OCAK 2015 11 DEKORASYON 02 MODA 15 SEYAHAT 23 !f İstanbul 27 KÜLTÜR SANAT 17 TEKNOLOJİ 08 BAKIM 20 MÜZE VE ÖREN YERLERİMİZ mo da Kısası, uzunu, sporu, klasiği ile botlar hem kadın hem de erkekler için kış aylarının vazgeçilmezlerinden. Hatta yaz aylarında bile ince deriden üretilmiş botları kısa şortları ile kombinleyen pek çok kişi görmek mümkün. Yani botlara olan sevdamız, onu neredeyse dört mevsim tercih edilen bir giyim parçası haline getiriyor. Özellikle kadınlar için üretilmiş onlarca çeşit model arasından seçim İDEAL BOT SEÇİMİNDE KADINLAR yapabilmenin İÇİN VUCÜT YAPISI önemlİ İken, en büyük kriteri ERKEKLER İÇİNSE stİller öne çıkıyor. vücut şekli olurken erkekler içinse ideal bot seçiminde nasıl bir stil yaratılmak istendiği ve botların nerede giyileceği önemli hale geliyor. Dilerseniz hem kadın hem erkekler için bu kriterlere bir göz atalım… KIŞ ZAMANI… BOT ZAMANI… KADINLAR İÇİN Minyonsanız: Minyon olarak tabir Armut tipi vücuda sahip edilen bir insansınız, bacak boyunuzu olanlar: Bu beden tipine olduğundan daha uzun gösterecek sahipseniz ya da ideal modellere ihtiyacınız var demektir. beden ölçünüzün biraz Yüksek topuklar veya platformlu botlar üzerindeyseniz, kısa botlar sizin için ideal. Boyunuzu daha da uzun yerine bacağı saran uzun göstermek için dış giyiminizle aynı botları tercih etmelisiniz. Diz renkte bir bot seçebilirsiniz. kapağınıza yakın ölçüye sahip olan, özellikle siyah botlar, bacak boyunuzu Dikdörtgen bir yapıya sahipseniz: olduğundan uzun gösterecektir. Bu vücut şekli biraz maskülen bir hava yaratabileceği için bu Elma tipi vücuda sahip olanlar: duruma tezat olarak feminenliği Beden ağırlığını en iyi şekilde ön plana çıkaran bir bot stili seçilmelidir. Bunun için de dengeleyecek bot tipi dolgu topuklu olanlardır. en uygun alternatifler ince topuklu, stiletto formunda olan botlardır. Uzun boyluysanız: Uzun boyluysanız, hele de bir zayıfsanız sizin için ideal Kum saati olanlar: Kıvrımlı vücut olanlar kesinlikle düz tabanlı hatlarına sahip olanlar için ideal botlar, botlardır. Tüm botlar arasında koni tipi topuklara sahip olanlardır. en rahat kullanıma sahip Dengeli bir duruş ve yürüyüş için bu olanlar düz tabanlı botlar botlar tercih edilebilir. olduğu için de şanslısınız! ERKEKLER İÇİN Dışarıda çalışanlara, dayanıklılığa önem verenlere: Bütün günü dışarıda geçirdiğiniz bir işiniz varsa, zorlu koşullara uzun süre dayanabilecek bir bota ihtiyacınız var demektir. Klasik Klasik olanlara: Sürekli takım botlara göre sağlamlık ön planda elbise giyiyorsanız ya da ağırlıklı tutularak üretilen bu botlar sağladığı tercihiniz kumaş pantolonsa, fazla konforla da ayaklarınızı rahat düşünmeye gerek yok. Farklı ettirecektir. renklerde alacağınız klasik botlar şıklığınızı en az makosen bir Sportif erkeklere: Uzun yürüyüşler ayakkabı kadar iyi tamamlayacak. yapmak, dağ-tepe tırmanmak, hafta sonları kamp yapmak hobileriniz Western ruhuna sahip olanlara: arasındaysa, hangi botu alacağınızı Batı Texas’tan çıkan, yıllar boyunca siz zaten çok iyi biliyorsunuz. Destekleyici