– — ˜ ™ – — ˜ ™ – — ˜ ™

advertisement
MÜSTAZHÝR - BÝLLÂH
ðol saldýrýsý sebebiyle inþaat yarým kalmýþtýr.
–
BÝBLÝYOGRAFYA :
Cûzcânî, ªabašåt-ý Nâ½ýrî, II, 181-189, 194;
Cüveynî, Târîh-i Cihângüþâ (Öztürk), I, 96, 268,
273; III, 56, 57, 89-90, 280, 281, 283, 288, 290;
Zekeriyyâ b. Muhammed el-Kazvînî, ¦ârü’l-bilâd,
Beyrut, ts. (Dâru Sâdýr), s. 313-317; Ebü’l-Ferec,
Târih, II, 544, 545, 546, 547, 554, 556, 568, 569,
570; Ýbn Vâsýl, Müferricü'l-kürûb, V, 321-377;
Ýbnü’t-Týktaka, el-FaÅrî, s. 333-338; Reþîdüddin
Fazlullah-ý Hemedânî, Câmi £u’t-tevârîÅ (trc. M.
Sâdýk Neþ’et v.dðr.), Kahire, ts., I, 233-234, 238,
267-268, 270-293; Ýbnü’l-Fuvatî, el-¥avâdi¦ü’lcâmi £a (nþr. Beþþar Avvâd Ma‘rûf – Ýmâd Abdüsselâm Raûf), Beyrut 1997, s. 185-367; Zehebî,
A£lâmü’n-nübelâß, XXIII, 174-184; Yâfiî, Mir ßâtü’l-cenân, Kahire, ts., IV, 104-105, 130-138,
147; Sübkî, ªabâšåt (Tanâhî), VIII, 211, 261, 262263, 267-274; IX, 172; X, 103; el-Melikü’l-Eþref
Ýsmâil b. el-Abbas el-Gassânî, el-£Ascedü'l-mesbûk (nþr. Þâkir Mahmûd Abdülmün‘im), Beyrut Baðdad 1395/1975, s. 509-513, 516, 518-521,
524, 528, 535-537; Makrîzî, es-Sülûk, I, 311,
312, 320, 355, 382-384, 394-400, 409-410; Bedreddin el-Aynî, £Ýšdü’l-cümân (nþr. Muhammed
Muhammed Emîn), Kahire 1407/1987, I, 70, 110,
117, 120-121, 158, 167-178; Muhammed Mâhir
Hamâde, el-Ve¦âßišu’l-¼urûbi’½-½alîbiyye ve’l-³azvi’l-Mo³†lî li’l-£âlemi’l-Ýslâmî, Beyrut 1406/1986,
s. 245-351; H. Ahmet Özdemir, Moðol Ýstilâsý ve
Abbâsî Devleti’nin Yýkýlýþý: Cengiz ve Hülâgû
Dönemleri, Ýstanbul 2005, tür.yer.; a.mlf., “Moðol Ýstilâsýyla Ýlgili Çin Kaynaklarý ve Si Shi Ki’ye Göre Hülâgû’nun Batý Seferi”, Marife, V/1,
Konya 2005, s. 85-96; R. S. MacKensen, “Four
Great Libraries of Medieval Baghdad”, The Library Quarterly, II, Chicago 1932, s. 279-299;
J. De Somogy, “A Qasida on the Destruction of
Baghdad by the Mongols”, BSOAS, VII (193335), s. 41-48; J. A. Boyle, “The Death of the Last
.Abbasid Caliph: A Contemporary Muslim Account”, JSS, VI (1961), s. 145-161; K. V. Zetterstéen, “Müstâsým”, ÝA, VIII, 832; Abdülazîz edDûrî, “Baðdat”, DÝA, IV, 431-432.
ÿHacý Ahmet Özdemir
–
—
el-MÜSTATREF
( À‫) א‬
Ýbþîhî’nin
(ö. 854/1450 [?] )
ansiklopedik bir antoloji
niteliðindeki eseri
˜
(bk. ÝBÞÎHÎ).
