OCAK 2015 - İş Bankası

advertisement
OCAK 2015
11
DEKORASYON
02
MODA
15
SEYAHAT
23
!f İstanbul
27
KÜLTÜR SANAT
17
TEKNOLOJİ
08
BAKIM
20
MÜZE VE ÖREN YERLERİMİZ
mo
da
Kısası, uzunu, sporu, klasiği
ile botlar hem kadın hem
de erkekler için kış aylarının
vazgeçilmezlerinden. Hatta
yaz aylarında bile ince deriden
üretilmiş botları kısa şortları
ile kombinleyen pek çok kişi
görmek mümkün.
Yani botlara olan
sevdamız, onu
neredeyse dört
mevsim tercih
edilen bir giyim
parçası haline
getiriyor.
Özellikle kadınlar
için üretilmiş
onlarca çeşit model
arasından seçim
İDEAL BOT SEÇİMİNDE KADINLAR
yapabilmenin
İÇİN VUCÜT YAPISI önemlİ İken,
en büyük kriteri
ERKEKLER İÇİNSE stİller öne çıkıyor.
vücut şekli olurken
erkekler içinse
ideal bot seçiminde nasıl bir stil
yaratılmak istendiği ve botların
nerede giyileceği önemli hale
geliyor. Dilerseniz hem kadın hem
erkekler için bu kriterlere bir göz
atalım…
KIŞ ZAMANI…
BOT
ZAMANI…
KADINLAR İÇİN
Minyonsanız: Minyon olarak tabir
Armut tipi vücuda sahip
edilen bir insansınız, bacak boyunuzu
olanlar: Bu beden tipine
olduğundan daha uzun gösterecek
sahipseniz ya da ideal
modellere ihtiyacınız var demektir.
beden ölçünüzün biraz
Yüksek topuklar veya platformlu botlar
üzerindeyseniz, kısa botlar
sizin için ideal. Boyunuzu daha da uzun
yerine bacağı saran uzun
göstermek için dış giyiminizle aynı
botları tercih etmelisiniz. Diz
renkte bir bot seçebilirsiniz.
kapağınıza yakın ölçüye sahip olan,
özellikle siyah botlar, bacak boyunuzu
Dikdörtgen bir yapıya sahipseniz:
olduğundan uzun gösterecektir.
Bu vücut şekli biraz maskülen
bir hava yaratabileceği için bu
Elma tipi vücuda sahip olanlar:
duruma tezat olarak feminenliği
Beden ağırlığını en iyi şekilde
ön plana çıkaran bir bot stili
seçilmelidir. Bunun için de
dengeleyecek bot tipi dolgu topuklu
olanlardır.
en uygun alternatifler ince
topuklu, stiletto formunda
olan botlardır.
Uzun boyluysanız: Uzun
boyluysanız, hele de bir
zayıfsanız sizin için ideal
Kum saati olanlar: Kıvrımlı vücut
olanlar kesinlikle düz tabanlı
hatlarına sahip olanlar için ideal botlar,
botlardır. Tüm botlar arasında
koni tipi topuklara sahip olanlardır.
en rahat kullanıma sahip
Dengeli bir duruş ve yürüyüş için bu
olanlar düz tabanlı botlar
botlar tercih edilebilir.
olduğu için de şanslısınız!
ERKEKLER İÇİN
Dışarıda çalışanlara, dayanıklılığa
önem verenlere: Bütün günü dışarıda
geçirdiğiniz bir işiniz varsa, zorlu
koşullara uzun süre dayanabilecek bir
bota ihtiyacınız var demektir. Klasik
Klasik olanlara: Sürekli takım
botlara göre sağlamlık ön planda
elbise giyiyorsanız ya da ağırlıklı
tutularak üretilen bu botlar sağladığı
tercihiniz kumaş pantolonsa, fazla
konforla da ayaklarınızı rahat
düşünmeye gerek yok. Farklı
ettirecektir.
renklerde alacağınız klasik botlar
şıklığınızı en az makosen bir
Sportif erkeklere: Uzun yürüyüşler
ayakkabı kadar iyi tamamlayacak.
yapmak, dağ-tepe tırmanmak, hafta
sonları kamp yapmak hobileriniz
Western ruhuna sahip olanlara:
arasındaysa, hangi botu alacağınızı
Batı Texas’tan çıkan, yıllar boyunca
siz zaten çok iyi biliyorsunuz.