yastıklara sahip, ayağı terletmeyen ve darbelere dayanıklı outdoor her dönem moda olan kovboy akımı varlığını hala devam ettiriyor. Maskülen ve sıra dışı görünmek isteyen erkelerin tercihiyse, jean botlar sizin için pantolonlarla mükemmel bir uyum ideal. sergileyen bu botlar oluyor. mo da 2015’İN RENGİ MARSALA DÜNYACA ÜNLÜ PANTONE RENK ENSTİTÜSÜ MERAKLA BEKLENEN AÇIKLAMAYI YAPTI, YANİ HER SENE OLDUĞU GİBİ BU SENENİN DE MODA RENGİNİ DUYURDU. KAZANAN: MARSALA. 1 990 yılından bu yana Pantone Renk Enstitüsü bir rengi, özellikle moda eğilimlerini de göz önünde tutarak “yılın rengi” olarak belirliyor. Geçtiğimiz yılın bir hayli iddialı olan rengi “parlak orkide moru” tahtını daha ağır bir tona, marsalaya bıraktı. Parlak orkide moru, yaratıcılığı sembolize ederken, marsala ise bedene ve ruha dinginlik verecek doğal gücü sembolize ediyor. 2015 boyunca sıklıkla karşımıza çıkacak olan marsala, sinyallerini 2014 yılından vermeye başlamıştı. Gerek kırmızı halılarda gerekse makyaj eğilimlerinde marsala dikkat çekici oranda tercih edilmişti. Bunun en önemli sebeplerinden biri de marsalanın farklı cilt tonlarıyla son derece iyi uyum sağlayabilmesi. Marsala yarattığı sofistike havayla, 2015’te özellikle şık davetlerin bir numaralı tercihi olacak gibi görünüyor. İşte dekorasyondan tekstile, en güzel marsala örnekleri: DUDAKLARDA MARSALA Marsala yılın rengi olarak anons edilmesini beklemeden dudaklarımıza konmuştu bile. Pembeler, kırmızılar bir süre çekmecelerde kalacak, 2015’te ister gece ister gündüz dudak rengimiz marsala olacak. TIRNAKLARDA MARSALA Herkes moda akımlarını a’dan z’ye takip etmek zorunda değil. Yine de bu durum minimal düzeyde de olsa, bu akımlara göz kırpmanıza engel değil. Kıyafetlerinizde ya da makyajınızda marsala tercih etmiyor olsanız bile ojenizle bu akıma pek de yabancı kalmadığınızı gösterebilirsiniz. ASALET TİMSALİ 2014’ün kırmızı halı fotoğraflarına şöyle bir göz attığımızda karşımıza yine marsala çıkıyor. Neticede ünlü isimler modanın sadece takipçisi değil öncüsü de oluyor. MARSALA ERKEKLER Beyler, modada her şey kadınlar için değil! Kazaktan, kravata, çoraptan, şapkaya siz de aradığınız her ürünün marsala tonunu bulabilir, modayı yakından takip edenlerin sadece kadınlar olmadığını ispatlayabilirsiniz. ba kım TERMAL SULARIN BEDENİMİZE FAYDALARI YERYÜZÜNÜN DERİNLİKLERİNDEN GELEN ŞİFA Termal su; yeryüzünün derinliklerinden yüzeye ulaşan, ısısı 20 derecenin üzerinde olan sulara verilen isimdir. Yeraltından yüzeye çıkarken temas ettikleri çeşitli taş ve kaya oluşumlarındaki mineralleri de bünyesine katarak bizlere pek çok fayda sunar. Bir termal su kaynağının çevresine kurulan tesise kaplıca ya da ılıca denmektedir. Termal sular demir, florür, bakır, çinko, sodyum, klorid, kalsiyum ve magnezyum içerir. Kaplıcalardaki bu şifalı sıcak suların, kaslarda yarattıkları rahatlamanın yanı sıra çeşitli yaralanmalara ve sülfür sayesinde egzama gibi cilt rahatsızlıklarına da iyi geldiği bilinmektedir. İçerdiği bikarbonat sayesinde kan dolaşımı zayıf olan, sinirsel dengesizlikler