .933 .193 .908 .174 .917 .408 .815 2.459 .292 .946 .623 1.170 .557 .082 .960 .704 .703 1.607 .448 .151 .927 .443 .801 Tablo 18. (Devam) Ebeveynlerin Çocuklarının İstediği Yiyecekleri Tüketmesine İzin Verme Durumuna Göre Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması Sodyum (mg) Potasyum (mg) Kalsiyum (mg) Magnezyum (mg) Fosfor (mg) Demir (mg) Çinko (mg) İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir İzin verir İzin vermez Nadiren izin verir 19 92 87 19 92 87 19 92 87 19 92 87 19 92 87 19 92 87 19 92 87 100.11 96.92 102.10 104.47 96.32 101.78 97.08 96.96 102.71 96.61 98.23 101.48 101.08 95.84 103.03 96.87 98.41 101.23 93.13 99.66 100.72 .368 .832 .564 .754 .488 .784 .197 .906 .720 .698 .153 .926 .275 .871 Ebeveynlerin çocuğunun istediği her şeyi tüketmesine izin verme durumuna göre, çocukların aldığı enerji besin öğelerinin miktarının değişiklik göstermediği bulunmuş ve istatistiksel olarak de anlamlı farklılık göstermemektedir (p>0.05). Köroğlu (2009)’nun okul öncesi dönemi çocuklarında aileden kaynaklanan beslenme bozukluklarının incelenmesi konulu çalışmasında, çocuklarının abur-cubur yiyecekleri tüketmelerine izin veren ailelerin ortalaması 2.38±0.3’dir. Abur-cubur yiyecekleri tüketen çocukların ortalaması 2.89±0.2’dır. Araştırmada, evlerinde şekerli yiyecek bulunduran ailelerin ortalaması, 2.82±0.2 iken, şekerli yiyecekleri sık tüketen çocukların ortalamasının 3.48±0.6 olduğu görülmektedir. Bu iki çalışmanın bulguları açısından benzerlik gösterdiği söylenemez. Çocukların sağlıklı gelişimleri açısından ebeveynlerin evlerinde çocukların sağlığını olumsuz yönde etkileyecek katkı maddeleri içeren hazır gıdaları bulundurmamaları önerilmektedir. 67 Tablo 19’da ebeveynlerin çocuklarıyla sağlıklı beslenmenin önemi konusunda konuşma durumuna göre çocukların aldıkları enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılma sonuçları sunulmuştur. Tablo 19. Ebeveynlerin Çocuklarıyla Sağlıklı Beslenmenin Önemi Konusunda Konuşma Durumuna Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması Enerji (kcal) Protein (g) Yağ (g) Karbonhidrat (g) Vit. A (mcg) Karoten (mg) Vit. E (mg) Vit. B1 (mg) Vit. B2 (mg) Vit. B6 (mg) Folik asit (mcg) Vit. C (mg) Sodyum (mg) Potasyum (mg) Kalsiyum (mg) Magnezyum (mg) Fosfor (mg) Demir (mg) Çinko (mg) Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz Tartışır Tartışmaz *p<0,05 68 n Medyan 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 186 9 95.53 148.94 96.41 130.78 95.38 152.22 96.30 133.22 96.96 119.56 96.72 124.39 96.84 121.89 96.80 122.78 95.28 154.22 96.32 132.67 96.36 131.89 98.98 77.72 96.18 135.56 96.23 134.56 95.36 152.56 96.11 137.11 95.66 146.33 97.40 110.50 97.23 113.83 U P 378.500 .006* 542.000 .074 349.000 .003* 520.000 .055 643.000 .241 599.500 .151 622.000 .193 614.000 .170 331.000 .002* 525.000 .058 532.000 .065 654.500 .270 499.000 .041* 508.000 .047* 346.000 .003* 485.000 .033* 402.000 .009* 724.500 .496 694.500 .389 Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda tartıştığını belirten ebeveynlerin çocuklarının aldığı enerji miktarı ile, tartışmadığını belirtenlerin çocuklarının aldığı enerji miktarı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmaktadır (p<0.05). Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda konuşmadığını belirtenlerin çocuklarının aldığı enerji değerlerinin diğer gruba göre daha yüksek olması dikkat çekicidir. Günlük alınan enerjinin sınırlandırılması obezitenin önlenmesi bakımından önemlidir. Sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda çocuğuyla konuştuğunu belirtenlerin çocuklarının Vitamin B2 değerlerinin alınan miktarı ile, konuşmadığını belirtenlerin çocuklarının Vitamin B2 değerlerinin alınan miktarı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmaktadır (p<0.05). Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda tartışmadığını belirtenlerin çocuklarının Vitamin B2 değerlerinin alınan miktarı diğer gruba göre daha yüksektir. Araştırma sonuçlarına göre çocuğuyla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda tartıştığını belirtenlerin çocuklarının sodyum değerlerinin alınan miktarı ile tartışmadığını belirtenlerin çocuklarının sodyum değerlerinin alınan miktarı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmaktadır (p<0.05). Çocuğuyla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda tartışmadığını belirtenlerin çocuklarının aldığı sodyum değerinin miktarı diğer gruba göre daha yüksektir. Köroğlu (2009)’nun okul öncesi çocukları üzerine yapmış olduğu çalışmasında ailelerin çocuklarını ile sağlıklı besinler tüketmenin önemi hakkında tartışması durumu incelendiğinde ortalaması 3.21±0.4, yoğunluğu 0-99 aralığındadır. Çocukların kendileri için hangi besinin daha sağlıklı olduğu bilincine sahip olma durumu incelendiğinde ortalaması 2.14±0.2, yoğunluğu 0-73 aralığında bulunmaktadır. Ailelerin çocukları ile sağlıklı yiyecekler yemenin önemi hakkında tartışması ile çocukların kendileri için hangi besinlerin daha sağlıklı olduğu bilincine sahip olma durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fark vardır (p<0.05). Bu iki çalışmadan elde edilen sonuçlar farklılık göstermektedir. Bu çalışmada ailelerin çocuklarıyla sağlıklı yiyecekler tüketme konusunda konuşmayan gruplarda bazı besin öğelerini tüketim oranlarının yüksek olduğu görülmesine rağmen çocukların her zaman gıda maddelerinin sağlık üzerindeki yararları ve beslenme konusunda bilgilendirilmeleri önem taşımaktadır. 69 Ebeveynlerin çocuklarıyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşma durumuna göre günlük alınan enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılmasından elde edilen bulgular Tablo 20’de sunulmuştur. Tablo 20. Ebeveynlerin Çocuklarıyla Yiyeceklerin Besin Değerleri Hakkında Konuşma Durumuna Göre Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması Çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında Enerji (kcal) Protein (g) Yağ (g) Karbon hidrat (g) Vit. A (mcg) Karoten (mg) Vit. E (mg) Vit. B1 (mg) Vit. B2 (mg) Vit. B6 (mg) Folik asit (mcg) Vit. C (mg) Sodyum (mg) Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan n 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 70 Medyan 94.18 118.81 106.57 97.31 100.08 113.77 93.56 122.84 104.53 96.33 110.19 102.77 100.79 93.61 92.07 98.46 103.66 94.83 99.06 104.10 87.87 98.82 95.10 108.87 97.74 106.16 96.90 97.34 99.19 115.33 98.87 98.32 101.73 100.21 91.18 103.00 97.48 104.35 103.20 U P 5.084 .079 1.150 .563 6.938 .031* 1.592 .451 .648 .723 .301 .860 .820 .664 .617 .735 .588 .745 1.372 .504 .040 .980 .725 .696 .462 .794 Tablo 20. (Devam)Ebeveynlerin Çocuklarıyla Yiyeceklerin Besin Değerleri Hakkında Konuşma Durumuna Göre Günlük Alınan Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması Potasyum (mg) Kalsiyum (mg) Magnezyum (mg) Fosfor (mg) Demir (mg) Çinko(mg) Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan Konuşan Çocuğu sorarsa konuşan Konuşmayan 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 151 31 15 98.79 96.35 106.60 100.19 101.45 82.00 96.58 106.06 108.80 98.22 103.55 97.43 97.80 96.52 116.17 98.43 96.05 110.80 .335 .846 1.456 .483 1.192 .551 .237 .888 