Destekleyici yastıklara sahip, ayağı
terletmeyen ve darbelere
dayanıklı outdoor
her dönem moda olan kovboy
akımı varlığını hala devam ettiriyor.
Maskülen ve sıra dışı görünmek
isteyen erkelerin tercihiyse, jean
botlar sizin için
pantolonlarla mükemmel bir uyum
ideal.
sergileyen bu botlar oluyor.
mo
da
2015’İN RENGİ
MARSALA
DÜNYACA ÜNLÜ PANTONE RENK
ENSTİTÜSÜ MERAKLA BEKLENEN
AÇIKLAMAYI YAPTI, YANİ HER SENE
OLDUĞU GİBİ BU SENENİN DE MODA
RENGİNİ DUYURDU. KAZANAN: MARSALA.
1
990 yılından bu yana Pantone
Renk Enstitüsü bir rengi, özellikle
moda eğilimlerini de göz önünde
tutarak “yılın rengi” olarak
belirliyor. Geçtiğimiz yılın bir hayli
iddialı olan rengi “parlak orkide moru”
tahtını daha ağır bir tona, marsalaya
bıraktı. Parlak orkide moru, yaratıcılığı
sembolize ederken, marsala ise
bedene ve ruha dinginlik verecek
doğal gücü sembolize ediyor.
2015 boyunca sıklıkla karşımıza
çıkacak olan marsala, sinyallerini
2014 yılından vermeye başlamıştı.
Gerek kırmızı halılarda gerekse
makyaj eğilimlerinde marsala dikkat
çekici oranda tercih edilmişti. Bunun
en önemli sebeplerinden biri de
marsalanın farklı cilt tonlarıyla son
derece iyi uyum sağlayabilmesi.
Marsala yarattığı sofistike havayla,
2015’te özellikle şık davetlerin
bir numaralı tercihi olacak gibi
görünüyor.
İşte dekorasyondan tekstile, en güzel
marsala örnekleri:
DUDAKLARDA MARSALA
Marsala yılın rengi olarak anons
edilmesini beklemeden dudaklarımıza
konmuştu bile. Pembeler, kırmızılar bir
süre çekmecelerde kalacak, 2015’te
ister gece ister gündüz dudak rengimiz
marsala olacak.
TIRNAKLARDA MARSALA
Herkes moda akımlarını a’dan z’ye takip
etmek zorunda değil. Yine de bu durum
minimal düzeyde de olsa, bu akımlara göz
kırpmanıza engel değil. Kıyafetlerinizde
ya da makyajınızda marsala tercih etmiyor
olsanız bile ojenizle bu akıma pek de yabancı
kalmadığınızı gösterebilirsiniz.
ASALET TİMSALİ
2014’ün kırmızı halı fotoğraflarına şöyle bir
göz attığımızda karşımıza yine marsala çıkıyor.
Neticede ünlü isimler modanın sadece takipçisi
değil öncüsü de oluyor.
MARSALA ERKEKLER
Beyler, modada her şey kadınlar için değil! Kazaktan,
kravata, çoraptan, şapkaya siz de aradığınız her ürünün
marsala tonunu bulabilir, modayı yakından takip
edenlerin sadece kadınlar olmadığını ispatlayabilirsiniz.
ba
kım
TERMAL SULARIN
BEDENİMİZE FAYDALARI
YERYÜZÜNÜN DERİNLİKLERİNDEN GELEN ŞİFA
Termal su; yeryüzünün derinliklerinden yüzeye ulaşan,
ısısı 20 derecenin üzerinde olan sulara verilen isimdir.
Yeraltından yüzeye çıkarken temas ettikleri çeşitli
taş ve kaya oluşumlarındaki mineralleri de bünyesine
katarak bizlere pek çok fayda sunar.
Bir termal su kaynağının çevresine kurulan tesise
kaplıca ya da ılıca denmektedir. Termal sular demir,
florür, bakır, çinko, sodyum, klorid, kalsiyum ve
magnezyum içerir. Kaplıcalardaki bu şifalı sıcak
suların, kaslarda yarattıkları rahatlamanın yanı sıra
çeşitli yaralanmalara ve sülfür sayesinde egzama
gibi cilt rahatsızlıklarına da iyi geldiği bilinmektedir.