yaşayan ve hipertansiyonu olan kişiler için idealdir. Vücudun bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri vardır. Uykusuzluğu azaltmak, anksiyeteyi hafifletmek gibi psikolojik kökenli rahatsızlıklar üzerinde de etkilidir. Bunların yanı sıra, kireçlenmeler, iltihabi romatizmalar, bel ve boyun ağrılarının giderilmesine yardımcı olmaktadır. Kaplıcaları sadece hafta sonunu daha keyifli geçirmek için de tercih edebilirsiniz, ciddi anlamda tedavi olmak için de. Tedavilerin süresi ve şekli hastanın durumuna göre değişmekle birlikte ve kesinlikle doktor kontrolünde yapılmalıdır. BİR KOZMETİK ÜRÜNÜ OLARAK TERMAL SU Şifalı sulara ulaşmak herkes için kolay olmayabilir. Bu nedenle içeriği mineral yönünden zengin olan ve ağırlıklı olarak cilt bakımında kullanılan kozmetik ürünlerinden satın alabilirsiniz. Sprey formunda satılan termal suları makyaj öncesinde ve sonrasında cildinizi temizlemek için kullanabilirsiniz. Bu sayede cildinizin nem dengesini korumuş olursunuz. Hem kuru hem de yağlı ciltlere uygulanabilen mineralli yani termal sular hücre yenilenmesine de yardımcı olur. Sprey formundaki termal sular; • Makyaj sonrasında sabitleyici olarak, • Traş sonrasında cildi yatıştırmak için, • Antioksidan olarak, • Gün boyunca iş yerinde ya da uzun seyahatlerde ferahlamak için, • Soğuk algınlığına bağlı ateş yükselmelerinde rahatlama için, • Yanık ve yaraların tedavisinde enflamasyonu hafifletmek için, • Egzama ve benzeri cilt rahatsızlıklarında, • Spor aktivitelerinden ve güneşlendikten sonra yine cilde ihtiyaç duyduğu nemi kazandırmak için kullanılmaktadır. de ko ras yon BASİT DOKUNUŞLARLA BAŞKALAŞAN KOMODİNLER BELKİ BİRAZ ESKİDİ YA DA SADECE GÖRÜNTÜSÜNDEN SIKILDINIZ. O ZAMAN DEĞİŞİME HAZIRSINIZ! ZIMPARANIZI, BOYANIZI ELİNİZE ALIN; ÇEKMECE VE KOMODİNLERİNİZİ BAŞTAN YARATIN. Bir komodini atıp yenisini almak için iki önemli nedeniniz olabilir. Birincisi dış yüzeyi yıpranmış ve belki de görünüm olarak çağın gerisinde kalmıştır. İkinci ve daha önemli nedense fonksiyonelliğini yitirmiş olması yani artık işinize yaramıyor oluşudur. Her iki durum için de önereceğimiz çözümlerle komodin ve çekmecelerinize ikinci bir şans verebilir, değişimle gelen yenilenmenin tadını çıkarabilirsiniz. ZIMPARALA VE BOYA Komodininize yeni bir görüntü kazandırmak için öncelikle eski rengini zımpara yardımı ile yok etmelisiniz. Çekmece kulplarını çıkarmalı ve istediğiniz tarzda yeni kulplar almalısınız. Zımparalama işleminin ardından nemli bir bezle ortaya çıkan tozları temizlemelisiniz. Ardından ilk kat boyayı sürüp, kuruduktan sonra ikinci katı atmalı ve yine boya kuruduktan sonra eğer eskitilmiş bir görüntü elde etmek istiyorsanız, komodinin kenar kısımlarını hafifçe zımparalamalısınız. Yeni kulpları da taktıktan sonra, işte karşınızda bambaşka bir komodin! EKLEKTİK BİR HAVA YARATIN Büyüklüğüne ya da küçüklüğüne, rengine ya da malzemesine takılmadan farklı çekmeceleri tek bir komodinde bir araya getirebilir, modern ve eklektik bir hava yaratabilirsiniz. MUTFAKTA, SALONDA, YATAK ODASINDA Eskiyen komodininizi