1.486 .476 .741 .690 *p<0,05 Çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşan ebeveynlerin çocuklarının günlük aldıkları yağ miktarları ile konuşmayan ebeveynlerin çocuklarının günlük aldığı yağ miktarları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmaktadır (p<0.05). Çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında çocuğu sorarsa konuşanların çocuğunun günlük yağ miktarını alınan miktarları diğer gruplara göre en yüksektir. Çocuklarda yağ tüketim oranının günlük gereksinimden fazla olması istenilen bir sonuç değildir. Yağ tüketiminin fazla olması kalp damar sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmekte ve vücut ağırlığına göre yağ oranının gereğinden fazla depolanması obezite oluşumunu tetiklemektedir. Çocukların günlük yağ alımı dışındaki diğer besin öğelerinin alımında çocuğuyla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşanlar ile konuşmayanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamaktadır (p>0.05). Köroğlu (2009) yapmış olduğu çalışmasında ailelerin sağlıklı yiyecekler tüketmenin ne kadar yararlı olduğunu çocuklarıyla konuşmaları ve örnek olmaları ile çocukların ailelerinin zevkle yediği sağlıklı besinleri çocuklarının da zevkle tüketme durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fark olmadığını belirtmiştir (p>0.05). Sürücüoğlu (1986), aile beslenmesinde kadının rolünü belirlemek amacıyla. Ankara ilinde bazı bakanlıklarda çalışan 215 evli kadın üzerinde yaptığı çalışmada; kadınların % 46.51’nin iyi ve çok iyi, % 43.26’sının yeterli, % 10.33’ünün yetersiz düzeyde beslenme bilgisine sahip olduğunu bulmuştur. 71 Yapılmış olan bu çalışma ile Köroğlu’nun çalışmasının sonuçları benzerlik göstermemektedir. Ebeveynlerin çocuk beslenmesi konusunda bilgi sahibi olmaları son derece önemlidir. Ailelerin beslenme konusunda bilgi sahibi olmalarının, hem çocuklarının gelişimini destekleyeceği hem de çocuklarına yiyeceklerin besin değerleri hakkında bilgi vermeleriyle çocukların beslenmesini olumlu yönde etkileyeceği düşünülmektedir. 72 Tablo 21’de evde yemek saatlerinin düzenli olup olmama durumuna göre çocukların aldıkları enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılmasından elde edilen bulgular sunulmuştur. Tablo 21. Evde Yemek Saatlerinin Düzenli Olup Olmama Durumuna Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması. Evde yemek yeme saatleri Enerji (kcal) Protein (g) Yağ (g) Karbon hidrat (g) Vit. A (mcg) Karoten (mg) Vit. E (mg) Vit. B1 (mg) Vit. B2 (mg) Vit. B6 (mg) Folik asit (µg) Vit. C (mg) Hafta sonları düzenlidir Bazen aksayabilir Her zaman düzenlidir Hafta sonları düzenlidir Bazen aksayabilir Her zaman düzenlidir Hafta sonları düzenlidir Bazen aksayabilir Her zaman düzenlidir Hafta sonları düzenlidir Bazen aksayabilir Her zaman düzenlidir Hafta sonları düzenlidir Bazen aksayabilir Her zaman düzenlidir Hafta sonları düzenlidir Bazen aksayabilir Her zaman düzenlidir Hafta sonları düzenlidir Bazen aksayabilir Her zaman düzenlidir Hafta sonları düzenlidir Bazen aksayabilir Her zaman düzenlidir Hafta sonları düzenlidir Bazen aksayabilir Her zaman düzenlidir Hafta sonları düzenlidir Bazen aksayabilir Her zaman düzenlidir Hafta sonları düzenlidir Bazen aksayabilir Her zaman düzenlidir Hafta sonları düzenlidir Bazen aksayabilir Her zaman düzenlidir 73 n Medyan 29 101 68 29 101 68 29 101 68 29 101 68 29 101 68 29 101 68 29 101 68 29 101 68 29 101 68 29 101 68 29 101 68 29 101 68 63.95 96.51 119.10 77.83 99.73 108.40 53.98 100.68 117.16 78.36 94.90 115.35 100.12 94.72 106.34 128.93 94.61 94.21 94.14 98.94 102.62 92.41 98.56 103.92 72.36 101.89 107,52 87.41 97.59 107.49 108.93 95.91 100.82 135.10 95.84 89.75 U P 19.389 .000* 5.792 .055 24.802 .000* 9.803 .007* 1.675 .433 8.970 .011* 0.465 .793 0.904 .636 8.080 .018* 2.745 .253 1.219 .544 13.576 .001* Tablo 21. (Devam) Evde Yemek Saatlerinin Düzenli Olup Olmama Durumuna Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması. Sodyum (mg) Potasyum (mg) Kalsiyum (mg) Magnezyum (mg) Fosfor (mg) Demir (mg) Çinko (mg) Hafta sonları düzenlidir 29 85.55 Bazen aksayabilir 101 95.36 Her zaman düzenlidir 68 111.60 Hafta sonları düzenlidir 29 95.93 Bazen aksayabilir 101 97.27 Her zaman düzenlidir 68 104.34 Hafta sonları düzenlidir 29 80.07 Bazen aksayabilir 101 100.95 Her zaman düzenlidir 68 105.64 Hafta sonları düzenlidir 29 101.45 Bazen aksayabilir 101 94.10 Her zaman düzenlidir 68 106.69 Hafta sonları düzenlidir 29 85.21 Bazen aksayabilir 101 98.78 Her zaman düzenlidir 68 106.67 Hafta sonları düzenlidir 29 94.59 Bazen aksayabilir 101 93.19 Her zaman düzenlidir 68 110.96 Hafta sonları düzenlidir 29 85.34 Bazen aksayabilir 101 97.89 Her zaman düzenlidir 68 107.93 5.280 .071 0.751 .687 4.180 .124 2.002 .368 2.885 .236 4.159 .125 3.324 .190 *p≤0.05 Tablo 21 incelendiğinde çocukların aldığı enerji miktarının evde yemek saatlerinin düzenli olup olmama durumuna göre anlamlı farklılık gösterdiği görülmektedir. Evde yemek yeme saatleri her zaman düzenli olan çocukların aldıkları enerji miktarları en yüksek iken sadece hafta sonları düzenli olanların aldıkları enerji miktarları en düşüktür. Çocuğun aldığı yağ miktarı evde yemeğin düzenli olma durumuna göre anlamlı farklılık göstermektedir. Evde yemek yeme saatleri her zaman düzenli olan çocukların aldıkları yağ miktarları en yüksek iken sadece hafta sonları düzenli olanların aldıkları yağ miktarları en düşüktür. Yağ tüketiminin ihtiyaç duyulandan fazla olması istenilen bir durum değildir. Elde edilen bu sonuç evde hazırlanan yiyeceklerde fazla miktarda yağ kullanıldığını ve buna bağlı olarak çocukların yağ tüketim oranlarının fazla olabileceğini düşündürmektedir. 74 Araştırma sonuçlarına göre çocuğun aldığı karbonhidrat miktarı evde yemeğin düzenli olma durumuna göre anlamlı farklılık göstermektedir. Evde yemek yeme saatleri her zaman düzenli olan çocukların aldıkları karbonhidrat miktarları en yüksek iken sadece hafta sonları düzenli olanların aldıkları karbonhidrat miktarları en düşüktür. Toplumumuzda tahıla dayalı beslenme yaygındır. Çocukların, çalışmanın yapıldığı süre içinde karbonhidrat içeriği fazla besinleri tüketmiş olmaları, örnekleme dahil edilenlerin de tahıl ürünlerini fazla tükettikleri yönünde bir kanı gelişmesine neden olmuştur. Çocuğun aldığı karoten, B2 ve C vitamini miktarı da evde yemeğin düzenli olma durumuna göre anlamlı farklılık göstermektedir. Öğünleri evde her zaman düzenli olan çocukların karoten ve B2 miktarları yüksektir. Evde yemek yeme saatleri hafta sonları düzenli olanlarda ise C vitamini miktarları yüksektir. Bu sonuca göre ebeveynlerin hafta sonları daha dengeli beslenmeye özen gösterdikleri düşünülmektedir (p<0.05 ). Çocuğun aldığı protein, vitamin A, vitamin E, vitamin B1, vitamin B6, folik asit, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor, demir ve çinko miktarları evde yemeğin düzenli olma durumuna göre farklılık göstermemektedir (p>0.05). Ünal (1995)’ın Anaokuluna giden 3-6 yas çocuğu olan annelerin yağ tüketimine ilişkin bilgi ve uygulamalarını belirlemek amacıyla yürüttüğü çalışmasında ailelerin %88.24’ünün yemek saatlerinin düzenli olduğunu saptamıştır. Bu durum hem çocukların beslenme konusunda düzenli yemek yeme davranışları geliştirilmesi açısından önemlidir hem de çocukların besin öğesi alımlarını etkilediği söylenebilir. Bu çalışmada da ailelerin yarıdan fazlası yemek saatlerinin düzenli olduğunu belirtmiştir. 