İçerdiği bikarbonat sayesinde kan dolaşımı zayıf olan,
sinirsel dengesizlikler yaşayan ve hipertansiyonu
olan kişiler için idealdir. Vücudun bağışıklık sistemi
üzerinde olumlu etkileri vardır. Uykusuzluğu azaltmak,
anksiyeteyi hafifletmek gibi psikolojik kökenli
rahatsızlıklar üzerinde de etkilidir. Bunların yanı sıra,
kireçlenmeler, iltihabi romatizmalar, bel ve boyun
ağrılarının giderilmesine yardımcı olmaktadır.
Kaplıcaları sadece hafta sonunu daha keyifli geçirmek
için de tercih edebilirsiniz, ciddi anlamda tedavi
olmak için de. Tedavilerin süresi ve şekli hastanın
durumuna göre değişmekle birlikte ve kesinlikle
doktor kontrolünde yapılmalıdır.
BİR KOZMETİK ÜRÜNÜ
OLARAK TERMAL SU
Şifalı sulara ulaşmak herkes için kolay olmayabilir. Bu nedenle
içeriği mineral yönünden zengin olan ve ağırlıklı olarak cilt
bakımında kullanılan kozmetik ürünlerinden satın alabilirsiniz.
Sprey formunda satılan termal suları makyaj öncesinde
ve sonrasında cildinizi temizlemek için kullanabilirsiniz. Bu
sayede cildinizin nem dengesini korumuş olursunuz. Hem kuru
hem de yağlı ciltlere uygulanabilen mineralli yani termal sular
hücre yenilenmesine de yardımcı olur.
Sprey formundaki termal sular;
• Makyaj sonrasında sabitleyici olarak,
• Traş sonrasında cildi yatıştırmak için,
• Antioksidan olarak,
• Gün boyunca iş yerinde ya da uzun seyahatlerde
ferahlamak için,
• Soğuk algınlığına bağlı ateş yükselmelerinde rahatlama için,
• Yanık ve yaraların tedavisinde enflamasyonu hafifletmek
için,
• Egzama ve benzeri cilt rahatsızlıklarında,
• Spor aktivitelerinden ve güneşlendikten sonra yine cilde
ihtiyaç duyduğu nemi kazandırmak için kullanılmaktadır.
de
ko
ras
yon
BASİT DOKUNUŞLARLA BAŞKALAŞAN
KOMODİNLER
BELKİ BİRAZ ESKİDİ YA DA SADECE GÖRÜNTÜSÜNDEN
SIKILDINIZ. O ZAMAN DEĞİŞİME HAZIRSINIZ!
ZIMPARANIZI, BOYANIZI ELİNİZE ALIN; ÇEKMECE VE
KOMODİNLERİNİZİ BAŞTAN YARATIN.
Bir komodini atıp
yenisini almak için iki
önemli nedeniniz olabilir.
Birincisi dış yüzeyi
yıpranmış ve belki de
görünüm olarak çağın
gerisinde kalmıştır. İkinci
ve daha önemli nedense
fonksiyonelliğini
yitirmiş olması yani
artık işinize yaramıyor
oluşudur. Her iki durum
için de önereceğimiz
çözümlerle komodin
ve çekmecelerinize
ikinci bir şans verebilir,
değişimle gelen
yenilenmenin tadını
çıkarabilirsiniz.
ZIMPARALA VE BOYA
Komodininize yeni bir görüntü kazandırmak için öncelikle eski rengini zımpara yardımı ile
yok etmelisiniz. Çekmece kulplarını çıkarmalı ve istediğiniz tarzda yeni kulplar almalısınız.
Zımparalama işleminin ardından nemli bir bezle ortaya çıkan tozları temizlemelisiniz.
Ardından ilk kat boyayı sürüp, kuruduktan sonra ikinci katı atmalı ve yine boya kuruduktan
sonra eğer eskitilmiş bir görüntü elde etmek istiyorsanız, komodinin kenar kısımlarını hafifçe
zımparalamalısınız. Yeni kulpları da taktıktan sonra, işte karşınızda bambaşka bir komodin!
EKLEKTİK BİR HAVA YARATIN
Büyüklüğüne ya da küçüklüğüne, rengine ya da
malzemesine takılmadan farklı çekmeceleri tek
bir komodinde bir araya getirebilir, modern ve
eklektik bir hava yaratabilirsiniz.