–
™
—
MÜSTAZ‘AF
( !"‫) א‬
Kur’ân-ý Kerîm’de
toplum içerisinde ezilen, küçük görülen
veya kendilerini öyle hisseden
ya da sayýlarýnýn azlýðý
ve güçsüzlükleri sebebiyle
etkisiz kalan kimseler için kullanýlan
bir tabir
˜
(bk. MÜSTEKBÝR).
™
—
MÜSTAZHÝR - BÝLLÂH
( ‫) א‬
Ebü’l-Abbâs el-Müstazhir - Billâh Ahmed
b. Abdillâh
el-Muktedî - Biemrillâh el-Abbâsî
(ö. 512/1118)
˜
Abbâsî halifesi
(1094-1118).
™
19 Þevval 470’te (5 Mayýs 1078) Baðdat’ta doðdu. Babasý Halife Muktedî - Biemrillâh, annesi Türk asýllý Altun adlý bir câriyedir. Babasýnýn ölümü üzerine (487/1094)
Vezir Amîdüddevle Ýbn Cehîr veliaht Ebü’lAbbas Ahmed’i çaðýrýp vefat haberini verdi ve kendisine biat etti. Ardýndan o sýrada
Baðdat’ta bulunan Selçuklu Sultaný Berkyaruk’a durumu bildirerek ondan da yeni
halife için biat aldý. Muktedî - Biemrillâh’ýn
ölümü üç gün sonra açýklanýp Ebü’l-Abbas
Ahmed, Müstazhir- Billâh lakabýyla halife ilân edildi (18 Muharrem 487 / 7 Þubat
1094). Cülûs merasimine Ýbn Cehîr, Sultan
Berkyaruk’un veziri Ýzzülmülk b. Nizâmülmülk, kardeþi Bahâülmülk, Selçuklu emîrleri, Abbâsîler’in nakibi Tarrâd b. Muhammed, Alevîler’in nakibi Muammer el-Alevî, Kadýlkudât Ebû Bekir eþ-Þâmî, Gazzâlî,
Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed eþ-Þâþî,
Ebü’l-Vefâ Ýbn Akýl ve diðer meþhur âlimler
katýldý. Müstazhir- Billâh’ýn ilk icraatý kardeþlerini tutuklamak oldu.
Halife Muktedî - Biemrillâh’ýn son dönemlerinde Büyük Selçuklu Veziri Nizâmülmülk ve Sultan Melikþah’ýn bir ay içerisinde ölmelerinin (485/1092) ardýndan Büyük
Selçuklu Devleti taht kavgalarý yüzünden
sarsýlmaya baþladý. Bu karýþýk ortamda halife olan Müstazhir-Billâh, en güçlü konumdaki taht iddiacýsýnýn saltanatýný tasdik
edip Baðdat’ta onun adýna hutbe okutmak
zorunda kalýyordu. 487 (1094) yýlýnda Berkyaruk’u meþrû sultan ilân ederek adýna
hutbe okutan ve kendisine saltanat hil‘atleri gönderen Halife Müstazhir Tutuþ’un
Harran, Urfa, el-Cezîre, Diyarbekir, Ahlat,
Azerbaycan ve Hemedan’a hâkim olup
Berkyaruk’u yenmesi üzerine Fahrülmülk
Ali b. Nizâmülmülk ve Baðdat Þahnesi Aytekin Ceb’in ýsrarýyla Tutuþ adýna hutbe
okuttu (Þevval 487 / Ekim - Kasým 1094).
Ertesi yýl Tutuþ Berkyaruk karþýsýnda maðlûp olarak öldürülünce hutbe tekrar Berkyaruk adýna okunmaya baþlandý. Daha sonra Muhammed Tapar’ýn saflarýna katýlan
Baðdat Þahnesi Sa‘düddevle Gevherâyin’in
isteði üzerine Halife Müstazhir, hutbeyi
Muhammed Tapar adýna (17 Zilhicce 492 /
4 Kasým 1099), Berkyaruk’un 17 Zilkade
494’te (13 Eylül 1101) Baðdat’a girmesiyle onun adýna okuttu. Hille Emîri Sadaka b.