75 Tablo 22’de yemek saatlerinde aile bireylerinin sofraya birlikte oturup oturmama durumuna göre çocukların aldıkları enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılmasından elde edilen bulgular yer almaktadır. Tablo 22. Yemek Saatlerinde Aile Bireylerinin Sofraya Birlikte Oturup Oturmama Durumuna Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması Yemek saatlerinde aile bireylerinin sofraya birlikte oturma durumu Her zaman Enerji (kcal) Hafta sonları Oturmaz Her zaman Protein (g) Hafta sonları Oturmaz Her zaman Yağ (g) Hafta sonları Oturmaz Her zaman Karbon hidrat (g) Hafta sonları Oturmaz Her zaman Vit. A (mcg) Hafta sonları Oturmaz Her zaman Karoten (mg) Hafta sonları Oturmaz Her zaman Vit. E (mg) Hafta sonları Oturmaz Her zaman Vit. B1 (mg) Hafta sonları Oturmaz Her zaman Vit. B2 (mg) Hafta sonları Oturmaz Her zaman Vit. B6 (mg) Hafta sonları Oturmaz Her zaman Folik asit (mcg) Hafta sonları Oturmaz 76 n Medyan 119 70 8 119 70 8 119 70 8 119 70 8 119 70 8 119 70 8 119 70 8 119 70 8 119 70 8 119 70 8 119 70 8 104.82 84.50 139.38 99.93 95.90 112.31 106.56 81.06 143.44 102.33 90.59 123.06 99.06 98.60 101.63 88.75 117.32 91,19 99.36 96.16 118.44 96.56 101.45 113.88 99.96 94.91 120.50 97.84 97.34 130,81 90.11 112.45 113.50 U P 9.778 .008* 0.675 .714 13.882 .001* 3.353 .187 0.021 .990 11.233 .004* 1.108 .575 .,923 .630 1.544 .462 2.622 .270 7.304 .026* Tablo 22. (Devam)Yemek Saatlerinde Aile Bireylerinin Sofraya Birlikte Oturup Oturmama Durumuna Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması Her zaman Vit. C (mg) Sodyum (mg) Potasyum (mg) Kalsiyum (mg) Magnezyum (mg) Fosfor (mg) Demir (mg) Çinko (mg) 119 70 8 119 70 8 119 70 8 119 70 8 119 70 8 119 70 8 119 70 8 119 70 8 Hafta sonları Oturmaz Her zaman Hafta sonları Oturmaz Her zaman Hafta sonları Oturmaz Her zaman Hafta sonları Oturmaz Her zaman Hafta sonları Oturmaz Her zaman Hafta sonları Oturmaz Her zaman Hafta sonları Oturmaz Her zaman Hafta sonları Oturmaz 86.84 119.03 104.56 98.00 99.44 110.00 96.46 100.39 124.63 99.73 95.65 117.44 94.41 103.98 123.75 96.29 101.47 117.75 96.49 101.44 115,00 95.93 102.10 117.50 14.124 .001* 0.339 .844 1.893 .388 1.098 .578 2.814 .245 1.267 .531 0.988 .610 1.394 .498 *p≤0.05 Yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olmayan çocukların aldıkları enerji miktarları en yüksek iken, hafta sonları yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olanların aldıkları enerji miktarları en düşüktür. Bu durumun çocukların gün içerisinde enerji değeri yüksek besinleri tüketmesinden kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir. Tablo 22 incelendiğinde çocuğun aldığı yağ miktarı yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olma durumuna göre anlamlı farklılık göstermektedir. Yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olmayan çocukların aldıkları yağ miktarları en yüksek iken hafta sonları yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olanların aldıkları yağ miktarları en düşüktür. Yağ alımının gerekenden fazla olması istenilen bir durum değildir. 77 Çocuğun aldığı karoten miktarı yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olma durumuna göre anlamlı farklılık göstermektedir. Hafta sonları yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olan çocukların aldıkları karoten miktarları en yüksektir. Vitamin C miktarı yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olma durumuna göre anlamlı farklılık göstermektedir. Hafta sonları yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olan çocukların aldıkları vitamin C miktarları en yüksek iken her zaman yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olanların aldıkları vitamin C miktarları en düşüktür. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre çocuğun aldığı protein, karbonhidrat, vitamin A, vitamin E, vitamin B1, vitamin B2, vitamin B6, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor, demir ve çinko miktarları yemek saatlerinde aile bireyleriyle sofrada olma durumuna göre anlamlı farklılık göstermemektedir (p>0.05). Köroğlu (2009)’nun okul öncesi dönemi çocuklarının beslenmesi ile ilgili yapmış olduğu çalışmasında yemek esnasında aile bireylerinin masada bulunmaları ile çocukların yemek esnasında masada bulunmaları arasında yapılan analizler sonunda (0.05) anlam düzeyinde anlamlı bir fark ortaya çıkmadığı saptanmıştır. Bu iki çalışmanın sonuçları benzerlik göstermemektedir. Yapılan bu çalışmada yemek saatlerinde aile bireylerinin sofraya beraber oturmalarının çocukların besin alımını etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. 78 Tablo 23’te çocukların tabaklarında artık bırakma durumuna göre aldıkları enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılmasına ilişkin bulgular sunulmuştur. Tablo 23. Çocukların Tabaklarında Artık Bırakma Durumuna Göre Aldıkları Enerji ve Besin Öğeleri Bakımından Karşılaştırılması Enerji (kcal) Protein (g) Yağ (g) Karbon hidrat (g) Vit. A (mcg) Karoten (mg) Vit. E (mg) Vit. B1 (mg) Vit. B2 (mg) Vit. B6 (mg) Folik asit (mcg) Çocuğun tabağında artık bırakma durumu Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz 79 n Medyan 43 123 31 43 123 31 43 123 31 43 123 31 43 123 31 43 123 31 43 123 31 43 123 31 43 123 31 43 123 31 43 123 31 112,38 95,04 96,16 100,31 96,96 105,29 112,62 94,43 98,23 101,30 99,68 93,10 95,94 98,61 104,79 80,16 102,48 111,32 100,59 97,65 102,13 98,19 94,56 117,74 93,15 97,68 112,34 105,57 95,39 104,21 90,03 98,72 112,53 U P 3.041 .219 0.558 .756 3.247 .197 0.420 .811 0.449 .799 6.604 .037* 0.195 .907 4.246 .120 2.234 .327 1.334 .513 2.813 .245 Tablo 23. (devam) Çocukların Tabaklarında Artık Bırakma Durumuna Göre Aldıkları Enerji ve Besin Öğeleri Bakımından Karşılaştırılması Vit. C (mg) Sodyum (mg) Potasyum (mg) Kalsiyum (mg) Magnezyum (mg) Fosfor (mg) Demir (mg) Çinko (mg) Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz Genellikle bırakır Nadiren bırakır Bırakmaz 43 123 31 43 123 31 43 123 31 43 123 31 43 123 31 43 123 31 43 123 31 43 123 31 95,14 97,15 111,68 96,86 101,46 92,21 97,79 96,57 110,34 89,57 98,47 114,18 94,48 97,54 111,08 95,05 97,96 108,63 104,64 95,45 105,26 103,72 96,11 103,90 1.859 .395 0.729 .694 1.470 .480 3.384 .184 1.744 .418 1.132 .568 1.271 .530 0.840 .657 (p>0.05) Çocukların aldığı karoten miktarı tabağında artık bırakma durumuna göre anlamlı farklılık göstermektedir. Tabağında artık bırakmayanların aldığı karoten miktarı en yüksek iken genellikle tabağında artık bırakanların aldığı karoten miktarı en düşüktür. Tablo 23 incelendiğinde çocuğun aldığı enerji, su, protein, yağ, karbonhidrat, vitamin A, vitamin E, vitamin B1, vitamin B6, folik asit, vitamin C, sodyum, potasyum, fosfor, demir ve çinko miktarlarının çocuğun tabağında artık bırakma durumuna göre anlamlı farklılık göstermediği anlaşılmaktadır (p>0.05). Demirkaynak (2004)’ın araştırmasının bulgularına göre araştırmaya alınan çocukların % 38.46’sının iştahı olmaması, % 15.39’unun sevmediği yemek olduğu zaman, % 8.33’ünün alışkanlık haline getirmesi gibi nedenlerle tabağında artık bıraktığı saptanmıştır. Annelerin öğrenim durumlarına göre incelendiğinde ortaöğretim mezunu annelerin % 80 37.10’unun çocuklarının iştahı olmaması, % 22.58’inin tabağında fazla besin bulunması, % 12.90’ının alışkanlık haline getirmesi nedeniyle tabağında artık bıraktığı, yüksekokul mezunu annelerin ise % 39.36’sının çocuklarının iştahı olmaması, % 27.66’sının tabağında fazla besin bulunması, % 18.09’unun sevmediği yemek olması nedeniyle artık bıraktığı belirlenmiştir. İki çalışmanın verileri çocukların tabaklarında artık bırakma durumlarına göre benzerlik göstermiştir. Yapılan bu çalışmada çocukların tabaklarında artık bırakmalarının günlük besin alımlarını karoten dışında etkilemediği belirlenmiştir. 