MUTFAKTA, SALONDA,
YATAK ODASINDA
Eskiyen komodininizi
atacak olabilirsiniz ama
size tavsiyemiz çekmeceleri
saklamanız olacaktır. Çünkü
bu çekmeceleri hiç tahmin
etmediğiniz bir formda
kullanabilme şansınız var;
duvarlarınızda! Üstelik
yapmanız gereken tek şey
çekmeceleri çivi yardımıyla duvara sabitlemek.
SAKLAMA ALANI
Evlerimizdeki dolap sayısı ne kadar fazla da olsa bizlere hiçbir zaman
Bu işlem öncesinde renklerini değiştirebilir ya da
yetmez. Her kutuyu, her çekmeceyi dolduracak bir şeyler mutlaka buluruz.
içlerine bir ayna da yerleştirebilirsiniz. Fotoğraflar,
Eski çekmecelerinizi saklama alanı olarak da kullanabilirsiniz. Tek yapmanız
süs eşyaları, havlular… Bu çekmeceleri istediğiniz
gereken çekmecelerin altına küçük tekerlekler vidalamak ve yatağınızın altı
yerde istediğiniz amaçla kullanabilirsiniz.
gibi kolayca çekip çıkarabileceğiniz yerlere yerleştirmek.
SANATINIZI KONUŞTURUN
Zımparalama ve renk değiştirme
işlemine aşinalık kazandıktan
sonra işi bir adım ileri götürebilir
ve daha farklı çalışmalara imza
atabilirsiniz. Bu istediğiniz bir
cümleyi yazmak da olabilir, çocuk
odasına yakışacak bir desen
uygulaması yapmak da…
se
ya
hat
ZİRVEDE
KAYAK ZEVKİ
KAYAK SPORUNDA AKLA İLK GELEN ROTA: PALANDÖKEN
T
ürkiye’nin en ünlü kayak merkezlerinden biri olan Palandöken,
Erzurum ilimizde yer alır. Şehir merkezine son derece yakın
oluşu sayesinde (30 km), sadece kış sporlarını değil kültür
turizmini sevenler tarafından da tercih edilmektedir. Erzurum
şehir merkezine ulaştığınızda, hiç kimseye sormaya gerek
kalmadan Palandöken’e rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Çünkü 2011 yılında 25.
Dünya Üniversiteler Kış Oyunları Palandöken’de düzenlendiği için, şehir
merkezinden buraya kadar yönlendirme tabelaları yerleştirilmiştir. Düzenli
yapılan yol bakımları sayesinde, karın en yoğun olduğu zamanlarda bile
ulaşımla ilgili bir sıkıntı yaşanmaz. Yine de Palandöken’e gidecek olanların
mutlaka kış lastiği taktırmaları gerektiğini de hatırlatmadan geçmeyelim.
Kayak sporu için Palandöken’in tercih edilmesindeki en büyük sebeplerden
biri, Türkiye’deki kayak merkezleri arasında en iyi kar kalitesine sahip olan 5
yerden biri olmasıdır. Deniz seviyesinden 3100 metre yükseklikte bulunan
Palandöken Dağları çam ormanlarıyla seyrine doyum olmayan bir manzara
da sunar. Bu nedenle sadece kış sporlarına değil, doğaya da merakı olanlar
için tam anlamıyla bir cazibe merkezidir.
Yılın en az 5 ayı kar örtüsüyle kaplı olan Palandöken’in en yoğun sezonu,
Aralık ve Mart ayları arasındadır. Kar kalınlığı ise ortalama 1-1,5 metre
arasındadır. Bu rakam bazen 2 ve 3 metreye kadar da çıkabilir.
tek
no
loji
SICAĞI SEVENLER
BURAYA
SİZİ SICACIK TUTACAK, MODERN TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ
DOKUNMATİK DOSTU ELDİVEN
Dokunmatik ekranlı akıllı telefonlarımızı çok
seviyoruz ama maalesef onlar eldivenlerimizi
pek sevmiyor. Çünkü polar ya da yünlü olan
eldivenlerimizle, gelen aramaları cevaplamak,
mesaj yazmak gibi en basit işlemleri bile
yapamıyoruz. Bu sıkıntıyı fark eden teknoloji
firmaları, dokunmatik ekranlara dost
eldivenler ürettiler. Ellerimizi sıcak tutan bu
teknolojik eldivenlerin içeriğindeki metal
elyaflar sayesinde eldivenlerimizi elimizden
çıkarmamıza gerek kalmadan telefonları
kullanmak artık mümkün.