Mansûr’un baskýsýyla, Muhammed Tapar
adýna okunan hutbe Sultan Berkyaruk’un
Baðdat Þahnesi Gümüþtegin’in 496’da
(1102) Baðdat’a hâkim olmasýyla tekrar
Sultan Berkyaruk adýna okundu (23 Rebîülevvel 496 / 4 Ocak 1103). Bu mücadele
Muhammed Tapar’ýn tek baþýna tahta geçiþine kadar sürdü (498/1105). Müstazhir’in
Baðdat’ta sadece kendi adýna hutbe okuttuðu ve hiçbir taht iddiacýsýnýn adýna yer
vermediði dönemler de olmakla birlikte
Selçuklular’ýn içinde bulunduðu bu karýþýk ortamdan istifade edip Abbâsî halifeliðinin kaybettiði siyasî güç ve iktidarý lehine kullanamamýþ, Baðdat’ý Selçuklu sultanlarýnýn tayin ettiði þahneyle birlikte yönetmenin dýþýnda hiçbir siyasî faaliyette
bulunamamýþtýr.
Selçuklu hânedaný mensuplarýnýn taht
kavgalarýyla meþgul olmasýný ve Ýslâm dünyasýnýn güçlü bir siyasî iradeden mahrum
bulunmasýný fýrsat bilen Haçlý ordularý bu
dönemde Ortadoðu’yu istilâ ederek Urfa
(1098), Antakya (1098) ve Kudüs’te (1099)
birer Haçlý devleti kurdular. Haçlýlar’ýn müslüman topraklarýný ele geçirip Kudüs’e doðru ilerlediklerini haber alan Müstazhir- Billâh, 491 (1098) yýlýnda Sultan Berkyaruk’a
elçi göndererek Haçlý ordularýna karþý yardým istedi. Sultan Berkyaruk bütün emîrlerin Baðdat’ta toplanýp Haçlýlar’a karþý Vezir Ýbn Cehîr ile birlikte sefere çýkmalarýný emretti. Aralarýnda Hille Emîri Seyfüddevle Sadaka ve Sa‘düddevle Gevherâyin
gibi ünlü þahsiyetlerin de bulunduðu kumandanlar Baðdat’ta toplandý. Ancak daha sonra azimleri kýrýldý ve sefere çýkmadan daðýldýlar (Ýbnü’l-Cevzî, IX, 105). Trablusþam Emîri Fahrülmülk Ýbn Ammâr 501’de (1108) Baðdat’a gelip halifeden Haçlýlar’a karþý yardým istediyse de bu yardým
gerçekleþmedi. Üç yýl sonra Suriye’nin çeþitli þehirlerinden gelen bir heyet aðlayýp
feryat ederek cuma namazýnýn kýlýnmasýna engel oldu ve Haçlýlar’a karþý âcil yardým
istedi. Halife Müstazhir bu olaya çok öfkelendi ve olaya katýlanlarýn þiddetle cezalandýrýlmasýný istedi. Ancak Sultan Muhammed Tapar halifeyi bundan vazgeçirdi. Musul Valisi Mevdûd b. Altuntegin, Muhammed Tapar’ýn emriyle Haçlýlar’a karþý sefere çýktý. Dýmaþk Atabegi Tuðtegin de Receb 509’da (Kasým - Aralýk 1115) Baðdat’a
giderek Muhammed Tapar ve Halife Müstazhir ile görüþüp Haçlýlar’ýn Dýmaþk’ý istilâ tehdidlerine karþý yardým talep etti.