81 Tablo 24’te çocuğun yemeği bitirmek istemediği durumlarda ebeveynin yaklaşımına göre çocukların aldıkları enerji ve besin öğelerinin karşılaştırılması sunulmuştur. Tablo 24. Çocuğun Yemeği Bitirmek İstemediği Durumlarda Ebeveynin Yaklaşımına Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması Çocuk yemeğini bitirmek istemediği zaman ebeveyn Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Enerji (kcal) Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Protein (g) Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Yağ (g) Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Karbon hidrat (g) Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Vit. A (mcg) Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Karoten (mg) Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Vit. E (mg) Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Vit. B1 (mg) Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam 82 n Medyan 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 74.53 70.19 87.24 77.39 85.64 68.29 74.31 86.57 77.13 79.71 79.03 70.96 89.14 78.30 76.14 66.95 73.18 79.05 74.17 95.71 57.58 78.10 72.83 80.17 87.69 57.21 82.71 70.36 83.87 71.69 60.76 75.57 80.95 77.67 87.62 65.42 75.23 81.07 78.98 82.64 U P 3.520 .475 2.036 .729 2.854 .583 5.406 .248 5.285 .259 6.342 .175 4.031 .402 2.055 .726 Tablo 24. (devam) Çocuğun Yemeği Bitirmek İstemediği Durumlarda Ebeveynin Yaklaşımına Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması Vit. B2 (mg) Vit. B6 (mg) Folik asit (mcg) Vit. C (mg) Sodyum (mg) Potasyum (mg) Kalsiyum (mg) Magnezyum (mg) Fosfor (mg) Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam 83 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 65.24 74.82 91.31 76.15 77.45 70.26 70.50 91.88 71.06 92.05 63.82 79.42 79.76 71.57 82.14 54.13 81.23 72.86 78.15 83.83 63.26 76.44 82.00 84.24 73.21 65.74 73.42 89.52 73,.09 86.98 65.68 75.68 84.62 79.87 76.33 69.95 77.02 75.12 78.28 79.93 67.89 76.72 83.71 79.06 73.12 3.763 .439 7.243 .124 2.658 .617 6.410 .171 2.997 .558 4.638 .327 2.042 .728 0.622 .961 1.506 .826 Tablo 24. (devam) Çocuğun Yemeği Bitirmek İstemediği Durumlarda Ebeveynin Yaklaşımına Göre Çocukların Aldıkları Enerji ve Besin Öğelerinin Karşılaştırılması Demir (mg) Çinko (mg) Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam Yemesi için ödül verir Kendi isteğine bırakır Yemesi için zorlar Yemeğin çeşidine göre ısrar eder Hasta ise zorlamam 19 64 21 27 21 19 64 21 27 21 65.87 75.87 81.50 81.74 76.31 62.95 74.91 87.00 79.46 79.29 1.776 .777 3.287 .511 (p>0.05) Elde edilen bulgular incelendiğinde çocuğun yemeğini bitirmek istemediği durumlarda ebeveynin yaklaşımına göre, çocukların aldıkları enerji ve besin öğelerinin anlamlı farklılık göstermediği saptanmıştır (p>0.05). Köroğlu (2009)’nun okul öncesi dönemi çocuklarının beslenmesi ile ilgili yapmış olduğu çalışmasında çocukların servis edilen yemeği sevmediğinde, ailelerin yemesi için ona başka bir şeyler yapmaları ile, çocuklarının servis edilen yemekleri sevmemeleri halinde ailelerinden başka bir yemek yapmasını istemeleri arasında yapılan analizler soncunda anlamlı bir fark ortaya çıkmadığı görülmüştür. Ailelerin bu tutumları ile çocukları her zaman istedikleri besini yemeye, istedikleri zaman tek besin öğesi ile sürekli beslenmeye yol açtıkları belirlenmiştir. Bu durumun ise beslenme bozukluğu oluşturduğu vurgulanmıştır. Ailenin çocuğuna tabağındaki yiyeceğin hepsini bitirmesi konusunda ısrar etmesi ile, çocuğun tabağındaki yiyeceği her zaman bitirmesi arasında yapılan analizler sonunda ise anlamlı bir fark ortaya çıkmamıştır. Ailelerin bu ısrarlarından dolayı, çocukların doymuş olsalar bile tabağındaki porsiyonu bitirmek durumunda kaldıkları belirtilmektedir. Bu iki çalışmanın bulguları benzerlik göstermektedir. Ancak çocukların hoşlanmadıkları yemekleri tüketmemeleri zamanla bazı besin öğelerinin yetersiz alımına sebep olabilmektedir. Bu nedenle çocukların hoşlanmadıkları özendirilmelidir. 84 yemekleri tüketmeleri BÖLÜM 5 SONUÇ VE ÖNERİLER 5.1. Sonuç Bu araştırma ile Ankara’da resmi okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 3-6 yaş grubu çocukların ebeveynlerinin, çocuklarının beslenmesine yönelik gerçekleştirdikleri uygulamaların belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca çocukların 1 günlük gıda tüketim kayıtları alınarak günlük enerji ve besin öğelerinin saptanması hedeflenmiştir. Bu amaçlar doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmadan elde edilen sonuçlar aşağıda sunulmuştur. Araştırmaya katılanlardan 31-33 yaşında (% 26.3), çoğunluğu 2 çocuklu (% 47.5) annelerdir (% 86). Katılımcıların % 53.6’sı gelir getiren herhangi bir işte çalışmazken çalışanların% 65.5’i günde 8 ve daha az süre çalışmaktadır. Yapılan araştırmaya katılanların % 53.9’unun kendisi % 51.9’unun ise eşi ortaöğretim ya da ilköğretim mezunudur. Yapılan araştırmaya katılanların çoğunluğu (% 90.5)’i evde yemekleri kendisi hazırlamaktadır. Beslenme ile ilgili bilgi edinme seçenekleri arasında en yaygın olanı % 71.0 ile yazılı ve görsel basın araçlarıdır. Katılımcıların ambalajlı ürün satın alırken dikkat ettikleri unsurun öncelikle ürünün markası olduğu, sonrasında üretim ve tüketim tarihi ile içindekiler olduğu belirlenmiştir. Gıda alışverişinde sebze ve meyve alınırken dikkat edilen hususlar incelendiğinde çoğunlukla (% 96.5) tazeliğine dikkat edildiği saptanmıştır. Araştırmaya katılanların % 60.8’inin her zaman gıda alışverişlerini çocuklarıyla yaptığı ve % 54.3’ünün gıda alışverişi yaparken mevsimi olmayan ürünler satın aldığı bulunmuştur. 