H
er alanda imdadımıza
yetişen teknoloji
ürünleri, mevzu soğukla
mücadele olunca yaratıcı
çözümlerle bir kez daha
hayatımızı kolaylaştırıyor. Soğuk kış
aylarında, iç mekanlarda istediğimiz
sıcaklığı, ısıtma sistemleriyle yakalasak
bile bu ısıdan daha fazlasına ihtiyacı
olan, elleri ayakları hiç ısınmayan
ya da sırf soğuk diye dışarı adımını
atmak istemeyenlerin sayısı da
azımsanmayacak kadar fazla. Siz de
soğuğa karşı verdiğiniz mücadelede
yaratıcı çözümler arıyorsanız
bu teknolojilere bir göz atmak
isteyebilirsiniz.
ISITICILI TABAN
Ayakkabılarınızın ve botlarınızın içine
kolaylıkla yerleştirebileceğiniz bu tabanlar,
sizi 5 saat boyunca sıcak tutabiliyor.
Hem de hiçbir kablo bağlantısına gerek
kalmadan! Orta ve yüksek olmak üzere
2 farklı kademede sıcaklık veren ısıtıcılı
tabanı çalıştırmak için tek yapmanız
gereken ise 4 saat boyunca şarj etmek.
ÇALIŞAN ELLER,
SICAĞI HAK EDER
Bilgisayar başındayken fareyi tutan eliniz devamlı
soğuk mu? O zaman sizin de bu fareye kesinlikle
ihtiyacınız var. Kullandığınız farelerin bildiğimiz
fonksiyonlarına sahip bu fare, aynı zamanda bir
el ısıtıcısı olarak çalışıyor. Yüzeyine yaydığı ısı
sayesinde çalışırken elinizi hiç üşütmüyor.
ISITICI FAN
SICACIK MÜZİK KEYFİ
Yağmur veya kar yağdığında
kulaklıklarımız ıslanacağı
için müzik zevkimiz sekteye
uğrar. Bu kulak ısıtıcısıysa hem
yağmur geçirmiyor, hem sahte
kürkü ile kulakları sıcak tutuyor
hem de müzik çalarınıza
bağlanabilme özelliğiyle
kesintisiz bir müzik keyfi
sunuyor.
Isıtıcı fanların genel
özelliklerinden biri
sadece tek bir yönde
sıcak hava üflemesi.
Farklı tasarımıyla
dikkat çeken bu
fansa, hem ön hem
de arkaya hava
akışı sağlayabiliyor.
Çocuklar ve
hayvanları için tehlike
arz etmemesi de bir
diğer önemli özelliği.
AYAKKABI
RADYATÖRÜ
Yağmurda veya
karda ıslanan
ayakkabılarınızı
kurutmak için özel
olarak dizayn edilmiş
bu küçük kurutucu,
sadece 7,5 volt
enerjiyle çalışıyor.
Aynı anda iki çift
ayakkabı ya da botu
kurutabiliyor.
mü
ze
VE ÖREN
YERLERİMİZ
ÇANAKKALE
ARKEOLOJİ MÜZESİ
B
Adres: Barbaros
Mahallesi.100.Yıl Cad.
Çanakkale
0286 217 65 65
Ziyaret saatleri:
Pazartesi hariç
her gün 08.30–
12.30/13.30–17.30
üyük önder Mustafa
Kemal Atatürk, tarihi
eserlerin korunması
ve müzeciliğin
geliştirilmesi adına farklı
çalışmalara imza atmıştır. Bu
önemli atılımlardan biri de
Çanakkale’de gerçekleştirilmiş,
1936 yılında Zafer Meydanı’nda,
değerli eserler bir araya
getirilmeye başlanmıştır. Zaman
içinde bu eserleri muhafaza
edecek bir binaya da ihtiyaç
duyulmuş, bu görevi 1965 yılına
kadar yine Zafer Meydanı’nda
bulunan kilisenin ek binası
yerine getirmiştir. Burada
yer alan eserlere, aralarında
Dardanos Tümülüsü’nden ve
Tenedos Antik Kenti’nden
çıkarılan buluntular da eklenince
yeni bir müze binasına ihtiyaç
duyulmuş ve 1984 yılında
Çanakkale Arkeoloji Müzesi
açılmıştır.