atacak olabilirsiniz ama size tavsiyemiz çekmeceleri saklamanız olacaktır. Çünkü bu çekmeceleri hiç tahmin etmediğiniz bir formda kullanabilme şansınız var; duvarlarınızda! Üstelik yapmanız gereken tek şey çekmeceleri çivi yardımıyla duvara sabitlemek. SAKLAMA ALANI Evlerimizdeki dolap sayısı ne kadar fazla da olsa bizlere hiçbir zaman Bu işlem öncesinde renklerini değiştirebilir ya da yetmez. Her kutuyu, her çekmeceyi dolduracak bir şeyler mutlaka buluruz. içlerine bir ayna da yerleştirebilirsiniz. Fotoğraflar, Eski çekmecelerinizi saklama alanı olarak da kullanabilirsiniz. Tek yapmanız süs eşyaları, havlular… Bu çekmeceleri istediğiniz gereken çekmecelerin altına küçük tekerlekler vidalamak ve yatağınızın altı yerde istediğiniz amaçla kullanabilirsiniz. gibi kolayca çekip çıkarabileceğiniz yerlere yerleştirmek. SANATINIZI KONUŞTURUN Zımparalama ve renk değiştirme işlemine aşinalık kazandıktan sonra işi bir adım ileri götürebilir ve daha farklı çalışmalara imza atabilirsiniz. Bu istediğiniz bir cümleyi yazmak da olabilir, çocuk odasına yakışacak bir desen uygulaması yapmak da… se ya hat ZİRVEDE KAYAK ZEVKİ KAYAK SPORUNDA AKLA İLK GELEN ROTA: PALANDÖKEN T ürkiye’nin en ünlü kayak merkezlerinden biri olan Palandöken, Erzurum ilimizde yer alır. Şehir merkezine son derece yakın oluşu sayesinde (30 km), sadece kış sporlarını değil kültür turizmini sevenler tarafından da tercih edilmektedir. Erzurum şehir merkezine ulaştığınızda, hiç kimseye sormaya gerek kalmadan Palandöken’e rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Çünkü 2011 yılında 25. Dünya Üniversiteler Kış Oyunları Palandöken’de düzenlendiği için, şehir merkezinden buraya kadar yönlendirme tabelaları yerleştirilmiştir. Düzenli yapılan yol bakımları sayesinde, karın en yoğun olduğu zamanlarda bile ulaşımla ilgili bir sıkıntı yaşanmaz. Yine de Palandöken’e gidecek olanların mutlaka kış lastiği taktırmaları gerektiğini de hatırlatmadan geçmeyelim. Kayak sporu için Palandöken’in tercih edilmesindeki en büyük sebeplerden biri, Türkiye’deki kayak merkezleri arasında en iyi kar kalitesine sahip olan 5 yerden biri olmasıdır. Deniz seviyesinden 3100 metre yükseklikte bulunan Palandöken Dağları çam ormanlarıyla seyrine doyum olmayan bir manzara da sunar. Bu nedenle sadece kış sporlarına değil, doğaya da merakı olanlar için tam anlamıyla bir cazibe merkezidir. Yılın en az 5 ayı kar örtüsüyle kaplı olan Palandöken’in en yoğun sezonu, Aralık ve Mart ayları arasındadır. Kar kalınlığı ise ortalama 1-1,5 metre arasındadır. Bu rakam bazen 2 ve 3 metreye kadar da çıkabilir. tek no loji SICAĞI SEVENLER BURAYA SİZİ SICACIK TUTACAK, MODERN TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ DOKUNMATİK DOSTU ELDİVEN Dokunmatik ekranlı akıllı telefonlarımızı çok seviyoruz ama maalesef onlar eldivenlerimizi pek sevmiyor. Çünkü polar ya da yünlü olan eldivenlerimizle, gelen aramaları cevaplamak, mesaj yazmak gibi en basit işlemleri bile yapamıyoruz. Bu sıkıntıyı fark eden teknoloji firmaları, dokunmatik ekranlara dost eldivenler