85 Katılımcıların gıda hazırlama ile ilgili bilgileri incelendiğinde yarıdan fazlası (% 61.0) yemek hazırlarken çocukların günlük besin ihtiyacını karşılamasına dikkat etmektedir. Evde zeytinyağı tüketmeyi tercih edenlerin oranı % 59.6’dır. Araştırmaya katılanların % 34.9’u ayda birkaç kez fast food tüketmekte, % 35.7 oranla haftada bir kez ev dışında yemek yemektedir. Haftada birkaç kez ceviz, fındık, fıstık vb ürünleri tüketenlerin oranı % 50.0’dır. Ebeveynlerin % 89.6’u sebzeleri tencere yemeği şeklinde pişirmektedir ve % 53.0’ı bulguru tercih etmektedir. Araştırmaya katılanların çocuklarının beslenme özellikleri incelendiğinde ebeveynlerin % 43.4’ünün çocuğunun günde 2 porsiyon meyve tükettiği ve % 64.4’ünün çocuğunun günde 1 porsiyon sebze tükettiği belirlenmiştir. Ebeveynlerin % 35.6’sı okulda verilen kahvaltıyı yetersiz bulduğu için çocuğuna her gün mutlaka kahvaltı yaptırmaktadır. Günde 3 öğün yemek tüketen çocukların oranı % 32.0’dır. Ebeveynlerin % 50.0’ı çocuğunun günde 2 porsiyon süt ve süt ürünlerini, % 35’i ise haftada iki kez çocuğunun et ve kuru baklagilleri tükettiğini ifade etmişlerdir. Ebeveynlerin % 78.6’sı çocuğuna vitamin ve mineral takviyesi yapmadığını belirtmiştir. Ebeveynlerin % 49.2’si çocuğunun asitli içecekler tüketmediğini ve % 73.9’u haftada birkaç kez çocuğunun şeker ve çikolata gibi ürünleri tükettiğini belirtmişlerdir. Yapılan araştırmaya katılanların % 76.0’ı çocuğunun tükettiği yiyeceklerin besin değerine dikkat ettiğini, % 46.5’i çocuğunun istediği yiyeceği tüketmesine izin vermediğini, % 95.4’ü çocuğu ile sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda konuştuğunu belirtmiştir. Katılımcıların % 51’i evde yemek saatlerinin bazen aksayabildiğini, % 60.4’ü evde her zaman aile bireylerinin yemek saatinde sofraya birlikte oturduğunu, % 43.0’ı çocuğunun yemeği en çok reddettiği besinin sebze olduğunu, % 62.4’ü çocuğunun tabakta nadiren artık bıraktığını ve % 41.8’i çocuğunun yemeğini bitirmek istemediğinde kendi isteğine bıraktığını belirtmiştir. Gıda tüketim kayıtlarından elde edilen sonuçlar aşağıda sunulmuştur. Ebeveynlerin eğitim durumu üniversite ve üstü olan çocuk gruplarının alınan enerji, protein, yağ, karbonhidrat, kolesterol, çinko miktarı sıra ortalaması puanları daha yüksektir. 86 Ebeveynlerin çocuğunun tükettiği yiyeceklerin besin değerine dikkat etme durumuna göre çocukların günlük enerji ve besin öğelerinin Mann Whitney U testi ile karşılaştırılmasından elde sonuçlar şu şekildedir: Çocuğunun tükettiği yiyeceklerin besin değerine dikkat etmeyen ebeveynlerin çocuklarının günlük aldığı yağ miktarı diğer gruba göre daha yüksektir (p<0.05). Çocuğunun tükettiği yiyeceklerin besin değerine dikkat eden ebeveynlerin çocuklarının aldığı günlük vitamin A miktarı diğer gruba göre daha yüksektir (p<0.05). Elde edilen veriler doğrultusunda çocukların folik asit alımlarının ihtiyaçlarını karşılamadığı görülmüştür. Bu durumun, çocukların okul öncesi kurumda ve evde tükettikleri besinlerin folik asit bakımından yetersiz olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. 5.2. Öneriler Beslenme bilgisi, bireylerin, ailelerin ve toplumların beslenme alışkanlıkları üzerinde etkili olan çok önemli bir faktördür. Yeterli ve dengeli beslenmeme sonucu oluşan sorunların önlenmesi beslenme eğitimi ile sağlanabilmektedir. Çocukların ilk yıllarındaki eğitimi ve sağlıklı büyümesinden birinci derecede sorumlu olan anne ve baba çocuğun sağlık, kültür ve eğitiminden de sorumlu kişilerdir. Bu nedenle ebeveynlerin bilinçli ve eğitimli olması çok önemlidir. Gelecekteki toplumu oluşturacak çocukların yeterli ve dengeli beslenmesi ebeveynlerin “çocuk beslenmesi“ konusunda gerekli bilgiye sahip olmalarıyla mümkündür. Büyümenin gerçekleşmesi için beslenme zorunludur. İnsanlığın temel ihtiyaçlarından olan beslenmenin sağlık üzerinde çok büyük etkisi vardır. Her besin öğesinin vücuda yararı farklıdır. Hiçbiri tek başına sağlık ve dengeli beslenme için yeterli değildir. Bu nedenle çocuklara günlük ihtiyaçları olan besin maddeleri dengeli ve yeterli miktarlarda verilmelidir. Çocuklara aileleri tarafından olumlu beslenme alışkanlığı kazandırılmalı ve onlara örnek olunmalıdır. Ebeveynler çocuklarıyla yiyecek maddelerinin ve sağlıklı beslenmenin sağladığı yararlar hakkında konuşmalı ve onları bilgilendirmelidirler. 87 Ebeveynler çocuklarını fast-food yiyeceklerden uzak tutmalı meşrubat ve asitli içecek tüketimleri sınırlandırılmalıdır. Ara öğünlerde verilen besinler, ana öğünü etkileyecek ve iştahı kapatacak nitelikte olmamalıdır. Çocukların özgüvenlerini kazanmalarını sağlamak için bağımsız olarak yemek yemeye özendirilebilir. Okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlere çocuk beslenmesi konusunda uzmanlar tarafından periyodik aralıklarla eğitimler verilmelidir. Okul öncesi kurumlarda ikindi kahvaltılarında ya da kuşluk olarak adlandırılan öğünlerde çocuklara kek ve benzeri gıdalar yerine vitamin değeri yüksek olan meyveler ya da sebzelerle hazırlanan ürünler sunulmalıdır. Çocukların tabaklarına okul öncesi kurumlarda ve evlerinde tüketebilecekleri kadar besin maddesi konulmalı ve bunların tamamını tüketmeleri sağlanmalıdır. Çocukların günlük yemek listeleri, ihtiyaçları doğrultusunda konunun uzmanları tarafından planlanmalıdır. Çocukların sebze tüketim durumları incelendiğinde çocukların sebze tüketimi diğer besinlere göre daha düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Aileler ve okul öncesi kurumlardaki eğitimciler çocuklara sebzelerin sağlığa olan yararlarını anlatmalı, onlara örnek olarak sebze tüketimi özendirmelidir. Okul öncesi dönemden başlanılarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından müfredatlara beslenme ile ilgili dersler konulabilir. Böylece daha sağlıklı ve bilinçli beslenen bireyler ve nesiller yetiştirilmesine destek olunmalıdır Radyo ve televizyonlarda kamu spotu olarak çocuk beslenmesi ile ilgili yayınlar yapılmalıdır. Okul öncesi eğitim kurumlarında çocukları olan ebeveynlere kurum tarafından çocuk beslenmesi ile ilgili seminerler verilebilir. Okul öncesi döneminde olup herhangi bir eğitim kurumuna kayıtlı olmayan çocuklar tespit edilerek ebeveynlerine aile hekimleri ve ya toplum sağlığı merkezleri aracılığıyla çocuk beslenmesi konusunda seminer vb. eğitimler verilmelidir. Sonuç olarak, çocukların bedensel, sosyal, ruhsal, zihinsel olarak normal gelişmelerinde ve sağlıklı olabilmelerinde beslenmenin önemi büyüktür. Bu dönemde yetişkinlerin tutumları ve çocuklarına verecekleri doğru beslenme alışkanlıkları ile çocuğun doğru beslenme davranışları geliştirmelerinde temel oluşturacaktır. 88 KAYNAKÇA Albayrak, H. (1989). Konya il merkezinde okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların beslenme alışkanlıkları üzerine bir araştırma. Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. Akar, S. (2006). Özel ve resmi okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden dört-altı yaş grubu çocuklarının beslenme alışkanlıklarının karşılaştırılması. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Akıllıoğlu, H. (2009). Bazı kurubaklagillerden elde edilen protein ekstraktları ve fraksiyonlarının ADE inhibisyon aktiviteleri: Isıl işlem ve in vitro sindirilirliğin etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. İzmir. Akman, B., Öncü, E., Güler, T.& Kaeaaslan, T. (2005). Çocuklarla mutfakta eğlence. İstanbul: Epsilon. Altınkaynak S., Akgül, G., Karakelleoğlu, C., Kürkçüoğlu, M., Atalay, Y.& Ömerci, Ö. (1989). Raşitizm ve malnütrisyonlu raşitizm vakaların vitamin D3 ile tedavisi. Atatürk Ünv. Tıp Bülteni, 21(4), 1007-1011. Arlı, M. (1977). Okul öncesi çocuklarda beslenme durumuyla hidroksiprolin indeksinin değerlendirilmesi üzerine bir araştırma. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ev Ekonomisi Kürsüsü, Ankara. Arlı, M., Şanlıer, E., Küçükkömürler, S. & Yaman, M. (2012). Anne ve çocuk beslenmesi. Ankara: Pegem. Arslan, R.