Müzenin giriş salonunda
ışıklı pano yer almaktadır.
Bu ışıklı pano Troia Antik
Kenti’nin yerleşim katlarını
göstermektedir. Bu salonda
ayrıca Helenistik ve Roma
dönemlerine ait steller ve
M.S. 17. ve 20. yüzyıl arasında
tarihlenen, Osmanlı dönemine
ait çeşitli seramik örnekleri de
sergilenmektedir.
2. Salonda ise ağırlıklı olarak
Troia’dan çıkarılan buluntuları
görmek mümkündür. Tarih
öncesi devirlerden kalan Troia
tabakaları, Yontma Taş Çağı
baltaları, günlük yaşamda
kullanılan aletler bu salonun en
dikkat çekici eserleri arasındadır.
Müzenin diğer salonlarında
da farklı kazılardan çıkarılan
yine Helenistik ve Roma
dönemlerine ait buluntular
sergilenmektedir. Bunların
arasında Dardanos Tümülüsü
buluntularından olan, M.Ö. 1.
yüzyıl tarihli Afrodit heykelciği,
Marmara Adası mermerinden
yapılmış olan ve Kızöldün Tepesi
Tümülüsü kazısında ortaya
çıkarılan Polyksena Lahti, Roma
İmparatoru Hadrian’ın heykeli
mutlaka görülmesi gereken
eserler arasındadır.
YILIN BEKLENEN ETKİNLİĞİ:
14. !F İSTANBUL ULUSLARARASI
BAĞIMSIZ FİLMLER FESTİVALİ
İ
ş Bankası Maximum Kart partnerliğinde düzenlenecek
14. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali,
bu yıl da yılın en çok konuşulan filmlerinin Türkiye
galalarına ev sahipliği yapıyor, partileriyle şehri ayağa
kaldırıyor, etkinlikleriyle dünyamızı değiştirmeye devam
ediyor. Film ve müzik tutkunlarının dört gözle beklediği
14. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, 12-22
Şubat 2015 tarihlerinde İstanbul’da, 26 Şubat-1 Mart 2015
tarihlerinde ise Ankara ve İzmir’de gerçekleşecek. !f İstanbul
bağımsız sinemanın en iyilerini, yılın çok konuşulan ve bol
ödüllü filmlerini sinemaseverlerle buluştururken, !f music
partileriyle İstanbul’un eğlence hayatına alternatif olacak.
Muhteşem filmler !f’te
!f İstanbul, bu yıl da Sundance’ten Venedik’e, Toronto’dan
Cannes’a, dünyanın önemli festivallerinde büyük ilgi
görmüş filmlerin yanı sıra ödül sezonunun öne çıkan
yapımlarının da Türkiye galalarına ev sahipliği yapıyor.
“Digiturk Galaları” bölümünde yer alan filmler arasında;
anime ustası Isao Takahata’nın 14 yıl aradan sonra
çektiği ilk film olan ve Oscar adayı “The Tale Princess of
Kaguya/Prenses Kaguya Masalı”; geçen yılın en iyileri
listesinde ilk sıralarda yer alan “The Act of Killing” ile bizi
şoke eden Joshua Oppenheimer’ın Venedik’te 5 ödül
birden kazanan yeni filmi “Look of Silence” ve Ana Lily
Amirpour’un İran’daki Bad City adlı bir hayalet kasabaya
yeni gelmiş gizemli bir kadının hikâyesini anlattığı ve “İran
sinemasının ilk vampir filmi” sayılan “A Girl Walks Home
Alone at Night/Gece Yarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız”
da bulunuyor. Bu bölümde ayrıca; Alejandro González
Iñárritu’nun 9 dalda adaylığıyla Oscar yarışının en güçlü
filmlerinden “Birdman” de bulunuyor.
Sessizliğin Bakışı/The Look of Silence
Birdman
!f İstanbul’un büyük ilgi gören bölümlerinden “Oyun”
ise, beyazperdeyi kimi zaman deneysel, kimi zaman
fantastik bir oyun alanına dönüştürmeye devam ediyor.