ürettiler. Ellerimizi sıcak tutan bu teknolojik eldivenlerin içeriğindeki metal elyaflar sayesinde eldivenlerimizi elimizden çıkarmamıza gerek kalmadan telefonları kullanmak artık mümkün. H er alanda imdadımıza yetişen teknoloji ürünleri, mevzu soğukla mücadele olunca yaratıcı çözümlerle bir kez daha hayatımızı kolaylaştırıyor. Soğuk kış aylarında, iç mekanlarda istediğimiz sıcaklığı, ısıtma sistemleriyle yakalasak bile bu ısıdan daha fazlasına ihtiyacı olan, elleri ayakları hiç ısınmayan ya da sırf soğuk diye dışarı adımını atmak istemeyenlerin sayısı da azımsanmayacak kadar fazla. Siz de soğuğa karşı verdiğiniz mücadelede yaratıcı çözümler arıyorsanız bu teknolojilere bir göz atmak isteyebilirsiniz. ISITICILI TABAN Ayakkabılarınızın ve botlarınızın içine kolaylıkla yerleştirebileceğiniz bu tabanlar, sizi 5 saat boyunca sıcak tutabiliyor. Hem de hiçbir kablo bağlantısına gerek kalmadan! Orta ve yüksek olmak üzere 2 farklı kademede sıcaklık veren ısıtıcılı tabanı çalıştırmak için tek yapmanız gereken ise 4 saat boyunca şarj etmek. ÇALIŞAN ELLER, SICAĞI HAK EDER Bilgisayar başındayken fareyi tutan eliniz devamlı soğuk mu? O zaman sizin de bu fareye kesinlikle ihtiyacınız var. Kullandığınız farelerin bildiğimiz fonksiyonlarına sahip bu fare, aynı zamanda bir el ısıtıcısı olarak çalışıyor. Yüzeyine yaydığı ısı sayesinde çalışırken elinizi hiç üşütmüyor. ISITICI FAN SICACIK MÜZİK KEYFİ Yağmur veya kar yağdığında kulaklıklarımız ıslanacağı için müzik zevkimiz sekteye uğrar. Bu kulak ısıtıcısıysa hem yağmur geçirmiyor, hem sahte kürkü ile kulakları sıcak tutuyor hem de müzik çalarınıza bağlanabilme özelliğiyle kesintisiz bir müzik keyfi sunuyor. Isıtıcı fanların genel özelliklerinden biri sadece tek bir yönde sıcak hava üflemesi. Farklı tasarımıyla dikkat çeken bu fansa, hem ön hem de arkaya hava akışı sağlayabiliyor. Çocuklar ve hayvanları için tehlike arz etmemesi de bir diğer önemli özelliği. AYAKKABI RADYATÖRÜ Yağmurda veya karda ıslanan ayakkabılarınızı kurutmak için özel olarak dizayn edilmiş bu küçük kurutucu, sadece 7,5 volt enerjiyle çalışıyor. Aynı anda iki çift ayakkabı ya da botu kurutabiliyor. mü ze VE ÖREN YERLERİMİZ ÇANAKKALE ARKEOLOJİ MÜZESİ B Adres: Barbaros Mahallesi.100.Yıl Cad. Çanakkale 0286 217 65 65 Ziyaret saatleri: Pazartesi hariç her gün 08.30– 12.30/13.30–17.30 üyük önder Mustafa Kemal Atatürk, tarihi eserlerin korunması ve müzeciliğin geliştirilmesi adına farklı çalışmalara imza atmıştır. Bu önemli atılımlardan biri de Çanakkale’de gerçekleştirilmiş, 1936 yılında Zafer Meydanı’nda, değerli eserler bir araya getirilmeye başlanmıştır. Zaman içinde bu eserleri muhafaza edecek bir binaya da ihtiyaç duyulmuş, bu görevi 1965 yılına kadar yine Zafer Meydanı’nda bulunan kilisenin ek binası yerine getirmiştir. Burada yer alan eserlere, aralarında Dardanos Tümülüsü’nden ve Tenedos Antik Kenti’nden çıkarılan buluntular da eklenince yeni bir müze binasına ihtiyaç duyulmuş ve 1984 yılında Çanakkale Arkeoloji Müzesi açılmıştır. Müzenin giriş salonunda ışıklı pano yer almaktadır. Bu ışıklı pano Troia Antik Kenti’nin yerleşim katlarını göstermektedir. Bu salonda ayrıca Helenistik ve Roma dönemlerine ait steller ve M.S. 17. ve 20. yüzyıl arasında tarihlenen, Osmanlı dönemine ait çeşitli seramik örnekleri de sergilenmektedir. 