& Akça, R. (2012). Çocukların eğitiminde rol model oluşturacak olan eğitimci ve usta öğretici adaylarının beslenme alışkanlıkları. Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 45(8). 89 Aydın, A. (2007). Üç-beş yaş grubu çocuklar da erken çocukluk çağı diş çürükleri ve beslenme ile ilişkisi. Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Diyetetik Programı, Ankara. Aygün, Ç. (1994). 5-6 yaş okul-öncesi dönemi çocukları için geliştirilecek beslenme eğitimi programlarının çocukların beslenme ile ilgili bilgi tutum ve davranışlarına etkisi. Bilim Uzmanlığı Tezi Hacettepe Üniversitesi, Ankara. Basdevant, A., Boute, D.& Borys, J.M. (1999). Who Should Be Educated? Education Strategies: Could Children Educate Their Parents?, International Journal of Obesity, 23(4), 10-13 Başkale, H. (2010). Okul öncesi çocuklara verilen beslenme eğitiminin çocukların beslenme bilgisine, davranışlarına ve antropometrik ölçümlerine etkisi. Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İzmir. Baysal, A. (2014a). Beslenme. Ankara: Hatiboğlu. Baysal, A. (2003b). Sosyal eşitsizliklerin beslenmeye etkisi. C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi, 25(4). Bilge, A., Bayram, E., Can, İ.& Binicier, İ. (2013). Hekim gözüyle sağlıklı beslenme ve öne çıkan güncel konular inceleme ve değerlendirme. Ankara: Öncü. Bozarslan, B.& Batu, E. (2014). Özel anaokullarında çalışan eğiticilerin okulöncesi dönemde kaynaştırma ile ilgili görüş ve önerileri. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 14(2),86-108. Bulduk, S. (2002). Beslenme ilkeleri ve mönü planlama. Ankara: Detay. Bilici, A. (2014). 0-6 yaş grubu çocuklarda dini gelişim süreci ve din eğitimi. Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir. Cesur, E. (1992). Gölbaşı Merkez Sağlık Ocağı bölgesinde 0-3 yaş çocuğu olan annelerin çocuk beslenmesi konusundaki bilgi düzeylerinin saptanması. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Cürebal, F.& Özben, G. (Ed.). (2012). Anne-baba, veli eğitimi ve rehberliği. İstanbul: Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü. 90 Çelik, S. (1990). Farklı sosyo ekonomik ve eğitim düzeylerindeki çalışan erkek ve kadın tüketiciler ile çalışmayan ev kadını tüketicilerin gıda kontrolü ile ilgili bilgileri ve uygulamaları. Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Çakmak, T. & Yılmaz, B. (2009). Okul öncesi dönem çocuklarının okuma alışkanlığına hazırlık durumları üzerine bir araştırma: Hacettepe Üniversitesi Beytepe Anaokulu örneği, Türk Kütüphanecilği, 23(3), 489-509. Çine, N. (2012). Diş çürüklerinden staphylococcus aureus izolasyonu ve identifikasyonu. Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Sinop. Dal, Ü. (2007). Malnütrisyonu olan hastanın hemşirelik bakımı. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi, 74-81. Demirkaynak, Ö. (2004). 3-6 yaş grubunda çocuğu olan annelerin beslenme bilgi düzeyleri ve beslenme alışkanlıkları. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Demir, H. (2011). Farklı sosyo-ekonomik ilköğretim çocuklarında beslenme, fiziksel aktivitelerin değerlendirilmesi ve obezite prevalansının belirlenmesi. Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Dölek, F. (2004). Annelerin beslenme konusundaki yeterliklerinin ve egitim gereksinimlerinin saptanması (Amasya Örneği). Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı ( Halk Eğitimi Programı), Ankara. Eker, E. (2006). Edirne ili kentsel alanında yaşayan erişkinlerde beslenme durum değerlendirilmesi. Uzmanlık Tezi, T.C. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Edirne. Ekonomi Bakanlığı. (2013). Hububat Sektör Raporları, Ankara: T.C. Ekonomi Bakanlığı. Er, P.,(1999). T.C. Sağlık Bakanlığı Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniğine Başvuran Çocukların Annelerinin Bebek Beslenmesi Konusuna İlişkin Bilgi, Tutum ve Davranışları, Uzmanlık Tezi, T.C. Sağlık Bakanlığı Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, Ankara. Gökçay, G.& Garipağaoğlu, M. (2002). Çocukluk ve ergenlik döneminde beslenme. İstanbul: Saga. 91 Güler, Y., Gönener, D., Altay, B.& Gönener, A. (2009). Adölesanlarda obezite ve hemsirelik bakımı, Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 4(10), 171. Gündüz, E. (2001). Evli kadınların beslenme ve sağlık konusundaki bilgi düzeyleri ve etkileyen faktörler. Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri. Gündüz, O.& Emir, M. (2010), Dondurulmuş gıda tüketimini etkileyen faktörlerin analizi: Samsun ili örneği, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 14(3), 15- 24. Güneyli, U. (1988). 4-6 yas grubu çocuklarında beslenme alışkanlıkları ve bunu etkileyen etmenler konusunda bir araştırma. Beslenme ve Diyet Dergisi, 17(1), 37-45, Ankara. Hasipek, S.(1988a). İlkokul çocuklarının beslenme durumları ile annenin eğitim düzeyi ilişkisi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları:1066, Bilimsel Araştırma ve İncelemeler: 569, 1-31, Ankara. İnanç, B., Bilgin, M.& Atıcı, M. (2012). Gelişim psikolojisi çocuk ve ergen gelişimi. Ankara: Pegem A. İrkin, A. (2012). Çocukların gelişim süreci ve televizyonun etkileri. Uzmanlık Tezi, T.C. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Ankara. İşgüzar, Y. (2012). Tüm gün eğitim veren ilköğretim okullarında okulda tüketilen besinlerin, çocukların günlük gereksinimine uygunluk durumu ve çocukların büyüme durumlarının belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Gaziantep. Karaağaoğlu, N. & Eroğlu Samur, G. (2011). Anne ve çocuk beslenmesi. Ankara: Pegem. Kargı, E. (2011). Niçin okul öncesi eğitim. Eğitim Bir Sen Eğitime Bakış, (7), 5. Kaya, M. (1999). Ana-baba eğitimi destekli beslenme eğitiminin 3-6 yaş grubu çocukların beslenme bilgisi ve davranışlarına etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Kılıç, A. (2009). Gelişim dönemleri ve ergenlerde ruhsal sorunlar. Lisans Tezi, Newport International University Davranış Bilimleri, İstanbul. Kırkıncıoğlu, M. (2003). Çocuk beslenmesi. İstanbul: Ya-Pa. 92 Koçak H. (2005). Amasya ili merkez ilçesi ve köylerinde yiyecek hazırlama, pişirme ve saklama uygulamaları. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Köksal, E. (2008). Beslenme ve bilişsel gelişim. Ankara: Sağlık Bakanlığı. Köroğlu, S. (2009). Okulöncesi dönem 4-6 yaş arası çocuklarda aileden kaynaklanan beslenme bozukluklarının incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Konya Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. Köse, M. T. (2007). Beslenme ve Diyetetik. Ankara: Lamia. Kundakcı, A. (2005). Üniversite öğrencilerinin yeme tutumları, benlik algısı, vücut algısı ve stres belirtileri açısından karşılaştırılması. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Leşkeri, N. (1989). Yuvaya devam eden 3-6 yaş grubu çocukların beslenme durumları ve bu durumu etkileyen faktörler. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü, İstanbul. Matheson, D., Spranger, K.& Saxe, A. (2002). Preschool children’s perceptions of food and their food experiences. Journal of Nutrition Education and Behavior , 34(2),8592. Mocan, H. (2007). 