The Guardian eleştirmeni Peter Bradshaw’un “Yılın
en iyi komedisi”, Paracinema’nın ise “Shaun of the
Dead’ten beri yapılmış en iyi korku komedisi” sözleriyle
karşıladığı, Yeni Zelandalı üç yaşlı vampirin yaşadıkları
olayları anlatan çılgın korku komedi mockumentary
“What We Do in the Shadows/Aylak Vampirler” ve
anime dünyasının ustası Hayao Miyazaki’nin hayatını
ve anime hayranlarını üzüntülere boğan Ghibli
Stüdyoları’nın artık üretimlere son vereceği haberinin
gerisinde yaşananları konu alan “The Kingdom
of Dreams and Madness”, “Oyun” bölümünde
gösterilecek filmler arasında…
A Girl Walks Home Alone at Night / Geceyarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız
What We Do in the Shadows/Aylak Vampirler
The Tale Princess
of Kaguya/Prenses
Kaguya’nın Masalı
!f music 2015’E EMIKA İLE
“MERHABA” DİYOR!
Bu yıl dördüncü yaşını kutlayacak olan !f music, müziği sinemaya, sinemayı sahneye
taşımaya, partileriyle de İstanbul gece hayatını hareketlendirmeye devam ediyor. !f
İstanbul’dan önce “merhaba” demeyi geleneksel hale getiren !f music, ilk partisini
23 Ocak’ta The Hall’da veriyor. Gecenin yıldızı ise Çek asıllı İngiliz müzisyen Emika!
İş Bankası Maximum Kart partnerliğinde ve Mars Cinema Group ortaklığında
gerçekleşecek !f İstanbul, 12 Şubat’ta İstanbul’da başlayacak ve 26 Şubat’ta
Ankara’ya ve İzmir’e uğrayacak. Festival biletleri ise 30 Ocak’ta Biletix’te indirimli
ön satışta.
0216 556 98 00 www.biletix.com
Bu yıl da İş Bankası Maximum Kart
sahiplerine özel olarak hazırlanan “Maximum
Film” ve “Maximum Müzik” paketleri ile
biletlerde % 50 indirim ayrıcalığı sunulacak.
İş Bankası Maximum Kart sahipleri,
“Maximum Film” paketiyle en az 4, en fazla
20 adet festival sinema biletini, “Maximum
Müzik” paketiyle ise en az 2, en fazla 6 adet
parti biletini %50 indirimle satın alabilecekler.
Paket almayı tercih etmeyen İş Bankası
Maximum Kart sahipleri, geçen yıl
olduğu gibi bu yıl da ön satış döneminde
Biletix’de %20 indirim ayrıcalığından
yararlanabilecekler.
İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI’NDAN SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ…
İKİ GÖZÜM GALİBEM
(MALTA SÜRGÜNÜNDEN MEKTUPLAR)
FETHİ OKYAR
Mondros Mütarekesi’nin ardından İtilaf
Devletleri İstanbul’a yerleşir ve birçok
asker, sivil ve aydın sorgusuz sualsiz
tutuklanarak, o dönemde İngiltere’nin
sömürgesi olan Malta Adası’na
sürülür. İngilizlerin 10 Mart 1919 tarihli
tutuklama listesinde, dönemin önemli
devlet adamlarından Fethi Okyar
da bulunmaktadır. Fethi Bey’in 30
Mayıs 1921’de serbest kalıncaya kadar
Malta’da geçirdiği sıkıntılı günlerin
tek tesellisi eşi Galibe Hanım’la
mektuplaşmalarıdır. Galibe Hanım’a serbest kaldıktan ancak
bir yıl sonra kavuşabilir ve bu süre boyunca da yazmaya
devam eder. Fethi Okyar’ın mektupları Malta sürgünlerinin
gündelik yaşamını, ortak düşünce ve kaygılarını, memleketin
içinde bulunduğu durumu anlatırken, bir devlet adamı ve
entelektüelin iç dünyasına da ışık tutuyor.
EŞİTSİZ KIZ KARDEŞLİK
ASLI DAVAZ
Kadının toplumda erkeklerle eşit
haklara sahip olması sürecinin
kimi aşamaları, Türkiye’de bazı
Batı ülkelerine göre erken sonuca
ulaştı. Bu süreç pek çok yönüyle
incelendi, incelenmeye devam
ediyor. Eşitsiz Kız Kardeşlik,
bu süreci uluslararası çapta
ele alan kapsamlı bir çalışma.