2. Salonda ise ağırlıklı olarak Troia’dan çıkarılan buluntuları görmek mümkündür. Tarih öncesi devirlerden kalan Troia tabakaları, Yontma Taş Çağı baltaları, günlük yaşamda kullanılan aletler bu salonun en dikkat çekici eserleri arasındadır. Müzenin diğer salonlarında da farklı kazılardan çıkarılan yine Helenistik ve Roma dönemlerine ait buluntular sergilenmektedir. Bunların arasında Dardanos Tümülüsü buluntularından olan, M.Ö. 1. yüzyıl tarihli Afrodit heykelciği, Marmara Adası mermerinden yapılmış olan ve Kızöldün Tepesi Tümülüsü kazısında ortaya çıkarılan Polyksena Lahti, Roma İmparatoru Hadrian’ın heykeli mutlaka görülmesi gereken eserler arasındadır. YILIN BEKLENEN ETKİNLİĞİ: 14. !F İSTANBUL ULUSLARARASI BAĞIMSIZ FİLMLER FESTİVALİ İ ş Bankası Maximum Kart partnerliğinde düzenlenecek 14. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, bu yıl da yılın en çok konuşulan filmlerinin Türkiye galalarına ev sahipliği yapıyor, partileriyle şehri ayağa kaldırıyor, etkinlikleriyle dünyamızı değiştirmeye devam ediyor. Film ve müzik tutkunlarının dört gözle beklediği 14. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, 12-22 Şubat 2015 tarihlerinde İstanbul’da, 26 Şubat-1 Mart 2015 tarihlerinde ise Ankara ve İzmir’de gerçekleşecek. !f İstanbul bağımsız sinemanın en iyilerini, yılın çok konuşulan ve bol ödüllü filmlerini sinemaseverlerle buluştururken, !f music partileriyle İstanbul’un eğlence hayatına alternatif olacak. Muhteşem filmler !f’te !f İstanbul, bu yıl da Sundance’ten Venedik’e, Toronto’dan Cannes’a, dünyanın önemli festivallerinde büyük ilgi görmüş filmlerin yanı sıra ödül sezonunun öne çıkan yapımlarının da Türkiye galalarına ev sahipliği yapıyor. “Digiturk Galaları” bölümünde yer alan filmler arasında; anime ustası Isao Takahata’nın 14 yıl aradan sonra çektiği ilk film olan ve Oscar adayı “The Tale Princess of Kaguya/Prenses Kaguya Masalı”; geçen yılın en iyileri listesinde ilk sıralarda yer alan “The Act of Killing” ile bizi şoke eden Joshua Oppenheimer’ın Venedik’te 5 ödül birden kazanan yeni filmi “Look of Silence” ve Ana Lily Amirpour’un İran’daki Bad City adlı bir hayalet kasabaya yeni gelmiş gizemli bir kadının hikâyesini anlattığı ve “İran sinemasının ilk vampir filmi” sayılan “A Girl Walks Home Alone at Night/Gece Yarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız” da bulunuyor. Bu bölümde ayrıca; Alejandro González Iñárritu’nun 9 dalda adaylığıyla Oscar yarışının en güçlü filmlerinden “Birdman” de bulunuyor. Sessizliğin Bakışı/The Look of Silence Birdman !f İstanbul’un büyük ilgi gören bölümlerinden “Oyun” ise, beyazperdeyi kimi zaman deneysel, kimi zaman fantastik bir oyun alanına dönüştürmeye devam ediyor. The Guardian eleştirmeni Peter Bradshaw’un “Yılın en iyi komedisi”, Paracinema’nın ise “Shaun of