Bâtýnîler’le mücadele Müstazhir- Billâh
döneminin önemli olaylarýndan biridir. Sel127
MÜSTAZHÝR - BÝLLÂH
çuklu sultanlarý Bâtýnîler’le siyasî ve askerî
sahada mücadele ederken Halife Müstazhir halký bu konuda aydýnlatmak amacýyla Gazzâlî’den Bâtýnî gruplarýnýn görüþlerine reddiye mahiyetinde bir eser yazmasýný istemiþ, Gazzâlî de bu amaçla FeŠâßi¼u’l-Bâ¹ýniyye ve fe²âßilü’l-Müsta¾hiriyye adlý kitabýný kaleme almýþtýr. Müstazhir- Billâh döneminde Selçuklu sultanlarý Bâtýnîler’in faaliyetlerini ciddiyetle takip etmiþ, Bâtýnîlik’le ilgisi olduðu söylenen
þahýslarý þiddetle cezalandýrmýþtýr. Devrin
meþhur âlimlerinden Kiyâ el-Herrâsî bir
yanlýþlýk sonucu Bâtýnîlik’le itham edilmiþ,
504’te (1110-11) Sultan Muhammed Tapar
tarafýndan öldürülecekken Halife Müstazhir- Billâh’ýn lehinde þehadetiyle ölümden
kurtulmuþtur (a.g.e., IX, 129-130).
16 Rebîülâhir 512’de (6 Aðustos 1118)
Baðdat’ta vefat eden Müstazhir- Billâh,
veliahdý Müsterþid - Billâh tarafýndan kýldýrýlan namazdan sonra dârülhilâfedeki
odasýnda gömüldü. Naaþý daha sonra diðer Abbâsî hânedaný mensuplarýnýn kabirlerinin bulunduðu Rusâfe Mezarlýðý’na nakledildi. Müstazhir- Billâh yumuþak huylu,
güzel ahlâklý, hayýr sever, halka iyi davranýlmasýný isteyen, ulemâyý koruyan, fesahat
ve belâgat sahibi bir hükümdardý. Onun
döneminde ilim hayatýnda büyük geliþmeler yaþanmýþ, kýymetli eserler kaleme alýnmýþtýr. Fýkýhta Ebû Bekir Muhammed b.
Ahmed eþ-Þâþî, Ýbn Akýl, Kelvezânî, Kiyâ
el-Herrâsî, Ebû Muhammed eþ-Þîrâzî, Ebû
Muhammed ed-Dâmeganî; tefsirde Rýzkullah et-Temîmî ve Muhammed en-Nesefî; kelâm, fýkýh ve tasavvufta Gazzâlî; hadiste Muhammed b. Ebû Nasr, Ahmed b.
Bündâr; tarihte Þücâ‘ b. Þücâ‘ ve Muhammed b. Abdülmelik el-Hemedânî, Hibetullah b. Mübârek; dinler ve mezhepler tarihinde Þehristânî; týpta Ýbnü’l-Vâsýtî, Saîd
b. Hibetullah, Ýbnü’t-Tilmiz; þiirde Hüseyin
b. Ali et-Tuðrâî, Muhammed b. Ahmed elEbîverdî, Harîrî, Ýbnü’l-Hebbâriyye, Ýbnü’lHâzin el-Kâtib; dilde Ca‘fer es-Serrâc, Bâri‘ en-Nahvî, Ebü’s-Seâdât eþ-Þecerî gibi
âlimler yetiþmiþ, Gazzâlî ve Ebû Bekir eþÞâþî bazý eserlerini ona ithaf etmiþlerdir.
Muhammed b. Abdülmelik el-Hemedânî
Tekmiletü TârîÅi’¹-ªaberî’de ondan övgüyle söz eder. Müstazhir- Billâh devrin
önde gelen hattatlarýndandý ve ayný zamanda þairdi.
Müstazhir- Billâh’ýn halifeliði döneminde devlet iþleri büyük ölçüde Benî Cehîr
ailesine mensup vezirler tarafýndan idare
edilmiþtir. Büyük Selçuklu hânedanýyla siyasî iliþkileri güçlendirmek isteyen Müs128
tazhir-Billâh, Sultan Melikþah’ýn kýzý ve Sultan Muhammed Tapar’ýn kýz kardeþi Seyyide Hatun ile evlenmiþtir (10 Ramazan 504/
22 Mart 1111). Halife Müstazhir-Billâh, Fâtýmîler’e muhalefet amacýyla 494 Ramazanýndan (Temmuz 1101) itibaren namazda besmelenin Hanbelîler’e uyularak açýktan okunmasýný istemiþ, yine ayný amaçla
Kunut dualarýnýn da Þâfiî mezhebine göre okunmasýný emretmiþtir (Ýbnü’l-Esîr, X,
325).