0-1 yaş bebek beslenmesi ve merak ettikleriniz. İstanbul: Alfa. Noğay, N. (2012). Beslenmenin beyin gelişimi üzerindeki etkisi. Electronic Journal Of Vocational Colleges, 42-45. Odluyurt, S. (2007). Okulöncesi dönemde gelişimsel yetersizlik gösteren çocuklar için gerekli kaynaştırmaya hazırlık becerilerinin ve bu becerilerden bazılarının etkinlikler içine gömülen eşzamanlı ipucuyla öğretiminin etkilerinin belirlenmesi. Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir. Oktay, A. (2000). Yaşamın sihirli yılları: Okul öncesi dönem. 2. Baskı, İstanbul: Epsilon. Onur, F. (2007). Farklı sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin beslenme bilgi düzeyleri ile sebze meyve tüketim alışkanlıkları üzerine bir araştırma. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. 93 Öncü, Ü., Nalbantoğlu, B., Güzel, E., Nalbantoğlu, A., Demirsoy, U.& Çakan, M., (2011). Bir-beş yaş arası çocukların persantillerine ailenin sosyoekonomik düzeyinin ve annenin beslenme konusundaki bilgisinin etkisi. Çocuk Dergisi, 11(2), 64-72. Özcan, F. (1979). Beş-altı yas okul öncesi çağı çocukları için geliştirilen beslenme eğitimi programının çocukların beslenme bilgilerine ve yemek yeme durumlarına etkisi. Bilim Uzmanlığı Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara. Özdoğan, Y., Uçar, A., Akan, L., Yılmaz, M., Sürücüoğlu, M., Çakıroğlu, F.& Özçelik, A. (2012). Nutritional Knowlwdge Of Mothers With Children Aged Between 0-24 Months. Journal Of Food, Agriculture And Environment Vol., 10(1)/173-175. Özdoğan, B. (1991). Amasya ili merkez sağlık ocağı bölgesinde besleme alışkanlıkları. Bilim Uzmanlığı Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara Özilgen, S. (2007). Yemek kültürü. İstanbul: Alfa. Özmert, E., Yurdakök, K.& Laleli, Y. (2003). Ankara’da ilkokul çocuklarında kan kurşun düzeyi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 46(1), 20-23. Pekcan, G. (2008). Beslenme durumunun saptanması. Ankara: Sağlık Bakanlığı. Rakıcıoğlu, N. (2006). Kalsiyum, D vitamini ve osteoporoz. Ankara: Sağlık Bakanlığı. Sabbağ, Ç. (2009). İlköğretim 5. ve 6.sınıf öğrencilerine verilen beslenme eğitiminin beslenme bilgi, tutum ve davranışlarına etkisinin değerlendirilmesi. Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Sağlık Bakanlığı Belgeleri (2005). D vitamini yetersizliğinin önlenmesi ve kemik sağlığının korunması projesi rehberi. Ankara: Sağlık Bakanlığı Yayınları. Sağlık Bakanlığı. Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü. (2008). Eğitimciler İçin Eğitim Rehberi. Beslenme Modülleri, Ankara: Sağlık Bakanlığı. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. (2013). Türkiye’de okul çağı çocuklarında (6-10 yaş grubu) büyümenin izlenmesi (TOÇBİ) projesi araştırma raporu. Ankara: Sağlık Bakanlığı. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. (2004). Türkiye’ye özgü beslenme rehberi. Ankara: T.C. Sağlık Bakanlığı. Sağlık Bakanlığı (2002). Toplumun beslenmede bilinçlendirilmesi saha personeli için toplum beslenmesi programı eğitim materyali. Ankara: T.C. Sağlık Bakanlığı. 94 Sakar, E. (2013). İlköğretim okullarında görevli öğretmenlerin beslenme alışkanlıkları ve beslenme bilgi düzeyleri. Yüksek Lisans Tezi, Haliç Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Soysal, G. (1979). Ankara ili içinde oturan ev kadınlarının beslenme bilgilerinin saptanması, Bilim Uzmanlığı, Hacettepe Üniversitesi, Ankara. Sümbül, E. (2009). 4-6 yaş arasındaki öğrencilerin okul dönemindeki yetersiz ve dengesiz beslenme alışkanlıklarının saptanması. Yüksek Lisans Tezi. Konya Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. Sürücüoglu, M. S. (1986). Aile beslenmesinde kadının rolü. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Şimsek, F., Ulukol, B., Berberoğlu, M., Gülnar, SB., Adıyaman, P.& Öcal, G. (2005). Ankara’da bir ilköğretim okulu ve lisede obezite sıklığı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, 58(4), 164-165. Tepe, E. (2010). Okul öncesi kurumlardaki çocukların annelerinin ve öğretmenlerinin çocuk beslenmesine ilişkin görüşleri. Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyonkarahisar. Tek, N. (2008). Besin destekleri kullanılmalı mı? Ankara:T.C. Sağlık Bakanlığı. Toker, D.& Hocaoğlu, Ç. (2009). Yeme bozuklukları ve aile yapısı: Bir gözden geçirme. Düşünen Adam, 22(1-4), 36-42. Toprak, İ., Şentürk, Ş., Yüksel, B., Çakır, B.& Bideci, A. (Ed.). (2002). Toplumun beslenmede bilinçlendirilmesi saha personeli için toplum beslenmesi programı eğitim materyali, Ankara. Tunçdoğan, İ.& Tunçdoğan, T. (2005). Çocuğumuz ve sağlıklı beslenmesi. İstanbul: Papatya. Türkmen, A., Türkmen, S.& Nursoy, M. (2013). Vitamin D bağımlı raşitizm tip 1 ve tip 2. Yeni Tıp Dergisi, (1), 15-19. Tüylüoğlu, Ş.& Tekin, M. (2009). Gelir düzeyi ve sağlık harcamalarının beklenen yaşam süresi ve bebek ölüm oranı üzerindeki etkileri. Çukurova Üniversitesi İİBF Dergisi, 13(1), 1-31. 95 Uçan, P. (2007). 0-5 yaş arası çocuklarda beslenme durumu ile hemoglobin ve serum çinko düzeylerinin değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Uğur, S. (2001). Ankara ilinde farklı sosyo-ekonomik düzeylerde yasayan, çalışan ve çalışmayan ev kadınlarının yemek planlama konusundaki bilgi, tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi. Bilim Uzmanlığı Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara. Ural, A.& Kılıç, İ. (2006). Bilimsel araştırma süreci ve SPSS ile veri analizi. Ankara: Detay. Uyar, A., (1997). Konya il merkezi kamu kuruluşunda çalışan kadınların beslenme alışkanlıkları ve bilgi düzeyleri üzerine bir araştırma. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara. Ünal, F. (1995). Anaokuluna giden 3-6 yas çocuğu olan annelerin yağ tüketimine ilişkin bilgi ve uygulamaları. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Ünlü, G., Aras, Ş., Güvenir, T., Büyükgebiz, G.& Bekem, Ö. (2006). Yeme reddi olan çocukların annelerinde kişilik bozuklukları, depresyon ve anksiyete belirtileri ve aile işlevleri. Türk Psikiyatri Dergisi, 17(1). Ünver, Y.& Ünüsan, N. (2004). Okulöncesinde beslenme eğitimi üzerine bir araştırma. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 529-551. WHO, 2003. Türkiye’de okul çağı çocuklarında (6-10 yaş grubu) büyümenin izlenmesi (TOÇBİ) projesi araştırma raporu. Ankara: WHO. 96 EKLER 97 Ek 1. Verilerin Toplanmasında Kullanılan Anket Formu Sayın Veli Bu çalışma okul öncesi çocukların beslenme durumlarının saptanması amacıyla yapılmaktadır. Çalışmadan elde edilecek veriler bu çalışmanın dışında herhangi bir amaç için kullanılmayacaktır. Vereceğiniz samimi yanıtlar çalışmanın güvenirliği bakımından önem taşımaktadır. Size en uygun seçeneği (X) şeklinde işaretleyiniz. 1. Ankete cevap veren 1. ( ) Anne 4. ( ) Bakıcı 2. ( ) Baba 5. ( ) Akraba 3. ( ) Anne baba beraber 2. Yaşınız? (…............) Çocuk sayınız? (………………) 3. Gelir getiren herhangi bir işte çalışıyor musunuz? 1. ( ) Evet 2. ( ) Hayır 4. Günde kaç saat çalışıyorsunuz? (………….) 5. Eğitim durumunuz? 1. ( ) İlkokul 2. ( ) Ortaokul 3. ( ) Üniversite ve üstü 6. Eşinizin eğitim durumu? 1. ( ) İlkokul 2. ( ) Ortaokul 3. ( ) Üniversite ve üstü 7. Evde yemekleri genellikle kim hazırlıyor? 