Kapsamı sadece Türkiye’deki
kadın hareketinin ilk evreleriyle
sınırlı değil. Dünyadaki kadın
hareketleri tarihini ayrıntılı ve çok boyutlu biçimde
özetleyerek, Türkiye’deki gelişmeleri bu geniş tablonun
içine yerleştiriyor.
GELİBOLU GÜNLÜKLERİ
JONATHAN KING
Gelibolu Günlükleri, 240 gün
süren seferin sıcağı sıcağına
yazılmış birçok günlük ve
mektuptan derlenen ilk
kroniğidir. Her an ölebileceklerini
bilen askerler, günlüklerine
ve mektuplarına (kimi zaman
hemen öldürülmeden önce)
cephede yaşadıklarını yazdılar.
Kimi yazarak kendini rahatlattı,
belki korkularını paylaştı ya da
aklını yitirmemeye çalıştı. Kimi
ise sadece, savaşların ne kadar korkunç olduğunu
yakınlarına anlatmak istedi.
YAŞAM KESİKLERİ TOPLU
YAZILAR 2003-2013
ERDAL ALOVA
Alova’nın bu kitapta
topladığı metinler,
felsefeci, sanatçı ve şair
dostlarıyla sürdürdüğü
dertleşmelerde,
tartışmalarda gündeme
gelen, irdelenen düşünce
parçacıklarıdır. Tarihin,
güncel yaşamın, kültür
sorunlarının bilinçte açtığı
“kesik”lerdir. Konu, izlek,
zaman, mekân göz ardı
edilerek, düşünsel bir
domino gibi, birbirini esinleyen, bir tür atlama
taşlarıdır bu “kesik”ler.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA
OSMANLI SEFERBERLİĞİ
ERDAL BEŞİKÇİ
Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya
Savaşı tecrübesi denilince akla ilk gelen
unsurlar Çanakkale Savaşları, Sarıkamış
hezimeti, Filistin ve Irak Cepheleri gibi
düşmanla sıcak temas kurulan noktalarda
gerçekleşmiş olaylardır. Öte yandan
Osmanlı ordusunun bu sayılan cephelerde
kendisinden hem sayı hem de malzeme
bakımından çok daha güçlü İtilaf devletlerine
dört yıl boyunca kafa tutabilmesini sağlayan
can alıcı unsur, yani Osmanlı insan gücünün
seferberliği, uzun yıllar boyunca gölgede
kaldı ve üzerine derinlemesine araştırma yapılmadı. Mehmet
Beşikçi’nin bu çalışması, söz konusu boşluğu doldurma amacıyla
atılan ilk büyük adımlar arasında bulunuyor. Osmanlı arşiv kaynakları
yanında Büyük Britanya Milli Arşivi’ndeki belgeleri ve son yıllarda
sayısı hızla artan anı-hatırat literatürünü bir araya getiren Beşikçi,
Osmanlı ordusunu tarihin ilk endüstriyel topyekûn savaşı esnasında
cephede tutan Osmanlı seferberliğini mercek altına alıyor.
GITANJALI – İLAHİLER
RABINDRANATH TAGORE
Yoğun siyasi hayatı boyunca
beş kez başbakanlık yapmış
olan Bülent Ecevit, aynı
zamanda şair, yazar ve
çevirmendi. Hint ve Doğu
felsefesiyle ilgilenen, Sanskrit
ve Bengal dilleriyle ilgili
çalışmalar yapan Ecevit’in
yolu, yapıtlarında yoksulların
dertlerini paylaşan ve evrensel
insani değerleri savunan
Tagore’la kesişecekti elbette.
Gitanjali 1941’de, şairin bir
diğer yapıtı Avare Kuşlar ise 1943’te onun çevirisiyle
Türkçe’de yayımlandı. Gitanjali ‘yi bizzat İngilizce’ye
çeviren Tagore, şiirini yine kendi sözcükleriyle dünyaya
duyurmuştu. Yaratıcısına bu sayede Nobel Ödülü
getiren eseri şair Ecevit’in Türkçesinden 70 yılı aşkın bir
zaman sonra yeniden sunuyoruz.
Download