Halife Müstazhir- Billâh, sadece Þark Ýslâm dünyasýnda deðil Maðrib’deki bazý yöneticiler tarafýndan da halife olarak tanýnmýþ, hükümdarlar ona baþvurup saltanatlarýnýn tasdik edilmesini istemiþtir. Nitekim Murâbýt Hükümdarý Yûsuf b. Tâþfîn,
Müstazhir- Billâh’a elçi gönderip hükümdarlýðýnýn onaylanmasýný talep etmiþ, o da
sultanýn bu isteðini kabul etmiþtir. Yûsuf
b. Tâþfîn de ülkesinde onun adýna hutbe
okutmuþ, giyim kuþam ve bayraklarýnda
Abbâsîler’in resmî rengi olan siyahý benimsemiþtir.
Ýmar faaliyetleriyle de yakýndan ilgilenen
Müstazhir- Billâh 18 Rebîülâhir 488’de (27
Nisan 1095) Dârülhilâfe’deki Harîm’in çevresine sur yapýlmasýný emretmiþ, surlarýn
etrafýna hendek kazýlmýþtýr. 503-507 (11091113) yýllarý arasýnda Dârürreyhâniyyîn adlý
yeni bir saray yaptýrmýþtýr. Ayrýca bu dönemde onun teþvik ve himayesiyle medrese, ribât ve türbeler inþa edilmiþtir. Müstazhir- Billâh’ýn ardýndan oðullarý Müsterþid - Billâh ve Muktefî - Liemrillâh hilâfet
makamýna geçmiþtir.
£a½ri’s-Selcûš¢, Baðdad 1385/1965, s. 79, 85, 93,
323, 406; C. L. Klausner, The Seljuk Vezirate: A
Study of Civil Administration 1055-1194, Cambridge 1973, s. 26, 42, 50, 102; Hudarî, Mu¼âŠarât: £Abbâsiyye, s. 430-434; Cebrâil Süleyman
Cebbûr, el-Mülûkü’þ-þu£arâß, Beyrut 1401/1981,
s. 179-180; Ali Sevim, Suriye ve Filistin Selçuklularý Tarihi, Ankara 1983, s. 15, 152, 176, 214;
M. Hüseyin Þendüb, el-¥aŠâretü’l-Ýslâmiyye fî
Ba³dâd fi’n-ný½fi’¦-¦ânî mine’l-šarni’l-Åâmisi’lhicrî (467-512), Beyrut 1404/1984, s. 79-241; W.
Muir, The Caliphate its Rise, Decline and fall,
London 1984, s. 577, 579; Runciman, Haçlý Seferleri Tarihi, II, 11, 87, 100, 107, 149; M. Abdullah Ýnân, Devletü’l-Ýslâm fi’l-Endelüs: el-£A½rü’¦¦âli¦: £A½rü’l-Murâbý¹în ve’l-Muva¼¼idîn fi’lMa³rib ve’l-Endelüs, Kahire 1411/1990, I, 41, 44,
456; Abdülkerim Özaydýn, Sultan Muhammed
Tapar Devri Selçuklu Tarihi (498-511/11051118), Ankara 1990, bk. Ýndeks; a.mlf., Sultan
Berkyaruk Devri Selçuklu Tarihi (485-498/10921104), Ýstanbul 2001, bk. Ýndeks; E. J. Hanne,
The Caliphate Revisited The Abbåsid of 11th
and 12 th Century Baghdad (doktora tezi, 1998),
The University of Michigan, s. 220-300; K. V. Zetterstéen, “Müstazhir”, ÝA, VIII, 832; Carole Hillenbrand, “al-Mustazhir Bi’llah”, EI 2 (Ýng.), VII, 755756.
ÿAbdülkerim Özaydýn
–
˜
(bk. FEDÂÝHU’l-BÂTINÝYYE).