1. ( ) Ben 2. ( ) Eşim 3. ( ) Yardımcımız 4. ( ) Diğer 8. Beslenme ile ilgili bilgilerinizi nereden edindiniz? 1. ( ) Yazılı ve görsel basım araçları 2. ( ) Kitaplardan 3. ( ) Kurs vb. eğitim alarak 4. ( ) Okul döneminde 9. Ambalajlı ürün satın alırken nelere dikkat edersiniz? (Önem derecesine göre ilk üç tanesini belirtiniz). 1. ( ) Markasına 2. ( ) Üretim ve tüketim tarihine 3. ( ) İçindekilere 4. ( ) Besin etiketine 5. ( ) Fiyatına 6. ( ) Ambalaj tasarımına 7. ( ) Tüketici danışma hattına 10. Gıda alışverişinde sebze ve meyve satın alırken nelere dikkat edersiniz? 1. ( ) Tazeliğine 2. ( ) Görüntüsüne 3. ( ) Rengine 4. ( ) Zedelenmemiş olmasına 5. ( ) Büyüklüğüne 11. Gıda alışverişinizi çocuklarınızla yaptığınız oluyor mu? 1. ( ) Her zaman 2. ( ) Çok nadir 3. ( ) Hayır olmuyor 98 12. Gıda alışverişi yaparken mevsimi olmayan ürünler satın alır mısınız? 1. ( ) Evet 2. ( ) Hayır 3. ( ) Bazen 13. Aileniz için yemek hazırlarken nelere dikkat edersiniz? 1. ( ) Çocukların günlük besin ihtiyacını karşılamasına 2. ( ) Doyurucu olmasına 3. ( ) Sevilen yemek olmasına 4. ( ) Herhangi bir şeye dikkat etmem elimdeki ürünleri değerlendiririm. 5. ( ) Diğer (Varsa lütfen belirtiniz): ………………………………………………….. 14. Evde genellikle hangi yağı tercih ediyorsunuz? 1. ( ) Zeytinyağı 2. ( ) Ayçiçek yağı 4. ( ) Mısırözü yağı 5. ( ) Tereyağı 3. ( ) Soya yağı 6. ( ) Margarin 15. Ne kadar sıklıkla fast food tüketiyorsunuz? 1. ( ) Haftada bir kez 2. ( ) Haftada birkaç kez 4. ( ) Ayda birkaç kez 5. ( ) Tüketmiyoruz 3. ( ) Ayda bir kez 16. Ev dışında ne sıklıkla yemek yiyorsunuz? 1. ( ) Haftada bir kez 2. ( ) Haftada birkaç kez 4. ( ) Ayda birkaç kez 5. ( ) Tüketmiyoruz. 3. ( ) Ayda bir kez 17. Ceviz, fındık, fıstık vb. ürünleri ne sıklıkla tüketiyorsunuz? 1. ( ) Her gün 2. ( ) Haftada bir kez 3. ( ) Haftada birkaç kez 4. ( ) Tüketmiyoruz 18. Sebze yemeklerinde en sık kullandığınız pişirme yöntemi hangisidir? 1. ( ) Tencerede 2. ( ) Kızartma 3. ( ) Fırında 4. ( ) Izgarada 5. ( ) Haşlama 19. Et yemeklerinde en sık kullandığınız pişirme yöntemi hangisidir? 1. ( ) Tencerede 2. ( ) Kızartma 3. ( ) Fırında 4. ( ) Izgarada 5. ( ) Haşlama 20. Hangi tahıl ürünlerini tercih ediyorsunuz? 1. ( ) Kepekli ekmek/makarna vb. 2. ( ) Beyaz ekmek/makarna vb. 3. ( ) Bulgur 4. ( ) Pirinç 5. ( ) Tam tahıllı ürünler 21. Çocuğunuzun evde kahvaltı yapma durumu nasıldır? 1. ( ) Okulda verilen kahvaltıyı yetersiz bulduğum için her gün mutlaka yaptırırım 2. ( ) Okulda verildiği için gerek duymam. 3. ( ) Zamanım olursa hazırlarım. 4. ( ) Çocuğum okula geç kalmaması için yaptırmam 5. ( ) Diğer (Varsa lütfen belirtiniz): ………………………………………………… 22. Çocuğunuz günde kaç öğün yemek tüketir? 1. ( ) 1 2. ( ) 2 3. ( ) 3 4. ( ) 4 5. ( ) 5 23. Çocuğunuz günde kaç porsiyon meyve tüketiyor? 1. ( ) 1 2. ( ) 2 3. ( ) 3 4. ( ) 4 5. ( ) 5 99 6. ( ) 6 7. ( ) Saymıyorum 6. ( ) Saymıyorum 24. Çocuğunuz günde kaç porsiyon sebze tüketiyor? 1. ( ) 1 2. ( ) 2 3. ( ) 3 4. ( ) Saymıyorum 25. Çocuğunuz günde kaç porsiyon süt ve süt ürünleri tüketiyor? 1. ( ) 1 2. ( ) 2 3. ( ) 3 4. ( ) 4 5. ( ) Saymıyorum 26. Çocuğunuz et ve kurubaklagilleri ne sıklıkla tüketiyor? 1. ( ) Haftada bir kez 2. ( ) Haftada iki kez 3. ( ) Haftada üç ve daha fazla 27. Çocuğunuza vitamin ve mineral takviyesi yapıyor musunuz? 1. ( ) Evet 2. ( ) Hayır 28. Çocuğunuz ne sıklıkla asitli içecekler tüketiyor? 1. ( ) Her zaman 2. ( ) Nadiren 3. ( ) Tüketmiyor 29. Çocuğunuz şeker ve çikolata gibi ürünleri hangi sıklıkla tüketiyor? 1. ( ) Her gün 2. ( ) Haftada birkaç kez 3. ( ) Tüketmiyor 30. Çocuğunuzun tükettiği yiyeceklerin besin değerine dikkat ediyor musunuz? 1. ( ) Evet 2. ( ) Hayır 31. Çocuğunuzun istediği her şeyi tüketmesine izin veriyor musunuz? 1. ( ) Evet 2. ( ) Hayır 32. Çocuğunuzla sağlıklı yiyecekler tüketmenin önemli olduğu konusunda tartışır mısınız? 1. ( ) Evet 2. ( ) Hayır 33. Çocuğunuzla yiyeceklerin besin değerleri hakkında konuşur musunuz? 1. ( ) Evet konuşuruz. 2. ( ) Çocuğum sorarsa konuşuruz. 3. ( ) Hayır konuşmayız. 34. Evde yemek yeme saatleriniz düzenli midir? 1. ( ) hafta sonları düzenlidir. 2. ( ) Bazen aksayabilir 35. Yemek saatlerinde aile bireyleri sofraya beraber mi oturur? 1 ( ) Evet her zaman 2. ( ) Hafta sonları her zaman 3. ( ) Hayır 3. ( ) Hayır 36. Çocuğunuzun yemeği reddettiği besin maddeleri nelerdir? 1. ( ) Et ürünleri 2. ( ) Sebze 3. ( ) Balık 4. ( ) Meyve çeşitleri 5. ( ) süt ve ürünleri 37. Çocuğunuzun tabağında artık bırakma durumu nedir? 1. ( ) Genellikle bırakır. 2. ( ) Nadiren bırakır. 3. ( ) Bırakmaz. 38. Çocuğunuz yemeğini bitirmek istemediği zaman ne yaparsınız? 1. ( ) Yemesi için ödül veririm. 2. ( ) Kendi isteğine bırakırım 3. ( ) Yemesi için zorlarım. 4. ( ) Yemeğin çeşidine göre ısrar ederim. 5. Hasta ise zorlamam. 6. ( ) Hasta ise zorlarım 100 Ek 2. Verilerin Toplanmasında Kullanılan Besin Tüketim Formu MANOLYA ANAOKULU BESİN TÜKETİM KAYDI FORMU Öğrencinin Adı: Tarih: 20/11/2014 Tarih: 21/11/2014 Öğünler Yiyeceğin ve İçeceğin Adı Sabah Kahvaltısı Kıymalı tepsi böreği Süt Porsiyon Sayısı Yiyeceğin ve İçeceğin Adı Porsiyon Sayısı Fırında omlet Yeşil zeytin Süt Evde Öğlen Yemeği Evde İkindi Yemeği Evde Akşam Yemeği Ekstra Tükettiği Hazır Gıdalar Yiyecek ve İçecekler (Çikolata, Cips, Kek vs.) Sayın veli; araştırmamızın geçerliliği ve güvenirliği açısından sizden ricamız çocuğunuzun besin tüketim kayıtlarını oluştururken porsiyon miktarlarına lütfen dikkat edelim. Bir porsiyon nedir? Örnekler verecek olursak bir porsiyon yemek 150 gramdır ve yaklaşık beş yemek kaşığı demektir. Bu da küçük bir tabağa ya da orta boy bir kaseye konulacak ölçüdedir. Orta boy bir meyve, yarım bardak meyve suyu, iki adet bisküvi, bir dilim karpuz, bir orta boy patates, bir dilim ekmek, bir simit birer porsiyondur, bir porsiyon pişmiş et üç köfte büyüklüğündedir, bir su bardağı süt ya da yoğurt, beş adet zeytin, üç adet köfte ya da bir orta boy kase doğranmış meyve bir porsiyonu ifade eder. 101 Ek 3. Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü İzni 102 ÖZGEÇMİŞ Kişisel Bilgiler Soyadı, Adı UZGİDİM Betül Uyruğu T.C. Doğum tarihi ve yeri 12.06.1982 Bandırma Medeni hali Evli Telefon 0 507 605 91 32 E-posta [email protected] Eğitim Derecesi Lise Okul/Program Antalya Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi/Mutfak Bölümü Mezuniyet Yılı 2001 Ön Lisans Balıkesir Üniversitesi. Erdek Meslek Yüksekokulu. Turizm ve Otel İşletmeciliği 2004 Lisans Gazi Üniversitesi. Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Aile ve Tüketici Bilimleri Eğitimi/Öğretmenliği 2009 İş Deneyimi 6 yıl Çalıştığı Yer Çanakkale Biga Kocagür Ortaokulu Yabancı Dil Görev Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni İngilizce Yayınlar Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde düzenlenen Dördüncü Doğu Akdeniz Turizm Sempozyumu’nda yer alan “Gastronomi Turizmi” başlıklı sözlü sunum. Ankara Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu, Bükreş Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile birlikte Romanya’da gerçekleştirilen “3. Uluslararası Romanya’da Türk Kültürü’nün İzleri Sempozyumu’nda yer alan “Türkiye ve Romanya Mutfak Kültürü” başlıklı sözlü sunum. 103 GAZİ GELECEKTİR... 104