the Dead’ten beri yapılmış en iyi korku komedisi” sözleriyle karşıladığı, Yeni Zelandalı üç yaşlı vampirin yaşadıkları olayları anlatan çılgın korku komedi mockumentary “What We Do in the Shadows/Aylak Vampirler” ve anime dünyasının ustası Hayao Miyazaki’nin hayatını ve anime hayranlarını üzüntülere boğan Ghibli Stüdyoları’nın artık üretimlere son vereceği haberinin gerisinde yaşananları konu alan “The Kingdom of Dreams and Madness”, “Oyun” bölümünde gösterilecek filmler arasında… A Girl Walks Home Alone at Night / Geceyarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız What We Do in the Shadows/Aylak Vampirler The Tale Princess of Kaguya/Prenses Kaguya’nın Masalı !f music 2015’E EMIKA İLE “MERHABA” DİYOR! Bu yıl dördüncü yaşını kutlayacak olan !f music, müziği sinemaya, sinemayı sahneye taşımaya, partileriyle de İstanbul gece hayatını hareketlendirmeye devam ediyor. !f İstanbul’dan önce “merhaba” demeyi geleneksel hale getiren !f music, ilk partisini 23 Ocak’ta The Hall’da veriyor. Gecenin yıldızı ise Çek asıllı İngiliz müzisyen Emika! İş Bankası Maximum Kart partnerliğinde ve Mars Cinema Group ortaklığında gerçekleşecek !f İstanbul, 12 Şubat’ta İstanbul’da başlayacak ve 26 Şubat’ta Ankara’ya ve İzmir’e uğrayacak. Festival biletleri ise 30 Ocak’ta Biletix’te indirimli ön satışta. 0216 556 98 00 www.biletix.com Bu yıl da İş Bankası Maximum Kart sahiplerine özel olarak hazırlanan “Maximum Film” ve “Maximum Müzik” paketleri ile biletlerde % 50 indirim ayrıcalığı sunulacak. İş Bankası Maximum Kart sahipleri, “Maximum Film” paketiyle en az 4, en fazla 20 adet festival sinema biletini, “Maximum Müzik” paketiyle ise en az 2, en fazla 6 adet parti biletini %50 indirimle satın alabilecekler. Paket almayı tercih etmeyen İş Bankası Maximum Kart sahipleri, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ön satış döneminde Biletix’de %20 indirim ayrıcalığından yararlanabilecekler. İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI’NDAN SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ… İKİ GÖZÜM GALİBEM (MALTA SÜRGÜNÜNDEN MEKTUPLAR) FETHİ OKYAR Mondros Mütarekesi’nin ardından İtilaf Devletleri İstanbul’a yerleşir ve birçok asker, sivil ve aydın sorgusuz sualsiz tutuklanarak, o dönemde İngiltere’nin sömürgesi olan Malta Adası’na sürülür. İngilizlerin 10 Mart 1919 tarihli tutuklama listesinde, dönemin önemli devlet adamlarından Fethi Okyar da bulunmaktadır. Fethi Bey’in 30 Mayıs 1921’de serbest kalıncaya kadar Malta’da geçirdiği sıkıntılı günlerin tek tesellisi eşi Galibe Hanım’la mektuplaşmalarıdır. Galibe Hanım’a serbest kaldıktan ancak bir yıl sonra kavuşabilir ve bu süre boyunca da yazmaya devam eder. Fethi Okyar’ın mektupları Malta sürgünlerinin gündelik yaşamını, ortak düşünce ve kaygılarını, memleketin içinde bulunduğu durumu anlatırken, bir devlet adamı ve entelektüelin iç dünyasına da ışık tutuyor. EŞİTSİZ KIZ KARDEŞLİK ASLI DAVAZ Kadının toplumda erkeklerle eşit haklara sahip olması sürecinin kimi aşamaları, Türkiye’de bazı Batı ülkelerine göre erken sonuca