–
™
—
MÜSTAZÎ - BÝEMRÝLLÂH
( #$" )
Ebû Muhammed el-Müstazî - Biemrillâh
el-Hasen b. el-Müstencid - Billâh Yûsuf
b. el-Muktefî - Liemrillâh el-Abbâsî
(ö. 575/1180)
BÝBLÝYOGRAFYA :
Ýbnü’l-Kalânisî, TârîÅu Dýmaþš (Amedroz), s.
125-126, 139, 147, 173, 193-197, 200; Azimî
Tarihi: Selçuklularla Ýlgili Bölümler: 430-538
(nþr. ve trc. Ali Sevim), Ankara 1988, s. 28-29, 3233, 36, 41; Ýbnü’l-Ezrak el-Fâriký, TârîÅu Meyyâfâriš¢n ve Âmid (nþr. Bedevî Abdüllatîf Avad),
Kahire 1959, s. 196, 207, 241-243, 265, 284286; Ýbnü’l-Ýmrânî, el-Ýnbâß fî târîÅi’l-Åulefâß (nþr.
Kasým es-Sâmerrâî), Leiden 1973, s. 206-209; Ýbnü’l-Cevzî, el-Munta¾am, VIII, 313; IX, tür.yer.; Ahbârü’d-devleti’s-Selcûkýyye (Lugal), s. 52-54,
57, 67; Ýbnü’l-Esîr, el-Kâmil, X, 226-233, 260,
279, 309, 323, 325, 366, 371, 417, 441, 471,
514, 533-536, 545; XI, 44, 222, 256; Bündârî,
Zübdetü’n-Nusra (Burslan), s. 81, 84, 97, 116,
237, 240; Sýbt Ýbnü’l-Cevzî, Mirßâtü’z-zamân, VIII/
1, s. 8, 11, 13-14, 18, 23-24, 27, 37-38, 43,
55-56, 62, 70-71, 73-74; Ýbnü’l-Ýbrî, TârîÅu muÅta½ari’d-düvel (nþr. Antûn Sâlihânî el-Yesûî),
Beyrut 1890, s. 195, 200; Ýbnü’t-Týktaka, elFaÅrî (nþr. M. Ývaz Ýbrâhim Bek – Ali el-Cârim
Bek), Kahire, ts. (Dârü’l-maârif), s. 267-268; Müstevfî, TârîÅ-i Güzîde (Nevâî), s. 358-359, 444;
Diyarbekrî, TârîÅu’l-Åamîs, Kahire 1283, II, 360;
G. le Strange, Baghdad during the Abbasid Caliphate, Oxford 1924, s. 272-273, 279, 283-284,
323, 327, 335; Hüseyin Emîn, TârîÅu’l-£Irâš fi’l-
—
el-MÜSTAZHÝRÎ
˜
Abbâsî halifesi
(1170-1180).
™
23 Þâban 536’da (23 Mart 1142) Halife
Müstencid - Billâh’ýn Ermeni asýllý bir câriyesinden doðdu ve babasýnýn ölümünden
(9 Rebîülâhir 566 / 20 Aralýk 1170) sonra
nüfuzlu emîrlerden Adudüddin Ebü’l-Ferec ile Kutbüddin Kaymaz tarafýndan halife ilân edildi.
Adudüddin’i vezirliðe, Kaymaz’ý ordu kumandanlýðýna tayin eden Müstazî - Biemrillâh iki yýl sonra Kaymaz’ýn baskýsýyla Adudüddin’i vezirlikten almak zorunda kaldý.
Ertesi yýl onu tekrar göreve getirmek isteyince Kaymaz’la arasý açýldý ve Kaymaz’ýn,
kendi yanýna sýðýnan hazine nâzýrý Ýbnü’lAttâr’ý ele geçirmek için saraya yönelmesi üzerine halife halký yardýma çaðýrdý. Bu
durum karþýsýnda Kaymaz Baðdat’tan Musul’a doðru kaçtýysa da yolda öldü (570/
1175). Kaymaz’ýn kaçmasýndan sonra vezirlik makamýna iade edilen Adudüddin
Download