ulaştı. Bu süreç pek çok yönüyle incelendi, incelenmeye devam ediyor. Eşitsiz Kız Kardeşlik, bu süreci uluslararası çapta ele alan kapsamlı bir çalışma. Kapsamı sadece Türkiye’deki kadın hareketinin ilk evreleriyle sınırlı değil. Dünyadaki kadın hareketleri tarihini ayrıntılı ve çok boyutlu biçimde özetleyerek, Türkiye’deki gelişmeleri bu geniş tablonun içine yerleştiriyor. GELİBOLU GÜNLÜKLERİ JONATHAN KING Gelibolu Günlükleri, 240 gün süren seferin sıcağı sıcağına yazılmış birçok günlük ve mektuptan derlenen ilk kroniğidir. Her an ölebileceklerini bilen askerler, günlüklerine ve mektuplarına (kimi zaman hemen öldürülmeden önce) cephede yaşadıklarını yazdılar. Kimi yazarak kendini rahatlattı, belki korkularını paylaştı ya da aklını yitirmemeye çalıştı. Kimi ise sadece, savaşların ne kadar korkunç olduğunu yakınlarına anlatmak istedi. YAŞAM KESİKLERİ TOPLU YAZILAR 2003-2013 ERDAL ALOVA Alova’nın bu kitapta topladığı metinler, felsefeci, sanatçı ve şair dostlarıyla sürdürdüğü dertleşmelerde, tartışmalarda gündeme gelen, irdelenen düşünce parçacıklarıdır. Tarihin, güncel yaşamın, kültür sorunlarının bilinçte açtığı “kesik”lerdir. Konu, izlek, zaman, mekân göz ardı edilerek, düşünsel bir domino gibi, birbirini esinleyen, bir tür atlama taşlarıdır bu “kesik”ler. BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA OSMANLI SEFERBERLİĞİ ERDAL BEŞİKÇİ Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı tecrübesi denilince akla ilk gelen unsurlar Çanakkale Savaşları, Sarıkamış hezimeti, Filistin ve Irak Cepheleri gibi düşmanla sıcak temas kurulan noktalarda gerçekleşmiş olaylardır. Öte yandan Osmanlı ordusunun bu sayılan cephelerde kendisinden hem sayı hem de malzeme bakımından çok daha güçlü İtilaf devletlerine dört yıl boyunca kafa tutabilmesini sağlayan can alıcı unsur, yani Osmanlı insan gücünün seferberliği, uzun yıllar boyunca gölgede kaldı ve üzerine derinlemesine araştırma yapılmadı. Mehmet Beşikçi’nin bu çalışması, söz konusu boşluğu doldurma amacıyla atılan ilk büyük adımlar arasında bulunuyor. Osmanlı arşiv kaynakları yanında Büyük Britanya Milli Arşivi’ndeki belgeleri ve son yıllarda sayısı hızla artan anı-hatırat literatürünü bir araya getiren Beşikçi, Osmanlı ordusunu tarihin ilk endüstriyel topyekûn savaşı esnasında cephede tutan Osmanlı seferberliğini mercek altına alıyor. GITANJALI – İLAHİLER RABINDRANATH TAGORE Yoğun siyasi hayatı boyunca beş kez başbakanlık yapmış olan Bülent Ecevit, aynı zamanda şair, yazar ve çevirmendi. Hint ve Doğu felsefesiyle ilgilenen, Sanskrit ve Bengal dilleriyle ilgili çalışmalar yapan Ecevit’in yolu, yapıtlarında yoksulların dertlerini paylaşan ve evrensel insani değerleri savunan Tagore’la kesişecekti elbette. Gitanjali 1941’de, şairin bir diğer yapıtı Avare Kuşlar ise 1943’te onun çevirisiyle Türkçe’de yayımlandı. Gitanjali ‘yi bizzat İngilizce’ye çeviren Tagore, şiirini yine kendi sözcükleriyle dünyaya duyurmuştu. Yaratıcısına bu sayede Nobel Ödülü getiren eseri şair Ecevit’in Türkçesinden 70 yılı aşkın bir zaman sonra yeniden sunuyoruz.